{"query": "Baha'nın anlattığına göre karşı komşuları olan Leyla Özdoğanlar ile onun oğlu tarafından silah zoruyla kaçırılmıştı. Söyledikleri şöyle:\n\n-Leyla bana gelmişti. Eşim işteydi. Ona çay yaparken kapı çaldı, Leyla gidip kapıyı açtı. İçeriye oğlu Erdoğan Özdoğan silahla girdi. Çocuğun başına silah dayadı ve burdan gideceğiz dedi. Sonra bana veda mektubu yazdırdı. Beni arama diye mektup yazdım. Bana eşyaları toplattılar, kapıya İrem'e ait gri bir araba geldi. Ama İrem'in onlarla bir bağlantısı yokmuş. Arabaya bindik beni bir taksiye götürdüler.", "pos": ["2015'te Baha Hanım ile dünya evine giren Ali Akkoç, Manisa'da bir hayat kurduklarını ve burada çalışmaya başladıklarını anlattı. Ali Akkoç, olay gecesi 00.30'da eşinin Adana'ya gideceğini söylediğini akabinde kendisini telefonundan engellediğini belirtti. Ali Bey, eşinin evden giderken bir mektup bıraktığını kimseyle gitmediğini yazdığını söyledi. Akkoç, sonrasında eşinin Adana'ya bir erkeğin yanına gittiğini iki yıldır bu kişi ile konuştuğunu yazdığını açıkladı."], "neg": ["Mardin İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamada, terör riski nedeniyle Mardin Havalimanında güvenlik komisyonunca alınan karar ile GBT-UYAP sorgusu yapılması kararı alındığı belirtildi:\n\nHavalimanında bu kapsamda geçen sene Ankara, İstanbul ve İzmir'e seyahat eden yolcuların sorgu işlemlerinin yapıldığı vurgulana açıklamada, şunlar yer aldı:\n\n\"Ulusal ve uluslararası alanda ilimizin vitrini konumunda bulunan Mardin Havalimanında hizmetin daha etkin ve güvenilir bir şekilde yürütülmesi için gerekli tüm güvenlik önlemleri en üst seviyede alınmaktadır. 2019 yılında Mardin Havalimanında Ankara, İstanbul ve İzmir'e seyahat eden 319 kişinin çeşitli suçlardan arandığı tespit edilmiştir. Şüpheliler, haklarında gerekli adli işlemlerin tamamlanması amacıyla ilgili birimlere sevk edilmiştir.\"\n\nKaynak: AA", "Hindistan basınında yer alan haberlere göre Google, Hindistan'ın Karnataka eyaletinin başkenti Bangalore şehrinde bir çalışanında Kovid-19 tespit edildiğini bildirdi.\n\nKarantinaya alınan Google çalışanının 26 yaşında olduğu ve Yunanistan'dan yakın zamanda döndüğü kaydedildi.\n\nÖte yandan, Hindistan'ın başkenti Yeni Delhi'de 31 Mart'a kadar tüm sinema salonlarının kapalı tutulmasına karar verildi.\n\nHindistan Sağlık ve Aile Refahı Bakanlığından yapılan açıklamada, ülkede Kovid-19 bulaşan kişi sayısının 2 artarak 75'e yükseldiği belirtilmişti.\n\nDün, Hindistan'da Kovid-19 nedeniyle ilk ölüm gerçekleşmiş, Karnataka eyaletinde 76 yaşındaki erkek Hint vatandaşı, hayatını kaybetmişti.\n\nKovid-19, Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde Aralık 2019'da ortaya çıkmış, kısa sürede ülkede ve yurt dışına yayılmıştı. Dünya genelinde birçok ülkede hızla artan Kovid-19 kaynaklı ölüm ve vaka sayısı nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kovid-19'un \"pandemi\" olduğunu açıkladı.", "Karantina süresi dolan 293 umre yolcusu, memleketlerine gönderildi ISPARTA'da umre dönüşü koronavirüs önlemleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutulan 586 kişiden yapılan testleri negatif çıkan 293'ü memleketlerine gönderilmeye başlandı.\n\nISPARTA'da umre dönüşü koronavirüs önlemleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutulan 586 kişiden yapılan testleri negatif çıkan 293'ü memleketlerine gönderilmeye başlandı.\n\nSuudi Arabistan'daki umre ziyareti dönüşü 16 Mart tarihinde Isparta Murat Hudavendigar Erkek Öğrenci Yurdu'nda karantina altına alınan 586 umre yolcusunun, 14 günlük karantina süresi dün tamamlandı. Hafta sonu umreden dönen vatandaşlara koronavirüs testleri yapıldı. Yapılan testlerde sonuçları negatif çıkan 293'ünün memleketlerine gönderilmesine karar verildi.\n\nKarantina süresi dolan umre yolcuları bugün otobüslerle memleketlerine gönderilmesi için işlemler başlatıldı. Valizlerini hazırlayan vatandaşlar için 15 yolcu otobüsü hazırlandı. Otobüsler görevliler tarafından dezenfekte edilirken, şoförlere de özel kıyafetler giydirildi. Vatandaşlar yurttan görevliler eşliğinde alınarak otobüslere bindirildi. Her otobüse 23 kişi olacak şekilde bindirilen vatandaşlar, Konya başta olmak üzere Kahramanmaraş, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya doğru yola çıkmaya başladı. Gün içerisinde gönderim işlemlerinin süreceği belirtilirken, isteyen vatandaşların ise kendi imkanlarıyla memleketlerine gitmelerine izin verileceği kaydedildi. Otobüslerin geçeceği güzergahtaki tüm il valilikleri ve kaymakamlıklar da uyarıldı.BAZILARININ SONUCU POZİTİF ÇIKTI\n\nDiğer yandan, yurtta kalan vatandaşlardan bazılarının testlerinin pozitif sonuçlandığı, bunların karantina sürelerinin uzatıldığı ve tedavilerinin ardından yeniden test yapılarak, sağlık durumlarına göre memleketlerine gönderilecekleri belirtildi.\n\nKaynak: DHA", "Orman Genel Müdürlüğü, 2020 yılı için geçici işçi alımı yapıyor. 5 ay 29 gün süreyle çalıştırılmak üzere 390 adet Geçici İşçi alımı İŞKUR üzerinden yapılacak. Geçici işçi olarak çalışmak isteyen adaylar başvuru tarihlerini ve şartları araştırmaya başladı. Belirtilen şartları taşıyan adaylar ilan süresince başvurularını İŞKUR’a yapacaklardır.\n\nMEMUR ALIMI İLANLARI İÇİN TIKLAYIN\n\nOGM GEÇİCİ İŞÇİ ALIMI BAŞVURULARI NE ZAMAN?\n\nAdaylarda aranacak şartlar ve diğer bilgiler İŞKUR açık iş ilanlarında 15-19 Haziran tarihleri arasında 5 gün süreyle ilanda kalacaktır. İlanda belirtilen şartları taşıyan adaylar ilan süresince başvurularını İŞKUR’a yapacaklardır. Adaylar noter huzurunda çekilecek kura sonucuna göre belirlenecektir.\n\nKura yeri ve tarihi İŞKUR Açık İş İlanında belirtilecek olup ilgili Orman Bölge Müdürlüğü internet sitesinden açıklanacak.\n\nOGM İŞÇİ ALIMI ŞARTLARI NELERDİR?\n\nOGM geçici işçi alımı için genel ve özel şartlar aranıyor. Genel şartların ilki Türk vatandaşı olmak ve 18 yaşını tamamlamış olmak olarak belirtildi.\n\nBaşvuru yapacak adayların, Affa uğramış olsa bile Devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, millî savunmaya karşı suçlar, Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmaması istendi.\n\nAyrıca, kamusal hakları kullanmaktan yoksun bırakılmamış olma, askerlik ile ilişiği olmama (yapmış olmak, tecilli, bedelli veya muaf olmak) şartı da aranıyor.\n\nAdayların, başvurunun son günü itibarıyla talep edilen öğrenim durumu ve özel şartlara haiz olması ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan emeklilik, yaşlılık veya malullük aylığı almıyor olması gerekiyor.\n\nİŞKUR Açık İş İlanında belirtilen ilde ikamet ediyor olma şartı da aranıyor.\n\nÖZEL ŞARTLAR\n\nOGM işçi alımı için aranan özel şartlar ise şu şekilde sıralanıyor: En az ilköğretim mezunu olmak, başvuru tarihi itibariyle 30 yaşından gün almamış olmak, tam teşekküllü devlet hastanesinden ağır ve tehlikeli işlerde çalışabilir ibareli heyet raporu almak.(Koronavirüs tedbirleri kapsamında bu rapor sözlü ve uygulamalı sınavda başarılı olan adaylardan istenecektir.)", "HABERTURK.COM\n\nAK Parti'de eski Genelkurmay Başkanı Emekli Org. İlker Başbuğ'un açıklamaları sonrası toplantı yapıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan Mustafa Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır\" dedi.\n\nAK Parti avukatları, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi.\n\nDilekçede Başbuğ'a askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin sözleri nedeniyle \"hakaret\" suçlamaları yöneltildi. Dursun Çiçek'e ise iftira suçlaması yöneltildi.\n\nSuç duyurusu dilekçesinde, söz konusu teklifin imzacıları arasında Mustafa Elitaş ve Bekir Bozdağ dahil, 6 isim müşteki olarak yer aldı.\n\nAK Parti Genel Merkezi önünde açıklama yapan Elitaş, dilekçenin bugün verileceğini açıkladı. Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır. İftira ve hakaret suçundan olacak diye biliyorum. Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın olmak üzere 6 kişi olarak suç duyurusu olacak\" ifadelerini kullandı.\n\nElitaş sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Parlamentoya vesayet koyma heveslilerinin gayretidir. CHP destekledim, desteklemedim diyor ama bir konu komisyonda konuşulur ve en sonunda TBMM'de konuşulur. TBMM'de evet oyu verildikten sonra o önerge TBMM'nin olmuştur. Şu anda parlamenter olan arkadaşlarımızın bu işi çok iyi düşünmesi gerekir. Türkiye parlamentoların kapatıldığı, feshedildiği, bombalandığı nadir ülkelerden biridir. Parlamentoyu susturmak, itibarsızlaştırmak için bir hareket olduğunu arkadaşlarımızın görmesi gerekir. 1960'tan beri yaşanan budur. 12 Eylül budur, 28 Şubat budur... Darbe ile CHP iktidarının eş değer olduğunu hatırlatan günlere gitmiş olur. Geçmişte CHP Genel Merkezi'ni uyaranlar, şimdi de CHP Genel Merkezi'ni aramıştır.\"\n\nÖZGÜR ÖZEL'DEN YANIT\n\nCHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında basın toplantısı düzenledi. Özel, \"O imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi\" dedi.\n\nCHP'li Özgür Özel, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek AK Parti'nin İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunması ve FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında açıklamalar yaptı. Özel şunları söyledi:\n\n\"Önerge altında imzası olanlar, 'İmzamın arkasındayım' diyor. Attığı imzanın manasını tartışacağız. Elitaş, 'CHP'nin haberi vardı' diyor. Ben CHP tarafından olan herkesle görüştüm. Video kayıtlarını inceledik, arşiv taraması yaptık. Durumumuzu, pozisyonumuzu tarif edebilecek durumdayız. FETÖ'nün haber ajansı diye kapatılan Cihan Haber Ajansı'nda tüm haberler var.\n\nElimizde 7 Ocak 2009 tarihli bir kanun tasarısı var. Altında Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var. Son sayfasında bütün bakanların imzası var. Bu kanun teklifi kamuoyuna ve siyasi muhataplarına 'AB yasalarıyla uyumdur' diye alıyor. Böyle bir ziyaret yapıyorlar.\n\nKanun 250'nci maddedeki uyuşturucuya, mal varlığını aklamayı da ekleyelim diyor. Meclis raconunda buna \"iz madde\" deniliyor. Recep Tayyip Erdoğan verdiği önergeyle 250'nci maddeyi tepsiye koyuyor. Genel Kurul'a geliyor. Bu planı kuranlar dışında herkes sanıyor ki uyuşturucu ile mücadelede hamle yapıyoruz sanıyor. Biz bütün AB yasalarına evet oyu vermişiz.\n\nAncak bu madde görüşülürken 00,50'de Meclis kapanıyor, 00.59'da Meclis açılıyor ve öneri geliyor. O sırada Ahmet Zeki Üçok Işık Evleri Operasyonu yapıyor. Bu yasayla bu imkan elinden alınıyor. Masada her şey yapılabilir maddeye önerge veriliyor. Burada yapılan değişiklikle İlker Başbuğ, 68 amiral ve general ile 125 albay yargılanıyor. Bu 125 albay yerine FETÖ'cüler yerleşiyor.\n\nCHP'nin Meclis kayıtlarından da baktığınızda bu 7'nci maddesine desteği olmadığı gibi yapılan işin bir iz madde konulup, \"hali dahil\"i, \"halinde\"ye çeviriyorlar. Verilen bilgi, alınan destek, yapılan operasyon bambaşka. Meselenin özü, kendisi bu. Anayasa Mahkemesi'ne gitmemiz de bu.\n\nO imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi.\""], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "İnsanlığı tehdit eden koronavirüs salgını, bir yandan insanların hayatlarını kaybetmelerine sebep olurken bir yandan da ekonomik zarar meydana getiriyor. Virüsle mücadele kapsamında birçok iş yeri kapatılırken, vatandaşlara 'Evde Kal' çağrısı yapılıyor. Faaliyetlerine ara veren işletmeler; çalışanlarını izinli saydığı taktirde ücretlerde bir sıkıntı yaşanmazken, asıl problem verilen ücretsiz izinlerde ortaya çıkıyor. Ücretsiz izin verilen çalışanların rızası alınmazsa, hukuki olarak sorun teşkil eden durum oluşuyor. Vatandaşların bu dönemde en çok merak ettiği İş Kanunu ile ilgili açıklamalarda bulunan Av. Bedia Teymur, verilen ücretsiz izinlerde işçi ve işveren arasında yazılı bir mutabakat yapılması gerektiğinin altını çizdi. Teymur, ayrıca ücretsiz izin kullanan çalışanların işsizlik maaşı alamayacağını söyledi.\n\n''YARGITAY UYGULAMALARI ESAS ALINIYOR''\n\nÇalışanların izinleriyle ilgili düzenlemelerin 4857 sayılı İş Kanunu'nda belirtildiğine dikkat çeken Av. Bedia Teymur, ''Ancak İş Kanunu'nda asıl yer verilen konu, ücretli izinlerdir. Bu nedenle ücretsiz izin konusunda Yargıtay uygulamalarına göre de hareket edildiği görülür. Yargıtay içtihatları gereğince işverenlerin işçiyi ücretsiz izne zorlaması mümkün değildir. Uygulamada rastlanan bir diğer durum ise işçinin yıllık iznine mahsuben ücretsiz izin kullanmasıdır ki sonuç itibariyle bu da taraflar arasında karşılık mutabakata tabidir.'' dedi.\n\n4875 sayılı İş Kanunu'nda belirtilen ücretsiz izinler şu şekilde düzenlenmiştir:\n\n1 - Madde 74 İstekleri üzerine, kadın çalışan analık izninin bitiminden itibaren ve 3 yaşından küçük bir çocuğu evlat edinen eşlerden biri 6 ay süreyle ücretsiz izin kullanabilir.\n\n2 - Madde 56 Yıllık iznini iş yerinin bulunduğu mahal dışında kullanacağını belgeleyen çalışana 4 güne kadar ücretsiz yol izni verilir.\n\n3 - Madde 56 Kullanılan doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin verilir.\n\n''ÜCRETSİZ İZİN KULLANAN ÇALIŞAN, İŞSİZLİK MAAŞI ALAMAZ''\n\nÇalışana ücretsiz izin verilmesi, sadece imzalanacak ortak mutabakata bağlı değildir diyen Av. Teymur, ''Ücretsiz izin için işverenin başka şartları da yerine getirmesi gerekiyor. İlk olarak bu izin teklifi, İş Kanunu'nun 22. maddesine göre işçiye yazılı bir şekilde yapılmalıdır. İşçi de bu teklife 6 iş günü içerisinde yanıt vermelidir. Diğer yandan işçi de işvereninden ücretsiz izin talebinde bulunabilme hakkına sahiptir. Taraflar ortak bir mutabakata vararak işçi ücretsiz izine çıkarsa, iş sözleşmesi izin süresi boyunca askıya alınır. Kişinin yaşanan süreç içerisinde işsizlik maaşı alma hakkı da bulunmaz.'' ifadelerini kullandı.\n\nÇALIŞILMAYAN GÜNLERİN PRİMİ ÖDENİR Mİ ?\n\nÜcretsiz izinle ilgili uygulamalar kapsamında çalışılmayan günlerin ücretinin ödenmeyeceğini belirten Av. Bedia Teymur, ''Özellikle bu kısım çok önemli ve işçileri mağdur edebilecek bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü, ücretsiz izinli günleri için SGK primi ödenmez, eksik gün bildirimi yapılır. Çalışan, 10 güne kadar sağlık hizmetlerinden faydalanmaya devam edebilir. Kullanılan ücretsiz izinler, süresi kadar işçinin kıdeminden düşürülürken ayrıca çalışan, ücretsiz izin kullandığı dönemde başka bir yerde çalışamaz.'' dedi.\n\nPEKİ BU DURUMU KABUL ETMEYEN İŞÇİ HANGİ HAKLARA SAHİPTİR? NE YAPMALIDIR?\n\nAv. Teymur, merak edilen konuyla ilgili, ''Bu gibi durumlarda çalışanlar, sözleşmelerini 4875 sayılı İş Kanunu'na dayanarak haklı nedenle feshedebilir ve tazminat başta olmak üzere diğer haklarının tamamını alabilir. Bugünlerde şahitlik ettiğimiz koronavirüs salgını gibi olağanüstü durumlarda, zorunlu olarak çalışmalar durdurulabilir. Zorlayıcı nedenden dolayı, iş yerinin faaliyetlerini durdurmak zorunda olduğu ilk hafta için çalışana yarım ücret ödenmesi gerekir. İşveren sonraki dönemde sözleşme fesih hakkını ya da çalışana İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca 3 aylık kısa çalışma yaptırarak ücretin işsizlik sigortası fonundan ödenmesini sağlayabilir.\" dedi.\n\n''HAKSIZLIĞA UĞRAYAN İŞÇİ, HUKUKİ YOLLARA BAŞVURMALI''\n\nİşçilerin karşılaştıkları çeşitli durumlarda iddia edilen yaptırımları kabul etmeden önce, alanında uzman bir avukata danışması gerektiğini söyleyen Av. Teymur, ''Gerekiyorsa hukuki süreç başlatılmalıdır.'' dedi.", "pos": ["Koronavirüse karşı alınan tedbirler kapsamında birçok işletme faaliyetlerini durdurarak çalışanlarına ücretli izin veriyor. Bazı işletmeler ise çalışanların onayını almadan ücretsiz izin uyguluyor. Uzmanlar çalışanın onayı alınmadan ücretsiz izin uygulanamayacağını ve bunun bir hak ihlali olduğunu belirtiyor.\n\nKoronavirüsün ekonomik sonuçları tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kendini göstermeye başladı. Sosyal izolasyon ve 'evde kal' çağrılarının ardından işletmeler kepenk indirirken çalışanlar izinli sayılıyor. İzin konusunda ücretli izinlerde herhangi bir sorun yaşanmazken, ücretsiz izinlerde çalışanın rızasının alınmaması hukuki olarak sorun teşkil ediyor. İş Kanunu'nda konuyla ilgili yeterli düzenleme olmamasının yanıltıcı olabileceğini söyleyen Mıhcı Hukuk Bürosu kurucusu Avukat Mustafa Mıhcı, ücretsiz iznin yalnızca işçi ve işveren arasındaki yazılı mutabakatla mümkün olabileceğini belirtti.\n\n\"İŞVEREN TEK TARAFLI İZİN HAKKINA SAHİP DEĞİL\"\n\nİzin süreçleriyle ilgili 4857 sayılı İş Kanunu'nun yanı sıra Yargıtay uygulamalarının esas alındığını ifade eden Mustafa Mıhcı, \"İş Kanunu'nda esas olan izin türü ücretli izindir. Yani işçilerin izin yaparken de ücret almaları gerekiyor. Ücretsiz izin ise istisna niteliğinde ve sadece kanunda öngörülen hallerde mümkün olabiliyor. Bu konuda İş Kanunu yeterli düzenlemeleri içermediği için Yargıtay kararlarına göre hareket ediliyor. Yargıtay'ın bu konuda getirdiği çözüm ise; ücretsiz izin, ancak işçi ile işverenin \"ortak mutabakatı\" ile söz konusu olabilir. Yani işveren tek taraflı olarak işçiyi ücretsiz izne çıkarma hakkına sahip değil\" şeklinde konuştu.\n\n\"ÜCRETSİZ İZİN VERİLEN İŞÇİ İŞSİZLİK MAAŞINDAN YARARLANAMAZ\"\n\nÜcretsiz iznin yalnızca ortak mutabakata bağlı olmadığını ve başkaca şartları da olduğunu söyleyen Mustafa Mıhcı, \"Öncelikle işveren işçiye ücretsiz izin teklifini yazılı olarak yapmak zorunda. Sonrasında ise işçi bu teklifi 6 iş günü içerisinde yazılı olarak kabul etmeli. Diğer türlü ücretsiz izin söz konusu olamıyor. Benzer şekilde işçi de ücretsiz izin teklifinde bulunma hakkına sahip. Eğer ortak mutabakatla ücretsiz izne karar verilirse iş sözleşmesi ücretsiz izin süresince askıda kalır ve işçinin sigorta primleri yatmaz. Bu süre içerisinde işsizlik maaşı alma hakkı da söz konusu değildir\" ifadelerini kullandı.\n\nCORONA VİRÜS İLE İLGİLİ ÜRKÜTÜCÜ GERÇEK ORTAYA ÇIKTI! TAM 17 GÜN BOYUNCA...\n\nSON DAKİKA: TRUMP CORONA VİRÜS İÇİN 12 NİSAN'I İŞARET ETTİ! \"İNSANLARIN BİR AN ÖNCE...\"\n\nSON DAKİKA BİLGİLERİ...ALMANYA'DAN KAN DONDURAN CORONA VİRÜS RAPORU! 8 YIL ÖNCE HAZIRLANMIŞ\n\n\"ZORLA İZNE ÇIKARILAN İŞÇİ HAKKINI ALABİLİR\"\n\nZorla ücretsiz izne çıkarılan işçilerin sözleşmelerini haklı nedenle feshedebileceğini, tazminat ve diğer haklarını alabileceğini belirten Mustafa Mıhcı, \"Ek olarak işçi, ücretli izne çıkarıldığı halde ücreti ödenmemiş gibi alacak davası ve şartlar uygunsa kıdem tazminatı davası da açabilir. Korona gibi salgın hallerinde karantina ilan edilirse zorlayıcı nedenle çalışma durmuş olur. Bu zorlayıcı nedenle işyerinin mecburen çalışmayı durdurduğu ilk hafta işçiye yarım ücret ödenmek zorundadır. Sonrasında ise fesih hakkı kullanılabilir. Yahu işveren işçiye İşsizlik Sigortası Kanunu uyarınca 3 aylık kısa çalışma yaptırarak ücretin işsizlik sigortası fonundan ödenmesini sağlayabilir.\" dedi.\n\nEğer işçi bu şekilde \"işsizlik sigortası şartlarını sağlayan biri değilse\" iş sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu'nda yer alan hizmet sözleşmesi hükümleri çerçevesinde ele alınarak işçinin ücretsiz izne çıkarılması mümkün olduğunu söyleyen Mustafa Mıhcı, \"Mücbir nedenlerin varlığı halinde bu tür işçilerin ücretsiz izne çıkarılması söz konusu olabilir. Sonuç olarak işçilerin, emrivaki niteliğinde ücretsiz izin uygulamasına boyun eğmeleri gerekmediğini bilmesi gerek. Bu konuda yapılacak en sağlıklı şey, tecrübeli avukatlar ile çalışarak meselenin değerlendirilmesi ve hak arama sürecinin başlatılması.\" dedi."], "neg": ["Yeni tip corona virüsünün (Covid-19)’un en ölümcül olduğu İtalya’da yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalması nedeniyle ülkede zor günler yaşanıyor.\n\nHükümet, sivil toplum kuruluşları ve halk soruna çözüm bulmak için çalışıyor. İki İtalyan mimar, CURA adını verdikleri nakliye konteynırlarının kullanıldığı bir acil durum hastanesi tasarladı. İlk CURA’nın inşasına ise Milan’da başlandı.\n\nİtalya yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınında en çok ölümün gerçekleştiği ülke olma konumunu koruyor. Ülkede virüs kaynaklı ölüm sayısı 7 bin 500’ü geçerken vaka sayısı 75 bine yaklaştı. Her gün 3 bini aşkın kritik durumdaki hasta yoğun bakıma sevk ediliyor. Durum böyle olunca, ülkedeki yoğun bakım ünitleri yetersiz kalıyor bazı bölgelerde 80 yaşın üzerindeki hastalar yoğun bakıma kabul edilmiyor.\n\nTarihinin en zor günlerini yaşayan İtalya’da hükümet, STK ve halk ile birlikte yaşanan sağlık krizini çözmeye çalışıyor.\n\nNAKLİYE KONTEYNIRLARINDAN YOĞUN BAKIM KAPSÜLLERİ\n\nBu doğrultuda mimarlar, mühendisler, tıp uzmaları ve askeri uzmanlar bir araya gelerek, yoğun bakım ünitelerinin kapasitesitesini geliştirmek açık kaynaklı bir proje olan CURA'yı ortya koydu.\n\nProje, nakliye konteynırlarını taşınabilir yoğun bakım kapsüllerine dönüştülmesine olanak tanıyor.\n\nİKİ HASTAYI BARINDIRABİLİYOR\n\nİtalyan mimarlar, Carlo Ratti ve Italo Rota tarafından tasarlanan CURA’da her nakliye konteynırı biyo-muhafaza ünitesini oluşturuyor ve bu üniteler iki hasta ile tıbbi ekipmanları içinde barındırabilecek büyüklüğe sahip.\n\nDiğer taraftan 6 metre genişliğe ulaşan CURA'lar hızlı bir şekilde monte edilip tekrar tekrar kullanılabiliyor ve kolayca taşınabiliyor.\n\nAçık kaynaklı ve kar amacı gütmeyen bir çerçevede geliştirilen ilk CURA, İtalya'nın Milano kentinde inşa ediliyor.", "Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 27 Şubat'ta İdlib'deki menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı'nın başarıyla sürdürüldüğünü bildirdi.\n\nAkar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geceyi Hatay'da sınırın sıfır noktasındaki Taktik Komuta Yeri'nde geçirdi.\n\nSabahın ilk ışıklarına kadar İdlib'deki faaliyetleri, rejim hedeflerine yönelik operasyonu sevk ve idare eden Akar, \"Milletimize ve hudutlarımıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi 'ölürsem şehit kalırsam gazi' anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla sürdürmekteyiz.\" diye konuştu.\n\nSınırların güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu engellemek maksadıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarının başarıyla icra edildiğini, Barış Pınarı Harekatı'nın başarıyla sürdürüldüğünü ifade eden Akar, şunları söyledi:\n\n\"İdlib'de, 6 Mayıs 2019'da başlayan ve artarak devam eden rejimin kara ve hava saldırıları sonucunda büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak, radikalleşme ve göç artmış, 1500 masum sivil hayatını kaybetmiş, 5 binden fazlası yaralanmış ve 1 milyon 335 bin kişi evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Evlerini terk etmek zorunda kalan halk, Suriye'nin diğer bölgelerine değil, Türkiye sınırına yönelmiştir. Bunun nedeni de çok açıktır. Amaç rejimin zulmünden kaçmaktır. En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insani ve vicdani sorumluluğumuzdur.\"\n\n\"Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır\"\n\nAskeri harekatın ötesinde faaliyetlerin insani boyutunun da büyük önem ifade ettiğine değinen Bakan Akar, şöyle konuştu:\n\n\"BM Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ile Adana, Astana ve Soçi mutabakatları çerçevesinde ateşkesi sağlamak, göçü önlemek, bölgede yaşanan insanlık dramını sona erdirerek, birliklerimizin, halkımızın ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak maksadıyla İdlib'deki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede karşılıklı mutabakatlardan doğan tüm sorumluluklarımızı garantör ülke olarak yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda Astana Mutabakatı'na uygun olarak alandaki birlik ihtiyacımızı da karşılamış bulunuyoruz.\n\nKalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır. Ancak birliklerimize, gözlem noktalarımıza ve mevzilerimize yapılacak saldırılara karşı meşru müdafaa kapsamında en şiddetli ve tereddütsüz karşılık verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Meşru müdafaa kapsamında hedefimiz sadece birliklerimize saldıran rejim askerleri ve unsurları olacaktır.\"\n\n\"Açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz\"\n\nUluslararası kamuoyunun Türkiye ile benzer endişeleri paylaştığına, Soçi Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi gerektiği çağrısında bulunduğuna dikkati çeken Akar, şöyle devam etti:\n\n\"27 Şubat'ta gerçekleştirilen menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı başarıyla sürdürülmektedir. Bugüne kadar 1 İHA, 8 helikopter, 103 tank, 19 zırhlı personel taşıyıcı, 72 top/obüs/ÇNRA, 3 hava savunma sistemi, 15 tanksavar/havan, 56 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu ve 2 bin 212 rejim askeri ve unsuru etkisiz hale getirilmiştir. Atışlarımız ve faaliyetlerimiz planlandığı şekilde, başarıyla, Mehmetçiğin kahramanlık ve fedakarlığıyla devam etmektedir. Aynı zamanda Rusya ile görüşmelerimiz sürdürülmektedir. Gelinen aşamada Rusya'dan beklentimiz, garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve bu kapsamda rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi için rejim üzerindeki etkilerini kullanmalarıdır.\n\nRusya'yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Bizim oradaki tek niyetimiz rejimin katliama son vermesi ve böylelikle radikalleşmenin ve göçün önlenmesi, durdurulmasıdır. Açıkça ifade etmek gerekirse, garantör ülke olarak 'rejimin yapacağı saldırılardan sorumlu değiliz' gibi bir açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz. Garantör ülkeler olarak gerilimin azaltılmasında mutabık kalınmakla birlikte Soçi Mutabakatı'nın tüm şartlarının yerine getirilebilmesi için her türlü gayreti göstermeliyiz.\"\n\nMilli Savunma Bakanı Akar, şu değerlendirmede bulundu:\n\n\"Tüm çabamız öncelikle; ateşkesin sağlanması, göçün önlenmesi ve akan kanın durdurulması ve bu suretle bölgeye barış, huzur ve istikrarın bir an önce getirilmesidir. Bunda, bunu gerçekleştirmekte kararlıyız. Tüm bunların yanı sıra Terörizmle Mücadele Harekatı, hudut güvenliği ve diğer yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerimiz de başarıyla devam etmektedir. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki bugüne kadar şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Bu vesileyle, 27 Şubat'ta şehit olan kahraman silah arkadaşlarımızı defnettiğimiz son iki günde, bir kez daha ülkemizin ve asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine, asil ve vefakar milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum.\n\nİdlib başta olmak üzere karada, denizde ve havada yurt içinde ve sınır ötesinde zorlu hava ve arazi koşullarında asil milletimizin sevgisi, güveni ve duasından aldığı ilhamla görevlerini büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla yürüten kahraman silah ve mesai arkadaşlarıma da sağlık, esenlik içinde kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler dilerim.\"\n\nAA / Güncel", "02.01.2020 11:17 | Son Güncelleme: 02.01.2020 11:22\n\nAmasya'nın Göynücek ilçesine bağlı Ayvalıpınar köyünde gerçekleştirilen içmesuyu ve kanalizasyon hattı çalışmaları tamamlandı.\n\n\n\nAmasya İl Özel İdaresi 2019 yılı yatırım programı çerçevesinde yürütülen çalışmalar sonucunda, Ayvalıpınar köyünde kanalizasyon ve içmesuyu hattı tamamen değişerek köyün alt yapısı uzun yıllar hizmet edecek şekilde dayanıklı hale getirildi.\n\n\n\nKöyün ekonomik ömrünü dolduran içmesuyu şebekesi tamamen değiştirilerek yaklaşık 4 bin 300 metre çeşitli tip ve ebatlarda boru kullanılmak suretiyle içmesuyu sorunu giderilmiş oldu. Ayrıca 50 metreküp içmesuyu deposu yapılarak evlere daha sağlıklı içmesuyu ulaştırıldı. Alt yapı çalışmalarının diğer bir kolu olan kanalizasyon hattı ile ilgili olarak da yaklaşık 5 bin 500 metre olan ana hattın tamamen değiştirilmek suretiyle çeşitli fosseptik, baca, kapak ve çatal kullanılarak köy daha sağlıklı kanalizasyon alt yapısına kavuşmuş oldu.\n\n\n\nİl Özel İdaresi Genel Sekreteri Erdin Acar, \"Köylerimizin de şehirlerdeki gibi alt yapısının sağlam temellere dayandırılması için projelerimizi titizlik içerisinde sürdürmekteyiz. Köylerde yaşayan vatandaşlarımızın tamamlanan bu alt yapı çalışmaları ile hem sağlıklı içmesuyu hem de kokusuz ve hijyenik kanalizasyon hatlarına kavuşması sağlanmış olacaktır\" ifadelerini kullandı. - AMASYA\n\nKaynak: İHA", "15 Nisan 2020\n\nUluslararası Para Fonu (IMF), yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınının etkisiyle mali dengelerin neredeyse tüm ülkelerde bu yıl kötüleşmesinin beklendiğini, salgının finansal ve ekonomik sonuçlarının mali açıklar ile kamu borç oranlarında önemli bir artışa neden olacağını bildirdi.\n\nIMF, Mali İzleme Raporu'nun Nisan 2020 sayısını \"Covid-19 Pandemisi Sırasında İnsanları Destekleyen Politikalar\" başlığıyla yayımladı.\n\nSalgının maliye politikası eylemlerine olan ihtiyacı benzeri görülmemiş bir seviyeye yükselttiğine dikkat çekilen raporda, salgının insani maliyetinin endişe verici bir düzeyde arttığı, üretim ve kamu finansmanı üzerindeki etkisinin ağır olacağının öngörüldüğü aktarıldı.\n\nRaporda, hükümet müdahalelerinin hızlı, uyumlu ve sağlık krizinin ciddiyetiyle orantılı olması gerektiği vurgulanarak, mali araçların en önemli rolü üstlenmesi gerektiği kaydedildi.\n\n\"Likidite desteği iflas riskini azaltır\"\n\nÖnceliğin insanlarının hayatını kurtarmak olduğunun altı çizilen raporda, bunu için test ile tedavi harcamalarının karşılanması ve düşük maliyetli bir aşının geliştirilmesinin gerektiği belirtildi.\n\nRaporda, salgına mücadeleye yönelik sosyal mesafenin de önemine işaret edilerek, bu durumun üretimde azalma, düşük vergi gelirleri ve insanlar ile işletmeleri koruma ihtiyacıyla daha yüksek maliyetleri beraberinde getirdiği aktarıldı.\n\nSosyal mesafe uygulamasının ücretli izin, işsizlik yardımları, maaş yardımı ve vergi ertelemeleri gibi büyük, geçici ve hedef odaklı önlemlerle yapılabileceğinin belirtildiği raporda, aynı şekilde işletmelere yönelik likidite desteğinin de iflas riskini azaltabileceği bildirildi.\n\nÖnlemlerin bedeli 3,3 trilyon dolar\n\nRaporda, \"Covid-19 salgını ile bunun finansal ve ekonomik sonuçları, mali açıklar ve kamu borç oranlarında önceki tahminlere göre önemli bir artışa neden olacaktır.\" değerlendirmesine bulunuldu.\n\nÜretim düştükçe gelirin daha da keskin bir şekilde düşeceğine vurgu yapılan raporda, şunlar kaydedildi:\n\n\"İnsanları ve şirketleri desteklemek için gerekli sağlık giderleriyle vergi ve harcama önlemlerinin doğrudan mali bedeli de olacaktır. Bunun halihazırda küresel olarak 3,3 trilyon dolar olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, kamu sektörü kredileri ve sermaye takviyesi (1,8 trilyon dolar) ile teminatlar ve diğer şartlara bağlı yükümlülükler (2,7 trilyon dolar) finansal ve finansal olmayan teşebbüsleri desteklese de mali risk yaratıyor. Bu zamana kadar alınan politika tedbirlerine dayanarak, mali dengelerin 2020'de neredeyse tüm ülkelerde kötüleşmesi bekleniyor.\"\n\n\"Covid-19'un kamu maliyesine etkisinin boyutu belirsiz\"\n\nRaporda, bu durumun pandemi, finansal koşullarda ani kötüleşme, zayıf dış talep ve düşük emtia fiyatları gibi çoklu şoklarla karşı karşıya olan gelişmekte olan ekonomiler için daha endişe verici olduğu ifade edildi.\n\nIMF'nin raporunda, şu değerlendirmelere yer verildi:\n\n\"Covid-19'un kamu maliyesi üzerindeki etkisinin boyutu, şu an için oldukça belirsiz ve sadece pandeminin süresine değil aynı zamanda ekonomik toparlanmanın hızına bağlı olacaktır. Kamu sektörü desteği, krediler ve teminatlar gibi araçlar dahil olmak üzere olağanüstü bir ölçekte sağlandığından, mali riskleri yönetmede şeffaflık çok önemli.\"\n\nRaporda, salgının kontrol altına alınmasıyla, geniş kapsamlı, koordineli mali teşviklerin ekonomik toparlanmayı desteklemede daha etkili bir araç haline geleceği belirtilerek, ekonomiler toparlandığında borç sürdürülebilirliğinin sağlanmasında ilerle kaydedilmesinin gerekeceği kaydedildi.\n\nKaynak: AA", "80 yaşında korana virüsü yendi 80 yaşında korana virüsü yendi Bursa'da korona virüsü testi pozitif çıkan 80 yaşındaki Nazmiye Gergin'den müjdeli haber geldi.\n\n80 yaşında korana virüsü yendi\n\nBURSA - Bursa'da korona virüsü testi pozitif çıkan 80 yaşındaki Nazmiye Gergin'den müjdeli haber geldi. Sağlığına kavuşan yaşlı kadın dün tedavi gördüğü hastaneden alkışlarla taburcu edildi.\n\nİznik'in Çiçekli köyünde yaşayan 80 yaşındaki Nazmiye Gergin, nefes almakta güçlük çekmeye başlayınca yakınları tarafından 28 Mart tarihinde İznik Devlet Hastanesine getirildi. Korona virüs belirtileri gösterdiği öğrenilen Gergin, karantina altına alındı. Yaşlı kadının gelen test sonucu pozitif çıkınca tedavi süreci başladı.10 gündür hastanede tedavi gören Nazmiye nine dün sağlığına kavuşarak taburcu edildi.\n\nDoktor ve hemşirelerin alkışlar eşliğinde uğurladığı Nazmiye Gergin, Çiçekli köyündeki evinde istirahate çekildi. Karantina süresini evinde tamamlayacak olan Gergin, \"İlk başta çok korktum öleceğim sandım. Boğazımdan iltihap geldi. Bugün çok şükür iyileştim. Tüm doktor ve hemşireler sağolsunlar. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum\" diye konuştu. Nazmiye Nine korona virüsüne yakalananlara da tavsiyelerde bulundu. \"Korkmasınlar, ben iyi olacağım desinler\" diyen Gergin,\"Ben direndim iyi oldum. Moral çok önemli\" ifadelerini kullandı.\n\nKorona virüsü nasıl yendiği sorusuna da yanıt veren Gergin, \"Ben sarımsağı ve soğanı eksik etmem. Hergün yerim. Bahçemde soğan ekerim sürekli. Bol bol sarımsak, soğan yiyin\" uyarısında bulundu.\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Koronavirüs salgınında bir ilk! Kronik rahatsızlığı bulunmayan 21 yaşındaki genç hayatını kaybetti Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle 433 kişinin hayatını kaybettiği İngiltere'de, bilinen bir kronik hastalık geçmişi olmayan ve belirti göstermeyen 21 yaşındaki Chloe Middleton isimli genç kadın, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.\n\nÇin'in Hubei eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle şu ana dek 19 binin üzerinde insan hayatını kaybetti, toplam vaka sayısı ise 450 bine yaklaştı.\n\nUzmanlar; burun akıntısı, boğaz ağrısı, kuru öksürük, yüksek ateş ve kronik rahatsızlık gibi belirtilerin Kovid-19 belirtileri arasında yer aldığını ifade ederken, İngiltere'de ilk kez uzman açıklamalarının dışında bir ölüm gerçekleşti.\n\nKRONİK RAHATSIZLIĞI BULUNMAYAN GENÇ HAYATINI KAYBETTİ\n\nReuters'ın İngiliz The Sun gazetesini kaynak gösterdiği haberine göre, İngiltere'de bilinen bir kronik hastalık geçmişi olmayan ve belirti göstermeyen 21 yaşındaki Chloe Middleton isimli genç kadın, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti.\n\n\"BU PANDEMİYİ CİDDİYE ALIN\"\n\nGenç kızın ailesi yaptığı açıklamada, \"Bu pandemiyi ciddiye alın, 21 yaşındaki kızımızın canını aldı ve farklı bir tıbbi sıkıntısı yoktu\" dedi.\n\nİNGİLTERE'DE ÖLÜ SAYISI 422'YE ÇIKTI\n\nÖte yandan, İngiltere Kamu Sağlığı Kurumu'nun açıklamasına göre, koronavirüs kaynaklı ölüm sayısı dün gece 335'ten 433'e çıkmış, vaka sayısı da 8 bin 227 olmuştu.", "pos": ["Koronavirüs nedeniyle genellikle yaşlılar hayatını kaybetse de uzmanlar, tekrar tekrar gençlerin de tehlikede olduğu uyarısını yapıyor.\n\nİngiltere'de de koronavirüs nedeniyle şu ana kadar 427 kişi hayatını kaybederken, salgın 21 yaşındaki bir genç kızın ölümüne yol açtı.\n\nKORONAVİRÜSÜN EN GENÇ KURBANI\n\nBuckinghamshire'da yaşayan 21 yaşındaki Chloe Middleton'un ailesi, genç kızın daha önce hiçbir rahatsızlığı olmadığını söylüyor. İngiliz medyası, Chloe Middleton'un yaşamını yitirmesini koronavirüsün en genç kurbanı olarak duyurdu.\n\n\"KIZINI KAYBEDEN BİR ANNE OLARAK KONUŞUYORUM\"\n\nGenç kızın annesi Diane Middleton, Facebook hesabından \"Herkes lütfen koronavirüsü tekrar düşünsün. 21 yaşındaki kızını kaybeden bir anne olarak konuşuyorum.\" mesajını paylaştı.\n\nChloe'nin teyzesi Emily Mistry ise, yine sosyal medya hesabında, \"Güzel ve iyi kalpli 21 yaşındaki yeğenim koronavirüs yüzünden öldü. Hiçbir sağlık sorunu yoktu. Tasavvur edilemecek bir acı, paramparça olduk. Virüs yayılmıyor, insanlar virüsü yayıyor. Uyarıları hayata geçirin, kendinizi ve diğerlerini koruyun.\" dedi.\n\nMiddleton Ailesi, İngiltere'de yaşayan herkese evlerinde kalmaları yönünde çağrıda bulundu.\n\n18 YAŞINDAKİ BİR GENÇ DE YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ\n\nİngiltere'de pazar günü koronavirüs 18 yaşındaki bir genç erkeğin yaşamını yitirmesine yol açtığı bildirilmişti, ancak doktorlar koronavirüsün ölümle doğrudan ilgisi olmadığını açıkladı.\n\nLONDRA EN ÇOK ETKİLENEN YERLERDEN\n\nİngiltere'de özellikle başkent Londra ve ülkenin güneydoğusu koronavirüsten en çok etkilenen yerler. Okulların tatil edildiği ülkede, halktan sokağa çıkmaması isteniyor. Tüm pub, restoran ve dükkanlar kapalı.\n\n\"ACİL YARDIM ÜNİTELERİNE TALEP ÜÇ HAFTA İÇİNDE ZİRVE YAPABİLİR\"\n\nİngiltere hükümetine danışmanlık yapan epidemiyolog Prof. Neil Ferguson, parlamento komitesine bugün yaptığı uyarıda, \"Eğer mevcut önlemler beklentilerimiz doğrultusunda işe yararsa, o zaman acil bakım ünitelerine talebin iki buçuk üç hafta içinde artıp zirve yapacağını daha sonra da düşeceğini görebiliriz.\"söyledi.\n\nBaş sağlık danışmanı yardımcısı Dr. Jenny Harries de bu durumun ancak 'insanların sosyal etkileşimleri kesmeye devam etmeleri halinde gerçekleşebileceğini' ifade etti."], "neg": ["İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine 'Düğün Törenlerinde Uygulanacak Tedbirler' konulu genelge gönderdi. Buna göre düğünler, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün oldukça açık havada yapılacak ve süre kısa tutulacak. Düğünlerde karşılama, uğurlama ve takı merasimi sırasında tokalaşılmayacak, toplu fotoğraf çekimi yapılmayacak.\n\nGenelge ile yeni tip korona virüsü salgınının görüldüğü andan itibaren Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda salgının/bulaşmanın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutmak amacıyla birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.\n\nGenelgede yer alan bazı maddeler şöyle:\n\n* Düğünler, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün oldukça açık havada yapılacak ve süre kısa tutulacak.\n\n* Her masada yeterli sayıda en az yüzde 70 alkol içeren kolonya veya el antiseptiği bulundurulacak.\n\n* Misafirlerin girişlerde mutlaka ateş ölçümleri yapılacak. 38 dereceden yüksek olan kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirilmesi sağlanacak.\n\n* Masalar arası en az 1,5 metre, sandalyeler arası 60 cm olacak şekilde düzenlenecek.\n\n* Düğünlerde karşılama, uğurlama ve takı merasimi sırasında tokalaşılmayacak, toplu fotoğraf çekimi yapılmayacak, takılar toplama kutusuna konulacak.\n\n* Düğün mekanlarında gelin ve damat hariç halay çekilemeyecek, dans edilemeyecek, gösteri yapılamayacak.\n\n* Köy ya da sokak düğünlerinde yemek verilmesi durumunda tek kullanımlık malzemeler tercih edilecek.\n\n* Düğün mekânının misafir kapasitesi mesafe planına göre belirlenecek. Bu kapasiteye uygun sayıda misafir kabul edilecek ve kapasite bilgisi düğün mekânının girişinde görülebilir bir yere asılacak.\n\n* Hazırlanan plan çerçevesinde mekânın girişlerinde ve sıra oluşabilecek her noktada mesafeyi sağlamaya yardımcı yer işaretlemeleri yapılacak.\n\n* Temizlik, maske ve mesafe kuralları ile uyulması gereken diğer kurallara ilişkin bilgilendirme afişleri düğün yapılacak mekânların girişlerine ve içerisinde uygun yerlere asılacak.\n\n* Ateş ölçen personel/sorumlu tıbbi maske ve yüz koruyucu kullanacak.\n\n* Düğün mekânlarının girişlerinde ve ortak kullanım alanlarında (ana salon, bina girişi, kantin/kafeterya, lavabolar vb.) el antiseptiği veya dezenfektan bulundurulacak.\n\n* Teması mümkün olduğunca azaltabilmek için bunların mümkünse fotoselli olmaları ve misafirlerin ellerini dezenfektan/el antiseptiği ile temizlemelerinden sonra içeri girişleri sağlanacak.\n\n* Sadece misafirlerin dinlemesine yönelik müzik yayını (canlı müzik dâhil) yapılabilecek.\n\n* Düğün mekânlarında bulunan kantin/kafeteryalarda temizlik, maske kullanımı ve mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere uyulacak, buralarda tek kullanımlık bardak, tabak vb. malzemeler kullanılacak.\n\nKAPALI ALANLARDA YAPILACAK DÜĞÜNLERDE ALINACAK TEDBİRLER\n\nGenelgeye göre kapalı alanlarda gerçekleştirilen düğünlerde alınacak tedbirler ise şöyle sıralandı:\n\n* Kapalı alanlarda yapılacak düğünlerde mekânın sağlıklı havalandırılması için iki düğün arasında en az 1 saatlik zaman bırakılacak.\n\n* Bu süre zarfında şartlara göre kapı/pencere açılarak veya merkezi sistemlerle doğal hava sirkülasyonu sağlanacak. Düğün yapılacak kapalı mekânlarda bulunan çocuk oyun alanları kullanılmayacak.\n\n* Açık alan, kır ve bahçe düğünlerinde ise açık mekânlarda bulunan çocuk oyun alanlarındaki sık dokunulan yüzeylerin temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanacak. Ulaşılabilir alanlarda el antiseptiği bulundurulacak.\n\n* Korona virüsü bulaşma riskini artıracağı için 1 metreden yakın temas gerektiren aktiviteler yapılmayacak.\n\n* Asansör içerisinde mesafeyi korumak amacıyla kişilerin durması gereken alanlar, aralarında en az 1 metre mesafe olacak şekilde yer işaretleriyle belirlenecek.\n\nORTAM TEMİZLİĞİ\n\n* Genelgeye göre düğün mekânlarının temizliği günlük olarak yapılacak ve bu mekânlar düzenli olarak havalandırılacak.\n\n* Düğün mekânlarının temizliğinde özellikle sık dokunulan yüzeylerin temizliğine azami düzeyde dikkat edilecek. Temizlik yapan personel tıbbi maske ve eldiven kullanacak.\n\n* Genel tuvaletlerin giriş kapısı mümkünse otomatik kapı sistemi olarak düzenlenecek, düzenlenememesi halinde uygun şekilde paravan konularak giriş kapıları açık tutulacak.\n\n* Ayrıca tuvaletlerde devamlı sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu ve çöp kutusu bulundurulacak ve teması mümkün olduğunca azaltabilmek için muslukların, sıvı sabun ünitelerinin mümkünse fotoselli olmaları sağlanacak.\n\n* El kurutma cihazlarının kullanımına izin verilmeyecek.\n\n* Merkezi havalandırma sistemleri bulunan alanların havalandırması doğal hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde düzenlenecek, kapı ve pencereler açık bırakılarak doğal havalandırma sağlanacak ve havalandırma sistemlerinin kullanımı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının İklimlendirme Rehberinde belirtilen kurallara uyulacak.", "Ordu'da 'Evde kal, evde hayat var' Ordu'da Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Valilik iş birliğinde vatandaşların yoğun olarak kullandığı muhtelif yerler ve toplu taşıma araçlarına, 'Evde Kal' yazıları yerleştirdi.\n\nOrdu'da Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Valilik iş birliğinde vatandaşların yoğun olarak kullandığı muhtelif yerler ve toplu taşıma araçlarına, 'Evde Kal' yazıları yerleştirdi.\n\nVatandaşların ortak kullanım alanlarında bir dizi önlem alan Ordu Büyükşehir Belediyesi, havaalanı, hastaneler, sahil ve gezinti alanları, piknik ve mesire alanları, köprüler, cadde ve sokaklar, parklar ve cami çevreleri ile toplu taşıma araçlarına 'Evde kal, evde hayat var. 1 metreden fazla yaklaşma' yazılı tabela ve pankartlar yerleştirdi.\n\nMümkün olduğunca evlerimizde kaldığımızda salgının büyük ölçüde önleneceği bilindiğinden yapılan çalışmalarda, evde kalmanın gerekliliğine ve sosyal mesafeyi korumaya dikkat çekiliyor. - ORDU\n\nKaynak: İHA", "CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan kanuna ilişkin, \"26 Haziran 2009'daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur.\" ifadesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclise saygısızlıktır.\" açıklamasını değerlendirdi. FETÖ'nün, yıllardır hazırlandığı devleti ele geçirme çabalarında en uygun ortamı son 17 yılda bulduğunu öne süren Özel, FETÖ'nün 17-25 Aralık'a, iktidarın nasırına basana kadar etle tırnak gibi olduğunu, ilk fay kırıklığının dershanelerin kapatılmasıyla başladığını söyledi. Özel, darbe girişiminin her yönüyle araştırılması için Mecliste komisyon kurulduğunu, doping komisyonuna yetmeyen 3 aylık çalışma süresinin bu komisyona yettiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın \"Kapatın, raporu yazın, bitsin.\" talimatı verdiğini, ancak yazılan raporun basılmadığını iddia etti.\n\n\"İktidarın küçük ortağının, bugün kendisine verilen görevi yerine getireceğini\" ifade eden Özel, AK Parti'nin kendi diyemediğini MHP'ye dedirtmeye, kendi yapamadığını MHP'ye yaptırmaya, MHP'ye bazı görevler tayin etmeye çok alıştığını ileri sürdü. **\"İLKER BAŞBUĞ'UN DEDİKLERİNİ DİNLESELERDİ BU DARBE GELİR MİYDİ\" Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, başbakan olduğu dönemdeki haftalık olağan görüşmelerinde Erdoğan'ı FETÖ konusunda en çok uyaran kişi olabileceğini belirten Özel, Başbuğ'un FETÖ kumpasıyla tutuklanarak 780 gün cezaevinde yattığına dikkati çekti. Başbuğ'un, FETÖ'cülerin hedefi olduğunu ifade eden Özel, \"FETÖ, Başbuğ'dan memnun olsaydı başına bunlar gelir miydi? Başbuğ'un dediklerini dinleselerdi bu darbe gelir miydi?\" diye sordu. Özel, özür dilemeleri gerekirken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Başbuğ'u eleştirdiğini, Erdoğan'ın da \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız.\" dediğini anımsattı. CHP Grup Başkanvekili Özel, 25 Haziran 2009'da dönemin AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ ve Ahmet Aydın ile 3 milletvekilinin imzasıyla bir önerge sunulduğunu, kelime oyunlarıyla asker kişilere sivil yargılama yolunun açıldığını kaydederek, Başbuğ'un bu kanundan 3 yıl sonra yargılandığını belirtti.\n\n\"CHP ile mutabakat vardı. Kemal Kılıçdaroğlu da görüşmelere katıldı.\" denildiğine işaret eden Özel, \"İnsanda biraz korkma, utanma olur. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekili ancak nöbetçi değil. Salonda Hakkı Suha Okay var. Kanunun tümü üzerinde CHP 'hayır' oyu veriyor. Ertesi sabah Okay, 'Böyle bir mutabakatımız yok' diyor. Davalar kabul edilse, Başbuğ'a ceza verilse 780 gün daha mı hapiste yatıracaksın?\" dedi. \"SEN YİNE AYNI TARİHİ NOKTADASIN\" Özel, \"Baykal'ın çağrısıyla bunu yaptık.\" denildiğini ifade ederek, \"Vallahi de billahi de yalan. Son kanıt; bu maddeyi Anayasa Mahkemesine götürdük. Mutabakat olsa bu madde Anayasa Mahkemesine gider mi? Mahkeme bunu reddetmeyip kabul etse Başbuğ tutuklanmayacaktı. Başbuğ'un açıklaması, zorunuza mı ağrınıza mı gitti?\" diye konuştu. FETÖ'nün yasama organı üzerindeki faaliyetlerinin sadece bu önergeyle sınırlı olmadığını savunan Özel, Ergenekon savcıları için Meclisten koruma yasaları çıkarıldığını söyledi. Özel, şunları kaydetti: \"Sen yine aynı tarihi noktadasın. Başbuğ ve onun gibi Balyoz'da, Ergenekon'da, askeri casuslukta nice mağdurlar varken doğruyu söyleyen, 780 gün senden alacaklı olan Başbuğ'a dava açtırıyorsan biz yine avukatız. CHP'liler, Genel Başkanımız senin açacağın davada yine Başbuğ'u savunuruz, siz yine FETÖ'cü savcıları savunduğunuz tarafta durun bakalım. Hiç sıkılmadan, utanmadan, Ergenekoncuların yanında saf tutan savcı olanların karşısında bu ülkenin yurtseverleri savunulacaksa biz yine bu avukatlığı yaparız. Tarih bizi yine haklı çıkartır.\"", "Ülkemizin aktif fay hatlarının geçiş güzergahında bulunması ve aktif deprem kuşağında yer alması nedeniyle gerek yurt içi gerekse yurtdışında bulunan kara ve denizlerde büyük, orta ve küçük şiddetlerde depremler meydana geliyor. Durum böyle olunca vatandaşlarımız son depremlerden haberdar olmak isteyerek arama motorlarında Deprem mi oldu, nerede, saat kaçta, kaç şiddetinde? şeklinde aramalarla yurtta ve dünyada meydana gelen en son depremleri öğrenmeye çalışıyor. İşte Deprem mi oldu, nerede, saat kaçta, kaç şiddetinde sorularının cevaplarını bulabileceğiniz 26 Mart Kandilli Rasathanesi ve AFAD son depremler listesi…\n\nKANDİLLİ RASATHANESİ SON DEPREMLER LİSTESİ İÇİN TIKLAYINIZ...\n\nAFAD SON DEPREMLER LİSTESİ İÇİN TIKLAYINIZ...", "Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 15 kişinin daha hayatını kaybettiğini, bugüne kadar vefat eden hasta sayısının 59 olduğunu bildirdi.\n\nBakan Koca, Twitter'dan yaptığı açıklamada, \"Son 24 saatte 5 bin 35 test sonuçlandı, 561 tanı kondu. 15 hastamız hayata veda etti. Bugüne dek kaybettiğimiz hasta sayısı 59. Toplam hasta sayımız 2 bin 433. Sayılar, kayıp acısını, endişeyi ifade edemez. Sıfır riskle yaşamaya çalışalım. Bizi hayata tedbir bağlar.\" ifadesini kullandı.\n\nAA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Otobüslerde korona virüs denetimi DÜZCE(İHA) – ? İçişleri Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle koronavirüs tedbirleri kapsamında, şehir içi ve şehirlerarası çalışan toplu ulaşım araçlarında yolcu sayısının yarıya indirilmesi ve araçlarda yolcuların güvenli mesafede oturmasına yönelik Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri...\n\nDÜZCE(İHA) – ? İçişleri Bakanlığınca yayımlanan genelgeyle koronavirüs tedbirleri kapsamında, şehir içi ve şehirlerarası çalışan toplu ulaşım araçlarında yolcu sayısının yarıya indirilmesi ve araçlarda yolcuların güvenli mesafede oturmasına yönelik Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri denetim gerçekleştirdi.\n\nİçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeye göre; İlimizdeki tüm şehir içi ve şehirlerarası çalışan toplu taşıma araçları (şehirlerarası yolcu otobüsleri dahil); geçici bir süreliğine araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50'si oranında yolcu kabul edecek; araç içindeki yolcuların oturma şekli yolcuların birbirleriyle temasını engelleyecek şekilde olacaktır. Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, şehir içi hizmet veren yolcu otobüslerine yönelik denetim gerçekleştirdi. Şehirdeki farklı noktalarda denetim yapan ekipler, toplu taşıma araçlarını tek tek durdurarak yolcu sayılarını ve yolcuların güvenli mesafede oturup oturmadığını kontrol etti. Ekipler, kurallara uymayan yolcuları ve şoförleri ikaz etti. Denetimlere periyodik aralıklarla devam edileceği belirtildi.\n\n\"Evde kal \" çağrısı dolayısıyla Düzce'de toplu ulaşım araçlarında yoğunluk gözlenmedi. - DÜZCE\n\nKaynak: İHA", "pos": ["Zabıta ekipleri marketleri denetledi Sağlık Bakanlığının almış olduğu kararlar ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeler çerçevesinde Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri koronavirüsle mücadele kapsamında vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla uygulamada herhangi bir aksaklığa...\n\nSağlık Bakanlığının almış olduğu kararlar ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeler çerçevesinde Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri koronavirüsle mücadele kapsamında vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi için denetimlerini aralıksız sürdürüyor.\n\nİçişleri Bakanlığının valiliklere koronavirüs tedbirleri kapsamında marketlere ilişkin ek bir genelge daha göndermesinin ardından Düzce'de zabıta ekipleri marketlere denetimde bulundu.\n\nİçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeye göre; \"İlimizdeki tüm marketler 09: 00-21: 00 saatleri arasında hizmet verecektir. Market içindeki en fazla müşteri sayısı müşteriye doğrudan hizmet sunulan toplam alanın (depolar, idari bürolar vb. hariç) onda biri kadar olacaktır (Örneğin marketin müşterilerin hizmetine sunulan alanı 100 metrekare ise aynı anda içeride en fazla 10 müşteri olması gerekecek).\n\nİlimizdeki tüm marketler hizmet alanı büyüklüğüne göre içeride bulunabilecek maksimum müşteri sayısını market girişlerine asarak ilan edecektir. İçeride belirlenen sayıda müşteri bulunması için gerekli tedbirleri alacaktır. Market içinde belirlenen sayıda müşteri var ise içerden müşteri çıkmadan başka müşteri içeriye alınmayacaktır. Marketler aynı zamanda içeriye girmek için bekleyen müşterilerin en az bir metre mesafe ile beklemeleri gerektiğini sürekli hatırlatacaklar ve market girişinde görülecek şekilde bu hususu belirten afiş asılacaktır.\"\n\nDüzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri genelge kapsamında şehirdeki tüm marketlerde denetim gerçekleştirdi. Marketlerde müşteri sayısını, sosyal mesafe tedbirlerine uyulup uyulmadığı, tedbir afişi asılıp asılmadığını kontrol etti. Ekipler ayrıca hijyen kurallarına ilişkin kontroller de yaptı. - DÜZCE\n\nKaynak: İHA"], "neg": ["İçişleri Bakanlığı, 81 İl Valiliğine 'Düğün Törenlerinde Uygulanacak Tedbirler' konulu genelge gönderdi. Buna göre düğünler, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün oldukça açık havada yapılacak ve süre kısa tutulacak. Düğünlerde karşılama, uğurlama ve takı merasimi sırasında tokalaşılmayacak, toplu fotoğraf çekimi yapılmayacak.\n\nGenelge ile yeni tip korona virüsü salgınının görüldüğü andan itibaren Sağlık Bakanlığı ve Koronavirüs Bilim Kurulunun önerileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları doğrultusunda salgının/bulaşmanın toplum sağlığı ve kamu düzeni açısından oluşturduğu riski yönetme, sosyal izolasyonu temin, mesafeyi koruma ve yayılım hızını kontrol altında tutmak amacıyla birçok tedbir kararı alınarak uygulamaya geçirildiği hatırlatıldı.\n\nGenelgede yer alan bazı maddeler şöyle:\n\n* Düğünler, bulaşma riskini azaltmak amacıyla mümkün oldukça açık havada yapılacak ve süre kısa tutulacak.\n\n* Her masada yeterli sayıda en az yüzde 70 alkol içeren kolonya veya el antiseptiği bulundurulacak.\n\n* Misafirlerin girişlerde mutlaka ateş ölçümleri yapılacak. 38 dereceden yüksek olan kişilerin en yakın sağlık kuruluşuna yönlendirilmesi sağlanacak.\n\n* Masalar arası en az 1,5 metre, sandalyeler arası 60 cm olacak şekilde düzenlenecek.\n\n* Düğünlerde karşılama, uğurlama ve takı merasimi sırasında tokalaşılmayacak, toplu fotoğraf çekimi yapılmayacak, takılar toplama kutusuna konulacak.\n\n* Düğün mekanlarında gelin ve damat hariç halay çekilemeyecek, dans edilemeyecek, gösteri yapılamayacak.\n\n* Köy ya da sokak düğünlerinde yemek verilmesi durumunda tek kullanımlık malzemeler tercih edilecek.\n\n* Düğün mekânının misafir kapasitesi mesafe planına göre belirlenecek. Bu kapasiteye uygun sayıda misafir kabul edilecek ve kapasite bilgisi düğün mekânının girişinde görülebilir bir yere asılacak.\n\n* Hazırlanan plan çerçevesinde mekânın girişlerinde ve sıra oluşabilecek her noktada mesafeyi sağlamaya yardımcı yer işaretlemeleri yapılacak.\n\n* Temizlik, maske ve mesafe kuralları ile uyulması gereken diğer kurallara ilişkin bilgilendirme afişleri düğün yapılacak mekânların girişlerine ve içerisinde uygun yerlere asılacak.\n\n* Ateş ölçen personel/sorumlu tıbbi maske ve yüz koruyucu kullanacak.\n\n* Düğün mekânlarının girişlerinde ve ortak kullanım alanlarında (ana salon, bina girişi, kantin/kafeterya, lavabolar vb.) el antiseptiği veya dezenfektan bulundurulacak.\n\n* Teması mümkün olduğunca azaltabilmek için bunların mümkünse fotoselli olmaları ve misafirlerin ellerini dezenfektan/el antiseptiği ile temizlemelerinden sonra içeri girişleri sağlanacak.\n\n* Sadece misafirlerin dinlemesine yönelik müzik yayını (canlı müzik dâhil) yapılabilecek.\n\n* Düğün mekânlarında bulunan kantin/kafeteryalarda temizlik, maske kullanımı ve mesafenin korunması ile ilgili tedbirlere uyulacak, buralarda tek kullanımlık bardak, tabak vb. malzemeler kullanılacak.\n\nKAPALI ALANLARDA YAPILACAK DÜĞÜNLERDE ALINACAK TEDBİRLER\n\nGenelgeye göre kapalı alanlarda gerçekleştirilen düğünlerde alınacak tedbirler ise şöyle sıralandı:\n\n* Kapalı alanlarda yapılacak düğünlerde mekânın sağlıklı havalandırılması için iki düğün arasında en az 1 saatlik zaman bırakılacak.\n\n* Bu süre zarfında şartlara göre kapı/pencere açılarak veya merkezi sistemlerle doğal hava sirkülasyonu sağlanacak. Düğün yapılacak kapalı mekânlarda bulunan çocuk oyun alanları kullanılmayacak.\n\n* Açık alan, kır ve bahçe düğünlerinde ise açık mekânlarda bulunan çocuk oyun alanlarındaki sık dokunulan yüzeylerin temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanacak. Ulaşılabilir alanlarda el antiseptiği bulundurulacak.\n\n* Korona virüsü bulaşma riskini artıracağı için 1 metreden yakın temas gerektiren aktiviteler yapılmayacak.\n\n* Asansör içerisinde mesafeyi korumak amacıyla kişilerin durması gereken alanlar, aralarında en az 1 metre mesafe olacak şekilde yer işaretleriyle belirlenecek.\n\nORTAM TEMİZLİĞİ\n\n* Genelgeye göre düğün mekânlarının temizliği günlük olarak yapılacak ve bu mekânlar düzenli olarak havalandırılacak.\n\n* Düğün mekânlarının temizliğinde özellikle sık dokunulan yüzeylerin temizliğine azami düzeyde dikkat edilecek. Temizlik yapan personel tıbbi maske ve eldiven kullanacak.\n\n* Genel tuvaletlerin giriş kapısı mümkünse otomatik kapı sistemi olarak düzenlenecek, düzenlenememesi halinde uygun şekilde paravan konularak giriş kapıları açık tutulacak.\n\n* Ayrıca tuvaletlerde devamlı sıvı sabun, tuvalet kâğıdı, kâğıt havlu ve çöp kutusu bulundurulacak ve teması mümkün olduğunca azaltabilmek için muslukların, sıvı sabun ünitelerinin mümkünse fotoselli olmaları sağlanacak.\n\n* El kurutma cihazlarının kullanımına izin verilmeyecek.\n\n* Merkezi havalandırma sistemleri bulunan alanların havalandırması doğal hava sirkülasyonunu sağlayacak şekilde düzenlenecek, kapı ve pencereler açık bırakılarak doğal havalandırma sağlanacak ve havalandırma sistemlerinin kullanımı ile ilgili olarak Sağlık Bakanlığının İklimlendirme Rehberinde belirtilen kurallara uyulacak.", "Çin'in Vuhan şehrinde ortaya çıkan yeni tip Koronavirüs (Covid-19) Antarktika dışında tüm dünyayı sardı.\n\n\n\n\n\nBaşta Asya, Avrupa ve Amerika kıtasını vuran Koronavirüs'ün tek vurmadığı kıta olan Antarktika'da sadece 4 bin kişi yaşıyor.\n\n\n\n\n\nBu kıtada ikamet edenler küresel bir kriz haline gelen Koronavirüs'ü dünyanın bu çok uzak köşesinden takip ediyor.\n\n\n\n\n\nUzmanların soğuk havada yaşama ihtimali daha fazla dediği Koronavirüs'ün şu anda tek görülmediği yer Antarktika: Neredeyse tamanı buz ve karla kaplı.\n\n\n\n\n\nAmerikan Washington Post gazetesinde yer alan haberde, Antarktika kıtasında araştırma için bulunan İtalyan Alberto Della Rovere ülkesinde yaşanan felaketi dünyanın bir ucunda endişe ile takip ediyor.\n\n\n\n\n\nİTALYAN EKİP AİLELERİ ADINA ENDİŞELİ\n\n\n\n\n\nWhatsApp üzerinden İtalya'daki akrabaları ve arkadaşlarıyla konuşan 35 kişilik İtalyan araştırma ekibinin lideri Alberto Della Rovere, \"Şu anda burada daha güvendeyiz. Arkadaşlarımız da bize bunu söylüyor, ancak biz burada hem yakınlarımız hem de ülkemiz için endişeliyiz.\" dedi.\n\n\n\n\n\n\"Şu anda Antarktika dünyanın en güvenli yeri.\" diyen Rovere, dışarıyla irtibatları olmadığı için Koronavirüs bulaşma ihtimalinin bulunmadığını belirtiyor.\n\n\n\n\n\nRovere, Koronavirüs bulunmamasına rağmen Antarktika'ya sınırlı sayıda giriş ve çıkış yapanların düzenli doktor kontrolünden geçtiğini ifade ediyor.\n\n\n\n\n\nAntarktika'da birçok ülkenin araştırma ekipleri bulunuyor. ABD'nin araştırma ekibinden yer alan Amundsen-Scott da gönderdiği bir fotoğrafın altına, \"Bizim için endişelenmeyin.\" notunu düştü.\n\n\n\n\n\nAntarktika'da bulunanlar şu anda Koronavirüs olmadan hayatlarını idame ettiriyor, ancak bu onlar için tehlike yok anlamına gelmiyor.\n\n\n\n\n\nANTARKTİKA'DA 28 ÜLKENİN ARAŞTIRMA İSTASYONU VAR\n\n\n\n\n\nVirüs Antarktika'ya ulaşırsa karantina merkezleri kurulamadığı ve yeterli tıbbi malzeme olmadığı için bu kıtadakiler daha büyük risk altında olacak.\n\n\n\n\n\nŞu anda Antarktika kıtasında 28 ülkenin araştırma istasyonları bulunuyor. En büyük istasyon ise ABD'ye ait bulunuyor. Antarktika'nın Ross Ice Shelf bölgesinde bulunan McMurdo İstasyonu'nda bin kişi yaşıyor.\n\n\n\n\n\nEN FAZLA ZİYARETÇİ EKİM-ŞUBAT DÖNEMİNDE\n\n\n\n\n\nBuraya gelenler bir ya da iki dönem kalıyor ve araştırmalara katkıda bulunuyor.\n\n\n\n\n\nAntarktika'da nüfusun en yoğun olduğu dönem ise ekim-şubat ayları arası. Bu dönem Antarktika için yaz anlamına geliyor. Yaz aylarında tatil maksadıyla gelen insanları sayısı da artıyor.\n\n---\n\n\n\n\n\n---\n\n\n\n\n\n---", "Küçükcekmece, Atakent mahallesinde 14 Ocak'ta meydana gelen olayda bir evden gelen silah sesleri üzerine çevrede oturan vatandaşlar polisi arayarak yardım istedi. Olay yerine gelen polis ekipleri kapıyı kırarak içeri girdiklerinde karnından vurularak ağır yaralanan Orçun Yaman ile karşılaştı. Hemen hastaneye kaldırılan Orçun Yaman tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.\n\nKATİL VE MAKTUL YANYANA GÖRÜNTÜLENMİŞ\n\nAsayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis Orçun Yaman'ın son olarak sosyal medya üzerinden tanıştığı bir kişi ile buluştuğunu tespit etti. Olayın meydana geldiği güvenlik kameraları incelendiğinde öldürülen Orçun Yaman ile şüpheli Onur D.'nin birlikte apartmana girerken görüntülendiği tespit edildi. Daha sonra aynı kamera bu kez Onur D.'yi elindeki poşetle ayakkabıları olmadan telaş içinde tek başına kaçışını görüntülendiği görüldü.\n\nBEYLİKDÜZÜN'DE GÖZALTINA ALINDI, CİNAYETİ İTİRAF ETTİ\n\nPolis bu kamera görüntülerinden önce şüphelinin eşkalini ardından kimliğini tespit etti. Beylikdüzü'nde bir adrese yapılan operasyonda Onur D. gözaltına alındı. Cinayet Büro Amirliğine getirilen şüpheli Onur D.'nin suçunu itiraf ettiği, sosyal medya üzerinden tanıştığı ve arkadaş olduğu Orçun Yaman ile olay günü buluştuğu birlikte bir şeyler içmek üzere eve gittikleri burada aralarında çıkan tartışma sonucu cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi.\n\nADLİYEYE SEVK EDİLDİ\n\nŞüpheli Onur Dilek'in bir süre önce cezaevinde çıktığı, yaralama ve hırsızlık gibi suçlardan daha önceden 20 kez polise geliş kaydı olduğu belirtildi. Şüpheli adliyeye sevk edildi.\n\n(DHA)", "Almanya’nın salgınla mücadelede en etkili kurumlarından biri olan Robert Koch Enstitüsü'nün (RKE) Başkanı Lothar Wieler, Berlin’de düzenlediği basın toplantısında koronavirüsle ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Wieler, Almanya’da COVID-19 hasta sayısının yüksek bir seviyeye ulaştığını belirterek \"Ancak rakamların gerilediğine dair bir eğilim gözlenmiyor\" dedi. Wieler, bu nedenle halihazırda alınan önlemlere devam edilmesini isteyerek vatandaşlara \"Önemleri gevşetmeyin“ mesajı verdi.\n\nAlmanya’da hastanelerde yeterince yoğun bakım yatağı ve solunum cihazının olmasını olumlu bir durum olarak değerlendiren Wieler, \"Mevcut dinamikle bir sıkışıklık yaşanması beklenmiyor\" dedi.\n\nİyileşenlerin sayısı arttı\n\nRobert Koch Ensitüsü'nün verilerine göre Almanya'da dün 2 bin 82 yeni tip koronavirüs vakası daha tespit edildi. Böylece ülkede toplam vaka sayısı 126 bin 500’e yükseldi. Hastalıktan yaşamını yitirenlerin toplam sayısı ise 2 bin 998 olarak açıklandı. İyileşenlerin sayısının da 68 bin 200’e yükseldiği belirtildi. Hastalığı hafif semptomlarla geçirenlere test yapılmamış olabileceği göz önünde bulundurularak bu sayının daha yüksek olabileceği tahmin ediliyor.\n\nAlmanya’da en fazla vakanın görüldüğü eyalet güneydeki Bavyera. Eyalette 33 bin 300 koronavirüs vakası tespit edildi, 834 kişi de hayatını kaybetti. Bavyera’yı batıdaki Kuzey-Ren Vestfalya eyaleti takip ediyor. Kuzey-Rens Vestfalya’da 26 bin 900 vaka kayıtlara geçirildi, 613 kişi de hastalıktan yaşamını yitirdi. Baden Württemberg'de ise 24 bin 800 vaka tespit edilirken 702 kişi hastalıktan öldü.\n\nRobert Koch Enstitüsü, Almanya'da bir kişinin virüsü ortalama 1,2 kişiye bulaştırdığından yola çıkıyor. Enstitü bu rakamın 1’in altına inmesi gerektiğini belirtiyor.\n\nRKE'den okul tavsiyesi\n\nRobert Koch Enstitüsü, Almanya'da okulların açılması konusunda ise temkinli. Lothar Wieler, epidemiyolojik açıdan öncelikle daha büyük yaştaki öğrencilerin okula başlamasının daha mantıklı olduğunu belirtti. Bunu da büyük yaştaki lise öğrencilerinin mesafe kurallarına daha fazla uyacağı ile gerekçelendirdi.\n\nAlman ulusal bilim akademisi Leopoldina ise dün açıkladığı tavsiye raporunda öncelikle ilkokul ve 10'uncu sınıfa kadar olan sınıflardaki öğrencilerin öncelikle okula başlamalarını önermişti. Akademi 11’inci sınıf ve diğer üst sınıf öğrencilerin ise uzaktan eğitim görebileceğini kaydetmişti.\n\nAlmanya’da Başbakan Angela Merkel ve eyalet başbakanları okulların açılış tarihi de dahil koronavirüsle mücadele önlemlerini yarın masaya yatıracak. Almanya’da ilk ve orta dereceli okulların normal şartlarda 20 Nisan’da açılması öngörülüyor.\n\nDW, AFP / HT, HS\n\n© Deutsche Welle Türkçe", "Kasımpaşa, bir futbolcusu ve bir çalışanında koronavirüs tespit edilen Fenerbahçe için geçmiş olsun mesajı yayınladı.\n\nLacivert-beyazlı takımın resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, bir futbolcusu ve bir çalışanının koronavirüs testinin pozitif çıktığını açıklayan sarı-lacivertli kulüp için şu ifadeler yer aldı:\n\n\"Fenerbahçe Spor Kulübü oyuncusu ile sağlık heyeti çalışanında Covid-19 bulgularına rastlandığını üzüntüyle öğrenmiş bulunmaktayız. Covid-19 bulgularına rastlanan Fenerbahçeli sporcu ve sağlık heyeti çalışanının bu süreci sağlıklı bir şekilde geride bırakmalarını temenni ediyor, geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.\"\n\n(İHA)\n\nİhlas Haber Ajansı / Güncel"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Yukarı Çık\n\nTürkiye'de ilk: Bir hastanın beyin omurilik sıvısında koronavirüs tespit edildi\n\nNöbet geçirdiği için hastaneye kaldırılan epilepsi hastasına yapılan tetkikler sonucunda beyin omurilik sıvısında koronavirüse rastlandı. Türkiye'de ilk kez böyle bir durumla karşılaştıklarını ifade eden Doç. Dr. Melda Türkoğlu, \"Vaka olarak dünya literatürüne bildireceğiz\" dedi\n\nTürkiye'de ilk kez bir hastanın beyin omurilik sıvısında koronavirüs tespit edildi. Ankara'da Gazi Üniversitesi Hastanesi'nde tedaviye olumlu cevap veren Burakhan Sönmez yoğun bakımdan çıktı. Doç. Dr. Melda Türkoğlu, \"Bu hasta literatürde de bir iki vakadan biri. O nedenle biz bunu vaka olarak dünya literatürüne bildireceğiz\" dedi.\n\n\n\nAğız ve Diş Sağlığı Merkezinde hasta kabul bölümünde çalışan epilepsi hastası Burakhan Sönmez, geçen hafta evinde bulunduğu sırada nöbet geçirerek yere düştü. Sönmez, ailesi tarafından Gazi Üniversitesi Hastanesi'ne kaldırıldı. Tedaviye alınan Sönmez'de yüksek ateş tespit edildi. Bunun üzerine Sönmez'e boğazdan alınan sürüntüyle PCR testi uygulandı. Test sonucu negatif çıkmasına rağmen, Sönmez'in nöbet geçirmesi sırasında yere düşmesi nedeniyle beyin tomografisi çekilerek, beyin omurilik sıvısından örnek alındı. Yapılan tetkiklerde beyin omurilik sıvısında koronavirüs tespit edildi. Sönmez, bunun üzerine yoğun bakımda tedavi altına alındı. Tedaviye olumlu cevap veren Sönmez, 3 gün sonra yoğun bakımdan çıkarılarak, servise alındı.\n\n\n\n'DÜNYA LİTERATÜRÜNE BİLDİRECEĞİZ'\n\n\n\nBurakhan Sönmez’in tedavi sürecini yürüten Gazi Üniversitesi İç Hastalıkları Yoğun Bakım Öğretim Üyesi Doç. Dr. Melda Türkoğlu, koronavirüsün üst ve alt solunum yolu enfeksiyonuna yol açan bir virüs gibi görünmesine rağmen tüm vücudu etkileyen multisistemik bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Hastanın nörolojik şikâyetleri olduğunu ve nöbet geçirerek hastaneye geldiğini anlatan Doç.Dr. Türkoğlu, \"Yaptığımız beyin omurilik sıvısı incelemesinde mikrobiyolojik olarak bunu gösterdik. Türkiye'de böyle başka bir vaka duymadık, bu ilk gibi. Çin'den Türkiye'ye getirilen 'Favipiravir' adlı ilacı solunum semptomlarında çok erken dönemde kullanmaya başladık. Akciğerlerin buna çok iyi cevap verdiğini gördük. Burakhan'da da koronavirüsü saptadığımız anda bu ilaca başladık ve başarı elde ettiğimizi düşünüyorum. Bu hasta literatürde de bir iki vakadan biri. O nedenle biz de bunu vaka olarak dünya literatürüne bildireceğiz. Olumlu giden bir süreci oldu. Bunu da dünyayla paylaşmanın bu konudaki bilgiyi artıracağını düşünüyoruz\" diye konuştu.\n\n\n\n'TEDAVİYE ERKEN BAŞLAYINCA CEVABI MÜKEMMEL OLDU'\n\nDHA'da yer alan habere göre koronavirüsün pek çok organı etkileyebildiğini kaydeden Doç. Dr. Türkoğlu, \"Özellikle bu hastalarda 'sitokin fırtınası' dediğimiz vücudun kendi bağışıklık cevabının çok yoğun olması çok daha yoğun bir şekilde karşımıza çıkıyor. Bu 'sitokin fırtınası' dediğimiz şey solunum enfeksiyonu gibi görünen enfeksiyonla karaciğeri, kalbi, böbrekleri, kasları bütün vücudu etkileyen bir hastalığa dönüşüyor. Literatürde değişik vakalarda çok farklı sistemlerin tutulduğunu görüyoruz. Bu durumu hastanemize gelen Burakhan Sönmez'de yaşadık. Bu genç hastamızın beyin omurilik sıvısında koronavirüs tespit ettik. Bu hastayı 3 gün yoğun bakımda izledikten sonra servis bölümüne devrediyoruz. Bundan da çok mutluluk duyuyoruz. Hastayı ilk yatırdığımızda 'nasıl bir süreç içerisinde ilerlerler' diye biraz korktuk, çekindik. Ama tedaviye de erken başlayınca hastanın cevabı mükemmel oldu\" ifadelerini kullandı.\n\n\n\n'KORONAVİRÜS BELİRTİLERİ YOKTU'\n\nKardeşinin durumunun şu anda gayet iyi olduğunu dile getiren Çağrı Sönmez ise, \"Kardeşimde koronavirüs belirtileri yoktu. Ancak biraz ateşi vardı. Öksürük veya solunum yoluyla ilgili bir sıkıntısı yoktu. Ateşini düşüremedikleri için doktorlarımız bu virüsten şüphelendi. Kendisi epilepsi hastası olduğu için omurilik sıvısına bakıldı. Biz kullandığı ilaçlardan zannediyorduk; ama sonra tekrar test yaptılar. Ciğerlerinde bir şey çıkmayınca omurilik sıvısına baktılar. Omurilik sıvısında Covid-19 pozitif çıktı. Şu an durumu gayet iyi\" diye konuştu.\n\n\n\nAz önce okuduğunuz haber, bağımsız bir medya organı tarafından size sunuldu.\n\nBağımsız gazetecilik; sermayeye karşı halkı, sömürüye karşı emeği, eşitsizliğe karşı adaleti, savaşlara karşı barışı, piyasacılığa karşı temel hakları, talana karşı doğayı, erkek şiddetine karşı kadınları, istismara karşı çocukları savunmanın olmazsa olmaz koşuludur.\n\nSiz de gerçeğin sesini yükseltmek adına sorumluluk almak istiyorsanız, sadece birkaç dakikanızı ayırarak BirGün’e abone olabilir ve ‘#BirGünBenim’ diyebilirsiniz.\n\nŞimdiden sonsuz teşekkürler…\n\nBirGün bizim; hepimizin.", "pos": ["Tüm dünyayı etkisi altına alan corona virüsü için çalışmalar devam ederken alınan tedbirler sonrası vaka ve ölüm oranlarında ciddi düşüşler kaydedilmişti. Corona virüsü için son dakika bilgileri gelmeye devam ederken, Türkiye'de virüs için bir ilk de yaşandı. İşte detaylar. Son dakika corona virüsü haberleri..."], "neg": ["Türkiye Gazetesi\n\nTürkiye Gazetesi\n\nAlmanya, yeni tip koronavirüs (Covid-19) sebebiyle uygulamaya koyduğu seyahat uyarısını 31 ülke için kaldırırken, Türkiye için gözler AB Komisyonunun alacağı karara çevrildi. Almanya’nın önde gelen tur operatörlerinden FTI Grup’tan yapılan açıklamada, ülkedeki seyahat uyarısının, 15 Haziran itibarıyla Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin yanı sıra İngiltere, İzlanda, Norveç, İsviçre ve Liechtenstein için kaldırılacağı belirtilerek, Alman hükûmetinin seyahat yasağı noktasında Türkiye’yi de göz önünde bulundurması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Türkiye’de havalimanları, destinasyon yönetim şirketleri ve otellerin her zaman profesyonelce çalıştığı ve son haftalarda hijyen konusunda sıkı tedbirler geliştirdiğine dikkat çekilerek “Tatilcilerin, maske takma gibi düzenlemelere uyduklarında Türkiye’de dertsiz ve huzurlu bir dönem geçireceklerinden eminiz” ifadesi kullanıldı. FTI Grup’un sahip olduğu otellerde de misafir ve çalışanları koruyacak CLEAN 2.0 adlı bir hijyen konsepti geliştirildiği bilgisi paylaşıldı.\n\nTÜRKİYE İLE GÖRÜŞME HÂLİNDEYİZ\n\nAlmanya Seyahat Acenteleri Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig de şu aşamada Avrupa dışındaki ülkelerin de göz önünde bulundurulması gerektiğini belirterek “Oralarda da salgının gidişatı, vaka sayısı ve sağlık sisteminin durumunu değerlendirmek lazım. Eğer tablo olumluysa oralarda da tatil yapılmasına izin verilebilir” dedi. Hijyen ve mesafe kurallarının geliştirilmesinin turizmin yeniden açılmasının temelini oluşturacağını dile getiren Fiebig, şunları kaydetti: DRV olarak yaz aylarında seyahatlerin nasıl yeniden mümkün olabileceğini göstermek için bir tedbirler kataloğu geliştirdik ve Alman hükûmetine sunduk. Sağlık için gerekli şartlarda turizmi mümkün olan en kısa sürede yeniden canlandırmak için benzer konseptler üzerinde turizm bölgelerinde de yoğun şekilde çalışılıyor. Bu konuda Türkiye Turizm Bakanı ile de görüşmeler yapıyorum. Türkiye çoktan kapsamlı tedbirler geliştirdi ve hatta bunları bağımsız tarafa, Alman TÜV şirketine inceletti. Siyasi düzeyde de görüşmeler yapıldığını ve bunun da “iyi bir sinyal olduğunu” ifade eden Fiebig “Almanların yaz tatilini Türk sahillerinde geçirmelerinden çok memnun oluruz” diye konuştu.", "19.02.2020 16:28 | Son Güncelleme: 19.02.2020 16:46\n\nBaskil ilçesinde Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi tahliye edildi.\n\nElazığ'da 24 Ocak'ta merkez üssü Sivrice ilçesinde meydana gelen 6,8 büyüklüğündeki depremin ardından hasar gören Baskil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi boşaltıldı.\n\nİlçe Milli Eğitim Müdürü Oktay Karayıl, bakanlıkça yapılan incelemeler sonucunda orta hasarlı olarak tespit edilen okulda eğitim öğretimin gerçekleştirilemeyeceğinin belirlendiğini söyledi.\n\nÖğrencilerin ikinci döneme Baskil Vakıfbank Ortaokulunun binasında devam edeceğini kaydeden Karayıl, \"Baskil Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesine, 24 Şubat'tan itibaren öğleden sonra eğitim verilecektir. Bir daha böyle bir felaketin yaşanmaması dileğiyle tüm halkımıza geçmiş olsun.\" dedi.\n\nKaynak: AA", "Muratpaşa ilçesinde bulundan Kapalı Yol'a gelen 65 yaş üzeri vatandaşlar koronavirüs uyarılarına aldırmadı. Ağaç altlarında ve havuz kenarlarında yer alan banklarda oturan çok sayıda kişi, ağaçların üzerine asılmış 'Bankta oturma evde kal' uyarılarına kulak asmadı. Bazı kişilerin maske ve eldiven takarak koronavirüsten korunmaya çalıştığı gözlemlenirken, gençlerin sokakta olmayışı dikkat çekti. Kapalı Yol'da bulunan bir banka önünde ise vatandaşlar uzun kuyruk oluştu. Banka önünde 1 metre sosyal mesafesine uymayan vatandaşlar arasında bir kız çocuğun da sırada olması görenleri şaşırttı. (DHA)", "AA 17 Nisan 2020 Cuma 09:00 - Güncelleme: 17 Nisan 2020 Cuma 09:18\n\nMilli Eğitim Bakanlığınca (MEB), koronavirüs önlemleri kapsamında yürütülen Ar-Ge çalışmaları sonucu İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde ambulans ve sahra hastaneleri için uzaktan kontrollü solunum cihazı üretildi.\n\nPandemi sürecinde mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim kapasitesini harekete geçiren MEB, bu kapsamda temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerinden maskeye, tek kullanımlık önlük ve tulumdan yüz koruyucu sipere kadar çok çeşitli ürünlerin seri üretimine geçti.\n\nSolunum cihazına odaklanan ve İstanbul ve Hatay'da Ar-Ge çalışmaları yürüten MEB, bu konudaki ilk açıklamayı dün paylaştı. İlk solunum cihazı Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Ar-Ge atölyelerinde üretildi.\n\nBu kapsamdaki çalışmaların bir diğer aşaması da İstanbul'da yürütülen çalışmalarla tamamlandı. İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Ar-Ge atölyesinde ikinci solunum cihazı üretildi.\n\nBu lisede de hastanelerde (serviste) ve ev ortamında kullanılmak üzere \"Expirium Filtreli Otomatik Ambu Ventilatör\" üretimi geliştirildi. Bu solunum cihazının ilave bir özelliği daha bulunuyor. Geliştirilen solunum cihazı, kontrolünün bir kontrol paneli ile uzaktan pc veya cep telefonu uygulamasıyla yapılabilmesi özelliği sayesinde ambulans ya da sahra hastanelerinde de kullanılabilecek.\n\n- \"AR-GE MERKEZLERİMİZ PROJELERİ BAŞARIYLA TAMAMLADI\"\n\n\n\nMilli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, bu süreçte meslek liselerinin üretim kapasitesini harekete geçirdiklerini, temizlik ve dezenfeksiyon malzemelerinden cerrahi maske üretimine, tek kullanımlık önlük ve tulum üretiminden yüz koruyucu sipere kadar altyapıyı güçlendirdikleri tüm alanlarda yoğun üretim yapıldığını anlattı.\n\nHatay ve İstanbul'da solunum cihazının üretilmesi ile ilgili Ar-Ge çalışmalarının başarılı bir şekilde devam ettiğine işaret eden Özer, ilk sevindirici haberi dün Hatay'dan paylaştıklarını hatırlattı.\n\nİstanbul'daki çalışmaların da tamamlandığını bildiren Özer, şunları kaydetti:\n\n\"İstanbul İl Milli Eğitim Müdürümüzün koordinasyonunda çalışmalar başarıyla sonuçlandı ve ikinci solunum cihazı üretildi. Bu solunum cihazının uzaktan kontrolü de yapılabiliyor. Böylece her iki ilimizdeki Ar-Ge merkezlerimiz, verdiğimiz projeleri başarıyla tamamladılar. Bu süreçte ihtiyaç duyulan makineleri mesleki eğitim olarak üretebilmek ve hizmete sunabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz.\"\n\n- \"MESLEKİ EĞİTİM TALEPLERE HIZLI CEVAP VEREBİLİR DURUMA GELDİ\"\n\n\n\nÜlkede mesleki eğitimin, toplumsal taleplere hızlı cevap üretebilir duruma geldiğinin altını çizen Özer, Türkiye'nin bu sıkıntılı günlerinde tüm illerde fedakarca gayret gösteren bütün mesleki eğitim öğretmenleri ve öğrencilerine, emeklerinden dolayı şükranlarını sundu.\n\n\"Bu süreçte İstanbul'daki arkadaşların, yöneticilerin ve öğretmenlerin fedakarca çalışmaları her türlü takdirin ötesinde.\" değerlendirmesini yapan Özer, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı'ya, Mesleki ve Teknik Eğitimden sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür'e, Destek Hizmetleri Şubesinden sorumlu Müdür Yardımcısı Zekine Dayıoğlu'na, İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü İsmail Yılmaz başta olmak üzere tüm okul yöneticilerine, tüm paydaşlara ve Gazi Saban, Tanju Karagöl, İhsan Mutlu ve Ersin Yükselir öğretmenlere, süreci başarıyla koordine eden Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Kemal Varın Numanoğlu ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.\n\n- \"SIRADA N95 MASKE MAKİNESİ VAR\"\n\n\n\nMesleki ve teknik eğitimde üretim potansiyeli ve kapasitesinin önemine dikkati çeken Özer, şunları kaydetti:\n\n\"Bu kapsamda oluşturduğumuz Ar-Ge merkezlerimize önemli altyapı desteği verdik ve iki ürüne odaklandık. N95 standardında maske üreten makine ve solunum cihazı. Bu iki üründen biri olan solunum cihazını iki farklı Ar-Ge merkezimizde ürettik. Daha önce İstanbul'da otomatik 3 katlı telli ultrasonik cerrahi maske makinesini de üretmiştik. Şimdi üretmeyi planladığımız ana ürünlerden bir tanesi kaldı, N95 standardında maske üreten makine. Bu konuda da çalışmalarımız başarılı bir şekilde ilerliyor. İnşallah bu ay içerisinde bu konuda da müjdeli haberi paylaşacağız.\"", "Yıllarca çalışarak emeklilik hakkı kazanan milyonlarca memur, işçi ve Bağ-Kur emeklisi 2020 yılında alacağı zammı merak ediyordu. TÜİK tarafından Aralık ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla memur ve emeklilerin alacağı zam oranları da belli oldu.\n\nARALIK AYI ENFLASYONU BELLİ OLDU\n\nTÜİK 2019 yılı Aralık ayı TÜFE verisini açıkladı. Saat 10.00'da açıklanan verilere göre TÜFE Aralık ayında yüzde 0.73, yılın ikinci 6 ayında yüzde 6.33 ve yıllık olarak da yüzde 11.84 oranında arttı. TÜFE'de (2003=100) 2019 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre %0,74, bir önceki yılın Aralık ayına göre %11,84, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,84 ve on iki aylık ortalamalara göre %15,18 artış gerçekleşti.\n\nZAM TOPLU SÖZLEŞMEYE GÖRE BELİRLENİYOR\n\nEmeklilerin alacağı zam oranları toplu sözleşmeye göre belirleniyor. Memurlar ve emeklilerinin 2020-2021 maaşları ile sosyal haklarının belirlenmesine yönelik 5. Dönem Toplu Sözleşmesi Eylül ayında kabul edilmişti. Buna göre memur ve emekliler 2020’nin ocak ayında yüzde 4, temmuz ayında yüzde 4 zamlı alacak. 2021 yılında ise 3+3 zam oranın da zam yapılacak. Memur ve emekli maaşlarına yapılan zamma ilaveten, geçmiş 6 aylık enflasyondan oluşan fark da yansıtılıyor. SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına geçen yıl ocak 10.19, temmuz ayında da yüzde 5.01 oranında zam yapılmıştı.\n\nEMEKLİ MAAŞ ZAMMI NE KADAR OLACAK?\n\nEmekli ve memur maaşlarına enflasyon yüzde 5 seviyesini aşması durumunda enflasyon farkı zammı uygulanıyor. TÜİK verilerine göre, Temmuz ayında yüzde 1,36 oranında, Ağustos ayında yüzde 0,86 oranında ve Eylül ayında yüzde 0,99, Ekim ayında yüzde 2 ve Kasım ayında yüzde 0,38 oranında artış yaşandı. 2019’un ikinci yarısında tüketici fiyat endeksi (TÜFE) yüzde 6.49 arttı. SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına 2019’un ikinci yarısındaki enflasyona bağlı olarak yüzde 6.49 oranında zam yapılacak.\n\nEN DÜŞÜK SGK EMEKLİ AYLIĞI 2 BİN 111 TL'YE ÇIKACAK\n\nBu artışla 2000 öncesi emeklilerde en düşük SSK aylığı 1.983 TL’den 2 bin 111 TL’ye, 2000 sonrası emeklilerde en düşük SSK aylığı 1.181 TL’den 1.258 TL’ye; en düşük BAĞ-KUR aylığı 1.775 TL’den 1889,8 TL’ye, en düşük tarım BAĞ-KUR’lu aylığı da 1.250 TL’den 1330 TL’ye yükselecek."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Batı Mahallesi Dr. Orhan Maltepe Caddesi'ndeki 4 katlı bir binanın üçüncü ve dördüncü katlarındaki balkonlar, saat 01.30 sıralarında büyük bir gürültüyle çöktü. Çökme sırasında herhangi gibi can kaybı ya da yaralanma olmadığı öğrenildi. Olay sonrası apartman sakinleri evlerinden çıkarak sokağa çıktı. İhbar üzerine, olay yerinde polis, itfaiye ve belediye ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede güvenlik önlemi alırken, belediye ekipleri de binada incelemelerde bulundu. Balkonları çöken bina, ekipler tarafından mühürlenirken, yanındaki bina da tedbir amaçlı olarak ekipler tarafından boşaltıldı.\n\nOTELE YERLEŞTİRİLDİLER\n\nMühürlenen 2 binada oturan bazı vatandaşlardan bazıları yakınlarının evine giderken, bazıları da Pendik Belediyesi ekiplerince otele yerleştirildi. Binada bulunan yaşlı iki kadın ise belediye ve sağlık ekiplerince binadan indirilerek, Pendik Belediyesi tarafından otele yerleştirildi.\n\nBinaların yıkılıp yıkılmayacağı, incelemelerin tamamlanmasından sonra netleşecek.", "pos": ["Pendik'te 4 katlı bir binanın üçüncü ve dördüncü katındaki balkonlar çöktü. Çökmenin nedenini belirlemek için binada inceleme başlatıldı.\n\nBatı Mahallesi Dr. Orhan Maltepe Caddesi'ndeki 4 katlı bir binanın üçüncü ve dördüncü katlarındaki balkonlar, saat 01.30 sıralarında büyük bir gürültüyle çöktü. Çökme sırasında herhangi gibi can kaybı ya da yaralanma olmadığı öğrenildi. İhbar üzerine, olay yerinde polis, itfaiye ve belediye ekipleri sevk edildi. Polis ve itfaiye ekipleri, binada oturan vatandaşları tahliye ederek, çevrede güvenlik önlemi aldı. İtfaiye ve belediye ekipleri olayla ilgili inceleme başlatırken, binadaki incelemelerini ise sürdürüyor.\n\nÖte yandan, olay sonrası bazı apartman sakinlerinin valizlerini alarak evlerinden ayrıldıkları görüldü.\n\nBİNA MÜHÜRLENDİ\n\nPendik'te balkonları çöken bina belediye ekiplerince mühürlendi.\n\nBatı Mahalle Dr. Orhan Maltepe Caddesi'nde Pendik Devlet Hastanesinin yanında bulunan 4 katlı binanın bazı balkonları çöktü. Bunun üzerine binadakiler tahliye edildi. Daha sonra Pendik Belediyesi ve İstanbul İtfaiyesi ekipleri binada incelemelerde bulundu. İncelemeler sonucu giriş katında lokanta ve iş yerleri bulunan 4 katlı bina belediye ekiplerince mühürlendi.\n\nBalkonları çöken binanın bitişiğindeki binada bulunanlar da tedbiren tahliye edildi."], "neg": ["Petrol yükseldi, altın yatay Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu'nun toplantısı beklenirken, ABD'de stratejik petrol alımlarına ilişkin teklifin de etkisiyle petrol fiyatları yükseldi.\n\nPetrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu'nun toplantısı beklenirken, ABD'de stratejik petrol alımlarına ilişkin teklifin de etkisiyle petrol fiyatları yükseldi.\n\nABD'de, iki partiden Senato ve Kongre üyeleri, 3.0 milyar dolarlık petrol alım kaynağının oluşturulmasına dönük teklifi verdi. Teklif ile, artan petrol stoklarını eritmek için, ülkenin Stratejik Petrol Rezervleri'ne eklenmek üzere, ABD'li üreticilerden toplam 3.0 milyar dolarlık hampetrol alınması öngörülüyor.\n\nBrent ham petrolünün varil fiyatı yüzde 0.15 artışla 32.47 dolara, ABD Batı Teksas hafif ham petrolünün varil fiyatı da yüzde 2.54 artışla 29.90 dolara yükseldi.Güçlenen doların etkisiyle altın fiyatları yatay hareket ediyor. Euro dolar karşısında yüzde 0.14 düşüşle 1.08712 dolara kadar düştü; euro bu düzey ile dolar karşısında geçen yılın aynı gününe göre de yüzde 3.06 aşağıda kalıyor.Küresel emtia piyasalarında;gümüş, yüzde 0.41 düşüşle 14.97 dolardan,altın, yüzde 0.05 düşüşle 1,647.81 dolardan,bakır, yüzde 2.44 artışla 5,024.00 dolardan,platin, yüzde 0.47 düşüşle 736.13 dolardan,paladyum yüzde 1.16 artışla 2,206.96 dolardan işlem görüyor.İç piyasada ise gram altın 358 liradan, çeyrek altın 521 liradan, Cumhuriyet altını da 2,142 liradan satılıyor.Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu Bakanlar İzleme Komitesi, petrol üretiminde kısıntı miktarlarını içeren planı hazırladı.Rusya basınında, adı açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberlere göre, taslak planda, her ülke için hazırlanan üretim kotaları yer alıyor.Buna göre, OPEC Genel Sekreteri Muhammed Barkindo, yarın yapılması planlanan toplantı öncesinde, her ülke ile kendilerine ayrılan üretim kotalarını ayrı ayrı görüşüp, önerilen üretim kotasını kabul etmeye hazır olup olmadıklarına ilişkin yaklaşımlarını öğrenecek.OPEC+ Grubu, Perşembe günü düzenlenmesi beklenen ortak toplantıda ele almak üzere, üç aylık bir üretim kısıntısı üzerinde duruyor.\n\nÜzerinde anlaşma sağlanırsa, üretim kısıntısı için üç aylık dönem Mayıs ayı başında başlayacak ve Temmuz ayının sonunda tamamlanacak.\n\nKaynak: DHA", "02.01.2020 14:36 | Son Güncelleme: 02.01.2020 14:41\n\nTepebaşı Belediyesi vatandaşların daha temiz ve güvenilir bir çevrede yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli önlemleri alırken bu doğrultuda gerçekleştirdiği çalışmalara devam ediyor.\n\n\n\nÇevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından sürdürülen geri kazanım uygulamaları ile bilinçli tüketim alışkanlığı kazandırılırken, atık oluşumu da engelleniyor. Bu kapsamda toplanan ambalaj atıkları, bitkisel atık yağlar, atık piller ve tekstil atıklarının miktarları, Tepebaşı halkının geri kazanım uygulamaları ve bilinçli tüketim alışkanlığı konusunda ne kadar duyarlı ve bilinçli olduğunun da göstergesi durumunda.\n\n\n\n9 bin ton ambalaj atığı, 173 ton bitkisel atık yağ\n\n\n\n2019 yılı verilere göre, Tepebaşı Belediyesi tarafından geri kazanımı sağlanan ambalaj atık miktarı 9 bin tona ulaştı. Muhtarlıklarda, Belde Evleri'nde, okullarda, camilerde ve çeşitli kurum, kuruluşlarda bulunan bitkisel atık yağ toplama noktalarında 2019 yılı boyunca 173 ton bitkisel atık yağ toplandı. Toplanan bitkisel atık yağlar lisanslı geri kazanım firmasına gönderilerek biodizel üretimine katkı sağlandı. Böylece doğaya atılmayan her damla bitkisel atık yağ için topraklarımız ve su kaynaklarımız kirletilmemiş oldu. Öte yandan atık elektrikli ve elektronik eşyalar da 2019 yılı itibari ile 100'e yakın noktada toplandı. Toplanan 9 ton atık elektrikli ve elektronik eşya da geri kazanıma katkı sağladı.\n\n\n\n5 ton atık pil, 300 ton tekstil atığı\n\n\n\nTepebaşı bölgesinde 2019 yılında toplanan 5 ton atık pil ise tarım amaçlı kullanılabilecek binlerce hektar toprağı ağır metal kirliliğinden korudu. 2017 yılında başlayan tekstil atıklarının toplanması çalışmaları da vatandaşlardan büyük destek gördü. 2019 yılı içerisinde 300 ton tekstil atığı toplandı. Tekstil atıklarının geri dönüşümü ile doğa korunurken ekonomiye de katkı sağlandı. Ayrıca tekstil atıklarından elde edilen kullanılmamış kıyafetler de Tepebaşı Belediyesi tarafından ihtiyaç sahiplerine yardım olarak ulaştırılıyor.\n\n\n\nToplam 83 bin ton ambalaj atığı\n\n\n\nTepebaşı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü yetkilileri, 2009 yılından bu yana toplanan ambalaj atığı miktarının 83 bin tona ulaştığını bildirdi. Toplanan 83 bin ton ambalaj atığı ile 275 milyon kwh elektrik, 91 milyon litre petrol ve 28 bin ton da hammadde tasarrufu sağlandı. Ayrıca 900 bin adet yetişkin ağaç da kurtarılırken, 1 milyon 900 bin ton da karbondioksit oluşumu engellenmiş oldu. - ESKİŞEHİR\n\nKaynak: İHA", "Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Argıncık Kayabaşı Mahallesi Üstün Apartmanı’nda iki torunu ve gelini ile birlikte yaşayan 72 yaşındaki Ayşe nine, bayram ikramiyesini alabilmek için Vefa Destek Grubundan yardım istedi. Ayşe nine bayram ikramiyesini çekip teslim etmek için eve gelen Vefa Destek Grubundan 100 TL’yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başlatılan ’Biz bize yeteriz’ kampanyasına yatırılmasını istedi. Bu isteği de yerine getiren Vefa Destek Grubu, makbuzu da Ayşe nineye kapıda teslim etti.\n\n\n\nKendisine yardım eden Vefa Destek Grubu ile yeniden buluşan 72 yaşındaki Ayşe nine, korona virüs tedbirlerinde vatandaşlara evde kalmaları ve sokağa çıkma kısıtlamalarına uymaları çağrısında bulunarak, \"7-8 yıldır devletin bileti ile geçmedik yer bırakmadık. Şu günlerde biraz da içeride oturun. Sabırlı olun. İlk sokağa çıkma kısıtlaması uygulandığında bir gecede her yer doldu. Hiç yemediğiniz kuruyemiş aklınıza mı düştü. Arabanın gazını dolduruyorlar, bu kısıtlamada nereye gideceksiniz?\" dedi.\n\nVefa Destek Grubunun çalışmalarından memnun olduğunu dile getiren Ayşe nine, \"Bana bayram ikramiyesi olarak bin 300 TL geldi, çok olsaydı çok verirdim. Maaşımı ayın 3 veya 4’ünde alacağım yine bekliyorum sizi. Benim evimde iki torunuma bakıyorum, kimseden yardım istemedim istemem de. Az bir maaş alıyorum çok şükür onunla da geçiniyorum. İyi televizyona bakmazsam normal televizyona bakarım ne var? Onu bağışladım, yine bağışlarım. Benim bağışladığım 100 TL onları kurtaracak mı kurtarmayacak ama her insan 100 TL veya 20 TL bağışta bulunursa devletimiz ayağa kalksın, şu kötülükleri bertaraf edelim. Daha sonra tarım, sanayi ve ekonomi hareketlenir. Diğer devletler kendisine gelene kadar biz dünyaya lider oluruz\" diye konuştu.\n\n\n\n\"Bir param olsa, bir koyunum olsa da satsam, bir buğdayım olsa da satsam diyordum\" ifadesinde bulunan Ayşe nine, \"Bayram ikramiyesi yatmış. Daha çok versem diye niyetleniyordum. Ben kimsenin aklı ile hareket etmem. Vefa Destek Grubu geldi, onlara şu 100 TL’yi alın götürün bu yardım için yatırın dedim. Makbuz var mı dedim yok dediler ama parayı yatırdıktan sonra makbuzunu bana geri getirdiler. Allah razı olsun. Yine veririm, devletime yine yardım ederim. Ben 155’i aradım Vefa Destek Grubu geldi. Maaşımı getirdiler, yardımı teslim ettim makbuzumu getirdiler. 155’i arayınca polis, 112’yi arayınca sağlıkçılar geliyor. Evladın gelmez telefon açtığın zaman, ‘işim var çalışıyorum’ der evladın gelmez ama bunlar geldi bana yardımcı oldu\" dedi.\n\n\n\nCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hayranı olduğunu söyleyen 72 yaşındaki Ayşe nine, \"Cumhurbaşkanı’nın parmak salladığını çekemiyorlar. Dışarıda bazıları da içeride parmak salladığını çekemiyorlar. Batıya kimse parmak sallayamadı. ‘Ben buradayım’ dedi batı çekemedi. Türkiye’ye hangi kahraman gelse ellerine taş alıyorlar. İki tane iktidar gördüm. Menderes’i gördüm Kenan Evren’i gördüm. Cumhurbaşkanına da yeltendiler ama düşüremediler. Hangi kahraman gelse çatlayıp ölüyorlar. Dışarıdakiler çatlıyor da içeridekiler niye çatlıyor? Sağlık Bakanıma selam olsun, hemşirelere doktorlara, polislere. Sayın Süleyman Soylu, sakın istifa edeyim deme, geçtiğimiz günlerde istifanı sunduğunda rahatsızlandım. Sayın Cumhurbaşkanımız Allar razı olsun seni doğurup büyütenler cennette yatsınlar. Kaç defa Kayseri’ye geldiğinizde kalabalığı ittim ittim size ulaşamadım. Buradan size çok selamlar söylüyorum. Bizlere duacı ol, senin gibi kahramanı yiğidi her ana doğuramaz\" şeklinde konuştu.", "Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko Kovid-19 salgını ile ilgili yaptığı toplantıda, ülkedeki son duruma ilişkin açıklamalarda bulundu.\n\nKoronavirüs salgınından çok diğer hastalıklara yönelik durumla ilgilendiğini söyleyen Lukaşenko, hastanelerde diğer hastalıklar nedeniyle yatan insanların unutulmaması gerektiğini belirtti.\n\nLukaşenko, son zamanlarda koronavirüs psikozu yüzünden hastanelerde yatanların kendini bıraktığını ve hayat için mücadele etmekten vazgeçtiğini belirterek, “İnsanlar korkuyor. Bu yüzden şunu söylemek istiyorum; ülkemizde koronavirüsten bir kişi bile ölmedi. Bir kişi bile. Ölenler sahip oldukları bir grup kronik hastalıktan dolayı öldüler” diye konuştu.\n\nLukaşenko koronavirüsün sebep değil, “kronik hastalıkların geliştirdiği bir atmosfer” olduğunu savundu.\n\n'Hiç kimse koronavirüsten ölmeyecek'\n\nHastanelerdeki Kovid-19 teşhisi konulan hastaların endişelenmemesini isteyen Lukaşenko, “Ülkemizde hiç kimse koronavirüsten ölmeyecek. Bunu açıkça duyuruyorum. Bu benim inancım sadece geçmiş yıllardaki analize dayanmıyor. Bizim tecrübemiz var. Bizim tecrübemizden, Çin’in, ABD’nin, Avrupa’nın tecrübesinden yola çıkarak nasıl çalışılacağını görüyoruz. İnsanları kurtaracak ilaç kombinasyonunu bulduk. Bu yüzden her kişi için mücadele etmeyeceğiz, savaşacağız. Eğer bu insan kendini bırakmadıysa kesinlikle iyileşecektir\" ifadelerini kullandı.\n\nÖte yandan, Belarus Sağlık Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, ülkede son bir günde Kovid-19 kaynaklı 3 kişi daha hayatını kaybetti ve toplam ölü sayısı 29’a ulaştı.\n\n341 kişide daha Kovid-19 tespit edilmesiyle toplam vaka sayısı ise 2 bin 919’a çıktı. Bugüne kadar 203 kişinin iyileştiği ülkede, yaklaşık 68 bin test yapıldı.", "Sağlık Bakanlığı Genel Müdürü Jerome Salomon, düzenlediği basın toplantısında, virüs tespit edilen kişi sayısının 1861 artarak 10 bin 995'e yükseldiğini belirtti.\n\nVirüsü taşıyanların arasında yoğun bakımda tedavi gören kişilerin sayısının 1122'ye çıktığını aktaran Salomon, salgının ülkenin tamamına yayıldığını söyledi.\n\nSalomon, salgın nedeniyle son 24 saatte 108 kişinin daha yaşamını yitirdiğini ve böylece hayatını kaybedenlerin sayısının 372'ye yükseldiğini duyurdu.\n\nÖlenlerin yüzde 6'sının 60 yaş altında olduğunu kaydeden Salomon, Fransızlara zorunlu olmadıkça dışarı çıkmaması gerektiğini vurguladı.\n\nÜlkede bugün bir günde kaydedilen en yüksek ölüm sayısına ulaşıldı.\n\nMacron'dan Fransızlara tepki\n\nÖte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, yaptığı açıklamada, serbest dolaşımı zorunlu haller dışında sınırlandıran uygulamayı ihlal edenlere tepki göstererek, \"Bazı insanların park, plaja veya pazara gittiğini görüyorum. Bu kişiler bizim mesajımızı anlamadılar.\" dedi.\n\nDışarı çıkarken mazeretlerini bildiren belgeyi yanlarında bulundurmayan 4 binden fazla kişiye 135’er avro ceza verildi.\n\n3 doktordan Başbakan hakkında suç duyurusu\n\nFransız basınında yer alan haberlere göre 3 doktor, salgına karşı zamanında önlem almadığı gerekçesiyle Başbakan Edouard Philippe ve geçen ay görevinden istifa eden eski Sağlık Bakanı Agnes Buzyn hakkında suç duyurusunda bulundu."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "İstanbul Büyükçekmece Bahçelievler Mahallesi’nde dün gece yarısı bir villada kalabalık bir grup tarafından parti yapıldığı yönünde ekipler bilgi aldı. Ekipler bahçeli lüks villada eğlence partisi düzenlendiğini görünce kapıyı çalıp eve girdi. Evde incelemede bulunan ekipler, adreste 36 yaşındaki Nijerya uyruklu Ebuka John E.’nin (36) yeni doğan çocuğu için parti düzenlediğini tespit etti.\n\nPartiye katılanların sosyal mesafe kuralına uymadığını ve içeride yabancı uyruklu 46 kişinin bulunduğunu tespit etti. Ebuka John E. ile partiyi organize etmesinde yardımcı olan Mehmet A. (24), Selman E. (33), Mustafa E. (26) ve Eren Ç. (27) isimli şahısları gözaltına alıp emniyete götürdü.\n\nAdreste davetli olarak bulunan yabancı uyruklu 46 kişiye “1593 Sayılı Hıfzıssıhha Kanununa Muhalefet” suçundan 3 bin 180 TL idari para cezası uygulayan ekiplerin, gözaltına alıp mahkemeye sevk ettiği ev sahibi ve 4 organizatör hakkında ise 3 ay ev hapsi cezası hükmü verildi.", "pos": ["İstanbul Büyükçekmece'de bir villada, parti düzenleyerek yeni tip corona virüsle (Covid-19) mücadele kapsamında uyulması gereken sosyal mesafe kuralını ihlal eden 5 kişiye ev hapsi uygulanırken, eğlenceye katılan 46 kişiye de idari para cezası kesildi.\n\n\n\nBüyükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Bahçelievler Mahallesi'nde devriye görevi yürütürken, bahçeli bir villada Nijeryalı Ebuka John E'nin, yeni doğan bebeği için parti verdiğini belirledi.\n\n\n\nPolis ekipleri, parti sahibi Ebuka John E. ile birlikte partiyi organize ettikleri belirlenen Mehmet A, Selman E, Mustafa E. ve Eren Ç'yi gözaltına aldı.\n\n\n\nPartiye katılan ve Covid-19'la mücadele tedbirlerini ihlal eden 46 kişiye ise 146 bin 280 lira idari para cezası uygulandı.Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen 5 kişiye ise 3 ay ev hapsi hükmü uygulandı.\n\n\n\nRAMAZAN AYI İÇİN CORONA VİRÜS TEDBİRLERİ"], "neg": ["Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Bakanlar Kurulu’nun \"ülkeye gelecek öğrencilerin karantina ücretlerini kendilerinin karşılayacak\" olmasına ilişkin kararına tepki gösterdi.\n\nErhürman, “Öğrencilerin, gerekli önlemler alınarak dönmesini teşvik etmek istiyor muyuz, istemiyor muyuz?” sorusunu hükümete yöneltti.\n\nAçıklaması şöyle:\n\n“Dün açıklanan Bakanlar Kurulu kararlarına göre öğrenci izni olanlar 8 Haziran'dan itibaren ülkeye gelebilecekler ama karantina ücretlerini kendileri ödeyecekler.\n\nYeniden açılma sürecinin yaşandığı tüm ülkelerde turistlerin ve öğrencilerin gerekli tedbirler alınarak ülkeye gelişini teşvik edecek düzenlemeler yapılıyor. Biz üniversitelerle de görüşerek karantina bedelinin üniversitelerle maliye arasında yapılan bir anlaşmayla ödenmesini sağlamayı akıl edemedik mi? Öğrencilerin, gerekli önlemler alınarak dönmesini teşvik etmek istiyor muyuz, istemiyor muyuz? Anlamakta da, duyduklarıma inanmakta da güçlük çekiyorum gerçekten...”\n\nBakanlar Kurulu’nun kararı:\n\n“8 Haziran’dan itibaren KKTC vatandaşı olmasalar dahi, ülkemizde ikamet izinli bulunanlar, çalışma izni bulunanlar, öğrenci izni olanlar, vatandaş olmasalar bile gelebilecekler. Geldiklerinde, karantinaya girecekler ve karantina bedelini kendileri ödeyecekler. Bu açıdan Maliye Bakanlığı çalışma yürütecek.”", "Muğla'da sokak hayvanları için ilave mama kapları Muğla'da, sokak hayvanları için belirli noktalara su, yem ve mama bırakıldı.\n\nMuğla'da, sokak hayvanları için belirli noktalara su, yem ve mama bırakıldı.\n\nMuğla Büyükşehir Belediyesi tarafından, \"Siz evinizde kalın, can dostlarımız bize emanet\" sloganıyla başlatılan kampanyayla sokak hayvanları için park, bahçe ve boş arazilere su, yem ile mama bırakılmaya başlandı.\n\nİl genelinde sokak hayvanlarının ihtiyacına yönelik temini yapılan su ve mamalar, ekipler tarafından günün belirli saatlerinde hayvan popülasyonun fazla olduğu noktalara konuluyor.\n\nMuğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, yaptığı açıklamada, sokak hayvanlarının mağdur olmaması için çalışma ve önlemlerini artırdıklarını bildirdi.\n\nVatandaşlara, \"Evde Kal\" çağrısını yineleyen Gürün, sokak hayvanlarını düzenli besleyen esnafa ve vatandaşlara endişelenmemeleri uyarısında bulundu.\n\nKaynak: AA", "GÜMÜŞHANE Karantina süresi biten 245 kişi evlerine gönderildi Karantina süresi biten 245 kişi evlerine gönderildiBELÇİKA'dan getirildikleri Gümüşhane'de 14 günlük karantina süreleri dolan 245 kişi, memleketlerine gönderildi.\n\nKarantina süresi biten 245 kişi evlerine gönderildi\n\nBELÇİKA'dan getirildikleri Gümüşhane'de 14 günlük karantina süreleri dolan 245 kişi, memleketlerine gönderildi. Karantinada kalanlar arasında yer alan Fenerbahçeli Berke Özer de kentten ayrılmadan yurt bahçesine çam fidanı dikti. Koronavirüs salgını nedeniyle bulundukları Belçika'dan getirilen ve Gümüşhane Ahmet Ziyaüddin Yurdu'nda karantinaya alınan 245 kişinin karantina süreci sona erdi. Ateş ölçümü yapılan 245 kişi işlemlerinin ardından 13 otobüs ile 42 ile doğru yola çıktı. Bazı vatandaşlar ise özel araçlarıyla gelen yakılarıyla birlikte şehirden ayrıldı.\n\nFENERBAHÇELİ BERKE: SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE ÇIKTIK\n\nKarantinada bulunan Belçika'da KVC Westerlo takımında kiralık oynayan Fenerbahçeli futbolcu Berke Özer de kentten ayrılmadan önce yurt bahçesine çam fidanı dikti. İstanbul'a dönüp orada Fenerbahçe ile çalışmalarını sürdüreceğini anlatan Berke, \"Sağolsunlar, bu süreçte Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve ilgiler yardımcı oldular. Spor aletleri sağladılar. Şimdi de sağlıklı bir şekilde çıktık. Evimize geçip orada da bir 14 günlük ev karantinamızı tamamlayıp inşallah çalışmalarımıza devam edeceğiz. İstanbul'a dönüp orada Fenerbahçe ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Sonrasında bu süreç nasıl ilerleyecek bakacağız. Biz evde kaldıkça herşey çok güzel olacak\" dedi.\n\n'EMEĞİ GEÇENLERE TEŞEKKÜR EDİYORUM'\n\nKarantina süreci sona eren Atiye Taşkil de İstanbul'da yaşadığını ve sağlık sorunları nedeniyle ameliyat olan oğlunu görmek için Belçika'ya gittiğini söyledi. Belçika'da 3 ay kaldığını ve koronavirüs nedeniyle geri dönüşünün 10 gün uzadığını anlatan Taşkil, \"Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. Bizi getirdiler. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. 14 gün güzel geçti. Her şeyi sağladılar. Hiçbir şeyimizi eksik etmediler. Şimdi İstanbul'a torunlarımın yanına gidiyorum.\" ifadelerini kullandı.\n\nKaynak: DHA", "Yılmaz YAKAR\n\nKıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS), İskele Kaza Mahkemesi Tebliğ ve İcra memurunun görevi başında darp edilmesi ve hakarete uğraması nedeniyle İskele Kaza Mahkemesi önünde basın açıklaması yaptı.\n\nAçıklama sırasında Gazimağusa Mahalli Barosu da hazır bulunarak, darp ve hakaretin kabul edilemez olduğunu ifade ederek, dayanışma belirtti.\n\nKTAMS Başkanı Güven Bengihan darp olayıyla ilgili yaptığı açıklamada, söz konusu olayın İskele’de ilk olmadığını ikinci kez yaşandığını belirterek, “Sendikamız çalışanının yalnız olmadığını ve her türlü şiddete karşı olduğunu vurgulamak için burada bulunmaktadır” dedi,\n\nBengihan, Tebliğ ve İcra memurlarının kendi keyfine göre hareket etmediklerini, görev yetki ve sorumluluğu gereği tebliğ ile ilgili mahkemelerin verdiği görevi yerine getirmek için ilgili adreslere giderek tebliğ görevini yerine getirdiklerini hatırlattı.\n\nTebliğ ve İcra memurlarının tebliğ görevine tek başlarına, yalnız gittiklerini söyleyen Bengihan, “Bu bize bu yapılan görevin zorluk ve risk derecesinin de giderek arttığını göstermektedir” dedi.\n\nÜlkede şiddet olaylarının kamusal ve sosyal alanlarda son zamanlarda arttığını ifade eden Bengihan,”Devletin memurunun görevini yaparken darp edilmesi ve bu konuda da küfürlere maruz kalması asla kabul edilebilir bir durum değildir. Bu konuda gerekli yasal mevzuatın da bu tip şiddet olaylarını uygulayanları en sert şekilde cezalandırması gerekmektedir. Çünkü yapılan bu olayların tekrarlanmaması adına devletin bu konuda çok ciddi ve sert önlemler alması gerekir” dedi.\n\nGazimağusa Mahali Barosu Başkanı Mine Vehit de, yaptığı açıklamada Güven Bengihan’ın açıklamasına tamamıyla katıldıklarını belirterek, görevi başında, mesleğini icra eden memurların darp edilmesi, şiddete ve hakarete uğramasının kabul edilemez olduğunu kaydetti.\n\nVehit, Mağusa Mahalli Barosu ve Baro Konsey olarak bu tip olaylarda sendikalarla, memurlarla ve çalışma arkadaşlarıyla dayanışma içerisinde olduklarını belirti.\n\nVehit, çalışma ortamlarının iyileşmesi için her türlü katkı ve dayanışma iradelerini ve desteklerini de belirtti.", "Büyük Birlik Partisi (BBP) Konya İl Başkanı Osman Seçgin , BBP kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin 25 Mart 2009 tarihinde Kahramanmaraş'ta helikopterin düşmesi sonucu hayatını kaybetmesinin yıldönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Seçgin, adalet istediklerine dikkat çekti. 11 yıl önce Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindekilerin hayatını kaybettiği olayın sonucu hakkında kesin bir gelişme olmadığına dikkat çeken Seçgin, “11 Yıl önce; 2009 yerel seçimleri için 25 Mart 2009 tarihinde bindiği helikopterin düşürülmesi neticesinde Muhsin Başkan ile dava arkadaşlarımız; Erhan Üstündağ, Yüksel Yancı, Murat Çetinkaya, İsmail Güneş ve Pilot Kaya İstektepe Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur. Aradan geçen bunca zamana rağmen Suikastin aydınlatılması yönündeki çalışmalar birileri tarafından savsaklanmıştır. Açılan davalarda ve yapılan soruşturmalarda hep oyalanmaya çalışılmıştır. Buna rağmen Arkadaşlarımızın sıkı takibi ve Devlet kurumları içerisinden sızan bazı bilgiler neticesinde dosya tamamen kapatılamamıştır. Ehil olmayan kişiler tarafından oluşturulan kaza kırım raporu, arama kurtarma çalışmalarının yanlış yerde yaptırılması, yanlış bilgiler yayarak arama kurtarma çalışmalarının engellenmesi gibi hususlar olaydan 10 yıl sonra ortaya çıkmıştır. Helikopterin düşürüldüğü bölgede sorumlu olan bürokratlar yaptıkları karartma, engelleme, savsaklama ve ihmallerden dolayı aradan 10 yıl geçtikten sonra nihayet yargılanmalarına izin verildi ve Yargıtay da dava açıldı. Ancak ana dosya ile ilgili hala dava açılmamıştır. Büyük Birlik Partililer ve Alperenler olarak suikastin aydınlatılmasının iktidarın namus borcu olduğunu bir kez daha hatırlatmak istiyoruz. Devletin içine sızan bu hain yapının ifşasının bu suikastin aydınlatılmasından geçtiğine inanıyor ve bir an önce ana dosyanın açılmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun ömrü boyunca vatan, millet ve bayrak mücadelesi verdiğine dikkat çeken Seçgin, “Türk Milleti tarih boyunca Devletsiz olmadı, bundan sonrada olmaz dedi. Devleti Ebed Müddet dedi. Üzerine tir tir titrediği Türk devletine sızan darbeci güruh tarafından Şehit edildi. Gençlik yıllarında mevcut iktidara darbe yaparak yönetimi ele geçiren 12 Eylül cuntacıları tarafından işkencelere maruz kaldı, hücrelere atıldı. Hiçbir haklı gerekçe olmaksızın 7,5 yıl hücrelerde kaldı. O zamanlarda suçu milli olmaktı, Vatanını, Milletini sevmekti. Devlet; Milletimizin inançlarını, kültürünü, değerlerini bünyesinde taşısın, gayri milli olmasın dediği için işkence gördü. Allah ondan da arkadaşlarından da razı olsun. Muhsin Başkan ve yol arkadaşlarımızı Şehadetlerinin 11. Yılında bir kez daha Rahmetle, Minnetle, Şükranla ve Hasretle yad ediyorum. Son olarak Şehit Liderimizin Şehadetinden bir hafta önce ifade ettiği şu sözlerini hatırlatmak istiyorum. ‘‘Bir saniyesine bile hakim olamadığımız, hükmedemediğimiz bir hayat için, bir Dünya için bu kadar fırıldak olmanın anlamı yok. Düz yaşayacağız, düz yürüyeceğiz, dik duracağız, doğru gideceğiz” dedi.\n\nHABER MERKEZİ"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Son Dakika | Yolcusunu darbeden taksici hakkında iddianame düzenlendi Son dakika habere göre Taksim'de aracına aldığı yabancı uyruklu kadın yolcu ile önce tartışan ardından darb ettiği ve yol ücretini aldığı iddia edilen taksi şoförü hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle...\n\nTaksim'de aracına aldığı yabancı uyruklu kadın yolcu ile önce tartışan ardından darb ettiği ve yol ücretini aldığı iddia edilen taksi şoförü hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame hazırlandı.\n\nİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 24 Şubat 2020'de taksi s¸oförü olan şüpheli Cengiz Kabak'ın sevk ve idaresindeki 34 TDH 90 plaka sayılı ticari taksi ile Dolapdere Caddesi'nden Taksim istikametine seyir halinde bulunduğu, bu sırada Fas uyruklu kadın müs¸teki Chaımae Hamdı'yı yol üzerinden aldığı belirtildi.\n\nKasımpas¸a Sosyal Tesisleri mevkisinde yer alan ıs¸ıklarda trafik yogˆunlugˆu sebebiyle şüpheli Cengiz Kabak ile müs¸teki Chaımae Hamdı'nın tartıs¸maya bas¸ladıgˆı, tartıs¸manın kavgaya dönüs¸tügˆü anlatılan iddianamede, araç içerisindeyken şüpheli Cengiz Kabak'ın, müs¸teki Chaımae Hamdı'ya s¸oför koltugˆundan arkaya uzanarak elinin tersiyle vurdugˆu, bunun üzerine müs¸tekinin taksi ücretini ödemeksizin araçtan indigˆi ifade edildi.\n\nMüs¸teki Hamdı'nın araçtan inmesi sonrasında şüpheli Cengiz Kabak'ın da araçtan inerek müs¸tekinin pes¸inden taksi ücretinin tahsili amacıyla gittigˆi aktarılan iddianamede, müştekinin beyanında, şüphelinin kendisinin arkasından gelerek kendisini yere yatırdığını, bogˆazını sıktıgˆını, ayagˆını gögˆüs kısmına dayadıgˆını ve yumruk attıgˆını söylediği kaydedildi.\n\nİddianamede, yaşanan olaylar sonrasında ise şüpheli Kabak'ın müştekiden aldığı parayla aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı ve müs¸teki Chaımae Hamdı'nın alınan doktor raporu uyarınca basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ve hayati tehlike geçirmeyecek biçimde yaralandıgˆı belirtildi.\n\nKamera görüntüleri detayları iddianamede yer aldı\n\nTicari taksinin araç içi ve araç önü kamera görüntülerinin incelendiği belirtilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi:\n\n\"Görüntülerde şüpheli ile müşteki arasında tartışma yaşandığının açık bir şekilde fark edildiği, tartıs¸ma sırasında s¸üpheli Cengiz Kabak'ın elinin tersi ile müs¸teki Chaımae Hamdı'ye vurdugˆu ve araç dıs¸ındaki kamera görüntülerinde ise olay anını gösterir bir görüntü olmamakla birlikte s¸üpheli Cengiz Kabak'ın müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gittigˆi anlaşılmıştır.\"\n\nHer he kadar müs¸teki Chaımae Hamdı ifadesinde s¸üpheli Cengiz Kabak'ın kendisini kolundan tutarak zorla taksiden indirdigˆini beyan etmis¸ ise de incelenen kamera görüntüleri uyarınca müs¸teki Chaımae Hamdı'nın, s¸üpheli Cengiz Kabak'ın kendisine araç içerisinde vurması sonrasında es¸yalarını da toplayarak kendiligˆinden araçtan indigˆinin belirlendigˆi anlatılan iddianamede, bu haliyle müs¸teki Chaımae Hamdı'nın bu beyanına itibar etme olanagˆının bulunmadıgˆı değerlendirildi.\n\nMüştekinin taksiden inmesi sonrasında s¸üpheli Cengiz Kabak'ın, müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gittigˆi, kamera görüntüleri uyarınca elinde para ile geri dönerek aracına bindigˆi ifade edilen iddianamede, s¸üpheli Cengiz Kabak'ın taksi ücretinin tahsili amacıyla müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gitmesi ile s¸üpheli Cengiz Kabak'ın eylemlerinin hukuki alacagˆının tahsili amacıyla yagˆma suçunu olus¸turdugˆu değerlendirilmesinde bulunuldu.\n\nİddianamede, şüpheli Cengiz Kabak hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 8 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.\n\nBaşsavcılıkça onaylanan iddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.\n\nÖte yandan savcılık tarafından müşteki Chaımae Hamdı hakkında \"hakaret\" ve \"basit yaralamaya teşebbüs etme\" suçlarından \"şüpheli\" sıfatıyla açılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.\n\nTakipsizlik kararında, \"Müştekinin (Cengiz Kabak) iddia ettiği suçların işlediğine dair, sair delillerle ve kamu tanıklarının anlatımları ile doğrulanamayan soyut iddiasından başka kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte yeterli delil elde edilemediği tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmıştır\" denildi.\n\nKaynak: AA", "pos": ["Kadın müşterisini darp eden taksi şoförünün 2 yıla kadar hapsi istendi İstanbul'da taksisine binen Faslı kadın müşterisini aralarında çıkan tartışmanın ardından darp ettiği iddia edilen taksi şoförü hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılıkça hazırlanan iddianamede taksi şoförünün iki ayrı suçtan 2 yıla kadar hapsi istendi.\n\nİstanbul Beyoğlu'nda 24 Şubat tarihinde taksisine binen Fas uyruklu kadına trafik nedeniyle yaşadıkları tartışmanın ardından darp uyguladığı iddia edilen taksi şoförü Cengiz K., hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma tamamlandı.\n\nSavcılıkça hazırlanan iddianamede, Chaımae Hamdı 'müşteki', taksi şoförü Cengiz K. 'şüpheli' olarak yer aldı. İddianamede, Kasımpaşa Sosyal Tesisleri Mevkii'nde yer alan ışıklarda yaşanan trafik yoğunluğu sebebiyle müşteki ile şüpheli arasında tartışma yaşandığı ve tartışmanın kavgaya dönüştüğü belirtildi.\n\nŞüpheli Cengiz K.'nın müştekiye araç içerisinde şoför koltuğundan arkaya uzanarak vurduğunun belirtildiği iddianamede, müştekinin taksi ücretini ödemeden arabadan indiği kaydedildi. İddianamede, müşteki arabadan indikten sonra, taksi şoförü Cengiz K.'nın da arabadan taksi ücretini almak için indiği ifade edildi.\n\nTAKSİCİ PEŞİNDEN GİDİP KADINA YUMRUK ATMIŞ\n\nMüştekinin iddianamede yer alan ifadesinde, şüphelinin peşinden gelerek kendisini yere yatırıp boğazını sıktığı, ayağını göğüs kısmına dayadığını ve yumruk attığını söylediği belirtildi.\n\nTartışmanın yansıdığı kamera görüntülerine ilişkin ifadelerin yer aldığı iddianamede, \"Kameranın ses kaydetme özelliği bulunmadığı için tarafların ne söylediğinin anlaşılamadığı, ancak hal ve hareketlerden tartışma olduğunun açık bir biçimde fark edildiği, bir süre sonra şüpheli Cengiz K'nin şoför koltuğundan arka sağ tarafına dönmek suretiyle müşteki Chaımae Hamdı ile kavga etmeye devam ettiğinin görüldüğü, tartışma sırasında şüpheli Cengiz K'nın elinin tersi ile müşteki Chaımae Hamdı'ye vurduğu sonrasında müşteki Chaımae Hamdı'nın araç içerisinden indiği, hemen arkasından ise müşteki Cengiz Kabak'ın inerek müşteki Chaımae Hamdı'nın peşinden gittiği, araç dışındaki kamera görüntülerinde ise olay anını gösterir bir görüntü olmamakla birlikte şüpheli Cengiz K.'in müşteki Chaımae Hamdı'nın peşinden gittiği, bir süre görüntü açısında kimsenin olmadığı, sonrasında şüpheli Cengiz K.'nin elinde paraya benzeyen bir cisim olduğu halde aracın önünden şoför mahalline geçtiği ve olay yerinden ayrıldığının görüldüğü\" ifade edildi.\n\n2 YIL HAPİS İSTENDİ\n\nİddianamede, şüpheli taksi şoförü Cengiz K.'nın 'Hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma' ve 'Basit yaralama' yaralama suçundan 8 aydan 2 yıla kadar hapsi talep edildi.\n\nKaynak: İHA"], "neg": ["ING All-Star 2020 smaç yarışması nefesleri kesti! İşte o anlar 20.01.2020 00:31\n\nBu yıl 17 kez düzenlenen ING All Star 2020'de smaç yarışması nefesleri kesti. A Spor ekranından canlı yayınlanan şölende Emanuel Terry (Teksüt Bandırma), Nicholas Johnson (Türk Telekom) ve Onuralp Bitim'in (Pınar Karşıyaka) boy gösterdiği yarışmayı Pınar Karşıyaka forması giyen Onuralp Bitim kazandı.\n\nTürkiye Süper Ligi'nin yıldızlarının sahne aldığı ING All-Star 2020, İstanbul'da gerçekleşti.17.'si gerçolan bu önemli organizasyon, son 2 yılda olduğu gibi yine Sinan Erdem Spor Salonu'nda oynandı.\n\nSaat 14.00'te başlayan etkinlikler kapsamında All-Star 2020, A Spor ile Tivibu Spor 2'den yayınlandı.\n\nGünler öncesinden biletlerin tükendiği organizasyonda Shane Larkin'in kaptanlığını yaptığı kırmızı takım ile Nando De Colo'nun önderliğindeki beyaz takım karşı karşıya geldi. Mücadeleyi De Colo'nun takımı 144-126 kazandı.\n\n\n\nErgin Ataman'ın yönettiği Kırmızı Takım'ın ilk beşinde Galatasaray Doğa Sigorta ve Anadolu Efes'ten ikişer isim varken, Aaron Harrison ve Zach Auguste ikilisine Shane Larkin ve Sertaç Şanlı'nın yanında Beşiktaş Sompo Sigorta'dan Shaq McKissic eşlik etti.\n\nUfuk Sarıca yönetimindeki Beyaz Takım ise Fenerbahçe Beko'dan Nando De Colo ve Melih Mahmutoğlu'nun yanında Meksa Yatırım Afyon Belediyespor'dan Jordon Crawford, Pınar Karşıyaka'dan Amath M'Baye ve Türk Telekom'dan Moustapha Fall beşlisiyle sahada yer aldı.\n\nSMAÇ YARIŞMASINI ONURALP BİTİM 1. TAMAMLADI\n\nAll-Star organizasyonlarının büyük ilgi gören etkinliği smaç yarışmasını basketbolseverler merakla bekliyordu... ING Smaç Yarışması'nda Emanuel Terry (Teksüt Bandırma), Derrick Williams (Fenerbahçe Beko), Nicholas Johnson (Türk Telekom) ve Onuralp Bitim (Pınar Karşıyaka) boy gösterdi ve kazanan Onuralp Bitim oldu.", "Adıyaman İl Umumi Hıfzıssıhha Kurulu tarafından alınan karar ile Adıyaman'a bağlı bütün ilçelere giriş ve çıkışlar yasaklandı. Karar ile Adıyaman genelinde ilçeler arası toplu taşıma, özel araç, yaya gibi yapılacak tüm giriş çıkışlar 13 Nisan 2020 günü saat 24.00'ten itibaren 14 gün süre ile kısıtlandı. Karar doğrultusunda Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler, Adıyaman'ın giriş ve çıkış noktalarında uygulama başlattı.\n\nİl merkezi ile ilçelerin giriş ve çıkışlarında yapılan uygulamalarda acil çağrı merkezleri çalışanları, PTT, kargo şirketleri çalışanları, basın mensupları, yaşlı bakımevi, huzurevi, rehabilitasyon merkezleri, çocuk evleri gibi sosyal koruma, bakım merkezleri çalışanları, birinci derece yakınlarının cenaze defin işlemlerini gerçekleştirecek ve katılacak olanlar, teşhis tedavi ve randevu ile sağlık birimlerine gitme, ikametine gitme durumunda olanlar, hastalık durumuna ait belgeyi, cenazeye ait bilgiler ve görevli olduklarına dair belgeye sahip olanlar ile seyahat belgesi olan kişilerin seyahatine izin veriliyor.\n\nBelirtilen şartları taşımayan ve seyahat belgesi olmayan kişilerin giriş ve çıkışlarına izin verilmiyor. Alınan kararın 14 gün boyunca devam edeceği belirtildi.", "Gaziantep'te koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle evden çıkamadığı için şehit oğlunun mezarını görüntülü aramayla görebilen 69 yaşındaki Meliha Akcan, oğlunun şehadetinin 10. yılında İslahiye Kaymakamlığı tarafından şehitliğe götürüldü.\n\nMardin'in Kızıltepe ilçesinde 22 Nisan 2010'da teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan polis memuru Ömer Akcan'ın annesi Meliha Akcan, oğlunun düzenli olarak ziyaret ettiği İslahiye Şehitliğindeki mezarına gidemeyince diğer oğlu İsmet Akcan'dan yardım istedi.\n\nBunun üzerine İsmet Akcan geçen hafta kardeşinin kabrinin başına giderek annesini görüntülü arayıp mezarı görmesini ve dua etmesini sağladı.\n\nİslahiye Kaymakamlığı da anne Meliha Akcan'a sürpriz yaparak oğlunun şehadetinin 10. yılında şehitlik ziyareti yapmasını sağladı.\n\nKovid-19 tedbirleri kapsamında gerekli önlemleri alan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Akcan'ı Yeni Mahalle'deki evinden alarak İslahiye Şehitliği'ne götürdü.\n\nŞehidin mezarına gelen anne Akcan, oğlunun mezar taşındaki fotoğrafını öperek sevdi.\n\nAnne Akcan, \"Ben geldim oğlum. Ben geldim Ömer'im. Oğlum 10 yıl oldu. Ben geldim.\" diyerek gözyaşı döktü.\n\nDuygusal anlar yaşayan Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada \"Koronavirüs tedbirleri dolayısıyla şehit oğlumun mezarına gelemiyordum. Çok teşekkür ediyorum. Ben çok sevindim. Allah razı olsun hepsinden. Bugün benim oğlumun şehadet günü.\" diye konuştu.\n\nİlçe Müftülüğü görevlilerinin Kur'an-ı Kerim okumasının ve dualar edilmesinin ardından anne Akcan evine götürüldü.\n\nAA / Güncel", "Haftasonu hava nasıl olacak ? Cumadan itibaren üç gün yağış var\n\nÜlkede Cuma gününden başlayarak 3 gün sağanak bekleniyor.\n\nMeteoroloji Dairesi’nin 21 – 27 Mayıs dönemini kapsayan hava tahmin raporuna göre, alçak basınç sistemi nedeniyle hava yarın sıcak olacak. Diğer günlerde ise bölge üst atmosferdeki serin ve nemli hava kütlesinin etkisi altında kalacak.\n\nHava yarın az bulutlu, zamanla parçalı bulutlu; Cuma günü ise parçalı bulutlu, akşam saatlerinde yer yer sağanak yağmurlu olacak. Cumartesi ve Pazar havanın parçalı bulutlu, yer yer sağanak veya gök gürültülü sağanak yağmurlu, haftaya Pazartesi ise havanın parçalı bulutlu olması bekleniyor.\n\nHava tahmin raporuna göre haftaya Salı ve Çarşamba günleri ise havanın az bulutlu zamanla parçalı bulutlu olacağı öngörülüyor.\n\nYarın en yüksek hava sıcaklığının iç kesimlerde 39 – 42 derece, sahillerde 33 – 36 derece olması, diğer günlerde ise sıcaklığın iç kesimlerde ve sahillerde 27 – 30 derece dolaylarında seyretmesi bekleniyor.\n\nİlgili dönemde rüzgarın genellikle Güney ve Batı yönlerden orta kuvvette, yağışlı günlerde yer yer kuvvetli eseceği öngörülüyor.", "2020 Yılı Yatırım Programı'ndan yapılan derlemeye göre, kamu yatırımları için bu yıl ayrılan 77,1 milyar lira tutarındaki kaynağın 25,2 milyar liralık kısmı ulaştırma ve haberleşme sektörüne tahsis edilecek. Bu sektörü, yaklaşık 12,3 milyar lirayla iktisadi ve sosyal alanlarda yapılacak diğer kamu hizmetleri, 11,8 milyar lirayla enerji, 11,1 milyar lirayla eğitim, 6,1 milyar lirayla sağlık ve 5,2 milyar lirayla tarım izleyecek."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Batı Karadeniz ve Ankara için kuvvetli yağış uyarısı Batı Karadeniz'in iç kesimleri ile Ankara'nın kuzey ve batısında yerel olarak kuvvetli yağış bekleniyor.\n\nBatı Karadeniz'in iç kesimleri ile Ankara'nın kuzey ve batısında yerel olarak kuvvetli yağış bekleniyor.\n\nMeteoroloji Genel Müdürlüğünün tahminlerine göre, bugün Türkiye'nin kuzey, iç ve batı kesimlerinin parçalı ve çok bulutlu, Trakya kesimi, Marmara'nın güneybatısı İç Ege, Göller Yöresi, İç Anadolu'nun kuzeybatısı, Batı Karadeniz ile Kırıkkale ve Çorum çevrelerinde sağanak ve gök gürültülü sağanak yaşanacağı tahmin edilirken, diğer yerlerde hava durumunun az bulutlu ve açık olacağı öngörülüyor.\n\nYağışların, Batı Karadeniz'in iç kesimleri, Kütahya, Uşak, Afyonkarahisar, Denizli, Isparta ve Eskişehir çevreleri ile Ankara'nın kuzey ve batısında yerel olarak kuvvetli (21-50 kg/m2) olması bekleniyor.\n\nRüzgarın, İç Ege, Göller Yöresi ile İç Anadolu'nun güneyinde güney ve güneybatı yönlerden yer yer kuvvetli (30-50 km/sa) eseceği tahmin ediliyor.\n\nKaynak: AA", "pos": ["Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre, Ege'nin iç kesimleri, batı Anadolu ve batı Karadeniz kuvvetli sağanak yağışların etkisi altında. İç ve doğu bölgelerde güney ve güneybatıdan lodos etkili olması bekleniyor. Diğer bölgeler önemli bir değişiklik beklenmiyor.\n\nMeteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan son değerlendirmelere göre; Trakya, İç Ege, Batı Akdeniz'in iç kesimleri, İç Anadolu'nun kuzeybatısı ve Batı Karadeniz ile Kocaeli, Sakarya, Bursa, Bilecik ve Çorum çevrelerinin sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların, öğleden sonra Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Denizli, Bolu, Karabük, Kastamonu, Eskişehir ve Çankırı çevreleri ile Ankara'nın batı ilçelerinde yerel olarak kuvvetli olması (21-50 kg/m2) bekleniyor.\n\nHava sıcaklığının iç ve doğu kesimlerde artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor. Rüzgarın genellikle kuzey yönlerden, zamanla güney, iç ve doğu bölgelerde güney ve güneybatı (Lodos) yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette, öğleden sonra Güney ve İç Ege, Göller Yöresi ve İç Anadolu'nun güney kesimlerinde kuvvetli olarak (30-50 km/saat) esmesi bekleniyor.\n\n10 İL İÇİN KUVVETLİ YAĞIŞ UYARISI\n\nYağışların; öğleden sonra Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Denizli, Bolu, Karabük, Kastamonu, Eskişehir ve Çankırı çevreleri ile Ankara'nın batı ilçelerinde yerel olarak kuvvetli olması (21-50 kg/m2) beklendiğinden yaşanabilecek olumsuzluklara karşı tedbirli ve dikkatli olunması gerekmektedir.\n\nİLLERE GÖRE HAVA DURUMU\n\nİSTANBUL °C, 21°C\n\nParçalı ve çok bulutlu\n\nANKARA °C, 22°C\n\nParçalı ve çok bulutlu, sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; öğleden sonra batı ilçelerinde yerel olarak kuvvetli olması bekleniyor.\n\nİZMİR °C, 23°C\n\nParçalı ve çok bulutlu\n\nANTALYA °C, 26°C\n\nParçalı zamanla çok bulutlu, öğleden sonra iç kesimleri sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı\n\nZONGULDAK °C, 17°C\n\nÇok bulutlu, öğleden sonra sağanak yağışlı\n\nTRABZON °C, 19°C\n\nParçalı bulutlu\n\nVAN °C, 19°C\n\nAz bulutlu\n\nDİYARBAKIR °C, 23°C\n\nAz bulutlu ve açık"], "neg": ["Kayseri'de 4 eve 'koronavirüs' karantinası KAYSERİ'nin Talas ilçesinde, yüksek ateş ve öksürük şikayetiyle hastaneye giden 1 kişinin koronavirüs testinin pozitif çıkmasının ardından, toplam 26 kişinin oturduğu 4 müstakil ev karantinaya alındı.\n\nKAYSERİ'nin Talas ilçesinde, yüksek ateş ve öksürük şikayetiyle hastaneye giden 1 kişinin koronavirüs testinin pozitif çıkmasının ardından, toplam 26 kişinin oturduğu 4 müstakil ev karantinaya alındı.\n\nTalas ilçesi Kamber köyünde oturan 1 kişi yüksek ateş ve öksürük şikayetiyle Kayseri Şehir Hastanesi'ne başvurdu. Hastanede tedavileri yapılan kişinin koronavirüs testi pozitif çıktı. Bunun üzerine çalışma başlatan İl Sağlık Müdürlüğü filyasyon ekipleri, koronavirüs şüphesi bulunan 4 müstakil evi karantinaya aldı. Evlerde toplam 26 kişinin yaşadığı öğrenildi. Koronavirüse yakalanan kişinin ise hastanedeki tedavisinin sürdüğü bildirildi. Jandarma ekipleri, evlerin bulunduğu çevrede geniş güvenlik önlemi alırken evlere giriş ve çıkışlara da izin verilmiyor. Müstakil evlerde yaşayanların 14 gün karantina altında tutulacağı bildirildi.\n\nKaynak: DHA", "Batı Mahallesi Dr. Orhan Maltepe Caddesi'ndeki 4 katlı bir binanın üçüncü ve dördüncü katlarındaki balkonlar, saat 01.30 sıralarında büyük bir gürültüyle çöktü. Çökme sırasında herhangi gibi can kaybı ya da yaralanma olmadığı öğrenildi. Olay sonrası apartman sakinleri evlerinden çıkarak sokağa çıktı. İhbar üzerine, olay yerinde polis, itfaiye ve belediye ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen polis ekipleri, çevrede güvenlik önlemi alırken, belediye ekipleri de binada incelemelerde bulundu. Balkonları çöken bina, ekipler tarafından mühürlenirken, yanındaki bina da tedbir amaçlı olarak ekipler tarafından boşaltıldı.\n\nOTELE YERLEŞTİRİLDİLER\n\nMühürlenen 2 binada oturan bazı vatandaşlardan bazıları yakınlarının evine giderken, bazıları da Pendik Belediyesi ekiplerince otele yerleştirildi. Binada bulunan yaşlı iki kadın ise belediye ve sağlık ekiplerince binadan indirilerek, Pendik Belediyesi tarafından otele yerleştirildi.\n\nBinaların yıkılıp yıkılmayacağı, incelemelerin tamamlanmasından sonra netleşecek.", "Mamak'ta koronavirüs önlemleri Mamak Belediye Başkanı Murat Köse, Kovid-19 nedeniyle istihdam yükünü omuzlayan esnaf için bir destek paketi hazırladıklarını bildirdi.\n\nMamak Belediye Başkanı Murat Köse, Kovid-19 nedeniyle istihdam yükünü omuzlayan esnaf için bir destek paketi hazırladıklarını bildirdi.\n\nKöse açıklamasında bu kapsamda 3 ay süreyle işgaliye harcı, çevre temizlik vergisi ve ilan ve reklam vergisini almayacaklarını ifade ederek, \"Kepenkler açıldığında esnafımızı bir nebze rahatlatmak, imkanlarımız dahilinde bir katkı sunmuş olmak istedik\" dedi.\n\nİlçede 14 noktada maske dağıtım istasyonu kurduklarını, atık maske ve eldivenler için de 100 özel çöp konteyneri yerleştirdiklerini belirten Köse, vatandaşlara maskesiz sokağa çıkılmaması uyarısında bulunduklarını da kaydetti.\n\nÖte yandan açıklamada sokağa çıkma yasağı sürecinde hayvanların da unutmadığı belirtilerek, \"Mamak Belediyesi 2 gün içinde 1500 sokak hayvanı için yaklaşık 250 kilogram mama ve 300 litre su bıraktı. Bu yılın ilk 3 ayında 220 hasta ve yaralı hayvanın tedavisini yapan ekipler, bine yakın aşılama ve 500'ün üzerinde kısırlaştırma operasyonu gerçekleştirdi.\" ifadelerine yer verildi.\n\nKaynak: AA", "İSİG’i yayınladığı rapora göre, hayatını kaybeden işçilerin 9’u kadın 119’u erkek, yaş ortalamasının 50, 98’inin ücretli (işçi ve memur), 30’u ise kendi nam ve hesabına çalışan olduğu belirtildi. Vefat eden işçilerin en az 18'inin (yüzde 15) sendikalı olduğu belirtildi.\n\n\n\nHayatını kaybeden işçilerin işkollarına göre dağılımı ise şu şekilde:\n\nTicaret-büro işkolunda 37, sağlık işkolunda 31, belediye-genel işler işkolunda 11, turizm-konaklama işkolunda 8, tekstil işkolunda 7, taşımacılık işkolunda 5, savunma-güvenlik işkolunda 5, bankacılık işkolunda 4, metal işkolunda 4 ve diğer işkollarında 14 işçi yaşamını yitirdi.\n\n\n\nSalgının ilk iki ayında Covid-19 sebebiyle hayatını kaybeden işçilerin 78’i İstanbul, 9’u Kocaeli, 7’si İzmir, 5’i Bursa, 3’ü Ankara, 3’ü Gaziantep ve 23’ü de diğer illerde çalıştığı belirtildi.", "29.02.2020 15:33 | Son Güncelleme: 29.02.2020 15:34\n\nAğrı'da, Türk Kızılay Ağrı Şubesi tarafından Suriye'nin İdlib kentinde rejim güçlerince düzenlenen hava saldırısında şehit olan askerler için mevlid merasimi düzenlendi.\n\n\n\nAğrı merkez camisinde öğle namazı öncesi düzenlenen programda, şehitler için Kur'an-ı Kerim okutularak, dualar edildi. Kılınan öğle namazının ardından Kızılay Ağrı Şubesi gönüllülerince vatandaşlara lokum ikram edildi.\n\n\n\nProgram sonrasında konuşan Kızılay Ağrı Şubesi Orhan Tatlı, \"Kızılay Ağrı Şubesi olarak, İdlib kentindeki şehitlerimiz için mevlid programı düzenledik. Vatandaşlarımızın yoğun katılımı oldu. Hepimizin yüreği yandı. Hepimizin canı acıyor. Allah mekanlarını cennet eylesin. Yaralılarımıza Allah acil şifalar versin. Allah bir daha böyle acılar yaşatmasın\" dedi. - AĞRI\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Küçükcekmece, Atakent mahallesinde 14 Ocak'ta meydana gelen olayda bir evden gelen silah sesleri üzerine çevrede oturan vatandaşlar polisi arayarak yardım istedi. Olay yerine gelen polis ekipleri kapıyı kırarak içeri girdiklerinde karnından vurularak ağır yaralanan Orçun Yaman ile karşılaştı. Hemen hastaneye kaldırılan Orçun Yaman tüm çabalara rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.\n\nKATİL VE MAKTUL YANYANA GÖRÜNTÜLENMİŞ\n\nAsayiş Şube Müdürlüğü tarafından olayla ilgili başlatılan soruşturmada polis Orçun Yaman'ın son olarak sosyal medya üzerinden tanıştığı bir kişi ile buluştuğunu tespit etti. Olayın meydana geldiği güvenlik kameraları incelendiğinde öldürülen Orçun Yaman ile şüpheli Onur D.'nin birlikte apartmana girerken görüntülendiği tespit edildi. Daha sonra aynı kamera bu kez Onur D.'yi elindeki poşetle ayakkabıları olmadan telaş içinde tek başına kaçışını görüntülendiği görüldü.\n\nBEYLİKDÜZÜN'DE GÖZALTINA ALINDI, CİNAYETİ İTİRAF ETTİ\n\nPolis bu kamera görüntülerinden önce şüphelinin eşkalini ardından kimliğini tespit etti. Beylikdüzü'nde bir adrese yapılan operasyonda Onur D. gözaltına alındı. Cinayet Büro Amirliğine getirilen şüpheli Onur D.'nin suçunu itiraf ettiği, sosyal medya üzerinden tanıştığı ve arkadaş olduğu Orçun Yaman ile olay günü buluştuğu birlikte bir şeyler içmek üzere eve gittikleri burada aralarında çıkan tartışma sonucu cinayeti işlediğini söylediği öğrenildi.\n\nADLİYEYE SEVK EDİLDİ\n\nŞüpheli Onur Dilek'in bir süre önce cezaevinde çıktığı, yaralama ve hırsızlık gibi suçlardan daha önceden 20 kez polise geliş kaydı olduğu belirtildi. Şüpheli adliyeye sevk edildi.\n\n(DHA)", "pos": ["İHA\n\nKüçükçekmece Atakent Mahallesinde bir sitede 14 Ocak’ta işlenen cinayetin zanlısı yakalandı. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliğine bağlı ekiplerin, olay yerinde bulunan güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesiyle eşkalini belirledikleri şüpheliyi dün akşam saatlerinde düzenledikleri operasyonla kıskıvrak yakaladı.\n\nİNTERNETTE TANIŞIP BULUŞTULAR, EĞLENCE KANLI BİTTİ\n\nGayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğünde ifadesi alınan katil zanlısı Onur D. (29)’nin cezaevinden kısa süre önce çıktığı ve 20 adet suç kaydı olduğu belirlendi. Katil zanlısı ifadesinde, Orçun Yaman ile internet üzerinden tanıştığını, olay günü şahısın evine gittiklerini ve eğlenmeye başladıklarını, bir süre sonra aralarında tartışma çıkınca yanında getirdiği silahla Orçun Yaman’ı karnından vurarak oradan ayrıldığını itiraf etti.\n\nOrçun Yaman’ın katil zanlısı Onur D. emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.\n\nYALIN AYAK KAÇTI!\n\nÖte yandan güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerde, Orçun Yaman ve Onur D.’nin binaya girdikleri ve bir süre Onur D.’nin ayağında ayakkabıları olmadan hızlıca oradan ayrıldığı görüldü."], "neg": ["ANTALYA Yavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu Yavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu*- Antalya'da, yeni doğmuş yavrularını koruma içgüdüsüyle Nilüfer- Serdar Korkmaz çiftinin köpeğine saldıran kedi, sitenin maskotu oldu.\n\nYavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu\n\n*- Antalya'da, yeni doğmuş yavrularını koruma içgüdüsüyle Nilüfer- Serdar Korkmaz çiftinin köpeğine saldıran kedi, sitenin maskotu oldu.\n\n*- Anne kedi ve yavrularını sahiplenmek isteyenler olmasına rağmen site sakinleri kimseye vermiyor.\n\nOlay, geçen ay Konyaaltı ilçesinde bir sitenin bahçesinde meydana geldi. Nilüfer ve Serdar Korkmaz çifti köpekleriyle evden çıktıkları sırada, bir anda arkalarından gelen kedinin saldırısına uğradı. Şaşkına dönen çift köpeklerini geri çekmeye çalışırken diğer taraftan kendilerini de korumaya çalıştı. Bir süre mücadele eden çift, kediyi uzaklaştırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Köpeğin üzerine doğru saldıran kedi, hem köpeğe hem sahiplerine zor anlar yaşattı. Sahibi çareyi, köpeğini kucağına alıp saklamakta buldu. Öfkeli kedi bir süre sonra saldırıdan vazgeçip uzaklaştı. Yaşananlar sitenin güvenlik kamerasına anbean yansıdı.\n\n'ASLINDA ÇOK UYSALDIR'\n\nKamera görüntülerini izleyen site görevlisi Süleyman Karataş, anne kedinin yavrularını koruma içgüdüsüyle hareket ettiğini söyledi. Sitedeki çocukların yeni doğmuş 3 yavru kediyi olay günü güvenlik kulübesinin yanına çıkardığını hatırlatan Karataş, \"Tabi o sırada köpek güvenliğin önünden geçmek üzereyken anne kedi yavrularına zarar vereceği içgüdüsüyle hareket etmiş. Aslında saldırgan bir kedi değil. Çok uysaldır\" dedi.\n\nOlaydan sonra site sakinlerinin kediyi daha çok sahiplendiğini aktaran Süleyman Karataş, konuşmasını şöyle sürdürdü:\n\n\"Sitede oturanlar, anne kedi ve yavrularını beslemeye devam ediyor. Sitede yaklaşık 200 kişi oturuyor ve herkes kedileri sahiplendi. Mama, süt getiriyorlar. Sularını eksik etmiyorlar. Küçük bir yuvaları oldu. Sahiplenmek isteyenler var ama vermedik. Anne ve yavruları sitemizin maskotu oldu. Oyun oynuyoruz onlarla.\"\n\nSitede oturan Belinay ve Kayra Altınbilek kardeşler ise her gün kedileri sevmeye geldiklerini belirterek, \"Yavrulara arkadaşlarımla birlikte mama veriyoruz. Kediden korkmuyoruz\" dedi.\n\nKaynak: DHA", "03.03.2020 14:38 | Son Güncelleme: 03.03.2020 14:38\n\nBurdur'un Yeşilova ilçesindeki beyaz kumsalı ve turkuaz suyunun güzelliğiyle \"Türkiye'nin Maldivleri\" olarak ünlenen Salda Gölü yakınına yapılacak millet bahçesinin projesi onaylandı.\n\nAK Parti Burdur Milletvekilleri Bayram Özçelik ve Yasin Uğur, yaptıkları ortak yazılı açıklamada, Salda Gölü Millet Bahçesi'nin proje detaylarının tamamlandığını ve gerekli kurullarca onaylandığını bildirdi.\n\nBölgeye geçen yıl yaz sezonunda gelen ziyaretçi sayısının, yaklaşık 1 milyon 3 bin kişiye ulaştığına işaret edilen açıklamada, göl yakınına yapılacak millet bahçesinin sosyal donatılarında çevreci malzemeler kullanılacağı vurgulandı.\n\nProje ihalesinin 31 Temmuz 2019'da yapıldığı hatırlatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:\n\n\"Salda Gölü'ne önümüzdeki yıllarda ziyaretçi akını bekleniyor. Ziyaretçilerin bölgede kalma sürelerini uzatabilmek için sosyal donatı ve gölden uzak noktada yapılacak millet bahçesi ile seyirlik anlar çeşitlendirilmiş olacak. Gölü ve çevresini koruma amacı güdülerek yapılacak projeye son şekli verildi, gerekli kurul onayları gerçekleşti.\"\n\nAçıklamada, bahçenin yaklaşık bin metrekarelik halk plajı kıyısında tamamen ahşaptan kafe, büfe, otopark alanları, yönetici ve sağlık birimleri, giyinme-soyunma kabinleri, satış üniteleri, cankurtaran yapıları, mescit ve tuvaletler oluşturulacağı bildirildi.\n\n\"Beyaz Adalar\" denilen yerde ise toplam 1715 metrekare kapalı alanın ziyaretçilerin hizmetine sunulacağı belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:\n\n\"Burada da tamamen ahşaptan ve yüksek olmayan, doğal görüntüyü bozulmayacak küçük birimler halkımızın hizmetine sunulacak. Rekreasyon alanı olarak önerilmiş alanlarda yapılacak her türlü yapı, takılıp sökülebilir nitelikte olacak. Göl kenarındaki çirkin ve kirli görüntüler tamamen ortadan kalkmış olacak.\"\n\nAçıklamada, ayrıca Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un Salda Gölü'nü ve millet bahçesi yapılacak alanı incelemek için Burdur'a geleceği ifade edildi.\n\nKaynak: AA", "Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf büyük tepki aldı. Yıl boyunca binlerce araca trafik cezası kesen Emniyet Müdürlüğüne ait bir polis otosu engelli park yerine hem de yol ihlali yaparak park etmesi vatandaşın tepkisine maloldu.\n\n​PTT Caddesinin katlı otopark çıkışında engelli park yerine hem de sarı çizgi ihlali ederek park eden polis otosu sosyal medyada fenomen oldu. Fotoğrafı paylaşan vatandaş , “Vatandaş çekerse engelli park yerine iki yüz küsur ceza yer. Peki ya çeken Polis aracı olursa?” yorumunu yaptı. Paylaşımın altına gelen onca yorum ise polis araçlarından çok sayıda şikayetin varlığını ortaya koydu. Toplumun düzenli ve kurallara uygun yaşamasını sağlama görevi ile iştigal eden bir kurumun böyle pervasız davranması ise gözlerin yetkililere çevrilmesine neden oldu. İşte fenomen fotoğrafın altına gelen yorumlardan sadece bazıları;\n\n---Valla iki gündür Bolu Ankara Ankara Bolu ya gidip geldim. Çakarlı lüks arabaların ne hızını ne sayısını sayabildim çok zengin ülkeyiz canım vesselam.\n\n--- Sakarya Ortaokulunun oraya bakın bir hergün engelli çizgisine park yapıyorlar.\n\n--- Ayrıca orayı her zaman işgal ediyorlar. Katlı otopark köşesi.\n\n--- Benim arabaya 2 sefer ceza yazıldı. Engelli katı varken bir de engelli parkında.\n\n--- Vatandaşa verin talkını, kendiniz götürün salkımı. Şimdi cezayı kime yazmak lazım.", "03 Mart 2020 Salı, 13:44\n\n\n\n\n\nİdlib şehitleri için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okumasından ardından kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında öne çıkan başlıklar şu şekilde:\n\n- Bu grup toplantısı, benim için de zor olan bir grup toplantısıdır. Meseleyi nasıl anlatacaksınız, neler söyleyeceksiniz? Hepinizin yüreği kanıyor ve hepimiz ciddi bir gelecek endişesi taşıyoruz. Samimi inancımı söyleyeyim, Türkiye iyi yönetilemiyor.\n\n- Barış içinde yaşayalım. Arzumuz budur bizim. Bir Mehmetçiğin tek bir tırnağı bile Suriye'den, İdlib'den, Libya'dan da değerlidir dedik. Çünkü biz kendi bölgemizde yangın istemiyoruz. Komşuda yangın istemiyoruz. Apartmanda otururken komşuda yangın çıkarsa evinde bir kova su ile koşacaksın. Biz bidon benziniyle gittik. Çünkü öyle talimat verdiler. Siz egemen güçlerin taşeronluğunu yapıyorsunuz deyince kızıyorlar. Doğruyu dinlemeye tahammül etmiyorlar. Liyakati bir devlette yok etmişseniz orada devlet aklından söz edemezsiniz. Böyle bir devletin geleceği felaketlerle doludur.\n\n\"HİÇBİR ZAMAN SURİYE’DEKİ REJİMİ SAVUNMADIK\"\n\n- Biz hiçbir zaman demokrasiden ödün veren bir ülkeyi savunmadık, bundan sonra da savunmayacağız. Hiçbir zaman Suriye’deki rejimi savunmadık, savunmuyoruz da. İstiyoruz ki bütün komşularımızla barış içerisinde yaşayalım, arzumuz budur bizim.\n\nORTA DOĞU PROJESİ EŞBAŞKANLIĞINI KİM VERDİ?\n\n- Erdoğan, 2013 yılındaki Anneler Günü’nde şu konuşmayı yapıyor: “Bizi Suriye’deki kanlı bataklığa karşı hepimizin dikkatli olması lazım. Büyük devlet hadiseler karşısında aklıselim düşünebilen bir devlettir.” Peki ne oldu da bundan vazgeçtiler? Kim seni yönlendirdi?”\n\n- Sana Büyük Orta Doğu Projesi’nin eşbaşkanlığını kim verdi? Çık milletin önüne açıkla! Orta Doğu’yu kan gölüne döndüreceksin diye sana talimatı kim verdi? Çık milletin önüne açıkla!\n\nSALDIRIDA AÇIKLAMA BEKLEDİK\n\n- Elim olay olunca, acilen toplandık. Açıklama bekledik, 23.49’a kadar tek kelime açıklama yapılmadı. O saatte Hatay Valisi çıkıp açıklama yaptı. Meclis acilen toplanmalı dedik. Parti sözcümüz çıktı, açıklama yaptı. “Yarın kapalı oturum yapılmalı” dedi.\n\n- Bu kadar sayıda şehidimiz varsa TBMM’nin toplanması gerektiğini söyledik. Bunun asla siyasi malzeme olamayacağını belirttik. Kapalı oturum talebinde bulunduk. Bu yaşanan sıkıntılı süreci “birlik ve bütünlük” içinde aşma gayretimizdi.\n\n\"KARDEŞİM SEN BENİ ARAYACAKSIN\"\n\n- Erdoğan'ın AKP'li vekillerle yaptığı toplantıda ekonomiden bahsetti, işsizlikten bahsetti, bir sürü şeylerden bahsetti. Tabii bir de benden bahsetti. Biz ne kadar sorumluyuz, beyefendi ne kadar sorumsuz. 'Kılıçdaroğlu beni aramadı?' diyor. Kardeşim arayacak olan sensin ben değilim. Arayıp ne olacağını izahceksin. Bir cumhurbaşkanı tarafsız olmazsa ülkeyi yönetemez. Devletin sigortası yok koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin\n\n- Konuşmayı duyunca kanım dondu. Bu nasıl vicdansızlıktır. Bu nasıl bir sorumsuzluktur.\n\n- 'Şehitler tepesi asla boş kalmayacak' diyor. İnsanda birazcık vicdan olur. O gece onbinlerce anne uyumadı. Çocukları Suriye'de olan, Irak'ta olan onbinlerce askerin annesi o gece uyumadı, onbinlerce baba o gece sabaha kadar uyumadı. Binlece gelin uyumadı. 'Asker yolu gözlerim' diye bir türkü var. Bunlar asker yolu gözlemenin ne demek olduğunu acaba biliyorlar mı? Ama o gece bu memleketin Cumhurbaşkanı yoktu. O gece bu memleketin bakanları yoktu, özellile de Milli Savunma bakanı yoktu. Genelkurmay Başkanı yoktu. Neredeydiniz o gece? O gece sadece Hatay Valisi vardı. Ben bunları söylemeyeceğim de kahramanlık edebiyatı mı yapacağım?\"\n\n\"BENİM ASKERİMİ VURAN DÜŞMANIMDIR\" - VİDEO\n\n\n\n\n\n- Bunlar mı vatansever, bunlar mı Türkiye'nin çıkarını savunacakalar. Emperyal güçlerin maşası olanlar Türkiye'yi düzlüğe çıkaramazlar. Putin'e telefon eder, Merkel'e telefon eder, Trump'a telefon eder. Onlar gelip vururlar, kendisi ayaklarına koşar. Benim askerimi vuran kim olursa olsun benim düşmanımdır. Ben niye onların ayağına gideyim? Topuğunuz kıçınızda Putin'e koşuyorsunuz. Hiç kimse unutmasın, Mısır'daki sağır sultan da duysun. Biz saygı duruşu ve istiklal Marşı ile açtık. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Bizim vatan, bayrak sevgimiz lafla değildir. Lafla olmaz. Egemen güçler neden CHP'nin iktidar olmasını hiç istemezler. Çünkü bilirler ki CHP'ye onların istedikleri sözü geçiremezler. Çünkü CHP, Türkiye'nin çıkarını savunur.\n\nSENİ KEFENLE KARŞILAYANLARI YOLLA ŞEHİTLER TEPESİNE\n\n- Zenginlere Sevda Tepesi, gariban çocuklara şehitler tepesi. Kahramanlık yapacağına sen gitsene! Hangi milletvekilinin, para babasının çocuğu İdlib'de? Saray sosyetesinin çocukları orada mı, herkes bedelli askerlik yaptı. Herkes eşit şartlarda askerlik yapacak kardeşim. Zenginin çocuğu ayrı, bakanın milletvekilinin çocuğu ayrı. Ben bunu kabul etmiyorum.\n\n- Erdoğan'ın gittiği her yerde kefenle karşılayanlar vardı. 'Öl de ölelim' diyenler vardı. Onları yollasana şehitler tepesine.\n\n- En acısı da Erdoğan'ın ÖSO'yu Kuvayı Milliye'ye benzetmesidir. Kendi ülkesi için savaşan para alır mı? Sen nasıl ÖSO ile Kuvayı Milliye'yi bir tutarsın. Paralarını alamazlarsa bir gün durmazlar.\n\nBU NASIL BİR CEHALETTİR\n\n- Çanakkale ile İdlib bir tutulabilir mi? Bu nasıl cehalettir. Çanakkale vatan toprağıdır. İdlib vatan toprağı mı? Eğer Çanakkale ile Suriye'de br toprağı bir tutacaksan orası Süleymaniye Türbesi'dir. Orası vatan toprağıydı. Sen oradan bayrağı indirmedin mi? ne söylediğini bilmeyen garip bir adam.\n\n- Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Çanakkale'de erlere dönüp 'Ben size ölmeyi emrediyorum' derken Saray'da mı oturuyordu? Cephedeydi. Conkbayırı'ndaydı, Anafartalar'daydı. Sen kim bana ders vermek kim? 33 şehidimiz var Saray'da toplananlar bana ders vermeye kalkıyor. Ne dersi, sen adını zor yazarsın.\"\n\nMECLİS BUNU KONUŞMAYACAKSA NEYİ KONUŞACAK\n\n- Biz bir an önce oturalım TBMM'de bunu konuşalım. O gece TBMM Başkanı'na da söyledim. Hemen toplanmamız lazım. 'Hayır toplanmayalım. Sanki olağanüstü bir olay olmuş gibi o intiba ortaya çıkar' Zaten olağanüstü olay oldu. Biz cumartesi acil toplanalım diyoruz ne gerek var diyorlar. Ben milletime soruyorum ya bunlarda vicdan, ahlak var mı? Şehadette bahsediyorlar, sen şehadetten anlar mısın? Asker yolu gözleyen bir annenin dramını anlar mısın sen? Meclis bunları konuşup görüşmeyecekse neyi konuşacak. Biz bu meclise hangi gerekçeyle gazi meclisi, dedik? Meclis'e gelmiyor. Niye gelmiyorsun? Bari meclise gel. Meclis'e bilgi ver. Trump'a, Putin'e, Merkel'e bilgi veriyorsun, gazi meclisine bilgi vermiyorsun? Niye. Milletvekillerinin yüzüne bakmaktan utanıyorsun ondan mı acaba?\n\nASKERİ HASTANELER OLSAYDI YAŞAYABİLİRLERDİ\n\n- Tuttular askeri hastaneleri kapattılar. Askerler ihtiyaç var diyor. Eğer askeri hastaneler olsaydı belki o gece yaralanan askerlerin bir kısmı kurtulabilecekti.\n\n\n\n\n\nKILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A 'BAY KEMAL' RİCASI - VİDEO\n\n\n\n\n\nKılıçdaroğlu, Erdoğan'dan Putin ile gerçekleştireceği görüşmede hazırladığı soruları sormasını istedi. İşte Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ın Putin'a sormasını istediği sorular:\n\n1) Sayın Putin birliklerimizin yerini sizlere bildirmemize rağmen askerlerimiz niye şehit ettiniz?\n\n2) İlk saldırının ardından uyarmamıza rağmen neden ikinci kez askerlerimizi vurdunuz?\n\n3) Yaralıların ve şehitlerin Türkiye'ye getirilmesi için uçaklara neden izin vermediniz?\n\n4) Sayın Putin savaş hukukunda yaralıları vuran ambulanslar vurulmaz. Siz yaralılarımızı almaya gelen ambulansları bile neden vurdunuz?\n\nKılıçdaroğlu açıklamalarının sonunda, \"Gazetecilerden ricam, uçakta gelirken Erdoğan'a sorsunlar, 'Bay Kemal'in sorularını Putin'e sordunuz mu?' diye. Demokrasiden yana, barıştan, huzurdan, insandan yana olan Millet İtifakı bütün bu sorunları aşacaktır. Türkiye bölgesini en güçlü ve en saygın devleti olacaktır\" sözlerini kaydetti.", "Aydın, Denizli, Muğla’da hizmet veren Aydem Elektrik Perakende ve İzmir, Manisa’da hizmet veren Gediz Elektrik Perakende, pandemi döneminde elektrik faturalarını ödeyemeyen müşterileri için kredi kartına 9 aya varan taksitle fatura ödeme imkanı sunuyor.\n\nBu imkandan yararlanmak isteyen müşteriler, Müşteri İlişkileri Merkezlerinden veya Online İşlemlerden kolaylıkla taksitlendirme işlemi yapabilecekler. Aydın, Denizli, Muğla, İzmir ve Manisa illerinde elektrik tedarik faaliyetlerini sürdüren ve beş milyon müşterisine hizmet sunan Aydem ve Gediz Elektrik Perakende, içinde bulunduğumuz zorlu dönemde müşterilerine önemli bir kolaylık sağlıyor.\n\nYapılan açıklamada Haziran’da başlayan normalleşme sürecinin kademeli şekilde 1 Temmuz 2020 itibarıyla tamamlanacağı ve enerji sektörünün eski işleyişine geçeceği belirtilerek, COVID-19 döneminde elektrik faturalarını ödeyemeyen müşterilerin 1 Temmuz’dan önce Müşteri İlişkileri Merkezleri’nden veya Online İşlemler üzerinden fatura borçlarını kredi kartına 9 aya varan taksitlendirmeyle ödeyebilecekleri vurgulandı."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "24.01.2020 12:12 | Son Güncelleme: 24.01.2020 12:12\n\nHakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili ve 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, HSK'nin kendine ulaşan, ciddi olduğu konusunda somut bilgiler, belgeler içeren bulguları hiç tereddütsüz araştırmaya devam ettiğini, somut, kanaat verici bulgular içeren her olayı sonuna kadar incelediğini bildirdi. Yılmaz, \"Şu anda 400 hakim savcı ile ilgili devam eden dosya var.\" dedi.\n\nMehmet Yılmaz, HSK'nin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu hakim ve savcılarla ilgili yaptığı çalışmaları AA muhabirine anlattı, HSK ile ilgili iddialara yanıt verdi.\n\nHSK'de 2014 yılı Ekim ayında işbaşına geldiklerinde kamuoyuna bir söz verdiklerini, öncelikle yargıda ehliyet ve liyakatı yeniden hakim kılacaklarını, yargıda hiçbir şekilde çeteleşmeye, suistimallere izin vermeyeceklerini söylediklerini hatırlatan Yılmaz, aynı zamanda hukuk dışına çıkmış kim varsa onunla mücadele edecekleri sözünü de verdiklerini belirtti.\n\nBu söz çerçevesinde 2014'ten itibaren FETÖ ile mücadele ettiklerini, ilgili daire tarafından verilen soruşturma izinleri sonrasında müfettişler eliyle soruşturmaların yapıldığını anlatan Yılmaz, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi gününe kadar 130'un üzerindeki FETÖ mensubunu, hukuk içinde yaptıkları usulsüzlüklerden dolayı açığa aldıklarını, bazılarını ihraç ettiklerini, bazıları hakkında da kovuşturma izni verdiklerini hatırlattı.\n\nYılmaz, verdikleri kovuşturma izinleri gereği, 17-25 Aralık ve MİT tırları gibi soruşturmalarda usulsüzlük yapan bazı hakim ve savcılar hakkında darbeden önce yargılamaların başladığını vurguladı.\n\nMehmet Yılmaz, şöyle konuştu:\n\n\"Darbe öncesi başlayan inceleme ve soruşturma dosyalarımız zaten vardı, müfettişlerin FETÖ'ye yönelik çalışmaları devam ediyordu, savcılıkla birlikte iş koordineli gidiyordu. 15 Temmuz 2016'ya geldiğimizde ortada daha OHAL yokken darbe sabahı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının gözaltı kararı gereğince 2 bin 740 hakim ve savcı hakkında açığa alma kararı verdik. Bu karar çok eleştirildi, bir yandan 'Hukuk süreci nasıl işledi?' diye eleştirenler oldu. Hiç kimse şu tarafını görmedi, biz zaten 2014'te bir çalışma başlatmıştık. Yargı içindeki örgüt mensuplarına yönelik inceleme ve soruşturmamız vardı. Müfettişler ve savcılık eliyle yürütülen bir çalışma vardı. Yeterli olgunluğa ulaşması bekleniyordu, darbe gecesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, elindeki bu çalışmaları değerlendirerek ilgili hakim ve savcılar hakkında gözaltı kararı verdi.\"\n\nDünyada hiçbir hukuk devletinin, kendine hukuk devleti diyen hiçbir sistemin terör örgütü üyeliğinden gözaltına alınmış bir hakimi kürsüde tutamayacağını ifade eden Yılmaz, \"Bir yandan örgüt üyeliğinden gözaltı işlemi yapılmış olacak, bir yandan bu hakimler göreve devam edecek. HSYK'nin yaptığı da buydu, o hakimleri hem hukuka güven açısından hem sistemin güvenilirliği açısından hem de hukuka saygı açısından açığa aldık. Arkasından çalışmalarımız devam etti.\" diye konuştu.\n\n\"O tarihte herkes alkışlamıştı\"\n\nBaşkanvekili Yılmaz, o tarihte yapılan çalışmaların, Barolar Birliği, barolar, iktidar, muhalefet, sivil toplum örgütleri ve milletvekilleri dahil her kesimin takdir ve güvenini kazandığını belirterek, şöyle devam etti:\n\n\"KHK kapsamında FETÖ ile ilgili ihraçlarda o tarihte herkes, HSK'nin tarzını, usulünü, titizliğini ve ulaştığı sonucu alkışlamıştı. Biz aynı tarz üzerine yürüdük. Gece yarılarına kadar toplantılar yaptık. Bütün delilleri üyelerimizin tamamıyla, soruşturmacı müfettişlerimiz ve tetkik hakimlerimizle irdeleyip bir neticeye ulaştık. Kararlarımızın yeniden incelenmesi sonucunda haksız bulunan hususlarda adımlarımızı atmaktan da geri durmadık, çekinmedik. İadelerimiz de oldu.\"\n\nMehmet Yılmaz, kendilerinin de teşvikiyle o dönemde birçok itirafçı beyanının ortaya çıktığını, 500'ü aşkın itirafçının beyanlarıyla çok önemli sonuçlara ulaştıklarını anlattı. İtirafçıların beyanlarını, yargılama titizliği içinde tek tek ele aldıklarını dile getiren Yılmaz, sonuçta gerekli adımları attıklarını kaydetti.\n\nYılmaz, 15 Temmuz darbe girişiminden olağanüstü halin kaldırıldığı 31 Temmuz 2018'e kadar 3 bin 900'den fazla hakim ve savcıyı ihraç ettiklerini, 141 hakim ve savcı hakkındaki incelemelerde ise daha önce emekli olmaları veya istifa etmeleri nedeniyle ihraç kararı vermediklerini belirtti.\n\nOlağanüstü halin kaldırılmasından sonra yapılanların önemine işaret eden Yılmaz, \"HSK ne için var? HSK'nin görevi sadece hakim ve savcıyı cezalandırmak, yanlışı tecziye etmek değil, gerçek misyonu hakim ve savcıların teminatını sağlamak. Anayasa'da o yüzden yer almış.\" dedi.\n\n\"Sadece FETÖ ile kirletilen HSYK hariç...\"\n\nHSK'nin, kendi içinde çetelerle, kötülerle, örgütlerle mücadele ederken hakim savcı teminatını göz ardı edemeyeceğini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:\n\n\"HSK, hakim ve savcıların en fazla iftiraya uğrayabilecek görevliler olacağı unsurunu da sürekli göz önünde tutacak. O nedenle dikkatli olmak zorunda. O yüzden de çok daha fazla düşünmek zorunda. Bizim çalışma düzenimiz de hep öyle oldu, suistimal edene sıfır tolerans, hele çeteleşmeye, yargı içinde kendi amaçları doğrultusunda belli gruplar oluşturup o amaçla çalışmaya kesin olarak izin vermeme, bunu da hakim teminatını zedelemeden başarma.\n\nHem 2014'teki HSYK hem de 2017'den sonra oluşan HSK bu yol üzerinde ilerledi. Geçmiş HSK'lerin de amacı hep bu oldu. Sadece FETÖ ile kirletilen HSYK hariç.\"\n\n\"Sıfır toleransla yaklaşıyoruz\"\n\nSon çalışmada 150'ye yakın hakim savcı grubunu incelediklerini, 60'ının savunmasının alınmasına karar verdiklerini ifade eden Yılmaz, bu 60 kişiden 18'ini ise \"kürsüde göreve devamlarının yargının saygınlığına, güvenilirliğine zarar verebileceğini\" düşünerek açığa aldıklarını söyledi.\n\nBaşkanvekili Yılmaz, şunları ifade etti:\n\n\"HSK kendine ulaşan, ciddi olduğu konusunda somut bilgiler, belgeler içeren bulguları hiç tereddütsüz araştırmaya devam ediyor. Diğer iddialar konusunda da yine incelemesini yapıyor, soyut, değersiz bulduğu zaman onları doğal olarak işlemden kaldırıyor ama somut, kanaat verici bulgular içeren her olay sonuna kadar inceleniyor. Araştırılması için müfettişler görevlendirildiği gibi FETÖ iltisakı, irtibatı kanıtlayabileceğimiz tüm kurumlardan yardım alarak dosya hazırlanıyor. Hem Genel Sekreterliğimiz hem Teftiş Kurulundaki arkadaşlarımız ortak çalışıyorlar ve dosyayı Genel Kurula indiriyorlar.\n\nİhraç edecek ağırlığa ulaşmışsak savunmasını alıyoruz, kürsüde kalmasında sakınca varsa açığa alıyoruz. Mücadele aynı kararlılıkta devam ediyor ama hakim teminatının özünü zedelemeden, hakimleri iftiralar karşısında sahipsiz, çaresiz bırakmadan izlenen bir yol. Birinci önceliğimiz hakimin teminatı ama hakime teminat olurken yargıda oluşacak suistimallere de sıfır toleransla yaklaşıyoruz. Bunu dengeli götürüyoruz.\"\n\n\"1500 hakim savcı ankesöre takıldı\" iddiası\n\n\"HSK'nin önünde 1500 hakim ve savcıyla ilgili ankesör soruşturmasının bekletildiği\" iddialarına yanıt veren Mehmet Yılmaz, hakim ve savcılarla ilgili çalışmalarda ana dellilerin belli olduğunu vurguladı.\n\nYılmaz, şunları söyledi:\n\n\"Ankesör uygulaması hep yanlış bilgiyle tartışılan bir konu. Önce dediler ki 'Yargıda kürsüde devam eden 1500 kişilik bir grup var.' HSK tarafından 1500 kişiyle ilgili yapılmış bir ankesör soruşturması yok. Soruşturmayı ankesör soruşturması diye yapmıyoruz. Tüm bilgi ve belgeleri değerlendiriyoruz. Şahıs hakkında FETÖ'ye iltisak, münasebet ve irtibatı belirleyen ne varsa tüm delillerin üzerine gidiyoruz. Tek bir delilin üzerine gitmiyoruz. Ankesör uygulamasını da isteyen biziz zaten. Bizim dışımızda hazırlanmış da bizim üzerine gitmediğimiz bir listenin varlığı gibi bir hava yaratılmaya çalışılıyor. Bu, mümkün değil.\n\nEğer birileri bizim dışımızda ankesör kullanan insanlar tespit etmiş de bize bildirmiyorsa suç işliyor demektir. Bu da mümkün değil.\"\n\nİncelemelerde ByLock içerikleri, tanık beyanları, diğer delil havuzları, mahrem imamlarla irtibat olup olmadığının yanı sıra tüm dosyalarda ankesör incelemesini de yaptırdıklarını dile getiren Yılmaz, \"En küçük iddia bile değerlendiriliyor ama iftiraya izin vermeden, hakimlik teminatının özü zedelenmeden, HSK'nin gerçek misyonu zarar görmeden.\" dedi.\n\nMehmet Yılmaz, HSK'nin bunu yaparken yargı içindeki kötüleri, ulvi amacı zehirleyenlerin hepsini saptayıp sıfır toleransla sistemin dışına atma amacında olduğunu vurguladı.\n\n-\"HSK, FETÖ ile mücadelede çok net\"\n\nMehmet Yılmaz, FETÖ'nün toplumda zarar vermediği kimsenin kalmadığını, topluma büyük bedeller ödettiğini söyledi.\n\nHSK'nin FETÖ ile mücadelede çok net bir kurum olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları dile getirdi:\n\n\"HSK, darbe sabahından beri, daha ortada KHK yokken, olağanüstü hal yokken tavrını göstermiş bir kurum. Darbe öncesinde de 2014'te 'içimdeki teröristleri temizleyeceğim' diye ayağa kalkmış ve o şartlarda 130 önemli sayılan FETÖ mensubunu darbe öncesi sistemin dışına itebilmiş bir kurum. Sonrasında da bu çalışmaları yaparken yargının tüm örgütlerinden, ülkenin tüm örgütlerinden, iktidarıyla muhalefetiyle takdir görmüş bir kurum. Hiç adaletten ayrılmadan, kanun ve hukuktan ayrılmadan işlem yapan, en olağanüstü dönemde dahi hukuktan ayrılmamış bir kurumdan bahsediyoruz. Hesabımız açık, net. Söylentiler üzüyor ama HSK bu konuda çok rahat. Biz yine inandığımız şekilde, hakim teminatını koruyarak, gerçek misyonumuza sahip çıkarak, sadece çete mensuplarını değil, bireysel olarak bu mesleği kirletenleri de hiç gözyaşına bakmadan mesleğin dışına çıkarmaya kararlıyız.\n\nBu memleket inşallah bir daha yargıda hiçbir terör örgütü grubunun yargısal yetkilerini kendi amaçları için kullanmasına izin vermeyecektir. Alınan ders büyüktür. Çok büyük bedel ödenmiştir. İnşallah bundan toplumun her kesimi ders çıkaracak, yargıyı göz bebeğimiz gibi tutacağız. Hiçbir grubun yargısal yetkilerini kötüye kullanmasına yol açabilecek en ufak bir ihmale dahi taviz vermeyeceğiz.\"\n\n400 hakim savcıyla ilgili inceleme masada\n\nMehmet Yılmaz, olağanüstü halin kaldırılmasının ardından 31 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe giren 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'den sonra 219 hakim ve savcı hakkında daha işlem yaptıklarını bildirdi.\n\nHSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, son yapılan açığa almaların ardından FETÖ ile iltisaklı, irtibatlı hakim ve savcılarla ilgili incelemelerin devam ettiğini belirterek, \"Şu anda 400 hakim savcı ile ilgili devam eden dosya var. Bu soruşturma adalet müfettişlerimizin elinde aynı titizlikle araştırılıyor. Bütün belge, bilgiler toplanıyor. Buna göre aklanacak hakim savcı aklanıyor zaten ama o bilgi, belgelerde iltisak ve irtibatı belirleyen deliller saptandığı anda hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki HSK'nin bu konuda hiç toleransı yok.\" şeklinde konuştu.\n\nKaynak: AA", "pos": ["Hakim ve savcılarla ilgili yapılan çalışmalar ile ilgili bilgi veren HSK Başkanvekili Yılmaz, \"Şu anda 400 hakim savcı ile ilgili devam eden soruşturma var. Adalet müfettişlerimizce bütün belge ve bilgiler toplanıyor\" dedi.\n\nHakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) Başkanvekili ve 2. Daire Başkanı Mehmet Yılmaz, HSK'nın Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu hakim ve savcılarla ilgili yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.\n\n“KOVUŞTURMA İZNİ VERDİK”\n\nHSK'de 2014 yılı Ekim ayında işbaşına geldiklerinde kamuoyuna bir söz verdiklerini, öncelikle yargıda ehliyet ve liyakatı yeniden hakim kılacaklarını, yargıda hiçbir şekilde çeteleşmeye, suistimallere izin vermeyeceklerini söylediklerini hatırlatan Yılmaz, aynı zamanda hukuk dışına çıkmış kim varsa onunla mücadele edecekleri sözünü de verdiklerini belirtti. Bu söz çerçevesinde 2014'ten itibaren FETÖ ile mücadele ettiklerini, ilgili daire tarafından verilen soruşturma izinleri sonrasında müfettişler eliyle soruşturmaların yapıldığını anlatan Yılmaz, FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi gününe kadar 130'un üzerindeki FETÖ mensubunu, hukuk içinde yaptıkları usulsüzlüklerden dolayı açığa aldıklarını, bazılarını ihraç ettiklerini, bazıları hakkında da kovuşturma izni verdiklerini hatırlattı.\n\n\"FETÖ İLE MÜCADELEDE ÇOK NET\"\n\nHSK'nin FETÖ ile mücadelede çok net bir kurum olduğunu vurgulayan Yılmaz, \"HSK, darbe sabahından beri, daha ortada KHK yokken, olağanüstü hal yokken tavrını göstermiş bir kurum. Darbe öncesinde de 2014'te 'içimdeki teröristleri temizleyeceğim' diye ayağa kalkmış ve o şartlarda 130 önemli sayılan FETÖ mensubunu darbe öncesi sistemin dışına itebilmiş bir kurum. Sonrasında da bu çalışmaları yaparken yargının tüm örgütlerinden, ülkenin tüm örgütlerinden, iktidarıyla muhalefetiyle takdir görmüş bir kurum. Hiç adaletten ayrılmadan, kanun ve hukuktan ayrılmadan işlem yapan, en olağanüstü dönemde dahi hukuktan ayrılmamış bir kurumdan bahsediyoruz. Hesabımız açık, net” açıklamasında bulundu.\n\n400 HAKİMLE İLGİLİ SORUŞTURMA\n\nHSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, son yapılan açığa almaların ardından FETÖ ile iltisaklı, irtibatlı hakim ve savcılarla ilgili incelemelerin devam ettiğini belirterek, \"Şu anda 400 hakim savcı ile ilgili devam eden dosya var. Bu soruşturma adalet müfettişlerimizin elinde aynı titizlikle araştırılıyor. Bütün belge, bilgiler toplanıyor. Buna göre aklanacak hakim savcı aklanıyor zaten ama o bilgi, belgelerde iltisak ve irtibatı belirleyen deliller saptandığı anda hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki HSK'nin bu konuda hiç toleransı yok.\" şeklinde konuştu."], "neg": ["İsrail’in ilhak planına karşı düzenlenen protestonun ardından 400 Yahudi akademisyen ilhakın insanlığa karşı suç olduğunu belirtti.\n\nİsrail, tahrik ve tahribe devam ediyor!\n\nİsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Batı Şeria’nın Ürdün sınırındaki Ürdün Vadisi, Ölü Deniz yakınları ve Yahudi yerleşim yerlerinin de bulunduğu bölgelerini kapsayan yaklaşık yüzde 30’luk bölümünü ilhak etme planına itirazlar sürüyor. Amerika’nın Sesi’ndeki habere göre İsrail halkının bir kısmı, Yahudi akademisyenler, Birleşmiş Milletler uzmanları ve Arap ülkeleri plana karşı çıkarken İsrailli politikacılar arasında da görüş ayrılığı yaşanıyor. Netanyahu, koalisyon ortaklarının itirazlarını da göz önüne alarak planı erteleyebileceğini söyledi. İsrail Başbakanı, daha önce planı 1 Temmuz’da kabinede ve Parlamento’da oylamaya sunacağını açıklamıştı.\n\nIrkçı plan\n\nBinlerce İsraillinin Tel Aviv’de ilhak planına karşı düzenlediği protesto gösterisinin ardından 400 Yahudi akademisyen de ilhak planını, ırk ayrımına dayalı apartheid rejimine benzetti ve “insanlığa karşı suç” diye nitelendirerek kınadı: “Çeşitli görüşleri temsil eden bizler, işgalin devamına; mevcut seçilmiş İsrail hükümetinin belirttiği Batı Şeria’nın bazı bölgelerini ilhak niyetine ve bu şekilde İsrail ve Filistin’de resmen apartheid koşullarının oluşturulmasına itiraz ettiğimizi belirtiyoruz. Bu şartlar altında Filistin topraklarının ilhakı, Filistin halkına karşı sistematik ayrımcılığı güçlendirecektir.”\n\nCiddi bir ihlal\n\nSalı günü bir açıklama yapan bir grup Birleşmiş Milletler (BM) uzmanı, diğer ülkelere bu plana karşı çıkma çağrısı yaptı. BM için çalışan bağımsız 50’ye yakın uzmanın imzaladığı açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “İşgal edilen toprakların ilhak edilmesi, Birleşmiş Milletler’in ilgili maddelerinin, Cenevre Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Genel Kurulu’nun defalarca onayladığı temel bir kural olan ‘savaş ya da askeri güçle bir toprağa el koymak kabul edilemez’ kuralının ciddi bir ihlâlidir. İsrail’in 53 yıldır sürdürdüğü Batı Şeria işgali sırasında Filistinlilere yönelik hak ihlâlleri arasında mallarına el koyma, yerleşimcilerin uyguladığı şiddet, ev yıkmalar, aşırı güç kullanımı, işkence, basın ve ifade özgürlüğü var. Bu insan hakları ihlâlleri, ilhâkla birlikte ancak daha da artacaktır”", "Yaşlı adama zorla maske takıp, başına kolonya döken adamın cezası belli oldu\n\nİstanbul Bağcılar'da yaşlı bir adama zorla maske takarak başına kolonya döken şüpheli Osman K.'nın ifadesi ortaya çıktı. Osman K. ifadesinde \"İhsan Öztürk'le samimiyetimiz vardır\" dedi. Şüpheli'ye 14 gün ev hapsi ile koronavirüs salgınının ardından 15 gün süreyle en yakın huzurevine haftada iki kez ziyaret etme cezası verildi\n\nİstanbul Bağcılar'da yaşlı bir adama zorla maske takarak başına kolonya döken şüpheli Osman K. savcılıkta ifadesinin alınmasının ardından adli kontrol şartıyla serbest bırakılması talebiyle sulh ceza mahkemesine sevk edildi.\n\nOsman K.'ye çıkarıldığı mahkemece 14 gün ev hapsi ile koronavirüs salgınının ardından 15 gün süreyle en yakın huzurevine haftada iki kez ziyaret etme cezası verildi\n\nOsman K. ifadesinde \"Görüntüler 20 gün öncesine aittir, olay şaka mahiyetindedir\" dediği öğrenildi.\n\n\"KENDİSİYLE SAMİYETİMİZ VARDIR\"\n\nBakırköy Adalet Sarayı'nda savcıya ifade veren şüpheli Osman K. kendisinden şikayetçi olan İhsan Öztürk'ü 2 yıldır tanıdığını ifade etti.\n\nOsman K. ifadesinde \"İhsan Öztürk'le samimiyetimiz vardır. Kendisi mahalleden, çevreden bozuk para şeklinde yardım isteyen bir şahıstır. Kendisini gariban bir şahıs olarak tanıdım. Bu nedenle kendisine sahip çıkmaya çalışmaktayım. Ben kendisine zaman zaman da harçlık vermekteyim. Lokantada yediği yemeklerin ücretini ben ödemekteyim. Berberde tıraş olduğunda yine ücretini ben ödemekteyim\" diye konuştuğu bildirildi.\n\n\"SAVUNMA YAPMAK ZORUNDA OLDUĞUM İÇİN ÜZGÜNÜM\"\n\nOlay anını da anlatan Osman K. ifadelerini şöyle sürdürdüğü öğrenildi:\n\n\"Söz konusu olan cep telefonu ile çekilen görüntülere ilişkin olay bundan 20 gün öncesine aittir. O tarihte ülkemizde koronavirüs tehlikesi yoktu. Öztürk, benim yanıma gelerek 'Ben korona oldum 20 TL versene' şeklinde sözler söyledi. Ben bu sözleri şaka mahiyetinde söylediğini anladım, ben de şaka mahiyetinde 'Maskeyi tak kolonyayı da dök, git hemen evine' şeklinde sözler söyledim. Bu esnada şakayı kameraya çekmek istedim. Benim farklı bir kastım yoktur. Çekilen görüntüleri sosyal medya hesabımdan yayınladım. Ben herhangi bir internet fenomeni olan bir şahıs değilim. Videoyu yayınladığımda İhsan Öztürk'ün oğlu benden videoyu silmemi istedi, ben de sildim. Hesabı da kapattım. İhsan Öztürk'ü herhangi bir şekilde tehdit de etmedim. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Bu şekilde savunma yapmak durumunda kaldığım için de üzgünüm.\"\n\nDHA\n\n\n\nAz önce okuduğunuz haber, bağımsız bir medya organı tarafından size sunuldu.\n\nBağımsız gazetecilik; sermayeye karşı halkı, sömürüye karşı emeği, eşitsizliğe karşı adaleti, savaşlara karşı barışı, piyasacılığa karşı temel hakları, talana karşı doğayı, erkek şiddetine karşı kadınları, istismara karşı çocukları savunmanın olmazsa olmaz koşuludur.\n\nSiz de gerçeğin sesini yükseltmek adına sorumluluk almak istiyorsanız, sadece birkaç dakikanızı ayırarak BirGün’e abone olabilir ve ‘#BirGünBenim’ diyebilirsiniz.\n\nŞimdiden sonsuz teşekkürler…\n\nBirGün bizim; hepimizin.", "Mecliste kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Fas Başbakanı Osmani, Türkiye'deki Faslıları günde 3 uçak seferi düzenlemek suretiyle tahliye etmeye başladıklarını söyledi.\n\nOsmani, tahliye edilenlerin ülkenin kuzeyindeki Tatvan kentinde otellere yerleştirileceğini belirtti.\n\nTahliye işlemlerine hız vereceklerini ve Türkiye'dekilerin tahliyesinin tamamlanmasının ardından Fransa'ya yöneleceklerini kaydeden Osmani, bugüne kadar 1400 vatandaşın ülkeye getirildiğini aktardı.\n\nÜlkeye getirilenlerin masraflarının tamamının hükümet tarafından karşılandığını ifade eden Osmani, tahliyede hamile kadınlar ve zor koşullardaki insanlara öncelik verdiklerini dile getirdi.", "Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, GS TV'de katıldığı canlı yayında sarı lacivertli camiaya \"geçmiş olsun\" dileklerini iletti.\n\n\n\n\n\nCENK RENDA KARANTİNADAN MESAJ GÖNDERMİŞTİ\n\n\n\n\n\n\n\nFenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı’nda Koronavirüs belirtilerine rastlanan takım menajeri Cenk Renda, yoğun bakımda olmadığını ancak hastanede kontrol altında tutulduğunu söylemişti.\n\n\n\n\n\nFenerbahçe Kulübü, önceki günlerde yayınladığı açıklama ile erkek basketbol takımında yapılan rutin kontroller sonrasında bazı oyuncular ile idari ekipten bazı isimlerde koronavirüs belirtileri olduğunu açıklamıştı.\n\n\n\n\n\nYapılan testler sonrasında alınan numunelerin Sağlık Bakanlığı’na gönderildiğini bildiren Fenerbahçe’de erkek basketbol takımı idari menajeri Cenk Renda’nın yoğun bakımda olduğu haberleri çıkmıştı.\n\n\n\n\n\nCenk Renda, kendisine ulaşmak isteyen Fenerbahçeliler ve yakın dostlarına topluca bir mesaj yollayarak yoğun bakımda olmadığını, kontrol amaçlı özel hastanede olduğunu açıklamıştı.", "Olay, önceki gün, Derince İbni Sina Mahallesi Atabey Sokak üzerindeki simit fırınının önünde meydana geldi. Sabah saatlerinde simit almak için gelen bir kişi, içinde eşi ve 2 çocuğu bulunan otomobilini çalışır durumda fırının önüne park etti. Araç sahibi taze simit çıkmasını beklediği anda otomobilin alt kısmından alevler yükselmeye başladı. Aracının yandığını gören vatandaş, hemen koşarak eşi ve çocuklarını dışarı çıkartmak için otomobilin kapılarını açmaya çalıştı. Bu sırada fırında bulunan yangın tüpünü alarak araca müdahale eden fırın sahibinin oğlu Muharrem Bilgiç, olası bir facianın önüne geçti. Bilgiç fırında bulunan 2 yangın tüpü ile araçtaki alevleri söndürdü.\n\n'BİRDEN ALEV ALDI'\n\nYangın anını anlatan Muharrem Bilgiç, “Pazar günü simit pişiriyorduk. Biraz kalabalıktı. O sırada müşterimiz geldi. Tam simidini vermek üzereyken aracın alev aldığını gördük. Araç sahibi apar topar koştu. İçeride hanımı ile 2 çocuğu vardı. Hemen onları araçtan çıkardı. Ben de fırından yangın tüplerini aldım. Birini boşalttım fayda etmedi, ikinciyi de sıkarak aracı söndürdüm. Araçtan çocuklar zaten kendileri çıkmışlar. Hanımı arabada kalmış, abi onu çıkarttı. Mahallelinin de çok yardımı oldu. Herkes su boşalttı. Arabanın altındaki hortumdan benzin sızıntısı olmuş sanırım. Araba zaten çalışır haldeymiş, birden alev aldı. Sonrasında bir saat kadar arabayı hiç oynatmadık. Daha sonra da çekici aldı, götürdü” dedi.\n\nYANAN SİMİT VE YANGIN SÖNDÜRME TÜPLERİNİN PARASINI ÖDEMEK İSTEDİ\n\nMuharrem Bilgiç müdahale sırasında fırında pişen simitlerin yandığını belirterek, “Fırında yangın sırasında fırında olan simitler yandı. Yangın tüplerini de boşaltınca araç sahibi ağabey masrafımızı karşılamak istedi. Fakat biz bunu kabul etmedik. İnsanlık ölmedi sonuçta. Daha kötüsü de olabilirdi. Allah’a şükür kimseye bir şey olmadı” diye konuştu.\n\nYANGIN ANI GÜVENLİK KAMERASINDA\n\nOtomobilin alt kısmının alev aldığı anlar simit fırınının güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, araç sahibinin park ettikten sonra fırına gitmesi ve otomobilin alev aldığını gördükten sonra araca doğru koşması yer aldı. Araç sahibi kapıları açarak eşini ve çocuklarını dışarı çıkartmaya çalışırken, yangın tüpüyle gelen Muharrem Bilgiç de alevlere müdahale ediyor."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "21.01.2020 09:21 | Son Güncelleme: 21.01.2020 09:21\n\nBir yıllık avukatlık stajını Hatay Barosu Avukatlarından Av. Emre Arık'ın yanında tamamlayan Hasan Akkoyun, Dörtyol adliyesindedüzenlenen törenle yeminini ederek ruhsatnamesini aldı ve cübbesini giydi.\n\nAvukat Hasan Akkoyun için düzenlenen törene Hatay Baro Başkanı Ekrem Dönmez olmak üzere baroya bağlı avukatlar ve Akkoyun ailesi katılarak mutluluğa ortak oldular.\n\nDüzenlenen törende konuşan Hasan Akkoyun ; \"5 Mart 1957 yılında Hatay'ın Dörtyol ilçesi Ocaklı mahallesinde dünyaya geldim. İlkokulu Ocaklıda, Ortaokulu Karahasan Paşa (Merkez) ortaokulunda lise eğitimimi Dörtyol deneme lisesinde tamamladıktan sonra 1975 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini Hatay ikincisi olarak kazanarak girdim. 2017 – 2018 eğitim öğretim yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum.Avukatlık stajımı İskenderun adliyesi adli bölümünde ve Dörtyol ilçesinde Avukat Emre Arık'ın ofisinde tamamladım. İnşallah bugünde Hatay baro başkanımızın da katıldığı bir törenle avukatlık belgemi almanın heyecanını yaşıyorum\" dedi.\n\nHatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez düzenlenen ruhsat verme törenindeyaptığı konuşmada;\"Her hafta yaklaşık 10 yeni meslektaşımızHatay baromuza yani aramıza katılıyor. Tabi ki bu iyi mi, kötümü diye soruyorlar.Artık her meslekte olduğu gibibizim meslekte de nitelik artışı istiyoruz. Nitelik artışı çok önemli bu yüzden her geçen gün aramıza yeni meslektaşlarımız katılıyor. Onların heyecanlarına ortak oluyoruz. Yeni meslektaşlarımızın da aramıza katılmasıyla genç bir baroyuz.Ancak bu sadece bizim baromuza ait bir şey değil, ülkemizdeki 1350 bin meslektaşımızın büyük bir çoğunluğu gençlerden oluşuyor. İşte bu niteliksel artışı aynı zamanda bizim yeteneğe dönüştürmek gibibir derdimiz var.İyi avukatlar, iyi savcılar, iyi hakimler yetiştirmek gibi bir derdimiz var. Her arkadaşımız stajları sırasında avukatlık ruhunu, mesleğinin kurallarını, daha iyi avukatlığın nasıl yapıldığını arkadaşlarımıza öğretmeye ve anlatmaya çok çaba gösteriyoruz. Çünkü onlaravukatlık mesleğinin kendilerine sağladığı yetkileri, bilgi ve birikimlerini vatandaşlarımızın hiz-metinde sunmaya başlayacaklar.Bu kapsamda bugün kendisine takdim edeceğimiz avukatlık belgesi ile aramıza katılacak olan Hasan Akkoyun kardeşimiz de bizim mesleğe sonradan katılan bir kardeşimiz. Kendisini öncelikle bir yılık stajı esnasında kendinden yaşça küçük olan kardeşlerimizle birlikte hiç aksatmadan tamamladığı için kutluyorum\" şeklinde konuştu.\n\nArdından Hatay Baro Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, Hasan Akkoyun'a avukatlık yeminini ettirerek avukatlık ruhsatnamesini takdim etti.\n\nAv.?Emre Arık'da yanında staj yapan en enerjik ve istekli insanlardan biri olarak tamınladığı Hasan Akkoyun için;?\"Hasan?Bey yaşın bir engel olmadığını, azim ve kararlılığın başarıyı getireceğini bizleri bir kere daha ispatlamış oldu. Kendisini ortaya koyduğu bu kararlılıktan ötürü tebrik etmek istiyorum\" dedi.\n\nHasan Akkoyun'un cübbesini Av. Emre Arık, Av. Abdullah?Arıcan ve Av.?Mustafa Erdem birlikte giydirdi.\n\nKaynak: Bültenler", "pos": ["Sedat İSKENDEROĞLU/DÖRTYOL,(Hatay), (DHA)- HATAY'da yaşayan Hasan Akkoyun (63), 1975 yılında kazandığı hukuk fakültesini yarıda bırakmasınınn ardından öğrenci affıyla üniversiteye geri döndü. Akkoyun mezuniyetinin ardından Dörtyol Adliyesi'nde düzenlenen törende yemin edip, ruhsatnamesini alarak avukatlığa adım attı.\n\nDörtyol ilçesinde yaşayan 2 çocuk babası Hasan Akkoyun, 1975 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni kazandı. O dönem siyasi olaylar nedeniyle devam zorunluluğu olan derslerine katılamayan Akkoyun, 2 yıl boyunca okula gitmeyince kaydı silindi. Kentte uzun yıllar çiçekçilik yapıp, züccaciye dükkanı işleten Akkoyun, fakülteye öğrenci affıyla yeniden döndü. 2017-2018 eğitim öğretim yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olan Akkoyun, avukatlık stajını da İskenderun Adliyesi Adli Bölümü'nde ve Dörtyol ilçesinde Hatay Barosu avukatlarından Emre Arık'ın ofisinde tamamladı. Akkoyun, Dörtyol Adliyesi'nde düzenlenen törenle yeminini ederek, ruhsatnamesini aldı ve cübbesini giydi. Akkoyun, \"1975 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni Hatay ikincisi olarak kazanarak girdim. 2017-2018 eğitim öğretim yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. Bugün de avukatlık belgemi almanın heyecanını yaşıyorum\" dedi.\n\n'ARAMIZA KATILACAK'\n\nHatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, Akkoyun'un kendinden yaşça küçük avukat adaylarıyla yaptığı stajını hiç aksatmadığına değinerek, \"Türkiye'de 135 bin meslektaşımızın büyük bir çoğunluğu gençlerden oluşuyor. Her arkadaşımıza stajları sırasında avukatlık ruhunu, mesleğinin kurallarını, daha iyi avukatlığın nasıl yapıldığını öğretmeye ve anlatmaya çaba gösteriyoruz\" diye konuştu.\n\nHatay Baro Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, Hasan Akkoyun'a avukatlık yeminini ettirerek avukatlık ruhsatnamesini takdim etti. Akkoyun'un cübbesini ise avukatlar Emre Arık, Abdullah Arıcan ve Mustafa Erdem birlikte giydirdi.\n\nFOTOĞRAFLI"], "neg": ["Fatih Aksaray'da İBB'ye bağlı özel halk otobüsü şoförün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüje çıktı. Refüjde bulunan mobese direğine de çarpan otobüs tramvay yoluna girdi. Tramvay seferleri tek hat üzerinden kontrollü olarak gerçekleştirilirken, kazada ölen ya da yaralanan olmadığı öğrenildi.\n\nGörüntü dökümü:\n\n-Tramvay'ın geçişi\n\nDemirören Haber Ajansı / Güncel", "Yurt dışından Türkiye'ye getirilen öğrenciler: \"Bu bir vefa borcudur, ödemeye hazırız\" (2) -... Yurt dışında okuyan öğrencilerden koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye'ye getirilen İngiltere Newcastle Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisans öğrencisi Üsame Yusuf Gürbüz, \"Bu, gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi.\n\nYurt dışında okuyan öğrencilerden koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye'ye getirilen İngiltere Newcastle Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisans öğrencisi Üsame Yusuf Gürbüz, \"Bu, gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi. Duygusal olarak anlatılmaz yaşanır derler ya tam da öyle bir durum. Bu bir vefa borcudur ve sonuna kadar ödemeye hazırız.\" dedi.\n\nYeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uçuş yasağı konulan ülkeler arasındaki 7 ülkede bulunan Türk öğrenciler, Türkiye'ye getiriliyor. Türkiye'ye dönen öğrencilerden Üsame Yusuf Gürbüz, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın Türkiye'ye dönmek isteyen öğrencilerin başvuru yapması açıklamasının ardından konsolosluk ve büyükelçilikle iletişime geçerek dönmek istediğini ilettiğini söyledi.\n\nDiğer öğrencilerle birlikte Türkiye'ye getirildiklerini belirten Gürbüz, \"Havalimanından uçakla tahliye edildik. Uçaktan indikten sonra ateşimiz ölçüldü, her şey çok profesyonel bir şekilde, otobüsler eşliğinde bizi Sakarya'daki KYK yurduna getirdiler.\" ifadelerini kullandı.\n\nTürkiye'ye döndüğü için çok mutlu olduğunu söyleyen Gürbüz, duygularını şöyle dile getirdi:\n\n\"Bu gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi. Duygusal olarak anlatılmaz yaşanır derler ya tam da öyle bir durum. Çünkü gerçekten orada kalmıştık. Benim tüm ailem Türkiye'de, ben ise orada tek başınaydım. Devletimizin böyle bir şeyle beni aileme, vatanıma geri getirmesi çok güzel bir duygu. İngiltere'deki durum çok vahim bir durumda. Ben korkuyordum şahsen. Devletimize ve yetkililere çok teşekkür ediyoruz. Bu bir vefa borcudur ve sonuna kadar ödemeye hazırız. Gece yarısından sabaha kadar bizi tahliye ile uğraşan sağlık görevlileri ve polis ekiplerine de sonsuz teşekkür ediyoruz.\"\n\nİskoçya'dan Zürih'e ardından Sivas'a getirildiler\n\nDoktora öğrencisi olan Cafer Deniz de eşi ve çocuğuyla birlikte İskoçya'dan kalkan THY uçağıyla Zürih aktarmalı olarak Sivas'a getirildiklerini belirtti. Zürih'ten de Türk öğrencilerinin alındığını anlatan Deniz, Türkiye'ye dönme konusunda İngiltere'deki büyükelçiliğin Türk öğrencilerle irtibat kurduğunu ve daha sonra hızlı bir organizasyonla dönüşlerinin sağlandıklarını aktardı.\n\nDeniz, \"Konsolosluktan görevliler bizlerle çok iyi ilgilendiler. Edinburg'ta ilgi ve alaka üst seviyedeydi, herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Uçakta çocuklu vatandaşları business classa aldılar. Sterilizasyon üst seviyedeydi, bize sağlık kontrolleri yapıldı. Sivas'ta yurtlara yerleştirilirken de çocuklu aileleri hususi bir kata yerleştirdiler. Geldiğimiz gece hemen yemek servisi yaptılar. Sterilizasyon, nezaket, ilgi, alaka hepsi üst seviyedeydi hem havalimanında hem de yurtta.\" şeklinde konuştu.\n\n\"Dünyanın neresinde olursak olalım devletimizin bize sahip çıkacağını hissettik\"\n\nTürkiye'ye dönmenin tarif edilemez bir duygu olduğunu dile getiren Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Böyle bir durumda devlete aidiyetiniz daha çok artıyor. Özellikle bir şeyin kıymeti yokluğunda daha iyi anlaşılıyor. İngiltere bile Wuhan'daki vatandaşlarını getirmekte zorlanıyordu. Her ülke vatandaşlarını getirtemiyor, bu yönde haberler okumuştuk. Ama Türkiye bizim için uçak gönderdi. Tarif edilemez bir sevinç. Devletimize olan aidiyetin artması, dünyanın neresinde olursak olalım sıkıntıya düştüğümüzde devletimizin bize sahip çıkacağını hissettik.\"\n\n\"Yurtlarda diş fırçasından havluya kadar her şey düşünülmüş ve yerleştirilmişti\"\n\nYurt dışından Türkiye'ye getirilen öğrencilerden yüksek lisans öğrencisi Abdulkerim Duman ise tahliye uçağının geleceğine dair bilgiyi edindikten sonra dönmek için başvuru yaptığını söyledi.\n\nİngiltere'deki Gatwick Havalimanından kalkan THY uçağıyla Türkiye'ye dönen Duman, \"Uçağın içinde ateşimiz ölçüldü, termal kamerayla görüntülendik. Yurda gelince de tekrar kontrollerimiz yapıldı ve odalara yerleştirildik. Yurtlarda diş fırçasından havluya kadar her şey düşünülmüş ve yerleştirilmişti. Yemekler de dağıtılıyor, odalardan çıkmıyoruz.\" diye konuştu.\n\n\"İngiltere'de durum çok sıkıntılı\"\n\nTürkiye'ye dönüp dönmeme konusunda ilk başta kararsızlığa düştüğünü belirten Duman, sözlerini şöyle tamamladı:\n\n\"Bazı arkadaşlarımız dönmek istemedi, kendilerine izolasyon alanı oluşturdular. Ben de bir izolasyon alanı oluşturmuştum aslında. Dönme konusunda kararsızdım ancak İngiltere'de şu an karantina uygulayıp uygulamama konusunda kararsızlar, durum çok sıkıntılı. Türkiye'de sağlık konusunda hastanelerle daha hızlı iletişime geçebiliyoruz. Ben ilik nakli olduğum için riskli gruptayım. Ailem de dönmemi istiyordu. Olası bir hastalık durumunda burada daha etkin ve hızlı bir şekilde tedavi uygulanabileceğini düşündüğüm için dönmeye karar verdim.\"\n\nYurt dışında okuyup Türkiye'ye dönüş için başvuran öğrencilerin, Türkiye'ye dönüşleri Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının koordinasyonuyla sağlanıyor. THY ile Türkiye'ye getirilen öğrenciler, Bilim Kurulu'nun koronavirüs tedbirleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutuluyor.\n\nKaynak: AA", "Konuya ilişkin açıklama İspanya Sağlık Bakanlığından yapıldı.\n\nBakanlık, dün paylaştığı rakamları güncelleyerek, virüsten ölenlerin sayısının 767'ye, toplam vaka sayısının ise 17 bin 147'ye yükseldiğini bildirdi.\n\nVakaların ağırlıklı olarak hangi bölgelerde kaydedildiğine ilişkin bir bilgi paylaşılmadı.\n\nCan kaybı 10 bine yaklaştı\n\nÇin'in Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs sebebiyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 9 bin 726'ya ulaştı.\n\nToplam vaka sayısı ise 225 bini aşmış durumda.", "Petrol yükseldi, altın yatay Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu'nun toplantısı beklenirken, ABD'de stratejik petrol alımlarına ilişkin teklifin de etkisiyle petrol fiyatları yükseldi.\n\nPetrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu'nun toplantısı beklenirken, ABD'de stratejik petrol alımlarına ilişkin teklifin de etkisiyle petrol fiyatları yükseldi.\n\nABD'de, iki partiden Senato ve Kongre üyeleri, 3.0 milyar dolarlık petrol alım kaynağının oluşturulmasına dönük teklifi verdi. Teklif ile, artan petrol stoklarını eritmek için, ülkenin Stratejik Petrol Rezervleri'ne eklenmek üzere, ABD'li üreticilerden toplam 3.0 milyar dolarlık hampetrol alınması öngörülüyor.\n\nBrent ham petrolünün varil fiyatı yüzde 0.15 artışla 32.47 dolara, ABD Batı Teksas hafif ham petrolünün varil fiyatı da yüzde 2.54 artışla 29.90 dolara yükseldi.Güçlenen doların etkisiyle altın fiyatları yatay hareket ediyor. Euro dolar karşısında yüzde 0.14 düşüşle 1.08712 dolara kadar düştü; euro bu düzey ile dolar karşısında geçen yılın aynı gününe göre de yüzde 3.06 aşağıda kalıyor.Küresel emtia piyasalarında;gümüş, yüzde 0.41 düşüşle 14.97 dolardan,altın, yüzde 0.05 düşüşle 1,647.81 dolardan,bakır, yüzde 2.44 artışla 5,024.00 dolardan,platin, yüzde 0.47 düşüşle 736.13 dolardan,paladyum yüzde 1.16 artışla 2,206.96 dolardan işlem görüyor.İç piyasada ise gram altın 358 liradan, çeyrek altın 521 liradan, Cumhuriyet altını da 2,142 liradan satılıyor.Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve diğer petrol üreticilerinin oluşturduğu OPEC+ Grubu Bakanlar İzleme Komitesi, petrol üretiminde kısıntı miktarlarını içeren planı hazırladı.Rusya basınında, adı açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberlere göre, taslak planda, her ülke için hazırlanan üretim kotaları yer alıyor.Buna göre, OPEC Genel Sekreteri Muhammed Barkindo, yarın yapılması planlanan toplantı öncesinde, her ülke ile kendilerine ayrılan üretim kotalarını ayrı ayrı görüşüp, önerilen üretim kotasını kabul etmeye hazır olup olmadıklarına ilişkin yaklaşımlarını öğrenecek.OPEC+ Grubu, Perşembe günü düzenlenmesi beklenen ortak toplantıda ele almak üzere, üç aylık bir üretim kısıntısı üzerinde duruyor.\n\nÜzerinde anlaşma sağlanırsa, üretim kısıntısı için üç aylık dönem Mayıs ayı başında başlayacak ve Temmuz ayının sonunda tamamlanacak.\n\nKaynak: DHA", "İzmir'de toplu ulaşım kullanımı yüzde 79 azaldı İzmir'de, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri dolayısıyla toplu ulaşımı kullananların oranı yüzde 79 düştü.\n\nİzmir'de, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri dolayısıyla toplu ulaşımı kullananların oranı yüzde 79 düştü.\n\nİzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı ESHOT Genel Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, 17 Mart Salı günü tüm toplu ulaşım araçlarını kullananların sayısı 435 bin 881 iken, bu rakam 24 Mart Salı günü 179 bin 440'a geriledi.\n\nKent genelinde toplu ulaşım kullanım oranındaki düşüşün nedenleri olarak, koronavirüs tedbirleri kapsamında okulların tatil olması, 65 yaş üstü kişilerin kullandığı ulaşım kartlarının askıya alınması ve İçişleri Bakanlığının şehir içi ve şehirler arası çalışan toplu taşıma araçlarının kapasitelerin yüzde 50'si kadar yolcu taşımasına yönelik genelgesi gösterildi.\n\nESHOT yetkilileri, İzmirlilerin mağdur olmaması için servisten otobüslerin çekilmediğini, her gün ortalama 1200'e yakın otobüsün kent genelinde hizmet verdiğini belirtti.\n\nAraçlar dezenfekte ediliyor\n\nBu arada, her gün binlerce kişinin kullandığı otobüs aktarma merkezleri sürekli dezenfekte edilirken, ESHOT Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan ekipler de sefer aralarında otobüslerin hijyenini sağlıyor. Araçlarda, gün sonunda da temizlik ve dezenfeksiyon düzenli olarak yapılıyor.\n\nTüm şoförler kendilerine verilen maske ve eldivenlerle çalışıyor.\n\nOtobüs aktarma merkezlerindeki hareket memurluklarına da personelin ve vatandaşların kullanımı için el dezenfektanları dağıtılıyor.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Ahmet Selim Kul aselim@cyh.com.tr\n\nPandeminin spora yaptığı olumsuz etki her geçen gün büyümeye devam ederken, spor organizasyonlarının akıbetlerinin ne olacağına yönelik tartışmalar her geçen daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Bu kapsamda ülkemizde Türkiye Futbol Federasyonu’nun şimdilik 12 Haziran’da ligleri başlatma kararını almasının ardından voleybol ve basketbolda beyaz sezon ilan edilmesi gözleri TFF’ye çevirdi.\n\nMuhabirimiz Ahmet Selim Kul da bu yaşananların ardından Avrupa’daki durum, kulüpler için hazırlanan “Futbola dönüş” öneri protokolü, alt liglerde bu protokolün uygulanabilirliği, takımların şu ana kadar attığı adımlar ile ilgili UEFA ve TFF Sağlık Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mete Düren ile kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdi. İşte oldukça çarpıcı açıklamalar yapan Düren’in açıklamalarının tamamı…\n\n“HER ÜLKEDEN DİĞERİNDE OLMAYAN BİLGİYİ KATARAK BİR KOMPOZİSYON YAPTIK”\n\n\"Gerek UEFA’nın yönetim kurulu gerek TFF Yönetim Kurulu pandemi ile ilgili ilk şoku atlattıktan sonra tekrar günün birinde Avrupa ve Türkiye’de doğal olarak futbolun başlayabileceğine karşı ve bu başlayacağı günde ciddi problemlerle karşılaşılacağı ihtimaline karşı kendi sağlık kurullarından bir tavsiyeler listesi, bir kılavuz hazırlanmasını talep ettiler.\n\nUEFA bu konuyla ilgili çalışmalara başladığı zaman bazı ülkeler kendi çalışmalarını bir hazırlık, bir referans olması açısından gönderdiler. Ben de onlar gönderdikçe o bilgileri toplayarak aşağı yukarı her ülkenin diğerinde olmayanını katarak bir kompozisyon yapma yoluna gittik.\n\nŞu anda sağlık kurulunda çok değerli, tecrübeli hekimler var. Aynı zamanda futbolun içinde olan insanlar var hekim olmayan. Psikologlar var, fizyoterapistler var, masörler var… Bunların dışında bir de sağlık kurulunun bir danışma kurulu var. Danışma kurulunda özellikle her branştan hekim olduğu gibi günün şartlarına uygun olarak da enfeksiyon hastalıkları uzmanından, halk sağlığı uzmanlarından da bu kılavuz hazırlanırken ciddi yardım ve destek alındı.\"\n\n“FUTBOL UEFA SAĞLIK KURULU’NUN ÖNGÖRDÜĞÜNDEN ÇOK DAHA ERKEN BAŞLADI”\n\n\"Bu kılavuzu ilk hazırladığımız zaman evde kalınan dönemden maç oynanacağı güne kadar ne yapılacağı aşağı yukarı anlatılan 50-60 sayfalık bir kılavuz şeklindeydi. İlk başta biz futbolcuların bu şekilde evde kaldıkları döneme ve daha sonra da kendi başlarına en azından sahalarda koşarak kendi atletik özelliklerini diri tutmak için yaptıkları çalışmalara bir yardımcı olması itibariyle ilk bölümünü yayınladık.\n\nBiz bunu yayınladıktan sonra futbol federasyonun olası futbola geri dönüş takvimini paylaştı. Ardından o noktadan sonra yapılabilecekleri yani özellikle maç öncesinde, maç aşamasında, maç günü yapılması gerekenleri, Kovid-19 testlerinin yapılması ve testlerin sonuçlarına göre ne şekilde hareket edilmesi gerektiğini gösteren kılavuzu ikinci bölüm olarak yayınladık.\n\nBurada UEFA ile birlikte yapmış olduğumuz bu sabahki (12.05.20) toplantıda şöyle bir sorun ortaya çıktı. UEFA’ya bağlı ülkeler içerisinde futbol UEFA Sağlık Kurulu’nun öngördüğünden çok daha erken başladı. Sonuçta Avrupa’da pandemi değişik ülkeleri değişik zamanlarda vurdu. Türkiye bu konuda tırnak içerisinde şanslı diyebiliriz çünkü gerek teşhis gerek tedavi anlamında, Uzak Doğu’dan, Avrupa’dan, Amerika’dan yapılan hataları görmüş olmak, yapılan doğruların yayınlanmasıyla bunları adapte etmek gibi avantajları kullandık.\"\n\n“TESTİ POZİTİF ÇIKAN OYUNCUYLA İLGİLİ NE YAPILACAĞINA SAĞLIK KURULLARI KARAR VEREMEZ”\n\n\"Bunun neticesinde sonuçta Avrupa’da da UEFA olarak bizim hazırladığımız bu kılavuzun önümüzdeki hafta örneğin Almanya’nın liglere başlayacağını da düşünecek olursak ilk bölümlerinin hiçbir kıymetinin kalmadığını gördük. Yani ne evde çalışan var, ne sahada koşan var herkes haldır haldır maç hazırlıklarına başlamış durumda.\n\nO dönemlerin hepsinin aşıldığını görerek sonuçta sayfalarca çok ciddi emekler harcanarak hazırlanan bu kılavuzu da en son kala kala test bölümüne indirgemek zorunda kaldık. Testin nasıl yapılacağı, hangi testin ne şekilde çıkarsa nasıl davranılacağı konusu ve daha sonra da bir şekilde üzerinde hala karar verilemeyen husus olan testi pozitif çıkan oyuncunun akıbeti ne olacak…\n\nBiz karantinaya alınır, ilgili mercilere gerekli ilave tetkik ve tedavisi için bildirilir diyoruz da… O oyuncunun futbol kariyeri ve o oyuncunun bulunduğu takımın kaderi ne olur ona tabii sağlık kurulu olarak karar vermek doğru değil. Ona muhtemelen bilim kurullarının resmi iradeye de tavsiyesinden sonra federasyonla birlikte verilecek ortak bir kararla ancak neticelendirileceğini düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar hiç karşılaşılmamış bir durum.\"\n\n\"ALMANYA’DA İKİ FARKLI KARAR…\"\n\n\"Enteresan olan ülkeler arasındaki farklılıkları bir tarafa bırakın bazı ülkelerin kendi idari yapıları itibariyle iki farklı eyaletinde bile iki farklı karar alındığını görüyoruz. Örneğin Köln takımı, Westfalen eyaletine bağlı… İki oyuncusu pozitif çıktı. 'Tamam al onları karantinaya, sen devam et' kararı çıktı.\n\nÖte yandan Dresden, Saksonya eyaletine bağlı. Saksonya 'Olmaz öyle şey. İki oyuncun pozitif çıktıysa sen de karantinadasın. Önümüzdeki iki maça çıkamazsın' dedi. Bu noktada UEFA’nın da böyle bir yaptırımı olmayacaktır. 'Futbolcuyu izole edin' diyecektir ama karantinaya karar verecek olan devlet olacaktır diye düşünüyorum.\"\n\n“BİZİM HAZIRLADIĞIMIZ KILAVUZ AVRUPA KULÜPLER BİRLİĞİ TARAFINDAN REFERANS GÖSTERİLDİ”\n\n\"Her yerde çalışmalar yapılıyor. Pandeminin başlangıcı, yükselişi ve aşağıya inişi ülkelerde değişik olduğu için onlar bu aşamaları bizden evvel yaptılar. Dediğim gibi o yüzden hazırladıkları kılavuzları da o şekilde onlardan UEFA üzerinden alarak kendi kılavuzumuzun hazırlanması için de bir referans oluşturduk.\n\nŞunu da söyleyebilirim bizim oluşturduğumuz kılavuz da Avrupa Kulüpler Birliği tarafından da referans gösterilerek bunun da diğer kulüpler ve federasyonlar tarafından örnek alınabileceği konusunda bir yazıya mazhar oldu. Bunu da gururla söylemekte fayda var.\"\n\n“KULÜPLERİN KILAVUZA ÇOK UYDUKLARI SÖYLENEMEZ”\n\n\"Kulüpler tabii başladılar ve hep serzenişte bulunuyoruz bu aralar. Bu kılavuza çok uydukları söylenemez. Bizim tabii adı protokol ama protokolün bir yaptırımı vardır. Bu protokolün bir yaptırımı yok. Bu sadece bir tavsiye. Ama bu hakikaten iyiliklerine yapılmış bir kılavuz. Çünkü şu anda görüyoruz ki başladılar… Başladıktan sonra teste geçtiler, testler pozitif çıkınca onları ayırmaya başladılar ama geri kalan kısmı devam ediyor.\n\nYani biz halbuki -Habertürk TV’de de bunu söylemiştim- başlama tarihlerini gerekirse 1-2 gün erteleyip bununla ilgili testleri bitirdikten sonra bu testlerin neticesine göre başlamakta fayda var. Ve yine çok önemli bir şey… Bu testleri yaptıktan sonra da temiz çıkanların izole kalması, kamplarını bu şekilde eve gidip geri gelmeli değil de burada gerçek anlamda bir kamp hayatı yaşar gibi yapmaları gerekiyor. Çünkü akşam eve gittiğiniz zaman o testin negatifliliğin bir değeri kalmıyor. O zaman her gün test yapmanız lazım.\"\n\n“FEDERASYON VE BAKANLIĞIN TESTLERLE İLGİLİ PROTOKOL YAPMASI GEREKİYOR”\n\n\"Burada ayrı bir soru veya sorun da şu… Bu testlerin yapılabilmesi için de Türkiye Futbol Federasyonu’nun Sağlık Bakanlığı ile gerçek anlamda protokol yapması lazım. Çünkü şu anda futbolculara resmi olarak test yapmak mümkün değil. Çünkü bir şikayetleri yok. Keyfe keder diyebileceğimiz bir test yapılıyor. Halbuki şu andaki genelgeye göre ya semptomunuz olacak ya da bir hastayla yakın temastan dolayı siz araştırılmak üzere test olabiliyorsunuz. Futbolcular bunlardan hiçbiri değil.\n\nO yüzden onlara herhangi bir şekilde güvenirliliği olmayan testler yerine Sağlık Bakanlığı’nın akredite ettiği pandemi hastanesi ekiplerinin gidip tesislerde bu şekilde onları test etmeleri ve bu şekilde gerek Sağlık Bakanlığı ile gerek federasyonla paylaşmaları gerekecek. Ama bunlar için de bir takım protokollere ihtiyaç var.\n\nHepsi bunların göz önüne alındığında baya bir yol alınması gereken süreç var. Tabii bu noktada federasyon da devletimizden değişik zaman dilimlerinde başlama alternatiflerine de bir cevap bekliyor. Bunlardan hangisinde başlanır, bu başlanacak tarihten geriye dönülerek bunların hepsinin yapılması ciddi bir çalışma sürecini gerektirecek diye düşünüyorum.\"\n\n“İNŞALLAH BU SÜRECİ İSTEDİĞİMİZ GİBİ TAMAMLARIZ”\n\n\"Türkiye’de elbette futbolun sosyal hayat içerisindeki önemini; bunu sosyolojik olarak da, ekonomik olarak da, psikolojik olarak da ele alın sonuçta bunun yadsınamayan bir geniş boyutu olduğunu hepimiz biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye Futbol Federasyonu sorumlu olduğu futbolu başlatmak için bir karar alıyorsa bunu tek taraftan, tek boyuta indirmek tabii haksızlık olur. Karar alınırken de, 'Biz futbolu bir gün başlatalım' dendiği zaman da sağlık kuruluna 'Biz şu tarihte başlayacağız' diye bir tarih bildirilmedi.\n\n'Siz bir kılavuz hazırlayın, günün birinde bu başladığı zaman bize de buna göre bir vakit verin ve buna göre bir program yapalım' şeklinde ifade edildi. Kılavuzun başında da 'Bir gün futbolun başlama ihtimaline göre hazırladık' diye de bir ön yazısı var. Sonuçta da inşallah bu süreci istediğimiz gibi tamamlarız…\n\nHer türlü desteğin olduğu, her türlü testin, test aşamasının test sonucu sonrası aşamaların birbiri ardından sorunsuz halledebildiği şekilde tamamlarız. İnşallah hiç kimsenin başına bir iş gelmeden bu noktaları bitiririz.\"\n\n“FUTBOL BAŞLADIKTAN SONRA POZİTİF VAKA ÇIKMASI TEHLİKELİ”\n\n\"Şu anda pozitif vakaları yakalamış olmak test yapmanın bir neticesi. Şu anda pozitif vakaları yakalamak genel test aşaması içerisinde değerlendirilir ama futbol başladıktan sonra pozitif çıkması tabii tehlikeli olabilecek bir işlem. Şu anda testlerin neye göre negatif-pozitif dendiğini bilmiyoruz zaten. Daha doğrusu pozitiflerin pozitifliği anlamlı da negatifliğin negatifliği anlamlı değil.\n\nYani negatifliği tekrarlamak lazım. Çünkü her testin belirli oranda bir güvenirliliği var. Bunlar bize genel olarak bir fikir verecek ama binlerce yapmamız lazım. Şu anda çok az sayıda takımda yapıldığını görüyoruz. Pozitif vakalar böyle çok düşük kaldıktan sonra, bunları izole ettikten sonra kalanların başladıktan sonra pozitif çıkması çok ciddi bir işaret olur.\n\nO dönemde tekrar ne yapılacağını birlikte göreceğiz. İnşallah böyle bir şeyle karşılaşmak zorunda kalmayız. O gün de ne yapılacağına bugünden hazırlık olmamız lazım.\"\n\n“GÖRÜNTÜ O GÜN UYGUN GÖZÜKMEYEBİLİR, LİGLER HİÇ OYNANMAYABİLİR”\n\n\"Erteleme dersek kelimeyi doğru kullanmış olmayız çünkü belirlenmiş bir tarih değil ki erteleyelim. Çünkü 12’si, 12-19-26 gibi her hafta sonunu bununla ilgili bir tarih olarak görmek mümkün. İkincisi de hiç oynanmaması yönünde de bir karar çıkabilir. Biz her şekilde oynanması ihtimalinden konuşuyoruz ama hiç de oynanmayabilir. Görüntü o gün ona uygun gözükmeyebilir. Hep birlikte göreceğiz.\"\n\n“PROTOKOLÜN UYGULANABİLİRLİĞİ ALT LİGLER İÇİN ÇOK MÜMKÜN DEĞİL”\n\n\"Mesela bugün UEFA toplantısında amatör liglerin test aşamasının dışında kalması kararı vardı. Çünkü test aşamasını o boyutta yapmak mümkün değil. Sonuçta tesislerin fiziksel özelliklerini de göz önüne aldığımızda bizim yayınladığımız kılavuzun uygulanabilirliği ağırlıklı olarak çok modern, Süper Lig takımları tesislerinde mümkün. Onun dışındaki kulüplerin uygulayabilmesi için tesislerini modifiye etmeleri gerekiyor.\"\n\n“SPOR YARALANMALARI BİLİMİ AÇISINDAN ÇOK TARTIŞILACAK BİR DÖNEM OLACAK”\n\n\"Normal sezon seyri sırasında artık yıllar içerisinde futbolcuların ne zaman sakatlandıkları, pandeminin moda kelimesiyle pik yaptıkları dönem bilinen bir gerçektir. Şimdi maçlarda, antrenmanlara göre 10 kat daha fazla sakatlanılır. İkincisi maçlara başladıkları zaman bir, sezonun ortasına yaklaşılan son 5 maçta bir pik olur… Bir de sezon sonuna yaklaşırken son pik olur.\n\nBiz normal şartlarda sezonun ilk yarısını bitirdik, ikinci yarıya başladı. Başladığı günden itibaren 9 maç geçti ve ara verildi. Normalde bizim sakatlıkların pik yapacağı döneme gelirken uzun bir dinlenme sürecine geçtik. Dinlenme normalde olumlu gibi duruyor ama bu uzun dinlenme aynı zamanda adale kaybı anlamına da geliyor. O yüzden hakikaten sporcu sağlığı ve spor yaralanmaları bilimi açısından ciddi anlamda üzerinde çok tartışılacak, daha sonra geriye dönülüp çok araştırılacak bir konu olacaktır.\"", "pos": ["Avrupa Futbol Federasyonları Birliği ( Uefa ) ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Sağlık Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mete Düren, birçok konuda Demirören Haber Ajansı'na (DHA) açıklamalarda bulundu.\n\nUefa ve TFF'nin sağlık kurullarından 1 ay önce bir tavsiye listeli hazırlaması istediğini ifade eden Mete Düren, \"Uefa Yönetim Kurulu, UEFA Sağlık Kurulu'na; Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) da kendi sağlık kuruluna 1 ay önce bir görev verdi. Günün birinde Türkiye'de futbol kaldığı yerden başlayacaksa ne şekilde başlayacağına dair tavsiyeler listesi hazırlanması istendi. Ben buna çok protokol denmesine katılmıyorum. Çünkü protokolde bir yaptırım söz konusudur. Burada bir yaptırım yok. Bu bir kılavuz. Böyle olursa iyi olur dediğimiz bir tavsiyeler listesi. Bu listeyi yayınladıktan sonra da pandeminin Türkiye'deki seyrini ön görmek mümkün olmadığı için TFF'de haklı olarak 'şimdilik 12 Haziran' diyerek diğer 7 alternatifini de ekleyerek bir yol haritası ortaya koydu. Bu yol haritası için de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden bir onay beklediğini ifade etti. Şu anda anladığımız kadarıyla böyle bir onay içindeyiz. Burada sağlık kurulu olarak bizim devreye girdiğimiz mesele şu oldu; 12 Haziran'ın bir şekilde gerçekleşme ihtimaline karşı kulüpler, özellikle de 2, 3 aydır hareketsiz kalan futbolcularının böyle kısa süre içinde gecikmesinde sorun yaşayabileceklerini düşünerek bir an evvel antrenmanlara başlamaya çalıştılar\" şeklinde konuştu.\n\n\"BİR OYUNCUNUN AKŞAM EVE GİDİP, ERTESİ GÜN TESİSLERE GELMESİYLE NEGATİF ÇIKAN TESTİN BİR ANLAMI KALMIYOR\"\n\nAntrenmanlara bir an önce başlanması için hazırlanan kılavuzu alt üst ettiğine dikkati çeken Mete Düren, \"Çünkü kılavuzda her şeyden evvel, gerek spor bakanlığı, gerek İçişleri Bakanlığı gerek Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanmış genelgelerin bir şekilde hafifletilmesi ve bunların futbola uyarlanmış olması gerekiyor. Buradan ilk aşamada gerek 20 yaş altı oyuncuların, gerek 65 yaş üstü teknik direktörlerin, gerek futbolcuların; maskesiz, bu ortamda fiziksel mesafeyi hiçe sayarak bir araya gelmeleri, aynı şekilde futbolda her türlü salgının da birlikte olunan ortamlarda bulaşmaya sebep olabileceği ihtimalini düşünerek ilk etapta bu hususların bir kere ya futbol için özel bir hak edilmesi, futbolcuya verilmesi gerekiyor diye düşündük. O yüzden de bu durumla karşılaşmamak açısından futbolcuların mutlak surette test edilmelerini, bu testlerin de Sağlık Bakanlığı'nın akredite ettiği pandemi hastanelerinde yapılmaları, bu neticelerin değerlendirilip ona göre tesislere kabul edilmeleri... Bu sadece futbolcular için değil, aynı zamanda tesislerde çalışan tüm ekip için geçerli olacaktı. Bu şekilde testleri negatif çıkan oyuncuların da müsabakalar başlayıncaya kadar tesislerde bir arada kalmaları ve dışarıdan izole olmaları gerektiğini ön gördük. Testi negatif olan bir oyuncunun akşam eve gidip, ertesi gün tesislere gelmesiyle o testin negatifliğinin anlamını yitireceğini ön görmek gayet makul olur\" diye konuştu.\n\n\"BİRÇOK ÜLKE, FUTBOLU UEFA SAĞLIK KURULU'NUN BEKLENTİLERİNDEN ÇOK DAHA ERKEN BAŞLATMA KARARI VERDİ\"\n\nAvrupa'da birçok ülkenin, futbolu UEFA Sağlık Kurulu'nun beklentisinden daha erken başlatma kararı aldığına dikkat çeken Pror. Dr. Mete Düren, şöyle konuştu: \"Avrupa'nın şöyle de bir problemi var. Pandemi çok değişik zamanlarda, yani 1'er 2'şer hafta arayla vurdu. Bazılarının arasında 1 ay gibi de bir zaman var. Biz en son bundan etkilenen ülkelerden biriyiz. Dolayısıyla bizim de olası başlama tarihlerimizin en erkeni bile 1 aylık bir fark yaratıyor. O yüzden Avrupa'da bu problem. Şu anda birçok ülke UEFA'nın sağlık kurulunun beklentilerinden çok daha erken futbolu başlatma kararı verdi. O sebeple UEFA Sağlık Kurulu'nun evde antrenman, sahada antrenman, gruplar halinde antrenmanlar gibi bu kılavuzunun değişik bölümlerinin bugün artık hiçbir değeri kalmadığı için, bu kılavuzu sadece futbolcuların nasıl test edileceğine, bu test sonuçları pozitif çıkarsa nasıl davranılması gerektiğine indirgemek zorunda kaldık. Büyük kitapçığın adeta, son konuları gibi bir şey oldu bu.\"\n\n\"HAKEM DÜDÜĞÜ UEFA TOPLANTISINDA GÜNDEME GELDİ, DÜDÜKLERİN ELEKTRONİK OLMA İHTİMALİ VAR\"\n\nUEFA Sağlık Kurulu ile dün bir toplantı gerçekleştirdiklerini ve birçok konuda bilgi alışverişi yaptıklarını söyleyen Düren, \"Futbolun içindeki birtakım konular söz konusu. Örneğin, salgı çıkarmamakla ilgili daha dikkatli davranılması konuşulurken, hakem düdüğünün bile bir problem olduğu ortaya çıktı. Hakemin düdüğünden saçılan tükürüklerin de böyle bir risk oluşturması nedeniyle elektronik düdük olma ihtimali bile var. Meselenin bu kadar ayrıntısına kadar girmek gerekebiliyor\" dedi.\n\n\"UEFA, KARARI YEREL İRADEYE BIRAKMAK ZORUNDA\"\n\nAvrupa'da birkaç ligin gelecek hafta başlayacak olmasıyla, UEFA'nın bu ülkeler için bir önerisi olup olmayacağı hakkında da konuşan Mete Düren, \"Bir öneri olmaz. UEFA, yerel idareye bırakmak zorunda. Çünkü ülkeler içindeki eyaletlerinde kendilerine göre kuralları var. Örneğin, Köln'de 2 oyuncu pozitif çıktı. Köln, onları karantinaya alarak devam ediyor. Öte yandan Dresten, başka bir eyalette. O eyaletin pandemi meclisi, Dresten'de 2 oyuncu pozitif ise tüm takım karantinaya girer, Dresten önümüzdeki 2 maçı oynayamaz dedi. Değişik ülkelerin kendi içlerinde bile üniform olmadığı bir durum söz konusu. Bizde de ne zaman başlarsa, başladığı zaman da pozitif çıkan oyunculara nasıl davranılacağı ve ona göre karantina sisteminin nasıl işleyeceği şu anda bilinmez halde\" şeklinde konuştu.\n\n\"FUTBOLCULARA PANDEMİ HASTANESİ OLARAK AKREDİTE EDİLMİŞ HASTANELERİN TEST YAPMALARI LAZIM\"\n\nTakımlarda pozitif çıkan vakaların ardından oyuncuların endişelenebileceğini ancak bu endişeden kurtulmanın tek yolun da test yaptırmak olduğunu söyleyen Düren, \"Oyuncular, kulüpler endişelenmekte haklılar. Bu endişeden kurtulmanın tek yolu da test yaptırmak. Test yaptırmanın yolu da bu futbolcuların güvenli yerlerde, güvenli testlerle araştırılmış olmaları. Şu anda bazı laboratuvarlardan, bazı kan tahlilleri ve örneklerle test yapıldığını duyuyoruz. Bunlar doğru testler değil, güvenilirlikleri az. O yüzden mutlak surette pandemi hastanesi olarak akredite edilmiş hastanelerin test yapmaları lazım. Ancak bunun için de özel bir izin gerekiyor şu aşamada. Çünkü hasta olmayan veya bir hasta ile temasının araştırıldığı gruplar dışındaki kişiler dışında gidip bir insanın benim testim pozitif çıkacak mı diye test yaptırması mümkün değil\" ifadelerini kullandı.\n\n\"FUTBOLCU YANINDAKİ ARKADAŞI VEYA KARŞISINDAKİ RAKİBİN TEMİZ OLDUĞUNU BİLMESİ GEREKİYOR\"\n\nFutbolcuların her hafta teste sokulması gerektiğini ve çıkacak temiz sonuçların bütün oyuncuları rahatlatabileceğini söyleyen Düren, şöyle konuştu: \"Bütün bu kuralların uygulanması kaçınılmaz olacaktır. Yani futbolun kurallarını değiştirerek, futbol oynanacak değil. Sonuçta futbolun, bu kuralları içinde oyun oynanırken, önemli olan şey, oyuncunun yanındaki veya karşısındaki rakibin temiz olduğunu bilmesi gerekiyor. Bunu aynı doping gibi düşünün. Ben nasıl doping yapmamış bir oyuncu olarak sahaya çıkmışsam, karşımdaki oyuncunun da temiz olduğunu bilmek isterim. Bilirim ki maçtan 2 gün önce yapılan kontrollerde bu ortaya çıktı ve bunun temiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Hepimiz eşit şartlarda oynuyoruz. Bunu da onun gibi göreceksiniz. Futbolcu herkese test yapıldığını, herkesin temiz olduğunu, en azından o an için diyelim, buna göre içini rahatlatmak lazım. Yoksa çok değişik anlarında, çok ciddi fiziksel temasların olduğu anlarda, yani pandemi alanında kabul edilebilecek şeyler değil. Hepsinin yapılması şart.\"\n\n\"SOYUNMA ODALARINA DA DÖRDER, BEŞER KİŞİLERLE GİRİLMESİNDE ÇOK BÜYÜK BİR MAHSUR OLMAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM\"\n\nStat veya tesislerde daha fazla soyunma odası yapmanın zor olacağını ancak oyuncuların gruplar halinde maçlar için hazırlanabileceğini altını çizen Mete Düren, sözlerini şöyle sürdürdü: \"Statların ya da tesislerin bu açıdan yapılarını değiştirmek zor olabilir. Ama bugün de sırayla alışveriş merkezine ya da markete girileceğini düşünmek mümkün müydü? değildi. Bu nasıl mümkün olabiliyorsa, soyunma odalarına da dörder, beşer kişilerle girilmesinde çok büyük bir mahsur olmayacağını düşünüyorum.\"\n\n\"DEVLETİN VERECEĞİ KARARI HEPİMİZ BEKLEMEK ZORUNDAYIZ\"\n\nSeyahat yasağının kalmasının ardından ligin deplasmanlı şekilde oynanmasında bir mahsur olmadığını ifade eden Mete Düren, \"Bunun kararını verecek olan tabii ki devlettir. Seyahat yasağı kalktıktan sonra bunun bildiğimiz şekilde devam etmesinde bir mahsur yok. Ama 'şu anda bir mahsur var' denildikten sonra tekrar böyle bir kısıtlamaya mı gidilir, yoksa 'burada bir mahsur var, dolayısıyla futbol oynanamaz' mı denilir bilmiyoruz. Bunu hep birlikte bekleyip göreceğiz. Bu konuda devletin vereceği kararı hepimiz beklemek zorundayız\" dedi.\n\n\"HAFTADA 2 MAÇ SÖZ KONUSU OLABİLİR\"\n\nLig başladıktan sonra haftada 2 maç oynanabileceğini ancak önce ne zaman başlanılacağına karar verilmesi gerektiğini vurgulayan Düren, \"Yani başladıktan sonra 'ne kadar kısaltırız'dan ziyade, ne kadar geç başlatırız ve ondan sonra kısaltırız diye düşünürüm. Şu anda sonu geriye çekmektense, başlangıcını ileriye itmek daha doğru bir karar olur diye düşünüyorum. Sonuçta evet bazı haftalar belki oynanırsa, haftada 2 maç söz konusu olabilir. Ama önce ne zaman başlanacağına karar verilmesi lazım. Gelecek sezonun ne zaman başlayacağı daha belli değil. Başı belli olmadığı için, sonuyla ilgili bir karar vermek için erken\" şeklinde konuştu.\n\n\"SAKATLIKLAR VE YARALANMALAR KAÇINILMAZ OLACAKTIR\"\n\nLiglere verilen aranın ardından dönüşte bazı sakatlıklar olabileceğinin altını çizen Düren, şöyle konuştu: \"O konuda çok ciddi bir problem var. Bununla ilgili olarak kulüp doktorlarının fizyoterapistlerle birlikte, teknik direktörlerle birlikte çok yakın çalışması lazım. Çünkü sonuçta hiçbir teknik direktör de şu ana kadar karşısına 2 ay hiç ayağına top değmemiş, bundan 2 ay önce de Süper Lig mücadelesi yapan bir futbolcu görmedi. Kimsenin kariyerinde böyle bir şey yok. Sonuçta evet ayağı kırıldığı için veya çapraz bağı koptuğu için, 6-8 ay futbol oynamamış oyuncular var ama onlar da birinci ve ikinci aydan sonra düz koşulara başlayıp zamanla topla çalışmalarını sürdürüp, hazır olarak teknik direktörünün karşısına çıkıyorlar. O nedenle bu aşamada herkes için çok yeni bir tablo ve bu tablodan da ne kadar az zararla çıkılırsa o kadar kardır diye düşünüyorum. Sonuçta sakatlıklar ve yaralanmalar kaçınılmaz olacaktır.\"\n\n\"VERİLEN ARA VE SONRASINDA GELECEK SEZONUN KISA SÜREDE BAŞLAYACAK OLMASI VÜCUT RİTİMLERİNİ BOZACAKTIR\"\n\nLiglerin başlayıp sona ermesinin ardından gelecek sezon için çok fazla ara olmamasının gelecek yıl için oyuncu performanslarını etkileyebileceğini söyleyen Mete Düren, \"Mutlak suretle etkiler. Sonuçta her futbolcunun bir vücut ritmi var. Şu an bu vücut ritmini tamamen bozmuş bir tabloyla karşı karşıyayız. Böyle bir dönemde, özellikle yaz aylarının sıcağında, gerek antrenman, gerek eğer ligler başlarsa, mücadeleler de yaz içerisinde devam ederse tabii ki vücut ritimlerini alt üst edecektir. Bunun da gerek besinler, gerek uykusuyla, ekstra takviye antrenmanlarla, hatta bazı zihinsel meditasyonlardan yoga ile birlikte hepsini birlikte değerlendirerek, futbolcuyu bu konuda ciddi olarak hazırlamak gerekiyor\" dedi.\n\n\"BAZI FUTBOLCULARIN EKSTRA TEDBİR ALMALARI SAĞLANABİLİR\"\n\nKronik rahatsızlıkları bulunan futbolcuların ekstra tedbirler alması gerektiğini altını çizen Düren, \"Yani tek tek futbolcuların özel durumlarını bilmiyorum ama mutlaka bunu kendi takım doktorlarıyla görüşüp, buna göre bazı futbolcuların ekstra tedbir almaları sağlanabilir\" diye konuştu.\n\n\"AVRUPA'NIN BİZDEN ÖNCE BAŞLAMASININ AVANTAJINI KULLANMAMIZ LAZIM\"\n\nAvrupa ülkelerinin Türkiye'ye göre pandemiye daha erken yakalandığını bunun için de daha erken kurtulmak gibi bir avantajları olduğunu ve bu avantajı değerlendirerek futbolu başlatmak istediklerini belirten Mete Düren, şu ifadeleri kullandı: \"Genelde Covid-19'un gerek teşhisi, gerek tedavisiyle ilgili hem uzak doğuyla, hem Avrupa'yla, hem de ABD ile ilgili değişik tecrübelerimiz oldu. Yani onların yaptıkları hataları tekrarlamamak, onların yapıp da doğru olduğunu yayınladıkları özellikleri adapte etmek gibi avantajımız oldu. Burada da biraz önce söylediğim gibi; Avrupa'nın pandemiye bizden daha önce yakalanmış olmasının, daha erken kurtulmak gibi bir avantajı var ve bu avantajı değerlendirerek belki futbolu başlatmak istiyorlar. Bu başladığı zaman neler olacağını, futbolun buna olumlu ya da olumsuz nasıl tepkisi olacağını, yani sosyal hayata belki olumlu etkisi olabilir de, pandemi açısından bir olumsuz etkisi olup olmayacağını biz de Avrupa'da göreceğiz. Alınan tedbirler ve yapılan işler belli. Bunların neticelerini de bizim de görmemiz için bir aylık süremiz var. Bunun avantajını da mutlaka kullanmamız lazım.\"\n\n\"CİDDİ GENELGELERE İHTİYAÇ VAR\"\n\nPozitif çıkan oyuncuların, futbolculuk açısından kaderlerinin belirlenmesi için ciddi genelgelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Düren, \"Buna sağlık kurulu olarak karantina kararı veremeyiz. Bunun sanıyorum Bilim Kurulu tarafından da değerlendirilmesi lazım. Yurt dışında pandemi meclisleri var, bizdeki Bilim Kurulu'nun müdahili olarak düşündürebilirsiniz. Tavsiye niteliğinde kararlarını bildirebiliyorlar. Burada bu pandemi meclislerinin, gördüğümüz kadarıyla çok radikal, takımı karantinaya almak kadar verebileceği kararlar olduğunu görüyoruz. Böyle bir kararı bizde hangi aşamada olur, 1 oyuncuda mı olur, 5 oyuncuda mı olur, eşik nedir; 3'e kadar sorun yok da 4'ten sonra mı çıkar, bunların hepsini biz de yaşayarak göreceğiz\" ifadelerini kullandı.\n\n\"AKCİĞER RAHATSIZLIĞI, ADALE VE KEMİK SAKATLIKLARINDAN ÇOK DAHA ÖNEMLİ BİR KONU\"\n\nFutbolcuların en önemli özelliğinin atletik olmaları ve bu özelliğin de akciğer kapasitesinden geldiğine dikkat çeken Mete Düren, \"Bu hastalıkların akciğerde ciddi kısıtlamalar yarattığını görüyoruz. Mutlak suretle bu kişiler teşhis edildiğinde mutlaka ilgili merkezlere gönderilip, ileri tetkiklerinin yapılması, tedavisinin yapılması gerekiyor. Bir futbolcu için olabilecek en kötü sonuçlardan birisi bu. Bunu ağır geçirip, uzun dönemde akciğerde sorun yaşaması, bir futbolcu için hani bir adale kemik sakatlanmasından çok daha önemli. Onların çoğu çünkü geçici. Bunun kalıcı etkileri olduğunu görüyoruz\" diye konuştu.\n\nUEFA İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER\n\nUEFA'da yaptıkları toplantı hakkında da açıklamalarda bulunan Prof. Düren, 3 önemli konunun üzerinde durduklarını söyledi. Bunlardan birinin Covid-19 salgını, bir diğerinin maç sırasında çarpışma sonrası yaşanan kafa travmaları ve 14 yaş altı oyuncuların antrenmanlarda ağır futbol topuna kafayla vurması sonucu ileriki yaşlarda oluşacak ciddi nörolojik hastalıklar konusu olduğunu belirterek, şunları söyledi: \"UEFA'daki konulardan 3 tanesini söyleyebilirim. Bunlardan ilk ikisi Covid ve çarpışma sırasında yaşanan kafa travmaları yani maç sırasındaki çarpışmalar. ve bu çarpışmalarla ilgili bizim çarpışma neticesinde ortaya çıkabilecek problemlerle ilgili IFAB'a bir başvurumuz var. Bu durumda futbolun hakem tarafından hangi süreyle durdurulması, mevcut şu andaki yarım dakikalık sürenin bir karar vermek için kısa olduğundan dolayı, belki biraz daha uzatılması konusunda bir başvurumuz var. Onu biraz daha ayrıntılı konuştuk. Diğer bir mesele de özellikle genç yaş gruplarında topa kafayla vurmanın, ileriki yaşlardaki olumsuz etkileri. Bunun özellikle Amerika'da yapılmış çalışmalarda, özellikle 14 yaş altı grubunda, futbol antrenmanları sırasında topa, şu andaki mevcut, hazır futbol topuna, ağır futbol topuna kafayla vurmayla, bunla yapılan antrenmanların ileriki yaşlarda ciddi nörolojik hastalıklara yol açtığı ortaya çıktığı için bununla ilgili acaba ne yapabilir diye görüştük. Değişik yaş gruplarını çalıştıran teknik direktörlerle yapmış olduğumuz görüşmeler var. Bunlardan bazı sonuçlar çıkıyor. Acaba daha yumuşak toplarla antrenman yapılsın veya hiç mi yapılmasın, hiç mi topa kafa vurmasın. O zaman da 15-16 yaşında takıma girdiğinde hiç kafa topu öğrenmeden bu antrenmanlara başlaması çok doğru değil. Bununla ilgili değişik alternatifler var. Bu da çalışmalardan bir tanesi. Öte yandan takım doktorları ve fizyoterapistlerin eğitimlerinin belli seviyenin üstünde olması açısından da bir takım eğitim çalışmaları var. Bunları yapıyoruz. Sabahki konuşmalarımız aşağı yukarı özeti bunlar\" şeklinde konuştu.\n\nDüren ayrıca, görüşmelerde ağırlıklı olarak yapılacak olan testlerin görüşüldüğünün altını çizerek, \"Testlerle ilgili tartışmamız vardı. Hakikaten biraz da ilgili federasyonlarının kendi başlarına belki alacakları şeyler. Belki tavsiye niteliğinde olabilir ama onun dışında şu andaki kısımda esas mevzunun ciddiyetini oluşturan konu, futbolcuların test edilmesi ve testi pozitif çıkan oyuncuya ne yapılacağı konusu\" dedi.\n\nHürriyet / Spor"], "neg": ["AA\n\nIğdır'da, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü (DKMP) ekipleri, av koruma ve kontrol faaliyetleri sırasında Karakoyunlu ilçesine bağlı Bulakbaşı köyü yakınlarında 4 kaçak avcı yakaladı. Bölgeye gelen jandarma ekiplerince bu kişilerin yakalandığı alanda yapılan aramada 8'i canlı mühre olarak kullanılan, 20'si ise tuzaklarla yakalanan 28 keklik bulundu.\n\nEL KONULAN KEKLİKLER DOĞAYA SALINACAK\n\nAA'da yer alan habere göre kaçak olarak avcılık yaptıkları belirlenen 4 kişiye 11 bin 904 lirası idari, 19 bin 40 lirası da tazminat cezası olmak üzere toplam 30 bin 944 lira ceza uygulandı. El konulan keklikler ise doğaya salınacak.", "Edirne'de asayiş Edirne'de yapılan trafik denetimlerinde 4 sürücüye 16 bin 984 lira ceza kesildi.\n\nEdirne'de yapılan trafik denetimlerinde 4 sürücüye 16 bin 984 lira ceza kesildi.\n\nTrafik ekiplerince kontrol edilen 50 araçtan 4'ünün sürücüsüne, eksik belge ve kural ihlali nedeniyle 16 bin 984 lira ceza uygulandı.\n\nKontrollerde 1 araç trafikten men edildi.\n\nEvden hırsızlık\n\nEnez ilçesinde bir evden televizyon çalındı.\n\nAlınan bilgiye göre, Z.T'nin ilçe merkezindeki evinden henüz kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce televizyon çalındı.\n\nOlayla ilgili soruşturma sürüyor.\n\nMotosiklet hırsızlığı\n\nİpsala ilçesinde park halinde bulunan motosiklet çalındı.\n\nAlınan bilgiye göre, V.A'nın yol kenarında park halinde bıraktığı motosiklet, henüz kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce çalındı.\n\nPolis kayıp motosikletin bulunması için soruşturma başlattı.\n\nKaynak: AA", "Trafiğe kayıtlı araç sayısı, geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 1,27 artarak 22 milyon 865 bin 921'den 23 milyon 156 bin 975'e çıktı.\n\nTürkiye İstatistik Kurumu, Aralık 2019'a ilişkin \"Motorlu Kara Taşıtları İstatistikleri\"ni açıkladı.\n\nBuna göre, geçen yıl sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı, bir önceki yıla göre yüzde 1,27 artışla 23 milyon 156 bin 975'e ulaştı. Bunların yüzde 54'ünü otomobil, yüzde 16,4'ünü kamyonet, yüzde 14,4'ünü motosiklet, yüzde 8,2'sini traktör, yüzde 3,7'sini kamyon, yüzde 2,1'ini minibüs, yüzde 0,9'unu otobüs, yüzde 0,3'ünü ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.\n\nAralık ayında trafiğe kaydı yapılan toplam 63 bin 536 taşıt içinde otomobil yüzde 65,8 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 12,3 ile kamyonet, yüzde 11,5 ile motosiklet, yüzde 6,4 ile traktör takip etti. Taşıtların yüzde 4'ünü ise minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.\n\nAralık 2019'da trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre yüzde 5,3 azaldı. Bu azalış motosiklette yüzde 24,1, otomobilde yüzde 5, kamyonda yüzde 4, kamyonette yüzde 3,3 oldu. Özel amaçlı taşıtlarda yüzde 43,6, otobüste yüzde 38,7, minibüs yüzde 37,8 ve traktörde ise yüzde 24,1 artış görüldü.\n\nSöz konusu ayda yıllık bazda trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında yüzde 13,2 artış gerçekleşti. Bu artış kamyonda yüzde 51,5, motosiklette yüzde 49,7, minibüste yüzde 30,6, kamyonette yüzde 13, otobüste yüzde 11,3, otomobilde yüzde 9,6 olarak hesaplanırken, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 27, traktörde yüzde ise 2,5 azalış oldu.\n\nGeçen yıl ocak-aralık döneminde trafiğe 671 bin 131 taşıtın kaydı yapılırken, 380 bin 77 taşıtın kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı 291 bin 54 arttı.\n\nDEVRİ YAPILAN ARAÇLAR\n\nAralıkta devri yapılan toplam 1 milyon 22 bin 892 taşıt içinde otomobil yüzde 73,3 ile ilk sırada yer aldı. Bunu sırasıyla yüzde 16,3 ile kamyonet, yüzde 3,1 ile traktör, yüzde 2,7 ile motosiklet izledi.\n\nAralık sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 12 milyon 503 bin 49 otomobilin yüzde 38,1'i dizel, yüzde 37,3'ü LPG, yüzde 24,2'si benzin, yüzde 0,1'i elektrikli veya hibrit olurken, yakıt türü bilinmeyenlerin oranı ise yüzde 0,3 olarak hesaplandı.\n\nOcak-Aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 386 bin 748 otomobilin yüzde 36,6'sının 1501-1600, yüzde 28,7'sinin 1401-1500, yüzde 13,7'sinin 1300 ve altı, yüzde 13,6'sının 1301-1400, yüzde 6,1'inin 1601-2000, yüzde 1,1'inin 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahip olduğu görüldü.\n\nTAŞITLARIN ORTALAMA YAŞI 13,8\n\nTürkiye'de geçen yıl sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı motorlu kara taşıtlarının ortalama yaşı 13,8 olarak hesaplandı.\n\nOrtalama yaş otomobillerde 12,8, minibüslerde 13,7, otobüslerde 13,5, kamyonetlerde 11,7, kamyonlarda 16,6, motosikletlerde 13,5, özel amaçlı taşıtlarda 12,7 ve traktörlerde 23, olarak belirlendi.", "HABERTURK.COM\n\nGeminin, İstanbul Boğazı'ndan geçmesi için sökülen parçalarının tekrar monte edileceği ve kullanılacak olan 165 metre yükseklikteki vincin de 25 günde hazır hale getirileceği öğrenildi.\n\nEnis Yıldırım'ın haberine göre, Doğu Akdeniz’deki sondaj çalışmalarından sonra Karadeniz’de arama faaliyetinde bulunacak olan Fatih Sondaj Gemisi’ne yüklenecek olan 860 ton ağırlığındaki platform parçalarının yüklenmesinde kullanılacak olan dev vinç Trabzon Havalimanı'na uçakların iniş kalkışını da etkileyecek.\n\nTrabzon Liman İşletmeciliği A.Ş. Genel Müdürü Muzaffer Ermiş, “Kurulan vinç, Trabzon’un her yerinden görülebilecek büyüklükte. Bin 200 ton ağırlığında, bin 600 ton kaldırma kapasitesinde 165 metre uzunluğunda bir vinç\" dedi.\n\nBu arada limanın havalimanına yakın olması nedeniyle tedbirler alındığı açıklandı. Fatih Sondaj Gemisi şu an Trabzon açıklarında ve liman giriş hazırlığında bulunuyor.", "Gaziantep'in Araban Ovası'nda hasat yapılmayı bekleyen 45 dönümlük arpa ekili alan kül oldu.\n\nGaziantep'in Araban ilçesine bağlı Başpınar kırsal mahallesi köy civarı mevkiinde bulunan arpa ekili alanda bilinmeyen nedenle yangın çıktı. İtfaiye ekiplerinin müdahalesi sonucu yangın çevredeki buğday, arpa ekili alanlar ve antepfıstığı bahçelerine yetişmeden kontrol altına alındı. Yangında 45 dönümlük hasat yapılmayı bekleyen arpalar tamamen yanarak kül oldu.\n\nArpa tarlası yangını haberini alan Araban Ziraat Odası Başkanı Hasan Altun, yanan Arpa tarlasında incelemelerde bulundu. Altun, Araban Ovası'nda arpa ve buğday hasat döneminin geldiğini, sezon boyunca bin bir masraf ve emek vererek yetiştirdikleri mahsullerinin bir kıvılcımla yok olma ihtimaline karşı vatandaşların duyarlı ve dikkatli olmasını istedi.\n\nAraban İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, yangının çıkış sebebi ile ilgili soruşturma başlattı. - GAZİANTEP\n\nİhlas Haber Ajansı / Güncel"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Türkiye Gazetesi\n\nTürkiye Gazetesi\n\nSlovenya’da 12-13 Şubat tarihlerinde slalom yarışları düzenlendi. Yarışmalara Alp Disiplini Millî Takımı sporcusu Sıla Kara da katıldı. Final ayağı öncesinde ısınmak için teleferikle piste çıkan millî kayakçı, yanında oturan ve dengesini kaybeden Sloven çocuğu 15 dakika havada tuttu. Olayın duyulmasının ardından Kara, Slovenya’da “kahraman” ilan edildi. Ülkede büyük ilgi gören millî sporcuya, Krvavec Emniyet Müdürü tarafından teşekkür madalyası verildi. Olay anını anlatan Kara “Çocuk kaymaya başadı. Panik ve korku içinde bağırdı. Hemen tuttum. Çocuk ‘Lütfen iki elinle tut beni’ diye bağırıp ağladı. Bu esnada batonlarımı attım ve eldivenlerimi ağzımla çıkarttım. Sonra iki elimle sıkıca tuttum. Bir süre sonra tesisin çalışanları ve emniyet ekipleri geldi. Aşağıya tor ağı açtılar ve onun üzerine çocuğu bıraktım. Hemen aşağıya inip durumunu kontrol ettim. Bana durumunun iyi olduğunu ve herhangi bir sıkıntısının bulunmadığını söylediler” dedi. Kendisine sosyal medyadan çok sayıda mesaj geldiğini aktaran sporcu, konuşmasını şöyle tamamladı: Slovenya haber kanalları ‘bu kahraman kızı bulun’ diye paylaşmış. Havaalanında karşıladılar. Ben insanlık görevimi yaptım. Türk sporcu olarak böyle bir şey yapmam insanların daha çok ilgisini çekti. Gösterilen ilgiye çok mutlu oldum.", "pos": ["Türkiye Kayak Milli Takımı sporcusu Sıla Kara, Çin'de düzenlenecek 2020 Kış Olimpiyatları'nda yer alabilmek için Slovenya'da 12-13 Şubat tarihleri arasında düzenlenen 'Krvavec Giant Slalom' yarışmasına katıldı.\n\nAlp disiplininde yarışan Kara, final ayağı öncesi ısınmak için teleferikle piste çıkarken, yanında oturan Sloven erkek çocuk dengesini kaybetti. Çocuk, teleferikten düşerken o sırada ayağını uzatan Kara'nın kayak takımlarına tutundu. Kara, daha sonra da elleriyle çocuğu havada yaklaşık 15 dakika tuttu.\n\nSloven çocuk, kısa süre sonra gelen ekipler tarafından kurtarıldı. Krvavec halkı tarafından 'kahraman' ilan edilen milli sporcu Kara'ya, kentin emniyet müdürü tarafından madalya da verildi.\n\n\"Emniyet müdürü ve ekibi beni karşıladı\"\n\nSıla Kara, kendisine sosyal medyadan çok sayıda mesaj geldiğini belirterek, \"Beni Slovenya'da haber kanalları 'Bu kahraman kızı bulun' diyerek paylaşmış. Emniyet müdürü 'Bu göstermiş olduğunuz iyi hareketten dolayı size bir ödül vermek istiyoruz' dedi.\n\nErtesi gün havaalanına gittiğimizde, emniyet müdürü ve ekibi beni karşıladı. Orada bana, teşekkür madalyası verdiler.\n\nBeni havaalanında karşılamalarını beklemiyordum. Çünkü ben insanlık görevimi yaptım. İnsanların bunu fark etmesi, beni aramaya çalışmaları ve teşekkür etmeleri hoşuma gitti.\n\nTürk sporcu olarak böyle bir şey yapmam insanların daha çok ilgisini çekti. Çünkü ne olursa olsun ırkı, dini ve dili fark etmeden sen bir insansın ve insan olarak oradasın. Acı birdir ve ben orada insanlığın ne kadar önemli olduğunu, acının ne kadar içten yaşandığını, aynı dili konuşmasak bile bir çaba ve mücadele verdiğimi gördüm. Bu sebeple çok mutluyum\" diye konuştu."], "neg": ["Kumluca'da örtü altı tarım üretimine alternatif erik üretimi gerçekleştirildi Kumluca ilçesinde yaklaşık beş dekar arazisine erik fidanı diken Ali Çaybaş, sezonun ilk erik hasadını gerçekleştirdi.\n\nKumluca ilçesinde yaklaşık beş dekar arazisine erik fidanı diken Ali Çaybaş, sezonun ilk erik hasadını gerçekleştirdi.\n\nÇiftçi Çaybaş, ilçede yaygın olan sera üretimine alternatif olarak Erentepe Mahallesi'ndeki yaklaşık beş dekarlık arazisine mürdüm eriği fidanları dikti. Fidanlar dikildikleri ikinci ve üçüncü yılda ürün vermeye başladı.\n\nBu yılın ilk hasadını gerçekleştiren Çaybaş'ı erik bahçesinde ziyaret eden Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Köleoğlu, Kumluca'nın iklimsel özelliğinin yılın 12 ayı, hemen hemen her türlü tarımsal üretimin gerçekleştirilebilmesine izin verdiğini söyledi.\n\nSeracılığa alternatif olarak ve sera kurma olanağı kısıtlı alanlarda meyve üretimine gidilmesini güzel olduğunu ifade eden Köleoğlu, bu tür girişimlerin desteklenmesi ve çoğaltılması gerektiğini belirtti.\n\nÇaybaş ise erik fidanlarını dikerken olup olmayacağı konusunda bazı endişeleri olduğunu ancak ürünleri hasat etmeye başlayınca ve pazarda ürüne olan talebi görünce yatığı işin kendilerine mutluluk verdiğini dile getirdi.\n\nHaziranın 10'u ile 25'i arasında hasat yaptıklarını anlatan Çaybaş, \"Bu yıl bahçemizden beklentimiz 10 ton civarında bir ürün. Hem iç pazarda hem de dış pazara dönük ihracat anlamında talep var. İç pazarda talebe göre kilo fiyatı 8 ile 12 lira arasında değişiyor. Üretim masrafı, açık alanların değerlendirilmesi olarak baktığımızda getirisi güzel. Üretim yapmak isteyen herkese tavsiye ederim.\" diye konuştu.\n\nKaynak: AA", "Nükleer Patlama Korkusu: Baltık Denizi'nde Parçacık Sayısı Arttı Geçtiğimiz Cuma günü İsveç'te kurulu olan nükleer ölçüm cihazları, Baltık Denizi üzerinde olağandışı nükleer parçacık tespiti yaptıklarını açıklamışlardı.\n\nGeçtiğimiz Cuma günü İsveç'te kurulu olan nükleer ölçüm cihazları, Baltık Denizi üzerinde olağandışı nükleer parçacık tespiti yaptıklarını açıklamışlardı. Nükleer patlama korkusu yaratan parçacık sayısı arttı açıklamaları sonasında, peşi sıra bilgilendirmeler geldi.\n\nKapsamlı Nükleer Test-Yasaklama Anlaşması Örgütü (CTBTO), dünyanın dört bir yanına kurduğu çeşitli izleme sistemleri ile birlikte, çeşitli izleme görevleri yapıyordu. Başta sismik ve hidroakustik alıcılar yoluyla yapılan izleme görevleri, ülkelerin gizlice yaptıkları nükleer testleri kontrol etmek için hazırlanmıştı. Bu istasyonlar ayrıca, havadaki nükleer parçacık sayılarını ölçmek için kullanılıyordu. İsveç'te yer alan istasyonlardan bir tanesi, Cuma günü yaptığı açıklama ile Baltık Denizi üzerinde nükleer parçacık sayısı artışı tespit ettiğini duyurmuştu. Bu tespit sonrasında, havadaki parçacık artışının 1986 yılında yaşanan Çernobil Kazası ile benzerlik gösterdiği dile getirilmişti. Reuters'da yer alan haberde, konunun şimdilik tehlike arz etmediği aktarılmıştı.\n\n1986 yılında o dönem SSCB'ye bağlı Ukrayna'da Çernobil Nükleer Santrali patlamış ve SSCB bunu uzun süre gizlemişti. Ortaya çıkan nükleer serpinti ise onlarca farklı ülkeye yayılmış, çeşitli sağlık sorunlarına yol açmıştı.\n\nBREAKING - Sensors in Sweden have detected a rise in nuclear particles from somewhere near on or near the Baltic Sea. The Stockholm monitoring station detected 3isotopes; Cs-134, Cs-137 & Ru-103 associated with nuclear fission at higher than usual levels. pic.twitter.com/tkLsMqZK62\n\n— Disclose.tv ?? (@disclosetv) June 27, 2020\n\nNükleer Patlama Korkusu Sonrasında Rusya'dan Açıklama\n\nKremlin Sözcüsü Dmitry Peskov konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Moskova'nın Baltık Denizi'nde nükleer parçacıklae tespit edilmesiyle ilgili bilgi sahibi olmadığını söyledi. Peskov \"Biz son derece gelişmiş radyasyon seviyesi ölçüm cihazlarına sahibiz ve herhangi bir alarm durumu söz konusu değil. Bu bilginin nereden geldiğini bilmiyoruz\" dedi.\n\nNükleer Denemelerin Kapsamlı Yasaklanması Örgütü'nün yaptığı açıklamada Baltık Denizi çevresinde Cs-134, Cs-137 ve Ru-1033 izotopları tespit edildiği, ancak bunların insan sağlığını tehdit edecek düzeyde olmadığı belirtilmişti.\n\nÖrgüt yöneticisi Lassina Zerbo, konuya ilişkin Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, söz konusu nükleer parçacıkların geldiği tahmin edilen bölgeyi harita üzerinde göstermişti. Haritada Danimarka, Norveç, İsveç'in bir kısmı, Finlandiya ve Rusya'nın St. Petersburg şehri de yer aldı.\n\nYakın zaman önce nükleer enerji üretiminde Rusya'nın birinci sırada olduğu haberini sizlere aktarmıştık. Rus nükleer tesislerinin daha yoğun çalışmaya başlaması sonrasında, parçacık sayısının artmış olabileceği de yapılan tahminler arasındaydı.\n\nKaynak: Tamindir", "ZONGULDAK'ın Ereğli ilçesinde, koronavirüs salgınına yönelik alınan tedbirler kapsamında evden çıkmaları kısıtlanan 65 yaş ve üstü 7 kişiye 392'şer lira ceza uygulandı.\n\nEreğli Kaymakamlığı, 65 yaş ve üstü vatandaşların sokağa çıkmaması için alınan tedbirler kapsamında denetimlerini sürdürüyor. Tespit edilen 7 vatandaşa Kabahatler Kanunu’na göre 392'şer lira para cezası kesildi. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, sokağa çıkmaları yasaklanan 65 yaş ve üstü vatandaşlara idari para cezası uygulamaya başladıklarını belirterek, \"65 üstündeki vatandaşlarımıza idari para cezası kesmeye başladık. 7 kişiye cezai yaptırım uyguladık. Biz artık sokakta gördüğümüz 65 yaş üstü vatandaşımıza para cezası keseceğiz. Tabii ki vatandaşımıza ek bir külfet gelmesini istemiyoruz. Ama diğer vatandaşlarımızı da korumak zorundayız\" dedi.", "Önerilere uyun, bayramda kilo almayın Özlenen tatları mümkün olduğunca haftalara dağıtarak yemek gerektiğini söyleyen Liv Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Şahin bayramı kilo almadan geçirmenin püf noktalarını anlattı.\n\nRamazan Bayramı'na sayılı günler kaldı. Bir ay süren iftar ve sahur düzeninden sonra bayram sabahı tatlılar, hamur işleri, kızartmalardan oluşan enfes bir kahvaltı sizi bekliyor olacaktır.\n\nOruç süresince 2 öğüne hatta bazen 1 öğüne alışan metabolizmanız bu süreçte yavaşlamış olacak. Ramazan Bayramı'nda beslenme alışkanlığınız eğer yanlış yönde ilerlerse kilo almanıza sebep olabilir. Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Peki bu dönemde nelere dikkat etmeliyiz?\n\n- Bayramın birinci gününde yapılacak ilk kahvaltı öğününde yağlı ve hamur işi gıdalar tüketilmemelidir. Bunun yerine haşlanmış yumurta, peynir, zeytin, domates, salatalık ve çiğ sebzelerden oluşacak hafif bir kahvaltı tercih edilmelidir. Her ne kadar pide ve beyaz ekmekler çekici gelse de kan şekerinizi dengede tutmak ve sindirim sorunu yaşamamak için tam buğday ya da çavdar ekmeği tercih edebilirsiniz.\n\n- Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine porsiyon kontrolü ile sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilebilir.\n\n- Yediğiniz besinleri daha çok çiğneyerek yemek sonrası oluşabilecek şişkinlik ve hazımsızlığın önüne geçebilirsiniz.\n\n- Bayram sofraları için yüksek hacimli fakat düşük kalorili besinler seçilmelidir. Kızartma, kavurmalar yerine ızgara, fırın ve haşlama pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.\n\n- Porsiyon kontrolünü sağlayabilmek için bir tabak hayal edin ve bu tabağı 4 parçaya bölün, yarısına sebze yemeği veya salata, diğer yarısının bir bölümüne tam buğday ekmeği, bulgur pilavı, kepekli makarna gibi sağlıklı tahıllar diğer bölümüne ise balık, et, tavuk, baklagiller gibi protein kaynaklarına yer verin.\n\n- Bayram boyunca çay, kahve ve meşrubat tüketiminin artmasıyla, su tüketimi unutuluyor. Ramazan çıkışı yavaşlayan metabolizmamızı canlandırmak için günde en az 2-2.5 lt su tüketilmelidir.\n\nKaynak: Bültenler", "Beşparmak derbisinde, Esentepe ile Görneç izleyenlere keyif veren bir futbol ortaya koyarak, 2-2 berabere kaldılar\n\nRichard BEALE\n\nK-PET Birinci Ligin 19. Haftasında, Erdal Barut Stadında, Hüseyin Eyyüpler’in yönettiği maçta, Esentepe ile Görneç, 2-2 berabere kalarak 1’er puanı hanelerine yazdırdılar.\n\nBeşparmak derbisinde, Esentepe ile Görneç izleyenlere keyif veren bir futbol ortaya koyarak, 2-2 berabere kaldılar. Esentepe maça hızlı başlarken, 3. Dakikada Eray ile 1-0 öne geçti. İlk 20 dakika boyunca üstün olan Esentepe karşısında kaleci Ferhat’ın kurtarışlarıyla ayakta kalan Görneç, oyunu dengeledi. 41. ve 45. dakikada golcü İrfan’ın golleriyle de devre 1-2 sona erdi.\n\nİkinci devre tamamen Esentepe kontrolünde geçerken, 80. Dakikada Ali Kafadar’ın kafa golüyle de maç 2-2 sona erdi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Isparta'da tahliye olan umreci sayısı 472'ye ulaştı Isparta'da tahliye olan umreci sayısı 472'ye ulaştıUMRE dönüşü yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında Isparta'da karantina süreci tamamlananlar evlerine gönderiliyor.\n\nIsparta'da tahliye olan umreci sayısı 472'ye ulaştı\n\nUMRE dönüşü yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında Isparta'da karantina süreci tamamlananlar evlerine gönderiliyor. Test sonuçları pozitif çıkan, uygulanan tedavi sonucu iyileşen 39 kişi daha memleketlerine gönderildi. Kentten bugüne kadar tahliye edilen umreci sayısı 472'ye ulaştı.\n\nSuudi Arabistan'dan umre ziyareti dönüşü 16 Mart tarihinde Isparta Murat Hudavendigar Erkek Öğrenci Yurdu'nda karantinaya alınan 586 kişiden, testleri negatif çıkanlar memleketlerine gönderilmeye devam ediyor. Kentten tahliye olan umrecilerin sayısı her geçen gün artıyor.\n\nTestleri pozitif çıkan ancak uygulanan tedavisi sonucu iyileşen 39 umreci daha dün tahliye edildi. Isparta Murat Hudavendigar Erkek Öğrenci Yurdu'na gelen 2 otobüsle 39 umreci Konya, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa'ya gönderildi. Memleketlerine gönderilen umreciler, evlerinde 14 gün daha izole olacak. Dün evlerine gönderilen 39 kişi ile birlikte Isparta'da tahliye edilen umreci sayısı 472'ye ulaştı. 110 umrecinin de test sonuçlarına göre önümüzdeki günlerde tahliye edileceği kayldedildi.\n\nKaynak: DHA", "pos": ["Karantina süresi dolan 293 umre yolcusu, memleketlerine gönderildi ISPARTA'da umre dönüşü koronavirüs önlemleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutulan 586 kişiden yapılan testleri negatif çıkan 293'ü memleketlerine gönderilmeye başlandı.\n\nISPARTA'da umre dönüşü koronavirüs önlemleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutulan 586 kişiden yapılan testleri negatif çıkan 293'ü memleketlerine gönderilmeye başlandı.\n\nSuudi Arabistan'daki umre ziyareti dönüşü 16 Mart tarihinde Isparta Murat Hudavendigar Erkek Öğrenci Yurdu'nda karantina altına alınan 586 umre yolcusunun, 14 günlük karantina süresi dün tamamlandı. Hafta sonu umreden dönen vatandaşlara koronavirüs testleri yapıldı. Yapılan testlerde sonuçları negatif çıkan 293'ünün memleketlerine gönderilmesine karar verildi.\n\nKarantina süresi dolan umre yolcuları bugün otobüslerle memleketlerine gönderilmesi için işlemler başlatıldı. Valizlerini hazırlayan vatandaşlar için 15 yolcu otobüsü hazırlandı. Otobüsler görevliler tarafından dezenfekte edilirken, şoförlere de özel kıyafetler giydirildi. Vatandaşlar yurttan görevliler eşliğinde alınarak otobüslere bindirildi. Her otobüse 23 kişi olacak şekilde bindirilen vatandaşlar, Konya başta olmak üzere Kahramanmaraş, Diyarbakır ve Şanlıurfa'ya doğru yola çıkmaya başladı. Gün içerisinde gönderim işlemlerinin süreceği belirtilirken, isteyen vatandaşların ise kendi imkanlarıyla memleketlerine gitmelerine izin verileceği kaydedildi. Otobüslerin geçeceği güzergahtaki tüm il valilikleri ve kaymakamlıklar da uyarıldı.BAZILARININ SONUCU POZİTİF ÇIKTI\n\nDiğer yandan, yurtta kalan vatandaşlardan bazılarının testlerinin pozitif sonuçlandığı, bunların karantina sürelerinin uzatıldığı ve tedavilerinin ardından yeniden test yapılarak, sağlık durumlarına göre memleketlerine gönderilecekleri belirtildi.\n\nKaynak: DHA"], "neg": ["Son Dakika | Yolcusunu darbeden taksici hakkında iddianame düzenlendi Son dakika habere göre Taksim'de aracına aldığı yabancı uyruklu kadın yolcu ile önce tartışan ardından darb ettiği ve yol ücretini aldığı iddia edilen taksi şoförü hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle...\n\nTaksim'de aracına aldığı yabancı uyruklu kadın yolcu ile önce tartışan ardından darb ettiği ve yol ücretini aldığı iddia edilen taksi şoförü hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame hazırlandı.\n\nİstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 24 Şubat 2020'de taksi s¸oförü olan şüpheli Cengiz Kabak'ın sevk ve idaresindeki 34 TDH 90 plaka sayılı ticari taksi ile Dolapdere Caddesi'nden Taksim istikametine seyir halinde bulunduğu, bu sırada Fas uyruklu kadın müs¸teki Chaımae Hamdı'yı yol üzerinden aldığı belirtildi.\n\nKasımpas¸a Sosyal Tesisleri mevkisinde yer alan ıs¸ıklarda trafik yogˆunlugˆu sebebiyle şüpheli Cengiz Kabak ile müs¸teki Chaımae Hamdı'nın tartıs¸maya bas¸ladıgˆı, tartıs¸manın kavgaya dönüs¸tügˆü anlatılan iddianamede, araç içerisindeyken şüpheli Cengiz Kabak'ın, müs¸teki Chaımae Hamdı'ya s¸oför koltugˆundan arkaya uzanarak elinin tersiyle vurdugˆu, bunun üzerine müs¸tekinin taksi ücretini ödemeksizin araçtan indigˆi ifade edildi.\n\nMüs¸teki Hamdı'nın araçtan inmesi sonrasında şüpheli Cengiz Kabak'ın da araçtan inerek müs¸tekinin pes¸inden taksi ücretinin tahsili amacıyla gittigˆi aktarılan iddianamede, müştekinin beyanında, şüphelinin kendisinin arkasından gelerek kendisini yere yatırdığını, bogˆazını sıktıgˆını, ayagˆını gögˆüs kısmına dayadıgˆını ve yumruk attıgˆını söylediği kaydedildi.\n\nİddianamede, yaşanan olaylar sonrasında ise şüpheli Kabak'ın müştekiden aldığı parayla aracına binerek olay yerinden uzaklaştığı ve müs¸teki Chaımae Hamdı'nın alınan doktor raporu uyarınca basit tıbbi müdahale ile giderilebilir ve hayati tehlike geçirmeyecek biçimde yaralandıgˆı belirtildi.\n\nKamera görüntüleri detayları iddianamede yer aldı\n\nTicari taksinin araç içi ve araç önü kamera görüntülerinin incelendiği belirtilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi:\n\n\"Görüntülerde şüpheli ile müşteki arasında tartışma yaşandığının açık bir şekilde fark edildiği, tartıs¸ma sırasında s¸üpheli Cengiz Kabak'ın elinin tersi ile müs¸teki Chaımae Hamdı'ye vurdugˆu ve araç dıs¸ındaki kamera görüntülerinde ise olay anını gösterir bir görüntü olmamakla birlikte s¸üpheli Cengiz Kabak'ın müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gittigˆi anlaşılmıştır.\"\n\nHer he kadar müs¸teki Chaımae Hamdı ifadesinde s¸üpheli Cengiz Kabak'ın kendisini kolundan tutarak zorla taksiden indirdigˆini beyan etmis¸ ise de incelenen kamera görüntüleri uyarınca müs¸teki Chaımae Hamdı'nın, s¸üpheli Cengiz Kabak'ın kendisine araç içerisinde vurması sonrasında es¸yalarını da toplayarak kendiligˆinden araçtan indigˆinin belirlendigˆi anlatılan iddianamede, bu haliyle müs¸teki Chaımae Hamdı'nın bu beyanına itibar etme olanagˆının bulunmadıgˆı değerlendirildi.\n\nMüştekinin taksiden inmesi sonrasında s¸üpheli Cengiz Kabak'ın, müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gittigˆi, kamera görüntüleri uyarınca elinde para ile geri dönerek aracına bindigˆi ifade edilen iddianamede, s¸üpheli Cengiz Kabak'ın taksi ücretinin tahsili amacıyla müs¸teki Chaımae Hamdı'nın pes¸inden gitmesi ile s¸üpheli Cengiz Kabak'ın eylemlerinin hukuki alacagˆının tahsili amacıyla yagˆma suçunu olus¸turdugˆu değerlendirilmesinde bulunuldu.\n\nİddianamede, şüpheli Cengiz Kabak hakkında \"hukuki alacağını tahsil etmek amacıyla yağma yapmak\" ve \"basit yaralama\" suçlarından 8 aydan 2 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.\n\nBaşsavcılıkça onaylanan iddianame, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.\n\nÖte yandan savcılık tarafından müşteki Chaımae Hamdı hakkında \"hakaret\" ve \"basit yaralamaya teşebbüs etme\" suçlarından \"şüpheli\" sıfatıyla açılan soruşturmada ise takipsizlik kararı verildi.\n\nTakipsizlik kararında, \"Müştekinin (Cengiz Kabak) iddia ettiği suçların işlediğine dair, sair delillerle ve kamu tanıklarının anlatımları ile doğrulanamayan soyut iddiasından başka kamu davasının açılmasını gerektirecek nitelikte yeterli delil elde edilemediği tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmıştır\" denildi.\n\nKaynak: AA", "Aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarıyla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar ve alınan önlemler sonuç vermeye başladı. 2020 yılının ilk 3 ayında kadın cinayetlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında düşüş yaşandı.\n\nTürkiye’nin kanayan yarası olan aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarının engellenmesine yönelik 2019 yılında tedbirler hayata geçirilmişti. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının ortak imzasıyla 75 maddelik \"2020-2021 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı\" yürürlüğe girmiş, yine İçişleri Bakanlığı da 2020 yılının ilk gününde bu konuda adlığı önleyici ve koruyucu tedbirleri içeren genelgeyi 81 il valiliğine göndermişti. Tüm bu tedbirler, yapılan bilgilendirme faaliyetleri, yürütülen eğitimler sonuç vermeye başladı. 2020 yılının ilk 3 ayında kadın cinayetleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında azaldı. 2019’un ilk üç ayında 82 kadın cinayeti meydana gelirken, bu yılın aynı döneminde 64 kadın cinayeti meydana geldi.\n\nŞİDDET MAĞDURLARINA KARŞI ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARI YÜZDE 82 ARTTI\n\nŞiddet mağduru kadınların daha etkin korunması için 6284 sayılı Kanun'a istinaden kolluk tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbir kararı verilebiliyor. Bu kapsamda 2019’un ilk 3 ayında şiddet uygulayanlara yönelik 94 bin 852 önleyici tedbir kararı verilirken, bu yıl bu karar yüzde 66 artarak 157 bin 367 oldu. Yine şiddet mağdurlarına yönelik 2019 yılının ilk üç ayında 11 bin 419 koruyucu tedbir kararı verilirken, 2020 yılının aynı döneminde yüzde 82‘lik artışla 20 bin 784 tedbir kararı verildi.\n\n2019 yılı Kasım ayı ile 2020 yılı Mart ayını kapsayan 5 aylık dönemde Polis Merkezi Amirliklerinde ve jandarma karakollarında görev yapan 107 bin 419 kolluk personeline \"aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele\" konusunda eğitim verildi. Söz konusu eğitimlere Covid-19 sebebiyle uzaktan eğitim modeliyle devam ediliyor. 2020 yılı sonuna kadar 250 bin kolluk personeline daha eğitim verilmesi planlanıyor. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde 6284 sayılı Kanun kapsamında yürütülen tüm iş ve işlemlerin il/ilçe düzeyinde tek elden takibinin yapılması amacıyla il düzeyinde kuruluşu bulunan \"Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği\" ilçe düzeyine de yaygınlaştırıldı. Bu kapsamda büro amirliği sayısı 81’den bin 5'e çıkartılarak, yaklaşık 5 bin personel ile daha etkin ve verimli hizmet verilmeye başlanıldı.\n\nKADES’İ 437 BİN 272 KİŞİ İNDİRDİ\n\n24 Mart 2018 tarihinde hizmete giren \"Kadın Acil Destek (KADES)\" uygulamasını bugüne kadar 437 bin 272 kişi indirdi. 25 bin 882 kadın, acil durumlarda uygulamayı kullanarak ihbarda bulundu.", "İflas noktasındaki kulüplerin satışlarının gündemde olduğu belirtiliyor.\n\n\n\n\n\nBorçlar nedeniyle ağlamamak için kendini zor tuttuğunu söyleyen Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, “Elektrik faturasını ödeyecek paramız yok” diyerek, kulübün tüm gelirlerine bankaların el koyduğunu açıkladı.\n\n\n\n\n\nTürkiye Bankalar Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte kulüplerin çeviremedikleri borçlarını yapılandırmak için harekete geçmişti. Bu uygulamaya gelen eleştiriler için konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Bankaların ortaya koyduğu uygulama bellidir, isterse bir şirketin bütün mal varlığına el koyar” diyerek, gerekirse kulüplerin satılabileceğini açık bir şekilde ifade etmişti.\n\n\n\n\n\nPatronlar Dünyası'nda yer alan habere göre artık, faturasını dahi çeviremeyen kulüplerin satışı için tüm ortam hazır olduğu görüşü dile getiriliyor.\n\n\n\n\n\nHaberde aktarılana göre iş dünyası kulislerinde konuşulan konu, Çin'den mi, Rusya'dan mı yoksa Körfez ülkelerinden mi futbol kulüplerine yatırımcı geleceği üzerine…\n\n\n\n\n\nBorç yapılandırmada bir tarafta dört büyük takım içinde mali olarak bir anda parlayan Trabzonspor varken, diğer tarafta Beşiktaş gibi elektrik borcunu dahi ödeyemeyecek duruma gelen takımlar yer alıyor.\n\n\n\n\n\nTürkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Bankalar Birliği'nin yaptığı işbirliği ile kulüplerin düze çıkacağı varsayılıyordu. Ama gelinen noktada bu uygulamanın pek çok kulübe yaramadığı görüldü.\n\n\n\n\n\nBunda en önemli neden, devletin kulüpleri kurtarırken hepsine eşit mesafede bulunmaması. Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, 50 milyon Euro borçlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğiyle kapatıldığını açıklamıştı.\n\n\n\n\n\nBu borcun nasıl kapatıldığı ise halen bilinmiyor. Örtülü ödenekten bu paranın verildiği iddialar arasında…\n\n\n\n\n\nBankalar Birliği'nin de borçları hangi şartlarda yapılandırdığı kamuoyuna açıklanmıyor.\n\n\n\n\n\nStat yapımı sırasında verilen destekler, bakanların açık beyanları, iş ve futbol dünyasında Trabzonspor'un kollandığı eleştirini de artırıyor.", "Av. Fatma Kaplan Hürriyet başkanlığında tüm birimleriyle koronavirüs mücadele çalışmalarına devam eden İzmit Belediyesi, kentte yaşanan olumsuz durumlar karşısında da hemen harekete geçiyor. Geçtiğimiz günlerde Topçular Mahallesi Düz Sokak üzerinde istinat duvarı çökmesinin ardından İzmit Belediyesi hemen müdahalede bulunarak istinat duvarının yeniden inşa edilmesi çalışmalarına başladı.\n\nTEHLİKENİN ÖNÜNE GEÇİLDİ\n\nİstinat duvarının çökmesiyle birlikte sokak üzerinde güvenlik önlemleri alan İzmit Belediyesi ekipleri yapılan incelemelerin ardından vatandaşlar için tehlike yaratan istinat duvarı için çalışmalara başladı. Bu kapsamda Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri istinat duvarının yeniden inşa edilmesi çalışmalarına başladı. Çalışmaların kısa sürede tamamlanacağı belirtildi.", "NASA Genel Denetim Ofisi tarafından hazırlanan ve internet sitesinde yayımlanan raporda, NASA’nın Artemis adını verdiği görev kapsamında sürdürülen Uzay Fırlatma Sistemi (Space Launch System-SLS) programının maliyet ve teknik aksaklıklarla mücadele ettiği kaydedildi.\n\n\n\nMevcut sorunların NASA’nın iddialı hedeflerini etkileyebileceğine işaret edilen raporda, “SLS'yi geliştirmek ve inşa etmek için ana unsur sözleşmelerinin her biri, 2 milyar dolarlık maliyet aşımlarına ve en az 2 yıllık program gecikmelerine neden olan çok sayıda teknik zorluk ve performans sorunu yaşamaktadır.” ifadeleri kullanıldı.\n\n\n\nTOPLAM MALİYET\n\n2020 mali yıl sonuna kadar NASA’nın söz konusu program için 17 milyar dolardan daha fazla harcama yapacağı belirtilen raporda, “Ay iniş programını hızlandırmak gibi büyük bir çabanın ilk beklenenden daha zor ve pahalı olduğu kimseyi şaşırtmamalıdır.” ifadelerine yer verildi.\n\nRaporda, 2010 yılında başlanılan SLS programında ilk hedefin 2016 olarak planlandığı, gecikmelerden dolayı tarihin sürekli değiştiği ve en son konulan 2024 yılı hedefinin de 2 yıl ertelenebileceği kaydedildi.\n\nNASA’nın, Artemis görevi kapsamında 2024 yılına kadar Ay'a insanlı seferler düzenlemeyi amaçladığı, 2028 yılına kadar sürmesi planlanan seferlerin ardından Ay yörüngesinde bir uzay istasyonu kurulmasının ve burasının basamak olarak kullanılarak Mars'a insanlı seferler düzenlenmesinin hedeflendiği açıklanmıştı.\n\nNASA EFSANEVİ FOTOĞRAFI GÜNCELLEDİ"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "ABD Başkanı Donald Trump, eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın yakında çıkacak kitabında geçtiği belirtilen \"Trump, Ukrayna yardımını Joe Biden ve oğlu hakkındaki soruşturmalara bağladı\" iddialarını yalanladı.\n\nDün Amerikan kamuoyunun gündemine düşen ve geniş şekilde tartışılan Bolton'ın kitabıyla ilgili haberler hakkındaki yorumu sorulan Trump, kitabın kopyasını henüz görmediğini söyledi.\n\nTrump, \"Kitabın taslağını henüz görmedim ama orada söylenen şeyler doğru değil.\" değerlendirmesini yapmakla yetindi.\n\nKonuyla ilgili Twitter hesabından da paylaşımda bulunan Trump, \"John Bolton'a asla, 'Ukrayna yardımı Biden'lar dahil Demokratlara yönelik soruşturmaya bağlı' demedim. Kendisi görevden alındığı zaman da böyle bir şeyden bahsetmemişti. Eğer şimdi bunu söylüyorsa sadece kitabının satması içindir.\" ifadelerini kullandı.\n\nNew York Times gazetesi, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın yeni çıkacak kitabında, Trump'ın siyasi rakibi Joe Biden ve oğluna yönelik soruşturma açılana kadar Ukrayna'ya askeri yardımı dondurmak istediğini yazdığını iddia etmişti.\n\nDemokratlar Bolton'ın Senatoda halen devam eden azil yargılamasında tanık olarak dinlenmesi gerektiği yönünde açıklamalar yaparken, Cumhuriyetçilerden ise karışık mesajlar gelmişti.\n\nBazı Cumhuriyetçiler Bolton'ın kitabıyla ilgili haberlerin iddia olmaktan öte bir anlam taşımadığını savunmuş, bazıları ise Bolton'ın tanık olarak çağrılmasından yana olduklarını açıklamıştı.\n\nTrump'a yönelik azil süreci\n\nTemsilciler Meclisi Başkanı Demokrat Nancy Pelosi, 24 Eylül 2019'da \"ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verdiği\" ve \"Başkanlık yeminine ihanet ettiği\" gerekçesiyle Trump'a yönelik azil soruşturması başlatıldığını açıklamıştı.\n\n25 Temmuz'da Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, rakibi Joe Biden ve ailesini soruşturması karşılığında ABD'nin ülkesine askeri yardımı serbest bırakacağını söylediğini savunan Pelosi, bunun Anayasaya aykırı olduğunu iddia etmişti.\n\nBeyaz Saray ise 25 Eylül'de Trump-Zelenskiy görüşmesinin dökümünü yayımlayarak, Ukrayna'ya yardımlar ile görüşme arasında ilişki bulunmadığını savunmuştu.\n\nTemsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde 13-21 Kasım'da kamuya açık oturumlar düzenlenmiş; Dışişleri, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Pentagon'dan toplam 12 yetkili bu süreçte ifade vermişti.\n\nArdından İstihbarat Komitesi hazırladığı 300 sayfalık raporu 3 Aralık'ta Adalet Komitesine sunmuş, Adalet Komitesi yaptığı iki oturumun ardından 13 Aralık'ta azil maddelerini onaylayarak dosyayı Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna göndermişti.\n\nTemsilciler Meclisi Genel Kurulunda 18 Aralık'ta yapılan oylamada, Trump'a yönelik \"görevini kötüye kullanmak\" ve \"Kongre'nin işleyişini engellemek\" suçlamaları kabul edilmişti.", "pos": ["ABD Senatosunda devam eden Trump'ın yargılanma sürecinde, iddia ve savunma makamlarının 3'er gün süren açılış sunumlarının ardından yeni bir aşamaya geçildi.\n\nSenatörlerin toplam 16 saat boyunca iddia ve savunma makamlarına sorularını yöneltme imkanı bulacakları soru-cevap bölümü, yerel saatle 13.00'te başladı. Soru-cevap bölümü iki günde 8'er saat üzerinden gerçekleştirilecek.\n\nYeni tanıkların çağrılıp çağrılmayacağı konusu ilk bölüme damgasını vururken, eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın yakında piyasaya çıkacak kitabında yer aldığı iddia edilen Ukrayna bölümü, tartışmaların odağına yerleşti.\n\nDemokrat senatörler ve savcı vekiller, Bolton'ın Senatodaki duruşmalara tanık olarak çağrılması gerektiği konusunda mutabık iken, Trump'ın avukatları ise söz konusu adımın gereksiz olduğu görüşünü savunuyor.\n\nNew York Times gazetesi, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın yeni çıkacak kitabında, Trump'ın siyasi rakibi Joe Biden ve oğluna yönelik soruşturma açılana kadar Ukrayna'ya askeri yardımı dondurmayı istediğini yazdığını iddia etmiş, Trump ise iddiayı yalanlamıştı.\n\n- TRUMP'A YÖNELİK AZİL SÜRECİ\n\nTemsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 24 Eylül 2019'da \"ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verdiği\" ve \"Başkanlık yeminine ihanet ettiği\" gerekçesiyle Trump'a yönelik azil soruşturması başlatıldığını açıklamıştı.\n\nPelosi, 25 Temmuz'da Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, rakibi Joe Biden ve ailesini soruşturması karşılığında ABD'nin ülkesine askeri yardımı serbest bırakacağını söylediğini ve bunun anayasaya aykırı olduğunu iddia etmişti.\n\nBeyaz Saray ise 25 Eylül'de Trump-Zelenskiy görüşmesinin dökümünü yayımlayarak, Ukrayna'ya yardımlar ile görüşme arasında ilişki bulunmadığını savunmuştu.\n\nTemsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde 13-21 Kasım'da kamuya açık oturumlar düzenlenmiş; Dışişleri, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Pentagon'dan toplam 12 yetkili bu süreçte ifade vermişti.\n\nArdından İstihbarat Komitesi hazırladığı 300 sayfalık raporu 3 Aralık'ta Adalet Komitesine sunmuş, Adalet Komitesi yaptığı iki oturumun ardından 13 Aralık'ta azil maddelerini onaylayarak dosyayı Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna göndermişti.\n\nTemsilciler Meclisi Genel Kurulunda 18 Aralık'ta yapılan oylamada, Trump'a yönelik \"görevini kötüye kullanmak\" ve \"Kongre'nin işleyişini engellemek\" suçlamaları kabul edilmişti.\n\n(AA)"], "neg": ["HABERTURK.COM\n\nAK Parti'de eski Genelkurmay Başkanı Emekli Org. İlker Başbuğ'un açıklamaları sonrası toplantı yapıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan Mustafa Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır\" dedi.\n\nAK Parti avukatları, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi.\n\nDilekçede Başbuğ'a askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin sözleri nedeniyle \"hakaret\" suçlamaları yöneltildi. Dursun Çiçek'e ise iftira suçlaması yöneltildi.\n\nSuç duyurusu dilekçesinde, söz konusu teklifin imzacıları arasında Mustafa Elitaş ve Bekir Bozdağ dahil, 6 isim müşteki olarak yer aldı.\n\nAK Parti Genel Merkezi önünde açıklama yapan Elitaş, dilekçenin bugün verileceğini açıkladı. Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır. İftira ve hakaret suçundan olacak diye biliyorum. Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın olmak üzere 6 kişi olarak suç duyurusu olacak\" ifadelerini kullandı.\n\nElitaş sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Parlamentoya vesayet koyma heveslilerinin gayretidir. CHP destekledim, desteklemedim diyor ama bir konu komisyonda konuşulur ve en sonunda TBMM'de konuşulur. TBMM'de evet oyu verildikten sonra o önerge TBMM'nin olmuştur. Şu anda parlamenter olan arkadaşlarımızın bu işi çok iyi düşünmesi gerekir. Türkiye parlamentoların kapatıldığı, feshedildiği, bombalandığı nadir ülkelerden biridir. Parlamentoyu susturmak, itibarsızlaştırmak için bir hareket olduğunu arkadaşlarımızın görmesi gerekir. 1960'tan beri yaşanan budur. 12 Eylül budur, 28 Şubat budur... Darbe ile CHP iktidarının eş değer olduğunu hatırlatan günlere gitmiş olur. Geçmişte CHP Genel Merkezi'ni uyaranlar, şimdi de CHP Genel Merkezi'ni aramıştır.\"\n\nÖZGÜR ÖZEL'DEN YANIT\n\nCHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında basın toplantısı düzenledi. Özel, \"O imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi\" dedi.\n\nCHP'li Özgür Özel, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek AK Parti'nin İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunması ve FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında açıklamalar yaptı. Özel şunları söyledi:\n\n\"Önerge altında imzası olanlar, 'İmzamın arkasındayım' diyor. Attığı imzanın manasını tartışacağız. Elitaş, 'CHP'nin haberi vardı' diyor. Ben CHP tarafından olan herkesle görüştüm. Video kayıtlarını inceledik, arşiv taraması yaptık. Durumumuzu, pozisyonumuzu tarif edebilecek durumdayız. FETÖ'nün haber ajansı diye kapatılan Cihan Haber Ajansı'nda tüm haberler var.\n\nElimizde 7 Ocak 2009 tarihli bir kanun tasarısı var. Altında Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var. Son sayfasında bütün bakanların imzası var. Bu kanun teklifi kamuoyuna ve siyasi muhataplarına 'AB yasalarıyla uyumdur' diye alıyor. Böyle bir ziyaret yapıyorlar.\n\nKanun 250'nci maddedeki uyuşturucuya, mal varlığını aklamayı da ekleyelim diyor. Meclis raconunda buna \"iz madde\" deniliyor. Recep Tayyip Erdoğan verdiği önergeyle 250'nci maddeyi tepsiye koyuyor. Genel Kurul'a geliyor. Bu planı kuranlar dışında herkes sanıyor ki uyuşturucu ile mücadelede hamle yapıyoruz sanıyor. Biz bütün AB yasalarına evet oyu vermişiz.\n\nAncak bu madde görüşülürken 00,50'de Meclis kapanıyor, 00.59'da Meclis açılıyor ve öneri geliyor. O sırada Ahmet Zeki Üçok Işık Evleri Operasyonu yapıyor. Bu yasayla bu imkan elinden alınıyor. Masada her şey yapılabilir maddeye önerge veriliyor. Burada yapılan değişiklikle İlker Başbuğ, 68 amiral ve general ile 125 albay yargılanıyor. Bu 125 albay yerine FETÖ'cüler yerleşiyor.\n\nCHP'nin Meclis kayıtlarından da baktığınızda bu 7'nci maddesine desteği olmadığı gibi yapılan işin bir iz madde konulup, \"hali dahil\"i, \"halinde\"ye çeviriyorlar. Verilen bilgi, alınan destek, yapılan operasyon bambaşka. Meselenin özü, kendisi bu. Anayasa Mahkemesi'ne gitmemiz de bu.\n\nO imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi.\"", "Adı Fenerbahçe ile anılan Manuel Pellegrini'nin menajeri Jesus Martinez, 10 gün içinde sarı-lacivertli kulüple görüşeceklerini söyledi.\n\nTeknik direktör Ersun Yanal ile yolların ayrılmasının ardından uzun süredir yeni hoca arayışlarını sürdüren Fenerbahçe'nin, Şilili teknik direktör Manuel Pellegrini ile ilgilendiği öğrenilmişti.\n\nTecrübeli teknik adamın menajeri, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.\n\n''10 GÜN İÇİNDE F.BAHÇE İLE GÖRÜŞECEĞİZ''\n\nSarı-lacivertlilerin Pellegrini ile görüşmek istediklerini belirten Martinez, ''10 gün içerisinde Fenerbahçe ile planlanmış bir görüşmemiz olacak. Manuel Pellegrini Türkiye'yi, taraftarları ve kulübü çok beğeniyor.'' ifadelerini kullandı.\n\n''FENERBAHÇE'NİN TEKLİFİ VAR''\n\nÖte yandan Kanarya'nın Pellegrini'ye teklif yaptığını da belirten menajer Martinez, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:\n\n''Fenerbahçe'nin Pellegrini teklifi var. Fenerbahçe ile ilgili olan olay şöyle; Fenerbahçe, Manuel'in şu anda takımın başına geçmesini istedi ancak içinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle bu gerçekleşemedi. Şili'den şu anda ayrılamaz. Ayrıca Türkiye Ligi'nde 7-8 maç kaldı, böyle bir dönem için onun takımın başına geçmesi normal değil.''", "Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik, birçok bölgede yapılan düğün yemeği, kahvaltı programı, asker uğurlama, nişan gibi etkinliklerin koronavirüs vaka sayısını artırdığını söyledi. Çelik, \"Hastanemizde günde 2 pozitif vakamız varken şimdi 30 ile 40 vaka arasına çıktık\" dedi.\n\nNormalleşme sürecini değerlendiren Prof. Dr. İlhami Çelik, pandemide en önemli unsurun vatandaşın kendisi olduğunu, ancak tedbirlere uyulmadığını söyledi.\n\nÇelik, \"Toplum nasıl hareket ederse ona göre yol alırsınız. Her insanın başına polis, jandarma ve bekçi dikemeyeceğinize göre insanlarımızın uyacağı kurallar var. 1 Haziran normalleşmenin başladığı süreydi. Biz bunu azaltırken 'yeni normal hayat' demiştik. Yeni normalden bahsederken de sizin eskiden olduğu gibi insanlarla tokalaşmak, yakın mesafede oturmak ve sarılmak gibi eylemleri yapmamanız gerekiyordu. Sosyal mesafeyi korumanız ve maskenizi asla çıkarmamanız gerekiyordu. El hijyeninize de dikkat etmeniz gerekiyordu. Maalesef bizler tedbirlere uymuyoruz. Koronavirüsten önceki yaşamımıza döndük. Sanıyorum ki bunlar yanlış anlaşıldı\" ifadelerini kullandı.\n\n'Vaka sayımız artıyor, çok dikkat etmemiz gerekiyor'\n\nBirçok bölgede yapılan düğün yemeği, kahvaltı programı, asker uğurlama, nişan gibi etkinliklerin vaka sayısını artırdığının altını çizen Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu:\n\n\"İnsanların kendi otokontrollerini yapması gerekiyor. Başkalarıyla bir araya geldiğiniz zaman mutlaka üç önlemi almanız gerekir. Biz düğünlerin dışarıda, açık alanlarda yapılması gerektiğini söyledik. Cenaze törenlerine gidiliyor. Orada kurallara uyulmadığını görüyoruz. Asker uğurlaması gibi görüntülere şahit olduk. Bunların eskiden yapılandan hiçbir farkı olmadığını söyleyebilirim. Bunlardan uzak durmazsak, sonuç kaçınılmazdır. Günde 2 pozitif vakamız varken şimdi 30 ile 40 vaka arasına çıktık. Dolayısıyla vaka sayımız artıyor, buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Zinciri bir yerden koparırsanız, bu çabanız boşa gidecek.\"\n\n'Maske bir aksesuar değil bir zorunluluk olmal'\n\nMaskenin kurallara uygun şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen Çelik, \"Maske takmanız yetmiyor, aynı zamanda maskeyi de kuralına göre takmanız gerekiyor. Medyada maskelerin nasıl takıldığını görüyoruz. Burnu açıkta bırakacak şekilde maske takılıyor. Bunların bir anlamı yok. Çünkü insanın en iyi nefes aldığı yer burnudur. Çoğumuz ağzımız açık nefes almayız. Burnun da temizleme fonksiyonları var. Bu yüzden burnumuzu kullanırız. Yemek yerken veya içerken maskenizi çıkarıyorsunuz ama başka insanlarla sosyal mesafenizi korumaz ve önünüze dönük nefes alıp verirseniz buradan bulaşması kaçınılmazdır. Maske bir aksesuar değil, bir zorunluluk olmalı ve kuralına uygun takılması gerekir\" dedi.\n\n'Toplu kahvaltı, doğum günü programı yapanlar var'\n\nKayseri'de karantina altında alınan konut sayısında artış olduğunu, son olarak tedavi altına alınan kişilerin toplu kahvaltı organizasyonundan geldiğini söyleyen Çelik, \"Kayseri'de son dönemde karantina altına alınan bir yerde komşular arası kahvaltı organizasyonu yapmışlar. Doğum günü kutlamasından dolayı yatan var. 'Bunlar yapılmasın' demiyoruz ama sosyal mesafe kuralları ve bilim kurulunun yayınladığı bir rehber var. Sizin nerede duracağınız ve aranızda ne kadar mesafe olacağına dair her şey belirtilmiş durumdadır. Kurallara uyamayacaksanız, sonuç kaçınılmazdır. İnsanlar mecburi sebeplerden dolayı karantinaya alınıyor. Pozitif olanları yatırıyoruz\" ifadelerini kullandı.", "Orduzu Pınarbaşı Göleti’nde gece saatlerinde bir otomobilin suya uçtuğunu görenlerin ihbarı üzerine bölgeye itfaiye ve sağlık ekipleri yönlendirildi.\n\nARAÇTA 4 KİŞİ BULUNUYORDU\n\nİçerisinde 4 kişinin bulunduğu otomobilden 2 kişi polis ve çevredeki vatandaşların yardımı ile göletten çıkarılırken, bir kişi ise Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Sualtı dalgıç ekibi tarafından suda donmak üzereyken son anda kurtarıldı.\n\nYaralı olarak kurtarılan 3 kişi hastaneye kaldırılırken, araç içerisinde bir kişinin daha olduğunu öğrenen ekipler arama çalışması başlattı. Gece ara verilen arama çalışmaları sabah günün ilk ışıkları ile yeniden başladı.\n\nCANSIZ BEDENİNE ULAŞILDI\n\nİtfaiye Daire Başkanlığı dalgıçlarının yaptığı çalışmalar sonucunda araçta bulunan 33 yaşındaki Pelin B.’nin cansız bedeni kıyıya yaklaşık 20 metre uzaklıkta bulundu. Genç kadının cansız bedeni dalgıçlar tarafından kıyıya çıkarılırken, suya batan araç da itfaiye ve AFAD ekiplerinin çalışması ile çıkartılabildi.\n\nOlayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.\n\n(İHA)", "Muratpaşa ilçesinde bulundan Kapalı Yol'a gelen 65 yaş üzeri vatandaşlar koronavirüs uyarılarına aldırmadı. Ağaç altlarında ve havuz kenarlarında yer alan banklarda oturan çok sayıda kişi, ağaçların üzerine asılmış 'Bankta oturma evde kal' uyarılarına kulak asmadı. Bazı kişilerin maske ve eldiven takarak koronavirüsten korunmaya çalıştığı gözlemlenirken, gençlerin sokakta olmayışı dikkat çekti. Kapalı Yol'da bulunan bir banka önünde ise vatandaşlar uzun kuyruk oluştu. Banka önünde 1 metre sosyal mesafesine uymayan vatandaşlar arasında bir kız çocuğun da sırada olması görenleri şaşırttı. (DHA)"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Gaziantep'te koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri nedeniyle evden çıkamadığı için şehit oğlunun mezarını görüntülü aramayla görebilen 69 yaşındaki Meliha Akcan, oğlunun şehadetinin 10. yılında İslahiye Kaymakamlığı tarafından şehitliğe götürüldü.\n\nMardin'in Kızıltepe ilçesinde 22 Nisan 2010'da teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan polis memuru Ömer Akcan'ın annesi Meliha Akcan, oğlunun düzenli olarak ziyaret ettiği İslahiye Şehitliğindeki mezarına gidemeyince diğer oğlu İsmet Akcan'dan yardım istedi.\n\nBunun üzerine İsmet Akcan geçen hafta kardeşinin kabrinin başına giderek annesini görüntülü arayıp mezarı görmesini ve dua etmesini sağladı.\n\nİslahiye Kaymakamlığı da anne Meliha Akcan'a sürpriz yaparak oğlunun şehadetinin 10. yılında şehitlik ziyareti yapmasını sağladı.\n\nKovid-19 tedbirleri kapsamında gerekli önlemleri alan İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri Akcan'ı Yeni Mahalle'deki evinden alarak İslahiye Şehitliği'ne götürdü.\n\nŞehidin mezarına gelen anne Akcan, oğlunun mezar taşındaki fotoğrafını öperek sevdi.\n\nAnne Akcan, \"Ben geldim oğlum. Ben geldim Ömer'im. Oğlum 10 yıl oldu. Ben geldim.\" diyerek gözyaşı döktü.\n\nDuygusal anlar yaşayan Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada \"Koronavirüs tedbirleri dolayısıyla şehit oğlumun mezarına gelemiyordum. Çok teşekkür ediyorum. Ben çok sevindim. Allah razı olsun hepsinden. Bugün benim oğlumun şehadet günü.\" diye konuştu.\n\nİlçe Müftülüğü görevlilerinin Kur'an-ı Kerim okumasının ve dualar edilmesinin ardından anne Akcan evine götürüldü.\n\nAA / Güncel", "pos": ["Anne Akcan, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 2010 yılında teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan oğlu Ömer Akcan'ın düzenli olarak ziyaret ettiği İslahiye Şehitliği'ndeki mezarına gidemeyince, diğer oğlu İsmet Akcan'dan yardım istedi.\n\nMezarlıkta olanları annesine izletti\n\nBunun üzerine İsmet Akcan kardeşinin kabrinin başına giderek annesini görüntülü aradı. Oğlunun mezarını bu sayede yine görme şansı bulan anne Meliha Akcan, dua etti. İsmet Akcan da kardeşinin mezarını suladı, dua okudu ve o anları da annesine izletti.\n\nFOTOĞRAF 8 Anne Akcan, Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 2010 yılında teröristlerce düzenlenen silahlı saldırıda şehit olan oğlu Ömer Akcan'ın düzenli olarak ziyaret ettiği İslahiye Şehitliği'ndeki mezarına gidemeyince, diğer oğlu İsmet Akcan'dan yardım istedi. Bunun üzerine İsmet Akcan kardeşinin kabrinin başına giderek annesini görüntülü aradı. Oğlunun mezarını bu sayede yine görme şansı bulan anne Meliha Akcan, dua etti. İsmet Akcan da kardeşinin mezarını suladı, dua okudu ve o anları da annesine izletti. İsmet Akcan annesini, Salgın bittikten sonra tekrar seninle ziyarete geleceğiz anne. diyerek teskin etmeye de çalıştı. Anne Akcan ise oğluna, Ben istiyorum ki her gün mezarına geleyim ama gelemiyorum. Sen oğluma söyle, ben gelemezsem sıkıntıya düşüyorum ama ne yapayım. dedi. İsmet Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, annesinin mezara gelemediği için çok üzüldüğünü belirterek şunları söyledi: Canı sıkılıyor, ağlıyordu. Annem 10 Nisan Polis Haftası'nda da şehitliğe gelemedi. Bu hafta 14-20 Nisan Şehitler Haftası, yine gelemedi. Böyle bir yöntem düşündük. Bu sayede annemin içi de rahatladı. Allah devletimizden razı olsun. İnşallah bu koronavirüs belasından da el birliğiyle kurtuluruz. Evden çıkamayınca şehit oğlunun mezarını \"görüntülü\" ziyaret etti Gaziantep'in İslahiye ilçesinde koronavirüs tedbirleri nedeniyle evden çıkamayan 69 yaşındaki Meliha Akcan, daha önce sürekli gittiği şehit polis memuru oğlunun mezarını, görüntülü aramayla ziyaret ederek dua okudu. İsmet Akcan, annesinin mezara gelemediği için çok üzüldüğünü belirterek, \"Canı sıkılıyor, ağlıyordu. Annem 10 Nisan Polis Haftası'nda da şehitliğe gelemedi. Bu hafta 14-20 Nisan Şehitler Haftası, yine gelemedi. Böyle bir yöntem düşündük. Bu sayede annemin içi de rahatladı. Allah devletimizden razı olsun\" dedi. BiP'te paylaş\n\nWhatsapp'ta paylaş\n\nPinterest'te paylaş\n\nFlipboard'da paylaş\n\nE-posta gönder\n\n'Salgın bittikten sonra seninle geleceğiz' diyerek telkin etti\n\nİsmet Akcan annesini, \"Salgın bittikten sonra tekrar seninle ziyarete geleceğiz anne.\" diyerek teskin etmeye de çalıştı.\n\nAnne Akcan ise oğluna, \"Ben istiyorum ki her gün mezarına geleyim ama gelemiyorum. Sen oğluma söyle, ben gelemezsem sıkıntıya düşüyorum ama ne yapayım.\" dedi.\n\nİsmet Akcan, gazetecilere yaptığı açıklamada, annesinin mezara gelemediği için çok üzüldüğünü belirterek şunları söyledi:\n\n\"Canı sıkılıyor, ağlıyordu. Annem 10 Nisan Polis Haftası'nda da şehitliğe gelemedi. Bu hafta 14-20 Nisan Şehitler Haftası, yine gelemedi. Böyle bir yöntem düşündük. Bu sayede annemin içi de rahatladı. Allah devletimizden razı olsun. İnşallah bu koronavirüs belasından da el birliğiyle kurtuluruz.\""], "neg": ["GEÇEN AY KİRA ARTIŞI NE KADARDI?\n\nTÜFE'de (2003=100) 2020 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %0,57, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,29, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,86 ve on iki aylık ortalamalara göre %13,33 artış gerçekleşti.\n\nHesaplama Örneği:\n\nMevcut kira bedeli: 1000 lira\n\nZam oranı: yüzde 13.33\n\nZam bedeli: 133 lira\n\nZamlı kira bedeli: 1.133 lira", "Sepaş Enerji aboneleri ek hizmet ücreti olmadan faturalarını ödeyebilecek Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce'deki Sepaş Enerji aboneleri,, \"Faturamatik Premium Hizmet Noktaları\"nda faturalarını ek hizmet ücreti olmadan faturalarını ödeyebilecek.\n\nKocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce'deki Sepaş Enerji aboneleri,, \"Faturamatik Premium Hizmet Noktaları\"nda faturalarını ek hizmet ücreti olmadan faturalarını ödeyebilecek.\n\nKocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce'de milyonlarca vatandaşın elektrik enerjisi ulaştıran Sepaş Enerji aboneleri fautra öderken ek ücret ödemek zorunda kalmayacak. Bu kapsamda Sepaş Enerji \"Faturamatik Hizmet Noktaları\"nın tüm yetkilerini \"Faturamatik Premium Hizmet Noktaları\"na devretti. Vatandaşlar, Faturamatik Premium Hizmet Noktaları\"nda faturalarını ödeyerek ek ücret vermek zorunda kalmayacak. 1 Haziran tarihinden itibaren Faturamatik Hizmet Noktaları'ndan yapılan ödemeler ise Sepaş Enerji güvencesi altında olmayacak.\n\nKonu ile ilgili Sepaş Enerji'den yapılan yazılı açıklamada, \"Faturamatik Ödeme Kuruluşu A.Ş ile devam eden iş birliğimizle ilgili sizleri bilgilendirmek isteriz. 1 Haziran 2020 tarihi itibarıyla, tüm 'Sepaş Enerji Yetkili Faturamatik Hizmet Noktalarıénın yetkileri, éFaturamatik Premium Hizmet Noktalarıéna devredilmiştir. Söz konusu tarihten itibaren, Kocaeli, Sakarya, Bolu ve Düzce'deki Sepaş Enerji aboneleri, fatura bedellerini ek hizmet ücreti olmadan Faturamatik Premium Hizmet Noktaları'ndan ödeyebileceklerdir. Faturamatik Premium Hizmet Noktaları'nın açık adreslerine, web sitemiz, 444 5 186 numaralı çağrı merkezimiz ve tüm Müşteri Hizmetleri Merkezimiz aracılığıyla ulaşabilecektir. 1 Haziran 2020 günüyle birlikte, Faturamatik Premium Hizmet Noktası dışında kalan faturamatiklerden gerçekleştirilen ödemelerin, Sepaş Enerji güvencesinde olmayacağının altını çizeriz. Abonelerimizin herhangi bir mağduriyet yaşamaması adına, daha önce yetkili olarak elektrik faturası tahsilatı yapan Sepaş Enerji Yetkili Faturamatik Hizmet Noktaları'ndan, kurumumuza ait tabela ve benzeri tüm görsellerin kaldırıldığını belirtiriz\" ifadelerine yer verildi.\n\nDiğer ödeme kanallarında herhangi bir değişiklik yapılmadığının kaydedildiği açıklamada, \"Söz konusu değişiklik sadece Sepaş Enerji Yetkili Faturamatik Hizmet Noktaları için geçerli olup, diğer ödeme kanallarımızda herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır. Müşterilerimiz elektrik faturalarını her zaman olduğu gibi web sitemizden online olarak, anlaşmalı bankalar üzerinden otomatik ödeme talimatı vererek, bu bankaların gişe, ATM veya internet bankacılığı hizmetlerini kullanarak veya tüm PTT gişelerinden de ödemeye devam edebileceklerdir\" açıklamaları yer aldı. - KOCAELİ\n\nKaynak: İHA", "Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut, dün akşam hükümetin aldığı ek tedbirlerin ardından bugün kendi aralarında görüştüklerini belirtti.\n\nŞu ana kadar alınan kararların, korunma ve sağlık kontrolü anlamında bir ilerleme olarak söylenebileceğini belirten Gürkut, ancak önümüzdeki 14 günde sokağa çıkmanın en asgari düzeye çekilmesi gerektiğini kaydetti.\n\nVatandaşların sadece en acil durumlar için dışarıya çıkmaları gerektiğine dikkat çeken Gürkut, bu anlamda bakanlar kurulunun tekrar değerlendireceğini söyledi.\n\nŞu an da bakanlar kurulunun devam ettiğini söyleyen Gürkut, kendisinin de başbakanlığa toplantıya çağrıldığını ifade etti.\n\nBirkaç saat sonra başbakanlığa görüşmeye gideceğini söyleyen Gürkut, “Umuyorum izah ederiz de daha sıkı tedbir alırlar” dedi.", "Muratpaşa ilçesinde bulundan Kapalı Yol'a gelen 65 yaş üzeri vatandaşlar koronavirüs uyarılarına aldırmadı. Ağaç altlarında ve havuz kenarlarında yer alan banklarda oturan çok sayıda kişi, ağaçların üzerine asılmış 'Bankta oturma evde kal' uyarılarına kulak asmadı. Bazı kişilerin maske ve eldiven takarak koronavirüsten korunmaya çalıştığı gözlemlenirken, gençlerin sokakta olmayışı dikkat çekti. Kapalı Yol'da bulunan bir banka önünde ise vatandaşlar uzun kuyruk oluştu. Banka önünde 1 metre sosyal mesafesine uymayan vatandaşlar arasında bir kız çocuğun da sırada olması görenleri şaşırttı. (DHA)", "Yeni Sinop Valisi Ömer Karaömeroğlu göreve başladı Valiler kararnamesi ile Sinop'a atanan Erol Karaömeroğlu görevine başladı.\n\nValiler kararnamesi ile Sinop'a atanan Erol Karaömeroğlu görevine başladı.\n\nValiler kararnamesi ile Köksal Şakalar'ın yerine Sinop'a atanan Vali Erol Karaömeroğlu, valilik binası önünde karşılandı. Karşılama törenine Sinop Vali Yardımcıları Murat Girgin, Abdullah Şahin, ilçe kaymakamları ve protokol üyeleri katıldı. Makamında açıklama yapan Vali Erol Karaömeroğlu, \"09 Haziran 2020 tarihli ve 31151 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/274 sayılı karar ile atandığım Sinop Valiliği görevine 18 Haziran 2020 tarihinde başlamış bulunmaktayım. Öncelikle Karadeniz'in incisi, mutlu insanlar şehri olarak adlandırılan Sinop'a, bu özel ile ve şehrin sahip olduğu tüm değerlere ve özellikle saygı değer insanlarına vali olarak hizmet etme onurunu yaşatan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'ya şükranlarımı arz ediyorum. Yeni görevimin ilimiz ve şahsım için hayırlara vesile olmasını Yüce Mevla'dan niyaz ediyorum. Yine bugüne kadar Sinop'a hizmetleri olan değerli meslektaşlarıma gönülden teşekkür ediyorum. Köklü tarihini doğal güzellikleriyle harmanlayan Sinop'u onlardan devraldığımız bayrakla bulunduğu yerden daha üst seviyelere getirme noktasında bize düşen ne görev varsa, üstün bir gayret ve çaba ile yerine getirmeye çalışacağız. Biz yüce bir milletin, büyük bir devletin ve şanlı bir tarihin bahtiyar mensuplarıyız. Devletimize, milletimize ve tarihimize karşı sorumluluklarımızı yerine getirebilmek için var gücümüzle çalışmak hepimizin en temel görevlerindendir. Biz de daima bu gerçeğin bilincinde olacağız\" dedi.\n\nVali Karaömeroğlu, \"Tarih boyunca gözde bir şehir olarak nitelendirilen ve ülkemizin eşsiz güzellikleriyle adından söz ettiren Sinop'ta meslek hayatımın birikimi ile birlikte büyük bir heyecanla Sinop halkı için çalışmanın onurunu ve gururunu yaşayacağım. Görevim boyunca Sinop'ta her zaman halkımızın sorunlarına açık, çözüm odaklı ve toplumun bütün kesimlerini kucaklayan bir çalışma modelini uygulayacağız. Çalışmalarımızı güçlü bir ekip ruhuyla, birlik ve beraberlik anlayışı içinde yürütecek, bütün kamu kurum ve kuruluşlarımızla uyum içerisinde, hızlı ve etkin, vatandaşı her zaman önceleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hep birlikte çalışacağız ve hep birlikte başaracağız. Sağlık en büyük zenginliktir. Bilindiği gibi tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan Covid-19 virüs salgınının normalleşme sürecince bizler de Saklı Cennet Sinop'umuzda 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışıyla sağlıktan eğitime kadar her alanda vatandaşımızın yanında olarak destek vereceğiz. Pandemi sürecinde Sinoplu hemşehrilerimizden ricamız lütfen maske takalım, sosyal mesafeyi koruyalım. Vatandaşlarımızla birlikte maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına riayet edersek bu süreçten alnımızın akıyla çıkacağımız muhakkaktır. Sinop'umuzu bugünden yarına güzel bir şekilde taşıyacağımıza inanıyor, vatandaşlarımıza hem gönlümün hem de kapımın her zaman açık olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Burada olduğumuz sürece öncelik her zaman vatandaşımızın olacaktır. Heyecanımızı ve çabamızı da koruyarak güzel şeyler yapılabileceğine inanıyorum. Bu duygu ve düşüncelerle; Sinop ilinde görev yapmanın onuruyla tüm halkımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum\" diye konuştu. - SİNOP\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Libya'nın başkenti Trablus'ta Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac ile görüştü.\n\nLibya'yı ziyaret eden Türk heyeti, Trablus'ta havalimanında Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Dışişleri Bakanı Muhammed Tahir Siyala tarafından karşılandı.\n\nSiyala ile görüşen heyet, daha sonra Libya Başbakanı Serrac ile görüşmeye geçti,\n\nHeyetler arasında yapılan görüşmeyle ilgili Libya hükümetinden yapılan açıklamada, Türk heyeti ile ikili ilişkileri geliştirme yollarının ele alındığı kaydedildi.\n\nAçıklamada, Libya'daki son gelişmeler ve Libya krizinin çözülmesi için uluslararası çabalar ile iki ülke arasındaki kardeşlik bağlarına dayanarak pek çok farklı alandaki iş birliği konularının ele alındığı belirtildi.\n\nTürk kamu ve özel sektör şirketlerinin Libya'daki altyapı ve petrol konularındaki çalışmaları ve yatırımlarının görüşüldüğü ifade edilen açıklamada, iki ülke arasında Kasım 2019'da \"güvenlik ve askeri iş birliği ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması\" konularında mutabakat muhtıralarının imzalandığı hatırlatıldı.\n\nAçıklamada, bu muhtıralar ışığında Libya'nın savunma ve güvenlik gücünün oluşturulmasında dayanışma, Libya güvenlik güçlerinin eğitilmesi ve donatılması ile deniz yetki alanları konusunun da ele alındığı vurgulandı.\n\nÇavuşoğlu, Albayrak ve Kalın, Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid El-Meşri ile de bir araya geldi.", "pos": ["Bakan Çavuşoğlu, Türk heyetinin Libya ziyaretini değerlendirdi Açıklaması Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk heyetinin Libya'yı ziyaret etmesinin ülkede büyük bir memnuniyet yarattığını belirterek \"Ziyaretimizin amacı belli: Libya'ya olan desteğimizi bir kere daha güçlü bir şekilde vurgulamak için bu ziyareti gerçekleştirdik.\n\nDışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türk heyetinin Libya'yı ziyaret etmesinin ülkede büyük bir memnuniyet yarattığını belirterek \"Ziyaretimizin amacı belli: Libya'ya olan desteğimizi bir kere daha güçlü bir şekilde vurgulamak için bu ziyareti gerçekleştirdik.\" dedi.\n\nÇavuşoğlu, Libya'nın başkenti Trablus'tan İstanbul'a dönüşünde, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, MİT Başkanı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'la ülkeye yaptığı ziyarete ilişkin değerlendirmelerde bulundu.\n\nLibya'ya çok önemli bir ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Çavuşoğlu, \"Dönüşte de çok güzel, çok önemli bir haberi biraz önce aldık. Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul Başkanlığına ilk defa bir Türk büyükelçimiz ve İstanbul Milletvekilimiz, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır ağabeyimiz bu göreve seçildi.\" diye konuştu.\n\nÇavuşoğlu, Bozkır'ın yüksek bir oyla BM 75. Genel Kurul Başkanlığına seçilmesinin, hem Bozkır'ın saygın kişiliğinin hem de Türkiye'nin dünyadaki saygınlığının göstergesi olduğunu kaydetti.\n\n\"Ziyaret, Libya'da büyük memnuniyet yarattı\"\n\nCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Libya'yı ziyaret ettiklerini belirten Çavuşoğlu, \"Bu ziyaret, Libya'da büyük bir memnuniyet yarattı. Ziyaretimizin amacı belli. Libya'ya olan desteğimizi bir kere daha güçlü bir şekilde vurgulamak için bu ziyareti gerçekleştirdik. Ayrıca, bu ziyarette, bundan sonra iş birliğimizi nasıl geliştirebiliriz, bunları detaylarıyla görüştük.\" dedi.\n\nSahada atılacak adımların ve siyasi ilişkilerin de ele alındığını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:\n\n\"Biliyorsunuz, Libya ile imzaladığımız mutabakat zaptı var, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasıyla ilgili. Enerjiyle ilgili Akdeniz'de yapacağımız iş birliği ve atacağımız adımlar dahil hepsini konuştuk. Libya'da kalıcı bir ateşkes ve siyasi bir çözüm için de görüş alışverişinde bulunduk. Bundan sonra BM çatısı altında çalışmalarımızı nasıl sürdüreceğiz bunları değerlendirdik. Uluslararası toplumla birlikte atacağımız adımları değerlendirdik.\"\n\nZiyaretin son derece faydalı ve verimli geçtiğini söyleyen Çavuşoğlu, \"Geçtiğimiz günlerde biliyorsunuz, Terhune'de toplu mezarlar çıktı. Bunu da Uluslararası Ceza Mahkemesine götürmek için Libya'nın girişimlerine de destek veriyoruz. İnsanlığın reddettiği, insanlık dışı bu tür katliamların da hesabı sorulmalıdır. Sorumluları da mahkemelere çıkarılmalıdır.\" diye konuştu.\n\n\"İlişkilerimizin ekonomik boyutunu da ele aldık\"\n\nÇavuşoğlu, Türkiye ve Libya'yı ilgilendiren göç ve diğer konuları da değerlendirdiklerini belirterek, \"Geçmişte orada iş yapan firmalarımızın alacakları vardı. Bunlar maalesef savaştan dolayı gerçekleştirilememişti. Yine, yarım kalan yatırımlar var, projeler var. Yani ilişkilerimizin ekonomik boyutunu da ele alma fırsatımız oldu.\" ifadelerini kullandı.\n\nTürk heyetinin, Libya Başbakanı Fayiz es-Serrac, Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti Dışişleri Bakanı Muhammed Tahir Siyala ve Libya Yüksek Devlet Konseyi Başkanı Halid El-Meşri ile görüştüğünü anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:\n\n\"Oradaki arkadaşlarımızı, biliyorsunuz, askeri iş birliği mutabakat zaptımız çerçevesinde eğitim ve danışmanlık görevi yapan arkadaşlarımızı da ziyaret ettik. Maşallah moralleri yerinde ve orada fedakarca görev yapıyorlar. Oradaki tüm kahramanlarımıza da bu vesileyle teşekkür ediyoruz. Kuzey Irak'ta da terör örgütlerine karşı devam eden Pençe Harekatlarının da başarılı bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Kahraman askerimizle, Mehmetçiğimizle, Polis Özel Hakeratımızla, Jandarmamızla, tüm güvenlik güçlerimizle de gurur duyuyoruz.\"\n\nKaynak: AA"], "neg": ["İflas noktasındaki kulüplerin satışlarının gündemde olduğu belirtiliyor.\n\n\n\n\n\nBorçlar nedeniyle ağlamamak için kendini zor tuttuğunu söyleyen Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, “Elektrik faturasını ödeyecek paramız yok” diyerek, kulübün tüm gelirlerine bankaların el koyduğunu açıkladı.\n\n\n\n\n\nTürkiye Bankalar Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu ile birlikte kulüplerin çeviremedikleri borçlarını yapılandırmak için harekete geçmişti. Bu uygulamaya gelen eleştiriler için konuşan AKP Sözcüsü Ömer Çelik, “Bankaların ortaya koyduğu uygulama bellidir, isterse bir şirketin bütün mal varlığına el koyar” diyerek, gerekirse kulüplerin satılabileceğini açık bir şekilde ifade etmişti.\n\n\n\n\n\nPatronlar Dünyası'nda yer alan habere göre artık, faturasını dahi çeviremeyen kulüplerin satışı için tüm ortam hazır olduğu görüşü dile getiriliyor.\n\n\n\n\n\nHaberde aktarılana göre iş dünyası kulislerinde konuşulan konu, Çin'den mi, Rusya'dan mı yoksa Körfez ülkelerinden mi futbol kulüplerine yatırımcı geleceği üzerine…\n\n\n\n\n\nBorç yapılandırmada bir tarafta dört büyük takım içinde mali olarak bir anda parlayan Trabzonspor varken, diğer tarafta Beşiktaş gibi elektrik borcunu dahi ödeyemeyecek duruma gelen takımlar yer alıyor.\n\n\n\n\n\nTürkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Bankalar Birliği'nin yaptığı işbirliği ile kulüplerin düze çıkacağı varsayılıyordu. Ama gelinen noktada bu uygulamanın pek çok kulübe yaramadığı görüldü.\n\n\n\n\n\nBunda en önemli neden, devletin kulüpleri kurtarırken hepsine eşit mesafede bulunmaması. Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu, 50 milyon Euro borçlarının Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın desteğiyle kapatıldığını açıklamıştı.\n\n\n\n\n\nBu borcun nasıl kapatıldığı ise halen bilinmiyor. Örtülü ödenekten bu paranın verildiği iddialar arasında…\n\n\n\n\n\nBankalar Birliği'nin de borçları hangi şartlarda yapılandırdığı kamuoyuna açıklanmıyor.\n\n\n\n\n\nStat yapımı sırasında verilen destekler, bakanların açık beyanları, iş ve futbol dünyasında Trabzonspor'un kollandığı eleştirini de artırıyor.", "Bugün Dünya Çiftçiler Günü... Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle, çiftçilerin gününü kutladı.\n\nGünle ilgili mesajında dünyayı kasıp kavuran Covid-19 salgınına da işaret eden Kelle, “Tarımsal üretimin ne denli önemli olduğu bir kez daha anlaşıldı. Kıbrıs Türk halkı ata mesleği olan tarımsal üretime sahip çıkmalı” dedi.\n\nKelle, ülkedeki tarımsal alanların her geçen gün el değiştirdiğini, emlak sektörüne kaydığını da belirterek, “Diğer ülkelere göre tarımsal girdiler KKTC’de çok daha pahalı. Dünyanın en pahalı mazotunu da bizim çiftçimiz kullanıyor” dedi.\n\nKelle, tarım alanlarının miras yoluyla bölündüğünü, bu nedenle tarımın ölçek ekonomisine olan katkısının her geçen gün düştüğünü kaydetti.\n\nKelle, 2019-2020 hasat dönemiyle ilgili üreticilerine bir takım uyarılarda da bulundu.\n\nYangınlara Dikkat\n\nÇiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş Kelle şunları kaydetti:\n\n“Olgun sayılan bir yılda üreticilerin kuraklık yaşamaması için hasatta, yol kenarlarındaki arazilerin çevrelerinin saban veya goble ile sürülmesini tavsiye ediyoruz. Kurak bir iklime sahip olan ülkemizde bu yıl da yangınlar artış gösterebilir. Yangınları önleme sadece üreticilerin görevi değil. Halkımız da yol kenarlarına çöp, moloz, şişe ve en önemlisi izmarit atmamalı, bu konuda duyarlı olmalı.”", "Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Gazimağusa Yeniboğaziçi ve İskele İmar Planı yayınlanmadığı için dün başlattığı araçlı eyleme, hükümet ile bir uzlaşıya varılamadığı için bugün de devam ediyor.\n\nLefkoşa’da Başbakanlık önünde araçlı eylemi sürdüren KTİMB ile hükümet arasında bugün saat 14.00’te toplantı yapılması bekleniyor.\n\nKTİMB Başkanı Cafer Gürcafer TAK muhabirine yaptığı açıklamada, hükümet ile bugün bir toplantı gerçekleştireceklerini ve bir uzlaşıya varılmaması halinde eylemin büyüyerek süreceğini söyledi.\n\nBaşbakan Ersin Tatar ile dün görüştüklerini, bugün saat 14.00’te de daha kapsamlı ve çözüm bulmaya yönelik bir toplantı yapılmasına karar verildiğini ifad eden Gürcafer, sorunu çözmek istediklerini kaydetti.", "Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı\n\nRichard BEALE\n\nFutbol liglerimizde devre arası yaşanırken, takımlarımız hazırlıklarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Yoğun geçen çalışmalar, kamplar ve hazırlık maçları ile devam ediyor.\n\nK-Pet Birinci Lig ekiplerinden Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan ve karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı.\n\nMaçın ilk devresinde oyunun kontrolü daha çok Esentepe’deydi. İyi pas yapan ev sahibi ekip buna rağmen bunu gole çeviremedi.\n\nİkinci devreye de etkili başlayan Esentepe olurken, Türkiye’den transfer edilen forvet Ali Kafadar ile 65’te 1-0 öne geçti. 75’ten sonra Esentepe yedek oyuncularına şans tanırken, Türk Ocağı baskısını artırdı.\n\n81 ve 89’da Türk Ocağı’nın denemeye aldığı Rus forvet Famil attığı 2 golle, takımının deplasmanda kazanmasını sağladı.", "Yurt dışından Türkiye'ye getirilen öğrenciler: \"Bu bir vefa borcudur, ödemeye hazırız\" (2) -... Yurt dışında okuyan öğrencilerden koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye'ye getirilen İngiltere Newcastle Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisans öğrencisi Üsame Yusuf Gürbüz, \"Bu, gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi.\n\nYurt dışında okuyan öğrencilerden koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye'ye getirilen İngiltere Newcastle Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisans öğrencisi Üsame Yusuf Gürbüz, \"Bu, gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi. Duygusal olarak anlatılmaz yaşanır derler ya tam da öyle bir durum. Bu bir vefa borcudur ve sonuna kadar ödemeye hazırız.\" dedi.\n\nYeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle uçuş yasağı konulan ülkeler arasındaki 7 ülkede bulunan Türk öğrenciler, Türkiye'ye getiriliyor. Türkiye'ye dönen öğrencilerden Üsame Yusuf Gürbüz, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın Türkiye'ye dönmek isteyen öğrencilerin başvuru yapması açıklamasının ardından konsolosluk ve büyükelçilikle iletişime geçerek dönmek istediğini ilettiğini söyledi.\n\nDiğer öğrencilerle birlikte Türkiye'ye getirildiklerini belirten Gürbüz, \"Havalimanından uçakla tahliye edildik. Uçaktan indikten sonra ateşimiz ölçüldü, her şey çok profesyonel bir şekilde, otobüsler eşliğinde bizi Sakarya'daki KYK yurduna getirdiler.\" ifadelerini kullandı.\n\nTürkiye'ye döndüğü için çok mutlu olduğunu söyleyen Gürbüz, duygularını şöyle dile getirdi:\n\n\"Bu gerçekten devletimizin ne kadar köklü ve büyük bir devlet olduğunu tekrar hissettirdi. Duygusal olarak anlatılmaz yaşanır derler ya tam da öyle bir durum. Çünkü gerçekten orada kalmıştık. Benim tüm ailem Türkiye'de, ben ise orada tek başınaydım. Devletimizin böyle bir şeyle beni aileme, vatanıma geri getirmesi çok güzel bir duygu. İngiltere'deki durum çok vahim bir durumda. Ben korkuyordum şahsen. Devletimize ve yetkililere çok teşekkür ediyoruz. Bu bir vefa borcudur ve sonuna kadar ödemeye hazırız. Gece yarısından sabaha kadar bizi tahliye ile uğraşan sağlık görevlileri ve polis ekiplerine de sonsuz teşekkür ediyoruz.\"\n\nİskoçya'dan Zürih'e ardından Sivas'a getirildiler\n\nDoktora öğrencisi olan Cafer Deniz de eşi ve çocuğuyla birlikte İskoçya'dan kalkan THY uçağıyla Zürih aktarmalı olarak Sivas'a getirildiklerini belirtti. Zürih'ten de Türk öğrencilerinin alındığını anlatan Deniz, Türkiye'ye dönme konusunda İngiltere'deki büyükelçiliğin Türk öğrencilerle irtibat kurduğunu ve daha sonra hızlı bir organizasyonla dönüşlerinin sağlandıklarını aktardı.\n\nDeniz, \"Konsolosluktan görevliler bizlerle çok iyi ilgilendiler. Edinburg'ta ilgi ve alaka üst seviyedeydi, herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Uçakta çocuklu vatandaşları business classa aldılar. Sterilizasyon üst seviyedeydi, bize sağlık kontrolleri yapıldı. Sivas'ta yurtlara yerleştirilirken de çocuklu aileleri hususi bir kata yerleştirdiler. Geldiğimiz gece hemen yemek servisi yaptılar. Sterilizasyon, nezaket, ilgi, alaka hepsi üst seviyedeydi hem havalimanında hem de yurtta.\" şeklinde konuştu.\n\n\"Dünyanın neresinde olursak olalım devletimizin bize sahip çıkacağını hissettik\"\n\nTürkiye'ye dönmenin tarif edilemez bir duygu olduğunu dile getiren Deniz, sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Böyle bir durumda devlete aidiyetiniz daha çok artıyor. Özellikle bir şeyin kıymeti yokluğunda daha iyi anlaşılıyor. İngiltere bile Wuhan'daki vatandaşlarını getirmekte zorlanıyordu. Her ülke vatandaşlarını getirtemiyor, bu yönde haberler okumuştuk. Ama Türkiye bizim için uçak gönderdi. Tarif edilemez bir sevinç. Devletimize olan aidiyetin artması, dünyanın neresinde olursak olalım sıkıntıya düştüğümüzde devletimizin bize sahip çıkacağını hissettik.\"\n\n\"Yurtlarda diş fırçasından havluya kadar her şey düşünülmüş ve yerleştirilmişti\"\n\nYurt dışından Türkiye'ye getirilen öğrencilerden yüksek lisans öğrencisi Abdulkerim Duman ise tahliye uçağının geleceğine dair bilgiyi edindikten sonra dönmek için başvuru yaptığını söyledi.\n\nİngiltere'deki Gatwick Havalimanından kalkan THY uçağıyla Türkiye'ye dönen Duman, \"Uçağın içinde ateşimiz ölçüldü, termal kamerayla görüntülendik. Yurda gelince de tekrar kontrollerimiz yapıldı ve odalara yerleştirildik. Yurtlarda diş fırçasından havluya kadar her şey düşünülmüş ve yerleştirilmişti. Yemekler de dağıtılıyor, odalardan çıkmıyoruz.\" diye konuştu.\n\n\"İngiltere'de durum çok sıkıntılı\"\n\nTürkiye'ye dönüp dönmeme konusunda ilk başta kararsızlığa düştüğünü belirten Duman, sözlerini şöyle tamamladı:\n\n\"Bazı arkadaşlarımız dönmek istemedi, kendilerine izolasyon alanı oluşturdular. Ben de bir izolasyon alanı oluşturmuştum aslında. Dönme konusunda kararsızdım ancak İngiltere'de şu an karantina uygulayıp uygulamama konusunda kararsızlar, durum çok sıkıntılı. Türkiye'de sağlık konusunda hastanelerle daha hızlı iletişime geçebiliyoruz. Ben ilik nakli olduğum için riskli gruptayım. Ailem de dönmemi istiyordu. Olası bir hastalık durumunda burada daha etkin ve hızlı bir şekilde tedavi uygulanabileceğini düşündüğüm için dönmeye karar verdim.\"\n\nYurt dışında okuyup Türkiye'ye dönüş için başvuran öğrencilerin, Türkiye'ye dönüşleri Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlıklarının koordinasyonuyla sağlanıyor. THY ile Türkiye'ye getirilen öğrenciler, Bilim Kurulu'nun koronavirüs tedbirleri kapsamında 14 gün boyunca karantina altında tutuluyor.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "AMASYA'da kendisini 'Hızır' olarak tanıtan ve kimliğinin ortaya çıkmasını istemeyen hayırsever bir vatandaş, kentte girdiği 2 bakkaldaki veresiye defterinde yer alan 12 bin 600 liralık borçları ödedi, ihtiyacı olan ailelere de 60 koli gıda yardımında bulundu.\n\nKentte, merkeze bağlı Şehirüstü Mahallesi Halkalı Sokak'ta dar gelirli ailelerin yaşadığı bölgeye giden ve kendisini 'Hızır' olarak tanıtıp, kimliğinin ortaya çıkmasını istemeyen hayırsever bir vatandaş, mahalle halkının 2 bakkala olan tüm veresiye borçlarını ödeyip, kapatmak istedi. Şehirüstü Mahalle Muhtarı Yasin Kantarcı ve bakkal sahipleri ile defterdeki borçları hesaplayan hayırsever, 12 bin 600 liralık borç için ödeme yaptı. Aynı hayırsever, ihtiyacı olan ailelere de 60 koli gıda yardımında bulunarak, mahalleden ayrıldı. Mahalle Muhtarı Kantarcı, daha sonra megafonla mahalle halkına 'tüm borçlarınız bir hayırsever tarafından ödendi', anonsu yaparak bakkal borçlarının ödendiğini duyurdu. Muhtar Kantarcı, ayrıca mahallenin girişine, 2 bakkala olan borçların tümünün kapatıldığına dair uyarı afişi de astırdı. Bunun üzerine mahalle halkı, balkonlarından alkışta bulundu.\n\nŞehirüstü Mahalle Muhtarı Yasin Kantarcı da, hayırsevere kişiye teşekkür ederek \"Muhtarlığımıza bir vatandaşımız geldi. Ben mahallelinin bakkallara olan borçlarını ödemek istiyorum. Aynı zamanda mahallenize gıda yardımı yapacağını belirtti. Bununla alakalı ben direkt bakkalımızın yanına geldim. Veresiye defterlerinde bulunan toplam borçları hesapladık. Birinde 8 bin 900 lira, diğer bakkalda ise 3 bin 700 lira olmak üzere toplam 12 bin 600 lira olan bütün borçları nakit ödeyerek, veresiye defterlerini satın aldı. Biz ismini sorduğumuzda ise sadece 'Hızır' dememizin yeterli olacağını söyledi. Ayrıca hayırsever vatandaşımızı mahallemize 60 koli gıda yardımında da bulundu. Hızır gibi yetişti, kendisine mahallem adına teşekkür ediyorum\" dedi.\n\nDemirören Haber Ajansı / Güncel", "pos": ["Amasya'da bir hayırsever, mahallenin tüm veresiye borçlarını ödedi Amasya'da bir hayırsever, mahallenin tüm veresiye borçlarını ödedi.\n\nAmasya'da bir hayırsever, mahallenin tüm veresiye borçlarını ödedi.\n\nAmasya'nın Şehirüstü Mahallesi'ne gelen ve kendisine \"Hızır\" denmesini isteyen bir hayırsever, muhtar ile görüşerek mahalle halkının bakkala olan veresiye borçlarını kapattı. Geçen gün yaşanan olayda; Amasya'nın Şehirüstü Mahallesi Muhtarı Yasin Kantarcı'nın yanına gelen bir hayırsever vatandaş, mahallede bulunan iki bakkaldaki tüm veresiye borçlarını kapatmak istediğini söyledi. Muhtar ile birlikte bakkalları ziyaret eden hayırsever, mahallelinin bakkallara olan 12 bin 650 TL borcunu ödedi.\n\nKonuyla ilgili açıklama yapan Muhtar Kantarcı, \"2 gün önce muhtarlığa gelen bir vatandaş, mahalle halkının ihtiyaçlarını karşılamak istediğini beyan etti. Öncelikle bakkala olan veresiye borcunu ödemek istemesi üzerine mahallemizde bulunan başçavuş market ve öksüzler market sahipleri ile kendisini bir araya getirdim. Buralara olan toplam 12 bin 650 TL borcu kapattıktan sonra, mahallede bulunan ihtiyaç sahipleri için 60 adet gıda paketi hazırlattığını ve bize göndereceğini söyledi. Kendisine ismini sorduğumda ise 'Soranlara Hızır uğradı dersin' diyerek yanımızdan ayrıldı\" dedi.\n\nYaşanan bu olaydan dolayı çok duygulandığını dile getiren Muhtar Kantarcı, \"Mahalle sakinlerimiz adına bu hayırsever vatandaşımıza çok teşekkür ediyorum\" şeklinde konuştu. - AMASYA\n\nKaynak: İHA"], "neg": ["Çorum Belediyesi'nden karantinaya alınanlara hediye Suudi Arabistan'dan Çorum'a getirilerek karantina altında tutulan 315 kişiye, Çorum Belediyesi tarafından hazırlanan çeşitli hediyeler verildi.\n\nSuudi Arabistan'dan Çorum'a getirilerek karantina altında tutulan 315 kişiye, Çorum Belediyesi tarafından hazırlanan çeşitli hediyeler verildi.\n\nBelediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat, Kredi ve Yurtlar Kurumu İskilipli Atıf Hoca Yurdu'nda kalanlara sürpriz yaparak leblebi ve kitap hediye etti. Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın'ın selamını ve hediyelerini karantinada kalan 315 kişiye ulaştırdıklarını kaydeden İsmail Yağbat, Koronavirüs tedbirleri kapsamında Çorum'da çok yoğun bir çalışma içerisinde olduklarını ifade ederek, \"Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın riyasetinde tüm kurumlarımızla birlikte etkin ve kararlı bir mücadele sergiliyoruz. Bizler de Çorum Belediyesi olarak devletimizin üzerindeki bu yükü hafifletmek ve hemşehrilerimizin sağlığını korumak adına yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Devletimiz tüm kurumlarıyla birlikte karantina altındaki vatandaşlarımız için ellerinden gelen çabayı göstermektedir.\" dedi.\n\nÇorum'da karantina altına alınanlara Çorum halkının misafirperverliğinin bir nişanesi olarak çeşitli hediyeler verdiklerini belirten İsmail Yağbat, \"Misafirlerimize Çorum leblebisi ve karantina süresi içerisinde Çorum hakkında bilgi sahibi olabilmeleri amacıyla Çorum Belediyesi Kültür Yayınlarından oluşan bir set hediye ettik. Bu zamana kadar olduğu gibi bundan sonra da devletimiz tüm kurumlarıyla misafirlerimizin karantina sürecini en iyi şekilde geçirmeleri için ellerinden geleni yapacaklardır.\"Şeklinde konuştu.\n\n14 günlük karantina süresi boyunca 315 kişinin de kendilerinin misafirleri olduğunun altını çizen Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat, \"Vatandaşlarımıza da bir çağrımız var. Sosyal mesafenizi koruyun, sosyal izolasyonu sağlayın. Lütfen evde kalın.\"ifadelerini kullandı. - ÇORUM\n\nKaynak: İHA", "Sabiha Gökçen-Düsseldorf seferini yapan Pegasus uçağına, park sırasında kule tarafından uçak altında alev ve duman görüldüğüne dair ikazda bulunuldu.\n\nPegasus Havayolları'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:\n\n\"Uçuş ekibimiz, misafirlerimizin emniyeti için acil terk etme prosedürünü devreye sokmuştur ve prosedüre uygun olarak tüm misafirlerimizin emniyetle tahliyeleri sağlanmıştır. Düsseldorf Havaalanı'ndan aldığımız bilgiye göre, uçağımızda müdahale gerektiren herhangi bir durum olmadığı teyit edilmiştir.\"\n\n[Fotoğraf: DHA]", "ABD Senatosunda devam eden Trump'ın yargılanma sürecinde, iddia ve savunma makamlarının 3'er gün süren açılış sunumlarının ardından yeni bir aşamaya geçildi.\n\nSenatörlerin toplam 16 saat boyunca iddia ve savunma makamlarına sorularını yöneltme imkanı bulacakları soru-cevap bölümü, yerel saatle 13.00'te başladı. Soru-cevap bölümü iki günde 8'er saat üzerinden gerçekleştirilecek.\n\nYeni tanıkların çağrılıp çağrılmayacağı konusu ilk bölüme damgasını vururken, eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın yakında piyasaya çıkacak kitabında yer aldığı iddia edilen Ukrayna bölümü, tartışmaların odağına yerleşti.\n\nDemokrat senatörler ve savcı vekiller, Bolton'ın Senatodaki duruşmalara tanık olarak çağrılması gerektiği konusunda mutabık iken, Trump'ın avukatları ise söz konusu adımın gereksiz olduğu görüşünü savunuyor.\n\nNew York Times gazetesi, eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Bolton'ın yeni çıkacak kitabında, Trump'ın siyasi rakibi Joe Biden ve oğluna yönelik soruşturma açılana kadar Ukrayna'ya askeri yardımı dondurmayı istediğini yazdığını iddia etmiş, Trump ise iddiayı yalanlamıştı.\n\n- TRUMP'A YÖNELİK AZİL SÜRECİ\n\nTemsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 24 Eylül 2019'da \"ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verdiği\" ve \"Başkanlık yeminine ihanet ettiği\" gerekçesiyle Trump'a yönelik azil soruşturması başlatıldığını açıklamıştı.\n\nPelosi, 25 Temmuz'da Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile yaptığı telefon görüşmesinde, rakibi Joe Biden ve ailesini soruşturması karşılığında ABD'nin ülkesine askeri yardımı serbest bırakacağını söylediğini ve bunun anayasaya aykırı olduğunu iddia etmişti.\n\nBeyaz Saray ise 25 Eylül'de Trump-Zelenskiy görüşmesinin dökümünü yayımlayarak, Ukrayna'ya yardımlar ile görüşme arasında ilişki bulunmadığını savunmuştu.\n\nTemsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde 13-21 Kasım'da kamuya açık oturumlar düzenlenmiş; Dışişleri, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Pentagon'dan toplam 12 yetkili bu süreçte ifade vermişti.\n\nArdından İstihbarat Komitesi hazırladığı 300 sayfalık raporu 3 Aralık'ta Adalet Komitesine sunmuş, Adalet Komitesi yaptığı iki oturumun ardından 13 Aralık'ta azil maddelerini onaylayarak dosyayı Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna göndermişti.\n\nTemsilciler Meclisi Genel Kurulunda 18 Aralık'ta yapılan oylamada, Trump'a yönelik \"görevini kötüye kullanmak\" ve \"Kongre'nin işleyişini engellemek\" suçlamaları kabul edilmişti.\n\n(AA)", "MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yazılı olarak cevapladı.\n\nKoronavirüsün kaygıları tırmandırdığı hatırlatılarak, bu konudaki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine Bahçeli, virüse karşı mücadelenin sadece Türkiye'de değil tüm dünyada her satıh ve sahada verildiğini, tehdidin yerel değil küresel, tehlikenin de bölgesel değil genel olduğunu belirtti.\n\nKovid-19'un salgına dönüştüğüne ve hiçbir ayrım yapmadığına işaret eden Bahçeli, \"Salgın küresel olduğuna göre mücadele yöntemi de küresel olmalı. Yani tüm insanlık ortak bir düşmana karşı kenetlenmeli, ön yargılar bir yana itilip ortak akıl çemberinde buluşulmalı. Her insan bir can taşıyor. Bizim anlayışımıza göre insan yaşamalı ki devlet yaşasın. Bundan mülhem de 'Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' bugüne kadar her salgının önüne nasıl geçilmişse Kovid-19'un da önüne geçilecektir.\" değerlendirmesinde bulundu.\n\n\"Virüsten daha tehlikeli olan yalan ve uydurma haberler\"\n\nBahçeli, buna herkesin inanmasının büyük bir manevi sorumluluk olduğunu, insanlığın bu felaket karşısında aciz ve çaresiz olmadığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:\n\n\"Türkiye olarak bu mücadeleyi kazanacağız. Bundan asla kuşkum yoktur. En az kayıp ve hasarla virüs dönemini atlatacağız ancak bilerek veya bilmeyerek mücadeleyi sekteye uğratmak isteyenlerin varlığı dikkatimizi çekiyor. Korku aşılamaya, endişe üretmeye özellikle çabalayanların bulunması başlıca sorun. Virüsten daha tehlikeli olan yalan ve uydurma haberlerle insanımızın uykularını kaçıranlar bilhassa televizyon ekranlarında boy gösterip sosyal medya mecralarında cirit atıyor. Kovid-19 hastalığının ülkemizdeki yayılma hızının Çin, İran ve İtalya'dan fazla olduğunu söyleyen zeka özürlülere, korku tacirlerine, musibet tellallarına şu birkaç gün içinde epey tesadüf ediyoruz.\n\nToplam hasta sayımız 9 bin 217. Hayatını kaybedenlerin sayısı da 131. Tehlikeyi ağırdan almıyorum ama hayatın diğer alanlarında, farklı bahane ve nedenlerden dolayı, mesela cinayet, mesela doğal afetler ve trafik kazalarında hayatlarını kaybeden insanlarımızın sayısı ile Kovid-19'dan vefat edenleri mukayese edersek bir kaşık suda estirilen fırtınayı da fazla zahmete girmeden teşhis edebiliriz.\"\n\nBahçeli, 2018'de her gün ortalama 3 bin 368 trafik kazası meydana geldiğini, bu kazalarda da ortalama her gün 19 kişinin hayatını kaybettiğini, 2018'in tamamında meydana gelen 1 milyon 229 bin trafik kazasında, 6 bin 675 kişinin hayata veda ettiğini, 307 bin kişinin yaralandığını hatırlattı.\n\n2019'da gerçekleşen 418 bin trafik kazasında 286 bin kişinin yaralandığına ve 2 bin 524 vatandaşın hayatını kaybettiğine işaret eden Bahçeli, \"Üstelik her gün ortalama 20 kişi olay anıyla sonrası dikkate alındığında trafik kazalarında can vermiş. O zaman Kovid-19 salgınındaki karamsarlık neyin nesidir? Bu karamsarlığı devamlı körükleyenler neye ve kime hizmet etmektedir? Korkuya kapılmanın ne gereği vardır?\" ifadesini kullandı.\n\n\"Virüsten farksızlar ve hezeyan yayıyorlar\"\n\nVirüsün hafife alınmasını istemediğini, sadece korku ve kaygıya sur çekilmesini istediğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:\n\n\"Televizyonlardan adeta terör estiren, bilip bilmeden toplumun ruh sağlığına zarar veren, toplumsal psikolojiyi zedeleyen lekeli provokatörlere kulaklarımızı kapatalım hem evde kalalım hem de asılsız iddiaları ciddiye almayalım. Her konunun uzmanı olur mu? Ekranlarda sabitleşmiş sabit ve sözde yorumcular gafilce ortalığı dedikoduya boğuyorlar. Bunlara tavsiyem evlerinden çıkmasınlar, ekranlardan da uzak dursunlar. Çünkü virüsten farksızlar ve hezeyan yayıyorlar. Cehalet diz boyu. Bu sorun aynı zamanda milli güvenlik ve toplumsal sağlık sorununa dönüşmek üzere. Bunların alayı virüs uzmanı kesilmiş. Ne var ki durumları aynen şudur; uzaktan baktım yeşil türbe yanına vardım estağfurullah tövbe. Ayıptır, günahtır, rezalettir.\"\n\nHDP Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun'un yanındaki bir kişiye koronavirüs salgınıyla ilgili \"Hükümet tedbir almayarak Kürt halkının ölmesini istiyor\" şeklinde megafonla Kürtçe anons ettirdiği hatırlatılarak, buna yönelik değerlendirmelerinin sorulması üzerine ise Bahçeli, \"Bu kepazeliğin, bu ihanetin neresini değerlendireyim? Sokakta iğrenç bir eylemin faili olan bu müfsit şahıs hem Kürt kökenli kardeşlerimin hem de Türkiye’nin asıl düşmanıdır. İnsanlarımızın arasına kin ve nefret tohumları saçan bu bölücünün derhal dokunulmazlığının kaldırılarak milletvekilliğinden çıkarılması tarihi bir görevdir. Bu ve benzeri fitneciler Kovid-19'dan daha vahim bir tehdittir. Bu bozguncunun takipçisi olacağız.\" karşılığını verdi.\n\nMHP Genel Başkanı Bahçeli, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Şunu bir defa açık açık ifade etmek isterim ki Kovid-19'u yeneceğiz. Bunu milli birlik ve kardeşlikle başaracağız. Acıda biriz, hastalıkta biriz. Sevinçte biriz, kederde biriz. Hiçbir vatandaşımız telaşa kapılmasın, Türkiye güçlü bir ülkedir. Türk milleti dualı bir millettir. Su akacak yatağını bulacaktır. Ufkumuzu saran sis bulutu yakında dağılacaktır. Kabus bitecektir. Sağlık sistemimiz çok güçlüdür. Bugüne kadar yapılan yatırımlar boşuna değildir. Birlikte başaracağız.\n\nKovid-19'u yanımızdan yöremizden kovacağız. Diyorum ki evde kal ülkem, evinde kal milletim, gelecek için sevdiklerimiz için kurallara uyalım, birbirimize güvenelim, nice büyük kavuşmalar için bugünleri biraz beklemeye alalım. Unutmayalım ki Türk hekimleri şifadır, tecrübedir, kabiliyettir, fedakarlıktır, umuttur, bütün sağlık çalışanlarımız başımızın tacıdır.\"\n\nAA", "Borsa, Günü 733,78 Puanlık Artışla 46083,95 Puandan Tamamladı\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) Ulusal 100 Endeksi, Günü 733,78 Puanlık Artışla 46083,95 Puandan Tamamladı. devamı\n\n35 dakika önce..\n\nGün Sonunda Döviz Piyasası: Dolar 1,5020 Tl, Euro 2,2670 Tl\n\nKapalıçarşı'da Gün Sonunda 1,5010 Tl'den Alınan Dolar 1,5020 Tl'den Satılırken, 2,2660 Tl'den Alınan Euro'nun Satış Fiyatı İse 2,2670 Tl Olarak Gerçekleşti. Euro/dolar Paritesi İse 1,5094 Seviyesinde. devamı\n\n35 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta En Çok Değer Kazanan 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İkinci Seansta, En Çok Değer Kazanan 10 Hisse Senedi ile Değişim Oranları (Yüzde) Şöyle: devamı\n\n35 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta En Çok Değer Kaybeden 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İkinci Seansta, En Çok Değer Kaybeden 10 Hisse Senedi ile Değişim Oranları (Yüzde) Şöyle: devamı\n\n35 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta Sektörel Endekslerin Performansı\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Sektörel Endekslerin Önceki (Birinci Seans) Kapanış, İkinci Seanstaki En Düşük, En Yüksek ve Kapanış Değerleri ile Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n35 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Sektörel Endekslerin Performansı\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Sektörel Endekslerin Önceki (Dünkü Gün Sonu) Kapanış, Bugün Sonundaki En Düşük, En Yüksek ve Kapanış Değerleri ile Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta İşlem Adedine Göre İlk 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İkinci Seansta İşlem Gören Hisse Senetleri Arasında, İşlem Adedine Göre İlk 10 Hisse Senedi Şöyle Sıralandı: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda İşlem Adedine Göre İlk 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) 1. ve 2. Seansta İşlem Gören Hisse Senetleri Arasında, Gün Sonu İtibarıyla İşlem Adedine Göre İlk 10 Hisse Senedi Şöyle Sıralandı: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta İşlem Hacmine Göre İlk 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İkinci Seansta İşlem Gören Hisse Senetleri Arasında, İşlem Hacmine (Tl) Göre İlk 10 Hisse Senedi Şöyle Sıralandı: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda İşlem Hacmine Göre İlk 10 Hisse\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) 1. ve 2. Seansta İşlem Gören Hisse Senetleri Arasında, Gün Sonu İtibarıyla İşlem Hacmine (Tl) Göre İlk 10 Hisse Senedi Şöyle Sıralandı: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seans Sonunda Bölgesel Pazar\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Bölgesel Pazarda İşlem Gören Hisse Senetlerinin Tl Olarak; Önceki (Birinci Seans) Kapanış Fiyatları, Bugünkü 2. Seans Sonu İtibarıyla En Düşük, En Yüksek, Kapanış Fiyatları ve Değişim Oranları (Yüzde) Şöyle: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Bölgesel Pazar\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Bölgesel Pazarda İşlem Gören Hisse Senetlerinin Tl Olarak; Önceki (Dünkü Gün Sonu) Kapanış Fiyatları, Gün Sonu İtibarıyla En Düşük, En Yüksek, Kapanış Fiyatları ve Değişim Oranları (Yüzde) Şöyle: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Gözaltı Pazarı\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Gözaltı Pazarında İşlem Gören Hisse Senetlerinin Tl Olarak; Önceki (Dünkü) Kapanış Fiyatları, Gün Sonu İtibarıyla En Yüksek, En Düşük, Kapanış, Ağırlıklı Ortalama Fiyatları ile İşlem Adetleri ve Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n36 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta Oluşan Hisse Senedi Değerleri (1)\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İşlem Gören Hisse Senetlerinin Tl Olarak; Önceki (Birinci Seans) Kapanış, İkinci Seanstaki En Yüksek, En Düşük, Kapanış, Ağırlıklı Ortalama Fiyatları ile İşlem Adetleri ve Yüzde Olarak Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n37 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seansta Oluşan Hisse Senedi Değerleri (2)\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İşlem Gören Hisse Senetlerinin Tl Olarak; Önceki (Birinci Seans) Kapanış, İkinci Seanstaki En Yüksek, En Düşük, Kapanış, Ağırlıklı Ortalama Fiyatları ile İşlem Adetleri ve Yüzde Olarak Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n37 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Oluşan Hisse Senedi Değerleri (1)\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Bugün 1. ve 2. Seans İtibari ile İşlem Gören Hisse Senetlerinin Önceki (Dün) Kapanış Fiyatları, Günlük En Yüksek, En Düşük, Kapanış, Ağırlıklı Ortalama Fiyatları, İşlem Adetleri ve Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n38 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Oluşan Hisse Senedi Değerleri (2)\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Bugün 1. ve 2. Seans İtibari ile İşlem Gören Hisse Senetlerinin Önceki (Dün) Kapanış Fiyatları, Günlük En Yüksek, En Düşük, Kapanış, Ağırlıklı Ortalama Fiyatları, İşlem Adetleri ve Değişim Oranları Şöyle: devamı\n\n38 dakika önce..\n\nİMKB'de İkinci Seans Sonunda Aracı Kurum İşlemleri\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) İkinci Seans Sonunda Oluşan İşlem Hacimlerine Göre İlk 10 Aracı Kurumun Toplam Hacim (Tl) ile Net Durumları (Tl) Şöyle: devamı\n\n38 dakika önce..\n\nİMKB'de Gün Sonunda Aracı Kurum İşlemleri\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) Gün Sonunda 1. ve 2. Seans Toplamında Oluşan İşlem Hacimlerine Göre İlk 10 Aracı Kurumun Toplam Hacim (Tl) ile Net Durumları (Tl) Şöyle: devamı\n\n38 dakika önce..\n\nBorsa, Yüzde 1,62 Değer Kazandı\n\nİstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) İşlem Gören Hisse Senetleri Günlük Bazda Ortalama Yüzde 1,62 Oranında Değer Kazandı. devamı\n\n41 dakika önce..\n\nSerbest Piyasada Döviz\n\nİstanbul ve Ankara Serbest Piyasalarında Alınıp Satılan Döviz Türlerinin, Önceki ve Bugün İtibariyle Alış, Satış ve Kapanış Fiyatları Şöyle: devamı\n\n1 saat önce..\n\nDolar Günü 1,5050 Liradan Tamamladı\n\nİstanbul Serbest Piyasada, Kapanış Saatlerinde Doların Satış Fiyatı 1,5050 Liraya, Avronun Satış Fiyatı 2,2670 Liraya Yükseldi. devamı\n\n1 saat önce..\n\nBaykal:terör, Açılımdan Yararlanıyor\n\nCHP Genel Başkanı Deniz Baykal, \"Terör Yıllarca En Şiddetli Uygulamalarını Yaptığı, En Yüksek Can Kayıplarına Neden Olduğu Dönemde Dahi Elde Edemediği Bir Sonucu, Şimdi Bu Açılım Ortamında Elde Ediyor\" Dedi. devamı\n\n1 saat önce..\n\nDiyarbakır'da Yolcu Uçağı Arızalandı\n\nDiyarbakır-istanbul Seferini Yapan Pegasus Havayolları'na Ait Yolcu Uçağının Kuyruk Kısmındaki Tekerlekte Arıza Meydana Geldi. devamı\n\n2 saat önce..\n\nAvcılar'da Öğrenci Döven Polislere Dava\n\nİstanbul Avcılar'da Parkta İçki İçen Bir Üniversite Öğrencisini Döven Polisler İçin Hapis Cezası İsteniyor. Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı 9 Kişi Hakkında Hapis Cezası İstemiyle Dava Açtı devamı\n\n2 saat önce..\n\nKöpek Saldırısına Uğrayan Meral, İş Göremezlik Raporu Aldı\n\nArife Günü Oran'da Yürüyüş Yaparken Köpeklerin Saldırısına Uğrayan CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral, Bugün Meclis Tabipliği'ne Giderek İş Göremezlik Raporu Aldı. devamı\n\n2 saat önce..\n\nGalatasaray'ın Yunan Rakibi Panathinaikos Yarın İstanbul'a Geliyor\n\nUEFA Avrupa Ligi F Grubu 5. Hafta Maçında 3 Aralık Perşembe Günü Galatasaray ile Karşılaşacak Olan Yunanistan Temsilcisi Panathinaikos, Yarın Öğle Saatlerinde İstanbul'a Gelecek. devamı\n\n2 saat önce..\n\nPegasus Uçağı Diyarbakır'da Sorun Yaşadı\n\nSabiha Gökçen'den Havalanan Pegasus Havayolları'na Ait Tarifeli Uçağın Lastiklerinde, Diyarbakır Havalimanı Pistine İndikten Sonra Fren Hidroliğindeki Arıza Nedeniyle Kısa Süreli Sorun Yaşandı. Piste İnişini Başarılı Şekilde Tamamlayan Uçağın Yolcuları, Herhangi Bir Sorun Yaşanmadan Terminale Alındı. devamı\n\n2 saat önce.."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı\n\nRichard BEALE\n\nFutbol liglerimizde devre arası yaşanırken, takımlarımız hazırlıklarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Yoğun geçen çalışmalar, kamplar ve hazırlık maçları ile devam ediyor.\n\nK-Pet Birinci Lig ekiplerinden Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan ve karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı.\n\nMaçın ilk devresinde oyunun kontrolü daha çok Esentepe’deydi. İyi pas yapan ev sahibi ekip buna rağmen bunu gole çeviremedi.\n\nİkinci devreye de etkili başlayan Esentepe olurken, Türkiye’den transfer edilen forvet Ali Kafadar ile 65’te 1-0 öne geçti. 75’ten sonra Esentepe yedek oyuncularına şans tanırken, Türk Ocağı baskısını artırdı.\n\n81 ve 89’da Türk Ocağı’nın denemeye aldığı Rus forvet Famil attığı 2 golle, takımının deplasmanda kazanmasını sağladı.", "pos": ["Beşparmak derbisinde, Esentepe ile Görneç izleyenlere keyif veren bir futbol ortaya koyarak, 2-2 berabere kaldılar\n\nRichard BEALE\n\nK-PET Birinci Ligin 19. Haftasında, Erdal Barut Stadında, Hüseyin Eyyüpler’in yönettiği maçta, Esentepe ile Görneç, 2-2 berabere kalarak 1’er puanı hanelerine yazdırdılar.\n\nBeşparmak derbisinde, Esentepe ile Görneç izleyenlere keyif veren bir futbol ortaya koyarak, 2-2 berabere kaldılar. Esentepe maça hızlı başlarken, 3. Dakikada Eray ile 1-0 öne geçti. İlk 20 dakika boyunca üstün olan Esentepe karşısında kaleci Ferhat’ın kurtarışlarıyla ayakta kalan Görneç, oyunu dengeledi. 41. ve 45. dakikada golcü İrfan’ın golleriyle de devre 1-2 sona erdi.\n\nİkinci devre tamamen Esentepe kontrolünde geçerken, 80. Dakikada Ali Kafadar’ın kafa golüyle de maç 2-2 sona erdi."], "neg": ["Vuhan'da Yeni Tip Koronavirüsten Ölüm Oranı Yüzde 1,4 Olarak Hesaplandı\n\nYeni tip koronavirüsün (Kovid-19) çıkış noktası olan Çin'in Vuhan kentinde virüsten ölüm oranının yüzde 1,4 olduğu bildirildi.\n\nSonuçları \"Nature Medicine\" dergisinde yayımlanan araştırma çerçevesinde Vuhan'daki son vakalara odaklanılarak bir hesaplama yapıldı.\n\nAraştırmada Vuhan'da yeni tip koronavirüsten ölüm oranının ortalama yüzde 1,4 olduğu görüldü.\n\nYine yaşlılılarda ölüm riskinin arttığına işaret edilerek, Vuhan'da 60 yaşından büyük kişilerde ölüm oranının yüzde 2,6, 30 ila 59 yaşlarında yüzde 0,5, 30 yaşından küçüklerde yüzde 0,3 olduğu kaydedildi.\n\nÇinli yetkililer daha önce yeni tip koronavirüsten ölüm oranını ortalama yüzde 2 ila 3 olarak açıklamıştı.\n\nÇin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde Aralık 2019'da ortaya çıkan Kovid-19, kısa sürede ülke geneline ve yurt dışına yayılmıştı.\n\nDünya genelinde birçok ülkede hızla artan Kovid-19 kaynaklı ölüm ve vaka sayısı nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Kovid-19'un \"pandemi\" olarak nitelendirilebileceğini açıklamıştı.", "AK Parti Balıkesir Milletvekili Dr. Mustafa Canbey, tarımsal kalkınmayı desteklemek için hazırlanan tebliğde Balıkesir'in de yer almasının, ilin tarımsal potansiyelinin güçlenmesi bakımından önemli olduğunu bildirdi.\n\nTarım ve Orman Bakanlığının, TC Ziraat Bankası ile Tarım Kredi Kooperatiflerince Tarımsal Üretime Dair Düşük Faizli Yatırım ve İşletme Kredisi Kullandırılmasına İlişkin Uygulama Esasları Tebliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla Resmi Gazete'de yayınlandı.\n\nKapsamlı hazırlanan tebliğe göre, tarım, sütçü ve kombine sığır yetiştiriciliği, damızlık düve yetiştiriciliği, büyükbaş hayvan besiciliği, küçükbaş hayvancılık, balıkçılık, arıcılık ve seracılık gibi alanlarda kredi ve yatırım imkanlarından yararlanacak iller arasına Balıkesir de yer aldı.\n\nKonuyla ilgili yazılı bir açıklama yapan Milletvekili Canbey, şunları kaydetti:\n\n\"Tebliğ tarım sektörümüz için hayati önem taşıyor. Kredi ve yatırım açısından değerlendirildiğinde düşük faizli yatırım kredileri ile sektöre ciddi anlamda can suyu verilmiş olacak. Balıkesir, tarım ve hayvancılık açısından öncü şehirlerden biri. Türkiye'de kredi ve yatırım açısından desteklenecek iller arasına Balıkesir'in de alınması şehrimiz için önemli bir olaydır. İnşallah, önümüzdeki dönemde bunun meyvelerini de sektör olarak alacağız. Bu destekler, şehrimizin gelişmesine büyük katkı sunacak. Önümüzdeki süreçte tarım ve hayvancılık alanlarında Balıkesir'e çok şey kazandıracağını düşündüğümüz tebliğ için Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın Bekir Pakdemirli'ye teşekkür ediyor, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.\"\n\nAA / Ekonomi", "Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 15 kişinin daha hayatını kaybettiğini, bugüne kadar vefat eden hasta sayısının 59 olduğunu bildirdi.\n\nBakan Koca, Twitter'dan yaptığı açıklamada, \"Son 24 saatte 5 bin 35 test sonuçlandı, 561 tanı kondu. 15 hastamız hayata veda etti. Bugüne dek kaybettiğimiz hasta sayısı 59. Toplam hasta sayımız 2 bin 433. Sayılar, kayıp acısını, endişeyi ifade edemez. Sıfır riskle yaşamaya çalışalım. Bizi hayata tedbir bağlar.\" ifadesini kullandı.\n\nAA", "Ebru YİĞİT\n\nKocaeli\n\nDünyada salgının, Türkiye’de vaka sayılarının arttığı koronavirüse ilişkin kalabalık ortamlardan uzak durma uyarısı yapılsa da her bir fabrikada binlerce işçi dip dibe saatler geçiriyor. Bir yandan alınan önlemlerin yetersiz olması işçileri kaygılandırırken diğer taraftan okulların tatil edilmesiyle işçiler çocuklarını evde yalnız bırakmanın kaygısını taşıyor. Bir işçi, “Virüs bizi ya da sevdiklerimizi öldürmezse bile ya izin alamadığımız için evdeki çocuklarımızı düşünmekten ya da izin verirlerse yaz sıcağında bir nefes alamadan çalışmaktan helak edecek” diyor.\n\nHowon fabrikasında çalışan Ahmet “Bizde önlemlerin tam alındığını söyleyemeyiz. Ellerinde termal kamera olduğunu söyledikleri bir şeyle servisten inen işçileri kontrol ettiler. Bilgilendirmek için kağıtlar astılar ama ne dezenfektan ne de maske dağıtımı yapıldı. Bizim kendimizce aldığımız önlem dışarıda zaman geçirmemek. Fabrikalardan çıkıp soluğu evde alıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz var. Özellikle fabrikada hijyen sağlanmalı” dedi.\n\nFederal Mogul fabrikasında çalışan bir işçi ise fabrikada panolara koronavirüsle ilgili bilgilendirme yazıları asıldığını söyledi.\n\nBirçok metal fabrikasında alınan ilk önlem revirdeki doktorlar tarafından hijyen, el yıkama eğitimlerinin verilmesi oluyor. Papilla Tencere fabrikasında çalışan Nazlı kendi fabrikalarında sadece tuvaletlere koronavirüs riskini azaltmak için el yıkama metninin asıldığını anlattı: “Kendi önleminizi kendiniz alın diyorlar bize. Tuvaletlerde hijyen sağlanmalı, koronavirüs bulaşıcı bir hastalık ama tuvaletlerin daha sık temizlenmesini isteyince siz de tuvaletlerde sigara içmeyin deniliyor.”\n\nÜCRETLİ İZİN VERİLMELİ\n\nKalibre Boru fabrikasında ise işçiler bilgilendirmenin yapıldığını, dışarıdan içeriye ziyaretçi alımlarının durdurulduğunu anlatıyor. Önlemlerin yetersiz olduğunu belirten işçiler fabrika yönetiminin kendilerini “Kendinizi koruyun” dediklerini dile getiriyorlar.\n\nSumiriko’da çalışan bir işçi de “Bizim fabrikada önlemler alınıyor, dezenfektanları kullanıyoruz, yemekhanede doktorun bilgilendirme videoları yayınlanıyor. Ama şimdi okullar tatil edilince çocuklara kimin bakacağını bilmiyoruz. Biz fabrikadayız bu çocuklara ne olacak? Buna dair kimse bir şey söylemiyor. Bize de ücretli izin verilmeli” dedi.\n\nİşçilerin çoğu ücretli izin uygulamasına sıcak bakıyor. Ama devletin de patronların da bu işe yanaşmayacağını düşünen işçiler, yapıldığı durumda ise bunun yıllık izinlerinden düşürüleceğini söylüyorlar. Bu durumda yaz aylarında çalışmak zorunda kalacaklarını belirten metal işçisi bir kadın, “Virüs bizi ya da sevdiklerimizi öldürmezse bile ya izin alamadığımız için evdeki çocuklarımızı düşünmekten ya da izin verirlerse yaz sıcağında bir nefes alamadan çalışmaktan helak edecek, hastalıkta da sağlıkta da en son düşünülen biz işçiler oluyoruz” diyor.\n\nFord işçileri: El yıkayın diyorlar ama hattı bırakıp tuvalete gidemiyoruz biz\n\nBu nasıl önlem: Yemekte 1 metre, bantta 10 santim mesafe!", "Sakarya'da iki kardeş bilgisayar paralarını Milli Dayanışma Kampanyası'na bağışladı Sakarya'da yaşayan Misra (9) ve Hüseyin Aydın (12) kardeşler, dizüstü bilgisayar almak için biriktirdikleri 152 lirayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası'na bağışladı.\n\nSakarya'da yaşayan Misra (9) ve Hüseyin Aydın (12) kardeşler, dizüstü bilgisayar almak için biriktirdikleri 152 lirayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan Milli Dayanışma Kampanyası'na bağışladı.\n\nArifiye ilçesinde ikamet eden iki kardeş, dizüstü bilgisayar almak için para biriktirmeye başladı.\n\nMisra ve Hüseyin, biriktirdikleri parayı \"Biz Bize Yeteriz Türkiyem\" sloganıyla yürütülen kampanyaya bağışlamak istediklerini anneleri Özge Aydın'a söyledi.\n\nAnne Özge Aydın, durumu Arifiye Emniyet Amirliğine bildirdi.\n\nPolis ekipleri çocukların evlerine gelerek biriktirdikleri 152 lirayı teslim aldı.\n\nMisra Aydın, yaptığı açıklamada, \"Hayalimizdeki laptopu almak için biriktirdiğimiz harçlığımızı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın 'Biz bize Yeteriz Türkiyem' sloganıyla başlattığı Milli Dayanışma Kampanyası'na bağışladık.\" dedi.\n\nAnne Özge Aydın da çocuklarının bu davranışlarından dolayı gururlandığını kaydetti.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "16.01.2020 17:02 | Son Güncelleme: 16.01.2020 17:19\n\nDenizli'nin Merkezefendi ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybeden 13 yaşındaki kız çocuğunun cenazesi toprağa verildi.\n\n\n\nGerzele Mahallesi 103 Sokak'ta dün akşam saatlerinde evde baygın bulunan üç kardeşten biri olan ve kaldırıldığı hastanede yaşımını yitiren Seda Kesikbaş'ın cenazesi Pamukkale Üniversitesi Hastanesindeki otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi.\n\nOtopside sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüğü tespit edilen Kesikbaş'ın cenazesi, daha sonra helallik için evlerine getirildi.\n\nCenazenin getirilişi sırasına yakınları ve arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Ortaokul öğrencisi Seda'nın çok sevdiği pembe elbisesi de tabutunun üzerine konuldu.\n\nKesikbaş'ın cenazesi, Servergazi Merkez Camisi'nde kılınan namazının ardından Servergazi Mezarlığında defnedildi.\n\nCenazeye, baba Hüsemattin Kesikbaş, aile yakınları, Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, Merkezefendi Kaymakamı Adem Uslu, ölen kızın sınıf arkadaşları ve öğretmenleri katıldı.\n\nBaba Kesikbaş, çok üzüntülü olduğunu belirterek, \"İçim yanıyor. Dün sobayı yakıp işe öyle gitmiştim. Acı bir telefonla olayı öğrendim. Kızımın çok sevdiği pembe işlemeli elbisesini tabutunun üzerine koyduk. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın.\" diye konuştu.\n\nMerkezefendi ilçesi Gerzele Mahallesi'nde yaşayan Hüsematin ve Pervin Kesikbaş'ın ikiz kızları Seda ve Sude ile 8 yaşındaki Sena Kesikbaş, dün evlerinde baygın halde bulunmuştu.\n\nHastaneye kaldırılan 3 kardeşten Seda Kesikbaş yaşamını yitirmiş, olayın sobadan sızan karbonmonoksit gazından meydana geldiği belirtilmişti.\n\nKaynak: AA", "pos": ["Merkezefendi ilçesi Gerzele Mahallesi 103 Sokak'ta bulunan müstakil bir evde sobadan sızan karbon monoksit gazından zehirlenen Hayırseverler Ortaokulu 6'ncı sınıf öğrencisi Seda Kesikbaş, kaldırıldığı hastanede dün yaşamını yitirdi. Kesikbaş'ın karbon monoksit gazından etkilenen ikizi Sude ve kardeşi Sena (8) da Denizli Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Kardeşler buradan Özel Sağlık Hastanesi'ne sevk edildi. Sude ve Sena Kesikbaş'a hiberbarik odasında vücutlarındaki karbon monoksit gazının atılması için basınçlı oksijen tedavisi uygulandı. Kardeşlerin sağlık durumlarının iyiye gittiği belirtildi.\n\nYaşamının baharında hayata gözlerini yuman Seda Kesikbaş'ın Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu Morgu'ndaki otopsinin ardından yakınları tarafından alınan cenazesi, ilk olarak Gerzele Mahallesi'ndeki evlerinin önüne getirildi.\n\nKesikbaş'ın üzerine pembe gelinlik serilen tabutu evin önüne geldiğinde gözyaşları sel oldu. Burada helallik alınmasının ardından Kesikbaş'ın cenazesi, ikindide Servergazi Merkez Camisi'ne götürüldü. Burada düzenlenen törene Merkezefendi Kaymakamı Adem Uslu, Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, Seda'nın öğretmenleri ve öğrenci arkadaşları, yakınları ve sevenleri katıldı. Kılınan namazın ardından Kesikbaş'ın cenazesi, Servergazi Mezarlığı'na götürülüp, toprağa verildi.\n\nBaba Hüsamettin Kesikbaş, cenaze töreninde kızını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirtip, \"Allah, kimseye böyle bir acıyı yaşatmasın. Dün evde sobayı yakıp işe gitmiştik. Telefonda acı haberi aldık\" dedi.\n\nÖte yandan Savcılık tarafından başlatılan soruşturma kapsamında sobada yakılan ve evde bulunan kömürlerden incelenmek üzere numune alındığı bildirildi. (DHA)"], "neg": ["Ali LEYLAK/ŞANLIURFA, () -ŞANLIURFA’da, koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler kapsamında toplu taşıma araçlarında denetim yapıldı. Denetimde kurallara uymayan sürücülere cezai işlem uygulandı.\n\nİçişleri Bakanlığının koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında yayımladığı genelgeyle şehir içi ve şehirler arası çalışan toplu taşıma araçlarının kapasitesinin yarısı kadar yolcu taşıması kararlaştırıldı. Kararın ardından Şanlıurfa’da zabıta ekipleri, toplu taşıma araçlarını denetledi. Ekipler, durdurarak kontrol ettiği toplu taşıma araçların yolcu sayısını ve yolcuların birbirleriyle teması etmeyecek şekilde oturup oturmadıklarını kontrol etti. Vatandaşların uyarıldığı denetimlerde, kurallara uymayan sürücüler hakkında cezai işlem uygulandı.", "ANTALYA Yavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu Yavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu*- Antalya'da, yeni doğmuş yavrularını koruma içgüdüsüyle Nilüfer- Serdar Korkmaz çiftinin köpeğine saldıran kedi, sitenin maskotu oldu.\n\nYavrularını korumak için köpeğe saldıran kedi, sitenin maskotu oldu\n\n*- Antalya'da, yeni doğmuş yavrularını koruma içgüdüsüyle Nilüfer- Serdar Korkmaz çiftinin köpeğine saldıran kedi, sitenin maskotu oldu.\n\n*- Anne kedi ve yavrularını sahiplenmek isteyenler olmasına rağmen site sakinleri kimseye vermiyor.\n\nOlay, geçen ay Konyaaltı ilçesinde bir sitenin bahçesinde meydana geldi. Nilüfer ve Serdar Korkmaz çifti köpekleriyle evden çıktıkları sırada, bir anda arkalarından gelen kedinin saldırısına uğradı. Şaşkına dönen çift köpeklerini geri çekmeye çalışırken diğer taraftan kendilerini de korumaya çalıştı. Bir süre mücadele eden çift, kediyi uzaklaştırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Köpeğin üzerine doğru saldıran kedi, hem köpeğe hem sahiplerine zor anlar yaşattı. Sahibi çareyi, köpeğini kucağına alıp saklamakta buldu. Öfkeli kedi bir süre sonra saldırıdan vazgeçip uzaklaştı. Yaşananlar sitenin güvenlik kamerasına anbean yansıdı.\n\n'ASLINDA ÇOK UYSALDIR'\n\nKamera görüntülerini izleyen site görevlisi Süleyman Karataş, anne kedinin yavrularını koruma içgüdüsüyle hareket ettiğini söyledi. Sitedeki çocukların yeni doğmuş 3 yavru kediyi olay günü güvenlik kulübesinin yanına çıkardığını hatırlatan Karataş, \"Tabi o sırada köpek güvenliğin önünden geçmek üzereyken anne kedi yavrularına zarar vereceği içgüdüsüyle hareket etmiş. Aslında saldırgan bir kedi değil. Çok uysaldır\" dedi.\n\nOlaydan sonra site sakinlerinin kediyi daha çok sahiplendiğini aktaran Süleyman Karataş, konuşmasını şöyle sürdürdü:\n\n\"Sitede oturanlar, anne kedi ve yavrularını beslemeye devam ediyor. Sitede yaklaşık 200 kişi oturuyor ve herkes kedileri sahiplendi. Mama, süt getiriyorlar. Sularını eksik etmiyorlar. Küçük bir yuvaları oldu. Sahiplenmek isteyenler var ama vermedik. Anne ve yavruları sitemizin maskotu oldu. Oyun oynuyoruz onlarla.\"\n\nSitede oturan Belinay ve Kayra Altınbilek kardeşler ise her gün kedileri sevmeye geldiklerini belirterek, \"Yavrulara arkadaşlarımla birlikte mama veriyoruz. Kediden korkmuyoruz\" dedi.\n\nKaynak: DHA", "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Spor Bakanı Kasapoğlu ve futbol camiası temsilcilerini kabul etti. Toplantıda TFF Başkanı Nihat Özdemir de hazır bulundu. Kritik toplantıda kulüplerin yapılandırılan borçları ve meclise sunulacak Kulüpler Yasası görüşülecek.\n\nCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Nihat Özdemir, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Sepil ve kulüp başkanlarını kabul etti. Toplantıda Türk futbolunun harcama limitleri konusu ve sorunlarının yanı sıra yakında TBMM’ye sunulacak Spor Kulüpleri ve Federasyonları Yasası görüşülecek.\n\nMEHMET SEPİL: UZUN YILLAR SONRA BİR ARAYA GELMENİN BÜYÜK FAYDASI VAR\n\nKulüpler Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Sepil, Ankara’da süren Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı'nın ikinci günü öğle arasında, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir ile basın birlikte mensuplarına açıklamada bulundu.\n\nÇalıştayın çok yararlı geçtiğini ifade eden Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Sepil, “Süper Lig, 1., 2. ve 3. Lig kulüplerinin katılımıyla uzunca çalıştık. Çok yararlı bir çalışma oldu. Dün öğleden sonraki panellerde bakanlığımız yuvarlak masa toplantısı düzenledi. Tüm liglerdeki kulüplerimiz aynı masada Türk futbolunun sorunlarını tartıştılar. Özellikle stratejik konuların neler olduğu ve burada yapılması gereken değişiklikler tartışıldı. Bir Süper Lig başkanı olarak diğer liglerle oturmamız bize deneyim kazandırdı. Herkes görüşlerini ifade etti. Önümüzdeki günlerde de bu çalışmalarımız sürecek. Ama ilk günden şunu gördük ki uzun yıllar sonra bir araya gelmenin ve herkesin görüşlerini ifade etmesinin çok büyük faydası var. Samimiyetle buradan çok iyi sonuçların çıkacağını ve Türk futbolunun, Türk sporunun yararlanacağını düşünüyorum” diye konuştu. (DHA)", "Çeyrek altın kaç lira oldu?\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\nDün, yeni tip corona virüs (Kovid-19) salgınının ekonomik etkilerini azaltmak için ABD Merkez Bankası'nın (Fed) sınırsız varlık alım programına gitmesinin ardından altın fiyatlarında yukarı yönlü hareket gözlemlendi.Gram altın dün en yüksek 342 lira seviyesini gördükten sonra günü 335 liradan tamamlamıştı. Bugün ise saat 16.50 itibarıyla 335 liradan alıcı buluyor. Çeyrek altın 521 lira, Cumhuriyet altını da 2.142 lira seviyelerinde.Altının ons fiyatı ise 1.608 dolarda dengelendi.Öte yandan ABD'de 2 trilyon dolarlık teşvik paketinin senatoda ikinci kez reddedilmesiyle dün ABD borsaları satıcılı seyretmesine karşın, Asya ve Avrupa borsalarında yüzde 7'lere varan güçlü yükselişlerin gözlemlendiği belirtildi.Bugün yurt içinde reel kesim güven endeksi ve imalat sanayi kapasite kullanım oranı yurt dışında ise ABD'de dayanıklı tüketim malları ve sermaye malları siparişleri, Almanya'da da Ifo endeksleri başta olmak üzere veri gündemi takip edilecek.", "Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, GS TV'de katıldığı canlı yayında sarı lacivertli camiaya \"geçmiş olsun\" dileklerini iletti.\n\n\n\n\n\nCENK RENDA KARANTİNADAN MESAJ GÖNDERMİŞTİ\n\n\n\n\n\n\n\nFenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımı’nda Koronavirüs belirtilerine rastlanan takım menajeri Cenk Renda, yoğun bakımda olmadığını ancak hastanede kontrol altında tutulduğunu söylemişti.\n\n\n\n\n\nFenerbahçe Kulübü, önceki günlerde yayınladığı açıklama ile erkek basketbol takımında yapılan rutin kontroller sonrasında bazı oyuncular ile idari ekipten bazı isimlerde koronavirüs belirtileri olduğunu açıklamıştı.\n\n\n\n\n\nYapılan testler sonrasında alınan numunelerin Sağlık Bakanlığı’na gönderildiğini bildiren Fenerbahçe’de erkek basketbol takımı idari menajeri Cenk Renda’nın yoğun bakımda olduğu haberleri çıkmıştı.\n\n\n\n\n\nCenk Renda, kendisine ulaşmak isteyen Fenerbahçeliler ve yakın dostlarına topluca bir mesaj yollayarak yoğun bakımda olmadığını, kontrol amaçlı özel hastanede olduğunu açıklamıştı."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Gaziantepli komedyen korona günlerinde güldürüyor Gaziantep'in ünlü komedyeni sosyal medyadan korona günlerinde yaptığı paylaşımlarla güldürüyor.\n\nGaziantep'in ünlü komedyeni sosyal medyadan korona günlerinde yaptığı paylaşımlarla güldürüyor.\n\nGaziantep'in ünlü komedyeni ve tiyatrocusu Orhan Uslu, korona günlerinde sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla dikkat çekiyor. Korona virüs nedeniyle zor günler geçirenler için paylaşımlarda bulunan Uslu, takipçilerini kahkahaya boğuyor. Kentin pek çok noktasında çektiği videolarla takipçilerinin yüzlerini güldüren Uslu, korona virüsten korunma yöntemlerini de anlatıyor. Gaziantep'in sevilen Çeled Uşaklar Tiyatro Topluluğunu da yöneten Uslu, paylaştığı videolarla beğeni topluyor.\n\nKorona virüs günlerinde çektiği videoları sosyal medya hesabından paylaşan Uslu, kenttekiler tarafından alkışlanıyor. Emniyet güçleriyle de video çeken Uslu, sosyal mesafe kuralına ve maske ile dolaşmaya dikkat çekiyor. Videolarında vatandaşların kurallara uymasını da isteyen Uslu, korona virüsle ilgili sosyal medya hesabında mesajlar paylaşıyor. Uslu, videolarının 3 milyon fazla kişi tarafından görüntülendiğini bildirdi. - GAZİANTEP\n\nKaynak: İHA", "pos": ["İl Emniyet Müdürlüğü Toplum Destekli Polislik Şube Müdürlüğü (TDP) ekipleri, daha çok yöresel şiveyi kullanan Gaziantepli tiyatro sanatçısı Orhan Uslu ile birlikte hazırladığı komik skeçlerle korona virüse karşı bölge insanını uyarıyor. Skeçte, sosyal mesafe, sokağa çıkma kısıtlaması ve kurallara uymayanlara yönelik cezalar gibi konular işlendi. Skeçte ağırlıklı olarak şiveli konuşmalar yer alırken, videolar sosyal medyadan paylaşılıyor. Sosyal medyada yoğun ilgi gören videolar, hem güldürüyor hem de düşündürüyor.\n\nTiyatro sanatçısı Orhan Uslu zabıta ekipleri ile de kamera karşısına geçerek, kentte fırın yemeklerine getirilen yasağa dikkat çekmiş, sosyal medyadan yapılan paylaşımlar yoğun ilgi görmüştü."], "neg": ["Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice, ülke genelinde yapılan protestolarla ilgili Rusya’yı işaret ederek, \"ABD’de yaşananlar Rusya taktiklerini andırıyor\" ifadelerini kullandı.\n\nSöz konusu açıklamaya Rusya’dan yanıt gecikmedi. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov bugün yaptığı açıklamada, Rusya’nın ABD’deki protestolarla ilgisi olmadığını vurgulayarak,\n\n\"Bu konuda ima edilen şeyler tabi ki de yanlış ve gerçeği yansıtmayan ifadeler. Üstelik bu imalar Washington’un resmi açıklaması da değildir. Biz çok dikkatli bir şekilde ABD’de olanları takip ediyoruz. Orada olup biten her şey ABD’nin içişleridir. Hiçbir zaman karışmadık. Şimdi de karışma hazırlığı içinde değiliz\" şeklinde konuştu.\n\nDÜNYA Libya’ya üs kurma: ABD'den Rusya'ya Akdeniz uyarısı\n\n\n\n\n\nRusya'da koronavirüs salgını hız kazandı\n\nRusya’da uygulanan korona virüs tedbirleri kapsamında sınırların yabancı ülke vatandaşlarına kapalı olması hususuna da değinen Kremlin Sözcüsü Peskov, \"Yabancılar için ne zaman açılacağına dair bir karar henüz alınmış değil. Bu nedenle bir şey söyleyemeyeceğim. Ancak ne olursa olsun sınırların kapalı olması, yabancı üst düzey delegelerin ülkeye gelişlerini kapsamıyor\" ifadelerini kullandı.", "Ülkemiz pek çok aktif fay hattının uzanış doğrultusunda bulunmakta ve aktif deprem kuşağında yer almaktadır. Durum böyle olunca ülkemiz çoğu zaman irili ufaklı şiddetlerde depremlerle karşı karşıya gelmeye devam ediyor. Özellikle bugün meydana gelen Elazığ Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.5 şiddetindeki depremin ardından vatandaşlar Doğu Anadolu fay hattı nedir, nerelerden geçiyor? şeklinde sorularla merkalı arayışlarını arama motorlarında yoğun şekilde sürdürüyor. Doğu Anadolu fay hattının ne olduğu ve hangi bölgelerden geçtiğine ilişkin tüm detayları ve Türkiye deprem haritasını haberimizde bulabilirsiniz. Peki, Doğu Anadolu fay hattı nedir, nerelerden geçiyor? sorularının cevapları ve diğer tüm detaylar...\n\nDOĞU ANADOLU FAY HATTI NEDİR, NERELERDEN GEÇİYOR? TÜRKİYE DEPREM HARİTASI\n\nHaberimizden Doğu Anadolu Fay hattının ne olduğu, nerelerden geçtiğine ilişkin bilgileri ve Türkiye deprem haritasını bulabilirsiniz...", "Çok ciddi Avrupa kulüplerinden ve Dubai'den bir teklif var. Kulüplerin adını veremem ancak İspanya'dan, Türkiye'den ve İtalya'dan isteyen var. Bu kulüplerle görüşmeler yaptık ancak Betis ile ilgili bir gelişme yok.", "FATİH AKBAŞ\n\nÇorum Belediyesi tarafından Kadeş Meydanı’nda yaptırılan binalardan birisi kütüphane olarak kullanılmak üzere İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’ne tahsis edilecek.\n\nBelediye Meclisi toplantısında gündem maddesi hakkında bilgiler veren Belediye Başkanı Halil İbrahim Aşgın, “Çorum’da kütüphaneye ihtiyaç her geçen gün artıyor. Sınavların yaklaştığı şu günlerde bu ihtiyaç daha da artıyor. Mevcut kütüphane talebi karşılamadığı gibi küçükte geliyor. Kütüphanenin yeniden yapılması noktasında da Bakanlığın bir değerlendirmesi var. Yapılırken tamamen bir sıkıntı yaşanacak. Biz bu sorunu bertaraf etmek için böyle bir çalışma yaptık. Yeni stadyumun devri noktasında son aşamadayız. Devir tamamlandıktan sonra eski stadı devralacağız. Yazışmalarımız devam devam ediyor. Daha sonra ise Şehircilik Bakanlığımız millet bahçesi yapacak. İçinde kongre ve kültür merkezi ile kütüphane bulunacak. Bakanlık proje ihalesini yaptı. İhaleyi kazanan firmada şehrimize gelerek yerinde çalışmalar yaptı” dedi.\n\nBaşkan Aşgın, sınavlara hazırlanan gençlere de çağrıda bulunarak, “Kadın Kültür ve Gençlik Merkezlerimizi gençlerimize açtık ve istedikleri gibi ders çalışabiliyorlar. İkramlarımızda var. Sınavlara kadar kullanabilirler. Öğretmenlerimizde destek oluyorlar. Sınava girecek tüm öğrencilerimizi bekliyoruz” ifadelerini kullandı.\n\nYapılan değerlendirmelerin ardından Kadeş Meydanı’nın güneydoğusunda bulunan binanın halk kütüphanesi olarak kullanılmak üzere 15 yıllığına Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’ne devredilmesi teklifi oy birliği ile kabul edildi.", "Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün Twitter hesabından yapılan açıklamada, bazı sosyal medya hesaplarından 'Ankara'ya tabut sevk edildiği' ve 'Bir hastanede 104 vatandaşın koronavirüsten vefat ettiği' şeklinde toplumda infial uyandırmaya yönelik gerçek dışı paylaşımlar yapıldığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:\n\n\"BU TÜR PAYLAŞIMLARA İTİBAR EDİLMEMELİ\"\n\n\n\n\"İlk paylaşımı yaydığı tespit edilen üniversite öğrencisi A.B.S. isimli şahıs, ilimizde yakalanarak gözaltına alınmıştır. İkinci paylaşımın ise sosyal medya üzerinden FETÖ/PDY terör örgütü adına paylaşımlar yapan, İngiltere'den açılmış bir hesap olduğu tespit edilmiş, gerekli işlemler başlatılmıştır. Vatandaşlarımızın bu tür asılsız ve provokatif paylaşımlara itibar etmemelerini önemle rica ederiz.\""], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Haber - Kamera: Oğuzcan YAZAR, Hasan YILDIRIM/İSTANBUL,() ŞİŞLİ'de fırtınada, Hasan Aydın'ın başına isabet eden parçanın düştüğü belirtilen reklam panosu kaldırılıyor.\n\nOlay, Şişli, Büyükdere Caddesi üzerinde önceki gün saat 19.00 sıralarında meydana geldi. Hasan Aydın rüzgar nedeniyle reklam panosundan koptuğu belirtilen parçanın kafasına düşmesi sonucu hayatını kaybetti.\n\nHasan Aydın'ın ölümünün ardından harekete geçen polis ekipleri, çevredeki güvenlik kamera kayıtlarını inceleyerek çalışmalara başladı. Çevredeki güvenlik kamera kayıtlarının incelenmesinin ardından Hasan Aydın'ı öldüren parçanın, panodan veya nereden koptuğunun tespit edilebileceği öğrenildi.\n\nREKLAM PANOSU KALDIRILIYOR\n\nOlayın ardından vinç yardımıyla sabitlenen reklam panosunun kaldırılması için bugün ekipler çalışma başlattı. Hasan Aydın'ın ölümüne neden olduğu iddia edilen pano parça parça sökülerek indirildi.\n\n\n\nGörüntü Dökümü:\n\n-------------\n\nMuhabir anonsu (Oğuzcan YAZAR)\n\nZabıtalardan detay\n\nPanonun kaldırılmasından detay\n\nÇalışanlardan detay\n\nYerdeki pano parçalarından detay", "pos": ["ŞİŞLİ'de kaldırımda yürüyen bir kişi, reklam panosundan kopan bir parçanın kafasına düşmesi sonucu öldü. Reklam panosu, devrilmemesi için iki vinçle sabitlendi.\n\nOlay, Zincirlikuyu Büyükdere Caddesi'nde dün 19.00 sıralarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Hasan Aydın, Zincirlikuyu metrobüs durağına gitmek için kaldırımda yürüdüğü sırada, kafasına reklam panosundan kopan bir parça düştü. Ağır yaralanan Aydın, ambulansla çevredeki özel bir hastaneye kaldırıldı. Hasan Aydın, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.\n\nOlayın ardından, bir inşaatın önündeki reklam panosu rüzgardan devrilmemesi için iki vinç yardımıyla sabitlendi."], "neg": ["05 Nisan 2020\n\nKoronavirüs (COVID-19) salgını, birçok sektörü durma noktasına getirdiği gibi, 200 binin üzerinde istihdam yaratan otomotiv sektörünün tedarik zincirini de derinden etkiledi. 460’a yakın üyesi ile Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi konumunu elde eden Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) de salgının sektör üzerindeki etkilerini ve şirketlerin yaşadığı problemleri gözler önüne sermek için düzenlendiği anket çalışmasının ikincisini gerçekleştirdi. İlki 25 Mart’ta yapılan anket çalışmasına 30 Mart’ta düzenlenen ikincisiyle devam eden TAYSAD, 5 günlük zaman zarfında sektörde yaşanan değişiklikleri ortaya koydu. TAYSAD üyelerinin katıldığı anket, salgının tedarik sanayi üzerindeki etkilerinin artarak devam ettiğini, krizin olumsuz sonuçlarının 2-3 ay daha süreceğini, sektördeki karamsar bakış açısının yükselişe geçtiğini gösterdi.\n\nKısa çalışma desteği ihtiyacı en az üç ay daha devam edecek!\n\nİkinci ankete göre; salgının etkilerinin artmasına paralel olarak sektördeki iş ve motivasyon kaybı da yükselişe geçti. Ayrıca ilk ankette tedarik sanayicilerinin yüzde 63’ü “İstikrar Kalkanı” kapsamında açıklanan İŞKUR Çalışma Ödeneği’ne başvurduğunu belirtirken, söz konusu oran son ankette yüzde 75’e çıktı. Ankete göre kısa çalışma desteğine yönelik ihtiyacın en az üç ay daha devam edeceği belirlendi. İlk ankette, bir sonraki hafta işleri komple durduracaklarını belirten üyelerin oranı yüzde 24 olarak belirtilirken, ikinci ankette ise bu oran yüzde 35’e yükseldi. Kısmi çalışma gerçekleştirecek olanların benzer seviyelerde, yüzde 50’lerde seyrettiği görüldü. Ayrıca üyeler, 20 Nisan sonrasında ise komple duruşun azalacağı görüşünde olduklarını açıkladı.\n\nÜretim hacmi düşecek!\n\nTAYSAD üyeleri ankette, 06 Nisan ile başlayan bu hafta ortalama yüzde 41 kapasite kullanım oranı ile çalışacağını belirtti. Kapasite kullanım oranının Mayıs ayının ilk haftasında yüzde 60 seviyelerine çıkması bekleniyor. İlk ankette katılımcıların yüzde 58’i salgının etkilerinin “8-10 hafta” ve “daha uzun” süreceğini tahmin ettiklerini belirtirken, bu oran ikinci ankette yüzde 65’e yükseldi.\n\nTedarikçilerin yüzde 42’si nakit sıkışıklığı yaşayacak!\n\nİkinci anketin sonuçları tedarik sektördeki karamsar tablonun geçtiğimiz haftaya göre daha fazla belirginleştiğini ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 58’i Nisan sonunda nakit sıkışıklığı yaşanmayacağını düşünürken, yüzde 88’i de nakit sıkışıklığına karşı önlem aldıklarını açıkladı. Böylece araştırma Nisan ayı sonuna kadar tedarikçilerin yüzde 42’sinin nakit sıkışıklığı yaşayacağını gözler önüne serdi.\n\nSiparişler azaldı!\n\nKatılımcılar, sorunların başında yüzde 92 ile iş ve ciro kaybının geldiğini vurgularken, yüzde 46 ile ithalatın gerilemesi ikinci sorun olarak dile getirildi. Tedarikçi teslimat problemleri de yüzde 46 ile diğer önemli bir sıkıntı olarak belirlendi. Yüzde 87’lik büyük bir kısım ise 23-29 Mart haftasında, bir önceki haftaya göre siparişlerin azaldığını ifade etti. Alacak tahsilatında sorun yaşandığını belirtenlerin oranı ise yüzde 35 oldu.\n\nTedarik sanayisi koruyucu ekipman üretimi hazırlığında!\n\nTüm bunlarla birlikte ankette; otomotiv tedarik sanayisinin salgının etkilerine karşı toplum sağlığını korumak amacıyla fedakarca çalışan sağlık sektörüne yardımcı olmak amacıyla yürüttüğü faaliyetlere de yer verildi. Ankete göre; katılımcıların yüzde 17’si maske, solunum cihazı, sterilizasyon kabini, tulum, ventilatör, maske için plastik 3D üretimi, kapı açma aparatı, solunum cihazı hortumu gibi koruyucu ekipman üretimi konusunda girişimleri olduğunu belirtti.\n\n“Yeni destekler gerekiyor, özellikle de çalışanlarımızı mağdur etmemeliyiz”\n\nAnket sonuçlarını değerlendiren TAYSAD Başkanı Alper Kanca, Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (TOSB) ortalama elektrik tüketiminin günlük 1,5 milyon kWh’tan 0,6 milyon kWh seviyesine, yani yüzde 60 düştüğüne dikkat çekerek, “Elektrik tüketimi gibi böylesine somut bir verinin dramatik düşüşü ortada olunca, durumun vehameti çok daha açık görülüyor” dedi.\n\nÜreticilerinin kısa çalışma ödeneği ile ilgili ciddi altyapı eksikliği olacağı yönünde endişeleri olduğunu vurgulayan Kanca, kısa çalışma ödeneğinin 3 ayla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, “Korona virüsün etkisi 3 ay içinde sona erse bile, etkilerinin en az 1 yıl süreceğini öngörüyoruz. Ayrıca, kısa süreli çalışma ödeneği gerçekten de özelikle mavi yakalılar için çok önemli bir destek olmasına rağmen, beyaz yakalı çalışanlara yeterli olmamaktadır. Bu sebeple beyaz yakalı çalışanlarımızın da yaşam standartlarının minimumunu karşılayabilmeleri için Kısa Çalışma Ödeneği’nde brüt asgari ücret bedelini net olarak 1,5 değil 3 katına çıkarmak doğru olacaktır” dedi.", "Türkiye'de koronavirüsten ilk ölüm gerçekleşirken, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 'Koronavirüs zirvesi' toplandı. Toplantı öncesi açıklama yapan Erdoğan, \"Milletimizi iyi bilgilendirir, hastalığı sıkı şekilde kontrol altında tutarsak umduğumuzdan da güzel bir tablo bizi bekliyor\" dedi.\n\nAbone ol\n\nÇankaya Köşkü'nde koronavirüsle mücadele kapsamında çok geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirildi. Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı öncesinde açıklama yapan Erdoğan, sürecin ciddi ekonomik sonuçları olabileceğini söyledi.\n\nZoru birlikte başaracağız\n\nErdoğan, \"Devlete düşen görevlerin yanında özel sektörün de sorumlulukları olduğu muhakkaktır. Bu zoru birlikte başaracağız\" ifadelerini kullandı. İşte Erdoğan'ın koronvirüsle mücadele mesajları:\n\nCiddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır\n\n\"Bugüne kadar sağlık tedbirlerini peyderpey hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Gönüllü veya zorunlu karantina uygulamaları sebebiyle günlük hayatı durma noktasına getiren böyle bir sürecin, pek çok boyutu yanında ciddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır. Türkiye olarak hem bu hastalığın salgın haline dönüşmesine engelleme, hem de ekonomiyi canlı tutma mecburiyetimiz var. ülkemizin ağustos 2018 yılında yaşadığımız kur-faiz-enflasyon saldırısının etkilerinden yeni yeni kurtulmaya, işlerin tekrar yoluna gitmeye başladığı bir dönemde ipin ucunu asla bırakamayız.\n\nİnşallah bu zoru birlikte başaracağız\n\nKovid-19 ile mücadele ederken tüm ekonominin çarklarının dönmesini sağlamak elbette kolay değildir. bunun için özel sektörümüzün de yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduğu muhakkaktır. İnşallah bu zoru birlikte başaracağız.\n\nBirkaç haftalık dönemi iyi yönetirsek güzel tablo bizi bekliyor\n\nÇin’deki salgın, tüm dünyayı üretim konusunda alternatifler aramaya itmiştir. Üretimde alternatif denince de ilk akla gelen yerlerden biri Türkiye olmaktadır. Ayrıca virüs salgını ve petrol fiyatlarının düşüşüyle yaşanan gelişmeler ülkemize ilave avantajlar yaşatacaktır. Birkaç haftalık dönemi iyi yönetir, hastalığı sıkı şekilde kontrol altında tutabilirsek, umduğumuzun da ötesinde güzel bir tablo bizi bekliyor.\n\nÖnemli olan hastalığın bizi yenmesine fırsat vermeden hem tıbbi olarak virüsün hem de psikolojik ve ekonomik etkilerinin üstesinden gelebilecek dirayeti ortaya koyabilmemizdir.\n\nBiliyorsunuz dün bir video konferansla bir taraftan yapacağımız bu çalışmaları özellikle de hem Fransa Başkanı Macron, diğer tarafta Merkel, diğer tarafta Johnson; onlarla dörtlü bir video konferans yaptık. Ve bu video konferansla da sadece virüs olayı değil, değerlendirme yaptığımızda en iyi konumda olan biz gözüküyor. Bizim ardımızdan Almanya gözüküyor. Ama İngiltere ve Fransa’nın durumu bizimle mukayese edilmeyecek derecede olumsuz. Bir diğer taraftan bölgedeki gelişmeler, İdlib konusunu, barış pınarı konusunu görüşme fırsatı bulduk. Ve Moskova’daki yaptığımız son zirveyle ilgili de bir bilgilendirmemiz oldu.\n\nSTK'lara 5'er dakika konuşma süresi\n\nVirüsle ilgili alacağımız kararların ülkemiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şöyle bir plan yapmayı uygun bulduk. Bilgilendirme noktasında tabi bu işin şu anda süreci yöneten, götüren Sağlık Bakanımız olması hasebiyle; Sağlık Bakanımıza şöyle bir beş dakikalık süreç. Bunun dışında kabine üyelerimizin üçer dakika. STK’ların ise 5’er dakika konuşma süreci olacak.\"", "Ceza Mahkemesi'nde DHKP-C terör örgütü üyeliği suçundan yargılanan Grup Yorum mensubu İbrahim Gökçek, terör örgütünün talimatıyla başlattığı ölüm orucu sonucu geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmişti. İbrahim Gökçek'in cenazesini bahane eden DHKP-C'li militanlar gerek İstanbul Gazi Mahallesi'nde gerekse de Kayseri'de güvenlik güçlerine saldırmıştı.\n\n\n\n\n\nTEPKİ ÇEKEN PAYLAŞIMLAR\n\nTerör örgütünün talimatıyla ölüm orucuna girip hayatını kaybeden İbrahim Gökçek'e ilginç bir isimden destek gelmişti. İzmir Karşıyaka Hâkimi Ayşe Sarısu Pehlivan, İbrahim Gökçek ardından ağıt yakarcasına paylaşımlarda bulunmuştu. Hâkim Pehlivan Twitter'daki hesabından Gökçek'e destek mesajları paylaşarak, Gökçek'in ardından \"İbrahim artık yok. Sözcükler anlamını yitirdi. Yaşatamadık!' demişti. Yine aynı gün İbrahim Gökçek adına açılan hastagi etiketleyerek \"Ölüm adın kalleş olsun\" mesajını paylaşmıştı. Aynı zamanda Yargıçlar Sendikası Başkanı da olan Pehlivan, 3 Mayıs günü ise #İbrahimGökçekYaşamalıdır hastagini etiketleyerek \"türküler hiç kimseye zarar vermez\" iletisini atmıştı.\n\n\n\n\n\nHSK'DAN SONRA BAŞSAVCILIK'TA HAREKETE GEÇTİ\n\nAyşe Sarısu Pehlivan hakkında ilk olarak Hakimler Savcılar Kurulu idari soruşturma başlatmıştı. Adli olarak ise İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın harekete geçtiği öğrenildi. Başsavcılık, Pehlivan hakkında 'Terör Örgütü Propagandası Yapmak' suçu kapsamında soruşturma başlattı. Pehlivan hakkında re'sen başlatılan soruşturma kapsamında paylaşımları emniyet güçlerince tutanak altına alındı.\n\n\n\n\n\nMÜFETTİŞ GÖREVLENDİRİLDİ\n\nDiğer yandan HSK tarafından Ayşe Sarısu Pehlivan hakkında başlatılan soruşturma kapsamında bir HSK müfettişinin Karşıyaka Adliyesi'ne gönderildiği öğrenildi.\n\nSABAH/ ATAKAN IRMAK\n\nDHKP-C'li İbrahim Gökçek'e destek tweetleri atan Karşıyaka hakimi Ayşe Sarısu Pehlivan'a inceleme\n\nİzmir Karşıyaka Hakimi Ayşe Sarısu Pehlivan, ölüm orucunda ölen DHKP-C’li için ağıt yaktı", "“SÜTTE 100 TON FAZLALIK VAR”… Ülkemizde yaşanan olağanüstü durum, tüm sektörleri etkiledi. Piyasadaki durgunluktan etkilenen hayvan üreticileri, SÜTEK’in hafta sonu açık süt almayacağı kararıyla daha çok zora girdi. Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Naimoğulları, kurumun hafta sonu süt almaması kararı nedeniyle 30 ton sütün üreticinin elinde kaldığını vurgulayarak sütü ihraç edemediklerini, şu an sütte 100 ton fazlalık olduğunu söyledi. Naimoğulları, “Çok kötü bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.\n\n“ÜRETİM DURMAMALI”… Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş da, sulu tarımda zor bir süreçten geçtiklerini belirterek, Güney’de kapıların kapanması ile üreticinin büyük sıkıntıya girdiğini, otellerin, restoranların kapanmasının da bu duruma tuz biber olduğunu ifade etti. Çavuş, üreticilerine üretimin durmaması gerektiği yönünde çağrı yaptıklarını kaydederek, üretimin durması halinde fiyatların yükseleceğini vurguladı. Çavuş, böyle bir süreçte halkın yanında olacaklarına dikkat çekti.\n\nEniz ORAKCIOĞLU\n\n\n\nSüt Endüstrisi Kurumu (SÜTEK), süt toplayıp, pazarlama çabalarının mevcut durumda devam ettiğini ancak Koronavirüs salgını karşısında alınan tedbirlerden dolayı hem iç hem de dış piyasalarda yaşanan daralmalardan dolayı üreticilerden cumartesi ve pazar günleri açık süt toplanmayacağını açıkladı.\n\n\n\nKurum ayrıca üreticilere, kullanılan yem rasyonlarında yeniden düzenleme yaparak süt miktarını düşürmelerini istedi. Açıklamada, Karpaz’da tam sokağa çıkma yasağı ilan edilen köylerden biri olan Erenköy’de bulunan bir fabrikanın da faaliyetlerini durdurduğundan sektörde süt talebinin iyice azaldığı vurgulandı.\n\n\n\nKurumun aldığı karar ve piyasanın durumu, üreticiyi çok zor bir duruma soktu.\n\n\n\nHayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, Süt Kurumu’nun hafta sonu süt almaması kararı nedeniyle 30 ton sütün üreticinin elinde kaldığını vurguladı.\n\n\n\nNaimoğulları, üreticileri çok kötü günlerin beklediğini söyledi.\n\n\n\nÇiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş da, sınır kapılarının kapanmasıyla üreticinin yaşadığı sıkıntının oteller ile restoranların kapanmasıyla daha da arttığını ifade etti.\n\nNaimoğulları: Üreticiyi kötü günler bekliyor\n\n\n\nHayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, ülkede yaşanan olağanüstü durumun hayvan üreticilerini de olumsuz etkilediğini söyleyerek, ekonomik önlemler paketini eleştirdi.\n\n\n\nNaimoğulları, açıklanan paketle devletin halkı değil, halkın devleti desteklediğini belirterek, paketle birlikte hayvancıdan, çalışandan ve her şeyden kesinti yapıldığını kaydetti. Naimoğulları, üreticiyi çok kötü günlerin beklediğine de dikkat çekti.\n\n\n\nNaimoğulları, Süt Kurumu’nun süt üretiminin azaltılması için mesaj yayınladığını anımsatarak hayvanlara az yem verilmesi ve sütün azaltılması çağrısında bulunduğunu belirtti.\n\n\n\nNaimoğulları, kurumun çiğ sütü ihraç edebilmek için sütten 10 kuruş kesinti yaptığını ifade ederek sütü ihraç edemediklerini, şu an sütte 100 ton fazlalık olduğunu vurguladı.\n\n\n\nOteller, restoranlar ve okullar kapalı olduğundan ülkede süt tüketiminin de azaldığına işaret eden Naimoğulları, “Çok kötü bir tabloyla karşı karşıyayız. Cumartesi ve pazar günü sütlerin alınmaması nedeniyle 30 ton süt üreticinin elinde kaldı” dedi.\n\n“İthalatı durdursunlar”\n\n\n\nTürkiye’nin bu süreçte üreticisine ciddi destek verdiğini hatırlatan Naimoğulları, çiftlik bazında 100 veya 150 bin TL’ye varan katkılar verildiğini ve üreticinin bu zor dönemde devletten alacaklarının ödendiğini söyledi.\n\n\n\n\n\n\n\n\n\nNaimoğulları, “Türkiye’nin aksine ülkemizde üretimin azaltılması çağrıları yapılıyor. Üretimi azaltacaklarına yurt dışından gelen süt ve süt ürünlerinin ithalatını durdursunlar” dedi.\n\nÇavuş: Üretici büyük sıkıntıya girdi\n\n\n\nKıbrıs Türk Çiftçiler Birliği Başkanı Hüseyin Çavuş, sulu tarımda zor bir süreçten geçtiklerini belirtti.\n\n\n\nÇavuş, Güney’de kapıların kapanması ile üreticinin büyük sıkıntıya girdiğini, otellerin, restoranların kapanmasının da bu duruma tuz biber olduğunu ifade etti.\n\n\n\nEkonomik önlemler paketine de değinen Çavuş, “Açıklanan pakette üreticinin yanında çalışanlarla ilgili ve üretimin devamıyla ilgili bir önlem yok. Açıklanan paketin 1’inci olduğu ve devamının da olacağı söylendi. 2’nci pakette üretime ve üreticiye de yer verileceği konusunda umutluyuz. Hükümet üretimin devam etmesi ve vatandaşların gıdaya ulaşabilmesi için gerekli tedbirleri alacaktır” dedi.\n\n\n\nÇavuş, üreticilerine üretimin durmaması gerektiği yönünde çağrı yaptıklarını kaydederek, üretimin durması halinde fiyatların yükseleceğini vurguladı. Çavuş, böyle bir süreçte halkın yanında olacaklarına dikkat çekerek, sektörün başındaki kişilerin iyi planlama yapması gerektiğini söyledi.\n\n\n\nKelle, bu tip olaylarda yaşanan sıkıntılarla ayakta kalmanın zor olduğuna dikkat çekti.", "İspanya Sağlık Bakanlığı, COVID-19 ile ilgili bilgileri güncelledi.\n\nBakanlık, son 24 saatte koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 619 artarak 16 bin 972'ye çıktığını duyurdu.\n\nÜlke genelindeki vaka sayısı ise 4 bin 167'lik artışla 166 bin 19'a yükseldi.\n\nÖlü sayısı artıyor\n\nÇin'in Hubey eyaletinin Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs sebebiyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 109 bin 312'ye yükseldi.\n\nToplam vaka sayısı ise 1 milyon 783 bini aşmış durumda."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Çaldıran kırsalında 7 kaçak İranlı göçmenin cesedine ulaşıldı\n\nVAN - Van'ın Çaldıran ilçesinin İran sınırını kaçak yolla geçen ve tipiye yakalandıkları dağda donarak hayatını kaybettiği iddia edilen 13 göçmenden 7'sinin cesetlerine ulaşıldı.\n\nVan Valiliği'nden yapılan açıklamada, \"Çaldıran ilçesi, İran Sınırında jandarma ve AFAD ekipleri tarafından 13 Mart 2020 tarihinde yapılan araştırma ve incelemede; 1 kilometrelik alanda Afganistan, Pakistan ve Suriye uyruklu mülteci oldukları değerlendirilen yedi 7 ceset bulunmuştur. Cesetler kesin ölüm tespiti için Van Adli Tıp kurumuna sevk edildi\" denildi.\n\nOlayın geçmişi;\n\n8 Şubat 2020 tarihinde akşam saatlerinde Çaldıran İlçe Jandarma Komutanlığına yurda yasa dışı yollardan giren 13 düzensiz göçmenin donarak yaşamını yitirdiği ihbarı yapıldı. İhbar üzerine adli, askeri makamlar ve AFAD'a konu ile ilgili olarak bilgi verildi. Yoğun kar yağışı ve tipiden dolayı bölgeye ulaşım sağlanamadı.\n\nİhlas Haber Ajansı / 3. Sayfa", "pos": ["Çaldıran ilçesinin İran sınırında araştırma ve inceleme yapan Jandarma ve AFAD ekipleri, bir kilometrelik alanda yurda kaçak girmeye çalışan Afganistan, Pakistan ve Suriye uyruklu 7 kaçak göçmenin cesedini buldu. Donarak öldükleri tahmin edilen kaçak göçmenlerin cesetleri, kesin ölüm nedenlerinin tespiti için Van Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.\n\n\n\nGeçen Şubat ayında Çaldıran ilçesinin İran sınırını kaçak yolla geçen 13 kaçak göçmenin tipiye yakalandıkları ve donarak hayatlarını kaybettiği ihbarı yapılmıştı. Ancak bölgeye, yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyşe ulaşım sağlanamadığı için araştırma yapılamamıştı. Bulunan kaçak göçmen cesetlerinin ihbarda bildirilen gruptan oldukları tahmin ediliyor."], "neg": ["Şehit annesinden gurur veren sözler: \"Güçlü duracağım yavrum, ağlamıyorum\" Şehit annesinden gurur veren sözler: \"Güçlü duracağım yavrum, ağlamıyorum\" Suriye'nin İdlib kentinde yaralandıktan sonra tedavi gördüğü GATA'da şehit olan Piyade Tankçı Sözleşmeli Er İsmail Anayurt için düzenlenen törende, şehit annesi Tesmiye Anayurt, oğlunu \"ağlamayacağım, güçlü...\n\nŞehit annesinden gurur veren sözler: \"Güçlü duracağım yavrum, ağlamıyorum\"\n\nTOKAT - Suriye'nin İdlib kentinde yaralandıktan sonra tedavi gördüğü GATA'da şehit olan Piyade Tankçı Sözleşmeli Er İsmail Anayurt için düzenlenen törende, şehit annesi Tesmiye Anayurt, oğlunu \"ağlamayacağım, güçlü duracağım\" sözleri ile son yolculuğuna uğurladı.\n\nSuriye'nin İdlib kentinde, tanka yapılan roketatarlı saldırı sonucu yaralanan ve 43 gündür hastanede tedavi gören Piyade Tankçı Sözleşmeli Er İsmail Anayurt (25), şehit oldu. Şehit için Tokat'ın Erbaa ilçesinde bulunan Fevzi Çakmak İlkokulu bahçesinde tören düzenlendi.\n\nDursun ve Tesmiye Anayurt çiftinin 4 çocuğundan biri olan Piyade Tankçı Sözleşmeli Er İsmail Anayurt, 26 Nisan'da Suriye'nin İdlib kentinde tanka yapılan roketatarlı saldırı sonucu yaralanmıştı. Yaralı asker Anayurt, Ankara Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedaviye alındı. 43 gündür tedavisi süren yaralı asker, doktorların tüm müdahalelerine rağmen şehit oldu. Dün havayoluyla Tokat'a getirilen Şehit Anayurt, oradan da karayoluyla Erbaa ilçesine getirildi. Şehidin baba ocağında alınan helallik esnasında Anne Tesmiye Anayurt ve Ağabey Seçkin Anayurt, törende bulunan vatandaşlara güçlü durmaları ve ağlamamaları konusunda telkinde bulundu. Helallik sonrasında Şehit Anayurt için Erbaa kent merkezinde bulunan Fevzi Çakmak İlkokulu bahçesinde tören düzenlendi. Kılınan cenaze namazının ardından Baba Dursun Anayurt'un bayrağa sarılı tabutunu öperek uğurladığı Şehit İsmail Anayurt, Erbaa İlçe Şehitliğinde defnedildi.\n\nKaynak: İHA", "Tiyatro alanında en saygın ödüllerden olan Tony Ödülleri'ni tam dört kez kazanan Terrence McNally, corona virüsün yol açtığı semptomlar nedeniyle hayata veda etti. Daha önce akciğer kanserini yenen McNally 81 yaşındaydı. Sanatçının kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile mücadele ettiği de belirtildi.\n\nTerrence McNally, Love! Valour! Compassion!” (1995) and “Master Class” (1996). He also earned Tonys for the books of the musicals “Kiss of the Spider Woman” (1993) ve “Ragtime” (1998) adlı oyunlarıyla Tony Ödülü kazanmıştı.", "Çarşı ve Mahalle Bekçileri; devlet tarafından İçişleri Bakanlığı bünyesinde 772 sayılı kanuna göre istihdam edilir. Bekçi alımları Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından duyurulur. İşte geçmiş dönemlerdeki bekçilik başvuru şartları…\n\n2020 BEKÇİ ALIMLARI NE ZAMAN?\n\nYeni dönem bekçilik alımları için henüz bir açıklama yapılmadı. 2020 bekçilik alımları ile ilgili açıklamalar gelir gelmez haberimizin içerisine eklenecektir.\n\nBEKÇİLİK BAŞVURU ŞARTLARI NELERDİR?\n\nHenüz yeni bekçi alımı için tarih açıklanmadı. Bekçi alımı için tarihler belli olmasıyla birlikte yeni dönemde bekçilerde aranacak başvuru şartları belli olacak. Geçtiğimiz dönemde bekçi başvurusu için şartlar şu şekildeydi;\n\nBekçilik için başvuru yapacaksanız aşağıdaki şartlara uygunuk göstermeniz gerekiyor.\n\n– Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,\n\n– En az lise veya dengi okul mezunu olmak,\n\n– En az 167 cm boyunda olmak,\n\n– Beden kitle indeksi 18 (dâhil) ile 27 (dâhil) arasında olmak.\n\n– Başvuru yaptığı il sınırları içerisinde en az bir yıldır ikamet ediyor olmak,\n\n– Askerlik ödevini bitirmiş olmak,\n\n– 18 yaşını tamamladıktan sonra yaptırılan yaş düzeltmelerinde düzeltmeden önceki yaş dikkate alınmak kaydıyla, başvuruların başladığı tarih itibarıyla 18 yaşını tamamlamış (02/07/2000 tarihinde ve öncesinde doğmuş olmak) ve 31 yaşından gün almamış (02/07/1988 tarihinde ve sonrasında doğmuş olmak) olmak,\n\n– 18 yaşını tamamladıktan sonra yaptırılan yaş düzeltmelerinde düzeltmeden önceki yaş dikkate alınmak kaydıyla, başvuruların başladığı tarih itibarıyla 18 yaşını tamamlamış (02/07/2000 tarihinde ve öncesinde doğmuş olmak) ve 31 yaşından gün almamış (02/07/1988 tarihinde ve sonrasında doğmuş olmak) olmak,\n\n– Ağır hapis veya altı aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile zimmet, ihtilas, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanmak, dolanlı iflas veya yüz kızartıcı başka bir fiilden dolayı hapis cezasından hükümlü bulunmamak,\n\n– Türk toplum telakkilerine göre kötü şöhretli tanınmamak,\n\n– Kamu haklarından mahrum olmamak, kamu hizmetlerinden mahrumiyet cezası ile mahkûm bulunmamak,\n\n– Memuriyete engel bir hali bulunmamak (657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 48'nci maddesinde belirtilen şartları taşımak),\n\n– Silah taşımaya veya silahlı görev yapmaya hukuki bir engeli bulunmamak,\n\n– Emniyet Teşkilatı Sağlık Şartları Yönetmeliğinde belirtilen şartları taşımak.\n\n– Adayın kendisinin ve evli ise eşinin; genelev, birleşme yeri, randevuevi, tek başına fuhuş yapılan konut ve benzeri yerlerde çalışmış veya aracılık ve bekleyicilik fiillerinde bulunmamış olmak, genel ahlak ve edebe aykırı mahiyette her türlü yazılı, sesli ve görüntülü eserleri, kaydedildiği materyale bakılmaksızın üretmek ve satmaktan veya kumar, uyuşturucu veya uyarıcı madde nedeniyle, hakkında herhangi bir adli veya idari soruşturma veya kovuşturma devam ediyor olmamak, bunlardan dolayı idari yaptırım uygulanmamak veya bu işler nedeniyle hüküm giymemiş olmak,\n\n– Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanımı nedeniyle tedavi görmüş veya görüyor olmamak,\n\n– Sağlık Yönetmeliği hükümleri hariç, herhangi bir nedenle polis eğitim kurumlarından çıkarılmamış olmak,\n\n– Terör örgütleri ile bu örgütlerin legal veya illegal uzantılarının eylemlerine, toplantılarına, yürüyüş ve mitinglerine karışmamış, desteklememiş ve katılmamış olmak,\n\n– Başvuru tarihinde herhangi bir siyasi partiye veya siyasi partilerin yan kuruluşlarına üye bulunmamak,\n\n– Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması olumlu olmak", "GEÇEN AY KİRA ARTIŞI NE KADARDI?\n\nTÜFE'de (2003=100) 2020 yılı Mart ayında bir önceki aya göre %0,57, bir önceki yılın Aralık ayına göre %2,29, bir önceki yılın aynı ayına göre %11,86 ve on iki aylık ortalamalara göre %13,33 artış gerçekleşti.\n\nHesaplama Örneği:\n\nMevcut kira bedeli: 1000 lira\n\nZam oranı: yüzde 13.33\n\nZam bedeli: 133 lira\n\nZamlı kira bedeli: 1.133 lira", "Aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarıyla mücadele kapsamında yürütülen çalışmalar ve alınan önlemler sonuç vermeye başladı. 2020 yılının ilk 3 ayında kadın cinayetlerinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında düşüş yaşandı.\n\nTürkiye’nin kanayan yarası olan aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarının engellenmesine yönelik 2019 yılında tedbirler hayata geçirilmişti. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı başta olmak üzere İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığının ortak imzasıyla 75 maddelik \"2020-2021 Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Koordinasyon Planı\" yürürlüğe girmiş, yine İçişleri Bakanlığı da 2020 yılının ilk gününde bu konuda adlığı önleyici ve koruyucu tedbirleri içeren genelgeyi 81 il valiliğine göndermişti. Tüm bu tedbirler, yapılan bilgilendirme faaliyetleri, yürütülen eğitimler sonuç vermeye başladı. 2020 yılının ilk 3 ayında kadın cinayetleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22 oranında azaldı. 2019’un ilk üç ayında 82 kadın cinayeti meydana gelirken, bu yılın aynı döneminde 64 kadın cinayeti meydana geldi.\n\nŞİDDET MAĞDURLARINA KARŞI ÖNLEYİCİ TEDBİR KARARI YÜZDE 82 ARTTI\n\nŞiddet mağduru kadınların daha etkin korunması için 6284 sayılı Kanun'a istinaden kolluk tarafından gecikmesinde sakınca bulunan hal kapsamında şiddet uygulayanlara yönelik önleyici tedbir kararı verilebiliyor. Bu kapsamda 2019’un ilk 3 ayında şiddet uygulayanlara yönelik 94 bin 852 önleyici tedbir kararı verilirken, bu yıl bu karar yüzde 66 artarak 157 bin 367 oldu. Yine şiddet mağdurlarına yönelik 2019 yılının ilk üç ayında 11 bin 419 koruyucu tedbir kararı verilirken, 2020 yılının aynı döneminde yüzde 82‘lik artışla 20 bin 784 tedbir kararı verildi.\n\n2019 yılı Kasım ayı ile 2020 yılı Mart ayını kapsayan 5 aylık dönemde Polis Merkezi Amirliklerinde ve jandarma karakollarında görev yapan 107 bin 419 kolluk personeline \"aile içi ve kadına karşı şiddetle mücadele\" konusunda eğitim verildi. Söz konusu eğitimlere Covid-19 sebebiyle uzaktan eğitim modeliyle devam ediliyor. 2020 yılı sonuna kadar 250 bin kolluk personeline daha eğitim verilmesi planlanıyor. Ayrıca Emniyet Genel Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde 6284 sayılı Kanun kapsamında yürütülen tüm iş ve işlemlerin il/ilçe düzeyinde tek elden takibinin yapılması amacıyla il düzeyinde kuruluşu bulunan \"Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Büro Amirliği\" ilçe düzeyine de yaygınlaştırıldı. Bu kapsamda büro amirliği sayısı 81’den bin 5'e çıkartılarak, yaklaşık 5 bin personel ile daha etkin ve verimli hizmet verilmeye başlanıldı.\n\nKADES’İ 437 BİN 272 KİŞİ İNDİRDİ\n\n24 Mart 2018 tarihinde hizmete giren \"Kadın Acil Destek (KADES)\" uygulamasını bugüne kadar 437 bin 272 kişi indirdi. 25 bin 882 kadın, acil durumlarda uygulamayı kullanarak ihbarda bulundu."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Olay, önceki gün, Derince İbni Sina Mahallesi Atabey Sokak üzerindeki simit fırınının önünde meydana geldi. Sabah saatlerinde simit almak için gelen bir kişi, içinde eşi ve 2 çocuğu bulunan otomobilini çalışır durumda fırının önüne park etti. Araç sahibi taze simit çıkmasını beklediği anda otomobilin alt kısmından alevler yükselmeye başladı. Aracının yandığını gören vatandaş, hemen koşarak eşi ve çocuklarını dışarı çıkartmak için otomobilin kapılarını açmaya çalıştı. Bu sırada fırında bulunan yangın tüpünü alarak araca müdahale eden fırın sahibinin oğlu Muharrem Bilgiç, olası bir facianın önüne geçti. Bilgiç fırında bulunan 2 yangın tüpü ile araçtaki alevleri söndürdü.\n\n'BİRDEN ALEV ALDI'\n\nYangın anını anlatan Muharrem Bilgiç, “Pazar günü simit pişiriyorduk. Biraz kalabalıktı. O sırada müşterimiz geldi. Tam simidini vermek üzereyken aracın alev aldığını gördük. Araç sahibi apar topar koştu. İçeride hanımı ile 2 çocuğu vardı. Hemen onları araçtan çıkardı. Ben de fırından yangın tüplerini aldım. Birini boşalttım fayda etmedi, ikinciyi de sıkarak aracı söndürdüm. Araçtan çocuklar zaten kendileri çıkmışlar. Hanımı arabada kalmış, abi onu çıkarttı. Mahallelinin de çok yardımı oldu. Herkes su boşalttı. Arabanın altındaki hortumdan benzin sızıntısı olmuş sanırım. Araba zaten çalışır haldeymiş, birden alev aldı. Sonrasında bir saat kadar arabayı hiç oynatmadık. Daha sonra da çekici aldı, götürdü” dedi.\n\nYANAN SİMİT VE YANGIN SÖNDÜRME TÜPLERİNİN PARASINI ÖDEMEK İSTEDİ\n\nMuharrem Bilgiç müdahale sırasında fırında pişen simitlerin yandığını belirterek, “Fırında yangın sırasında fırında olan simitler yandı. Yangın tüplerini de boşaltınca araç sahibi ağabey masrafımızı karşılamak istedi. Fakat biz bunu kabul etmedik. İnsanlık ölmedi sonuçta. Daha kötüsü de olabilirdi. Allah’a şükür kimseye bir şey olmadı” diye konuştu.\n\nYANGIN ANI GÜVENLİK KAMERASINDA\n\nOtomobilin alt kısmının alev aldığı anlar simit fırınının güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, araç sahibinin park ettikten sonra fırına gitmesi ve otomobilin alev aldığını gördükten sonra araca doğru koşması yer aldı. Araç sahibi kapıları açarak eşini ve çocuklarını dışarı çıkartmaya çalışırken, yangın tüpüyle gelen Muharrem Bilgiç de alevlere müdahale ediyor.", "pos": ["Derince'de simit almak için fırına giden şahsın, içinde eşi ve çocukları bulunan otomobili alev aldı. Yangına müdahale eden vatandaşların olası faciayı önlediği o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.\n\nOlay, Kocaeli’nin Derince ilçesi İbni Sina Mahallesi Atabey Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, sokak üzerinde bulunan simit fırınına gelen bir kişi, içinde eşi ve 2 çocuğu bulunan otomobilini fırının önüne park etti. Araç sürücüsü simit almak için fırına girdi. Sürücü fırında beklerken, çalışır durumdaki otomobilden alevler yükselmeye başladı. Otomobilinin yandığını gören vatandaş, hemen koşarak araçtaki eşi ve çocuklarını dışarı çıkartmaya çalıştı. Bu sırada fırında bulunan yangın tüpünü alan fırın işletmecisi Muharrem Bilgiç ile elindeki su dolu kovayla koşan babaannesi Gümüş Bilgiç araca müdahale ederek yangını söndürdü.\n\nOlay anı kamerada\n\nOlay anı ise güvenlik kameralarına yansıdı. Saniye saniye kaydedilen görüntülerde, araç sahibi simit almak için sırada beklerken, otomobilden bir anda dumanların yükselmeye başladığı görülüyor. Çevredeki vatandaşlar koşarak araçta çıkan yangına müdahale etmeye çalışıyor. Otomobil sürücüsü ise araçta bulunan eşi ve çocuklarını kurtarmaya çalışıyor.\n\n“Ben yangın tüpünü alarak ilk müdahaleyi yaptım”\n\nOlay anını anlatan Muharrem Bilgiç, “Müşterimiz simit almak için geldi. Aracını çalışır vaziyette bırakmış, içinde eşi ve 2 çocuğu vardı. Simitlerini vermek üzereyken aracının alev aldığını gördük. Onu görünce koşarak dışarı çıktık. Ben yangın tüpünü alarak ilk müdahaleyi yaptım. Babam da su döktü. Yangın benzin sızıntısından olmuş. Araç sahibi de araçtaki eşi ve çocuklarını çıkarttı. Mahalledeki herkes su döktü o şekilde söndürdük” dedi.\n\n“Aracı kurtaralım derken de fırındaki simitler de yandı”\n\nAraçta çıkan yangına su ile müdahale etmeye çalışan Gümüş Bilgiç, “Aracın altından ateş çıktı. Ben hemen kovayla su dökmeye başladım. Torunum da hemen gelerek yangın tüpü ile müdahale etti. Sürücü de gelip hemen eşi ve çocuklarını çıkarttı. Kötü bir şey olmadı, çok şükür. Aracı kurtaralım derken de fırındaki simitler de yandı” diye konuştu."], "neg": ["Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yarıyıl tatilinde öğrencilerin daha temiz ve hijyenik bir ortamda eğitim-öğretim görebilmesi amacıyla kent genelindeki okullarda ilaçlama çalışması yaptı. Yarıyıl tatilinde 668 okul ilaçlandı.\n\n12 İLÇEDE İLAÇLAMA\n\nKocaeli Büyükşehir Belediyesi, Sağlık ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, Veteriner Hizmetleri Şube Müdürlüğünce yapılan çalışmalar kapsamında, çocukların daha temiz ve hijyenik ortamlarda eğitim alması amaçlanıyor. Yarıyıl tatilinde Kocaeli genelinde bulunan tüm ilkokul, ortaokul ve liselerde 20 ekip ile ilaçlama çalışması yaptı.\n\n668 OKULDA İLAÇLAMA\n\nBüyükşehir Belediyesi, vektör mücadelesi hizmeti işi kapsamında 12 ilçede devlet okulları binalarında ilaçlama yapıyor. İlaçlamalar okul binalarının özellikle temizlik ve hijyen acısından riskli olan lavabo, tuvalet, kazan dairesi ve depo bölümlerinde yapılıyor. 3’er kişiden oluşan 20 ekip yarıyıl tatilinde 668 okulda ilaçlama çalışması yaptı.\n\nİLAÇLAR DOĞA DOSTU\n\nİlaçlama hizmetinde kullanılan ilaçlar, halk sağlığı alanında kullanılan ürünlerden oluşuyor. İnsan sağlığına zararsız olan ilaçlarla yapılan ilaçlama hizmetiyle okul binalarında hijyen temizliğine önem verilerek, öğrenci sağlığının korunması hedefleniyor.", "Polisten kaçan motosikletli kaza yapınca yakalandı ŞANLIURFA'da polisin 'dur' ihtarına uymayıp kaçan motosiklet sürücüsü kovalamaca sonucu kaza yapınca yakalandı.\n\nŞANLIURFA'da polisin 'dur' ihtarına uymayıp kaçan motosiklet sürücüsü kovalamaca sonucu kaza yapınca yakalandı. Yaşanan kaza anı ise cep telefonlarına yansıdı.\n\nOlay, akşam saatlerinde Karakoyunlu Mahallesinde meydana geldi. İddiaya göre polis, kasksız ve plakasız motosiklet sürücüsünü durdurmak istedi. Polisin 'dur' uyarısını dikkate almayan sürücü kaçmaya başladı. Bunun üzerine polis, kaçan şüpheli sürücünün peşine düştü. Uzun süre polisten kaçan şüpheli, hızla girdiği kavşakta kontrolünü yitirip metrelerce sürüklenerek kaza yaptı. Polise yakalanmamak için bu kez yaya olarak kaçmaya çalışan şüpheli yakalanarak gözaltına alındı. Yaşanan kovalamaca ve kaza anı ise olay yeri yakınında bulunan bir vatandaş tarafından cep telefonuyla kaydedildi.\n\nKaynak: DHA", "AA\n\nEmniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığının statüsü yükseltilerek İstihbarat Başkanlığı kuruldu.\n\nCumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, Resmi Gazete'de yayımlandı.\n\nKararnameyle, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanlığı ile Trafik Hizmetleri Başkanlığı ve buna bağlı 3 daire ve bir müdürlük yeniden yapılandırıldı.\n\nBuna göre, İstihbarat Dairesi Başkanlığının statüsü yükseltilerek İstihbarat Başkanlığı kuruldu. Başkanlık için de bir başkan ve 5 başkan yardımcısı kadrosu ihdas edildi.\n\nTrafik Uygulama ve Denetleme Dairesi Başkanlığı, Trafik Planlama ve Destek Dairesi Başkanlığı, Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı ile Trafik Araştırma Merkezi Müdürlüğünce yapılan iş ve işlemler de yeniden yapılandırma doğrultusunda Trafik Başkanlığınca yürütülecek.\n\nTrafik Başkanlığı için bir başkan ve 3 başkan yardımcısı kadrosu ihdas edildi.", "22.02.2020 13:16 | Son Güncelleme: 22.02.2020 13:16\n\nANTALYA'da, Halil Özçelik (29), 8 yıl önce yaşadığı görme kaybı, konuşma bozukluğu ve istemsiz vücut hareketlerinin ardından yatağa mahkum oldu. Behçet ve SSPE teşhisi konulan Halil Özçelik'in en büyük yardımcısı Gülsüm Özçelik, oğluna umut ve güç vermekten vazgeçmedi.\n\nGülsüm ve İbrahim Özçelik çiftinin oğlu Halil, 8 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü'nde öğrenciyken, bir anda görme kaybı yaşamaya başladı. Dereceyle girdiği üniversitede saz, gitar, klarnet ve kaval çalmayı öğrenen Öztürk, görme kaybının ardından istemsiz vücut hareketleri ve konuşmada güçlük yaşamaya başladı. Bunun üzerine hastaneye götürülen Özçelik'e, Behçet hastalığı teşhisi konuldu. Birkaç hastanede daha muayene edilen Özçelik'e bu kez SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit/ kızamık mikrobunun yol açtığı beyin hastalığı) hastalığı teşhisi konuldu.\n\nYATAĞA MAHKUM OLDUGeçen sürede yatağa bağımlı hale gelen Özçelik için iddiaya göre her seferinde farklı bir teşhiste bulunuldu. SSPE konusunda uzman olan doktorlar, aileye bulguların SSPE'yi göstermediğini söyledi. Tam olarak bilinmeyen bir sebepten dolayı tepkisiz bir şekilde yatarak yaşamını sürdüren Özçelik'in en büyük destekçisi ise annesi Gülsüm Özçelik oldu. Oğlunu yalnız bırakamadığı için işinden de ayrılan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.'GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE YATIYOR'Anne Gülsüm Özçelik, gün geçtikçe gözleri önünde çocuklarının erdiğini, anne-baba olarak bir şey yapamadıklarını söyledi. Gittikleri hastanelerde 'Biz bu hastaya bakamayız' cevabı alıp yıkıldıklarını belirten Özçelik, \"Oğlum çok aktif bir çocuktu. 8 yıldır gözlerimizin önünde yatıyor. Doktorlar, 'Behçet hastalığı'na da şeklen benziyor, SSPE'ye de şeklen benziyor' dedi\" şeklinde konuştu.'ANNE' DİYEBİLİYOR\n\nOğlunun göz kapaklarını hiç kapatamaması nedeniyle, yara bandıyla kapatmaya çalıştığını anlatan Gülsüm Özçelik, iki gözünü birden kaybedince Halil'in pes ettiğini, konuşma yetisini de 2016 yılında kaybettiğini aktardı. Bu tarihten sonra hiç konuşamayan oğlunun son dönemde ara ara 'anne' diyebildiğini anlatan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.\n\nKaynak: DHA", "Nemeki, İran devlet medyasında yer alan açıklamasında, ülkedeki Kovid-19 vakalarının son günlerde yeniden artışa geçmesi üzerine halka bir dizi uyarılarda bulundu.\n\nKovid-19'un ülkede halen etkin olduğunu söyleyen Nemeki, \"Halkımız mevcut şartları normal zannetmemelidir. Bu hususu defalarca kez dile getirdik. Koronavirüs sıcaklarla kontrol altına alınmadı. Salgın durulma yoluna girmedi.\" ifadelerini kullandı.\n\nİran halkından sağlık çalışanlarına yardımcı olmalarını ve mevcut şartları normal görüp rahat hareket etmemelerini isteyen Nemeki, neredeyse 100 gündür 24 saat koronavirüse karşı mücadele veren sağlık çalışanlarının zor günler geçirdiğini anlattı.\n\nÜlke genelinde Kovid-19 önlemleri kapsamında alışveriş merkezleri, kapalı çarşı alanları, restoranlar, kafeler, kuaförler ve diğer işletmelere getirilen yasaklar kademeli olarak kaldırılmış ve şehirler arası seyahat de serbest hale getirilmişti.\n\nİran'da 2 Mayıs'ta 802 olarak kaydedilen günlük vaka sayısı, yasakların kalkmasıyla mayıs sonuna doğru 2 binlerin üzerine çıkarken, bugün yeni vaka sayısı 3 bin 117 olarak kaydedildi. Ülkede daha önce 50'nin altına inen günlük vefat sayısı da dün 81'e çıktı.\n\nÜlkede bugün itibarıyla Kovid-19 kaynaklı can kaybı 7 bin 942'ye, vaka sayısı ise 157 bin 562'ye yükseldi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Olay, saat 19.00 sıralarında Oba Mahallesi Fabrika Caddesi üzerinde meydana geldi. Daha önce aralarında husumet bulunan Ziyaddin T.(42) ile Ali Çelik (45) karşılaşarak tartışmaya başladı. Tartışma kısa süre kavga dönüşmesiyle taraflar yumruk yumruğa bir birilerine girdi. Kavga esnasında Çelik, aniden fenalaşarak yere yığıldı. Durumu fark eden çevredekiler 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yere yığılan Çelik’i ambulansla Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdü. Burada tedaviye alınan Çelik, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Olay sonrası Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ziyaddin T. yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan Ziyaddin T.’nin emniyetteki sorgusu sürerken, ilk incelemelere göre kafasına aldığı darbe sonucu hayatını kaybettiği düşünülen Çelik’in cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderildi. ( Haber Merkezi)", "pos": ["Alanya'da esnaf kavgası: 1 ölü ANTALYA'nın Alanya ilçesinde, esnaf Z.T. (42) ile husumetli olduğu meslektaşı Ali Çelik (45) arasında yumruk yumruğa kavga çıktı.\n\nANTALYA'nın Alanya ilçesinde, esnaf Z.T. (42) ile husumetli olduğu meslektaşı Ali Çelik (45) arasında yumruk yumruğa kavga çıktı. Aldığı darbelerle ağır yaralanan Çelik hastanede yaşamını yitirirken, kaçan Z.T. ise polis ekiplerince yakalandı.\n\nOlay, saat 19.00 sıralarında, Alanya'nın Oba Mahallesi Fabrika Caddesi'nde meydana geldi. Husumetli olduğu öğrenilen esnaf Z.T. ile meslektaşı Ali Çelik karşılaşınca ikili arasında tartışma çıktı. Tartışmanın büyüyerek kavgaya dönüşmesi üzerine Z.T. ve Çelik yumruklarla birbirlerine girdi. Çelik, aldığı sert darbelerle yere yığılırken, Z.T. olay yerinden kaçtı. Çelik'in durumunu fark eden çevredekiler sağlık ve polis ekiplerine ihbarda bulundu. Gelen sağlık görevlilerince ilk müdahalesi yapılan Çelik, ardından Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada tedaviye alınan Ali Çelik, kurtarılamadı.\n\nOlayın ardından çalışma başlatan İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, kaçan Z.T.'yi yakalayarak gözaltına aldı. Z.T. ifadesi alınmak üzere polis merkezine götürüldü.\n\nİlk incelemede başına aldığı darbeler sonucu yaşamını yitirdiği ihtimali üzerinde durulan Ali Çelik'in cansız bedeni, otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.\n\nKaynak: DHA"], "neg": ["15.02.2020 20:14 | Son Güncelleme: 15.02.2020 20:22\n\nPegasus Havayolları'nın İstanbul - Düsseldorf seferini yapan yolcu uçağı Düsseldorf Havalimanı'na inişinin ardından kule görevlileri uçağın altında duman ve alev gördüğünü söyledi. Bunun üzerine acil terk etme prosedürü uygulandı.\n\nPegausu Havayolları'na ait uçak Düsseldorf Havalimanı'na sorunsuz şekilde inişinin ardından park yerine doğru ilerlemeye başladı. Bu arada kule görevlileri uçağın altında alev ve duman gördüğünü söyledi. İtfaiye ve ambulans ekipleri tedbir amaçlı olay gelirken, pilot olay nedeniyle acil terk etme prosedürü uyguladı. Yolcular patlatılan slide (acil tahliye botu) ile uçaktan tahliye edildi.\n\n\"YOLCULARIMIZ EMNİYETLİ ŞEKİLDE TAHLİYE EDİLDİ\"\n\nİstanbul Sabiha Gökçen-Düsseldorf seferini yapan PC-1003 sefer sayılı TC-CPU uçağında yaşanan olayla ilgili Pegasus Havayolları yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, \"Uçağımız bugün Düsseldorf Havaalanı'na sorunsuz ve emniyetli bir şekilde inişini gerçekleştirmiştir. Park yerine yanaşması esnasında kule tarafından uçak altında alev ve duman görüldüğüne dair ikazda bulunulmuştur. Uçuş ekibimiz, misafirlerimizin emniyeti için acil terk etme prosedürünü devreye sokmuştur ve prosedüre uygun olarak tüm misafirlerimiz emniyetli tahliyeleri sağlanmıştır. Düsseldorf Havaalanı'ndan aldığımız bilgiye göre uçağımızda müdahale gerektiren herhangi bir durum olmadığı teyit edilmiştir\" denildi.\n\nKaynak: DHA\n\nHaber Videosu", "Irak'ta korona virüsüne karşı alınan önlemler çerçevesinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine rağmen bazı vatandaşlar yasağa uymuyor. Korona virüsle mücadele eden Iraklı bir doktor yasağa uymayan vatandaşları uyarmak için sosyal medyada görüntü paylaştı.\n\nGörüntüde ağlamaya başlayan Iraklı doktor, \"Çoğu kişi sokağa çıkma yasağına uymuyor. Lütfen evde kalın, çok kişi bize geliyor, çok sayıda insan kaybettik. 7 gündür buradayız ve gece gündüz çalışıyoruz. Hayatlarımızı sizin için feda ettik. Lütfen evde kalın\" şeklinde konuştu.\n\nÖte yandan Irak'ta korona virüs salgını nedeniyle 4 kişinin daha hayatını kaybetmesi sonucu ölü sayısı 27'ye yükseldi. Vaka sayısı ise 50 daha artarak 316'ya ulaştı.", "İçişleri Bakanlığının 81 ilin valiliğine gönderdiği talimat doğrultusunda, İstanbul Valiliğince açık alanlarda maske takma zorunluluğu getirildi.\n\nBu kapsamda İstanbul Emniyetine bağlı ekipler kentin dört bir yanında sosyal mesafe kontrolüne ek olarak maske denetimi de yaparak, gerekli uyarılarda bulundu.\n\nBeyoğlu, Şişli, Beşiktaş ve Fatih ilçelerinde, Güvenlik Büro Amirliği ve trafik ekiplerince sabah saatlerinden itibaren meydanlarda ve birçok noktada kontroller yapıldı.\n\nSosyal mesafeye uymayan ve maskeyi kuralına uygun takmayan vatandaşlar uyarılırken, uyarılara aldırmayıp maske takmayan vatandaşlara ise 900 lira ceza kesildi.\n\nMısır Çarşısı ve Tahtakale'de dolaşan ekipler sosyal mesafe kuralına uymayan ve maskelerini kuralına göre takmayan vatandaşları cezai işlem konusunda uyardı.\n\nDenetim sırasında bazı vatandaşların, \"Maske takmayanlar bizim hakkımızı yiyor. Kesinlikle ceza kesilmesi gerekiyor.\" dedi.\n\nAnadolu Yakası'nda da birçok cadde ve sokakta megafonlarla vatandaşlar ikaz edildi.\n\nVatandaşların polisin denetiminden memnun olduğu gözlendi.", "Yeni tip koranavirüs (Kovid-19) tedavisi gören İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın 3 gün sonra yoğun bakımdan çıktığı bildirildi.\n\nBaşbakanlık’tan yapılan açıklamada, \"Başbakan, bu akşam yoğun bakımdan odaya alındı. Burada iyileşmesinin ilk evresi boyunca yakından takip edilecek.\" ifadelerine yer verildi.\n\nAçıklamada, Johnson’ın \"moralinin gayet iyi olduğu\" kaydedildi.\n\nYoğun bakımda 3 gün kaldı\n\n\"Ateş ve öksürük\" belirtileri gösteren Johnson'ın, 27 Mart'ta yapılan Kovid-19 testi pozitif çıkmıştı.O tarihten itibaren kendisini izole eden 55 yaşındaki Başbakan Johnson, 3 Nisan'da yayımladığı videoda, \"Hala ateşim var ve bu nedenle hükümetin tavsiyesi uyarınca, bu belirti gidene kadar kendimi tecrit etmeyi sürdürmem gerekiyor.\" ifadelerini kullanmıştı.\n\nDurumu düzelmeyen, ateş ve öksürük gibi belirtileri devam eden Johnson, 5 Nisan akşamı hastaneye kaldırılmış, durumunun kötüleşmesi üzerine de ertesi gün yoğun bakıma alınmıştı.\n\n3 gün yoğun bakımda kalan Johnson’a oksijen tedavisi uygulandığı ancak solunum cihazına bağlanmadığı bildirilmişti.", "SEAH dezenfekte edildi Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi dezenfekte edildi.\n\nSakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi dezenfekte edildi.\n\nÇin'in Vuhan şehrinden dünyaya yayılan ve küresel salgın ilan edilen yeni tip korona virüs Türkiye'de de etkisini göstermeye devam ediyor. Ülkede vaka sayısının artması sonrasında Sağlık Bakanlığı bir liste yayınlayarak korona virüs hastalarının başvurabileceği hastanelerin listesini yayınladı. Çok sayıda hastanın başvurduğu Sakarya Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi (SAÜEAH) ekiplerce dezenfekte edildi.\n\nTek tek hastaneyi dolaşan ekipler her yeri dezenfekte ettiği belirtildi. - SAKARYA\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Hrant Dink Vakfı’na yönelik ikinci tehdit mesajı atılmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince kimliği tespit edilen şüpheli E.B., geçtiğimiz gün yakalanarak gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüpheli E.B., adliyeye getirilmişti.\n\nSavcılığa çıkarılan şüpheli E.B., ‘Nitelikli tehdit’ suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Sevk yazısında, 30 Mayıs tarihinde Hrant Dink Vakfı’na ait olan e-posta adresine tehdit içerikli ve kapsamı itibariyle vakıf yöneticilerine yönelik gönderildiği, mağdurlar tarafından bu mesajın kim tarafından gönderildiğinin anlaşılamayacağı ve mağdurların bu tehdit yazısını yazan kişinin kim olduğunu bilebilecek durumda olmadığı, bu hususun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen başlatılacak soruşturma ve verilen talimata istinaden ortaya çıktığı kaydedildi.\n\nÖte yandan, şüpheli E.B. hakkında yürütülen bir diğer soruşturma kapsamında hazırlanan sevk yazısında, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğu belirtilerek, tutuklama talep edildi.", "pos": ["Hrant Dink Vakfı'na yönelik ikinci tehdit içerikli mesajı gönderd-i ği gerekçesiyle gözaltına alınan E.B. tutuklandı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan E.B., 3 yıldan 7.5 yıla kadar hapis istemiyle nöbetçi hakimliğe sevk edildi. E.B. hakkında ayrıca, \"Cumhurbaşkanına hakaret\" suçundan da ayrı bir soruşturma açılarak tutuklanması talebiyle nöbetçi hakimliğe sevki gerçekleşti. Zanlı her iki suçtan da tutuklanarak cezaevine gönderildi. Hrant Dink Vakfı'na ilk tehdit içerikli elektronik posta gönderen şüpheli H.A. (25) önceki gün tutuklanmıştı."], "neg": ["Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili olarak açıklama yaptı ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) 156 kişinin testinin pozitif çıktığını duyurdu.\n\nMilli Savunma Bakanı Hulusi Akar, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki (TSK) seyrine ilişkin olarak açıklama yaptı.\n\n\"Şu anda 156 arkadaşımızın koronavirüs testi pozitif\" diyen Akar, şöyle devam etti:\n\n\"Bizim için en korkulu rüya operasyon bölgelerine bu salgının sıçramasıydı. Böyle bir şey olduğunda karşınızda terörist, arkanızda virüs çok sıkıntılı, istenmeyen durumlarla karşılaşabilirdik. Alınan tedbirlerle çok şükür şu ana kadar operasyon bölgelerimizde bizim koronavirüs vakamız olmadı. Gemilerimiz, filolarımız çok önemli. Bu konuda da ilgili arkadaşlarımızın aldığı tedbirlerle oralarda da zorluk yaşanmadı.\n\nŞu ana kadar gelinen noktada rakamlara bakıldığında gerçekten övünülecek bir durum var. Dünya genelinde bu musibetle karşılaşan ordular ABD, Almanya, Rusya, İtalya, Fransa gibi, vaka sayısının azlığı bakımından incelendiğinde Türk Silahlı Kuvvetleri en başarılı durumda. Bundan dolayı emeği geçenleri tekrar kutluyorum, gerçekten büyük bir başarı bu. Şu anda 156 pozitif arkadaşımız var, bunların tamamı kontrol altında ve bunların hiçbirinde kritik durum yok.\"", "Bankacılık sektörü için 2019 yılı gerçekten zor geçti.\n\nDahası banka çalışanları için zor bir yıldı diyebiliriz. Birçok bankacı son üç yılda olduğu gibi geçen yılda işsiz kaldı.\n\n2019 yılında işsiz kalan bankacı sayısının 2 binin üzerinde olduğu tahmin ediliyor. En sağlıklı rakamı Türkiye Bankalar Birliği bir süre sonra açıklar. Ancak biz bankaların açıkladığı yıl sonu bilançolarına baktığımızda bir ikisinin dışında neredeyse hepsinin personel çıkarttığını görüyoruz.\n\nBazı bankalar bin kişi gibi rekor seviyede personel çıkartırken, bazılarının da küçük oyunlarla bu rakamı manipüle ettiğini görüyoruz.\n\nŞube kapatıp personel çıkartan bankalar, direkt satış adını verdikleri birime öğrencileri işi alıyorlar. Öğrencileri işe almaları elbette güzel ama bu uygulama mevsimlik işçi gibi. Asgari ücret ve primle işe alıyor ve bir iki ay çalıştırıp işten çıkartıyor. Direkt satışta en uzun çalışma ömrü her halde 1 yıldır. Çünkü koşullar çok ağır. Öyle bir şubeye bağlı değilsin.\n\nElinde küçük bir tablet sokakları dolaşıyorsun ve kredi kartı, sigorta ve benzeri ürünleri pazarlıyorsun. Sana verilen hedefleri tutturamadığın zaman 3 ayda kovuluyorsun. Genelde verilen hedeflerin fazlalığı nedeniyle gençler 3 ayda kovuluyor.\n\nBanka bu konuda çok rahat, çünkü dışarıda kovulanın yerine alabileceği milyonlarca genç var.\n\nİşte bu gençler bankaların kovduğu personel sayısını gizlemede kullanılıyor. 10-15 yıllık bankacıyı kov, yerine tencere tava satıcısı gibi pazarlamacı al. Üç ay sonra onu da kov yerine bir başkasını al.\n\nİşte bu nedenle kaç bankacının işinden olduğu net olarak bilinmiyor.\n\nBilinen bir şey var ki, geçen yıl birçok banka personel çıkarttı.\n\nCeo Pirimleri\n\nBankalarda yaşanan en büyük çelişki ise bir yandan kriz bahanesiyle personel çıkartırken, diğer yandan CEO ve üst yönetim ödemelerindeki artış. Son açıklanan banka bilançolarında üst yönetim ödemelerinde ciddi bir artış var.\n\nÜstelik bu bankaların büyük bir bölümü halka açık ve bunun denetimi yapılmıyor.\n\nBakıyoruz bankaya son bir yılda bin kişiyi işten çıkartmış, karı yüzde 20'nin üzerinde düşmüş ama üst yönetim kendilerine ödenen ücretleri ve primleri yüzde 34 arttırmış.\n\nBu iş ahlakına sığar mı?\n\nBDDK'nın çok acil banka üst yönetim harcama ve primlerine sınırlama getirmeli. Amerika bu işi çoktan halletti.\n\nBir bankanın üst yönetiminin alacağı prim sınırlıdır. Bizde ise adamlar oturup kendi kafasına göre hesap kitap yapıyor.\n\nCEO'ya 10 milyon, filan genel müdür yardımcısına 2 milyon verdik gitti.\n\nBu arada unutmadan en çok işten çıkartma yapan insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcıları da en çok prim alan üst yöneticiler arasında.\n\nKişisel veri olduğu için buradan açıklayamıyorum ama en çok personel çıkartan bankaların insan kaynaklarından sorumlu genel müdür yardımcılarının bu sene ne kadar prim aldığını BDDK inceleyebilir.\n\nBunu halka açık bankaların genel kurulunda da küçük ortaklar yapabilir. 1 lot bile hisse senediniz varsa gidin genel kurula ve üst yöneticilere ne kadar ödenmiş sorun. Çünkü siz bu bankanın en küçük de olsa ortağısınız.\n\nKüçük ortağın hesap sormadığı, BDDK'nın sınırlama getirmediği bankacılık sektöründe CEO ve üst yönetim elbette kafasına göre prim alır.", "12 Mayıs 2020\n\nAvrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınının, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'nın yanı sıra dünyanın çeşitli bölgelerinde siyasi istikrarsızlığa yol açabileceği uyarısında bulundu.\n\nBorrell, AB üyesi ülkelerin savunma bakanlarının video konferans toplantısı ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.\n\nYeni tip koronavirüs salgınının Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki etkilerine ilişkin soruyu yanıtlayan Borrell, sadece bu bölgelerde değil Latin Amerika ve Afrika'nın tamamında petrol ve turizm gelirlerinde yaşanan kayıpların siyasal istikrarsızlığa yol açabileceğini ifade etti.\n\nBorrell, İsrail'in Doğu Kudüs'teki yasa dışı yerleşim birimlerini genişletme kararının gelecek hafta AB dışişleri bakanları toplantısında ele alınacağını belirtti.\n\nAB'nin Birleşmiş Milletler'in (BM) silah ambargosunun denetlenmesi için başlattığı \"İrini Operasyonu\"na ilişkin soruya Borrell, Libya'da herhangi bir tarafı hedef almadıklarını, sadece havadan ve denizden bölgeye silah ulaştırılmasını engellemek istediklerini öne sürdü.D\n\nKaynak: AA", "Salda Gölü’ndeki Yasaklar Neler?\n\nBembeyaz kumsalı, tertemiz suyu ve eşsiz doğası ile Salda Gölü görenleri kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Günden güne popülerliğini artıran Salda Gölü’nü geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 buçuk milyon insan ziyaret etti. İnstagram fenomenleri, düğün fotoğrafçıları, gezginler, karavancılar, reklamcılar, kampçılar… Salda Gölü’nün ziyaretçileri arasında.\n\nBinlerce insanın Salda Gölü’nü ziyaret etmesi üzerine yetkililer birtakım tedbirler aldılar. Bu tedbirler hem bütün dünyayı saran Coronavirüs(Covid-19) tehlikesine karşı insanları korumak hem de gölün ekolojik dengesinin bozulmasını önlemek adına alındı.\n\nSalda Gölü ziyaretinizde yasal bir yaptırımla karşılaşmamanız için aşağıda belirtilen yasaklara uymanızı tavsiye ediyoruz.\n\nPlajlara Araçla Girmek Yasak!\n\nSalda Gölü’nün cazibe merkezi haline gelmesinin başlıca nedeni şüphesiz ki görenleri kendine hayran bırakan bembeyaz kumsallarıdır. Magnezyum yapılı bu kumlar canlı organizmalardan oluşmaktadır. Ayakla bile basılması uygun olmayan bu kumlara insanlar hoyratça araçlarıyla girip drift atmaktaydılar.\n\nSalda Gölü çevre düzenlemeleri kapsamında gölün çevresi ahşap direkler ve tel örgülerle çevrildi. Normal yollarla aracınızla kumsala girebilmeniz artık zor ama yine de Türk’e imkansız diye bir şey yok diye düşünenler varsa kolluk kuvvetleri kuş uçurtmuyor, bilginize.\n\nSalda Gölü Kenarında Çadır Kurmak Yasak!\n\nSalda Gölü’nün havasını, suyunu, doğasını anlatmaya gerek yok. Artık herkes biliyor zaten! Bu kadar harika bir ortamda kamp yapmak, sabah erkenden güneşin doğuşunu izleyip, tertemiz sularda yüzmek paha biçilemez herhalde.\n\n2019 yılına kadar göl çevresindeki bir çok alanda kamp yapanlara rastlanmaktaydı. Yeşilova Belediyesinin işlettiği Halk Plajında kamp için herhangi bir ücret de alınmıyordu. Hatta öyle ki çadırınıza ücretsiz elektrik bile çekebiliyordunuz. Bu faktörlerin hepsi bir araya gelince Salda Gölü kamp için ilk tercihler arasında yer alıyordu.\n\n2020 yılındaki çevre düzenlemeleri kapsamında göl çevresindeki bütün kaçak yapıların kaldırılma kararı çıktı. Halk Plajında bulunan bungalov evler, kamp alanı ve Belediyeye ait işletme kaldırıldı. Şuan için Salda Gölünde kamp yapmak yasak! Çevre düzenlemelerinin tamamlanmasının ardından önümüzdeki yıllarda kamp alanı gösterilecektir.\n\nPlajlardan Kum, Kil Götürmek Yasak!\n\nSalda Gölü, yapısı bakımından Dünyada Mars gezegeni özelliği gösteren iki yerden biri. Yapısında magnezyum ve manyezit elementlerini barındıran Salda Gölü kumu canlı organizmalar içeriyor. Kumun beyaz rengini alması hava ile etkileşimi sayesinde uzun yıllarda gerçekleşiyor. Huntit oluşumlu bu kumlar ayrıca ısıya dayanıklı malzeme yapısında da kullanılmaktadır.\n\nGöl kenarında belirli aralıklarla, ziyaretçiler tarafından açılan, çamur banyosu alanları da bulunmaktaydı. Özellikle cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen Salda Gölündeki killi çamur havuzları görüntü kirliliği yarattığı için kaldırıldı.\n\nSalda Gölü’nden akvaryuma koyarım, hatıra kalsın diye çantanıza koyacağınız bir avuç kum, yüzüme maske yaparım diye alacağınız bir kase kil bile yasak! Gül dalında güzeldir, götürmeyiniz efendim.\n\nBelirtilen Yerler Dışında Ateş Yakmak Yasak!\n\nSalda Gölü’ne şimdiye kadar insan eliyle bir çok zarar verildi. Bazı kendini bilmezler anlata anlata bitiremediğimiz kumunda gece eğlencesi ve ısınmak için ateş yakıyorlardı. Neyse ki artık o da yasaklandı.\n\nGöldeki tek resmi piknik alanı Tabiat Parkı Orman Plajında piknikçiler için ayrılmış alanlar haricinde ateş yakmak yasak.\n\nPlajlarda Sigara İçmek Yasak!\n\nCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Bakan Murat Kurum Salda Gölü ziyaretleri esnasında, Salda Gölü’nün Türkiye’de sigara içilmeyen ilk dumansız sit alanı bölgesi oluşturulması için çalışma yürütüldüğünü ifade etmişlerdi.\n\nTabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman, Sağlık Bakanlığının Tütünle Mücadele Eylem Planı kapsamında Salda Gölü’nde sigara içilmesinin yasaklanacağını ve dumansız hava sahası oluşturulacağını söylemişti.\n\nNormalleşme sürecinin bu aşamasında izmaritlerden virüs bulaşmaması için plajlarda sigara içilmesi de yasaklandı. Sadece Salda Gölü’nde değil bütün plajlarda bu uygulama mevcut.\n\nBeyaz kumsalların sigara izmaritleriyle dolup görüntü kirliliği oluşturmaması ve kumların zarar görmemesi için Salda Gölü plajlarında sigara içmemenizi öneriyoruz.\n\nİzinsiz Drone Uçurmak Yasak!\n\nSalda Gölü düğün fotoğrafçıları için doğal bir arkaplan. Evlilik teklifi ve özel gün fotoğrafçıları Salda’ya adeta akın etti. Öyle ki yurt dışından Salda’ya fotoğraf çekimi için gelenleri bile biliyoruz.\n\nFotoğraf çekimi için Salda’ya gelenler arasında ‘Eee buraya kadar geldik. Drone ile de bir kaç pozumuz olsun. Beş dakikalık videomuz olsun’ diyenler var. Bunun için resmi izin gerekiyor, bilginize. Profesyonel drone kullananlar bilirler; drone kullanmak için ehliyet ve kullanmadan önce resmi izin gerekmektedir. Amatör drone kullananlara, bilmeyenlere duyurulur.\n\nGölde Kano, Kayık İle Yüzmek Yasak!\n\nZiyaretçilerin sıkça sorduğu sorulardan biri de Salda Gölü’nde kayık, kano, şişme bot vb. araçlarla yüzüp yüzemeyecekleridir.\n\nSalda Gölü Çevre Koruma Bölgesi ilan edilerek koruma altına alınmış bir alandır. Bu alanın doğallığının korunması ve bozulmaması adına, gölde motorlu ve motorsuz araçlarla yüzmek yasaklanmıştır.\n\nMaskesiz Dolaşmak Yasak!\n\nPandemi tedbirleri kapsamında alınan kararlar doğrultusunda plajlara girişlerde kolluk kuvvetleri tarafından ateş ölçümü yapılmakta, fiziksel mesafe kurallarına uyma konusunda uyarılarda bulunulmakta ve maskesiz girişlere izin verilmemektedir. Normalleşme sürecinde bilim kurulunun alacağı kararlar doğrultusunda yeni uygulamaları da buradan sizlere aktarmaya devam edeceğiz.", "Nijerya'da infilak eden kamyon, \"Meteor düştü\" söylentilerine sebep oldu Nijerya'nın Akure kentinde büyük bir patlama meydana geldi. Patlama sonucu 100'den fazla bina, okul ve kilise yıkıldı. Bölge halkı, patlamanın meteor düşmesi nedeniyle oluştuğunu iddia etti ancak patlamanın infilak eden bir kamyon yüzünden meydana geldiği kısa sürede anlaşıldı.\n\nNijerya'nın Ondo eyaletinin başkenti Akure'de meydana gelen patlamada 100'den fazla bina, okul, kilise yıkıldı. Yerel kaynaklar patlamanın meteor düşmesi nedeniyle meydana geldiğini iddia etti. Sosyal medyada yayınlanan görüntülerde bölgede dev bir çukurun oluştuğu görüldü.\n\nCumartesi sabahı Ondo Eyaletinin başkenti Akure'de meydana gelen patlamada 100'den fazla bina, okul, kilise yıkıldı. Akure Havalimanı'na yakın bir lokasyonda meydana gelen olay, Eleyowo topluluğunun birçok sakinini etkiledi ve bölgedeki bir kiliseyi ve bir okulu tamamen yok etti.\n\nYEREL HALKIN İDDİASI: METEOR DÜŞTÜ\n\nKilise binasında yaşayan bireylerin yaralandıkları söylenirken bazıları halk tarafından kurtarıldı. Birçoğu olayın bomba patlaması olduğunu söylerken, diğerleri bunun uzaydan dünyayı yıkıcı etkilerle vuran bir meteor parçası olması gerektiğini söyledi.\n\nBölgede oluşan derin çukurun, olayın bir patlama olduğu iddiasını çürüttüğü ileri sürüldü. Bu nedenle olayın bir meteor düşmesi olabileceği iddia edildi.\n\nPATLAYICI TAŞIYAN KAMYON İNFİLAK ETTİ\n\nOlaya ilişkin gerçek ise kısa sürede ortaya çıktı. Patlayıcı taşıyan bir kamyon infilak etti ve yerde dev bir oyuk meydana geldi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Anadolu Üniversitesi AÖF kayıt yenileme dönemi ile ilgili tüm araştırmalar hız kazandı. Öğrenci sistemine giriş yaparak gerçekleştirilecek bu işlemlerin Şubat ayında başlayacağı açıklanan tarih ile beraber duyurulmuştu. Bunun üzerine arama motorlarından \" AÖF kayıt yenileme ne zaman yapılacak?\" sorusu araştırılmaya başlandı. Binlerce kişinin belirli sebepler nedeniyle örgün eğitim yerine tercih ettiği açıköğretim bazı kişiler için ise ikinci üniversite fırsatı sunuyor. Peki, Anadolu Üniversitesi AÖF kayıt yenileme işlemleri nereden ve nasıl yapılır? İşte konu ile ilgili tüm detaylar…\n\nAÖF KAYIT YENİLEME NEREDEN YAPILIR?\n\nAnadolu Üniversitesi Açık öğretim üniversitesi öğrencilerinin ikinci dönemin başlamasından önce yapması gereken AÖF kayıt yenileme işlemi ile ilgili tüm detayları haberimizin devamından bulabilirsiniz…\n\nİşte detaylar…", "pos": ["Anadolu Üniversitesi Açıkçğretim Fakültesi Güz dönemi sona erdi. Son sınavın sonuçları geçen cuma günü açıklandı. Şimdi bahar dönemi için kollar sıvandı. Binlerce öğrenci şimdi AÖF bahar dönemi kayıtları ne zaman? Kayıt nasıl yapılır? sorularına cevap arıyor.\n\nAÖF'te bir dönem daha sona erdi. En son yapılan sınavın sonuçları geçen cuma günü açıklandıktan sonra gündem kayıt yenileme oldu. Kayıt yenilemenin ne zaman ve nasıl yapılacağı sık sık araştırılmaya başlandı. İşte konuya dair bilgiler...\n\nBAHAR DÖNEMİ KAYITLARI NE ZAMAN?\n\nAÖF Bahar dönemi kayıt yenileme işlemleri 17 Şubat'ta başlayıp 28 Şubat'ta sona erecek.\n\nAÖF KAYIT YENİLEME NASIL YAPILIR?\n\nAÖF Bahar Dönemi kayıt yenileme işlemi 4 adımda gerçekleştirilir:\n\n1. DERS SEÇİMİ\n\nDers seçim işlemi aof.anadolu.edu.tr adresindeki Kayıt Otomasyonu bağlantısı Kayıt Yenileme linkinden yapılabilecek.\n\n2. KAYIT YENİLEME ÖDEMESİ\n\nAÖF kayıt yenileme ücretleri Ziraat Bankası ATM’lerinden yatırılabilecek.\n\n3. KAYIT YENİLEME İŞLEMİNİN KONTROLÜ\n\nÖğrencilerin aof.anadolu.edu.tr adresinden kayıt yenileme işleminin gerçektirildiğini kontrol etmesi gerekiyor.\n\n4. DERS KİTAPLARININ DAĞITIMI\n\nÖğrencilerin ders kitapları kayıt esnasında AÖF bürolarından verilecektir."], "neg": ["2020 Yılı Yatırım Programı'ndan yapılan derlemeye göre, kamu yatırımları için bu yıl ayrılan 77,1 milyar lira tutarındaki kaynağın 25,2 milyar liralık kısmı ulaştırma ve haberleşme sektörüne tahsis edilecek. Bu sektörü, yaklaşık 12,3 milyar lirayla iktisadi ve sosyal alanlarda yapılacak diğer kamu hizmetleri, 11,8 milyar lirayla enerji, 11,1 milyar lirayla eğitim, 6,1 milyar lirayla sağlık ve 5,2 milyar lirayla tarım izleyecek.", "Yeni tip corona virüsünün (Covid-19) merkez üssü ülkelerinden birisi olan ABD'den art arda son dakika haberleri geliyor. Ülkede vaka sayısı her saat başı artış gösterirken toplamda 598 bin 670'e ulaştı. Yetersiz önlemler ve sağlık kuruluşlarının da eksik kalması nedeni ile hayatını kaybedenlerin sayısı ise 25 bin 239'a çıktı. Corona virüsü ile baş etmeye çalışan ABD'de, New York ve Los Angeles gibi şehirlerde karantina uygulanıyor; ancak bu da beraberinde bir tehlikeyi getiriyor.\n\nİSTİLA KAPIDA MI?\n\nAmerikan NBC televizyonuna konuşan bir uzman, New York ve Los Angeles gibi karantina uygulanan şehirleri büyük bir tehlikenin beklediğini söyledi. Restoran ve kafe gibi işletmelerin kapalı olmasına dikkat çeken uzman isim, corona virüsü sırasında ve sonrasında ABD'nin bir istila ile karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Uzman ismin sözleri sosyal medyada da en çok paylaşılan son dakika haberleri arasında öne çıktı.\n\nİşte, o sözler ve ABD'yi bekleyen yeni tehlike;", "İstanbul Büyükşehir Belediyesi, korona virüsü salgınında halkın gıda ihtiyacını karşılamak ve çiftçiye destek olmak için üretim seferberliği başlattı. Belediye, çiftçinin satamadığı ürününü hal fiyatı üzerinden satın alacak. Alınan ürünler ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılacak.\n\nÇiftçiye yapılacak desteğe ilişkin bilgi veren İstanbul Büyükşehir Belediyesi,Muhtarlıklar ve Gıda Dairesi Müdürü Ahmet Atalık, salgınla mücadele döneminde İstanbulluların gıda ihtiyacını karşılamada ve çiftçinin üretimine devam etmesini sağlamada önemli adımlar atmış olacaklarını söyledi.\n\nTOHUM VE GÜBRE HİBE YAPILACAK\n\nDestek sürecinde, tohum, fide, tarım ilacı, gübre ve damla sulama gibi çiftçiye maliyet yükü olan kalemlerde hibe yapılacağını açıklayan Atalık, “Üretimin her aşamasında çiftçiler ziraat mühendislerinden bilgi ve destek alabilecek. Çiftçi ürünü istediği gibi satabilecek, satamadığı koşulda İBB devreye girecek. Çiftçinin ürününü, hal fiyatı üzerinden satın alacak. Alınan ürün de ihtiyacı olan ailelere ücretsiz dağıtılacak” dedi.\n\nZİRAAT MÜHENDİSLERİ ÇİFTÇİYİ YÖNLENDİRECEK\n\nKentin toprağı ile en iyi şekilde uyum sağlayacak domates, salatalık, biber, patlıcan ve karpuz çeşitleri tohum veya fidelerinin çiftçilere hibe edileceğini bildiren Atalık, uzman ziraat mühendislerinin de üretimin her aşamasında çiftçinin bilinçli üretim yapması için yönlendirici görev üstleneceğini anlattı.\n\nHİBELER KAYIT YAPTIRAN ÇİFTÇİLERE DAĞITILACAK\n\nMühendislerin sebze ve meyve tarımı yapılan kırsal mahalle muhtarlarıyla ve çiftçilerle görüşmelere başladığını belirten Atalık kayıt için şunları söyledi: Proje yaklaşık 1.500 dekar alanda uygulanacak. Fide ve tohumlarımızı 1-15 Mayıs aralığında toprakla buluşturarak projemizi başlatmış olacağız. Hibeler, muhtarlık ve kooperatiflere kayıt yaptıran çiftçilere dağıtılacak. Çiftçilerimizin, aynı zamanda 0505 474 32 35 irtibat numarasından kayıt yaptırması da mümkün olacak.", "KKTC'de yüksek memur maaşlarında kesintiye gidilecek Başbakan Ersin Tatar, üç aylık bir süre için tüm kamu kurum ve kuruluşlarında 5 bin lira üzerindeki maaşlarda yüzde 25 kesinti yapılacağını, en yüksek maaşın 8 bin 500 lirayı geçmeyeceğini duyurdu\n\nKuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınından dolayı alınan \"Toplumsal Dayanışma için Birinci Ekonomik Tedbirler ve Destek Paketi\" isimli ekonomik tedbir paketini açıkladı. Başbakan Tatar, Bakanlar Kurulunun ardından düzenlenen basın toplantısında, Covid-19 tehdidiyle mücadelede kullanılmak üzere diğer bütçe ödeneklerinden tasarruf edileceğini ve 30 milyon liralık kaynak sağlanacağını bildirdi. Euronews.com'da Görüntüle Kaynak: Euronews.com", "Türkiye Gazetesi\n\nTürkiye Gazetesi\n\n2006 yılında Ankara’da Güvercinlik askeri helikopterinin düşmesi sonucu şehit olan Şehit Yz. Ulaş Türk’ün ailesine ziyaret etti. Ziyarette Kaymakam Ertuğ Şevket Aksoy ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aldoğan şehidin Yasemin Ugan Azgın ve oğlu 13 yaşındaki Poyraz Türk’ün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutlayarak hediyelerini sundu.\n\nZiyaret sürecinde Poyraz Türk ile sohbet eden Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Aksoy, vatanın sevgisi ve milli bayramlara saygı duyulmasının önemi üzerine konuştu‘’ hep çocuklar ziyaretime gelirdi ama bu bayram dedik ki biz çocuklarımızı ziyaret edelim. Korona virüs salgınını atlattıktan sonra sağlıklı günlerde arkadaşlarını da alıp beni ziyaret etmeni istiyorum ‘’ diyerek güzel dileklerini ve hediyelerini sundu.\n\nHediye paketlerini açan tablet ve kitap hediyesini çok sevdiğini belirten Poyraz Türk, \"Beni ziyaret ettikleri için ve hediyeler için çok mutluyum. Bugün çok önemli bir gün bugün olmasaydı Atatürk meclisi kurmasaydı ve biz çocuklara bayram hediye etmeseydi bugün olmazdık. Teşekkür ediyorum\" dedi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin sayısı, 128'nci gününde 65’e yükselirken, anne Gülbahar Teker, oğlu Muhammed Emin'in 6 yıl önce Batman'da terör örgütü mensuplarınca dağa kaçırıldığını belirterek, “Oğlum için buraya geldim. Oğlumu almadan gitmeyeceğim. HDP çocuğumu götürdü” dedi.\n\nÇocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019'dan bu yana farklı kentlerden Diyarbakır'a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi yapan aile sayısı 128'nci gününde 65’e yükseldi. Muş'tan gelerek oturma eylemine katılan anne Gülbahar Teker, oğlu Muhammed Emin'in 6 yıl önce 26 yaşındayken Batman'da kaybolduğunu söyledi.\n\n“Oğlum bana, ‘gelmek istiyorum ama korkuyorum, gelemiyorum’ dedi”\n\nOğlunu her yerde aradığını ifade eden Teker, sonunda HDP'liler aracılığıyla kandırılarak dağa götürüldüğünü öğrendiğini söyledi. Teker, \"Oğlum için buraya geldim. Oğlumu almadan gitmeyeceğim. HDP çocuğumu götürdü. Bir yıl önce telefon görüşmesinde oğlum bana, 'Anne beni HDP binasına götürdüler, ben gelmek istiyorum ama korkuyorum, gelemiyorum.' dedi. Oğlum beni görüyor ve duyuyor ise gelsin, devlete teslim olsun. PKK'ya karşıyız. Milletin çocuklarını kandırdılar, dağa çıkardılar. Türkiye olmasa, devlet olmasa biz ne yaparız? Devlet benim babamdır her şeyimdir. Herkesin çocuğu gelsin, teslim olsun\" diye konuştu.", "pos": ["Çocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 182'nci gününe girdi.\n\nÇocuklarının terör örgütü PKK mensupları tarafından dağa kaçırıldığı iddiasıyla 3 Eylül 2019'da farklı kentlerden Diyarbakır'a gelerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan ailelerin evlat nöbeti 182’nci gününde de devam ediyor. 2014 yılında Batman'da kaçırılan oğlu Mehmet Emin için Muş'tan gelerek 182 gündür HDP il binası önünde oturma eyleminde olan anne Gülbahar Teker, oğlunun Suriye'nin Kamışlı kentindeki terör örgütü kamplarında olduğunu geçen yıl öğrendiğini söyledi. Teker, oğluna güvenlik güçlerine teslim olması için çağrıda bulunarak, \"Ben oğlum için geldim. Oğlum terör örgütü PKK'nın yanında durmasın, gelip teslim olsun. Kimsemiz yok devlet bize bakıyor. Oğlum 6 yıl önce Batman'da kayboldu. Geçen yıl Suriye'nin Kamışlı kentinde olduğunu öğrendik. Kendisinin kaçmaya çalıştığı fakat tekrar yakalanarak kampı götürdüğünü bana söyledi. Allah Muhammed hakkı için gelsin, bize sahip çıksın. Beni bu halde bıraktın gittin oğlum niye gittin, gel teslim ol\" dedi."], "neg": ["ABD merkezli Johns Hopkins Üniversitesi'nin verilerine göre koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı 500 bini, kayıtlı vaka sayısı da 10 milyonu geçti. Vakaların dörtte birinin salgının hızla yayılmaya devam ettiği ABD'de olduğu belirtildi.\n\n\n\n\n\nEn fazla can kaybı da ABD'de.\n\n\n\n\n\nAmerikalı uzmanların verilerine göre ABD'de 125 bin, ikinci sıradaki Brezilya'da 57 binden fazla kişi, üçüncü sıradaki İngiltere'de de 44 bin kişi COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Brezilya'da kayıtlı vaka sayısının da Pazar günü itibariyle 1 milyon 300 bini geçtiği bildirildi. Vaka sayısı açısından Rusya üçüncü, Hindistan dördüncü, İngiltere de beşinci sırada.\n\n\n\n\n\nTürkiye'deki son durum\n\n\n\n\n\nJohn Hopkins Üniversitesi'nin son verilerine göre vaka sayısı açısından Türkiye de 14'üncü sırada. Sağlık Bakanlığının verilerine göre Türkiye'de Pazar akşamı itibariyle vaka sayısı 197 bin 239, toplam can kaybı da 5 bin 97.", "Konya'da yeni sanayi sitelerinin yapımına ne zaman başlanacak? Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Konya'da şehir merkezinde kalan sanayi alanlarının taşınması projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.\n\nÇevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, \"Bakanlık olarak, şehir merkezlerine sıkışmış sanayi alanlarını şehir dışına çıkarıyoruz. Birçok ilimizde başlattığımız yeni sanayi alanı çalışmalarımızı tüm Türkiye’de hayata geçiriyoruz. Yıllar boyunca şehrin içinde kalmış, vatandaşlarımızı rahatsız eden, esnafımızın rahat bir şekilde çalışamadığı, eski sanayi ve Karatay sanayi sitesini, çok daha modern ve geniş bir alana taşıyoruz. Karatay Fevziçakmak Mahallesi Yeni Motorlu Küçük Sanayi Sitemizde tam 2 bin 653 sanayi birimi, 103 ticari alan yapıyoruz. Hakikaten oteliyle, restoranıyla, eğitim, sosyal ve kültürel alanlarıyla son derece güzel bir sanayi sitesi olacak. İnşallah çok yakında ilk harcımızı döküyor, temelimizi atıyoruz. Konya’mız için, esnafımız için hayırlı uğurlu olsun\" ifadelerini kullandı.", "Viyana Şehir Hatları (Wiener Linien) Sözcüsü Christoph Heshmatpour, basına yaptığı açıklamada, Şehir Hatlarına ait bir otobüs parkında kaydedildiği tespit edilen görüntülerdeki \"Bozkurt\" işareti yapan 4 çalışanın işten çıkartıldığını söyledi.\n\nHeshmatpour, görüntülerde yer alan ancak Bozkurt işareti yapmayan diğer şoförlere ilişkin de soruşturmanın sürdüğünü dile getirdi.\n\nDün, Viyana Şehir Hatlarında otobüs şoförü olarak çalışan ve Türk kökenli oldukları anlaşılan iş üniformalı birkaç kişinin otobüs parkında bir mutfakta şakalaşırken Bozkurt işareti yaptıklarını gösteren görüntüler sosyal medyada yer almıştı.\n\nAVUSTURYA'DA 2019'DAN BERİ BOZKURT SEMBOLU YASAK\n\nAvusturya'da 1 Mart 2019'da \"aşırıcılık ve siyasal İslam ile mücadele\" gerekçesiyle aralarında Bozkurt sembolünün de bulunduğu, çeşitli gruplara ait işaret ve sembollerin kamuya açık yerlerde kullanımını yasaklayan \"Sembol Yasası\" yürürlüğe girmişti.\n\nTürk Dışişleri Bakanlığı başta olmak üzere Avusturya'da yaşayan Türk ve Müslümanların tepki gösterdiği sembol yasasına aykırı davranılması durumunda 4 bin avroya kadar para veya bir ay hapis cezası öngörülüyor.\n\n(AA)", "Bankaların fahiş ücret ve komisyon oranlarını sınırlandıran değişiklikler bugün yürürlüğe giriyor.\n\nTicari müşterilerden alınabilecek ücret, masraf ve komisyon sayısı 2 bin 400’den 51’e, finansal tüketiciler için ise 20’den 16’ya indiriliyor.\n\nHer kalemde ücretler 3’te 1 ila 6’da 1 oranlarında düşürülüyor.\n\nBireysel müşteriler ve ticari şirketler bundan böyle yapacakları işlemlerde bankalara daha az para ödeyecek.\n\nAÇILIŞ ÜCRETİ KALKTI\n\nBankalar müşterilerine yeni EFT, havale ücretleriyle ilgili bilgilendirmeleri göndermeye başladı.\n\nBuna göre, daha önce bankaların en az 6 TL olarak kestiği mobil ve internet EFT ücreti 1 TL’ye iniyor.\n\nEFT ücreti, ATM’den yapılan işlemlerde 2 TL (eskisi 17 TL), şube ve diğer kanallar ile yapılan işlemlerde ise 5 TL (eskisi 67 TL) olacak.\n\nİşlem tutarı 1.000 TL ile 50.000 TL arasında olan işlemlerde ise bu sınırlar sırasıyla 2 TL, 5 TL ve 10 TL olarak belirlendi.\n\nBireysel müşterilerden kayıp, çalıntı ve benzeri nedenlerle yılda iki adede kadar kart yenileme ücreti kaldırılıyor.\n\nBir yılda ikiden fazla kart yenileme durumunda ise sadece kart maliyeti alınacak.\n\nYÜZDE 1 OLARAK SINIRLANDIRILDI\n\nKiralık kasa depozito bedeli finansal tüketiciler için kiralanan kasanın en fazla bir yıllık kira bedeli olarak belirlendi.\n\nTicari müşterilerden alınan hesap işletim ücreti ve hesap açılış ücreti kaldırılıyor. Mevcut durumda kredi tahsis ücreti kapsamında “İstihbarat ve Mali Analiz Ücreti” ile “Limit Revize ve Değerlendirme Ücreti” alınmaktaydı.\n\nTebliğ ile bu kalemler kredi tahsis ücreti başlığı altında sadeleştirilerek tahsis edilen limitin on binde 25’i ile sınırlandırıldı.\n\nTicari kredilerde kredi kullanım ücreti yüzde 2 seviyelerine kadar çıkarken yeni tebliğ ile en fazla yüzde 1 olarak sınırlandırıldı.\n\nTicari kredi kartlarında nakit avans komisyonu yüzde 1’e indi, erken ödeme komisyonu da kalan vadesi 2 yıla kadar olanlarda 1’e, vadesi 2 yıldan uzun olanlarda 2’ye düşürüldü.", "Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy \"Çeşme Projesi Değerlendirme Toplantısı\"na katılacak Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yarın Ege Turizm Planı kapsamındaki \"Çeşme Projesi Değerlendirme Toplantısı\"na katılacak.\n\nKültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yarın Ege Turizm Planı kapsamındaki \"Çeşme Projesi Değerlendirme Toplantısı\"na katılacak.\n\nBakanlıktan yapılan yazılı açıklamaya göre, Bakan Ersoy başkanlığında Bakanlık bünyesinde oluşturulan Çeşme Projesi Çalışma Grubu ile Ege Turizm Planı kapsamındaki \"Çeşme Projesi Değerlendirme Toplantısı\" yapılacak.\n\nKültür ve Turizm Bakanlığının koordinasyonundaki Çeşme Projesi Çalışma Grubunda, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çeşme Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, TMMOB İzmir, Mimarlar Odası, Peyzaj Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası, Çevre Mühendisleri Odası, İzmir Yüksek Teknoloji Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Çeşme Turistik Otelciler Birliği, Alaçatı Turizmciler Derneği, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliğinden yetkililer bulunuyor.\n\nİzmir Çeşme Alaçatı'daki The Stay Warehouse Otel'de yarın basına kapalı gerçekleştirilecek toplantının ardından basın açıklaması yapılacak.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "15.02.2020 18:52 | Son Güncelleme: 15.02.2020 18:54\n\nMilli Eğitim Bakanlığı ve Judo Federasyonunca düzenlenen 2019-2020 Eğitim-Öğretim yılı okul spor faaliyetleri kapsamında Judo Gençler Türkiye 1.'liği final müsabakaları Afyonkarahisar'da başladı.\n\n\n\nAfyonkarahisar Kocatepe Spor Kompleksi Tınaztepe Spor Salonu'nda gerçekleştirilen müsabakalara 50 ilden 230 sporcunun katıldı. 2 gün devam edecek müsabakalar ödül töreniyle sona erecek. Türkiye Judo Federasyonu Teknik Kurul Üyesi Mustafa Bilici yaptığı açıklamada, müsabakalara 50 ilden 230 sporcunun katıldığını söyledi. Bilici, açıklamasının devamında şunları söyledi:\n\n\n\n\"Bugün ve yarın olmak üzere 50 ilden 230 sporcu katılımıyla gerçekleştiriliyor müsabakamız. Bugün 8 siklette yarışmalar devam ediyor. Yarın da 8 siklette yarışmalar devam edecek. Bugün altın madalya alan her siklette sporcular belirlenecek ve kürsüde yerlerini alacaklar. İnşallah buradan çıkan çocuklarımızı milli takımlar düzeyinde ileriye dönük hazırlayıp milli takımların ümit takımlarında, genç takımlarında görmek istiyoruz. Afyonkarahisar'da olmaktan son derece mutluyuz. Afyonkarahisar'a misafirperverliğinden dolayı özellikle gençlik spor il müdürümüze ve burada görev alan tüm arkadaşlarımıza teşekküre diyorum.\" - AFYONKARAHİSAR\n\nKaynak: İHA", "pos": ["15.02.2020 16:40 | Son Güncelleme: 15.02.2020 17:12\n\nJudo Gençler Türkiye Finali, Afyonkarahisar'da başladı.\n\nGençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının ortaklaşa düzenlediği organizasyona, 50 ilden 232 sporcu katılıyor.\n\nTürkiye Judo Federasyonu Teknik Kurul Üyesi Mustafa Bilici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Judo Gençler Türkiye Finali'nin iki gün boyunca Afyonkarahisar'da devam edeceğini söyledi.\n\nFinallerin kız ve erkekler kategorilerinde 16 sıklette yapıldığını aktaran Bilici, \"Şampiyonaya, 50 ilden 232 sporcumuz katılıyor. Müsabakalara katılan gençlerimiz önce kendi illerinde, daha sonra da yarı finallerde mücadele etti. Oradaki yarışlarda kendilerini ispat ederek buradaki final yarışlarına geldiler. İki gün boyunca da şampiyonları burada belirleyeceğiz.\" diye konuştu.\n\nFinallerde yarışan sporcuların, aldıkları derecelerle gelecekte kendilerine milli takımda yer bulacağını vurgulayan Bilici, şunları kaydetti:\n\n\"2024 yılının kemik kadroları bu gruplardan çıkacak. 2019 yılı Türkiye Judo Federasyonunun iyi bir madalya senesi oldu. Özellikle ümitler ve gençler kategorisinde dünya ve Avrupa klasmanında çok değerli sporcular yetişti ve madalyalar kazandık. Avrupa şampiyonu olan takımımız var. Dünyada derece alan sporcularımız var. Şu anda olimpiyatlarda yarışacak büyük takımımızın kota müsabakaları yapılıyor. İnşallah, 7-8 sıklette olimpiyatlara gitmeyi düşünüyoruz. Ülkemizi en iyi şekilde temsil edip olimpiyat madalyası almak istiyoruz. Buradaki gençlerimizin de bu yaş grubundaki diğer sporcularımızla inşallah ülkemizi yurt dışındaki müsabakalarda en iyi şekilde temsil edeceğini düşünüyoruz.\"\n\nİl Gençlik ve Spor Müdürü Feyzullah Derici ise Judo Gençler Türkiye Finali müsabakalarını Afyonkarahisar'da yapmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti.\n\nKaynak: AA"], "neg": ["Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Birinci Başkan Vekili Servet Yardımcı, liglerin ne zaman başlayacağı konusunda, \"10 maç gününe ihtiyacımız var. Haziran ortasında başlarsak, temmuz sonunda bitiririz diye planlıyoruz. Planlama normal lig formatı üzerine. Seyircisiz oynama durumu ise kesin\" açıklamasını yaptı.\n\n\"UEFA'nın iki seçeneği var\"\n\n\"UEFA, Avrupa'da normalleşmenin hissedildiğini düşünüyor. UEFA da özellikle büyük liglerin, haziran başında, hatta Almanya daha erken de olabilir, oynanabileceğini düşünüyor. Haziran ve temmuz ayında yerel liglerin oynanması, aynı anda Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi maçlarının oynanması. İkinci alternatif ise UEFA, haziran ve temmuzda yerel ligleri bitirip, ağustos ayında kendi şampiyonalarını düzenleyecek. Bu durumda gelecek sezon ki Avrupa maçlarının başlaması da ekim ayına sarkıyor. 20 Ekim gibi düşünülüyor.\"\n\n\"Mayıs ayında çalışmalar başlamalı\"\n\n\"Bugün Ahmet Ağaoğlu başkan kendisi bahsetti, Sörloth gelmiş. 15 günlük karantina süreci içerisinde. Tüm kulüplerin futbolcularını çağırması lazım. Haziran ortasında ligleri başlatırsak, mayıs ortasında çalışmaların başlaması lazım. Her takım dışarıdan futbolcularını getirtip, 15 günlük karantina sürecini tamamlamak istiyordur. Futbolcuların test edilmesi, oturma düzeni, sahada kaç kişi olacak, futbolcuların soyunma odasındaki hijyenik durumları nasıl olacak, bunların hepsinin kriterleri belirleniyor, TFF Sağlık Kurulu çalışıyor. Gelecek hafta UEFA'nın da protokolleri açıklanır\"\n\n\"Ligleri tamamlamayan ülkelerde takımları UEFA belirleyecek\"\n\n\"Belçika ve Hollanda liglerin devam etmeyeceğini bildirdi. Bu konuda UEFA çok ısrarcı, liglerin bitirilmesi konusunda. Özellikle büyük ligler. İlk 5 lig ve bizim ligimiz UEFA için çok önemli. Belçika ve Hollanda küçük ligler, UEFA belki esnek davranabilir. Kolay bir şekilde ben ligleri bitirdim, bu takımları gönderiyorum şeklinde karar verdiğinde ligler, UEFA kontrol edecek. UEFA maçların sahada kazanılmasına önem veriyor, sportif başarıya önem veriyor. Liglerden gelen haberleri yönetim kurulu ele alacak ve ona göre karar verecek. Tamamen yerel federasyonlar bu kararı veremeyecek. Her gelen talebi UEFA'nın kabul etmeyeceğini düşünüyorum, diğer arkadaşlarım da öyle düşünüyorlar. UEFA sportif başarıyı önemsiyor. Sağlık tabii ki çok önemli, devletlerin vereceği karara UEFA'nın saygı duymaması gibi bir şey söz konusu değil ama sıkı bir süreç izleyecek UEFA\"\n\nAlmanya'dan ilginç teklif: Futbolcular maskeyle oynasın Spiegel dergisinde yer alan haberde Almanya Çalışma Bakanlığı İş Güvenliği Dairesinin, Alman Kulüpler Birliği (DFL) tarafından Bundesliga'nın yeniden başlaması konusundaki sağlık ve hijyen tasarısına ilişkin 3 sayfalık bir yazı hazırladığı belirtildi.Yazıda Bundesliga'daki maçların başlamasına olanak sağlanması için yapılan öneriler arasında sahada bulunan futbolcuların ve hakemlerin ağız ve burun bölümünü kapatmak için tıbbi maske takmaları istenildiği aktarılan haberde, maskelerin kayması durumunda karşılaşmanın hemen durdurulması gerektiği ifade edildi.Haberde, maskelerin değiştirilmesi için de her 15 dakikada karşılaşmanın kısa süreli durdurulması istendiği kaydedildi.İkinci öneri futbolcularla temasta olan herkesi karantinaya almakBundesliga'daki maçların yeniden başlaması için İş Güvenliği Dairesi tarafından yapılan diğer önerinin ise futbolcularla temasta olacak herkesin karantinaya alınması olduğu aktarılan haberde, futbolcular, teknik direktörler, sağlık elemanları ve futbolcularla doğrudan temasta bulunacak diğer kişilerin büyük bir otele yerleştirilmesi önerildi.Haberde ayrıca, oyuncuların normal mücadele dışında gol sevinci gibi durumlarda sosyal temas kuralına uyulmasının istendiği, buna uyulmaması durumunda hakem tarafından uyarılmasının öngörüldüğü kaydedildi.Henüz bakana sunulmadıAlmanya Çalışma Bakanlığından yapılan açıklamada, böyle bir yazının bulunduğunu ancak bunun çalışma düzeyinde bir tasarı olduğunu ve Çalışma Bakanı Hubertus Heil'e henüz sunulmadığı ifade edildi.Almanya'da 1. ve 2. futbol ligleri Kovid-19 salgını sebebiyle 30 Nisan'a kadar askıya alınmış durumda.DFL Başkanı Christian Seibert, dün düzenlediği basın toplantısında kulüpler olarak liglerin başlaması için hazırlıklı olduklarını, ancak liglerin ne zaman başlayacağına ilişkin tarihin Alman hükümeti ve eyalet başbakanlarının vermesi gerektiğini ifade etmişti.Seibert, maçların başlaması hususunda bir dizi kurallar içeren sağlık ve hijyen tasarısının DFL tarafından hazırlandığını açıklamıştı.Galeri: UEFA'nın futbol planı ortaya çıktı: Tarihte bir ilk yaşanabilir\n\nFutbolun zirvesinde altyapı vurgusu Bakan Kasapoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Nihat Özdemir, Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Sepil ve Süper Lig kulüplerinin başkanları ile görüştü. Video konferans yöntemi ile gerçekleştirilen toplantıda Bakan Kasapoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle;\"Bir sporcumuzun sağlığını asla hiçbir şeye değişmeyiz\"\"Değerli kulüp başkanlarımızla bir aradayız. TFF Başkanımız ve Kulüpler Birliği ile irtibat halindeyiz. İnşallah bu birlik ve beraberliğin nicelerini de gerçekleştiririz. Hepimiz için aslolan ligleri devam ettirmek olacaktır. Fakat sağlık her şeyin başında gelen bir unsur. Bir sporcumuzun sağlığını asla hiçbir şeye değişmeyiz.\"\"Bu sürecin bir kazanım olmasını temenni ediyoruz\"\"Spor camiamız adına, hem mali anlamda hem de sportif anlamda yapılanları değil, yapılamayanları ortaya koymak durumundayız. Bu sürecin bir kazanım olmasını temenni ediyoruz. Amatör branşlarımızın desteklenmesi konusunda yönetmelik çalışmalarımız da hızla sürüyor.\"\"Altyapı üzerine yoğunlaşmalıyız\"\"Önemli olan bu süreci nasıl fırsata çevirebileceğimiz. Türk sporu için nasıl bir kazanım elde ederiz, bunu düşünmeliyiz. Bundan sonraki süreçte dışa bağımlı olmak yerine üretim ve altyapı üzerine yoğunlaşmalıyız.\"Açılış konuşmasından sonra Bakan Kasapoğlu, TFF Başkanı Özdemir ve kulüp başkanlarıyla fikir alışverişinde bulundu. Toplantının kalan bölümü kapalı olarak gerçekleştirildi.\n\nSalgın futbol kurallarında zorunlu değişikliğe yol açabilir Salgın nedeniyle evlerinde idman yapmak zorunda kalan futbolcuların maçların başlaması halinde ciddi sakatlık riskleri oluşabilir. Bu sebeple Avrupa futbolunu yönetenler konuyla ilgili çalışma yapıyor.Galatasaray'da Roberto Mancini döneminde başarılı teknik adamla birlikte çalışan Ivan Carminati, idman bilimine dair önemli mesajlar verdi. Şimdi Zenit'te görev yapan İtalyan hocanın Koronavirüs günleri için yaptığı uyarıları tecrübeli gazeteci Bülent Timurlenk yazdı. İşte o bilgiler;\"İki ay aradan sonra maça çıkmak için 3 hafta idman yetmez. Adale sakatlıkları çok yaşanacak. 5 oyuncu değişikliğinin liglerin kalan haftalarında bu dönem için geçici bir kural olarak uygulanması lazım. Sıcak havalar adale sakatlıklarını azaltır ama futbolcuların ufak gruplarla yapacakları idmanlar öncesinde iyi ısınmaları ve fitness salonunda çalışmaları gerekiyor. Evdeki çalışmalar elbette ki yetmez, mutfaktan uzak durmaları gerekiyor. Bu dönemde 2 kg fazlalık kabul edilebilir ama o 2 kg ile 4 kg arasında çok fark var futbolcular için. Uyku saatlerine dikkat etmeliler, önemli olan 8 saat uyumak değil, bunu gece uyumak. Bugünlerde sabaha karşı yatıp öğlen kalkan futbolcuların eski düzenlerine dönmeleri gerekiyor.\"İlerleyen süreçte UEFA'nın bu sezona özel 5 oyuncu değişikliğini gündeme getirebileceği ve böyle bir kararın çıkmasının sürpriz olmayacağı belirtiliyor.Galeri: Bir dönem Süper Lig'de forma giyen yıldız futbolcular şimdi nerede?", "Market ve manavlara paketli satış denetimi Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, market ve manav reyonlarında paketli satış konusunda denetim gerçekleştirdi.\n\nTekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, market ve manav reyonlarında paketli satış konusunda denetim gerçekleştirdi.\n\nİlçe sınırları içerisinde yer alan market ve manavları tek tek gezen Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Ticaret Bakanlığı genelgesi ile Korona Virüsü tedbirler kapsamında seçmece satışların yasaklanmasının ardından yaş meyve ve sebzelerin poşetlenmiş şekilde satışı hususunda incelemelerde bulundu.\n\nYapılan denetimlerde yasaya uygun şekilde satış gerçekleştiren işletmelere teşekkür edilirken paketli satış gerçekleştirmeyen işletmelere yaş meyve ve sebzelerin reyon görevlileri tarafından paketlenerek sunulması konusunda tebligat yapıldı. - TEKİRDAĞ\n\nKaynak: İHA", "Reçete yazılarak 5 gün rapor verilen hasta, korona şüphelisi olarak yakalandı Reçete yazılarak 5 gün rapor verilen hasta, korona şüphelisi olarak yakalandı Yüksek ateş şikayeti ile geldi taburcu edildi daha sonra korona virüs şüphelisi olarak alındı Önce taburcu edildi ardından korona virüs şüphelisi diye alındı Denizli'de hastanede reçete yazılarak, 5 günlük iş...\n\nReçete yazılarak 5 gün rapor verilen hasta, korona şüphelisi olarak yakalandı\n\nYüksek ateş şikayeti ile geldi taburcu edildi daha sonra korona virüs şüphelisi olarak alındı\n\nÖnce taburcu edildi ardından korona virüs şüphelisi diye alındı\n\nDENİZLİ - Denizli'de hastanede reçete yazılarak, 5 günlük iş göremezlik raporu verilerek evine gönderilen şahıs hastaneden çıktıktan kısa bir süre sonra korona virüs şüphelisi olarak peşine düşen polis ve özel sağlık ekipleri tarafından yakalandı.\n\nEdinilen bilgiye göre, akşam saatlerinde yüksek ateş şikayeti ile Denizli Devlet Hastanesi'ne gelen M.E., isimli şahıs korona virüs şüphelisi olarak muayene edildi. Doktor muayenesinin ardından reçete yazılan ve 5 günlük iş göremezlik raporu yazılan şahıs hastaneden taburcu edildi. Evine gitmek üzere yola koyulan M.E.'yi polis ekipleri haber merkezine yapılan ihbar sonrası Örnek Caddesi üzerinde korona virüs şüphelisi olduğu gerekçesiyle durdurdu. Özel tertibatlı sağlık ve polis ekipleri olay yerine gelerek şahısı ambulansla ve ve Denizli Devlet Hastanesi'ne götürdü. M.E.'nin hastanedeki işlemleri devam ediyor.\n\nKaynak: İHA", "05 Nisan 2020\n\nKoronavirüs (COVID-19) salgını, birçok sektörü durma noktasına getirdiği gibi, 200 binin üzerinde istihdam yaratan otomotiv sektörünün tedarik zincirini de derinden etkiledi. 460’a yakın üyesi ile Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi konumunu elde eden Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) de salgının sektör üzerindeki etkilerini ve şirketlerin yaşadığı problemleri gözler önüne sermek için düzenlendiği anket çalışmasının ikincisini gerçekleştirdi. İlki 25 Mart’ta yapılan anket çalışmasına 30 Mart’ta düzenlenen ikincisiyle devam eden TAYSAD, 5 günlük zaman zarfında sektörde yaşanan değişiklikleri ortaya koydu. TAYSAD üyelerinin katıldığı anket, salgının tedarik sanayi üzerindeki etkilerinin artarak devam ettiğini, krizin olumsuz sonuçlarının 2-3 ay daha süreceğini, sektördeki karamsar bakış açısının yükselişe geçtiğini gösterdi.\n\nKısa çalışma desteği ihtiyacı en az üç ay daha devam edecek!\n\nİkinci ankete göre; salgının etkilerinin artmasına paralel olarak sektördeki iş ve motivasyon kaybı da yükselişe geçti. Ayrıca ilk ankette tedarik sanayicilerinin yüzde 63’ü “İstikrar Kalkanı” kapsamında açıklanan İŞKUR Çalışma Ödeneği’ne başvurduğunu belirtirken, söz konusu oran son ankette yüzde 75’e çıktı. Ankete göre kısa çalışma desteğine yönelik ihtiyacın en az üç ay daha devam edeceği belirlendi. İlk ankette, bir sonraki hafta işleri komple durduracaklarını belirten üyelerin oranı yüzde 24 olarak belirtilirken, ikinci ankette ise bu oran yüzde 35’e yükseldi. Kısmi çalışma gerçekleştirecek olanların benzer seviyelerde, yüzde 50’lerde seyrettiği görüldü. Ayrıca üyeler, 20 Nisan sonrasında ise komple duruşun azalacağı görüşünde olduklarını açıkladı.\n\nÜretim hacmi düşecek!\n\nTAYSAD üyeleri ankette, 06 Nisan ile başlayan bu hafta ortalama yüzde 41 kapasite kullanım oranı ile çalışacağını belirtti. Kapasite kullanım oranının Mayıs ayının ilk haftasında yüzde 60 seviyelerine çıkması bekleniyor. İlk ankette katılımcıların yüzde 58’i salgının etkilerinin “8-10 hafta” ve “daha uzun” süreceğini tahmin ettiklerini belirtirken, bu oran ikinci ankette yüzde 65’e yükseldi.\n\nTedarikçilerin yüzde 42’si nakit sıkışıklığı yaşayacak!\n\nİkinci anketin sonuçları tedarik sektördeki karamsar tablonun geçtiğimiz haftaya göre daha fazla belirginleştiğini ortaya koydu. Katılımcıların yüzde 58’i Nisan sonunda nakit sıkışıklığı yaşanmayacağını düşünürken, yüzde 88’i de nakit sıkışıklığına karşı önlem aldıklarını açıkladı. Böylece araştırma Nisan ayı sonuna kadar tedarikçilerin yüzde 42’sinin nakit sıkışıklığı yaşayacağını gözler önüne serdi.\n\nSiparişler azaldı!\n\nKatılımcılar, sorunların başında yüzde 92 ile iş ve ciro kaybının geldiğini vurgularken, yüzde 46 ile ithalatın gerilemesi ikinci sorun olarak dile getirildi. Tedarikçi teslimat problemleri de yüzde 46 ile diğer önemli bir sıkıntı olarak belirlendi. Yüzde 87’lik büyük bir kısım ise 23-29 Mart haftasında, bir önceki haftaya göre siparişlerin azaldığını ifade etti. Alacak tahsilatında sorun yaşandığını belirtenlerin oranı ise yüzde 35 oldu.\n\nTedarik sanayisi koruyucu ekipman üretimi hazırlığında!\n\nTüm bunlarla birlikte ankette; otomotiv tedarik sanayisinin salgının etkilerine karşı toplum sağlığını korumak amacıyla fedakarca çalışan sağlık sektörüne yardımcı olmak amacıyla yürüttüğü faaliyetlere de yer verildi. Ankete göre; katılımcıların yüzde 17’si maske, solunum cihazı, sterilizasyon kabini, tulum, ventilatör, maske için plastik 3D üretimi, kapı açma aparatı, solunum cihazı hortumu gibi koruyucu ekipman üretimi konusunda girişimleri olduğunu belirtti.\n\n“Yeni destekler gerekiyor, özellikle de çalışanlarımızı mağdur etmemeliyiz”\n\nAnket sonuçlarını değerlendiren TAYSAD Başkanı Alper Kanca, Otomotiv Yan Sanayi İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (TOSB) ortalama elektrik tüketiminin günlük 1,5 milyon kWh’tan 0,6 milyon kWh seviyesine, yani yüzde 60 düştüğüne dikkat çekerek, “Elektrik tüketimi gibi böylesine somut bir verinin dramatik düşüşü ortada olunca, durumun vehameti çok daha açık görülüyor” dedi.\n\nÜreticilerinin kısa çalışma ödeneği ile ilgili ciddi altyapı eksikliği olacağı yönünde endişeleri olduğunu vurgulayan Kanca, kısa çalışma ödeneğinin 3 ayla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, “Korona virüsün etkisi 3 ay içinde sona erse bile, etkilerinin en az 1 yıl süreceğini öngörüyoruz. Ayrıca, kısa süreli çalışma ödeneği gerçekten de özelikle mavi yakalılar için çok önemli bir destek olmasına rağmen, beyaz yakalı çalışanlara yeterli olmamaktadır. Bu sebeple beyaz yakalı çalışanlarımızın da yaşam standartlarının minimumunu karşılayabilmeleri için Kısa Çalışma Ödeneği’nde brüt asgari ücret bedelini net olarak 1,5 değil 3 katına çıkarmak doğru olacaktır” dedi.", "Psikoloji denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Prof. Engin Geçtan. Kendine özgü terapi yöntemleri geliştirmiş, özellikle insan ilişkilerini baz alan kitaplar yazmıştı. Elini attığı her alanda başarı gösteriyor ve her başarısı onu daha da kamçılıyordu.\n\nÖyle ki Amerikalı meslektaşı Irvin Yalom’un Türkiye’deki karşılığı olarak kabul edilecekti. Tıpkı onun gibi kazancı olan ne varsa paylaşmaktan kaçınmadı. Biliyordu, paylaştıkça daha da kazanacak; kazandıkça da çoğalacaktı.\n\nÇocukluğu ve eğitim hayatı\n\nEngin, 12 Ocak 1932’de, İzmir’de dünyaya geldiğinde ailesi ona “İsmail Engin” adını verdi. Etrafına duyarlı, duygusal farkındalığı yüksek bir çocuk olarak yetişti. İleride yaşayacağından, yaşatacaklarından, dokunacağı hayatlardan habersiz küçücük bir çocukken, Engin, hep hayal kurardı; bir gün güzel şeyler yapacaktı…\n\nİlkokula doğduğu topraklarda başladı. Ardından ortaokul, lise… Üniversite çağı geldiğinde şehrinden çıkmaya hazır ve alacağı eğitim konusunda kararlıydı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunda yıl 1956 idi.\n\nUfkunu daha da genişletmek, psikoloji alanında kendini geliştirmek istiyordu. Amerika’ya gitti. New York ve Columbia Üniversitelerinde beş yıl sürecek, Psikoloji ve Nöroloji konusunda uzmanlık eğitimi aldı. Genel psikoloji, dinamik psikiyatri, çocuk psikolojisi, nöroloji gibi alanlarda çalışmalarda bulundu. Bir ömür boyu mesleğini büyük bir aşkla yapacak, bir yandan da biriktirdiği ne varsa yazarak paylaşacaktı.\n\nProfesör Engin Geçtan ve kitapları\n\nGeçtan, 1968’de Doçentliğini, 1974’te de Profesörlüğünü aldı. ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak dersler verdi.\n\nPsikiyatri üzerine çalışmak, onun yaşam biçimiydi. Sonunda onu edebiyatla birleştirmeye de karar verdi. Akademik çalışmalarının yanında kendini romancı olarak da kanıtladı.\n\nPsikiyatri üzerine yazdığı kitaplarda, genel anlamda varoluşçu psikiyatri ve psikanalitik düşünce temel konuları idi. Bunun yanında özgürlük, depresyon, birey ve toplum ilişkileri, çocukluk, yaşam ve ölüm gibi varlığın temelinde yer edinmiş kavramları inceledi. Çalışma alanına gönül veren Prof. Geçtan, yaşamın inceliklerine değindiği ve bilgilerini paylaştığı bir hayat yaşadı.\n\nAkıcı bir dille kaleme aldığı eğitsel ve bunun yanında romansı kitaplarını paylaştığında, akademik dünyada yer edindiği kadar, sokaktaki insanın dünyasında da yer bulmuştu.\n\nKitaplarında insanları ikiye ayırır: Gerçekten yaşayanlar ve yaşamı seyredenler. En büyük öğüdü yaşamak için durmak, düşünmek yerine, hayata karışmak üzerineydi. Sorunlara saplantılı kalmak, sadece o sorunları çoğaltmak demekti. Bu konuda “İnsan Olmak” kitabının 159. Sayfasında şöyle diyordu: “Dünyada iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler!”\n\nProf. Geçtan’ın ilk kitabı\n\nProf. Geçtan, 1975’te çıkardığı ilk eserine “Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar” adını verdi.\n\nOdağında insan vardı. İnsanın yaşamı, insanın sorunları, insanın çözemedikleri… İlk kitabının konusu ise, insanı derinine çeken değersizlik duygusuydu. “İnsan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur” diye geçiriyordu konuyu incelerken.\n\nProf. Geçtan’a göre, değersizlik, insanın karşısındaki insanları ya kendinden üstün ya da aşağı görmesi haliydi. Kendisiyle barışık olmayan insan, diğerlerini küçümserdi. Çünkü karşısındaki kişiyi kendisinde hoşlanmadığı yönleri yansıtan bir ayna gibi görüyordu. Onları değersizleştirmek, kendilerini düze çıkarmanın en kolay yoluydu. Başkasını küçümsüyordu insan; çünkü kendisinin küçümsenmesinden çok korkuyordu. Bir başkası onu küçümsediğinde, kendisini küçümsemekte olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktı…\n\nBu duygu, insana bir boşlukta yaşadığı hissiyatını veriyordu. Duygusu ne kadar baskınsa çırpınışı o kadar fazla… Bu kişiler, üstünlüklerini kanıtlamak için güç ve paraya yönelirdi. Çünkü para, insanları harcamanın en kolay yoluydu. Hem kendisine dahi saygı duymasına, duygularını zora sokmasına da gerek yoktu.\n\nBazısı da kendi yanlışlarındaki dikkati dağıtmak için başkalarının yanlışına odaklanır ve onları acımasızca eleştirirdi. Başka türlü tatmin olmaları imkansızdı çünkü. İçindeki değersizlik duygusunu aşamayan insan, verdiği çabanın sonucunu göremediğinde kopuyordu asıl iç kıyamet. Bu duygunun pençesinden kurtulamayan insan, verdiği bu anlamlı (!) çabanın sonunda saygınlık göremediğinde nedenini de çözemiyordu. İşte bu müthiş bir kısır döngüydü…\n\nİnsan Olmak\n\nProf. Geçtan’ın ikinci eseri, en çok okunan, onun bunca tanınmasına vesile olan “İnsan Olmak”tı. Kitabında insan olmanın inceliklerini anlatıyordu. İnsanı insan yapan her duyguya değinmişti.\n\nMesela özgürlük. Özellikle çocuk zamanlarını alması gereken destekten yoksun yaşayan, hatta belki baskı altında yaşayan insan, içindeki fırtınaları bugünden yetişkinliğine kadar taşıyordu. Bu şekilde bir ortamda ya da tam zıttı aşırı hoşgörülü ortamda büyüyen çocuğun ileride kendini özgür hissetmesi oldukça güçtü. Nihayetinde her şeyin fazlası zarardı.\n\nÖzgürlüğü keşfedemeyen insan nihayetinde kendini yalnızlığa itiyordu. Prof. Geçtan, yalnızlık için ise şöyle diyordu: “Bir insanın kendi seçimiyle ve ‘geçici’ olarak yalnızlığa çekilmesi çoğu kez yapıcı ve yaratıcı sonuçlar doğurur. Yaratıcı insanlar yapıtlarını ya da buluşlarını ancak böyle yapıcı bir yalnızlık süresinde ortaya çıkarabilirler. Bir başka deyişle, yaratıcı kişi, gerektiğinde yalnız kalabilmekten korkmayan insandır”.\n\nBir yandan da insan sadece yalnız kalabildiği zaman iç dünyasını keşfediyor ve yaratıcılığı yükseliyordu. Ancak elbette bu bilinçli bir yalnızlık olmalıydı. Yaratıcı olmak istediğinde kendini yalnız bırakan insan, sanat, edebiyat ya da bilimsel alanlarda ürün ortaya çıkarıyordu. Ayrıca bu yalnızlık, acı dolu bir sürece karşılık gelmezdi. Çünkü hissedilen bir çoğalmaktı. İnsan yaratıcılığını geliştirdiği bu anlarda ürettikleriyle bütünleşip çoğaldığını hissederdi. Bir de işin içine umut giriyordu çünkü. Yaptıklarının beğenileceği umudu, her şeye bedeldi.\n\nBir de sorumluluk vardı. Onun için de şöyle diyordu Prof. Geçtan: “İnsanın kendi sorumluluğunu üstlenmesi, bir başka insanın sorumluluğunu üstlenmesinden çok daha güçtür”.\n\nİlk romanı ve sonrası\n\nProf. Geçtan, psikiyatri alanındaki çizgisinden ayrılmadan, birikimlerini de heybesinde tutup, ilk romanı “Kırmızı Kitap”ı 1993’te yazdı.\n\nİki ayrı kişinin bir noktada buluşmuş hali gibiydi Prof. Geçtan. Bir yandan bilimsel nitelikli kitaplar yazarken bir yandan da romanlarıyla edebiyat dünyasında tutunacaktı.\n\n1996’da “Dersaadet’te Dans”, 1997’de de “Bir Günlük Yerim Kaldı, İster Misiniz?” ile roman yazmaya devam etti.\n\nMilenyum, Prof. Geçtan için yeni romanlar demek olmuştu. Yeni yüzyıla, 2001’de yayımladığı “Kırmızı Palamutun Kokusu” ile parlak bri giriş yaptı. 2004’te “Tren”, 2008’de “Kuru Su” ile devam etti. Fantastik ögelerden oluşan son romanını “Mesela Saat Onda”yı ise, 2012’de yayımladı.\n\nHayat\n\nProf. Geçtan, “İnsan Olmak”tan sonra muhtemelen daha özgüvenli bir tondan yazmaya devam etti. Bu eserini, 1988’de “Psikanaliz ve Sonrası”, 1990’da “Varoluş ve Psikiyatri”, 1998’de ise, “Kim Bilir” adını verdiği kitapları izledi.\n\n2002’de yazdığı “Hayat” adlı kitabında ise, zaman zaman insanların hayatında görülen değişimlerden ve gelişimlerden bahsediyordu. Bize üstesinden gelemeyeceğimiz travmalar yansıtan narsislerden. Onlar için şöyle diyordu: “Narsistik kişilik bozukluğunun en ayrılmaz parçası istismardır. Narsisist, birini yüceltir, sonra da yücelttiği kişiyi acımasızca bir kenara atıverir. Bu olgu, patolojik narsisizmin özüdür”.\n\nNarsis insan, yalanlarıyla, hakaretleriyle karşısındaki insanı yok sayıyordu ve yok sayılmak insanın hayatında bazen onulmaz yaralara sebep olabiliyordu. Çünkü narsistin ne zaman ne yapacağını kestirmek mümkün değildi ve mantık aramaya gerek yoktu. Ancak etkilediği insan da bunu düşünecek konumda değildi. Bu davranışlar, ondan etkilenen insanın zihin düzeninin bozulmasına sebep oluyordu.\n\nNarsis insan, içinde benliğini rahatsız eden yetersizlik duygusunu bastırmak için başkalarına ihtiyaç duyardı. Bu yüzden bir şekilde kendisini karşısındaki insanın hayatının odağına yerleştirip, sonra da onun dengesini sarsıyordu. Karşısındaki insanın ne kadar iyi olduğu, daha önce hangi çıkmazlardan onu çevirdiğinin bir narsis için önemi yoktu; bunu aklında tutmak için harcayacağı enerji boşunaydı. Geçmiş ive geleceğini yok sayan narsis, yalnızca anı yaşıyordu.\n\nŞunu öğütlüyordu özünde Prof. Geçtan: “Şöyle ya da böyle yaşanmalı diye bir model olmadığından, önemli olan insanın kendisiyle dürüst olması ve iç dünyasından gelen sesleri dinlemeyi öğrenmeye çalışmasıdır”.\n\nProf. Geçtan öldü\n\nProf. Geçtan, ömrü boyunca mesleğine ve edebiyat dünyasına eşit uzaklıkta durup geniş bir okur kitlesine ulaştı. Bıkmadan usanmadan tüm bilgilerini aktaracağı bir hayatı yaşadı; hep yazdı.\n\nYazmasının amacını ise şöyle anlatıyordu: “İnsan dünyasını merkez alan bir alanda çalışmış olmamın ve birey olarak yaşadıklarımın ve yaşayamadıklarımın birikimlerini paylaşmak istedim”.\n\nİnsan birikimlerini paylaşarak mutlu oluyordu belki de. Yaşlandıkça biriktirdi; biriktirdikçe yazdı. Ancak yaşlılığın getirdiği olumsuzluklar da vardı, hastalık gibi. Yaşlı bedeni, yaşlılığın getirdiği hastalıklara yenik düştü ve 20 Şubat’ta hayata gözlerini kapadı…\n\nGeriye de yaşadıkları ve yaşayamadıklarının toplamı onca eser bıraktı. Belki de ölümsüzlüğün keşfi böyle bir şeydi. İnsanı kavrayan, insana insan olabilmenin öğüdünü veren, yaşadığımız her duygunun karşılığını anlatan bir Engin Getan geçti bu dünyadan…\n\nİyi ki…\n\nDamla Karakuş\n\n[email protected]\n\nNot:\n\nBiyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "İngiltere Başbakanı Johnson'dan mektup: İşler iyiye gitmeden önce daha da kötüleşecek\n\nİngiltere Başbakanı Boris Johnson, evlere göndereceği mektupla, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınında \"işlerin iyiye gitmeden önce daha da kötüleşeceğini\" öne sürdü. İngiltere Ulusal Tıp Direktörü Prof. Stephen Powis de ülkede koronavirüs ölümlerinin 20 binin altında kalmasının \"iyi bir sonuç\" olacağını söyledi.\n\nİngiltere Başbakanı Boris Johnson, evlere göndereceği mektupla, yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınında \"işlerin iyiye gitmeden önce daha da kötüleşeceğini\" belirtecek.\n\nBaşbakanlıktan yapılan açıklamaya göre, COVID-19 testi pozitif çıkan Johnson'ın mektubu 4 hafta içinde 30 milyon haneye ulaşacak.\n\nMektubunda halka evde kalarak, Ulusal Sağlık Hizmetlerini (NHS) korumaları ve hayat kurtarmaları için çağrıda bulunacak Johnson, ayrıca hükümetin salgınla mücadele etmek ve işletmeler ile çalışanları desteklemek amacıyla uygulamaya koyduğu önlemleri anlatacak.\n\n\"Daha da kötüleşecek\"\n\nEn başından itibaren doğru zamanda doğru önlemleri almaya çalıştıklarını, gerekirse bunları daha da sıkılaştıracaklarını belirten İngiliz Başbakan mektubunda, \"Sizinle açık konuşmam benim için önemli. İşler, iyiye gitmeden önce daha da kötüleşecek.\" ifadesini kullanacak.\n\nBu arada İngiltere Ulusal Tıp Direktörü Prof. Stephen Powis, ülkede ölümlerin 20 binin altında kalmasının \"iyi bir sonuç\" olacağını ifade ederek, halktan üzerine düşeni yapmasını ve hükümetin uyarılarını dikkate almasını istedi.\n\nKoronavirüse şimdiye kadar 1019 kurban veren İngiltere'de kısmi karantina kararı ve diğer önlemlerin etkisinin görülmeden önce vakalar ve ölümlerin gelecek 2-3 üç hafta boyunca artmaya devam etmesi bekleniyor.\n\nBaşbakan, Sağlık Bakanı ve Prens'e virüs bulaşmıştı\n\nİlk başlarda \"toplumsal bağışıklık kazanılması amacıyla virüsün kontrollü şekilde yayılması\" stratejisi izleyen İngiliz hükümeti, ölü sayısının 277 bini bulabileceğine yönelik raporlar ve eleştirilerin ardından geri adım atmıştı.\n\nPazartesi günü alınan kararlarla halkın evden çıkmasına sınırlama getirilirken, marketler ve eczaneler hariç tüm ticari işletmeler de kapatılmıştı.\n\n25 Mart'ta İngiltere'de tahtın varisi Galler Prensi Charles, 27 Mart'ta da Başbakan Boris Johnson ile Sağlık Bakanı Matt Hancock'un COVID-19 testlerinin pozitif çıktığı, 3 isimde de hastalığın hafif belirtiler gösterdiği açıklanmıştı.\n\n\n\nAz önce okuduğunuz haber, bağımsız bir medya organı tarafından size sunuldu.\n\nBağımsız gazetecilik; sermayeye karşı halkı, sömürüye karşı emeği, eşitsizliğe karşı adaleti, savaşlara karşı barışı, piyasacılığa karşı temel hakları, talana karşı doğayı, erkek şiddetine karşı kadınları, istismara karşı çocukları savunmanın olmazsa olmaz koşuludur.\n\nSiz de gerçeğin sesini yükseltmek adına sorumluluk almak istiyorsanız, sadece birkaç dakikanızı ayırarak BirGün’e abone olabilir ve ‘#BirGünBenim’ diyebilirsiniz.\n\nŞimdiden sonsuz teşekkürler…\n\nBirGün bizim; hepimizin.", "pos": ["AA\n\nİngiltere'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınında can kayıplarının artacağı ve ülkede günlük hayatın normale dönmesinin 6 ayı bulabileceği belirtildi.\n\nGünlük basın toplantısında konuşan Ulusal Sağlık Direktörü Yardımcısı Dr. Jenny Harries, salgınla mücadelede alınan önlemlerin başarılı olması durumunda vaka ve ölüm sayısında zirvenin görülmesinin ardından düşüş başlayacağını söyledi.\n\nKısmi karantina uygulanan ülkede aniden normale dönülmeyeceğinin altını çizen Harries, \"Bu çok tehlikeli olur. Önlemleri durdurursak tüm çabamız boşa gider ve muhtemel ikinci bir zirveyi görürüz. Zamanla muhtemelen önümüzdeki 6 ay boyunca, 3 haftada bir durumu gözden geçireceğiz ve nereye gittiğimizi göreceğiz.\" diye konuştu.\n\nHarries, tedbirleri gevşetme kararı alınmadan önce ne kadar başarılı olduğunun görülmesi gerektiğini vurguladı.\n\n\"DAHA FAZLA ÖLÜM BEKLİYORUZ\"\n\nHarries, \"çok sayıda ölüm beklenip beklenmediği\" yönündeki bir soruya \"Ne yazık ki cevap evet. Böyle bir platformda durup çok sayıda kişinin ölmesini beklediğimizi söylemek kolay bir iş değil ama bu bir salgın.\" yanıtını verdi.\n\nÖlümlerin özellikle gelecek 2 haftada artacağı uyarısında bulunan Harries, önlemlerin devam etmesi halinde daha sonra düşüşe geçilebileceğini ifade etti.\n\nİngiltere'de Kovid-19 nedeniyle ölenlerin sayısı bir günde 209 artarak bin 228, vaka sayısı da 2 bin 433 artarak 17 bin 89 olmuştu.\n\n\"DAHA DA KÖTÜLEŞECEK\"\n\nKovid-19 testi pozitif çıkan İngiltere Başbakanı Boris Johnson'ın, ülkedeki her haneye \"işlerin iyiye gitmeden önce daha da kötüleşeceği\" yönünde bir uyarı mektubu göndereceği açıklanmıştı.\n\nİngiltere Ulusal Tıp Direktörü Prof. Stephen Powis ise ülkede ölümlerin 20 binin altında kalmasının \"iyi bir sonuç\" olacağını söylemişti.\n\nGERİ ADIM ATMIŞTI\n\nİlk etapta \"toplumsal bağışıklık kazanılması amacıyla virüsün kontrollü şekilde yayılması\" stratejisi izleyen İngiliz hükümeti, ölü sayısının 277 bini bulabileceğine yönelik raporlar ve eleştirilerin ardından geri adım atmıştı.\n\nPazartesi alınan kararlarla halkın evden çıkmasına sınırlama getirilirken, marketler ve eczaneler hariç tüm ticari işletmeler kapatılmıştı.\n\nİngiltere'de tahtın varisi Galler Prensi Charles'ın 25 Mart'ta, Başbakan Boris Johnson ile Sağlık Bakanı Matt Hancock'un ise 27 Mart'ta Kovid-19 testlerinin pozitif çıktığı, 3 isimde de hastalığın hafif belirtiler gösterdiği açıklanmıştı."], "neg": ["CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin geçmişte başörtüsüyle ilgili ortaya koyduğu tavra ilişkin \"Bizim hatalarımızdan birisi; kadının başörtüsü sorununu Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Sanane kardeşim.\" sözleriyle özeleştiri yaptı.\n\nCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Aksaray'da Muhtarlar Buluşması'nda gündeme ilişkin dikkat çeken ifadeler açıklamalar yaptı.\n\n\"Başörtüsü konusunda hata yaptık\"\n\nKılıçdaroğlu'nun konuşmasından öne çıkan en önemli açıklama ise başörtüsü ile ilgili şu sözleriydi:\n\nBizim hatalarımızdan birisi; kadının başörtüsü sorununu Türkiye'nin bir numaralı sorunu haline getirdik. Sanane kardeşim.\n\nVatandaş işsiz, iş istiyor. Çiftçinin durumu ortada, başka dertlerimiz var. Fakirlik, yoksulluk, anarşi var. Bunları unuttuk; 'kadınlar başörtüsü taksın mı takmasın mı' bunu konuştuk. Bu da yanlış. Çok samimi içten, söylüyorum. Yanlışa her zaman yanlış diyeceğiz. Ben size şunu da söyleyeyim son 10 yılda en büyük değişimi yaşayan parti: Cumhuriyet Halk Partisidir.\n\n\"Bizim de eksiğimiz yanlışımız oldu\"\n\n\"Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak her zaman doğruları yaptık, doğruları söyledik. Hayır, böyle bir şey demiyorum..\" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, şu özeleştirileri yapmayı da ihmal etmedi:\n\nBizim de eksiğimiz yanlışımız oldu. Biz Ankara'da oturduk bazen çok güzel laflar ettik. Sonra döndük vatandaşa 'Niye bize oy vermiyorsun?' dedik. Niye size oy versin? Sen vatandaşın ayağına gittin mi? Vatandaşla oturdun konuştun mu, derdini dinledin mi? Kabahat vatandaşın derdiğini dinlemeyen siyasetçilerde. O nedenle kendimizi gayet rahat eleştiriyorum.\n\n\"4 aşamalı stratejiyle sorunların hepsi çözülür\"\n\nÖte yandan, \"Gelişmiş ülke küçük ayrıntılarlarda iş bölümüne giden ülkedir.\" diyen Kılıçdaroğlu \"4 aşamalı bir stratejiyle sorunların hepsi çözülür. Bütün bunları yaptığımız zaman çözemeyeceğimiz hiçbir sorun yoktur.\" deyip sıraladı.\n\n-Demokrasi, hukukun üstünlüğü, din ve vicdan özgürlüğü.\n\n-Üretmek, her alan üretmek.\n\n-Güçlü sosyal devlet.\n\n-Sürdürülebilirlik. Dünyadaki değişime ayak uydurmak.", "Haftasonu hava nasıl olacak ? Cumadan itibaren üç gün yağış var\n\nÜlkede Cuma gününden başlayarak 3 gün sağanak bekleniyor.\n\nMeteoroloji Dairesi’nin 21 – 27 Mayıs dönemini kapsayan hava tahmin raporuna göre, alçak basınç sistemi nedeniyle hava yarın sıcak olacak. Diğer günlerde ise bölge üst atmosferdeki serin ve nemli hava kütlesinin etkisi altında kalacak.\n\nHava yarın az bulutlu, zamanla parçalı bulutlu; Cuma günü ise parçalı bulutlu, akşam saatlerinde yer yer sağanak yağmurlu olacak. Cumartesi ve Pazar havanın parçalı bulutlu, yer yer sağanak veya gök gürültülü sağanak yağmurlu, haftaya Pazartesi ise havanın parçalı bulutlu olması bekleniyor.\n\nHava tahmin raporuna göre haftaya Salı ve Çarşamba günleri ise havanın az bulutlu zamanla parçalı bulutlu olacağı öngörülüyor.\n\nYarın en yüksek hava sıcaklığının iç kesimlerde 39 – 42 derece, sahillerde 33 – 36 derece olması, diğer günlerde ise sıcaklığın iç kesimlerde ve sahillerde 27 – 30 derece dolaylarında seyretmesi bekleniyor.\n\nİlgili dönemde rüzgarın genellikle Güney ve Batı yönlerden orta kuvvette, yağışlı günlerde yer yer kuvvetli eseceği öngörülüyor.", "Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) koronavirüs döneminde başlayan uzaktan eğitim sürecinde çocukların ve velilerin tecrübelerini değerlendirmek amacıyla bir araştırma gerçekleştirdi. Araştırma, Türkiye’nin 7 coğrafi bölgesinde, 31 şehirden 368 TEGV velisiyle yapıldı. Araştırmaya katılan velilerin yüzde 54’ünün 1-2 çocuğu, yüzde 34’ünün 3’ten fazla çocuğu, yüzde 12’sinin ise 5’ten fazla çocuğu var. Dün TEGV Genel Müdür Sait Tosyalı ve Eğitim Programları Müdürü Devrim Uygan Deniz katılımıyla yapılan online basın toplantısında rapordan ilginç veriler paylaşıldı. Onlardan öne çıkanlar şöyle:\n\n\n\nEBA’yı her gün düzenli olarak takip eden çocukların oranı yüzde 69. Bu takibin yüzde 83’ü televizyon kanalları üzerinden yapılıyor. EBA çevrimiçi portal üzerinden asenkron eğitim takibi oranı 47, canlı ders katılım oranı ise yüzde 11.\n\n\n\nVelilerin yüzde 47’si EBA’yı düzenli, yüzde 36’sı belirli aralıklarla takip ediyor.\n\n\n\nÇocukların yüzde 37’si velisinden destek istiyor. Destek yoğunlukla Matematik ve problem/test çözme, araştırma ödevleri ve İngilizce alanlarında yoğunlaşıyor.\n\n\n\nÇocukların Yüzde 50’si uzaktan eğitimde, bilgisayar, yüzde 59’u cep telefonu, yüzde 28’i tablet kullanırken yüzde 4 ise hiçbir araç kullanmıyor.\n\n\n\nÇocukların hafta içi öğretmenleriyle düzenli olarak görüşme oranı yüzde 48, haftada 1-2 gün görüşme oranı yüzde 31, geçen 1,5 ayda yalnızca 1 ya da 2 kez görüşme oranı ise yüzde 21. Düzensiz ve nadiren iletişim kuranların toplam oranı yüzde 51.\n\nDavranışları değişti\n\n\n\nÇocukların yalnızca yüzde 3’ü öğretmenleriyle ile sohbet ediyor.\n\n\n\nGeçen 1,5 aylık süre içerisinde çocukların yüzde 7’si öğretmenleriyle; yüzde 39’u ise arkadaşlarıyla iletişim kurmadı.\n\n\n\nÇocukların yüzde 20’sinde davranış değişimi oluştuğu bildirildi. Çocukların yüzde 11’inde sıkılma, yüzde 9’unda ani duygu durum değişiklikleri, yüzde 9’unda yerinde duramama, yüzde 7’sinde ise sürekli telefon kullanma gibi duygusal ve psikolojik etkiler görüldü.\n\n\n\n‘Ücretisiz tablet dağıtılmalı’\n\n\n\nTEGV araştırma sonucuna göre, iletişim sorunlarını ortadan kaldırmak ve uzaktan eğitimi toplumun her kesiminde normalleştirmek için birtakım çözüm önerileri de sundu. Bu öneriler ise şöyle:\n\n\n\nKorona döneminde tecrübe edilen ve başarılı sonuçlar alınan yüz yüze eğitimde, canlı sınıf modeline ihtiyaç duyuluyor. Bu model için toplumun her kesiminin alım gücüne uygun olarak fiyatlandırılmış basit tabletlerin piyasaya sürülmesine ve internet erişiminin kamu ve özel sektör iş birliğiyle düşük gelirli bölgelerde ücretsiz olarak sağlanmasına ihtiyaç var.\n\n\n\nEğitim sisteminde kitap, defter gibi geleneksel araçların yerini, tabletlerin alması konuşulmaya başlanmalı. Normal zamanda ve bu gibi kriz anlarında eğitsel araçların devamlılığı sağlanmalı.\n\n\n\nÇocukların İngilizce ve matematik alanında yalnız çalışmaları daha zor. Bir yetişkin desteğine daha fazla ihtiyaç duyulan bu alanlarda verimli etüd modelleri çalışılmalı.", "Zabıta ekipleri marketleri denetledi Sağlık Bakanlığının almış olduğu kararlar ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeler çerçevesinde Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri koronavirüsle mücadele kapsamında vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla uygulamada herhangi bir aksaklığa...\n\nSağlık Bakanlığının almış olduğu kararlar ve İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeler çerçevesinde Düzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri koronavirüsle mücadele kapsamında vatandaşları korumak ve salgının yayılmasını engellemek amacıyla uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi için denetimlerini aralıksız sürdürüyor.\n\nİçişleri Bakanlığının valiliklere koronavirüs tedbirleri kapsamında marketlere ilişkin ek bir genelge daha göndermesinin ardından Düzce'de zabıta ekipleri marketlere denetimde bulundu.\n\nİçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan genelgeye göre; \"İlimizdeki tüm marketler 09: 00-21: 00 saatleri arasında hizmet verecektir. Market içindeki en fazla müşteri sayısı müşteriye doğrudan hizmet sunulan toplam alanın (depolar, idari bürolar vb. hariç) onda biri kadar olacaktır (Örneğin marketin müşterilerin hizmetine sunulan alanı 100 metrekare ise aynı anda içeride en fazla 10 müşteri olması gerekecek).\n\nİlimizdeki tüm marketler hizmet alanı büyüklüğüne göre içeride bulunabilecek maksimum müşteri sayısını market girişlerine asarak ilan edecektir. İçeride belirlenen sayıda müşteri bulunması için gerekli tedbirleri alacaktır. Market içinde belirlenen sayıda müşteri var ise içerden müşteri çıkmadan başka müşteri içeriye alınmayacaktır. Marketler aynı zamanda içeriye girmek için bekleyen müşterilerin en az bir metre mesafe ile beklemeleri gerektiğini sürekli hatırlatacaklar ve market girişinde görülecek şekilde bu hususu belirten afiş asılacaktır.\"\n\nDüzce Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri genelge kapsamında şehirdeki tüm marketlerde denetim gerçekleştirdi. Marketlerde müşteri sayısını, sosyal mesafe tedbirlerine uyulup uyulmadığı, tedbir afişi asılıp asılmadığını kontrol etti. Ekipler ayrıca hijyen kurallarına ilişkin kontroller de yaptı. - DÜZCE\n\nKaynak: İHA", "Bakan Fahrettin Koca, Sağlık Bakanlığı'na alınacak 32 bin personele dair detayları paylaştı. Koca, 11 bini hemşire, 1600'ü ebe, 4687'si sağlık teknisyeni olmak üzere 18 bin sözleşmeli sağlık personeli ile 14 bin sürekli işçi alınacağını açıkladı.\n\nSağlık Bakanı Fahrettin Koc, \"Koronavirüs salgını ile mücadele ettiğimiz bugünlerde sağlık ordumuzu güçlendiriyoruz\" diyerek, önemli bilgiler paylaştı. Bakan Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Bakanlığımız taşra teşkilatı hizmet birimlerinde istihdam edilmek üzere, KPSS puanına göre ÖSYM tarafından yapılacak merkezi yerleştirme ile 18 bin sözleşmeli sağlık personeli alıyoruz. 11.000’i Hemşire, 1.600’ü Ebe ve 4.687’si Sağlık Teknisyeni/Sağlık Teknikeri olmak üzere Psikolog, Sosyal Çalışmacı, Biyolog, Odyolog, Çocuk Gelişimcisi, Diyetisyen, Fizyoterapist, İş ve Uğraşı Terapisti, Dil ve Konuşma Terapisti, Perfüzyonist ve Sağlık Fizikçisi unvanlarında sağlık meslek mensubu alıyoruz. Tercih Kılavuzu, ÖSYM’nin internet sitesi üzerinden yayınlandıktan sonra adaylarımız tercihlerini 26 Mart– 1 Nisan 2020 tarihleri arasında yapabilecek.\n\nDuyurular için Bakanlığımızın Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve ÖSYM internet adresini takip ediniz. Ayrıca, temizlik hizmetleri, koruma ve güvenlik hizmetleri ve klinik destek elemanı olarak diğer hizmetlerde görev yapmak üzere toplam 14.000 sürekli işçi istihdamı yapılacaktır.\n\nBaşvurular, 26 Mart– 30 Mart 2020 tarihleri arasında Türkiye İş Kurumu’nun internet sitesi üzerinden yapılacak.\n\nBu atamaların, salgınla daha etkili mücadele etmemize ve vatandaşlarımıza daha nitelikli sağlık hizmeti sunulmasında önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.\""], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Konuya ilişkin açıklama İspanya Sağlık Bakanlığından yapıldı.\n\nBakanlık, dün paylaştığı rakamları güncelleyerek, virüsten ölenlerin sayısının 767'ye, toplam vaka sayısının ise 17 bin 147'ye yükseldiğini bildirdi.\n\nVakaların ağırlıklı olarak hangi bölgelerde kaydedildiğine ilişkin bir bilgi paylaşılmadı.\n\nCan kaybı 10 bine yaklaştı\n\nÇin'in Hubey eyaletine bağlı Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs sebebiyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 9 bin 726'ya ulaştı.\n\nToplam vaka sayısı ise 225 bini aşmış durumda.", "pos": ["İspanya Sağlık Bakanlığı, COVID-19 ile ilgili bilgileri güncelledi.\n\nBakanlık, son 24 saatte koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 619 artarak 16 bin 972'ye çıktığını duyurdu.\n\nÜlke genelindeki vaka sayısı ise 4 bin 167'lik artışla 166 bin 19'a yükseldi.\n\nÖlü sayısı artıyor\n\nÇin'in Hubey eyaletinin Wuhan kentinde ortaya çıkan koronavirüs sebebiyle dünya genelinde hayatını kaybedenlerin sayısı 109 bin 312'ye yükseldi.\n\nToplam vaka sayısı ise 1 milyon 783 bini aşmış durumda."], "neg": ["Salda Gölü’ndeki Yasaklar Neler?\n\nBembeyaz kumsalı, tertemiz suyu ve eşsiz doğası ile Salda Gölü görenleri kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Günden güne popülerliğini artıran Salda Gölü’nü geçtiğimiz yıl yaklaşık 1 buçuk milyon insan ziyaret etti. İnstagram fenomenleri, düğün fotoğrafçıları, gezginler, karavancılar, reklamcılar, kampçılar… Salda Gölü’nün ziyaretçileri arasında.\n\nBinlerce insanın Salda Gölü’nü ziyaret etmesi üzerine yetkililer birtakım tedbirler aldılar. Bu tedbirler hem bütün dünyayı saran Coronavirüs(Covid-19) tehlikesine karşı insanları korumak hem de gölün ekolojik dengesinin bozulmasını önlemek adına alındı.\n\nSalda Gölü ziyaretinizde yasal bir yaptırımla karşılaşmamanız için aşağıda belirtilen yasaklara uymanızı tavsiye ediyoruz.\n\nPlajlara Araçla Girmek Yasak!\n\nSalda Gölü’nün cazibe merkezi haline gelmesinin başlıca nedeni şüphesiz ki görenleri kendine hayran bırakan bembeyaz kumsallarıdır. Magnezyum yapılı bu kumlar canlı organizmalardan oluşmaktadır. Ayakla bile basılması uygun olmayan bu kumlara insanlar hoyratça araçlarıyla girip drift atmaktaydılar.\n\nSalda Gölü çevre düzenlemeleri kapsamında gölün çevresi ahşap direkler ve tel örgülerle çevrildi. Normal yollarla aracınızla kumsala girebilmeniz artık zor ama yine de Türk’e imkansız diye bir şey yok diye düşünenler varsa kolluk kuvvetleri kuş uçurtmuyor, bilginize.\n\nSalda Gölü Kenarında Çadır Kurmak Yasak!\n\nSalda Gölü’nün havasını, suyunu, doğasını anlatmaya gerek yok. Artık herkes biliyor zaten! Bu kadar harika bir ortamda kamp yapmak, sabah erkenden güneşin doğuşunu izleyip, tertemiz sularda yüzmek paha biçilemez herhalde.\n\n2019 yılına kadar göl çevresindeki bir çok alanda kamp yapanlara rastlanmaktaydı. Yeşilova Belediyesinin işlettiği Halk Plajında kamp için herhangi bir ücret de alınmıyordu. Hatta öyle ki çadırınıza ücretsiz elektrik bile çekebiliyordunuz. Bu faktörlerin hepsi bir araya gelince Salda Gölü kamp için ilk tercihler arasında yer alıyordu.\n\n2020 yılındaki çevre düzenlemeleri kapsamında göl çevresindeki bütün kaçak yapıların kaldırılma kararı çıktı. Halk Plajında bulunan bungalov evler, kamp alanı ve Belediyeye ait işletme kaldırıldı. Şuan için Salda Gölünde kamp yapmak yasak! Çevre düzenlemelerinin tamamlanmasının ardından önümüzdeki yıllarda kamp alanı gösterilecektir.\n\nPlajlardan Kum, Kil Götürmek Yasak!\n\nSalda Gölü, yapısı bakımından Dünyada Mars gezegeni özelliği gösteren iki yerden biri. Yapısında magnezyum ve manyezit elementlerini barındıran Salda Gölü kumu canlı organizmalar içeriyor. Kumun beyaz rengini alması hava ile etkileşimi sayesinde uzun yıllarda gerçekleşiyor. Huntit oluşumlu bu kumlar ayrıca ısıya dayanıklı malzeme yapısında da kullanılmaktadır.\n\nGöl kenarında belirli aralıklarla, ziyaretçiler tarafından açılan, çamur banyosu alanları da bulunmaktaydı. Özellikle cilt rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinen Salda Gölündeki killi çamur havuzları görüntü kirliliği yarattığı için kaldırıldı.\n\nSalda Gölü’nden akvaryuma koyarım, hatıra kalsın diye çantanıza koyacağınız bir avuç kum, yüzüme maske yaparım diye alacağınız bir kase kil bile yasak! Gül dalında güzeldir, götürmeyiniz efendim.\n\nBelirtilen Yerler Dışında Ateş Yakmak Yasak!\n\nSalda Gölü’ne şimdiye kadar insan eliyle bir çok zarar verildi. Bazı kendini bilmezler anlata anlata bitiremediğimiz kumunda gece eğlencesi ve ısınmak için ateş yakıyorlardı. Neyse ki artık o da yasaklandı.\n\nGöldeki tek resmi piknik alanı Tabiat Parkı Orman Plajında piknikçiler için ayrılmış alanlar haricinde ateş yakmak yasak.\n\nPlajlarda Sigara İçmek Yasak!\n\nCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ve Bakan Murat Kurum Salda Gölü ziyaretleri esnasında, Salda Gölü’nün Türkiye’de sigara içilmeyen ilk dumansız sit alanı bölgesi oluşturulması için çalışma yürütüldüğünü ifade etmişlerdi.\n\nTabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman, Sağlık Bakanlığının Tütünle Mücadele Eylem Planı kapsamında Salda Gölü’nde sigara içilmesinin yasaklanacağını ve dumansız hava sahası oluşturulacağını söylemişti.\n\nNormalleşme sürecinin bu aşamasında izmaritlerden virüs bulaşmaması için plajlarda sigara içilmesi de yasaklandı. Sadece Salda Gölü’nde değil bütün plajlarda bu uygulama mevcut.\n\nBeyaz kumsalların sigara izmaritleriyle dolup görüntü kirliliği oluşturmaması ve kumların zarar görmemesi için Salda Gölü plajlarında sigara içmemenizi öneriyoruz.\n\nİzinsiz Drone Uçurmak Yasak!\n\nSalda Gölü düğün fotoğrafçıları için doğal bir arkaplan. Evlilik teklifi ve özel gün fotoğrafçıları Salda’ya adeta akın etti. Öyle ki yurt dışından Salda’ya fotoğraf çekimi için gelenleri bile biliyoruz.\n\nFotoğraf çekimi için Salda’ya gelenler arasında ‘Eee buraya kadar geldik. Drone ile de bir kaç pozumuz olsun. Beş dakikalık videomuz olsun’ diyenler var. Bunun için resmi izin gerekiyor, bilginize. Profesyonel drone kullananlar bilirler; drone kullanmak için ehliyet ve kullanmadan önce resmi izin gerekmektedir. Amatör drone kullananlara, bilmeyenlere duyurulur.\n\nGölde Kano, Kayık İle Yüzmek Yasak!\n\nZiyaretçilerin sıkça sorduğu sorulardan biri de Salda Gölü’nde kayık, kano, şişme bot vb. araçlarla yüzüp yüzemeyecekleridir.\n\nSalda Gölü Çevre Koruma Bölgesi ilan edilerek koruma altına alınmış bir alandır. Bu alanın doğallığının korunması ve bozulmaması adına, gölde motorlu ve motorsuz araçlarla yüzmek yasaklanmıştır.\n\nMaskesiz Dolaşmak Yasak!\n\nPandemi tedbirleri kapsamında alınan kararlar doğrultusunda plajlara girişlerde kolluk kuvvetleri tarafından ateş ölçümü yapılmakta, fiziksel mesafe kurallarına uyma konusunda uyarılarda bulunulmakta ve maskesiz girişlere izin verilmemektedir. Normalleşme sürecinde bilim kurulunun alacağı kararlar doğrultusunda yeni uygulamaları da buradan sizlere aktarmaya devam edeceğiz.", "Konya'da yeni sanayi sitelerinin yapımına ne zaman başlanacak? Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Konya'da şehir merkezinde kalan sanayi alanlarının taşınması projesiyle ilgili açıklamalarda bulundu.\n\nÇevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, \"Bakanlık olarak, şehir merkezlerine sıkışmış sanayi alanlarını şehir dışına çıkarıyoruz. Birçok ilimizde başlattığımız yeni sanayi alanı çalışmalarımızı tüm Türkiye’de hayata geçiriyoruz. Yıllar boyunca şehrin içinde kalmış, vatandaşlarımızı rahatsız eden, esnafımızın rahat bir şekilde çalışamadığı, eski sanayi ve Karatay sanayi sitesini, çok daha modern ve geniş bir alana taşıyoruz. Karatay Fevziçakmak Mahallesi Yeni Motorlu Küçük Sanayi Sitemizde tam 2 bin 653 sanayi birimi, 103 ticari alan yapıyoruz. Hakikaten oteliyle, restoranıyla, eğitim, sosyal ve kültürel alanlarıyla son derece güzel bir sanayi sitesi olacak. İnşallah çok yakında ilk harcımızı döküyor, temelimizi atıyoruz. Konya’mız için, esnafımız için hayırlı uğurlu olsun\" ifadelerini kullandı.", "Olay, saat 19.00 sıralarında Oba Mahallesi Fabrika Caddesi üzerinde meydana geldi. Daha önce aralarında husumet bulunan Ziyaddin T.(42) ile Ali Çelik (45) karşılaşarak tartışmaya başladı. Tartışma kısa süre kavga dönüşmesiyle taraflar yumruk yumruğa bir birilerine girdi. Kavga esnasında Çelik, aniden fenalaşarak yere yığıldı. Durumu fark eden çevredekiler 112 Acil Çağrı Merkezi’nden yardım istedi. İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri yere yığılan Çelik’i ambulansla Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesine götürdü. Burada tedaviye alınan Çelik, doktorların tüm müdahalesine rağmen yaşamını yitirdi. Olay sonrası Alanya İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, Ziyaddin T. yakalayarak gözaltına aldı. Gözaltına alınan Ziyaddin T.’nin emniyetteki sorgusu sürerken, ilk incelemelere göre kafasına aldığı darbe sonucu hayatını kaybettiği düşünülen Çelik’in cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumuna gönderildi. ( Haber Merkezi)", "Programın uygulayıcı kuruluşlarından olan ve 2019’da gönderdiği her iki projeden birine toplam 1 milyon 200 bin TL destek sağlanan Yaşar Üniversitesi Bilgi ve Teknoloji Transfer Ofisi BİGG-Y, iş fikri olan yeni dönem genç girişimcilerini arıyor. Girişimci adayları, 15 Şubat tarihine kadar başvuruda bulunabilecek.\n\nTÜBİTAK 1512 BİGG Destekleme Programı ile genç girişimcilere, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini, katma değer ve nitelikli istihdam oluşturma potansiyeli yüksek, uluslararası ölçekte rekabet gücü olan teşebbüslere dönüştürebilmeleri için 200 bin TL hibe desteği veriyor. Programın Türkiye çapındaki 23 uygulayıcı kuruluşundan biri olan Yaşar Üniversitesi BİGG-Y, 2020 yılı 1. çağrı dönemi kapsamında başvuruları almaya başladı.\n\n6 projeye 1 milyon 200 bin TL hibe desteği\n\nBilgi ve Teknoloji Transfer Ofisi Müdürü Necip Özbey ve BİGG-Y Proje Yürütücüsü Ayşe Şen, programın geçtiğimiz döneminde 122 girişimci ekibin başvuruda bulunduğunu belirterek, “Bu ekiplerden uygun bulunan 58’inin, BİGG-Y kapsamında verilen eğitim ve mentörlük programından faydalanması sağlandı. Eğitim sürecinden sonra seçilen 11 girişimci ekibin proje bilgileri, TÜBİTAK’a gönderildi. TÜBİTAK, bu 11 projeden 6 tanesini, tamamı geri ödemesiz 200 bin TL’lik destekle ödüllendirdi. Yüzde 50’den fazla başarı oranı gösteren BİGG-Y olarak, yeni dönem için genç girişimcileri arıyoruz” dedi.\n\nKimler başvurabiliyor?\n\nBİGG Destek Programı’na, herhangi bir lisans programından bir yıl içerisinde mezun olabilecek durumda olanlar, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ve mezuniyetinden en fazla 10 yıl geçmiş lisans, yüksek lisans, doktora mezunları başvurabiliyor. Programa; akıllı ulaşım, ileri imalat ve sanayi 4.0, enerji ve temiz teknolojiler, iletişim ve sayısal dönüşüm, sağlık ve iyi yaşam, sürdürülebilir tarım ve beslenme alanlarında yer alan iş fikirleri için başvuru yapılabiliyor. Programa dahil olmak isteyen, bu şartları sağlayan ve daha önce tekno girişim desteği almamış girişimci adayları, Yaşar Üniversitesi BİGG-Y’ye başvurarak hayallerindeki iş fikrini gerçekleştirme imkanı elde edebilecek.\n\nÜcretsiz ofis, mentörlük ve girişimcilik eğitimleri\n\nBİGG-Y Proje Yürütücüsü Ayşe Şen, Yaşar Üniversitesinin; Celal Bayar Üniversitesi, Adnan Menderes Üniversitesi, Katip Çelebi Üniversitesi, sivil toplum kuruluşları ve iş dünyası işbirliğiyle kurduğu özgün mekanizma ile tüm paydaşların iş fikri olan girişimcilere ulaşması, yoğunlaştırılmış girişimcilik eğitimi ve mentörlük hizmetlerinin verilmesi ve iş planının hazırlanması süreçlerine etkin bir şekilde dahil edildiğini belirtti. Ayşe Şen, “BIGG-Y’den destek alan girişimcilere, Yaşar Üniversitesi bünyesinde bulunan Minerva Kuluçka Merkezinde ücretsiz ofis, mentörlük ve girişimcilik eğitimleri de sağlanmakta. Nesnelerin interneti ve büyük veri alanında teknoloji geliştiren Noderix A.Ş’den üniversiteler için akıllı arama motoru yazılımı yapan Univerlist’e, haritacılık alanında büyük yenilikler getiren Fieldtech’den mobil teknolojiler geliştiren Bitabak’a kadar pek çok girişimi bünyesinde barındıran Minerva, İzmir’in en aktif girişimcilik ekosistemlerinden biri olarak biliniyor. Belirtilen alanlarda iş fikri olan ve bunu hayata geçirmek için fırsat arayan genç girişimcileri, BİGG-Y ayrıntılı bilgi almak ve başvuruları için 15 Şubat’a kadar http://bigg-y.yasar.edu.tr/ web sayfasını ziyaret etmeye davet ediyoruz” diye konuştu. İHA", "Hrant Dink Vakfı’na yönelik ikinci tehdit mesajı atılmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince kimliği tespit edilen şüpheli E.B., geçtiğimiz gün yakalanarak gözaltına alınmıştı. Emniyetteki işlemleri tamamlanan ve Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüpheli E.B., adliyeye getirilmişti.\n\nSavcılığa çıkarılan şüpheli E.B., ‘Nitelikli tehdit’ suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Sevk yazısında, 30 Mayıs tarihinde Hrant Dink Vakfı’na ait olan e-posta adresine tehdit içerikli ve kapsamı itibariyle vakıf yöneticilerine yönelik gönderildiği, mağdurlar tarafından bu mesajın kim tarafından gönderildiğinin anlaşılamayacağı ve mağdurların bu tehdit yazısını yazan kişinin kim olduğunu bilebilecek durumda olmadığı, bu hususun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca resen başlatılacak soruşturma ve verilen talimata istinaden ortaya çıktığı kaydedildi.\n\nÖte yandan, şüpheli E.B. hakkında yürütülen bir diğer soruşturma kapsamında hazırlanan sevk yazısında, ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunduğu belirtilerek, tutuklama talep edildi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Yeni tip corona virüsünün (Covid-19)’un en ölümcül olduğu İtalya’da yoğun bakım ünitelerinin yetersiz kalması nedeniyle ülkede zor günler yaşanıyor.\n\nHükümet, sivil toplum kuruluşları ve halk soruna çözüm bulmak için çalışıyor. İki İtalyan mimar, CURA adını verdikleri nakliye konteynırlarının kullanıldığı bir acil durum hastanesi tasarladı. İlk CURA’nın inşasına ise Milan’da başlandı.\n\nİtalya yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınında en çok ölümün gerçekleştiği ülke olma konumunu koruyor. Ülkede virüs kaynaklı ölüm sayısı 7 bin 500’ü geçerken vaka sayısı 75 bine yaklaştı. Her gün 3 bini aşkın kritik durumdaki hasta yoğun bakıma sevk ediliyor. Durum böyle olunca, ülkedeki yoğun bakım ünitleri yetersiz kalıyor bazı bölgelerde 80 yaşın üzerindeki hastalar yoğun bakıma kabul edilmiyor.\n\nTarihinin en zor günlerini yaşayan İtalya’da hükümet, STK ve halk ile birlikte yaşanan sağlık krizini çözmeye çalışıyor.\n\nNAKLİYE KONTEYNIRLARINDAN YOĞUN BAKIM KAPSÜLLERİ\n\nBu doğrultuda mimarlar, mühendisler, tıp uzmaları ve askeri uzmanlar bir araya gelerek, yoğun bakım ünitelerinin kapasitesitesini geliştirmek açık kaynaklı bir proje olan CURA'yı ortya koydu.\n\nProje, nakliye konteynırlarını taşınabilir yoğun bakım kapsüllerine dönüştülmesine olanak tanıyor.\n\nİKİ HASTAYI BARINDIRABİLİYOR\n\nİtalyan mimarlar, Carlo Ratti ve Italo Rota tarafından tasarlanan CURA’da her nakliye konteynırı biyo-muhafaza ünitesini oluşturuyor ve bu üniteler iki hasta ile tıbbi ekipmanları içinde barındırabilecek büyüklüğe sahip.\n\nDiğer taraftan 6 metre genişliğe ulaşan CURA'lar hızlı bir şekilde monte edilip tekrar tekrar kullanılabiliyor ve kolayca taşınabiliyor.\n\nAçık kaynaklı ve kar amacı gütmeyen bir çerçevede geliştirilen ilk CURA, İtalya'nın Milano kentinde inşa ediliyor.", "pos": ["80 binden fazla koronavirüs vakası ve 8 bini aşkın ölümün yaşandığı İtalya, zor günlerden geçiyor.\n\nHer gün binlerce hastanın yoğun bakıma sevk edildiği ülkede, yoğun bakım üniteleri vakalara cevap vermekte zorlanıyor.\n\nYOĞUN BAKIM ÜNİTESİNE ÇÖZÜM\n\nİtalya'da artan yoğun bakım ünitesi ihtiyacına karşı uluslararası tasarımcılar, mühendisler, tıp uzmanları ve askeri uzmanlar bir araya gelerek CURA isimli açık kaynaklı bir proje geliştirdi.\n\nCURA, nakliye konteynerlerinin hızlı bir şekilde taşınabilir yoğun bakım ünitelerine dönüştürülmesini sağlıyor. Konteynerlerin tasarımı, İtalyan mimarlar Carlo Ratti ve Italo Rota tarafından çizildi.\n\nİKİ HASTA ALIYOR\n\nİki hasta alabilen kapsüller, vantilatör ve damar için sıvı standları barındırıyor. Ayrıca, söz konusu birimler şişirilebilir koridor ile birbirine bağlanabiliyor.\n\nMİLANO'DA İNŞA EDİLİYOR\n\nProje kapsamında ilk konteynerler, İtalya'nın Milano kentinde inşa edilmeye başlandı."], "neg": ["Sosyal medyada paylaşılan bir fotoğraf büyük tepki aldı. Yıl boyunca binlerce araca trafik cezası kesen Emniyet Müdürlüğüne ait bir polis otosu engelli park yerine hem de yol ihlali yaparak park etmesi vatandaşın tepkisine maloldu.\n\n​PTT Caddesinin katlı otopark çıkışında engelli park yerine hem de sarı çizgi ihlali ederek park eden polis otosu sosyal medyada fenomen oldu. Fotoğrafı paylaşan vatandaş , “Vatandaş çekerse engelli park yerine iki yüz küsur ceza yer. Peki ya çeken Polis aracı olursa?” yorumunu yaptı. Paylaşımın altına gelen onca yorum ise polis araçlarından çok sayıda şikayetin varlığını ortaya koydu. Toplumun düzenli ve kurallara uygun yaşamasını sağlama görevi ile iştigal eden bir kurumun böyle pervasız davranması ise gözlerin yetkililere çevrilmesine neden oldu. İşte fenomen fotoğrafın altına gelen yorumlardan sadece bazıları;\n\n---Valla iki gündür Bolu Ankara Ankara Bolu ya gidip geldim. Çakarlı lüks arabaların ne hızını ne sayısını sayabildim çok zengin ülkeyiz canım vesselam.\n\n--- Sakarya Ortaokulunun oraya bakın bir hergün engelli çizgisine park yapıyorlar.\n\n--- Ayrıca orayı her zaman işgal ediyorlar. Katlı otopark köşesi.\n\n--- Benim arabaya 2 sefer ceza yazıldı. Engelli katı varken bir de engelli parkında.\n\n--- Vatandaşa verin talkını, kendiniz götürün salkımı. Şimdi cezayı kime yazmak lazım.", "Koronavirüs (COVID-19) salgını, birçok sektörü etkilediği gibi 200 binin üzerinde istihdam yaratan otomotiv sektörünün tedarik zincirini de durma noktasına getirdi.\n\n460'a yakın üyesi ile Türkiye otomotiv tedarik sanayinin tek temsilcisi konumunda bulunan Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD), Koronavirüs salgınının otomotiv tedarik zinciri üzerine etkisini araştırmak üzere özel bir anket gerçekleştirdi.\n\nTAYSAD'a üye firmaların katıldığı anket, yaşanan salgının tedarik sanayi üzerindeki ilk etkilerini, sektörün beklentilerini ve karşılaştığı problemleri ortaya koydu. Ankete göre, tedarik sanayicilerinin yüzde 63'ü 'İstikrar Kalkanı' kapsamında açıklanan İŞKUR Çalışma Ödeneği'ne başvururken, yüzde 37'si bu ödeneğe başvuruda bulunmadığını bildirdi.\n\nYüzde 50'yi aşkını 'kısmen' çalışıyor\n\nTedarik sanayisinin Koronavirüs tedbirleri çerçevesinde ağırlıklı olarak kısmi çalışmayı tercih ettiği görüldü. Ankete katılan üyelerin yüzde 40'ı, 30 Mart5 Nisan tarihlerinde üretimi tamamen durdurma kararı aldığını belirtirken, yüzde 50'yi aşkını kısmi çalışma, yüzde 13'ü de sosyal mesafeyi sağlayarak normal şekilde çalışmaya devam edeceğini bildirdi. Bu veriler, 200 binin üzerinde istihdam sağlayan sektörün, ortalama 100 binin üzerinde çalışanını doğrudan etkileyeceğini de ortaya koydu. Devam eden haftalarda kademeli olarak üretimde normalleşme bekleyen tedarik sanayicilerinin yüzde 50'si, 27 Nisan3 Mayıs aralığında kısmi çalışmanın süreceğini ön gördü. Katılımcıların yüzde 42'si söz konusu tarihlerde normal çalışmaya geçilebileceğini tahmin ederken, yüzde 12'i ise üretimin durmaya devam edebileceğini öngördü.\n\nAğırlıklı görüş etkinin 8-10 hafta süreceği yönünde\n\nTAYSAD'ın üye anketine göre, 30 Mart – 5 Nisan tarihlerinde tedarik sanayinin haftalık üretim temposu yüzde 32'ye kadar düşecek. Bu düşüşün, Nisan ayı içerisinde kademeli olarak artması ve yüzde 62'ye kadar çıkması ön görülüyor. Öte yandan, ankete katılan TAYSAD üyelerinin yüzde 32'si yaşanan krizin 8-10 hafta süreceği konusunda birleşiyor. Koronavirüs salgınının çalışma temposu ve iş hacmine etkisinin 10 haftadan daha uzun süreceğini tahmin edenlerin oranı ise yüzde 26 olarak dikkatleri çekti. Ayrıca, ankete katılan tedarik sanayicilerinin yüzde 85'i, nakit akışında yaşanabilecek sıkıntılar için kendi ek önlemlerini aldığını da belirtti.\n\nEn büyük problem iş ve ciro kaybı\n\nKoronavirüs salgını, Türkiye'deki otomotiv tedarik sanayisini özellikle 3 konuda negatif olarak etkiledi. Ankete göre, bu dönemde karşılaşılan en büyük problemin yüzde 93 ile iş ve ciro kaybı olduğu katılımcılar tarafından vurgulandı. Bu problemi, yüzde 75 ile çalışan motivasyonunun kaybı izledi. Tedarik sanayicilerinin yüzde 47'si ise, ithal edilecek malzemenin geç gelmesinin karşılaşılan en büyük problem olduğunu ifade etti. Bununla beraber; teslimat sürecinde yaşanan problemler, ihracat gümrüğünde yaşanan gecikmeler ve nakit akışı gibi problemlerin yaşanan diğer sorunlar olarak öne çıktığı görüldü.\n\nAlper Kanca: Kısa çalışma 3 ayla sınırlı kalmamalı\n\nKonuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan TAYSAD Başkanı Alper Kanca ise, tedarik sanayisi üreticilerinin kısa çalışma ödeneği ile ilgili ciddi altyapı eksikliği olacağı yönünde endişeler duyduğunu dile getirdi. Yaptıkları ankette otomotiv tedarik sanayicilerinin en çok bu konuyu dile getirdiğine dikkat çeken Alper Kanca, \"Kısa çalışma ödeneğinin 3 ayla sınırlı kalmaması gerekiyor. Koronavirüs etkisi, 3 ay içerisinde bitse bile ekonomik etkileri en az 1 yıl sürecektir. Bu süreçte, uzun vadeli, uygun faiz oranlı Eximbank kredileriyle sektörün desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunlara ek olarak, vergi oranlarına getirilecek bir indirim sektörün elini bir hayli rahatlatacaktır. Ayrıca, içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum yeniden değerlendirilerek, banka kredilerinin 3 ay yerine 6 ay süresince ilave faiz olmadan ertelenmesi yine sektörün yararına olabilir\" diye konuştu.\n\n\"Uygulamalarda bazı sıkıntılar var\"\n\nAnkette, alınan ekonomik önlem paketlerinin uygulanmasında sıkıntılar yaşandığını ileten TAYSAD üyesi sanayi şirketlerinin de bulunduğunu belirten TAYSAD Başkanı Alper Kanca, \"Hükümetimizin aldığı önlem paketleri ve Bankalar Birliği'nin aldığı tavsiye niteliğindeki kararların uygulanması noktasında, bazı üyelerimiz tarafından sıkıntılar yaşandığı dile getiriliyor. Yani bankaların erteleme, yapılandırma, fon kullanımıyla ilgili olumlu yaklaşım sergilemedikleri bizlere bildiriliyor. Bu zor dönemde bankalar da elini taşın altına koymalı. Yaşanan problemler kısa süre içerisinde sona ereceğini umuyoruz. Bizler de, TAYSAD olarak üzerimize düşen görevi yapacak ve tüm bu konularla ilgili yetkililerle yakın temaslarda bulunmayı sürdüreceğiz\" dedi.\n\nCarmedya.com / Otomobil", "Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz, Fatih Terim'in son durumu ve corona virüs hakkında önemli açıklamalarda bulundu.\n\nCengiz'in konuşmasından kesitler şu şekilde;\n\n\"Kulüpte çalışmakta olan mesai arkadaşlarıma, GS TV'de çalışan arkadaşlarıma bu kutsal görevde cesaretle devam ettikleri için teşekkür ediyorum. Sevgili Abdurrahim kardeşimin eşi Şükran Albayrak ve onlarında yanında oğulları Hikmet Albayrak da karantinada. Hepsi iyi olacak. Yusuf Günay da sonuçları bekliyor. Beş gün içerisidne doktorlar, ciğerlerdeki sorunun gideceğini düşünüyoru. Hocam Fatih Terim ile de görüştüm, şakalaştık, sağlığı yerinde, sevenleri sevinsin, rakipleri biraz daha çalışsın, sahaya dönecek. Bende hiçbir belirti yok.\"\n\n\"Sonuçları bekliyorum, inşallah hayırlısı gelecek. Velev ki korona geldi, bizim aldığımız bilgi şu, kesinlikle şu ya da bu şekilde herkes bu virüsü kapacak. Yüzde 80 oranında iddia ediliyor. Dün, Kaan Kançal'a da testler yapıldı\"\n\n\"Kesinlikle zarar görmemek için devlet, ulusal kurtuluş savaşı gibi mücadelenin içerisinde. Bizim bu noktada, devletin yanında, onunla birlik olmalıyız, bakanlıkların talimatına uymalıyız.\"\n\nMAÇLAR OYNANMASIN DİYE YALVARDIM\n\nMaçlar oynanmasın diye yalvardım. Söyledim, inanmadılar. Biz uyarılarımızı yaptık, hala algı peşinde koşanlar, sanki biz maçların seyircili oynanmasını istemişiz gibi konuşuyorlar. Kronolojik sıraya uymuyorlar. Devletimiz ne derse uyarız anacak fikrimizi de söyleriz. 11 Mart Perşembe günü, maçların seyircisiz oynanacağı açıklandı. 89 yaşındaki bir eczacıda korona vakası görüldü. Çarşamba günü marketleri boşalttılar. Devletimiz bu paniği önlemek için bütün araştırmaları yaptı. İlk olarak seyircili olarak maçların oynanacağı açıklandı. Devletimiz maçı seyircili oynatacağı için dezenfekte yapalım, paniğe izin vermeyelim diye açıklama yaptım. Huzuru, düzeni bozmak isteyenlere karşı uyanık olmamız gerektiğini söyledim. Spor yarın da olur ama insan hayatından önemli bir şey yok.\n\nERTELEME İSTEMEMİZDEKİ AMAÇ\n\nDevletimiz 12 Mart Perşembe günü aniden bir karar aldı, maçların seyircisiz oynanacağını açıkladı ve biz de şaşırdık. Öğlen ise TFF, maçların seyirciliği oynadığını söyledi. Sonrasında telefon açtık, bilmediğimiz şeyler olmuş. Biz öneri olarak, 1500'e yakın insan var, bu maçlar ertelensin diye açıklama yaptık. Değerli rakibimiz Beşiktaş da risk altındaydı. Erteleme istemedeki amacımız ne olabilir? Puan, puanlar? Asla. Bizim kalan 8 maçımızın 5'i deplasman. Biz bu basit avantajları kullanmak istemedik.\n\nFUTBOLCULAR MAÇA ÇIKMAK İSTEMEDİ\n\nFutbolcularımız maça çıkmak istemedi. Fatih Hoca çok büyük çaba sarf etti ve oyuncuları tek tek ikna etti. Bunları anlatamadık, inanmadılar.\n\nTFF \"SEYİRCİSİZ MAÇ\" İÇİN İNAT ETTİ\n\nTFF maalesef müthiş bir inatla, bilmiyorum ama sanki ligin illa seyircisiz devam etmesini istedi. Biz bunun tehlikesini gördük. Futbolcular sahaya çıkmak istemiyor. Biz bu tehlikeyi gördük, bizden başka bunu söyleyen olmadı. Sadece Bursaspor Basketbol Şubesi açıklama yaptı.\n\nDEVLETİMİZ \"ÇIKIN OYNAYIN\" DERSE, OYNARIZ\n\n8 maç maksimum 1 ayda biter. 1. Lig'de 6 maç kaldı, 3 haftada biter. Bu bir sağlık sorunu, maçlar oynanır. Stadımız dezenfekte ettiğimizde, 'Gelin, oynayalım' dediğimizde devlet bu kararı verdi. Devletimiz 'Çıkın, oynayın' derse, yine çıkarız. TFF bu süreci iyi şekilde yönetemedi.\n\nTFF, ASLA ERTELEME İSTEMEDİ\n\nTFF ertelemeden yana asla tavır almadı. Bir aksiyonda da bulunmadı. Biz de TFF'den umudu kestik. Devletimiz neznidne elimizden geleni yaptık. Devletimiz, Cumhurbaşkanımız, Spor Bakanımız sağolsun, katkıda bulundular, ilgili federasyon başkanlarını da çağırarak yüzlerine karşı erteleme kararını okudu. Onlara teşekkür ederim.\n\n4 KULÜP BU KAĞIDI İMZALAMADI\n\nBu bir sağlık sorunu. Bu sebeple erteleme istedik. Nihat Bey bana, 'Kulüpler Birliği ıslak imza getirmezse ikna olmam' dedi. Sayın Sepil'i aradım, tavsiye yazısı istedim. Fakat Sepil 4 kulübün imzalamadığını söyledi. Erteleme için imza vermeyen dört kulübü açıklayamam. Mehmet Sepil Bey açıklar. Fenerbahçe de erteleme istedi. Yiğidi öldür, hakkını ver.\"\n\nTEST SONUCUM BELLİ DEĞİL\n\nBu arada ne oldu? test sonucum belli değil, ölümden korkmuyorum. Ölüm nereden gelirse gelsin. Ben hiçbir camia aleyhine laf söylemem, hepsinin iyiliğini istiyoruz. Bazıları, bu virüsü Wuhan'da değil Galatasaray'da yaratıldı, Türkiye'ye yayıldı gibi yapılıyor. Yapmayın be kardeşim! Sen hiç evladınla, eşinle koronavirüsten hastanede yattığını hayal edebilir misin? Bir teknik direktör hastanede, kızlarının acısını hissediyoruz. Torunun var mı? Neden bu kin? Bunu yapmayın güzel kardeşim. Bu ülkenin kardeşliğini puan ve puanlar için zedelemeyin. Keşke bu korona teşhisleri konmasaydı da biz hiçbir maçtan puan almasaydık.\n\nARAMIZDA PROVAKTÖR AJANLAR VAR\n\nÇok doluyum, gerçekten aramızda ajan provakatörler var. Ben devlet eğitimi aldım, biz bu kokuyu alırız. Bu devleti zayıf göstermek isteyenler var. Bunlar spor kulübü taraftarı kılığı altında sosyal medyadan mesaj atıyor. İyi niyetli kardeşlerimi uyarıyorum. Basketçiler sahaya çıkmıyordu. Pınar Karşıyaka, Ukrayna'dan geldi, Fenerbahçe ise Fransız takımıyla oynadı. basketçilerin aileleri maçlara çıkmayın diye telefon açtı.\n\n\"BİR UYANDIM, PLAY-OFF KARARLARI GELDİ\"\n\n\"Mehmet Sepil ile bir telefon görüşmesi yaptık ve mümkünse yüz yüze değil, telekonferans olmasını istedim. Üç saat görüştük. Sevgili başkanlarımla konuştuk, herkes görüşünü belirtti. Orada alınan karar, futbolcuların antrenman temposunu yitirmemesi için 17 Nisan, 30 Nisan'a göre başlama tarihleri. Bir komisyon kurularak TFF ve devlet ile temasa geçme fikri konuşuldu. Sanırım telekonferans yordu, uyumuşum. Bir uyandım, Play-Off mesajları geldi. Ligin mevcut haliyle tescili ile ilgili iddialar olmuş. Bunlar telekonferasnta konuşulmadı. Sadece ligin ne zaman başlayacağı konuşuldu. Bir çalışma kurulu kurarak, TFF ile birlikte devletimize bilgi aktarmaya çalışıyoruz.\"\n\n\"Futbolcular ailesinin rızkı için mücadele ediyor. Yabancıların durumu daha kritik. Türk sporcular daha rahat. Türkiye'nin iç durumunu Türkçe bildikleri için rahat izliyor. Yabancı sporcularda panik yaşandı. Fatih Hocamın çok haklı bir tepkisi vardı. Erteleme kararı geçikmişti, derdimizi bir türlü anlatamadık. Derbiden sonra hoca olarak tepki verdi. Bizim konuşmalarımıza göre sert bir tepkiydi. Galatasaray olarak biz 5 maçı deplasmanda oynayacağız, seyircisiz oynasak avantajımız olurdu ama biz ertelenmesini istedik.\"\n\nABDÜRRAHİM BEY İLE GÖRÜŞÜYORUZ\n\n\"Abdurrahim Bey ile telefonla görüşüyoruz. Fatih Hoca ile bağlantıyı yapmadan bir saat önce görüştük, morali çok iyi. Fatih Hoca gibi sembolik bir ismin bu virüse yakalanmasının ardından toplumun olaya bakışı değişiyor. Sivas'tan gelirken Abdurrahim Bey'in rahatsızlığı vardı. Beşiktaş maçında Abdurrahim Bey de tribündeydi. Derbiden sonra pazartesi günü futbolcular oynamak istemediği için toplantı yaptık. Fatih Hoca ile Abdurrahim Bey yan yana oturdu, ben de ve gittim. Bununla ilgili de şakalaştık. Bizim gibi insanlar kadere inanır. Kadere inanmak gerek\"", "16.01.2020 17:02 | Son Güncelleme: 16.01.2020 17:19\n\nDenizli'nin Merkezefendi ilçesinde sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek hayatını kaybeden 13 yaşındaki kız çocuğunun cenazesi toprağa verildi.\n\n\n\nGerzele Mahallesi 103 Sokak'ta dün akşam saatlerinde evde baygın bulunan üç kardeşten biri olan ve kaldırıldığı hastanede yaşımını yitiren Seda Kesikbaş'ın cenazesi Pamukkale Üniversitesi Hastanesindeki otopsi işlemlerinin ardından yakınlarına teslim edildi.\n\nOtopside sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenerek öldüğü tespit edilen Kesikbaş'ın cenazesi, daha sonra helallik için evlerine getirildi.\n\nCenazenin getirilişi sırasına yakınları ve arkadaşları gözyaşlarına hakim olamadı. Ortaokul öğrencisi Seda'nın çok sevdiği pembe elbisesi de tabutunun üzerine konuldu.\n\nKesikbaş'ın cenazesi, Servergazi Merkez Camisi'nde kılınan namazının ardından Servergazi Mezarlığında defnedildi.\n\nCenazeye, baba Hüsemattin Kesikbaş, aile yakınları, Denizli Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Ali Değirmenci, Merkezefendi Kaymakamı Adem Uslu, ölen kızın sınıf arkadaşları ve öğretmenleri katıldı.\n\nBaba Kesikbaş, çok üzüntülü olduğunu belirterek, \"İçim yanıyor. Dün sobayı yakıp işe öyle gitmiştim. Acı bir telefonla olayı öğrendim. Kızımın çok sevdiği pembe işlemeli elbisesini tabutunun üzerine koyduk. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın.\" diye konuştu.\n\nMerkezefendi ilçesi Gerzele Mahallesi'nde yaşayan Hüsematin ve Pervin Kesikbaş'ın ikiz kızları Seda ve Sude ile 8 yaşındaki Sena Kesikbaş, dün evlerinde baygın halde bulunmuştu.\n\nHastaneye kaldırılan 3 kardeşten Seda Kesikbaş yaşamını yitirmiş, olayın sobadan sızan karbonmonoksit gazından meydana geldiği belirtilmişti.\n\nKaynak: AA", "Önerilere uyun, bayramda kilo almayın Özlenen tatları mümkün olduğunca haftalara dağıtarak yemek gerektiğini söyleyen Liv Hospital Beslenme ve Diyet Uzmanı Esra Şahin bayramı kilo almadan geçirmenin püf noktalarını anlattı.\n\nRamazan Bayramı'na sayılı günler kaldı. Bir ay süren iftar ve sahur düzeninden sonra bayram sabahı tatlılar, hamur işleri, kızartmalardan oluşan enfes bir kahvaltı sizi bekliyor olacaktır.\n\nOruç süresince 2 öğüne hatta bazen 1 öğüne alışan metabolizmanız bu süreçte yavaşlamış olacak. Ramazan Bayramı'nda beslenme alışkanlığınız eğer yanlış yönde ilerlerse kilo almanıza sebep olabilir. Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Peki bu dönemde nelere dikkat etmeliyiz?\n\n- Bayramın birinci gününde yapılacak ilk kahvaltı öğününde yağlı ve hamur işi gıdalar tüketilmemelidir. Bunun yerine haşlanmış yumurta, peynir, zeytin, domates, salatalık ve çiğ sebzelerden oluşacak hafif bir kahvaltı tercih edilmelidir. Her ne kadar pide ve beyaz ekmekler çekici gelse de kan şekerinizi dengede tutmak ve sindirim sorunu yaşamamak için tam buğday ya da çavdar ekmeği tercih edebilirsiniz.\n\n- Hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine porsiyon kontrolü ile sütlü veya meyveli tatlılar tercih edilebilir.\n\n- Yediğiniz besinleri daha çok çiğneyerek yemek sonrası oluşabilecek şişkinlik ve hazımsızlığın önüne geçebilirsiniz.\n\n- Bayram sofraları için yüksek hacimli fakat düşük kalorili besinler seçilmelidir. Kızartma, kavurmalar yerine ızgara, fırın ve haşlama pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.\n\n- Porsiyon kontrolünü sağlayabilmek için bir tabak hayal edin ve bu tabağı 4 parçaya bölün, yarısına sebze yemeği veya salata, diğer yarısının bir bölümüne tam buğday ekmeği, bulgur pilavı, kepekli makarna gibi sağlıklı tahıllar diğer bölümüne ise balık, et, tavuk, baklagiller gibi protein kaynaklarına yer verin.\n\n- Bayram boyunca çay, kahve ve meşrubat tüketiminin artmasıyla, su tüketimi unutuluyor. Ramazan çıkışı yavaşlayan metabolizmamızı canlandırmak için günde en az 2-2.5 lt su tüketilmelidir.\n\nKaynak: Bültenler"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Çok ciddi Avrupa kulüplerinden ve Dubai'den bir teklif var. Kulüplerin adını veremem ancak İspanya'dan, Türkiye'den ve İtalya'dan isteyen var. Bu kulüplerle görüşmeler yaptık ancak Betis ile ilgili bir gelişme yok.", "pos": ["Adı Fenerbahçe ile anılan Manuel Pellegrini'nin menajeri Jesus Martinez, 10 gün içinde sarı-lacivertli kulüple görüşeceklerini söyledi.\n\nTeknik direktör Ersun Yanal ile yolların ayrılmasının ardından uzun süredir yeni hoca arayışlarını sürdüren Fenerbahçe'nin, Şilili teknik direktör Manuel Pellegrini ile ilgilendiği öğrenilmişti.\n\nTecrübeli teknik adamın menajeri, konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.\n\n''10 GÜN İÇİNDE F.BAHÇE İLE GÖRÜŞECEĞİZ''\n\nSarı-lacivertlilerin Pellegrini ile görüşmek istediklerini belirten Martinez, ''10 gün içerisinde Fenerbahçe ile planlanmış bir görüşmemiz olacak. Manuel Pellegrini Türkiye'yi, taraftarları ve kulübü çok beğeniyor.'' ifadelerini kullandı.\n\n''FENERBAHÇE'NİN TEKLİFİ VAR''\n\nÖte yandan Kanarya'nın Pellegrini'ye teklif yaptığını da belirten menajer Martinez, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü:\n\n''Fenerbahçe'nin Pellegrini teklifi var. Fenerbahçe ile ilgili olan olay şöyle; Fenerbahçe, Manuel'in şu anda takımın başına geçmesini istedi ancak içinde bulunduğumuz şartlar nedeniyle bu gerçekleşemedi. Şili'den şu anda ayrılamaz. Ayrıca Türkiye Ligi'nde 7-8 maç kaldı, böyle bir dönem için onun takımın başına geçmesi normal değil.''"], "neg": ["Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ile Taşköprü İlçe Jandarma Komutanlığınca Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yasadışı yollardan silah ve mühimmat temin eden 5 şahsa yönelik müşterek operasyon gerçekleştirildi.\n\nKastamonu İl Jandarma Komutanlığı ile Taşköprü İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince Taşköprü ilçesinde gerçekleştirilen operasyonda yapılan aramada 4 adet ruhsatsız tabanca, 392 adet 9 mm tabanca fişeği, 34 adet 7.65 mm çapında tabanca fişeği, 6 adet 6.35 mm çapında tabanca fişeği, 1 adet 9 mm çapında kurusıkı tabanca ve 55 adet kuru sıkı tabanca fişeği, 4 adet ruhsatsız av tüfeği ve 130 adet av tüfeği fişeği ele geçirildi.\n\nJandarma ekiplerince gözaltına alınan 5 şüpheli şahıs, karakoldaki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edildi. Şahıslara 5729 ve 2521 sayılı kanunlar gereğince de idari yaptırım uygulandı.", "İzmir'de tır alt geçide sıkıştı İzmir'in Konak ilçesinde boş yumurta kolileri taşıyan tır, alt geçide sıkıştı.\n\nİzmir'in Konak ilçesinde boş yumurta kolileri taşıyan tır, alt geçide sıkıştı.\n\nAlınan bilgiye göre, Cumhuriyet Bulvarı'nda boş yumurta kolisi yüklü 68 LB 633 plakalı tır, 4 metre yüksekliğindeki alt geçidin tavanına çarptı.\n\nSürücüsünün hareket ettiremediği tır, daha sonra üstündeki kolilerin bir kısmının boşaltılmasının ardından olduğu yerden çıkarıldı.\n\nYere saçılan koliler İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri tarafından toplandı.\n\nPolis ekiplerince tek şeride düşürülen yol ekiplerin çalışması sonrası tekrar açıldı.\n\nKaynak: AA", "Ebru YİĞİT\n\nKocaeli\n\nDünyada salgının, Türkiye’de vaka sayılarının arttığı koronavirüse ilişkin kalabalık ortamlardan uzak durma uyarısı yapılsa da her bir fabrikada binlerce işçi dip dibe saatler geçiriyor. Bir yandan alınan önlemlerin yetersiz olması işçileri kaygılandırırken diğer taraftan okulların tatil edilmesiyle işçiler çocuklarını evde yalnız bırakmanın kaygısını taşıyor. Bir işçi, “Virüs bizi ya da sevdiklerimizi öldürmezse bile ya izin alamadığımız için evdeki çocuklarımızı düşünmekten ya da izin verirlerse yaz sıcağında bir nefes alamadan çalışmaktan helak edecek” diyor.\n\nHowon fabrikasında çalışan Ahmet “Bizde önlemlerin tam alındığını söyleyemeyiz. Ellerinde termal kamera olduğunu söyledikleri bir şeyle servisten inen işçileri kontrol ettiler. Bilgilendirmek için kağıtlar astılar ama ne dezenfektan ne de maske dağıtımı yapıldı. Bizim kendimizce aldığımız önlem dışarıda zaman geçirmemek. Fabrikalardan çıkıp soluğu evde alıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz var. Özellikle fabrikada hijyen sağlanmalı” dedi.\n\nFederal Mogul fabrikasında çalışan bir işçi ise fabrikada panolara koronavirüsle ilgili bilgilendirme yazıları asıldığını söyledi.\n\nBirçok metal fabrikasında alınan ilk önlem revirdeki doktorlar tarafından hijyen, el yıkama eğitimlerinin verilmesi oluyor. Papilla Tencere fabrikasında çalışan Nazlı kendi fabrikalarında sadece tuvaletlere koronavirüs riskini azaltmak için el yıkama metninin asıldığını anlattı: “Kendi önleminizi kendiniz alın diyorlar bize. Tuvaletlerde hijyen sağlanmalı, koronavirüs bulaşıcı bir hastalık ama tuvaletlerin daha sık temizlenmesini isteyince siz de tuvaletlerde sigara içmeyin deniliyor.”\n\nÜCRETLİ İZİN VERİLMELİ\n\nKalibre Boru fabrikasında ise işçiler bilgilendirmenin yapıldığını, dışarıdan içeriye ziyaretçi alımlarının durdurulduğunu anlatıyor. Önlemlerin yetersiz olduğunu belirten işçiler fabrika yönetiminin kendilerini “Kendinizi koruyun” dediklerini dile getiriyorlar.\n\nSumiriko’da çalışan bir işçi de “Bizim fabrikada önlemler alınıyor, dezenfektanları kullanıyoruz, yemekhanede doktorun bilgilendirme videoları yayınlanıyor. Ama şimdi okullar tatil edilince çocuklara kimin bakacağını bilmiyoruz. Biz fabrikadayız bu çocuklara ne olacak? Buna dair kimse bir şey söylemiyor. Bize de ücretli izin verilmeli” dedi.\n\nİşçilerin çoğu ücretli izin uygulamasına sıcak bakıyor. Ama devletin de patronların da bu işe yanaşmayacağını düşünen işçiler, yapıldığı durumda ise bunun yıllık izinlerinden düşürüleceğini söylüyorlar. Bu durumda yaz aylarında çalışmak zorunda kalacaklarını belirten metal işçisi bir kadın, “Virüs bizi ya da sevdiklerimizi öldürmezse bile ya izin alamadığımız için evdeki çocuklarımızı düşünmekten ya da izin verirlerse yaz sıcağında bir nefes alamadan çalışmaktan helak edecek, hastalıkta da sağlıkta da en son düşünülen biz işçiler oluyoruz” diyor.\n\nFord işçileri: El yıkayın diyorlar ama hattı bırakıp tuvalete gidemiyoruz biz\n\nBu nasıl önlem: Yemekte 1 metre, bantta 10 santim mesafe!", "22.01.2020 16:46 | Son Güncelleme: 22.01.2020 16:46\n\nHatay'ın Yayladağı ilçesinde uyuşturucuyla mücadele değerlendirme toplantısı düzenlendi.\n\nYayladağı Kaymakamı Tahir Yılmaz, Kaymakamlık Toplantı Salonunda yapılan toplantıda, çocukların ve gençlerin zehirlenmesine asla izin vermeyeceklerini söyledi.\n\nUyuşturucu ile mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini belirten Yılmaz, \"Geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi uyuşturucu ve benzeri kötü şeylere kurban vermeyeceğiz. İlgili kurum ve birimlerimiz bu hususta en küçük bir aksaklığa müsaade etmeden üzerilerine düşen görevi eksiksiz yerine getirecektir.\" dedi.\n\nYılmaz, uyuşturucuyla mücadelenin yanında gençlerin ve vatandaşların bilgilendirilmesi gerektiğini vurguladı.\n\nToplantıya, Belediye Başkanı Mustafa Sayın, Cumhuriyet Savcısı Yılmaz Kocatürk, İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Mehmet Güler, İlçe Emniyet Amir Vekili Komiser Ersin Akgül ve ilgili kurum amirleri katıldı.\n\nKaynak: AA", "02.01.2020 14:36 | Son Güncelleme: 02.01.2020 14:41\n\nTepebaşı Belediyesi vatandaşların daha temiz ve güvenilir bir çevrede yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli önlemleri alırken bu doğrultuda gerçekleştirdiği çalışmalara devam ediyor.\n\n\n\nÇevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından sürdürülen geri kazanım uygulamaları ile bilinçli tüketim alışkanlığı kazandırılırken, atık oluşumu da engelleniyor. Bu kapsamda toplanan ambalaj atıkları, bitkisel atık yağlar, atık piller ve tekstil atıklarının miktarları, Tepebaşı halkının geri kazanım uygulamaları ve bilinçli tüketim alışkanlığı konusunda ne kadar duyarlı ve bilinçli olduğunun da göstergesi durumunda.\n\n\n\n9 bin ton ambalaj atığı, 173 ton bitkisel atık yağ\n\n\n\n2019 yılı verilere göre, Tepebaşı Belediyesi tarafından geri kazanımı sağlanan ambalaj atık miktarı 9 bin tona ulaştı. Muhtarlıklarda, Belde Evleri'nde, okullarda, camilerde ve çeşitli kurum, kuruluşlarda bulunan bitkisel atık yağ toplama noktalarında 2019 yılı boyunca 173 ton bitkisel atık yağ toplandı. Toplanan bitkisel atık yağlar lisanslı geri kazanım firmasına gönderilerek biodizel üretimine katkı sağlandı. Böylece doğaya atılmayan her damla bitkisel atık yağ için topraklarımız ve su kaynaklarımız kirletilmemiş oldu. Öte yandan atık elektrikli ve elektronik eşyalar da 2019 yılı itibari ile 100'e yakın noktada toplandı. Toplanan 9 ton atık elektrikli ve elektronik eşya da geri kazanıma katkı sağladı.\n\n\n\n5 ton atık pil, 300 ton tekstil atığı\n\n\n\nTepebaşı bölgesinde 2019 yılında toplanan 5 ton atık pil ise tarım amaçlı kullanılabilecek binlerce hektar toprağı ağır metal kirliliğinden korudu. 2017 yılında başlayan tekstil atıklarının toplanması çalışmaları da vatandaşlardan büyük destek gördü. 2019 yılı içerisinde 300 ton tekstil atığı toplandı. Tekstil atıklarının geri dönüşümü ile doğa korunurken ekonomiye de katkı sağlandı. Ayrıca tekstil atıklarından elde edilen kullanılmamış kıyafetler de Tepebaşı Belediyesi tarafından ihtiyaç sahiplerine yardım olarak ulaştırılıyor.\n\n\n\nToplam 83 bin ton ambalaj atığı\n\n\n\nTepebaşı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü yetkilileri, 2009 yılından bu yana toplanan ambalaj atığı miktarının 83 bin tona ulaştığını bildirdi. Toplanan 83 bin ton ambalaj atığı ile 275 milyon kwh elektrik, 91 milyon litre petrol ve 28 bin ton da hammadde tasarrufu sağlandı. Ayrıca 900 bin adet yetişkin ağaç da kurtarılırken, 1 milyon 900 bin ton da karbondioksit oluşumu engellenmiş oldu. - ESKİŞEHİR\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Altının gram fiyatı, güne düşüşle başlamasının ardından 378 liradan işlem görüyor. Analistler, teknik açıdan altının ons fiyatında 1.730 doların destek 1.750 doların direnç olarak öne çıktığını, gram altında ise 380-390 lira bandının izleneceğini söyledi.\n\nYeni güne değer kaybıyla başlayan altının gram fiyatı, 378 lira seviyesinde seyrediyor. Aynı dakikalarda çeyrek altın 626 lira, Cumhuriyet altını da 2.494 liradan satılıyor.\n\n\n\nAltının ons fiyatı, şu dakikalarda önceki kapanışa göre yüzde 0,2 değer kaybıyla 1.740 dolar seviyesinde bulunuyor.\n\n\n\nAnalistler, ABD ile Çin arasında artan gerilime rağmen, dün dünya genelinde açıklanan imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin beklentilerden iyi gelmesiyle risk iştahının görece arttığını, bu durumun da altının ons fiyatını aşağı yönlü baskıladığını kaydetti.\n\n\n\nBugün veri takviminin zayıf olduğunu kaydeden analistler, ABD'de siyahi George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından devam eden gösterilere ilişkin haber akışının takip edileceğini bildirdi.\n\n\n\nAnalistler, teknik açıdan altının ons fiyatında 1.730 doların destek 1.750 doların direnç olarak öne çıktığını, gram altında ise 380-390 lira bandının izleneceğini söyledi.", "pos": ["08 Haziran 2020 Pazartesi 10:58 - Güncelleme: 08 Haziran 2020 Pazartesi 10:58\n\nAltın fiyatlarındaki düşüş yatırımcıyı üzdü, altın alacakları ise sevindirdi. Altın fiyatları dövizdeki değişimlerden ciddi şekilde etkileniyor. Koronavirüs salgını küresel ve yerel piyasalarda durgunluğa neden olurken altın fiyatları grafiği de kısa süreli dalgalanmalar yaşıyor. Son günlerde ABD’de yaşanan olaylar ve dolardaki düşüş sebebiyle altın fiyatlarında bir miktar düşüş meydana gelse de altın fiyatları uzun vadede en çok değer kazanan yatırımlardan biri olarak biliniyor. Yaşanan bu hareketlilik nedeniyle son dakika gelişmeleri yakından takip edilirken, gram altın ve çeyrek altın fiyatlarında son durum yatırımcıları yakından ilgilendiriyor.\n\nAltın yatırımcıları her gün altın fiyatlarının son durumunu araştırıp öğrenmek istiyor. Gram altın, Çeyrek altın, Yarım altın, Cumhuriyet altın ne kadar oldu? Peki altın fiyatları bugün ne kadar oldu? İşte 8 Haziran 2020 sabahında altının güne başladığı rakamlar...\n\nALTIN FİYATLARI 8 HAZİRAN 2020\n\nAltın fiyatları son durum... Haftanın ilk günü altın fiyatları yatırımcılar tarafından merakla takip ediliyor. Güncel piyasalarda altın fiyatlarında dalgalanma devam ederken gram altının fiyatı 369 liradan, çeyrek altın ise 609 liradan işlem görüyor. İşte, bugünün çeyrek altın gram altın fiyatları anlık 2020...\n\nGRAM ALTIN FİYATLARI\n\nALIŞ: 369,11\n\nSATIŞ: 369,20\n\nÇEYREK ALTIN FİYATLARI\n\nALIŞ: 602,00\n\nSATIŞ: 609,90\n\n\n\nCUMHURİYET ALTINI FİYATLARI\n\nALIŞ: 2.396,20\n\nSATIŞ: 2.431,30\n\nREŞAT ALTIN FİYATLARI\n\nALIŞ: 2.428,67\n\nSATIŞ: 2.464,25\n\nALTIN FİYATLARI DÜŞÜYOR\n\nAnalistler, ABD ile Çin arasında artan gerilime rağmen, dün dünya genelinde açıklanan imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerinin beklentilerden iyi gelmesiyle risk iştahının görece arttığını, bu durumun da altının ons fiyatını aşağı yönlü baskıladığını kaydetti.\n\nBugün veri takviminin zayıf olduğunu kaydeden analistler, ABD'de siyahi George Floyd'un polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesinin ardından devam eden gösterilere ilişkin haber akışının takip edileceğini bildirdi.\n\nALTIN FİYATLARI DAHA DA DÜŞER Mİ?\n\nPandemi sebebiyle ülkelerin çeşitli hizmet alımlarını azaltması, ürün giriş çıkışlarının kontrollü hale gelmesi sonucu yükselen dolar ve altın fiyatları, koronavirüs normalleşme sürecine ve Amerika'da yaşanan siyahi isyanına endeksli olarak düşüşe geçti.\n\nTüm dünyada dolaşımı yüksek olan Dolar, Euro döviz kurları ile altına yatırım yapılması da altın fiyatlarını etkiliyor.\n\nAltın fiyatları alış ve satış arasındaki marş 6-7 lira iken 3 liraya düştü. Yani altın yatırımcısı alım satım yaparken bu rakam düşecek. Konut kredilerinin açıklanmasından dolayı altın yatırımı yapan vatandaşların biriktirdiği altınları peşinat için satması sonucu altın fiyatları düştü. Fakat altın fiyatlarının daha fazla düşmesi beklenmiyor."], "neg": ["Bakanlıkta düzenlenen basın toplantısında kameraların karşısına geçen Koca, “Çin’in Vuhan kentinde bulunan tam 90 gün önce ortaya çıkan Covid-19 başka birçok ülkeye buluşmasına, küresel yayılım göstermesine rağmen Türkiye olarak süreçte büyük bir başarı gösterdik. Komşu ülkeler bizim aldığımız sıkı tedbirleri almadı.\n\nBizim strateji ve disiplinli eylem planında direncimiz hiçbir şekilde azalmadı. İnsanların ülkeden ülkeye hareket olduğu dünyada direnç hangi düzeyde olursa olsun bazı sonuçları önlemek maalesef mümkün değil” dedi.\n\nBİR VATANDAŞIMIZIN TEST SONUCU POZİTİF ÇIKTI\n\nBu an burada olmamın nedeni bu saate dek gösterdiğimiz şeffaflık ve bunun devam edeceğinin teminatıdır diyen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:\n\nSize üzücü ama korkutucu olmayan haberi bildirmek istiyorum. Bugün akşam saatlerinde Covid-19 şüphesi olan bir vatandaşımızın test sonucu pozitif çıktı.\n\nYüksek ateş ve öksürük şikayetinin araştırılması sonucu tanı konmuştur. Hastanın virüsü Avrupa’dan aldığı tespit edilmiştir. Hasta bir erkektir ve genel durumu iyidir. Aile bireylerin hepsi gözetim altındadır ve her biri şüpheli kabul edilmiştir.\n\nHasta mahremiyeti korunması açısından detaylı bilgilerin paylaşılması uygun bulunmamıştır. Tanı erken konulmuştur, virüs bulaşmışsa bu çok sınırlıdır.\n\nÜlkemiz yayılmayı önleyici tedbirler alınmıştır. Bu hastalığın ülkenin her bir yerinde görülme ihtimale karşı sağlık personeli hazırlığını bitirmişti.", "Güney Avustralya'daki Myponga şehrinde bir kırmızı karınlı siyah yılan, zehirli kahverengi yılana saldırıp onu yedi.", "AA\n\nİnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkileriyle martta en düşük seviyesini görmesinin ardından, nisanda da düşüşünü sürdürerek yeni bir dip seviyeye geriledi.\n\nTürkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan İnşaat Malzemeleri Sanayi Bileşik Endeksi’nin nisan sonuçları açıklandı.\n\nBuna göre, dip seviyelerden toparlanma eğiliminde iken nisan ayında 3,55 puan düşerek 67,89 puana gerileyen Bileşik Endeks, yeni bir dip ile karşılaştı. Nisan ayındaki bu düşüşle endeks, ölçülmeye başlandığı Ağustos 2013'ten bu yana en düşük seviyesine indi.\n\nBileşik Endeks bundan önce en düşük seviyesini 71,44 puan ile martta görmüştü. Mart ve nisan aylarında üst üste aylık düşüşler gösteren Bileşik Endeks’teki gelişmeleri, bir süre daha Kovid-19 salgının seyri ve olası etkilerinin belirleyeceği öngörülüyor.\n\nFAALİYETLERDE EN YÜKSEK AYLIK DARALMA NİSANDA YAŞANDI\n\nİnşaat malzemeleri sanayisinde faaliyetler geçen ay son yılların en sert aylık düşüşünü gösterdi.\n\nSalgının yarattığı etkilerin tamamen hissedildiği nisanda fabrikaların, ihracat pazarlarının ve satış kanallarının büyük ölçüde kapalı olması nedeniyle faaliyetler dip seviyede gerçekleşti.\n\nBir önceki aya göre 6,3 puan gerileyen faaliyetler Ağustos 2013'ten bu yana kaydedilen en düşük seviyesini gördü. Yurtiçi satışlarda nisan ayında kuvvetli bir gerileme oldu.\n\nPazarların büyük ölçüde kapalı olması ihracattaki sert düşüşte etkili oldu. Üretimde de geçen ay yüksek bir gerileme yaşanırken, tesislerin kapalı kalması sebebiyle cirolar, iç satışlar ve ihracattaki düşüşe bağlı olarak önemli ölçüde geriledi.\n\nGÜVEN ENDEKSİ'NDE GERİLEME NİSANDA YAVAŞLADI\n\nGüven Endeksi, geçen ay Kovid-19 salgınının yarattığı endişe ve belirsizlikten etkilenmeye devam ederken, marta göre daha sınırlı bir gerileme yaşadı ve güven seviyesi bir önceki aya kıyasla 2 puan geriledi.\n\nEndeks, son aylardaki kademeli toparlanmasına mart ve nisan aylarında ara verdi. İnşaat sektörüne ve inşaat malzemeleri sanayisine ilişkin güvende de sınırlı bir düşüş yaşanırken, yurt içi pazarlarda güven de nisan ayında geriledi.\n\nBu dönemde tek sert düşüş ihracat pazarlarına olan güvende yaşandı. Kovid-19 etkisi ile Güven Endeksi'nde gerçekleşen bozulmalar nisan ayında ihracat pazarları hariç diğer alt unsurlarda yavaşladı.\n\nBEKLENTİLER BİR SÜRE DAHA SALGININ ETKİLERİNE BAĞLI KALACAK\n\nBeklenti Endeksi'nde mart ayında yaşanan sert düşüşün ardından geçen ay daha yavaş bir gerileme gerçekleşti.\n\nBeklentilerde belirleyici unsur, Kovid-19 salgınının yarattığı endişeler ile iç ve dış pazardaki etkiler oldu. Faaliyetlerdeki yüksek oranlı daralma da beklentileri bozdu. Geçen ay, bir önceki aya göre 2,7 puan gerileyen Beklenti Endeksi son yılların en düşük seviyesine indi.\n\nGelecek üç ayın yurt içi siparişleri, ihracat siparişleri ve bu aylara ilişkin üretim beklentisi de nisanda düştü. Yurt içi ve ihracat siparişlerindeki sert düşüşler ile üretim beklentileri zayıfladı.\n\nSalgının seyri, alınan önlemler, faaliyetler ve harcamalar üzerindeki etkiler ile normalleşme planları yakından izlenirken, beklentilerdeki gelişmelerin bir süre daha salgının seyrine ve etkilerine bağlı kalacağı öngörülüyor.", "Tiyatro alanında en saygın ödüllerden olan Tony Ödülleri'ni tam dört kez kazanan Terrence McNally, corona virüsün yol açtığı semptomlar nedeniyle hayata veda etti. Daha önce akciğer kanserini yenen McNally 81 yaşındaydı. Sanatçının kronik obstrüktif akciğer hastalığı ile mücadele ettiği de belirtildi.\n\nTerrence McNally, Love! Valour! Compassion!” (1995) and “Master Class” (1996). He also earned Tonys for the books of the musicals “Kiss of the Spider Woman” (1993) ve “Ragtime” (1998) adlı oyunlarıyla Tony Ödülü kazanmıştı.", "Çin'den, Irak'a destek adımı geldi. İki ülke güvenlik alanında iş birliğini artıracak.\n\nAmerika'nın Irak'tan çıkarılması kararı sonrası diplomasi trafiği devam ediyor. Çin'in Bağdat Büyükelçisi Zhang Tao, Irak Başbakanı Adil Abdulmehdi'nin konuğuydu. İkili Bağdat'taki Başbakanlık Konutu'nda görüştü.\n\nGörüşmede, ABD güçlerinin Irak'taki varlığı değerlendirildi. Abdulmehdi, \"Irak'ın çekişme sahası olmasını istemediklerini\" söyledi.\n\nToplantıda Irak ve Çin ilişkileri gündeme geldi. Başbakan Abdulmehdi, \"Çin, önemli ve güçlü bir ortağımız.\" dedi. Açıklama basın ofisinden yapıldı.\n\nÇin Büyükelçisi de Irak hükümetini desteklemeye devam edeceklerini ve ülkenin yeniden imarına katkıda bulunacaklarını söyledi. Tao, iki ülke arasında güvenlik ve askeri alandaki iş birliğini artırmak istediklerini kaydetti.\n\n\n\nulusal.com.tr"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Başbakan Ersin Tatar ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği yetkilileriyle görüşüyor.\n\nGazimağusa, İskele ve Yeniboğaziçi İmar Planı’nın yayınlanmaması ve yürürlükteki emirnamenin yarattığı sıkıntılar nedeniyle dünden beri Başbakanlık bölgesinde araçlı eylemde olan Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği, Başbakan Ersin Tatar ve Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın da katılımıyla Başbakanlık’ta toplantıya girdi.\n\nToplantı 14.40’ta başladı. Toplantıya KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer ve bazı müteahhitler, hükümet tarafından da bazı bakanlar ve teknik personel de katılıyor.\n\nGürcafer, toplantı öncesi basına yaptığı açıklamada, görüşmede ana hatlar üzerinde anlaşmaya varmayı umut ettiklerini söyledi ve derin görüş ayrılıkları ortaya çıkmaması temennisinde bulundu.\n\nDün çeşitli bölgelerden üzerlerinde taleplerinin yazıldığı pankartlar taşıyan iş araçları ve diğer araçlarla Lefkoşa’ya gelen inşaat müteahhitleri, araçlarını gece de Başbakanlık önünde bırakarak eyleme devam ediyor.\n\nBaşbakan Tatar, dün de eylemcilerin temsilcileriyle görüşmüş ve bugün daha geniş kapsamlı bir toplantıda bir araya gelme kararı alınmıştı.", "pos": ["Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB), Gazimağusa Yeniboğaziçi ve İskele İmar Planı yayınlanmadığı için dün başlattığı araçlı eyleme, hükümet ile bir uzlaşıya varılamadığı için bugün de devam ediyor.\n\nLefkoşa’da Başbakanlık önünde araçlı eylemi sürdüren KTİMB ile hükümet arasında bugün saat 14.00’te toplantı yapılması bekleniyor.\n\nKTİMB Başkanı Cafer Gürcafer TAK muhabirine yaptığı açıklamada, hükümet ile bugün bir toplantı gerçekleştireceklerini ve bir uzlaşıya varılmaması halinde eylemin büyüyerek süreceğini söyledi.\n\nBaşbakan Ersin Tatar ile dün görüştüklerini, bugün saat 14.00’te de daha kapsamlı ve çözüm bulmaya yönelik bir toplantı yapılmasına karar verildiğini ifad eden Gürcafer, sorunu çözmek istediklerini kaydetti."], "neg": ["HABERTURK.COM\n\nEnis Yıldırım'ın haberine göre Trabzon’un Çaykara İlçesi’nde meydana gelen ve 3 kişinin hayatını kaybettiği kaza yerine incelemeye giden Trabzon Emniyet Müdürü Metin Alper'in, Yomra ilçesi Kaşüstü mahallesinde seyir halinde olan bir araç dikkatini çekti. Emniyet Müdürü Alper, telsizden anons ederek, aracın durdurulmasını ve araçta arama yapılmasını istedi. Emniyet Müdürü Alper’in anonsu üzerine polis ekipleri harekete geçti.\n\nŞÜPHELİ ARACI KENARA ÇEKTİ\n\nKısa bir süre sonra yol kesen polis, aracı durdurdu. Araçtan, İstanbul’da yaşayan ve çay toplamak için izin alarak memleketine geldiği belirlenen Mustafa K. çıktı. Görevli ekipler, çay toplama iznini gösteren araç sürücüsünden ehliyet ve ruhsatını istedi.\n\n2 BİN 473 TL PARA CEZASI KESİLDİ\n\nHiç ehliyeti olmadığını belirten aracın sürücüsü Mustafa K.'nin, bin 200 kilometrelik İstanbul-Trabzon yolunda uygulamaya yakalanmadan geçtiği ortaya çıktı. Sürücüye, ehliyetsiz araç kullanmaktan 2 bin 473 TL ceza yazıldı. Araç, sürücünün ehliyetli olan babası Aziz K.’ya teslim edildi. Polis ayrıca araç sahibine de para cezası uyguladı.", "ALANYA'NIN Oba Mahallesi'nde yerleşik olarak yalnız yaşayan 58 yaşındaki İngiliz vatandaşı Paul Sevwight’ten 15 gündür haber alamayan komşuları durumundan şüphelenerek kapısını çaldı. Kapının açılmaması koşumları durumu üzerine 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ve polis ekipleri savcılık izniyle eve girerek Sevwight’i yerde hareketsiz halde yatarken buldu. Eve çağrılan sağlık ekiplerinin incelemesinde Paul Sevwight’in yaşamını yitirdiği belirlendi. Paul Sevwight’in cansız bedeni savcılık incelemesinin ardından otopsi için Antalya Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. (GÜLŞAH ANAK)", "19.01.2020 19:08 | Son Güncelleme: 19.01.2020 19:13\n\nDenizlispor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, Galatasaray karşısında sergilenen oyunun umut verici olduğunu dile getirerek, gol vuruşlarındaki beceriksizliğe dikkat çekti.\n\n\n\nSüper Lig'in 18. haftasında Denizlispor, deplasmanda karşılaştığı Galatasaray'a 2-1'lik skorla mağlup oldu. Maçın ardından Denizlispor Teknik Direktörü Mehmet Özdilek basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Deneyimli teknik direktör, Galatasaray karşısında oyundan hiç kopmadıklarının altını çizerek, \"2,5 günde ikinci büyük maçımızı oynadık. Bu müsabakaları oynamak kolay değil. Maç öncesi analizinde Galatasaray'ın kenarlardan etkili olduğunu biliyorduk. Yediğimiz gol de kanat ortadan geldi. Oyun ortadayken 1-0 geriye düştük. Devre arasında oyuncularıma 1-0 devam etsin diye söyledim. Her takıma gol atacak potansiyelimiz var. İkinci yarının 10. dakikasında gol yedik. Oyunu hiç bırakmadık. Galatasaray'ın yediği golün 15 tanesini son yarım saatte yediğini göz önüne alırsak, son yarım saatte beraberliği yakalayacak pozisyonlar yakaladık. Son vuruşlarda beceriksizdik. Genel oyundan memnunum. Seyir zevki yüksek bir maç oldu. Puan ile dönmek istiyorduk. Önümüze bakacağız. Her iki takımı da tebrik ediyorum\" açıklamasını yaptı. - İSTANBUL\n\nKaynak: İHA", "Koronavirüs nedeniyle genellikle yaşlılar hayatını kaybetse de uzmanlar, tekrar tekrar gençlerin de tehlikede olduğu uyarısını yapıyor.\n\nİngiltere'de de koronavirüs nedeniyle şu ana kadar 427 kişi hayatını kaybederken, salgın 21 yaşındaki bir genç kızın ölümüne yol açtı.\n\nKORONAVİRÜSÜN EN GENÇ KURBANI\n\nBuckinghamshire'da yaşayan 21 yaşındaki Chloe Middleton'un ailesi, genç kızın daha önce hiçbir rahatsızlığı olmadığını söylüyor. İngiliz medyası, Chloe Middleton'un yaşamını yitirmesini koronavirüsün en genç kurbanı olarak duyurdu.\n\n\"KIZINI KAYBEDEN BİR ANNE OLARAK KONUŞUYORUM\"\n\nGenç kızın annesi Diane Middleton, Facebook hesabından \"Herkes lütfen koronavirüsü tekrar düşünsün. 21 yaşındaki kızını kaybeden bir anne olarak konuşuyorum.\" mesajını paylaştı.\n\nChloe'nin teyzesi Emily Mistry ise, yine sosyal medya hesabında, \"Güzel ve iyi kalpli 21 yaşındaki yeğenim koronavirüs yüzünden öldü. Hiçbir sağlık sorunu yoktu. Tasavvur edilemecek bir acı, paramparça olduk. Virüs yayılmıyor, insanlar virüsü yayıyor. Uyarıları hayata geçirin, kendinizi ve diğerlerini koruyun.\" dedi.\n\nMiddleton Ailesi, İngiltere'de yaşayan herkese evlerinde kalmaları yönünde çağrıda bulundu.\n\n18 YAŞINDAKİ BİR GENÇ DE YAŞAMINI YİTİRMİŞTİ\n\nİngiltere'de pazar günü koronavirüs 18 yaşındaki bir genç erkeğin yaşamını yitirmesine yol açtığı bildirilmişti, ancak doktorlar koronavirüsün ölümle doğrudan ilgisi olmadığını açıkladı.\n\nLONDRA EN ÇOK ETKİLENEN YERLERDEN\n\nİngiltere'de özellikle başkent Londra ve ülkenin güneydoğusu koronavirüsten en çok etkilenen yerler. Okulların tatil edildiği ülkede, halktan sokağa çıkmaması isteniyor. Tüm pub, restoran ve dükkanlar kapalı.\n\n\"ACİL YARDIM ÜNİTELERİNE TALEP ÜÇ HAFTA İÇİNDE ZİRVE YAPABİLİR\"\n\nİngiltere hükümetine danışmanlık yapan epidemiyolog Prof. Neil Ferguson, parlamento komitesine bugün yaptığı uyarıda, \"Eğer mevcut önlemler beklentilerimiz doğrultusunda işe yararsa, o zaman acil bakım ünitelerine talebin iki buçuk üç hafta içinde artıp zirve yapacağını daha sonra da düşeceğini görebiliriz.\"söyledi.\n\nBaş sağlık danışmanı yardımcısı Dr. Jenny Harries de bu durumun ancak 'insanların sosyal etkileşimleri kesmeye devam etmeleri halinde gerçekleşebileceğini' ifade etti.", "Sırbistan kaynaklı Telegraf'ın haberine göre; Dışişleri Bakanı Ivica Dacic, katıldığı bir TV programında, İstanbul'da bulunan Sırpları ülkelerine götüreceklerini ve bunun için özel bir uçak göndereceklerini duyurdu.\n\nFenerbahçe Beko koçu Zeljko Obradovic ve ailesinin de bu uçakta yer alacağı ifade edildi.\n\nAyrıca Sırbistan'da bulunan 150 Türkiye vatandaşı da İstanbul'a dönecek."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Mecliste kendisine yöneltilen soruları yanıtlayan Fas Başbakanı Osmani, Türkiye'deki Faslıları günde 3 uçak seferi düzenlemek suretiyle tahliye etmeye başladıklarını söyledi.\n\nOsmani, tahliye edilenlerin ülkenin kuzeyindeki Tatvan kentinde otellere yerleştirileceğini belirtti.\n\nTahliye işlemlerine hız vereceklerini ve Türkiye'dekilerin tahliyesinin tamamlanmasının ardından Fransa'ya yöneleceklerini kaydeden Osmani, bugüne kadar 1400 vatandaşın ülkeye getirildiğini aktardı.\n\nÜlkeye getirilenlerin masraflarının tamamının hükümet tarafından karşılandığını ifade eden Osmani, tahliyede hamile kadınlar ve zor koşullardaki insanlara öncelik verdiklerini dile getirdi.", "pos": ["Fas Başbakanı Sadeddin el-Osmani, COVID-19 sebebiyle Türkiye’de mahsur kalan vatandaşlarının tahliye edilmesi için çalışmalara başladı.\n\nParlamentoda sorulan soruları cevaplayan Başbakan Osmani, tahliye edilen vatandaşların ülke kuzeyinde bulunan Tatvan kentindeki otellere yerleştirileceğini duyurdu.\n\nTahliye işlemlerine hız verileceğini ve Türkiye’deki vatandaşların tahliyesinin tamamlanmasını müteakip Fransa’ya da yöneleceklerini açıklayan Osmani, şuana kadar 1400 vatandaşının Fas’a getirildiğini duyurdu.\n\nÜlkeye getirilen vatandaşların bütün masraflarının hükümet tarafından karşılandığını aktaran Osmani, tahliye sürecinde hamile kadın ve zor şartlar altındaki insanlara öncelik tanındığını söyledi."], "neg": ["Sabiha Gökçen-Düsseldorf seferini yapan Pegasus uçağına, park sırasında kule tarafından uçak altında alev ve duman görüldüğüne dair ikazda bulunuldu.\n\nPegasus Havayolları'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:\n\n\"Uçuş ekibimiz, misafirlerimizin emniyeti için acil terk etme prosedürünü devreye sokmuştur ve prosedüre uygun olarak tüm misafirlerimizin emniyetle tahliyeleri sağlanmıştır. Düsseldorf Havaalanı'ndan aldığımız bilgiye göre, uçağımızda müdahale gerektiren herhangi bir durum olmadığı teyit edilmiştir.\"\n\n[Fotoğraf: DHA]", "Haberin Devamı\n\nAncak bazı görüntüler, bazı ölçümlerin sonuçları bu durumdan doğanın bazı kazançlar sağladığını işaret ediyor...\n\nGeçtiğimiz hafta sonu Moda sahillerinde kaydedilen ve sosyal medyada hızlıca yayılan video mesela...\n\nBir yunus sürüsü kuyruklarını suya çarparak yönlendirdikleri/çevirdikleri balıkları avlarken görüldüler.\n\n1980’lerden itibaren giderek “çok nadir” bir görüntü haline gelen “Boğaz’dan yunus geçmesi” İstanbulluların büyük ölçüde evlerine çekildiği son 1 ay içinde daha sık görünür hale gelmişti.\n\nAma Moda’da yunusların avlanması gibi ancak uzak diyarlarda kaydedilen belgesellerde izlenebilecek bir hadiseye şahitlik etmek mutluluk vericiydi.\n\nİnsanoğlunun arsız, saygısız tüketim alışkanlıklarının dünyaya verdiği zararlar ortada... Atmosferden okyanuslara... Ormanlardan savunmasız hayvanlara... Yerin altından dağların zirvelerine... Dünyanın bütün kaynaklarına yapışan ve emip tüketen insanoğlu kabaca son 100-150 yılda canına okudu yegâne evinin...\n\nHaberin Devamı\n\nBu zararları görünür hale getiren, itiraz eden, felaketi işaret edenlere (çevrecilere vb) iyimser yaklaşımla “uçuk kafa”dan başlayıp “hain” damgası vurmaya kadar ileri gitti parayı, gücü, ülkeleri, dünyayı yönetenler...\n\nSalgının hız kazanmasıyla birlikte insanoğlu evlerine çekilmeye başladı, doğanın canına kasteden teknolojilerin döndürdüğü üretim çarkı yavaşladı, trafik azaldı ve birkaç ay içinde olumlu sonuçlar gelmeye başladı.\n\nHava daha temiz mesela. İstanbul gibi dev kentlerde yapılan ölçümlerde hava kalitesinin yüzde 30 civarında iyileştiği, zararlı partiküllerin yok olmaya başladığı, nitrojenoksit düzeylerinde düşüşler yaşandığı gözlemlendi, ozon tabakasında olumlu gelişmeler kaydedildi.\n\nBir hesaba göre insanoğlunun sadece 5’te birinin ev hapsine girmesi bile bu kadar temizledi havayı.\n\nModa’da avlanan yunus sürüsü benzeri görüntüler dünyanın farklı noktalarında kaydedildi.\n\nBunların bir kısmının (Venedik’te yunuslar, Çin’de sarhoşluktan sızmış filler gibi) uyduruk olduğu ortaya çıktı sonra.\n\nAncak pek çok “doğru” görüntü ve haber de izledik. Dünya metropollerinde, megapollerinde görüntülenen geyikler, maymunlar...\n\nHaberin Devamı\n\nHoş onların da şehirler insafsızca büyürken, insanoğlu yerleşim ve üretim için arazilerini çalarken evlerinden olmuş ve zaten normal şartlarda “oralarda” yaşayacak hayvanlar olduğunu da biliyoruz...\n\nPost-koronavirüs dünya nasıl olacak şimdiden kestirmek mümkün değil elbette ama havası biraz daha temiz, suyu biraz daha berrak bir dünya bulacağız...\n\nYine canına okumak için acele edileceğinden eminim ve bu kadar emin olmak da üzücü...\n\nBilime, akla ve mesela değişiklik olsun diye çevreci örgütlere kulak vermek, sözlerini dinlemek, dünyanın yönetici sınıflarını hizaya sokmak için bir fırsat çıktı önümüze.\n\nYoksa koronavirüs gider moronavirüs gelir, o da gider foronavirüs gelir, insanoğlu kendi ipini böyle topluca asılarak kendi çeker vesselam...", "Türkiye'de az miktarda bulunabilen kuzugöbeği mantarının kilosu 130 liradan alıcı buluyor. Bu nedenle halk arasında, 'kara elmas' olarak anılan kuzugöbeği mantarı, tezgâha koyulduğunda yarım saat içinde tükenirken, satıcılar talebe yetişemiyor.\n\nTürkiye'nin fauna ve flora bakımından zengin çeşitliliğe sahip, çok sayıda endemik bitki türünü de bünyesinde barındıran Kaz Dağları'nın eteklerinde kalan köylerde yaşayanlar, bugünlerde kuzugöbeği mantarı toplayarak ev ekonomilerine önemli katkı sağlıyor. Özellikle Bayramiç, Ayvacık ve Yenice ilçelerinde çok sayıda vatandaş, yüksek fiyatı nedeniyle 'kara elmas' olarak adlandırılan kuzugöbeği mantarı toplayabilmek için gününü ormanlık alanlarda geçiriyor.\n\n'ÇOK NADİR BULUNAN BİR MANTAR TÜRÜ'\n\nMart, nisan ve mayıs aylarında Kaz Dağları eteklerindeki ormanlık alanlarda az miktarda bulunan kuzugöbeği mantarının, halk arasında bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inanılıyor. Koronavirüs salgınının yaşandığı bu günlerde kuzugöbeği mantarı büyük talep görüyor. Ayvacık ilçesinde 23 yıldır manavlık yapan Hilmi Çelik, kilosu 130 lira olmasına rağmen kuzugöbeği mantarını tezgaha koyduktan sonra yarım saat içinde tükendiğini söyledi. Bu mantarın her bölgede yetişmediğini ifade eden Çelik, \"Normal mantar gibi çıkar ama her bölgede olmaz. Bölgemizde çayır ve çamlık alanın bulunduğu yerlerde olur. Çok nadir bulunan bir mantar türüdür. Çok bulunmadığı için ürün elimize az geliyor. Talep çok, yetiştiremiyoruz. Şu an kuzugöbeği mantarı 120-130 TL arasında fiyatla alıcı buluyor. Fiyatı yüksek olmasına rağmen talep çok fazla” diye konuştu.\n\n'DOĞAL ANTİBİYOTİK'\n\nKendisi de ormanda kuzugöbeği mantarı arayan Hilmi Çelik \"Bugün bayağı bir gezdim, 3-4 koruya girdim. Yeni yeni çıkmaya başladığı için yarım kilo kadar ancak bulabildim. Şu zaman daha fazla çıkmamış. Kuzugöbeği mantarı doğal antibiyotik özelliğine sahip. Her derde deva olduğu söylenir bu mantarın. Bağışıklık sistemine faydası var. Ben bunu köylerden toplatıyorum. Şu an da istek çok. Dışardan da telefonla talep geliyor. Tezgaha koyduğum zaman 15-20 dakika içerisinde satıyorum. Çok faydalı bir şey. Bu mantarı kendim de topluyorum ve tüketiyorum. Çok faydalı. Yemeyenlere de yemesini tavsiye ederim” dedi.", "İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla 81 ilde tiyatro, sinema, gösteri merkezi, konser salonu, nişan/düğün salonu, çalgılı/müzikli lokanta/kafe, gazino, birahane, taverna, kahvehane, kıraathane, kafeterya, kır bahçesi, nargile salonu, nargile kafe, internet salonu, internet kafe, her türlü oyun salonları, her türlü kapalı çocuk oyun alanları (AVM ve lokanta içindekiler dahil), çay bahçesi, dernek lokalleri, lunapark, yüzme havuzu, hamam, sauna, kaplıca, masaj salonu, SPA ve spor merkezlerinin faaliyetleri geçici olarak durdurdu.\n\nGenelgeye uyan Silivri esnafı kepenklerini kapattı.\n\nSilivri Belediye Başkanı Volkan Yılmaz, “Silivri Belediyesi olarak bu olay gerçekleşir gerçekleşmez ilaçlama faaliyetlerimize başladık. Tüm kamu binaları, okullar, camiler, kahvehaneler, ibadethaneler hepsinin ilaçlamasını bitirdik. Halen çöp topladığımız konteynırların, etrafı açık parklar, kamusal alanların dezenfektesi devam ediyor. Bu anlamda bize gelen talepleri de karşılamaya çalışıyoruz” dedi. Silivri'de çocuk parklarından sokaklara kadar her yer boş kalırken, halkın sokağa zaruri durumlar için çıktığı ve çıkarken de maske taktığı görüldü.", "14.01.2020 15:06 | Son Güncelleme: 14.01.2020 15:06\n\nKayseri'de geçen yıl jandarma sorumluluk bölgesinde çeşitli suçlarından 150 şüpheli tutuklandığı bildirildi.\n\nValilikten yapılan açıklamaya göre, geçen yıl İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince cinayet, uyuşturucu ticareti, terör ve hırsızlık gibi 668 olayla ilgili yakalanan 984 kişiden 150'si tutuklandı.\n\nÖte yandan uyuşturucu ile mücadele kapsamında düzenlenen operasyonlarda 6 kilo 538 gram bonzai, 52 bin 242 sentetik hap, 28 bin 122 kök Hint keneviri, 37 kilo 238 gram kubar esrar, 1 kilo 844 gram toz esrar, bin 443 extacy, 1 kilo 451 gram metamfetamin, 9 bin 269 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirildi.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Hindistan ile Çin arasındaki gerilim büyümeye devam ediyor. Hindistan hükümeti, popüler sosyal medya uygulaması Tik Tok başta olmak üzere Çin menşeli 59 uygulamanın ülkede kullanımının yasaklandığını açıkladı.\n\nBÜTÜN CİHAZLARDA ENGELLENECEK\n\nHükümet, Çin menşeli uygulamaların Hindistan'ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne zarar verdiğini aktarırken, uygulamaların ülke savunmasına, devlet güvenliğine ve kamu düzenine zararlı olduklarını açıkladı.\n\nHükümet, ayrıca Çin’de geliştirilen uygulamaların mobil cihazlar dışındaki cihazlardan da engelleneceğini duyurdu.\n\nListede Tik Tok, WeChat, UC Browser, Kwai, Baidu Map, Clash of Kings, Mi Community, Club Factory, UC News, Weibo, QQ Music ve Mobile Legends gibi Çin menşeli uygulamalar yer alıyor. İHA", "pos": ["Hindistan hükümeti, başta TikTok, UC Browser ve WeChat olmak üzere Çin menşeili 59 uygulamayı ‘egemenlik ve toprak bütünlüğüne zarar verdiği’ gerekçesiyle yasakladı.\n\nYapılan açıklamada, kara listeye “Hindistan’ın egemenliği, toprak bütünlüğü, savunma yeteneği, güvenlik ve kamu düzenine zarar veren” uygulamaların dahil edildiği ifade edildi. Büyük kısmı Çin menşeili olduğu belirtilen uygulamaların mobil ve diğer cihazlarda engelleneceği kaydedildi.\n\nListede Kwai, Baidu map, Clash of Kings, Mi Community, Club Factory, UC News, Weibo, QQ Music ve Mobile Legends gibi Çin menşeili uygulamalar da yer alıyor."], "neg": ["KOVID-19 salgınının aralık ayından bu yana dünya genelinde bulaştığı kişi sayısı 1 milyon 266 bin 598 oldu, 69 bin 168 kişi hayatını kaybetti, virüse yakalanan 260 bin 967 kişi iyileşti. Salgının yeni üssü ABD'de ise durum giderek kötüleşiyor. ABD'de dünden bu yana ölü sayısı 1076 artarak 9 bin 528'e yükseldi. Bu artış bir rekor. ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'daki basın toplantısında ümit verici açıklamalarda bulunmadı. Trump, Kovid-19 salgınının ülkedeki etkisini bir süre daha yoğun şekilde hissedeceklerini belirterek, \"En zor kısmı bu hafta ve gelecek hafta olacak. Maalesef birçok ölüm yaşanacak\" dedi. Özellikle New York kenti ve çevresinde yaşanan doktor sıkıntısına dikkati çeken Trump, \"New York'a koronavirüsle mücadele kapsamında 1000 kadar askeri doktor gönderiyoruz. Onların çok faydası olacak gerçekten\" dedi. New York Valisi Andrew Cuomo da, eyalette cumadan cumartesine 630 kişinin daha hayatını kaybettiğini belirterek, \"Henüz zirveyi görmedik ama yaklaşıyoruz\" uyarısında bulundu.", "ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Çin ve İran'ın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına yaklaşımlarını sert dille eleştirdi. Newsweek'in haberine göre, Pompeo, Tony Perkins'in ev sahipliğinde katıldığı bir radyo programında, Çinli ve İranlı yetkilileri; Kovid-19 salgınının ciddiyetini saklamaya çalışarak ve sorumluluklarından kaçarak hayatları riske atmakla suçladı.\n\nPompeo, Çin ve İran'da halkların, şeffaflık ve iyi yönetim eksikliğinden zarar gördüğünü savunarak, \"Bu ülkelerdeki insanların eninde sonunda bundan liderlerini sorumlu tutacağı kanısındayım.\" değerlendirmesini yaptı.\n\nRusya, Çin ve İran tarafından bu konuda bir dezenformasyon kampanyası yürütüldüğüne işaret eden Pompeo, \"Virüsün, ABD ordusundan geldiğini, belki de İtalya'da ortaya çıktığını söylüyorlar. Tüm bunlar sorumluluktan kaçmak için.\" diye konuştu.\n\nPompeo, Çin'in süregelen \"örtbasının\", daha fazla vakanın önüne geçilmesi ya da böyle bir şeyin tekrar yaşanmaması için gereken bilgiden dünyayı mahrum bıraktığını kaydetti.\n\nÇİN, ABD'YE \"SALGINI SİYASALLAŞTIRMAMA\" ÇAĞRISINDA BULUNMUŞTU\n\nABD'nin, Çin ve İran'la halihazırda gergin ilişkileri, Kovid-19 salgını nedeniyle iyice bozulurken; ABD Başkanı Donald Trump ve Amerikalı yetkililerin, hastalığı \"Çin virüsü\" veya \"Vuhan virüsü\" olarak nitelendirmesi Çin tarafından tepkiyle karşılanmıştı.\n\nABD Kongresine de, \"Vuhan'da ortaya çıkan salgının Çin yönetimince saklandığı\" iddiasının soruşturulması talebini içeren bir tasarı sunulmuştu.\n\nÇin, ABD'ye Kovid-19'la mücadele ederken; diğer ülkeleri suçlamama ve \"salgını siyasallaştırmama\" çağrısında bulunmuştu.\n\nÇin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, salgınla ilgili ABD'yi \"diğerlerinin itibarını sarsmak ve sorumluluklarından kaçmak için günah keçisi bulmaya çalışmakla\" suçlamıştı.\n\nİran Devrim Muhafızları Ordusu Genel Komutanı Hüseyin Selami de salgınının ABD'nin biyolojik saldırısı olabileceğini söylemişti.", "Son dakika corona virüsü haberleri! Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz gündeme dair soruları GS TV'de cevaplıyor. İşte Cengiz'in açıklamalarında satır başları...\n\n\"Türkiye Futbol Federasyonu süreci sağlıklı olarak yürütememiştir\"\n\n\"Hocamızın sağlığı çok iyi, maşallah yerinde. Karşılıklı espriler yaptık, sağlığı yerinde. Sevenleri sevinsin, rakipleri biraz daha çalışsın.\"\n\n\"Bende belirtilerin hiçbiri yok. Testlerin sonuçlarını bekliyoruz, velev ki korona geldi... Bizim doktorlardan aldığımız bilgi, kitlenin %80'inin bu virüse yakalanacağını söylüyor. Kalan %20 için devlet bir ulusal savaş içinde.\"\n\nEMRE BELÖZOĞLU'DAN FATİH TERİM YORUMU!\n\n\"BU SALGINDAN KAÇIŞ YOK\"\n\n\"İlgili bakanlıkların dediklerine uymamız gerekiyor. Bütün departmanlarımızı evden çalışmaya sevk ettik. Bu bir pandemi. Bu salgından kaçış görünmüyor, önemli olan vücut direncini en üstte tutarak, yönergelere titizlikle uyarak bu salgını atlatmak.\"\n\n\"Biz uyarılarımızı yaptık ama maalesef algı peşinden koşanlar, biz maçların seyircili oynanmasını istemişiz gibi ters algı yapıyorlar. Kronolojik sıraya uymuyorlar. Devletimiz ne derse odur.\"\n\n\"12 Mart'ta, devletimiz maçların seyircili oynanacağını iddia etti. İlk koronavirüs vakasının ardından bütün insanlar marketleri boşalttılar. Devletimiz, bu paniği önlemek için araştırmaları yaptı, maçın seyircili oynanacağını ilan etti.\"\n\nFATİH TERİM'İN SON DURUMUNU KIZI AÇIKLADI!\n\n\"PANİK YAPMAYA GEREK YOK\"\n\n\"Bizim de o gün bir sponsorluk anlaşmamız vardı. Devletimiz seyircili oynatacak, ancak seyircili oynatabiliriz, panik yapmaya gerek yok, panik yaratanlara dikkat edin dedim.\"\n\n\"Spor bugün var, yarın yok. İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey yok. En değerli olan insanların varlığı. Bu tüm insanlar adına pandemi. Tabii biz önce kendi insanlarımızı düşünüyoruz. Akşam, devletimiz bir karar aldı.\"\n\n\"Akşam 19.00'da seyircisiz dendi, dediklerimizin miadı doldu. O akşam, hemen devletimizle iletişime geçtik. Ama biz, öneri olarak en az 1500 insan var akredite olan. Bizler, Beşiktaş yöneticileri de oradaydı. Herkes risk altındaydı.\"\n\nGALATASARAYLI TARAFTARLARDAN FATİH TERİM'E DUYGULANDIRAN MESAJ!\n\n\"BİZDEN BAŞKA KONUŞAN OLMADI\"\n\n\"Bunu seyircili ya da seyircisiz oynatmak yerine erteleme isteme sebebimiz nedir. Bizim kalan 8 maçımızın 5'i deplasman. Biz bunu istemedik, seyircisiz oynamak zaten bizim için avantaj. Sporcular çok huzursuzdu, Fatih hoca tek tek ikna etti. Maç oynandı.\"\n\n\"Biz bir avantaj elde edelim demedik. Erteleyelim dedik. Maalesef, TFF müthiş bir inatla, sanki ligin illa da oynanmasını istediler. Futbolcular sahaya çıkmayı istemiyorlar. Bizden başka da bunu konuşan olmadı, bir tek Bursaspor basketbol takımı bildiri yayınladı.\"\n\n\"Nihat beyi aradım, maçların ertelenmesinde hayır var dedim. 8 maçı, haftada 2 maç oynayarak 1 ayda tamamlarız. Devletimiz bize ne zaman yol verirse, 1 ayda bitiririz. 1. Lig'de 6 maç kaldı, bu daha kısa sürede biter. Bu bir sağlık sorunu, bu nedenle erteleme istedik.\"\n\nFATİH TERİM'DEN HAYAT KURTARAN HAMLE! CORONA VİRÜSÜ...\n\n\"TFF'DEN UMUDU KESTİK\"\n\n\"Stadı dezenvekte ettik, gelin dediğimizde devletimiz seyircili oynanma kararı almıştı. Olay bu. TFF, bu süreci sağlıklı olarak yönetemedi. Nihat bey bana hayır, Kulüpler Birliği ıslak imzalı kağıt getirmezse müdahil olmam dedi.\"\n\n\n\n\"Sayın Sepil'i aradım, bunu lütfen yapalım dedi. Sepil, dört kulübün bunu imzalamadığını söyledi. Kim imzalıyorsa imzalasın, onu verelim dedim. O da öyle kaldı.\"\n\n\"TFF'den umudu kestik, elimizden geleni yaptık devletimiz özelinde. Bu refleks için teşekkür ediyorum devletimize. Benim test neticem henüz gelmedi. Kimsenin burnunun kanamasını istemem. Bana hiçbir camiayla ilgili, kimse bir şey söyletemez. Hepsi bizim yakınımız.\"\n\n\n\n\"Sanki bu virüs Wuhan'da değil de Galatasaray'da yaratıldı, oradan Türkiye'ye yayıldı. Yapmayın be güzel kardeşim ya. Sen eşinle koronavirüsten yatıp, evladının da orada yattığını hayal edebilir misin?\"\n\nGALATASARAY'DAN DEV TRANSFER HAREKATI! TAM 10 İSİM", "“YENİ YÜK BULAMAYANLAR ARACINI GARAJDA BEKLETMEK ZORUNDA”\n\nTaşımacı ve nakliyeci esnafının yaşadığı sorunların çözüme kavuşturulması gerektiğini söyleyen Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, “Taşımacı esnafımız, ertelenen U-ETDS uygulaması, e-fatura, vergiler, akaryakıt fiyatları, düşük ücret, gibi birçok sorun nedeniyle ayakta kalmakta zorlanıyor. Yük taşıyan kamyoncu ve nakliyeci esnafımız dönüşte yeni bir yük bulamadığı için günlerce garajda bekleyerek büyük bir sıkıntı yaşıyor. Zaten iş olmadığını bilen yük sahipleri taşıma ücretlerini düşük tutuyor. Bu da maliyetleri bile karşılamadığı gibi taşımacı esnafımızı zarara sokuyor” diye konuştu.\n\n“İNDİRİMLİ TİCARİ AKARYAKIT DESTEĞİ VERİLMELİ”\n\nÖte yandan kayıt dışı nakliyeciliğin de artmasıyla kamyoncu ve nakliyeci esnafının haksızlığa uğradığını dile getiren Apaydın, “Yurtdışına taşımacılık yapan bazı kamyoncu ve nakliyeciler, yurt dışından daha ucuza aldıkları akaryakıt ile dönüşte yurt içinde de kayıt dışı taşımacılık yapıyorlar. Bu durum zaten zor durumda olan kamyoncu ve nakliyeci esnafımızı iyice bitme noktasına getiriyor. Bu haksızlığın bir an evvel önüne geçilirken taşımacı esnafımıza indirimli ticari akaryakıt desteği verilmeli. Taşınan yüklerin ücretinin mutlaka aynı gün teslim edilmesi zorunlu hale getirilmeli” şeklinde konuştu.\n\n“MOLA YERLERİ VE DİNLENME TESİSLERİ YETERLİ DEĞİL”\n\nTaşımacı esnafının mola yerlerinin yetersiz olduğuna da değinen Apaydın, “Uzun yol taşımacılığı yapan esnafımız için molalar hayati önem taşıyor. Günde 9 saat sürüş yapabilme hakkı olan nakliyeci esnafımızın maksimum 4.5 saat aralıkla 45 dakika mola verme zorunluluğu var. Ancak esnafımızın yolda istirahat edebilmesi için mola verebileceği güvenli dinlenme tesislerinin sayısı yetersiz. Nakliyeci esnafımız yol kenarında ve bazen güvenli olmayan noktalarda istirahat etmek zorunda kalıyor. Esnafımızın yollarda mağdur olmasını önlemek için dinlenme tesislerinin sayısı artırılmalı” dedi.(Haber Merkezi)", "22.02.2020 13:16 | Son Güncelleme: 22.02.2020 13:16\n\nANTALYA'da, Halil Özçelik (29), 8 yıl önce yaşadığı görme kaybı, konuşma bozukluğu ve istemsiz vücut hareketlerinin ardından yatağa mahkum oldu. Behçet ve SSPE teşhisi konulan Halil Özçelik'in en büyük yardımcısı Gülsüm Özçelik, oğluna umut ve güç vermekten vazgeçmedi.\n\nGülsüm ve İbrahim Özçelik çiftinin oğlu Halil, 8 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü'nde öğrenciyken, bir anda görme kaybı yaşamaya başladı. Dereceyle girdiği üniversitede saz, gitar, klarnet ve kaval çalmayı öğrenen Öztürk, görme kaybının ardından istemsiz vücut hareketleri ve konuşmada güçlük yaşamaya başladı. Bunun üzerine hastaneye götürülen Özçelik'e, Behçet hastalığı teşhisi konuldu. Birkaç hastanede daha muayene edilen Özçelik'e bu kez SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit/ kızamık mikrobunun yol açtığı beyin hastalığı) hastalığı teşhisi konuldu.\n\nYATAĞA MAHKUM OLDUGeçen sürede yatağa bağımlı hale gelen Özçelik için iddiaya göre her seferinde farklı bir teşhiste bulunuldu. SSPE konusunda uzman olan doktorlar, aileye bulguların SSPE'yi göstermediğini söyledi. Tam olarak bilinmeyen bir sebepten dolayı tepkisiz bir şekilde yatarak yaşamını sürdüren Özçelik'in en büyük destekçisi ise annesi Gülsüm Özçelik oldu. Oğlunu yalnız bırakamadığı için işinden de ayrılan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.'GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE YATIYOR'Anne Gülsüm Özçelik, gün geçtikçe gözleri önünde çocuklarının erdiğini, anne-baba olarak bir şey yapamadıklarını söyledi. Gittikleri hastanelerde 'Biz bu hastaya bakamayız' cevabı alıp yıkıldıklarını belirten Özçelik, \"Oğlum çok aktif bir çocuktu. 8 yıldır gözlerimizin önünde yatıyor. Doktorlar, 'Behçet hastalığı'na da şeklen benziyor, SSPE'ye de şeklen benziyor' dedi\" şeklinde konuştu.'ANNE' DİYEBİLİYOR\n\nOğlunun göz kapaklarını hiç kapatamaması nedeniyle, yara bandıyla kapatmaya çalıştığını anlatan Gülsüm Özçelik, iki gözünü birden kaybedince Halil'in pes ettiğini, konuşma yetisini de 2016 yılında kaybettiğini aktardı. Bu tarihten sonra hiç konuşamayan oğlunun son dönemde ara ara 'anne' diyebildiğini anlatan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.\n\nKaynak: DHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "13.02.2020 12:19 | Son Güncelleme: 13.02.2020 12:24\n\nÖğrencinin yüzüne tekme atan okul müdürüne dava\n\nISPARTA'da, Şehit Göksel Koç Ortaokulu 7'nci sınıf öğrencisi A.Ö.'nün (13) yüzüne tekme atan okul müdürü A.Y. hakkında, Isparta Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'basit yaralama' suçundan dava açıldı. Olay anının güvenlik kameralarınca anbean kaydedilen görüntüleri ortaya çıktı.\n\nOlay, geçen yıl 12 Kasım günü, Işıkkent Mahallesi'nde bulunan Şehit Göksel Koç Ortaokulu'nun bahçesinde meydana geldi. Isparta Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği yangın tatbikatı öncesi öğrenciler, bahçede yerlerini aldı. Bu sırada okul müdürü A.Y., yerde oturan 7'nci sınıf öğrencisi A.Ö.'nün yanına gelerek, tekme attı. Olayın ardından öğle arası eve giden A.Ö., durumu babası İsmail Ö.'ye anlattı. İsmail Ö. ise okula giderek, okul idarecileriyle birlikte güvenlik kamerası kayıtlarını izledi. Savcılığa giden baba, okul müdürü şikayetçi oldu. Bunun üzerine ifadesi alınan A.Y., yangın tatbikatı sırasında öğrencilerin yanıcı ve parlayıcı maddelere doğru hareket etmesi nedeniyle zarar görebileceklerini düşünerek, anlık tepki gösterdiğini söyledi. A.Y. hakkında 'basit yaralama' suçundan dava açıldı.\n\nSAĞ YANAKTA SIYRIK VE SAĞ KAŞTA ŞİŞLİK\n\nIsparta Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülecek davanın iddianamesi hazırlandı. İddianamede; öğrenci A.Ö.'nün, olay günü bahçeye indiklerini, önde olduğu için dizlerinin üzerine çöktüğünü, bu sırada okul müdürü A.Y.'nin geldiğini ve yüzünün sağ tarafına tekme attığını, öğle arası eve gittiğinde ise durumu ailesine anlattığını söylediği yer aldı. A.Ö.'nün sağlık kuruluşundan alınan raporunda ise sağ yanakta sıyrık ve sağ kaşta minimal şişlik olduğu belirtildi.\n\nOkul müdürü A.Y. ise iddianamede belirtilen ifadesinde; müdür olarak atandığı okulda laçkalık ve ciddiyetsizlik olduğunu, olay günü okul bahçesinde yangın tatbikatı yaptıklarını, öğrencilerin yanıcı ve parlayıcı maddelere doğru hareket etmesi nedeniyle zarar görebileceklerini düşünerek, anlık tepki gösterdiğini ve geri çekilmelerini söylediğini, bu sırada da ayağını yere vurduğunu, mağdur çocuğa vurmadığını kaydederek, üzerine atılı suçlamaları kabul etmediğini belirtti.\n\n'ÇOCUĞUMUN HAKKINI ARAMAK ZORUNDAYIM'\n\nŞikayetçi olan baba İsmail Ö., DHA muhabirine yaptığı açıklamada şunları kaydetti:\n\n\"Öğle yemeği için eve gittim. Oğlum karşıma çıktı ağlıyor. 'Ne oldu oğlum' diye sordum. 'Okul müdürü yüzüme tekme attı' dedi. 'Bir şey mi yaptın?' diye sordum. 'Hiçbir şey yapmadım. Okulda yangın tatbikatı vardı. Ben o sırada hiçbir şey yapmazken, yüzüme tekme attı' dedi. Hiçbir suçu olmadığını söyledi. Bunun üzerine okula giderek müdür yardımcısı ile görüştüm. Kamera görüntülerini izlediğimizde çocuğun hiçbir suçu olmadığı halde okul müdürü yangın tatbikatı sırasında gelip durduk yere tekme atıyor. Daha sonra şikayette bulundum. Adli süreç başladı. CİMER'e de yazdım. Milli Eğitim Müdürlüğü araştırmaya başladı. Müfettiş atadılar. Bu müdür bey darbettiği anda 3 öğretmen var. Hepsi arkasını dönüp gidiyor. Çocuğumun hakkını aramak zorundayım.\"\n\n'ÇOCUĞA HERHANGİ BİR MÜDAHALEDE BULUNMADIM'\n\nDHA muhabirinin ulaştığı okul müdürü A.Y. ise \"Değerlerimin üzerine yemin ediyorum. Her ne kadar kamera kayıtlarında cepheden görünse de inançlarımın üzerine yemin ediyorum ki herhangi bir hareket yapmadım. O gün bahçede gerçekten 600 civarında öğrenci vardı. Öğrenciler arasında itiş, kakış, neticede yani öğrencileri düzene getirmek açısından, ayağımı yere vurdum. Yemin ediyorum. Allah büyük. Öğrenciler sürekli arkadan öne itiliyor. O anlar refleksti. Şimdiki aklım olsa başka şekilde bin türlü çözüm üretirim. 'Yeter artık yerinizde kalın' dedim. Ben çocuğu şu anda görsem tanımam. O anda o programı daha güzel bir hale getirebilmek için uğraştım. 'Yerinizde kalın' diyerek kızıyormuş gibi yaptım. Ama çocuğa herhangi bir müdahalede bulunmadım\" dedi.\n\nKaynak: DHA\n\nHaber Videosu", "pos": ["13.02.2020 17:02 | Son Güncelleme: 13.02.2020 17:02\n\nIsparta'da ortaokul öğrencisine tekme attığı iddia edilen okulun müdürü A.Y., \"Görüntünün cephesinden öyle görünüyor, çocuğa tekme atmadım, yaşananlar çok gücüme gitti\" dedi.\n\n\n\nIsparta'da, Şehit Göksel Koç Ortaokulu 7'nci sınıf öğrencisi 13 yaşındaki A.Ö.'nün yüzüne tekme attığı iddia edilen okul müdürü A.Y. hakkında, Isparta Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'basit yaralama' suçundan dava açıldı. Olay anı ise okulun güvenlik kamerasına yansımıştı.\n\n\n\nSuçlamaları kabul etmeyen A.Y. (52) 30 yıllık idareci olduğunu belirterek, \"İlk kez başıma böyle bir iş geldi. Bir anlık refleksle çekimden öyle gözüktü. Allah var, yemin ediyorum ki cepheden öyle gözüküyor. Ben bu çocuğa tekme atmadım. Gerçekten de rahmetli babamın üzerine yemin ediyorum ki amacım kurtulmak değil. 52 yaşındayım yarın emekli olur giderim gerekirse ama ben bu çocuğa tekme atmadım. Çok gücüme gitti. Allah büyüktür\" dedi.\n\n\n\nKınama cezası uyarıya çevrilen müdür A.Y., üzerine atılan suçlamalar karşısında büyük üzüntü duyduğunu sözlerine ekledi. - ISPARTA\n\nKaynak: İHA"], "neg": ["02.01.2020 14:36 | Son Güncelleme: 02.01.2020 14:41\n\nTepebaşı Belediyesi vatandaşların daha temiz ve güvenilir bir çevrede yaşamlarını sürdürmeleri için gerekli önlemleri alırken bu doğrultuda gerçekleştirdiği çalışmalara devam ediyor.\n\n\n\nÇevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü tarafından sürdürülen geri kazanım uygulamaları ile bilinçli tüketim alışkanlığı kazandırılırken, atık oluşumu da engelleniyor. Bu kapsamda toplanan ambalaj atıkları, bitkisel atık yağlar, atık piller ve tekstil atıklarının miktarları, Tepebaşı halkının geri kazanım uygulamaları ve bilinçli tüketim alışkanlığı konusunda ne kadar duyarlı ve bilinçli olduğunun da göstergesi durumunda.\n\n\n\n9 bin ton ambalaj atığı, 173 ton bitkisel atık yağ\n\n\n\n2019 yılı verilere göre, Tepebaşı Belediyesi tarafından geri kazanımı sağlanan ambalaj atık miktarı 9 bin tona ulaştı. Muhtarlıklarda, Belde Evleri'nde, okullarda, camilerde ve çeşitli kurum, kuruluşlarda bulunan bitkisel atık yağ toplama noktalarında 2019 yılı boyunca 173 ton bitkisel atık yağ toplandı. Toplanan bitkisel atık yağlar lisanslı geri kazanım firmasına gönderilerek biodizel üretimine katkı sağlandı. Böylece doğaya atılmayan her damla bitkisel atık yağ için topraklarımız ve su kaynaklarımız kirletilmemiş oldu. Öte yandan atık elektrikli ve elektronik eşyalar da 2019 yılı itibari ile 100'e yakın noktada toplandı. Toplanan 9 ton atık elektrikli ve elektronik eşya da geri kazanıma katkı sağladı.\n\n\n\n5 ton atık pil, 300 ton tekstil atığı\n\n\n\nTepebaşı bölgesinde 2019 yılında toplanan 5 ton atık pil ise tarım amaçlı kullanılabilecek binlerce hektar toprağı ağır metal kirliliğinden korudu. 2017 yılında başlayan tekstil atıklarının toplanması çalışmaları da vatandaşlardan büyük destek gördü. 2019 yılı içerisinde 300 ton tekstil atığı toplandı. Tekstil atıklarının geri dönüşümü ile doğa korunurken ekonomiye de katkı sağlandı. Ayrıca tekstil atıklarından elde edilen kullanılmamış kıyafetler de Tepebaşı Belediyesi tarafından ihtiyaç sahiplerine yardım olarak ulaştırılıyor.\n\n\n\nToplam 83 bin ton ambalaj atığı\n\n\n\nTepebaşı Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü yetkilileri, 2009 yılından bu yana toplanan ambalaj atığı miktarının 83 bin tona ulaştığını bildirdi. Toplanan 83 bin ton ambalaj atığı ile 275 milyon kwh elektrik, 91 milyon litre petrol ve 28 bin ton da hammadde tasarrufu sağlandı. Ayrıca 900 bin adet yetişkin ağaç da kurtarılırken, 1 milyon 900 bin ton da karbondioksit oluşumu engellenmiş oldu. - ESKİŞEHİR\n\nKaynak: İHA", "Son dakika corona virüsü haberleri! Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz gündeme dair soruları GS TV'de cevaplıyor. İşte Cengiz'in açıklamalarında satır başları...\n\n\"Türkiye Futbol Federasyonu süreci sağlıklı olarak yürütememiştir\"\n\n\"Hocamızın sağlığı çok iyi, maşallah yerinde. Karşılıklı espriler yaptık, sağlığı yerinde. Sevenleri sevinsin, rakipleri biraz daha çalışsın.\"\n\n\"Bende belirtilerin hiçbiri yok. Testlerin sonuçlarını bekliyoruz, velev ki korona geldi... Bizim doktorlardan aldığımız bilgi, kitlenin %80'inin bu virüse yakalanacağını söylüyor. Kalan %20 için devlet bir ulusal savaş içinde.\"\n\nEMRE BELÖZOĞLU'DAN FATİH TERİM YORUMU!\n\n\"BU SALGINDAN KAÇIŞ YOK\"\n\n\"İlgili bakanlıkların dediklerine uymamız gerekiyor. Bütün departmanlarımızı evden çalışmaya sevk ettik. Bu bir pandemi. Bu salgından kaçış görünmüyor, önemli olan vücut direncini en üstte tutarak, yönergelere titizlikle uyarak bu salgını atlatmak.\"\n\n\"Biz uyarılarımızı yaptık ama maalesef algı peşinden koşanlar, biz maçların seyircili oynanmasını istemişiz gibi ters algı yapıyorlar. Kronolojik sıraya uymuyorlar. Devletimiz ne derse odur.\"\n\n\"12 Mart'ta, devletimiz maçların seyircili oynanacağını iddia etti. İlk koronavirüs vakasının ardından bütün insanlar marketleri boşalttılar. Devletimiz, bu paniği önlemek için araştırmaları yaptı, maçın seyircili oynanacağını ilan etti.\"\n\nFATİH TERİM'İN SON DURUMUNU KIZI AÇIKLADI!\n\n\"PANİK YAPMAYA GEREK YOK\"\n\n\"Bizim de o gün bir sponsorluk anlaşmamız vardı. Devletimiz seyircili oynatacak, ancak seyircili oynatabiliriz, panik yapmaya gerek yok, panik yaratanlara dikkat edin dedim.\"\n\n\"Spor bugün var, yarın yok. İnsan hayatından daha değerli hiçbir şey yok. En değerli olan insanların varlığı. Bu tüm insanlar adına pandemi. Tabii biz önce kendi insanlarımızı düşünüyoruz. Akşam, devletimiz bir karar aldı.\"\n\n\"Akşam 19.00'da seyircisiz dendi, dediklerimizin miadı doldu. O akşam, hemen devletimizle iletişime geçtik. Ama biz, öneri olarak en az 1500 insan var akredite olan. Bizler, Beşiktaş yöneticileri de oradaydı. Herkes risk altındaydı.\"\n\nGALATASARAYLI TARAFTARLARDAN FATİH TERİM'E DUYGULANDIRAN MESAJ!\n\n\"BİZDEN BAŞKA KONUŞAN OLMADI\"\n\n\"Bunu seyircili ya da seyircisiz oynatmak yerine erteleme isteme sebebimiz nedir. Bizim kalan 8 maçımızın 5'i deplasman. Biz bunu istemedik, seyircisiz oynamak zaten bizim için avantaj. Sporcular çok huzursuzdu, Fatih hoca tek tek ikna etti. Maç oynandı.\"\n\n\"Biz bir avantaj elde edelim demedik. Erteleyelim dedik. Maalesef, TFF müthiş bir inatla, sanki ligin illa da oynanmasını istediler. Futbolcular sahaya çıkmayı istemiyorlar. Bizden başka da bunu konuşan olmadı, bir tek Bursaspor basketbol takımı bildiri yayınladı.\"\n\n\"Nihat beyi aradım, maçların ertelenmesinde hayır var dedim. 8 maçı, haftada 2 maç oynayarak 1 ayda tamamlarız. Devletimiz bize ne zaman yol verirse, 1 ayda bitiririz. 1. Lig'de 6 maç kaldı, bu daha kısa sürede biter. Bu bir sağlık sorunu, bu nedenle erteleme istedik.\"\n\nFATİH TERİM'DEN HAYAT KURTARAN HAMLE! CORONA VİRÜSÜ...\n\n\"TFF'DEN UMUDU KESTİK\"\n\n\"Stadı dezenvekte ettik, gelin dediğimizde devletimiz seyircili oynanma kararı almıştı. Olay bu. TFF, bu süreci sağlıklı olarak yönetemedi. Nihat bey bana hayır, Kulüpler Birliği ıslak imzalı kağıt getirmezse müdahil olmam dedi.\"\n\n\n\n\"Sayın Sepil'i aradım, bunu lütfen yapalım dedi. Sepil, dört kulübün bunu imzalamadığını söyledi. Kim imzalıyorsa imzalasın, onu verelim dedim. O da öyle kaldı.\"\n\n\"TFF'den umudu kestik, elimizden geleni yaptık devletimiz özelinde. Bu refleks için teşekkür ediyorum devletimize. Benim test neticem henüz gelmedi. Kimsenin burnunun kanamasını istemem. Bana hiçbir camiayla ilgili, kimse bir şey söyletemez. Hepsi bizim yakınımız.\"\n\n\n\n\"Sanki bu virüs Wuhan'da değil de Galatasaray'da yaratıldı, oradan Türkiye'ye yayıldı. Yapmayın be güzel kardeşim ya. Sen eşinle koronavirüsten yatıp, evladının da orada yattığını hayal edebilir misin?\"\n\nGALATASARAY'DAN DEV TRANSFER HAREKATI! TAM 10 İSİM", "Kocasinan Belediyesi, 6 ayda 34 bin 629 ağaç kurtardı Geri dönüşüm projeleriyle Türkiye ekonomisine katkı sağlayan Kocasinan Belediyesi, 2020 yılının ilk 6 ayında 2 bin 37 ton kağıt atığını geri dönüştürerek, 34 bin 629 ağacın kesilmesini önledi.\n\nGeri dönüşüm projeleriyle Türkiye ekonomisine katkı sağlayan Kocasinan Belediyesi, 2020 yılının ilk 6 ayında 2 bin 37 ton kağıt atığını geri dönüştürerek, 34 bin 629 ağacın kesilmesini önledi. Geri dönüşümle hem çevreye hem de ekonomiye büyük katkı sağladıklarını belirten Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, geri dönüşüm çalışmalarıyla yenilikçi ve örnek belediye olmayı sürdürdüklerini söyledi.\n\nGeri dönüşüme büyük destek verdiklerini vurgulayan Başkan Çolakbayrakdar, sözlerini şu şekilde sürdürdü:\n\n\"Bünyemizde barındırdığımız teknolojinin son sistemleriyle donatılmış Anadolu'nun modern geri dönüşüm tesisi KAYÇEV ile ilk 6 ayda 2 bin 37 ton kağıt atık geri dönüştürülerek, 34 bin 629 ağacın kesilmesi önlendi. 626.972 kg plastik atık geri dönüştürülerek, 416.916 kw/h elektrik tasarrufu sağlandı. 156.743 kg cam atık geri dönüşüme kazandırılarak, 15.600 litre petrol tasarrufu gerçekleştirildi. Ayrıca 313 ton metal atık geri dönüştürülerek 4.383.000 kw/h enerji edildi. Böylelikle ülke ekonomisine ve doğaya daha fazla katkı sağlamış olduk.\"\n\n'Sıfır Atık Projesi' kapsamında örnek olan çalışmalar yaptıklarının altını çizen Başkan Çolakbayrakdar, \"Yenilikçi belediye olarak en son hizmete sunduğumuz ve kaynağından ayrıştırılmış ambalaj atıkları ile evsel atıkları aynı anda toplama özelliğine sahip Türkiye'de ilk olan ikili toplama sistemli aracı ile geri dönüşüme büyük katkı sağlıyoruz. Türkiye'de ilk defa; Kayseri ve Kocasinan'ın yollarında hemşehrilerimize hizmet veren araç, kaynağından ayrılmış olan geri dönüşüm atıklarının ayrı ayrı toplanabilmesine olanak sağlamaktadır. Özellikle belirtmek istiyorum ki; Kocasinan Belediyesi olarak Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın değerli eşleri Sayın Emine Erdoğan hanımefendinin himayelerinde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen 'Sıfır Atık Projesi'ne tam destek veriyoruz\" ifadelerini kullandı.\n\nBaşkan Çolakbayrakdar, geri dönüşümün herkesin katkıda bulunacağı bir sosyal sorumluluk projesi olduğunu hatırlatarak sözlerini noktaladı.\n\nTeknolojiyle donatılmış günlük 40 ton atık işleme kapasitesine sahip KAYÇEV' de kaynağında ayrışmış olarak toplanan ambalaj atıklar, tasnif edilerek yeniden ekonomiye kazandırılıyor. Günlük hayatta sık kullanılan ve atık hale gelen pet şişeler, renkli ve şeffaf naylonlar, alüminyum, bakır, krom gibi metaller, cam şişeler ve her türlü kağıt ve karton kutular gibi ürünler tesis de işlem görüyor ve bunlar geri dönüşüme kazandırılıyor. İlçe sınırlarında geri dönüştürülebilir ambalaj atıklarını, evlerde mavi poşet dağıtım uygulamasıyla toplayan Kocasinan Belediyesi, iş yerleri ve kamu kurumlarında; iç mekan kutularıyla marketlerde ise kafes sistemi ve büyük kutularla atıkları topluyor. - KAYSERİ\n\nKaynak: İHA", "Muğla'da toplu taşımada maskeli dönem başladı Ülke genelinde koronavirüs tedbirleri kapsamında toplu taşıma araçlarında maske takma zorunluluğu getirilmesinin ardından uygulama Muğla'da da başladı.\n\nÜlke genelinde koronavirüs tedbirleri kapsamında toplu taşıma araçlarında maske takma zorunluluğu getirilmesinin ardından uygulama Muğla'da da başladı. Toplu taşıma kullananların sayısında büyük düşüş yaşandığı Menteşe'de vatandaşların çoğunluğunun maske taktığı görüldü.\n\nKoronaya karşı alınan önlemler çerçevesinde dün gece yarısı yeni tedbirler alındı. Bu kapsamda aralarında Muğla'nın da bulunduğu 30 Büyükşehir ve Zonguldak'a giriş çıkış yasaklandı, 20 yaş altı vatandaşlar için sokağa çıkma yasağı getirildi. Bunun yanı sıra toplu çalışılan yerlerde ve toplu taşıma araçlarını kullanan yolculara yönelik maske takma zorunluluğu getirildi. Öğrencilerin memleketlerine dönmeleriyle birlikte toplu taşıma kullananların sayısında büyük düşüş yaşandığı Muğla'nın Menteşe ilçesinde az sayıda yolcunun maske taktığı görüldü.\n\nAraçlardaki yolculara sık sık maske takmaları ve temizliğe önem vermeleri konusunda uyarılarda bulunuldu. - MUĞLA\n\nKaynak: İHA", "Geçtiğimiz günlerde gerçekleşen kongrede CHP Darıca İlçe Başkanlığına seçilen Gökhan Aktaş ve yönetimi, Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık’ı ziyaret etti. CHP Darıca belediye meclis üyelerinin de yer aldığı ziyarette İlçe Başkanı Gökhan Aktaş, kendilerini ağırlayan Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık’a misafirperverliği için teşekkür etti.\n\nBAŞKAN BIYIK BAŞARILAR DİLEDİ\n\nZiyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık da nazik ziyareti için CHP Darıca İlçe Başkanı Gökhan Aktaş’a teşekkür ederek “Yeni göreviniz hayırlı olsun, başarılar diliyorum. İlçemize hizmet için uyumlu çalışma yapacağımıza inanıyorum. Amacımız Darıca’ya en güzel hizmeti, hak ettiği hizmeti yapmaktır. Bunun için el birliği ile ortak paydamız olan kentimiz için birlik beraberlik içinde çalışacağız” diye konuştu. Oldukça sıcak ve samimi bir ortamda geçen ziyaret hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "AA\n\nPandemi sürecinde mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim kapasitesini harekete geçiren MEB, bu kapsamda temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerinden maskeye, tek kullanımlık önlük ve tulumdan yüz koruyucu sipere kadar çok çeşitli ürünlerin seri üretimine geçti.\n\nSolunum cihazına odaklanan ve İstanbul ve Hatay'da Ar-Ge çalışmaları yürüten MEB, bu konudaki ilk açıklamayı dün paylaştı. İlk solunum cihazı Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Ar-Ge atölyelerinde üretildi.\n\nBu kapsamdaki çalışmaların bir diğer aşaması da İstanbul'da yürütülen çalışmalarla tamamlandı. İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Ar-Ge atölyesinde ikinci solunum cihazı üretildi.\n\nBu lisede de hastanelerde (serviste) ve ev ortamında kullanılmak üzere \"Expirium Filtreli Otomatik Ambu Ventilatör\" üretimi geliştirildi. Bu solunum cihazının ilave bir özelliği daha bulunuyor. Geliştirilen solunum cihazı, kontrolünün bir kontrol paneli ile uzaktan pc veya cep telefonu uygulamasıyla yapılabilmesi özelliği sayesinde ambulans ya da sahra hastanelerinde de kullanılabilecek.\n\n\"AR-GE MERKEZLERİMİZ PROJELERİ BAŞARIYLA TAMAMLADI\"\n\nMilli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu süreçte meslek liselerinin üretim kapasitesini harekete geçirdiklerini, temizlik ve dezenfeksiyon malzemelerinden cerrahi maske üretimine, tek kullanımlık önlük ve tulum üretiminden yüz koruyucu sipere kadar altyapıyı güçlendirdikleri tüm alanlarda yoğun üretim yapıldığını anlattı.\n\nHatay ve İstanbul'da solunum cihazının üretilmesi ile ilgili Ar-Ge çalışmalarının başarılı bir şekilde devam ettiğine işaret eden Özer, ilk sevindirici haberi dün Hatay'dan paylaştıklarını hatırlattı.\n\nİstanbul'daki çalışmaların da tamamlandığını bildiren Özer, şunları kaydetti: \"İstanbul İl Milli Eğitim Müdürümüzün koordinasyonunda çalışmalar başarıyla sonuçlandı ve ikinci solunum cihazı üretildi. Bu solunum cihazının uzaktan kontrolü de yapılabiliyor. Böylece her iki ilimizdeki Ar-Ge merkezlerimiz, verdiğimiz projeleri başarıyla tamamladılar. Bu süreçte ihtiyaç duyulan makineleri mesleki eğitim olarak üretebilmek ve hizmete sunabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz.\"\n\n\"MESLEKİ EĞİTİM TALEPLERE HIZLI CEVAP VEREBİLİR DURUMA GELDİ\"\n\nÜlkede mesleki eğitimin, toplumsal taleplere hızlı cevap üretebilir duruma geldiğinin altını çizen Özer, Türkiye'nin bu sıkıntılı günlerinde tüm illerde fedakarca gayret gösteren bütün mesleki eğitim öğretmenleri ve öğrencilerine, emeklerinden dolayı şükranlarını sundu.\n\n\"Bu süreçte İstanbul'daki arkadaşların, yöneticilerin ve öğretmenlerin fedakarca çalışmaları her türlü takdirin ötesinde.\" değerlendirmesini yapan Özer, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı'ya, Mesleki ve Teknik Eğitimden sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür'e, Destek Hizmetleri Şubesinden sorumlu Müdür Yardımcısı Zekine Dayıoğlu'na, İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü İsmail Yılmaz başta olmak üzere tüm okul yöneticilerine, tüm paydaşlara ve Gazi Saban, Tanju Karagöl, İhsan Mutlu ve Ersin Yükselir öğretmenlere, süreci başarıyla koordine eden Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Kemal Varın Numanoğlu ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.\n\n\"SIRADA N95 MASKE MAKİNESİ VAR\"\n\nMesleki ve teknik eğitimde üretim potansiyeli ve kapasitesinin önemine dikkati çeken Özer, şunları kaydetti: \"Bu kapsamda oluşturduğumuz Ar-Ge merkezlerimize önemli altyapı desteği verdik ve iki ürüne odaklandık. N95 standardında maske üreten makine ve solunum cihazı. Bu iki üründen biri olan solunum cihazını iki farklı Ar-Ge merkezimizde ürettik. Daha önce İstanbul'da otomatik 3 katlı telli ultrasonik cerrahi maske makinesini de üretmiştik. Şimdi üretmeyi planladığımız ana ürünlerden bir tanesi kaldı, N95 standardında maske üreten makine. Bu konuda da çalışmalarımız başarılı bir şekilde ilerliyor. İnşallah bu ay içerisinde bu konuda da müjdeli haberi paylaşacağız.\"", "pos": ["AA 17 Nisan 2020 Cuma 09:00 - Güncelleme: 17 Nisan 2020 Cuma 09:18\n\nMilli Eğitim Bakanlığınca (MEB), koronavirüs önlemleri kapsamında yürütülen Ar-Ge çalışmaları sonucu İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde ambulans ve sahra hastaneleri için uzaktan kontrollü solunum cihazı üretildi.\n\nPandemi sürecinde mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim kapasitesini harekete geçiren MEB, bu kapsamda temizlik ve dezenfeksiyon ürünlerinden maskeye, tek kullanımlık önlük ve tulumdan yüz koruyucu sipere kadar çok çeşitli ürünlerin seri üretimine geçti.\n\nSolunum cihazına odaklanan ve İstanbul ve Hatay'da Ar-Ge çalışmaları yürüten MEB, bu konudaki ilk açıklamayı dün paylaştı. İlk solunum cihazı Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri Ar-Ge atölyelerinde üretildi.\n\nBu kapsamdaki çalışmaların bir diğer aşaması da İstanbul'da yürütülen çalışmalarla tamamlandı. İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Ar-Ge atölyesinde ikinci solunum cihazı üretildi.\n\nBu lisede de hastanelerde (serviste) ve ev ortamında kullanılmak üzere \"Expirium Filtreli Otomatik Ambu Ventilatör\" üretimi geliştirildi. Bu solunum cihazının ilave bir özelliği daha bulunuyor. Geliştirilen solunum cihazı, kontrolünün bir kontrol paneli ile uzaktan pc veya cep telefonu uygulamasıyla yapılabilmesi özelliği sayesinde ambulans ya da sahra hastanelerinde de kullanılabilecek.\n\n- \"AR-GE MERKEZLERİMİZ PROJELERİ BAŞARIYLA TAMAMLADI\"\n\n\n\nMilli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, bu süreçte meslek liselerinin üretim kapasitesini harekete geçirdiklerini, temizlik ve dezenfeksiyon malzemelerinden cerrahi maske üretimine, tek kullanımlık önlük ve tulum üretiminden yüz koruyucu sipere kadar altyapıyı güçlendirdikleri tüm alanlarda yoğun üretim yapıldığını anlattı.\n\nHatay ve İstanbul'da solunum cihazının üretilmesi ile ilgili Ar-Ge çalışmalarının başarılı bir şekilde devam ettiğine işaret eden Özer, ilk sevindirici haberi dün Hatay'dan paylaştıklarını hatırlattı.\n\nİstanbul'daki çalışmaların da tamamlandığını bildiren Özer, şunları kaydetti:\n\n\"İstanbul İl Milli Eğitim Müdürümüzün koordinasyonunda çalışmalar başarıyla sonuçlandı ve ikinci solunum cihazı üretildi. Bu solunum cihazının uzaktan kontrolü de yapılabiliyor. Böylece her iki ilimizdeki Ar-Ge merkezlerimiz, verdiğimiz projeleri başarıyla tamamladılar. Bu süreçte ihtiyaç duyulan makineleri mesleki eğitim olarak üretebilmek ve hizmete sunabilmekten büyük mutluluk duyuyoruz.\"\n\n- \"MESLEKİ EĞİTİM TALEPLERE HIZLI CEVAP VEREBİLİR DURUMA GELDİ\"\n\n\n\nÜlkede mesleki eğitimin, toplumsal taleplere hızlı cevap üretebilir duruma geldiğinin altını çizen Özer, Türkiye'nin bu sıkıntılı günlerinde tüm illerde fedakarca gayret gösteren bütün mesleki eğitim öğretmenleri ve öğrencilerine, emeklerinden dolayı şükranlarını sundu.\n\n\"Bu süreçte İstanbul'daki arkadaşların, yöneticilerin ve öğretmenlerin fedakarca çalışmaları her türlü takdirin ötesinde.\" değerlendirmesini yapan Özer, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı'ya, Mesleki ve Teknik Eğitimden sorumlu Müdür Yardımcısı Serkan Gür'e, Destek Hizmetleri Şubesinden sorumlu Müdür Yardımcısı Zekine Dayıoğlu'na, İstanbul Kartal Şehit Öğretmen Hüseyin Ağırman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü İsmail Yılmaz başta olmak üzere tüm okul yöneticilerine, tüm paydaşlara ve Gazi Saban, Tanju Karagöl, İhsan Mutlu ve Ersin Yükselir öğretmenlere, süreci başarıyla koordine eden Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürü Kemal Varın Numanoğlu ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.\n\n- \"SIRADA N95 MASKE MAKİNESİ VAR\"\n\n\n\nMesleki ve teknik eğitimde üretim potansiyeli ve kapasitesinin önemine dikkati çeken Özer, şunları kaydetti:\n\n\"Bu kapsamda oluşturduğumuz Ar-Ge merkezlerimize önemli altyapı desteği verdik ve iki ürüne odaklandık. N95 standardında maske üreten makine ve solunum cihazı. Bu iki üründen biri olan solunum cihazını iki farklı Ar-Ge merkezimizde ürettik. Daha önce İstanbul'da otomatik 3 katlı telli ultrasonik cerrahi maske makinesini de üretmiştik. Şimdi üretmeyi planladığımız ana ürünlerden bir tanesi kaldı, N95 standardında maske üreten makine. Bu konuda da çalışmalarımız başarılı bir şekilde ilerliyor. İnşallah bu ay içerisinde bu konuda da müjdeli haberi paylaşacağız.\""], "neg": ["Adana'da cuma namazı kılınacak cami ve alanlar Adana'da 919 cami bahçesi, 14 stadyum, 11 saha, 17 yeşil alan, 10 park, 25 pazar yerinin yanı sıra Merkez Park ve TÜYAP Fuar Alanı'nda cuma namazı kılınacak.\n\nAdana'da 919 cami bahçesi, 14 stadyum, 11 saha, 17 yeşil alan, 10 park, 25 pazar yerinin yanı sıra Merkez Park ve TÜYAP Fuar Alanı'nda cuma namazı kılınacak.\n\nPandemi sürecinde alınan tedbirlerle ilgili gerçekleştirilmeye başlanan normalleşme planı kapsamında 29 Mayıs'tan itibaren ülke genelinde bulunan camilerde ve uygun alanlarda öğle, ikindi ve cuma namazları yeniden cemaatle kılınmaya başlanacak. Bu doğrultuda Adana'da yapılan çalışmaları değerlendiren Vali Mahmut Demirtaş, il genelinde 15 ilçede planlama yapıldığını ve belirlenen tedbirlere uygun şekilde ibadet edilebilecek camilerin ve alanların belirlendiğini söyledi. Vali Demirtaş, \"İlimiz genelinde belirlediğimiz alanlar; 919 cami bahçesi, 14 stadyum, 11 saha, 17 yeşil alan, 10 park, 25 pazar yerinin yanı sıra Merkez Park ve TÜYAP Fuar Alanı'ndan oluşuyor. Ayrıca ilimizin tüm köylerinde de öğle, ikindi ve cuma namazları cemaatle kılınacak\" dedi.\n\nCamilerde ibadet ederken tüm vatandaşların; kendilerinin, sevdiklerinin ve etrafındaki insanların sağlığını tehlikeye atmamaları gerektiğini ifade eden Vali Demirtaş \"Bu konuda tüm vatandaşlarımızdan gereken hassasiyeti göstermelerini ve ibadet ederken Bilim Kurulu, ilgili Bakanlıklar ile Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenen kurallara riayet etmelerini önemle rica ediyoruz\" diye konuştu.\n\nVali Demirtaş, camilerde cemaatle ibadet ederken alınacak tedbirlerle uyulması gereken bazı kurallar hakkında şu bilgileri verdi:\n\n\"Camilerimiz ve mescitlerimizde cemaatle birlikte yalnızca öğle, ikindi ve cuma namazları kılınacak, diğer vakitlerde münferiden namaz kılmak isteyen vatandaşlarımız için camilerimiz açık tutulacak. Sokağa çıkma yasağı kapsamında yer alan vatandaşlarımız ile hastalık belirtileri taşıyan vatandaşlarımız evlerinde kalmaları konusunda kolluk görevlilerimiz ve müftülüklerimiz tarafından uyarılacak ve bilgilendirilecek. Cemaatle ibadete başlanan cami ve mescitlerimiz her gün düzenli olarak temizlenecek ve buralardaki klima ve havalandırma sistemleri çalıştırılmayacak, kapı ve camlar açık tutulmak suretiyle camilerimiz sürekli havalandırılacak. Camilerimizdeki ortak kullanım alanlarının asgari düzeyde tutulması amacıyla abdesthane, şadırvan ve tuvaletler kapalı tutulacak, vatandaşlarımız abdest gibi ihtiyaçlarını evlerinde veya iş yerlerinde gidererek camiye gelecek. Cami ve mescitlere gelecek vatandaşlarımızın yanlarında şahsi seccadelerini getirmeleri sağlanacak veya imkanlar nispetinde müftülükler tarafından tek kullanımlık seccade temin edilerek cemaatin kullanıma sunulacak.\"\n\nVali Demirtaş, camilerde bireysel olarak veya cemaatle namaz kılacak herkesin maske kullanmasının zorunlu olduğunu belirterek cami ve mescit girişleri ile cami/ibadet alanı olarak belirlenen yerlere girecek tüm vatandaşların ellerini mutlaka dezenfekte etmeleri gerektiğini ve cemaatin sosyal mesafe kuralına uyarak fiziksel temastan mutlak surette kaçınması gerektiğini kaydetti.\n\nBu konuda cemaate gerekli bilgilendirme ile uyarıların müftülükler tarafından yapılacağını belirten Vali Demirtaş, \"Biz de Adana Valiliği olarak belirlenen kurallara uyulmasını sağlamak amacıyla tüm çalışmaları ve denetimleri koordineli bir şekilde yürüteceğiz. Bu konuda Adanalı hemşehrilerimize kurallara titizlikle uyarak bizlere destek olacakları için teşekkür ediyorum.\" dedi. - ADANA\n\nKaynak: İHA", "Market ve manavlara paketli satış denetimi Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, market ve manav reyonlarında paketli satış konusunda denetim gerçekleştirdi.\n\nTekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, market ve manav reyonlarında paketli satış konusunda denetim gerçekleştirdi.\n\nİlçe sınırları içerisinde yer alan market ve manavları tek tek gezen Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, Ticaret Bakanlığı genelgesi ile Korona Virüsü tedbirler kapsamında seçmece satışların yasaklanmasının ardından yaş meyve ve sebzelerin poşetlenmiş şekilde satışı hususunda incelemelerde bulundu.\n\nYapılan denetimlerde yasaya uygun şekilde satış gerçekleştiren işletmelere teşekkür edilirken paketli satış gerçekleştirmeyen işletmelere yaş meyve ve sebzelerin reyon görevlileri tarafından paketlenerek sunulması konusunda tebligat yapıldı. - TEKİRDAĞ\n\nKaynak: İHA", "Türkiye Gazetesi\n\nTürkiye Gazetesi\n\nNemeki, başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, ülkedeki yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınıyla ilgili bilgi verdi.\n\nSağlık çalışanlarının ülke genelinde yaklaşık 40 bin sağlık merkezinde 32 milyon 792 bin kişiyi sağlık taramasından geçirdiğini ve 36 milyon kişiyle temas kurduğunu aktaran Nemeki, bunlar arasından 145 bin kişinin hastanelerde ve evlerde karantina altına alındığını ifade etti.\n\nİlk günlere göre şimdi daha iyi bir durumda olduklarını ancak bunun seyahat yapılabileceği anlamına gelmediğini vurgulayan Nemeki, İran halkının yüzde 60’ının tavsiyelere uyarak evden çıkmadığını belirtti.\n\nNemeki, şu an itibarıyla duruma hakim olduklarını ve birçok eyaletteki hastanelerde boş yatakların da bulunduğunu sözlerine ekledi.", "HABERTURK.COM\n\nAK Parti'de eski Genelkurmay Başkanı Emekli Org. İlker Başbuğ'un açıklamaları sonrası toplantı yapıldı. Toplantı sonrası açıklama yapan Mustafa Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır\" dedi.\n\nAK Parti avukatları, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkındaki suç duyurusu dilekçesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdi.\n\nDilekçede Başbuğ'a askerlere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin sözleri nedeniyle \"hakaret\" suçlamaları yöneltildi. Dursun Çiçek'e ise iftira suçlaması yöneltildi.\n\nSuç duyurusu dilekçesinde, söz konusu teklifin imzacıları arasında Mustafa Elitaş ve Bekir Bozdağ dahil, 6 isim müşteki olarak yer aldı.\n\nAK Parti Genel Merkezi önünde açıklama yapan Elitaş, dilekçenin bugün verileceğini açıkladı. Elitaş, \"Bir taraftan eski Genelkurmay Başkanı'nın bizi FETÖ'nün siyasi ayağı diye nitelemesi ve diğer taraftan Dursun Çiçek'in sözleri hakkında dilekçemizi hazırladık. Avukatlarımız bugün cumhuriyet savcılığına başvuracaktır. İftira ve hakaret suçundan olacak diye biliyorum. Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ, Ahmet Aydın olmak üzere 6 kişi olarak suç duyurusu olacak\" ifadelerini kullandı.\n\nElitaş sözlerini şöyle sürdürdü:\n\n\"Parlamentoya vesayet koyma heveslilerinin gayretidir. CHP destekledim, desteklemedim diyor ama bir konu komisyonda konuşulur ve en sonunda TBMM'de konuşulur. TBMM'de evet oyu verildikten sonra o önerge TBMM'nin olmuştur. Şu anda parlamenter olan arkadaşlarımızın bu işi çok iyi düşünmesi gerekir. Türkiye parlamentoların kapatıldığı, feshedildiği, bombalandığı nadir ülkelerden biridir. Parlamentoyu susturmak, itibarsızlaştırmak için bir hareket olduğunu arkadaşlarımızın görmesi gerekir. 1960'tan beri yaşanan budur. 12 Eylül budur, 28 Şubat budur... Darbe ile CHP iktidarının eş değer olduğunu hatırlatan günlere gitmiş olur. Geçmişte CHP Genel Merkezi'ni uyaranlar, şimdi de CHP Genel Merkezi'ni aramıştır.\"\n\nÖZGÜR ÖZEL'DEN YANIT\n\nCHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında basın toplantısı düzenledi. Özel, \"O imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi\" dedi.\n\nCHP'li Özgür Özel, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek AK Parti'nin İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunması ve FETÖ'nün siyasi ayağı hakkında açıklamalar yaptı. Özel şunları söyledi:\n\n\"Önerge altında imzası olanlar, 'İmzamın arkasındayım' diyor. Attığı imzanın manasını tartışacağız. Elitaş, 'CHP'nin haberi vardı' diyor. Ben CHP tarafından olan herkesle görüştüm. Video kayıtlarını inceledik, arşiv taraması yaptık. Durumumuzu, pozisyonumuzu tarif edebilecek durumdayız. FETÖ'nün haber ajansı diye kapatılan Cihan Haber Ajansı'nda tüm haberler var.\n\nElimizde 7 Ocak 2009 tarihli bir kanun tasarısı var. Altında Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası var. Son sayfasında bütün bakanların imzası var. Bu kanun teklifi kamuoyuna ve siyasi muhataplarına 'AB yasalarıyla uyumdur' diye alıyor. Böyle bir ziyaret yapıyorlar.\n\nKanun 250'nci maddedeki uyuşturucuya, mal varlığını aklamayı da ekleyelim diyor. Meclis raconunda buna \"iz madde\" deniliyor. Recep Tayyip Erdoğan verdiği önergeyle 250'nci maddeyi tepsiye koyuyor. Genel Kurul'a geliyor. Bu planı kuranlar dışında herkes sanıyor ki uyuşturucu ile mücadelede hamle yapıyoruz sanıyor. Biz bütün AB yasalarına evet oyu vermişiz.\n\nAncak bu madde görüşülürken 00,50'de Meclis kapanıyor, 00.59'da Meclis açılıyor ve öneri geliyor. O sırada Ahmet Zeki Üçok Işık Evleri Operasyonu yapıyor. Bu yasayla bu imkan elinden alınıyor. Masada her şey yapılabilir maddeye önerge veriliyor. Burada yapılan değişiklikle İlker Başbuğ, 68 amiral ve general ile 125 albay yargılanıyor. Bu 125 albay yerine FETÖ'cüler yerleşiyor.\n\nCHP'nin Meclis kayıtlarından da baktığınızda bu 7'nci maddesine desteği olmadığı gibi yapılan işin bir iz madde konulup, \"hali dahil\"i, \"halinde\"ye çeviriyorlar. Verilen bilgi, alınan destek, yapılan operasyon bambaşka. Meselenin özü, kendisi bu. Anayasa Mahkemesi'ne gitmemiz de bu.\n\nO imzaya sahip çıkıyorsanız, FETÖ kumpasına sahip çıkıyorsunuz. FETÖ o imzayı asker kişileri sivil mahkemelerde yargılayın, Ergenekon ve Balyoz'un içine görevdekileri de katayım diye yaptı. FETÖ ile mücadele diyorsunuz ama FETÖ, kendisiyle mücadele edenleri temizledi.\"", "Gülsoy: \"Krediler tabana yayılmalı, sicil affı gerçek manada uygulanmalı\" Kayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Korona virüs salgınının ekonomide dengeleri değiştirdiğini belirterek, \"Finansmana erişim noktasında sıkıntı yaşanıyor.\n\nKayseri Ticaret Odası (KTO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, Korona virüs salgınının ekonomide dengeleri değiştirdiğini belirterek, \"Finansmana erişim noktasında sıkıntı yaşanıyor. Bankalar sicil sıkıntısından dolayı kredi vermekten kaçınıyor, işletmelerimiz eli boş dönüyor. Sicil affının tam manada uygulanmasını istiyoruz\" dedi.\n\nTüm dünyayı etkileyen COVİD-19 salgını küresel bir krize neden oldu. Salgının ekonomik tahribatını azaltmak için ülkeler çeşitli önlemler aldı. Ülkemiz de de birçok yeni düzenlemeler ve destek paketleri devreye alındı. Alınan önlemler ve uygulanan tedbirlerle salgının yavaşlamasıyla normalleşme süreci başladı. Bu süreçte bankalardan kredi kullanamayan KOBİ'ler sıkıntılı günler yaşadığını belirterek yeni taleplerde bulundu.\n\nKTO Başkanı Ömer Gülsoy, üyelerine destek sağlamak için birçok kredi verildiğini söyledi. Bankaların kredi verirken mali yapısı güçlü şirketleri tercih ettiğini ifade eden Başkan Gülsoy, \"Krediye asıl ihtiyacı olan üyelerimizin talepleri karşılanmıyor. Sürekli şikayetler geliyor. Bankalar kredi dağıtıyor ancak gerçekte kredi tabana yayılmıyor, reel ekonomiye dönmüyor, piyasayı hareketlendirmiyor.\" diye konuştu.\n\n\"Kayseri'de kredi kullanımı yüzde 25\"\n\nNefes, Cansuyu, İş'e devam ve Çek Ödeme Kredisi gibi ekonomik tahribatı azaltmak için verilen destekleri hatırlatan Başkan Gülsoy, bu süreç te en büyük zorluğu sicil sıkıntısı olan iş insanları yaşıyor. Kredi kullanmak için KTO'dan bin 500'e yakın üyemiz faaliyet belgesi aldı. Nefes kredisinin başlamasından itibaren 7 milyon 590 bin TL'lik kredi kullandı. Kayseri olarak yüzde 25'lik bir orana sahibiz. Bu çok düşük bir rakam\" dedi.\n\n\"Krediye en çok ihtiyaç duyan kesim sicili bozulanlar\"\n\nSicil sıkıntısı olanların kredi almak için başvurdukları bankaların kapısından eli boş döndüklerini belirten Başkan Gülsoy, \" Son sicil affı 2017 yılı başında çıkarılmıştı. Ancak 2018'in üçüncü çeyreğinde kur artışı ile yaşanan ekonomik krizde birçok işletme kredi ödemelerini yapamamış, takibe düşmüş, ve sicili bozulmuştu. Bu büyük kriz sonrası 2019 yılı toparlanma yılı oldu. Ama bu koronavirüs salgını sonrası yaşanan küresel boyuttaki kriz dengeleri tekrar değiştirdi\" ifadelerini kullandı.\n\nBaşkan Gülsoy sözlerini şöyle sürdürdü :\n\n\"Bu süreçte krediye ve desteğe ihtiyacı olanlar, daha önceden sicili bozulmuş olan KOBİ'lerdir. Türkiye'de kurum hafızası en kuvvetli olan kurumlar bankalar. Hafızalarından hiçbirşeyi silmiyorlar. Bu kesim hiçbir krediden faydalanamıyor. Oysa krediyi alan, kamuya olan yükümlülüklerini yerin getirecek, birikmiş borçlarını yatıracak. Kriz mağduru olmuş, düşmüş, batmış, yeniden tutunmaya çalışan işletmeler maalesef çok zor durumda. Daha önce kredi kartı ödemesi gecikmiş, çeki yazılmış, protestolu senedi bulunan ve bankalarda düşük puana sahip işletmelerde aynı durumda. Finansmana erişim sıkıntısı yaşanan büyük bir kesim bulunuyor. Banka müdürlerimizle konuşuyor, yardımcı olmalarını istiyoruz. Biz üyelerimize kredi vermek için çalışıyoruz, bankalarda vermemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Sicil affının gerçek manada uygulanmasını istiyoruz. Ufak tefek problemi olan KOBİ'lerimizin ufak bir dokunuşla çarklarını döndüreceğine inandığımız firmalara kredilerin kullandırılmasını istiyoruz. Birçok üyemiz bu konuda sıkıntılarını dile getiriyor. Piyasadaki birçok işletmenin kurtuluşu sicil affının çıkarılması gereklidir. Firmaların kaldığı yerden yeniden ticaretlerine devam etmesinin yolu açılmalıdır. Sicil affını yaparken tüm firmaları aynı kefeye koymak iyi niyetli, küçük bir destek ile yola devam edebilecek firmalara haksızlık yapmak olacaktır. Çünkü öbür taraftaki zombi şirketler de sicil affına uğrarsa yine ekonominin doğru gitmesine bir şekilde engel olacaklardır. Bunun için de belli rasyolar getirilmeli. İş dünyası olarak sicil affının en kısa çıkarılmasını bekliyoruz\"\n\nGÜLSOY : \"PANDEMİ SONRASI RUTİNLER DEĞİŞECEK, TİCARET ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK\"\n\nBaşkan Ömer Gülsoy, COVİD-19 salgınının hayatımızı ve iş yapış modellerimizi hiç olmadı kadar dijitalleştirdiğine dikkati çekerek \" E-ticaret ve E-ihracatı merkeze alan çalışmalara öncelik verilmesi gerekiyor. İnternetten alışveriş yapmaya başlayan tüketici için e-ticaret bir alışkanlık haline gelecek. İşletmelerin buna ayak uydurmaları için ürün ve hizmetlerini dijital ortama taşıma için bir strateji geliştirmeleri gerekiyor. Esnek çalışma, uzaktan çalışma, istisna değil bir nevi norm olacak. İşyerleri seyahat yerine video konferansa ağırlık verecek. Donanım ve yazılım üzerinde yükselecek bir aklın olacağını öngörüyorum. Bu konuda da yerlileşmek temel odak olmalı\" ifadelerini kullandı. - KAYSERİ\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "15.02.2020 20:14 | Son Güncelleme: 15.02.2020 20:22\n\nPegasus Havayolları'nın İstanbul - Düsseldorf seferini yapan yolcu uçağı Düsseldorf Havalimanı'na inişinin ardından kule görevlileri uçağın altında duman ve alev gördüğünü söyledi. Bunun üzerine acil terk etme prosedürü uygulandı.\n\nPegausu Havayolları'na ait uçak Düsseldorf Havalimanı'na sorunsuz şekilde inişinin ardından park yerine doğru ilerlemeye başladı. Bu arada kule görevlileri uçağın altında alev ve duman gördüğünü söyledi. İtfaiye ve ambulans ekipleri tedbir amaçlı olay gelirken, pilot olay nedeniyle acil terk etme prosedürü uyguladı. Yolcular patlatılan slide (acil tahliye botu) ile uçaktan tahliye edildi.\n\n\"YOLCULARIMIZ EMNİYETLİ ŞEKİLDE TAHLİYE EDİLDİ\"\n\nİstanbul Sabiha Gökçen-Düsseldorf seferini yapan PC-1003 sefer sayılı TC-CPU uçağında yaşanan olayla ilgili Pegasus Havayolları yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, \"Uçağımız bugün Düsseldorf Havaalanı'na sorunsuz ve emniyetli bir şekilde inişini gerçekleştirmiştir. Park yerine yanaşması esnasında kule tarafından uçak altında alev ve duman görüldüğüne dair ikazda bulunulmuştur. Uçuş ekibimiz, misafirlerimizin emniyeti için acil terk etme prosedürünü devreye sokmuştur ve prosedüre uygun olarak tüm misafirlerimiz emniyetli tahliyeleri sağlanmıştır. Düsseldorf Havaalanı'ndan aldığımız bilgiye göre uçağımızda müdahale gerektiren herhangi bir durum olmadığı teyit edilmiştir\" denildi.\n\nKaynak: DHA\n\nHaber Videosu", "pos": ["Sabiha Gökçen-Düsseldorf seferini yapan Pegasus uçağına, park sırasında kule tarafından uçak altında alev ve duman görüldüğüne dair ikazda bulunuldu.\n\nPegasus Havayolları'ndan konuya ilişkin yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:\n\n\"Uçuş ekibimiz, misafirlerimizin emniyeti için acil terk etme prosedürünü devreye sokmuştur ve prosedüre uygun olarak tüm misafirlerimizin emniyetle tahliyeleri sağlanmıştır. Düsseldorf Havaalanı'ndan aldığımız bilgiye göre, uçağımızda müdahale gerektiren herhangi bir durum olmadığı teyit edilmiştir.\"\n\n[Fotoğraf: DHA]"], "neg": ["Çorum’un İskilip ilçesinde korona virüs tedbirleri kapsamında bir apartman karantina altına alındı.\n\nİlçede ilk kez korona virüs vakasının görülmesinin ardından İskilip Belediyesi teyakkuza geçti. İskilip Belediyesi itfaiye ekipleri tarafından Ekizoğlu mahallesinde bulunan ve 19 ailenin yaşadığı apartmanın bulunduğu sokak ve etrafı ile bölgedeki araçlar dezenfekte edildi.\n\nApartmanın etrafına önce sıvı solüsyon döken ekipler daha sonra fırçalar ve itfaiye aracı ile yıkadı. Yıkama işlemenin ardından ekipler ayrıca apartmanın etrafını, bölgede bulunan araçları da ilaçladı. Yapılan çalışmaları karantina altında kalan vatandaşlar meraklı gözlerle izledi. Emniyet şeridi ile girişi kapatılan apartmana giriş çıkışlara izin verilmiyor.\n\nİskilip Belediyesi sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda; \" Ekiplerimizin ilaçlama ve temizlik faaliyetleri devam ediyor. İskilip Belediyesi olarak, halkımızı seviyoruz sağlığına önem veriyoruz\" ifadelerine yer verildi.\n\n(İHA)\n\nGüncelleme Tarihi: 19 Nisan 2020, 15:28", "Koronavirüs salgını sürecinin başladığı günlerde Ukrayna'da olan ve ulaşım yolları kapandığı için Alanya'ya dönemeyen Zihni Yayla, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan yardım istediğini söyledi. Bakan Çavuşoğlu'nın sosyal medya hesabına yazdığı mesajla durumunu aktaran Yayla, yaşadığı süreci şöyle anlattı: \"Sayın bakanımıza Facebook sayfasından yazarak yardım istedim. Bir süre sonra konsolosluk aracılığı ile feribot bileti geldi. Bu biletle feribota bindim ve 24 saat süren yolculuktan sonra Sakarya'ya indim. Oradan da karayoluyla Alanya'ya geldim. Bu süreçte yardımlarını esirgemeyen ve Alanya'ya gelmemi sağlayan Dışişleri Bakanımız sayın Mevlüt Çavuşoğlu'na şükranlarımla birlikte teşekkürlerimi sunarım. Sayın bakanımız benim için ülkemizin cihan pusulasıdır\" dedi. (İBRAHİM İPBÜKER)", "Bin 635 yeni vaka tespit edildi.Sağlık Bakanlığı, yeni tür koronavirüsün yol açtığı COVID-19 hastalığı nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısının 4 bin 7'ye ulaştığını açıkladı.\n\nPerşembe günü açıklanan verilere göre, son 24 saatlik zaman diliminde bin 635 yeni vaka kayıt altına alındı. Aynı zaman diliminde 55 kişi yaşamını yitirirken, hastalığa yakalanan 2 bin 315 kişiyse iyileşti. Böylece hastalıktan iyileşenlerin toplam sayısı 104 bin 30'a ulaştı.\n\nBakanlık verilerine göre, son 24 saatte 34 bin 821 kişiye test yapıldı. Böylece yapılan test sayısı 1 buçuk milyonu aşarak 1 milyon 508 bin 824'e yükseldi.\n\nSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Twitter üzerinden yaptığı paylaşımda, toplam vaka sayısında iyileşme oranının yüzde 71,8 olduğunu belirterek yoğun bakım ve entübe hasta sayısında azalmanın sürdüğünü kaydetti. Sosyal mesafe kurallarına uyma çağrısını yineleyen Koca, \"Yeni hayat tarzımız Kontrollü Sosyal Hayat, yani hep birlikte tedbir. Koşulu: Maske + 1, 5 metre Sosyal Mesafe\" ifadelerini kullandı.\n\nJohns Hopkins Üniversitesi verilerine göre, Perşembe akşamı itibarıyla dünya üzerinde toplam 1 milyon 405 bin 688 vaka kayıt altına alınmış bulunuyor. Dünya genelinde COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı da 300 bini aşmış durumda.\n\nDW/BÜ,BK\n\n© Deutsche Welle Türkçe", "Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu üyesi ve Kayseri Şehir Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İlhami Çelik, birçok bölgede yapılan düğün yemeği, kahvaltı programı, asker uğurlama, nişan gibi etkinliklerin koronavirüs vaka sayısını artırdığını söyledi. Çelik, \"Hastanemizde günde 2 pozitif vakamız varken şimdi 30 ile 40 vaka arasına çıktık\" dedi.\n\nNormalleşme sürecini değerlendiren Prof. Dr. İlhami Çelik, pandemide en önemli unsurun vatandaşın kendisi olduğunu, ancak tedbirlere uyulmadığını söyledi.\n\nÇelik, \"Toplum nasıl hareket ederse ona göre yol alırsınız. Her insanın başına polis, jandarma ve bekçi dikemeyeceğinize göre insanlarımızın uyacağı kurallar var. 1 Haziran normalleşmenin başladığı süreydi. Biz bunu azaltırken 'yeni normal hayat' demiştik. Yeni normalden bahsederken de sizin eskiden olduğu gibi insanlarla tokalaşmak, yakın mesafede oturmak ve sarılmak gibi eylemleri yapmamanız gerekiyordu. Sosyal mesafeyi korumanız ve maskenizi asla çıkarmamanız gerekiyordu. El hijyeninize de dikkat etmeniz gerekiyordu. Maalesef bizler tedbirlere uymuyoruz. Koronavirüsten önceki yaşamımıza döndük. Sanıyorum ki bunlar yanlış anlaşıldı\" ifadelerini kullandı.\n\n'Vaka sayımız artıyor, çok dikkat etmemiz gerekiyor'\n\nBirçok bölgede yapılan düğün yemeği, kahvaltı programı, asker uğurlama, nişan gibi etkinliklerin vaka sayısını artırdığının altını çizen Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu:\n\n\"İnsanların kendi otokontrollerini yapması gerekiyor. Başkalarıyla bir araya geldiğiniz zaman mutlaka üç önlemi almanız gerekir. Biz düğünlerin dışarıda, açık alanlarda yapılması gerektiğini söyledik. Cenaze törenlerine gidiliyor. Orada kurallara uyulmadığını görüyoruz. Asker uğurlaması gibi görüntülere şahit olduk. Bunların eskiden yapılandan hiçbir farkı olmadığını söyleyebilirim. Bunlardan uzak durmazsak, sonuç kaçınılmazdır. Günde 2 pozitif vakamız varken şimdi 30 ile 40 vaka arasına çıktık. Dolayısıyla vaka sayımız artıyor, buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Zinciri bir yerden koparırsanız, bu çabanız boşa gidecek.\"\n\n'Maske bir aksesuar değil bir zorunluluk olmal'\n\nMaskenin kurallara uygun şekilde kullanılması gerektiğini söyleyen Çelik, \"Maske takmanız yetmiyor, aynı zamanda maskeyi de kuralına göre takmanız gerekiyor. Medyada maskelerin nasıl takıldığını görüyoruz. Burnu açıkta bırakacak şekilde maske takılıyor. Bunların bir anlamı yok. Çünkü insanın en iyi nefes aldığı yer burnudur. Çoğumuz ağzımız açık nefes almayız. Burnun da temizleme fonksiyonları var. Bu yüzden burnumuzu kullanırız. Yemek yerken veya içerken maskenizi çıkarıyorsunuz ama başka insanlarla sosyal mesafenizi korumaz ve önünüze dönük nefes alıp verirseniz buradan bulaşması kaçınılmazdır. Maske bir aksesuar değil, bir zorunluluk olmalı ve kuralına uygun takılması gerekir\" dedi.\n\n'Toplu kahvaltı, doğum günü programı yapanlar var'\n\nKayseri'de karantina altında alınan konut sayısında artış olduğunu, son olarak tedavi altına alınan kişilerin toplu kahvaltı organizasyonundan geldiğini söyleyen Çelik, \"Kayseri'de son dönemde karantina altına alınan bir yerde komşular arası kahvaltı organizasyonu yapmışlar. Doğum günü kutlamasından dolayı yatan var. 'Bunlar yapılmasın' demiyoruz ama sosyal mesafe kuralları ve bilim kurulunun yayınladığı bir rehber var. Sizin nerede duracağınız ve aranızda ne kadar mesafe olacağına dair her şey belirtilmiş durumdadır. Kurallara uyamayacaksanız, sonuç kaçınılmazdır. İnsanlar mecburi sebeplerden dolayı karantinaya alınıyor. Pozitif olanları yatırıyoruz\" ifadelerini kullandı.", "Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi Anonim Şirketi'nden yapılan açıklamaya göre, Serpil Günal aynı zamanda, Tarım Sigortaları Havuz İşletmesi AŞ ile Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevini sürdürecek.\n\nAnkara'da 1974 yılında doğan Günal, TED Ankara Koleji'nden sonra 1998 yılında ODTÜ Fen Fakültesi Matematik bölümünden mezun oldu. 1998 yılında Ziraat Bankası Bankacılık Okulu'nu bitirdi.\n\n2006 yılında Atılım Üniversitesi İşletme bölümünden yüksek lisans derecesini alan Günal, 1999 yılında Ziraat Bankası Ticari Krediler Birimi'nde iş hayatına başladı. Günal, 2001-2012'de Bireysel Pazarlama Bölüm Başkanlığı'na atandı.\n\nSerpil Günal, Nisan 2012-Mayıs 2013 döneminde Ziraat Bankası Bireysel Pazarlama Bölüm Başkanlığı Bankasürans Birimi'nde Sigorta ve Diğer Acentelik Ürünleri Yöneticisi, Mayıs 2013-Ocak 2017 döneminde Ziraat Bankası Dağıtım Genel Müdür Yardımcılığı, Banka Sigortacılığı Birimi'nde Bankasürans Yöneticisi olarak görev aldı.\n\nOcak 2017 itibarıyla Ziraat Sigorta ve Ziraat Emeklilik Operasyon Genel Müdür Yardımcısı, Ağustos 2018-Ocak 2020 döneminde ise Teknik Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini devam ettiren Günal, evli ve bir çocuk annesi."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre; Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay beraberinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile Karlıova Devlet Hastanesi'nde depremde yaralanan vatandaşlara ve yakınlarına 'geçmiş olsun' dileğinde bulundu. Oktay, depremde şehit olan güvenlik korucusu Cengiz Pullu'nun amcası Mehmet Sait Pullu ile görüşerek başsağlığı diledi.\n\nBurada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile telefonda görüşen Oktay, depreme ilişkin gelişmeler ve yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi verdi. Oktay'ın telefonundan Mehmet Sait Pullu ile görüşen Erdoğan, \"Başınız sağ olsun. Mekanı cennet olsun. Tüm aileye başsağlığı dileklerimi ilet. Allah sabırlar versin inşallah. Allah yar ve yardımcınız olsun\" ifadelerini kullandı.\n\nBingöl’de deprem: 1 şehit, 18 yaralı", "pos": ["AA\n\nCumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay beraberinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Bingöl Milletvekili Feyzi Berdibek, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ve AFAD Başkanı Mehmet Güllüoğlu ile Karlıova Devlet Hastanesi'ni ziyaret ederek depremde yaralanan vatandaşlara ve yakınlarına geçmiş olsun dileğinde bulundu.\n\nOktay, depremde şehit düşen güvenlik korucusu Cengiz Pullu'nun amcası Mehmet Sait Pullu ile görüşerek başsağlığı diledi.\n\nBurada Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşen Oktay, depreme ilişkin gelişmeler ve yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi verdi.\n\nOktay'ın telefonundan şehidin amcası Mehmet Sait Pullu ile görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan, \"Başınız sağ olsun. Mekanı cennet olsun. Tüm aileye başsağlığı dileklerimi ilet. Allah sabırlar versin inşallah. Allah yar ve yardımcınız olsun.\" dedi.\n\nPullu da Erdoğan'a teşekkür etti."], "neg": ["Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Muhammed el-Abd el-Ali, ülkede ikamet eden bir Afgan’ın koronavirüs sebebiyle hayatını kaybettiğini belirtmiş, 205 kişide daha Kovid-19 tespit edilmesiyle ülkedeki vaka sayısının 676’ya yükseldiğini ifade etmişti.\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\n\nKral Selman bin Abdulaziz tarafından Kovid-19 ile mücadele kapsamında yayımlanan kararnameyle dünden itibaren ülke genelinde 21 gün süreyle kısmi sokağa çıkma yasağı uygulanacağı açıklanmıştı. Suudi Arabistan makamları, 19.00 – 06.00 saatlerini kapsayan yasağa uymayanların çeşitli para ve hapis cezalarına çarptırılabileceğini belirtmişti.\n\n\n\n\n\nSuudi Arabistan’da Riyad, Mekke ve Medine’nin karantina altına alınması talimatı verildi. Krallığın 13 idari bölgesinden ayrılmak yasaklandı.", "Nilüfer'de pazaryerlerine düzenleme Nilüfer Belediyesi 27 ve 28 Haziran 2020 tarihlerinde uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle, hafta sonu kurulan semt pazarlarının açılacağı günleri yeniden düzenledi.\n\nNilüfer Belediyesi 27 ve 28 Haziran 2020 tarihlerinde uygulanacak olan sokağa çıkma kısıtlaması nedeniyle, hafta sonu kurulan semt pazarlarının açılacağı günleri yeniden düzenledi.\n\nBuna göre; 27 Haziran 2020 Cumartesi günü 09.00-15.00 saatleri arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağından, cumartesi günü kurulacak olan; Görükle Semt Pazarı,Çamlıca Üretici Pazarı, Altınşehir Semt Pazarı, Kızılcıklı Semt Pazarı, İhsaniye Siteler Pazarı, Beşevler Semt Pazarı ve Nilüfer Organik Pazarı saat 15.30'dan itibaren açılacak.\n\n28 Haziran Pazar günü ise 09.00-18.30 saatleri arasında sokağa çıkma kısıtlaması uygulanacağı için Nilüfer'de o gün kurulan hiçbir pazaryeri açık olmayacak.Normal koşullarda Pazar günleri kurulan; Konak Semt Pazarı, Ataevler Semt Pazarı, Göçmen Konutları Semt Pazarı, Batıkent Semt Pazarı ve Karaman Üretici Pazarı, bu kez 29 Haziran 2020 Pazartesi günü kurulacak. - BURSA\n\nKaynak: İHA", "Gazeteci Fatih Portakakal, Seferihisar'daki arazisinin drone ile çekilen fotoğraflarının da yer aldığı ve kendisini imar kaçakçılığı ile suçlayan haberle ilgili açıklama yaptı. Portakal, \"Dron kaldırıp evimin üstünde uçuruyorlar. Özel mülkümü yukardan dikizleme hukuksuzluğunu gerçekleştiriyorlar. Evimin adresini paylaşıp bizimle yaşayanları, eşimi hedef gösterme sorumsuzluğunu yapıyorlar\" dediği açıklamasında arazisi ile ilgili detayları anlattı.\n\nYeni Asır gazetesi \"Fatih Portakal kaçakçı çıktı\" manşetiyle çıktığı bugünkü sayısında Portakal'ın arazisinin drone ile çekilmiş fotoğrafına yer verdi ve Portakal'ı \"Yasaları çiğnmeyerek imar kaçakçılığı yapmakla\", \"Muhteşem çiftlik evine yasalara aykırı şekilde 3 ayrı yapı dikmekle\" suçladı.\n\n\"HEDEF GÖSTERME SORUMSUZLUĞU\"\n\nFatih Portakal, Twitter'dan yaptığı açıklamalarda şu ifadelere ve detaylara yer verdi:\n\n\"Dron kaldırıp evimin üstünde uçuruyorlar. #YeniAsır’i, #DHA’sı özel mülkümü yukardan dikizleme hukuksuzluğunu gerçekleştiriyorlar. #AA bile oraya geliyor. Evimin adresini paylaşıp bizimle yaşayanları, eşimi hedef gösterme sorumsuzluğunu yapıyorlar.\"\n\n\"Eğer başlarına bir şey gelecek olursa sorumlusu sizlersiniz. İtibar celladı olarak hakkınızda emniyette şikayette bulunuldu. Umarım kötü bir durum yaşanmaz!\"\n\n\"İMAR BARIŞINDAN YARARLANILAN YERLER 7 METREKARE KONTEYNER, 8 METREKARE TEMELSİZ ODA\"\n\n\"İtibar cellatlarının bel altı vuruşlarına gelince, olay şu: Dronla çektikleri arazimin fotosunda imar barışından yararlandığımız yerler: altında 7 m2 konteyner olan sundurma, 8 m2 temelsiz oda ve ahşap kütükler üzerine oturtulmuş kaldır/kondur ahşap alan...\"\n\n\"KÜMESİ ES GEÇMEMİŞLER; KÖPEKLERİ İHMAL ETMİŞLER\"\n\n\"Dron marifeti ile çekilmiş fotoda basvuru yok denilen 3 yerse: 4 tarafı açık sundurmalı garaj, ailenin için mekan ki, 2016 yılında kullanım belgesi zaten alınmıştı. Komiği içinde 25 tavuğun ikamet ettiği kümes. Bildiğin kümes! Köpeklerin kafeslerini kayda değer görmemişler.\n\n\"Son durum: Bu öğlen hızlı bir şekilde sehircilik bakanlığından geldiler. İçeri aldık ve her yere baktırdık. Rapor hazırlanacakmış. Bildireceklermiş. Neticeyi bildiririm. Not: tavukları evsiz bırakmayın.\"\n\n15 Mayıs 2020 tarihli Yeni Asır gazetesi manşeti.\n\nFAHRETTİN ALTUN'UN EVİNİN FOTOĞRAFLARI ÇEKİLMESİ SORUŞTURMA KONUSU OLMUŞTU\n\nCumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un, Kuzguncuk’ta vakıf arazisinde izinsiz inşaat gerçekleştirdiği iddiaları üzerine evinin fotoğraflanması özel mülkün mahreminin açıklanması, Altun'un ve eşinin hedef gösterildiği gibi iddialarla günlerce gündem olmuştu. Fotoğraflama ile ilgili CHP Üsküdar İlçe Başkanı Suat Özçağdaş hakkında soruşturma başlatılmıştı. Olayın akabininde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'na da aynı konuyla ilgili “suçu ve suçluyu övme, suça azmettirme” suçlamalarıyla soruşturma açılmıştı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Özgür Özel'in araziye ve imar kaçakçılığı iddialarına ilişkin açıklamalarına Altun'un başvurusu üzerine erişim engeli getirildi. Mahkemeler, çıkan haberlere tekzip kararları aldı. Cumhuriyet gazetesi muhabir ve sorumlu yöneticileri haberle ilgili ifadeye çağrıldı. Basın İlan Kurumu, Özgür Özel'in konu ile ilgili açıklamasını haberleştirdiğimiz için Evrensel'den savunma istedi. (HABER MERKEZİ)\n\nGazeteci Fatih Portakal hakkında 3 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı\n\nCanan Kaftancıoğlu, Fahrettin Altun’un kaçak yapısı nedeniyle ifadeye çağrıldı\n\nBİK, Özgür Özel’in sözlerini haberleştirdiğimiz için savunma istedi", "AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB'nin Türkiye ve Rusya ile ilişkilerinin sıkıntılı olduğuna işaret ederek, bu ilişkilerin düzeltilmesi gerektiğini belirtti.\n\nB Dışişleri Bakanları Gayriresmi Toplantısı, AB Konseyi Dönem Başkanlığını yürüten Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'de yapıldı. Toplantının ardından değerlendirmede bulunan Borrell, Zagreb'de yarın yapılacak Dış İlişkiler Konseyi Toplantısı'nda Doğu Akdeniz'deki durumla ilgili ortak bir karar alınacağını, ayrıca AB'nin Türkiye ve Rusya ile ilişkilerinin görüşüleceğini söyledi.\n\nBorrell, AB'nin Türkiye ve Rusya ile ilişkilerinin sıkıntılı olduğuna dikkati çekerek, \"Ancak bu ilişkileri düzeltmeliyiz. Sorunlar yığın haline gelmiş olsa da çözüme yeni bir noktadan hareket etmeliyiz\" dedi.\n\nBorrell, Türkiye'nin Libya'daki krizde de önemli bir role sahip olduğunu belirterek, yarın alınacak ortak kararın AB'nin tüm bu konulardaki net tavrını ortaya koyacağını sözlerine ekledi.", "Irak'ta korona virüsüne karşı alınan önlemler çerçevesinde sokağa çıkma yasağı ilan edilmesine rağmen bazı vatandaşlar yasağa uymuyor. Korona virüsle mücadele eden Iraklı bir doktor yasağa uymayan vatandaşları uyarmak için sosyal medyada görüntü paylaştı.\n\nGörüntüde ağlamaya başlayan Iraklı doktor, \"Çoğu kişi sokağa çıkma yasağına uymuyor. Lütfen evde kalın, çok kişi bize geliyor, çok sayıda insan kaybettik. 7 gündür buradayız ve gece gündüz çalışıyoruz. Hayatlarımızı sizin için feda ettik. Lütfen evde kalın\" şeklinde konuştu.\n\nÖte yandan Irak'ta korona virüs salgını nedeniyle 4 kişinin daha hayatını kaybetmesi sonucu ölü sayısı 27'ye yükseldi. Vaka sayısı ise 50 daha artarak 316'ya ulaştı."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "22.02.2020 13:16 | Son Güncelleme: 22.02.2020 13:16\n\nANTALYA'da, Halil Özçelik (29), 8 yıl önce yaşadığı görme kaybı, konuşma bozukluğu ve istemsiz vücut hareketlerinin ardından yatağa mahkum oldu. Behçet ve SSPE teşhisi konulan Halil Özçelik'in en büyük yardımcısı Gülsüm Özçelik, oğluna umut ve güç vermekten vazgeçmedi.\n\nGülsüm ve İbrahim Özçelik çiftinin oğlu Halil, 8 yıl önce İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Türk Halk Oyunları Bölümü'nde öğrenciyken, bir anda görme kaybı yaşamaya başladı. Dereceyle girdiği üniversitede saz, gitar, klarnet ve kaval çalmayı öğrenen Öztürk, görme kaybının ardından istemsiz vücut hareketleri ve konuşmada güçlük yaşamaya başladı. Bunun üzerine hastaneye götürülen Özçelik'e, Behçet hastalığı teşhisi konuldu. Birkaç hastanede daha muayene edilen Özçelik'e bu kez SSPE (Subakut Sklerozan Panensefalit/ kızamık mikrobunun yol açtığı beyin hastalığı) hastalığı teşhisi konuldu.\n\nYATAĞA MAHKUM OLDUGeçen sürede yatağa bağımlı hale gelen Özçelik için iddiaya göre her seferinde farklı bir teşhiste bulunuldu. SSPE konusunda uzman olan doktorlar, aileye bulguların SSPE'yi göstermediğini söyledi. Tam olarak bilinmeyen bir sebepten dolayı tepkisiz bir şekilde yatarak yaşamını sürdüren Özçelik'in en büyük destekçisi ise annesi Gülsüm Özçelik oldu. Oğlunu yalnız bırakamadığı için işinden de ayrılan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.'GÖZLERİMİZİN ÖNÜNDE YATIYOR'Anne Gülsüm Özçelik, gün geçtikçe gözleri önünde çocuklarının erdiğini, anne-baba olarak bir şey yapamadıklarını söyledi. Gittikleri hastanelerde 'Biz bu hastaya bakamayız' cevabı alıp yıkıldıklarını belirten Özçelik, \"Oğlum çok aktif bir çocuktu. 8 yıldır gözlerimizin önünde yatıyor. Doktorlar, 'Behçet hastalığı'na da şeklen benziyor, SSPE'ye de şeklen benziyor' dedi\" şeklinde konuştu.'ANNE' DİYEBİLİYOR\n\nOğlunun göz kapaklarını hiç kapatamaması nedeniyle, yara bandıyla kapatmaya çalıştığını anlatan Gülsüm Özçelik, iki gözünü birden kaybedince Halil'in pes ettiğini, konuşma yetisini de 2016 yılında kaybettiğini aktardı. Bu tarihten sonra hiç konuşamayan oğlunun son dönemde ara ara 'anne' diyebildiğini anlatan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti.\n\nKaynak: DHA", "pos": ["Geçen sürede yatağa bağımlı hale gelen Özçelik için iddiaya göre her seferinde farklı bir teşhiste bulunuldu. SSPE konusunda uzman olan doktorlar, aileye bulguların SSPE'yi göstermediğini söyledi. Tam olarak bilinmeyen bir sebepten dolayı tepkisiz bir şekilde yatarak yaşamını sürdüren Özçelik'in en büyük destekçisi ise annesi Gülsüm Özçelik oldu. Oğlunu yalnız bırakamadığı için işinden de ayrılan Özçelik, oğluna umut ve güç vermek için elinden geleni yaptığını kaydetti."], "neg": ["MALTEPE MERKEZ CAMİİ'NDE SOSYAL MESAFELİ CUMA NAMAZI Koronavirüs tedbirleri kapsamında ibadete kapatılan Maltepe Merkez Camii'nde 74 gün sonra Cuma namazı kılındı.\n\nKoronavirüs tedbirleri kapsamında ibadete kapatılan Maltepe Merkez Camii'nde 74 gün sonra Cuma namazı kılındı. Cami avlusunda saf tutan vatandaşlar sosyal mesafeye uyarak namazlarını kıldı. Cemaat maske takılması ve sosyal mesafe kuralına dikkat edilmesi yönünde sık sık uyarıldı.\n\nKoronavirüs önlemleri kapsamında bir süredir kapalı olan camiler, Cuma namazıyla ibadete açıldı. Maltepe Merkez Camii'ne Cuma namazını kılmak için birçok vatandaş geldi. Vatandaşlar polis ekipleri tarafından maske takmaları ve sosyal mesafe kuralına dikkat etmeleri konusunda sık sık uyarıldı. Ekipler, güvenlik önlemleri kapsamında caminin önündeki araç trafiğini iki yönlü olarak kapattı. Cuma namazından önce cami hocası da vatandaşlara maske uyarısında bulunarak, \"Bu iş hala bitmiş değil. Koronavirüs tedbirleri kapsamında herkes maskesini taksın, kurallara uyarsak camilerden de uzak kalmayız\" şeklinde uyarılarda bulundu. Cemaat, sosyal mesafe kurallarına uyarak ve maske takarak Cuma namazını kıldı. Namazın ardından polislerin sosyal mesafe uyarısıyla birlikte vatandaşlar, camiden ayrıldı.\n\n- İstanbul\n\nKaynak: DHA", "Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi, uzaktan çalışma yöntemi kullanan iş yerleri, kurumlar ve personel için dikkat edilmesi gereken hususlar, alınması gereken tedbirler ve en iyi uygulama örnekleriyle ilgili bir çalışma yaptı.\n\nUzaktan çalışan tüm personele özellikle güçlü parola kullanımı, sosyal mühendislik saldırıları ve güvenlik yazılımları hakkında farkındalık eğitimi verilmesi ve oryantasyon yapılması gerekiyor. Uzaktan çalışma için kullanılan sistemlerde gerekli güvenlik yazılımlarının yüklendiğinden, güncel yazılımların kullanıldığından, zararlı yazılım bulunmadığından emin olunması önem taşıyor\n\nEN İYİ UYGULAMA ÖRNEKLERİ YER ALDI\n\n\"Güvenli 'Uzaktan Çalışma' Kuralları\" başlıklı rehberde, uzaktan çalışma yöntemi kullanan iş yerleri, kurumlar ve personel için dikkat edilmesi gereken hususlar, alınması gereken tedbirler ve en iyi uygulama örneklerine yer verildi.\n\nBuna göre, uzaktan çalışma yöntemini uygulayan kurumlar ve sistem yöneticileri tarafından güvenlik ve çalışma koşullarına ilişkin risklerin belirlenmesi ve minimize edilerek uzaktan çalışma koşullarının oluşturulması için teknik ve idari personelin içinde bulunduğu bir çalışma grubunun oluşturulması önem taşıyor.\n\nUzaktan erişime açılamayacak derecede kritik hizmetlerin risk değerlendirmelerinin yapılması gerekiyor. Uzaktan erişime uygun olmayan kritik hizmetler ve kaynaklar için önceliklendirme yapılması, yeterli sayıda personelin yedekli biçimde iş yerinde bulundurulması ve görevlendirilmesi atılması gereken adımlar arasında bulunuyor.\n\nUzaktan çalışan tüm personele özellikle güçlü parola kullanımı, sosyal mühendislik saldırıları ve güvenlik yazılımları hakkında farkındalık eğitimi verilmesi ve oryantasyon yapılması önem taşıyor.\n\nUzaktan erişim için VPN veya uzaktan yönetim servisi (RDP, SSH ve benzeri) kullanılması durumunda, ilgili sistemlerin en güncel/stabil/güvenli versiyonunun kullanılması öneriliyor.\n\nSistemlerin desteklediği tüm güvenlik önlemlerinin doğru ve tam şekilde yapılandırılması, üretilen iz kayıtlarının (logların) olası bir saldırıyı tespit edecek şekilde düzenli kayıt altına alınması, yetkisiz erişim, kaba kuvvet (brute force) saldırıları ve benzeri anomalilerin tespiti için alarm mekanizmaları oluşturulması gerekiyor.\n\nAyrıca yetkilerin \"en az gerekli yetki (least privileged access)\" prensibine uygun verilmesi, sistemler üzerinde maksimum bağlantı süresi için bir zaman aşımı tanımlanması, uzaktan çalışma boyunca tanımlanan kuralların geçici süreliğine oluşturulması, mümkün olduğu durumlarda uzaktan bağlantılar için \"kaynak IP\" kısıtlaması yapılması, erişimler için çok faktörlü kimlik doğrulama ve zaman bazlı yetkilendirme önlemleri alınması, uzaktan çalışan personel için güvenlik önlemleri alınmış sistemler/bilgisayarlar verilmesi, risk değerlendirmesine göre uzaktan erişimin tanımlanmaması gereken hiçbir kritik sisteme erişim için izin verilmediğinden emin olunması önem taşıyor.\n\n- ÇALIŞANLARA YÖNELİK UYARILAR\n\nRehberde, uzaktan çalışan personel tarafından alınması gereken önlemlere de yer verildi. Buna göre, uzaktan çalışma için kullanılan sistemlerde (PC, lap top, tablet, telefon ve benzeri) gerekli güvenlik yazılımlarının yüklendiğinden, güncel yazılımların kullanıldığından, zararlı yazılım bulunmadığından emin olunması gerekiyor.\n\nUzaktan çalışma sırasında dahi olsa, kurum dışına herhangi bir kritik verinin çıkarılmaması ve kaydedilmemesi önem taşıyor.\n\nDışarıya çıkarılması zorunlu, kritik olmayan verilerin, kopyalandığı veya taşındığı sistemlerin takip edilmesi, söz konusu verilerin güvenliğinin sağlanması öneriliyor.\n\nBağlantının büyük bir çoğunluğunun kablosuz modemler ile yapılacağı varsayıldığında, kablosuz modemler üzerinde WPA/WPA2 protokolünün kullanılması, Mac adresi filtreleme, SSID gizleme gibi önlemlerin alınması uyarılarında bulunuluyor.\n\nSON DAKİKA HABERİ: İSPANYA'DAN KORKUNÇ CORONA VİRÜSÜ AÇIKLAMASI: “YAŞLILAR EVİNDE ÖLÜ BULUNUYOR”\n\nBAŞKAN ERDOĞAN'DAN SON DAKİKA CORONA VİRÜSÜ TOPLANTISI!", "Gemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı Gemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı Bursa'nın Gemlik İlçesinde kontrolden çıkan araç 300 metre takla atarak zeytinlik arazisine uçtu.\n\nGemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı\n\nBURSA - Bursa'nın Gemlik İlçesinde kontrolden çıkan araç 300 metre takla atarak zeytinlik arazisine uçtu. Kazada 3 kişi yaralandı.\n\nKaza, gece saatlerinde Gemlik Umurbey Mahallesi Hisartepe kavşağında meydana geldi. Edilen bilgiye göre, Bursa istikametinden Gemlik İlçe merkez istikametine giden sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu. Araçta 3 kişi hafif yaralanırken, 300 metre takla atarak sürüklenen araçta maddi hasar meydana geldi. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine 112 ve 155 ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerine gelen 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Gemlik Devlet Hastanesine kaldırılken, 155 ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. Yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenildi. Araç ise çekici yardımı ile çıkartılarak otoparka çekildi.\n\nKaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.\n\nKaynak: İHA", "Ülkemiz pek çok aktif fay hattının uzanış doğrultusunda bulunmakta ve aktif deprem kuşağında yer almaktadır. Durum böyle olunca ülkemiz çoğu zaman irili ufaklı şiddetlerde depremlerle karşı karşıya gelmeye devam ediyor. Özellikle bugün meydana gelen Elazığ Sivrice ilçesinde meydana gelen 6.5 şiddetindeki depremin ardından vatandaşlar Doğu Anadolu fay hattı nedir, nerelerden geçiyor? şeklinde sorularla merkalı arayışlarını arama motorlarında yoğun şekilde sürdürüyor. Doğu Anadolu fay hattının ne olduğu ve hangi bölgelerden geçtiğine ilişkin tüm detayları ve Türkiye deprem haritasını haberimizde bulabilirsiniz. Peki, Doğu Anadolu fay hattı nedir, nerelerden geçiyor? sorularının cevapları ve diğer tüm detaylar...\n\nDOĞU ANADOLU FAY HATTI NEDİR, NERELERDEN GEÇİYOR? TÜRKİYE DEPREM HARİTASI\n\nHaberimizden Doğu Anadolu Fay hattının ne olduğu, nerelerden geçtiğine ilişkin bilgileri ve Türkiye deprem haritasını bulabilirsiniz...", "Psikoloji denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Prof. Engin Geçtan. Kendine özgü terapi yöntemleri geliştirmiş, özellikle insan ilişkilerini baz alan kitaplar yazmıştı. Elini attığı her alanda başarı gösteriyor ve her başarısı onu daha da kamçılıyordu.\n\nÖyle ki Amerikalı meslektaşı Irvin Yalom’un Türkiye’deki karşılığı olarak kabul edilecekti. Tıpkı onun gibi kazancı olan ne varsa paylaşmaktan kaçınmadı. Biliyordu, paylaştıkça daha da kazanacak; kazandıkça da çoğalacaktı.\n\nÇocukluğu ve eğitim hayatı\n\nEngin, 12 Ocak 1932’de, İzmir’de dünyaya geldiğinde ailesi ona “İsmail Engin” adını verdi. Etrafına duyarlı, duygusal farkındalığı yüksek bir çocuk olarak yetişti. İleride yaşayacağından, yaşatacaklarından, dokunacağı hayatlardan habersiz küçücük bir çocukken, Engin, hep hayal kurardı; bir gün güzel şeyler yapacaktı…\n\nİlkokula doğduğu topraklarda başladı. Ardından ortaokul, lise… Üniversite çağı geldiğinde şehrinden çıkmaya hazır ve alacağı eğitim konusunda kararlıydı. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduğunda yıl 1956 idi.\n\nUfkunu daha da genişletmek, psikoloji alanında kendini geliştirmek istiyordu. Amerika’ya gitti. New York ve Columbia Üniversitelerinde beş yıl sürecek, Psikoloji ve Nöroloji konusunda uzmanlık eğitimi aldı. Genel psikoloji, dinamik psikiyatri, çocuk psikolojisi, nöroloji gibi alanlarda çalışmalarda bulundu. Bir ömür boyu mesleğini büyük bir aşkla yapacak, bir yandan da biriktirdiği ne varsa yazarak paylaşacaktı.\n\nProfesör Engin Geçtan ve kitapları\n\nGeçtan, 1968’de Doçentliğini, 1974’te de Profesörlüğünü aldı. ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara Üniversitelerinde öğretim üyesi olarak dersler verdi.\n\nPsikiyatri üzerine çalışmak, onun yaşam biçimiydi. Sonunda onu edebiyatla birleştirmeye de karar verdi. Akademik çalışmalarının yanında kendini romancı olarak da kanıtladı.\n\nPsikiyatri üzerine yazdığı kitaplarda, genel anlamda varoluşçu psikiyatri ve psikanalitik düşünce temel konuları idi. Bunun yanında özgürlük, depresyon, birey ve toplum ilişkileri, çocukluk, yaşam ve ölüm gibi varlığın temelinde yer edinmiş kavramları inceledi. Çalışma alanına gönül veren Prof. Geçtan, yaşamın inceliklerine değindiği ve bilgilerini paylaştığı bir hayat yaşadı.\n\nAkıcı bir dille kaleme aldığı eğitsel ve bunun yanında romansı kitaplarını paylaştığında, akademik dünyada yer edindiği kadar, sokaktaki insanın dünyasında da yer bulmuştu.\n\nKitaplarında insanları ikiye ayırır: Gerçekten yaşayanlar ve yaşamı seyredenler. En büyük öğüdü yaşamak için durmak, düşünmek yerine, hayata karışmak üzerineydi. Sorunlara saplantılı kalmak, sadece o sorunları çoğaltmak demekti. Bu konuda “İnsan Olmak” kitabının 159. Sayfasında şöyle diyordu: “Dünyada iki tür insan vardır: Yaşayanlar ve yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler!”\n\nProf. Geçtan’ın ilk kitabı\n\nProf. Geçtan, 1975’te çıkardığı ilk eserine “Psikodinamik Psikiyatri ve Normaldışı Davranışlar” adını verdi.\n\nOdağında insan vardı. İnsanın yaşamı, insanın sorunları, insanın çözemedikleri… İlk kitabının konusu ise, insanı derinine çeken değersizlik duygusuydu. “İnsan kendine değer verebildiği oranda başkalarına da değer verir; diğer insanlara gerçek anlamda değer verdiğini hissettikçe kendisini de değerli bulur” diye geçiriyordu konuyu incelerken.\n\nProf. Geçtan’a göre, değersizlik, insanın karşısındaki insanları ya kendinden üstün ya da aşağı görmesi haliydi. Kendisiyle barışık olmayan insan, diğerlerini küçümserdi. Çünkü karşısındaki kişiyi kendisinde hoşlanmadığı yönleri yansıtan bir ayna gibi görüyordu. Onları değersizleştirmek, kendilerini düze çıkarmanın en kolay yoluydu. Başkasını küçümsüyordu insan; çünkü kendisinin küçümsenmesinden çok korkuyordu. Bir başkası onu küçümsediğinde, kendisini küçümsemekte olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalacaktı…\n\nBu duygu, insana bir boşlukta yaşadığı hissiyatını veriyordu. Duygusu ne kadar baskınsa çırpınışı o kadar fazla… Bu kişiler, üstünlüklerini kanıtlamak için güç ve paraya yönelirdi. Çünkü para, insanları harcamanın en kolay yoluydu. Hem kendisine dahi saygı duymasına, duygularını zora sokmasına da gerek yoktu.\n\nBazısı da kendi yanlışlarındaki dikkati dağıtmak için başkalarının yanlışına odaklanır ve onları acımasızca eleştirirdi. Başka türlü tatmin olmaları imkansızdı çünkü. İçindeki değersizlik duygusunu aşamayan insan, verdiği çabanın sonucunu göremediğinde kopuyordu asıl iç kıyamet. Bu duygunun pençesinden kurtulamayan insan, verdiği bu anlamlı (!) çabanın sonunda saygınlık göremediğinde nedenini de çözemiyordu. İşte bu müthiş bir kısır döngüydü…\n\nİnsan Olmak\n\nProf. Geçtan’ın ikinci eseri, en çok okunan, onun bunca tanınmasına vesile olan “İnsan Olmak”tı. Kitabında insan olmanın inceliklerini anlatıyordu. İnsanı insan yapan her duyguya değinmişti.\n\nMesela özgürlük. Özellikle çocuk zamanlarını alması gereken destekten yoksun yaşayan, hatta belki baskı altında yaşayan insan, içindeki fırtınaları bugünden yetişkinliğine kadar taşıyordu. Bu şekilde bir ortamda ya da tam zıttı aşırı hoşgörülü ortamda büyüyen çocuğun ileride kendini özgür hissetmesi oldukça güçtü. Nihayetinde her şeyin fazlası zarardı.\n\nÖzgürlüğü keşfedemeyen insan nihayetinde kendini yalnızlığa itiyordu. Prof. Geçtan, yalnızlık için ise şöyle diyordu: “Bir insanın kendi seçimiyle ve ‘geçici’ olarak yalnızlığa çekilmesi çoğu kez yapıcı ve yaratıcı sonuçlar doğurur. Yaratıcı insanlar yapıtlarını ya da buluşlarını ancak böyle yapıcı bir yalnızlık süresinde ortaya çıkarabilirler. Bir başka deyişle, yaratıcı kişi, gerektiğinde yalnız kalabilmekten korkmayan insandır”.\n\nBir yandan da insan sadece yalnız kalabildiği zaman iç dünyasını keşfediyor ve yaratıcılığı yükseliyordu. Ancak elbette bu bilinçli bir yalnızlık olmalıydı. Yaratıcı olmak istediğinde kendini yalnız bırakan insan, sanat, edebiyat ya da bilimsel alanlarda ürün ortaya çıkarıyordu. Ayrıca bu yalnızlık, acı dolu bir sürece karşılık gelmezdi. Çünkü hissedilen bir çoğalmaktı. İnsan yaratıcılığını geliştirdiği bu anlarda ürettikleriyle bütünleşip çoğaldığını hissederdi. Bir de işin içine umut giriyordu çünkü. Yaptıklarının beğenileceği umudu, her şeye bedeldi.\n\nBir de sorumluluk vardı. Onun için de şöyle diyordu Prof. Geçtan: “İnsanın kendi sorumluluğunu üstlenmesi, bir başka insanın sorumluluğunu üstlenmesinden çok daha güçtür”.\n\nİlk romanı ve sonrası\n\nProf. Geçtan, psikiyatri alanındaki çizgisinden ayrılmadan, birikimlerini de heybesinde tutup, ilk romanı “Kırmızı Kitap”ı 1993’te yazdı.\n\nİki ayrı kişinin bir noktada buluşmuş hali gibiydi Prof. Geçtan. Bir yandan bilimsel nitelikli kitaplar yazarken bir yandan da romanlarıyla edebiyat dünyasında tutunacaktı.\n\n1996’da “Dersaadet’te Dans”, 1997’de de “Bir Günlük Yerim Kaldı, İster Misiniz?” ile roman yazmaya devam etti.\n\nMilenyum, Prof. Geçtan için yeni romanlar demek olmuştu. Yeni yüzyıla, 2001’de yayımladığı “Kırmızı Palamutun Kokusu” ile parlak bri giriş yaptı. 2004’te “Tren”, 2008’de “Kuru Su” ile devam etti. Fantastik ögelerden oluşan son romanını “Mesela Saat Onda”yı ise, 2012’de yayımladı.\n\nHayat\n\nProf. Geçtan, “İnsan Olmak”tan sonra muhtemelen daha özgüvenli bir tondan yazmaya devam etti. Bu eserini, 1988’de “Psikanaliz ve Sonrası”, 1990’da “Varoluş ve Psikiyatri”, 1998’de ise, “Kim Bilir” adını verdiği kitapları izledi.\n\n2002’de yazdığı “Hayat” adlı kitabında ise, zaman zaman insanların hayatında görülen değişimlerden ve gelişimlerden bahsediyordu. Bize üstesinden gelemeyeceğimiz travmalar yansıtan narsislerden. Onlar için şöyle diyordu: “Narsistik kişilik bozukluğunun en ayrılmaz parçası istismardır. Narsisist, birini yüceltir, sonra da yücelttiği kişiyi acımasızca bir kenara atıverir. Bu olgu, patolojik narsisizmin özüdür”.\n\nNarsis insan, yalanlarıyla, hakaretleriyle karşısındaki insanı yok sayıyordu ve yok sayılmak insanın hayatında bazen onulmaz yaralara sebep olabiliyordu. Çünkü narsistin ne zaman ne yapacağını kestirmek mümkün değildi ve mantık aramaya gerek yoktu. Ancak etkilediği insan da bunu düşünecek konumda değildi. Bu davranışlar, ondan etkilenen insanın zihin düzeninin bozulmasına sebep oluyordu.\n\nNarsis insan, içinde benliğini rahatsız eden yetersizlik duygusunu bastırmak için başkalarına ihtiyaç duyardı. Bu yüzden bir şekilde kendisini karşısındaki insanın hayatının odağına yerleştirip, sonra da onun dengesini sarsıyordu. Karşısındaki insanın ne kadar iyi olduğu, daha önce hangi çıkmazlardan onu çevirdiğinin bir narsis için önemi yoktu; bunu aklında tutmak için harcayacağı enerji boşunaydı. Geçmiş ive geleceğini yok sayan narsis, yalnızca anı yaşıyordu.\n\nŞunu öğütlüyordu özünde Prof. Geçtan: “Şöyle ya da böyle yaşanmalı diye bir model olmadığından, önemli olan insanın kendisiyle dürüst olması ve iç dünyasından gelen sesleri dinlemeyi öğrenmeye çalışmasıdır”.\n\nProf. Geçtan öldü\n\nProf. Geçtan, ömrü boyunca mesleğine ve edebiyat dünyasına eşit uzaklıkta durup geniş bir okur kitlesine ulaştı. Bıkmadan usanmadan tüm bilgilerini aktaracağı bir hayatı yaşadı; hep yazdı.\n\nYazmasının amacını ise şöyle anlatıyordu: “İnsan dünyasını merkez alan bir alanda çalışmış olmamın ve birey olarak yaşadıklarımın ve yaşayamadıklarımın birikimlerini paylaşmak istedim”.\n\nİnsan birikimlerini paylaşarak mutlu oluyordu belki de. Yaşlandıkça biriktirdi; biriktirdikçe yazdı. Ancak yaşlılığın getirdiği olumsuzluklar da vardı, hastalık gibi. Yaşlı bedeni, yaşlılığın getirdiği hastalıklara yenik düştü ve 20 Şubat’ta hayata gözlerini kapadı…\n\nGeriye de yaşadıkları ve yaşayamadıklarının toplamı onca eser bıraktı. Belki de ölümsüzlüğün keşfi böyle bir şeydi. İnsanı kavrayan, insana insan olabilmenin öğüdünü veren, yaşadığımız her duygunun karşılığını anlatan bir Engin Getan geçti bu dünyadan…\n\nİyi ki…\n\nDamla Karakuş\n\n[email protected]\n\nNot:\n\nBiyografisini okumak istediğiniz kişileri lütfen bizimle paylaşın."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "İdlib'i süratle çözmemiz gerekiyor. Rusya , rejim güçlerini en üst düzeyde destekliyor. Hava kuvvetleri noktasında da desteğini veriyor.911 Kilometre sınırımız varken biz bu mücadelenin içerisinde olmayacağız, onlar mı olacak? Bu mücadeleye mecbur değil, mahkumuz.\n\nMOSKOVA'YA\n\n2023'e", "pos": ["Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan'a hareketi öncesinde yaptığı son dakika açıklamada, Libya'da iki askerimizin şehit olduğunu belirtti.\n\nAbone ol\n\nRusya inkar etse de İdlib'teki hava saldırılarına Rus savaş uçaklarının destek verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'da iki şehidimiz olduğunu açıkladı.\n\n\"Arkadaşlar bizim kendimize ait iki tane şehidimiz var.\" açıklaması yapan Erdoğan, \"Ben bu rakamı açıkladım Bay Kemal ne yapacak bunu.\" sözleriyle CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösterdi.\n\nCumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasından satır başları şöyle:\n\nPutin ile görüşme\n\nYol haritasıyla ifademiz şu anda malum Türkiye-Rusya arasında gerek İdlib'de gerek Libya'da yaşanan bir süreç var. Öncelikli İdlib'i çözmemiz lazım. Bunu Sayın Putin ile en üst düzeyde ben görüşüyorum, aynı şekilde bakanlarımız ve istihbarat görüşmeleri oldu. Bunların değerlendirmesini Türkiye olarak Rusya ile yürütüyoruz. Sayın Putin ile görüşerek yol haritamızda ne gibi eksiklikler var değerlendiriyoruz.\n\nRusya rejim güçlerine destek veriyor. İnkar etseler de bunun tespitleri elimizde.\n\n\"Bu mücadeleye mecbur değil mahkumuz\"\n\n- Bütün Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde desteği veriyor. Bunun tespitleri elimizde. Dolayısıyla bizim burada 911 km sınırımız varken biz böyle bir mücadelenin içerisinde olmayacağız da onlar mı olacak? Biz bu mücadelenin içerisinde olmaya mecbur değil, mahkûmuz.\n\nTürkiye-Rusya arasında yaşanan bir süreç var. En üst düzeyde görüşmeleri yapıyoruz. İdlib'i süratle çözmemiz gerekiyor.\n\nPutin, Merkel ve Macron arasında tam ittifak yok\n\n- Bu hafta sonu yapılan görüşmelerle ilgili ise sayın Macron ile aynı şekilde Merkel ve Sayın Putin arasında tam bir ittifak söz konusu değil. Bizim Putin ile belirlediğimiz tarih yani 5 Mart'ta bizim en kötü ihtimalde Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu olabilir. Telefonun ötesine geçip yüz yüze bu görüşmeleri yapmamız söz konusu olacak.\n\nKoronavirüs için bütün önlemlerimizi aldık\n\n- Sağlık noktasındaki hassasiyeti bir kenara koyamayız. Bilim kurulu ile yapılan çalışmalar neticesinde en uygun olan neyse biz bu kararlara uymak durumundayız. İran'dan bir virüsün ülkemize çıkarması bizde ciddi boyutlara ulaşabilir. Şu ana kadar biz bütün tedbirlerimizi aldık.\n\nLibya'da iki şehidimiz var, Fox önce gazete olsun\n\n\"('Birkaç şehit var' ifadesine yanıt) Bakın Fox önce gazete olsun. Fox önce ciddi bir medya mensubu olsun. Bunu bir defa öğrenmemiz lazım. Yalan haber üretmeyi bırakın. Muhalefet önce kendini yargılasın. Gidip Esed'le görüşeceksiniz diyorlar. Bu nasıl muhalefet ya. Milyonlarca insan ülkesini terk ediyor, Bay Kemal bunun hesabını sormuyor kalkıp bize akıl vermeye kalkıyor. O aklı kendine sakla.\n\nBizim kendimize ait iki tane şehidimiz var. Ben bu rakamı açıkladım Bay Kemal ne yapacak bunu.\n\nAzerbaycan ile ilişkiler\n\n-Ülkemizin Azerbaycan'daki doğrudan yatırımlarına baktığımız zaman 11 milyar doları buluyor. Azerbaycan'ın ülkemizdeki yatırımlarının bu yıl sonuna kadar 20 milyar doları bulacağını düşünüyoruz."], "neg": ["Mersin Ticaret Borsası Mersin Ticaret Borsasında buğdayın kilogramı en yüksek 2,86 liradan satıldı.\n\nMersin Ticaret Borsasında buğdayın kilogramı en yüksek 2,86 liradan satıldı.\n\nBorsada işlem gören bazı ürünler ve fiyatları şöyle:\n\nÜrün Miktar En düşük (TL) En yüksek (TL) Buğday (aşurelik) Kg 2,80 2,86 Şehriye Kg 3,70 3,70 Bulgur (paketli) Kg 2,60 4,37 Makarna Kg 3,52 3,70 Bezelye Kg 4,10 4,40\n\nKaynak: AA", "DİYARBAKIR'da imam Abdulbari Y.'nin koronavirüs tedbirleri kapsamında camiden yaptığı anonsta sokak hayvanlarından koronavirüs bulaşabileceği sözleri tepkiye neden oldu. Müftülüğün hakkında soruşturma başlattığı Abdulbari Y., tepkiler üzerine hayvanlara merhamet konulu bilgilendirme yapıp, sözlerinin yanlış anlaşıldığını öne sürdü.Merkez Sur ilçesinin kırsal Kozan Mahallesi'nde imamlık yapan Abdulbari Y., küresel salgın koronavirüse karşı cami hoparlöründen vatandaşları Kürtçe uyardı. İmam Abdulbari Y.'nin uyarı konuşmasındaki sokak hayvanlarından koronavirüs bulaşabileceği sözlerini içeren video, Hayvanları Koruma Kurtarma ve Yaşatma Derneği (HAYKURDER) tarafından sosyal medyada paylaşılınca tepki çekti. Abdulbari Y. hakkında müftülük tarafından soruşturma başlatıldı.Tepkiler üzerine imam Abdulbari Y., ikinci uyarı anonsu yaptı. Abdulbari Y., Kürtçe ve Türkçe olarak camiden yaptığı ikinci uyarısında İslamiyet'te hayvanlara merhamet üzerine bilgi verdi.‘YANLIŞ ANLAŞILDIM’Abdulbari Y., konuşmasında ilk konuşmasındaki sözlerinin bir bölümünün alındığını ve yanlış anlaşıldığını savundu. Abdulbari Y., şunları söyledi:\"Kardeşlerim, dün yaptığım konuşmada bir yanlış anlaşılma oldu. Hayvanlara karşı merhametli olun ve onlara zarar vermeyin. Ben sadece temizlikten bahsettim, yanlış anlaşıldı. Peygamber efendimiz buyuruyor ki 'Yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.\"MAHALLE HALKI İMAMA DESTEK VERDİMahalle halkı da sözlerinin çarpıtılarak verildiğine inandıklarını belirtikleri imama destek verdi. Mahalleli, söz konusu anonsun Miraç Kandili'nin olduğu gün yarım saatlik konuşmanın içerisinden alınan bir bölüm olduğunu ifade etti.", "İHA\n\nBüyükçekmece Belediye Meclisi “Korona Salgını ve Salgına Karşı Alınan Önlemler” özel gündemiyle belediye hizmet binasında toplantı gerçekleştirdi. Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya belediye meclis üyeleri, mahalle muhtarları, belediye başkan yardımcıları ve daire müdürleri katıldı.\n\nKorona salgını ve alınması gereken tedbirlerin görüşüldüğü toplantıda semt pazarlarında vatandaşların daha kontrollü ve sağlıklı bir şekilde alışveriş yapmalarını sağlamak amacıyla pazar tezgahları seyrekleştirilecek, sadece gıda ve temizlik ürünlerinin satışına izin verilecek. Semt pazarları saat 10.00'da açılıp 18,00'de kapanacak. 14 Nisan 2020 tarihine kadar sürecek olan uygulama kapsamında zabıta ekipleri pazar yerlerinde denetimlerini sıklaştıracak. Üzeri açık gıda maddesi satan ve eldiven kullanmayan satıcılar uyarılacak. Ayrıca belediye ekipleri de pazar yerleri ve çevresinde dezenfekte çalışmalarını sürdürecek.\n\n'ESAS GÖREVİMİZ DEVLETİMİZİN İKAZLARINA UYMAK'\n\nToplantıyı değerlendiren Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, \"Depremden daha önemli bir vaka için hep birlikte el ele yürürken herkesin fikrini almak istedik. Korona virüsü ülkemizi de etkisi altına aldı. İlk ve esas görevimiz devletimizin yöneticilerinin ikazlarına uymak. Dünya bu yangınla mücadele etmezse çok daha büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalır. Belediye olarak halkın ortak kullandığı alanları dezenfekte etmeye çalışıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyemizden aldığımız bilgi desteği ile dezenfekte işlemini devam ettiriyoruz. Belediye olarak bugüne kadar iyi yol aldık. Bundan sonra da halkın sağlığı için alınması gereken her tedbiri alacağız\" dedi.", "Kırıkkale Belediyesi eski giysi ve oyuncakları ihtiyaç sahiplerine ulaştıracak Kırıkkale Belediyesi kullanılmayan eski giysi, ayakkabı ve oyuncakları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için şehrin değişik noktalarına giysi kutuları yerleştirdi.\n\nKırıkkale Belediyesi kullanılmayan eski giysi, ayakkabı ve oyuncakları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak için şehrin değişik noktalarına giysi kutuları yerleştirdi. Belediyeden yapılan yazılı açıklamada, farklı bölgelere yerleştirilen kutularla ikinci el eşyaların değerlendirilmesinin amaçlandığı belirtildi. Kutularda toplanacak eşyaların önce ayrıştırma işlemine tabii tutulacağı ifade edilen açıklamada, kullanılabilir malzemelerin belirlenmesinden sonra bu ürünlerin ihtiyaç sahibi vatandaşlara ulaştırılacağı aktarıldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Erol Bakır, \"Evlerde kullanılmayan, bir köşede bırakılan, bir başkasının kullanabileceği giysiler bu kutularda değerlendirilebilir, ihtiyaç sahiplerine ulaştırılabilir. Kullanıma uygun olan kıyafetler görevlilerimiz tarafından ayrıştırılıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırılacak. Uygun olmayanlar ise geri dönüşüme gönderilerek ekonomiye katkı sağlanmış olacak.\" ifadelerini kullandı. Kaynak: AA", "Sakarya ve Bolu'da meydana gelen bazı trafik kazaları, MOBESE kameralarınca görüntülendi.\n\nEmniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığınca paylaşılan görüntülerde, Sakarya'da tali yoldan ana caddeye kontrolsüz çıkan bir otomobile başka bir otomobilin hızla çarpması görülüyor.\n\nKentteki başka noktada meydana gelen bir kazanın görüntüsünde ise yol kenarında park halinde bekleyen bir otomobilin sürücüsünün, kapıyı birden açması sonucu yoldan geçen motosikletin kapıya çarparak devrilmesi ve motosikletteki 2 yolcunun yere düşmesi yer alıyor.\n\nD-650 kara yolundaki kazada da trafiğin yoğun seyrettiği yoldan çıkmak için yavaşlayan tıra, arkadan gelen yolcu otobüsünün çarpma anları kameralara yansıyor.\n\nBolu'da meydana gelen 2 ayrı kazada ise trafik ışıkları bulunmayan dört yol geçişlerinde otomobillerin çarpışması MOBESE kameralarınca görüntülendi.\n\nAA / Güncel"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Tatlısu-Geçitkale yolu üzerinde meydana gelen ve Kemal Aydın’ ın ölümü, Şaban Ateş ve Ayla Yılmaz’ın ağır yaralanmaları ile meydana gelen trafik kazasında ağır yaralanan ve kazaya sebebiyet verdiği tespit edilen GM 666 plakalı araç sürücüsü Harun Reşit Çetin, Lefkoşa Devlet hastanesinde polis gözetiminde tutuklu olarak tedavi altın alınmıştı.\n\nZanlı Harun Reşit Çetin’e, Gazimağusa Kaza Mahkemesi’nde gıyabında görüşülen tutukluluk duruşmasında toplam 10 gün hastanede polis gözetiminde tutuklu kalması yönünde emir verilmişti.\n\nKazada ağır yaralanan ve Yakın Doğu Hastanesi yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Ayla Yılmaz’ ın yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirmesiyle hayatını kaybedenlerin satısı ikiye yükselmiş oldu.\n\nSağlık sorunları nedeniyle zanlı mahkemeye gelemedi\n\nTutukluluk süresinin dolması nedeniyle zanlının bugün dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu iki şahsın ölümüne sebep olma ve ağır yaralanmalı trafik kazasına sebep olma suçlarıyla Gazimağusa kaza mahkemesinde yargıç huzuruna çıkması ve teminata bağlanması beklenmekteydi. Ancak zanlı sürücünün kan değerlerinde meydana gelen düşüş nedeniyle hastaneden çıkması sağlık yönünden sakıncalı görüldüğüne dair temin edilen doktor raporu neticesi tutukluluk duruşması zanlının gıyabında yapıldı.\n\nTutukluluk süresi 3 gün uzatıldı\n\nİddia makamı adına mahkemede yeminli şahadet veren Polis Çavuşu Mustafa İskender, zanlının kan değerlerinde meydana gelen düşüş nedeniyle hastaneden ayrılmasının sağlık yönünden sakıncalı görüldüğüne dikkat çektikten sonra temin edilen doktor raporunu emare olarak ibraz ederek duruşmanın zanlının gıyabında yapılması talebinde bulundu. Yargıcın talebi uygun görmesiyle şahadetine devam eden Polis Çavuşu İskender, temin edilen tutukluluk süresi içerisinde kazada sonradan yaşamını kaybeden Ayla Yılmaz ile ilgili otopsi raporunun temin edildiğini söyledi.\n\nCep telefonu ile ilgili GSM operatöründen rapor bekleniyor\n\nPolis Çavuşu İskender şahadetine devamla, zanlıdan alınan cep telefonunun kaza anında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilebilmesi için GSM operatörüne yazılan yazıya henüz yanıt gelmediğini belirten Polis Çavuşu İskender, zanlının tutukluluk süresinin gıyabında 5 gün daha uzatılmasını talep etti.\n\nİddia makamı adına mahkemede hazır bulunan savcı Hasan Boşnak, talep edilen süreyi 3 gün olarak sınırladıktan sonra şahadeti değerlendiren kıdemli yargıç Çiğdem Güzeler zanlının hastanede polis gözetimi altında 3 gün daha utuklu kalması yönünde emir verdi. (MHA)", "pos": ["Tatlısu-Geçitkale anayolunda 15 Haziran’da meydana gelen ve Kemal Aydın ile eşi Ayla Yılmaz Aydın’ın ölümüyle sonuçlanan trafik kazasına sebep olmakla suçlanan Harun Reşit Çetin’in tutukluluk süresi dün gıyabında görüşülen celseyle 3 gün daha uzatıldı.\n\nKazada kendisi de ciddi şekilde yaralanan ve bugüne kadar tüm duruşmaları gıyabında gerçekleştirilen Harun Reşit Çetin’in dün teminat talebiyle mahkemeye çıkarılması bekleniyordu ancak polis, zanlının kan değerlerinde meydana gelen düşüş nedeniyle doktorların mahkemeye çıkmasının sakıncalı olacağını belirttiğini söyleyerek hazırlanan raporu mahkemeye sundu.\n\nMahkeme de, Harun Reşit Çetin’in 3 gün daha tutuklu kalmasına emir verdi.\n\nGazimağusa Kaza Mahkemesi’nde dün görüşülen ek tutukluluk duruşmasında yeminli şahadet veren polis çavuşu Mustafa İskender, kazayla ilgili bilgileri hatırlattıktan sonra, zanlının kan değerlerinde meydana gelen düşüş nedeniyle hastaneden ayrılmasının sağlık yönünden sakıncalı görüldüğüne dikkat çekti ve temin edilen doktor raporunu emare olarak ibraz ederek duruşmanın zanlının gıyabında yapılması talebinde bulundu.\n\nMahkemenin talebi uygun görmesiyle şahadetine devam eden polis çavuşu İskender, temin edilen tutukluluk süresi içerisinde kazada sonradan yaşamını kaybeden Ayla Yılmaz Aydın ile ilgili otopsi raporunun temin edildiğini söyledi.\n\nİskender şahadetine devamla, zanlıdan alınan cep telefonunun kaza anında kullanılıp kullanılmadığının tespit edilebilmesi için GSM operatörüne yazılan yazıya henüz yanıt gelmediğini belirterek, zanlının tutukluluk süresinin gıyabında 5 gün daha uzatılmasını talep etti.\n\nSavcı Hasan Boşnak’ın bu süreyi 3 gün ile sınırlandırmasının ardından Kıdemli Yargıç Çiğdem Güzeler, zanlı Harun Reşit Çetin’in 3 gün daha polis gözetiminde hastanede tutuklu kalmasına emir verdi. (MHA)"], "neg": ["Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yamanel, Türkiye'de virüs kapan 25-45 yaş arası çok hasta olduğunu açıkladı.\n\nGülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı ve Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, Türkiye'nin genç nüfusa sahip olduğunu, buna bağlı olarak 25-45 yaş arası da çok hasta gördüklerini belirtti.\n\nDHA'ya konuşan Yamanel, \"Genç yaştaki bir kişinin bu hastalığa karşı direnci önemli fakat hastalığa karşı erken dönemde ilaca başlamak çok etkili. Sayın bakanımızın da daha önce gösterdiği grafiklerde olduğu gibi 25 ve 45 yaş arası daha yoğun dağılmıştı bu virüs ülkemizde. Fakat hastaneye yatış ve yoğun bakıma yatma oranlarımız genel olarak 65-85 yaş arasındaki vatandaşlarımızdan oluşuyor\" diye konuştu.\n\n'FİLYASYON EKİPLERİ, HIZLI YAYILIMI ÖNLÜYOR'\n\nProf. Dr. Yamanel, filyasyon ekiplerine ilişkin de konuşarak, şunları söyledi:\n\n\"Bu ekipler Sağlık Bakanlığı’nın çok önemli bir organizasyonu. Bunlar pozitif olan vakaların çevresinde temas etmiş vakaları tespit ediyorlar. Bunlardan sürüntü örneği alıp test yapıyorlar ve yine pozitif çıkanlar da izole ediliyor. Salgınların en önemli önlemlerinden bir tanesi budur. Filyasyon salgıların önüne geçmek için çok önemlidir. Örneğin bir hasta var ve bunun da temas ettiği bireyler var; bu bireyleri tespit edip, bunların pozitif olup olmadığını anlamak yayılım açısından çok önemli. Sayın bakanımızın da daha önce söylediği gibi 1 kişi 16 kişiye bulaştırabiliyor ki ilk vakalarda 1 kişi 30 kişiye bulaştırmıştı. Bu durum böyle olunca hızlı yayılım söz konusu da oluyor. Yani filyasyon ekipleri de bu hızlı yayılımı önlüyorlar. Ben bunu çok iyi başardığımızı da düşünüyorum. Ve eğer hızımızda da bir düşüş varsa bu da filyasyonun başarılı yapıldığının bir göstergesidir.\"", "20.02.2020 05:31 | Son Güncelleme: 20.02.2020 05:31\n\nMalatya'da içerisinde 4 kişinin bulunduğu iddia edilen bir araç gölete uçtu.\n\n\n\nOlay,Battalgazi ilçesi'nde meydana geldi.\n\n\n\nEdinilen bilgilere göre; Orduzu Pınarbaşı Göleti mevkiinde seyir halinde olan bir araç henüz bilenmeyen bir nedenden dolayı gölet üzerinde bulunan köprünün demir korkuluklarını aşarak gölete düştü.\n\n\n\nİçerisinde 4 kişinin bulunduğu değerlendirilen araç gölette gözden kaybolurken, araç içerisinde bulunan 2 kişi polis ve çevredeki vatandaşların yardımı ile göletten çıkarıldı. Yaklaşık olarak 25 dakika gölet içerisinde kurtarılmayı bekleyen belli aralıklarla yardım çığlıkları atan 1 kişi ise Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Sualtı dalgıç ekibi tarafından suda donmak üzere iken son anda kurtarıldı.\n\n\n\nAraçta 4'üncü bir kişinin de bulunduğu iddiası üzerine gölet içerisinde yaklaşık olarak 2,5 saat çalışma yapan Malatya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Sualtı dalgıç ekibi olumsuz hava şartları nediyle çalışmalara sabaha karşı ara verdi.\n\n\n\nGöletten çıkarılan 3 kişinin kentteki çeşitli hastanelere kaldırıldığı olayla ilgili başlatılan inceleme sürüyor. - MALATYA\n\nKaynak: İHA", "Ürettiği maskeleri ücretsiz dağıtıyor Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis, Malatya ve Kahramanmaraş'ta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler devam ediyor.\n\nGaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Kilis, Malatya ve Kahramanmaraş'ta yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı alınan tedbirler devam ediyor.\n\nGaziantep'te, Vefa Sosyal Destek Grubu ekipleri, 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı bulunan vatandaşların çeşitli ihtiyaçlarının karşılanması için çalışmalarını sürdürüyor.\n\nKentte, Toplum Destekli Polislik (TDP) Şube Müdürlüğü ekiplerinin de desteğiyle yaşlı vatandaşların maaşları çekildi, gıda ihtiyaçları karşılandı ve isteyenler hastaneye götürüldü.\n\nTrafik Denetleme Şube Müdürlüğü ekipleri de toplu taşıma araçlarında yüzde 50 oranında fazla yolcu alınmaması için denetim ve bilgilendirme gerçekleştirdi.\n\nGaziantep Büyükşehir Belediyesi ve İl Emniyet Müdürlüğü de toplu taşıma araçlarında ayakta yolcu alımını engelleme çalışmaları yürütüyor.\n\nGaziantep Büyükşehir Belediyesi Kadın, Aile, Eğitim ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığına bağlı meslek edindirme kursunda ise maske üretimine başlandı.\n\nGASMEK Ünaldı Kurs Merkezinde 21 usta öğretici, 8 kursiyer günde yaklaşık 10 bin maske üretimi gerçekleştiriyor.\n\nNurdağı ilçesinde 43 yıldır terzilik yapan 63 yaşındaki Eyüp Gökkaya da kendi imalatı olan pamuk kumaştan maskeleri isteyenlere ücretsiz dağıtıyor.\n\nKaynak: AA", "Ergene Belediyesi yol çalışmalarına aksatmadan devam ediyor Tekirdağ'ın Ergene Belediyesi, Covid-19 salgını nedeniyle alınan olağanüstü tedbirlerinin yanı sıra rutin belediyecilik hizmetlerini de aksatmadan sürdürüyor.\n\nTekirdağ'ın Ergene Belediyesi, Covid-19 salgını nedeniyle alınan olağanüstü tedbirlerinin yanı sıra rutin belediyecilik hizmetlerini de aksatmadan sürdürüyor.\n\nErgene Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğüne bağlı ekipler Yeşiltepe Mahallesi Ortaç sokakta kilit parke taşı çalışmalası gerçekleştiriyor. Yapılan çalışmaları yerinde inceleyen Ergene Belediye Başkanı Rasim Yüksel, çalışmaların en kısa sürede tamamlanarak sokağın vatandaşların kullanımına açılacağını belirtti.\n\n\"Halkımızdan sabırlı olmalarını istiyorum\"\n\nBelediye Başkanı Rasim Yüksel pandemi döneminde salgınla mücadele kapsamında yol çalışmalarının da Ergene'de aralıksız bir şekilde devam ettiğini belirterek, \"Ergene'de yapılmayan yolumuz kalmayacak sözümüzün sonuna kadar arkasındayız. İşte bugün burada da devam eden bir yol çalışmamız bulunuyor, halkımızın sadece yol konusunda sabırlı olmalarını istiyorum. Ergene Belediyesi salgınla mücadelenin yanı sıra rutin belediyecilik hizmetlerine de aralıksız bir şekilde devam ediyor\" dedi. Belediye Başkanı Yüksel ayrıca Ergene Belediyesi ve Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi ortaklığında da Sağlık mahallesinde bulunan 1-6 ve 9.cu sokaklarında asfaltlanacağını belirterek bu çalışmanın da yapılacağının müjdesini verdi. - TEKİRDAĞ\n\nKaynak: İHA", "Nijerya'da silahlı kişilerin kaçırdığı 13 kişi kurtarıldı Batı Afrika ülkesi Nijerya'nın Katsina eyaletinde, silahlı çete üyelerinin kaçırdığı 13 kişi operasyonla kurtarıldı.\n\nBatı Afrika ülkesi Nijerya'nın Katsina eyaletinde, silahlı çete üyelerinin kaçırdığı 13 kişi operasyonla kurtarıldı.\n\nSavunma Bakanlığı Operasyonlar Sözcü Vekili Benard Onyeuko, basına yaptığı açıklamada, Kankara köyünde silahlı çete üyelerine yönelik operasyon düzenlendiğini belirtti.\n\nOperasyonda aralarında 4 çocuğun da bulunduğu 13 kişinin kurtarıldığını ifade eden Onyeuko, 26 silahlı çete üyesinin de öldürüldüğünü ifade etti.\n\nOnyeuko, çetelere ait önemli miktarda mühimmatın da ele geçirildiğini kaydetti.\n\nNijerya'da adam kaçırma suçu idamla cezalandırılıyor ancak buna rağmen fidye için kaçırma olaylarına sıkça rastlanıyor.\n\nKaynak: AA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Fransa’da hükümete Covid-19’a dair öneriler sunan bilim kuruluna başkanlık eden Profesör Jean-François Delfraissy, ülkede Covid-19’un kontrol altına alındığını duyurdu. Mart ayının başında günlük 80 bin vakanın bulunduğu Fransa’da şu an günde bin vakanın kayıtlara geçtiğini duyurdu. Delfraissy, Fransa sağlık sisteminin yeni vakaları belirleme ve salgınların yayılmasını önlemeye hazır olduğunu söyledi. Bu nedenle ülkede ikinci bir karantinanın gerekli olmayacağından umutlu olduğunu ifade etti.\n\nFransa, İtalya ve İspanya ile birlikte pandemiden en çok etkilenen AB ülkeleri arasında yer alıyor. Fransa’da hali hazırda koronavirüs nedeniyle 29 bin 65 kişi hayatını kaybetti.\n\n(İHA)", "pos": ["IHA 05 Haziran 2020 Cuma 12:24 - Güncelleme: 05 Haziran 2020 Cuma 12:31\n\nFransa’da hükümete Covid-19’a dair öneriler sunan bilim kuruluna başkanlık eden Profesör Jean-François Delfraissy, ülkede Covid-19’un kontrol altına alındığını duyurdu. Mart ayının başında günlük 80 bin vakanın bulunduğu Fransa’da şu an günde bin vakanın kayıtlara geçtiğini duyurdu. Delfraissy, Fransa sağlık sisteminin yeni vakaları belirleme ve salgınların yayılmasını önlemeye hazır olduğunu söyledi. Bu nedenle ülkede ikinci bir karantinanın gerekli olmayacağından umutlu olduğunu ifade etti.\n\nFransa, İtalya ve İspanya ile birlikte pandemiden en çok etkilenen AB ülkeleri arasında yer alıyor. Fransa’da hali hazırda korona virüs nedeniyle 29 bin 65 kişi hayatını kaybetti."], "neg": ["29 Mart 2020 Pazar, 02:00\n\nYeni tip koronavirüs salgınının Avrupa’da en ağır etkilediği ülkelerden İtalya’ya, Çin ve Rusya’dan giden yardımlar Paris’in gündeminde. Rusya tarafından İtalya’ya gönderilen askeri uzmanların salgının merkez noktalarından görülen Bergamo’da çalışmalarına başladığı duyuruldu. Avrupa’yı da kasıp kavuran salgınla birlikte sosyal devlet, sağlık sistemlerindeki eksiklikler tartışmaların merkezindeyken Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, AB’nin daha güçlü bir dayanışma sergilemesi gerektiği çıkışı yaptı. İtalyan basınına demeç veren Macron, İtalya’nın yanında olduklarını kaydetti. Diğer yandan da “Çin ve Rusya’dan yardımlarla ilgili çok fazla açıklama var, ama neden Fransa ve Almanya’nın İtalya’ya 2 milyon maske ve önlük gönderdiğini söylemiyoruz” ifadesi dikkat çekti. Bunun yeterli olmadığını ancak yardımların devam edeceğini söyledi. Roma’dan AB’ye eleştiriler son dönemde artmış durumda.\n\n‘İLAÇ GELİŞTİRİLDİ’\n\nÖte yandan Rusya, salgınla mücadele çerçevesinde yarından itibaren sınırlarını geçici olarak kapatacağını açıkladı. Rus diplomatlara ve nakliye kamyonlara izinlerin ise süreceği gündeme yansıdı. Beş kişinin yaşamını yitirdiği, 1264 vakanın olduğu ülkenin Federal Biyomedikal Ajansı ise dün virüsü tedavi edecek ilacın geliştirildiğini duyurdu.", "CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan kanuna ilişkin, \"26 Haziran 2009'daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur.\" ifadesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclise saygısızlıktır.\" açıklamasını değerlendirdi. FETÖ'nün, yıllardır hazırlandığı devleti ele geçirme çabalarında en uygun ortamı son 17 yılda bulduğunu öne süren Özel, FETÖ'nün 17-25 Aralık'a, iktidarın nasırına basana kadar etle tırnak gibi olduğunu, ilk fay kırıklığının dershanelerin kapatılmasıyla başladığını söyledi. Özel, darbe girişiminin her yönüyle araştırılması için Mecliste komisyon kurulduğunu, doping komisyonuna yetmeyen 3 aylık çalışma süresinin bu komisyona yettiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın \"Kapatın, raporu yazın, bitsin.\" talimatı verdiğini, ancak yazılan raporun basılmadığını iddia etti.\n\n\"İktidarın küçük ortağının, bugün kendisine verilen görevi yerine getireceğini\" ifade eden Özel, AK Parti'nin kendi diyemediğini MHP'ye dedirtmeye, kendi yapamadığını MHP'ye yaptırmaya, MHP'ye bazı görevler tayin etmeye çok alıştığını ileri sürdü. **\"İLKER BAŞBUĞ'UN DEDİKLERİNİ DİNLESELERDİ BU DARBE GELİR MİYDİ\" Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, başbakan olduğu dönemdeki haftalık olağan görüşmelerinde Erdoğan'ı FETÖ konusunda en çok uyaran kişi olabileceğini belirten Özel, Başbuğ'un FETÖ kumpasıyla tutuklanarak 780 gün cezaevinde yattığına dikkati çekti. Başbuğ'un, FETÖ'cülerin hedefi olduğunu ifade eden Özel, \"FETÖ, Başbuğ'dan memnun olsaydı başına bunlar gelir miydi? Başbuğ'un dediklerini dinleselerdi bu darbe gelir miydi?\" diye sordu. Özel, özür dilemeleri gerekirken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Başbuğ'u eleştirdiğini, Erdoğan'ın da \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız.\" dediğini anımsattı. CHP Grup Başkanvekili Özel, 25 Haziran 2009'da dönemin AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ ve Ahmet Aydın ile 3 milletvekilinin imzasıyla bir önerge sunulduğunu, kelime oyunlarıyla asker kişilere sivil yargılama yolunun açıldığını kaydederek, Başbuğ'un bu kanundan 3 yıl sonra yargılandığını belirtti.\n\n\"CHP ile mutabakat vardı. Kemal Kılıçdaroğlu da görüşmelere katıldı.\" denildiğine işaret eden Özel, \"İnsanda biraz korkma, utanma olur. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekili ancak nöbetçi değil. Salonda Hakkı Suha Okay var. Kanunun tümü üzerinde CHP 'hayır' oyu veriyor. Ertesi sabah Okay, 'Böyle bir mutabakatımız yok' diyor. Davalar kabul edilse, Başbuğ'a ceza verilse 780 gün daha mı hapiste yatıracaksın?\" dedi. \"SEN YİNE AYNI TARİHİ NOKTADASIN\" Özel, \"Baykal'ın çağrısıyla bunu yaptık.\" denildiğini ifade ederek, \"Vallahi de billahi de yalan. Son kanıt; bu maddeyi Anayasa Mahkemesine götürdük. Mutabakat olsa bu madde Anayasa Mahkemesine gider mi? Mahkeme bunu reddetmeyip kabul etse Başbuğ tutuklanmayacaktı. Başbuğ'un açıklaması, zorunuza mı ağrınıza mı gitti?\" diye konuştu. FETÖ'nün yasama organı üzerindeki faaliyetlerinin sadece bu önergeyle sınırlı olmadığını savunan Özel, Ergenekon savcıları için Meclisten koruma yasaları çıkarıldığını söyledi. Özel, şunları kaydetti: \"Sen yine aynı tarihi noktadasın. Başbuğ ve onun gibi Balyoz'da, Ergenekon'da, askeri casuslukta nice mağdurlar varken doğruyu söyleyen, 780 gün senden alacaklı olan Başbuğ'a dava açtırıyorsan biz yine avukatız. CHP'liler, Genel Başkanımız senin açacağın davada yine Başbuğ'u savunuruz, siz yine FETÖ'cü savcıları savunduğunuz tarafta durun bakalım. Hiç sıkılmadan, utanmadan, Ergenekoncuların yanında saf tutan savcı olanların karşısında bu ülkenin yurtseverleri savunulacaksa biz yine bu avukatlığı yaparız. Tarih bizi yine haklı çıkartır.\"", "Milli Eğitim Bakanlığı, LGS kapsamında 20 Haziran'da yapılacak merkezi sınavın giriş bilgileri yayımlandı.\n\nLiselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılacak merkezi sınavın giriş bilgileri E-Okul ve Milli Eğitim Bakanlığ'nın (MEB) internet sitesinde yayımlandı.\n\nLGS kapsamında yapılacak merkezi sınavın giriş bilgileri \"www.meb.gov.tr\" internet adresi ile e-okul üzerinden yayımlandı.\n\nSINAV ÖNCESİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER\n\nFotoğraflı sınav giriş belgesi 10 Haziran 2020 tarihinden itibaren elektronik ortamda okul müdürlükleri tarafından alınacak, mühürlenerek onaylandıktan sonra öğrencinin sınava gireceği salon ve sırada hazır bulundurulacaktır.\n\nSınav giriş belgesinde öğrencinin kimlik bilgileri ile sınava gireceği sınav merkezi, bina, salon ve sıra bilgileri yer alacaktır. Öğrenci, sınav giriş belgesinde yer alan sınav bölgesinde, binada, salonda ve sırada sınava girecektir.\n\nMücbir sebepten (nakil, zorunlu ikamet değişikliği, mevsimlik işçi, yurt dışından gelmiş olanlar, tayin nedeniyle yer değişikliği gibi) başka illerde bulunan öğrencilerin velileri, öğrencinin durumunu anlatan dilekçe ve belgeler ile sınava girmek istedikleri il/ilçe millî eğitim müdürlüklerine 15 Haziran 2020 tarihine kadar başvuru yapacaklardır. Dilekçeler sınav öncesinde oluşturulacak Bölge Sınav Yürütme Komisyonları tarafından değerlendirilerek başvurusu uygun görülen öğrencilerin sınava katılmaları sağlanacaktır.\n\nDoğal afet, karantina, yangın ve benzeri olağanüstü durumlarda Bölge Sınav Yürütme Komisyonunun teklifi üzerine ÖDSGM’nin uygun görüşü ile öğrencinin sınav yeri değiştirilebilecektir.\n\nYurt dışında e-Okul sistemine kayıtlı olmayan öğrenciler sınav giriş belgelerini 10 Haziran 2020 tarihinden itibaren, bulundukları ülkenin Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçilik, Başkonsolosluk veya Konsolosluklarından alacak ve onaylatacaklardır.\n\nÖzel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin sınav giriş belgesinde, kimlik bilgilerinin yanında sınavda alacağı sınav tedbir hizmeti yer alacaktır.", "Türkiye Gazetesi\n\nTürkiye Gazetesi\n\nTürkiye Basketbol Federasyonundan yapılan açıklamaya göre, Sinan Erdem Spor Salonu'nda gerçekleştirilecek organizasyonda mücadele edecek karmaların ilk 5'leri, Kırmızı Takım Başantrenörü Ergin Ataman ile Beyaz Takım Başantrenörü Ufuk Sarıca tarafından seçildi.\n\nKırmızı Takım'ın ilk 5'inde, Shane Larkin (Anadolu Efes), Shaquielle McKissic (Beşiktaş Sompo Sigorta), Aaron Harrison (Galatasaray Doğa Sigorta), Zachary Auguste (Galatasaray Doğa Sigorta) ve Sertaç Şanlı (Anadolu Efes) yer aldı.\n\nBeyaz Takım'ın ilk 5'i ise Nando De Colo (Fenerbahçe Beko), Jordon Crawford (Meksa Yatırım Afyon Belediyespor), Melih Mahmutoğlu (Fenerbahçe Beko), Amath M'Baye (Pınar Karşıyaka)\n\nve Moustapha Fall'dan (Türk Telekom) oluştu.", "Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Başkanı Güven Bengihan, Gazimağusa Limanı’nda darp edilen çalışanların sahipsiz olmadığını kaydederek, “Caydırıcı ceza için ilgili makamları göreve davet ediyor, bu olayı şiddetle kınıyoruz” dedi.\n\nYasalar çerçevesinde görevini yapan gümrük çalışanlarının şiddete maruz kalmasının kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirten Bengihan, bu konuyla ilgili sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.\n\nBengihan, yazılı açıklamasında, geçtiğimiz gün Gazimağusa Limanı’nda beyan dışı mallara işlem yapan gümrük çalışanlarının sözlü saldırıya uğradığını ve darp edildiğini belirtti.\n\nGüven Bengihan, yapanın yanına kâr kalmamasını, darp olayını gerçekleştirenlere caydırıcı ceza verilmeni istedi, ilgili makamları görevini yapmaya davet etti.\n\nKTAMS Başkanı Güven Bengihan, “Yasalar çerçevesinde görevini yapan gümrük çalışanlarının şiddete maruz kalması kesinlikle kabul edilemez” dedi.\n\nBengihan, gümrük çalışanlarının pandemi sürecinde tüm risklere rağmen görevinin başında olduğuna da dikkat çekti."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Koronavirüs tablosunda son durum ne? Dünyada toplam kaç corona virüs vakası var? Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı kaç oldu? Tüm bu soruların cevaplarına corona virüs haritası üzerinden ulaşılıyor. Corona virüs salgını, neredeyse tüm dünyaya yayıldı, ancak dünyanın pekçok bölgesinden sevindiren haberler geliyor. Pekçok ülkede vaka sayıları azalırken aşamalı olarak normalleşme adımları da atılıyor. Türkiye de o ülkelerden birisi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıklamasına göre, Türkiye'de vaka sayısı 153 bin 500 kişiyi aştı. Corona virüs nedeniyle 4 bin 249 vatandaşımız da hayatını kaybetti. Neredeyse 115 bin vatandaşımız ise coronavirüsü yenerek hayata tutundu. Dün yapılan 33 bin 633 testten 961'i pozitif çıktı. Peki dünyada durum ne? İşte Koronavirüs dünya tablosu son durum...\n\nKORONAVİRÜS TABLOSU DÜNYA (CORONAVIRUS MAP LIVE) 22 MAYIS 2020\n\nCoronavirus map live yani Corona virüs canlı haritası, Amerika'da bulunan Johns Hopkins Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından geliştirildi. Harita koronavirüsün günlük durumunu gösteren çevrimiçi bir harita geliştirdi. Haritada virüsü yayıldığı ülkeler ile birlikte vaka ve ölü sayılarına da ulaşılabiliniyor.\n\nCORONA VİRÜS HARİTASINDA SON DURUM İÇİN TIKLAYIN\n\nCORONA VİRÜS VAKA SAYISI 5 MİLYON 100 BİNİ AŞTI, ÖLENLERİN SAYISI 333 BİN\n\nCorona virüsü haritasına göre, 22 Mayıs öğle saatleri itibari ile dünya genelinde corona virüsü vaka sayısı 5 milyon 107 bin. Corona virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise 333 bin 32. Corona virüs salgını dünya genelinde 188 ülkede görülüyor.\n\nABD'DE CORONA VİRÜS VAKA SAYISI 1 BUÇUK MİLYON, İKİNCİ RUSYA'DA 317 BİN\n\nCorona virüs vaka sayısının en yoğun olduğu ülke neredeyse 1 buçuk milyonu aşan vaka ile ABD. En çok ölümün görüldüğü ABD'de hayatını kaybedenlerin sayısı da 94 bin 729. ABD'nin ardından listede en çok vakaya sahip ülke, 317 bin kişi ile Rusya. Rusya'da ölü sayısı ise 3 bin kişi olarak duyuruluyor. En çok ölümün yaşandığı ikinci ülke ise 36 bin kişi ile İngiltere...", "pos": ["ABD merkezli Johns Hopkins Üniversitesi'nin verilerine göre koronavirüs salgını nedeniyle dünya genelinde yaşamını yitirenlerin sayısı 500 bini, kayıtlı vaka sayısı da 10 milyonu geçti. Vakaların dörtte birinin salgının hızla yayılmaya devam ettiği ABD'de olduğu belirtildi.\n\n\n\n\n\nEn fazla can kaybı da ABD'de.\n\n\n\n\n\nAmerikalı uzmanların verilerine göre ABD'de 125 bin, ikinci sıradaki Brezilya'da 57 binden fazla kişi, üçüncü sıradaki İngiltere'de de 44 bin kişi COVID-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Brezilya'da kayıtlı vaka sayısının da Pazar günü itibariyle 1 milyon 300 bini geçtiği bildirildi. Vaka sayısı açısından Rusya üçüncü, Hindistan dördüncü, İngiltere de beşinci sırada.\n\n\n\n\n\nTürkiye'deki son durum\n\n\n\n\n\nJohn Hopkins Üniversitesi'nin son verilerine göre vaka sayısı açısından Türkiye de 14'üncü sırada. Sağlık Bakanlığının verilerine göre Türkiye'de Pazar akşamı itibariyle vaka sayısı 197 bin 239, toplam can kaybı da 5 bin 97."], "neg": ["Fransızların yarısından fazlası koronavirüs kriz yönetimi konusunda hükümete güvenmiyor Fransa'da yapılan bir araştırma, halkın yarısından fazlasının koronavirüs (Covid-19) krizi yönetimi konusunda hükümete güvenmediğini ortaya koydu.\n\nFransa'da yapılan bir araştırma, halkın yarısından fazlasının koronavirüs (Covid-19) krizi yönetimi konusunda hükümete güvenmediğini ortaya koydu.\n\nBFM televizyonu için yapılan Elabe kamuoyu yoklaması sonuçlarında halkın yüzde 52'sinin Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un krizi çözüme kavuşturmak için attığı adımlara güvenmediği yer alıyor. Euronews.com'da Görüntüle", "Gemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı Gemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı Bursa'nın Gemlik İlçesinde kontrolden çıkan araç 300 metre takla atarak zeytinlik arazisine uçtu.\n\nGemlik'te kaza yapan araç takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu: 3 yaralı\n\nBURSA - Bursa'nın Gemlik İlçesinde kontrolden çıkan araç 300 metre takla atarak zeytinlik arazisine uçtu. Kazada 3 kişi yaralandı.\n\nKaza, gece saatlerinde Gemlik Umurbey Mahallesi Hisartepe kavşağında meydana geldi. Edilen bilgiye göre, Bursa istikametinden Gemlik İlçe merkez istikametine giden sürücü, direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu takla atarak zeytinlik tarlasına uçtu. Araçta 3 kişi hafif yaralanırken, 300 metre takla atarak sürüklenen araçta maddi hasar meydana geldi. Yoldan geçen sürücülerin ihbarı üzerine 112 ve 155 ekipleri sevk edildi. Yaralılar olay yerine gelen 112 ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından Gemlik Devlet Hastanesine kaldırılken, 155 ekipleri geniş güvenlik önlemleri aldı. Yaralıların durumunun iyi olduğu öğrenildi. Araç ise çekici yardımı ile çıkartılarak otoparka çekildi.\n\nKaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.\n\nKaynak: İHA", "Türkiye'de koronavirüsten ilk ölüm gerçekleşirken, Çankaya Köşkü'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında 'Koronavirüs zirvesi' toplandı. Toplantı öncesi açıklama yapan Erdoğan, \"Milletimizi iyi bilgilendirir, hastalığı sıkı şekilde kontrol altında tutarsak umduğumuzdan da güzel bir tablo bizi bekliyor\" dedi.\n\nAbone ol\n\nÇankaya Köşkü'nde koronavirüsle mücadele kapsamında çok geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirildi. Koronavirüsle Mücadele Eşgüdüm Toplantısı öncesinde açıklama yapan Erdoğan, sürecin ciddi ekonomik sonuçları olabileceğini söyledi.\n\nZoru birlikte başaracağız\n\nErdoğan, \"Devlete düşen görevlerin yanında özel sektörün de sorumlulukları olduğu muhakkaktır. Bu zoru birlikte başaracağız\" ifadelerini kullandı. İşte Erdoğan'ın koronvirüsle mücadele mesajları:\n\nCiddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır\n\n\"Bugüne kadar sağlık tedbirlerini peyderpey hayata geçirdik ve geçirmeye devam ediyoruz. Gönüllü veya zorunlu karantina uygulamaları sebebiyle günlük hayatı durma noktasına getiren böyle bir sürecin, pek çok boyutu yanında ciddi ekonomik boyutları da ortaya çıkacaktır. Türkiye olarak hem bu hastalığın salgın haline dönüşmesine engelleme, hem de ekonomiyi canlı tutma mecburiyetimiz var. ülkemizin ağustos 2018 yılında yaşadığımız kur-faiz-enflasyon saldırısının etkilerinden yeni yeni kurtulmaya, işlerin tekrar yoluna gitmeye başladığı bir dönemde ipin ucunu asla bırakamayız.\n\nİnşallah bu zoru birlikte başaracağız\n\nKovid-19 ile mücadele ederken tüm ekonominin çarklarının dönmesini sağlamak elbette kolay değildir. bunun için özel sektörümüzün de yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduğu muhakkaktır. İnşallah bu zoru birlikte başaracağız.\n\nBirkaç haftalık dönemi iyi yönetirsek güzel tablo bizi bekliyor\n\nÇin’deki salgın, tüm dünyayı üretim konusunda alternatifler aramaya itmiştir. Üretimde alternatif denince de ilk akla gelen yerlerden biri Türkiye olmaktadır. Ayrıca virüs salgını ve petrol fiyatlarının düşüşüyle yaşanan gelişmeler ülkemize ilave avantajlar yaşatacaktır. Birkaç haftalık dönemi iyi yönetir, hastalığı sıkı şekilde kontrol altında tutabilirsek, umduğumuzun da ötesinde güzel bir tablo bizi bekliyor.\n\nÖnemli olan hastalığın bizi yenmesine fırsat vermeden hem tıbbi olarak virüsün hem de psikolojik ve ekonomik etkilerinin üstesinden gelebilecek dirayeti ortaya koyabilmemizdir.\n\nBiliyorsunuz dün bir video konferansla bir taraftan yapacağımız bu çalışmaları özellikle de hem Fransa Başkanı Macron, diğer tarafta Merkel, diğer tarafta Johnson; onlarla dörtlü bir video konferans yaptık. Ve bu video konferansla da sadece virüs olayı değil, değerlendirme yaptığımızda en iyi konumda olan biz gözüküyor. Bizim ardımızdan Almanya gözüküyor. Ama İngiltere ve Fransa’nın durumu bizimle mukayese edilmeyecek derecede olumsuz. Bir diğer taraftan bölgedeki gelişmeler, İdlib konusunu, barış pınarı konusunu görüşme fırsatı bulduk. Ve Moskova’daki yaptığımız son zirveyle ilgili de bir bilgilendirmemiz oldu.\n\nSTK'lara 5'er dakika konuşma süresi\n\nVirüsle ilgili alacağımız kararların ülkemiz ve ekonomimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Şöyle bir plan yapmayı uygun bulduk. Bilgilendirme noktasında tabi bu işin şu anda süreci yöneten, götüren Sağlık Bakanımız olması hasebiyle; Sağlık Bakanımıza şöyle bir beş dakikalık süreç. Bunun dışında kabine üyelerimizin üçer dakika. STK’ların ise 5’er dakika konuşma süreci olacak.\"", "Sinop'ta koronavirüsü yenen 8 kişi alkışlarla tabucu oldu Sinop'ta, yeni tip koronavirüs tedavisi tamamlanan 8 kişi taburcu edildi.\n\nSinop'ta, yeni tip koronavirüs tedavisi tamamlanan 8 kişi taburcu edildi.\n\nÇeşitli şikayetlerle Sinop Atatürk Devlet Hastanesine başvuran 8 kişinin koronavirüs testlerinin pozitif çıkması üzerine tedavi süreçleri başladı.\n\nYaklaşık 14 gündür hastanede tedavi gören 8 hasta tedaviye olumlu yanıt verdi. İyileşen hastalar, sağlık çalışanlarının alkışları eşliğinde taburcu edildi.\n\nTaburcu edilen hastalardan 55 yaşındaki kadın, hastanede kaldıkları süre içinde morallerini yüksek tutmaya çalıştıklarını vurgulayarak, \"Cumhurbaşkanımız, Sağlık Bakanımız ve diğer tüm sağlık çalışanlarına teşekkür ediyoruz. Allah onlardan razı olsun. Bizi tekrar salığımıza kavuşturdular.\" dedi.\n\nİyileşenlerden 50 yaşındaki erkek hasta ise zorlu süreçte kendilerine destek verenlere teşekkür ederek, \"Herkesten Allah razı olsun. Çok mutluyuz. Tedavilerimiz tamamlandı, evlerimize dönüyoruz.\" ifadelerini kullandı.\n\nBu arada tedavi tamamlanan hastaların evdeki karantina süreçlerinin ise 14 gün devam edeceği belirtildi.\n\nKaynak: AA", "Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle 14 Mart'tan bu yana olağanüstü halin uygulandığı İspanya'da antrenmanlara dönme girişiminde bulunan ilk La Liga kulübü olan Real Sociedad, Spor Yüksek Konseyinden (CSD) gelen uyarıların ardından futbolcularına \"evde antrenmana devam\" talimatı gönderdi.\n\nKültür ve Spor Bakanlığına bağlı olan CSD'nin yetkilileriyle gerçekleştirilen görüşmenin ardından yeni bir açıklama yapan Real Sociedad, \"Toplumun ihtiyaçlarına uygun hareket etme ve saygı gösterme isteğine her zaman olduğu bugün de karşılık vererek, futbolcularımızın evlerinde bireysel antrenmanlarına devam etmesi kararını aldık.\" şeklinde kamuoyunu bilgilendirdi.\n\nBask kulübü, Covid-19 salgınından dolayı durdurulan antrenmanların, tüm çalışanlarının sağlık koşullarının garanti altına alınmasından sonra, diğer kurum ve kuruluşların iş birliğiyle tekrar başlatılması gerektiğini anlayışla karşıladığını vurguladı.\n\nÖte yandan, CSD Başkanı Irene Lozano da konuya ilişkin twitter hesabından yaptığı açıklamada, \"Sporcuların antrenmanları tabii ki yeniden başlayacaktır. Ancak bu, futbolun bağımsız ve sorumsuz bir tavrı şeklinde olmayacaktır. Bu, yavaş yavaş normale dönecek bir topluma giden yolda atılacak adım olacaktır.\" ifadelerini kullandı.\n\nReal Sociedad Kulübü, cumartesi günü yaptığı açıklamada, A takım futbolcularının, gruplar halinde ve sosyal mesafeye dikkat ederek yarından itibaren Zubieta Tesisleri'nde antrenmanlara başlayacağını duyurmuştu."], "instruction": "Retrieve semantically similar text."} {"query": "Kovid-19'dan dolayı La Liga kulüplerinde hayatta kalma mücadelesi Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomideki etkilerinden ciddi zarar gören İspanya 1. Futbol Ligi (La Liga) kulüplerinden bazılarının bu krizin sonunda ayakta kalamayacağı tartışılıyor.\n\nYeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomideki etkilerinden ciddi zarar gören İspanya 1. Futbol Ligi (La Liga) kulüplerinden bazılarının bu krizin sonunda ayakta kalamayacağı tartışılıyor.\n\nKovid-19'dan dolayı son olarak 8 Mart'ta 27. haftası oynanan ve sonrasında süresiz ertelenen La Liga'da kalan 11 maçın ne zaman ve hangi koşullarda oynancağı henüz bilinmiyor.\n\nİspanyol basını, en iyi ihtimalde maçların seyircisiz oynanacağını ancak bunun maliyetinin de çok yüksek olacağını vurgulayan haberler vermeye başladı.\n\nCadena ser radyosu, La Liga'nın ekonomik durumuna ilişkin verdiği haberde, aralık ayına kadar maçların seyircisiz oynanması halinde Barcelona ve Real Madrid'in 300-400 milyon avroluk gelir kaybının olacağını belirtti.\n\nİspanya'nın bu iki büyük kulübünün aralık ayına kadar sadece maç bileti gelirlerinden 50'şer milyon avrodan fazla kayıplarının olacağı kaydedildi.\n\nSalgından dolayı La Liga'da sezonun tamamlanamaması ve gelecek sezonun tamamının seyircisiz oynanması halinde ise İspanyol futbolunun gelirinde 1 milyar 900 milyon avroluk kayıp beklendiği bilgisi paylaşıldı.\n\nHaberde, bazı La Liga kulüplerinin bu kayıpların olması halinde ayakta kalamayabileceği vurgulandı.\n\nDiğer yandan ünlü İtalyan teknik direktör Fabio Capello da Kovid-19'un her sektörde olacağı gibi futbolda da \"bir devrime neden olacağını\" söyledi.\n\nLa Gazzetta dello Sport'a hafta sonu bir demeç veren Capello, \"Bu krizden dağılmış olarak çıkmayacak tek İspanyol kulübü Real Madrid olacaktır.\" dedi.\n\n74 yaşındaki Capello, \"Futbol piyasasında devrim olacak. Transferlerde saçma rakamlara çıkılmıştı. Daha mantıklı rakamların olduğu bir seviyeye ineceğiz. Sistemi düzeltmek için akıllı yöneticilere ihtiyaç var. Egoizm, ölümcül olabilir.\" yorumunda bulunmuştu.\n\nİspanyol futbolu antrenmanların başlamasını tartışıyor\n\nBu arada 14 Mart'tan bu yana antrenmanların durdurulduğu La Liga'da futbolcuların yeniden takımla birlikte hazırlıklara başlamasındaki belirsizlik de devam ediyor.\n\nBu konuda kulüpler, La Liga kurumu ve İspanya Futbol Federasyonu'nun farklı görüşleri olurken, son kararı Sağlık Bakanlığı'nın ve Spor Bakanlığı'na bağlı Spor Yüksek Konseyi'nin vereceği bildirildi.\n\nİlk aşamada futbolcuların, teknik heyetin ve diğer kulüp çalışanlarının tamamının Kovid-19 testinden geçirilmesi, ardından mayıs ayında ilk, küçük gruplar halinde sonrasında da takım olarak antrenmanlara başlanılması öngörülüyor.\n\nLa Liga kurumu yetkilileri, salgınla mücadelede iyiye doğru gidişat olması halinde 6 Haziran'da liglerin başlatılmasını ve maçların seyircisiz oynatılmasını planlıyor.\n\nKaynak: AA", "pos": ["Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının ekonomideki etkilerinden ciddi zarar gören İspanya 1. Futbol Ligi (La Liga) kulüplerinden bazılarının bu krizin sonunda ayakta kalamayacağı tartışılıyor.\n\nKovid-19'dan dolayı son olarak 8 Mart'ta 27. haftası oynanan ve sonrasında süresiz ertelenen La Liga'da kalan 11 maçın ne zaman ve hangi koşullarda oynancağı henüz bilinmiyor.\n\n\n\nİspanyol basını, en iyi ihtimalde maçların seyircisiz oynanacağını ancak bunun maliyetinin de çok yüksek olacağını vurgulayan haberler vermeye başladı.\n\nCadena ser radyosu, La Liga'nın ekonomik durumuna ilişkin verdiği haberde, aralık ayına kadar maçların seyircisiz oynanması halinde Barcelona ve Real Madrid'in 300-400 milyon avroluk gelir kaybının olacağını belirtti.\n\nİspanya'nın bu iki büyük kulübünün aralık ayına kadar sadece maç bileti gelirlerinden 50'şer milyon avrodan fazla kayıplarının olacağı kaydedildi.\n\nSalgından dolayı La Liga'da sezonun tamamlanamaması ve gelecek sezonun tamamının seyircisiz oynanması halinde ise İspanyol futbolunun gelirinde 1 milyar 900 milyon avroluk kayıp beklendiği bilgisi paylaşıldı.\n\nHaberde, bazı La Liga kulüplerinin bu kayıpların olması halinde ayakta kalamayabileceği vurgulandı.\n\nDiğer yandan ünlü İtalyan teknik direktör Fabio Capello da Kovid-19'un her sektörde olacağı gibi futbolda da \"bir devrime neden olacağını\" söyledi.\n\nLa Gazzetta dello Sport'a hafta sonu bir demeç veren Capello, \"Bu krizden dağılmış olarak çıkmayacak tek İspanyol kulübü Real Madrid olacaktır.\" dedi.\n\n74 yaşındaki Capello, \"Futbol piyasasında devrim olacak. Transferlerde saçma rakamlara çıkılmıştı. Daha mantıklı rakamların olduğu bir seviyeye ineceğiz. Sistemi düzeltmek için akıllı yöneticilere ihtiyaç var. Egoizm, ölümcül olabilir.\" yorumunda bulunmuştu.\n\n- İspanyol futbolu antrenmanların başlamasını tartışıyor\n\nBu arada 14 Mart'tan bu yana antrenmanların durdurulduğu La Liga'da futbolcuların yeniden takımla birlikte hazırlıklara başlamasındaki belirsizlik de devam ediyor.\n\nBu konuda kulüpler, La Liga kurumu ve İspanya Futbol Federasyonu'nun farklı görüşleri olurken, son kararı Sağlık Bakanlığı'nın ve Spor Bakanlığı'na bağlı Spor Yüksek Konseyi'nin vereceği bildirildi.\n\nİlk aşamada futbolcuların, teknik heyetin ve diğer kulüp çalışanlarının tamamının Kovid-19 testinden geçirilmesi, ardından mayıs ayında ilk, küçük gruplar halinde sonrasında da takım olarak antrenmanlara başlanılması öngörülüyor.\n\nLa Liga kurumu yetkilileri, salgınla mücadelede iyiye doğru gidişat olması halinde 6 Haziran'da liglerin başlatılmasını ve maçların seyircisiz oynatılmasını planlıyor."], "neg": ["Koronavirüse karşı 3D yazıcılarla siperlik üretimi başladı Şanlıurfa Teknokentteki bir firma ile Kahramanmaraş'taki Elbistan Bilim ve Sanat Merkezi, sağlık çalışanlarının koronavirüsle mücadelede korunmalarını sağlamak amacıyla yüz siperlikleri üretimine başladı.\n\nRAUF MALTAŞ/ ALİ ÖZTÜRK - Şanlıurfa Teknokentteki bir firma ile Kahramanmaraş'taki Elbistan Bilim ve Sanat Merkezi, sağlık çalışanlarının koronavirüsle mücadelede korunmalarını sağlamak amacıyla yüz siperlikleri üretimine başladı.\n\nHarran Üniversitesi (HRÜ) bünyesindeki teknokentte faaliyet gösteren firmanın ekip sözcüsü ve aynı zamanda üniversitenin Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Muhammed Filiz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyayı etkisi altına alan koronavirüse karşı tedbirler kapsamında sağlık çalışanlarına destek olmaya karar verdiklerini söyledi.\n\nKoronavirüse karşı 3D yazıcı desteğiyle yüz siperliği üretmeye başladıklarını belirten Filiz, şöyle konuştu:\n\n\"Tasarım sürecinin ardından 3 boyutlu yazıcıyla üretim yapıyoruz. Her bir siperliği bir saat 26 dakikada üretebiliyoruz. Gelen talebe bu şekilde yanıt vermeye çalışıyoruz. Şanlıurfa için talep toplamaya başladık, 12 saatte 722 talebi geçtik. İlk başta 6 yazıcıyla başladık talep artınca operasyonu büyüttük. Şu an 14 yazıcıyla üretime geçtik.\"\n\nTeknoloji sayesinde siperlik üretiminde kalıp ve makineye ihtiyaç duyulmadığını vurgulayan Filiz, böylece ürünün hem maliyetinin düşürüldüğünü hem de hazırlanma sürecinin hızlandırıldığını dile getirdi.\n\n\"Hastanede kullanmaya başladık\"\n\nŞanlıurfa Harran Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Ahmet Güzelçiçek de siperliğin etkin koruma sağladığını belirterek, hastanede alıp kullanmaya başladıklarını dile getirdi.\n\nSağlık çalışanlarının görev sırasında elini gayri ihtiyari yüzüne götürebildiğini vurgulayan Güzelçiçek, şunları söyledi:\n\n\"Bu siperlikler ilk etapta elinizi yüzünüze götürmenizi engelliyor, ikincisi gelen damlacık enfeksiyonlarından koruyor, üçüncüsü ise gözlerinizi koruyor. Bu siperlik ile aynı zamanda maske de kullanılıyor. Bu siper bizim için önemli bir psikolojik rahatlık da sağlıyor. Biz hastanede kullanmaya başladık. Nöbetçi arkadaşlarımız bu kalkanla çalışıyor şu an.\"\n\nÜrünlerin ilk maliyeti üniversiteden\n\nHRÜ Rektörü Prof. Dr. Sabri Çelik de Şanlıurfa Teknokenti ziyaret ederek, çalışanlara sağlık görevlilerine verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.\n\nÜrünlerin ilk maliyetini üniversite olarak karşıladıklarını belirten Çelik, çok sayıda kurum ve kuruluşun siperlik için kendileriyle irtibat kurduğunu anlattı.\n\nGençlerin desteğini önemsediğini vurgulayan Çelik, \"Üretilen siperlikleri hem kendi kurumlarımıza hem de talep eden farklı kurumlara veriyorlar. Günde pek çok siperlik üretiliyor. Yaptıkları çok önemli bir katkıdır, güzel bir çalışmaya imza atıyorlar.\" dedi.\n\n\"İhtiyacı olanlara ulaştıracağız\"\n\nKahramanmaraş'ta bulunan Elbistan Bilim ve Sanat Merkezi de 3D siperlik üretimi yapıyor.\n\nMerkez müdürü Mehmet Turaç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gönüllü öğretmen arkadaşlarıyla tatil günlerini merkezde siperlik yaparak geçirdiklerini söyledi.\n\nArtan taleplere cevap vermeye çalıştıklarını anlatan Turaç, şöyle devam etti:\n\n\"Koranavirüsle mücadelede sahip olduğumuz 3 boyutlu yazıcı potansiyeliyle medikal parçalara, araç ve gereçlere ihtiyaç duyan hastaneleri desteklemek ve kişisel korunmaya cevap vermek istiyoruz. 3 boyutlu yazıcıda üretilmiş parçalar, ihtiyaç anında orijinal parçaların yerini daha kısa sürede alabiliyor. Şu anda hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarının hastalarla yakından irtibatları sırasında korunmalarını sağlayacak yüz kalkanı üretiyoruz. İhtiyacı olan kurum ve kuruluşlara hastane ve sağlık merkezleri gibi yerlere bu ürünlerin ulaştırılmasını sağlayacağız.\"\n\nKaynak: AA", "Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı\n\nRichard BEALE\n\nFutbol liglerimizde devre arası yaşanırken, takımlarımız hazırlıklarını yoğun bir şekilde sürdürüyor. Yoğun geçen çalışmalar, kamplar ve hazırlık maçları ile devam ediyor.\n\nK-Pet Birinci Lig ekiplerinden Esentepe ile K-PET Süper Lig ekibi Türk Ocağı da hazırlık maçında karşı karşıya geldiler. Erdal Barut Stadında oynanan ve karşılaşmayı Türk Ocağı 2-1 kazandı.\n\nMaçın ilk devresinde oyunun kontrolü daha çok Esentepe’deydi. İyi pas yapan ev sahibi ekip buna rağmen bunu gole çeviremedi.\n\nİkinci devreye de etkili başlayan Esentepe olurken, Türkiye’den transfer edilen forvet Ali Kafadar ile 65’te 1-0 öne geçti. 75’ten sonra Esentepe yedek oyuncularına şans tanırken, Türk Ocağı baskısını artırdı.\n\n81 ve 89’da Türk Ocağı’nın denemeye aldığı Rus forvet Famil attığı 2 golle, takımının deplasmanda kazanmasını sağladı.", "Bugün toplanan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin en önemli gündem maddelerinden birini Liseye Geçiş Sınavı (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) oldu. İşte LGS ve YKS sınav tarihleri.\n\nAbone ol\n\nMilyonlarca öğrencinin ve velinin merakla beklediği \"Okullar ne zaman açılacak?\", LGS ve YKS sınavları ne zaman yapılacak?\" sorularının cevabı belli oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğitimle ilgili alınan kararları duyurdu.\n\nYKS sınav tarihi belli oldu\n\nKoronavirüs nedeniyle alınan önlemler yer alan okulların kapanması ve sınav tarihleriyle ilgili tartışmaların ardından yeni bir karar açıklandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından yaptığı açıklamada, \"Yükseköğretim Kurumları Sınavı 27-28 Haziran'da, Askeri Öğrenci Sınavı 14 Haziran'da yapılacak\" dedi.\n\nÜniversiteler ise 15 Haziran'da Akademik Takvime geri dönebilecek.\n\nLGS sınavı ne zaman yapılacak?\n\nÖğrencilerin merakla beklediği 2020 LGS sınav tarihi de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı. 2020 LGS 20 Haziran tarihinde yapılacak.", "CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasının önünü açan kanuna ilişkin, \"26 Haziran 2009'daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ'nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkar olur.\" ifadesini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız. FETÖ gölgesi düşürülmeye çalışılması Meclise saygısızlıktır.\" açıklamasını değerlendirdi. FETÖ'nün, yıllardır hazırlandığı devleti ele geçirme çabalarında en uygun ortamı son 17 yılda bulduğunu öne süren Özel, FETÖ'nün 17-25 Aralık'a, iktidarın nasırına basana kadar etle tırnak gibi olduğunu, ilk fay kırıklığının dershanelerin kapatılmasıyla başladığını söyledi. Özel, darbe girişiminin her yönüyle araştırılması için Mecliste komisyon kurulduğunu, doping komisyonuna yetmeyen 3 aylık çalışma süresinin bu komisyona yettiğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın \"Kapatın, raporu yazın, bitsin.\" talimatı verdiğini, ancak yazılan raporun basılmadığını iddia etti.\n\n\"İktidarın küçük ortağının, bugün kendisine verilen görevi yerine getireceğini\" ifade eden Özel, AK Parti'nin kendi diyemediğini MHP'ye dedirtmeye, kendi yapamadığını MHP'ye yaptırmaya, MHP'ye bazı görevler tayin etmeye çok alıştığını ileri sürdü. **\"İLKER BAŞBUĞ'UN DEDİKLERİNİ DİNLESELERDİ BU DARBE GELİR MİYDİ\" Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un, başbakan olduğu dönemdeki haftalık olağan görüşmelerinde Erdoğan'ı FETÖ konusunda en çok uyaran kişi olabileceğini belirten Özel, Başbuğ'un FETÖ kumpasıyla tutuklanarak 780 gün cezaevinde yattığına dikkati çekti. Başbuğ'un, FETÖ'cülerin hedefi olduğunu ifade eden Özel, \"FETÖ, Başbuğ'dan memnun olsaydı başına bunlar gelir miydi? Başbuğ'un dediklerini dinleselerdi bu darbe gelir miydi?\" diye sordu. Özel, özür dilemeleri gerekirken AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in Başbuğ'u eleştirdiğini, Erdoğan'ın da \"Milletvekilleri olarak hepiniz dava açmalısınız.\" dediğini anımsattı. CHP Grup Başkanvekili Özel, 25 Haziran 2009'da dönemin AK Parti Grup başkanvekilleri Mustafa Elitaş, Bekir Bozdağ ve Ahmet Aydın ile 3 milletvekilinin imzasıyla bir önerge sunulduğunu, kelime oyunlarıyla asker kişilere sivil yargılama yolunun açıldığını kaydederek, Başbuğ'un bu kanundan 3 yıl sonra yargılandığını belirtti.\n\n\"CHP ile mutabakat vardı. Kemal Kılıçdaroğlu da görüşmelere katıldı.\" denildiğine işaret eden Özel, \"İnsanda biraz korkma, utanma olur. Kılıçdaroğlu, grup başkanvekili ancak nöbetçi değil. Salonda Hakkı Suha Okay var. Kanunun tümü üzerinde CHP 'hayır' oyu veriyor. Ertesi sabah Okay, 'Böyle bir mutabakatımız yok' diyor. Davalar kabul edilse, Başbuğ'a ceza verilse 780 gün daha mı hapiste yatıracaksın?\" dedi. \"SEN YİNE AYNI TARİHİ NOKTADASIN\" Özel, \"Baykal'ın çağrısıyla bunu yaptık.\" denildiğini ifade ederek, \"Vallahi de billahi de yalan. Son kanıt; bu maddeyi Anayasa Mahkemesine götürdük. Mutabakat olsa bu madde Anayasa Mahkemesine gider mi? Mahkeme bunu reddetmeyip kabul etse Başbuğ tutuklanmayacaktı. Başbuğ'un açıklaması, zorunuza mı ağrınıza mı gitti?\" diye konuştu. FETÖ'nün yasama organı üzerindeki faaliyetlerinin sadece bu önergeyle sınırlı olmadığını savunan Özel, Ergenekon savcıları için Meclisten koruma yasaları çıkarıldığını söyledi. Özel, şunları kaydetti: \"Sen yine aynı tarihi noktadasın. Başbuğ ve onun gibi Balyoz'da, Ergenekon'da, askeri casuslukta nice mağdurlar varken doğruyu söyleyen, 780 gün senden alacaklı olan Başbuğ'a dava açtırıyorsan biz yine avukatız. CHP'liler, Genel Başkanımız senin açacağın davada yine Başbuğ'u savunuruz, siz yine FETÖ'cü savcıları savunduğunuz tarafta durun bakalım. Hiç sıkılmadan, utanmadan, Ergenekoncuların yanında saf tutan savcı olanların karşısında bu ülkenin yurtseverleri savunulacaksa biz yine bu avukatlığı yaparız. Tarih bizi yine haklı çıkartır.\"", "Taklalar atan otomobil alev aldı: 1 ölü Denizli'de kontrolden çıkan otomobil taklalar atarak şarampole yuvarlandı.\n\nDenizli'de kontrolden çıkan otomobil taklalar atarak şarampole yuvarlandı. Otomobil alev alırken, kazada sürücü hayatını kaybetti.\n\nEdinilen bilgilere göre, Tavas ilçesi Akyar Mahallesi'nde Cengiz Matpan (37) idaresindeki 20 FZ 616 plakalı otomobil, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu şarampole yuvarlandı. Taklalar atarak yuvarlanan otomobil bir anda alev topuna döndü. Olayın ardından çevredeki vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi'ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda jandarma, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekipleri alevlerin sardığı otomobili hızlı bir müdahale sonucu söndürebildi. İtfaiye ekiplerinin soğutma çalışmalarının ardından Matpan'ın cansız bedenine ulaşıldı. Olay yeri inceleme ekiplerinin detaylı incelemesinin ardından alevler içinde can veren Matpan'ın cenazesi otopsi yapılmak üzere Pamukkale Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı.\n\nOlayın ardından başlatılan soruşturma devam ediyor. - DENİZLİ\n\nKaynak: İHA"], "instruction": "Retrieve semantically similar text."}