id
stringlengths
2
7
url
stringlengths
31
377
title
stringlengths
1
209
text
stringlengths
1
33.4k
1024
https://tr.wikipedia.org/wiki/Abdullah%20G%C3%BCl
Abdullah Gül
Abdullah Gül (d. 29 Ekim 1950, Bünyan, Kayseri), Türk siyasetçi, ekonomist ve Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı. Cumhurbaşkanlığı görevini 2007 - 2014 yılları arasında sürdürmüştür. Bu görevinden önce 4 aylığına 2002 - 2003 yılları arasında Türkiye Başbakanı olarak görev almıştır. 2003 - 2007 yılları arasında Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev almıştır. Gül 1991, 1995, 1999, 2002 ve 2007 Türkiye genel seçimlerinde Kayseri milletvekili olarak meclise girdi. Başlangıçta Refah Partisi'ne katılmıştır fakat bu parti 1998 yılında laik cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerinden dolayı kapatılınca Fazilet Partisi'ne katıldı. Fazilet Partisi 1. Olağan Kongresi'nde Genel Başkanlık için Recai Kutan ile yarıştı. 521 oy alarak 2. sırada kaldı ve Genel Başkan seçilemedi. Gül 2001 yılında kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kurucular kurulu üyesi olarak Parti'nin kuruluşunda önemli rol oynadı. AK Parti'nin 2002 Türkiye genel seçimlerini kazanmasıyla Başbakan oldu ve 58. Türkiye Hükûmetini kurdu. Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasal yasağı Gül Hükûmeti tarafından kaldırılınca Erdoğan 2003 Türkiye milletvekili ara seçimleri ile meclise girdi ve başbakan olarak 59. Türkiye Hükûmetini kurdu. I. Erdoğan Hükûmetinin kabinesinde Başbakan yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Gül, 2007 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhurbaşkanı seçildi ve 2014 yılına kadar bu görevi sürdürdü. Yaşamı Eğitimi ve kariyeri Abdullah Gül 29 Ekim 1950 tarihinde Bünyan’da doğmuştur. Babasının adı Ahmet Hamdi Gül, annesinin adı Adviye Satoğlu'dur. Kayseri Gazi Paşa İlkokulu, Nazmi Toker Ortaokulu ve Orta öğrenimini Kayseri Lisesinde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesine girdi. 1974 yılında mezuniyet sonrası aynı fakültede başladığı doktora çalışmaları için iki yıl İngiltere’de kaldı ve 1983’te İstanbul Üniversitesinden "doktor" unvanı aldı. O dönem İTÜ Sakarya Mühendislik Fakültesinde (1992'de İTÜ'den ayrılarak Sakarya Üniversitesine dönüştü) Endüstri Mühendisliği Bölümünün kuruluşunda çalıştı ve aynı bölümde ekonomi dersleri verdi. 1989’da uluslararası ekonomi dalında doçent oldu. Öğrencilik yıllarında Gençlik Örgütü Millî Türk Talebe Birliği bünyesinde yer aldı. Memleketi Kayseri'de, Necip Fazıl ekolünden Söğüt Fikir Kulübünde çalıştı ve bu ekolün ileri gelenlerinden Ali Biraderoğlu'nun fikrî çevresinde bulundu. Siyasi kariyeri 1983-1991 yılları arasında İslam Kalkınma Bankasında ekonomi uzmanı olarak çalışan Gül, 1991 yılında yapılan seçimlerde Refah Partisi'nden 19. Dönem Kayseri Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. 1993'te Refah Partisi'nde Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilen Abdullah Gül, 1995'te yapılan genel seçimlerde, ikinci kez Refah Partisi 20. Dönem Kayseri Milletvekili seçildi. 1993 yılında Refah Partisinin dışişlerinden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine seçildi. Bu süre içinde Avrupa ve Amerika’daki birçok kuruluşlarda yaptığı konuşmalarla parti görüşünü anlattı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu ve Dışişleri Komisyonu üyelikleri de yapan Abdullah Gül, 28 Haziran 1996'da kurulan RP-DYP koalisyon hükûmetinde Devlet Bakanlığı ve Hükûmet Sözcülüğü görevlerinde bulundu. Refah Partisi'nin 16 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesince kapatılmasından önce kurulan Fazilet Partisi'ne geçen Abdullah Gül, 18 Nisan 1999 genel seçimlerinde Fazilet Partisi'nden 21. Dönem Kayseri Milletvekili seçilerek tekrar parlamentoya girdi. 1992 yılında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi üyesi oldu ve Konseyin kültür, tüzük, siyasi ve ekonomik kalkınma komitelerinde çalıştı. 2001 yılına kadar yürüttüğü Avrupa Konseyindeki çalışmalarından dolayı kendisine “Pro merito“ madalyası ve Konseyin sürekli “Onursal üyesi” unvanı verildi. NATO Parlamenter Asamblesi üyeliği de yaptı. 8 Mart 2000 tarihinde, Parti'de "yenilikçi kanat" olarak adlandırılan milletvekillerinin desteğini alarak, genel başkanlığa adaylığını koydu. 14 Mayıs 2000 tarihinde yapılan Fazilet Partisi 1. Olağan Kongresi'nde 521 oy alarak, 633 oy alan Recai Kutan'ın gerisinde kaldı. Kongre sonuçları, siyasi çevrelerce, "parti tabanının Yenilikçi olarak adlandırılan kanadı geniş ölçüde desteklediği, ancak Parti'nin henüz bir yönetim değişikliğine hazır olmadığı" şeklinde yorumlandı. Fazilet Partisi'nin 22 Haziran 2001'de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmasından sonra bir süre bağımsız kalan Gül, 14 Ağustos 2001'de kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) Kurucular Kurulu üyesi olarak üyesi olarak partileşme sürecindeki etkin rolünü sürdürdü ve Siyasi ve hukuki işlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olarak görev yaptı. Hakkında kayıp trilyon davasında fezleke hazırlandı. Milletvekili dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamadı. Gül hakkındaki fezleke dosyasına 2010 yılında takipsizlik kararı verildi. AK Parti Kayseri Milletvekili ve Siyasi ve Hukuki İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. Gül, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Kayseri Milletvekili olarak yeniden seçildi. AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi yasaklı olması nedeniyle 16 Kasım 2002'de 58. Hükûmeti kurmakla görevlendirildi. Türkiye'nin 58. Hükûmeti, Başbakan Abdullah Gül tarafından, 18 Kasım 2002'de kuruldu. Recep Tayyip Erdoğan'ın, 9 Mart 2003 Siirt Milletvekili Yenileme Seçimi'nde meclise girmesinden sonra, Abdullah Gül başkanlığındaki 58. Hükûmet, 11 Mart'ta istifa etti. Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, 14 Mart 2003'te kurulan 59. Hükûmette (2. AK Parti Hükûmeti), Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı. 3 Ekim 2005'te başlayan Avrupa Birliği müzakereleri için birçok yetkisini Baş Müzakereci Ali Babacan'a devretti. Cumhurbaşkanlığı seçimi 24 Nisan 2007 tarihinde yapılan AK Parti Grup toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından 11. Cumhurbaşkanı adayı olduğu açıklandı. 27 Nisan tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı birinci tur seçimlerinde 357 kabul oyu çıkmasına karşın 367 sayısına ulaşılamadığı için, seçim ikinci tura kalmış; Anayasa'nın ilgili hükmü gereği, ilk oturumun açılabilmesi için 367 üyenin Mecliste hazır bulunması gerektiği gerekçesi ile Cumhuriyet Halk Partisi tarafından oturumun iptali için Anayasa Mahkemesine açılan dava sonucu Meclisin bu birinci oturumu, Anayasa Mahkemesinin 1 Mayıs 2007 tarihli kararı ile iptal edildi. 6 Mayıs 2007 tarihinde Mecliste yapılan iki yoklamada da toplantı yeter sayısının bulunamayışı yüzünden 11. Cumhurbaşkanı seçilememiştir. 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından AK Parti'nin tek başına iktidara gelmesinde Gül'ün Cumhurbaşkanı seçilememesinin etkili olduğu görüşü öne çıktı. Bunun sonucu olarak da Abdullah Gül tarafından "bunun cumhurbaşkanlığı adaylığına ilişkin açık bir mesaj olduğu" yorumu benimsendi. 13 Ağustos tarihinde kulislerde konuşulan 11. Cumhurbaşkanı adaylığı kesinleşti. 20 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi birinci turunda 341 oy aldı. 24 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci turunda 337 oy aldı. Abdullah Gül 28 Ağustos 2007 tarihinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü turunda 339 oy alarak Türkiye Cumhuriyetinin 11. cumhurbaşkanı seçildi. Böylece Nisan 2007'de başlayan Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanını seçim süreci sona erdi. Cumhurbaşkanlığı (2007-2014) Abdullah Gül 28 Ağustos 2007'den 28 Ağustos 2014'e kadar Türkiye cumhurbaşkanlığı görevini sürdürmüştür. 26.01.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu ile görev süresi 7 yıl olarak netlik kazanmış oldu. Anayasa Mahkemesi kanunun ikinci kere aday olmasını engelleyen hükmünü iptal etti, ancak tekrar aday olmadı. Görevini 28 Ağustos 2014'te Recep Tayyip Erdoğan'a devretti. Affettiği hükümlüler 2008 Ağustosunda, kayıp trilyon davasında Necmettin Erbakan'ın "sahtecilik" sebebiyle aldığı ev hapsi cezası, Abdullah Gül tarafından Anayasa'da geçen ‘sürekli hastalık’ kapsamında affedildi. Kayıp trilyon davası sanıklarından biri olan Gül, milletvekili olmasından ötürü yargılanamamış daha sonra Cumhurbaşkanı seçildiğinde Başsavcılık tarafından kovuşturmaya gerek olmadığına karar verilmişti. Özel yaşamı Abdullah Gül 29 Ekim 1950'de Kayseri'de dünyaya gelmiştir. Annesi Adeviye Hanım ve babası Ahmet Hamdi Gül'dür. 21 Ağustos 1980'de Hayrünnisa Gül (Özyurt) ile evlenen Gül'ün Ahmet Münir, Kübra ve Mehmet Emre adlarında üç çocuğu dünyaya geldi. Gül, İngilizce ve Arapça biliyor. Ayrıca Beşiktaş takımını tutmaktadır. Gül'ün kızı Kübra'dan 2010 ve 2014 doğumlu iki torunu vardır. Yapıtları Abdullah Gül'ün yayımlanmış olan kitapları. Demokrasi ve Hukuk Yolunda Global Perspektif Gelecek Yakın Diplomaside Erdemli Güç Türkiye'yi ve Dünyayı Yeniden Düşünmek Aldığı ödül ve madalyalar Galeri Kaynakça Dış bağlantılar Yaşayan insanlar 1950 doğumlular Bünyan doğumlular Kayseri doğumlu siyasetçiler Nakşibendi Türk Sünniler Türk İslamcılar Türk ekonomistler TBMM 19. dönem Kayseri milletvekilleri TBMM 20. dönem Kayseri milletvekilleri TBMM 21. dönem Kayseri milletvekilleri TBMM 22. dönem Kayseri milletvekilleri TBMM 23. dönem Kayseri milletvekilleri Türkiye Hükûmet sözcüleri Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu NATO Parlamenterler Asamblesi Türk Grubu TBMM Dışişleri Komisyonu TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Adalet ve Kalkınma Partisi MYK üyeleri 21. yüzyıl Türk siyasetçileri İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesinde öğrenim görenler Sakarya Üniversitesi öğretim üyeleri Haydar Aliyev Nişanı sahipleri Refah Partisi mensubu siyasetçiler 20. yüzyıl Türk siyasetçileri Fazilet Partisi mensubu siyasetçiler Altın Kartal Nişanı sahipleri Türkiye Cumhuriyeti Devlet Şeref Madalyası sahipleri İtalya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı sahipleri Aziz George Zafer Nişanı sahipleri Chatham House Ödülü sahipleri TBMM Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanları
1029
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dersim%20%28anlam%20ayr%C4%B1m%C4%B1%29
Dersim (anlam ayrımı)
Dersim şu anlamlara gelebilir; Tunceli (il): Türkiye Cumhuriyeti'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nin Yukarı Fırat bölümünde yer alan bir il. Dersim (bölge): Türkiye'nin doğu kesiminde yer alan bir bölge. Dersim Vilayeti 1879 yılında Erzurum Vilayetinden ayrılarak oluşturulan Osmanlı vilayeti. Dersim İsyanı: 1937 yılında Türkiye Cumhuriyeti hükûmetiyle Dersim aşiretleri arasındaki anlaşmazlıklar sonucu yaşanan olaylar. Dersim aşiretleri: Doğu ve İç Anadolu yöresine "İç Dersim"den yayılmış birkaç aşiretin genel adı.
1031
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ardahan%20%28il%29
Ardahan (il)
Ardahan, Türkiye'nin kuzeydoğu köşesinde Doğu Anadolu Bölgesi'nde ve kısmen Doğu Karadeniz'de bulunan, Gürcistan sınırında kurulmuş olan bir ildir. İdari merkezi Ardahan kentidir. Batısında Artvin, güneybatısında Erzurum, güneyinde Kars illeri ve doğuda Gürcistan ile sınır teşkil etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Kafkaslar'a açılan kapısıdır. 1924 yılında il olmuştur. 1926 yılında Kars iline bağlı bir ilçe olmuştur. 1992 yılında Kars ilinden ayrılarak tekrar il olmuştur. Ardahan, ilin coğrafi yapısı ve tarihi geçmişinden kaynaklanan kendine özgü doğal ve tarihi değerlere sahiptir. Ardahan, Doğu Anadolu Bölgesi'ne has doğal yapısı ve ikliminin yanında Doğu Karadeniz Bölümü'nün topoğrafyasına, iklimine ve bitki örtüsüne geçiş yerleri ile farklı güzellikleri bir arada barındırmaktadır. Yüksek ovaları, akarsuları, ormanları, zengin çiçek çeşitliliğine sahip yaylaları ve iki gölü ile Ardahan keşfedilmeyi bek­leyen bir doğa cennetidir. Gürcistan - Ardahan arasında Türkgözü ve Çıldır Aktaş Sınır Kapısı olmak üzere toplam iki adet sınır kapısı bulunmaktadır. Tarihçe Bugün bir il olan Ardahan bölgesinin adı, Osmanlılar Gürcü yönetiminden ele geçirdiği için Gürcüce Artaani'den gelir. İlin merkezi olan Ardahan kentinin tarihi, geleneksel rivayete göre Nuh’un oğlu Yafet'in üçüncü kuşaktan torunu Cavahos tarafından kurulmuştur. Ancak kuruluşunda kent, sırasıyla Kacta-kalaki ve Huri adını taşıyordu. Bu kentin Gürcü tarihinde çok önemli bir yeri olmuştur. Büyük İskender'in komutanı Azon ile Gürcü topluluklarını bir araya getiren I. Parnavaz (İÖ 326 - İÖ 234) arasındaki savaş bu kent yakınlarında gerçekleşmiş ve Parnavaz'ın Kartli Krallığı'nı kurmasıyla sonuçlanmıştır. Bu savaştan sonra Parnavaz’ın, hakim olduğu topraklara sekiz eristavi (prens) ve bir komutan atamasının ardından Ardahan bölgesi, Tsunda’ya tayin edilen beşinci eristavinin sınırları içerisinde kaldı. Gürcü kralı III. Mirian (hd. 306-337), Kapadokyalı Azize Nino’nun telkinleriyle Hıristiyanlığın resmi din olarak kabul edince, kilise inşa etmek ve halkı vaftiz etmek üzere Bizans İmparatoru I. Konstantin’den rahip ve mimarlar yollamasını talep etti. Bu dönemde ilk Gürcü kilisesi Ardahan sınırlarında içinde inşa edilmiştir. Eruşeti’de (şimdi Ardahan’ın Hanak ilçesine bağlı Oğuzyolu köyü) yapılan bu kilise, I. Konstantin'in Hıristiyanlığın kabul edilmesinden duyduğu memnuniyetin bir göstergesi olarak Gürcistan’a yolladığı ve İsa’nın çarmıha gerilişi sırasında ellerine çakılan çivilerle kutsanmıştır. Kral Vahtang Gorgasali’nin 5. yüzyılda piskopos tayin ettiği on bir kilise arasında Klarceti’deki Ahiza Kilisesi ile Ardahan bölgesindeki kilise de yer alıyordu. Arap akınlarının ve başkent Tiflis’te bir Arap Emirliği’nin kurulmasının sonucunda, Gürcistan'ın doğusundan Tao ve Klarceti bölgelerine yoğun göçler gerçekleşti. Bagratlı Aşot 9. yüzyılın başında Ardanuç’u başkent yaparak Tao-Klarceti Prensliği’ni kurdu. Ardahan ve çevresi de bu yeni devletin sınırları içinde kaldı. Kartli’den gelen Rahip Grigol Hantsteli ve diğer din adamları özellikle Klarceti’de çok sayıda manastır inşa ettiler ve Ardahan’ın da içinde yer aldığı bölge zamanla “Gürcistan’ın Sina’sı” olarak adlandırıldı. Ancak ilk kiliselerin kurulduğu ve piskoposların tayin edildiği Ardahan bölgesi, özellikle de manastır faaliyetleri yönünden Klarceti ve Tao'ya nazaran ikinci planda kaldı. Bu dönemden günümüze sadece iki manastır ulaşmıştır. Bu manastırlar Dörtkilise köyündeki Dört Kilise Manastırı ve Vaşlobi köyündeki Vaşlobi Manastırı’dır. Gürcü kralı II. Giorgi’nin Emir Ahmed’e Kveli Kalesi Savaşı’nda (1080) yenilmesinin ardından Ardahan bölgesinin de içinde yer aldığı Tao-Klarceti bölgesine kırk yıl boyunca Büyük Selçuklular hakim oldu. Ancak Büyük Selçuklular 1121 yılında Didgori Savaşı’nda ağır bir yenilgiye uğradı ve Ardahan bölgesi yeniden Gürcü hakimiyetine girdi. Birleşik Gürcü Krallığı’nın en parlak döneminde Ardahan bu krallığın bir parçasıydı. Daha sonra, birleşik Gürcü Krallığı’nın parçalanması sırasında bağımsız devlete dönüşen Samtshe Atabeyliği’nin (1268-1625) sınırları içinde yer aldı. Trabzon’un alınmasından (1461) sonra doğuya doğru ilerleyen Osmanlı Devleti, bu yeni Gürcü devletinin sınırlarına dayandı. 1551 yılında Ardanuç ve Ardahan bölgelerini ele geçirdi. Bölge bir sancak haline dönüştürüldü. Bölgede rekabet eden İran ile Osmanlı Devleti arasında 1555 yılında Amasya Antlaşması imzalanınca Ardahan bölgesi kesin olarak Osmanlı sınırları içinde kaldı. Osmanlı Devleti 16. yüzyılın son çeyreğinde Çıldır Eyaleti’nin kurdu. Bu eyaletin livalarından biri, Ardahan-i Büzürg adıyla Ardahan bölgesiydi. Bugün Ardahan ili sınırları içinde kalan Çıldır ve Posof ilçeleri de ayrı birer livaydı. Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) olarak kaydedilen livanın (sancak) idari merkezinin adı Parakan (Rabat-i Kale-i Parakan; رباط قلعه پرهكن) idi. Parakan Büyük Ardahan livasının en önemli kale-kentiydi. Parakan ya da Parakani adı ünlü Gürcü tarihi Kartlis Tshovreba’da da geçmektedir. Nitekim Osmanlılar 16. yüzyılda Gürcü atabegleri yönetimi altındaki Samtshe-Saatabago karşı açtıkları savaşta önce Ardanuç’u (Artanuci), sonra da Parakan’ı (Parakani) ele geçirdiler. Parakan Kalesi'nin ele geçirdikten sonra Osmanlılar bütün Ardahan bölgesine hâkim oldular. Parakan adı ayrıca Evliye Çelebi ile Kâtib Çelebi’nin eserlerinde de geçmektedir. 1878 yılından sonra Ardahan, Rus İmparatorluğu tarafından işgal edildi ve 1914'e kadar Kars Oblastı olarak bilinmekteydi. Rus İmparatorluğu'nun çöküşünden sonra ilin kuzeyi 1918-1921 yılları arasında Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti, güneyi ise 1918-1920 yılları arasında Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'ndeydi. Ardahan 1921 yılında Kars Antlaşması ile Türkiye tarafından geri alınarak kurtarılmıştır. 2000 yılından itibaren Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının inşası yerel ekonomiye katkı sağlamıştır. Nüfus Nüfusun büyük çoğunluğunu Kıpçak kökenli Ahıska Türkleri oluşturur. Geriye kalan kısım ise Kürtler, Terekemeler ve Alevi-Türkmenler'den oluşur. Aynı zamanda çoğunluğu göç etmiş olsa da Gürcü, Çerkez, Tat, Lezgi ve Poşalar da Ardahan'da yaşamaktadır. Bunun dışında az da olsa Kafkas halkları da mevcuttur. Bölge itibarıyla soğuk, elverişsiz iklimi ve işsizliğin de olması nedeniyle dışarıya çok göç vermiştir. Güncel Nüfus Değerleri(TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Ardahan ili nüfusu: 92.481. Bu nüfusun %44,46'sı şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 4.934 km²'dir. İlde km²'ye 19 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkez ilçede 33’dür.) İlde yıllık nüfus % 2,58 oranında azalmıştır. Tüm ilçelerin nüfusu azalmıştır. Nüfus düşme oranı en yüksek ilçe Damal (% -5,23) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 6 İlçe, 7 belediye, bu belediyelerde 40 mahalle ve ayrıca 226 köy vardır. 2022 Türkiye adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarına göre %58 ile en çok(yüzde) kırsalda nüfusu olan il olarak yer almaktadır. İlin yıllara göre nüfusları Konum İklim İl genelinde karasal iklim hakim olup; kışlar uzun, sert ve kar yağışlıdır. Yıllık ortalama sıcaklığı 3,7 °C olup, kışın –30,0 °C’nin altına iner. Türkiye’nin kuzeydoğusunda yer alan Ardahan’a yılda ortalama 550 mm yağış düşer. Sonbaharın ilk soğukları eylül ayının sonunda başlar, ilkbaharda mayıs ayının ortalarına kadar devam eder. İlin batı ve kuzeyinde daha çok Türkiye'de Karadeniz iklimi'nin özellikleri görülür. Bu özellik bitki örtüsünde de kendini gösterir. Batı ve kuzeyde özellikle Posof ilçesi ile Artvin’e komşu olan yörelerde ormanlıklar ve çalılar yer alırken, Ardahan'ın güney kesimlerinde çayır ve meralar yaygınlık göstermektedir. Göle ovasında kışlar ağır geçer. Bu saha Türkiye’nin en soğuk yerlerinden sayılan Sarıkamış’a oranla daha soğuktur. Her tarafı yüksek dağlarla çevrilmiş çanak biçimindeki ovada kışın hava akımı az olur. Bu durumda soğuyan ve ağırlaşan hava aşağıya doğru hareket eder ve sıcaklık kaybına uğrayarak dondurucu bir hal alır. Böylece Toprak örtüsü ve bataklıklar donar. Ovayı kuşatan ve biraz esinti gören dağların yamaçları daha az soğuktur. Kış aylarında bazen ovanın içerisini kalın bir sis tabakası örter ve etrafındaki dağlardan bakılınca burası adeta bir deniz gibi gözükür. Bu ovaya kışın en soğuk rüzgâr kuzeybatıdan gelir ve buna "Ardahan Yeli" denir. Etrafı dağlarla çevrili olan ve ortalama 1500 m yükseklikte Posof İlçemizde ise Doğu Karadeniz ikliminin sert şekli hüküm sürer. Burada mikro-klima tipi iklim hakim olup, kışlar yağışlı, yazlar ise sıcak geçmektedir. Bu iklimin en belirgin özelliği yağışlarıdır. Bu alana her mevsimde yağış düşer. Sahada altı ay kış mevsimi yaşanır. Bu esnada yağışlar hep kar halindedir ve boldur. Mayıs'a kadar kar yağdığı da olur. İlkbaharda ve sonbaharda sisler oluşur. Yaz mevsimi esnasında yağmur eksik olmaz. Sıcaklık yağışlardan ve havanın sık sık bulutlu kalışından etkilenir. Yaz mevsimi adeta bir ilkbahar serinliğindedir. Durum böyle olunca buralarda geniş ormanların varlığı kendiliğinden oluşur. Açık kalan yerler ve vadiler devamlı bir yeşillik içerisindedir. Yönetim İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclisleri oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Ardahan Valisi, 1984-Elazığ doğumlu Hayrettin Çiçek'dir. Ağustos 2023/376 sayılı kararla, Şahinbey Kaymakamı iken atanmıştır. Ardahan Belediye Başkanı, 1963-Hanak doğumlu Faruk Demir(CHP), 31 Mart 2019 seçimlerinde %51,20 oy oranıyla seçilmiştir. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Ardahan İl Genel Meclisi üye sayısı, 7 AK Parti, 6 CHP ve 1 Bağımsız olmak üzere 14’dür. Ardahan Belediye meclisi ise 9 CHP ve 6 AK Parti olmak üzere 15 üyeden oluşur. 2018 Türkiye genel seçimleri sonucuna göre Ardahan'ın  Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki üyelerinin siyasi partilere dağılımı: 1 BAĞIMSIZ (Milletvekili seçim döneminde CHP'den aday olmuş ve milletvekili seçilmiştir, 2018'de Cumhuriyet Halk Partisi'nden ihraç edilmiştir. Şu an (27. Dönem) görevini bağımsız bir şekilde sürdürmektedir.) ve 1 AK Parti'dir. Şu anda bağımsız aday olan Öztürk Yılmaz, 27. ve 26. milletvekili seçimlerinde CHP'den aday olmuş ve bir tam dönem milletvekilliğini CHP'den yapmıştır. Günümüzün dönemi olan 27. dönemin Ak Parti milletvekili ise Orhan Atalay'dır. Ekonomi Ardahan ilinde çayır-mera alanlarının fazla olması, sanayi merkezlerinin ilden uzak olması ve diğer nedenlerle Ardahan ilinde tarım ve hayvancılık faaliyetleri öne çıkmıştır. İl genelinde tarımsal faaliyetlerden çok hayvancılık faaliyetleri öne çıkmaktadır. Elma, armut, mısır, vişne gibi tarım ürünlerinin tamamına yakını Posof ilçesinde yetiştirilmektedir. İl genelinde buğday, arpa gibi tahıl ürünleri yetiştirilmektedir. Ancak endüstriyel tarım yapılmamaktadır. Tarım ürünlerinin tamamına yakını organiktir. Ardahan ili, iklim durumu, çayır ve meraların varlığı gibi nedenlerle hayvancılığa elverişli bir yapıdadır. İklim şartları yem bitkisi üretimine elvermektedir. İl genelinde büyük ve küçükbaş hayvancılık, mera hayvancılığı şeklinde yapılmaktadır. Ardahan’da çok sayıda kümes hayvanı beslenmektedir. En çok beslenen kümes hayvanı kazdır. Kaz dışında tavuk, ördek ve hindi de beslenmektedir. Spor 2018-2019 Sezonu sonunda, Serhat Ardahanspor, BAL (Bölgesel Amatör Lig) de küme düşmüştür.. Ardahan Gençlik Spor voleybol bölgesel erkekler ligine katılmıştır. Ziraat Türkiye Kupası'nda Serhat Ardahanspor ilk turda elenmiştir.                                Futbol maçları 2.340 kişilik 80'inci Yıl Şehir Stadyumunda yapılmaktadır. İl merkezinde 450 kişilik K.Karabekir Kapalı Spor Salonu bulunmaktadır. Ayrıca yarı olimpik kapalı yüzme havuzu da bulunmaktadır. Şehir merkezine 22 km uzaklıkta Yalnızçam Kayak Merkezi vardır. Kaynakça Dış bağlantılar T.C.Ardahan Valiliği T.C.Ardahan Belediyesi
1032
https://tr.wikipedia.org/wiki/Cezayir
Cezayir
Cezayir (Arapça: الجزائر al-ġazaʾir; Berberi dilleri: ⴷⵣⴰⵢⴻⵔ Dzayer) ya da resmî adıyla Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti (Arapça: الجمهورية الجزائرية الديمقراطية الشّعبية), Kuzey Afrika'da ülke. 2,381,741 kilometre karelik yüzölçümü ile Afrika'nın yüzölçümü olarak en büyük ülkesi olan Cezayir, dünyanın onuncu, Arap Dünyası ve Afrika Birliği içerisinde ise en büyük ülkedir. Aynı zamanda, 44 milyonluk nüfusuyla da Afrika'nın en kalabalık sekizinci ülkesidir. Cezayir'in komşuları kuzeydoğuda Tunus, doğuda Libya, güneydoğuda Nijer, güneybatıda Moritanya ve Mali, batıda Fas ve Batı Sahra'dır. Etnik açıdan bir İslam, Arap ve Berberi ülkesidir. Ülke ismi (El Cazayir) Arapçada "adalar" anlamına gelir. Tarih Tarih Öncesi ve Antik Çağ Cezayir'de 2 milyon yaşında hominid iskeletleri bulunmuştur. Araştırmacılar, ülkede yontmataş çağından kalma Homo habilis ve Homo erectus fosilleri de ortaya çıkartmıştır. Cilalıtaş devrinde şu anda Sahra Çölü'nün bulunduğu alanlar daha sulaktı. Böylece Cezayir'in şu anda çöl olan güney bölgesinde insanlar yaşayabiliyordu. Bu dönemden kalma mağara resimleri bulunmaktadır. MÖ 1000 yıllarında Fenikeli tüccarlar Cezayir’in Akdeniz kıyılarına yerleşime başlamıştır. Kartaca Krallığının MÖ 146 yılında Romalılar tarafından yıkmasıyla Cezayir, “Mauretania Caesariensis” adıyla imparatorluğun bir eyaleti haline geldi. Antik Yunanistan ve Roma İmparatorluğu'nda Numidya (Νομαδια) olarak bilinen yörenin adı, Yunanca "göçebe" anlamındaki nomados (νομαδος) kelimesinden gelir. Roma İmparatorluğu’nun yıkılmasıyla Cezayir' de sırasıyla Vandallar ve Bizans’ın hakimiyeti altına girdi. Orta Çağ 7. yüzyılın ortalarından itibaren Emevi akınlarına uğrayan Cezayir’deki Berberi kabilelerinde yüzyılın sonuna doğru İslamiyet yayılmaya başladı. Emevî hakimiyetindeki uygulamalara isyan eden Berberi kabileleri yerel emirlikler kurmuştur. 777-909 yılları arasında hüküm süren Rüstemiler Devleti Cezayir'deki Müslümanların kurduğu ilk bağımsız devlettir. Batı Cezayir Fas'ta hüküm süren İdrisiler'in, Doğu Cezayir Aglebiler idaresine girdi. 909 yılında Rüstemiler Devleti ve Aglebiler'in yıkılmasıyla Cezayir Fatımi Devletinin hakimiyetine girdi. 10. yüzyıl sonlarında Berberiler Cezayir'de yeniden küçük ve kısa ömürlü devletçikler kurmaya başladılar. Ziriler ve Hammadiler (1015-1152) devletleri kuruldu. Bu sırada Murabıtlar Tilimsan, Ténès ve Cezayir'e kadar Kuzey Afrika'yı hakimiyetleri altına aldı (1062). 1130-1269 tarihleri arasında hüküm süren Muvahhidler Hammâdî ve Murabıt Devleti’ne son vererek Cezayir ve bütün Kuzey Afrika'yı ele geçirdi. Muvahhidlerden sonra Doğu Cezayir, Tunus'taki Hafsi Devletinin (1228-1574)topraklarına katıldı. Orta ve Batı Cezayir ise Tlemsen merkezli Abdülvadiler’in (1235-1550) idaresine girdi. Abdülvadiler'in zayıflamasıyla Bedevi kabileler isyan ederek birçok şehirde kendi emirliklerini kurdular. İspanyollar'da 1505-1513 arasında sahildeki önemli şehirleri ele geçirdiler. Osmanlı hâkimiyeti Oruç Reis ve kardeşi Hızır Reis Cezayir’e gelip İspanyollara karşı mücadeleye girişmeye başlamışlardır. Cerbe adasına yerleşen ve Yavuz Sultan Selim’in himayesi altına giren kardeşler, Cezayir ve Şerşel'i ele geçirdiler. Şerşel ve Cezayir sultanı ilan edilen Oruç Reis, Ténès ve Tlemsen'i ele geçirmiş ancak 1518’de Tlemsen'i geri almak isteyen İspanyollarla yaptığı savaşta hayatını kaybetti. Onun yerine geçen Hızır Reis Osmanlıların desteğini sağlamaya çalıştı ve 1519'da Yavuz Sultan Selim’den yardım istedi. Yavuz Sultan Selim “Hayreddin” lakabıyla andığı Hızır’ı Cezayir hakimi olarak tanıyarak ona askeri destek yolladı. Bu şekilde hutbenin padişah adına okunmaya başlandığı Cezayir, Osmanlı nüfuzu altına girdi. 1534 yılında I. Süleyman'ın Barbaros Hayreddin'i İstanbul'a davet edip Cezayir beylerbeyi sıfatı ile onu Osmanlı donanmasının başına getirmesiyle Cezayir doğrudan doğruya bir Osmanlı beylerbeyliği haline geldi. Cezayir’deki Osmanlı egemenliği 1830 yılına kadar devam etmiştir. Bu dönemde Cezayir, Tunus ve Trablusgarp'la birlikte "Garp Ocakları" şeklinde adlandırılmış ve ayrı bir statü ile idare edilmiştir. Bu özel statü kapsamında Osmanlı hakimiyetinde olan Cezayir, idari bakımdan Beylerbeyler Devri (1518-1587), Paşalar Devri (1587-1659), Ağalar Devri (1659-1671) ve Dayılar Devri (1671-1830) olmak üzere dört farklı dönem yaşanmıştır. Fransa hâkimiyeti 5 Temmuz 1830'da Cezayir şehrinin ele geçirilmesiyle Fransızların Cezayir'deki sömürge dönemi başladı. Emir Abdülkadir idaresindeki isyan hareketi sonucunda Fransızlar Cezayir’in bütününü 1847’de ele geçirebildi. Osmanlı yönetimi, Fransız işgalini tanıyarak Cezayir üzerindeki haklarının sona erdiğini ilan etti. İlk sömürge birimleri Cezayir şehri çevresinde kuruldu. Avrupa’dan gelen göçmenlere yerli kabilelerin ellerinden alınan arazilerin verilmesiyle Cezayir' de Avrupalı nüfusu artış gösterdi. 1841-1850 yılları arasında 115.000 hektar arazi dışarıdan gelenlere dağıtıldı. 1847’de ülkedeki Avrupalıların sayısı 104.000 iken 1872’de 245.000'e, 1911 yılında da 752.000’e yükseldi. Bununla birlikte yabancıların sahibi olduğu arazinin miktarı 1860’ta 365.000 iken, 1930’da ise 2.345.000 hektardı. 1848 Fransız anayasasına göre Cezayir sömürgesi üç eyalete ayrılarak Paris’ten tayin edilen bir genel vali tarafından yönetilmeye başlandı. 1870’te sivil idareye geçirilen Cezayir Paris’teki İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Askerî idarenin kalkmasının ardından 1871 yılında Muhammed el-Mukrani’nin liderliğinde toplanan kabileler, ülkenin tamamına yakınında ayaklanma başlattı. 1881’de de Sîdî Şeyh liderliğindeki kabilelerinde katıldığı ayaklanmayı Fransız sömürge yönetimi kanlı şekilde 1884 yılında bastırabildi. Bu dönemde öldürülen direnişçilerden bazılarının kafatasları Fransa'ya götürüldü ve 24 tanesi Temmuz 2020'de Cezayir'e iade edilerek el Alia Şehitliği'ne defnedildi. II. Dünya Savaşı'ndan sonrasında Cezayirliler durumlarında ciddi iyileştirmelerin yapılmaması, ekonominin kötüleşmesi gibi sebeplerle 5 Mayıs 1945’te gerçekleştirilen ayaklanmada, Fransızların silahlı müdahalede bulunmasıyla binlerce Cezayirli öldürülmüş ve çok sayıda gösterici tutuklanmıştır. Bu olaylar Sétif ve Guelma Katliamı olarak anılmaktadır. Cezayir'de 1 Kasım 1954 tarihinde silahlı mücadele başlatıldı. Ülkeyi bağımsızlığa götürmesi amacıyla başlatılan silahlı mücadele kısa zamanda Cezayir geneline yayılması üzerine, Sömürge yönetimi 28 Ağustos 1955'te olağanüstü hal ilan etti. 19 Eylül 1958’de Kahire’de toplanan Cezayirlilerin ileri gelenleri bağımsız Cezayir Cumhuriyetini ilan ederek Ferhad Abbas’ın başkanlığında bir geçici hükûmet kurdular. 18 Mart 1962’de Evian Antlaşması ile savaşın sona ermesiyle ateşkes ilan edildi. Antlaşma şartlarına göre 1 Temmuz 1962 tarihinde yapılan referandumda Cezayirlilerin %91’i bağımsızlık lehinde oy kullanmasıyla Cezayir bağımsız bir devlet oldu. Bağımsızlık ve sonrası Cezayir'in bağımsızlığından sonra 20 Eylül'de toplanan kurucu meclis ilk Cezayir hükûmetinin başkanlığına Ahmed bin Bella'yı getirdi. Millî Kurtuluş Cephesi, Kasım 1962’de bütün siyasi partileri kapattığı gibi her türlü örgütü de kendisine bağlanmıştır. 13 Ekim 1963 tarihinde yapılan referandumla yeni anayasa kabul edilirken Ahmed bin Bella'da beş yıl için devlet başkanlığına seçildi. Bağımsızlık savaşında ülkede görülen yıkım ve ülkede yaşayan Avrupalıların da göçüyle ülkede yaşanan ekonomik çöküş sonucunda Ahmed bin Bella, Savunma Bakanı Huari Bumedyen tarafından 19 Haziran 1965 askeri bir darbe ile görevden uzaklaştırıldı. Bumedyen, 10 Temmuz'da 1963 anayasasını yürürlükten kaldırarak meclisin çalışmalarını askıya aldı. 1963 ile 1979 arası başbakanlık görevi askıya alınmıştır. 1980’lerin başından itibaren hızlanan İslamcı akımlar Cezayir'de önemli yer tutmaya başladı. Ekim 1988’de ülkenin büyük şehirlerinde yaşanan halk ayaklanmaları sırasında çıkan çatışmalarda yüzlerce kişi hayatını kaybetti. İç savaş Şadli Bencedid muhalefetin baskılarına dayanamayarak büyük reformlar yapmak zorunda kaldı. Yürürlükte olan tek parti rejimine ve sosyalist ekonomiye son verdi. 2 Temmuz 1989’da da çok partililiğe izin veren yeni siyasi örgütlenme kanunu ile seçim kanunu kabul edildi. 12 Haziran 1990 gerçekleştirilen ve bazı partilerin katılmadığı seçimlerde İslami Selamet Cephesi (FIS) kullanılan oyların %56'sını alarak birinci çıktı. 27 Haziran 1991 yılında gerçekleşmesi beklenen genel seçimlerden önce ülkede meydana gelen büyük karışıklık döneminde ordu yönetime el koydu ve İslami Selamet Cephesi liderlerini tutukladı. Ancak yönetim 26 Aralık 1991’de, ülke tarihinde ilk defa çok sayıda siyasi partinin katılımıyla genel seçimlerin birinci turunun yapılması kararını aldı. Genel seçimlerin birinci turunda İslami Selamet Cephesi büyük bir başarı göstererek oyların çoğunu aldı. 16 Ocak 1992’de yapılacak ikinci tur seçimler öncesinde Cumhurbaşkanı Şadli Bencedid'in istifa etmesiyle yetkilerini yeni oluşturulan yüksek devlet komitesi üstlendi. Yüksek Devlet Komitesi başına Muhammed Budiaf getirildi. Budiaf’ın başkanlığındaki yüksek devlet komitesi olağanüstü hal ilan ederek seçimleri iptal etti ve İslami Selamet Cephesi taraftarlarını tutuklatmaya başladı. Aynı komite 1992 yılı Mart ayında İslami Selamet Cephesi’ni Mart 1992’de kapattı. Budiaf’ın 29 Haziran 1992 tarihinde koruma subaylarından biri tarafından öldürülmesiyle ülkede siyasi istikrarsızlık baş göstermeye başladı. Budiaf’ın yerine, yüksek devlet komitesi üyesi Ali Kafi başkanlığa getirildi. 1999'dan 2019'a dek cumhurbaşkanlığı görevini Abdülaziz Buteflika yürüttü. İslamcı gruplarla Cezayir hükûmeti arasında yaşanan iç savaş 2002 yılında hükûmet güçlerinin Cezayir’e hakim olmasıyla bitirildi. Buteflika 2004, 2009 ve 2014 yıllarında da gerçekleştirilen devlet başkanlığı seçimlerinden de birinci olarak ayrıldı. Ancak Şubat 2019'da yaptığı açıklamada Nisan 2019 için planlanan devlet başkanlığı seçimlerinde beşinci dönemi için yeniden aday olacağını ifade etmesinin ardından ülke genelinde protesto gösterileri gerçekleştirildi. Bu gösterilerin ardından seçimlere katılmaktan vazgeçtiğini ifade etti ve 1 Nisan 2019 tarihinde yaptığı açıklamada görevi en geç 28 Nisan 2019 tarihinde devredeceğini açıkladı, bu açıklamadan bir gün sonra da devlet başkanlığı görevinden istifa ettiğini bildirdi. Coğrafya Cezayir, 2.381.741 km²'lik alanıyla Akdeniz'in ve Afrika kıtasının en büyük ülkesidir. Güney kesiminde, Sahra çölünün önemli bir kısmını toprakları içine alır. Cezayir'in kıyıları genelde dağlara çok yakın ve sarptır, fazla doğal liman yoktur. Cezayir'in sahil şeridi 1200 km uzunluğundadır. Kıyının hemen gerisinde Atlas Dağları, Fas'tan başlayarak doğuya doğru iki şerit halinde Tunus'a kadar 2400 km boyunca uzanır. Kuzeydeki dağ sırasına Tell Atlasları, güneydekine ise Sahra Atlasları denir. İki dağ silsilesi arasında büyük ovalar ve yaylalar yer alır. Bu iki sıra doğuda Tunus sınırına doğru birbirine yakınlaşır. Atlas sıradağlarının Cezayir'deki kısmının en yüksek noktası yaklaşık 2.900 m irtifadadır. Ancak Cezayir'in en yüksek noktası, Sahra'nın ortasındaki Hoggar kitlesinde 3.003 metre yükseklikteki Tahat zirvesidir. İklim Ülkenin kuzey bölgesinde Akdeniz iklimi, güneyinde ise çöl iklimi hakimdir. Deniz kıyısındaki yerleşimlerde kış ortalama sıcaklığı 8 ila 15 °C iken Mayısta 25 °C'ye yükselir ve Temmuz-Ağustos aylarında 28 ila 30 °C ortalamaya ulaşır. (Skikda'da 28 °C, başkent Cezayir'de 29,5 °C) Ortadaki Kabile dağlarında ve yaylalarda kışın ortalama sıcaklık 8 °C civarındadır ve -7 °C'ye kadar düşer. Kışın bu bölgeye kar yağar. Yazın ise sıcaklık 30 ila 38 °C'ye kadar yükselir. (Konstantin'de 36 °C) Güneydeki Sahra bölgesinde kış sıcaklığı 15 ila 28 °C iken yazın 40 ila 45 °C'a yükselir. Siyaset ve yönetim Ülkenin başında 5 yılda bir seçilen cumhurbaşkanı bulunur. Cumhurbaşkanı ayrıca Bakanlar Meclisi ve Yüksek Güvenlik Konseyi'nin de başıdır. Cumhurbaşkanı ayrıca bakanları ve başbakanı da atar. Yasama, 1996 yılından bu yana çift meclisli sistem ile oluşuyor: "Millet Konseyi" ve "Ulusal Halk Meclisi". 144 üyeden ibaret Millet Konseyi'nin Başkanı gerektiğinde Cumhurbaşkanına vekalet etmekte. "Ulusal Halk Meclisi'nde ise, 48 seçim bölgesinden gelen 462 milletvekili yer alıyor. İdarî bölgeler Cezayir 48 vilayete ayrılmıştır: Demografi Din Ülke nüfusunun %99'dan fazlasını Müslüman kökenliler oluşturur ve İslam baskın dindir. Hristiyanların oranı %0,1 kadardır. 1960'ta sayıları 160.000'i bulan Seferad Yahudilerinden sadece ~200 kadarı kalmıştır. Cezayir anayasası, tüm vatandaşlara din özgürlüğü tanır. İmamlar, papazlar ve hahamlar Diyanet İşleri Bakanlığı'na bağlıdır ve devlet memurudur. Vaaz vermek veya dini faaliyetlerde bulunmak devletin iznine tabidir. Devlet, din eğitimine ve camilere maddi katkıda bulunmakta, imamların maaşlarını ödemektedir. 2005'ten beri şeriat hukuku orta dereceli okullarda zorunlu ders haline getirilmiştir. Ekonomi Cezayir, Afrika kıtasının en zengin ülkelerinden biridir. Yıllık 113,6 milyar dolarlık Gayri safi millî hasıla ile kıtanın en büyük beşinci iktisadına sahiptir. Para birimi Cezayir Dinarı'dır. Cezayir, önemli bir doğal gaz (üretimde dünya 5.si, ihracatta 4.sü gelir) ve petrol (üretimde 13., ihracatta 9.) üreticisi ve ihracatçısıdır. Ülkenin güney batısında demir, güney ucunda ise uranyum ve çinko yatakları bulunur. Bir kamu şirketi olan Sonatrach tarafından çıkarılan petrol ve doğal gaz, ülkenin başlıca gelir kaynağıdır. Cezayir, tarım reformu ve ağır sanayinin modernizasyonu yoluyla iktisadını canlandırmayı denemiştir, ancak petrol ve doğal gaz kökenli ürünler hâlâ ihracatın neredeyse tamamını oluşturur. Denize yakın kesimde tarıma elverişli alanlarda başta zeytin gibi Akdeniz iklimi bitkileri yetişir. Cezayir, bakla tarımında dünya 1.si, incirde 5.si, hurmada 6.sı, kayısıda 9.su, bademde 10.su gelir, buna karşın tarım ürünlerinin büyük kısmını ihraç edemez. Cezayir'in dış borçları 2005 yılında 17,5 milyar dolar iken Aralık 2006'da 4,7 milyar dolara düşmüştü. Ülke, dış borçlarını yavaş yavaş kapatmakta, bunda artan petrol fiyatlarından yararlanmaktadır. Bir OPEC ülkesi olan Cezayir, sağlam bir iktisada sahiptir. Petrol ve doğalgaz gelirleri dış borçları azaltmakta kullanıldığı gibi önemli altyapı projelerinin gerçekleşmesini de sağlamaktadır. Kültür Modern Cezayir edebiyatı Arapça ve Fransızca arasında bölünmüş durumda olup ülkenin yakın geçmişinden etkilenmiştir. 20. yüzyıl Cezayir romancıları arasında en önemlileri Muhammed Dib, Albert Camus ve Katib Yasin'dir. 1980'lerin önemli romancıları daha sonra Uluslararası Af Örgütü'nün başkan yardımcısı olacak Raşid Mimuni ve laik görüşleri nedeniyle şeriatçi bir grup tarafından öldürülen Tahar Djaout'tur. Ünlü modacı Yves Saint Laurent, Vahran kentinde doğan bir Cezayirlidir. Fransız kökenli ünlü Cezayirliler arasında filozof Jacques Derrida da bulunur. Melek Bennabi ve Frantz Fannon sömürgecilik karşıtı görüşleriyle tanınmıştır. 1905-1973 yılları arasında yaşamış olan Malik bin Nebi Cezayir halkının sosyolojik dönüşümünde oldukça emeği geçmiş ve bu konularda önemli eserler vermiştir. Hristiyan düşünür Aziz Augustinus Annâbe yakınlarında, Tagaste'de doğmuştur. Tunus'lu olan İbni Haldun, ünlü eseri Mukaddime'yi Cezayir'de yazmıştır. Müzik Cezayir müziğinin ülke dışında en çok bilinen türü rai'dir. Rai, çobanların folklorik müziğiyle popun bir karışımıdır. Cheb Khaled ve Cheb Mami gibi uluslararası yıldızlar bu tarz müzikle ün kazanmıştır. Cezayir içinde ise sözel ağırlıklı eski şaabi türü müzik halk tarafından tercih edilmektedir. Kabile müziği de kıvrak tonlarıyla beğeni toplamaktadır. Kıyı kentlerinde Endülüs göçmenlerinin getirdiği Endülüsi müzik, klasik bir tarz olarak günümüzde de dinlenmektedir. Mutfak Cezayir yemekleri Akdeniz mutfağının özelliklerini gösterir. Bazı yemekler ülke genelinde pişirilse de çoğu yereldir ve kültürel çeşitliliğe delalet eder. Bu durum, yerel coğrafya, iklim ve tarihin bir sonucu olarak zamanla ortaya çıkmıştır. Buğdaydan yapılan, et veya sebzeyle servis edilen kuskus, merguez (mergez), el açması kurutulmuş inçe hamurun üzerine et sosu dökülerek yapılan ve Msila, Batna, Setif, Konstantin ve Biskra yöresinde daha çok bilinen şakşuka tipik yemeklerdir. Ayrıca bakınız Cezayirliler Dış bağlantılar El Mouradia resmî başkanlık sitesi (Arapça ve Fransızca) Uzaktaki yakın ülke Cezayir'de Türk izleri Cezayir Gezi Notları Notlar Kaynakça Arap Birliği ülkeleri Arapça konuşan bölgeler ve ülkeler Akdeniz İçin Birlik ülkeleri
1034
https://tr.wikipedia.org/wiki/Eretna%20Beyli%C4%9Fi
Eretna Beyliği
Eretna Beyliği ya da Eretna Devleti, Anadolu'nun Moğol (İlhanlılar) istilasına uğramasından sonra, Sivas ve Kayseri merkezli kurulan, 1335 - 1381 yılları arası hüküm süren bir Anadolu beyliğidir. Beyliğin kurucusu Alaeddin Eretna, Uygur kökenli olup, İlhanlılar Devletinin Rûm (Anadolu) valisi Timurtaş'a hizmet eden komutanlardan birisiydi. Timurtaş ile kızkardeşini evlendirerek akrabalık bağı da kuran Eretna, onun Mısır'a kendisini yerine vekil bırakmasını fırsat bilip Moğollara karşı ayaklandı. Memlük sultanı adına sikke kestirip hutbe okuttu. Celayirî Emir (Şeyh) Hasan Büzurg kendisine tabiliği reddeden Eretna üzerine bir ordu ile yürüdü ve Sivas ile Erzincan arasında Karanbük mevkiinde meydana gelen savaşı Eretna kazandı. Bundan sonra nüfuzunu kuvvetlendiren Eretna bağımsızlığını ilan etti. Kayseri'de vefat eden Alaeddin Eretna, Köşk Medresesi avlusundaki kümbete gömüldü. Öldüğünde Sivas, Tunceli, Kayseri, Amasya, Tokat, Çorum, Develi, Şebinkarahisar, Ankara, Zile, Canik, Ürgüp, Niğde, Aksaray, Erzincan, Doğu Karahisar ve Darende onun hakimiyeti altındaydı. Eretna dindar, iyiliksever ve alim bir hükümdar olarak tanınmıştır. İdaresi altındaki yerleri adilane yönettiğinden ve seyrek çıkan sakalları sebebiyle halk arasında köse peygamber lakabıyla meşhur oldu. Eretna kelimesinin anlamı Eretna, Eratna şeklinde günümüzde okunan sözün Arap alfabesindeki orijinali Ertine (آرتين)şeklinde de okunabilir. Aynı zamanda bir Uygur dili de sayabileceğimiz Tuva Türkçesinde bu sözün günümüzde bir anlamı vardır. Tuva dilinde "Ertine" (эртине), hazine, değer verilen manalarına gelir. Gıyaseddin Mehmed Dönemi Alâeddin Eretna'nın üç oğlundan en büyüğü olan Hasan Büzurg Sivas valisi iken Ramazan çok genç yaşta vefat etmiş ve Güdük Minare adıyla anılan kümbete gömülmüştü. Diğer oğulları Cafer ve Mehmed beyler babalarının ölümü üzerine birbirlerine karşı iktidar mücadelesine giriştiler. Isfahan Şah Hatun' un oğlu olan Mehmed Bey ümera tarafından Gıyaseddin unvanıyla hükümdar ilan edildi. Adına hutbe okutup sikke kestiren Gıyaseddin Mehmed'in yaşının küçük olması ve dirayetsizliği bir süre sonra nüfuzunu kaybetmesine sebep oldu. Kendisini beğenmeyen ümera ve ulemanın baskısıyla 1354'te tahtını terk ederek Karamanoğulları'na sığındı. Ondan boşalan tahta yine ümerâ tarafından bu defa Cafer Bey çıkarıldı ve İzzeddin unvanıyla sultan ilan edildi. Ancak tahtını tekrar ele geçirmek için harekete geçen Mehmed Bey 1355 Nisan'ında meydana gelen Yalnızgöz Savaşı'nda kardeşi Cafer Bey'i mağlup etti. Kısa bir aradan sonra Eretnalı tahtına yeniden oturan Mehmed Bey büyük yardımlarını gördüğü Hoca Ali Şah ile mücadeleye girdi ve sonunda onu da bertaraf etti (1358). Mehmed Bey iktidarı döneminde en çok Moğollar'ın sebep olduğu olaylarla uğraştı. Her vesileyle karışıklık çıkaran Moğollara karşı giriştiği mücadelede başarısız kalan Mehmed Bey, veziri Kadı Burhâneddin'in bütün gayretlerine rağmen idaresinden ve kendisinden memnun olmayan Hacı Şadgeldi ve Hacı İbrahim gibi devlet adamları tarafından Sivas'ta öldürüldü. Alaaddin Ali Bey Dönemi Henüz 13 yaşında tahta geçen Alaaddin Ali Bey ülkede nüfuzunu kaybetti. Valiler bağımsız hareket etmeye başladı. Karamanoğulları Kayseri'yi ele geçirdi. Kadı Burhaneddin'in çabalarıyla ülkede istikrar sağlanmaya çalışılsa da başarılı olunamadı 15 yıl hüküm süren Alaaddin, Amasya üzerine yapılan bir sefer sırasında vebadan öldü.(1380) II. Mehmed Bey Dönemi Ali Bey'in henüz yedi yaşında olan oğlu hükümdar ilan edildi. Yaşı küçük olmasından dolayı Şebinkarahisar yöneticisi Kılıç Arslan kendisine naip oldu. Kadı Burhaneddin önce Kılıç Arslan'ı öldürüp onun yerine naiplik yaptı, kısa süre sonra da küçük hükümdarı tasfiye ederek Eretna Devleti'ne son verdi ve kendi adıyla anılacak Kadı Burhaneddin Devleti'ni kurdu.(1381) Kaynakça Dönemlere göre Sivas tarihi Erzincan tarihi Kayseri tarihi 1335 1381
1051
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sa%C4%9Fl%C4%B1k
Sağlık
Yaygın kullanımda ve tıpta sağlık, Dünya Sağlık Örgütüne göre, "yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halidir". Zaman içinde farklı amaçlar için çeşitli tanımlar kullanılmıştır. Sağlık, düzenli fiziksel egzersiz ve yeterli uyku gibi sağlıklı faaliyetlerin teşvik edilmesi ve sigara veya aşırı stres gibi sağlıksız faaliyetlerin veya durumların azaltılması veya bunlardan kaçınılması yoluyla teşvik edilebilir. Sağlığı etkileyen bazı faktörler, yüksek riskli bir davranışta bulunup bulunmama gibi bireysel seçimlerden kaynaklanırken, diğerleri toplumun insanların gerekli sağlık hizmetlerini almasını kolaylaştıracak veya zorlaştıracak şekilde düzenlenmiş olması gibi yapısal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genetik bozukluklar gibi diğer faktörler ise hem bireysel hem de grup seçimlerinin ötesindedir. Tarih Sağlığın anlamı tarih boyunca evrim sürecinden geçmiştir. Biyomedikal perspektiften bakacak olursak, sağlıkla ilgili ilk tanımlar vücudun işlevlerini yerine getirebilme kabiliyetine odaklanmıştır. Sağlık, zaman zaman hastalık tarafından bozulabilecek normal bir işlevsel durum olarak görülürdü. Böyle bir sağlık tanımının bir örneği: "anatomik, fizyolojik ve psikolojik bütünlük ile karakterize bir durum; kişisel olarak değerli aile, iş ve toplum rollerini yerine getirme becerisi; fiziksel, biyolojik, psikolojik ve sosyal stresle başedebilme yeteneği. Daha sonra, 1948'de, önceki tanımlardan radikal bir ayrımla, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) daha yüksek hedefli bir tanım önerdi: Sağlığı genel iyilik hali ile bağlayarak "yalnızca hastalık ve rahatsızlıkların yokluğu değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan genel iylik hali." Bu tanım, bazıları tarafından yenilikçi olarak memnuniyetle karşılansa da, aynı zamanda belirsiz, aşırı geniş ve ölçülemez şeklinde yorumlar da gelmiştir. Uzun zaman boyunca pratik olmayan bir ideal olarak rafa kaldırıdlı ve sağlıkla ilgili çoğu tartışma biyomedikal modelin uygulanabilirliğine geri döndü. Hastalığı bir durumdan çok bir süreç olarak değerlendirmeye doğru bir kayma yaşanırken, aynı kayma sağlığın tanımlamalarında da yaşandı. Aynı şekilde, WHO 1980'lerdeki sağlık promosyon hareketinin geliştirilmesini desteklediği zaman da lider rolü oynadı. Bu, bir durum değil, dinamik olarak esneklik anlamında, başka bir deyişle "yaşam için bir kaynak" olarak yeni bir sağlık anlayışı getirdi. 1984’te WHO, sağlık tanımını “bir bireyin veya grubun özlemlerini gerçekleştirme, ihtiyaçları karşılama ve çevreyi değiştirme veya başa çıkma derecesi” olarak değiştirmiştir. Sağlık günlük yaşam için bir kaynaktır; sosyal ve kişisel kaynakların yanı sıra fiziksel kapasiteleri vurgulayan pozitif bir kavramdır, yaşamın amacı değildir. Böylece sağlık, homeostazı sürdürme ve sorunlardan kurtulma yeteneği anlamına gelir. Zihinsel, entelektüel, duygusal ve sosyal sağlık esneklik ve bağımsız yaşam için kaynak oluşturan yeteneklerden olan bireyin stresle başa çıkabilmesi, öğrenme kabiliyeti ve ilişkileri sürdürebilme yeteneklerine atıfta bulunur. Bu, sağlığın öğretilmesi, güçlendirilmesi ve öğrenilmesi için birçok olanak sunar. 1970'lerin sonlarından beri, federal Sağlıklı İnsanlar İnisiyatifi Birleşik Devletlerin popülasyonun sağlığını iyileştirme yaklaşımının görülür bir parçası olmuştur. Her onyılda bir, Sağlıklı İnsanlar'ın yeni bir sürümü yayınlanır. Sağlığın iyileştirilmesine yönelik güncellenmiş hedefleri içerir ve sonraki on yıl boyunca, bu ilerleme noktasındaki değerlendirme veya eksiklikler ile konu alanlarını ve ölçülebilir amaçları belirler. İlerleme birçok hedefle sınırlandırılmıştır ve Sağlıklı İnsanlar'ın, merkezi olmayan ve koordine edilmemiş bir ABD sağlık sistemi bağlamında sonuçları şekillendirmedeki etkinliği konusunda endişelere yol açmıştır. Sağlıklı İnsanlar 2020 sağlığın teşviki ve geliştirilmesine ve önleyici yaklaşımlara daha fazla önem verir ve sağlığın sosyal belirleyicilerinin ele alınmasının önemine odaklanır. Yeni genişletilmiş dijital arayüz, geçmişte üretilen hacimli basılı kitaplara kıyasla kullanımı ve yayılmasını kolaylaştırıyor. Bu değişikliklerin Sağlıklı İnsanlara etkisi önümüzdeki yıllarda belirlenecek. Sağlık sorunlarını önlemek veya iyileştirmek ve insanlarda sağlığı korumak için sistematik faaliyetler sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından üstlenilir. Hayvan sağlığı ile ilgili uygulamalar veterinerlik bilimleri tarafından sağlanır. "Sağlıklı" terimi aynı zamanda canlı olmayan birçok çeşit organizma ve sağlıklı toplumlar, sağlıklı kentler veya sağlıklı çevre ve bunların insan faydasına etkileri gibi kavramlar çerçevesinde de kullanılır. Sağlık hizmeti müdahalelerine ve bir kişinin çevresine ek olarak, bireylerin sağlık durumunu etkileyen, geçmişleri, yaşam tarzları ve ekonomik, sosyal koşulları ve maneviyatları dahil birçok başka faktörün olduğu bilinmektedir. Bunlar “sağlığın belirleyicileri” olarak adlandırılırlar. Çalışmaların gösterdiğine göre yüksek düzeyde stres insan sağlığını etkileyebiliyor. 21. yüzyılın ilk onyılında, insan sağlığını iyileştirmeye yönelik çabaların performansını değerlendirmek için ana göstergeler olacak şekilde, sağlığın bir yetenek olarak kavramsallaştırılması, öz değerlendirmeler için kapıyı açtı. Birden fazla kronik hastalığın varlığında veya bir ölümcül durumda bile, her insana sağlıklı hissetme fırsatı yarattı ve aynı zamanda hastalıkların görülme sıklığının azaltılmasına odaklanan geleneksel yaklaşımdan uzakta, sağlık belirleyicilerinin yeniden incelenmesi için fırsat yarattı. Belirleyiciler Genel olarak, bir bireyin yaşadığı genel şartlar, hem sağlık durumu hem de yaşam kalitesinin belirlenmesinde büyük öneme sahiptir. Sağlığın, yalnızca sağlık bilimlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasıyla değil, aynı zamanda bireyin ve toplumun çabaları ve akıllıca yapılmış yaşam tarzı seçenekleri ile sürdürüldüğü ve iyileştirildiği giderek artan bir şekilde kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre, sağlığın ana belirleyicileri, sosyal ve ekonomik çevre, fiziksel çevre ve kişinin bireysel özelliklerini ve davranışlarını içerir. Daha spesifik olarak, insanların sağlıklı veya sağlıksız olup olmadığını etkilediği tespit edilen temel faktörler aşağıdakileri içerir: Gelir ve sosyal sınıf Toplumsal destek ağları Eğitim ve okuryazarlık İş/çalışma koşulları Sosyal çevre Fiziksel çevre Kişisel sağlık uygulamaları ve başedebilme kabiliyeti Sağlıklı çocuk gelişimi Biyoloji ve genetik Sağlık hizmetleri Cinsiyet Kültür Farklı kurum ve alanlardan artan sayıda çalışma ve rapor sağlık ve farklı faktörler arasındaki bağlantıları incelemektedir. Bu faktörlerden bazıları yaşam tarzları, ortam, sağlık kuruluşları ve sağlık politikasıdır. Son yıllarda birçok ülkede uygulanmaya başlanılan spesifik bir sağlık politikası, şeker vergisinin getirilmesiydi. Özellikle gençler arasında obezite ile ilgili endişelerin artmasıyla, içecek vergileri ortaya çıktı. Şekerli tatlandırılmış içecekler, obezite ile olan bağlantılarının artan kanıtlarıyla, obezite karşıtı girişimlerin hedefi haline gelmiştir. Kaliforniya'da Alameda Bölge Çalışması, 1974’teki Kanada’dan Lalonde raporu ve sağlık hizmetlerine erişim ve halk sağlığı sonuçlarının iyileştirilmesi de dahil olmak üzere küresel sağlık konularına odaklanan Dünya Sağlık Örgütü'nün Dünya Sağlık Raporu dizileri bunlardan bazılarıdır. "Sağlık alanı" kavramı, tıbbi bakım'dan farklı olarak, Kanada’dan gelen Lalonde raporundan çıktı. Rapor, bireyin sağlığının kilit belirleyicileri olarak birbirine bağımlı üç alan belirledi. Bunlar: Yaşamtarzı: hastalık veya ölüme katkıda bulunduğu veya sebep olduğu söylenebilecek kişisel kararların (bireyin kontrolünde olan) toplam etkisi; Çevresel: insan vücudu dışındaki sağlıkla ilgili ve üzerinde bireyin çok az kontrol sahibi olduğu veya hiç olmadığı tüm konular; Biyomedikal: genetik yapının etkisiyle insan vücudunda gelişen, fiziksel ve zihinsel sağlığın tüm yönleri. Sağlığın korunması ve teşviki, bazen "sağlık üçgeni" olarak da adlandırılan fiziksel, zihinsel ve sosyal iyiliğin farklı birleşimleriyle sağlanır. Dünya Sağlık Örgütü'nün 1986 yılında yayınlanan Sağlık Teşviki için Ottawa Şartı, sağlığın bir durum veya hayatın amacı değil, günlük yaşam için bir kaynak olduğunu belirtti. Sağlık, sosyal kapasitelerin yanı sıra sosyal ve kişisel kaynakları da vurgulayan olumlu bir kavramdır. Yaşam tarzı konularında ve işlevsel sağlıkla ilişkiler üzerinde daha fazla duran, Alameda BÖlge Çalışması'ndan elde edilen veriler, insanların sağlıklarını düzenli egzersiz, yeterince uyku, doğada zaman geçirrmek, sağlıklı vücut ağırlığı korumak ve alkol kullanımını sınırlamak ve sigara kullanımından kaçınmak suretiyle geliştirmelerini önerir. Birden fazla kronik hastalığı veya ölümcül hastalığı olan insanların bile kendilerini sağlıklı görebildiği üzere sağlık ve hastalık bir arada bulunabilir. Çevre, bireylerin sağlık durumunu etkileyen önemli bir faktör olarak belirtilmektedir. Bu, doğal çevre, inşa edilmiş çevre ve sosyal çevre özelliklerini içerir. Temiz su ve hava, yeterli özelliklerde barınak ve güvenli toplumlar ve yollar gibi faktörlerin hepsinin özellikle de bebeklerin ve çocukların sağlığı olmak üzere genel olarak sağlığa katkıda bulunduğu bulunmuştur. Bazı çalışmalar, yerleşim yerlerinde doğal alanlar ve rekreasyon alanları gibi faktörlerin bulunmamasının, genel sağlık ve iyilik durumu ile bağlantılı olan kişisel memnuniyetin düşmesine ve obezite seviyelerinin yükselmesine yol açtığını göstermiştir. Doğal ortamlarda harcanan zamandaki artışın, bireylerin kendi yaptıkları sağlık durumu değerlendirmelerinde olumlu sonuçlar ile ilişkili olduğu gösterilmiştir. Bu durum kentsel mahallelerde, doğal alanların sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin, kamu politikası ve arazi kullanımında dikkate alınması gerektiğini ileri sürmektedir. Genetik veya ebeveynlerden kalıtsal özellikler de, bireylerin ve toplumların sağlık durumlarının belirlenmesinde rol oynar. Bu, bireylerin aileleri iile beraber oldukları süredeki yaşam tarzlarıyla geliştirdikleri alışkanlıklar ve davranışlar kadar bazı hastalıklara olan genetik yatkınlık ve sağlık koşullarını kapsayabilir. Örneğin, genetik, insanların zihinsel, duygusal veya fiziksel olarak stres ile baş etme biçiminde rol oynayabilir. Obezite Amerika Birleşik Devletleri'nde kötü ruh sağlığına katkıda bulunan ve çok sayıda insanın hayatında strese neden olan önemli bir sorundur. Potansiyel konular Dünyada bir dizi sağlık sorunu yaygındır. Hastalık bunların en yaygın olanlarından biridir. Globalissues.org'a göre, her yıl yaklaşık 36 milyon kişi, kardiyovasküler hastalık, kanser, diyabet ve kronik akciğer hastalığı dahil olmak üzere bulaşıcı olmayan hastalıklardan ölmektedir (Shah, 2014). Hem viral hem de bakteriyel bulaşıcı hastalıklar arasında, AIDS/HIV, tüberküloz ve sıtma her yıl milyonlarca ölüme neden olan en yaygın olanlardır. (Shah, 2014). Özellikle çocuklar arasında, ölüme neden olan veya diğer sağlık sorunlarına katkıda bulunan bir diğer sağlık sorunu, yetersiz beslenmedir. Yetersiz beslenmenin en çok etkilediği gruplardan biri küçük çocuklardır. 5 yaşın altındaki yaklaşık 7,5 milyon çocuk, genellikle yiyecek bulmak veya yemek yapmak için para bulunamamasından dolayı yetersiz beslenmeden ölmektedir. Bedensel yaralanmalar da dünya çapında yaygın bir sağlık sorunudur. Kırık kemikler, çatlaklar ve yanıklar dahil olmak üzere bu yaralanmalar, genel olarak yaralanma veya yaralanmanın şiddetinden kaynaklanan enfeksiyonlar gibi nedenlerden dolayı bireylerin yaşam kalitesini düşürebilir veya ölümlere neden olabilir. (Moffett, 2013). Çoğu zaman yaşam tarzı seçimleri, kötü sağlık durumuna katkı koyan faktörlerdendir. Bunlar, sigara içmek, aşırı yemek yemek, aşırı kısıtlayıcı bir diyet uygulamak ve buna bağlı olarak zayıf bir diyet olabilir. Hareketsizlik, genel sağlık sorunlarına ve uyku eksikliği, aşırı alkol tüketimi ve ağız hijyeni ihmaline katkıda bulunabilir. (Moffett, 2013). Ayrıca, kişi tarafından miras alınan ve kişiyi ne kadar etkilediklerine ve ne zaman ortaya çıktıklarına göre değişebilen genetik bozukluklar da vardır. Bu sağlık sorunlarının çoğunluğu önlenebilir olmasına rağmen, global kötü sağlık durumuna en büyük katkı, yaklaşık 1 milyar insanın sağlık hizmeti sistemlerine erişememesidir. (Shah, 2014). Muhtemelen, en yaygın ve zararlı sağlık sorunu, pek çok insanın kaliteli çözümlere erişiminin olmamasıdır. Ruh sağlığı Dünya Sağlık Örgütü zihinsel sağlığı, “bireyin kendi yeteneklerini gerçekleştirdiği, yaşamın normal stresleriyle baş edebildiği, üretken ve verimli bir şekilde çalışabileceği ve toplumuna katkıda bulunabildiği bir iyilik hali" olarak tanımlar. Ruh Sağlığı sadece akıl hastalığının yokluğu değildir. Akıl hastalığı, “sosyal ve duygusal refahı ve insanların yaşamlarını ve üretkenliklerini etkileyen bilişsel, duygusal ve davranışsal koşullar yelpazesi” olarak tanımlanmaktadır. Zihinsel bir hastalığa sahip olmak, bir kişinin zihinsel işleyişini geçici veya kalıcı olarak ciddi şekilde bozabilir. Diğer terimler şunlardır: 'zihinsel sağlık sorunu', 'hastalık', 'bozukluk', 'işlev bozukluğu' ABD'de 18 yaş ve üstü tüm yetişkinlerin yaklaşık beşte biri akıl hastalığı tanısı konulabilecek vaziyettedir. Zihinsel hastalıklar ABD ve Kanada’da en büyük engellilik nedenidir. Örnekler arasında şizofreni, ADHD, majör depresif bozukluk, bipolar bozukluk, anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu ve otizm vardır. Birçok genç, toplumun baskılarına ve karşılaştıkları sosyal sorunlara yanıt olarak zihinsel sağlık sorunlarından muzdariptir. Gençlerde görülen temel zihinsel sağlık sorunlarından bazıları şunlardır: depresyon, yeme bozuklukları ve uyuşturucu bağımlılığı. Bu sağlık sorunlarının olmasını engellemenin, zihinsel sağlık sorunlarından muzdarip bir gençle iyi iletişim kurmak gibi birçok yolu vardır. Ruh sağlığı bozuklukları tedavi edilebilir ve gençlerin davranışlarına özen göstermek yardımcı olabilir. Aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok faktör ruh sağlığı sorunlarına katkıda bulunur: Genler veya beyin kimyası gibi biyolojik faktörler Travma veya istismar gibi yaşam deneyimleri Akıl sağlığı sorunlarının ailedeki tarihi Sağlığı Koruma Sağlıklı kalmak için kişisel stratejiler ve düzenli müdahaleler kadar sağlık hizmetleri bilgi birikiminin ve uygulamalarının evrimleşmesi ile de şekilllenen devamlı bir süreçtir. Diyet Kişisel sağlığı korumanın önemli bir yolu sağlıklı beslenmedir. Sağlıklı beslenme vücuda besinleri sağlayan birçok çeşit bitkisel ve hayvansal besinleri içerir. Bu besinler vücuda enerji verir ve işlevlerini sürdürmesini sağlar. Besinler kemiklerin, kasların ve tendonların yapılanmasına ve güçlenmesine ve aynı zamanda vücut proseslerinin ayarlanmasına yardımcı olur (ör.kan basıncı). Besin rehberi piramidi bölümlere ayrılmış sağlıklı yiyeceklerin piramit şeklindeki bir rehberidir. Her bölüm, her bir gıda grubu için önerilen alım miktarını göstermektedir (yani, Protein, Yağ, Karbonhidratlar ve Şekerler). Sağlıklı yiyecek seçimleri yapmak önemlidir, çünkü kalp hastalığı riskini ve bazı kanser türlerinin gelişme ihtimalini azaltabilir ve sağlıklı bir kilonun korunmasına katkıda bulunacaktır. Akdeniz diyeti, fenoller, izoprenoidler ve alkaloidler gibi bazı biyoaktif bileşikleri içerdiğinden dolayı, sağlığı teşvik edici etkilerle sıkça ilişkilendirilir. Egzersiz Fiziksel egzersiz fiziksel zindeliği ve genel sağlık ve iyilik halini arttırır veya korumaya yardımcı olur; kasları güçlendirir ve kardiyovasküler sistemi geliştirir. Ulusal Sağlık Enstitüsü'ne göre 4 tip egzersiz vardır: dayanıklılık, güç, esneklik ve denge Uyku Uyku sağlığı korumak için temel bir bileşendir. Çocuklarda uyku, büyüme ve gelişme için de hayati önem taşır. Devam eden uykusuzluk, bazı kronik sağlık sorunları için artmış bir risk ile ilişkilendirilmiştir. Ek olarak, uykusuzluğun hem hastalıklara duyarlılığı arttırdığı hem de iyileşme sürelerinin uzaması ile korele olduğu gösterilmiştir. Bir çalışmada, gece de altı saat veya daha az uyuyan, kronik uyku yetersizliği olan kişilerin, gece yedi saat veya daha fazla uyuduğunu bildirenlere göre soğuk algınlığı olasılığının dört kat daha fazla olduğu bulundu. Uykunun insan metabolizmasının ayarlanmasında önemli bir rolü vardır ve uykusuzluk kilo kaybına yol açabilir ya da kilo vermeyi zorlaştırabilir. Buna ek olarak Dünya Sağlık Örgütü'ne bağlı kanser araştırma kurumu olan Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı 2007 yılında yayınladığı bir deklerasyonda, özellikle uyku düzenini bozan uzun süreli gece işlerine vurgu yaparak, sarkadyen ritimlerini bozan çalışma saatlerinin insanlar üzerinde muhtemelen kanserojen etki yarattığını bildirdi. 2015 yılında, Ulusal Uyku Merkezi yaşa göre uyku ihtiyaçları ile ilgili güncellenmiş tavsiyeler dizisi yayınladı ve normal uyku aralığının dışında uyumayı alışkanlık haline getirmiş bireylerin, ciddi sağlık sorunlarının belirtilerini ve semptomlarını gösterebileceğini ve eğer bu bilerek yapılıyorsa sağlığın ve genel iyilik halinin tehlikeye atılıyor olabileceğini bildirdi. Bilimin rolü Sağlık bilimleri, bilimin sağlık üzerine odaklanan bir dalıdır. Sağlık bilimine iki ana yaklaşım vardır: insan vücudunun (ve hayvanların) nasıl işlediğini anlamak için insan vücudunun ve sağlıkla ilgili konuların çalışılması ve araştırılması; ve bu bilginin sağlığı geliştirmek ve hastalıkları ve diğer fiziksel ve ruhsal bozuklukları önleme ve tedavi etme amacıyla uygulanması. Bilim, biyoloji, biyokimya, fizik, epidemiyoloji, farmakoloji, tıbbi sosyoloji dahil olmak üzere birçok alt alan üzerine kuruludur. Uygulamalı sağlık bilimleri, sağlık eğitimi, biyomedikal mühendislik, biyoteknoloji ve toplumsal sağlık gibi alanlardaki uygulamalarla insan sağlığını daha iyi anlayıp, geliştirmeye çalışmaktadır. Sağlığı geliştirmek için, sağlık bilimleri ile geliştirilmiş prensipler ve uygulamalar temelindeki organize müdahaleler, tıp, hemşirelik, beslenme, eczacılık, sosyal hizmet, psikoloji, mesleki tedavi, fizik tedavi ve diğer sağlık meslekleri aracılığı ile yürütülmektedir. Klinik uzmanlar bireysel sağlık üzerine odaklanırken, toplumsal sağlık uzmanları ise toplumların ve popülasyonların genel sağlığı ile ilgilenir. İşyeri sağlığı programları çalışanların sağlığını ve genel iyilik halini geliştirmek için, okul sağlık hizmetleri ise çocukların sağlığı ve genel iyilik halini geliştirmek için benimsenmiştir. Toplumsal sağlığın rolü Toplumsal sağlık, "toplumların, özel ve resmi kurumların, toplulukların ve bireylerin organize çabaları ve bilinçli seçimleri vasıtası ile hastalıkları önleme, yaşam sürelerini uzatma ve sağlığı geliştirmenin bilimi ve sanatı" olarak açıklanır. Nüfus sağlığı analizine dayanarak bir topluluğun genel sağlığına yönelik tehditlerle ilgilenir. Söz konusu popülasyon bir avuç insan kadar az olabileceği gibi, birden fazla kıtada yaşayan insanlar kadar fazla da olabilir (örneğin, pandemik). Toplumsal sağlık birçok alt alana sahiptir, ancak tipik olarak epidemiyoloji, biyoistatistik ve sağlık hizmetleri disiplinlerarası kategorilerini içerir. Çevresel Sağlık, toplum sağlığı, davranışsal sağlık ve iş sağlığı alanları da önemli toplumsal sağlık alt kategorileridir. Toplumsal sağlık ile ilgili müdahalelerin odak noktası, sağlıklı davranışların teşviki, topluluklar, çevrenin izlenmesi suretiyle hastalıkları, sakatlanmaları ve diğer sağlık durumlarını önlemek ve yönetmektir. Amacı, eğitim programlarının yürütülmesi, sağlık politikalarının geliştirilmesi, hizmet uygulamaları ve yürütülen araştırmalar ile sağlık sorunlarının önüne geçmek veya tekrarını önlemektir. Bir salgın durumunda olduğu gibi, çoğu zaman bir hastalığı tedavi edebilmek ya da bir patojeni kontrol altına alabilmek hayati önem taşır. Aşılamayı ve prezervatif kullanımını teşvik eden eğitim kampanyaları (buna karşı direncin üstesinden gelmek de dahil) dahil olacak şekilde Aşılama programları ve bulaşıcı hastalıkların 'nın yayılmasını önlemek için prezervatif dağıtılması, ortak önleyici halk sağlığı önlemlerine örnek olarak verilebilir. Toplumsal sağlık aynı zamanda ülkelerin, kıtaların veya dünyanın değişik bölgelerindeki sağlık ile ilgili eşitsizlikleri sınırlandırmak için çeşitli eylemlerde bulunur. Bir durum, bireylerin veya toplumların sağlık hizmetlerine erişiminin finansal, coğrafi ve sosyo-kültürel engelleri ile ilgilidir. Toplumsal sağlık sisteminin uygulamaları anne ve çocuk sağlığı, sağlık hizmetleri yönetimi, acil müdahale ve bulaşıcı ve kronik hastalıkların önlenmesi ve kontrolü alanlarını içerir. Toplumsal sağlık programlarının muazzam etkisi büyük oranda kanıksanmıştır. Toplumsal sağlık vasıtası ile geliştirilen politikalar ve uygulamaların da katkısı ile, 20. yüzyıl, dünyanın çoğunluğunda, bebek ve çocuk ölüm oranlarında düşüş ve yaşam sürelerinin uzamasındaki devam eden artış ile kayıtlara geçmiştir. Örneğin, Amerikalılar için yaşam beklentisinin 1900'den bu yana otuz yıl, dünya genelinde ise 1990'dan bu yana 6 yıl arttığı tahmin edilmektedir. Kişisel bakım stratejileri Kişisel sağlık kısmi olarak insanların kendi sağlıkları hakkında gözlemlediği ve benimsediği aktif, pasif ve desteklenmiş ipuçlarına bağlıdır. Bunlar bütünleştirici bakım yolu ile, genellikle kronik bir durum olan bir hastalığın etkilerini önlemek veya minimize etmek için kişisel uygulamaları içerir. Ek olarak yıkanma ve elleri sabun ile yıkama, dişleri diş ipi ile temizleme ve fırçalama; besinleri güvenli olarak depolama, hazırlama ve muamele etme ve birçok diğerleri gibi enfeksiyon ve hastalıkları önlemek için gerekli kişisel hijyen uygulamalarını da içerir. Günlük yaşamın kişisel gözlemlerinden (örneğin, uyku düzenleri, egzersiz davranışı, beslenme ve çevresel özellikler hakkında) toplanan bilgiler, kişisel kararları ve eylemleri (ör. "Sabahları yorgun hissediyorum, bu yüzden farklı bir yastıkta uyumayı deneyeceğim"), ayrıca klinik kararları ve tedavi planları (ör., ayakkabılarının normalden daha sıkı olduğunu fark eden bir hastanın, kalbinin sol tarafında bir yetmezlik şiddetlenmesi olabilir ve sıvı aşırı yüklemesini önlemek için diüretik ilaç alması gerekebilir.) için kullanılabilir. Kişisel sağlık aynı zamanda kısmi olarak yaşamın sosyal yapısıyla ilgili olabilir. Güçlü sosyal ilişkilerin korunması, gönüllülük ve diğer sosyal aktivitelerin korunması, iyi bir ruh sağlığı ve uzun yaşam süresi ile ilişkilendirilmiştir. Amerika'da yapılan bir araştırma, 70 yaş üzeri yaşlıların, fiziksel sağlık durumuna bakmaksızın sıklıkla gönüllülük aktivitelerinde bulunan yaşlıların, bulunmayanlara göre daha düşük ölüm riski taşıdığını ortaya koymuştur. Singapur'dan başka bir araştırma gönüllülük aktivitelerinde bulunan emeklilerin, bulunmayan emeklilere göre, önemli oranda daha yüksek bilişsel performans puanlarına, daha az depresif belirtilere ve genel olarak daha iyi bir ruhsal sağlığa ve yaşam tatminine sahip olduklarını bildirdi. Uzun süreli psikolojik stres sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir ve yaşlanma, depresif bozukluk ve hastalık belirtileriyle beraber bilişsel bozulmada bir faktör olarak gösterilir. Stres yönetimi, stresi azaltmak veya strese olan direnci yükseltmeye yönelik yöntemlerin uygulanmasıdır. Rahatlama teknikleri stresi rahatlatmaya yönelik fiziksel yöntemlerdir. Bilişsel terapi, meditasyon ve olumlu düşünce, strese olan tepkinin şiddetini düşürerek fayda sağlayan psikolojik yöntemlerdir. Problem çözme ve zaman yönetimi gibi ilgili kabiliyetleri geliştirmek belirsizliği azaltır ve güven duygusunu pekiştirir ve bu da ilgili kabiliyetlerin uygulanabileceği stres yaratan durumlara olan tepkiyi azaltır. Mesleki Güvenlik risklerine ek olarak, birçok meslek hastalık, rahatsızlık ve diğer uzun-dönem sağlık problemi riskide taşır. En yaygın meslek hastalıkları arasında silikozis ve kömür işçilerinin pnömokonyozu (siyah akciğer hastalığı) dahil olmak üzere çeşitli pnömokonyoz türleri vardır. Astım, birçok çalışanın hassas olduğu başka bir işyeri solunum yolu hastalığıdır. Çalışanlar ayrıca, egzama, dermatit, ürtiker, güneş yanığı ve cilt kanseri gibi deri hastalıklarına karşı hassas olabilirler. Endişe konusu diğer meslek hastalıkları karpal tünel sendromu ve kurşun zehirlenmesini içerir. Gelişmiş ülkelerde Hizmet sektörü işlerinin sayısı arttıkça, gittikçe daha fazla iş hareketsiz hale geldi ve imalat ve birincil sektör ile ilişkili olanlardan farklı bir sağlık problemleri dizisi ortaya çıkmaya başladı. Obezite oranının artması ve birçok ülkede stres ve aşırı çalışma ile ilgili konular gibi çağımıza ait problemler, iş ve sağlık arasındaki etkileşimi daha da karmaşıklaştırmış oldu. Birçok hükûmet iş sağlığını sosyal bir mesele olarak görmektedir ve çalışanların sağlık ve güvenliğini sağlamak için kamu kuruluşları oluşturmuştur. İngiliz Sağlık ve Güvenlik Yönetimi ve Amerika Birleşik Devletleri'nde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili araştırmalar yapan Ulusal Mesleki Güvenlik ve Sağlık Enstitüsü ve işçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili düzenleme ve politikaları yürüten Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi bunlara örnek olarak gösterilebilir. Kaynakça Ana madde konuları
1053
https://tr.wikipedia.org/wiki/Teknoloji
Teknoloji
Teknoloji ya da uygulayım bilimi, (; tekno, "zanaat, beceri, el sanatları"; ve ; -loji) mal veya hizmetlerin üretiminde veya buna yönelik amaçların gerçekleştirilmesinde kullanılan beceriler, yöntemler, işlemler, tekniklerin derlenmesi veya bilimsel araştırmalardır. Teknoloji teknikler, süreçler vb. bilgiler olabileceği gibi makineler, bilgisayarlar, çeşitli cihazlar ya da fabrikalarda yerleşik olarak bulunabilir. Bunun gibi şeyleri bir birey ayrıntılı bilgi olmadan çalıştırabilir. Teknoloji doğal kaynakların basit bir araç olarak insanlar tarafından kullanılmasıyla başladı. Tarihöncesinde yangının nasıl kontrol altına alınacağının keşfedilmesi, Neolitik Devrimde hazır yiyecek kaynaklarının artırılması amacıyla üretimde kullanılan teknikler ile araçlar ve insanların seyahat etmelerinin yanı sıra çevrelerini kontrol edebilmesi için tekerleğin icadı bir teknolojidir. Tarih boyunca matbaa ve basım konusundaki gelişmeler, telefon ve internet insanların küresel ölçekte serbest bir şekilde iletişime geçmelerini, etkileşmelerini sağladı. Askerî teknolojinin sürekli ilerlemesi, cop gibi basit silahların yanı sıra yıkıcı gücü büyük nükleer silahlar gibi teknolojilerin gelişmesini de sağladı. Kaynakça Ana madde konuları
1065
https://tr.wikipedia.org/wiki/Minix
Minix
Andrew S. Tanenbaum tarafından ders kitabı olarak yazdığı Operating Systems: Design & Implementation'da anlatılan işletim sistemi. Amacı, dersle birlikte öğrencilerin bir dönem içinde gerçek bir işletim sistemi ile deneyim kazanabilmeleri ve teorinin, pratikte nasıl uygulandığını öğretebilmektir. Bu nedenle Tanenbaum yıllarca comp.os.minix compuserve öbeğinden ve insanlardan gelen geliştirme taleplerini reddetmiş, Minix'i mümkün olduğunca küçük ve işlevsel bırakmıştır. Minix'in tasarımı, hedef kitlesi gözetilerek yapılmıştır. Bu nedenle o dönemlerde bilgisayarlar çok pahalı olan sabit disk sürücüsü desteği olmadan sadece disketler üzerinde çalışıyordu. Bu talepleri gerçekleştirmek isteyen ve Minix'ten farklı bir yapı kullanan Linus Torvalds, 1991 yılında Linux projesini Minix öbeği altında duyurmuştur. Minix'ten kayan büyük bir geliştirme öbeği Linux'a katkıda bulunmuşlardır. Son kararlı sürümü (3.3.0) 16 Eylül 2014 tarihinde yayınlanmıştır. http://www.minix3.org/news/ Ayrıca bakınız Unix İşletim sistemleri ARM işletim sistemleri Mikro çekirdekler Mikro çekirdek tabanlı işletim sistemleri Hafif Unix benzeri sistemleri
1068
https://tr.wikipedia.org/wiki/MySQL
MySQL
MySQL, altı milyondan fazla sistemde yüklü bulunan çoklu iş parçacıklı (), çok kullanıcılı (), hızlı ve sağlam () bir veri tabanı yönetim sistemidir. UNIX, OS/2 ve Windows platformları için ücretsiz dağıtılmakla birlikte ticari lisans kullanmak isteyenler için de ücretli bir lisans seçeneği de mevcuttur. Linux altında daha hızlı bir performans sergilemektedir. Kaynak kodu açık olan MySQL'in pek çok platform için çalıştırılabilir ikili kod halindeki indirilebilir sürümleri de mevcuttur. Ayrıca ODBC sürücüleri de bulunduğu için birçok geliştirme platformunda rahatlıkla kullanılabilir. Geliştiricileri, 500'den fazlası 7.000.000 kayıt içeren 10.000 tablodan oluşan kendi veritabanlarını (100 gigabyte civarında veri) MySQL'de tuttuklarını söylüyorlar. Web sunucularında en çok kullanılan veri tabanı olup ASP, PHP gibi birçok Web programlama dili ile kullanılabilir. MySQL, tuttuğu tablolarla çok kullanıcılı sistemlerde söz konusu olan erişim hakları sorununu başarılı bir şekilde çözmektedir. MySQL'in 4.0 sürümü ile birlikte "" desteği, 4.1 sürümüyle birlikte de alt sorgu desteği eklenmiştir. Ayrıca "veri tutarlılığını (İng. )" sağlama işinin programcıya bırakılması tercih edilmiştir, ancak bu bir dezavantaj olarak görülmeyebilir. Çünkü pek çok veri tabanı programcısı VTYS'lerdeki veri tutarlılığının esnek olmayan, zorlayıcı bir özellik olduğunu düşünmektedir. Temel özellikleri MySQL aşağıdaki veri tabanı nesnelerini desteklemekte olup bu nesnelerin bazıları 5.1 sürümü ile gelmiştir: Tablo (table) Görünüm (view) Yordam (procedure) Tetikleyici (trigger) İmleç (cursor) Tarihçe 1994 MySQL'in geliştirilmesine başlandı. 23 Mayıs 1995 İlk MySQL sürümü yayınlandı. 2001 yılında MySQL 3.23 yayınlandı. 2004 MySQL 4.1 beta sürümü ve gerçek sürümü Ekim 2004 yılında yayınlandı. (R-trees and B-trees, subqueries, prepared statements) 2008: MySQL 5.1 sürümü yayınlandı. (event scheduler, partitioning, plugin API, row-based replication, server log tables) 2008 Ocak: Sun Microsystems, bir milyar dolara MySQL'i satın aldı. 2009 Nisan: Oracle, Sun Microsystems'i satın aldı. Oracle, MySQL'i geliştirmeye devam edeceğini duyurdu. 2010 Ocak: Oracle'ın MySQL AB'yi satın almasından önce, Monty Widenius GPL-only bir fork olan MariaDB'yi başlattı. MariaDB, MySQL sunucusu 5.5 ile aynı kod tabanına dayanır ve Oracle tarafından sağlanan sürümlerle uyumluluğu sürdürmeyi hedefler. Yönetim araçları MySQL için çok çeşitli grafiksel arayüze sahip programlar mevcuttur. Bunlar içerisinden en bilineni yine MySQL'i geliştiren firma tarafından geliştirilmiş ücretsiz bir yazılım olan MySQL GUI Tools 'dur. Bunun yanında PHP ile geliştirilmiş phpMyAdmin diğer alternatif bir yazılımdır. Tek bir PHP dosyası ile işlem yapan Javascript ile birçok işi kolaylaştıran Adminer* yazılımı da önerilmektedir. Kaynakça Ayrıca bakınız MariaDB PostgreSQL SQLite Dış bağlantılar MySQL resmî Sitesi MySQL Türkçe Sitesi 1995 yazılımları Çapraz platform yazılımları MySQL Oracle yazılımları SQL
1069
https://tr.wikipedia.org/wiki/Matematik%20felsefesi
Matematik felsefesi
Matematik felsefesi, matematiğin varlıksal, bilgisel ve yöntemsel sorunlarını inceleyen, matematiğin temelleriyle ilgili ana kavramları irdeleyen bir felsefe dalıdır. Başlıca soruları matematik ve matematiğin konusu olan nesnelerin varlık ve bilgi kaynağı ile ilgilidir. Matematik felsefesinin ilgilendiği bazı soru şunlardır: Bir matematiksel önermenin niteliği nedir? Matematik ile mantık arasındaki ilişki nedir? Matematiksel nesnelerin varlığı neye dayanmaktadır? Matematiksel bilgiye nasıl erişiriz? Matematiğin yöntemi nedir? Matematiğe yeni aksiyomlar eklenmeli midir? Hermenötiklerin matematikteki rolü nedir? Matematiksel soruşturmanın nesnesi nedir? Matematiğin arkasındaki insan özellikleri nedir? Matematiksel güzellik nedir? Matematiksel gerçeğin doğası ve kaynağı nedir? Soyut matematikler dünyası ile materyal evren arasındaki ilişki nedir? Matematiğin nesneleriyle ilgili üç temel görüş mevcuttur. Matematiksel realizm, ya da diğer adıyla Platonculuk, matematiksel nesnelerin dilden, duyulardan, akıldan ve bütün fiziksel dünyadan bağımsız şekilde bir Platonik evrende soyut nesneler olarak var olduklarını öne sürer. Realizm felsefesi, bilgisel yani epistemolojik alanda da yorumlanır. Realizmin bilgisel açıdan yorumlamasına göre, matematiksel önermelerin her şeyden bağımsız olarak mutlak bir doğruluk değeri olmak zorundadır. Matematiksel nesnelerin varlığıyla ilgili bir diğer görüş idealizm felsefesidir. Immanuel Kant'a dayanan bu görüşe göre, matematiksel nesneler sadece zihnin ürünüdür, zihindeki inşaların sonucunda ortaya çıkar. Buna göre zihin yoksa matematiksel nesneler de yoktur. 20.yy'da Kant'ın bu felsefesi bazı matematikçiler arasında karşılık bulmuş ve L. E. J. Brouwer tarafından sezgicilik akımı geliştirilmiştir. Sezgiciliğe göre, bir matematiksel nesnenin var olması demek o nesnenin inşa edilmiş olması demektir. Çeşitli mantık ilkelerinin reddine dayanan bu felsefede, matematiksel yöntem inşalardan, matematiksel nesneler ise inşa edilebilir şeylerden meydana gelir. Matematiksel nesnelerin varlığıyla ilgili üçüncü görüş, nominalizm adı verilen bir görüştür. Nominalizme göre soyut nesneler yoktur, ya da bütün matematiksel nesneler sadece isimlerden ibarettir. Matematiksel nesnelerin var olmadığını iddia eden nominalizm felsefesi kendi içinde farklı kollara ayrılabilir. Bu kolların her birinin matematiksel önermeleri yorumlama ve ele alış biçimi birbirinden farklı olabilmektedir. Diğer önemli bir konu matematiksel bir kuramın gerçekliğidir. Matematik (Doğa Bilimlerinden farklı olarak) deneysel olarak sınanamadığı için belirli bir matematik kuramını gerçek bulmak için nedenler aranmaktadır (Bkz. Epistemoloji). Luitzen E. J. Brouwer’in temellerini attığı ve Arend Heyting'in takip ettiği Sezgici Matematik bu görüşün bilenen temsilcilerindedir. Mantıkçılık yaklaşımı ise Bertrand Russell ve Gottlob Frege tarafından savunulmuştur. David Hilbert ve Haskell Curry biçimselcilik akımının temsilcilerinden sayılmaktadır. Mantıkçılığın bir alt kolu olan mantıksal pozitivistler, Rudolf Carnap, Alfred Jules Ayer, Carl Hempel tarafından temsil edilmiştir. Matematiğin sadece kendisine ve bilime hizmet etmesi gerektiğini savunan ve matematiğin kendi kendine yettiğini ve kendi içinde evrildiğini öne süren felsefeye matematiksel doğalcılık denmiştir ve Penelope Maddy, Willard Van Orman Quine gibi felsefeciler tarafından savunulmuştur. Matematiksel nesnelerin yapılarla ilgili olduğunu ve nesnelerin sadece yapı içinde anlam kazandığını öne süren görüşe ise yapısalcılık denmiştir. Bu görüşe göre hiçbir matematiksel nesne kendi kendine bağımsız olarak var olamaz, ancak bir yapının içinde diğer nesnelerle olan ilişkisiyle var olabilir. Yapısalcılık felsefesi Stewart Shapiro, Michael Resnik ve Paul Benacerraf tarafından savunulmuştur. Matematik felsefesindeki önemli konulardan biri de matematiği biçimselleştirme ve kesinliğe kavuşturma hatta matematiği "bilgisayarlaştırma" problemidir. Bu konuda Avusturyalı matematikçi ve mantıkçı Kurt Gödel'in Eksiklik Teoremleri önemli yere sahiptir. Ayrıca bakınız Matematiğin temelleri Tersine matematik Kaynakça Ahmet Çevik (2019). Matematik Felsefesi ve Matematiksel Mantık. Nesin Yayınevi, İstanbul. ISBN 978-605-2780-44-2. Dış bağlantılar Ali Eskici'nin konuyla ilgili makalesi Chaitin'in "Matematiğin Temelleri Üzerine Uyuşmazlık Yüzyılı" adlı yazısı
1071
https://tr.wikipedia.org/wiki/Taray%C4%B1c%C4%B1%20%28anlam%20ayr%C4%B1m%C4%B1%29
Tarayıcı (anlam ayrımı)
Tarayıcı ile şunlar kastedilmiş olabilir: Herhangi bir olguyu araştırmak, açığa çıkarmak, belgelemek için kullanılan donanım. Ağ tarayıcısı, ağ sayfalarında gezinti yapmayı sağlayan (Mozilla Firefox, Internet Explorer, Opera gibi) bir yazılım. Tarayıcı veya scanner, kâğıt üzerindeki resim, yazı gibi simgeleri tanıyıp bilgisayar ortamına aktaran bilgisayar donanımı.
1074
https://tr.wikipedia.org/wiki/C%20%28programlama%20dili%29
C (programlama dili)
AT&T Bell laboratuvarlarında, Ken Thompson ve Dennis Ritchie tarafından UNIX İşletim Sistemi'ni geliştirebilmek amacıyla B dilinden türetilmiş yapısal bir programlama dilidir. Geliştirilme tarihi 1972 olmasına rağmen yaygınlaşması Brian Kernighan ve Dennis M. Ritchie tarafından yayımlanan "C Programlama Dili" kitabından sonra hızlanmıştır. Günümüzde neredeyse tüm işletim sistemlerinin (Microsoft Windows, GNU/Linux, BSD, Minix) yapımında %95'lere varan oranda kullanılmış, hâlen daha sistem, sürücü yazılımı, işletim sistemi modülleri ve hız gereken her yerde kullanılan oldukça yaygın ve sınırları belirsiz oldukça keskin bir dildir. Keskinliği, programcıya sonsuz özgürlüğün yanında çok büyük hatalar yapabilme olanağı sağlamasıdır. Programlamanın gelişim süreciyle beraber programlamanın karmaşıklaşması, gereksinimlerin artması ile uygulama programlarında nesne yönelimliliğin ortaya çıkmasından sonra C programcıları büyük ölçüde nesne yönelimliliği destekleyen C++ diline geçmişlerdir. C Dilinin geçmişi C Dilinin erken tarihi C'nin ilk gelişme safhaları 1969 ile 1974 arasında AT&T Bell Laboratuvarları'nda gerçekleşti. Ritchie'ye göre, en yaratıcı devre 1972 idi. Dilin pek çok özelliği "B" adlı bir dilden türediği için, yeni dile "C" adı verildi. B dili yorumlanan bir dildi ve veri tipi desteği yoktu. Yeni donanımların farklı veri tiplerini desteklemesi ve yorumlanan dillerin çalışma zamanında görece yavaş olması sebebi ile C dili tip desteği eklenmiş ve derlenen B olarak geliştirildi. "B" adının kökeni konusunda ise söylentiler değişik: Ken Thompson B'nin BCPL programlama dilinden türediğini söylemektedir ancak Thompson eşi Bonnie'nin onuruna adını Bon koyduğu bir programlama dili de geliştirmiştir. 1973'e kadar C yeterince güçlü bir hale gelmiş ve ilk başta PDP-11/20 assembly dili ile yazılan UNIX'in çekirdeğinin büyük kısmı C ile yeniden yazılmıştır. Böylece UNIX, çekirdeği bir assembly dili ile yazılmayan ilk işletim sistemlerinden biri olmuştur. C dilinin geçmişi 1978'de Ritchie ve Brian Kernighan The C Programming Language (C Programlama Dili) kitabının ilk baskısını yayımladılar. C programcıları tarafından "K&R" olarak bilinen bu kitap yıllar boyunca C dilinin gayriresmî standardı olarak kullanıldı. C'nin bu sürümü bugün "K&R C" olarak adlandırılır. Bu kitabın ikinci baskısı ise aşağıda anlatılan ANSI C standardını içerir. K&R dilde şu değişiklikleri yaptı: struct veri tipleri eklendi long int veri tipi eklendi unsigned int veri tipi eklendi =+ operatörü += olarak değiştirildi K&R C genellikle tüm C derleyicilerinin desteklemek zorunda olduğu dilin en temel kısmı olarak kabul edilir. Uzun yıllar boyunca, ANSI C'nin kabul edilişinden sonra bile, yüksek taşınabilirlik ( portability) istendiğinde, K&R C, C programcıları tarafından "ortak payda" olarak kabul edilmiştir. Çünkü bazı derleyiciler henüz ANSI C'yi desteklemek üzere güncellenmemişlerdi ve zaten iyi yazılmış bir K&R C programı aynı zamanda ANSI C'yi de destekliyordu. K&R C'nin yayımlanmasını izleyen yıllar içine dile AT&T'nin derleyicilerinin ve bazı başka bilgisayar üreticileri tarafından desteklenen kimi "gayriresmî" özellikler eklendi. Bunların içinde aşağıdaki özellikler de vardı: void fonksiyonlar ve void * veri tipi struct ya da union veri tipi döndüren fonksiyonlar her bir struct'ın alan adları için ayrı bir ad alanı struct veri tipleri için atama bir nesneyi yazmaya karşı korumalı yapmak için const anahtar sözcüğü standart bir C kütüphanesi enumeration'lar single-precision float tipi ANSI C ve ISO C dilleri 1970'lerin sonunda C, en çok kullanılan mikrobilgisayar dili olarak BASIC'in önüne geçmeye başladı. 1980'lerde ise, IBM PC ile kullanılmak üzere benimsenmesiyle birlikte popülaritesi iyice artmaya başladı. Aynı zamanda, Bell Laboratuvarları'nda Bjarne Stroustrup ve iş arkadaşları C'ye nesneye yönelim eklemek üzere çalışmaya başlamışlardı. C bugün UNIX dünyasında en çok kullanılan dil olarak kalırken, Stroustrup'un geliştirip C++ adını verdiği dil Microsoft Windows işletim sisteminde en önemli dil oldu. 1983'te Amerikan Ulusal Standartlar Enstitüsü (ANSI) bir C standardı oluşturmak için bir kurul oluşturdu. Uzun ve yorucu bir çalışmadan sonra, bu kurul standardı 1989'da tamamladı ve standart ANSI X3.159-1989 "Programming Language C (C Programlama Dili)" olarak yayımlandı. Dilin bu versiyonu genellikle ANSI C olarak adlandırılır. 1990'da bu standart, küçük değişikliklerle Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından da benimsenip ISO/IEC 9899:1990 olarak yayımlandı. ANSI C'yi oluşturmanın amaçlarıdan biri K&R C'yi içeren ve dile sonradan katılan "gayriresmî" özellikleri de dile katan bir standart oluşturmaktı. Kurul fonksiyon prototiplerini ve daha yetenekli bir önişlemciyi de standarda ekledi. Bugün artık ANSI C neredeyse tüm derleyiciler tarafından desteklenmektedir. Günümüzde yazılmakta olan C programlarının çoğunluğu ANSI C standardına uygun olarak yazılmaktadır. Yalnızca standart C kullanılarak yazılmış bir program, standarda uyumlu her derleyici ile doğru bir biçimde derlenip çalıştırılabilir. Ancak standart olmayan kütüphaneler kullanılarak yazılmış programlar belli bir platform ya da derleyici gerektirebilirler. C99 ANSI standartlaştırma işleminden sonra C dili uzun bir süre oldukça sabit kaldı ancak C++ gelişmeyi sürdürdü. Buna bağlı olarak, 1990'ların sonunda ISO standardı güncellendi ve 1999'da ISO 9899:1999 olarak yayımlandı. 2000 yılının Mart'ında ise, "C99" olarak bilinen bu standart ANSI tarafından da benimsendi. C99'un yeni özellikleri şöyle özetlenebilir: for ve bunun gibi yineleme ifadelerinde parantez içi ilk deklarasyonlara izin verilmesi Örneğin for(int i=0; i<10; i++) deyimi c99 da geçerli iken c89 da geçerli değildir... inline fonksiyonlar C++'da olduğu gibi artık değişkenler programın herhangi bir yerinde tanımlanabilirler long long int, boolean, complex gibi yeni veri tipleri değişken uzunluğa sahip diziler C++'dan alınan, // ile başlayan tek satırlık program içi açıklamalar snprintf() gibi yeni kütüphane fonksiyonları stdint.h gibi yeni başlık dosyaları C99'u bugün GCC ve bazı başka derleyiciler desteklemekteyken, Microsoft ve Borland derleyicilerine C99 desteği eklemekte isteksiz davranmaktadırlar. "Merhaba, dünya" örneği Merhaba, dünya örneği ilk olarak The C Programming Language kitabının birinci baskısında kullanıldı ve birçok programlama kitabında kullanılan tanıtıcı örnek haline geldi. Bu örnek terminal ekranına "merhaba, dünya" yazar. Kitaptaki kodun orijinal hali: #include <stdio.h> main() { printf("merhaba, dünya\n"); } Standart olarak onaylanan "merhaba, dünya" versiyonu: #include <stdio.h> int main() { printf("merhaba, dünya"); return 0; } 1. satır : Bir önişlemci komutudur ve daha program derlenmeden önce devreye girerek istenilen değişiklikleri kaynak dosya üzerinde gerçekleştirir. Bu programda stdio.h (standart input-output) başlık dosyasını programa dahil eder. Bu başlık dosyasında standart giriş-çıkış fonksiyonlarının prototipleri mevcuttur. Burada programdaki komutun amacı printf fonskiyonunu programa dahil etmektir. 2. satır : Bu satırda programda işe main fonksiyonun tanımlanmasıyla başlanmıştır. main fonksiyonun C dilinde özel bir amacı vardır. Programın çalışma zamanında başladığı yer main fonksiyonudur. 3. satır : main fonksiyonunun başladığı yeri belirtir. 4. satır : Bu satırda "merhaba, dünya" yazısını (karakter dizisini) ekrana bastırmak için printf fonksiyonu çağrılır ki bu fonksiyonu 1. satırdaki stdio.h başlık dosyası ile programa dahil etmiştik. 5. satır : return kodu main fonksiyonumuzu 0 geri dönüş değeriyle sonlandırır. 6. satır : main fonksiyonunun bittiği yeri belirtir. Hafıza yönetimi Bir programlama dilinin en önemli işlevlerinden biri, belleği ve bellekte depolanan nesneleri yönetmek için olanaklar sağlamaktır. C, nesneler için bellek ayırmanın üç temel yolunu sunar: Statik bellek tahsisi: nesne için alan, derleme zamanında ikili dosyada sağlanır; bu nesnelerin, onları içeren ikili belleğe yüklendiği sürece bir kapsamı(extent) (veya ömrü "lifetime") vardır. Otomatik bellek tahsisi: geçici nesneler yığında(stack) saklanabilir ve bu alan otomatik olarak serbest bırakılır ve bildirildikleri bloktan çıkıldıktan sonra yeniden kullanılabilir. Dinamik bellek ayırma: çalışma zamanında, yığın adı verilen bir bellek bölgesinden mallocgibi kitaplık işlevleri kullanılarak isteğe bağlı boyutta bellek blokları istenebilir; bu bloklar, kütüphane işlevi realloc veya free çağrılarak yeniden kullanım için serbest bırakılıncaya kadar devam eder. Bu üç yaklaşım, farklı durumlarda uygundur ve çeşitli ödünleşimlere sahiptir. Örneğin, statik bellek tahsisi (allocation), çok az tahsis ek yüküne sahiptir. Otomatik tahsis biraz daha fazla ek yük içerebilir, ve dinamik bellek ayırma (tahsisi), hem allocation hem de deallocation için potansiyel olarak büyük bir ek yüke sahip olabilir. Statik nesnelerin kalıcı doğası, işlev (fonksiyon) çağrıları arasında durum bilgilerini korumak için kullanışlıdır. Otomatik ayırmanın kullanımı kolaydır, ancak yığın alanı genellikle statik bellek veya yığın alanından çok daha sınırlı ve geçicidir, ve dinamik bellek tahsisi, boyutu yalnızca çalışma zamanında bilinen nesnelerin uygun şekilde tahsis edilmesini sağlar. Çoğu C programı, üçünü de kapsamlı bir şekilde kullanır. Mümkün olduğunda, otomatik veya statik ayırma genellikle en basitidir, çünkü depolama derleyici tarafından yönetilir ve programcıyı potansiyel olarak hataya açık depolamayı manuel olarak tahsis etme ve serbest bırakma görevinden kurtarır. Ancak, birçok veri yapısının boyutu çalışma zamanında değişebilir ve statik ayırmaların (ve C99'dan önceki otomatik ayırmaların) derleme zamanında sabit bir boyutu olması gerektiğinden, dinamik ayırmanın gerekli olduğu birçok durum vardır. C99 standardından önce, değişken boyutlu diziler bunun yaygın bir örneğiydi. (Dinamik olarak ayrılmış dizilerin bir örneği için mallochakkındaki makaleye bakın.) Kontrolsüz sonuçlarla çalışma zamanında başarısız olabilen otomatik tahsisin aksine, dinamik tahsis işlevleri, gerekli depolama tahsis edilemediğinde bir gösterge (boş gösterici değeri şeklinde) döndürür. (Çok büyük olan statik ayırma, genellikle program yürütmeye başlamadan önce bağlayıcı veya yükleyici tarafından algılanır.) Aksi belirtilmedikçe, statik nesneler program başlangıcında sıfır veya boş gösterici değerleri içerir. Otomatik ve dinamik olarak tahsis edilen nesneler, yalnızca bir başlangıç değeri açıkça belirtilmişse başlatılır; aksi halde başlangıçta belirsiz değerlere sahiptirler (tipik olarak, depolamada hangi bit deseni bulunursa bulunsun, bu tür için geçerli bir değeri bile temsil etmeyebilir). Program başlatılmamış bir değere erişmeye çalışırsa, sonuçlar tanımsızdır. Birçok modern derleyici bu sorunu tespit etmeye ve uyarmaya çalışır, ancak hem yanlış pozitifler hem de yanlış negatifler oluşabilir. Yığın bellek tahsisi, mümkün olduğunca yeniden kullanılmak üzere herhangi bir programdaki gerçek kullanımıyla senkronize edilmelidir. Örneğin, bir yığın bellek tahsisine yönelik tek işaretçi kapsam dışına çıkarsa veya açıkça tahsis edilmeden önce değerinin üzerine yazılırsa, bu bellek daha sonra yeniden kullanım için kurtarılamaz ve esasen program tarafından kaybedilir, bu bir bellek sızıntısı olarak bilinen bir olgudur. Tersine, belleğin serbest bırakılması mümkündür, ancak daha sonra başvurulmakta ve bu da öngörülemeyen sonuçlara yol açmaktadır. Tipik olarak, hata belirtileri programın hataya neden olan kodla ilgisi olmayan bir bölümünde belirir ve bu da hatanın teşhis edilmesini zorlaştırır. Bu tür sorunlar, otomatik çöp toplama ile dillerde iyileştirilir. Kütüphaneler C programlama dili, birincil uzantı yöntemi (primary method of extension) olarak kütüphaneleri kullanır. C'de bir kitaplık, tek bir "arşiv" dosyasında bulunan bir dizi işlevdir. Her kütüphane tipik olarak, bir program tarafından kullanılabilecek kütüphane içinde bulunan işlevlerin prototiplerini ve bu işlevlerle kullanılan özel veri türlerinin ve makro sembollerinin bildirimlerini içeren bir başlık dosyasına sahiptir. Bir programın kütüphaneyi kullanabilmesi için, kütüphanenin başlık dosyasını içermesi ve kütüphanenin, çoğu durumda derleyici bayrakları gerektiren programla bağlantılı olması gerekir (örneğin, -lm,"matematik kitaplığını bağla" için kısayol) . En yaygın C kütüphanesi, ISO ve ANSI C standartları tarafından belirtilen ve her C uygulamasıyla birlikte gelen C standart kütüphanesidir (gömülü sistemler gibi sınırlı ortamları hedefleyen uygulamalar, standart kütüphanenin yalnızca bir alt kümesini sağlayabilir). Bu kütüphane, akış giriş ve çıkışını, bellek ayırmayı, matematiği, karakter dizilerini ve zaman değerlerini destekler. Birkaç ayrı standart başlık (örneğin, stdio.h), bu ve diğer standart kütüphane olanakları için arabirimleri belirtir. Diğer bir yaygın C kütüphanesi işlevi kümesi, özellikle Unix ve Unix benzeri sistemler için hedeflenen uygulamalar tarafından kullanılanlardır, özellikle çekirdeğe bir arabirim sağlayan işlevlerdir. Bu işlevler, POSIX ve Single UNIX Spesifikasyonu gibi çeşitli standartlarda detaylandırılmıştır. Birçok program C ile yazıldığından, çok çeşitli başka kütüphaneler de mevcuttur. kütüphaneler genellikle C ile yazılır çünkü C derleyicileri verimli nesne kodu üretir; programcılar daha sonra rutinlerin Java, Perl ve Python gibi daha yüksek seviyeli dillerden kullanılabilmesi için kütüphaneye arayüzler oluşturur. Dosya işleme ve akışlar Dosya girişi ve çıkışı(G/Ç), C dilinin bir parçası değildir, bunun yerine kitaplıklar (C standart kitaplığı gibi) ve bunlarla ilişkili başlık dosyaları (örneğin stdio.h) tarafından işlenir. Dosya işleme, genellikle akışlar aracılığıyla çalışan yüksek seviyeli girdi ve çıktılar aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu açıdan bir stream, cihazlardan bağımsız bir veri akışı iken, bir dosya somut bir cihazdır. Üst düzey giriş ve çıkış, bir akışın bir dosyayla ilişkilendirilmesi yoluyla yapılır. C standart kitaplığında, son hedefe gönderilmeden önce verileri depolamak için geçici olarak bir arabellek (bir bellek alanı veya queue) kullanılır. Bu, örneğin sabit sürücü veya yarıiletken sürücü gibi daha yavaş aygıtları beklemek için harcanan süreyi azaltır. Düşük seviyeli giriş ve çıkış işlevleri, standart C kitaplığının bir parçası değildir, ancak genellikle "çıplak metal"(bare metal) programlamanın (çoğu gömülü programlama gibi herhangi bir işletim sisteminden bağımsız programlama) parçasıdır. Birkaç istisna dışında, uygulamalar düşük seviyeli girdi ve çıktı içerir. Dil araçları C programcılarının tanımsız davranışa veya muhtemelen hatalı ifadelere sahip, derleyici tarafından sağlanandan daha büyük bir titizlikle ifadeleri bulmasına ve düzeltmesine yardımcı olmak için bir dizi araç geliştirilmiştir. Tool lint, diğerlerine yol açan ilk türdü. Otomatik kaynak kodu checking ve auditing herhangi bir dilde faydalıdır ve C için Lint gibi bu tür birçok araç vardır. Yaygın bir uygulama, bir program ilk yazıldığında şüpheli kodu algılamak için Lint kullanmaktır. Bir program Lint'i geçtiğinde, C derleyicisi kullanılarak derlenir. Ayrıca, birçok derleyici isteğe bağlı olarak aslında hata olması muhtemel sözdizimsel olarak geçerli yapılar hakkında uyarabilir. MISRA C, gömülü sistemler için geliştirilmiş, bu tür şüpheli kodlardan kaçınmak için özel bir kurallar dizisidir. Diziler için sınır denetimi, arabellek taşmasını algılama, serileştirme, dinamik bellek izleme ve otomatik çöp toplama gibi C'nin standart bir parçası olmayan eylemleri gerçekleştirmek için derleyiciler, kitaplıklar ve işletim sistemi düzeyinde mekanizmalar da vardır. Purify veya Valgrind gibi araçlar ve bellek ayırma işlevlerinin özel sürümlerini içeren kitaplıklarla bağlantı kurma, bellek kullanımındaki çalışma zamanı hatalarını ortaya çıkarmaya yardımcı olabilir. Kullanım Sistem programlamasında kullanım gerekçesi C, işletim sistemlerinin ve gömülü sistem uygulamalarının uygulanmasında sistem programlaması için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu birkaç nedenden dolayıdır: Derlemeden sonra oluşturulan kod, pek çok sistem özelliği gerektirmez ve bazı önyükleme kodlarından basit bir şekilde çağrılabilir - yürütmesi kolaydır. C dili deyimleri ve ifadeleri, tipik olarak, hedef işlemci için talimat dizileriyle iyi bir şekilde eşleşir ve sonuç olarak, sistem kaynaklarında düşük bir çalışma zamanı talebi vardır - yürütülmesi hızlıdır. Zengin operatör seti ile C dili, hedef CPU'ların birçok özelliğini kullanabilir. Belirli bir CPU'nun daha ezoterik talimatlara sahip olduğu durumlarda, bu talimatlardan yararlanmak için belki de içsel işlevlerle bir dil varyantı oluşturulabilir - pratik olarak tüm hedef CPU özelliklerini kullanabilir. Dil, yapıların ikili veri blokları üzerine bindirilmesini kolaylaştırarak verilerin anlaşılmasına, gezinmesine ve değiştirilmesine olanak tanır - veri yapıları, hatta dosya sistemleri yazabilir. Dil, tamsayı aritmetiği ve mantığı ve belki de farklı boyutlardaki kayan nokta sayıları için bit işleme dahil olmak üzere zengin bir operatör grubunu destekler - uygun şekilde yapılandırılmış verileri etkili bir şekilde işleyebilir. C oldukça küçük bir dildir, yalnızca bir avuç ifade içerir ve kapsamlı hedef kod oluşturan çok fazla özelliği yoktur - anlaşılırdır. C, ara sıra dünyayı durduran çöp toplama olayları için herhangi bir endişe duymadan, bellek işleme operasyonlarına makul verimlilik ve öngörülebilir zamanlama sağlayan bellek allocation ve deallocation üzerinde doğrudan kontrole sahiptir - öngörülebilir bir performansa sahiptir. Platform donanımına işaretçiler ve type punning ile erişilebilir, böylece sisteme özgü özellikler (örn. Kontrol/Durum Kayıtları, G/Ç kayıtları) (e.g. Control/Status Registers, I/O registers) C ile yazılmış kodla yapılandırılabilir ve kullanılabilir – üzerinde çalıştığı platformla iyi etkileşime girer. Bağlayıcıya ve ortama bağlı olarak, C kodu, Assembly dilinde yazılmış kitaplıkları da çağırabilir ve Assembly dilinden çağrılabilir - diğer alt düzey kodlarla iyi bir şekilde birlikte çalışır. C ve onun arama kuralları ve bağlayıcı yapıları, hem C'ye hem de C'den yapılan aramalarla birlikte diğer yüksek seviyeli dillerle birlikte yaygın olarak kullanılır - diğer yüksek seviyeli kodlarla iyi bir şekilde birlikte çalışır. C, kütüphaneler, çerçeveler, açık kaynak derleyiciler, hata ayıklayıcılar ve yardımcı programlar dahil olmak üzere çok ergin ve geniş bir ekosisteme sahiptir ve fiili standarttır. Sürücülerin C'de zaten mevcut olması veya bir C derleyicisinin arka ucuna(back-end) benzer bir CPU mimarisi olması muhtemeldir, bu nedenle başka bir dil seçmek için azaltılmış teşvik vardır. Bir kez web geliştirme için kullanıldı Tarihsel olarak, C bazen web uygulaması, sunucu ve tarayıcı arasında bilgi için bir "ağ geçidi" olarak Ortak Ağ Geçidi Arayüzü(Common Gateway Interface) (CGI) kullanılarak web geliştirme için kullanılmıştır. C, hızı, kararlılığı ve neredeyse evrensel kullanılabilirliği nedeniyle yorumlanan (interpreted) diller yerine seçilmiş olabilir. Web geliştirmenin C'de yapılması artık yaygın bir uygulama değildir ve diğer birçok web geliştirme aracı mevcuttur. Diğer bazı dillerin kendileri C ile yazılmıştır C'nin geniş kullanılabilirliğinin ve verimliliğinin bir sonucu, diğer programlama dillerinin derleyicileri, kitaplıkları ve yorumlayıcılarının genellikle C'de uygulanmasıdır. Örneğin Python,Perl, Ruby, ve PHP referans uygulamaları C ile yazılmıştır. Hesaplama açısından yoğun kitaplıklar için kullanılır C, programcıların algoritmaların ve veri yapılarının verimli uygulamalarını oluşturmalarını sağlar, çünkü donanımdan soyutlama katmanı incedir ve ek yükü düşüktür, bu da hesaplama açısından yoğun programlar için önemli bir kriterdir. Örneğin, GNU Çoklu Hassas Aritmetik Kitaplığı, GNU Bilimsel Kitaplığı, Mathematica ve MATLAB tamamen veya kısmen C dilinde yazılmıştır. Birçok dil, C'de kitaplık işlevlerini çağırmayı destekler. Örneğin, Python tabanlı framework NumPy, yüksek performans ve donanım etkileşimi yönleri için C'yi kullanır. Ara dil olarak C C bazen diğer dillerin uygulamaları tarafından bir ara dil olarak kullanılır. Bu yaklaşım taşınabilirlik veya kolaylık için kullanılabilir; C'yi bir ara dil olarak kullanarak, makineye özel ek kod oluşturucular gerekli değildir. C, oluşturulan kodun derlenmesini destekleyen, satır numarası önişlemci yönergeleri ve başlatıcı listelerinin sonunda isteğe bağlı gereksiz virgüller gibi bazı özelliklere sahiptir. Bununla birlikte, C'nin bazı eksiklikleri, C-- gibi ara diller olarak kullanılmak üzere özel olarak tasarlanmış diğer C-tabanlı dillerin geliştirilmesine yol açmıştır. Ayrıca, çağdaş büyük derleyiciler GCC ve LLVM'nin her ikisi de C olmayan bir ara temsile sahiptir ve bu derleyiciler, C dahil birçok dil için ön uçları (front ends) destekler. Son kullanıcı uygulamaları C ayrıca son kullanıcı uygulamalarını uygulamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Bununla birlikte, bu tür uygulamalar daha yeni, daha yüksek seviyeli dillerde de yazılabilir. Sınırlamalar C popüler, etkili ve son derece başarılı olmasına rağmen, aşağıdakiler de dahil olmak üzere dezavantajları vardır: malloc ve free ile standart dinamik bellek işleme hataya açıktır. Hatalar şunları içerir: Bellek ayrıldığında ancak serbest bırakılmadığında bellek sızdırıyor; ve önceden boşaltılan belleğe erişim. İşaretçilerin kullanımı ve belleğin doğrudan manipülasyonu, belki de programcı hatası veya yetersiz veri denetimi nedeniyle belleğin bozulmasının mümkün olduğu anlamına gelir. Bazı tip kontrolü vardır, ancak değişken fonksiyonlar gibi alanlar için geçerli değildir ve tip kontrolü önemsiz veya yanlışlıkla atlanabilir. Yüksek seviyeli programlama dillerinde yaygın olarak bulunan string değişken tipi C'de bulunmadığı için bunun yerine char ile belirli bir uzunlukta karakter dizisi array şeklinde hafızada tutulur. Mesela char a[]="Merhaba"; şeklinde bir karakter dizisi tanımlanabilir. Fakat daha sonra bu değişkene a[]="Nasılsın?"; şeklinde direkt olarak yeni bir değer atanamaz. Bunun yerine strcpy fonksiyonu kullanılabilir. Bu da diğer programlama dillerine nazaran C'nin zorluklarından biridir. Derleyici tarafından üretilen kodun kendisi birkaç kontrol içerdiğinden, programcının tüm olası sonuçları göz önünde bulundurması ve arabellek taşmalarına, dizi sınırları denetimine, yığın taşmalarına, bellek tükenmesine, tür koşullarına, dizi yalıtımına vb. karşı koruma yükü vardır. İşaretçilerin kullanımı ve bu araçların çalışma zamanı manipülasyonu, derleme zamanında belirlenemeyen aynı verilere (aliasing) erişmenin iki yolu olabilir. Bu, diğer dillerde mevcut olabilecek bazı optimizasyonların C'de mümkün olmadığı anlamına gelir. FORTRAN daha hızlı kabul edilir. Standart kitaplık işlevlerinden bazıları, örn. scanf, arabellek taşmalarına neden olabilir. Oluşturulan kodda düşük seviyeli değişkenler için sınırlı standartlaştırma desteği vardır, örneğin: farklı işlev çağırma kuralları ve ABI; farklı yapı paketleme kuralları; daha büyük tamsayılar içinde farklı bayt sıralaması (endianness dahil). Pek çok dil uygulamasında, bu seçeneklerden bazıları önişlemci yönergesi#pragma aile, bazıları ise ek anahtar sözcüklerle ör. __cdeclçağrı kuralını kullanın. Ancak yönerge ve seçenekler tutarlı bir şekilde desteklenmemektedir. Standart kitaplığı kullanarak dize işleme, kod açısından yoğundur ve açık bellek yönetimi gerekir. Dil, nesne yönelimini, introspection, çalışma zamanı ifadesi değerlendirmesini, jenerikleri vb. doğrudan desteklemez. Dil özelliklerinin uygunsuz kullanımına karşı sürdürülemez kodlara yol açabilecek birkaç koruma vardır. Zor kod için bu tesis, International Obfuscated C Code Contest ve Underhanded C Contest. gibi yarışmalarla kutlandı. C, istisna işleme için standart destekten yoksundur ve yalnızca hata denetimi için dönüş kodları sunar. setjmp velongjmp standart kitaplık işlevleri [53]'te makrolar aracılığıyla bir try-catch mekanizmasını uygulamak için kullanılmıştır. Bazı amaçlar için, kısıtlı C stilleri benimsenmiştir. Örneğin. MISRA C veya CERT C, hata olasılığını azaltmak amacıyla. CWE gibi veritabanları, C vb.'nin güvenlik açıklarına sahip olma yollarını ve azaltma önerilerini saymaya çalışır. Bazı dezavantajlara karşı hafifletebilecek araçlar var. Çağdaş C derleyicileri, birçok olası hatayı belirlemeye yardımcı olmak için uyarılar oluşturabilen kontroller içerir. Bu dezavantajlardan bazıları, diğer dillerin oluşturulmasına yol açmıştır. İlgili diller C, C++, C#, D, Go, Java, JavaScript, Perl, PHP, Rust ve Unix'in C kabuğu gibi sonraki birçok dili hem doğrudan hem de dolaylı olarak etkilemiştir. En yaygın etki sözdizimsel olmuştur; bahsedilen dillerin tümü, C'nin deyim (statement) ve (az ya da çok tanınabilir şekilde) ifade (expression) sözdizimini, C'den bazen kökten farklı olan tür sistemleri, veri modelleri ve/veya büyük ölçekli program yapıları ile birleştirir. Komut dosyası oluşturmak için de kullanılabilen Ch ve CINT dahil olmak üzere birkaç C veya C'ye yakın yorumlayıcı mevcuttur. Nesne yönelimli programlama dilleri popüler hale geldiğinde, C++ ve Objective-C, C'nin nesne yönelimli yetenekler sağlayan iki farklı uzantısıydı. Her iki dil de başlangıçta kaynaktan kaynağa (source to source) derleyiciler olarak uygulandı; kaynak kodu C'ye çevrildi ve ardından bir C derleyicisi ile derlendi. C++ programlama dili (başlangıçta "C with Classes" olarak adlandırıldı) Bjarne Stroustrup tarafından C benzeri bir sözdizimi ile nesne yönelimli işlevsellik sağlamaya yönelik bir yaklaşım olarak geliştirilmiştir. C++, daha fazla yazma gücü, kapsam belirleme (generic programming) ve nesne yönelimli programlamada yararlı olan diğer araçları ekler ve şablonlar aracılığıyla genel programlamaya izin verir. Neredeyse C'nin bir üst kümesi olan C++ şimdi, birkaç istisna dışında C'nin çoğunu destekliyor. Objective-C, başlangıçta C'nin üzerinde çok "ince" bir katmandı ve hibrit bir dinamik/statik yazım paradigması kullanarak nesne yönelimli programlamaya izin veren katı bir C üst kümesi olmaya devam ediyor. Objective-C sözdizimini hem C'den hem de Smalltalk'tan alır: ön işleme, ifadeler, işlev bildirimleri ve işlev çağrılarını içeren sözdizimi C'den miras alınırken, nesne yönelimli özelliklerin sözdizimi orijinal olarak Smalltalk'tan alınmıştır. C++ ve Objective-C'ye ek olarak, Ch, Cilk ve Unified Parallel C, C'nin neredeyse üst kümeleridir. Kaynakça Dış bağlantılar ISO C Working Group resmî web sitesi comp.lang.c Sıkça Sorulan Sorular ISO/IEC 9899 resmî C99 belgeleri sasa Coding Programmer Page / C Library Reference and Examples (english) Happy Codings Programming Code Examples Amerika Birleşik Devletleri icatları Çapraz platform yazılımları Sistem programlama dilleri Yapısal programlama dilleri
1077
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet%20Necdet%20Sezer
Ahmet Necdet Sezer
Ahmet Necdet Sezer (d. 13 Eylül 1941; Afyonkarahisar), Türk hukukçu ve devlet görevlisi. Türkiye'nin 14. Anayasa Mahkemesi başkanı ve 10. cumhurbaşkanıdır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hem cumhurbaşkanlığı görevini hem de bir yüksek yargı organının başkanlığını yapmış tek kişidir. 1983-1988 yılları arasında Yargıtay üyeliği yapan Sezer, 1988-1998 yılları arasında Anayasa Mahkemesi üyeliği, 1998 yılında da Anayasa Mahkemesi başkanlığı yaptı. 2000 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçimi ile cumhurbaşkanlığı görevine seçildi. 2007 yılında cumhurbaşkanlığını Abdullah Gül'e devretti. İlk yılları ve eğitimi Ahmet Necdet Sezer, 13 Eylül 1941 tarihinde Afyonkarahisar'da dünyaya geldi, öğretmen Ahmet Hamdi Sezer (ö. 1979) ile ev hanımı Hatice Sezer'in (1918 - 2004) dört çocuğunun tek erkek olanıdır. 1958'de Afyon Lisesinden, 1962'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Aynı yıl Ankara'da hakim adayı olarak göreve başladı. Askerliğini Kara Harp Okulunda yedek subay olarak yaptı. Dicle ve Yerköy'de hakim ve Yargıtay tetkik hakimi olarak görev yaptı. Dicle Asliye Hukuk Mahkemesinde hakim olarak, 27 Mayıs Darbesi sonrasında, Demokrat Parti'ye yakın olduğu bahanesiyle Türkiye'nin batısına sürgüne gönderilen 55 kanaat önderinden biri olan (Bkz: 55'ler Olayı) Ensarioğlu Ailesi'nin lideri Şeyh Abdurrezzak Ensarioğlu'nun el konulan ev ve arsalarının iade edilmesine karar verdi. Sivil yönetime yeni geçildiği ve Ensarioğlu Ailesi'nin bölgede dışlandığı bir dönemde verdiği bu kararla bölgede kan dökülmesini önlerken, Dicle'de toplumsal barışı da tesis etti. Medeni hukuk alanında 1977 ve 1978'de Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde Yüksek Lisans öğrenimi yaptı. Yüksek yargı dönemi 7 Mart 1983'te Yargıtay üyeliğine seçildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi üyesi olarak görev yaparken dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından 28 Eylül 1988'de o güne kadar atanmış en genç üye olarak Anayasa Mahkemesi üyeliğine atandı. 6 Ocak 1998'de Anayasa Mahkemesi başkanı seçildi. 28 Eylül 1998 tarihinde emekli oldu. Emekli Anayasa Mahkemesi başkanı olarak Nisan 1999'da yaptığı bir konuşma, bazı kesimlerce 28 Şubat sürecine de bir eleştiri olarak algılanmış ve bazı gazetelerde manşete taşınmıştı. Bu konuşmada Sezer şunları belirtmişti: "Düşünce özgürlüğü, demokrasinin temeli ve ayrılmaz parçasıdır. Düşünce suç sayılırsa demokrasi olmaz. Eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamaları cezalandırılamaz. Anayasa ve yasalardaki düşünce özgürlüğünü kısıtlayan hükümler, altına imza koyulan uluslararası anlaşmalar çerçevesinde değiştirilmelidir. Türkiye insan hakları alanında evrensel normlara uyum sağlamak için yasalarında gerekli değişiklikleri yapmak zorundadır. Düşünceyi açıklama özgürlüğü ile bağdaşmayan yasa kuralları değiştirilmelidir. Anayasa ve yasalar, özgürlüğü engelleyen öğelerden arındırılmalı, özgürlük alanı genişletilmelidir. Düşünce özgürlüğü alanında demokratik değerlere yer verilmelidir." Cumhurbaşkanlığı (2000-2007) Sezer, cumhurbaşkanı seçilmeden önce kamuoyu tarafından tanınan bir isimdi. ANASOL-M koalisyon hükûmeti ortaklarının (Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz) kendileri veya partilerinden birinin adaylığında ortak karara varamamaları sonucu, hepsinin dışında bir aday olan, dönemin emekli Anayasa Mahkemesi Başkanı Sezer, Ecevit'in önerisiyle cumhurbaşkanı adayı olarak ön plana çıkmıştır. 25 Nisan 2000'de, Koalisyon liderlerinin yanı sıra muhalefet liderleri Recai Kutan ve Tansu Çiller de dahil 131 milletvekilinin ortak önergesiyle Sezer cumhurbaşkanlığına aday gösterildi. Sezer, beş partinin ortak adayı olmasına karşın 367 oy gereken ilk iki turda önce 281, sonra da 314 oy aldı. 276 oyun yeterli olduğu son tur, 5 Mayıs'ta yapıldı ve Sezer, oylamaya katılan 533 milletvekilinden 330'unun oyunu alarak Türkiye'nin 10. cumhurbaşkanı seçildi. Sezer, cumhurbaşkanlığı görevini 16 Mayıs 2000'de Süleyman Demirel'den devralmıştır. Sezer, 2000 yılı Haziran ayında ANASOL-M koalisyonu hükûmetinin 28 Şubat Kararları içinde yer alan irticâî faaliyetlere katıldığı saptananların memuriyetten çıkarılmasını kolaylaştıran kanun hükmünde kararnameyi önce uzun süre bekletti. Hükûmetin iki kez yazılı açıklama yapıp "Anayasa'ya uygun" dediği kararnameyi, 8 Ağustos'ta "hukuk devleti ilkesine aykırı" olduğu gerekçesiyle iade etti. Ecevit'in "imzalamak zorunda" dediği ve yetkisini aşmakla suçladığı Sezer, KHK'yı, 14 Ağustos 2000'de 14 sayfalık bir gerekçeyle ikinci kez Sezer'e gönderdi. Ancak Sezer, kararnameyi 21 Ağustos'ta ikinci kez hükûmet'e iade etti. Ecevit de kararnameyi yasa tasarısı olarak TBMM'ye sevk etmek zorunda kaldı. Daha sonra Sezer, üç kamu bankasının özelleştirilmesini öngören kararnameyi de iade etti. Bu iadeler ANASOL-M koalisyon hükûmeti arasında krize sebep olmuş ve koalisyon lideri Ecevit "Cumhurbaşkanı kendisini Anayasa Mahkemesi'nin yerine koyuyor. Bakanlar kurulu ile diyaloğa kapalı olması, kurulumuzda kaygıyla karşılanmıştır. Ekonomik istikrar tehlikededir" açıklaması yapmıştır. Sezer, önce veto ettiği Rahşan Affı'nın aynı hâliyle Meclis'te kabul edilerek tekrar önüne gelmesi sonrası 21 Aralık 2000'de yasayı onayladı. 19 Şubat 2001'deki MGK toplantısında dönemin başbakanı Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığını fırlatmasıyla başlayan anayasa kitapçığı krizi kamuoyunda "Kara Çarşamba" olarak adlandırıldı. Bu kriz 2001 Türkiye ekonomik krizine dönüştü. 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra anayasayı değiştirerek o dönem siyasi yasaklı olan Recep Tayyip Erdoğan'a milletvekili olma yolunu açma tartışmalarında Sezer "Demokrasi ve hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacak kişiye özgü düzenlemelerden kaçınarak, hukuku siyasallaştırmak yerine, siyaseti hukuk kurallarına uygun yapmaya özen gösterilmesi gerektiği" uyarısı yaptı. Ancak Erdoğan'ın milletvekili olabilmesini sağlayacak anayasa değişikliği 13 Aralık 2002'de parlamentodan geçti. Sezer ise 18 Aralık'ta veto etti. Ancak Sezer, ikinci kez önüne gelen anayasa değişikliğini onayladı ve referanduma gitme hakkını da kullanmadı. 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmeti seçilene kadar türbanlı milletvekilleri eşlerini resepsiyonlara davet etmesine rağmen bu seçimden itibaren Çankaya Köşkü'nün bir kamusal alan olduğunu belirterek başbakanın eşi de dahil hiçbir türbanlı kadını Çankaya Köşkü'ne davet etmemesi ve türbanlı bir eşin ev sahipliğinde yapılan resepsiyonlara katılmaması tartışmalara sebep olmuştur. Veto hakkını en çok kullanan cumhurbaşkanı olan Sezer, görev süresi boyunca toplam 67 yasa, 22 bakanlar kurulu kararı ve 729 müşterek kararnameyi iade etmiştir. 16 Mayıs 2007'de görev süresi dolmasına rağmen, Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu'nun toplantı yeter sayısı 367 olduğu tezi ve Anayasa Mahkemesi'nin benzer bir karar alması sonucu parlamento yeni bir cumhurbaşkanı seçememiş ve erken seçime gitmiştir. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı seçildiği 28 Ağustos 2007 tarihine kadar Türkiye'nin onuncu cumhurbaşkanı olarak görev yaptı. Cumhurbaşkanlığı boyunca Adalet Bakanlığı'nın önerisiyle kendisine gönderilen 270 kişiden 260'ının affını onaylamıştır. Affedilenler arasında; 40 DHKP-C, 6 PKK, 28 TKP-ML TİKKO, 28 TİKB, 19 Dev-Sol, 17 MLKP, 15 THKP-C, 3 TDP, 2 TKİP, 2 TEKP, 1 DHP ve 1 Dev-Yol üyesi bulunmaktaydı. Sezer'in bu mahkûmları af gerekçesinin büyük bölümünü, açlık grevine bağlı olarak oluşan Wernicke Korsakoff sendromu adlı bir tür hafıza kaybı hastalığı olarak belirtilmiştir. Sezer ayrıca 20 adi suçlu mahkûmu da affetmiştir. Sezer tarafından affedilen 13 terör mahkûmu daha sonra bazı eylemlerde tekrar yakalanmışlardır. Affedilen mahkûmlardan Ecevit Şanlı, 1 Şubat 2013 tarihinde Ankara ABD büyükelçiliğinde intihar saldırısı sırasında ölmüştür. Cumhurbaşkanlığı sonrası Cumhurbaşkanlığını bıraktıktan sonra Sezer, kamuoyuna pek fazla gözükmedi ve açıklama yapmadı. Cumhurbaşkanlığı sonrası gerçekleşen her seçimde oy veren Sezer, 2014 cumhurbaşkanlığı seçiminde, Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Tıpış tıpış oyunuzu vereceksiniz" sözüne tepki olarak oy vermeyi reddetti. 15 Ekim 2020'de Sezer, Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Yıldırım'ın sosyal medya hesabından AYM binasının fotoğrafını "Işıklar yanıyor" notuyla paylaşması sonucu Sezer, "13 Ekim Ankara'nın başkent oluşunun 97. yılıydı, bu yüzden Ankara'da tüm kamu kurum ve kuruluşlarının ışıkları açıktı" açıklamasında bulundu. 16 Ekim 2020'de Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Cumhurbaşkanlığı sonrası Sezer'in kamuoyuna pek fazla açıklama yapmamasını eleştirdi. 30 Mart 2023'te 2023 cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen basın mensuplarına konuşan Sezer, "Başarılı olmasını diliyorum, yeter mi?" Destekliyor musunuz sorusuna ise "Evet" diyerek Kılıçdaroğlu'nun adaylığını desteklediğini açıkladı. Ailesi 1964 yılında Semra Kürümoğlu ile evlenen Sezer'in; Zeynep (d. 1966), Ebru (d. 1973) ve Levent (d. 1973) adlarında 3 çocuğu vardır. Aldığı ödül ve madalyalar Kaynakça 1941 doğumlular Afyonkarahisar doğumlular Türk hukukçular Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde öğrenim görenler Afyon Lisesinde öğrenim görenler Türkiye Yargıtay üyeleri Yaşayan insanlar Türk hâkimler
1078
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nehir%20Erdo%C4%9Fan
Nehir Erdoğan
Nehir Erdoğan (d. 16 Haziran 1980, İzmir), Türk oyuncu. Hayatı İlk ve ortaöğrenimini İzmir'de tamamladıktan sonra Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümüne girdi ve burayı bitirdi. Ardından yine aynı üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü Radyo Televizyon ve Sinema Bölümünü okudu. Erdoğan kısa bir süre için ABD'de yaşamış, daha sonra Yabancı Damat dizisi için Türkiye'ye geri dönmüştür. Bugüne kadar çeşitli televizyon kanallarında oyunculuk ve sunuculuk yapmış; filmlerde rol almıştır. 2008 yılında, Huysuz Virjin, İbrahim Tatlıses gibi isimlerin jüri koltuğunda bulunduğu Popstar Türkiye programının sunuculuğunu Osmantan Erkır ile birlikte gerçekleştirmiştir. Filmografisi Dış bağlantılar IMDb'de Nehir Erdoğan Sinema Türk'te Nehir Erdoğan 1980 doğumlular Türk kadın sinema oyuncuları Türk kadın dizi oyuncuları İzmir doğumlu kadın oyuncular Yaşayan insanlar
1083
https://tr.wikipedia.org/wiki/Immanuel%20Wallerstein
Immanuel Wallerstein
Immanuel Maurice Wallerstein (28 Eylül 1930, New York - 31 Ağustos 2019), Amerikalı sosyolog, tarihsel sosyoloji alanında bilim insanı ve dünya sistemler analisti. Eğitimi ve akademik kariyeri New York'ta doğan Wallerstein’ın dünya sorunlarına ilgisi henüz küçük yaşlarda başladı. Özellikle Hindistan'da sömürge karşıtı harekete merak duydu. Columbia Üniversitesi’nde eğitimini sürdüren Wallerstein, bu üniversiteden, 1951’de B.A., 1954’te M.A. ve 1959’da Ph.D. derecelerini aldı. 1971 yılında McGill Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü oluncaya dek burada ders verdi. 1976’da Binghamton Üniversitesi’nde (SUNY) sosyoloji alanında önde gelen öğretim üyelerin biri olarak, 1999’daki emekliliğine kadar görev aldı, ayrıca 2005 yılında emekliliğine dek Fernand Braudel Merkezi’nin başkanlığını sürdürdü. Konuk profesör olarak dünya çapında çeşitli üniversitelerde görev alan Wallerstein çeşitli ödüllerle onurlandırıldı. Aralıklarla Directeur d’études associé titri ile Paris’te École des Hautes Études en Sciences Socialesde görev aldı. 1994 ve 1998 yılları arasında Uluslararası Sosyoloji Birliği’ne başkanlık yaptı. 2000 yılında Yale Üniversitesi sosyoloji bölümüne kıdemli araştırmacı olarak katıldı. Ayrıca Social Evolution & History adlı derginin danışma kurulunda bulundu. Wallerstein, Türkiye'nin güneydoğu illerinde süregelen sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin bir an önce son bulmasını talep eden akademisyen ve araştırmacılardan oluşan bir inisiyatif olan Barış İçin Akademisyenler inisiyatifinin bildirisine imza atan 1128 akademisyen arasındadır. Teorileri Wallerstein akademik kariyerine post-kolonyal Afrika uzmanı olarak başladı. Bu alanı, 1951'de gerçekleştirilen bir uluslararası gençlik konferansı sonrasında seçti ve 1970’lere kadar çalışmalarını sadece bu alanda gerçekleştirdi. Bu tarihten itibaren kendini bir tarihçi ve makro düzeyde küresel kapitalist ekonomi teorisyeni olarak tanımlamaya başladı. Küresel kapitalizme erken dönem eleştirileri ve "sistem karşıtı” hareketlere desteği son dönemde onun, küreselleşme karşıtı hareket içinde bulunan akademik ve diğer muhalif çevrelerde- Noam Chomsky ve Pierre Bourdieu ile birlikte- önemli bir yer edinmesini sağladı. Dünya Sistemler Teorisi Wallerstein, “Üçüncü Dünya” teorilerini reddeder, ve ekonomik değişim ilişkilerinin oluşturduğu komplex bir ağ ile birbirine bağlı tek bir dünya olduğunu savunur: içinde, kırılmaları açıklayan “sermaye ve emek dikotomisi” ve birbiri ile rekabet içinde olan (tarihsel olarak ulus devletleri kapsayan ama onunla sınırlı olmayan) ajanlarca gerçekleştirilen sonsuz “sermaye birikimi”nin bulunduğu bir “dünya ekonomi” veya “dünya-sistem”. Bu yaklaşım Dünya Sistemler Teorisi adı ile bilinmektedir. Wallerstein, "Dünya sistem teorisi"ni 1974 yılında yayınladığı Modern Dünya Sistem kitabında dile getirdi. Kitabında dünyanın, 16. yüzyıldan beri uluslararası işbölümü ile karakterize edilen bir dünya sistemini yaşadığını savundu. “Modern dünya sistem”in kökeni olarak Wallerstein, 16. yüzyıl Batı Avrupası ve Amerikalar'ını gösterir. Sermaye birikiminde başlangıçta Fransa ve İngiltere’de görülen belirli politik olaylar, aşama aşama bir genişleme sürecini başlattı ve sonucunda bugün, sadece bir küresel değişim ağı kaldı. 19. yüzyılla birlikte yeryüzünün her köşesi kapitalist dünya ekonomiye entegre oldu. Dünyanın her köşesine uzanan kapitalist dünya-sistem kültürel, siyasal ve ekonomik açıdan homojen olmaktan çok uzak bulunmaktadır- Aksine dünya-sistem medeniyetler arasında gelişme farklılıları ve politik gücün ve sermayenin artışındaki temel farklılıklarla karakterize edilir. Modernleşme ve kapitalizm teorilerinin iddiasının aksine , Wallerstein bu farklılıkları sistemin bir bütün olarak gelişmesi ile bertaraf edilebilecek sırf tortular veya düzensizlikler olarak görmez. Bunlar dünyanın merkez, yarı çevre ve çevre olarak bölünmesinde olduğu gibi dünya-sistem’in kalıtsal bir özelliğidir. Merkez Çevre Dünya sistem teorisi, dünyanın merkez ve çevre olarak bölündüğünü savunur ayrıca bunlar arasında yarı çevre olarak adlandırılan ve tanımını diğerleri ile ilişkisine göre kazanan bölgelerde bulunmaktadır. Bu ayrışmada, merkez ve çevre arasında yapısal ve kurumsallaşmış bir “işbölümü” bulunmaktadır: Merkez, yüksek düzeyde teknolojik ilerlemeye sahip ve ileri düzeyde ürünler üretirken; çevrenin rolü, merkezin temsilcilerine ham madde, tarımsal ürün, ve ucuz işgücü sağlamaktır. Merkez ve çevre arasındaki değişim eşit olmayan şartlarda gerçekleşir: Çevre ürünlerini ucuz fiyatlardan satmak zorundadır fakat buna karşılık merkezin ürünlerini daha pahalı almak zorundadır. Ayrıca, yarı çevre adı ile adlandırılan merkeze göre çevre, çevreye göre merkez eğilimi gösteren bir bölge vardır. 20. yüzyılın sonlarında bu bölge Doğu Avrupa, Çin, Brezilya gibi alanları kapsayacaktır. Bazı durumlarda, çevre ve merkez bölgeler aynı coğrafi alanda çok yakın işbirliği içinde olabilir. Dünya-sistemin başlangıcından itibaren sürekli genişlemesinin bir etkisi şey'''lerin sürekli metalaşmasıdır, buna insan emeği de dahildir. Doğal kaynaklar, toprak, emek ve insan ilişkileri aşama aşama kendi özgün değerinden soyutlanır ve ona bir değişim değeri belirleyen pazarda metaya dönüşür. Wallerstein'a göre tarif ettiği dünya sistemin 1945'ten beri egemen gücü Amerika Birleşik Devletleri bu özelliğini kaybetmektedir. 11 Eylül ve ardından ortaya çıkan gelişmeler bunun en son ve en belirgin kanıtıdır. Praksis İçinde yaşadığımız dünya sisteminin hızla temel bir değişime doğru gittiğini ve tercih ve seçimlerimizle insan iradesine hiç olmadığı kadar açık hale geldiğini savunan Wallerstein ne yapabileceğimiz konusunda şunları söyler: "Hepimizin üçlü bir görevi olduğu yolundaki görüşüme bağlı kalıyorum: Gerçekliği eleştirel ve ayık bir kafayla analiz etmekle ilgili entelektüel görev; bugün öncelik vermemiz gereken değerlerin neler olduğuna karar vermekle ilgili ahlaki görev ve dünyanın, kapitalist dünya sistemimizin şu anki kaotik yapısal krizinden çıkıp, mevcut sistemden gözle görülür ölçüde daha kötü değil de, gözle görülür ölçüde daha iyi olacak farklı bir dünya sistemine geçmesi olasılığına hemen nasıl katkıda bulunabileceğimize karar vermekle ilgili siyasi görev." Alıntılar 16. yüzyılda Avrupa, tepinen ehlileştirilmemiş bir ata benziyordu. Bazı grupların, özel bir işbölümüne dayalı dünya-sistem kurma, sistemin siyasi ve ekonomik garantörleri olarak merkez alanlarda ulus devletler yaratma, ve sadece 'kârın değil ayrıca sistemin sürdürülebilmesi için oluşan maliyetin işçiye kesilmesini sağlama çabalarının gerçekleşmesi kolay değildi. Bunu gerçekleştirme başarısını Avrupa gösterdi, 16. yüzyılın itici gücü olmasaydı, modern dünya doğmamış olacaktı ve tüm gaddarlığına karşı doğmuş olması, olmamasından daha iyidir. Kaynak: "Modern Dünya-Sistem" Tarihsel bir sistem olarak kapitalizmin, kendinden önceki tarihsel sistemleri yıkarak ve değiştirerek onların üstünde bir ilerlemeyi temsil ettiği düşüncesi açıkçası doğru değildir. Bunu yazdığım için dahi, tanrılara hakaret gibi bir duyguya eşlik eden bir rahatsızlık hissediyorum. Akranlarım gibi aynı ideolojik atölyede biçimlendirilmiş ve aynı tapınakta ibaded etmiş olmaktan dolayı tanrıların gazabından korkuyorum. Kaynak: "Tarihsel Kapitalizm" Eserleri Türkçeye çevirilen kitapları: Amerikan Gücünün Gerileyişi (2004) ISBN 975-342-440-X Bildiğimiz Dünyanın Sonu / Yirmi Birinci Yüzyıl İçin Sosyal Bilim (2000) Geçiş Çağı / Dünya Sisteminin Yörüngesi (1945-2025) (2001) Güncel Yorumlar (2001) Irk Ulus Sınıf / Belirsiz Kimlikler (Etienne Balibar ile, 1995) Jeopolitik ve Jeokültür (1993) ISBN 975-355-081-2 Küreselleşme ve Terör / 2 Cilt Takım / Terör Kavramı ve Gerçeği / Terörizm, Saldırganlık, Savaş (2001) ISBN 975-8382-67-5 Küreselleşme ve Terör / Terör Kavramı ve Gerçeği / 1. Kitap ISBN 9758382683 Liberalizmden Sonra (1998) ISBN 975-342-199-0 Modern Dünya-Sistemi / Kapitalist Tarım ve 16. Yüzyıl'da Avrupa Dünya-Ekonomisinin Kökenleri / 1. Cilt (2002) ISBN 9789756920183 Modern Dünya-Sistemi / Modern Dünya-Sistemi Avrupa Dünya-Ekonomisinin Pekiştirilmesi ve Merkantilizm 1600/1750 / 2. Cilt (2005) ISBN 9789756920121 Sistem Karşıtı Hareketler (1995) ISBN 975-342-070-6 Sosyal Bilimleri Düşünmemek / 19. Yüzyıl Paradigmasının Sınırları (1999) ISBN 975-7112-42-9 Tarihsel Kapitalizm (1992) ISBN 975-7650-90-0 Ütopistik ya da 21. Yüzyılın Tarihsel Seçimleri (2001) ISBN 975-7112-86-0 Yeni Bir Sosyal Bilim İçin (2003) ISBN 975-8242-64-4 Sosyal Bilimleri Açın / Sosyal Bilimlerin Yeniden Yapılanması Üzerine Gulbenkian Komisyonu Raporu; Gulbenkian Komisyonu (Editör,1998) ISBN 975-342-099-4 İki Kültürü Aşmak /Modern Dünya Sisteminde Fen Bilimleri İle Beşeri Blimler Ayrılığı (Richard E. Lee ile birlikte, koordinatör, 2007) ISBN 9789753425858 Avrupa Evrenselciliği / Gücün Retoriği ISBN 9789756165416 Güncel makaleleri sendika.org tarafından düzenli olarak Türkçeye çevrilmekte ve yayınlanmaktadır. İngilizce Eserleri: 1961: Africa, The Politics of Independence. New York: Vintage. 1964: The Road to Independence: Ghana and the Ivory Coast. Paris & The Hague: Mouton. 1967: Africa: The Politics of Unity. New York: Random House. 1969: University in Turmoil: The Politics of Change. New York:Atheneum. 1972 (with Evelyn Jones Rich): Africa: Tradition & Change. New York:Random House. 1974: The Modern World-System, vol. I: Capitalist Agriculture and the Origins of the European World-Economy in the Sixteenth Century. New York/London: Academic Press. 1979: The Capitalist World-Economy. Cambridge: Cambridge University Press. 1980: The Modern World-System, vol. II: Mercantilism and the Consolidation of the European World-Economy, 1600-1750. New York: Academic Press. 1982 (with Terence K. Hopkins et al.): World-Systems Analysis: Theory and Methodology. Beverly Hills: Sage. 1982 (with Samir Amin, Giovanni Arrighi and Andre Gunder Frank): Dynamics of Global Crisis. London: Macmillan. 1983: Historical Capitalism. London: Verso. 1984: The Politics of the World-Economy. The States, the Movements and the Civilizations. Cambridge: Cambridge University Press. 1986: Africa and the Modern World. Trenton, NJ: Africa World Press. 1989: The Modern World-System, vol. III: The Second Great Expansion of the Capitalist World-Economy, 1730-1840's. San Diego: Academic Press. 1989 (with Giovanni Arrighi and Terence K. Hopkins): Antisystemic Movements. London: Verso. 1990 (with Samir Amin, Giovanni Arrighi and Andre Gunder Frank): Transforming the Revolution: Social Movements and the World-System. New York: Monthly Review Press. 1991 (with Étienne Balibar): Race, Nation, Class: Ambiguous Identities. London: Verso. 1991: Geopolitics and Geoculture: Essays on the Changing World-System. Cambridge: Cambridge University Press 1991: Unthinking Social Science: The Limits of Nineteenth Century Paradigms. Cambridge: Polity. 1995: After Liberalism. New York: New Press. 1995: Historical Capitalism, with Capitalist Civilization. London: Verso. 1998: Utopistics: Or, Historical Choices of the Twenty-first Century. New York: New Press. 1999: The End of the World As We Know It: Social Science for the Twenty-first Century. Minneapolis: University of Minnesota Press. 2003: Decline of American Power: The U.S. in a Chaotic World. New York: New Press. 2004: The Uncertainties of Knowledge. Philadelphia: Temple University Press. 2004: World-Systems Analysis: An Introduction. Durham, North Carolina: Duke University Press. 2004: Alternatives: The U.S. Confronts the World. Boulder, Colorado: Paradigm Press. 2006: European Universalism: The Rhetoric of Power. New York: New Press. Kaynakça Dış bağlantılar (İngilizce) Presentation of I. Wallersteins "Worldssystem Modell" Güncel gelişmeler hakkında onbeşgünde bir yayınlanan yorumları Festschrift for Immanuel Wallerstein - Part I Journal of World-Systems Research, Vol. VI, Number 2, Summer/Fall 2000 "Modern History Sourcebook: Summary of Wallerstein on World System Theory" Festschrift for Immanuel Wallerstein - Part II Journal of World-Systems Research, Vol. VI, Number 3, Fall/Winter 2000 Kültürel globalizm üzerine söyleşi (1999) videolar, metin ve resimler Introduction to Social Macrodynamics: Compact Macromodels of the World System Growth by Andrey Korotayev, Artemy Malkov, and Daria Khaltourina Wallersteins World-Systems Theory Video Birleşik Devletler çöküş dönemi ile karşı karşıya Université de Montréal'de 2006 güz döneminde verilen konferans (Fransızca) Kültürel Globalizm üzerine söyleşi (1999) videolar, metin ve resimler 1930 doğumlular 20. yüzyıl Amerikalı yazarları 21. yüzyıl Amerikalı yazarları Amerikalı sosyologlar Yahudi asıllı Amerikalılar Binghamton Üniversitesi öğretim üyeleri 2019 yılında ölenler
1084
https://tr.wikipedia.org/wiki/Bjarne%20Stroustrup
Bjarne Stroustrup
Bjarne Stroustrup (; ; d. 30 Aralık 1950) C++ programlama dilini yaratması ve geliştirmesiyle bilinen Danimarkalı bir bilgisayar bilimcisidir. Columbia Üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi ve Morgan Stanley'de Yönetici Direktör olarak çalışmaktadır. İlk yılları ve eğitimi Stroustrup, Danimarka'nın Aarhus şehrinde işçi bir ailenin çocuğu olarak doğdu ve üniversiteye kadar yerel okullarda okudu. 1975 yılında Aarhus Üniversitesi'nden Matematik ve Bilgisayar Bilimleri alanında yüksek lisans derecesi ile mezun oldu. 1979 yılında Cambridge Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünden David Wheeler danışmanlığında doktora derecesini aldı. Kariyeri Kariyerine 1979 yılında ABD'nin New Jersey eyaletindeki Bell Laboratuvarları Bilgisayar Bilimleri Araştırma Merkezi'nde başladı. Kuruluşundan 2002 yılına kadar AT&T Laboratuvarları'nın (Bell Labs) Büyük Ölçekli Programlama Araştırma bölümünün başkanlığını yaptı. 2002'den 2014'e kadar Texas A&M Üniversitesi Bilgisayar Bilimleri bölümünde profesörlük ve Mühendislik Fakültesi'nde başkanlık yaptı. Ocak 2014'ten beri Morgan Stanley'in teknoloji bölümünde Yönetici Direktör ve Columbia Üniversitesi'nde Bilgisayar Bilimleri bölümünde misafir öğretim görevlisidir. Kitapları Kendisine ait veya beraber yazdığı kitaplar ve birçok yayınlar mevcuttur. Kitapların tümü toplamda 21 farklı dile çevrilmiştir. A Tour of C++ (1. ve 2. baskı) Programming: Principles and Practice Using C++ The C++ Programming Language (1., 2., 3. ve 4. baskı) The Design and Evolution of C++ The Annotated C++ Reference Manual. Kaynakça 1950 doğumlular Danimarkalı bilgisayar bilimcileri C++ Yaşayan insanlar Bell Labs bilim insanları Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Danimarkalı gurbetçiler
1094
https://tr.wikipedia.org/wiki/Web%20taray%C4%B1c%C4%B1s%C4%B1
Web tarayıcısı
Web tarayıcısı veya ağ tarayıcısı (İngilizce: web browser), kullanıcıların World Wide Web (WWW) üzerinde bulunan bilgi kaynaklarını edinmeye ve görüntülemeye yarayan yazılımların genel adıdır. WWW üzerindeki bilgi kaynakları web sayfası, resim, video veya başka içerik türü olabilir. Bu kaynaklarda yer alan hiperlinkler aracılığıyla kullanıcılar, web tarayıcılarını kullanarak ilgili kaynaklar arasında dolaşabilir. Web tarayıcılarının temel kullanım alanı World Wide Web'de gezinmek olsa da; özel ağlardaki web sunucuları tarafından sunulan bilgilere veya dosya sistemlerindeki dosyalara erişmek için de kullanılabilir. Günümüzün en gözde web tarayıcıları Firefox, Internet Explorer'ın yerini alan Edge, Safari, Opera ve Chrome'dur. Standart web tarayıcısı; metin veya çoklu ortam dosyalarını açabilir, kaydedebilir, HTML'den HTTP'ye tüm iletişim kurallarını ve standartları destekler, açılan sayfada aranan nesneyi bulabilir, sık kullanılanlar ve geçmiş listesi yapabilir, genel ağa dosya yükleme ve genel ağdan dosya indirme yapabilir, e-posta ve metin düzenleyicileriyle tümleşebilir. Linkleri (bağlantı) izleyebilir. Dosya sistemlerini okuyabilir, bağlayabilir, kaydedebilir. Çoklu ortam dosyalarını oynatabilir veya kaydedebilir, sayfanın çıktısını alabilir, çevrimdışı çalışabilir. Kullanıcı Arabirimi Önemli web tarayıcılarında ortak olarak bulunan kullanıcı arabirimleri bunlardır: Önceki ve ilerideki uğraşa gitmek için İleri ve Geri tuşları. Tarihçe, daha önce ziyaret edilen siteleri gösterir. Mevcut sayfayı yeniden yüklemek için Yenile butonu Uğraşıyı durdurmak için Dur butonu. Bazı tarayıcılarda dur butonuyla yenileme butonu birleşmiştir. Ana sayfaya dönmek için Home butonu İstenilen uğraşa girmek ve görüntülemek için Adres Çubuğu Bir arama motoruna bağlı olmak şartıyla Arama Çubuğu Uğraşının yüklenirken ilerlemesini ve aynı zamanda imleçle üzerine gelindiğinde URI bağlantıları görüntüleyen ve sayfa yakınlaştırma özelliği olan Durum Çubuğu Ayrıca önemli web tarayıcıları web sayfası içinde arama özelliklerine sahiptirler. Web tarayıcı modelleri Gecko tabanlı web tarayıcıları Mozilla Mozilla Firefox Netscape Galeon K-Meleon Camino Internet Explorer tabanlı web tarayıcıları Microsoft Edge (Yeni versiyon) Maxthon (Eski adı MyIE2) NetCaptor Crazy Browser NeoPlanet MSN Explorer Avant Browser Cibrowser KHTML tabanlı web tarayıcıları Konqueror ABrowse Phalanx Web Tarayıcısı OmniWeb (4.5 ve sonrası) Webkit Tabanlı web tarayıcıları Apple Safari Chromium Tabanlı web tarayıcıları Microsoft Edge Google Chrome (Yeni versiyon) Chromium Browser Diğer web tarayıcıları Opera Oregano Amaya iCab NetPositive OmniWeb Dillo IBrowse AWeb Voyager (web tarayıcısı) Espial Escape HotJava Arachne Off By One Emacs/W3 Grail SkyKruzer Metin tabanlı web tarayıcıları ELinks Lynx w3m Links Netrik Mobil web tarayıcıları Opera Mini Opera Mobile Apple Safari (iOS sürümü) Google Chrome Microsoft Edge Kaynakça Ayrıca bakınız Web Tarayıcılarının Zaman Çizelgesi Ağ tarayıcıları karşılaştırması İngiliz icatları
1095
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mozilla%20Firefox
Mozilla Firefox
Mozilla Firefox (veya kısaca Firefox), Mozilla Vakfı ve onun alt kuruluşu Mozilla Corporation tarafından geliştirilen, özgür ve açık kaynak kodlu bir web tarayıcısıdır. Firefox; Windows, macOS, Linux, Android ve iOS işletim sistemlerinde kullanabilir. Yazılımın Windows, macOS, Linux, Android sürümlerinde web sayfalarının oluşturulması için Gecko motoru kullanılır. Mozilla tarafından geliştirilen Gecko, mevcut ve planlanmış web standartlarıyla uyumludur. 2015'te çıkan iOS için Firefox uygulamasında ise Apple'ın getirdiği kısıtlamalar nedeniyle iOS'in bütünleşik WebKit motoru kullanılır. Firefox, 2002 yılında Mozilla Application Suite paketi yerine tek başına çalışan bir tarayıcıya sahip olmak isteyen Mozilla gönüllüleri tarafından "Phoenix" adıyla geliştirildi. Beta aşamasındayken bile Microsoft'un o zamanki piyasa lideri olan Internet Explorer 6 tarayıcısına kıyasla hız, güvenlik ve eklenti desteği açısından öne çıkarak popüler hale geldi. Firefox, 9 Kasım 2004'te yayımlandı, 9 ay içinde 60 milyon indirmeye ulaştı ve Internet Explorer'ın hakimiyetini tehdit eder hale geldi. Mozilla topluluğu, 1998'de AOL tarafından satın alınmadan önce Netscape çalışanları tarafından kurulmuştu. Bu nedenle kimilerince Firefox'un Netscape Navigator ruhunu taşıdığı ve onun ardılı olduğu kabul edilir. 2009 sonlarında Firefox'un pazar payı %32 ile zirveye çıktı ve Firefox 3.5 bir süreliğine dünyanın en popüler tarayıcısı oldu. Ardından Google Chrome'un yarattığı rekabetle birlikte Firefox'un pazar payı düştü. Ocak 2016 itibarıyla çeşitli istatistiklere göre Firefox'un masaüstü tarayıcıları arasındaki kullanım oranı %9 ile %16 arasında değişmekte, bu da onu en popüler ikinci tarayıcı yapmaktadır. Mozilla'ya göre Aralık 2014 itibarıyla dünya çapında yaklaşık 500 milyon Firefox kullanıcısı bulunmaktadır. , Firefox'un kullanım oranı StatCounter verilerine göre, %6,18 olarak kaydedildi. Firefox, Google Chrome (%63,32), Safari (%13,13) ve Microsoft Edge (%10,75) gibi masaüstü web tarayıcılarından sonra kullanım oranlarında dördüncü sırada yer almaktadır. Tüm platformlarda ise kullanım payı %2,94 olarak kaydedilmiştir. Tarihçe Firefox projesi, Mozilla projesinin deneysel bir dalı olarak Dave Hyatt, Joe Hewitt ve Blake Ross tarafından başlatıldı. Bu grup, Netscape’in sponsor olmasından kaynaklanan ticari gereksinimlerin, ayrıca özelliklerin geliştiriciler tarafından belirlenmesinin Mozilla tarayıcısına zarar verdiğini düşünüyordu. Mozilla Suite’in “fazlalıkları” olarak gördükleri şeyleri atmak için tek başına çalışan bir tarayıcı oluşturdular. Firefox adını alacak bu tarayıcının, ileride Mozilla Suite’in yerini almasını umuyorlardı. 3 Nisan 2003’te Mozilla Organizasyonu, o tarihten itibaren Mozilla Suite yerine Firefox ve Thunderbird’e odaklanacağını açıkladı. Mozilla Suite gönüllüleri ise SeaMonkey projesini oluşturdu ve 2005’te SeaMonkey, tamamen Mozilla Application Suite’in yerine geçti. Firefox projesi birkaç kez isim değişikliğine gitmek zorunda kaldı. Projenin ilk adı Phoenix (Türkçesi: Zümrüdüanka) idi. Mitolojide yanarak öldükten sonra kendi küllerinden yeniden doğan bir kuş olan Zümrüdüanka’nın “külleri”, ilk “tarayıcı savaşlarında” Microsoft Internet Explorer tarafından öldürülen Netscape Navigator’ı temsil ediyordu. Ancak Phoenix markası Phoenix Technologies’e ait olduğu için bu addan vazgeçildi ve Firebird adında karar kılındı. Bu ad ise Firebird adını kullanan açık kaynaklı veritabanı yazılımı projesinin tepkisine neden oldu. Mozilla Vakfı, karışıklığı önlemek için tarayıcının Mozilla Firebird adını kullanacağını açıkladıysa da tartışmalar sürdü ve 9 Şubat 2004’te tarayıcının adı Mozilla Firefox olarak değiştirildi. Firefox, kızıl panda adlı hayvanın takma adıdır ve Firefox’un maskotu olarak da bu hayvan benimsenmiştir. 2016 yılında Mozilla, Firefox'un Gecko mimarisini ve diğer bileşenlerini iyileştirmeyi amaçlayan Quantum adlı bir proje duyurdu. Bu proje, tarayıcının performansını artırmayı, mimarisini modernleştirmeyi ve tarayıcıyı çoklu işlem modeline geçirmeyi hedefliyordu. Bu iyileştirmeler, Google Chrome'un payının azalması ve performansının gerilemeye başladığı şikayetlerinin ardından geldi. Ancak bu değişiklikler, Firefox için mevcut eklentilerin yeni sürümlerle uyumsuz hale getirilmesine neden oldu. Mevcut mimari yerine, Chrome ve diğer yeni tarayıcılara benzer olacak şekilde tasarlanmış yeni bir uzantı sistemi tercih edildi. Kasım 2017'de piyasaya sürülen Firefox 57, Quantum tabanını içeren ilk sürüm oldu ve bu nedenle Firefox Quantum olarak adlandırıldı. Mozilla'dan bir yetkili, Quantum'un tarayıcının 1.0 sürümünden bu yana yapılan "en büyük güncelleme" olduğunu belirtti. Mimarinin ilk sürümlerinde yanıt vermeyen ve çöken sayfalar, aynı işlem içinde yüklenen diğer sayfaları etkilemekteydi. Chrome her yüklenen sekme için ayrı işlemler kullanırken, bellek tüketimi ile performansı dengelemek için Firefox varsayılan olarak dört bölüm üzerine sekme görevlerini dağıtmaktadır. İşlem sayısı ayarlanabilir olduğu için performansı artırırken bellek kullanımını da arttırmaktadır, bu nedenle daha büyük RAM kapasitesine sahip bilgisayarlar için uygundur. 3 Mayıs 2019'da Mozilla sunucularındaki bir ara sertifikanın süresinin dolması, Firefox'un tüm tarayıcı eklentilerini (add-on'ları) otomatik olarak devre dışı bırakmasına ve kilitlemesine neden oldu. Mozilla, bu sorunun giderilmesine hemen sonra Mozilla Studies bileşenlerini kullanarak düzeltmeyi hedefledi. 13 Ocak 2022 tarihinde Firefox'un HTTP/3 uygulamasındaki bir sorun, bir kaç saat kesintiye yol açtı. Özellikler Firefox’un özellikleri arasında sekmeli gezinti, yazım denetimi, yazarken arama, canlı yer imleri, akıllı yer imleri, indirme yöneticisi ve coğrafi konuma duyarlı gezinti sayılabilir. Firefox’un bütünleşik arama sistemi varsayılan olarak çoğu ülkede Google’ı, Türkiye’de Yandex’i kullanır. Bunlara ek olarak Firefox, web geliştiricilerine yönelik Hata Konsolu ve DOM Denetçisi gibi birçok bütünleşik araç sunar. Pocket entegrasyonu sayesinde Firefox’ta okuma listesine eklenen sayfalar başka cihazlarda çevrimdışı olarak okunabilir. WebRTC teknolojisini kullanarak uyumlu sistemlerle görüntülü görüşme, ekran paylaşımı ve dosya paylaşımı yapmayı sağlayan Firefox Hello özelliği 2016’da tarayıcıdan kaldırılmıştır. Üçüncü şahıslar tarafından geliştirilen eklentiler aracılığıyla Firefox’a yeni işlevler eklenebilir. Firefox eklentileri, WebExtensions adlı HTML ve JavaScript API’ı aracılığıyla geliştirilir. Bu sistem, Google Chrome ve Microsoft Edge eklentileriyle büyük ölçüde uyumludur. Eski Firefox eklentileri XUL ve XPCOM API’ları ile geliştiriliyordu; ancak bu eklentiler yeni Firefox’un çok işlemli mimarisiyle uyumlu olmadıkları için Firefox 57’den itibaren “eski teknoloji eklentiler” adını almıştır ve artık desteklenmemektedir. Kullanıcılar, kendilerinin veya üçüncü şahısların geliştirdiği temaları yükleyerek Firefox’un görünümü de değiştirebilirler. Eklentiler ve temalar Firefox Eklentileri adlı web sitesi üzerinden yüklenir. Standartlar Firefox; HTML4 (ve HTML5’in neredeyse tamamı), XML, XHTML, MathML, SVG 2 (kısmi), CSS, ECMAScript (JavaScript), DOM, XSLT, XPath ve alfa saydamlık içeren APNG (hareketli PNG) görselleri gibi birçok web standardını destekler. Ayrıca WHATWG tarafından oluşturulan istemci taraflı depolama ve canvas elementi gibi standart önerilerini de destekler. Bu standartlar, Firefox’un Gecko adlı layout motoruna ve Spidermonkey adlı JavaScript motoruna entegre edilir. Firefox, Acid2 adlı standartlara uyumluluk testini 3.0 sürümünden beri geçmektedir. Mozilla, Firefox’un Acid3 testini geçmeyi hedeflemediğini; çünkü testin SVG yazı tipleri bölümünün eskidiğini onun yerini alan WOFF standardının tüm büyük tarayıcılar tarafından kabul edildiğini açıklamıştır. 2011'de SVG yazı tipi testleri Acid3 testinden çıkarmış, böylece Firefox 4 ve sonraki sürümleri testte 100 üzerinden 100 puan almaya başlamıştır. Firefox, kimlik avı ve zararlı yazılım koruması sunmak üzere Google’ın geliştirdiği Safe Browsing adlı özel bir protokolünü de destekler. Windows Vista ve sonraki Windows sürümlerinde, Firefox 38 ve sonraki sürümler HTML5 Encrypted Media Extensions (EME) ile korunan video içeriklerini oynayabilir. Bu amaçla kullanılan Adobe Primetime İçerik Çözme Modülü kapalı kaynaklı olduğu için Firefox onu bir “sandbox” ortamında çalıştırarak sisteme erişimini kısıtlar, ayrıca modüle her seferinde rastgele bir cihaz kimliği bildirerek kullanıcının bu modül aracılığıyla takip edilmesini önler. Firefox 47 sürümünden itibaren Windows ve macOS’te Google’ın Widevine İçerik Çözme Modülü de desteklenir. Böylece Netflix, Amazon Video, BluTV gibi servislerin şifrelenmiş HTML5 videoları izlenebilir. Yerelleştirme Firefox, en fazla dilde kullanılabilen web tarayıcısıdır. 2004’te çıkan ilk sürümü Türkçe dahil 28 dil ve lehçeyi destekliyordu. Günümüzde Firefox, 97 dil ve lehçede kullanılabilmektedir. Platform desteği Firefox'un masaüstü sürümü Windows, macOS ve Linux'ta kullanılabilir. Android için Firefox uygulaması yalnızca Android'de, iOS için Firefox uygulaması ise yalnızca iOS'te desteklenmektedir. Firefox kaynak kodu çeşitli işletim sistemler için derlenebilir ama yazılımın resmi sürümleri aşağıdaki sistemler için sunulmaktadır: Kullanımı Firefox'un kullanımı, kisişelleştirilmesi ve püf noktaları ile ilgili olarak Mozilla'nın resmi destek sayfası üzerinden geniş bilgi edinilebilir. Mozilla Firefox, farklı amaçlara yönelik binlerce eklenti desteğine sahiptir. Bu eklentilere https://addons.mozilla.org adresinden ulaşabilir. Bir sayfayı yenilemek için diğer tarayıcılarda olduğu gibi F5 tuşunu kullanabilir ancak bu, Firefox önbelleğini tamamen yenilemez. Sayfayı önbellekle (cache) beraber yenilmek için Ctrl + F5 kullanılmalıdır. Firefox'da adres çubuğundan girilerek ulaşılabilen gizli bazı sayfalar bulunmaktadır: about: — Firefox hakkında bilgi about:buildconfig — Kullanılan araçlar ve parametreler about:cache — Hafıza ve disk belleği hakkında bilgi about:cache?device=memory — Hafıza belleği bilgileri about:cache?device=disk — Disk belleği bilgileri about:config — Gelişmiş kullanıcı ayarları (prefs.js) için grafik arayüz about:credits — Mozilla Projesi'ne katkıda bulunanların listesi about:license — Lisans sözleşmesi about:logo — Logo about:performance — Tarayıcı görev yöneticisi about:plugins — Kurulmuş yan uygulamalar ve bunlar hakkında bilgiler about:mozilla — Mozilla Kitabından özlü sözler about:robots — Robotlar hakkında ayrıntılı bilgiler about:protections — Engellenen izleyiciler hakkında bilgiler Markalaşma ve logo "Mozilla Firefox" adı, Mozilla'nın tescilli bir ticari markasıdır; resmi Firefox logosu ile birlikte, belirli koşullar altında kullanılabilir. Resmi ikili dosyaları değiştirilmemiş biçimde yeniden dağıtan herkes, Firefox adını ve markasını bu dağıtım için kullanabilir, ancak temel kaynak kodunu değiştiren dağıtımlara kısıtlamalar getirilmiştir. "Firefox" adı, kızıl panda lakabından türetilmiştir. Mozilla, Firefox logosu dosyalarını açık kaynak lisansları altına koymuştur, ancak ticaret markası yasalarının uygulandığı bağlamlarda değiştirilmiş veya benzer logoların görüntülenmesine izin verilmeyen ticaret markası yönergelerine sahiptir. Mozilla Vakfı'nın niyetleri konusunda, bazı açık kaynak dağıtımlarının "Firefox" ticaret markasını kullanmalarını engelleme konusunda bazı tartışmalar yaşanmıştır. Açık kaynak tarayıcılar, "kitlesel pazar hakimiyeti yerine pazarda daha fazla seçenek ve yenilik sağlar." Mozilla Vakfı Başkanı Mitchell Baker, 2007'de verdiği bir röportajda, dağıtımların kaynak kodunu değiştirmedikleri sürece Firefox ticaret markasını özgürce kullanabileceklerini ve Mozilla Vakfı'nın tek endişesinin kullanıcıların "Firefox" kullanırken tutarlı bir deneyim elde etmeleri olduğunu açıklamıştır. Kodların resmi marka ve isim kullanmadan dağıtılmasına izin vermek için Firefox derleme sistemi içinde bir "marka anahtarı" bulunmaktadır. Bu anahtar, genellikle gelecekteki Firefox sürümlerinin alfa sürümleri için kullanılır ve kodun resmi logo ve isim olmadan derlenmesine izin verir; bu da Firefox ticaret markasıyla ilgili kısıtlamalar olmadan üretilmiş türev bir çalışmanın ortaya çıkmasına olanak tanır. Markasız derlemede, ticari markalı logo ve isim, serbestçe dağıtılabilir genel bir dünya logosu ve değiştirilmiş sürümün kaynak aldığı sürüm serisinin adıyla değiştirilir. "Firefox" adı altında değiştirilmiş sürümlerin dağıtılması, temel kodda yapılan değişikliklerin Mozilla tarafından açıkça onaylanmasını ve resmi marka kullanımını gerektiriyordu. Örneğin, resmi logo kullanmadan "Firefox" adını kullanmak izin verilmezdi. Debian projesi, 2006'da resmi Firefox logosunu kullanmayı bırakma kararı aldığında (çünkü o dönemde Mozilla'nın telif hakkı kısıtlamaları Debian'ın kurallarıyla uyumsuzdu), Mozilla Vakfı temsilcisinden bu durumun kabul edilemez olduğu ve yayınlanan ticaret markası kurallarına uymaları veya dağıtımlarında "Firefox" adını kullanmayı bırakmaları istendi. Debian, değiştirilmiş Firefox sürümünü "Iceweasel" olarak markalamaya geçti (ancak 2016'da Firefox'a geri döndü). GNU IceCat, GNU Projesi tarafından dağıtılan başka bir türetilmiş Firefox sürümüdür ve kendi markalamasını sürdürmektedir. Görsel kimlik Firefox simgesi, Firefox yazılımının resmi Mozilla sürümünü ve resmi dağıtım ortaklarının sürümlerini belirtmek için kullanılan bir ticari markadır. Bu nedenle, Firefox'un değiştirilmiş sürümlerini dağıtan yazılım dağıtıcıları simgeyi kullanmaz. Firefox'un erken Firebird ve Phoenix sürümleri, birçok diğer profesyonel yazılım paketiyle karşılaştırıldığında makul görsel tasarımlara sahip olarak kabul edildi, ancak birçok profesyonel yazılım paketine kıyasla yetersiz kaldı. Ekim 2003'te, profesyonel arayüz tasarımcısı Steven Garrity, Mozilla'nın görsel kimliği ile ilgili olduğunu düşündüğü her şeyi kapsayan bir makale yazdı. Kısa bir süre sonra Mozilla Vakfı, Garrity'yi yeni görsel kimlik ekibinin başına getirdi. Şubat 2004'te Firefox 0.8'in piyasaya sürülmesi, yeni markalaşma çabalarının başlamasını gördü. Bu, Mozilla ile uzun süredir ilişkisi olan web geliştiricileri grubu silverorange tarafından yapılan yeni simge tasarımları içeriyordu. Son tasarımlar, Camino üzerinde çalışmış olan Jon Hicks tarafından yapıldı. Logo daha sonra gözden geçirildi ve güncellendi ve büyütüldüğünde bulunan birkaç kusur düzeltildi. Logoda gösterilen hayvan, stilize edilmiş bir tilkidir, ancak "firefox" genellikle kızıl panda için yaygın bir isimdir. Hicks'e göre panda, "gerçekten doğru imgeleri çağrıştırmadı" ve geniş bir şekilde tanınmadı. Haziran 2019'da Mozilla, Firefox logosunu yeniden tasarlanmış bir şekilde tanıttı ve bu değişiklik resmi olarak sürüm 70'te uygulandı. Yeni logo, Firefox etrafında bir marka sistemi oluşturma çabasının bir parçasıdır ve artık Firefox markası altında tanıtılan eşleştirme uygulamaları ve hizmetleri için bir paket olarak sunulmaktadır. Pazar payı Firefox 1.0 sürümü 9 Kasım 2004 tarihinde piyasaya sürüldüğünden beri indirme oranları artarak devam etmektedir. Temmuz 2009 itibarıyla Firefox bir milyardan fazla kez indirilmiştir. Bu sayı, yazılım güncellemeleri yoluyla yapılan indirmeleri veya üçüncü taraf web sitelerinden yapılanları içermez. Bu, bir kullanıcı sayısını temsil etmez, çünkü bir indirme birçok makineye yüklenebilir, bir kişi yazılımı birden fazla kez indirebilir veya yazılım üçüncü bir taraftan temin edilebilir. Temmuz 2010'da IBM, tüm çalışanlarından (yaklaşık 400,000 kişi) varsayılan tarayıcı olarak Firefox kullanmalarını istedi. Firefox, Kasım 2011'e kadar en çok kullanılan ikinci web tarayıcısıydı, ancak bu tarihten itibaren Google Chrome tarafından geçildi. Mozilla'ya göre, Firefox Ekim 2012 itibarıyla 450 milyondan fazla kullanıcıya sahipti. 2023 yılının başlarına kadar, Firefox dünya genelinde tüm platformlarda kullanılan web tarayıcıları arasında kullanım payı açısından dördüncü sıradaydı ve masaüstü tarayıcılarda dördüncü sırada yer alıyordu, kullanım payı ise %2.77'ydi.Mozilla'nın Firefox Halka Açık Veri raporuna göre, Masaüstü istemcilerinin aylık aktif kullanıcı sayısı 2017 yılında yaklaşık olarak 310 milyondan 2023 yılında 200 milyona düşmüştür. Ekim 2020'den itibaren Firefox'un masaüstü pazar payı, eskiden en popüler olduğu ülkelerde düşmeye başladı. Eritre'de, Ekim 2020'de %50 olan pazar payı, Eylül 2021'de %9.32'ye düşmüştür. Küba'da ise, Eylül 2020'de %54.36 olan pazar payı, Eylül 2021'de %38.42'ye düşmüştür. Kazandığı ödüller ve başarılar 2004 Forbes.com Firefox'u en iyi tarayıcı ilân etti. 2005 PC World Product of the Year ve 100 Best Products of 2005 CNET Editörün seçimi UK Usability Professionals' Association Best Software Award PC Magazine Editörün seçimi ödülü. 2006 CNET Editörün seçimi PC World's 100 Best Products of 2006 2007 Webware Webware 100 winner PC World 100 Best Products of 2007 2008 CNET, Safari, Chrome, Firefox ve Internet Explorer'ı karşılaştırdı; performans, güvenlik ve özellikleri ile Firefox en iyi tarayıcı seçildi. PC Magazine Editörün seçimi PC World, 100 Best Products of 2008 Webware 100 winner 2009 LinuxQuestions.org Members Choice Awards 2010 CNET Top 10 Mac Downloads 2011 CNET Editörün seçimi 2012 Şubat ayında Tom's Hardware Safari 5.1.2, Google Chrome 17, Mozilla Firefox 10, Opera 11.61 ve Internet Explorer 9'u hem Ubuntu 11.10 hem de Windows 7'de karşılaştırdı. Firefox, Windows üzerindeki en başarılı tarayıcı seçildi. Gelişmeler Mozilla Firefox, 3.0 sürümü için bir rekor denemesi yaptı. Guiness rekoru denemesi 8 milyonu aşan indirmeyle başarılı oldu. 17 Haziran 2008'deki İndirme Günü ile ilk 24 saat içinde 8 milyondan fazla indirilme sayısına ulaşan Firefox bununla bir günde en çok indirilen yazılım unvanının sahibi oldu. Tom's Hardware sitesinin Haziran 2013'te gerçekleştirdiği testlerde Firefox'un 22. sürümü, pazardaki popüler tarayıcılar arasında "en hızlı tarayıcı" ve "en başarılı tarayıcı" unvanını ele geçirdi. Firefox'un Ağustos 2013'te çıkan mobil sürümüyle mobil tarayıcıya Türkçe dil seçeneği eklendi. Firefox'un 31. sürümü PC Mag tarafından yapılan 21 Ağustos 2014'te değerlendirmede Internet Explorer, Google Chrome ve Apple Safari'yi geride bırakarak 1. sırada tamamladı. Ayrıca bakınız Mozilla Firefox OS Mozilla Thunderbird Özgür yazılım Servo (yazılım) Dış bağlantılar Mozilla resmî sitesi Firefox eklentileri Mozilla Türkiye Mozilla Geliştirici Ağı Kaynakça Ayrıca bakınız Android için Firefox Özgür FTP istemcileri 2002 yazılımları Ücretsiz çapraz platform yazılımları Özgür çokdilli yazılımlar C++ ile programlanmış ücretsiz yazılımlar Gecko tabanlı yazılımlar Gopher istemcileri İnternet tarihi RSS okuyucu Mac OS X web tarayıcıları POSIX web tarayıcıları XUL kullanan yazılımlar Mozilla Kamu Lisansı kullanan yazılımlar Linux web tarayıcıları Windows web tarayıcıları OS/2 web tarayıcıları AmigaOS web tarayıcıları Özgür web tarayıcıları
1099
https://tr.wikipedia.org/wiki/E-posta
E-posta
e-posta ya da e-mail, İnternet üzerinden gönderilen dijital mektup. Elektronik posta kavramının kısma adıdır. Görsel olarak kâğıt bir mektup ile aralarında büyük bir ayrım yoktur. e-postalara resim, müzik, video gibi her türlü dosya türü eklenebilir ve diğer alıcının bilgisayarına aktarılabilir. Her gün dünyada milyarlarca e-posta gönderilmektedir. Ucuzluğu ve kolaylığı nedeniyle kâğıt mektuplardan daha yaygın olarak kullanılmaktadır ancak güvenilirliğinin yetersizliği nedeniyle resmî işlerde kullanımı oldukça kısıtlıdır. e-posta hesapları, bu hizmeti veren çeşitli sitelerden ücretsiz veya belirli bir ücret karşılığında açılabilir. e-posta adresleri; kullanıcı adı, adres imi, hesabın oluşturulduğu sitenin e-posta sunucusunun adı, nokta (.) ve site uzantısının aralık bırakılmadan yazılması ile oluşur. Örneğin: vikipedist@vikipedi.org. "@" işareti (kuyruklu a) ise "vikipedi.org adlı yerde" demektir. Örneğin vikipedi.org'da olan birisi Ağ sayfasıyla ve özel ileti programları (Microsoft Outlook, Thunderbird, vs.) ile çeşitli protokollerle (IMAP, POP3, vs.) iletiye ulaşılır. Bileşenleri Gönderen ya da Kimden (İng. ): İletiyi gönderenin adresi (İng. ) ve adı. Burada otomatik olarak kişinin adı olarak gözükse de başka kişinin adı ile de gönderim yapmak mümkündür. Alıcı ya da kime (İng. ): İletiyi alanın adresi ve adı. İletinin kime yolladığını gösterir. İleti adresinin arasına "," virgül koyarak birden fazla kişiye yollamak olanaklıdır. Eğer adresiniz gozükmüyorsa, Bcc ile gizlenmiş olabilir. Konu (İng. ): İletiyi özetleyen başlık, genelde daha sonradan anımsanmakta ve iletileri ayırmakta yardımcı olur. Etik olarak yazılması önerilir. Tarih (İng. ): İleti gönderildiğindeki yerel tarih ve saat. Genelde yollayan sunucu veya ileti programı bu saati otomatik olarak ekler. Bazen saat ve gün ayarı bozuk olarak yeni bir ileti, eskiymiş gibi gözükebilir. İleti gövdesi (İng. ): Burada iletinin kendisi ve genel olarak kullanıcı imzası yer alır. Karbon kopya "Kk" (İng. , , yani eskiden daktilolarda karbon kâğıdıyla yapılan çoğaltmaya atfen): Aslen gönderilen kişiye ek olarak iletinin başka alıcılara gönderilmesini sağlar. İleti buraya yazılan kişilere doğrudan hitap etmemektedir, ileti bu kişilere bilgilendirme amacı ile yollanmıştır. Gizli karbon kopya "Gkk" (İng. , ): Kapalı Karbon Kopya olarak da bilinir. Buraya yazılan alıcılar iletide gözükmez. Etik olarak birçok kişiye gönderilen gayriresmî iletiler için bu alanın kullanılması uygun düşer. Bu tür alıcı gizleme yığın iletiye (İng. ) karşı da koruma sağlar. Yanıtla (İng. ): Belli bir adresten gelen iletiyi yanıtlamak icin kullanılır. Alıcı kısmına otomatik olarak ileti yollayanın adresi alınır. En çok kullanılan fonksiyonlardan biridir. Herkesi yanıtla (İng. ): Yanıtlanan iletiyi, gelen iletinin ve kısmında yazılmış olan tüm adreslere yollamak için kullanılır. En çok suistimal edilen fonksiyonlardan biridir. Genelde tüm adreslere açık olarak ve gereksiz adresler gider. Bilgisayara giren virüslerin kullandığı düzeneklerdendir. Yönlendirme (İng. ()): Gelen bir iletinin bir başka adrese yönlendirilmesini sağlar. Ek (İng. ): Yazıya ek olarak yollanan dosyalardır. Dosyalar eklenmeden önce Base64 yöntemiyle kodlanırlar. Ses, resim, video, yazı başta olmak üzere birçok değişik formatta dosya eklenebilir. Virüslerin başlıca yayılma yollarından biridir. Bilinmeyen dosya eklerinin açılması önerilmez. Sorunlar e-posta ile iletişimde karşılaşılan en büyük sorunlardan biri istenmeyen toplu e-postalar yani yığın iletilerdir. Bunun dışında zararlı programcıkların (virüs vs.) yayılması ve kişisel bilgilerin çalınması tehlikesi de vardır. Ayrıca bakınız e-posta programı Kaynakça Amerika Birleşik Devletleri icatları
1101
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pascal%20%28programlama%20dili%29
Pascal (programlama dili)
Pascal (Paskal okunur) bilgisayar programlama dili pek çok öğrenciye bilgisayar programlamayı öğreten ve çeşitli versiyonları bugün hâlâ yaygın olarak kullanılmaya devam eden en önemli programlama dillerinden biridir. İlk Macintosh işletim sisteminin çoğu ve TeX Pascal ile yazılmıştır. Bilgisayar bilimcisi Niklaus Wirth Pascal'ı 1970'te yapısal programlamayı derleyiciler için daha kolay işlenir hale getirebilmek amacıyla geliştirmiştir. Adını matematikçi ve düşünür Blaise Pascal'dan alan Pascal, Algol programlama dilinden türemiştir. Wirth, Pascal'dan başka Modula-2 ve Oberon programlama dillerini de geliştirmiştir. Bu diller Pascal'a benzerler ve ayrıca nesneye yönelik programlamayı da desteklerler. Temel sözdizimi Bir dilin sözdizimine örnek olarak yaygın biçimde bir "Merhaba dünya" programı gösterilir. Aşağıda Pascal ile yazılmış bir "Merhaba dünya" programı görebilirsiniz: program MerhabaDunya(output); uses crt; begin Write('Merhaba Dünya!'); end. Pascal'da tüm programlar "Program" anahtar sözcüğü ile başlar ve ardından "Begin" / "End" anahtar sözcükleri ile sınırlanan bir blok gelir. Pascal dilinde harflerin büyüklüğü-küçüklüğü önemli değildir. İfadeler noktalı virgül ile ayrılır ve programlar bir nokta ile bitirilir. Bazı derleyiciler için "Program" satırı zorunlu değildir. Orijinal halinde Pascal, tümüyle prosedürel bir dildir ve programlar if, while, for ve benzeri yapılardan oluşur. Pascal ve C Pascal ve C dilleri yaklaşık aynı zamanlarda geliştirilmişlerdir ve aralarında önemli benzerlikler vardır. Orijinal Pascal ile C'nin ikisi de yapısal programlama fikrini gerçekleştiren küçük ve prosedürel dillerdir. İkisinde de dinamik bellek ayırma ve işaretçi işleme (İng. pointer manipulation) mümkündür. Ancak, bu iki dil dışarıdan bakıldığında farklı görünürler (C programları genelde Pascal programlarından kısadır). Tartışma yaratan farklılıklardan bir tanesi, Pascal'ın atama için := ve karşılaştırma için = imlerini kullanmasıdır. Matematikte = imi her iki amaç için de kullanıldığından, programcılar bazen yanlışlıkla Pascal'da :=, C'de ise == kastedildiği halde daha kısa olan = imini kullanırlar. C'nin tasarımcıları atama işleminin karşılaştırma işleminden daha sık kullanıldığını, dolayısıyla kısa olan imin atama işlemi için kullanılması gerektiğini savunurlar. Pascal'ın savunucuları ise, yanlışlıkla atama yapmanın yanlışlıkla karşılaştırma yapmaktan çok daha tehlikeli olduğunu savunurlar. Bu savunma, eğer, C'de olduğu gibi, bir if ifadesi içinde atama yapılabiliyorsa, kesinlikle doğrudur. Bu tartışma, iki dilin tasarım mantıkları arasındaki farka işaret eder. Pascal, en azından kısmi olarak, bir eğitim dili olarak tasarlanmıştır. Yanlışlıklara yol açabilecek sözdizimi yapılarından kaçınılmış, sözdiziminin anlaşılması kolay olmasına dikkat edilmiştir. C'nin tasarımcıları ise dili programların kısa olması için tasarlamışlardır. Bu iki dil arasındanki başka bir fark da, Pascal'ın "strongly typed" olmasıdır. Yani, bir değişken kullanılmadan önce belirli bir tipe sahip olmak üzere tanımlanmalıdır ve farklı tiplerden iki değişken birbirlerine atanamazlar. Bu sınırlama pek çok programlama yanlışını önler. C'nin tersine, Pascal'da iç içe fonksiyon tanımlamak mümkündür. Orijinal Pascal'da program parçaları ayrı ayrı derlenemezler ve derleme anında boyutu bilinmeyen diziler kullanmak mümkün değildir. Ancak bu sınırlamalar, Pascal'ın bazı versiyonlarında kaldırılmıştır. pascal biraz zor ama çözüldüğü zaman zevkli bir hale gelir.. Turbo pascal gibi programlar özellikle 'C' olup oyunlarda önde gelen programlardır. Pascal derleyicileri İlk Pascal derleyicileri (örneğin kendisi de Pascal ile yazılmış olan UCSD p-System derleyicisi) Pascal programlarını makineden bağımsız p-Code'a çevirmek üzere tasarlanmışlardı. Bu kod, sonradan her sistem için ayrı bir program tarafından yorumlanıyordu. Sonuç olarak, yalnızca küçük yorumlayıcı kısım diğer mimarilere taşınmak (port edilmek) zorundaydı. 1980'lerde Anders Hejlsberg Nascom-2 için Blue Label Pascal derleyicisini yazdı. Daha sonra Borland'da çalışmaya başlayan Hejlsberg, burada derleyicisini IBM PC için baştan yazıp, adını Turbo Pascal koydu. Borland, Turbo Pascal'ı Hejlsberg'in Blue Label'ı sattığı fiyattan çok daha ucuza, 49 dolara sattı. Ucuza elde edilebilen Borland derleyicisinin 1980'lerin sonunda IBM PC üzerinde yoğunlaşmaya başlayan Pascal topluluğunda büyük etkisi oldu. BASIC yerine yapısal bir programlama dili arayan pek çok PC amatörü Turbo Pascal'ı kullanmaya başladı. Yalnızca bir mimaride çalışan Turbo Pascal, programları doğrudan Intel 8088 makine diline çeviriyordu, dolayısıyla yorumlama kullanan yaklaşımdan daha hızlı idi. Super Pascal, dile nümerik olmayan etiketler ve bir return ifadesi ekledi. 1990'larda değişik mimariler için işletilebilir kod üretebilen derleyiciler kullanılmaya başlandığında Pascal programları pek çok makine diline kolayca derlenebilir hale geldiler. Borland, Turbo Pascal'a 5.5 versiyonunda nesneye yönelim ekledi. Borland daha sonra daha geniş bir nesneye yönelim desteği istediğine karar verip, Apple'ın önerdiği (hala bir standart olmayan) Object Pascal taslağını kullanarak Delphi'yi geliştirmeye başladı. Borland da başta bu dili Delphi'de Object Pascal olarak adlandırdıysa da, sonradan dilin adını da Delphi olarak değiştirdi. Pascal'ın bu 'lehçesini' destekleyen başka derleyiciler de vardır. Herkesin kullanımına açık derleyiciler Herkesin kullanımına açık bazı Pascal derleyicileri aşağıda sıralanmıştır: P4 derleyicisi: Pascal kullanılarak yazılan (UCSD p-System dahil olmak üzere) pek çok Pascal derleyicisinin temeli olan derleyici. FreePascal da Pascal kullanılarak yazılmıştır (ve kendi kendini derleyebilir). FreePascal, kullanışlı ve güçlü bir derleyici olarak tasarlanmıştır ve eski uygulamaları derlemek için kullanılabileceği gibi, yeni uygulamalar yazmak için de geliştirilmiştir. Lazarus Geçmişteki eleştiriler 1980'lerde ve 1990'ların başındaki kadar olmasa da hâlâ popüler olan Pascal, yine de "ciddi" programlama için uygun olmadığı ve yalnızca eğitim için kullanılabileceği savıyla eleştirilmiştir. C'nin yaratıcılarından olan Brian Kernighan, 1981'de yazdığı makalesi Why Pascal Is Not My Favorite Programming Language (Pascal Niçin Benim En Sevdiğim Dil Değildir) ile bu eleştirileri özetlemiştir. Öte yandan, 1980'lerde Apple Lisa ve Macintosh gibi büyük projeler Pascal'a dayanıyorlardı. Aradan geçen zaman içinde, Pascal gelişmeyi sürdürmüş ve bu sayede Kernighan'ın eleştirileri artık modern Pascal versiyonları için geçerli olmaktan çıkmıştır. Yeterli bilgiye sahip olmayan pek çok kimse bugün hâlâ bu eleştirilerin geçerli olduğunu düşünmektedir. Pascal üzerindeki bu haksız damga, bugün Pascal'ın önündeki en büyük sorunlardan biridir. Pascal Yordamsal programlama dilleri Yapısal programlama dilleri
1116
https://tr.wikipedia.org/wiki/16%20Haziran
16 Haziran
Olaylar 1815 - Napolyon'un son zaferi Ligny Meydan Muharebesi, ünlü Waterloo Savaşı'ndan iki gün önce gerçekleşti. 1903 - Ford Motor Şirketi kuruldu. 1903 - Pepsi Cola Şirketi, markasını ve amblemini tescil ettirdi. 1919 - Merzifon isyanı. 1919 - Yörük Ali Efe, Yunan müfrezesini imha etti. 1920 - Yara bandı, Earle Dickson tarafından icat edildi. 1924 - Trabzon'da "Yeni Yol" isimli günlük gazetenin çıkmaya başlaması. 1932 - Almanya'da yarı askeri Nazi örgütleri SA ve SS üzerindeki Hükûmet yasağı kaldırıldı. 1938 - Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü kuruldu. Spor artık devlet denetiminde. 1940 - Henri Philippe Pétain, Alman işgalinin ardından Fransa Başbakanı oldu. 1940 - Litvanya'da komünist yönetim kuruldu. 1949 - Devlet Tiyatro ve Operası Kuruluş Yasası yürürlüğe girdi ve Muhsin Ertuğrul Genel Müdür olarak atandı. 1950 - TBMM, Türkçeleştirilmiş ezanın eskiden olduğu gibi Arapça okunmasına dair kanunu kabul etti. 1952 - Osmanlı hanedanı kadınlarına Türkiye'ye dönme izni çıktı. 1960 - Yassıada'da tutuklu bulunan eski Başbakan Adnan Menderes sinir krizi geçirdi ve revire kaldırıldı. 1961 - İlk Türk Otomobili Projesi "Devrim Otomobili" için çalışmalara başlandı. 1961 - Rus balet Rudolf Nureyev Batı'ya iltica etti. 1963 - Vostok 6 ile dünya yörüngesine fırlatılan Rus kozmonot Valentina Tereşkova, uzaya seyahat eden ilk kadın oldu. 1964 - Amerikalı siyahi hakları önderi Martin Luther King, Nobel Barış Ödülü'nü kazandı. 1967 - İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi ve eşi Şahbanu Farah Pehlevi Türkiye'ye geldi. 1968 - Sırrı Acar, Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda şampiyon oldu. 1970 - 15 Haziran'da işçiler, İzmit Gebze'den İstanbul'a doğru yürüyüşe geçmişlerdi. Yürüyüş sırasında geçilen yerlerdeki işçilerin de katılımıyla, 15-16 Haziran işçi direnişi olarak adlandırılan bu olaylar, 5 kişinin ölmesi ve İstanbul ve Kocaeli'de sıkıyönetim ilan edilmesi ile sona erdi. 1973 - TRT - MEB ortaklığıyla hazırlanan, Üniversite Giriş Sınavı Hazırlık Kursları televizyondan yayınlanmaya başlandı. 1976 - Güney Afrika'da siyahların yaşadığı Soweto kasabasında, Afrikaans dilinde eğitimi protesto eden öğrencilerin üzerine ateş açan Güney Afrika Polis'i, 600 öğrenciyi öldürdü. 1983 - Yuri Andropov, SSCB Başbakanı oldu. 1987 - Türkiye'yi ziyaret eden İran Başbakanı Mir Hüseyin Musavi'nin, Anıtkabir'i ziyaret etmemesi tepkiyle karşılandı. Erdal İnönü, Başbakanlık önüne siyah çelenk bıraktı. 1988 - Mehmet Ali Birand'ın "İşte PKK, işte Apo" başlıklı röportajı nedeniyle, Milliyet gazetesi toplatıldı. 1991 - Başbakan Yıldırım Akbulut istifasını, Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a verdi. 1994 - Amasya Kütüphanesi'nden çalınan tarihi Kuran, Ayşegül Tecimer'in yalısının bahçesinde bulundu. 1994 - Anayasa Mahkemesi, Demokrasi Partisi'nin (DEP) kapatılmasına ve bu Parti'nin üyesi olan, 5'i ceza evindeki 13 Milletvekili'nin üyeliğinin sona ermesine karar verdi. 2000 - 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e, "Devlet Şeref Madalyası" verildi. 2002 - İstanbul Boğazı’nda “Modisk” adlı nehir tipi Rus gemisi ile "Aqua-2" isimli bir yolcu teknesi çarpıştı. Batan teknede kaybolan 4 yolcudan 2’sinin cesedi bulundu. 2007 - Hint asıllı Amerikalı astronot Sunita Williams, uzayda en uzun süre kalan kadın astronot unvanının sahibi oldu. 2013 - Gezi Parkı protestolarında, Berkin Elvan gaz kapsülüyle vuruldu. Aylarca komada kalan Berkin, 11 Mart 2014'te hayatını kaybetti. 2015 - 5 Seconds of Summer'da gitarist olan Michael Clifford, Londra'daki konser sırasında görsel amaçlı konulan fişekler yüzünden saçları yandı ve hafif bir şekilde yaralandı. Doğumlar 1139 - Konoe, Japonya'nın geleneksel veraset düzenine göre 76. imparatorudur (ö. 1155) 1313 - Giovanni Boccaccio, İtalyan yazar ve şair (ö. 1375) 1583 - Axel Oxenstierna, İsveçli bir devlet adamı (ö. 1654) 1613 - John Cleveland, İngiliz şair (ö. 1658) 1633 - Jean de Thévenot, Fransız Doğu gezgini (ö. 1667) 1723 - Adam Smith, İskoç filozof ve ekonomist (ö. 1790) 1752 - Salavat Yulayev, Başkurtistan istiklal savaşcısı ve şairidir (ö. 1800) 1786 - Anne Elizabeth Baker, İngiltere'de yaşamış olan filolog, tarihçi ve illüstratör (ö. 1861) 1793 - Diego Portales, Şilili siyasetçi (ö. 1837) 1801 - Julius Plücker, Alman fizikçi, matematikçi ve akademisyendir (ö. 1868) 1813 - Otto Jahn, Alman arkeolog (ö. 1869) 1829 - Geronimo, Apaçi reisi (ö. 1909) 1858 - John Peter Russell, Avustralyalı ressam (ö. 1930) 1858 - V. Gustav, İsveç Kralı (ö. 1950) 1866 - Germanos Karavangelis, Yunan din adamı (ö. 1935) 1882 - Muhammed Musaddık, İranlı siyasetçi (ö. 1967) 1888 - Alexander Friedman, Rus fiziksel evren bilimci ve matematikçi (ö. 1925) 1890 - Stan Laurel, Amerikalı komedyen aktör (Laurel ve Hardy ikilisinden) (ö. 1965) 1897 - Georg Wittig, Alman kimyager ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (ö. 1987) 1902 - Barbara McClintock, 1983 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi Amerikalı bilim insanı (ö. 1992) 1902 - George Gaylord Simpson, Amerikalı bir taşılbilimci (ö. 1984) 1907 - Jack Albertson, Amerikalı aktör, komedyen, dansçı ve şarkıcı (ö. 1981) 1915 - John Wilder Tukey, Amerikalı istatistikçi (ö. 2000) 1917 - Fedon Gizikis, Yunan generaldir (ö. 1999) 1917 - Katharine Graham, Amerikalı bir yayıncıydı (ö. 2001) 1920 - John Howard Griffin, Amerikalı fotoğraf sanatçısı (ö. 1980) 1920 - Raymond Lemieux, Kanadalı organik kimyager (ö. 2000) 1920 - José Portillo, bir Meksikalı avukat ve politikacıydı (ö. 2004) 1926 - Efraín Ríos Montt, Guatemalalı asker ve siyasetçi (ö. 2018) 1926 - Gu Fangzhou, Çinli tıp bilimcisi (ö. 2019) 1927 - Ariano Suassuna, Brezilyalı oyun yazarı, romancı, denemeci, şair, öğretmen, avukat ve öğretim görevlisi (ö. 2014) 1928 - Annie Cordy, Belçikalı oyuncu ve şarkıcı (ö. 2020) 1928 - Ernst Stankovski, Avusturyalı aktör 1929 - Sabah el-Ahmed el-Cabir es-Sabah, Kuveyt emiri (ö. 2020) 1930 - Vilmos Zsigmond, Macar-Amerikalı sinematograf ve En İyi Sinematografi Akademi Ödülü sahibi (ö. 2016) 1934 - Eileen Atkins, İngiliz oyuncu ve senaristtir 1937 - Simeon Sakskoburggotski, 1943-1946 yıllarında Bulgaristan çarı 1937 - Erich Wolf Segal, Amerikalı yazar, senarist ve eğitimci (ö. 2010) 1938 - Joyce Carol Oates, Amerikalı yazar 1942 - Walter Schwimmer, Avusturyalı siyasetçi ve diplomat 1943 - Raymond Ramazani Baya, Demokratik Kongolu siyasetçi ve eski bakan (ö. 2019) 1944 - Henri Richelet, Fransız ressam (ö. 2020) 1946 - John Astor, İngiliz iş insanı ve siyasetçidir 1946 - Tom Harrell, Amerikalı caz trompetçisi ve kompozitörüdür 1946 - Esen Püsküllü, Türk sinema oyuncusu 1949 - Fatma Belgen, Türk sinema ve dizi oyuncusu 1952 - Yıldırım Öcek, Türk tiyatro ve televizyon oyuncusu (ö. 2018) 1952 - Yorgo Papandreu, Yunan siyasetçi 1952 - Alexander Zaitsev, Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu Sovyet buz patenci 1953 - Daniel Cohen, Fransız ekonomist ve akademisyen (ö. 2023) 1954 - Jeffrey Ashby, Emekli Amerikan denizci ve astronot 1955 - Laurie Metcalf, Amerikalı oyuncu ve seslendirme sanatçısı 1955 - Giuliana Salce, İtalyan yürüyüşçü 1956 - II. Mesrob Mutafyan, Ermeni din adamı ve Türkiye Ermenileri'nin 84'üncü patriğiydi (ö. 2019) 1959 - Abraham Løkin Hansen, Faroeli futbolcu ve teknik direktör 1960 - Tuğrul Asi Balkar, Türk şair 1961 - Can Dündar, Türk araştırmacı gazeteci ve yazar 1962 - Arnold Vosloo, Güney Afrikalı aktör 1963 - Sandman, Amerikalı profesyonel güreşçi 1964 - Martin Feifel, Alman oyuncu 1966 - Jan Železný, Çek cirit atıcı 1967 - Jürgen Klopp, Alman eski futbolcu ve futbol antrenörü 1969 - Bénabar, Fransız şarkıcı, söz yazarı ve besteci 1970 - Phil Mickelson, Amerikalı golfçü 1971 - Tupac Shakur, Amerikalı rap müzik sanatçısı, şair ve senarist (ö. 1996) 1972 - John Cho, Kore doğumlu Amerikalı oyuncu ve müzisyen 1972 - Andy Weir, Amerikalı roman yazarı ve yazılımcı 1973 - Balçiçek İlter, Türk TV sunucusu ve gazeteci 1973 - Federica Mogherini, İtalyan merkez sol siyasetçi 1978 - Daniel Brühl, Alman oyuncu 1978 - Lyndsey Marshal, İngiliz oyuncu 1980 - Nehir Erdoğan, Türk oyuncu 1980 - Sibel Kekilli, Türk asıllı Alman oyuncu 1982 - Christoph Letkowski, Alman aktör, müzisyen ve şarkıcı 1982 - Missy Peregrym, Kanadalı aktris ve eski model 1982 - Rəşad Fərhad Sadıqov, Azeri futbolcu 1983 - Naz Elmas, Türk sinema, televizyon ve tiyatro oyuncusu 1986 - Fernando Muslera, Uruguaylı futbolcu 1987 - Aya Sameshima, Japon millî futbolcu 1988 - Tarık Langat Akdağ, Kenya asıllı Türk uzun mesafe koşucu 1990 - Nezaket Erden, Türk oyuncu 1993 - Alex Len, Ukraynalı profesyonel basketbolcu 1994 Marina Brunello, İtalyan satranç büyükustası Rezar, Hollandalı profesyonel güreşçi Ryohei Michibuchi, Japon futbolcu 1997 - Jean-Kévin Augustin, Fransız futbolcu Ölümler 1201 - İbnü'l Cevzî, Arap din, tarih ve tıp bilgini (d. 1116) 1265 - Dokuz Hatun, Kerait prensesi 1752 - Joseph Butler, İngiliz filozof (d. 1692) 1850 - William Lawson, İngiliz kâşif (d. 1774) 1858 - John Snow, İngiliz doktor ve anestezi ve tıbbi hijyenin geliştirilmesinde liderdir (d. 1813) 1909 - Süleyman Selim Efendi, Sultan Abdülmecid'in oğlu (d. 1861) 1929 - Oldfield Thomas, Britanyalı zoolog (d. 1858) 1940 - Joseph Meister, Louis Pasteur tarafından kuduz aşısı olan ilk kişi (d. 1876) 1944 - Marc Bloch, Fransız tarihçi (d. 1886) 1947 - Bronisław Huberman, Çestohova'da doğan Polonyalı kemancı (d. 1882) 1953 - Margaret Bondfield, İngiliz politikacı (d. 1873) 1958 - Imre Nagy, Macar siyasetçi (d. 1896) 1961 - Marcel Junod, İsviçreli doktor (d. 1904) 1962 - Aleksey Antonov, Sovyet Ordusunun generali (d. 1896) 1963 - Richard Kohn, Avusturyalı futbolcu ve teknik direktör (d. 1888) 1966 - Şakir Zümre, Türk hukukçu ve Cumhuriyet döneminin ilk sanayicisi (d. 1885) 1977 - Wernher von Braun, Alman bilim insanı (d. 1912) 1979 - Ignatius Kutu Acheampong, 13 Ocak 1972'den 5 Temmuz 1978'e kadar Gana'yı yöneten general (d. 1931) 1979 - Ayhan Işık, Türk sinema oyuncusu (d. 1929) 1979 - Ayşe Sıdıka Avar, Türk öğretmen (d. 1901) 1979 - Nicholas Ray, Amerikalı film yönetmeni (d. 1911) 1994 - Kristen Pfaff, Amerikalı bas gitarist (d. 1967) 2006 - Cüneyd Orhon, Türk kemençe sanatçısı (d. 1926) 2012 - Nayif bin Abdülaziz el-Suud, Suudi prens (d. 1934) 2012 - Susan Tyrrell, Amerikalı oyuncu, ressam ve yazar (d. 1945) 2013 - Josip Kuže, Hırvat asıllı Yugoslav futbolcu ve teknik direktör (d. 1952) 2013 - Ottmar Walter, Alman futbolcu (d. 1924) 2014 - Ayşe Şasa, Türk senarist ve yazar (d. 1941) 2016 - Jo Cox, Birleşik Krallık İşçi Partisi milletvekili (d. 1974) 2017 - John G. Avildsen, Amerikalı film yönetmeni (d.1935) 2017 - Christian Cabrol, Fransız kalp cerrahı (d. 1925) 2017 - Stephen Furst, Amerikalı oyuncu ve televizyon film yönetmeni (d. 1955) 2017 - Curt Hanson, Amerikalı siyasetçi (d. 1943) 2017 - Helmut Kohl, Almanya Başbakanı (d. 1930) 2018 - Martin Bregman, Amerikalı film yapımcısı (d. 1926) 2019 - Frederick Andermann, Kanadalı doktor ve akademisyen (d. 1930) 2019 - Erzsébet Gulyás-Köteles, Macar jimnastikçi (d. 1924) 2020 - John Benfield, İngiliz oyuncu (d. 1951) 2020 - Haribhau Jawale, Hint politikacı (d. 1953) 2020 - Paulinho Paiakan, Brezilyalı politikacı (d. 1953) 2020 - Patrick Poivey, Fransız aktör ve dublaj sanatçısı (d. 1948) 2021 - Frank Bonner, Amerikalı aktör ve film yönetmeni (d. 1942) 2021 - Zhou Qingjun, Tayvan'da yaşayan Çinli insan hakları aktivisti ve siyasetçi (d. 1943) 2021 - Jabu Mabuza, Güney Afrikalı iş insanı ve girişimci (d. 1958) 2022 - Tony Boskovic, Futbol hakemidir (d. 1933) 2022 - Yuri Fedotov, Rus siyasetçi ve diplomat (d. 1947) 2022 - Antonio Montero Moreno, İspanyol Roma Katolik başpiskopos (d. 1928) 2022 - Tim Sale, Amerikalı çizgi roman sanatçısı (d. 1956) 2023 - Alfredo Rojas, Arjantinli eski profesyonel futbolcu (d. 1937) 2023 - Gino Mäder, İsviçreli yol ve pist bisikleti yarışçısı (d. 1997) Tatiller ve özel günler İrlanda'da "Bloomsday" Türkiye Kamu Çalışanları Günü 0616 16
1117
https://tr.wikipedia.org/wiki/17%20Mart
17 Mart
Olaylar 1756 - İrlanda'nın koruyucu azizlerinden, Aziz Patrick'in (385-461) adına kutlanan bir festival olan Aziz Patrick Günü, ilk kez New York'ta da kutlandı. 1776 - Amerikan Devrimi: George Washington ve Henry Knox'un kente bakan tepelere topçu birliklerini konuşlandırmasının ardından İngiliz güçleri, Boston'u terk etmek zorunda kaldı. 1816 - 38 tonluk 'Elise' adlı buharlı tekne, kaptan Pierre Andriel yönetiminde, Manş Denizi'ni aşan ilk buharlı tekne oldu. 1845 - Küçük paketlerde kullanılan lastik bandın patenti alındı. 1861 - İtalya, ulusal birliğini kurdu. 1891 - Ahmed İhsan Tokgöz, Servet-i Fünûn dergisini kurdu. 1901 - Van Gogh'un resimleri Paris'te Bernheim-Jeune galerisinde sergilenmeye başladı. 1890'da intihar eden sanatçı, yaşamı boyunca sadece bir tane resim satabilmişti. 1915 - Çanakkale Savaşı: Kraliyet Donanması Komutanı Amiral Sackville Carden, görevinden ayrıldı. 1920 - İngilizler, Eskişehir ve Afyon'dan çekildiler. 1921 - Londra'da ilk doğum kontrol kliniği açıldı. Kliniğe başvuranlara, düşük ücretle korunma araç gereçleri verildi. 1926 - "Demir Sanayinin Tesisine Dair Kanun" TBMM'de kabul edildi. 1927 - İtalya'da müzmin bekarların ağır vergi ödemeleri için kanun çıkarıldı. 1941 - Alman denizaltı kaptanı Otto Kretschmer'in denizaltısı batırıldı ve esir alındı. 1944 - Varlık Vergisi'nin tasfiyesine ilişkin yasa yürürlüğe girdi. 1948 - Belçika, Fransa, Hollanda, Birleşik Krallık ve Lüksemburg arasında, 50 yıl süreli Brüksel Antlaşması imzalandı ve Batı Avrupa Birliği kuruldu. 1954 - İspanya'yı kura sonucunda eleyen Türkiye millî futbol takımı, FIFA Dünya Kupası'na katılmaya hak kazandı. 1961 - Vicente Calderón Stadyumu'nun yapımına başlandı. 1965 - 30 milyon dolarlık hacmi olan Türk-İsrail Ticaret Antlaşması imzalandı. 1966 - ABD donanması'na ait "Alvin" adlı araştırma-kurtarma denizaltısı, İspanya kıyıları açıklarında ABD'ye ait kayıp hidrojen bombası'nı buldu. 1968 - PTT ile Northern Electric firmasının işbirliğiyle kurulan telefon fabrikasında yapılan ilk yerli telefon cihazları, 157 liradan satışa çıkarıldı. 1969 - Golda Meir, İsrail'in ilk kadın Başbakanı oldu. 1970 - My Lai katliamı: ABD Ordusu, olayı örtbas etmeye çalıştıkları için 14 subay hakkında soruşturma başlattı. 1972 - Eti Gıda San. ve Tic. A.Ş. Eskişehir'de kuruldu. 1980 - Türkiye'de 12 Eylül 1980 Darbesi'ne Giden Süreç (1979- 12 Eylül 1980): Ankara Sıkıyönetim Komutanı, Sıkıyönetim Koordinasyon Toplantısı'nda konuştu: "Türk Mimar Mühendisler Odası Birliği bizce sabıkalı bir yerdir. Adam öldürmekten 24 yıl ağır hapse mahkûm olan Mahmut Esat Güven, burada iki tabanca ile birçok parlamentere ders verirken yakalanmıştır." 1985 - İki ünlü oyun yazarı Arthur Miller ve Harold Pinter, hapiste bulunan Uluslararası Yazarlar üyesi yazarları ziyaret etmek amacıyla Türkiye'ye geldi. 1995 - Azerbaycan'da 15 Mart'ta başlatılan ve Türkiye'nin de adının karıştığı bir darbe girişimi bastırıldı. Devlet Başkanı Haydar Aliyev'i devirmek isteyen OMON Birlikleri'nin Komutanı Albay Ruşen Cevadov dahil olmak üzere, 400 kişi yaşamını yitirdi. 1995 - Michael Jordan, basketbola geri dönme kararı aldı. 2020 - 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası, koronavirüs pandemisi nedeniyle 2021'e ertelendi. Doğumlar 763 - Harun Reşit, Abbâsîler'in 5. Halifesi (ö. 809) 1231 - Shijō, Japon İmparatoru (ö. 1242) 1473 - IV. James, İskoç Kralı (ö. 1513) 1548 - Honda Tadakatsu, Japon samuray ve daimyō (ö. 1610) 1600 - Aleksey Trubetskoy, Trubetskoy Hanedanı'nın son üyelerinden biri (ö. 1680) 1685 - Jean-Marc Nattier, Fransız ressam (ö. 1766) 1709 - Molla Veli Vidadî, Azeri şair ve din adamı (ö. 1809) 1733 - Carsten Niebuhr, Alman matematikçi, haritacı ve kaşif (ö. 1815) 1768 - Kaʻahumanu, Hawaiʻ i Krallığı'nda konsort kraliçe (ö. 1832) 1834 - Gottlieb Daimler, Alman mühendis (ö. 1900) 1849 - Charles Francis Brush, Amerikalı buluşçu, girişimci ve iş insanı (ö. 1929) 1862 - Charles Laval, Fransız ressam (ö. 1894) 1865 - Gabriel Narutowicz, Polonyalı politikacı (ö. 1922) 1866 - Alf Victor Guldberg, Norveçli matematikçi (ö. 1936) 1873 - Margaret Bondfield, İngiliz politikacı (ö. 1953) 1874 - Stephen Samuel Wise, Yahudi haham ve siyonist lider (ö. 1949) 1875 - Mike Bernard, Amerikalı Ragtime müzisyeni (ö. 1936) 1877 - Otto Gross, Avusturyalı psikanalist (ö. 1920) 1879 - Sid Grauman, Amerikalı şovmen (ö. 1950) 1881 - Walter Rudolf Hess, İsviçreli fizyolog ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi (ö. 1973) 1888 - Paul Ramadier, Fransız Başbakanı (ö. 1961) 1888 - Nugent Slaughter, Amerikalı müzisyen (ö. 1968) 1896 - Tacülmüluk, İran Kraliçesi (ö. 1982) 1900 - Alfred Newman, Amerikalı besteci, aranjör ve film müziği şefidir (ö. 1970) 1900 - Manuel Plaza, Şilili sporcu (ö. 1969) 1902 - Chaim Gross, Amerikalı bir heykeltıraş ve eğitimciydi (ö. 1991) 1902 - Bobby Jones, Amerikalı golfçü (ö. 1971) 1907 - Jean Van Houtte, Belçikalı bir politikacı (ö. 1991) 1915 - Bill Roycroft, Avustralyalı Olimpik binici şampiyonu (ö. 2011) 1919 - Nathaniel Adams Coles, Amerikalı caz müzisyeni (ö. 1965) 1920 - Mucibur Rahman, Bangladeş'in ilk Başbakanı ve Devlet Başkanı (ö. 1975) 1921 - Meir Amit, İsrailli politikacı ve general aynı zamanda üçüncü Mossad direktörü (ö. 2009) 1922 - Patrick Suppes, Amerikalı bir filozoftur (ö. 2014) 1925 - Mansour Rahbani, Lübnanlı müzisyen ve besteci (ö. 2009) 1926 - Siegfried Lenz, Alman yazar (ö. 2014) 1928 - Neriman Köksal, Türk sinema oyuncusu (ö. 1999) 1928 - Jean Panisse, Fransız aktör (ö. 2021) 1929 - Peter Ludwig Berger, Amerikalı sosyolog ve teolog (ö. 2017) 1930 - James Irwin, Amerikalı astronot (ö. 1991) 1933 - Asa Lanova, İsviçreli kadın bale dansçısı ve yazar (ö. 2017) 1936 - Ken Mattingly, Amerikalı astronottu 1937 - Ramdas Agarwal, Hint siyasetçi (ö. 2017) 1938 - Rudolf Nureyev, SSCB'li (daha sonra Avusturyalı) bale dansçısı (ö. 1993) 1939 - Atilla Dorsay, Türk sinema eleştirmeni, yazar, gazeteci ve mimar 1939 - Bill Graham, Kanadalı siyasetçidir (ö. 2022) 1939 - Giovanni Trapattoni, İtalyan futbol adamı 1940 - Ruşen Güneş, Türk müzisyen 1941 - Paul Kantner, Amerikalı rock müzisyeni ve gitaristi ve aktivist (ö. 2016) 1942 - John Wayne Gacy, Amerika'nın en önemli seri katillerindendir (ö. 1994) 1944 - Pattie Boyd, İngiliz manken, fotoğrafçı 1946 - Georges J.F. Kohler, Alman biyolog ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi (ö. 1995) 1946 - Larry Langford, Amerikalı siyasetçi (ö. 2019) 1948 - William Gibson, Amerikalı roman yazarı 1949 - Pat Rice, Kuzey İrlandalı eski millî futbolcu ve antrenör 1950 - Mehmet Ali İrtemçelik, Türk politikacı 1951 - Kurt Russell, Amerikalı oyuncu 1952 - Barry Horne, Britanyalı hayvan hakları savunucusudur (ö. 2001) 1954 - Kazım Arslan, Türk avukat ve siyasetçi (ö. 2019) 1954 - Lesley-Anne Down, İngiliz asıllı Amerikalı oyuncu ve model 1955 - Gary Sinise, Amerikalı oyuncu ve film yönetmeni 1961 - Sam Bowie, ABD'li basketbolcu 1961 - Dana Reeve, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı (ö. 2006) 1962 - Kalpana Chawla, Hint asıllı Amerikalı astronot (ö. 2003) 1964 - Lee Dixon, İngiliz futbolcudur 1964 - Rob Lowe, Amerikalı aktör, yapımcı ve yönetmendir 1964 - Jacques Songo'o, Kamerunlu millî futbolcudur 1967 - Billy Corgan, ABD'li müzisyen, söz yazarı ve bestecisidir 1969 - Alexander McQueen, İngiliz moda tasarımcısı ve desinatör (ö. 2010) 1972 - Mia Hamm, Amerikalı kadın millî futbolcu 1973 - Caroline Corr, İrlandalı şarkıcı 1975 - Puneeth Rajkumar, Hint oyuncu, yapımcı ve şarkıcı (ö. 2021) 1975 - Test, Kanadalı profesyonel güreşçi (ö. 2009) 1976 - Stephen Gately, İrlandalı şarkıcı (ö. 2009) 1976 - Zita Molnár, Macar masa tenisi oyuncusu 1976 - Álvaro Recoba, Uruguaylı futbolcu 1976 - Antoine van der Linden, Hollandalı futbolcu 1979 - Stormy Daniels, Amerikalı porno yıldızı, senarist ve yönetmen 1979 - Samoa Joe, Samoa asıllı Amerikalı profesyonel güreşçidir 1981 - Dilek Serbest, Türk manken ve oyuncu 1981 - Servet Çetin, Türk futbolcu 1982 - Mamedali Karadanov, Türkmen futbolcu 1983 - Raul Meireles, Portekizli futbolcu 1985 - Tuğba Karademir, Türk artistik buz patencisi 1986 - Edin Džeko, Boşnak millî futbolcudur 1987 - Federico Fazio, Arjantinli futbolcu 1988 - Claire Elise Boucher, daha çok bilinen sahne adı ile Grimes, Kanadalı şarkıcı, söz yazarı, albüm yapımcısı ve müzik video yönetmeni 1988 - Rasmus Elm, İsveçli eski millî futbolcudur 1988 - Fraser Forster, İngiliz asıllı bir futbolcudur 1989 - Shinji Kagawa, Japon futbolcu 1990 - Andrew Hozier-Byrne veya yalnızca Hozier, İrlandalı şarkıcı 1991 - Kyotaro Yamakoshi, Japon futbolcu 1992 - John boyega, İngiliz-Nijeryalı bir aktör ve yapımcıdır 1997 - Katie Genevieve Ledecky, Çek asıllı Amerikalı yüzücü Ölümler MÖ 45 - Titus Labienus, Romalı asker (d. MÖ 100 civarı) 180 - Marcus Aurelius, Roma İmparatoru (d. 121) 624 - Ebû Cehil, Mekke'nin liderlerinden (d. 556) 1008 - Kazan, Japonya'nın geleneksel veraset düzenine göre 65. imparatorudur (d. 968) 1040 - I. Harold, İngiltere Kralı (d. 1015) 1272 - Go-Saga, Japonya'nın geleneksel veraset düzenine göre 88. imparatorudur (d. 1220) 1361 - Hasan, Türk asıllı Memlûk sultanıdır (d. 1334) 1425 - Ashikaga Yoshikazu, Ashikaga şogunluğunun beşinci şogunudur (d. 1407) 1642 - Jakub Zadzik, Polonya Büyük Taç Sekreteri (d. 1582) 1650 - Carl Gyllenhielm, İsveçli asker ve politikacı (d. 1574) 1680 - François de La Rochefoucauld, Fransız yazar (d. 1613) 1782 - Daniel Bernoulli, Hollandalı matematikçi (d. 1700) 1826 - Ferdinand Bauer, Avusturyalı botanik ressamı (d. 1760) 1830 - Laurent de Gouvion Saint-Cyr, Fransa mareşali ve Marki (d. 1764) 1831 - Napoleon Louis Bonaparte, Hollanda Krallığı'nın Bonapart Hanedanı'ndan gelen son kralı (d. 1804) 1846 - Friedrich Wilhelm Bessel, Almanyalı gök bilimci ve matematikçi (d. 1784) 1849 - II. William, Hollanda Kralı, Lüksemburg Büyük Dükü ve Limburg Dükü (d. 1792) 1853 - Christian Andreas Doppler, Avusturyalı matematikçi ve fizikçi (d. 1803) 1862 - Jacques Fromental Halévy, Fransız besteci (d. 1799) 1872 - Aleksa Simić, Sırp siyasetçi (d. 1800) 1879 - Ludwig Reichenbach, Alman bitki bilimci ve ornitolog (d. 1793) 1885 - Susan Bogert Warner, Amerikalı yazar (d. 1819) 1890 - Władysław (Ladislaus) Taczanowski, Polonyalı ornitoloji ve zooloji uzmanı bilim insanı (d. 1819) 1893 - Jules Ferry, Fransa eski Başbakanı (d. 1832) 1911 - Paul Arbaud, Fransız kitap koleksiyoncusu ve hayırsever (d. 1832) 1917 - Franz Brentano, Alman psikolog ve filozof (d. 1838) 1922 - Gördesli Makbule, Türk Kurtuluş Savaşı'nda Yunanlarla savaşırken 20 yaşında ölen Türk kadını (d. 1902) 1926 - Aleksey Brusilov, I. Dünya Savaşı sırasında Rus komutan (d. 1853) 1927 - Victorine Louise Meurent, Fransız ressam ve ressam modeli (d. 1844) 1937 - Joseph Austen Chamberlain, İngiliz siyasetçi - 1925 Nobel Barış Ödülü'ne layık görülmüştür (d. 1863) 1949 - Alexandra Ekster, Rus-Fransız tiyatro tasarımcısı, ressam (d. 1882) 1952 - Ali Rıza Özdarende Türk politikacı ve din adamı (d. 1876) 1956 - Irène Joliot-Curie, Fransız bilim insanı ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (d. 1897) 1974 - Louis Kahn, Amerikalı mimar (d. 1901) 1976 - Luchino Visconti, İtalyan sinemacı (d. 1906) 1978 - Ceyhun Atuf Kansu, Türk şair (d. 1919) 1988 - Nikolas Asimos, Yunan besteci (d. 1949) 1990 - Capucine, Fransız oyuncu (d. 1931) 1993 - Helen Hayes, Amerikalı oyuncu (d. 1900) 1995 - Ruşen Cevadov, Azeri asker ve siyasetçi (d. 1951) 1996 - René Clément, Fransız film yönetmeni (d. 1913) 2001 - Angel Mojsovski, Makedon komünist aktivist, Yugoslavya Cephesi'nde savaşan asker, Halk Kahramanı Nişanı sahibi (d. 1923) 2005 - George Kennan, Amerikalı diplomat (d. 1904) 2006 - İstemihan Taviloğlu, Türk besteci (d. 1945) 2007 - John Backus, Amerikalı matematikçi (d. 1924) 2011 - Michael Gough, Britanyalı karakter oyuncusu (d. 1916) 2011 - Ferlin Husky, (doğum adıyla: Terry Preston ya da Simon Crum), Amerikalı country müzisyeni (d. 1925) 2012 - III. Şenuda, Mısırlı hristiyan ortodoks din adamı (d. 1923) 2013 - Olivier Metzner, Fransız ceza avukatı (d. 1949) 2014 - Mareike Carrière, Alman oyuncu, sunucu ve çevirmen (d. 1954) 2014 - Muhammed Salah Cedidi, Tunuslu millî futbolcudur (d. 1938) 2014 - L'Wren Scott, Amerikalı stilist ve moda tasarımcısı (d. 1964) 2015 - Ashley Adams, Avustralyalı atıcı (d. 1955) 2015 - Guido Zappa, İtalyan bir matematikçi (d. 1915) 2016 - Ralph David Abernathy III, Amerikalı siyasetçi ve iş insanı (d. 1959) 2016 - Shozo Awazu, Japon dövüş ve judo ustası (d. 1923) 2016 - Aluf Meir Dagan, İsrailli asker ve siyaset adamı (d. 1945) 2016 - Paul Daniels, İngiliz illüzyonist ve televiyoncu (d. 1938) 2016 - Larry Drake, Amerikalı oyuncudur (d. 1949) 2016 - Léonie Geisendorf, Polonya doğumlu İsveçli mimardır (d. 1914) 2016 - Zoltán Kamondi, Macar film yönetmeni, oyuncu, yapımcı ve senarist (d. 1960) 2016 - Marian Kociniak, Polonyalı aktör (d. 1936) 2016 - Solomon Marcus, Romanyalı semiyotikçi, matematikçi ve seçkin akademisyen (d. 1925) 2017 - Robert Day, İngiliz film yönetmenidir (d. 1922) 2017 - Auntie Fee, Amerikalı You Tube ünlüsü kadın sunucu, oyuncu ve yemek uzmanıdır (d. 1957) 2017 - Lawrence Montaigne, Amerikalı oyuncu, yazar, dansçı ve dublördür (d. 1931) 2017 - Laurynas Stankevičius, Eski Litvanya başbakanı ve siyasetçi (d. 1935) 2017 - Derek Walcott, Saint Lucialı şair ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1930) 2018 - Geneviève Fontanel, Fransız kadın tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1936) 2018 - Mike Allan MacDonald, Kanadalı stand-up komedyen ve oyuncu (d. 1954) 2018 - Zdeněk Mahler, Çek yazar, müzikolog, pedagog ve senarist (d. 1928) 2019 - Ken Bald, Amerikalı çizgi roman sanatçısı (d. 1920) 2019 - Ulf Bengtsson, İsveçli profesyonel masa tenisi oyuncusudur (d. 1960) 2019 - Bill Burlison, Amerikalı siyasetçi (d. 1931) 2019 - René Fontès, Fransız spor yöneticisi ve siyasetçi (d. 1941) 2020 - Michael Broadbent, İngiliz şarap eleştirmeni, iş insanı ve yazar (d. 1927) 2020 - Manuel Serifo Nhamadjo, bir Gine-Bissau'lu politikacı (d.1958) 2020 - Stephen Schwartz, Amerikalı patolog (d. 1942) 2020 - Lyle Waggoner, Amerikalı oyuncu, manken ve heykeltıraş (d. 1935) 2020 - Betty Williams, Kuzey İrlandalı barış gönüllüsü ve Nobel Barış Ödülü sahibi (d. 1943) 2021 - Helenês Cândido, Brezilyalı hukukçu ve siyasetçi (d. 1935) 2021 - Xosé Ramón Barreiro Fernández, İspanyol tarihçi (d. 1936) 2021 - Ayla Karaca, gerçek adı ile Atina Miloharakti, Türkiye Rumu oyuncu (d. 1933) 2021 - John Magufuli, Tanzanyalı öğretim görevlisi ve siyasetçi (d. 1959) 2022 - Peter Bowles, İngiliz tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1936) 2022 - Oksana Şvets, Ukraynalı oyuncu (d. 1955) 2023 - Adrian Duivestein, Hollandalı siyasetçi ve eğitimci (d. 1950) 2023 - Lance Reddick, Amerikalı tiyatro, film ve televizyon oyuncusu (d. 1962) 2023 - Guy Troy, Amerikalı bir modern pentatletti (d. 1923) 2023 - Dubravka Ugrešić, Hırvat yazar (d. 1949) Tatiller ve özel günler Berdül’aczin (Kocakarı Soğuklarının) sonu Aziz Patrick Günü 0317 17
1118
https://tr.wikipedia.org/wiki/4%20A%C4%9Fustos
4 Ağustos
Olaylar 1578 - Vadiü'l-Mehazin Muharebesi, Portekizlilere karşı Osmanlı İmparatorluğu ve müttefiki olan Fas birliklerinin kesin zaferiyle sona erdi. 1683 - Dom Perignon ilk şampanyayı üretti. 1791 - Osmanlı ile Avusturya Devletleri arasında Ziştovi Antlaşması imzalandı. 1870 - Kızılhaç Derneği, Birleşik Krallık'ta kuruldu. 1923 - Rauf Bey (Orbay) Başbakanlıktan ayrıldı. 1940 - Taksim Gazinosu açıldı. İstanbul Belediyesi'nin açtığı gazinonun amacı halka ucuz eğlence sağlamaktı. 1944 - Anne Frank, Naziler tarafından yakalandı. 1945'te toplama kampında öldü. Saklanırken tuttuğu notlar sonradan klasik haline geldi. 1950 - TSKB - Türkiye Sınai Kalkınma Bankası kuruldu. 1958 - Uluslararası Para Fonu'nun baskısıyla yüksek devalüasyona gidildi. Dolar 2 lira 80 kuruştan, 9 liraya çıktı. 1959 - İstanbul'da yumurta büyüklüğünde dolu yağdı. Yaralanmalar ve maddi hasar meydana geldi. 1976 - İspanya Kralı Juan Carlos, siyasi tutukluların %90'ını affetti. 1983 - İtalya'da ilk kez bir sosyalist, Sosyalist Parti Genel Sekreteri Bettino Craxi, Başbakanlık görevine getirildi. 1986 - Yargıtay, ameliyatla cinsiyet değiştiren Bülent Ersoy'un erkek olduğuna karar verdi. 1987 - Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü, Türkiye'nin İran'a silah satan ülkeler arasında olduğunu ileri sürdü. 1988 - Samsun ve Sinop sahillerine, zehirli oldukları bildirilen çok sayıda varil vurdu. 1995 - Hırvatistan'nın Krayina Sırp Cumhuriyeti'ya karşı saldırılarına başlamasıyla, Fırtına Harekâtı başladı. 2005 - Senarist Safa Önal, filme çekilmiş 395 senaryosuyla Guinness Rekorlar Kitabı'na girdi. 2019 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Ohio eyaletine bağlı Dayton kentinde gerçekleşen silahlı saldırıda 10 kişi hayatını kaybetti, 27 kişi yaralandı. 2020 - 2020 Beyrut patlamaları: Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta, Beyrut Limanı'nda bir depoda bulunan 2 bin 750 ton amonyum nitrat infilak etti; 154 kişi öldü, 6 bin kişi yaralandı. Kentte büyük hasar meydan geldi. Doğumlar 1521 - VII. Urbanus, Katolik Kilisesi'nin 228. Papası (ö. 1590) 1792 - Percy Bysshe Shelley, İngiliz şair (ö. 1822) 1801 - Augustin-Alexandre Dumont, Fransız heykeltıraş (ö. 1884) 1805 - William Rowan Hamilton, İrlandalı matematikçi (ö. 1865) 1834 - John Venn, İngiliz matematikçi (ö. 1923) 1859 - Knut Hamsun, Norveçli romancı, oyun yazarı, şair ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1952) 1901 - Louis Daniel Armstrong, Amerikalı caz trompetçisi (ö. 1971) 1912 - Daniel Aaron, Amerikalı yazar ve akademisyen (ö. 2016) 1912 - Raoul Wallenberg, İsveçli mimar, iş insanı, diplomat ve yardımsever (ö. 1947) 1920 - Helen Thomas, Amerikalı gazeteci ve muhabir (ö. 2013) 1921 - Maurice Richard, Kanadalı buz hokeyi oyuncusu ve koç (ö. 2000) 1927 - Turgut Uyar, Türk şair (ö. 1985) 1928 - Gerard Damiano, Amerikalı porno film yönetmeni (ö. 2008) 1930 - Ali Sistani, Irak'taki en önemli Şiî dini lider 1932 - Frances E. Allen, Amerikalı bilgisayar bilimcisi (ö. 2020) 1934 - Dallas Green, Amerikalı eski beyzbol oyuncusu, yönetici ve menajer (ö. 2017) 1935 - Carol Arthur, Amerikalı aktris (ö. 2020) 1940 - Hilmi Özkök, Türk asker ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 24. Genelkurmay Başkanı 1941 - Zeki Ökten, Türk yönetmen (ö. 2009) 1942 - Don S. Davis, Amerikalı aktör ve ressam (ö. 2008) 1943 - Vicente Alberto Álvarez Areces, İspanyol politikacı (ö. 2019) 1944 - Orhan Gencebay, Türk müzisyen 1952 - Moya Brennan, Grammy Ödülü adayı Kelt folk şarkıcısı 1953 - Hiroyuki Usui, Japon eski millî futbolcu 1954 - Anatoliy Kinah, Ukraynalı siyasetçi 1955 - Billy Bob Thornton, Amerikalı oyuncu, film yazarı ve müzisyen 1957 - John Wark, İskoç millî futbolcu 1958 - Mary Decker, Amerikalı bayan eski orta mesafe koşucusu 1958 - Silvan Şalom, İsrailli sağ siyasetçi ve bakan 1959 - John Gormley, İrlandalı politikacı 1960 - José Luis Rodríguez Zapatero, İspanyol siyasetçi ve Başbakan 1961 - Barack Obama, ABD'nin 44. Başkanı 1965 - Dennis Lehane, Amerikalı yazar ve senarist 1965 - Fredrik Reinfeldt, İsveçli siyasetçi ve Başbakan 1965 - Michael Skibbe, Alman futbolcu ve teknik direktör 1968 - Daniel Dae Kim, Amerikalı oyuncu 1969 - Max Cavalera, Brezilyalı şarkıcı, gitarist ve söz yazarı 1970 - John August, Amerikalı senarist, yönetmen ve oyuncu 1970 - Ron Lester, Amerikalı oyuncu (ö. 2016) 1971 - Jeff Gordon, Amerikalı yarış arabası sürücüsü 1973 - Marcos, Brezilyalı millî futbolcu 1974 - Kily González, Arjantinli millî futbolcu 1975 - Andy Hallett, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı (ö. 2009) 1975 - Nikos Liberopulos, Yunan forvet oyuncusu 1977 - Luís Boa Morte, Portekizli millî futbolcu ve teknik direktör 1981 - Marques Houston, Amerikalı R&B şarkıcısı ve oyuncu 1981 - Meghan, Amerikalı oyuncu ve manken, Britanya Kraliyet Ailesi üyesi 1982 - Öykü Gürman, Türk şarkıcı 1983 - David Cerrajería, İspanyol futbolcu 1983 - Greta Gerwig, Amerikalı oyuncu, yönetmen, senarist ve oyun yazarı 1984 - Alexis Ruano Delgado, İspanyol futbolcu 1985 - Robbie Findley, Amerikalı futbolcu 1985 - Mark Milligan, Avustralyalı millî futbolcu 1987 - Marreese Speights, Amerikalı profesyonel eski basketbolcu 1987 - Jang Keun-suk, Güney Koreli oyuncu, şarkıcı ve model 1987 - Antonio Valencia, Ekvadorlu millî futbolcu 1988 - Tom Parker, İngiliz müzisyen 1989 - Jessica Mauboy, Avustralyalı şarkıcı-şarkı yazarı ve oyuncu 1990 - Hikmet Balioğlu, Türk futbolcu 1991 - Izet Hajrović, Boşnak millî futbolcu 1992 - Cole Sprouse, Amerikalı oyuncu 1992 - Dylan Sprouse, Amerikalı oyuncu 1994 - Almila Ada, Türk oyuncu 1995 - Andreas Vindheim, Norveçli milli futbolcu 1996 - Muhammed Enes Yılmaz, Türk futbolcu 1998 - Aytaç Şaşmaz, Türk oyuncu Ölümler 1060 - I. Henri, 20 Temmuz 1031'den 4 Ağustos 1060'ta ölümüne kadar Fransa kralı (d. 1008) 1072 - Romen Diyojen, Bizans imparatoru (d. y. 1030) 1306 - III. Wenceslaus, 1301 ile 1305 arasında Macaristan ve 1305 yılında Bohemya ve Polonya kralı (d. 1289) 1345 - İsmail, 1342-1345 doneminde saltanat süren Türk kökenli Bahri Hanedanı'ndan onaltıncı Memluk Devleti hükümdarı (d. 1325) 1526 - Juan Sebastián Elcano, İspanyol kaşif ve denizci (d. 1486) 1578 - I. Sebastião, Portekiz Kralı (d. 1554) 1639 - Juan Ruiz de Alarcón, Meksikalı yazar, oyuncu ve hukukçu (d. 1581) 1683 - Turhan Hatice Sultan, Osmanlı'nın 2. Valide Sultanı (IV. Mehmet'in annesi) (d. 1627) 1875 - Hans Christian Andersen, Danimarkalı masal yazarı (d. 1805) 1892 - Ernestine Rose, Amerikalı yazar (d. 1810) 1900 - Étienne Lenoir, Belçikalı mühendis (d. 1822) 1922 - Enver Paşa, Osmanlı asker ve siyaset adamı (d. 1881) 1948 - Mileva Marić, Sırp fizikçi (d. 1875) 1957 - Talat Artemel, Türk tiyatro ve sinema sanatçısı (d. 1901) 1962 - Marilyn Monroe, Amerikalı oyuncu ve model (d. 1926) 1977 - Edgar Douglas Adrian, Britanyalı elektrofizyolog (d. 1889) 1977 - Ernst Bloch, Alman filozof (d. 1885) 1981 - Fazıla Şevket Giz, Türk zoolog (Türkiye'nin ilk kadın profesörlerinden) (d. 1903) 1981 - Melvyn Douglas, Amerikalı aktör (d. 1901) 1984 - Badra İrgit, İlk Tıva çocuk yazarı (d. 1910) 1991 - Nikiforos Vrettakos, Yunan şair ve yazar (d. 1912) 1993 - Sabri Berkel, Türk ressam (d. 1907) 1997 - Jeanne Calment, dünyanın en uzun ömürlü insanı (122 yıl 164 gün) (d. 1875) 1998 - Yuri Artyuhin, Sovyet kozmonot (d. 1930) 1999 - Victor Mature, Amerikalı aktör (d. 1915) 2003 - Frederick Chapman Robbins, Amerikalı mikrobiyolog ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi (d. 1916) 2004 - Baki Tamer, Türk karakter, tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu (d. 1924) 2005 - Osman Numan Baranus, Türk şair ve yazar (d. 1930) 2007 - Lee Hazlewood, Amerikalı country şarkıcısı, besteci ve yapımcı (d. 1929) 2007 - Samih Rifat, Türk mimar, fotoğrafçı, çevirmen ve yazar (d. 1945) 2008 - Craig Jones, İngiliz motosiklet yarışçısı (d. 1985) 2009 - Blake Snyder, Amerikalı yazar, senarist, danışman ve eğitimci (d. 1957) 2011 - Naoki Matsuda, Japon eski millî futbolcu (d. 1977) 2012 - Metin Erksan, Türk film yönetmeni (d. 1929) 2013 - Şêrko Bêkes, çağdaş Kürt şairi (d. 1940) 2013 - Ahmet Erhan, Türk şair ve yazarı (d. 1958) 2013 - Renato Ruggiero, İtalyan diplomat ve eski bakan (d. 1930) 2014 - Walter Massey, Kanadalı aktör (d. 1928) 2015 - Takashi Amano, Japon fotoğraf sanatçısı, akvarist ve yazar (d. 1954) 2016 - Zinaida Şarko, Rus tiyatro ve sinema oyuncusu (d. 1929) 2017 - Raffaele Calabro, İtalyan Roma Katolik piskopos (d. 1940) 2017 - Luiz Melodia, Brezilyalı oyuncu, şarkıcı ve söz yazarı (d. 1951) 2017 - Yavuz Özışık, Türk piyanist ve müzisyen (d. 1942) 2018 - Lorrie Collins, Amerikalı rock and roll, country ve rockabilly şarkıcısı gitaristidir (d. 1942) 2018 - Donald Hunt, İngiliz orkestra şefi ve müzisyendir (d. 1930) 2018 - Josy Moinet, Fransız siyasetçi (d. 1929) 2019 - Ernie Bowman, Eski Amerikalı profesyonel beyzbol oyuncusu (d. 1935) 2019 - Ivo Lill, Estonyalı cam sanatçısı (d. 1953) 2019 - Harald Nickel, Alman eski futbolcuydu (d. 1953) 2020 - Ebrahim Alkazi, Hint tiyatro yönetmeni ve eğitimci (d. 1925) 2020 - Frances E. Allen, Amerikalı bilgisayar bilimcisi (d. 1932) 2020 - Üstün Asutay, Türk tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1938) 2020 - Sunnam Rajaiah, Hint politikacı (d. 1960) 2021 - Bobby Eaton, Amerikalı profesyonel güreşçi (d. 1958) 2021 - Dick Farrel, Amerikalı radyocu ve aşı karşıtı aktivist (d. 1956) 2021 - Paul Johnson, Amerikalı müzisyen, DJ ve yapımcı (d. 1971) 2021 - Åke Lundqvist, İsveçli aktör (d. 1936) 2021 - Padma Sachdev, Hint şair ve romancı (d. 1940) 2021 - Moisés Torres, Bolivyalı siyasetçi, gazeteci ve akademisyen (d. 1949) 2022 - Agustín Drake Aldama, Kübalı heykeltıraş, ressam ve grafik sanatçısı (d. 1934) 2022 - Adriana Roel, Meksikalı aktris (d. 1934) 2023 - Walter Charles, Amerikalı aktör ve şarkıcı (d. 1945) Tatiller ve özel günler 0804 04
1122
https://tr.wikipedia.org/wiki/Porsche%20356
Porsche 356
Porsche 356, Porsche'nin üretilen ilk modeli. Ferdinand Porsche tasarımı sırasında yardımcı olmuştur, ancak proje ve genel model tasarımı Ferry Porsche tarafından gerçekleştirilmiştir. 356 serisi'nin ilki 1948'de Roadster Number 1 (veya Porsche 356/1) , takibinde ise 1950 356 Coupé (Ferry Porsche o günlerde ölüm döşeğinde olan babası için bu modelin adına babasının ismi olan "Ferdinand"ı uygun görmüştür), 1952 Cabriolet (1954 yılında makyajlanmıştır) ve 356 Speedster modelleridir. Üretim Yılları 356 1940'lar otomobilleri 1950'ler otomobilleri 1960'lar otomobilleri 1948'de tanıtılan otomobiller Coupe otomobiller Le Mans 24 Saat otomobilleri Motoru arkada olan taşıtlar Arkadan itişli taşıtlar Roadsterler Spor otomobiller
1128
https://tr.wikipedia.org/wiki/Geri%20izleme
Geri izleme
Geri izleme (İngilizce:trackback), dinamik bir web sitesindeki bir yazı ile ilgili diğer yazıların kaydını tutma sistemidir. Genelde bloglarda kullanılır. 2002 yılında Movable Type'ın bir özelliği olarak ortaya çıkan bu sistemin yaptığı iş şudur: Siz bir başka kişinin ağ günlüğündeki bir yazıyı okuyorsunuz. Orada yazılanlar çok hoşunuza gidiyor ya da bunlar sizin için ilgi çekici. Bu konuyla ilgili siz de kendi ağ günlüğünüzde bir yazı yazıyorsunuz. Diğer kişinin geri izleme bağlantısına tıklayarak burada bulunan geri izleme konumunu kopyalayıp kendi geri izleme sisteminizde gerekli işlemleri yapıyorsunuz. Sonuçta diğer kişinin geri izleme sayfasında kendi günlüğünüzde yazdığınız ve o konuyla ilgili olan girdiye bir bağlantı veriliyor. Özetle, bu kişinin geri izleme sayfasında, diğer kişilerin aynı konuyla ilgili kendi günlüklerinde yazdığı yazılara bağlantılar yer alıyor. Böylece, bir başlığı okuyanlar geri izleme sayfasında yer alan ve diğer günlüklerde o konuya ilişkin olan yazılardan haberdar olma şansını elde ediyor. Geri izleme sayfası bir anlamda konuyla ilgili sitelere bağlantılar içerme görevi görüyor. Blog terimleri
1134
https://tr.wikipedia.org/wiki/Zoran%20Mirkovi%C4%87
Zoran Mirković
Zoran "Bata" Mirković (; d. 21 Eylül 1971; Belgrad, Sırbistan), Sırp eski futbolcudur. Oyunculuk yaşamı Sırbistan ulusal futbol takımının savunma oyuncularından olan Mirković'in oyunculuk yaşamı 3 Mart 1991'de Rad'da başladı. (Proleter 2-1 Rad). Ancak bundan önce o ve takım arkadaşları, 21 yaş altı kategorisinde Yugoslavya şampiyonluğunu kazandılar. Bata Rad'da profesyonel olarak oynadı ve bu sürede toplam 62 karşılaşmada forma giydi (1990-1991'de 5, 1991-1992'de 26 ve 1992-1993'te 31) ve 1 gol attı. Becerisi Partizan yöneticileri tarafından fark edildi ve kendisine siyah beyazlı forma altında, Partizan'da oynaması önerisini götürdüler. Bata Partizan'da geçirdiği 3 yıl içerisinde tam bir oyuncu kıvamına geldi ve Yugoslav millî takımının vazgeçilmezi oldu. 1993-1994 futbol mevsiminde Yugoslavya şampiyonluğu ve 1994-1995'te Yugoslavya kupasını kazanan takımda yer aldı. 2 numaralı formayı giydi ve oyundaki savaşçılığından dolayı zamanla Partizanlı taraftarlarca bir kahraman olarak görüldü. Nedeni ise basitti: Crvena zvezda (Crvena zvezda) oyuncularına karşı mücadele etmiş ve ülkedeki savaşa rağmen Partizan'ı terketmemiş, orada 3 yıl oynamaya devam etmişti. Bata, o dönemde Partizan'da 82 karşılaşmada forma giydi (1993-1994'te 26, 1994/1995'te 29 ve 1995-1996'da 27) ve 1 gol attı. Bata bundan sonra 2 yıl Atalanta'da oynadı. Ligin ilk devresinde sakatlandı ve 3 aylık bir süre boyunca takımda yer alamadı. Savunmanın ortasında oynuyordu ve Juventus'un çalıştırıcısı Lippi onu takımına çağırdı. Atalanta taraftarları Bata'yı çok seviyordu ve yönetimin onu ACF Fiorentina'ya satma girişimine çok büyük tepki göstermişlerdi. Türkiye'de Fenerbahçe'de 2 yıl süreyle top koşturan Bata, 2003-2004 futbol mevsiminin devre arasında eski takımı Partizan'la 2.5 yıllık bir sözleşme imzaladı. 7 Mart 2006'da yaptığı açıklamayla futbolu bıraktığını açıkladı. Mirković futbol hayatı boyunca millî formayı 59 kez giydi. Elde ettiği başarılar 1993-94 ve 1994-95 sezonu Partizan ile Yugoslavya şampiyonluğu. 1993-94 futbol sezonu Partizan ile Yugoslavya Kupası. 2000-01 sezonu Fenerbahçe ile Türkiye 1. Futbol Ligi şampiyonluğu. Kaynakça Dış bağlantılar 1971 doğumlular Fenerbahçe SK yabancı futbolcuları Sırp futbolcular 1998 FIFA Dünya Kupası futbolcuları Yaşayan insanlar Belgrad doğumlu sporcular Yugoslav futbolcular Defans futbolcuları FK Partizan futbolcuları Atalanta BC futbolcuları Juventus FC futbolcuları Serie A futbolcuları Süper Lig futbolcuları İtalya'daki gurbetçi futbolcular Türkiye'deki gurbetçi futbolcular Resim aranan futbolcular Yugoslavya millî futbol takımı futbolcuları Sırbistan-Karadağ millî futbol takımı futbolcuları
1143
https://tr.wikipedia.org/wiki/G%C3%BClse%20Birsel
Gülse Birsel
Gülse Birsel (evlilik öncesi soyadı Şener; d. 11 Mart 1971, İstanbul), Türk oyuncu, sunucu, komedyen, senarist ve gazetecidir. İlk yılları Gülse Birsel, 11 Mart 1971'de Gültekin ve Semiha Şener'in üçüncü çocuğu olarak İstanbul'da doğdu. Babası bir avukat, annesi ise ev hanımıdır. İsmini annesinin ve babasının adlarının ilk hecelerinden almaktadır. İsmini ağabeyi ile ablası koymuştur. Kendisinden 15 yaş büyük Bozkurt Şener adlı bir ağabeyi ve 13 yaş büyük Dilek Yücetin adlı bir ablası vardır. Babasının memleketi Uşak'tır. Ailesinin kökleri Uşak'tan Ordu'ya, Muş'un Varto ilçesinin Çerkes köylerinden İstanbul'​un Beyazıt semtine uzanır. Ağabeyi göz doktoru ve eski bir millî voleybolcudur. Ortaöğrenimini Beyoğlu Anadolu Lisesinde tamamladı. Lise son sınıfa kadar meslek olarak oyunculuğu seçmeyi düşünüyordu. Ancak ailesinin isteğiyle Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümünde öğrenim gördü. Daha sonra 1994-1996 yılları arasında Columbia Üniversitesinde sinema yüksek lisansı yaptı. Kariyeri Gülse Birsel, üniversite ikinci sınıftayken Aktüel dergisinde işe başladı. 1996'da Türkiye'ye dönen Birsel, üç ay boyunca atv'de sabah bülteninin dış haberlerini yazdı. Bir yıl sonra Esquire dergisinin yayın yönetmenliğine getirildi. Aralık 1997'den 2003'e kadar Harper's Bazaar dergisinin yayın yönetmenliğini üstlendi. 2002'den 2012 yılına kadar Sabah gazetesinde köşe yazarlığı yaptı. Yine bu dönemde FHM, Gezi, Harper's Bazaar ve House Beautiful dergilerinde genel koordinatör olarak çalıştı. 6 Mart 2002'de atv'de yayımlanmaya başlayan g.a.g. adlı programla televizyona adım attı. Mart 2003'te bazı g.a.g. metinleri ile köşe yazılarını Gayet Ciddiyim adıyla kitaplaştırdı. 11 Şubat 2004'e kadar g.a.g.ın sunuculuğunu ve metin yazarlığını üstlendi. Mart 2003'te Levent Özdilek ile birlikte başrolünde yer aldığı Eyvah! Eski Kocam adlı atv dizisi, ikinci bölümünün ardından yayından kaldırıldı. 11 Şubat 2004'te atv'de yayımlanmaya başlayan Avrupa Yakası adlı dizinin senaristliğini ve başrol oyunculuğunu üstlendi. Kendisine dizide Gazanfer Özcan, Hümeyra ve Ata Demirer gibi oyuncular eşlik etti. Mayıs 2004'te ikinci kitabı Hâlâ Ciddiyim yayımlandı. 2005 yapımı Hırsız Var! adlı film ile sinemaya adım attı. Ağustos 2005'te üçüncü kitabı Yolculuk Nereye Hemşerim? piyasaya çıktı. Nisan 2008'de İstanbul'dan geçen 2008 Yaz Olimpiyatları meşalesini taşıdı. 2009 yapımı 7 Kocalı Hürmüz filmiyle ikinci kez sinemada boy gösterdi. 6 sezon devam eden Avrupa Yakası adlı dizi, 24 Haziran 2009'da yayımlanan 190. bölümüyle final yaparak ekranlara veda etti. Birsel'in dördüncü kitabı Velev ki Ciddiyim! Aralık 2009'da, beşinci kitabı Yazlık ise Haziran 2011'de yayımlandı. 13 Ocak 2012'de Kanal D'de yayımlanmaya başlayan ve dört sezon devam eden Yalan Dünya adlı dizinin senaristliğini ve başrol oyunculuğunu üstlendi. Kendisine dizide Altan Erkekli, Füsun Demirel ve Olgun Şimşek gibi oyuncular eşlik etti. Mart 2013'te Hürriyet gazetesinde köşe yazarlığına başladı. 2015'te TV8'de ekrana gelen Komedi Türkiye adlı yarışma programında jüri üyeliği yaptı. Altıncı kitabı Memleketi Ben Kurtaracağım! Kasım 2015'te piyasaya çıktı. Senaryosunu yazdığı ilk sinema filmi olan ve aynı zamanda oyuncu olarak da yer aldığı Aile Arasında, Aralık 2017'de vizyona girdi. 18 Şubat 2018'de Star TV'de yayımlanmaya devam eden, ardından TV8'de, onun ardından ise internet platformu puhutv'de ve tekrar Star TV'de yayımlanan Jet Sosyete dizisinin senaryosunu yazdı ve başrolünde yer aldı. Dizide Cengiz Bozkurt, Ayşenil Şamlıoğlu, Sarp Apak, Çağlar Çorumlu ve Derya Karadaş gibi isimler de eşlik etmiştir. Ayrıca 2020'de Türkiye'de COVID-19 pandemisi sebebiyle dünyada evde çekilen ilk dizi de olmuştur ve dünya basınında da yer almıştır. Evde çekilen 2. bölümde toplamda 59. bölümle dizi sona ermiştir. Ekim 2019'da Hürriyet gazetesinden istifa ettiğini kendi resmî sosyal medya hesabından duyurdu. Nisan 2022'de Disney+ ile iki film ve üç sezonluk bir dizi için anlaştı. 2022 yılında Disney+ platformunda yayınlanan Yılbaşı Gecesi filmini yazdı ve bu filmde kendisi de rol aldı. Kişisel yaşamı Gülse Birsel, Fransa'nın Cannes şehrinde Ayşe Arman aracılığıyla tanıştığı gazeteci ve televizyoncu Murat Birsel ile bir yıl sonra Ağustos 1999'da evlendi. Anne olmaya uygun biri olmadığını ifade eden Birsel'in çocuğu bulunmamaktadır. Eşiyle birlikte Nişantaşı'nda yaşamaktadır. 26 Ağustos 2014'te annesi Semiha Şener'i kaybetti. Yayınları Gayet Ciddiyim (Mart 2003) Hâlâ Ciddiyim (Mayıs 2004) Yolculuk Nereye Hemşerim? (Ağustos 2005) Velev ki Ciddiyim! (Aralık 2009) Yazlık (Haziran 2011) Memleketi Ben Kurtaracağım! (Kasım 2015) Filmografisi Ödülleri Kaynakça Dış bağlantılar 1971 doğumlular Yaşayan insanlar İstanbul doğumlu gazeteciler İstanbul doğumlu kadın oyuncular İstanbul doğumlu yazarlar Altın Kelebek Ödülü sahipleri Beyoğlu Anadolu Lisesinde öğrenim görenler Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde öğrenim görenler 21. yüzyıl kadın yazarları 20. yüzyıl Türk gazetecileri 21. yüzyıl Türk gazetecileri 20. yüzyıl Türk yazarları 21. yüzyıl Türk senaristleri 21. yüzyılda Türk kadın oyuncular Türk kadın dizi oyuncuları Türk kadın sinema oyuncuları Türk köşe yazarları Türk televizyon sunucuları Hürriyet (gazete) kişileri Columbia University School of the Arts'ta öğrenim görenler 20. yüzyıl Türk kadın yazarları
1146
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hukuk%20sosyolojisi
Hukuk sosyolojisi
Hukuk sosyolojisi, sosyoloji boyutuyla hukuk eksenli araştırmalar yapan bir bilim dalıdır. Hukuk çok boyutlu bir olgu, bir kurumdur. Hukukun bir norm düzeni olarak olumlu hukuk niteliğinde uygulama boyutu, sağtöresel değer içermesi bakımından felsefi boyutu, toplumsal bir olgu olması bakımından da sosyolojik boyutu vardır. Birincisi hukuk bilimini, ikincisi hukuk felsefesini, üçüncüsü hukuk sosyolojisini ilgilendirmektedir. Hukuk sosyolojisi yeni ilkeler yaratmaz, yaratılan ilkelerin gelişimine katkıda bulunur onları düzenler. Hukuk bilimiyle etkileşim, işbirliği ve yardımlaşma halindedir. Bunun nedenini ise sosyologların, kurumsal gerçekliği ön planda tutmalarıdır. Hukuk sosyolojisi açısından değerlendirildiğinde hukuk, basit bir yürürlük problemi olarak ele alınamamaktadır. Bir hukuk normunun usulüne uygun çıkartılmış olması onu kendiliğinden etkin hale getirmemektedir. Hukukun etkinliğinin öne çıkartılması, hukukun varlığının gözlem yoluyla ve fiili bir ilişki olarak “sonradan” saptanması anlamına gelmekteyken hukuku bir yürürlük problemi çerçevesinde ele alan yaklaşımlar açısından hukuk, ortaya çıktığı andan itibaren var kabul edilmektedir. Mahkemelerin ya da yargılamanın hukuk sosyolojisi yaklaşımı açısından hukukun saptanması söz konusu olduğunda özel bir yeri olduğu ilk anda dikkatleri çekmektedir. Yargılama, soyut normatif düzenlemenin olgusal olarak görünür olduğu yer; ideal bir tasarım olan hukuksal düzenlemenin gerçek dünyadaki yansıması özelliğini taşımaktadır. Kaynakça
1150
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0%C5%9Fletim%20sistemi
İşletim sistemi
İşletim sistemi veya işletim dizgesi, bilgisayarda çalışan donanım kaynaklarını yöneten ve çeşitli uygulama yazılımları için yaygın servisleri sağlayan bir yazılımlar bütünüdür. İşletim sistemi, uygulama programları ve bilgisayar donanımı arasındaki iletişimi sağlamaktadır. Microsoft Windows, Mac OS X, GNU/Linux, BeOS, Android ve iOS işletim sistemlerine örnek olarak gösterilebilir. İşletim sistemleri sadece bilgisayarlar, video oyun konsolları, cep telefonları ve web sunucularında değil; arabalarda, beyaz eşyalarda hatta akıllı saatlerde bile çalışmaktadır. İşletim sistemleri işlevlerinin genişliği ile değil, donanımı belli bir amaç doğrultusunda programlayabilme nitelikleriyle değerlendirilmelidir. Tarihi 1940'lı yıllarda elektronik dijital işletim sistemi dâhil hiçbir işletim sistemi yoktu. O zamanki elektronik sistemler, sıralı mekanik şalterler veya panolar üzerindeki jumper kablolar ile programlanmıştı. Örneğin, delikli kâğıt kartları verilerinden, bordro çeklerin askerî veya kontrollü baskı için balistik tablolar oluşturan özel amaçlı sistemleri elde edilmişti. Programlanabilir genel amaçlı bilgisayarlar icat edildikten sonra makine dilleri, (ikili rakam 0 ve 1 delikli kâğıt şerit üzerine dizeleri oluşturan) programlama sürecini hızlandırdı ve ardından tanıtıldı. 1940'lar-1950'ler: İlk bilgisayarlar büyük makinalardı ve genellikle özel amaçlar için kullanılıyorlardı. İşletim sistemleri bu dönemde "yönetim programları" olarak adlandırılıyor ve temel giriş/çıkış işlemlerini kontrol ediyordu. Örneğin, UNIVAC I'nin işletim sistemi C-10, 1950'lerde kullanıldı. 1960'lar: Bu dönemde çoklu işlem ve çoklu kullanıcı kavramları ortaya çıkmaya başladı. IBM OS/360 gibi işletim sistemleri, geniş bellek yönetimi ve çoklu işlem desteği sunuyordu. 1970'ler: İşletim sistemleri daha da gelişti ve minicomputer'lar popüler hale geldi. UNIX, bu dönemde ortaya çıktı ve çoklu kullanıcı desteği, dosya sistemi ve komut satırı arabirimi ile dikkat çekti. 1980'ler: Kişisel bilgisayarların yükselişi ile işletim sistemleri daha kullanıcı dostu hale geldi. Microsoft DOS (Disk Operating System) ve Apple Macintosh için System 1 bu dönemde tanıtıldı. 1990'lar: Bu dönemde GUI (Graphical User Interface) tabanlı işletim sistemleri yaygınlaştı. Windows 95, 98 ve NT, kullanıcı dostu arayüzleri ve ağ yetenekleri ile büyük popülarite kazandı. Aynı dönemde Linux da gelişmeye başladı. 2000'ler: İnternet ve ağ teknolojilerinin büyümesiyle işletim sistemleri ağa daha fazla odaklandı. Windows XP, Windows 7 ve Windows 10 gibi işletim sistemleri kullanıcı deneyimini geliştirdi. Macintosh System 7, çoklu görev yetenekleri, TrueType font desteği ve gelişmiş ağ özellikleri ile dikkat çekti. Aynı zamanda açık kaynak Linux işletim sistemleri de daha fazla kabul gördü. Debian, Redhat, Mandrake, Suse ve türevleri yaygınlaştı. 2010'lar: Mobil cihazların yükselişi, mobil işletim sistemlerini (iOS, Android) öne çıkardı. Bulut bilişim, sanal makineler ve konteyner teknolojileri işletim sistemlerinin dağıtımını ve yönetimini değiştirdi. Türleri ve terimler Gerçek zamanlı işletim sistemleri Gerçek zamanlı işletim sistemi, gerçek zamanlı uygulamaları çalıştırmayı amaçlayan çok görevli bir işletim sistemidir. Gerçek zamanlı işletim sistemleri genellikle özel zamanlama algoritmalarında kullanılmaktadır. Böylece, doğanın deterministik bir davranışı elde edilebilmektedir. Gerçek zamanlı işletim sistemlerinin ana teması, olaylara hızlı ve tahmin edilebilir bir tepki vermesidir. Ayrıca gerçek zamanlı işletim sistemlerinde, olay güdümlü veya zaman paylaşımlı bir tasarım vardır. Öncelikli görevleri arasında bir olaya dayalı sistem anahtarları yer almaktadır. Bu sistem anahtarları, zaman paylaşımlı işletim sistemlerinin saat kesmelerine dayalı görevlere geçiş yapmaktadır. Gerçek Zamanlı işletim sistemlerine örnek olarak, QNX gösterilebilir. Çok kullanıcılı ve tek kullanıcılı işletim sistemleri Çok kullanıcılı işletim sistemi, birden fazla kullanıcının aynı anda tek bir bilgisayar sistemine erişmesini sağlamaktadır. Bu sistem, zaman paylaşımı yoluyla bir bilgisayara birden çok kullanıcının erişimini sağlamaktadır. Bundan dolayı bu sistemler, zaman paylaşım sistemli çok kullanıcılı sistemler olarak sınıflandırılmaktadır. Çok kullanıcılı bir işletim sistemine karşı tek kullanıcılı işletim sistemleri, bir seferde tek bir kullanıcı tarafından kullanılabilmektedir. Bir Windows işletim sisteminde, birden fazla hesap için birden çok gerçek kullanıcı yoktur. Bunun yerine, sadece ağ yöneticisi gerçek kullanıcıdır. Ama Unix benzeri bir işletim sistemi için, bu iki kullanıcı bir kerede giriş yaparak, OS özelliği ile birçok kullanıcılı işletim sistemi yapmak mümkündür. Çoklu görev ve tek görev İşletim sistemi, aynı anda birden fazla görevin yerine getirilmesini sağlamaktadır. Bu sistemde, tek bir programın aynı anda çalışmasına izin verildiğinde; sistem, tek bir görevi sistemin altında gruplandırmaktadır. Bu tür sistemler, bir Çoklu-görev işletim sistemi olarak sınıflandırılmaktadır. Yani, çoklu görev, iki tip ön veya kooperatif davranarak olabilmektedir. Önleyici çoklu-görev işletim sistemi, işlemcide her program için bir yuva dilim ve zaman ayırmaktadır. Unix-Solaris gibi işletim sistemleri ve Linux desteği gibi önleyici çoklu-görev örnek olarak verilebilir. Çoklu-görev; kooperatif tanımlanmış bir şekilde, diğer işlemler için zaman tanımak amacıyla her işleme dayanarak elde edilmektedir. Windows 95, kooperatif çoklu görev desteği için örnek gösterilebilir. Dağıtılmış işletim sistemleri Bir dağıtılmış işletim sistemi bağımsız bir bilgisayar grubunu yönetmekte ve onların tek bir bilgisayarda görünmesini sağlamaktadır. Bu, bağlı olabilmekte ve birbirlerinin iletişim ağına bağlı bilgisayarların gelişimini sağlamaktadır. Dağıtık hesaplama, birden fazla makine üzerinde yapılmaktadır. Bir grup çalışması içinde bilgisayarlar yapıldığında, bir dağıtık sistem oluşturulmaktadır. Gömülü işletim sistemleri Gömülü işletim sistemleri, gömülü sistemlerde kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Daha az özelliğe sahip PDA'lar gibi küçük makinelerde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Bu sistemlerin kaynakları sınırlı sayıda faaliyet göstermektedir. Bu sistemlerin tasarımı son derece verimlidir ve bu sistemlerde çok kompakt vardır. Windows CE ve Minix 3, gömülü işletim sistemlerinin bazı örnekleridir. Bir işletim sistemi, kavramsal olarak üç grupta toplanabilecek bileşenlerden oluşmaktadır: kullanıcı arayüzü, komut satırı yorumlayıcısı ("kabuk") alt düzey sistem işlevleri ve bir çekirdek. Çekirdek, işletim sisteminin kalbidir. Adından da anlaşılabileceği gibi, "kabuk", çekirdeğin çevresini sarmaktadır. Donanımla iletişim kurmak çekirdeğin işidir. Kimi işletim sistemlerinde kabuk ve çekirdek tümüyle ayrı bileşenlerken, kimilerinde bu ayrım yalnızca kavramsaldır. Çekirdek tasarımları, yekpare (monolitik) çekirdekler, mikro-çekirdekler ve ekzoçekirdekler olarak üç ana gruba ayrılmaktadır. UNIX ve Windows, MS-DOS gibi geleneksel ticari sistemler ve Linux gibi daha yeni yaklaşımlar monolitik çekirdek kullanmaktadır. QNX, BeOS, Windows NT gibi yeni sistemlerin çoğu mikro çekirdek yaklaşımını kullanmaktadır. Araştırma amacıyla geliştirilen işletim sistemlerinin çoğu da mikro-çekirdek kullanmaktadır. Ekzo-çekirdekler ise henüz araştırma aşamasındadır. İşletim sistemi çeşitleri Amiga 1994 yılında Commodore International iflas ettikten sonra, Amiga kişisel bilgisayarlarının tüm hakları Amiga Inc'e kalmıştır. Amiga işletim sisteminin tekrar geliştirilebilmesi için, 2006 yılında PowerPC üzerinde uzmanlaşmış yazılım şirketi Hyperion Entertainment lisans vermiştir. Bir süre sonra, tüm haklar bu şirkete kalmıştır. AmigaOS, 4 ExecSG (Second Generation) çekirdeği üzerine kurulmuştur. AmigaOS, kurulduğu donanımdan maksimum performansı alan ve mükemmel birçok görevlilik (multitasking) özelliğine sahip olan, çok esnek bir işletim sistemidir. Commodore International; yazdığı AmigaOS 3.1 işletim sisteminin kaynak kodlarından devam ederek, günümüzde işletim sistemini 4.1 update 5 sürümüne kadar yükselmiştir. Çok yakında Hyperion Entertainment, yeni ve gelişmiş amiga donanımı olan Amigaone X1000 ile AmigaOS 4.2 'yi piyasaya sürmüştür. GNU/Linux GNU/Linux, UNIX benzeri bir işletim sistemidir. Bu işletim sistemi, bilgisayarlardan kol saatlerine kadar çok çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. GNU/Linux, Unix’e benzeyen, ancak tamamen orijinal kod ile ücretsiz ve açık kaynak bir işletim sistemi yaratmaya çalışan bir programcı kitlesi iş birliğidir. 1983 yılında Richard Stallman tarafından başlatılan GNU projesi ile 1991 yılında Linus Torvalds tarafından başlatılan çekirdek tasarımının birleşimidir. Bu nedenle Linux çekirdeği ve GNU yazılım koleksiyonunun kullanıldığı bu işletim sistemine GNU/Linux denmektedir. Bugün, dünyanın dört bir yanına yayılmıştır ve sürekli olarak gelişim içerisindedir. GNU/Linux, açık kaynak koduna sahip ve özgür (free software) bir işletim sistemidir. Bu sistemde bir hata tespit edilirse, dünyanın herhangi bir yerindeki bir programcı çok kısa sürede bu sorunu çözebilmektedir. GNU/Linux işletim sistemi çok karmaşık programları bir arada açsa bile, bilgisayar sorunsuz bir şekilde çalışmaya devam edebilmektedir. İnternetten ücretsiz indirilebilmekte ve talimatlar takip edilerek bilgisayara kurulabilmektedir. Açık kaynak sürücüler çekirdek içine gömülü olduğu için tek tek kurulması gerekmemektedir. Ancak, bir sorun ile karşılaşılırsa veya kapalı kaynak sürücüler kullanılmak istenirse, geliştiricilerin yazdığı yazılımlar kullanılabilmektedir. Tüm bunlara rağmen, tahmini hesaplar, GNU/Linux'un %1,1 oranlarında kişisel bilgisayarlarda kullanıldığını göstermektedir. Ancak GNU/Linux, sunucular ve gömülü sistemler tarafından yaygın olarak benimsenmiştir. GNU/Linux, birçok alanda Unix'in yerini almaktadır ve dünyada en güçlü 10 bilgisayarda kullanılmaktadır. Ubuntu, Android, Debian, Arch Linux GNU/Linux dağıtımlarına örnek verilebilir. Eskiden son kullanıcı tarafında pek fazla etkili olmayan ve tercih edilmeyen GNU/Linux; son yıllarda Ubuntu, Linux Mint, Fedora Linux, Pardus gibi dağıtımlarla son kullanıcıya da hitap etmeye başlamıştır. Özellikle Ubuntu sayesinde çok fazla insan GNU/Linux'u tercih etmeye başlamıştır. Bunda Ubuntu'nun görselliğe önem veren politikaları ve diğer işletim sistemlerinde çok zorlanarak yapılabilecek masaüstü şovlarının (Compiz Fusion) son kullanıcıyı etkilemesi de önemli rol oynamıştır. Linux dağıtımlarına Linux Mint ve Fedora Linux örnek verilebilir fakat dağıtımlar bununla sınırlı değildir. MacOS MacOS, Apple şirketi tarafından geliştirilen ve pazarlanan kısmen özel, grafiksel bir işletim sistemidir. Yine Apple'ın 1984 yılında oluşturduğu ilk işletim sistemi olan MacOS'un son sürümüdür. Fakat Mac OS 8 ve 9 sürümlerinin aksine, MacOS, NeXT şirketi tarafından geliştirilmiş bir teknoloji üzerine kurulmuş UNIX tabanlı bir işletim sistemidir. İşletim sistemi ilk kez 2001 yılının Mart ayında, aşağıdaki bir masaüstü odaklı versiyonu (MacOS X v10.0) ile, MacOS X Server 1.0 olarak 1999 yılında piyasaya sürülmüştür. O zamandan beri, altı farklı "müşteri" ve MacOS X'in "server" sürümleri serbest bırakılmıştır. En son, Mac OS X 10.6 sürümü 28 Ağustos 2009 tarihinde kullanıma sunuldu. Sunucu sürümü, MacOS Server mimari masaüstü muadili ile aynıdır. Ancak genellikle Macintosh sunucu donanımı Apple'ın hattı üzerinde çalışmaktadır. MacOS X Server, çalışma grubu yönetimi ve anahtar ağ hizmetlerine erişim sağlayan basitleştirilmiş yönetim yazılım araçları içermektedir. Bir posta aktarım arayüzü, LDAP sunucusu, bir alan adı sunucusu ve diğerleri dahildir. MS-DOS Microsoft firması tarafından geliştirilmiş eski bir işletim sistemidir. Windows üretildikten sonra kullanımı azalmıştır. Şu anda sadece format atarken veya dosya kurtarırken kullanılmaktadır. İngilizce karşılığı "disk işletim sistemi"dir. Üretim amacı bu olmasına rağmen, daha sonra DOS ortamında çalışan birçok uygulama ve oyun üretilmiştir. Plan-9 Ken Thompson, Dennis Ritchie ve Douglas McIlroy, Unix işletim sistemini kurmak için Bell laboratuvarlarında C programlama dilini tasarlamış ve geliştirmiştir. Bell laboratuvarlarındaki programcılar, modern dağıtılmış çevreler için düzenlenmiş Plan 9 ve Inferno'yu geliştirmeye devam etmişlerdir. Plan 9, başlangıçta ağ işletim sistemi olarak tasarlanmıştır. Ancak Unix daha sonra bu özellikleri tasarıma dahil etmiştir. Şu anda Lucent Kamu Lisansı altında piyasaya sunulmaktadır. Inferno, Vita Nuova Holdings tarafından satın alınmıştır. Ayrıca, GPL/MIT Lisansı altında piyasaya sunulmaktadır. Microsoft Windows Microsoft Windows, kişisel bilgisayarlarda en çok kullanılan işletim sistemlerinden biridir. Microsoft Windows, 1981 yılında eski MS-DOS işletim sistemi üzerine IBM PC eklentisi yapılarak piyasaya sürülmüştür. İlk olarak 1985 yılında yayımlanan Windows, kişisel bilgisayarların iş dünyasına hakim olmuştur. Windows XP ile başlanarak, tüm modern versiyonları Windows NT çekirdeği üzerine kurulmuştur. Şu anda en sık kullanılan Windows işletim sistemi Windows 10'dur. Windows 11, popülerlik olarak hâlâ Windows 10'un önüne geçememiştir. Windows işletim sistemi sürümleri tarihi: Windows 1.0 (1985) Windows 2.0 (1987) Windows 3.0 (1990) Windows 95 (1995) Windows 98 (1998) Windows Me (2000) Windows 2000(2000) Windows XP (2001) Windows Vista (2007) Windows 7 (2009) Windows 8 (Durduruldu [kaynak gerekli], 2012) Windows 8.1 (2013) Windows 10 (2015) Windows 11 (2021) Be-OS BeOS (Be Operating System), Be Incorporated tarafından 1991 yılında piyasaya sürülmüş olan UNIX türevi bir işletim sistemidir. Kendine ait bir dosya sistemine (BeFS) sahiptir. İlk başta Apple için AT & T Hobbit tabanlı donanım üzerinde çalışacak şekilde tasarlanmıştır. Daha sonra, PowerPC tabanlı işlemciler üzerinde çalışacak şekilde adapte edilmiştir. BeBox için özel olarak geliştirilen BeOS, sonra diğer bilgisayarları da desteklemeye başlamıştır. BeOS multimedya, iş ve yüksek performans için geliştirilmiş bir işletim sistemidir. BeOS'un arayüzü temiz ve derli toplu olarak geliştirilmiştir. BeOS, kolay API programlama için C++ dilinde yazılmıştır. Büyük ölçüde POSIX uyumluluğu vardır. 2001 yılında Be Inc. ekonomik nedenlerden dolayı Palm'e satılmıştır. İsim ve telif haklarının da satılması nedeniyle ismi değiştirilmiş ve bir süreliğine açık kaynak kodlu şekilde OpenBeOS ismiyle devam etmiştir. Palm'ın telif hakları gereğince ismi değiştirilerek, bu işletim sistemi günümüzde Haiku OS olarak geliştirilmeye devam etmektedir. Bileşenler Bir işletim sisteminin bileşenleri, hep birlikte bir bilgisayarın çalışmasını sağlamak üzere bir düzen içinde çalışmaktadır. Mâli veri tabanlarından film editörlerine kadar bütün yazılımlar, fare/klavyeden internet bağlantısına kadar, herhangi bir donanımı kullanmak için işletim sistemine ihtiyaç duymaktadır. Kaynakça
1152
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sitoloji
Sitoloji
Sitoloji veya hücre biyolojisi, kökü Yunancadaki kytos, barındırıcı kelimesidir), hücrelerin fizyolojisini, yapısını, içerdiği organelleri, bulunduğu ortamla olan ilişkisini, yaşam döngüsünü, bölünmesini ve ölümünü inceleyen bir bilim dalıdır. Bu işlem hem moleküler hem de mikroskobik ölçüde gerçekleştirilir. Sitoloji araştırmaları, bakteriler ve protozoa gibi tek hücreli organizmalardan, insan gibi çok hücreli organizmalara kadar büyük bir alana yayılır. Hücrelerin oluşumu ve görevleri hakkında bilgi edinmek, bütün biyolojik bilimlerin temelini oluşturur. Değişik hücre türleri arasındaki farklılık ve benzerlikleri ortaya çıkarmak, özellikle de moleküler biyolojinin yanı sıra kanser araştırmaları ve gelişim biyolojisi gibi biyomedikal alanlara çok büyük katkıda bulunur. Bir araştırmadan öğrenilen bilgiler, evrensel bazı teorileri ortaya çıkardığından, bir türün hücresinden edinilen bilgiler diğer türlere de uygulanılabilir hale gelir. Sitolojideki araştırmalar, özellikle genetik, biyokimya, moleküler biyoloji ve gelişim biyolojisine katkıda bulunur. Tarihi Hücreler ilk olarak 17. yüzyılda Avrupa'da bileşik mikroskobun icadıyla görüldü. 1665 yılında Robert Hooke, bir mantar parçasına baktıktan ve hücre benzeri bir yapıyı gözlemledikten sonra tüm canlı organizmaların yapı taşını "hücreler" olarak adlandırdı. Ancak bu hücreler ölüydü ve bir hücrenin gerçek genel bileşenlerine dair hiçbir gösterge vermedi. Birkaç yıl sonra, 1674'te Anton Van Leeuwenhoek, alglerin inceleyerek canlı hücreleri analiz eden ilk kişi oldu. Bütün bunlar, tüm canlıların hücrelerden oluştuğunu ve hücrelerin, organizmaların işlevsel ve yapısal birimi olduğunu belirten hücre teorisinden önce geldi. Birkaç yıl sonra Rudolf Virchow, hücre teorisine daha fazla katkıda bulundu ve tüm hücrelerin önceden var olan hücrelerin bölünmesinden geldiğini ekledi. Hücre teorisi yaygın olarak kabul edilmesine rağmen, geçerliliğini sorgulayan birçok çalışma vardır. Örneğin virüsler; zar, hücre organeli gibi canlı bir hücrenin ortak özelliklerinden ve kendi kendilerine üreme yeteneğinden yoksundur. Bilim insanları, virüslerin canlı olup olmadıklarına ve hücre teorisiyle uyuşup uyuşmadıklarına karar vermek için mücadele ettiler. Süreçler Proteinlerin taşınması Proteinin her bir türü genellikle hücrenin belirli bir bölümüne gönderilir. Hücre biyolojisinin önemli bir parçası da hücre içindeki değişik bölgelere gönderilen veya hücre dışına salgılanan proteinlerin moleküler mekanizmasının incelenmesidir. Proteinlerin pek çoğu sitoplazmadaki ribozomlarda sentezlenir. Bu süreç ayrıca protein biyosentezi veya basitçe protein translasyonu olarak bilinir. Bazı proteinler, zarlara dahil olacak proteinler gibi (zar proteinleri olarak bilinir), sentez sırasında endoplazmik retikuluma (ER) taşınırlar. Bu süreç, Golgi cisimciğine taşınma ve orada gerçekleşen birkaç işlemle devam eder. Zar proteinleri, Golgi'den hücre zarına, diğer hücre altı yapılara gidebilir veya hücreden dışarı salgılanabilir. Endoplazmik retikulum ve Golgi sırasıyla, "zar proteini sentez bölümü" ve "zar proteini işleme bölümü" olarak düşünülebilir. Proteinlerin bu bölümler boyunca yarı-durağan akışı vardır. ER ve Golgi'ye yerleşmiş olan proteinler, diğer proteinlerle birleşirler ancak kendi bölgelerinden ayrılmazlar. Diğer proteinler ER ve Golgi'den geçerek hücre zarına "akarlar". Motor proteinler, zar proteini içeren vezikülleri, akson terminalleri gibi hücrenin uzak parçalarına giden hücre iskeleti yolları boyunca taşır. Sitoplazmada üretilen bazı proteinler kendilerini mitokondri veya çekirdeğe taşınmak için hedef göstermek gibi yapısal özelliklere sahiptir. Bazı mitokondrial proteinler, mitokondri içinde üretilir ve mitokondrial DNA tarafından kodlanır. Bitkilerde, kloroplast da bazı hücre proteinlerini üretir. Hücre dışı ve hücre yüzeyindeki parçalanması hedeflenmiş proteinler, endositoz veziküllerine katılmaları üzerine hücre içi yapılara geri dönebilirler. Bu veziküllerden bazıları proteinlerin kendi amino asitlerine yıkıldığı yerde lizozomla kaynaşırlar. Bazı zar proteinlerinin yıkımı, daha hücre yüzeyindeyken sekretazlar tarafından bölündüğünde başlar. Sitoplazmada işlevini yerine getiren proteinler genelde proteazomlar tarafından yıkılır. Diğer hücresel süreçler Aktif taşıma ve Pasif taşıma - Moleküllerin hücre içine ve dışına hareketi Otofaji - Hücrenin, kendi iç yapılarını veya mikrobiyal işgalcileri yeme işlemi Adezyon - Doku ve hücreleri bir arada tutma Hücre bölünmesi - yavru hücrelerin oluşumuyla sonuçlanan ve ökaryot hücrelerde gerçekleşen bir hücresel süreç; ayrı ayrı iki temel türü vardır: mitoz ve mayoz, eşeyli ve eşeysiz. Hücre taşınması: Kemotaksi, Kasılım, sil ve kamçı Hücre sinyalleşmesi - Dışarıdan gelen sinyaller tarafından hücre davranışlarının düzenlenmesi. DNA tamiri ve Hücre ölümü Metabolizma: Glikoliz, Hücresel solunum, Fotosentez Transkripsiyon ve mRNA uçbirleşimi - gen ekspresyonu. Kayda değer hücre biyologları Anton van Leeuwenhoek Günter Blobel Marc Kirschner Peter Agree Keith R. Porter Ira Mellman Paul Nurse H. Robert Horvitz Christian de Duve Edmund Beecher Wilson Peter D. Mitchell Michael Swann George Emil Palade Geoffrey M. Cooper Kaynakça
1159
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ferrari%20Testarossa
Ferrari Testarossa
Ferrari Testarossa (Type F110), Ferrari tarafından üretilen ve Ferrari Berlinetta Boxer'ın halefi olarak 1984 yılında üretime giren 12 silindirli ortadan motorlu bir spor otomobildir. Pininfarina tarafından tasarlanan otomobil, ilk olarak 1984'ten 1991'e kadar üretildi ve 1992'den 1996'ya kadar üretilen 512 TR ve F512 M olarak adlandırılan Testarossa üretiminin sona ermesini takiben iki model revizyonu yapıldı. Revize edilmiş varyasyonlar da dâhil olmak üzere toplamda yaklaşık 10.000 otomobil üretildi ve bu da onu en seri üretilen Ferrari modellerinden biri hâline getirdi. Ağırlık dağılımı %41 ön, %59 arkadır. İtalyancada "Kırmızı kafa" anlamına gelen Testaross kelimesinden adını alan model, 1984 Paris Otomobil Fuarı'nda tanıtıldı. Testarossa kullanıcılara 1955'te ilk kez sunulduğunda TR modeliydi. Ferrari 500 Mondial serisine dayanan bu model, motor olarak Type 553 F2 modeline sahip olsa da, farklı bir eksantrik ve supap kapağıyla "Kırmızı - Kafa" ismini almıştır. 24 Haziran 1957'de Monza Autodromo'da 4'üncüsü düzenlenen 1000 km Supercortemaggiore Yarışı'nda Scuderia Ferrari 0652 MD/TR şasi numaralı araç dâhil olmak üzere 4 araçla katıldı. 1984 yılında otomotiv dünyasının otomobil tasarımına bakış açısını değiştiren Testarossa modelinde kullanılan 12 silindirli, 4943cc hacmindeki motor, Ferrari'nin ürettiği son boxer (pistonlar arasındaki açı 180 derece olan) tip motordur. 6300 devir/dk'da 390 beygir güç, 4500 devir/dk'da 354 Nm tork üreten bu motor ile Testarossa 0-100 hızlanmasını 5,4 saniyede tamamlarken, aracın maksimum hızı Ferrari tarafından olarak belirtilmiştir. Kaynakça Dış bağlantılar Ferrari FX at the Marconi Automotive Museum article Official Ferrari website with information on the Testarossa Testarossa Spor otomobiller Pininfarina 1984'te tanıtılan otomobiller 1990'lar otomobilleri Coupe otomobiller Boksör motorlu taşıtlar Miami Vice
1160
https://tr.wikipedia.org/wiki/1984
1984
1984 (MCMLXXXIV) pazar günü başlayan yıl. 20. yüzyılın ve 2. milenyumun 84. yılı. Bu sayfada 1984 yılında dünyadaki uluslararası önemi olan olaylarla, bu yılda doğan ve ölen kişiler yer alır. Türkiye'de yaşanan olaylarla ilgili 1984'te Türkiye sayfasına bakınız. Olaylar Ocak 1 Ocak Brunei bağımsızlığını kazandı. AT&T 22 bağımsız birime ayrıldı. Nijerya'da General Muhammadu Buhari kansız bir darbeyle iktidarı ele geçirdi. 5 Ocak - Richard Stallman GNU'yu geliştirmeye başladı. 7 Ocak - Brunei Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN)'ın altıncı üyesi oldu. 10 Ocak - Amerika Birleşik Devletleri ve Vatikan tam diplomatik ilişki kurdular. 23 Ocak - Pepsi reklamı çekimi sırasında meydana gelen kazada Michael Jackson'ın kafa derisinde ciddi yanıklar oluştu. 24 Ocak - İlk Apple Macintosh satışa sunuldu. Şubat 3 Şubat - Challenger Uzay Mekiği onuncu uzay mekiği görevi gereği fırlatıldı. 7 Şubat - Uzayadamları Bruce McCandless II ve Robert L. Stewart hiçbir yere bağlı olmaksızın ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi. 9 Şubat - Sovyet önderi Yuri Andropov öldü. 13 Şubat - Konstantin Çernenko Sovyet Komünist Partisi'nin genel sekreteri oldu. 18 Şubat - Vatikan ve İtalyan hükûmetleri Roma Katolik Kilisesi'ni resmi din olarak kabul eden bir anlaşma imzaladı. 26 Şubat - Amerikan askerleri Beyrut'tan çekildi. 29 Şubat - Kanada Başbakanı Pierre Trudeau görevinden emekli olduğunu açıkladı. Mart 5 Mart İran, Irak'ı kimyasal silah kullanmakla suçladı. Hindistan Başbakanı Indira Gandhi Sihlerin kutsal mekanı Altın Tapınak'a bir saldırı emri verdi. 6 Mart - İngiliz kömür sanayinde 12 ay süren iş bırakma eylemi başladı. 14 Mart - Sinn Fein'ın önderi Gerry Adams ve üç arkadaşı Ulster Gönüllü Kuvvetleri UVF tarafından yapılan silahlı saldırıda ciddi şekilde yaralandı. 16 Mart - Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilâtı (CIA)'nın Beyrut birim müdürü William Buckley, müslüman kökten dinciler tarafından kaçırıldı ve daha sonra rehin olarak öldü. 25 Mart - Air Holland, pilotlarının marihuana kullandığı yönünde kanıtlanamamış iddialar nedeniyle iflasını istedi. 25 Mart - 1984 Türkiye yerel seçimleri yapıldı. ANAP 43.24, SODEP 24.86, DYP 11.8, DİĞ. 20.1 oranında oy aldılar. 28 Mart - Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliğinde, ASALA teröristlerince saldırı düzenlendi. Askeri Ateşe Yardımcısı İsmail Pamukçu ağır yaralanırken, Başkatip Servet Öktem ise hafif yaralı olarak kurtuldu. İran Polisi 7 ASALA teröristini yakaladı. Nisan 4 Nisan - Ronald Reagan kimyasal silahlarda uluslararası bir yasaklamaya gidilmesi için çağrıda bulundu. 12 Nisan - Filistinli saldırganlar İsrail otobüsünü rehin aldı. İsrail özel kuvvetleri 2 saldırgan ve 1 rehinenin öldüğü bir operasyon düzenledi ve rehineleri kurtardı. Diğer iki saldırgan yakalandı ve sorgu sırasında öldü. Bu olay büyük eleştirilere ve gösterilere yol açtı. 19 Nisan - "Advance Australia Fair" Avustralya'nın ulusal marşı; altın sarısı ve yeşil de ulusal renkler olarak kabul edildi. Mayıs 2 Mayıs - Liverpool Bahçe Şenliği, Liverpool'da başladı. 8 Mayıs Türkiye, Avrupa Konseyi'ne kabul edildi. Sovyetler Birliği, Los Angeles'ta yapılacak 1984 Yaz Olimpiyatları'nı boykot edeceğini açıkladı. 11 Mayıs - Dünya'nın Mars'ın bir kısmını karanlıkta bırakan Güneş ile Mars arasındaki geçişi gerçekleşti. 14 Mayıs - Avustralya'da 1 dolarlık madeni para tedavüle girdi. Haziran 5 Haziran - Hindistan Hükûmeti, Amritsar'daki Altın Tapınak'a planlanan Mavi Yıldız Saldırı Görevi'ni başlattı. 6 Haziran - Hindistan kuvvetleri Amritsar'daki Sihlerin en kutsal mekânı olan Altın Tapınak'a saldırdı. Yaklaşık 1000 kişi öldü. 30 Haziran - John Turner, Kanada'nın 17. başbakanı oldu. Temmuz 23 Temmuz - Vanessa Williams, Penthouse'da çıplak fotoğrafları yayınlandıktan sonra Amerika Güzeli tâcını bıraktı. Tâcını bırakan ilk Amerika Güzeli oldu. 25 Temmuz - Salyut 7'nin Kozmonotlarından Svetlana Savitskaya uzay yürüyüşü yapan ilk kadın oldu. 28 Temmuz - 1984 Yaz Olimpiyatları, Amerika Birleşik Devletleri'nin Los Angeles kentinde başladı.Oyunlar Doğu Bloku ülkeleri tarafından boykot edildi. Ağustos 4 Ağustos - Afrika cumhuriyetlerinden Yukarı Volta adını Burkina Faso olarak değiştirdi. 11 Ağustos Lucas di Grassi, Brezilyalı otomobil yarışçısı Nicolás Larcamón, Arjantinli futbolcu ve teknik direktör 21 Ağustos - Yaklaşık yarım milyon insan Manila'da Ferdinand Marcos'un yönetimine karşı gösteri düzenledi. Eylül 3 Eylül - Heavy Metal grubu Iron Maiden beşinci albümü Powerslave'i yayınladı. 5 Eylül - STS-41-D: Discovery Uzay Mekiği inişini gerçekleştirdi 5 Eylül - Batı Avustralya, ölüm cezasını kaldıran son Avustralya eyaleti oldu. 17 Eylül - Brian Mulroney Kanada'nın on sekizinci başbakanı oldu. 26 Eylül - Birleşik Krallık ve Çin, Hong Kong'un 1997 yılında Çin'e katılmasını öngören bir anlaşma imzaladı. Ekim 5 Ekim - Marc Garneau, Challenger Uzay Mekiği'ne katılarak uzaya giden ilk Kanadalı oldu. 11 Ekim - Challenger Uzay Mekiği mürettebatından, astronot Kathryn D. Sullivan uzay yürüyüşü yapan ilk Amerikalı kadın oldu. 12 Ekim - IRA, Brighton'da Birleşik Krallık bakanlar kurulunu hedef alan bombalı bir saldırı gerçekleştirdi. 31 Ekim - Hindistan Başbakanı Indira Gandhi iki Sih güvenlik görevlisi tarafından suikast düzenlenerek öldürüldü. Kısa süre içinde Yeni Delhi'de isyanlar çıktı ve yaklaşık 2700 Sih öldürüldü. Kasım 2 Kasım - Velma Barfield, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1962 yılından beri idâm edilen ilk kadın oldu. 6 Kasım - Ronald Reagan, Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerinde Walter F. Mondale'e büyük bir üstünlük sağlayarak başkan seçildi. 14 Kasım-Metallica 2. albümü olan Ride The Lightning albümünü yayınladı 19 Kasım - Meksiko'daki PEMEX petrol depolama tesisinde bir dizi patlamanın ardından çıkan yangında yaklaşık 500 insan öldü. 25 Kasım - Birleşik Krallık ve İrlanda'nın önde gelen 36 hafif müzik şarkıcısı bir araya gelerek "Band Aid" adlı topluluğu kurdu ve Etiyopya'da baş gösteren kıtlık için para toplamak amacıyla "Do They Know It's Christmas" adlı şarkıya albüm yaptılar. 30 Kasım - Tamil Kaplanları, Sinhalaları Sri Lanka'nın kuzey ve doğusundan atmak için etnik temizlik başlattı ve 127 kişi öldürüldü. Aralık 3 Aralık - British Telecom özelleştirildi. 19 Kasım - Çin ve Birleşik Krallık, Hong Kong'un geleceği hakkında bir katılım anlaşması imzaladılar. 22 Aralık - New York metrosu silahlı saldırısı gerçekleşti. 31 Aralık - Rajiv Gandhi, Hindistan başbakanı oldu. Tarihi bilinmeyenler Etiyopya'da kıtlık baş gösterdi. Aralık 1984'te Kenya ve Somali arasında Kahire'de bir barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla Somali eski sınırlarını resmen kabul etti ve bu antlaşmadan sonra iki ülke ilişkileri gelişmeye başladı. Ferrari, Ferrari Testarossa modelini otomotiv dünyasına sundu. Oppositions dergisi yayın hayatına son verdi. Doğumlar Ocak 4 Ocak - İbrahim Akın, Türk futbolcu 8 Ocak - Emre Güngör, Türk futbolcu 15 Ocak - Keiran Lee, İngiliz porno aktörü 17 Ocak - Filip Hološko, Slovak futbolcu 21 Ocak - Can Arat, Türk futbolcu 21 Ocak - Romi Aboulafia, İsrailli oyuncu, senarist ve film yapımcısı Şubat 6 Şubat - Julie Taton, Belçikalı model 13 Şubat Apoño, İspanyol futbolcu Nico Pulzetti, İtalyan futbolcu 22 Şubat - Serhat Çelikel, Türk şair ve öykü yazarı 26 Şubat Emmanuel Adebayor, Togolu futbolcu Beren Saat, Türk oyuncu 28 Şubat - Laura Asadauskaitė, Litvan modern pentatlet Mart 20 Mart - Fernando Torres, İspanyol Futbolcu Kübra Par, Türk haber sunucu ve köşe yazarı 26 Mart - Park Bom, Güney Koreli şarkıcı, aktris ve dansçı 27 Mart - Ross Ulbricht, Silk Road'un kurucusu Amerikalı Nisan 2 Nisan - Engin Atsür, Türk basketbolcu 8 Nisan - Nemanja Tubić, Sırp futbolcu 16 Nisan - Mourad Meghni, Cezayirli futbolcu 17 Nisan - Fran Crippen, Amerikalı uzun mesafe yüzücüsü (ö. 2010) 18 Nisan B-boy Lilou, Fransız dansçı America Ferrera, Amerikalı oyuncu 19 Nisan - Kelen Coleman, Amerikalı oyuncu 27 Nisan - Patrick Stump, Amerikan Fall Out Boy Grubunun solisti 29 Nisan-Melike İpek Yalova,Türk Oyuncu 30 Nisan - Txemi Urtasun, İspanyol basketbolcu Mayıs 7 Mayıs - Tolga Şirin, Türk avukat ve akademisyen 10 Mayıs - Aslı Enver, Türk dizi oyuncusu 12 Mayıs - Ceyda Sinan, Türk kadın basketbolcu 17 Mayıs - Marcin Komorowski, Polonyalı futbolcu 18 Mayıs Eren Bakıcı, Türk şarkıcı ve dansçı (Grup Hepsi üyesi) Hervé Batoménila, Fransız futbolcu Haziran 9 Haziran - Wesley Sneijder, Hollandalı futbolcu 19 Haziran - Paul Dano, Amerikan oyuncu 19 Haziran - Birce Akalay, Türk dizi oyuncusu 25 Haziran Cassie Young, Amerikalı pornografik film oyuncusu ve çıplak model Ariel Piper Fawn, Çek pornografik film oyuncusu Jázmin Dammak, Macar model 29 Haziran - Nikola Grubješić, Sırp futbolcu Temmuz 7 Temmuz - Stephanie Stumph, Alman aktris 14 Temmuz İsmail Şenol, Televizyon sunucusu ve spor gazeteci Samir Handanović, Sloven futbolcu Mounir El Hamdaoui, Faslı milli futbolcu Nilmar, Brezilyalı futbolcu 20 Temmuz - Daniel Monllor, Arjantinli futbolcu 23 Temmuz - Andreea Bălan, Rumen şarkıcı 29 Temmuz - Sabri Sarıoğlu, Türk futbolcu Ağustos 4 Ağustos Evan Williams Kanadalı oyuncu ve müzisyen Alexis Ruano Delgado ya da kısaca Alexis, stoper mevkiinde forma giyen İspanyol futbolcu Lucie Váchová, Çek model 12 Ağustos Filipe Gonçalves, Portekizli futbolcu Sherone Simpson, Jamaikalı atlet 17 Ağustos - Oksana Domnina, Rus buz patenci 22 Ağustos - Jonathan Barry Gooch, sahne adı Feed Me olan prodüktör ve DJ 24 Ağustos - Vitali Rahimov, Azeri güreşçi 26 Ağustos - Ignacio Bergner, Arjantinli çim hokeyi oyuncusu 28 Ağustos - Asena Tuğal, Miss Turkey 2006 4. güzeli ve Türk oyuncu Eylül 3 Eylül - David Fiegen, Lüksemburglu orta mesafe koşucusu 7 Eylül João Miranda de Souza Filho, Brezilyalı futbolcu Vera Zvonareva, Rus tenisçi 8 Eylül Vitali Petrov, Rus yarış pilotu Noriyuki Sakemoto, Japon futbolcu 9 Eylül Brad Guzan, Amerikalı futbolcu Mihalis Sifakis, Yunan eski millî futbolcu 12 Eylül - Sevtap Özaltun, Türk oyuncu 26 Eylül - Müjde Uzman, Türk profesyonel oyuncu ve model 27 Eylül - Avril Lavigne, Kanadalı şarkıcı 28 Eylül - Alex Bruce, Kuzey İrlandalı futbolcu Ekim 3 Ekim Ashlee Simpson, Amerikan şarkıcı Fernando de Abreu Ferreira, São Paulo'lu futbolcu 6 Ekim - Pelin Karahan, Türk oyuncu 13 Ekim - Leonel Núñez, Arjantin'li futbolcu 15 Ekim - Cristian Oros, Rumen futbolcu 22 Ekim - Anca Pop, Rumen-Kanadalı şarkıcı (ö. 2018) 24 Ekim - Antonio Ferreira, Brezilyalı futbolcu 25 Ekim - Katy Perry, Amerikan şarkıcı ve söz yazarı 28 Ekim - Obafemi Martins, Nijeryalı futbolcu 31 Ekim - Hanna Hilton, Amerikan porno yıldızı Kasım 2 Kasım - Berrak Tüzünataç, Türk oyuncu 6 Kasım - Annie Cruz, Filipinli porno yıldızı 14 Kasım- Mariya Şerifoviç, Sırp şarkıcı 22 Kasım - Scarlett Johansson, Amerikan aktris 29 Kasım - Saliha Sera Kadıgil Sütlü, TBMM 27. dönem İstanbul milletvekili Aralık 12 Aralık - Daniel Agger, Danimarkalı futbolcu 15 Aralık Lukáš Bajer, Çek futbolcu Véronique Mang, Fransız atlet 22 Aralık - Basshunter, İsveçli şarkıcı, yapımcısı ve DJ 24 Aralık - Burak Özçivit, Türk oyuncu 30 Aralık - LeBron James, Amerikan basketbolcu Ölümler Ocak 14 Ocak - Fazıl Küçük, Kıbrıs Türk Toplumu'nun önderlerinden (d. 1906) Şubat 25 Şubat - Hasan Hüseyin Korkmazgil, Türk şair (d. 1927) Mart 4 Mart - Ernest Buckler, Kanadalı roman ve öykü yazarı (d. 1908) 30 Mart - Karl Rahner, 20. yüzyıldaki en etkili Roma Katolik teologlarından (d. 1904) Nisan 14 Nisan - Marianne Aminoff, İsveçli aktris (d. 1916) 22 Nisan - Ansel Adams, Amerikalı fotoğrafçı (d. 1902) 24 Nisan - Ekrem Hakkı Ayverdi, Türk yazar, mühendis 26 Nisan Helge Løvland, Norveçli dekatloncu (d. 1890) Count Basie, Amerikalı caz piyanisti ve orkestra şefi Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül 9 Eylül - Yılmaz Güney (d. 1937) Ekim 8 Ekim - Paul Baumgarten, Alman mimar (d. 1900) 11 Ekim - Catharine Cox Miles, zeka ve deha üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Amerikalı psikolog (d. 1890) 25 Ekim - Hıdır Aslan, Zaza kökenli Türk devrimci Türkiye’de idam edilen son kişi (d. 1958) Kasım Aralık 24 Aralık - Edoardo Detti, İtalyan bir mimar ve şehir planlamacısı (d. 1913) Öldüğü gün ve ay bilinmeyenler Anatoliy Lavrentyev, 1944-1946 yılları arası Rusya SFSC Dışişleri Halk Komiseri görevi yapan Sovyet diplomat (d. 1904) Âşık Ummani, Türk halk ozanı (d. 1933) 1984 Nobel ödülünü kazananlar Barış: Desmond Tutu Edebiyat: Jaroslav Seifert Fizik: Carlo Rubbia Kimya: Robert Bruce Merrifield Tıp: Georges J. F. Köhler
1163
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ra
Ra
Ra, Mısır mitolojisinde güneş tanrısıdır. Kutsal merkezi Heliopolis'tir. Genellikle başında bir disk bulunan şahin kafalı insan biçiminde canlandırılmıştır. Eski tanrı Atum'la bir tutularak; IV. sülale döneminde devlet tanrısı olmuştur. Kefren'den başlayarak firavunlar, onun soyundan geldiklerini ilan etmişlerdir. Ra daha sonra Osiris firavun ilan edilmiştir. Osiris'ten sonra ise Set Osirisi öldürerek başa geçmiştir.Set'en sonra babasının öcünü alarak Horus firavun olmuştur Horus'u da kapsamış ve Ra-Horakhty (ya da Ra-Horus) ismini almıştır. Güneş Ra'nın sembolüdür; tüm vücudunu ya da gözünü temsil eder. Ra'nın sembolleri güneş sembolleridir, Phoenix'e benzer bir özelliği vardır; her sabah ateşlerin içinden tekrar doğar. E.A. Wallis Budge'a göre; Ra Mısır'ın tek tanrısı (monoteizm) idi. Diğer tüm tanrılar ve tanrıçalar; Ra'nın parçalarını oluşturuyordu. Tanrılığı (MÖ 2400); ulusal bir tanrılığa ulaştı ve daha sonra Amun ile birleşip Amun-Ra'yı oluşturdu. Ra diğer tanrılardan daha köklü bir yapıya sahip olduğundan çoğu olaylarda diğer tanrılara emir verdiği ve yönetici olduğu vurgulanmaktadır.Amun-Ra en güçlü tanrıydı ve Mısır'ı bir teokrasi'ye çevirdi. Sonraki zamanlarda; yeryüzü tanrısı Atum Güneş'i batıran tanrı olduğuna inanıldığı için; Ra'nın güneş battıktan sonraki haliydi. Khepri; güneşi gökyüzünde hareket ettiren tanrı; zamanla Ra'nın bir parçası oldu; Ra'yı doğan güneş kıldı. Amon-Ra'nın kimliği Yunan ve Roma Mitolojilerinde Jupiter ile birleşmiş; Zeus'un şehri Diospolis; Thebes'a adanmıştı. MÖ 14. yüzyıla kadar aynı şekilde var olan Ra; Akhenaten zamanında Aten tek tanrısına inanış geçtiğinde tek tanrılığını yitirdi. Ancak; Ra her zaman tek tanrı olarak görülüyordu. Ra'ya İlahi (MÖ 1370), panteizm doğasında; Ra'nın gelen çoktanrıcılıkla olan savaşını anlatıyordu. İçinde birçok tanrı'nın ayrı bir tanrı olarak değil de; Ra'nın bir parçası olarak var olduğunu anlatıyordu. Örnek olarak: "Şükürler olsun o Ra 'ya; Gücü yaratan, Ament'in alışkanlıklarının içine giren; bakın Temu'nun vücuduna." "Şükürler olsun o Ra'ya. Gücü yaratan, Anubis'in gizli yerlerine giren, bakın Khepera'nın vücuduna." Güneş Saltanat Kayığı Ra her gece Duat (öbür dünya)'a geçmek için; bir saltanat kayığı ile yolculuğa çıkardı. Sabahları Atet, öğleden sonraları da Sektet eşlik ederdi. Maat, kaos antitezinde; kayığın gideceği yolu belirlerdi. Ay'ın sembolü Thoth eşlik eder; Horus'un yanında geceleri beklerdi. Birçok diğer tanrı bu kayıkla beraber eşlik etmiştir Mehen'in yardımcılığında. Mehen kayığı; karanlık canavarlardan korurdu. İlk Mitoloji'de; Set kayığı koruyordu ve Apep saldırıyordu. Ancak daha sonraki mitolojilerde; Set şeytan olarak görüldü ve Thoth Set şeytanına karşı kayığı koruyordu. Güneş tutulmalarını da; kayığın korunamaması yüzünden olduğuna inanılırdı. Ra'yı Güneş tanrısı olarak kabul edenler için; Mısır'da; Tanrı yaşam ve ışıktı. En iyi şekilde Güneş tarafından temsil edilebiliyordu; çünkü Dünya'yı ıstıyordu ve fotosentez sayesinde enerji veriyordu. Güneş bu noktada; insanların Ra'yı anlaması için bir metafordur. Hathor ve Ra Tanrıça Hathor ve Ra bir zamanlar kavga ederler ve Hathor Mısır'ı terkeder. Ra hemen O'nu özlediğini anlar; ama Hathor dişi bir aslana dönüşmüştür ve kendisine yaklaşan her insan ve tanrıyı yok eder. Bu Hathor-Sekhmet tanrıçalarının da özelliğini belirler. Daha sonrasında; Thoth; Hathor'a bir şişe iksir hazırlar ve sonra yeniden Hathor'a dönüşür. Popüler kültüre etkileri Norveçli kâşif ve antropolog Thor Heyerdahl; Ra ve Ra II isimli iki saltanat kayığı yaparak; eski Mısırlıların Amerika'ya gidebileceğini ispatladı. 17 Mayıs 1970 tarihinde; Heyerdahl Fas'tan yola çıkarak; Atlantik Okyanusu'nu geçti ve Orta Amerika'ya vardı. Sun Ra, ismini Ra'dan almaktadır. Iron Maiden'in 1984 yılındaki albümü Powerslave'de Ra'nın gözü albüm kapağında gözükmektedir ve aynı isimde bir şarkısı da mevcuttur. Utupia 1977 yılında RA isimli albüm yapmıştır. Angel isimli televizyon dizisinde; 4. sezonda Ra-Tet isimli şeytani bir grup Ra'dan esinlenmiştir. 1994 yılında gösterilen Stargate; Ra'yı Dünya'ya uğramış bir uzaylı olarak göstermektedir. (Akabinde Stargate SG-1 isimli televizyon dizisi de başlamıştır) Yu-Gi-Oh! tarafından; Mısır tanrıları oyun kartlarında bulunmaktadır. Ra Age of Mythology isimli oyunda da bulunmaktadır. NBA oyuncusu Rasheed Wallace, vücudunda Ra dövmesi bulunur. Las Vegas'taki Luxor isimli otelde; Ra isimli bir gece kulübü vardır. "SMITE" adlı tanrıların birbirleri ile savaşını konu alan oyunda "RA" ismi ile tasvir edilmiştir. Heroes Of Newerth adlı oyunda adını taşıyan "AmunRa"adında kahraman vardır. Ortadoğu kültüründe dualardan sonra amin (amen) denilmesi Amon-Ra ile bağlantılıdır. Göz boncuğu (Nazar boncuğu)nun Ra'nın gözü ile ilişkili bir obje ve inanç olduğu ifade edilmektedir. BTS (müzik grubu) adlı grubun ‘Outro :Ego ‘ klibinde 01.58.saniyede belirir. Bir Dipçe Ra'nın kökeninin her ne kadar kayıp Mu Kıtasına dayandığı yönünde bilgiler varsa da şimdilik Mısır Güneş Tanrısı olduğu kabul ediliyor. ..."Ra" sözcüğü güneş anlamına gelirdi ki, daire ile ifade edilen güneş sembolü, bir ad ve sıfat vermek istemedikleri, "O" diye hitap ettikleri Tek Tanrı'yı simgelemede kullanılırdı; Mu imparatoru da “Mu’nun güneşi” anlamında Ra-Mu adıyla ifade edilirdi. Ra sözcüğü sonradan diğer kıtalara ve Atlantis yoluyla Mısır'a da taşınmıştır. bkz. Mu Kıtası bkz. Atlantis Ayrıca bakınız Bennu Güneş litanisi Kaynakça Budge, E. A. Wallis. Egyptian Religion. Kessinger, 1900. Collier, Mark and Manley, Bill. How to Read Egyptian Hieroglyphs: Revised Edition. Berkeley: University of California Press, 1998. Salaman, Clement, Van Oyen, Dorine, Wharton, William D, and Mahé, Jean-Pierre. The Way of Hermes: New Translations of the Corpus Hermeticum and The Definitions of Hermes Trismegistus to Asclepius. Rochester: Inner Traditions, 1999. Yeraltı tanrıları Mısır tanrıları Güneş tanrıları
1165
https://tr.wikipedia.org/wiki/Goldbach%20hipotezi
Goldbach hipotezi
Goldbach hipotezi ya da Goldbach sayısı, sayılar teorisindeki ve tüm matematikteki en eski ve en çok bilinen çözülmemiş problemlerden biridir. Hipotezde: 2'den büyük her çift tam sayı, iki asalın toplamı olarak ifade edilebilir. Bu hipotezin 4 × 1018den küçük tüm sayılar için geçerli olduğu gösterilse de, önemli çabalara rağmen kanıtlanamamıştır. Tarihi 7 Haziran 1742 tarihinde, Alman matematikçi Christian Goldbach, Leonhard Euler'e yazdığı bir mektupta, sayılar kuramının çözüme varılamamış konularından birine işaret etmiştir. Goldbach, "İki asal sayının toplamı şeklinde yazılabilen her tam sayı, aynı zamanda şartlar uygunsa ikiden daha çok asal sayı tarafından da yazılabilir." demiştir. Daha sonra bu varsayımını yeterli bulmamış, düzeltmeye gitmiştir. "2'den büyük her tam sayı 3 asal sayının toplamından bulunabilir." Burada Goldbach, ‘1’ sayısını da asal sayılara dahil ederek böyle bir çıkarımda bulunmuştur. Euler'in cevabı, 30 Haziran 1742'de gelmiştir. Demektedir ki; “2'den büyük her çift tam sayı, iki asal sayının toplamından bulunabilir.” İşlemler ve doğruluğuna yönelik iddiaları kuvvetlendiren çözümler Temel olarak dikkatle bakacak olursak bu proje matematiğin en temelindeki bilgileri başlangıç noktası olarak görmüştür. TOPLAMA işlemini… Goldbach'ın bu hipotezinden yola çıkılarak yapılan ikinci saptamaya uygulanabilirliği açısından daha çok sahip çıkılmıştır. Çünkü akıldan hesaplanma kolaylığı sınırını ilerlettikçe, üç sayının toplamıyla uğraşmak, iki sayının toplamıyla uğraşmaktan daha zor ve çetrefilli bir hal alacaktır. Yapılan açıklamanın pek de karmaşık olmayan sayılarla verilmiş bir örneğini aşağıda görebiliriz: 6 = 3 + 3 8 = 3 + 5 10 = 3 + 7 12 = 5 + 7 14 = 3 + 11 16 = 3 + 13 18 = 5 + 13 20 = 3 + 17 22 = 3 + 19 24 = 5 + 19 26 = 3 + 23 28 = 5 + 23 . . . Dünyadaki tüm Goldbach sayılarının hesaplamaları el yordamıyla gerçekleştirilemez. Hipotezin daha deneysel araştırmalarına göz atılması gerekmektedir. Hipotezin yıllar içerisindeki gelişimi Euler, Goldbach'ın bu hipotezine ikna olmuştur ancak bu varsayımı ispatlayamamıştır. 1923 yılında, Hardy ve Littlewood isimli matematikçiler, bu varsayımı büyük tek sayıları kullanarak kısmen ispatlamışlardır. Bu kısmi ispata göz atacak olursak; “Bir N0 alınır ve tüm tek n sayıları bu N0’dan büyüktürler. Bunun yanında bu n’ler 3 asal sayının toplamına eşittir.” Rus matematikçi Vinogradov, 1937 ila 1954 yılları arasında yaptığı çalışmalarla, tekrar ilk varsayımı – kısmen ispatlanan kısmı yine tüm sayılar âlemini içine alamadan kanıtlamıştır -ki bu da bir diğer kısmi ispattır. Burada büyük tek rakamları ve analitik metotları kullanarak sonuca ulaşmıştır. n0’ın hesaplanması sonucu 3^3^15 değerini bulduğumuzda çıkan sonuç 6.846.169 basamaklı bir sayı olmuştur. Bu da Ribenboim'in 1988 ila 1995 yılları arasında yaptığı çalışmalarla doğrulanmıştır. 1966 yılında Chen Jingrun adlı Çinli matematikçi de kanıtlamıştır ki; her yüksek mertebeli çift sayı, aynı zamanda iki asal sayıdan fazla olmayacak sayıların toplamı şeklinde ifade edilebilir. Goldbach'ın hipotezi sadece tek bir kişi tarafından kabaca ifadelerle kanıtlanabilmiştir. Bu ispata dair; 130 CPU saati kullanılarak, IBM 3083 Sinisalo'da 4*10^11. sayıya kadar gelinebilmiştir. Bunu kullanmasına rağmen Sinisalo, Q Basic programı deneme birimlerini işleterek aynı stratejiyi ele almıştır. Bu izlek tek numaraların alınmasını içerir. Küçük asal sayıları bulmak için (3’ten n/2’ye kadar olan sayıları) tek sayılar olarak almıştır. Eğer p asal sayıysa, bunların farkı n-p’dir ve bu da asallık için test edilmiştir. Eğer bu fark asal ise işlem tamamlanır ve bir çift bulunur. İlk bulunan çift de minimum Goldbach kısmi değeridir. Eğer Goldbach'ın hipotezi doğruysa, herhangi çift bir n için; q=n-p asal sayı denklemini doğrulayan herhangi bir n çift sayısı ve p asal sayısı vardır. Goldbach bölünmesi n=p+q olarak da gösterilebilir. P ve q asal sayılardır. Goldbach ayrışımında en küçük asal sayı ayrılmış fonksiyon g(n) ile gösterilebilir. Grafikteki notlardan emin olmak için, burada çok fazla sayıda dikey bir abartı vardır. Grafikteki her koyu bant asal sayıları göstermektedir: 3,5,7,11, … . Bu noktada biraz kafa karıştırıcıdır. Öyleyse tabloda n'in sürekli artan minimum değer serilerine bakılır. Tablo n'in 1.000.000.000'dan küçük olan değerlerini göstermektedir. Son kolon ise g(n)/n oranını göstermektedir. Bu oran kısmen ilgi çekicidir çünkü bize g(n)’in maksimum değerlerini göstermektedir ve görülüyor ki g(n) her koşulda kendinden önce gelen sayıdan azdır. g(n) minimum Goldbach kısımlarının üzerinden sınır koyar. Minimum Goldbach kısımlarının değerlerinin n < 1.000.000.000 için gösterimi Minimum Goldbach bölümlerine grafik olarak baktığımızda görürüz ki; n, 1.000.000.000’dan küçüktür ve burada ilginç bir ilişki gözlemlenir. Uygunluk ve çeviriye yardım için y doğrultusu g(n) iken, x doğrultusu da log 10(n) şeklinde gösterilir. Olasılığın 1 olmasına ulaşamazsak burada bir tek top sayı, aralık içinde asal sayı çifti oluşturmuyor demektir. Bu da bir ispat değildir ancak hipotezin doğru yolda olduğunu düşündürür. Kaynakça Analitik sayı teorisi Asal sayılar ile ilgili konjektürler Hilbert problemleri
1167
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pininfarina
Pininfarina
Pininfarina, İtalyan otomotiv tasarımcısıdır. Torino'da isminin çağrılışını temsil eden "Pinin" lakabını resmi olarak soyadına ekleyerek soyadını Pininfarina'ya değiştiren Giuseppe; şirketi ile beraber yaşamını Torino'da sürdürmekteydi. Pininfarina; Ferrari, Alfa Romeo, Fiat, Peugeot ve Lancia için birçok; Maserati, Mitsubishi, Daewoo, Hyundai, Chevrolet, Honda ve Ford ve Türkiye'nin yerli otomobili Togg'a ise birkaç tasarımda çalışmıştır. Şirket hâlen Giuseppe Farina'nın çocukları tarafından yönetilmektedir. 1980'lerden bu yana Pininfarina ayrıca yüksek hızlı trenler, otobüsler, tramvaylar, vagonlar, otomatik hafif raylı araçlar, insan taşıma araçları, yatlar, uçaklar ve özel jetler tasarlamıştır. 1986'da "Pininfarina Extra" oluşturulmasıyla endüstriyel tasarım, iç tasarım, mimari ve grafik tasarım üzerine çalışmıştır. Pininfarina, 2001 yılına kadar Battista'nın oğlu Sergio Pininfarina, daha sonra torunu Andrea Pininfarina tarafından 2008 yılında ölümüne kadar yönetildi. Andrea'nın ölümünden sonra küçük kardeşi Paolo Pininfarina CEO olarak atandı. Pininfarina Group, 2006 yılında Avrupa, Fas ve Amerika Birleşik Devletleri'nde yan kuruluş ofisleri ile 2.768 kişiyi istihdam etti. 2012 yılı itibarıyla otomotiv üretiminin sona ermesiyle istihdam 821'e geriledi. Pininfarina, Borsa Italiana'da (Milano Menkul Kıymetler Borsası) kayıtlı ve halka açık olarak işlem görmektedir. Tasarımlar 1933 Alfa Romeo 8C 2300 1936 Lancia Aprilia 1938 Lancia Astura 1948 Cisitalia 202 1952 Ferrari 250 1952 Nash Ambassador 1952 Nash-Healey 1953 Four Berlinetta and one Spyder version of the Maserati A6GCS/53 1955 Ferrari 410 Superamerica 1955 Peugeot 403 1956 Austin A40 Farina 1957 Lancia Flaminia 1958 BMC Farina cars - Austin A55 Cambridge Mk II, MG Magnette Mk III, Morris Oxford V, Riley 4/68, Wolseley 15/60 1959 Fiat 1800/2100 1960 Ferrari 250 GTE 1960 Peugeot 404 1961 Fiat 2300 1961 Cadillac "Jacqueline" Brougham Coupé (named after Jacqueline Kennedy) 1962 BMC ADO16 1963 Chevrolet Corvair Super Spyder Coupé (2 built) 1963 Chevrolet Corvette Rondine Coupé 1963 Datsun Bluebird 410 1963 Mercedes-Benz 230SL concept car ("Pininfarina Coupé") 1964 Ferrari 275 1965 Ferrari Dino 206 1965 MGB GT 1965 Nissan Cedric 130 1966 Alfa Romeo Spider 1600 Duetto 1966 Ferrari 330 GTC 1966 Fiat 124 Sport Spider 1966 Fiat Dino Spider 1966 IKA-Renault Torino 1967 Proposal for replacement for BMC 1100 (ADO16) 1967 Proposal for replacement for BMC 1800 (ADO17) 1968 Ferrari Daytona 1968 Peugeot 504 Cabriolet and Coupe 1969 Peugeot 304 Cabriolet and Coupe 1971 Fiat 130 Coupe 1971 Ferrari 365 GTC/4 1973 Ferrari 365 GT4 BB 1975 Ferrari 308 1975 Lancia Montecarlo 1975 Rolls-Royce Camargue 1976 Peugeot Peugette concept car 1978 Jaguar XJ6 1980 Ferrari Pinin 1984 Ferrari Testarossa 1984 Ferrari 288 GTO 1984 Honda HP-X konsept otomobil 1985 Ferrari 328 1985 Peugeot 205 1987 Alfa Romeo 164 1987 Cadillac Allanté 1987 Ferrari F40 1987 Peugeot 405 1989 Ferrari 348 1989 Ferrari Mythos 1992 Jaguar XJ220 1992 Ferrari 456 GT 1993 Fiat Coupé - Interior only 1993 Peugeot 306 1994 Ferrari F355 1994 Peugeot 306 Cabriolet 1994 Opel Omega 1995 Alfa Romeo GTV & Spider 1995 Ferrari F355 Spider 1995 MG F - Roof Structure only 1996 Ferrari 550 Maranello 1996 Lancia Kappa SW 1997 Peugeot 406 Coupé 1999 Mitsubishi Pajero 1999 Songhuajiang Hafei Zhongyi 2000 Daewoo Tacuma 2000 Ferrari 360 Spider 2000 Ferrari 550 Barchetta 2001 Citroën Osée 2001 Hyundai Matrix 2002 Daewoo Nubira/Lacetti saloon and station wagon 2002 Enzo Ferrari 2002 Ferrari 575M Maranello 2002 Hafei Lobo 2003 Maserati Quattroporte 2003 Ford StreetKa 2004 Ferrari 612 Scaglietti 2004 Ferrari F430 2005 Hyundai Matrix 2005 Maserati Birdcage 75th 2005 Peugeot 1007 2006 Ferrari 599 GTB Fiorano 2006 Ferrari P4/5 by Pininfarina 2006 Mitsubishi Colt CZC 2006 Volvo C70 2007 Brilliance BS4 2007 Ford Focus CC 2008 Maserati GranTurismo 2008 Pininfarina B0 elektrikli otomobil 2008 Rolls-Royce Phantom Drophead Coupé Hyperion konsept otomobil 2009 Tata Pr1ma konsept otomobil 2009 Ferrari 458 Italia 2010 Alfa Romeo 2uettottanta concept car 2010 Lancia Stratos Michael Stoschek için 2011 Ferrari FF 2012 Ferrari F12 Berlinetta 2019 Togg T10X Kaynakça Dış bağlantılar http://www.pininfarina.com İtalya merkezli otomotiv şirketleri Otomotiv tasarım şirketleri
1170
https://tr.wikipedia.org/wiki/Audi
Audi
Audi, Alman menşeli bir otomobil şirketidir ve Volkswagen grubunun bir markasıdır. Şirketin merkezi Ingolstadt, Bavyera'da bulunmaktadır. Şirketin geçmişi 1899 yılına ve August Horch'a dayanmaktadır. İlk Horch otomobili kendisi tarafından 1901 yılında tasarlanmıştı. 1910 yılında Horsche, şirket dışına atılmış ve kendi adını, eski ortaklarıyla olan anlaşmazlıklar nedeniyle yaptığı tasarımlarda kullanamayacak hale gelmişti. Eski Almancada anlamı "Dinle!" olan "Horch", Latincede aynı anlama gelen Audi'yi kendi markası olarak kullanmaya başladı. 1932 yılında Audi, Auto Union'ı oluşturmak üzere Horch, DKW ve Wanderer şirketleri ile birleşti. Auto Union'ın kullandığı birbirine bağlı dört halka da bugün Audi'nin logosu olarak kullanılmaktadır. II. Dünya Savaşı sonrasında şirket, DKW etrafında ürünlerini sunmaya çalıştı; ancak iki çekişli motoru o kadar ünlü olamadı. Eylül 1965'te Audi, dünyanın en modern motorlarından biriyle tekrar bir çıkış yaparak 72 beygirlik 4 kapılı sedanını piyasaya sundu. 1970'lerde Audi, 1950 yıllarında dünyanın en büyük motosiklet üreten şirket olan NSU ile birleşti. Bu şirket Neckarsulm, Stuttgart yakınında bulunmaktaydı. NSU daha küçük arabalar yapmayı öngörüyordu. Daha sonrasında yeni rotasyon motorları Felix Wankel'in fikirleriyle kullanılmaya başlandı. 1967'de çıkartılan yeni NSU Ro 80 bir uzay çağı arabasıydı ve o gün irtibarıyla sunduğu aerodinamik, ağırlık ve güvenlik donanımları açısından kusursuzdu; ancak motorlardaki rotasyon hatası NSU için pahalıya patlamıştı. Yine de, günümüzde hâlâ Audi'nin bazı modelleri Neckarsulm'da üretilmektedir. Geçen 30 yıl içerisinde Audi, yüksek güce sahip birçok model üretti. 1980'de piyasaya sunulan ünlü "Quattro" modeli, İngiliz üretici Jensen'ın 1966 yılında ürettiği FF modelinden beri dünyada ilk kez üretilen 4 çekerli binek araçtır. Adı Audi Quattro olarak lanse edilen bu model, 5 silindirli turbo motorlu, coupé karoserli bir spor otomobildi. Ayrıca bu modelle birlikte Audi rallilere katılarak yarışlarda 4 çeker sistemini kullanarak ralli tarihinde yeni bir çığır açtı. Üst üste yarışlarda kazandığı başarılar yüzünden Audi yarışlardan çıkarıldı. Audi, bu atılımla teknolojide zirveye oturdu. (Bu teknoloji daha sonra dünyanın hemen hemen bütün otomobil şirketleri tarafından kullanılmıştır.) Audi 80 modeli ile beraber, tüm modeller "Quattro" özelliğini kazandı. Audi 80, her ne kadar 1986 yılında "dede arabası" imajına sahip olsa da 1991 yılında yapılan makyaj çalışmasıyla unutulmaz bir tasarım piyasaya sunuldu. Bu model oldukça iyi satış rakamlarına ulaştı. Gelişen teknoloji ile, Audi dünyanın en gelişmiş motorunu kullanmaya başladı. 1995'te S4 modelinde kullanılan dört çekerli motoru bu döneme damgasını vurdu. 1994'te de dünyanın tamamen alüminyumdan yapılmış ilk seri üretim otomobili olan A8 modelini tanıtan Audi, bu modelinde ASF olarak adlandırılan "Alüminyum uzay kafesi" teknolojisini kullanmaya başladığı ilk araçtır. Şu anda bu teknolojiye sahip bir diğer aracı olan R8, tamamen ASF teknolojisi ile üretilmektedir. Ayrıca ortadan konumlu motor ile otomobil tarihinde binek araçlarda çığır açmıştır. 90'ların ortasında yeni serilerini piyasaya süren Audi, dünyanın en kaliteli otomobilleri arasında yerini aldı. 2000 yılı itibarıyla yarış dünyasının en zorlu ve prestijli yarışlarından olan 24 saatlik Le Mans yarışını 4 kez art arda kazanan Audi, 2003'te de VW grubunun başka bir markası olan Bentley ile tamamen Audi kadrosu altında bu başarıya imza attı. Yenilikler 2006 yılında piyasaya sunulan SUV sınıfındaki Q7 modeli, aynı yıl piyasaya çıkan yeni nesil TT modeli ve ortadan motorlu süper spor otomobil R8 ile birlikte Audi'nin model gamı, 2007 Cenevre Otomobil Fuarında dünya prömiyeri gerçekleşen A5 Coupé ile daha da genişlemiştir. Audi, SUV segmentine bir ekleme daha yaparak Q5'i piyasaya sundu. Farklı motor seçenekleri ile Q5, piyasada bulunan ve liderliği elinde tutan BMW X3'e rakip olarak getirildi. Abisi Q7'nin özelliklerinin yanında ayrıca kişisel kullanım ayarlarının sürücü tarafından seçilmesini sağlayan Audi Drive Select adlı bir sistem ile donatıldı. Bunun yanında üçüncü nesil MMI sistemini yükleyerek 3 boyutlu navigasyonu piyasaya sundu. Bu ve buna benzer artı özellikleri ile Q5 rakiplerinden farklı olmayı başarmıştır. Güncel Model Ailesi Audi A1 Audi A3 Audi S3 Audi A4 Audi RS4 Audi A5 Audi S5 Audi RS5 Audi A6 Audi RS6 Audi A7 Audi RS7 Audi A8 Audi A8L Audi S8 Audi Q2 Audi Q3 Audi Q5 Audi Q6 Audi Q7 Audi Q8 Audi SQ7 Audi SQ8 Audi SQ5 Audi SQ3 Audi RSQ8 Audi TT Audi TTS Audi R8 V10 Audi e-tron Audi e-tron GT Üretimi Durmuş Olan Modeller Audi 80 Audi 100 Audi A2 Audi V8 Klasikler Audi Quattro Önemli Konseptler Audi A1 Metroproject Quattro Audi Cross Coupe Audi Q5 Concept Audi Q7 V12 Audi R8 V12 Audi Rosemayer Audi E-Tron Galeri Kaynakça Dış bağlantılar Audi Resmi İnternet Sitesi Audi Türkiye Resmi İnternet Sitesi Ingolstadt Almanya merkezli otomotiv şirketleri Alman markaları Otomobil markaları Auto Union Volkswagen grubu 1932'de kurulan şirketler
1171
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCr%20yaz%C4%B1l%C4%B1m
Özgür yazılım
Özgür yazılım (), kullanıcısına çalıştırma, kopyalama, dağıtma, inceleme, değiştirme ve geliştirme özgürlükleri tanıyan yazılım türüdür. Tersi, sahipli yazılımdır (). Özgür yazılım ile kastedilen özgürlük, ekonomik boyutu ile değil yazılımın kullanım hakları ile ilgilidir. Özgür yazılımlar çoğunlukla ücretsiz olsalar da ücretsiz olmaları gerekmez. İngilizce sözlükler "" kelimesi için yirmiye yakın anlam sıralar. Bunlardan sadece bir tanesi "bedava" iken geri kalanları özgürlük ve sınırlamaların olmaması () kavramlarına atıfta bulunur. İçerik Özgür yazılım, aşağıdakilerden ayrılır: Microsoft Office, Google Docs, Sheets, ve Slides gibi sahipli yazılımlar. Kullanıcılar bu yazılımların kaynak kodlarını inceleyemez, değiştiremez ve paylaşamaz. Ücretsiz yazılım yani ödeme gerektirmeyen sahipli yazılım. Telif hakkı içeren bir yazılımın özgür olması için bir özgür yazılım lisansına ihtiyacı vardır. Tarihçe 1950'lerden 1970'lerin başına kadar bilgisayar kullanıcılarının özgür yazılımla ilgili yazılım hürriyetlerine sahip olmaları normaldi. Yazılım genellikle fertler arasında paylaşılır, kişilerin yazılım yaparak donanımlarını daha kullanışlı yapmalarını iyi karşılayan donanım üretilerinden dağıtılırdı. SHARE gibi kullanıcıların ve satıcıların üye olduğu kuruluşlarla yazılım değiş dokuşu kolaylaştırmak hedeflenmişti. 1970'lerin ilk yıllarında durum değişti; yazılım masrafları hızla yükselirken büyümekte olan yazılım endüstrisi, donanım üreticilerinin bilgisayar satışıyla beraber verdikleri "yazılım demetleri", kiraya verilen bilgisayarların kâr getirmeyen yazılım desteğiyle rekabet başlamıştı. Bazı müşterilerin kendi ihtiyaçlarını daha iyi karşılamasıyla "özgür" yazılım masraflarının donanım masraflarıyla bütünleşmesini istemiyordu. 17 Ocak 1969'da yayınlanan Amerika Birleşik Devletleri IBM'ye karşı yazısında hükûmet, yazılım demetlerinin rekabet engelleyici olarak sıfatlandırdı. Bazı yazılım her zaman hürken ancak ödemeyle alınabilen yazılımlar artıyordu. 1970'ler ve 1980'lerde yazılım endüstrisi, bilgisayar programlarını sadece kullanıcıların kodu incelemesi ve değiştirmesini önleyen çalıştırılabilirler şeklinde dağıtmaya başlamasıyla teknik tedbirler almaya başladı. 1980'de copyright kanununun kapsamı bilgisayar programlarını içine aldı. 1983'te Massachusetts Teknoloji Enstitüsü Yapay Zekâ Laboratuvarı'ndaki hacker topluluğunun uzun süreli üyesi Richard Stallman, bilgisayar endüstrisi ve kullanıcılarının kültürel değişiminden yıldığını açıklayarak GNU projesini îlan etti. GNU işletim sistemi için yazılım geliştirmesine Ocak 1984'te başlandı. Ekim 1985'te de Özgür Yazılım Vakfı kuruldu. Kendisi hür yazılımı tanımlayarak "Copyleft" yani "telif feragatı" kavramını yazılım hürriyeti garantilemek için çıkardı. Bazı yazılım dışı endüstriler, kendi araştırma ve geliştirmeleri için özgür yazılım geliştirmeye benzer teknikler kullanmaya başladı. Mesela bilim adamları, daha açık geliştirme süreçleri ararken mikroçip gibi donanımlar da telif feragatlı lisanslarla geliştirilmeye başlandı (OpenCores projesi gibi). Creative Commons ve özgür kültür hareketi, özgür yazılım hareketinden çok etkilenmişlerdir. Dört temel özgürlük Özgür yazılımın tanımı ve barındırdığı özgürlükler Özgür Yazılım Vakfı bünyesindeki GNU Projesi sayfalarında açıklanmıştır. Buna göre özgür yazılım kullanıcılara olmazsa olmaz 4 özgürlük sunar: Bir yazılım, ancak bütün kullanıcıları bu hakların tümüne sahip oldukları zaman özgür bir yazılım olur. Bu özgürlüklere sahip olmak, kimseden izin almamayı ve izin için hiçbir bedel ödememeyi de içerir. Genel kanının aksine özgür bir yazılım, ücretsiz dağıtılabileceği gibi ücretli de dağıtılabilir. Bu nedenle ticari yazılım olarak satılmasına engel yoktur. Özgür yazılımın kopyalarına sahip olmak için ücret ödemeniz gerekebilir veya kopyaları hiçbir ücret karşılığı olmadan da edinmiş olabilirsiniz. Kopyalara nasıl sahip olduğunuzdan bağımsız olarak, her zaman için yazılımın kopyalama, değiştirme ve hatta kopyalarını para karşılığında satma haklarına sahipsinizdir (özgürlük 2). Özgür yazılım, çoğu zaman açık kaynak kodlu yazılım kavramı () ile karıştırılmaktadır. Bütün özgür yazılımlar açık kaynak kodludur ancak bütün her açık kaynak kodlu yazılım, özgür yazılım olmayabilir. Özgür yazılımlar açık kaynak kodlu yapıları sayesinde, bünyesinde zararlı bir amaç barındıran (gizli verileri çalma gibi) kodlara sahip olup olmadığı, programlama bilen herkes tarafından incelenerek denetlenebilir. Bazı özgür yazılım lisansları (örneğin GNU GPL), yazılım kodlarının gelecekte de özgürlüğünü sürdürmesini garanti altına alırken bazı özgür yazılım lisansları bunu garanti altına almamaktadır. Bazı özgür yazılım lisansları Özgür Yazılım Vakfı tarafından özgür kabul edilen lisanslar ile özgür kabul edilmeyen lisanslar GNU'nun Çeşitli Lisanslar ve Haklarında Yorumlar sayfasında listelenmektedir. En yaygın kullanılan özgür yazılım lisanslarının başında GNU GPL lisansı gelmektedir. Aşağıdaki belli başlı bazı özgür yazılım lisansları listelenmiştir: GNU Genel Kamu Lisansı (GPL) GNU Kısıtlı Genel Kamu Lisansı (LGPL) BSD Lisansı Mozilla Kamu Lisansı (MPL) MIT Lisansı Apache Lisansı Eclipse Kamu Lisansı (EPL) Avrupa Birliği Kamu Lisansı (EUPL) Ayrıca bakınız Açık kaynak Copyleft Özgür Yazılım Vakfı OCS Inventory Open-AudIT Kaynakça Dış bağlantılar Özgür Yazılım Vakfı Özgür yazılımın tanımı - felsefesi Özgür ve Özgür Olmayan Yazılım Kategorileri - GNU.org GNU'nun web sitesinde sürekli güncellenen lisans bölümü Özgür lisansların Türkçe çevirileri GitHub tarafından hazırlanan lisans seçme rehberi Kamuda özgür yazılım kullanımı Microsoft EULA üzerine bir inceleme (Çağatay Çebi) Özgür Yazılım Şimdi Neden Daha Önemli (Richard Stallman) Yazılım lisansları hakkında bir karşılaştırma tablosu Bilişim terimleri Uygulamalı etik Yazılım lisansları
1178
https://tr.wikipedia.org/wiki/Akdeniz%20foku
Akdeniz foku
Akdeniz foku (Monachus monachus), fokgiller (Phocidae) familyasından yeryüzünde sadece doğu Akdeniz sahilleri ile Batı Afrika'nın bir tek sahilinde yaşayan fok türü. Yeryüzündeki toplam 34 yüzgeçayaklı fok türünden Karayip Keşiş foku, en son 1952 yılında görülmek kaydı ile yeryüzünden yok olmuştur. Dolayısıyla dünyada şu anda 33 yüzgeçayak türü vardır. Yaşama alanı Üzerinde yapılaşma olmayan, insanların kolay ulaşamadığı ya da insan etkinliklerinden uzak kalmış yerleri, tercihen üreme veya barınma işlevleri gören kıyı mağara ve kovuklarına sahip; sessiz ve tenha kayalık sahilleri yaşama alanı olarak seçen Akdeniz fokları, bu alanların bozulmasından doğrudan etkilenmektedir. İzmir'in Foça ilçesinde çok miktarda Akdeniz Foku bulunmaktadır. Öte yandan bu tanımdan yola çıkarak Akdeniz foklarının farklı yapıda sahilleri (örneğin kumsal kıyılar ve kıyı yerleşim bölgeleri) kullanmadığı sonucuna varılamaz. Akdeniz fokunun özellikle beslenmek için ıssız kayalık sahillerin dışına çıkarak dolaşım alanını genişlettiğini, kumluk, çakıllık kıyılar ve nehir ağızlarına da uğradığı bilinmektedir. Ancak, Akdeniz fokunun birincil yaşam alanı ıssız ve yapılaşmamış kayalık kıyılardır. Büyük bir deniz memelisi olduğundan dar yaşam alanları içinde barınamaz. Tür ancak, makul büyüklükte ve uygun kıyı alanlarının olması durumunda varlığını sürdürebilir ve güvenle yavrulayabilir. Dış görünümü İri bir deniz memelisi olan Akdeniz fokunun boyu 2-3 metre, ağırlığı 200-300 kilogram arasında değişmektedir. Erginlerin vücudunu 5 mm'yi geçmeyen kısa ve sert kıllar kaplar. Su üstünde görüldüğünde en belirgin özellikleri iri kafaları, uzun bıyıkları ve kömür gibi siyah gözleridir. Ergin dişi ile erkekler arasında belirgin bir boy ve kilo farkı yoktur ancak karakteristik renk ayrımları mevcuttur. Karada yatarken vücudun iriliği ve tombul görünümü göze çarpar. Vücudun her iki yanında ön yüzgeçleri (ön üyeler) ve arkada ise iki parça halinde arka yüzgeçleri (arka üyeler) yer alır. Erkek: Siyaha yakın koyu kahverenginde olup karın bölgesinde belirgin bir beyaz leke vardır. Dişi: Açık kahverengi veya gri tonlarda olup karın altları da boyundan kuyruğa kadar sırta göre daha açık hatta beyaza yakın renktedir. Ayrıca üstte bel bölgesinde çiftleşme sırasında erkeklerin neden olduğu tırnak izleri bulunur. Yavru: Doğduğunda boyu yaklaşık 80–90 cm, ağırlığı yaklaşık 20 kilogramdır. Karın bölgesinde istisnasız görülen bariz bir beyaz leke haricinde tüm vücudu havlu gibi 1-1.5 cm uzunluğunda parlak siyah kıllarla kaplıdır. Yavru, anne ve babanın da sahip olduğu bıyıklarla doğar. Yaklaşık iki aylıkken kürkünü değiştirmeye başlar ve bir-iki ay içinde uzun siyah kılların yerini kısa ve parlak gri olanlar alır.'''''' Davranışı Akdeniz foku, ürkek ve diğer yüzgeçayaklı türlerine göre daha az sosyal bir canlıdır. Türkiye kıyılarında da yaşayan doğu Akdeniz bireyleri genelde tek tek dolaşırlar ve nadiren birlikte görülürler. Araştırmacıların eskiden Türkiye'de zaman zaman 2 ile 4 arasında foku birlikte gözlediği hatta bu sayının çok ender olmakla birlikte 7-8'e kadar çıktığı da bilinmektedir. Birçok özelliği gibi davranışları hakkında da tam bilgi mevcut değildir. Akdeniz foklarının bazı dönemlerde bir araya geldiği ve sonra tekrar dağıldıkları konusunda varsayımlar mevcuttur. Ergin erkek bireyler genelde bir bölge belirler ve yaşantısını burada sürdürürler. Dişiler erkeğe göre daha gezgin olmakla birlikte, yavrulama döneminde üreme mağarası ve civarını terk etmezler. Genç fok bireyleri ise yetişme dönemlerinde uzak bölgelere gidebilirler. Dişi Akdeniz foklarının çiftleşmek için büyük uzaklıklar katederek erkek fokların yanına geldiği ve daha sonra erkeğin bölgesinden ayrıldığı tahmin edilmektedir. Çiftleşme denizde olur. Dişi fokun cinsel olgunluğa 4-5 yaşında ulaştığı tahmin edilmektedir. Dişi Akdeniz foku 10-11 aylık hamilelik döneminden sonra, her sene ya da 2 senede, bir yavru doğurur. Bu nedenle, Akdeniz foku üreme hızı düşük, yavru sayısı az bir canlıdır. Doğum, insanların uğramadığı (veya ulaşamadığı) ve içinde hava olan bir kıyı mağarasının en ucunda, dalgaların kolay ulaşamayacağı bir çakıl plaj veya kayalık platform üzerinde olur. Anne, yavruyu yaklaşık 4 ay boyunca kendi sütü ile mağara içinde karada emzirir. Akdeniz foku, yavrusunu doğurmak ve büyütmek için mutlaka karaya (ve özellikle kıyı mağaralarına) muhtaçtır. Dağılımı ve sayısı Akdeniz fokları 20. yüzyılın başına kadar tüm Akdeniz kıyıları ile doğu Atlas Okyanusu kıyılarında Portekiz'den Batı Afrika sahillerindeki Senegal'e kadar 7855.25114 ifade edilen bir nüfusa sahip olarak serbestçe yaşamlarını sürdürüyordu. Ancak aşırı avlanma, yaşam alanları kaybı ve deniz ekosisteminin bozulması nedeniyle türün dünya dağılımı daraldı ve nüfusu hızla azaldı. Akdeniz foku bugün dünyada sadece Türkiye, Yunanistan, Fas, Moritanya ve Madeira Adaları'nda yaşamakta olup toplam nüfusu 600 civarında tahmin edilmektedir. Moritanya sahillerindeki Akdeniz fokları gerçek bir fok kolonisi özelliği göstererek birlikte yaşamakta popülasyonu ise insan baskısı nedeniyle birlikte bulunmak yerine çoğu zaman tek tek dolaşma ve yaşama şeklini seçmeye zorlanmışlardır. Halen az sayıda da olsa Türkiye'de Akdeniz'in doğu sahillerinde rastlanmaktadır. Akdeniz foku dünyada birbirinden kopuk 2 ana bölgede yaşamaktadır: Moritanya kıyıları, Madeira Adaları ve Fas Akdeniz (Yunanistan, Türkiye ve Doğu Akdeniz) Türün en büyük popülasyonu Ege Denizi'ndeydi. Dolayısı ile Akdeniz fokunun Akdeniz'de soyunu sürdürebilmesi ve ekosistemde varlığını koruyabilmesi esas olarak 2 ülkenin elindedir: Türkiye ve Yunanistan. Bir dünya mirası olan Akdeniz fokunun korunmasında Türkiye önemli bir ülke konumundadır. Türkiye'de yapılan çeşitli bilimsel çalışmalarda bireysel tanımlama yolu ile 31-44 arasında Akdeniz foku bireyi tanımlanmış olup, kıyılarımızda 100 civarında fok yaşadığı tahmin edilmektedir ki dünyadaki fok popülasyonunun yaklaşık 600 olduğu gözönünde bulundurulduğunda bu sayı önemli bir yer tutmaktadır. Akdeniz foku dağılımı kıyı boyunca süreklilik yerine belirli bölgelerde yoğunlaşma özelliği göstermektedir. Türkiye kıyılarında foklar, Marmara Denizi'nde; Marmara Adaları ve Mola Adaları ile Biga Yarımadası kuzey sahillerinde Ege'de; Gelibolu Yarımadası'nın Ege kıyıları ile Behramkale arasında ve Yeni Foça ile Datça arasında Akdeniz'de; Datça ile Kemer arasında, Alanya ile Taşucu arasında ve Hatay Samandağ ile Suriye sınırı arasında kalan sahillerde var olma mücadelesi vermektedir. Türün korunma derecesine bağlı olarak Türkiye'de Akdeniz foku ölümleri olduğu gibi, yavrulama ve çoğalma da gözlenmektedir. Sayılarının azalma nedeni ise balıkçıların kasıtlı veya kasıtsız fokları öldürmeleridir. Kültürel etkileri Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1996 yılında Akdeniz foku için bir hatıra parası bastırmıştır. Kaynakça Dış bağlantılar http://www.sadafag.org (Bu maddenin kaynağı) http://monachus.org http://www.DatcakentRehberi.com ( Datça - Akdeniz Foku bilgileri ve resimleri / Mayıs 2007 ) Nesli kritik tehlikedeki hayvanlar Avrupa'daki tehlikedeki biyota Fokgiller Hırvatistan'daki çevre İtalya'daki memeliler İspanya'daki memeliler Madeira'daki çevre Romanya'daki çevre Türkiye'deki memeliler Ukrayna faunası Yunanistan'daki memeliler Akdeniz faunası Karadeniz faunası 1779'da tanımlanan omurgalılar
1182
https://tr.wikipedia.org/wiki/Hakk%C3%A2ri%20%28il%29
Hakkâri (il)
Hakkâri, Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan il ve en kalabalık altmış ikinci şehri. TÜİK verilerine göre 2021 sonu itibarıyla 278.218 kişilik nüfusa sahiptir. Tamamı Doğu Anadolu Bölgesi'nin doğusunda yer alır. Yüzölçümü bakımından Türkiye'nin kırk sekizinci büyük ilidir. Güneyinde Irak, batısında Şırnak, kuzeyinde Van, doğusunda ise İran vardır. Hakkâri ili nüfusu: 278.218'tür. (2021 sonu). İlin yüzölçümü 7.095 km2dir. İlde km2ye 40 kişi düşmektedir. 5 ilçe, 8 belediye, bu belediyelerde 56 mahalle, ayrıca 125 köy bulunmaktadır. Tarihçe Sırasıyla Hurri ve Urartu krallıklarının parçası olan Hakkâri, Pers İmparatorluğu'nun egemenliğinden sonra Arap egemenliğine geçmiştir. Daha sonra Selçuklu Hanedanının kontrolüne giren kent, 1536 yılında Osmanlı İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. Coğrafi konumu sayesinde pek çok millete ev sahipliği yapan Hakkâri, 1662 tarihinde Katolik mezhebini benimsemeyen Asuriler Diyarbakır metropoliti XIII. Mar Şimun Denha önderliğinde yeniden örgütlenerek Hakkâri'nin Kodşanis/Koçanis (hâlen Konak) köyünü patriklik merkezi olarak benimsemişlerdir. Nasturi patrikleri 1918 yılına kadar bu köyde ikamet etmişlerdir. 19. yüzyıl ortalarına dek Hakkâri nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan Nasturiler, 1843 ve 1846'da Cizre Emiri Bedirhan Bey ile Hakkâri Emiri Nurullah Bey'in düzenlediği iki saldırıda önemli ölçüde zayiat vermişlerdir. 1915-18 döneminde aşiretlerle çatışan Hakkâri Nasturileri önce İran'da Urmiye yöresine ve daha sonra İngiliz yönetimine giren Irak'a iltica etmişler, 1924'te topluca geri dönmeye teşebbüs etmişlerse de 12-28 Eylül 1924 tarihleri arasında yürütülen Şemdinli Harekâtı ile tenkil edilerek geri püskürtülmüşlerdir. Coğrafya Doğusunda İran ve güneyinde Irak ile komşu olan Hakkâri'nin batısında Şırnak, kuzeyinde ise Van ili vardır. En yüksek noktası 4.150 metreye ulaşan Cilo Dağı, Hakkâri sınırları içerisindedir. Yeryüzü Şekilleri Hakkâri il sınırları çok çetin ve zorlu coğrafi koşullara sahiptir. Yüz ölçümünün çok büyük bir kısmı dağlık alandır. Bölgede Yüksekova ilçe merkezi dışında düzlük alan bulunmamaktadır. Dağların yükseltisi birçok yerde 3.000 metreyi geçebilmektedir. Ülkenin en yüksek ikinci noktası olan Cilo Dağı, Hakkâri il sınırları içerisindedir. Şehrin Irak ile sınır oluşturan Çukurca ve Şemdinli yöreleri kuzey kesime göre daha az yükseltiye sahiptir. İklim Yüksek rakım ve zorlu coğrafi koşullar, Hakkâri iklimini elverişsiz bir konuma getirmiş bulunmaktadır. Yazları sıcak ve kurak, kışları çok soğuk ve yağışlıdır. Doğu Anadolu Bölgesi'nin en çok yağış alan yerlerinden biridir. En çok yağış ilkbaharda düşmekle beraber kışın kar örtüsü uzun süre yerde kalabilmektedir. İlkbaharda düşen yağışlar aylık olarak 100 mm'yi geçmektedir. Yıllık yağış yaklaşık 800 mm'dir. Yıllık sıcaklık ortalaması 10 °C'dir. Kış ve yaz ayları arasındaki sıcaklık farkı bir hayli fazladır. Ekonomi Geçim kaynaklarının başında sınır ticareti ve hayvancılık gelir. Son yıllarda gerek özel sektör ve devletin istihdam teşvikleriyle Hakkâri ve ilçelerinde istihdamda canlanma sağlansa da yeterli düzeyde değildir. Sınır ticareti Irak ve İran'a açılan sınır kapıları ile yapılmaktadır. Yönetim Türkiye'de cumhuriyetin ilanından sonra Hakkâri ili mecliste 1927 yılına kadar 1, 1927-1934 arası 2, 1939-1983 yılları arası 1, 1983-1999 yılları arasında 2 milletvekili ile temsil edildi. 1999 yılında yapılan kanun değişikliğiyle Hakkâri ilini temsil edecek milletvekili sayısı üçe çıkartıldı. Hakkâri ili, 1933 yılında ilçeye dönüştürüldü ve Van iline bağlandı. 1936'da yeniden il olmasına karşın, 1939 seçimlerine kadar Van iline bağlı olarak temsil edildi. İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezî yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen ilçe belediye meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak il genel meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır. İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, il genel meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik il encümenini seçer. Merkezî yönetim, vali ve il müdürlerinden oluşur. İl özel idaresi (il genel meclisi ve il encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Hakkâri Valisi, 1976-Uşak doğumlu Ali ÇELİK’tir. Ağustos 2023 tarihinde Kütahya Valisi iken atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonunda Hakkâri Belediye Başkanlığını kazanan Cihan Karaman (HDP), 18 Ekim 2019 tarihinde görevden alınmış, yerine Hakkâri Valisi İdris AKBIYIK kayyum olarak atanmıştır. Ayrıca Yüksekova'nın HDP'li belediye başkanı da seçildikten sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınmış, yerine ilçe kaymakamı kayyum atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Hakkâri İl Genel Meclisi üye sayısı, 7 AK PARTİ, 9 HDP ve 1 Bağımsız olmak üzere 17’dir. 2018 genel seçimleri sonucu, Hakkâri'yi temsilen TBMM'de AKP'den 1 milletvekili (Husret Dinç) ve HDP'den 2 milletvekili (Leyla Güven, Sait Dede) seçilmiştir. Nüfus Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri ) Hakkâri ili nüfusu: 275.333'dür. Bu nüfusun % 64,09'u şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 7.095  km2'dir. İlde  km2'ye 39 kişi düşmektedir. (Bu sayı Derecik'te 54'tür.) İlde yıllık nüfus % 1,04 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Derecik (% 1,38)-  Çukurca (% -8,80) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 5 İlçe, 8 belediye, bu belediyelerde 56 mahalle ve ayrıca 125 köy vardır. İlin yıllara göre nüfusları Konum Spor 2018-2019 Sezonu sonunda, Hakkâri’nin futbol liglerindeki tek takımı Yüksekova Belediyespor, BAL grubunda 9. olmuştur. Kadınlar futbol 1. ligindeki Hakkârigücü, lig 6. sı olmuştur. Ayrıca Voleybol erkekler 2. liginde 2, bayanlar 2. liginde 1 takımı bulunmaktadır. Hakkâri merkeze 5 km uzaklıkta bulunan ve şehir içi servislerle Hakkâri merkezden ulaşım kolaylıkla sağlanır. Özellikle yılın altı ayı açık kalabilme özelliği olan Mergabütan kayak merkezi son derece güvenilir ve kendini kanıtlamıştır. Yaklaşık olarak 3.000 metre rakımında olmasından dolayı oldukça dik ve uzun bir piste sahiptir. Kayak spor dalında macera ve aksiyon için Mergabütan kayak merkezi buna fazlasıyla elverişlidir. Ziraat Türkiye Kupası'nda Yüksekova Belediyespor, 2. turda Batman Petrolspor'a elenmiştir. Önemli spor tesisleri: Yüksekova İlçe Stadyumu (5.000), Hakkâri Kapalı Yüzme Havuzu (100) ve Mergabütan Kayak Merkezi. Altyapı Ulaşım Hakkâri iline kara yolu ve hava yolu ile ulaşmak mümkündür. Sert coğrafi koşullar şehre olan ulaşımı büyük ölçüde zorlaştırmaktadır. Bu yollarda çığ ve heyelan riski yüksektir. D 400 ve D 975 devlet yolları şehre bağlantı kuran yollardır. D 400 kara yolu Şırnak üzerinden gelerek Yüksekova üzerinden Esendere Sınır Kapısı'na ulaşır. Bir diğer yol olan D 975 kara yolu Hakkâri ve Yüksekova yol ayrımında D 400 kara yolu ile birleşmektedir. Yüksekova ve Şemdinli arası ulaşım ise rakımı 2.000 metreyi aşan Haruna Geçidi'nden geçen yol ile sağlanmaktadır. Çukurca ilçesine ulaşım ise D 400 kara yolundan ayrılan bir yol ile sağlanır. 2015 yılında açılan Hakkâri Yüksekova Selahaddin Eyyubi Havalimanı, Hakkâri ile ülkenin büyük şehirleri arasında hava ulaşımını sağlamaktadır. Günde yapılan iki uçak seferi ile Ankara ve İstanbul'a düzenli uçuşlar yapılmaktadır. Resimler Kaynakça Dış bağlantılar Hakkâri Valiliği
1186
https://tr.wikipedia.org/wiki/Los%20Angeles
Los Angeles
Los Angeles ( "Melekler"), City of Los Angeles ("Los Angeles Şehri") veya kısaca L.A., Amerika Birleşik Devletleri'nın Kaliforniya eyaletinin en kalabalık ve ABD'nin New York'tan sonra ikinci en kalabalık şehri. Los Angeles'ın nüfusu 2010 itibarıyla 3.792.621 kişidir. Şehir sınırlarına göre yüzölçümü 1.215 km² olup Büyük Okyanus'un doğu kıyısında, güney Kaliforniya'da konumlanmıştır. Şehir daha büyük olan 12.828.837 kişi nüfuslu Los Angeles-Long Beach-Santa Ana metropoliten istatistiksel bölgesinin ve 18 milyon kişiyi aşan nüfusa sahip Büyük Los Angeles Bölgesi'nin merkezinde yer alır. Böylece Los Angeles ABD'de ikinci büyük metropoliten bölgede ve tüm dünyanın en büyük metropoliten bölgelerinden birinde bulunur. Los Angeles, Kaliforniya eyaletinin Los Angeles County'sinin merkezidir. Bu county ABD kontluklarının en kalabalık ve en yüksek etnik çeşitliliğe sahip olanıdır. Tarihçe 4 Eylül 1781 tarihinde İspanya kontrolündeki Meksika tarafından keşfedilen şehir (her ne kadar Kızılderililer uzun süredir orada yaşasa da) Los Angeles 4 Nisan 1850 tarihinde Kaliforniya'nın bir parçası olmuştur. İsmi İspanyolcadan gelmektedir ve Melekler Şehri manasını taşımaktadır. 2 Ağustos 1769'da, Fernando Rivera Y Moncado'nun kaptanı olduğu Kaliforniya'ya gelen ilk Avrupalı yerleşimciler içindeki Fransisken papazı Peder Juan Crespi, 2 Ağustos dini bir şölen olan Perdono'ya denk düştüğü ve Assisili Francesco adına anıldığı ve bu yere İtalya'da "ülkenin çok küçük parseli" anlamında "porziuncola" denmesi yüzünden, buraya "Nuestra Señora de los Angeles de la Porciúncula", sonra da bu Assisi'deki şapelde Bakire Meryem'in meleklerle çevrili freski bulunduğundan "El Pueblo de Nuestra Señora la Reina de los Angeles de Porciúncula" dendi, sonra da kısaca "El Pueblo de la Reina de Los Angeles" dendi. 1876 yıllarına kadar nüfusu on bin dolaylarında olan Los Angeles, petrol yataklarının keşfedilmesi, Kaliforniya kuzeylerindeki altın madenlerinin bulunması ve gerek doğal güzelliği açısından birçok insanın rüyalarını süsledi. 1920'li yıllarda sanat ve eğlencenin de tüm ülke genelinde öncüsü olmaya başlamıştır. New York'un klasik Broadway'ine karşı Hollywood sineması gelişen yıllarda da çok daha güçlü olur ; günümüzde de Broadway'in büyük bir geliri Hollywood'dan gelmektedir. Coğrafya Büyük Los Angeles Alanı, Los Angeles, San Bernardino, Riverside, Ventura ve Orange şehirlerini ve 16 milyonun üzerinde değişik etnik ve ekonomik geçmişe sahip insanları barındırmaktadır. Los Angeles yanlış olarak birçok kez "Güney Kaliforniya" olarak adlandırılmaktadır, ancak coğrafi olarak San Diego ve Imperial şehirleri de başta olmak üzere birçok bölüm göz ardı edilmektedir. Los Angeles'ın da büyümesiyle komşusu olarak gelişen şehirler de vardır. Los Angeles diye bilinen bölge aslında 88 tane küçük şehrin oluşturduğu bölgedir. Venice Beach, Marina del Rey, Beverly Hills, Santa Monica ve West Hollywood gibi dünyaca meşhur şehirleri de içinde barındıran Los Angeles'ın içinde bulunduğu Kaliforniya'nın eski valisi ünlü film yıldızı Arnold Schwarzenegger'dir. Güvenlik Filmlerde ne kadar tehlikeli bir yer olarak gözükse de Los Angeles güvenli bir şehirdir. Los Angeles'ı oluşturan şehirlerden suç oranı en yüksek olan Compton'dır ve turistler genellikle buradan uzak durur. Turistik yerler olan Santa Monica, Venice Beach, Beverly Hills ve Hollywood güvenli yerlerdir. Ekonomi Los Angeles ekonomisi, uluslararası ticaret, eğlence (televizyon, sinema filmleri, video oyunları, müzik kayıt ve prodüksiyon), havacılık, teknoloji, petrol, moda, giyim ve turizm tarafından yönlendirilir. Finans, telekomünikasyon, hukuk, sağlık ve ulaşım diğer önemli sektörlerdir. 2022 Küresel Finans Merkezleri Endeksi'nde Los Angeles dünyanın en rekabetçi 5. finans merkezine ve Amerika Birleşik Devletleri'nde New York Şehrinden sonra en rekabetçi ikinci finans merkezine sahip olarak sıralandı. Beş büyük film stüdyosundan biri olan Paramount Pictures, şehrin sınırları içinde olup konumu Güney Kaliforniya'daki eğlence merkezlerinin "Otuz Mil Bölgesi" denilen yerdedir. Los Angeles, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en büyük üretim merkezidir. Bitişikteki Los Angeles limanları ve Long Beach Limanı ile birlikte bazı kıstaslara göre Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en işlek limandır ve Pasifik kıyılarında ticaret yapmak için hayati önem taşıyan, dünyanın en işlek beşinci limanıdır. Los Angeles metropol alanı, Tokyo ve New York'dan sonra dünyanın üçüncü büyük ekonomik metropol alanı yapan 1.0 trilyon doların üzerinde brüt metropolitan ürüne sahiptir (2018 itibarıyla). Los Angeles, Loughborough Üniversitesi'ndeki bir grup tarafından 2012 yılında yapılan bir araştırmaya göre "alfa dünya şehri" olarak sınıflandırıldı. Esrar Düzenleme Departmanı, 2016 yılında esrar satış ve dağıtımının yasallaştırılmasından sonra esrar mevzuatını uygular. Ekim 2019 itibarıyla 300'den fazla mevcut esrar işletmesine (hem perakendeci hem de tedarikçi olarak) ülkenin en büyük pazarı olarak kabul edilen alanda faaliyet gösterme onayı verildi. 2018 itibarıyla Los Angeles'ta Fortune 500 şirketinden şu üçü vardır: AECOM, CBRE Group ve Reliance Steel & Aluminium Co. Kültür Los Angeles ABD'nin en dinamik metropollerindendir. Hollywood sinema film endüstrisine, Anaheim'de Disneyland'a ev sahipliği yapar. ABD'nin en eski film ve sinema okulu bu şehirdedir[?]. Medya ve ilgi çeşitliliği nedeniyle spor ve kültürel aktivitelerde iç içedir. New York'tan sonraki ikinci büyük VHF medya marketine sahiptir.Artistler, yazarlar, ve yapımcılar ya da ünlü sanatçıların en fazla bu şehirde bulunması nedeniyle "Kreatif Başkent" olarak da adlandırılır. Spor Şehri NBA'de Los Angeles Lakers ve Los Angeles Clippers, WNBA'de Los Angeles Sparks, futbolda ise Los Angeles Galaxy ve Los Angeles FC temsil eder. Kardeş şehirler Los Angeles şu kentlerle kardeş şehir bağlantısı kurmuştur: Resimler Kaynakça Dış bağlantılar Los Angeles Resmî Sitesi DMOZ Open Directory Projecy "Los Angeles" maddesi Wikivoyage websitesi "Los Angeles" maddesi Los Angeles County'deki şehirler
1200
https://tr.wikipedia.org/wiki/Terry%20Gilliam
Terry Gilliam
Terrence Vance "Terry" Gilliam (d. 22 Kasım 1940, Minnesota), İngiliz senarist, yönetmen, animatör, oyuncu ve Monty Python tiyatro grubu üyesi. Gilliam yönettiği filmlerle tanınır; Time Bandits (1981), Brazil (1985), The Fisher King (1991), and 12 Monkeys (1995). 1968 yılında İngiliz vatandaşlığına kabul edilmiştir. Hayatı Kendi deyimi ile Huckleberry Finn/Tom Sawyer tarzı bir çocukluk geçiren Terry Gilliam, ailesinin Los Angeles'a taşınmasıyla, Hollywood'u tanıdı. Film endüstrisinin nasıl işlediğini öğrendi ve gelecekte sahip olacağı Hollywood karşıtı düşüncelerinin temelini atmış oldu. Bir yandan da resim ve karikatür yeteneğini geliştirdi. Occidental College'da Fizik eğitimine başladı ve daha sonra fizik eğitimini bırakıp siyaset eğitimine başladı. Okulunun son yılında, okul hayatı boyunca çıkarmış olduğu okul dergisinin bir kopyasını, o sıralar Help! dergisini çıkartmakta olan ve ileride Brazil filmindeki bir karakterin esin noktası olan usta mizahçı Harvey Kurtzman'a gönderdi. Kurtzman, Terry Gilliam'ın yapıtlarından çok etkilendi ve Help! için çalışmasını önerdi. Sonraki üç senesini, düşük bir ücretle Help! magazinde yazarak ve çizerek geçirdi. Bu arada Monty Python ekibine doğru ilk adım gerçekleşti ve John Cleese ile tanıştı. Askerliğini yaptıktan sonra Help! Magazine dönmedi ve Amerika Birleşik Devletleri'ni terk etme kararını aldı. Otostop ve motosiklet ile yaptığı altı aylık Avrupa gezisi'ni Paris'te sonlandırdı. Bir süre animatörlük ile uğraştı ve sonra tekrar New York'a döndü. Burada bir reklam ajansında çalışmaya başladı. Bu sırada polis ekiplerinin bir grup iyi niyetli protestocunun arasına dalıp, kendisi dahil pek çok kişiyi hırpaladığı bir olayın içine düştüğü ve "Cehennemi tattığım ilk an oldu dediği talihsiz bir olay sonucu ABD'yi tamamen terk etme kararını aldı. Muhtemelen bu olay Terry Gilliam sinemasında önemli bir yer tuttu. Daha sonra eşi ile birlikte İngiltere'ye giden Terry Gilliam, Londra'ya yerleşti ve John Cleese ile temasa geçerek Televizyon işine başladı. Terry Jones, Eric Idle ve Michael Palin'in de rol aldığı Do Not Adjust Your Set (Televizyonunuzun ayarlarıyla oynamayın) adlı komedi şovuna katıldı. Böylece Monty Python ekibinin kuruldu. Monty Python's Flying Circus adlı sıra dışı komedi dizisinin sanat yönetmenliğini üstlendi. Aynı zamanda skeçlerin yazımında katkısı oldu ve skeçlerin birçoğunda oynama fırsatı oldu (Monty Python filmlerinde genellikle bütün roller - bayan rolleri de dahil - ekip tarafından üstlenildi). And now something completely different (Ve şimdi tamamen farklı bir şey - 1971) ve terry Jones ile birlikte yönettiği Monty Python and the Holy Grail (Monty Python ve Kutsal Kadeh - 1975) filmleriyle sinema dünyasına adımını atmış oldu. Monty python ekibinin birlikte yazdığı ve oynadığı (kişi başına ortalama 4 rol düşmektedir. Rekor 10 ayrı rol ile Michael palin'e aittir.) bu filmler ve daha sonraki eserleri, kimilerince Komedi Sinemasının en başarılı örnekleri olarak, kimilerince de dünyanın en saçma filmleri olarak görülse de birinci görüşü savunanlar, belirgin bir şekilde fazla oldu. 1970'li yıllardaki son çalışması olan Jabberwocky (1977), Monty Python ekibinden bağımsız olarak çektiği ilk film oldu. Fantastik bir Orta Çağ komedisi olan bu filmde baş rolü Monty Python ekibinden Michael Palin üstlendi. 1980lere gelindiğinde, teknik ve mizahi yönden tecrübelerini artıran Gilliam, Time Bandits (1981) ile ilk büyük prodüksiyonlarından birini gerçekleştirmiş oldu. Monty Python ekibi ile gerçekleştirdiği The Crimson Permanent Assurance (Kızıl Sigorta - 1983) filminden sonra, Time Bandits filminin başarısından da cesaret alarak kimilerince en görkemli, en keskin ve en başarılı filmi olan ve kısa sürede Kült Film statüsüne giren Brazil (1985) filmini çekti. Devlet yönetiminin tam bir kabusa dönüştüğü, bürokrasinin ve kâğıt işlerinin tüm insanlığı tehdit ettiği, Kafka ve Orwell esintilerini taşıyan bu filmi o dönem için oldukça yüksek bir bütçeye mal ederek Sinema dünyasının en başarılı filmini çekmekle kalmadı, yapım şirketleri ile de arasının bozulmasına sebep oldu. Bu filme o kadar çok önem veriyordu ki, filmin her an berbat olması korkusuyla, stresin birleşmesi sonucu, çekimlerin sonuna doğru yürüme kabiliyetini geçici olarak kaybetti. Brazil'i takiben bir Avusturya efsanesi haline gelen Baron von Munchausen'ın akıl almaz maceralarından birini anlatan Adventures of Baron Munchausen, The (Baron Munchausen'in Serüvenleri - 1989) filmini çekti. Yüksek bir bütçe ile çekilen bu film, pek çok Terry Gilliam filminde olduğu gibi yapımcıların engellerine rağmen çekilip vizyona girdi ancak beklenen gişe hasılatını yakalayamadı. Hikâye açısından olduğu kadar Teknik ve oyunculuk açısından da bir Terry Gilliam klasiği sayılan bu filmin değeri çok sonra anlaşıldı. Bundan sonra birkaç proje ile ilgilenen Gilliam, hiçbirini gerçekleştirmeden Fisher King, The (Balıkçı Kral - 1991) filmini hayata geçirdi. Robin Williams ve Jeff Bridges'in en başarılı performanslarından olarak kabul edilen film, aynı zamanda Terry Gilliam'ın da en başarılı yapımlarından oldu. Bunu bir başka başyapıt olan Twelve Monkeys (12 Maymun 1995) izledi. La Jetee adlı bir kısa filmden esinlenilerek yapılan bu filmde Terry Gilliam yine yıldızlarla çalıştı ve yapımcıları delirtmek için elinden geleni yaptı. Bir bilimkurgu klasiği olarak anılan bu filmde Terry Gilliam sinemasının belirgin özellikleri sonuna kadar korundu. Bu filmi iki uyuşturucu bağımlısının sıra dışı bir Amerika yolculuğunu anlatan sıra dışı bir kara komedi olan "Fear and Loathing in Las Vegas" (Las Vegas'ta Korku ve Nefret -1998) geldi. Diğer filmleri arasında biraz sessiz kalmasına rağmen paranoyak bir Amerikan toplumunu anlatan bu filmde Terry Gilliam'ın sivri anlatımı yine en önde yerini almıştır. 2001 yılında yıllardan beri hayalini kurduğu The Man Who Killed Don Quixote (Don Kişot'u Öldüren Adam) filminin çekimlerine başladı. Londra ve İspanya'da çekimleri yapılan bu filmin özellikle İspanya ayağında meydana gelen talihsizliklere uzun süre direnen Gilliam, sonunda filmi askıya almaya karar vermiştir. Filmi çekmeyi başaramasalar da filmin yapım (yapılamama) öyküsünü anlatan Lost in the La Mancha (Mancha'da Kaybolanlar - 2001) belgeseli en az film kadar ilgi gördü. Brothers Grimm (Grimm Kardeşler - 2004) filminin çekimlerini Prag'da tamamlayan Gilliam, Terry Pratchet'ın aynı adlı kitabından uyarlanan Good Omens (İyi Kehanetler - 2004) filminin çekimlerini sürdürmektedir. Filmlerinde sürekli olarak devlet yönetimlerini, bürokrasiyi ve sürekli izlenen tek tip insan yaratma yolundaki dünyayı eleştirmekten çekinmeyen Gilliam, sinemanın anarşist yönetmenlerinden biri olarak gösterilir. Kimileri de Hollywood'un en büyük kehanetlerinde bulunduğu'nu söylemekte ancak Gilliam Ben bir Hollywood yönetmeni değilim diyerek bu görüşleri reddetmektedir. Şövalyelerin filmlerinde önemli yerleri vardır. Sistem tarafından unutulmuş ancak sistemi koruma sözüne bağlı kalan savaşçıları kullanır. Rüyaların ve hayal dünyasının da Terry Gilliam sinemasının temel özellikleridir diyebiliriz. İnsanın yarattığı teknolojinin insanlığın en büyük korkusu olduğunu ve insanlığın sonunun bundan dolayı olacağını savunduğunu pek çok filminde görebiliriz. Bütün bunlardan bahsederken çocuksu bir hikâye tarzını elden bırakmamaktadır. Monty Python ekibi ile birlikte geçirdiği yıllardan kalma karanlık bir mizah anlayışı ise Gİlliam filmlerinin her karesinde kendisini göstermekte bütün bu özellikleri ile birleşip Terry Gİlliam'ı sinema tarihinin en sıra dışı, en başarılı ve en eleştirel yönetmenlerinden biri yapmaktadır. Filmografi Monty Python and the Holy Grail (1975) Jabberwocky (1977) Time Bandits (1981) Brazil (1985) The Adventures of Baron Munchausen (1988) The Fisher King (1991) 12 Monkeys (1995) Fear and Loathing in Las Vegas (1998) The Brothers Grimm (2005) Tideland (2005) The Imaginarium of Doctor Parnassus (2009) Sıfır Teorisi (2013) Kısa film Storytime (1968) (animasyon) The Miracle Of Flight (1974) (animasyon) The Crimson Permanent Assurance (1983) Reklam filmleri Secret Tournament (2002) The Rematch'' (2002) Kaynakça Dış bağlantılar Python Online 1940 doğumlular Minneapolis doğumlular Amerikalı film yönetmenleri Amerikalı senaristler Birleşik Krallık'taki Amerikalı göçmenler Britanyalı erkek oyuncular Britanyalı senaristler Britanyalı film yönetmenleri BAFTA Ödülü sahipleri En İyi Yönetmen Los Angeles Sinema Eleştirmenleri Derneği Ödülü sahipleri Monty Python Yaşayan insanlar Los Angeles doğumlu film yönetmenleri BAFTA Akademi Bağlılık Ödülü sahipleri
1204
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tam%20say%C4%B1
Tam sayı
Tam sayılar, doğal sayılar (0, 1, 2, 3, …) ile bunların negatif değerlerinden (…, -3, -2, -1) oluşan sayı kümesi. Kesirsiz ve ondalıksız sayıların tamamı tam sayılardır. "-0" sayısı "+0" sayısına eşit olduğundan ayrı bir tam sayı değildir. Matematikte tam sayılar kümesi Z şeklinde gösterilir. Z harfi Almanca zahlen (sayılar) sözcüğünden gelir. Pozitif tam sayılar "0"dan uzaklaştıkça büyür. Negatif tam sayılar ise "0"dan uzaklaştıkça küçülür. En büyük negatif tam sayı -1'dir. En küçük pozitif tam sayı ise +1'dir. Pozitif tam sayılar Z+ şeklinde, negatif tam sayılar ise Z- şeklinde gösterilir. Tam sayılar kümesi şu şekilde ifade edilir: Z+ + Z- + {0} Sıfır (0) sayısı ne pozitif ne de negatiftir, yani nötrdür. Mutlak değer, sayının başlangıç noktasına uzaklığını ifade eder. Başlangıç noktasına eşit uzaklıktaki sayılar mutlak değere eşittir. Mutlak değer içindeki her sayı, mutlak değer dışına pozitif olarak çıkar. Tam sayılar, doğal sayıların bir genişlemesidir. Her doğal sayının "-1" denen yeni bir ögeyle çarpılarak kümeye katılması olarak düşünülebilir. Tabi daha ayrıntılı olarak, doğal sayılar kümesinin kartezyen çarpımı üzerine tanımlanacak ve bir önceki cümlenin işlevini görecek bir denklik bağıntısı bize tam sayıları inşâ edecek. kümesinden seçtiğimiz (a, b) ve (c, d) ögeleri için "~" (tilda) bağıntısı, şeklinde tanımlansın (a+d=b+c dememizin nedeni sezgisel olarak a-b=c-d durumunu oluşturmaktır). Bu bağıntının denklik bağıntısı olduğu kolaylıkla görülebilir. Bu durumda bu bağıntının denklik sınıfları bizim tam sayılar diyeceğimiz ögeler olarak düşünülecektir. Her bir denklik sınıfı temsilcisini, olarak tanımlamış oluruz. Aslında [a, b] diye temsil ettiğimiz öge şeklindedir. Aşağıda toplama ve çarpmayı işlerken bu, daha iyi anlaşılabilecektir. Bu noktada; bizim normalde, a ve b doğal sayı olmak üzere a-b diye bildiğimiz tam sayı, aslında [a, b] kümesi olduğu görülebilir. Yâni bu bağıntının bize "eksi" (negatif) kavramını ifade ettiği söylenebilir. O halde, tam sayılar kümesi aşağıdaki bölüm kümesidir: Öyle ki kümesi bir halka oluşturur. İşlem Önceliği Çarpma ve bölme, toplama ve çıkarmadan önce yapılır. Parantez varsa da önce parantez içindeki işlem yapılır. Eğer parantez yoksa başta olan bölme ya da çarpma yapılır a:b.c=a/b.c a.c:b=a.c/b Tam sayılarla toplama ve çıkarma işlemleri yaparken sayıların işaretlerine göre hareket edeceğiz. Aynı işaretli tam sayılar toplanırken çoğalır yani fazlalaşır işaretleri aynı kalır. (-25)+(-12)=-25-12=-37 buradaki işaret değişmedi. (+25)+(+12)=+25+12=+37 buradaki işaret değişmedi. Farklı işaretli tam sayılar toplanırken büyük sayıdan küçük sayı çıkarılır. Mutlak değerce büyük sayının işareti sonucun işareti olur. (-25)+(+12)=-25+12=-13 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. (+25)+(-12)=+25-12=+13 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. Aynı işaretli tam sayılar çıkarılırken birinci sayıyı aynen yazıyoruz ikinci sayının işaretini değiştiriyoruz. Bu iki sayı birbirinden çıkartılıp işaret ise mutlak değerce büyük sayının işareti olur. (-25)-(-12)=-25+12=-13 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. (+25)-(+12)=+25-12=+13 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. (+2)-(+4)=+2-4=-2 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. (-18)-(-58)=-18+58=+40 burada mutlak değerce büyük sayının işareti geldi. Farklı işaretli tam sayılar çıkarılırken birinci sayıyı aynen yazıyoruz ikinci sayının işaretini değiştiriyoruz. Bu iki sayıyı birbiri ile topluyoruz işaret ise aynı işaret oluyor. (-25)-(+12)= -25-12=-37 buradaki işaret değişmedi. (+25)-(-12)= +25+12=+37 buradaki işaret değişmedi. (-30)-(+40)= -30-40=-70 buradaki işaret değişmedi. (+11)-(-12)= +11+12=+23 buradaki işaret değişmedi. Tam sayılarla çarpma işlemi yaparken: Aynı işaretli sayıların çarpılması aynen çarpılır ve işaretleri hep pozitif olur. (-25)x(-4)=+100 (+25)x(+4)=+100 Farklı işaretli sayıların çarpılması aynen çarpılır ve işaretleri hep negatif olur. (-25)x(+4)=-100 (+25)x(-4)=-100 Tam sayılarla bölme işlemi yaparken: Aynı işaretli sayıların bölünmesi aynen bölünür ve işaretleri hep pozitif olur. (-20):(-4)=+5 (+20):(+4)=+5 Farklı işaretli sayıların bölünmesi aynen bölünür ve işaretleri hep negatif olur. (-20):(+4)=-5 (+20):(-4)=-5 Tam sayılarda işlemlerin sayı doğrusunda gösterilmesi Eklenen sayı pozitifse sağa doğru, eklenen sayı negatifse sola doğru ilerlenir. (-15) + (+8) = -7 Örnek: Aşağıdaki sayı doğrusunda verilen işlemin matematik cümlesini yazıp açıklayınız. Doğru cevap B şıkkıdır. Örnek: Aşağıdaki sayı doğrusunda verilen işlemin matematik cümlesini yazıp açıklayınız. Çıkarma işlemi olduğu için çıkan sayı pozitifse sola ilerlenir, çıkan sayı negatifse sağa ilerlenir. (+6)-(+3)=+3 Örnek: Aşağıdaki sayı doğrusunda verilen işlemin matematik cümlesini yazıp açıklayınız. Çıkarma işlemi olduğu için çıkan sayı pozitifse sola ilerlenir, çıkan sayı negatifse sağa ilerlenir. (-6)-(-10)=+4 Örnek: (-12)+(-4)-(-8)+(+5)+(-1) =(-12)+(-4)+(+8)+(+5)+(-1) =(-17)+(+13) =(-4) Çarpma Tam sayılarda çarpma işlemi yapılırken aynı işaretli sayıların çarpımı pozitif, zıt işaretli sayıların çarpımı ise negatiftir. Bölme işleminde de aynı çarpma kuralı uygulanır ve sayı aynı doğal sayılarda olduğu gibi bölünür. Aynı işaretli iki tam sayı birbirine bölündüğünde sonuç pozitif, zıt işaretli iki tam sayı birbirine bölündüğünde ise sonuç negatiftir. Tam sayıların sıfıra bölümü tanımsızdır. Sıfırın tam sayılara bölümünde elde edilen sonuç ise sıfırdır. Tam sayılarda çarpma işlemi doğal sayılardaki çarpmayla aynı özellikleri gösterir. Çarpma işlemi, "" imiyle gösterilir, ancak yazmak yerine doğrudan ab yazmak daha doğrudur. Bu maddede de öyle yapacağız. Herhangi a, b, c tam sayıları için, a1=a (birim öge) ab=ba (değişme) ''a(bc)=(ab)c (birleşme) özellikleri sağlanır. Tam sayılarda çarpmaya göre ters öğe yoktur. Ayrıca toplama ile çarpmanın birbirleriyle olan ilişkisini gösteren dağılma özelliği de vardır: a(b+c)=ab+ac (çarpmanın toplama üzerine dağılma ya da kısaca soldan dağılma özelliği) (a+b)c=ac+bc (toplamanın çarpma üzerine dağılma ya da kısaca sağdan dağılma özelliği) Toplamayla birlikte bu iki işlem tam sayıları değişmeli halka yapar. Bölme Bölme özünde çarpmanın tersidir. Tam sayılarda bölme, her sayı için tanımlanmamıştır. Bu yüzden bölüm her zaman tam sayılar kümesinin bir ögesi olmayabilir. Örnek: (+15):(-3)=(-5), (-5) Z elemanıdır (+7):(-3)=(-7/3), (-7/3) Z elemanı değildir Kaynakça Ayrıca bakınız
1206
https://tr.wikipedia.org/wiki/Akustik
Akustik
Akustik (ses bilimi), sesi inceleyen bir bilim dalıdır. Katı, sıvı veya gaz halindeki maddelerde dalga yayılımının fiziksel özelliklerini inceler. Bunlar arasında gürültüye yol açan titreşimlerin ve gürültünün kontrolü de vardır. Çalışmalar Akustik ile uğraşan bilim insanları ve mühendisler, sesi ve insan işitmesini incelerler. Farklı nesnelerin sesle ne şekilde etkilendiklerini de araştırırlar. Mühendisler, uygun seste iletişim sistemleri ve binaları tasarımda bulunurlar. Zararlı yüksek seslerden insanları koruma yollarını bulurlar. Tüm çalışmalar insanların duymak istemedikleri zararsız seslere yöneliktir. Gürültüyü kontrol etmenin bir yolu, gürültü kaynağını daha sessiz hale getirmektir. Gürültü ile çalışan bir serinletici yanında hiç bulundunuz mu? Düşük hızda dönen büyük bir pervane, yüksek hızda dönen küçük bir pervaneden daha az gürültü çıkarır. Gürültü, bir yerden diğer bir yere geçmesini önlemekle azaltılabilir. Gürültü gelen bir odanın kapısını hiç kapattığınız oldu mu? Böyle yapmakla, perdeler ve akustik gereçler sesi soğururlar (yutarlar). Yansımış bir sesi işitirseniz buna yankı (akis) adı verilir. Geniş bir odayı uygun bir şekilde döşemekle yankılar giderilebilir. Bir sesten sonra saniyenin 1/20 si kadar bir süre içinde kulağınıza ulaşan bir yankı hiçbir problem yaratmaz. Zaman aralığı uzadığı takdirde, yankı sinirlendirici olabilir. Rahatsız edici diğer bir seste çoklu yankıdır. Reverberasyon adı verilen bu ses, yansımış birçok seslerin birleşip, yavaş yavaş sönümlenmesidir. Bir müzik salonunda bunlar bir saniyeden fazla sürmemelidir. Uzun perdelerin asılması, döşeme ve koltukların, duvarların yumuşak malzemelerden yapılması yankıları ve reverberasyonları azaltır. Çünkü ses daha kolaylıkla yutulmuş olur. Biyolojik akustik: Sesin balina, yunus, yarasa ve baykuş gibi hayvanlar tarafından nasıl kullanıldığını inceler. Su altı akustiği: Deniz yatağı ve su altında ses dalgalarının yayılımı, saçılımı ve etkileşimini inceler. Psikolojik ve fizyolojik akustik: İnsanların ve hayvanların seslere karşı olan fizyolojik ve psikolojik tepkilerini inceler. Elektro akustik: Sinyal işleme kuramının yankılanım alanındaki uygulamalarını inceler (akustik tecritçisi). Konuşma akustiği: Konuşma iletişimi için gereken ses dalgalarının insanlar tarafından üretimi, iletimi ve algısını inceler. Müziksel akustik: Müzik fiziğini, müziksel algıyı, müzik aletleri seslerinin çözümlenmesini ve birleşimini inceler. Mimari akustik: Kapalı alanların ve mimari yapıların akustik özelliklerini inceler. Gürültü akustiği: Gürültünün nasıl üretildiği ve yayıldığı, etken-edilgen gürültü denetimi ve gürültünün etkilerini inceler. Fiziksel akustik: Ses dalga yayılımının fiziksel özelliklerini (iletim,yansıma, kırınım, etkileşim, kırınım, dağılım, emilim vs.) inceler. Yapısal akustik ve titreşim yankılanımı: Mekanik dizgelerin bulundukları ortamla olan ilişkilerini, ve ilgili ölçüm, çözümleme ve den inceler. herkese merhaba ben ruhi çenet Dış bağlantılar Anadolu Üniversitesi Türk Akustik Derneği Audio Engineering Society European Acoustics Association Acoustical Society of America Fransızcadan Türkçeye geçen sözcükler
1207
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pisagor
Pisagor
Sisamlı Pisagor (Pythagóras ho Sámios; MÖ 570 – MÖ 495), Antik İyonya'nın en ünlü düşünürlerinden birisidir. Yunan düşünür ve Pisagorculuğun kurucusudur. Siyasal ve dinsel öğretilerini daha çok Magna Graecia'da yayan Pisagor, önce Platon ve Aristo'nun felsefelerini sonra ise tüm Batı felsefesini etkiledi. Yaşam öyküsünün çoğu halk efsaneleriyle gölgelendirilmiştir, ancak Sisam adasında bir mücevher oymacısı olan Mnesarchus'un oğlu olduğu neredeyse kesindir. En popüler önermesi "Pisagor teoremi"dir. Pisagor ve öğrencileri her şeyin matematikle ilgili olduğuna, sayıların son gerçek olduğuna, matematik aracılığıyla her şeyin kestirilebileceğine ve ölçülebileceğine inanmışlardır. Yaşam öyküsü Pisagor, Yunanistan'daki Sisam Adası'nda doğmuştur. Yüzük taşı yapımcısı Mnesarkhos'un oğludur. İlk eğitimini doğduğu adada almış, daha sonraları ticaret için babasıyla başka şehirlere gitmiştir. Miletli Thales'in öğrencisi olan Pisagor, Thales'in isteği ile dönemin matematikteki öncü ülkesi Mısır'a gitmiş ve Antiphon'un "Erdemde Sivrilenler Üzerine" adlı eserine göre orada Mısır dilini öğrenmiştir. Döndüğünde Sisam Adası'nın tiranı Polikrates'in baskısı altında olduğunu görünce İtalya'nın güneyindeki bir Yunan kenti olan Crotone'ye gitmiştir. Burada efsanevî şarkıcı Orfeus'un kurduğu Orfeusçuluk etkisinde kalarak gizli bir dinsel topluluk kurmuştur. Kurduğu bu topluluk ile Pisagor, aynı zamanda siyasal bir görev de üstlenmiştir. Kendilerini matematikçiler (mathematikhoi) olarak adlandıran bu topluluktakiler; kişisel hiçbir şeye sahip olmadan okulda yaşıyor ve "ruh göçü" öğretisi ile et yemiyorlardı. Bu matematikçiler topluluğuna dinleyiciler (akousmatikhoi) olarak adlandırılan öğrencileri de katılıyor, ancak onların et yememe gibi zorunlulukları olmuyordu. Pisagorculuk Okulu Topluluk, hem bir okul hem de bir kardeşlik derneği gibi işlev görüyordu. Pisagor'un öğrencileri kendilerini "Pisagorcular" olarak adlandırıyorlardı. Pisagorcuların iki yüzyıl sonra Öklid'in Ögeler adlı eserinde yazdığı aksiyomatik geometrinin başlangıcında etkileri olmuştur. Pisagorcuların çiğnenmesi durumunda cezasının ölüm olduğu sessizlik kuralları vardı. Çünkü bir insanın sözlerini genellikle dikkatsizce söylediğine inanıyorlardı, bir insan eğer ne söyleyeceği konusunda kuşku duyarsa susmalıydı. Diğer bir kural ise, acısı çoğalırken bir adama acısını unutması konusunda ısrar etmemekti, çünkü kaygısızlığı desteklemek büyük bir suçtu. Ayrıca Pisagorcular biri evden çıktığında öfke onun uşağı olmasın diye geri dönmemesini söylerlerdi. Bu aksiyom onlara matematik, tanrı ve evren konusunda hiçbir şeyi öğrenmemenin yine bunlar hakkında çok az bir şey bilmekten daha iyi olduğunu anlatıyordu. Pisagorcular ikiye ayrılıyordu: Matematikçiler ve dinleyiciler. Matematikçiler daha ayrıntılı bir eğitim görürken, dinleyiciler Pisagor'un yazılarının özetlerini duyabiliyorlardı. Dinleyicilerin Pisagor'u görmeye ve tapımın sırlarını öğrenmeye izinleri yoktu. Genelde davranış kurallarını ve erdemi öğreniyorlardı. Pisagor, kadınların bir eşya gibi görüldüğü ve işlerinin sadece evi yönetmek olduğu bir zamanda onların toplulukta eşit şekilde çalışmalarına izin verdi. Orfeusçu tapımın üyesi olan Brontinus'un kızı ve Pisagor'un eşi olan Theano da bir matematikçiydi. Eski Pisagorcular Himeralı Petron Petron, her kenarında 60 dünyanın yer aldığı eşkenar üçgen biçiminde düzenlenmiş 183 dünyanın var olduğunu söylüyordu. Geriye kalan üç dünya üçgenin köşelerinde bulunuyordu; ama ardı ardına sıralanmış bu dünyalar birbirlerine değiyor ve bir halka halinde sakin dönmüyorlardı. Metapontlu Hippasos Metapontlu Hippasus ile Efesli Heraklitos, sürekli devinen ve sınırlı olan tek bir evreni kabul ediyorlardı. Krotonlu Alkmaion Alkmaion'a göre sağlık; yaş, kuru, soğuk ve sıcak gibi güçlerin dengede kalması yoluyla korunmaktadır. Aralarından birinin "tek başına egemenliği" hastalığın nedenidir, çünkü bunlardan birinin tek başına egemenliği dokuncalıdır. Hastalığın kaynağı, huydaki aşırı sıcak ya da soğuk olup nedeni de, aşırı ya da az yemektir. Hastalığın bulunduğu yerin ise kan, beyin veya ilik olduğu savlanırdı. Ancak zaman zaman dış nedenlerden dolayı ortaya çıkan hastalıklar da tanımlanmıştır: Örneğin yaşanılan yerin suyunun ya da toprağının niteliği, aşırı çalışma, işkence ya da benzeri nedenler gibi. Buna karşılık sağlık, niteliklerin dengeli oranda karışımından ileri geldiğini savunuyordu. Alkmaion'un Kur'an'da adı geçen bilge Lokman Hekim olabileceği üzerinde tezler yayımlanmıştır. Genç kuşak Pisagorcular Krotonlu Philolaos Tanrısal şeylerden değersiz olanları alt edilir ve karşıt ilkelerden birleştirilmiş olan, Philolaos'un öğretisinde, sınırlıdan ve sınırsızdan oluşan tek bir evren tanımlanır. Kimileri, -onlara göre en büyük yemin olan- en yetkin olduğuna inandıkları sayıyı, yani 10 sayısını meydana getiren "dörtlük"ü de sağlığın ilk nedeni diye öne sürmüştür. Philolaos da bunlar arasında yer alır. Tarentli Arkhytas Matematikçiler bana mükemmel bilgiler kazanmış gibi geliyor ve şeyleri gerçeklikteki biçimleriyle doğru kavramış olmaları bir mucize değildir. Çünkü evren bütünün doğası hakkında doğru bilgiler kazandıkları için, şeylerin niteliklerini de doğru kavramış olmaları çok doğaldı. Bu yüzden bize yıldızların hızı, doğuş ve batışları hakkında seçik bilgiler aktardılar ve aynı şekilde geometri, aritmetik, gök küreler ve hiç de az olmamak üzere müzik hakkında da. Zira bu bilimler birbirlerine çok yakın görünüyorlar. Çünkü bunlar var olanın birbirine çok yakın ilk biçimleriyle meşgul oluyorlar. Pisagorculukta Sayı Bir anlatıya göre demirciler çalışırken örslerinden çıkan sesi duyan Pisagor bunun çok uyumlu olduğunu düşünmüş ve "Doğa kanunları buna izin veriyorsa bu kanunlar matematikseldir." demiştir. Bundan hareketle, notaların matematiksel formüllere dönüştürülebileceğini keşfetmiştir. Böylece matematik ve müzik arasında bağlantı kurmuştur. Ayrıca ses perdesi ile tel uzunluğu arasında bir ilişki olduğunu bulmuştur. Daha sonra bir Monokord, yani tek telli bir çalgı üzerinde telin uzunluğunu belli oranlarda değiştirdiğinde bugünkü oktav (gam dizisinde sekiz notalık ses aralığı), quint (gam dizisinde beş notalık ses aralığı) ve quart'ı (gam dizisinde dört notalık ses aralığı) bulmuştur. Bunların ise gergin tel üzerinde sırasıyla 1/2, 2/3 ve 3/4'lük aritmetik oranlarla ifade edilen uzunluklara karşılık olduğunu ortaya koymuştur. Böylece ilk dört sayı (1, 2, 3, 4) ve onlar arasındaki oranlarla o zamana kadar müzisyenlerin bile zor farkına varabildiği ses aralıklarının kesin ve matematiksel bir dille ifade edilebilir olduğunu keşfetmiştir. Ondan sonrakiler sayı oranlarında seslerin gizli bağlantılarını aramaya girişip bir sesin niteliği ile ses dizisindeki yerini bu sese karşılık olan sayının niteliği ve sayılar dizisindeki yeri ile bir tutmuşlardı. Matematik ile böylesine yakından uğraşan Pisagorcular, sayılardan edindikleri bilgileri genelleştirerek sayıları bütün varlığın ilkeleri (arkhe) yapmışlardır. Bir sayısı temel sayıdır. Tek ve çift sayıları meydana getirendir. Sayıların ve varlıkların sonsuz dizisi "bir"den çıkar. İki türlü bir vardır: İlki, bütün sayılar (varlıklar) zincirinin içinden çıktığı ve sonuç olarak da onları içeren, kuşatan, özetleyen, karşıtı olmayan "mutlak bir"dir. Bütün varlıkların değişmez ilkesi ve ebedî kaynağı, sarsılmaz ilkesidir. İki sayısı dişiliği ve doğanın bu dişilikten geldiğini ifade eder. Üç sayısı uyum ve düzenle maddenin içerdiği üçlü öğeyi temsil eder. Bu sayı, başlangıcı, ortası ve sonu olan ilk rakamdır, yetkin bir sayıdır. Dört tanrısal gücü simgeler. İlk çift sayı olan "iki"nin kendisi ile çarpımından elde edilen bu sayı adaletin de simgesidir. Beş sayısı evliliğin simgesidir. Altı organik ve hayati varlıkların türlü şekillerini gösterir. Burada dişilik ilkesi olan (2), erkeklik ilkesi olan (3), mutlak (1) ile birleştiği için soyların devamını da gösterir. Yedi sayısı kritik sayıları temsil eder. Örneğin, yedi günlük, yedi aylık ya da yedi yıllık dönemlerin varlıkların gelişiminde baskın rolleri vardır. Sekiz sayısı akıl, ahlak ve erdemin temsilcisidir. Dokuz sayısı mutlak Bir ayrı tutulacak olursa ilk tek sayı Üç'ün karesidir. O da Dört sayısı gibi adaleti temsil eder. On sayısı, yetkin bir sayıdır. Her şey ondan çıkar. Yaşamın ilkesi ve yol göstericisidir. Göksel ve tanrısal olduğu kadar insanidir. Eğer "on"lu olmasaydı her şey belirsizlik içinde ve karanlıkta kalırdı. Bütün sayıların temelidir. On sayısının içinde ilk olarak eşit sayıda tekler ve çiftler bir araya gelmiştir (1, 3, 5, 7, 9 ve 2, 4, 6, 8, 10). Sayıların Kullanım Adları "Onlardan bazıları da bunların düzenli bir sırada sıralanan on temel ilkesi olduğunu söylerler: İstemli-İstemsiz Tek-Çift Bir-Çok Sağ-Sol Erkek-Dişi Duran-Hareket eden Doğru-Eğri Aydınlık-Karanlık İyi-Kötü Kare-Dikdörtgen" Astronomi Pisagorcuların bilim alanında en büyük başarıları astronomidedir. İlk defa olarak yeri, evrenin merkezi olmaktan çıkarmışlar, onu küre şeklinde düşünmüşler ve yerin, evrenin ortasındaki görünmeyen merkezi ateşin etrafında dolandığını söylemişlerdir. Merkezi ateşin etrafında batıdan doğuya olmak üzere on tane gök cismi Sphairoslara (= saydam kürelere) takılmış olarak dönmektedir: Yer, karşıyer (bunu da göremeyiz), güneş, ay, o zaman bilinen beş gezegen ile duran yıldızlar gökü. Güneş tutulması, ay, yer ile güneşin arasına girince; ay tutulması da yerin ya da, karşı yerin gölgesi ay üzerine düşünce olur. Bütün hızla giden şeyler bir ses çıkarırlar, dolayısıyla yıldızlar da bir ses çıkarırlar; bu sesin yüksekliği, yıldızın merkezinin ateşe olan uzaklığıyla orantılıdır. Böylece, göklerin de bir musikisi vardır, ama bunu sıradan ölümlüler işitemezler. Tetraktys Pisagorcuların simgesi Tetraktystir. Bir sayının geometrideki karşılığı noktadır. İki nokta yan yana getirildiğinde ise bir doğru ya da çizgi elde edilir. Bu da İki sayısının karşılığıdır ve artık elimizde uzunluğu olan bir şekil vardır. Üç sayısı ise üçgene karşı gelir ve düzlemi temsil eder. Dört sayısı dört yüzlü bir şeklin karşılığı olup artık, ortaya bir nesne çıkmıştır. Pisagor Teoremi Bir dik açılı üçgende dik kenarların her birinin uzunluklarının karelerinin toplamları, dik açının karşısındaki kenar olan hipotenüsün uzunluğunun karesine eşittir. Bu teoremin matematiksel formülle gösterimi şöyledir: c2 = a2+ b2 Pisagor'dan etkilenenler Platon Platon'a olan etkisi R. M. Hare'ye göre üç konudadır: Platon okulu, Pisagor'un Kroton'da kurduğu okullarla benzerlik göstermektedir. Platon muhtemelen matematiğin felsefi düşünmeye güvenli bir temel olduğu düşüncesini Pisagor'dan almıştır. Platon ve Pisagor ruha giden gizemli bir yol ve onun maddesel dünyadaki yeri düşüncesini paylaşmışlardır. Bu her ikisinin de Orfeusçuluktan etkilendiğini gösterir. Platon'un üçüncü kuşak Pisagorcular'dan geometriye birçok katkısı olan ve Öklid'in Ögeler adlı eserinde aksettirdiği Arhitas'tan etkilendiği açıktır. Roma Antik Roma efsanelerinde ikinci kral Numma Pompilius'un Pisagor'un öğrencilerinden biri olduğu söylenir. Ezoterik gruplar Pisagor matematik çalışmalarına adanmış Pisagor kardeşliği adında gizli bir topluluk kurmuştur. Bu sonradan birçok ezoterik grubu etkilemiştir. Toplum hakkında görüşleri Pisagor toplumu bir vücuda benzetir. Bu konuda insan yapısının 3 ana parça olduğunu belirtir: Akıl (bilgelik), ruh (cesaret) ve maddi ihtiyaçlardır. Toplum da böyledir; akıllı kişiler toplumu idare etmeli, cesaretli kişiler asker olmalı, toplumun maddi ihtiyaçlarını ise üretim yapan halk karşılamalıydı. Pisagor'a göre toplumda adaletin gerçekleşmesi için, bu sınıfların kendi arasında değil kendi içinde eşitliği olmalıdır. Yani yöneticiler kendi arasında, askerler kendi arasında, halk da kendi arasında eşittir. Bu hiyerarşik eşitsizlik anlayışı, reenkarnasyon inancında kendisine dayanak bulur. Pisagor'a göre, ruhlar bu dünyada iyi eylemlerde bulunup erdemli olmak için çabalarlarsa sonraki hayatlarında bir üst sınıfa uygun karakterli ve yetenekli bir şekilde doğacaklardır. Eğer kötü eylemlerde bulundularsa, daha aşağı bir sınıfa uygun olarak, hatta bitki ve hayvanlar aleminde doğacaklardır.  Maddî isteklerin ve dünya malının kölesi gibi olan halk, erdemsizdir ve bu yüzden ruh bakımından aşağı düzeydedir. Şan ve şeref peşindeki asker sınıfı ve aklıyla hareket eden yönetici sınıfı ise daha üstündür. Pisagor bu yüzden insanlara aşırılıktan kaçınıp ölçülü olmayı öğütler. Ruh göçü öğretisi Herodot'un bizlere aktardığına göre; ruh göçü öğretisini, Pythagoras Mısır' dan alıp, Yunan dünyasına ithal etmemiştir. Çünkü Mısır' da ruhun ölümden sonra varlığını sürdürdüğü fikri mevcut olmakla birlikte, onun bedenden bedene dolaştığı fikri mevcut değildir. Bu öğretiye göre; ruh ölümsüzdür, insanın bu dünyada işlemiş olduğu kötülüklerin veya yapmış oldukları iyiliklerin sonucu olarak insanın ölümünden sonra değerce daha aşağı veya daha yukarı varlıkların bedenlerine göç eder. Böylece o sürekli bir yeniden doğuşlar çarkı na tabi olur. Ancak insanın çok dürüst, çok erdemli bir hayat sürmesi sonucunda bu doğuş çarkından kurtulması, saf hale gelmesi, ana vatanına, yani tanrısal alana dönmesi mümkün olur. Bir anlatıya göre; "Bir gün sopayla dövülen bir eniğin yanından geçerken ona acımış ve şöyle demiş: Dur, vurma! Çünkü o sevdiğim bir adamın ruhu, bağırışını duyunca onu tanıdım." Diğer başarıları Pisagor'un en büyük başarısı müziğin 1, 2, 3, 4 sayılarının orantılı aralıklarına dayandığını keşfetmesidir. Pisagor evrenin bu sayıların toplamı olan 10 sayısına (1 + 2 + 3 + 4 = 10) dayandığını söylemiştir. Onun ardından Hippasos, irrasyonel sayıları keşfetmiştir fakat Pisagor için bu düşünülemez bir şeydi ve bu konu yüzünden Hippasos'un öldürüldüğü söylenir. Ayrıca kare sayıları keşfetmişlerdir. Örneğin 9 bir kare sayıdır: 3*3=9, yine 4 bir kare sayıdır: 2*2=4 Dünyanın yuvarlak olduğunu, her gezegenin bir ekseni olduğunu ve gezegenlerin bir merkezi noktada döndüklerini söyleyen ilk kişilerden biriydi. Bu noktayı önce dünya olarak belirlese de sonradan bu düşünceden vazgeçip gezegenlerin merkezi bir ateş etrafında döndüğünü söylemiştir. Ama bu ateşi asla Güneş olarak tanımlamamıştır. Ayrıca Ay'ın başka bir gezegen olduğuna inanmış ve ona Karşı-Dünya demiştir. Eserleri Bildiğimiz kadarıyla Pisagor, öğretilerini sözle yaymıştır. Onunla ve öğretileriyle ilgili bilgileri, öğrencilerinin yazılarından alıyoruz. Fakat Diogenes Laertios'un eserinde belirttiği üzere, Pisagor'un da eserleri vardır: "Bazıları Pythagoras'ın bir tane dahi yazılı eser bırakmadığını söylerler, ama bu doğru değildir. Doğa düşünürü Herakleitos neredeyse avaz avaz bağırarak şöyle diyor: "Mnesarkhos oğlu Pythagoras araştırma çalışmalarında bütün insanları aşmıştır ve bu yazılarından seçme yaparak, büyük bilgi ve kurnazlığa dayalı kendi bilgeliğini oluşturmuştur." Böyle söylüyor, çünkü Pythagoras Doğa adlı eserine şu sözle başlıyor: "Soluduğum hava adına, içtiğim su adına, bu eserimle ilgili herhangi bir yergiye katlanamayacağım." Pisagor ezoterizmi Ezoterizm'de Pisagor büyük inisiyelerden biri olarak kabul edilir. Delphoi’te, Mısır’ın Teb ve Memfis kentlerinde ve Babil’de bulunmuş olan Pisagor, inisiyatik eğitim aldıktan ve uzun gezilerinden sonra, Taranto Körfezi’nin uç noktasındaki bir Dor site-devlet’i olan Croton’da (Crotona) bir enstitü açarak kendi ezoterik ekolünü kurmuştur. İnisiyatik niteliğinin yanı sıra bilimler akademisi niteliği taşıyan bu enstitüde dinler ve manevi bilimlerin yanı sıra maddi bilimler (fizik, matematik, siyaset bilimi vs.) de öğretilmekteydi. Pisagor bu bilimlere “insan bilgisinin tümünü kuşatan” anlamında “matemata”lar adını vermişti ki, bilindiği gibi, matematik sözcüğü bu terimden doğmuştur. Pisagor’a göre, tüm felsefe ve dinlerde hakikatin (verite) dağınık ışınları yer almaktaysa da, bu ışınların merkezi ezoterik doktrindi. Ayrıca hakikate ulaşmada öncelikle “sezgi” gerekliydi, gözlem ve muhakeme yeterli değildi. Pisagor’un rejim modeli Pisagor Croton’da inisiyatik eğitim yoluyla, “yönetici sınıfın ‘liyakate göre atama’yla seçilen bilgelerden (inisiyelerden) oluştuğu yönetim modelini uygulamayı amaçlıyordu. Platon’un sonradan “Devlet” adlı eserinde söz edeceği bu yönetim rejimini, kimilerine göre, dünyada (ya da 6.000 yıl içinde) pratiğe geçirebilmiş tek kişi Pisagor olmuştur. Bu yönetim rejimi şöyle açıklanır: Yöneticiler yurttaşların oylarıyla değil, atama yoluyla seçilmelidir. Yöneticiler hiyerarşisine alınacak kişiler liyakatleri esas alınarak yöneticilerce belirlenmelidir. Yöneticiliğe uzanan yolda fırsat eşitliğinin sağlanması için kız ve erkek tüm çocuklar devlet tarafından yetiştirilip eğitilmelidir. Bu eğitimde belirli aşamalarda sınavlar yapılmalı ve sınavlarda başarılı olamayanlar ekonomik çalışma alanlarına kaydırılmalı, başarılılara ise ezoterik doktrin dersleri verilmeye başlanmalıdır. Ezoterik öğrenimde kuramsal ilkeleri öğrendiklerini kanıtlayanlar, uygulama deneyiminden oluşan bir eğitimden geçirilmeliler. Bu eğitimden de geçenler arasından, kitaplardan öğrendiklerini gerçek dünyaya ve hayata uygulayabilecek ve başlıca ilgilerinin kamu refahı olduğunu gösterebilmiş olanlar, “yöneticiler vasî sınıfı”na seçilebilirler. Bu sınıfa üye olmanın çekici gelmemesi için, bu sınıf üyelerinin toprakları, özel evleri, altınları olmamalı, yalnızca, fazla olmayan, sabit bir maaşları olmalıdır. Ayrıca bu kimselerin çeşitli sakıncaları olabileceğinden, evlilik yapmamaları gerekir. Enstitü’nün gelişimi ve dağıtılması Zamanla enstitü’nün gitgide güç kazanması Pisagorcular’a Croton site-devlet’in yönetimini ellerine almalarını sağlamıştı. Pisagor buraya gelmeden önce aristokratlardan (zengin yurttaşlardan) oluşan 1000’ler meclisince (senatosunca) yönetilen Croton, artık 300 inisiyeden oluşan bir konsey tarafından yönetiliyordu. Pisagor’cu yapılaşma, giderek Güney İtalya'nın diğer kentlerine ve Akdeniz’deki bazı adalara da sıçramaya başladı. Fakat çıkarları zedelenenler ve inisiyasyona alınmayanlar bir süre sonra karşılık vermekte gecikmediler. Bundan sonra gelişen olaylar hakkında kaynaklar farklı bilgiler vermektedir. Kimilerine göre Pisagor dahil en üst düzeyli inisiyelerin hemen hemen hepsi öldürülmüş, kimilerine göre de, Pisagor kaçmayı başarmış ve Metapontium kentinde yüz yaşına yaklaşırken eceliyle ölmüştür. Pisagor’un bilim ve sanata katkıları Matematik ve astronomiye katkıları olmuştur. Ürettiği bağıntıya Pisagor bağıntısı adını vermiştir. Müziğin matematiksel oranlara indirgenebileceğini ortaya koymuş ve diatonik skalayı keşfetmiştir. Günümüzde bazı bilim adamlarının çok sıcak baktığı “kürelerin müziği” adıyla bilinen “kürelerin armonisi” önermesini ortaya atmıştır. Müzikle tedavi çalışmalarıyla tıbba katkıda bulunmuştur. Bir iddiaya göre, Dünya’nın yuvarlak olduğunu ve ikili bir hareket içinde olduğunu biliyordu ve bunları yalnızca inisiyelerine açıklamıştı ki, bu açıklamaları, ezoterik doktrin yoluyla kuşaktan kuşağa aktarılarak bu bilgilerin kabulünde rol oynamıştır. (3, 4, 5) ve (5, 12, 13) özel üçgenlerini bulmuştur Çarpım tablosunu ilk olarak o kullandı. İçine konulan içeceği adaletli dağıtılmasını sağlayan bir tür kupayı okulunda kullandı (Pisagor'un Adalet Kupası). Ayrıca bakınız Pisagor Önermesi Pisagorculuk Pisagor inisiyasyonu Pisagor'un Adalet Kupası Kaynakça Plutarch, Kehanetin Hükmünü Kaybetmesi 22 S. 422 b = V. S. c. 16 Simplicius, Aristoteles'in Fizik 23, 33'üne = V. S. 18 n 7 Aetius V 30, 1 = Alkaion fr. 4 Proklos, Platon'un Timaios I S. 176, 27'sine, Diehl <44 A 9'da> Lukianos, Dans Sırasında Sürçme Üstüne 5 = 44 A 11 Pisagorcular Bu yemin şöyle: "Durmadan fışkıran doğanın ve kökünün kaynağını içeren dörtlük'ü soyumuza devretmiş olan onun <yani, Pisagor'un> adına hayır" Tetraktys fr. 1 Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, s.29 Derman Bayladı, Pythagoras Bir Gizem Peygamberi, s.79 Aristot., Metaph., A 5 986a 22. Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, s.30 Laertios, Diogenes, Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri, s.393 Ahmet Arslan, İlkçağ Felsefe Tarihi Kitabı, s.142, s.147, s.148, s.149 Notlar Kaynakça Bibliyografya Dış bağlantılar MÖ 570 doğumlular MÖ 495 yılında ölenler MÖ 6. yüzyılda Yunanlar MÖ 6. yüzyıl filozofları Antik Yunan matematikçiler Din kurucuları Pisagorcular Vejetaryenler Nümeroloji Müzik felsefesi Geometriciler
1208
https://tr.wikipedia.org/wiki/Pisagor%20teoremi
Pisagor teoremi
Pisagor teoremi () veya Pisagor bağıntısı, Öklid geometrisinde üçgenin kenarları arasındaki temel ilişkiyi kuran ilk teoremlerden biridir. Teoreme gerçek hayattan örnek olarak telli çalgıları gösterilebilir; 'telin uzunluğu arttıkça titreşim artar' prensibine dayanır. Pisagor'un denklemi olarak da isimlendirilen bu teorem, a, b ve c kenarlarının arasındaki ilişkiyi şu şekilde açıklar: burada c hipotenüsün uzunluğunu, a ve b üçgenin diğer iki tarafının uzunluklarını temsil eder. Tarihî anlamda çok tartışılan teorem, adını eski Yunan filozof ve matematikçi Pythagoras'dan ‪(Πυθαγόρας, MÖ 570 – MÖ 495) almıştır. Bu teorem, birçok matematiksel teoremin ispatlanmasını sağlamıştır. Binlerce yıl öncesine dayanan geometrik ispatlar ve cebirsel ispatlar da dahil olmak üzere bu, çok çeşitlidir. Bu teorem, yüksek boyutlu uzaylardan, Öklid olmayan uzaylara, doğru üçgen olmayan nesnelere ve aslında hiç üçgen olmayan nesnelere, n boyutlu katılara çeşitli şekillerle entegre edilip genelleştirilebilir. Pisagor teoremi, matematiksel soyutlamanın, mistik ya da entelektüel gücün sembolü olarak matematiğin ilgisini çekmiştir; edebiyat, sinema, müzikal, şarkı ve çizgi filmlerde de popüler olmuştur. Yeniden düzenleme ispatı Şekilde gösterilen iki büyük karenin her biri dört özdeş üçgen içerir ve iki büyük kare arasındaki tek fark, üçgenlerin farklı şekilde konumlandırılmasıdır. Bu nedenle, iki büyük karenin her birinin içindeki beyaz boşluk eşit alana sahip olmalıdır. Beyaz boşluğun alanını eşitlemek Pisagor teoremini verir, Q.E.D. Heath, Öklid'in Elementler'i'ndeki Önerme I.47 üzerine yaptığı yorumda bu kanıtı verir ve Bretschneider ve Hankel'in, Pisagor'un bu ispatı biliyor olabileceğine dair önerilerinden bahseder. Heath, Pisagor teoreminin ispatı için farklı bir öneriyi destekliyordu, ancak tartışmasının başlangıcından itibaren şunu kabul ediyor: "Pisagor'dan sonraki ilk beş yüzyıla ait olan Yunan edebiyatı, bu veya buna benzer herhangi büyük bir keşfi belirten hiçbir ifade içermiyor." Son araştırmalar Pisagor'un, matematiğin babası olma rolünde yüksek olasılık gösterdi ancak bu konudaki tartışmalar devam ediyor. Teoremin diğer biçimleri Eğer c hipotenüs uzunluğunu, a ve b diğer iki tarafın uzunluğunu gösteriyorsa Pisagor teoremi, cebirsel olarak şöyle ifade edilir: Hem a hem de bnin uzunlukları biliniyorsa, c şu şekilde hesaplanır: Hipotenüs cnin ve en az bir tarafın (a veya b) uzunluğu biliniyorsa, diğer tarafın uzunluğu şu şekilde hesaplanır: veya Pisagor denklemi, dik üçgenin kenarlarını basit bir şekilde ilişkilendirir. Böylece herhangi bir iki tarafın uzunluğu biliniyorsa üçüncü tarafın uzunluğu bulunabilir. Teoremin başka bir sonucu, herhangi bir dik üçgende hipotenüsün diğer taraflardan herhangi birinden daha büyük, ancak toplamlarından daha az olmasıdır. Bu teoremin genelleştirilmesi, diğer iki tarafın uzunlukları ve aralarındaki açı göz önüne alındığında, herhangi bir üçgenin herhangi bir tarafının uzunluğunun hesaplanmasını sağlayan kosinüs yasasıdır. Diğer taraflar arasındaki açı dikaçı ise, kosinüs yasası Pisagor denklemine indirgenir. Matematikte Pisagor teoremi, Öklid geometrisinde bir dik üçgenin 3 kenarı için bir bağıntıdır. Bilinen en eski matematiksel teoremlerden biridir. Teorem sonradan MÖ 6. yüzyılda Yunan filozof ve matematikçi Pisagor'a atfen isimlendirilmiş ise de, Hindu, Yunan, Çinli ve Babilli matematikçiler teoremin unsurlarını, o yaşamadan önce bilmekteydiler. Pisagor teoreminin bilinen ilk ispatı Öklid'in Elementler eserinde bulunabilir. Teoremin diğer ispatları Bu teoremin, diğer birçok teoremden daha fazla ispatı olabilir (ikinci dereceden karşılıklılık yasası, bu ayrım için başka bir rakiptir); sadece The Pythagorean Proposition kitabı 370 ispat içeriyor. Üçgende benzerliği kullanarak ispat Bu ispat, benzer iki üçgenin kenar oranlarına, yani benzer üçgenlere karşılık gelen herhangi iki kenarın birbirine oranına, üçgenlerin boyutuna bakılmaksızın aynı olmasına dayanmaktadır. ABC, şekilde gösterildiği gibi Cye uzanan dik açılı bir dik üçgeni temsil etsin. Yüksekliği, C noktasından olsun ve H ile, AB doğrusu üzerinde kesişsin. H, hipotenüs cnin uzunluğunu d ve eye bölsün. Yeni ACH üçgeni, ABC üçgeni ile benzer olsun, çünkü her ikisi de bir dik açıya sahip (yükseklik tanımına göre) ve açıyı Ada paylaşsınlar (bu, üçüncü açı θnın her iki üçgende de aynı olacağı anlamına gelir). Üçgenlerin benzerliğinin ispatı, üçgen varsayımını gerektirir: "Bir üçgendeki açıların toplamı iki dik açıya eşit ve paralel postülata eşdeğerdir" varsayımla eşdeğerdir. Üçgenlerin benzerliği, karşılık gelen tarafların oranlarının eşitliğine yol açar: İlk sonuç θ açısının kosinüslerine eşittir, ikinci sonuç ise sinüslerine eşittir. Bu iki eşitliğin toplanması, birkaç basitleştirmeden sonra, Pisagor teoremini şöyle ifade eder: Sayısal örnekler En yaygın olarak karşılaşılan örneklerden biri "3-4-5" üçgenidir. Bu, komşu kenarları sırasıyla 3 birim, 4 birim ve karşı kenarı 5 birim olan bir dik üçgeni temsil eder. Diğer örnekleri ise ... Notlar Teorem Öklid geometrisi teoremleri Yunan icatları Kanıt içeren maddeler Geometri tarihi
1213
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eiir
Şiir
Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır. Şiir, Sümerlerin Gılgamış Destanı’na kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. İlk şiirler Çincede olduğu gibi halk şarkılarından ya da Sanskritçe Vedalar, Zerdüştlük inancının Gataları ve Homeros’un "İlyada" ile "Odysseia"sı gibi destanların yeniden sözlü anlatım ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Şiirin tanımlanması için antik dönemdeki çalışmalar, Aristoteles’in Poetikasında olduğu gibi konuşmanın, retorik, drama, şarkı ve komedide kullanımına odaklanmıştır. Daha sonraki çalışmalar, yineleme, mısra biçimi ve kafiye gibi özelliklere yoğunlaşmış ve şiiri tartışmasız olarak bilgilendirici, düzyazı formlarından ayıran estetik olgusuna vurgu yapmıştır. Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren şiir dile yön veren temel yaratıcı güç olarak daha fazla anılır olmuştur. Şiir, sözcüklere farklı yorumlar getirmek veya onlardan kaynaklanan duygusal tepkiler yaratmak için biçim ve bir araya getirmeleri kullanır. Asonans, aliterasyon, yansıma ve ritim gibi araçlar müzikal veya arpağ etkisi oluşturmak için bazen kullanılmaktadır. Şiir dilinin anlam belirsizliği, sembolizm, ironi ve diğer stilleri gibi araçları şiiri farklı yorumlamalara uygun hâle getirir. Benzer biçimde mecaz, benzetme ve mecaz-ı mürsel gibi konuşmanın öğeleri daha önce algılanmamış farklı imajlar arasında bir anlam katmanı içeren bir ilişki kurmaktadır. Kafiye ve ritim kurgusu içinde şiirin sözleri arasında da benzer yakınlıklar kurulabilir. Bazı şiir biçimleri, şairin yazdığı dilin özelliğine bir yanıt ve ait olduğu kültüre ve türe özgüdür. Dante, Goethe, Mickiewicz ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tarafından yazılan şiirleri okumaya alışık okurlar şiirin her zaman kafiye ve ölçü ile yazıldığını düşünebilir, ne var ki, kimi kutsal metinlerde olduğu gibi ritim ve ses estetiği oluşturmayı amaçlayan şiir gelenekleri de vardır. Modern şiir ise şiir geleneğine eleştiri üzerine kuruludur. Bunu yaparken birçok unsurun yanı sıra ses estetiği ilkeleriyle oynayıp test etmekte, bazen bunu kafiye ve ritimde de yapmaktadır. Günümüzün küreselleşen dünyasında şairler artan oranda farklı kültür ve dillerden biçimleri, tarzları ve teknikleri şiire uyarlamaktadır. Tanımı Türkçede karşılık olarak koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlık kazanamamıştır. Günümüzde koşuk, nazım karşılığı olarak kullanılmakta ise de nazım ve şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmemesi sebebiyle şiirle nazım eş anlamlı sayılmışsa da günümüzde bu düşünce aşılmış ve edebiyatın şiirle birlikte başladığı düşüncesinde fikir birliği oluşmuştur. Yahya Kemal Beyatlı şiiri "Bildiğimiz musikiden farklı bir musiki" olarak tanımlarken, Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre şiir "Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı"dır. Ahmet Haşim şiiri "Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan" olarak tanımlar. Necip Fazıl Kısakürek ise şiir için "Mutlak hakikati arama işidir" der. Şiir türleri Pastoral şiir Mesnevi şiir Dramatik şiir Didaktik şiir Lirik şiir Epik şiir Somut şiir Deneysel şiir Senfonik şiir Satirik şiir Modern şiir Serbest nazım ve toplumcu şiir Şiirin şekil unsurları Nazım birimi Nazım şekli Şiirde ölçü Uyaklanış Uyak çeşitleri Kaynakça Estetik Şiir türleri Edebiyat
1216
https://tr.wikipedia.org/wiki/Uygur%20Ka%C4%9Fanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1
Uygur Kağanlığı
Uygur Kağanlığı (Eski Türkçe: 𐱃𐰆𐰴𐰕:𐰆𐰍𐰕:𐰉𐰆𐰑𐰣, Toquz Oγuz budun, Tang dönemi isimleri, modern Hanyu Pinyin ile: Geleneksel Çince: 回鶻 ; Basitleştirilmiş Çince: 回鹘 ; Pinyin: huíhú veya Geleneksel Çince: 回紇 ; Basitleştirilmiş Çince: 回纥 ; pinyin: huíhé), 8.ve 9. yüzyılların ortaları arasında yaklaşık bir yüzyıl boyunca var olan bir Türk imparatorluğuydu. Çinliler tarafından Jiu Xing (Dokuz klan), dokuz Oğuz veya Dokuz Tuğluk olarak adlandırılan bir kabile konfederasyonuydu. Etimoloji Çin kaynaklarında Huei-ho, Wei-ho, Huei-hu, Wei-qu-er vb. şekilde görülen Uygur adının anlamı 974'te yazılan Chiu Wu-tai-shihde şahin süratiyle dolaşan ve hücum eden şeklinde açıklanmaktadır. Fakat bunun bir yakıştırma olduğu bellidir. Etimolojik olarak Uygur adının uy (takip etmek)+gur (Salgur gibi) tarzında ortaya çıktığı ileri sürülmüş ise de, o tarihlerde kullanılan Türkçe'de de "takip etmek" manasındaki eylem kökünün "ud-" biçiminde olduğu antitezinden hareketle sözcüğün oy (oymak, baskı yapmak) + gur ve kuvvetli bir olasılıkla uy (akraba, müttefik)+ gur şeklinde türediği savunulmaktadır. Nitekim tarihsel süreçte ortaya çıkan "On Uygur" federatif adının "On Müttefik" manasına kullanılmış olma olasılığı tarihsel gerçeklik açısından ağır basar. Uygur adıyla ilgili bir diğer mesele ise İslam kaynaklarında her zaman ve Çin kaynaklarında bazen kendilerine verilen Dokuz Oğuz adının kökeni ve ne şekilde ortaya çıktığıdır. Aslında Uygurlar'dan ayrı bir budun (boylar birliği, ulus) olan dokuz Oğuzlar, Göktürk siyasi otoritesinin dayandığı topluluk idi. Bu anlamda ayrı bir etnik yapı oluşturmayıp kendiliğinden Türk budununu oluşturan boylara verilen isimdi. Zaten Çin kaynaklarında kendilerinden Türklerin dokuz kabilesi, Göktürkler'den ise "dokuz kabilenin Türkleri" diye bahsedilmesi; nitelik yönünden benzerliği ortaya koymaktadır. İşte bu Dokuz Oğuz boylarına -başka bir deyişle- dokuz adet Oğuz boyuna, dokuz oymaktan oluşan- Uygur boyunun eklenmesiyle "On-Uygur" denilen siyasal birlik ortaya çıkmıştır ve böylece Uygur adı ile Dokuz Oğuz adı birlikte ve bazen karıştırılarak kullanılagelmiştir. Tarihçe Yükseliş dönemi 657'de Batı Türk kağanlığı Tang hanedanı tarafından yenildi ve ardından Uygurlar Tang hanedanlığına sığındı. Bundan önce Uygurlar, 627'de Tibet İmparatorluğu'na ve Türklere karşı savaştıklarında Tang ile ittifak kurma eğilimi göstermişlerdi. 742'de Uygurlar, Karluklar ve Basmiller İkinci Türk Kağanlığı'na isyan ettiler. 744'te Basmiller, başkent Ötüken'i ele geçirdi ve hüküm süren Özmiş Kağan'ı öldürdü. Aynı yıl içinde Basmillere karşı bir Uygur-Karluk ittifakı kuruldu ve onları yendiler. Uygur kağan'ın kişisel adı Qulluğ Boyla'ydı (Çince:骨力裴羅). Tüm kabilelerin en yüksek hükümdarı olduğunu iddia ederek Kutlug Bilge Kül Kağan (Şanlı, bilge, kudretli kağan)unvanını aldı. Başkentini Ordu-Balık'ta kurdu. Çin kaynaklarına göre, Uygur İmparatorluğu toprakları "doğu ucunda, Şivey topraklarını, batıda Altay Dağları'nı, güneyde Gobi Çölü'nü kontrol altına aldı, böylece eski Hiung-nu'nun tüm topraklarını kaplamış oldu". 745'te Uygurlar Göktürklerin son kağanı Kulun Beg'i (白眉可汗 鶻隴匐) öldürdüler ve başını Tang'a gönderdiler.Altın Çağ747'de Kutluk Bilge Kül Kağan öldü ve yerine en küçük oğlu Bayan Çor Kağan geçti. Tang ile bir dizi ticaret karakolu inşa ettikten sonra, Kağan sermayeyi Ordu-Balık ve Bay Balık'i inşa etmek için kullandı. Yeni kağan daha sonra tüm bozkır halklarını bayrağı altına almak için bir dizi sefer başlattı. Bu süre zarfında imparatorluk hızla genişleyerek Sekiz Oğuzları, Kırgızları, Karlukları, Türgeşleri, Dokuz Tatarları, Çikleri ve Basmilleri Uygur egemenliğine soktu. 755'te An Luşan, Tang hanedanına karşı bir isyan başlattı ve Tang İmparatoru Suzong, 756'da Bayançur Han'dan yardım istedi. Kağan bunu kabul etti ve en büyük oğluna Tang imparatoruna askerlik hizmeti vermesini emretti. Yaklaşık 4.000 Uygur atlısı, 757'de Çang'an ve Luoyang'ı geri almak için Tang ordularına yardım etti. Luoyang'daki savaştan sonra Uygurlar şehri üç gün boyunca yağmaladılar ve ancak büyük miktarda ipek çıkarıldıktan sonra durdular. Yardımları için 20.000 rulo ipek gönderdiler ve onlara onursal unvanlar verdiler. Buna ek olarak, at ticareti her at için 40 rulo ipeğe sabitlendi ve Uygurlara Çin'de kalırken "misafir" statüsü verildi. Hanedanlar karşılıklı evlilikler yaptılar. Uygur prensesi bir Tang prensiyle evliyken Bayançur Han ise Prenses Ninguo ile evlendi. 758'de Uygurlar yönlerini Kuzey Yenisey Kırgızlarına çevirdiler. Bayançur Han, bir Kırgız ordusunu katletmeden ve Kağanlarını idam etmeden önce ticaret karakollarından birkaçını yok etti. 759'da Uygurlar, isyancıları bastırmak için Tang'a yardım etmeye çalıştı ancak başarısız oldu. Bayançur Han öldü ve yerine oğlu Tengri Bögü Kağan geçti. 762'de Tengri Bögü, Tang'ı 4.000 askerle işgal etmeyi planladı, ancak müzakerelerden sonra taraf değiştirdi ve Luoyang'daki isyancıları yenmelerine yardımcı oldu. Savaştan sonra Uygurlar şehri yağmaladılar. Halk korunmak için Budist tapınaklarına kaçtığında Uygurlar onları yakıp yıktı ve 10.000'den fazla kişiyi öldürdü. Yardımları için Tang, gitmeleri için 100.000 parça ipek ödemek zorunda kaldı. Sefer sırasında kağan, onu Maniheizmle tanıştıran rahiplerle karşılaştı. O zamandan beri Uygur Kağanlığı'nın resmi dini Maniheizm oldu. Parçalanma Dönemi 779'da Bögü Kağan, Soğd saraylarının tavsiyelerine dayanarak Tang hanedanlığı'nı işgal etmeyi planladı. Ancak Tengri Bögü'nün amcası Tun Baga Tarkan bu plana karşı çıkarak onu ve "Kağan'ın ailesi ve Soğdlar arasından yaklaşık iki bin kişiyi öldürdü." Tun Baga Tarkan, Alp Kutlu Bilge ("Muzaffer, şanlı, bilge") unvanıyla tahta çıktı ve kağanlığın birliğini güvence altına almak için tasarladığı yeni bir dizi yasa uyguladı. Saltanatı sırasında Maniheizm bastırıldı, ancak halefleri onu resmi din olarak ilan etti. 780'de Çang'an'dan haraç alarak ayrılırken bir grup Uygur ve Soğd öldürüldü. Tun tazminat olarak 1.800.000 ip talep etti ve Tang bu tutarı altın ve ipek olarak ödemeyi kabul etti. Kültür ve medeniyet Türk boyları arasında tarım toplumunun ilk örnekleri bu dönemde görülür. Tarım yapabilmek için şehirler kurulmuştur. Göçer hayatın izin vermediği kültür birikimi sağlanmıştır. Günümüz Türk devletlerine varan birçok özellik ilk olarak Uygurlarda görülür. İbn Fadlan Dönemin seyyahlarında Uygur kültürünün zenginliğinden bahsedilmiş, birçok dinin bir arada yaşaması betimlenmiştir. Türklerin ata dini olan tengricilik ile budizm, maniheizm, nesturi hristiyanlık bir arada ve problemsiz şekilde yaşamaktaydı. Devlet özellikleri açısından Çinlilerce ilginç bulunup, incelemek için elçiler yollanıyordu. Budizme geçiş de Çinli elçiler vasıtasıyla olmuş, Uygurlar diğer kültürler altında ezilmemek için dünyada pek kabul görmeyen maniheizmi tercih etmiştir. Mani dini yine Bögü Kağan zamanında resmî din hâline gelmiştir. Sonunda budist yoğunluklu, diğer dinlerin de rahat yaşandığı bir devlet ortaya çıkmıştır. İlk hukuk, sivil örgütlenme, vergi, spor, müzik terimler bu dönemde ortaya çıkmıştır. Bozkır hayatının anarşik yapısına karşılık Uygurlarda hoşgörü ve refah içinde yaşanıyordu. Bu özellikler o dönemden kalan binlerce hukuk, sivil ve devlet yazmalarında görülebilir. İlerleyen dönemlerde Kansu'da yaşayan Uygurlar Buda dinine geçtiler. Uygurlar ilk zamanlar Göktürk alfabesini kullanmış daha sonra ise Uygur alfabesini geliştirmişlerdir. Moğol devlet teşkilatında görev alan Uygur asıllı insanların etkisiyle Uygur harfleri Moğal ve Mançurların da yazısı hâline geldi. Uygur yazısı Fatih Sultan Mehmed zamanında da İstanbul'daki sarayda öğretilmiştir. Fatih'in "Otluk Beli Fetihnamesi" Uygur harfleriyle ve Doğu Türkçesiyle yazılmıştır. Uygurlara ait matbaa ve kâğıt tezgâhlarının olduğu da bilinmektedir. Kağanlar Kutluk Bilge Kül Kağan (Gulipeilo, Guli-pei-lo veya Ku-tu-lu Pi-Chia Chüeh Ko-han) (744-747), Tang Hanedanı tarafından kendisine gä Kül Qağan) (747-759) Gulipeilo'nun birinci oğlu Moyunçor Kağan, Tengri Kağan (Tängri Qağan) (759-779) Gulipeilo'nun ikinci oğlu Bögü Kağan, Tengri Kağan 762 yılında Mani (یین مانی Āyin e Māni; 摩尼教, Móní Jiào) dinine dönmüş, daha sonra yeğeni Tun Bağa Tarkan tarafından öldürülmüştür. Alp Kutluk Bilge Kağan (Alp Qutluğ Bilgä Qağan) (Tun Bağa Tarkan) (779-789), 788 yılından sonra Çinliler Uygurlara Huihe (回紇 huíhé) yerine Huigu (回鶻 huígu) ismini vermişlerdir, Külüg Bilge Kağan (Külüg Bilgä Qağan) (789-790) Alp Qutluğun birinci oğlu, Kutluk Bilge Kağan (Qutluğ— Bilgä Qağan) (790-795) Alp Kutluk'un ikinci oğlu, yaşı küçük olduğundan ülkeyi general Kutluk yönetmiştir. Ay Tengride Ülük Bulmış Alp Kutluk Bilge Kağan (Ay Tängridä Ülüg Bulmıš Alp Qutluğ Uluğ Bilgä Qağan) (795-805), Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külük Bilge Kağan (Ay Tängridä Qut Bulmıš Külüg Bilgä Qağan) (805-808), Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan (Ay Tängri-dä Qut Bulmıš Alp Bilgä Qağan) (808-821), Gün Tengride Ülük Bulmış Alp Küçlük Bilge Kağan (Kün Tängridä Ülüg Bulmıš Alp Küčlüg Bilgä Qağan) (821-824), Ay Tengride Kut Bulmış Alp Bilge Kağan (Ay Tängridä Qut Bulmıš Alp Bilgä Qağan) (Kasar Tegin) (824-832), Ay Tengride Kut Bulmış Alp Külük Bilge Kağan (Ay Tängridä Qut Bulmıš Alp Külüg Bilgä Qağan) (832-839) yardımcısı Kürebir'in batı'dan gelen Şato üç Türk boyları ile işbirliği yaptığını duyunca intihar etmiştir, ayrıca 839 yılında çok sert kış olmuş hemen hemen tüm hayvan sürüleri yok olmuş, Uygurların yaşam koşulları çok zorlaşmıştır. Wuzong (Luji Qasar) + General Külüg Bağa'' (839-840). Uygurların aile yapısı Kaynakça Orta Asya tarihindeki eski devletler Asya'daki eski monarşiler Eski imparatorluklar Tarihteki Türk devletleri Türk hanedanları Asya'daki Türk halkları Kağanlıklar 9. yüzyılda varlığı sona eren bölgeler ve ülkeler
1224
https://tr.wikipedia.org/wiki/Van%20G%C3%B6l%C3%BC
Van Gölü
Van Gölü, Van ve Bitlis illeri sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu, bölgedeki tektonik çöküntü alanının önünün kapanmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölüdür. Çok sayıda koyu bulunan Van Gölü'nün yüzölçümü 3.713 km2'dir. Van Gölü hem tatlı su hem de deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul ekosistemdir. Suları tuzlu ve sodalıdır. Göl suyu tuzluluk oranı %o19, pH'sı ise 9.8 dir. Bu yüzden Van Gölü yüksek rakıma ve sert kışlara rağmen donmaz. Göl su seviyesi iklime bağlı olarak yükselip, düşmektedir. Ancak ortalama olarak denizden yüksekliği 1646 metredir. Gölün ortalama derinliği 171 m, en derin yeri ise, 451 metredir. Yeni yapılan çalışmalar ile gölün yaşının 600.000 yıl olduğu belirlenmiştir. Gölün doğu bölümünde dört ada vardır. Bunlar; Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adalarıdır. Adalar tarihi ve turistik özelliğe sahiptir ve 1990 yılında Arkeolojik Sit Alanı ilan edilmişlerdir. Van Gölü dünyanın en büyük sodalı gölüdür ayrıca Türkiye'de bulunan en büyük göldür. Gölün tuzlu-sodalı suları, biyolojik çeşitliliği sınırlamaktadır. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve iki tür balık yaşamaktadır. Bunlar; inci kefalı (Chalcalburnus tarichi) ve 2018 yılında İl Jandarma Komutanlığı Su Altı Timinin, Van Gölü'ndeki dalış eğitimi sırasında 13 metre yükseklikteki bir mikrobiyalitin içerisinde yaşadığını tespit ettiği, siyah benekli sarı bir balıktır. Bu yeni balık türü ile ilgili araştırmalar devam etmektedir. 2015 yılında yapılan araştırmalara göre gölde piyasa değeri 7.5 milyar dolar olan 50 tonluk Uranyum vardır. Göl etrafı karadan 430 km.'dir ve bunun 245 km si Bitlis ili sınırları içindedir. Yöre halkına göre gölde bir canavar yaşamaktadır. Söylentiyi çıkaranların amaçlarının bölgeye turist çekmek olduğu söylense de, söylentileri araştırmak amacıyla bölgede pek çok bilimsel araştırma ekibi çalışmalar yapmıştır. İstanbul-Tahran demiryolu hatlarını da bağlamaktadır. Türkiye ve İran'a bağlanan demir yolu 1970'lerde yapılmıştır. Oluşumu Van Gölü Doğu Toros ve Aladağların arasında kalan tektonik oluşumun batı kısmında bulunmaktadır. Gölün batısında ve kuzeybatısında birkaç sönmüş volkan vardır. Süphan Dağı ve Nemrut Dağı bu sönmüş volkanların birkaçıdır. Yaklaşık 200 bin yıl önce, Buzul Çağın ortalarında, Nemrut Dağından akan lavlar uzunluğu 60 km'yi aşan bir akım oluşturmuş. Bu akım Van Çukuru ile Muş Çukuru arasındaki su akımını engelleyince göl oluşmuştur. Günümüzdeki araştırmalarda Doğu Toros Dağlarının erozyona uğraması sonucu Van Gölü'ndeki suların Dicle’ye dökülüp, gölün küçüleceği ya da yok olacağı düşünülmektedir. Tarihçe Eski Yunan coğrafyacıları tarafından Thospitis Lacus ya da Arsissa Lacus olarak anılan Van Gölü'nün modern zamanlardaki ismi, sınırlarına dahil olduğu Van ilinden gelmektedir. Urartu Krallığının başkenti, Milattan önce 10. ve 8. yüzyıllar arasında, gölün doğu kıyılarında kurulmuştur. Van Gölü sahilleri boyunca ve pek çok adalarında Ermeni kilise ve manastır kalıntıları bulunabilir. En iyi korunanı onuncu yüzyıldaki Kutsal Haç Kilisesi'dir. Akdamar Adası'ında yer alır. Kral Gagik Artzruni tarafından 915 ve 921 yılları arasında inşa edilmiştir. Dış duvarlardaki rölyefler kutsal kitaba ait Âdem ve Havva, Jonah and the whale (Yunus ve Balina), Davud ve Goliath (Golyat) gibi hikâyeler sunar. Diğer önemli tarihsel anıt gölün doğu kıyısındaki Van Kalesidir. Modern Van şehri bu kalenin doğusunda yer alır. Yüzölçümü3.713 km2’dir. Denizden yüksekliği 1.646m derinliği ise 457m‘yi aşmaktadır. Gölün doğusunda Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları bulunmaktadır. Bu adalar turistlik özelliğe sahiptir. Sit alanı olarak ilan edilmiştir. Van Gölü Canavarı iddiaları Van Gölü Canavarı, Van Gölü'nde yaşadığı ileri sürülen efsanevi bir yaratıktır. 1993 yılına dek kaynaklarda adından hiç söz edilmeyen yaratığı, bugüne dek gördüğünü iddia eden çok sayıda kişi var. Ama yapılan araştırmalar göldeki ilk canavar vakasının 1889 yılında yaşandığını aktarıyor. Dönemin İstanbul'da yayın yapan Saadet gazetesinin, 28 Şaban 1306 (29 Nisan 1889) tarihli 1323 nolu nüshasında, canavarın Van Gölünde abdest almak isteyen bir kişiyi kapıp göle sürüklediği haberi yer alıyor. Varlığı gördüklerini söyleyen kişilerin belirttiklerine göre canavar 15 metre uzunluğunda, oldukça koyu bir renge sahip, sırtında sivri çıkıntıları olan, Plesiosaurus ya da Ichthyosaurus benzeri bir varlıktır. Zamanla bu varlığı gördüğünü iddia edenlerin sayısı artınca, olay basına da yansıdı ve bunun üzerine resmî kurumlar tarafından bölgeye bir bilimsel araştırma ekibi gönderildi. Ancak, yapılan araştırmalar sonucunda gölde olağan dışı herhangi bir varlığın olduğuna ilişkin hiçbir iz bulunamadı. Bölgenin Jeomorfolojisi ve Stratigrafik Yapısı Coğrafya Kapalı bir havza olan Van Havzası, eski Muş-Van çukurluğunun bir parçasıdır. Kuzey ve güneyinden faylarla sınırlanmış bir çöküntü alanı olan eski Muş-Van çukurluğu, Miosen sonlarında başlayıp Pleistosen’de devam eden volkanik faaliyet sonucunda meydana gelen Nemrut Volkanının oluşturduğu setle iki kısma ayrılmıştır (Gürbüz 1994:16, Avcı 2015:21-23). Nemrut Dağı’nın doğusunda kalan ve eskiden Fırat akarsu sistemine bağlı olan akarsuların dışa akışı kesilmiştir. Suların Nemrut Dağı’nın oluşturduğu setin arkasında birikmesiyle Van Gölü ve dolayısıyla Van Kapalı Havzası meydana gelmiştir (Saraçoğlu 1989: 435, Akt: Avcı 2015:21-23). Van Gölü Havzası; güneyden Bitlis Masifi’nin yüksek dağları (İhtiyar Şahap dağları) tarafından çevrelenir. Batıdan Nemrut ve Süphan volkan sistemlerinden kuzeyde yer alan Taşlıçay (Pani) Platosu’nun güney kesimlerine doğru ilerleyen hattın Yukarı Murat Havzası’nın güneyi ile sınırlayabileceğimiz Havza, kuzeyden Meydan Dağı, Bozdağ, Muratbaşı (Hüdavendigar) Dağları, Aladağ ve Tendürek dağlarıyla çevrelenir. Havza, doğuda Van Doğusu Dağları’nın batısında kalan alanları da içine alarak aslında Van Gölü’nün ekolojik ve iklimsel etkilerinin görüldüğü yerler olarak değerlendirilebilir. İnceleme alanı genelinde, Paleozoik’ten günümüze kadar olan zaman aralığını temsil eden metamorfik, mağmatik ve sedimanter kayaç gruplarına ait kayaçlar yüzeylenmektedir. Bu çalma kapsamında inceleme alanının jeolojik yapısı, inceleme alanının büyüklüğü ile yüzeylenen birimlerin yaşları ve kökenleri dikkate alınarak, jeolojik birimler sekiz birim altında incelenmiştir. İnceleme alanının temelinde, Paleozoik - Mezozoik yaşlı Bitlis Masifine ait gnays, Şist, kuvarsit ve mermerler yüzeylenmektedir. Bu birimleri; Üst Kratese yaşlı Ofiyolitik Kayaçlar, Üst Kratese - Paleosen ve Alt - Orta Eosen yaşlı Volkanik Kayaçlar, Eosen - Miyosen yaşlı kırıntılı ve karbonatlı kayaçlar, Pliyosen - Kuvaterner yaşlı volkanik kayaçlar ve Pliyosen - Kuvaterner yaşlı sedimanter örtü kayaçlar izlemektedir. Alüvyal Ovalar Van Gölü kıyısında yer alan alüvyal ovaların önemlileri, Ilıca (Zilan) Çayı ve kollarının taşıdığı malzeme ile oluşan Erciş ovası, Bendimahi Çayı boyunca uzanan Muradiye ovası, Değirmendere (Akköprü Çayı), Doni (Gölardı), Zemobat gibi küçük akarsu ve mevsimlik derelerin oluşturduğu nispeten büyük olan Van ovası, Adilcevaz’ın kuzey doğusunda bulunan Arın ovası ve araştırma sahamızın da bir kısmının içinde yer aldığı gölün güney doğu kısmında yer alan 45 km uzunluğunda, 7 km kadar genişliğinde ve 135 km2'lik bir alana sahip olan Gevaş-Gürpınar ovası yer almaktadır. Van Gölü Havzası Drenaj Alanı Van Gölü kapalı havzasının göl alanlar dâhil, yüzeysel drenaj alan 15495 km2’dir. Van Gölü’nün yüzey alan (serbest su yüzeyi) 3558 km2 ile 3626 km2 arasında değişmekte olup, ortalama gölalan ise 3580 km2 olarak hesaplanmıştır. Van Gölü su seviyesi ise 1646 metre ile 1650 metre arasında değişmekte olup, uzun yıllar ortalama su seviyesi ise 1648 metredir. İnceleme alanı Van ve Bitlis illeri idari sınırlar içinde yer almaktadır. Dünya’nın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü yer almaktadır. Van Gölü gölalan dâhil, kapalı havzanın yüzeysel drenaj alanı 15495 km2 olup, Van Gölü kapalı havzasının çevresi ise 1233 km olarak hesaplanmıştır. 16096 km2 genişliğindeki Havza’nın tabanına Van Gölü yerleşmiştir. % 2,6 tuzluluk oranıyla bir soda gölü olan Van Gölü 3626 km2 yüzey alanı, 607 km3 hacmi, 12470 km2 drenaj alanı ve maksimum 451 metre derinliği ile Türkiye’nin kara içerisindeki en büyük su kütlesidir. Su yüzeyinin denizden yüksekliği son yıllarda 1655 metreyi bulmuştur. Seviye değişiklikleri Van Gölü Kuvaterner devri boyunca süren iklim değişimlerinde fazlaca etkilenmiş bir kapalı havza gölüdür. Göle dökülen Engil Çayı'nın yaptığı deltalar farklı yüksekliklerde yer alır. Göl yüzeyinin daha yüksek olduğu iki dönemde oluşan deltalardan birisi 1695–1710 m, ikincisi 1670–1690 m seviyelerindedir. Engil Çayı'nın günümüzde oluşturduğu aktüel delta ağzı da yıllara göre değişimler göstermektedir. Engil Deltasının batı ucunda yer alan Dilkaya Höyüğü seviye değişimlerinden fazlaca etkilenmiştir. Gölün yükseldiği dönemlerde höyüğün yarısı yok olmuş, batı kısmı faleze dönmüştür. Yağışların göle ulaşması birkaç yıl alabilmektedir. Yüksek ve karasal iklime sahip havzada yağışlar kar şeklindedir. Karların erimesi, yer altına sızması ve bu yoldan göle ulaşması birkaç yıl gecikmektedir. Göl yüzeyinin en fazla yüksekliğe eriştiği 1996 yılı yağış az iken, en fazla yağış üç yıl önce 1993'te düşmüştür. Yani 1993'te düşen yağış göle ancak üç yıl sonra 1996'da ulaşmıştır. 1992-96 yılları arasında gölde afet boyutunda yükselme yaşanmıştır. Göl çevresindeki yollar, evler ve tarım alanları zarar görmüştür. Göl en düşük seviyeye 1963'te (1646,6 m), en yüksek seviyeye 1996'da (1650,55 m) ulaşmıştır. Maksimum ve minumum seviye farkı 3,36 m'dir. Resimler Ayrıca bakınız Oluşumlarına göre Türkiye'nin gölleri listesi Türkiye'deki göller Van Gölü Kapalı Havzası Kaynakça Dış bağlantılar Van Şehir Rehberi Van Valiliği Van Gölü Resimleri Van Gölü Kirlenmesin İmza Kampanyası Türkiye'deki Volkanik Set Gölleri Türkiye'deki göller
1229
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0lhan%20Usmanba%C5%9F
İlhan Usmanbaş
İlhan Usmanbaş (d. 23 Ekim 1921, İstanbul) Türk besteci, eğitimcidir. Hayatı İlhan Usmanbaş İstanbul'da doğdu, Ayvalık'ta büyüdü. On iki yaşında kendi kendine viyolonsel çalmaya başlayan Usmanbaş Ortaokulu Ayvalık'ta bitirdikten sonra 1936'da girdiği Galatasaray Lisesi'ndeki öğrenciliği boyunca müzik çalışmalarını Sezai Asal'la yürüttü. 1941'de liseyi bitirince İstanbul Edebiyat Fakültesi ve Belediye Konservatuvarı'nda öğrenciliğe başlamıştır. Cemal Reşit Rey'in armoni ve Sezai Asal'ın viyolonsel derslerini izlemiş, ve 1942'de Ankara Devlet Konservatuvarı'nın Kompozisyon Bölümü'ne geçerek Hasan Ferit Alnar'la armoni, kontrpuan ve kompozisyon, Ahmet Adnan Saygun'la kompozisyon, David Zirkin'le viyolonsel, Ulvi Cemal Erkin'le piyano çalışmıştır. 1948'de Ankara Devlet Konservatuvarı'nın ileri döneminden mezun oldu. Aynı yıl soprano Atıfet Usmanbaş (1923-2022) ile evlendi. Henüz öğrenciyken yazdığı ilk orkestra yapıtı, Mozart’tan esinlendiği “Küçük Gece müziği”dir (1946). Yine aynı yıl içinde Usmanbaş’ı yeni arayışlar içinde görüyoruz: Sartre ve Leibowitz’in yazılarını ve kitaplarını Fransızca’dan izlemeye başlamış, Alban Berg’in “Wozzeck” operasını kitaplıkta keşfederek Bülent Arel’le birlikte öteki çağdaş bestecilerin yapıtlarını incelemeye, seslendirmeye girişmiştir. Konservatuvar öğrencisi olmayan genç bestecilerden Ertuğrul Oğuz Fırat’la arkadaşlığın başlaması da bu yıllardadır. 1952'de Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) kanalıyla Amerika'ya gitmiş, aynı yıl Ankara'da Helikon Derneği'nin kurucuları arasına katılmıştır. 1956'da Ankara Devlet Konservatuvarı'nda müzik tarihi öğretmenliği yapmıştır. 1957-58 yıllarında Rockfeller bursu ile Amerika'ya giderek birçok besteci ile tanışma olanağı bulmuştur. 1960’an sonra besteci, “dizisel yazı”dan uzaklaşmaya başlayarak yeni tekniklere yönelmiştir. Bestecilik serüveni genelde şöyle bir çizgi izlemiştir: 1948’e kadar, Hindemith, Bartok, Stravinski, Rey etkileri. 1950 – 60 arası, dizisel teknikler ve özgün uygulamaları. 1960’tan günümüze, dizisel sonrası özgün araştırmalar; aleotoric (raslamsal), özgür polifoni, kollaj, minimal uygulamaları, monoritmik, optik-grafik özgür değerler, mikromodalite. Usmanbaş, Türkiye’de uzun yıllar sürdürdüğü kompozisyon öğretmenliği koşutunda, kitaplar ve çeviriler yayınlamış, kongre bildirileri ve makaleler yazmıştır. Başlıcaları arasında: Müzikte Türler ve Biçimler (André Hodeir’den çeviri), Kısa Dünya Musıkisi Tarihi (Curt Sachs’tan çeviri) ve Müzikte Türler sayılabilir. 1971 yılında Devlet Sanatçısı unvanı aldı. 1993 yılında Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası'nı aldı. Yaşam öyküsü Evin İlyasoğlu'nun kalemiyle Yeninin Peşindeki Bağdar │ İlhan USMANBAŞ adı ile kitaplaştırıldı. Kitap aynı vakfın yayınları arasından çıktı. İlhan Usmanbaş'ın yapıtlarına ilişkin nota koleksiyonu, Sevda - Cenap And Müzik Vakfı belgeliğindedir. Yapıtları 1) “Altı Prelüd”, piyano için, Ankara 1945; Başlıklar: Toccato, Siciliano, allo conanina, duo lyriche, V, Alla Francese; Basım: Theodore Presser, Bryn Mawr, ABD 2) “Küçük Gece Müziği”, yaylılar orkestrası için, Ankara, 1946; Başlıklar: Allegro, Adagio, Menuetto, Finale; Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı, No:16. 3) “Sonat”, keman ve piyano için, Ankara, 1946. Başlıklar: Allegro, Adagio, Allegro. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı, No:31. 4) “Yaylılar Dörtlüsü–47”, Ankara,1947. Bartok’un Anısına: 2/4=88, 1/4=52, 3/8=96, tema ve çeşitlemeler: Fromm Ödülü. Basım:Boosey/Hawkes, New York. 5) “Keman Konçertosu”, Ankara 1947. İlhan Özsoy için. Başlıklar: Allegro, Allegro molto. Keman – Piyano Uyarlaması: Usmanbaş. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 6) “Senfoni No:1”, Ankara 1948. (Gözden geçirme: 1978). Başlıklar: Preludio, Allegro, Postludio, partiler And Vakfı’nda. Band Kaydı: 1986. 7) “Kentet”, klarnet ve yaylılar dörtlüsü için. Ankara 1949. Başlıklar: Allegro, adagio, allegro. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı, No:20. 8) “Sonat”, trompet ve piyano için, (Haendel stilinde), Ankara, 1949. Başlıklar: Allegro, Largo, Allegro. Bestecinin el yazısından çoğaltma. 9) “Sonat”, obua ve piyano için. Ankara, 1949. Ali Kemal Kaya’ya. Başlıklar: Invention, Chaconne, Toccata. Bestecinin el yazısından çoğaltma. 10) “Anlatıcı”, yaylılar orkestrası, yaylılar dörtlüsü, piyano ve timpani için müzik, Ankara, 1950. (tamamlanmadı) 11) “Senfoni No:2” yaylılar için, Ankara, 1950. Başlıklar: Allegro, adagio, allegro. Bestecinin el yazısından çoğaltma. 12) “Viyolonsel ve piyano için müzik No:1”, Ankara 1951. Tek bölüm. Bestecinin el yazısından çoğaltma. 13) “Viyolonsel ve Piyano için müzik No:2”, Ankara 1951. Ankara Devlet Konservatuvarı Yayınları. 14) “Morg Şiiri”, anlatıcı, koro ve büyük orkestra için. Ankara 1952. Şiir: Ertuğrul Oğuz Fırat. (tamamlanmadı). 15) “Üç müzikli şiir”, soprano ve piyano için. Ankara-Tanglewood, 1952. Sunu: Luigi Dallapiccola. Basım: Suvini Zerboni, Milano, 5306. (Koussewitzky Ödülü). 16) “Salvador Dali’den 3 resim”,22 yaylı çalgı için,Ankara 1952 – 1955. Başlıklar: “Las Tentationes de san Antonio”, “El Sentuaro”, “Angel Explotando Annonicamente. Bestecinin el yazısından çoğaltma. 17) “Beş Etüt”, keman ve piyano için. Ankara 1952 – 1955. Radyo kaydı; el yazısından çoğaltma. 18) “Yaylılar orkestrası için deneme”, Ankara, 1953. 19) “Oğuzata”, sahne müziği, Ankara, 1955. Selahattin Batu’nun yapıtı. 20) “Dört Japon Estampı”, kadın korosu ve orkestra için, Ankara, 1956. (Partisyonu kayıp). 21) “Siyah Kalem”, film müziği, üflemeliler ve vurmalılar için. İstanbul, 1956. 22) “Klarnet ve viyolonsel için üç parça”, Ankara, 1956. 23) “Üç Sonatin”, klarnet ve piyano için, 1056. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı No: 22. 24) “Mavi Kuş”, tiyatro müziği, Ankara, 1956. 25) “Üç Bölüm”, iki piyano için, Ankara, 1957. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 26) “Şiirli Müzik”, New York, 1958. Mezzo-soprano ve beş çalgı için. (Koussewitzky Ödülü), Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 27) “İki Madrigal”, karma koro için, Ankara, 1959. 28) “Un coup de dés”, Stéphan Mallarmé’nin bu başlıktaki şiirinin hecelerinden türetilmiş sesli ve sessizler üzerine büyük koro ve orkestra için, Ankara, 1959. 29) “Repos d’été”, Eluard’ın şiiri üzerine yaylı dörtlü ve soprano için, Ankara, 1960. 30) “Sekizli”, Ankara, 1960. 31) “İki Parça”, keman ve viyolonsel için, Ayvalık, 1960. 32) Viyola ve Piyano için, Ankara, 1961. 33) “Gölgeler”, büyük orkestra için iki bölüm, Ankara, 1962. 34) “Ölümsüz Deniz Taşlarıydı”, piyano için, Ankara, 1965; Kamuran Gündemir’e adanmıştır; Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 35) “Soruşturma”, piyano için tek bölüm. Ankara, 1965. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 36) “Mavi Üçgen”, obua için tek bölüm, Ankara; 1965. Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 37) “…ki yalnızdırlar…”, solo keman için tek bölüm, Ankara, 1965-68; Suna Kan’a adanmıştır; Radyo Kaydı: 1968. 38) “Boşluğa Atlayış”, Keman solo ile flüt, İngiliz kornosu, kontrbas ve piyano için tek bölüm, Ankara, 1965-66; Wieniawsky Kompozisyon Yarışması Birincilik Ödülü, Ponzan, Polonya; Basım: keman ve piyano uyarlaması olarak Polomya Devlet Müzik Yaylınları. 39) “Bölüm”, büyük orkestra için, Ankara, 1965-66; “Kurtuluş Savaşı Adına”; TRT siparişi; radyo kaydı: G. E. Lessing yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası. 40) “12 Küçük Parça”, çocuk tiyatro oyunlarından derlemeler, 3 flüt, 2 obua, keman ve vurmalılar için, Ankara 1967; Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 41) “Parçalanan Sinfonietta”, çeşitli çalgılardan oluşan orkestra için. Ankara, 1967-68; Ertuğrul Oğuz Fırat’a; ilk seslendirme: Utrecht, Hollanda, 1980; TRT siparişi; Partisyon ve partiler TRT belgeliğinde. 42) “Raslamsallar I, II, III, trompet, piyano, keman ve kontrbas için, Ankara, 1967; Şebnem Aksan’ın koreografisiyle ilk seslendirilme: İstanbul, 1977. 43) “Raslamsallar IV, V, VI, vibrafon, alto saksofon, kontrbas ve vurmalılar için, Ankara 1968, ilk seslendirilme: Ankara, 1993, Moskova Yeni Müzik Topluluğu. 44) “Raslamsal, Vc-Pf I, II”, viyolonsel ve piyano için, Ankara, 1968; İlk seslendirme Ankara, 1993, Moskova Yeni Müzik Topluluğu Üyeleri. 45) “Biçim/Siz (I, II, III)”, piyano için, Ankara 1968: ilk seslendirme, Ankara, 1971, Kamuran Gündemir. 46) “Kaynak”, piyano solo, sekiz viyolonsel, dört kontrbas için açık biçim, Ankara, 1968. 47) “Bale için müzik”, çeşitli çalgılardan oluşan orkestra için, Ankara, 1968; Cenevre Bale Müziği Yarışması Ödülü (1969); İlk sahnelenişi; Cenevre, 1971; Senogrofi: Jean-Marie Sosso; Türkiye’de ilk sahnelenişi: Ankara Devlet Opera ve Balesi, 1974; Koreograf: Duygu Aykal. 48) “Özgürlükler”, koro, vurmalılar ve yönetmen için,Ankara 1970. 49) “Şenlikname”, beş solo, kadın korosu, arp, zil türü vurmalılar ve davul türü vurmalılar için, ilhan Berk’in aynı addaki şiiri üzerine; Necil Kazım Akses’e adanmıştır, Ankara, 1970. 50) “Bakışsız Bir Kedi Kara”, ses ve piyano için, Ankara, 1970; Ece Ayhan’ın aynı addaki şiir demeti üzerine; ilk seslendirme; İstanbul, 1977, Mesut İktu ve Metin Öğüt; Basım: Ankara Devlet Konservatuvarı. 51) “Kareler”, sesler, konuşmacılar, koro ve çalgı topluluğu için, Ankara, 1970; Behçet Necatigil’in aynı addaki şiir demeti üzerine. 52) “Yaylı Dördül’ 70”, Ankara, 1970. Faruk Güvenç’e; ilk seslendirme: Yücelen dörtlüsü, Ankara, 1973. 53) “4 kolay 12 ton parçası”, piyano için, Ankara, 1970; Ulvi Cemal Erkin’e; ilk seslendirme: Kamuran Gündemir, Ankara, 1973. 54) “Gençliğe Hitabe”, orkestra ve iki konuşmacı için Atatürk’ün “Gençliğe Hitabe”si üzerine, Ankara, 1973. ilk seslendirme: Hikmet Şimşek yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, 1974; Kültür Bakanlığı Siparişi. 55) “Devr-i Kebir”, vurmalılar altılısı için, Ankara, 1974; İlk seslendirme: İstanbul Festivali, Fink Vurma Çalgılar Altılısı, 1975; Basım: Edition Simrock, Hamburg. Bale olarak kullanımı: Japonya, 1993, Koreografi: Dilek Evgin. 56) “FI-75”, solo flüt için, İstanbul’1975; ilk seslendirme: Mükerrem Berk, 1975. 57) “Bas Klarnet X Bas Klarnet”, basklarnet ile banda alınmış basklarnet, İstanbul, 1976; Harry Sparnaay’a; ilk seslendirme: H. Sparnaay, Hollanda, 1979. 58) “…bulutlar nereye gider?”, bale müziği, dört vurma çalgıcı ile iki obua için, Ayvalık-Ankara, 1977; ilk temsil: Ankara Devlet Opera ve Balesi, koreograf: Duygu Aykal; partisyon: Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde. 59) “Saksofon Dörtlüsü”, İstanbul, 1977-78; Het Rinjmond Saksofon Kwartet için; ilk seslendirme: Evenstone, ABD, 1980. Türkiye’de ilk seslendirme: İstanbul Festivali Rinjmond Saksofon Dörtlüsü; Partisyon TRT Müzik Dairesi. 60) “Senfoni No:3”, büyük orkestra için, 7 bölüm, İstanbul, 1979; ilk seslendirme: (ilk 5 bölüm) Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Ankara, 1980. TRT siparişi, partisyon TRT Müzik Dairesi’nde; yurtdışı seslendirme: Arturo Tamaya yönetimindeki Danimarka Radyo Orkestrası, Sunu: Atıfet Usmanbaş. 61) “Monoritmica”, klarnet dörtlüsü için, İstanbul, 1980; Adnan Saygun’a; Het Nederlands klarnet Kwartet için; ilk seslendirme: Het Nederlands Klarnet Dörtlüsü, Utrecht, 1981. 62) “Yurtta barış, dünyada barış”, büyük orkestra için bale müziği, İstanbul, 1981; ilk seslendirme: Besteci yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası üyeleri, Ankara Radyosu Stüdyosu, 1982. 63) “Saxmarim”, saksofon ve marimbafon için, İstanbul, 1982-85; Duo Contemporaine için; ilk seslendirme: Duo Contemporaiene, İstanbul, 1987. 64) “Partita (alcoarci)”, klavsen için, İstanbul, 1983-85; başlıklar: Allemande, Corrente, Aria, Ciacona; Bach yılı için; ilk seslendirme: Leyla Pınar, İstanbul, 1991. 65) “Gılgamış”, Orhan Asena’nın oyunu üzerine sahne müziği, koro ve vurmalılar için, İstanbul,1983. ilk seslendirilme: İstanbul,1983, rejisör: Raik Alnıaçık. 66) “Konser Aryası”, arp ve yaylılar orkestrası için, İstanbul,1983; İnönü Vakfı Siparişi, İnönü’nün anısına, Sevin Berk için; ilk seslendirme: 1985, Sevin Berk ve TRT Oda Orkestrası; partiler And Vakfı belgeliğinde. 67) “Partita per Violino Solo”, solo keman için, İstanbul 1984-85; başlıklar:Allemande, Corrente, Aria, Giga; Bach yılı için. 68) “Partita per Violoncello Solo”, solo viyolonsel için, İstanbul,1985; başlıklar: Allemande, Corrente, Aria, Ciacona. 69) “Viva la Musica”, üç trompet, vurmalılar ile yaylılar orkestrası için iki bölüm, Ayvalık-İstanbul, 1986. ilk seslendirme: 3. Viva Konseri, Bayerischer Raundfunk. Yöneten: Hikmet Şimşek, Münich, 1987. 70) “Çizgiler”, piyano, gitar, vurmalılar için grafik müzik, İstanbul, 1086; ilk seslendirme: Grup AMM, İstanbul, 1986. 71) “Perpentuum Immobile-Perpetuum Mobile”,senfonik üflemeli ile vurmalılar için iki bölüm, İstanbul, 1988; Betin Güneş’e; ilk seslendirme: Köln, 1992. 72) “Partita”, solo viyola için, İstanbul, 1989; solo viyolonsel için partita’dan düzenleme. 73) “Solo Piyano ile 12 çalgı için”, İstanbul, 1990 – 1992. 74) “Trio di tre soli”, keman için tek bölüm, Ayvalık, 1990. 75) “Tropic”, keman, viyola ve viyolonsel için tek bölüm. Ayvalık, 1991; ilk seslendirme: Ankara Yeni Müzik Festivali, Moskova Yeni Müzik Topluluğu, 1993. 76) “Çizgi ve Noktalar”, arp için, İstanbul, 1992; İpek Mine Tongur’a ilk seslendirme: İstanbul, 1992. 77) “Üflemeliler ve yaylılar için Müzik”, İstanbul, 1994. 78) “Piyano için Müzik”, Cengiz Tanç’a. İstanbul, 1994. 79) “Yaylılar Dörtlüsü”, İstanbul, 1994. 80) “Viyolonsel için müzik”, Lutoslavski’nin anısına. İstanbul,1994 81) “Klarnet ve Piyano için Müzik”, İstanbul, 1994. 82) “Keman ve Piyano için Müzik”, İstanbul, 1994. 83) “Altosaksofon ve Marimba için müzik”, İstanbul, 1995. 84) “Trio”, piyano keman ve viyolonsel için, İstanbul, 1995. 85) “Büyük Orkestra için Müzik”, Uğur Mumcu’nun anısına,1996. 86) “Yaylı Dördül için Müzik”, 1996. 87) “Viyolonsel için Müzik”, 1997. 88) “İki viyolonsel için Müzik”, 1997. Çocuk Oyunları için Yaptığı Müzikler 1) “Keloğlan”, Ankara Devlet Tiyatrosu, 1949. 2) “Gülen Kızla Ağlayan Çocuk”, Radyo oyunu, 1955. 3) “Mavi Kuş”, Ankara Devlet Tiyatrosu, 1956. 4) “Pollyanna”, Ankara Devlet Tiyatrosu, 1956. 5) “Leylek Sultan”, Ankara Devlet Tiyatrosu, 1959. 6) “Deli Dana”, radyo oyunu, 1965. 7) “İyiliğin Gücü”, radyo oyunu, 1965. 8) “Uyuyan Güzel”, radyo oyunu, 1966. 9) “Fareli Köyün Kavalcısı”, radyo oyunu, 1966. 10) “Hırsız”, radyo oyunu, 1966. 11) “Al Gülünü, Ver Gülümü”, radyo oyunu, 1967. 12) Dört çocuk parçası. Kitapları 1) "Müzikte Biçimler", Devlet Konservatuvarı Yayınları, Milli Eğitim Basımevi, 1974. Ödüller 1971: Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı unvanı 1993: Sevda - Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın madalyası 2004: İstanbul Müzik Festivali Yaşam Boyu Başarı Ödülü Kaynakça Ayrıca bakınız Türk bestecilerin zaman çizelgesi Dış bağlantılar International Istanbul Music Festival (Ýstanbul Foundation for Culture and Arts) (erişim: 3 Ocak 2007) Evin Ilyasoğlu, "Turkish Music" (erişim: 3 Ocak 2007) Harriet Smith, "Turkish Delight" (BBC Music Magazine 12:11, Temmuz 2004: pp 28–31) 1921 doğumlular İstanbul doğumlu besteciler 20. yüzyıl Türk müzisyenleri 20. yüzyıl Türk bestecileri 21. yüzyıl Türk bestecileri Çağdaş Türk müziği bestecileri Devlet Sanatçıları Galatasaray Lisesinde öğrenim görenler Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarında öğrenim görenler Yaşayan insanlar Türk profesörler 100 yaş üstü Türkler
1230
https://tr.wikipedia.org/wiki/D%C3%B6rt%20renk%20teoremi
Dört renk teoremi
Teorem: Sonlu sayıda bölgeden oluşan bir harita, birbirine sonsuz sayıda nokta boyunca komşu olan iki bölgenin renkleri birbirinden farklı olmak üzere, boyanacaksa bu işlem için dört rengin yeterli olacağı bir strateji vardır. Bu teoremin doğrudan uygulamalarından birisi harita boyanmasıdır; eğer her ülkenin tek bölgeden oluştuğu varsayılırsa bir siyasi haritanın tüm ülkeleri, komşu ülkeler aynı renge boyanmadan dört renge boyanabilir. Ancak bu uygulamadaki varsayım, dünya haritası için uygun olmayıp Amerika Birleşik Devletleri ve Azerbaycan gibi birden fazla bölgeden oluşan ülkeler bulunmaktadır. Bu konjektür (ispatsız, fakat doğruluğu tahmin edilen sanı) 1852'de Augustus De Morgan'ın bir öğrencisi olan Francis Guthrie tarafından ileri sürüldü. Topoloji Kartografi Matematik teoremleri
1232
https://tr.wikipedia.org/wiki/Komut
Komut
Komut, bilişim biliminde mikroişlemci üzerinde çalışan programların yapı taşlarına denir. Bir işlemcinin çalıştırabileceği komutlar, o işlemcinin komut kümesini oluşturur. İşlemciler, mimarilerine göre komutları farklı şekillerde işletebilirler. Bilgisayarın komut hattının uzunluğu ve genişliği, kaç komutun aynı anda işletilebileceğini belirler. Ayrıcı bakınız Makina dili
1234
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kurgu%20%28sinema%29
Kurgu (sinema)
Kurgu, film yapımı sürecinin bir parçasıdır. Kesme, film yapımında en yaygın kullanılan terimlerden biridir. Yönetmenin bir çekimi bitirmek için kullandığı bir fiil (KES – İngilizce CUT kelimesi, teknik olarak filmlerde hem iki sahne arasındaki kesme, hem de bitirme işlemini belirten kesme olarak kullanılır ; çn.) olabileceği gibi, bir film bandı ya da iki ayrı çekim arasındaki bağlantı anlamında bir isim de olabilir. Aynı zamanda, bir filmin farklı safhalardaki bir versiyonu da olabilir (Taslak kurgusu, yönetmenin kurgusu, final kurgusu). Bu makale çerçevesinde kesme, çekimler sırasında olmasa bile, gösterim esnasında birbirinden ayrı iki çekimin, birbirlerini kesintisiz takip edecek şekilde birleştirilmesi anlamında kullanılmıştır. Beş basit kurgu türü vardır: düz, zıt, paralel (çapraz), atlama ve biçim kurgusu. Düz kurguda, bir görüntü, kesintisiz olarak diğerini takip eder. Düz kurgu, en yaygın biçimdir: B çekimi, A çekimini takip eder. The Lady Eve (1941) filminde, Preston Sturges, bir geminin yemek salonunda bir masada oturan Charlie Pike (Henry Fonda)’dan (Çekim A), onun bulunduğu tarafa bakan bir grup kadına (Çekim B) doğru kesme yapar. Zıt kurguda ise birbirini takip eden görüntüler doğal olarak birbirinden ayrıdırlar; örneğin, Slaves (Herbert J. Biberman, 1969) filminde kölelerin kelepçeli ayaklarından, dörtnala giden atların toynaklarına yapılan kesme esir ile özgür kavramları arasındaki zıtlığı belirtir. Paralel ya da çapraz kurgu, aynı anda gerçekleşmekte olan iki olayı anlatır. Saboteur filminde, Brooklyn Navy Yard’daki bir geminin vaftiz töreninde, geminin sabote edilmesi girişimi, törenin kendisiyle birlikte paralel kurgu içinde ele alınmıştır. Moonstruck (Norman Jewison, 1987) filminde, bir anne, kızı Metropolitan Operası’nda sevgilisi ile birlikteyken, üniversitede profesör olan biriyle yemek yemektedir. King and Country (Joseph Losey, 1964) paralel kurguya örnek olabilecek iki sahne içermektedir: yağmurda askerlerin bir fareyi kıstırıp oynamaya çalışmaları, ve bir firarinin barakalar içinde yapılan duruşması. Burada, firarî askerin içinde bulunduğu kötü durum ile farenin içinde bulunduğu kötü durum birbirleriyle benzeştiriliyor. Fare de, firarî asker de kurban durumundadır – firarî şüpheci askeri kuralların, fare ise askerlerin can sıkıntısından kaynaklanan bir zulmün kurbanıdır. Olayların akışında bir boşluk bırakan, devamlılık dahilindeki bir kırılma, bir atlamalı kurgu meydana getirir. Darling (John Schlesinger, 1965) filminde, bir binanın girişine yirmi metre mesafedeki bir çiftin görüntülerini, aynı çiftin binanın giriş kapısından içeri girişlerini gösteren bir görüntü takip eder. Açıkçası, belirli bir sahne veya sekanstaki her şey görüntülenmek zorunda değildir, ancak sürekli atlamalı kurgu kullanımı, filme çizgi roman benzeri bir devamlılık verebilir. Ancak ne yaptığını bilen bir yönetmen atlamalı kurguyu kullanıyorsa, bunun bir sebebi vardır. Breathless (Jean-Luc Godard, 1959) filminde, asıl karakter Marsilya’da bir polis memurunu vurur, bir tarladan koşarak geçer ve Paris’e ulaşır. Godard, devamlılığı sebepsiz yere bölebilecek kadar maharetli bir film yapımcısıdır. Breathless filmi tam anlamıyla bir film olarak dikkat çeker: 1930'lar ve 1940'larda düşük bütçeli filmler üretmiş olan Monogram Pictures’e adanmış, ve daha akılcı bir yaklaşımla, bir karakterin araç kullanmadan bir yerden başka bir yere gidebilmesi şeklindeki bir sahneyi içerebilecek düşük bütçeli bir Amerikan filminin tarzını yaratabilmiştir. Biçim kurgusu ise, benzer şekilli iki nesne arasında yapılan kesmedir. Detour filminde, müzik kutusu içindeki bir plaktan, bir davula yapılan bir kesme vardır – burada yuvarlak şekilli bir nesne diğerinin yerini alır. Bir çekimin diğeri ile eşleştiği ve devamlılıkta bir boşluğa sebebiyet vermeyecek kadar kolay geçişin sağlandığı eşleştirme kurgusu, prensip olarak biçim kurgusuna benzer. Bir eşleştirme kesmesi, öyle olmamasına rağmen, genellikle eşleştiği sahneye şekil olarak benzer. Büyük ihtimalle, en ünlü eşleştirme, 2001: A space odyssey (Stanley Kubrick, 1968) filminde mağara adamının bir çekimde elindeki kemiği gökyüzüne fırlattığı ve bir sonraki çekimde yörüngedeki bir uzay istasyonunun görüntülendiği eşleştirmedir. Eşleştirme, iki görüntüyle evrim tarihine değinmektedir. Kaynakça Film teknikleri Film ve video teknolojisi Film ekibi Sinema Sinema teorisi Dijital film kurgusu Dijital film montajı Film yapım Film yapımı
1238
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ek%C5%9Fi%20S%C3%B6zl%C3%BCk
Ekşi Sözlük
Ekşi Sözlük, kayıtlı yazarların yorumlarını içeren Türkiye merkezli bir katılımcı sözlüktür. 400.000'den fazla üyeyle Türkiye'deki en büyük katılımcı sözlük ve ülkedeki en büyük internet topluluklarından birisidir. Ekşi Sözlük, çeşitli konularda bilgi paylaşımının yanı sıra tartışmalı siyasi içeriklerin ve kişisel görüşlerin paylaşıldığı sanal bir sosyo-politik topluluk olarak da kullanılmaktadır. Kurallar ve yapı Yazarların yazdıkları sözlük kuralları dahilinde denetlenmekte ve uygunsuz bulunan yazılar moderatörler ve gammaz adı verilen gönüllü sözlük üyeleri iş birliği ile silinmektedir. Ancak on birinci nesil alımlarından sonra gammazlık statüsü sadece belirli bir grup yazara değil her yazara verilmiştir. Şu anda sözlükteki her yazar aynı zamanda gammazdır. Sözlük yazarları da sözlük kurallarına uymadıklarında sözlükten çıkarılmaktadır. Girilen bilgilerin bilimsel veya nesnel, yahut tarafsız olmasına gerek yoktur. Kullanılan dilin zaman zaman argo içermesi mümkündür. Bazı başlıklar altında ise "tanım cümleleri" biçiminde web forumlarındakilere benzer karşılıklı tartışmalar göze çarpmaktadır. Sözlüğün bu özgür yapısı zaman zaman hukukî meselelere yol açabilmektedir. Yazar alımlarının sürekli yapılmaması nedeniyle, alımların yapıldığı kısa süreler boyunca yazar olmak için başvuruda bulunan kullanıcılar belirli gruplara ait sayılırlardı. Bu gruplara "nesil" denirdi ve bu yapı kaldırılmadan önce sözlük içindeki hiyerarşik yapılanmada etkileyici faktör olmamalarına rağmen birer statü göstergesi olarak görülebiliyorlardı. 19 Mayıs 2004 tarihinde altıncı nesil yazar alımları yapılmıştır. 2005 yılındaki yazar alımındaki karışıklık göz önünde bulundurularak kayıtlı okur alınmaya başlanmıştır. Aralık 2005 itibarı ile yedinci nesil yazarlar da sözlüğe dahil olmuşlardır. Yedinci nesil yazarların büyük çoğunluğunu kitap toplama kampanyasına katkıda bulunmuş olan hayırsever kayıtlı okurlar oluşturmaktadır. Aralık 2007'de sekizinci ve dokuzuncu nesil alımları başlamış ve on binlerce kişi çaylak (yazar adayı) olmuştur. 21 Aralık 2008'de, 6 Haziran 2008 öncesi kayıtlı çaylaklar yazar olma hakkını kazanarak "sabırtaşı yazar" unvanını almışlardır. 2010 itibarı ile nesil hiyerarşisi kaldırılmıştır. Yazarlara ve kayıtlı okurlara, diğer yazarların girdikleri maddelerin (sözlük jargonunda "entry") okunulmasına, beğenilip beğenilmemesine göre oylama hakkı verilmiştir. En az 1000 entry giren yazarlara "azimli" unvanı verilmektedir. Belirli bir oylamadan sonra o yazarın puanı (sözlük jargonunda "karma") diğer yazarlar tarafından görülebilmektedir. Yazar adayı olan kullanıcıların çaylak onay listelerindeki sıralamaları sözlükteki ilk 10 entry'yi ne zaman doldurduklarına göre ve her gün hesabına giriş yapan yazarlar arasında yeniden belirlenmektedir. Yazarlar, zirve adını verdikleri organizasyonlarda farklı şehirlerde, farklı etkinlikler için bir araya gelmektedir. Ekşi Sözlük kullanıcıları, eski site tasarımında topluluğu oluşturan kullanıcıların hazırladığı 500'e yakın arayüzü kullanabilmekteydi, ancak eski site artık aktif değildir. Yeni tasarımda ise tema seçeneği bulunmamaktadır. Sitenin yayınlanan bilgilerin doğruluğu ile ilgili bir iddiası olmadığından zaman zaman yanlış bilinen şeylerin yayılmasına da neden olabilmektedir. Çaylaklar Ekşi Sözlük'e üye olunduğu gibi entry girilebilir ancak bu entry'lere yalnızca "çaylaklar" isimli frame (çerçeve) altından entrylerine ulaşılabilir. Çaylak üyeler Yazar mertebesine yükselebilmek için yönetimin belirlemiş olduğu bazı kriterleri sağlamalıdır. Bu kriterler 10 entry girişi yapılması ve bu girilen entrylerin bilgi verici, uzun ve sözlük formatına uygun olmasıdır. Çaylaklar Yazar olmak için siteye 90 Gün içerisinde en az 1 defa sözlüğe giriş yapmalıdır, aksi takdirde üyelik çaylak onay listesinde pasif hale gelir ve sıranın sonuna atılır. Çaylakların giriş yaptığı entryler Google gibi arama motoru sonuçlarında üye yazar olana kadar gözükmez. Çaylakların giriş yaptığı entryler bağlantı içeremez. Karma sistemi ve rozetler Karma sistemi Ekşi Sözlük'te yazarların girdikleri entrylerin oylanması sonucunda tabi tutulduğu bir sınıflandırmadır. Sınıflandırma işleminin nasıl yapıldığı ile ilgili site yönetimi tarafından yapılmış net bir açıklama bulunmamaktadır. Girilen tüm entry'lerin oylanması ile bir karma puanı hesaplanır. Toplanan karma puanlarına karşılık gelen unvanlar mevcuttur. Tarihçe Site 1999 yılında Sedat Kapanoğlu tarafından "sourtimes.org" sitesinin bir parçası olarak oluşturulmuştur. Sloganı "Kutsal bilgi kaynağı"dır. İlk girilen başlık "pena"dır. Site, daha sonraları artan popülaritesiyle birlikte sourtimes.org'un esas parçası haline gelmiştir. Sedat Kapanoğlu, birçok konuşmasında, Otostopçunun Galaksi Rehberi kitabının siteyi kurmasında esin kaynağı olduğunu belirtmiştir. 2014 ve 2016 yıllarında tema değişikliğine gidilmiştir. 2017 yılında hem iOS hem de Android için resmî Ekşi Sözlük mobil uygulaması yayınlanmıştır. iOS uygulaması uzun bir aradan sonra 2020 yılında güncellenmiş ve birçok özellik eklenmiştir. 7 Nisan 2020'de Ekşi Sözlük tarafından entrylere görsel yükleme özelliği duyurulmuştur. Bu sayede yazarlar, girdikleri entrylere 10 taneye kadar görsel ekleyebilmektedir. 2016 tema değişikliği Ekşi Sözlük'ün tasarımı, 28 Şubat 2016 tarihinde büyük oranda değişikliğe uğradı. Değişikliklerin büyük bir kısmı başta olmak üzere mevcut gri arayüz yerine beyaz arka plan rengi ve siyah fontlar kullanılması, yazarlardan büyük tepki aldı. Sitenin eski yöneticisi Sedat Kapanoğlu ise yeni tasarımın mobilde çok iyi ve kullanışlı olduğunu söyledi. CEO Başak Purut ise yeniliklerin devam edeceğini ifade etti. Diğer yenilikler de şöyleydi: Gri arka plan yerine beyaz arka plan konuldu. ‘Devamını okuyayım’ özelliği getirildi. Logo değiştirildi. Yazı tipi değiştirildi. Entry'ler arası çizgiler kaldırıldı. Değişikliğe tepkiler Tasarım değişikliği karşısında "holy strat" isimli sözlük yazarı bir protesto başlattığını duyurdu ve tema eski hâline gelene kadar yeni içerik girmeyeceğini söyledi. 800 yazar bu çağrıya katıldığını belirtmek için kullanıcı adını ilgili başlığa yazdırdı. 6 Mart 2016'da "ulotrix" isimli sözlük yazarı, tema konusundaki çağrılarına Sözlük yönetiminin kayıtsız kaldığını söyleyerek yazarlara entrylerini silme çağrısı yaptı ve bu çağrıya uyan yazarlar 13 Mart 2016'ya kadar 1 milyon entry sildi. Sözlük yönetimi, 7 Mart'ta ilgili tepkilere yönelik bir açıklama yayımladı ve yeni tema tasarlanırken muadil sitelerin tasarımının örnek alındığı söylendi. Ayrıca beyaz fonun değişeceği 4 görünümün ve içeriklerin Ekşi Şeyler'de yayımlanmama seçeneğinin eklendiğini, sonrasında yapılacak tüm değişikliklerin ve sözleşme değişikliklerinin yazarlara önceden bildirileceği söyledi. Bu açıklamayla bağlantılı olarak 8 Mart'ta toplu kadın yazar alımı hakkında diğer yazarların görüşlerinin beklendiği açıklandı. Yasal sorunlar 2006 yılında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, sitedeki 'esrar' başlığı altındaki yazıların, gençlere uyuşturucuyu özendirdiği gerekçesiyle şikayette bulunması üzerine, İstanbul Üçüncü Sulh Ceza Mahkemesi, Ekşi Sözlük'e erişimin süresiz engellenmesine karar vermiştir. Aylarca siteye Türk Telekom'un DNS engellemesi yüzünden doğrudan bağlantı yapılamamıştır. Engelleme Haziran 2006'da Ekşi Sözlük'ün avukatları tarafından yapılan başvuru sonucunda kaldırılmıştır. 17 Nisan 2007 günü sitede, Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'a hakaret edildiği iddiası ile Eyüpsultan 3. Asliye Hukuk Mahkemesi sitenin yayınının durdurulmasına karar verilmiştir. Daha sonra söz konusu yasak kaldırılmıştır. Şu anda Ekşi Sözlük içerisinde hem "Adnan Oktar" başlığına hem "Adnan Hoca" başlığına üyeler tarafından yazı yazılabilmektedir. Şubat 2008'de Türkiye'deki internet sansürlerini protesto etmek amacı ile sözlük logosunun üstüne siyah bir bant eklenmiştir. Site hakkında son yaptırım 29 Eylül 2008'de uygulanmaya başlanmış; Türkiye'deki internet kullanıcılarının siteye erişimi mahkeme kararıyla engellenmesine yönelik bu uygulama yalnızca üç saat sürmüştür. 1 Şubat 2010 tarihinde Fatih Altaylı Ekşi Sözlük hakkında "Ekşimiş Ruhların Buluşma Yeri" başlıklı bir yazı yazdı. Bunun üzerine Ekşi Sözlük yazarlarına hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında dava açılan Fatih Altaylı gazetedeki köşesinden bir tekzip yayınlamak zorunda kaldı. Buna karşılık olarak Fatih Altaylı Ekşi Sözlük'teki hakaret ve iftira içerikli yorumlarla ilgili Beyoğlu 4. Sulh Ceza Mahkemesinde açtığı dava sonucunda kendisi hakkında yazılan 97 yorumu mahkeme kararıyla yayından kaldırdı. 21 Nisan 2011'de Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), sözlüğün sunucusuna gönderdiği elektronik postada, sunucudan, yer sağlayıcılık hizmetine son verilmesi istenmiştir. TİB İnternet Daire Başkanı Osman Nihat Şen yaptığı açıklamada sözlüğün, yasaklanacaklar listesine yanlışlıkla eklendiğini belirtmiştir. 21 Haziran 2011 tarihinde 35 Ekşi Sözlük yazarı, "manevi değerlere hakaret" ettikleri gerekçesiyle polis tarafından ifadeleri alınmıştır. Sözlük yönetiminin, yazarların kimlik bilgilerini paylaşması yazarların tepkisine neden olmuş, bazıları sözlükten ayrılarak binlerce yazısını silmiştir. Bir günlük siteye girmeme boykotu yapılmıştır. Temmuz 2013'te Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yusuf Devran, Ekşi Sözlük'te kendisi hakkında İslam peygamberi Muhammed'e yönelik eleştiri ve hakaret içerikli mesajlar bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş, 2 Ekşi Sözlük yazarı İstanbul 25'inci Sulh Ceza Mahkemesinde yargılanmış, mahkeme 3 yıl içinde bir daha suç işlenmemesi şartı ile kovuşturmayı tecil etmiştir. Ekşi Sözlük, aynı ay içinde bu nedenle Angelz Co takma adlı bir grup hacker tarafından hacklenmiştir. 21 Şubat 2023'te Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından erişim engeli uygulanmıştır. 2 Mart 2023 tarihinde 4. Sulh Ceza Hakimliğince erişim engelinin kaldırılmasına karar verildi. Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği'nin Ekşi Sözlük'e getirilen erişim engeli kararını kaldırmasına yapılan itirazı inceleyen Ankara 5. Sulh Ceza Hakimliği, Ekşi Sözlük'e erişim engeli getirilmesi kararını onadı. eksisozluk2023.com, 13 Mayıs 2023 tarihli ve 2023/4391 d. iş sayılı Ankara 6. sulh ceza hakimliği kararıyla erişime engellenmiştir. eksisozluk42.com, 14/05/2023 tarihli ve 490.05.01.2023.-237305 sayılı Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararıyla erişime engellenmiştir. Sosyal yardımlar 2003 yılında site kullanıcıları tarafından başlatılan kampanya ile 40.000 kitap toplanıp belirlenen okul ve kütüphanelere gönderildi. 2006 yılında yeniden düzenlenen bir kampanyayla 70.000 kitap toplanıp çeşitli okullara ve kütüphanelere bağışlandı. 2009 yılında site kullanıcılarının katkılarıyla Ekşi Sözlük Ormanı kuruldu. 36.000 metrekare alana kurulan bu ormana TEMA vakfı tarafından 9000 fidan dikildi. Ekim 2011 Van depremi'nden sonra deprem bölgesine yardım kampanyası düzenlenmiş, AKUT ile iş birliği içinde yardımlar bölgeye ulaştırılmıştır. 2013'ün 30 Aralık günü Çanakkale'nin Bayramiç ilçesinde yaşayan Sultan Alacaoğlu adlı Alzheimer hastası yaşlı bir kadının evde yalnız bulunduğu sırada elektrik kontağından çıkan yangın sonucu evi tamamen yanarak kullanılamaz hale geldi. Olayın ardından Sultan ve Hüseyin Alacaoğlu'nu basına yansıyan haberleri üzerine Bayramiç Belediye Başkanı İsmail Sakin Tuncer’in yardımıyla bir bankada hesap açtırıldı. Ekşi Sözlük'te başlatılan kampanya ile hesaba yatırılan yardımlar 3 gün içerisinde 95 bin liraya ulaştı. 30 Mayıs 2016 tarihinde PayPal'ın Türkiye'deki faaliyetlerini durduracağını açıklaması üzerine sözlükte "Paypal hesaplarımızla LÖSEV'e Bağış" kampanyası başlatılmış 24 saat içerisinde 100.000 tl bağış toplanmıştır. Kampanya sözlükte başlayıp sosyal medya ve yerel basında büyük yer etmiştir. Eleştiriler Ekşi Sözlük'ün hem yönetimi hem de içeriği akademisyen, yazar, gazeteci, siyasetçi ve sanatçılar gibi toplumun farklı kesimleri tarafından eleştirilmiştir. Ekşi Sözlük'teki yazarlara ve içeriğe yöneltilen eleştiriler, temelde sitede yer alan yazıların kişilere yönelik yazılı saldırı ve hakaret içerdiği, bilgi kirliliğine sebep olduğu ve yazarlarının kullanıcı adlarının arkasına saklandıkları yönündedir. 1 Eylül 2012 tarihinde siteye girilen yazıların artık forum sayfalarındaki yazılardan farksız olduğunu ve bunun kontrolünün zor olduğunu belirten 12 kişilik Ekşi Sözlük moderasyon ekibi topluca istifa ederek bu tepkilerini dile getirmişlerdir. Yönetim ve sözlüğün hukuk birimine yöneltilen eleştiriler ise Ekşi Sözlük'te belirli firma ve şirketlere ortak ticari ilişkiler nedeniyle ayrıcalıklar tanındığı ve bu firmalarla ilgili yazılan eleştirilerin yönetim tarafından silindiği yönündedir. 14 Ağustos 2012 tarihinde Ekşi Sözlük avukatı Başak Purut ortağı ve avukatı olduğu bir başka firma hakkında sitede yazılan bir eleştiriyi "firmanın ticari itibarı zedeleniyor" gerekçesiyle siteden kaldırmış ve bu durum büyük tepki toplamıştır. Ayrıca, yazar bilgilerinin yazara haber verilmeksizin savcılarla ve polislerle paylaşıldığı yönünde de site yönetimine eleştiriler getirilmiştir. Yazar adaylarının sürekli gündeme taşıdığı bir diğer konuysa, 'çaylak onay listesi' sisteminin kaldırılmasıdır. Sisteme göre, yazar olmak isteyen çaylakların on entry girmeleri ve belirli aralıklarla siteyi ziyaret etmeleri gerekmektedir. Belirli aralıklarla siteyi ziyaret etmeyen yazar adaylarının çaylak onay sıralamaları geri düşmektedir. Örneğin bininci sıradaki bir yazar adayının sırası bir gün içerisinde 1500'e gerileyebilir. Birinci sıraya kadar ulaşan yazar adayları, değerlendirmeye tabi tutularak yazar olabilir veya yeniden on entry girmeleri istenebilir. Algoritma ile ilgili detaylı anlatımlar yapılmıştır. Ekşi Şeyler Ekşi Sözlük'ün alt kuruluşu olan Ekşi Şeyler, kültür, bilim, eğlence, yaşam, spor ve haber kategorileri barındıran temel amacı bilgi sağlamak olan internet sitesidir. Ayrıca bakınız İnternetime Dokunma! Kaynakça Dış bağlantılar Mobil Uygulaması Konuyla ilgili yayınlar ekşi sözlük, 2004, Sel Yayınları Ekşi Sözlük Yazarlarından Ekşi Öyküler, 2007, Yitik Ülke Yayınları. 1000kitap.com Mediha SAĞLIK TERLEMEZ (2016) Yalın İsim Üzerinden Kapsamlı Açılım: Ekşi Sözlük’ten Açıköğretim Okumaları, Nisan Kitabevi. akademik.anadolu.edu.tr Ekşi Sözlük 20. Yıl Belgeseli. 1. Bölüm , 2. Bölüm bkz: ekşi sözlük Katılımcı sözlükler Türk internet siteleri 1999'da kurulan internet içerikleri 1999'da Türkiye'de kurulan oluşumlar Türk sosyal ağ siteleri
1240
https://tr.wikipedia.org/wiki/Y%C4%B1lmaz%20G%C3%BCney
Yılmaz Güney
Yılmaz Güney (doğum adıyla Yılmaz Pütün; 1 Nisan 1937, Adana – 9 Eylül 1984, Paris), Türk oyuncu, yönetmen, senarist, yapımcı ve yazardır. Güney, Türk film endüstrisinde hızla öne çıkmış ve eserlerinin birçoğunu, Türkiye'deki sıradan işçi sınıfı insanlarının içinde bulunduğu kötü duruma adamıştır. Filmlerinde Kürt kültürünün, halkının ve dilinin tasvirini etkin bir şekilde kullanmıştır. Özellikle 1966'daki Çirkin Kral dönemi sonrasında yazdığı ödüllü Yol, Sürü ve Duvar, yazıp yönettiği ve oynadığı Umut, Umutsuzlar, Baba, Ağıt ve Endişe filmleriyle tanınmaktadır. 1 Nisan 1937 tarihinde Adana'nın Yüreğir ilçesine bağlı Yenice'de Kürt ve Zaza kökenli köylü bir ailenin iki çocuğundan biri olarak doğan Yılmaz Güney, 1959'da senaryosunu yazıp oynadığı Bu Vatanın Çocukları ve Ala Geyik filmleriyle sinemaya adımını attı. Birçok kez yasal sorunlar yaşayan Güney, ilk olarak 1961'de, yazdığı bir öyküde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle tutuklandı ve bir buçuk yıl hapis cezasına mahkûm oldu. 1972 yılında, Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi militanlarını sakladığı gerekçesiyle iki yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Bülent Ecevit başbakanlığındaki hükûmetin çıkardığı 1974 Genel Affı sonucunda 20 Mayıs 1974'te serbest kaldı. 4 ay sonra, 13 Eylül 1974'te, Endişe filminin çekimleri için bulunduğu Adana'nın Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda Hâkim Sefa Mutlu'yu yakın mesafeden kafasına kurşun sıkarak öldürmekten suçlu bulundu. Cinayetin ardından yargılandı ve hapis cezası aldı. Güney, 1981'de izinli olarak çıktığı hapishaneden yurt dışına firar etti. Kendisinin yazdığı ve Şerif Gören ile birlikte yönetmenliğini yaptığı 1981 yapımı Yol filmi, 1982'de Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye Ödülü kazandı ve bu ödülü Türkiye'den kazanan ilk yönetmen oldu. 6 Ocak 1983'te dönemin cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından Türk vatandaşlığından çıkarıldı. 1983'te Cigerxwîn ve Abdurrahman Şerefkendi gibi Kürt şairlerle birlikte Paris Kürt Enstitüsü'nü kurdu. 9 Eylül 1984'te, mide kanserinden dolayı Paris'te öldü. Mezarı Paris'teki Père Lachaise Mezarlığı'nda yer almaktadır. Yaşamı İlk yılları Yılmaz Güney'in gerçek adı Yılmaz Pütün'dür. Kendi ifadesine göre Pütün, "kırılması zor ve sert meyve çekirdeği" demektir. 1 Nisan 1937 tarihinde köylü bir ailenin iki çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. Zaza kökenli babası, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinin Desman köyünden; Kürt kökenli annesi ise Muş'un Varto ilçesindendir. Adana'da büyüdü, Adana ileride birçok filmine konu oldu. Adana'da bir süre Kemal ve And Film şirketlerinin bölge temsilcisi olarak çalışan Güney, üniversite okumak üzere İstanbul'a gitti ve yönetmen Atıf Yılmaz ile tanıştı. Bu süreçte bir yandan da hikâyeler yazan Güney, daha sonra Atıf Yılmaz'ın da desteğiyle sinemada çalışmalarına başladı. Sinemaya başlaması Yılmaz Güney, 1959 yılında Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Bu Vatanın Çocukları ve Ala Geyik isimli filmlerin hem senaryosunu yazdı hem de bu filmlerde rol alıp oynadı. Karacaoğlan'ın Karasevdası'''nda da yönetmen yardımcılığı yaptı. Yeni Ufuklar ve On Üç gibi dergilere de öyküler yazan Güney, bir öyküsünde komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılandı ve 1961 yılında bir buçuk yıl hapis cezasına mahkûm oldu. İki yıl sonra kaldığı yerden devam eden Güney, bu dönemde daha çok macera filmleri çekti. Filmlerinde, "ezilen, hor görülen bir Anadolu çocuğunun otoriteye başkaldırısı" konusunu işledi. "Çirkin Kral" lakabını aldı. Bu dönemdeki en önemli filmi, Lütfü Akad'ın yönettiği ve kendisinin yazdığı bir film olan Hudutların Kanunu'dur. Cezaevi ve firari yılları Güney, 1966'da Şanlıurfa'da alkollü araç kullanırken bir çocuğa çarparak ölümüne sebep oldu. Yılmaz Güney, 1971 yılında Efraim Elrom'un öldürülmesinden sorumlu olan başta Mahir Çayan olmak üzere diğer Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi militanlarını sakladığı gerekçesiyle 2 yıl hapse ve sürgüne mahkûm edildi. Güney içeride kaldığı süre boyunca sinema ve sanat ile ilgili fikirlerini, şiir ve öykülerini o dönemde çıkarmaya başladığı Güney dergisinde yayımladı. Bülent Ecevit başbakanlığındaki 37. Türkiye Hükûmeti tarafından çıkarılan genel af sonucu 20 Mayıs 1974'te cezaevinden çıktı. İki yıldan fazla cezaevinde kalan Güney aynı yıl Arkadaş filmini çekti. Yine aynı yıl Endişe adlı filmi çekerken Adana'nın Yumurtalık ilçesindeki bir gazinoda ilçe yargıcı Sefa Mutlu'yu öldürdü (13 Eylül 1974) ve tutuklandı. 25 Ekim'de Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlayan yargılamaların sonucunda 13 Temmuz 1976'da 19 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezaevinde sinema ile olan ilgisi devam etti. Bu dönemde yazdığı, Zeki Ökten tarafından çekilen Sürü ve Şerif Gören tarafından çekilen Yol filmleri büyük ilgi gördü. Daha sonra Yol'un kurgusunu tekrar yaptı ve Cannes Film Festivali'nde ödül aldı. Beş yıl hapis yattıktan sonra 9 Ekim 1981 tarihinde izinli olarak çıktığı Isparta Yarı Açık Cezaevi'nden yurt dışına firar etti. Güney'in hapisten kaçışı da filmlerini anımsattı. Hapse girmeden yıllar önce çekmiş olduğu Şeytanın Oğlu filminde, bir günlük bayram izninde dışarı çıkan ve kayıplara karışan bir adamın hikâyesini anlatmıştı. Filmine benzer bir yaşantı tecrübe etti. Bir günlük izin ile hapisten çıkan Güney, Antalya'nın Kaş ilçesinden Yunanistan'a bağlı Meis Adası'na, oradan da İsviçre'ye kaçtı. 6 Ocak 1983 tarihinde dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren tarafından Türk vatandaşlığından çıkarıldı. Güney daha sonra Fransa'ya geçti ve yaşamının geri kalanını orada geçirdi. Yurt dışına kaçtıktan sonra Fransa'da Duvar filmini çekti. Güney'in 1976 yılında Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'nde tanıklık ettiği, çocuklar koğuşunda çıkan ve tüm cezaevine yayılan bir isyanın sinemaya aktarıldığı Duvar filmi onun son filmi olmuştur. Güney, 1983'te Cigerxwîn ve Abdurrahman Şerefkendi gibi Kürt şairlerle birlikte Paris Kürt Enstitüsünü kurdu. 1984'ün mart ayında düzenlenen Nevruz kutlamasında bir konuşma yaptı:"Arkadaşlar! Acı, baskı, yoksulluk, kan ve gözyaşı Kürt halkının kaderi değildir. Biz bu kaderi reddediyoruz! Bu kaderi tanımıyoruz! Biz, dört bir yandan işgal edilmiş bir sömürge ülkenin çocukları değil; bağımsız, birleşik, özgür bir Kürt ülkesinin, Kürdistan'ın çocukları olmak istiyoruz! Ve biz kendi toprağımızda, kendi bayrağımızın altında özgür ve bağımsız olmak istiyoruz! Arkadaşlar! Bugün Kürdistan'ın çeşitli kesimlerinde, dağlarda, ovalarda, faşist zindanlarda sömürgecilerin baskı ve zulümlerine karşı dövüşenlerin, dövüşerek ölenlerin amacı da bu! Biz; dövüşerek ölenlerin, bu uğurda şehit düşenlerin anısını kalbimizde ve mücadelemizde yaşatıyoruz..."Güney bu dönemde Taşnak dergisi Armenian Review'e demeç vererek ASALA tarafından Türk diplomatlarına düzenlenen suikastları, Ermeni soykırımına dair dünya kamuoyunun dikkatini çekmek için işlevsel olduğunu ancak uzun vadede bu yöntem ile Ermenilerin soykırımın tanınması taleplerinin gerçekleşemeyeceğini belirtmiştir. Ölümü Son yıllarını Paris'te geçiren Güney, mide kanseri hastalığı nedeniyle 9 Eylül 1984 tarihinde 47 yaşında öldü. Mezarı, Paris'te bulunan Père Lachaise Mezarlığı'nda 62. kısımda bulunmaktadır. Özel hayatı İlk resmî eşi Nebahat Çehre ile 1966'da başlayan şiddet dolu birlikteliği, 1968'de Çehre'yi araba ile ezmesi üzerine boşanma ile sonuçlanmıştır. Çehre, 2019 yılında konuk olduğu Şafak Yavuz'un Vizöründen adlı programda Güney ile ilişkisine dair detayları paylaşmış, araba ile çarpma olayına da değinmiştir. Yapımcı Abdurrahman Keskiner 2011 yılında Hürriyet gazetesine verdiği röportajda olayı şöyle anlatmıştır:"Çok az kişi bilir bunu. Rahmetli Yılmaz, Nebahat ve ben... Bir gün yine gece kulübünde kavga ettiler. Nebahat kulübü sinirle terk etti. Yılmaz'ın 'Dur'! demesine hiç aldırmadı. Nebahat, Elmadağ'da kaldıkları otele doğru koşarken Yılmaz otomobiline bindi. Sinirle direksiyona geçti. Sonra gözümün önünde sevdiği kadını arabayla ezdi. Nebahat havada uçtu, arabaya çarptı, sonra da kaldırıma... 4 gün hastanede yattı. Herkesten gizledik bunu. Olaydan sonra ilişkileri bitti."Keskiner'in aynı röportajda, "Nebahat, Yılmaz'dan çok dayak yedi." şeklinde ifade ettiği şiddetin önemli noktalarından biri de "Eşrefpaşalılar (1966)" çekimi esnasında Güney'in Çehre'nin kafasına bardak koyup gerçek kurşunla nişan alması olarak kayıtlara geçmiştir. Keskiner bu konuda şu açıklamaları yapmıştır:"Sinema tarihçileri bunun bir efsaneden ibaret olduğunu söyler. Ama doğru! Yılmaz o gün benden 3 silahından birini, içinde gerçek kurşun olanı istedi. Nebahat bu sırada ağlıyor, titriyor ve, 'Yılmaz, imkânı yok oynamam. Sahici kurşun kullanma, yalvarırım! Ben canımı sokakta bulmadım. Yanlış bir harekette ölebilirim!' diye sevdiği adama ağlayarak yalvarıyordu. Yılmaz umursamadı. Bardağı Nebahat'ın kafasına koydu. Sonra 20 metre uzaklaştı. Sette ölüm sessizliği vardı. Korkudan herkes nefesini tutmuş, duvarın dibinde titreyen Nebahat'a bakıyordu. Zavallı kız kurbanlık koyun gibiydi. Yılmaz tetiğe bastı, bardak tuzla buz oldu. Nebahat başladı ağlamaya... Yılmaz onu zor sakinleştirdi. Deniz kenarına götürüp bir şeyler söyledi. Çok tutkulu, kavga ve dayakla dolu şiddetli bir aşkları vardı. Nebahat, Yılmaz'dan çok dayak yedi."Nebahat Çehre, 2017 yılında, Doğa Rutkay'la Her Şey Bu Masada adlı programda Güney ile olan ilişkisi hakkında, "Olmayacaktı. 4.5 sene sürdü ama olmaması gereken bir şeydi." diye konuşmuştur. Çehre ayrıca 2019 yılında konuk olduğu Şafak Yavuz'un Vizöründen adlı programda Güney ile olan evliliğinde hamile kaldığını fakat Güney'e olan aşkının sona ermesi, kendisine karşı sadece korku hissettiğinden mütevellit kürtaj olduğunu açıklamıştır. İkinci evliliği 1970'ten ölümüne değin Fatoş Güney'le (Jale Fatma Pütün) olmuştur, doğan çocuklarına Yılmaz (d. 1971) adını vermişlerdir. 1963-1966 yıllarında birlikte yaşadığı Birten Ünal'dan Elif (d. 1966) adlı bir kızı vardır. Filmografisi Kitapları Boynu Bükük Öldüler (1971) Salpa (1975) Ağıt Arkadaş Sürü Ölüm Beni Çağırıyor - Gençlik Öyküleri Acı Yol Sanık Hücrem Soba, Pencere Camı ve İki Ekmek İstiyoruz Oğluma Hikayeler Zavallılar Endişe Hudutların Kanunu Baba Aç Kurtlar Umut Bir Gün Mutlaka Umutsuzlar Seyyit Han Yunan Bıçağı İnsan, Militan ve Sanatçı Yılmaz Güney Selimiye Mektupları'' Ödüller 1967: 4. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu - Hudutların Kanunu 1970: 2. Altın Koza Film Festivali - En İyi Film - Umut 1970: 2. Altın Koza Film Festivali - En İyi Senaryo - Umut 1970: 7. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Erkek Oyuncu - Bir Çirkin Adam 1970: Orhan Kemal Roman Armağanı - Boynu Bükük Öldüler 1971: 3. Altın Koza Film Festivali - En İyi Film - Ağıt 1971: 3. Altın Koza Film Festivali - En İyi Senaryo - Ağıt 1971: 3. Altın Koza Film Festivali - En İyi Yönetmen - Ağıt 1972: Orhan Kemal Roman Armağanı - Boynu Bükük Öldüler 1975: 12. Altın Portakal Film Festivali - En İyi Senaryo - Endişe Notlar Kaynakça Dış bağlantılar Yılmaz Güney'den Nebahat Çehre'ye aşk mektupları Yılmaz Güney Sözleri 1937 doğumlular Yüreğir doğumlular Adana doğumlu erkek oyuncular 1984 yılında ölenler Kürt film yönetmenleri Türk erkek sinema oyuncuları Türk film yönetmenleri Türk film yapımcıları 20. yüzyıl Türk senaristleri 20. yüzyıl Türk hikâye yazarları Türk sosyalistler Zaza asıllı Türkler Kürt asıllı Türkler Orhan Kemal Roman Armağanlı yazarlar Zaza oyuncular Mide kanserinden ölenler Paris'te kanserden ölenler Cinayetten hüküm giyen Türkler‎ Père Lachaise Mezarlığı'na defnedilenler Altın Portakal En İyi Film Ödülü kazanan yapımcılar Türk yazarlar Türkiye tarafından tutuklanan kişiler Fransa'da kanserden ölenler Kürt erkek oyuncular
1252
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sivas%20%28il%29
Sivas (il)
Sivas, Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan bir ilidir. Sivas ili, ticaret yolları üzerinde olduğu için, Selçuklu Hanedanı döneminde tüccarların ziyaret ettiği bir merkez haline gelmiştir. Türkiye'de Konya'dan sonra en çok Selçuklu eserinin bulunduğu il Sivas'tır. 13. yüzyıla ait Gök Medrese, Çifte Minareli Medrese ve Mavi Medreseleri çini sanatı açısından mutlaka görülmeye değer yerlerdir. Ulu Camii ise 1100 yılında inşa edilmiştir. Ayrıca Sivas, Türkiye'nin yüzölçümü açısından en büyük ikinci ilidir. Sivas Kızıldağ'dan doğan Kızılırmak, Köse Dağı'ndan doğan Yeşilırmak ve yine Köse Dağı'ndan doğan Fırat'ın en önemli kollarından biri olan Karasu Nehri, Sivas ili sınırları içinde doğmaktadır. Sivas coğrafi açıdan kıraç, yeşili az, sert iklimli bir yerdir. İkliminin elverdiği ölçüde yetiştirilebilen ancak tahıl ürünleri, şeker pancarı, patates gibi ürünlerdir. Türk Kurtuluş Savaşı'nın temellerinin atıldığı, Selçuklu devrinin dev eserleriyle süslü, yüzölçümü bakımından Konya'dan sonra ikinci sırada yer alan bir ilimiz. Sivas ili topraklarının büyük kısmı İç Anadolu'nun yukarı Kızılırmak bölümünde diğer kısımları ise Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgesinde olup, 35° 50’ ve 38° 14’ doğu boylamları ile 38° 32’ ve 40° 16’ kuzey enlemleri arasında yer alır. İç Anadolu Bölgesi, Doğu Karadeniz Bölgesi ve Doğu Anadolu Bölgesi'nde ilçeleri ve kültür zenginliği, iklim farklılığı bulunan ve sahip olduğu değerleri ile önemli bir coğrafi konuma sahiptir. Kuzeyinde Ordu, kuzeybatısında Tokat doğusunda Erzincan, kuzeydoğusunda Giresun, batısında Yozgat, güneybatısında Kayseri, güneyinde Malatya ve Kahramanmaraş ile çevrilidir. Sivas'ta Batı Anadolu ağzı kullanılmaktadır. Adlandırma Şehrin adı kentin antik dönemdeki adı olan Sebastia sözcüğünün evrimleşerek Türkçeleşmesiyle bugünkü halini almıştır. Sebastia ismi de Yunancada saygıdeğer, yüce anlamına gelir ki, Latince Augustus'un Yunanca karşılığıdır. Bu da Pontuslar tarafından kurulan kentin Roma İmparatoru Augustus onuruna onun ismiyle adlandırıldığına işaret edebilir. Halk arasındaki rivâyetlere göre ise Sivas kurulmadan önce ulu ağaçlar altında kaynayan üç pınar varmış. Bu pınar Tanrı'ya şükür, ana ve babaya minnet ve küçüklere şefkat duygularını ifâde edermiş. Bu üç pınara “Sipas Suyu” denirmiş. Zamanla mukaddes sayılan bu üç pınarın etrâfında küçük bir yerleşim merkezi kurulmuş ve “Sipas” ismi verilmiştir. Diğer bir rivâyete göre ise Sivas ismi eski kavimlerden “Sibasipler”den gelmektedir. Sivas ilk çağlarda Talavra, Megalapolis, Karana ve Diyapolis isimleriyle anılmıştır. Sivas ismi ile ilgili bir başka rivâyete göre ise, kentin adı Farsçada “üç değirmen” mânâsına gelen “Sebast” kelimesinden gelmektedir; Sebast ismi zamanla halk diline Sivas olarak yerleşmiştir. Coğrafya Üç vadi arasındadır. Sivas halkının büyük çoğunluğu çeşitli zamanlarda bölgeye yerleşmiş Türkmenlerdir. İlde Kafkasya göçmenleri de mevcuttur. Kızılırmak Havzası; kenti İç Anadolu iklimine, Yeşilırmak; Karadeniz, Fırat Havzası ise Doğu Anadolu iklimine bağlamaktadır. Bu üç su, üç yol, üç farklı kültür demektir. İklim ve bitki örtüsü 35 derece-50 dakika ve 38 derece-14 dakika doğu boylamlarıyla, 38 derece-32 dakika ve 40 derece-16 dakika kuzey enlemleri arasında kalan il, 28,488 km² lik yüzölçümü ile Türkiye'nin toprak bakımından ikinci büyük ili olan Sivas'ın il topraklarının büyük bölümü Kızılırmak, bir bölümü de Yeşilırmak ve Fırat havzalarına girer. Sivas coğrafi olarak İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgelerinin kesiştiği noktadadır. Bu nedenle Karadeniz bölgesindeki Suşehri, Akıncılar, Gölova, Koyulhisar, İmranlı ve kısmen Kuzey Zara ve Doğanşar'ın bitki örtüsü, havanın sertliği ve sıcaklığı, yağış oranı farklıdır. Bu bölgelerde merkez ilçeden farklı olarak Giresun dağları üzerinde yaylalar ve çok endemik orman alanları bulunur. İl alanı kuzeyden Kelkit Vadisi, doğudan Köse Dağları'nın uzantıları, Kızıldağ, Kuruçay Vadisi ve Yama Dağı, güney­den Kulmaç Dağları, Tahtalı Dağları'nın uzantıları ve Hezanlı Dağı, batıdan Karababa, Akdağlar ve İncebel Dağları gibi doğal sınırlarla çevrilidir. Kızılırmak, Kelkit Çayı, Tozanlı Çayı, Yıldız Irmağı, Çallı Çayı ve Tohma Çayı en önemli akarsularıdır. Sarkışla-Gemerek Ovası. Yıldızeli (Bedehdun) Ovası, Suşehri Ovası, Tohma Vadisi, Kızılırmak Vadisi. Çallı Suyu Vadisi ve Kelkit Vadisi ilin belli beşli tarım alanları ve ulaşımı belirleyen önemli alanlarıdır. Sivas ilinde ağırlıklı yeryüzü seklini platolar oluşturmakladır, il oranının % 47,6'sı platolarla, % 46,2'si dağlarla, %6,2'si ise ovalarla kaplıdır. Sivas'ın en büyük platosu Uzunyayla'dır. Ayrıca, Uzunyayla'ya oranla daha zengin otlaklara sahip olan Meraküm Platosu da ilin ender yüksek düzlüklerindendir. Kuzey Anadolu Dağlarıyla Güney Anadolu Dağlarının birbirine yaklaştığı bir yöre olan Sivas il alanında kıvrılma ve yükselmeler sırasında bazı kesimler Çöküntüye uğramıştır. Bu çöküntü alanları ilin önemli su merkezlerinden olan gölleri oluşturmuştur. Hafik Gölü, Tödürge Gölü, Lota Gölleri, Gürün - Gökpınar Gölü bu göllerden bazılarıdır. Yönetim İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Aynı seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin beledi ye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Sivas Valisi, 1971-Gazipaşa doğumlu Yılmaz ŞİMŞEK’dir. 12.5.2022/209 sayılı kararla Niğde Valisi iken atanmıştır. Sivas Belediye Başkanı, 1972-Sivas doğumlu Hilmi Bilgin (AK Parti), 31 Mart 2019 seçimlerinde %49,35 oy oranıyla seçilmiştir. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Sivas İl Genel Meclisi üye sayısı, 27 AK Parti, 7 MHP, 3 CHP, 4 BBP ve 2 BĞSZ olmak üzere 40’dır. Sivas Belediye Meclisi ise 26 AK Parti ve 11 BBP olmak üzere 37 üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Sivas'ı temsilen TBMM'e AK Parti'den 3 milletvekili (İsmet Yılmaz, Mehmet Habib Soluk, Semiha Ekinci), CHP'den 1 milletvekili (Ulaş Karasu) ve MHP'den 1 milletvekili (Ahmet Özyürek)seçilmiştir. Kültürel bölgeler Sivas ili içerisinde resmi idari birim niteliğine sahip olmayan ancak toplum tarafından genel kabul gören üç kültürel bölge daha bulunmaktadır. Halk nezdinde Sivas’ta mevcut olan yöreler şunlardır: İlbeyli yöresi, Emlek yöresi ve Çamşıhı Yöresi. Halk bilhassa Sivas dışında bulunduğu yerden söz ederken “Elbeyi’nin Esköy’ündenim” veya “Emlek Beyyurdu’ndan” yahut da “Çamşıhı’n Kaygısız'dan” gibi ifadeler kullanarak, önce yöresini, sonra köyünü söyler. İlbeyli yöresi, Sivas ve Şarkışla arasında Koyuncu yokuşundan sonra başlayan alandadır; Emlek yöresi, Şarkışla ve Yıldızeli arasında Turna Dağı'ndan sonra başlayan bölgede bulunur; Çamşıhı ise Divriği ve Kangal arasında yer almaktadır. Bunlara ilave olarak İmranlı ilçesinde geçmişteki aşiret yapılanmasına dayalı olarak ortaya çıkmış bulunan ve yine kendi içerisinde kültürel bir bütünlük arz eden Koçgiri yöresi bulunmaktadır. Nüfus Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri) Sivas ili nüfusu: 634.924'dir. Bu nüfusun % 78,57'si şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 28.164  km2'dir. İlde  km2'ye 23 kişi düşmektedir. (Bu sayı merkez ilçede  112’dir.) İlde yıllık nüfus % 0,19 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Hafik (% 4,42)- İmranlı (-% 4,88) 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 17 İlçe, 24 belediye, bu belediyelerde 253 mahalle ve ayrıca 1.233 köy vardır. İlin yıllara göre nüfusları Konum Ekonomi İl ekonomisinde tarım ve sanayi sektörü ilk sırada yer almaktadır. Bu sektörleri ticaret ulaştırma ve haberleşme sektörleri takip etmektedir. Özellikle demir ve demirciliğe dayalı sanayi lokomotif sektör olarak ön plana çıkmıştır. Türkiye'nin önemli enerji kaynaklarından biri olan Kangal Termik Santralı Sivas'tadır. Ayrıca Gemerek ilçesinde Sızır Hidroelektrik Santrali vardır. Sivas'ta Türkiye'nin en büyük linyit işletmesi bulunmaktadır. Tarım Sivas öncelikle bir tarım şehridir. Tarım üretiminde buğday, arpa, çavdar, ay çekirdeği, patates ve şeker pancarı bölge üretiminde en fazla payı alan ürünlerdir. Sivas küçükbaş, büyükbaş hayvan varlığı ve arı kovanı sayısı bakımından önemli bir paya sahiptir. Sanayi En büyük ve eski endüstri kompleksi olarak 1939 yılında yılında Sivas Cer Atelyesi olarak kurulan TÜDEMSAŞ, TCDD'ye bağlı Beton Travers Fabrikası, 1938'de temelleri atılan ve 1943 yılında hizmete giren Çimento Fabrikası bulunmaktadır. Küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgeleri sanayi sektörünün altyapısı olarak değerlendirilebilir. Sivas'ta KSS kapsamında 1606 işyerinde 4353 kişi çalışmaktadır. İlde 10 KSS faaliyet göstermektedir. Kangal KSS, Gürün KSS ve Yıldızeli KSS nin inşaat çalışmaları sürmektedir. Şehirde 5 adet Organize Sanayi Bölgesi bulunmaktadır; Merkez 1.OSB, Merkez Demirağ OSB, Şarkışla OSB, Şarkışla Tarıma Dayalı İhtisas OSB ve Gemerek OSB Kültür Karadeniz bölgesinde kalan ilçelerinde Karadeniz şivesi görülürken, merkez ile çevre ilçeler Tokat ve diğer illere daha yakındır. Doğu Karadeniz'deki ilçelerinde kısmen Karadeniz ağzı ve kültürü görülürken, İç Anadolu ilçelerinde bozkır ve Sivas yöresine özgü Sivas folklorü görülür. Yeşilırmak havzasında bulunan Karadeniz ilçeleri olan Suşehri, Akıncılar, Gölova, Koyulhisar bölgesi davul, zurna, horon, mikroklima iklim ve yayla bölgesidir. İç Anadolu da ise gene Türkmen kültürü ile yer yer Balkan muhacirleri ve Kafkasya göçmenlerinin kültürleri ve gelenekleri de görülür. Bu geniş coğrafya alanında pek çok yöresel sanatçılar da yetişmiştir. Karadeniz ilçelerinde kemençe ve tulum üstadları, İç Anadolu ve Doğu Anadolu ilçelerinde saz, aşık geleneği ve üstatları yetişmiştir. Dünyaca ünlü kangal köpeği, Sivas'ın Kangal ilçesinde yetişmektedir. Kangal köpeği genetik olarak en mükemmel kombinasyonlardan birine sahiptir ve yüksek seviyede eğitilebilirlik özelliği taşımaktadır. Turizm Kaplıcalar Sivas yöresinde kaplıcalara "Çermik" adı verilmektedir. Sivas merkeze bağlı Soğuk Çermik, Yıldızeli'ne bağlı olmakla birlikte Sivas merkezden rahatlıkla ulaşılan Sıcak Çermik bunların en önemlileridir. Kangal'da ise Balıklı Çermik diğer önemli bir kaplıcadır. Ayrıca Şarkışla ilçesinde "Ortaköy Çermiği" ve "Alaman Çermiği" bulunmaktadır. Geçmişte Sivas yöresinde çermik alanlarının yakınlarında çadır kurma geleneği çok yaygın olarak uygulanmaktaydı. Sıcak Çermik (Yıldızeli) Sivas - Yıldızeli yolu üzerinde Sivas il merkezine yaklaşık 30 km uzaklıktaki bulunmaktadır. Yıldızeli sınırları içerisindedir ve ilçe merkezine 16 km mesafede yer alır. Toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür. Kaplıca suyunun kimyasal karakteristiği; florür içeren kalsiyum, magnezyum-sodyum, sülfat, hidrokarbonat ve karbonat klörürlüdür. Sıcaklığı 45-50 °C arasındadır ve romatizma, solunum yolları, böbrek ve idrar yolları, kan dolaşımı hastalıklarının tedavisine iyi geldiği bilinmektedir. Sivas Belediyesi'ne ait otel ve havuzlarla hem süreli hem de günübirlik konaklama imkanı sağlamaktadır. Ayrıca Sivas Cumhuriyet Üniversitesine bağlı Rehabilitasyon Merkezi de bulunmaktadır. Yakın dönemde ise geniş kapsamlı iki adet devremülk otel hizmete girmiştir. Soğuk Çermik (Merkez) Sivas - Erzincan kara yolu üzerinde şehir merkezine 18 km mesafede, Başıbüyük Köyü'nün girişinde olup, Hafik ilçesi’ne 15 km uzaklıktadır. İl merkezinden kaplıca alanına düzenli olarak toplu taşıma araçları ile ulaşılabilmektedir. Suyun sıcaklığı 28 °C derecedir ve içildiğinde mide, bağırsak ve safrakesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Kaplıca alanının yakınında Ahmed-i Turan türbesi yer alır ve sürekli olarak ziyaret edilir. Konaklama tesislerinin yanı sıra çoğunlukla çadır kurulmaktadır. Kaplıca çevresi ilginç bir topoğrafya ve bitki örtüsüne sahiptir. Ortaköy Çermiği (Şarkışla) Şarkışla ilçesinde Ortaköy'e bağlı bir kaplıcadır. Kaplıca suyu 246 metre aşağıdan çıkmaktadır. Kaplıcanın suyu sıcaktır yaz kış 37 derecedir ve kükürtlüdür kükürtlü olmasından dolayı birçok cilt ve kemik hastalığına iyi gelmektedir. Kaplıcada 15 adet oda 25'e 10 metre bir adet açık havuz, bayanlar ve erkek için ayrı 2 havuz ve 1 adet özel aile havuzu bulunmaktadır. Ayrıca kaplıca Kızılırmak nehrine çok yakın bulunduğundan dolayı kaplıca çevresi doğanın çok iyi bir şekilde sergilendiği bir mekandır. Kaplıca ilçe merkezine 18 km uzaklıktadır asfalt yolu bulunmaktadır. Balıklı Çermik (Kangal) Sivas il merkezine 96 km ve Kangal ilçe merkezine 13 km. uzaklıkta olup Sivas'tan her saat başı toplu taşıma araçları ile varmak mümkündür. Kangal Balıklı Kaplıca; Türkiye'deki termal kaplıcaları içerisinde kendine özgü bir yeri vardır. Tedavi özelliği itibarıyla dünyada bir benzerini bulmanın mümkün olmadığı kaplıca, ilmi ve tıbbi bir mucizeyi "Sedef Hastalığını tedavi ederek" sergilemektedir. Suyun sıcaklığı 36 - 37 derece C, havuzların toplam debisi, 130 lt/sn dir. Kimyasal karakteristiği; PH 7.40, radyoaktivite 6 eman, toplam mineralizasyon 590.9 mg/lt. Doğal Oluşumlar Göller Dipsiz Göl, Sivas'ın Doğanşar ilçesinde bulunan volkanik bir göldür. Dipsiz Göl, Doğanşar'a 16, Sivas'a 82 km mesafede, Doğanşar-Sivas Karayolu'nun hemen yanında bulunmaktadır ve Çatpınar köyüne çok yakındır. Gölün fazla sularının akmasıyla 200 metre ileride Dipsiz Göl Şelalesi oluşmuştur. Hafik Gölü, Sivas'ın Hafik ilçesinin kuzeyinde bulunan küçük karstik göldür.. Erzincan'ı Sivas'a bağlayan E 88 uluslararası kara yolu 2 km yakından geçer. Hafik'in 3 km kuzeyindedir. Göle 2006'da 80 bin sazan aşılanmıştır. Türkiye'nin 135 sulak alanından biri olan gölde; sakarmeke, turna, angut ve yaban kazı görülmektedir. Tödürge Gölü, Sivas'ın Zara ilçesinde yer alır. Hafik'in 17 km doğusunda, Zara'nın 12 km batısında bulunmaktadır. Yaklaşık bir km güneyinde aynı adı taşıyan Tödürge Köyü vardır. Gökpınar Gölü, Sivas'ın Gürün ilçesi sınırları içerisinde yer alır. Suyu çok temiz ve duru olan Gökpınar Gölü, Gürün’e 10 km uzaklıktadır. Doğal güzellikleri ve alabalıklarıyla ünlü olan göl; dipten gelen kaynaklarla beslenmektedir. Turkuaz ve mavi yeşil renklerinin her tonunu bünyesinde barındıran Gökpınar bir dünyaca ünlü bir doğa harikasıdır. Lota Gölü, Sivas'ın Hafik ilçesinde yer alır ve 3 km doğusundadır. Sivas - Erzurum kara yolunun kuzeyinde kalır. Sivas şehir merkezine 45 km uzaklıktadır. Aslında "Lota Gölleri" daha doğru bir tabirdir. Buradaki göller topluluğu dipten çıkan su kaynaklarıyla beslenseler de ilkbahar yağışlarıyla birlikte kabararak birleşirler. Diğer doğal güzellikler Tekeli Dağı (Doğanşar) Yıldız Dağı (Yıldızeli) Eğriçimen Yaylası (Koyulhisar) Karlıyurt Yaylası (Akçakışla) Sızır Şelalesi (Gemerek) Kızılçan (Zara - Canova) Şuğul Kanyonu (Gürün) Tecer Dağı (Ulaş) Tarihi Yapılar Divriği Ulu Camii, Divriği ilçesi merkezinde bulunmaktadır. Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası adıyla dünya sanat tarihinde yer alan bu eşsiz eser, Anadolu Selçuklu Devleti Mengücek Oğulları Beyliği döneminde (1228) Mengücek Beyi Ahmet Şah tarafından, Şifahane ise Ahmet Şah'ın eşi Melike Turan tarafından yaptırılmıştır. UNESCO tarafından Dünya'nın 8. Harikası olarak gösterilip koruma altına alınmıştır. Kongre Müzesi, 4 Eylül 1919'da Türkiye Cumhuriyetinin temellerinin oluşturulduğu 4 Eylül Sivas Kongresi'nin gerçekleştirildiği ihtişamlı binadır. Şu an müze olarak kullanılmakta olup müze içerisinde Mustafa Kemal Atatürk'ün birçok şahsi eşyası ve Selçuklu, Osmanlı zamanından birçok tarihi eser sergilenmektedir. Müze, kent meydanındadır. Aşık Veysel Müzesi, Büyük halk ozanı Âşık Veysel’in yaşadığı Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyündeki evi 1982 yılından itibaren Kültür Bakanlığı tarafından müzeye dönüştürülmüştür. Âşık Veysel’in kişisel eşyaları, sazları, fotoğraflar bulunmaktadır. Her yıl 16-21 Mart tarihleri arasında Şarkışla Sivrialan köyünde anma törenleri ve Âşıklar Bayramı düzenlenmektedir. Tarihi Harabeler Kaldırak Kalesi Şarkışla ilçesi Emlek Kale köyünün alt tarafında, Kaldırak çayı üzerinde kale kalıntısı bulunmaktadır. Osmanlı dönemi kayıtlarında yer alan "Kaldırok Kalesi" isimli köyün bu bölgede olduğu yönünde emareler vardır. Dolayısıyla bu isim köyün yanından geçen Kaldırak Çayı'nın adı ile de bağlantılıdır. Bahsi geçen köyün ismi bazı kaynaklarda “Kaldurak Kalesi” olarak da geçmektedir. Osmanlı'ya ait bazı kayıtlarda ise "Kaldıravuk Kalası" adıyla anılır. Türbeler Sivas Merkez'deki Türbeler Kadı Burhâneddin Türbesi: Sivas merkezde Kadıburhaneddin Mahallesi'nde bir park içerisinde bulunmaktadır. Kesme taştan dört sütun üzerinde tek kubbesi bulunan bir yapıdır. Ahmed-i Turan Türbesi: Soğuk çermik mevkiinde bir dağın üzerinde bulunur. Bu dağdaki bir kayada yer alan iki oval çukurun evliyanın atının ayak izleri olduğuna inanılır. Rivayete göre savaşçı evliya düşmanları ile vuruşurken yüksek bir dağda sıkıştırılır, bunun üzerine atı ile daha ileride ama biraz daha aşağıda bulunan bir dağın tepesine atlar. İşte bu izler atın ön ayaklarının kayaya değdiği anda oluşmuştur. İlçe ve Köylerdeki Türbeler Colü Dede Türbesi: Şarkışla'ya bağlı Alaman köyünün ortasında, yolun sol kısmında bulunmaktadır. Sanduka küçük bir odanın içinde yer alır. Bu oda günümüzde Cemevi içerisinde bulunur. İçeride savaşçı evliyaya ait teber (savaş baltası), kılıç ve kalkan korunmaktadır. Kevgir Baba Türbesi: Yıldızeli'ne bağlı Yolkaya (eski adıyla Çakraz) köyünün güneyinde yaklaşık 8 km uzaklıktaki bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. İki odalı bir binanın içerisindeki mezar yaklaşık üç metreye iki metre boyutlarında üzeri toprakla kapatılmış durumdadır. Odalardan birinde mezar vardır, diğerinde ise gelenlerin oturması için minderler serilmiştir. Diğer tarihi eserler Buruciye Medresesi Gök Medrese Çifte Minare Şifaiye Medresesi Valilik Binası Jandarma Binası Selçuk Anadolu Lisesi Binası 4 Eylül Atatürk Kongre ve Etnografya Müzesi Susamışlar Konağı Abdi Ağa Konağı İnönü Konağı Kangal Ağası Konağı Ulu Camii Osman Ağa Konağı Ali Baba Konağı Taş Han Behram Paşa Hanı Ziya Bey Kütüphanesi Kale Camii Kargakalesi Köyü Eğri Köprü Kesik Köprü Güdük Minare Meydan Hamamı Meydan Camii Mihrali Bey Konağı İlçelerdeki tarihi yapılar Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Divriği) Divriği Kalesi ve Kale Camisi (Divriği) Yıldız köprüsü (Yıldızeli-Sivas kara yolu Yıldız Nehri üzeri) Tödürge Kaya Mağaraları (Zara) Doğanşar Kalesi (Doğanşar) Spor 2021-2022 Sezonu sonunda, Sivasspor, süper ligi 54 puanla 10.sırada tamamlamıştır. 2.lig takımı Sivas Belediyespor grubunda 9. olmuştur. BAL’da 2, kadınlar futbol liglerinde 1 takımı daha vardır. Voleybol 2. liginde 1, hentbol 1. ve 2.liglerinde 2 takımı bulunmaktadır. Ziraat Türkiye Kupası'nda Sivasspor 2021 - 2022 sezonunda Kayserispor ile Atatürk Olimpiyat Stadyumunda oynadığı final maçında rakibini 3-2 mağlup ederek Türkiye Kupası'nın sahibi olmuştur. Önemli spor tesisleri: Yeni 4 Eylül Stadyumu (27.532), Cumhuriyet Üniversitesi Taha Akgül Spor Salonu (1.300), 4 Eylül Spor Vadisi'nde bulunan Taha Akgül Spor Salonu (4.000), Olimpik Yüzme Havuzu ve Yıldız Dağı Kayak Merkezi'dir. Kaynakça Dış bağlantılar Türkiye Kültür Portalı, Sıcak Çermik - Sivas Türkiye Kültür Portalı, Soğuk Çermik - Sivas Sivas Mutfağı Yemekleri (Türkiye Kültür Portalı) Eğriçimen Yaylası Türkiye Kültür Portalı, Sivas Halısı SİVAS İLİ TURİZM POTANSİYELİ VE TURİZM ALANI YATIRIM ÖNERİLERİ, 2013 (İndirilebilir PDF) Sivas İli Yüzey Araştırmaları, Merkez ve İlçeler (Höyükler ve Tarihi Yerleşim Alanları, 1992 - 1993 - 1994 - 1995, İndirilebilir PDF) Türkiye'nin illeri
1253
https://tr.wikipedia.org/wiki/19%20Nisan
19 Nisan
Olaylar 1775 - Amerikan Devrimi başladı. Sömürgeci İngiliz birlikleri ile bağımsızlık savaşçıları, Massachusetts eyaletinin Lexington kentinde ilk çatışmaya girdi. 1904 - Toronto'nun büyük bir kısmı, çıkan yangında harabeye döndü. 1909 - Jeanne d'Arc, azize ilan edildi. 1926 - Türk karasularında her türlü denizcilik işlerini Türk vatandaşlarına tahsis eden ve yabancıların kabotaj hakkına son veren Kabotaj Kanunu kabul edildi. 1927 - Mae West'in "Sex" adlı oyundaki rolü, müstehcen bulunarak 10 gün hapse mahkûm oldu. 1934 - Shirley Temple, Stand Up and Cheer adlı filmde ilk rolünü oynadı. 1938 - Kırşehir ve çevresindeki 6,6 büyüklüğündeki depremde 149 kişi öldü. 1943 - İsviçreli kimyager Albert Hofmann, çavdar mahmuzundan ürettiği LSD'nin etkilerini yaşayan ilk insan oldu. 1943 - II. Dünya Savaşı: Alman askerleri Yahudileri toplamak için Varşova Gettosu'na girdi. 1947 - Hindistan'da Kongre Partisi, ülkenin Hindistan ve Pakistan olarak iki ayrı devlete bölünmesini kabul etti. 1948 - Amerika Birleşik Devletleri, yeni bir atom silahını Marshall Adaları'nda denedi. 1951 - General Douglas MacArthur, Ordu'dan emekli olarak ayrıldı. 1956 - Monako Prensi III. Rainier ile Amerikalı sinema oyuncusu Grace Kelly, Monte Carlo'da evlendi. Tören için 25 ülkenin temsilcileri Monako'ya geldi. 1961 - 27 Mayıs'tan sonra ilk basın mahkûmiyeti: Ahmet Emin Yalman, 25 lira ağır para cezasına çarptırıldı. 1961 - Küba'ya karşı yapılan Domuzlar Körfezi Çıkarması, ABD açısından başarısızlıkla sonuçlandı. 1964 - Ford, Mustang modelini piyasaya sundu. 1969 - Milliyetçi Hareket Partisi lideri Alparslan Türkeş, "doğum kontrolü suikasttır" dedi. 1971 - Sierra Leone'de cumhuriyet ilan edildi. 1971 - İlk uzay istasyonu Salyut 1, uzaya fırlatıldı. 1971 - Amerikalı seri katil Charles Manson, aralarında Roman Polanski'nin hamile eşi Sharon Tate'in de olduğu beş kişiyi öldürdüğü için idam cezası aldı, cezası ömür boyu hapse çevrildi. 1975 - Hindistan'ın ilk uydusu olan "Aryabhata" fırlatıldı. 1980 - Ajda Pekkan, Eurovision Şarkı Yarışması'nda Şanar Yurdatapan'ın düzenlediği "Petrol" adlı şarkıyla, 19 yarışmacı arasında 15'inci oldu. 1987 - Simpsonlar, televizyonda gösterime girdi. 1989 - USS Iowa zırhlısının top taretlerinin birindeki patlama, 47 denizcinin ölümüne yol açtı. 1995 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Oklahoma eyaletinde Alfred P. Murrah Federal Binası bombalandı, 168 kişi ölü. 1999 - Almanya Federal Meclisi (Bundestag), Bonn'dan Berlin'e taşındı. 2000 - Filipinler Havayolları'na ait Boeing 737-200 tipi bir yolcu uçağı, Davao (Filipinler) şehri yakınlarında düştü: 131 kişi öldü. 2002 - İBDA/C'nin lideri Salih Mirzabeyoğlu'nun idam kararı, Yargıtay tarafından onandı. 2005 - Katolik dünyasının yeni Papa'sı 78 yaşındaki Alman Kardinal Joseph Ratzinger oldu. Yeni Papa'nın, XVI. Benedictus adını kullanacağı belirtildi. 2009 - Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde VIII. dönem milletvekili seçimleri yapıldı. Oyların %43.97'sini alan Ulusal Birlik Partisi 26 milletvekili, %29.34'ünü alan Cumhuriyetçi Türk Partisi 15 milletvekili çıkardı. Bu sonuca göre, UBP tek başına Hükûmeti kuracak çoğunluğa sahip oldu. 2021 - NASA'nın Ingenuity helikopteri, başka bir gezegende (Mars'ta) uçan ilk makine oldu. Doğumlar 1686 - Vasili Tatişçev, Rus İmparatorluk devlet adamı, tarihçi, filozof ve etnograf (ö. 1750) 1721 - Roger Sherman, Amerikalı hukukçu ve siyasetçi (ö. 1793) 1793 - I. Ferdinand, Avusturya İmparatoru (ö. 1875) 1814 - Amédée Achard, Fransız şair ve gazeteci (ö. 1875) 1832 - José Echegaray y Eizaguirre, İspanyol yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1916) 1867 - Elvira Rawson de Dellepiane, Arjantinli doktor. 1882 - Getúlio Vargas, Brezilya Devlet Başkanı (ö. 1954) 1883 - Richard von Mises, Avusturyalı bilim insanı ve matematikçi (ö. 1953) 1886 - Hiroshi Ōshima, Japon asker ve bürokrat (ö. 1975) 1889 - Otto Georg Thierack, Alman Nazi politikacı ve hukukçu (ö. 1946) 1897 - Jiroemon Kimura, Japon süper asırlık (ö. 2013) 1898 - Constance Alice Talmadge, Amerikalı sessiz sinema dönemi oyuncu (ö. 1973) 1899 - George O'Brien, Amerikalı sinema oyuncusu (ö. 1985) 1899 - Cemal Tollu, Türk ressam (ö. 1968) 1903 - Eliot Ness, Amerikalı federal ajan (ö. 1957) 1912 - Glenn T. Seaborg, Amerikalı kimyacı ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (ö. 1999) 1917 - Sven Hassel, Danimarka doğumlu asker ve savaş romanı yazarı (ö. 2012) 1922 - Erich Hartmann, II. Dünya Savaşı'nda Nazi Almanyası Hava Kuvvetleri'nde Luftwaffe avcı savaş uçağı pilotu (ö. 1993) 1925 - Hugh O'Brian, Amerikalı oyuncu (ö. 2016) 1932 - Fernando Botero, Kolombiyalı modern sanat ressamı 1933 - Jayne Mansfield, Amerikalı sinema oyuncusu (ö. 1967) 1934 - Salvador Sánchez-Terán, İspanyol siyasetçi (ö. 2022) 1935 - Dudley Moore, İngiliz oyuncu ve komedyen (ö. 2002) 1936 - Wilfried Martens, Flaman Belçikalı bir politikacı (ö. 2013) 1937 - Joseph Estrada, Filipinli politikacı ve eski aktör 1944 - James Heckman, Amerikalı ekonomist 1944 - Cemalettin Sarar, Türk iş insanı ve Sarar Giyim Yönetim Kurulu Başkanı 1946 - Duygu Asena, Türk gazeteci ve yazar (ö. 2006) 1946 - Tim Curry, İngiliz aktör, seslendirme sanatçısı ve şarkıcı 1950 - Jacques Herzog, İsviçreli mimar 1950 - Yüksel Uzel, Türk ses sanatçısı 1954 - Trevor Francis, İngiliz millî futbolcu ve teknik direktör 1957 - Mukesh Ambani, Hint iş insanı 1960 - Nuh Ömer Çetinay, Türk şair ve mimar 1965 - Galip Öztürk, Türk iş insanı ve Metro Şirketler Grubu'nun sahibi 1968 - III. Mswati, 1986'dan beri görev başında olan Esvatini kralı 1970 - Kelly Holmes, İngiliz atlet 1972 - Binnur Kaya, Türk oyuncu 1972 - Rivaldo, Brezilyalı futbolcu 1974 - Başak Köklükaya, Türk oyuncu 1976 - Sertan Güriz, Türk futbolcu ve teknik direktör 1978 - James Franco, Amerikalı oyuncu 1978 - Gabriel Heinze, Arjantinli futbolcu 1979 - Kate Hudson, Amerikalı yapımcı, yönetmen ve aktris 1981 - Catalina Sandino Moreno, Kolombiyalı oyuncu 1981 - Dmitro Kuleba, Ukraynalı politikacı ve Ukrayna Dışişleri Bakanı 1981 - Hayden Christensen, Kanadalı oyuncu 1982 - Kadir Doğulu, Türk oyuncu ve manken 1984 - Kelen Coleman, Amerikalı oyuncu 1984 - Lee Da-hae, Güney Kore asıllı Avustralyalı oyuncu 1985 - Nicolas Maurice-Belay, Fransız futbolcu 1986 - Alessio Alessandro, Belçikalı futbolcu 1986 - Candace Parker, Amerikan basketbolcu 1987 - Joe Hart, İngiliz futbolcu 1987 - Mariya Şarapova, Rus tenisçi 1987 - Oksana Akinşina, Rus oyuncu 1988 - Luka Karabatić, Fransız hentbolcu 1989 - Simu Liu, Kanadalı oyuncu 1990 - Denis Harmaş, Ukraynalı futbolcu 1991 - Kelly Olynyk, Kanadalı basketbolcu 1991 - Russ Smith, Amerikalı basketbolcu 1992 - Marko Todorović, Karadağlı basketbolcu 1992 - Marshmello, Amerikalı DJ 1993 - Junior Barros, Brezilyalı futbolcu 1994 - Halit Kadirov, Çeçen futbolcu 1995 - Elijah Bryant Amerikan basketbol oyuncusu 2001 - Deniz Selin Ünlüdağ, Türk eskrimci 2002 - Loren Gray, Pensilvanyalı İnternet fenomeni ve şarkıcıdır Ölümler 65 - Lucius Annaeus Seneca, Romalı düşünür, devlet adamı ve oyun yazarı (d. MÖ 4) 1054 - IX. Leo, Katolik Kilisesi'nin 152. Papası (d. 1002) 1390 - II. Robert, İskoçya Kralı (d. 1316) 1506 - Marcus Antonius Coccius Sabellicus, Venedikli tarihçi (d. 1436) 1552 - Olaus Petri, İsveçli Lüterci din adamı, yazar ve yargıç (d. 1493) 1560 - Philipp Melanchthon, Alman filolog, filozof, teolog ve şair (d. 1497) 1578 - Uesugi Kenshin, Japon daimyō (d. 1530) 1588 - Paolo Veronese, Venedikli ressam (d. 1528) 1689 - Christina, İsveç Kraliçesi (d. 1626) 1768 - Canaletto, İtalyan ressam (d. 1697) 1824 - George Gordon Byron, İngiliz şair ve yazar (d. 1788) 1831 - Johann Gottlieb Friedrich von Bohnenberger, Alman astronom (d. 1765) 1878 - Władysław Tarnowski, Polonyalı şair, oyun yazarı, piyanist ve besteci (d. 1836) 1881 - Benjamin Disraeli, İngiltere Başbakanı (d. 1804) 1882 - Charles Darwin, İngiliz biyolog (d. 1809) 1885 - Nikolay Kostomarov, Rus ve Ukraynalı tarihçi, yazar ve şair (d. 1817) 1899 - Édouard Pailleron, Fransız şair, oyun yazarı ve gazeteci (d. 1834) 1906 - Pierre Curie, Fransız fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (d. 1859) 1914 - Charles Sanders Peirce, Amerikalı filozof (d. 1839) 1916 - Colmar von der Goltz, Alman subay (Osmanlı ve Alman ordularında mareşal rütbesi sahibi) (d. 1843) 1919 - Andrei Eberhardt, Alman kökenli Rus İmparatorluk Donanması Amirali (d. 1859) 1949 - Ulrich Salchow, İsveçli buz patenci (d. 1877) 1949 - Stephen Samuel Wise, Yahudi haham ve siyonist lider (d. 1874) 1958 - Haykanuş Danielyan, Ermeni opera şarkıcısı (d. 1893) 1959 - Wilhelm Nestle, Alman felsefeci ve dil bilimci (d. 1865) 1963 - Vicente Ferreira da Silva, Brezilyalı filozof (d. 1916) 1966 - Väinö Tanner, Finlandiya Başbakanı (d. 1881) 1967 - Konrad Adenauer, Alman devlet adamı (d. 1876) 1973 - Hans Kelsen, Avusturyalı-Amerikalı hukukçu (d. 1881) 1979 - Wilhelm Bittrich, Alman SS Obergruppenführer ve Waffen-SS generali (d. 1894) 1983 - Şahan Natali, Ermeni yazar (d. 1884) 1987 - Maxwell Taylor, Amerikalı asker ve diplomat (d. 1901) 1989 - Daphne du Maurier, İngiliz romancı ve oyun yazarı (d. 1907) 1993 - David Koresh, Amerikalı dinî lider ve müzisyen (d. 1959) 1993 - Sabahattin Kudret Aksal, Türk şair, öykücü ve oyun yazarı (d. 1920) 1994 - Turgut Boralı, Türk sinema sanatçısı (d. 1923) 1998 - Octavio Paz, Meksikalı diplomat, yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1914) 2004 - John Maynard Smith, İngiliz evrimsel biyolog ve genetikçi (d. 1920) 2005 - Erkki Penttilä, Fin güreşçi (d. 1932) 2005 - George Pan Cosmatos, Yunan asıllı İtalyan film yönetmeni (d. 1941) 2007 - Helen Walton, Amerikalı iş insanı ve Walmart'ın Yönetim Kurulu Üyesi (d. 1919) 2007 - Jean-Pierre Cassel, Fransız aktör (d. 1932) 2008 - Ayvaz Gökdemir, Türk siyasetçi (d. 1942) 2008 - Germaine Tillion, Fransız etnolog (d. 1907) 2009 - J.G. Ballard, İngiliz romancı (d. 1930) 2010 - Burkhard Ziese, Alman teknik direktör (d. 1944) 2010 - Guru (Keith Edward Elam), Amerikalı rapçi (d. 1961) 2011 - Ali Balkaya, Türk futbolcu (d. 1989) 2011 - Elisabeth Sladen, İngiliz oyuncu (d. 1946) 2012 - Levon Helm, Amerikalı rock müzisyeni ve The Band üyesi (d. 1940) 2012 - Ümit Ömer Sevinç, Türk aşçı, eğitimci ve yemek uzmanı (d. 1952) 2013 - Allan Franklin Arbus, Amerikalı moda fotoğrafçısı, dizi ve sinema oyuncusu (d. 1918) 2013 - François Jacob, Fransız biyolog (d. 1920) 2015 - Oktay Sinanoğlu, Türk kuantum kimyacısı ve moleküler biyolog (d. 1934) 2016 - Estelle Balet, İsviçreli snowboardcu (d. 1994) 2016 - Patricio Aylwin, Şilili siyasetçi ve avukat (d. 1918) 2016 - Ronit Elkabetz, İsrailli oyuncu, senaryo yazarı ve sinema yönetmeni (d. 1964) 2016 - Walter Kohn, Amerikalı fizikçi ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (d. 1923) 2017 - Aaron Hernandez, Amerikalı futbolcu (d. 1989) 2017 - Bülent Kayabaş, Türk sinema ve tiyatro sanatçısı (d. 1945) 2019 - Martin Böttcher, Alman film müziği bestecisi, aranjör, söz yazarı ve orkestra şefi (d. 1927) 2019 - Massimo Marino, İtalyan televizyon yapımcısı ve oyuncu (d. 1960) 2019 - Patrick Sercu, Belçikalı bisiklet yarışçısı (d. 1944) 2020 - Philippe Nahon, Fransız aktör (d. 1938) 2020 - Sergio Onofre Jarpa, Şilili siyasetçi (d. 1921) 2021 - Edward William Abel, Britanyalı kimyager (d. 1931) 2021 - Walter Mondale, Amerikalı siyasetçi (d. 1928) 2021 - James Steinman, Amerikalı besteci, şarkıcı, söz yazarı, müzik yapımcısı ve oyun yazarı (d. 1947) 2022 - Kane Tanaka, Japon süper asırlık (d. 1903) Tatiller ve özel günler 0419 19
1256
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ford%20Motor%20Company
Ford Motor Company
Ford Motor Company, Henry Ford tarafından Detroit, Michigan, ABD'de 16 Haziran 1903 tarihinde kuruldu. Şu anda merkezi Dearborn, Michigan'dadır. Michigan'da dünyada ilk otomobil üretimine adım atan otomotiv sektörü liderlerinden Ford Motor Company, 6 kıtada 200 pazarda araç üretip dağıtmaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 187.000 çalışanı vardır . 2007 yılı cirosu 172,455 Milyar dolardır. Ford Motor Company’nin ana ve bağlı otomotiv markaları; Aston Martin, Ford, Lincoln ve Mercury’dir. Otomotivle ilgili hizmet kuruluşları Ford Motor Credit Company ve Hertz’i de kapsamaktadır. Ford Jaguar ve Land Rover'i 2008 yılında bir Hint şirketi olan Tata'ya, Volvo'yu ise 2009 yılında bir Çin şirketi olan Geely'e satmıştır. Ford oldukça yüksek sayıda üretime geçerken endüstrinin de genel anlamda gelişmesinde büyük rol oynadı. Ford, Eli Whitney'nin düşüncelerini kullanarak değişebilir parçaları kullanıyordu. Böylelikle, arabalar daha düşük masraflarda üretilebiliyor ve yenilenebiliyordu. Tarihi 12 kişinin 28.000 dolar yatırım yaparak kurduğu Ford günümüzde en fazla otomobil satan markalardan biri konumundadır. Şirket ilk arabasını 20 Temmuz 1903 yılında yapmıştır. Daha sonra Henry Ford'un şirket ve fabrika çalışanlarına da otomobil sahibi olabilme olanağı sunarak geliştirdiği Ford Model T 1908 yılında piyasaya sunulmuştur. Henry Ford'un seri üretim metodunu bulmasının üretim hızını arttırması ve maliyetleri düşürmesiyle beraber 1913 yılında 12.5 saat olan şasi üretimi süresi 2 saat 40 dakikaya düşmüştür. Bunun yanı sıra Ford, aynı dönem içerisinde çalışanlarının maaşlarını 2 katına çıkararak günlük 9 saatlik çalışma sürelerini de 8 saate düşürmüştür. Rakip şirketler bunu kapitalizme uygun görmese de yıl sonunda Ford Amerika'daki tüm arabaların %50'sini üretiyordu. 1918 yılında ise, ülkedeki arabaların yarısı Model T olmuştu. Bunun yanı sıra, bu modelin fabrika çıkış renginin siyah olmasının sebebi de siyah boyanın en hızlı kuruyan boya olmasıydı. 1927 yılında Model T yerini Ford Model A'ya bıraktı. I. Dünya Savaşı sonrasında yaşanan Amerika'daki Büyük Buhran döneminde ise, Amerika'daki tüm şirketlerde olduğu gibi Ford da bir çöküntü yaşadı ve birçok fabrikasını kapatmak zorunda kaldı. II. Dünya Savaşı döneminde tank üreterek şirket ayakta kalmaya çabalarken savaş sonrasında Ford tekrar eski günlerine dönmeye başladı. 1955 yılında halka açılan Ford, sonraki yıllarda Kanada, Meksika, Birleşik Krallık, Almanya, Brezilya, Arjantin, Avustralya, Güney Afrika ve Türkiye başta olmak üzere birçok ülkede fabrikalar açtı. Türkiye'deki ortaklığı %51 The Ford Motor Company, %49'u Otosan AŞ olarak başladı. 3 Ekim 1997 tarihinde imzalanan bir anlaşma ile Ford ve Otosan hisselerini eşitledi. Böylece Otosan A.Ş. yeni ismiyle Ford Otomotiv Sanayi AŞ, yani Ford Otosan ortaya çıkmış oldu. 1997 yılında ortaklık eşitlenmesinden sonra Ford Avrupa'nın, ekonomik bulmadığı için askıya aldığı bir proje, Türkiye'nin üretim kabiliyeti ve ekonomik koşulları nedeniyle Türkiye'ye aktarıldı. Bu projenin gerçekleştirilebilmesi için 150.000 adetlik bir kapasiteye ihtiyaç vardı ve İstanbul fabrikası bunun için uygun değildi. Böylece yeni bir yer arayışına başlandı. Birkaç alternatif yer değerlendirildi, sonunda Gölcük'te deniz yoluna açık bir arsa bulundu. Ulaşılan bu seviye ile Ford Otosan Kocaeli Fabrikası, Avrupa Ford Fabrikaları arasında denetçiler tarafından 2002, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında "Best Plant In The World" olarak adlandırıldı ve en iyi notu elde edip birinci oldu. Bir dönem Ferrari'yi satın alan Ford, Enzo Ferrari'nin yarış takımını Ford'un yönetmesini istememesiyle bu anlaşmayı bozdu. Bunun peşinden gelen büyük bir rekabet; Ford'un GT40 modeli ile Ferrari'yi yenmesiyle sona erdi. Bunun ardından bu efsane model hem yarışlardan, hem de üretimden çekildi. Ford'un merkezi günümüzde Dearborn, Michigan, Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunmaktadır. Bünyesinde Mercury, Lincoln'u da bulunduran Ford ayrıca Mazda'ya da ortaktır. Bunun yanı sıra Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük araba kiralama şirketlerinden biri olan Hertz'in de sahibidir. 2005 yılında spor modeli Ford Mustang'e yeni bir yüz sunmuş olan Ford, tasarımında eski Mustang'in ruhunu yansıtan agresif çizgilerini koruyarak 3 farklı modelle beğenileri toplamıştır. 45 yıldır Mustang efsanesini üreten Ford, 2010 modeliyle Mustang'e yeni bir boyut getirmiştir. Modeller Binek Araçlar Ford Ka Ford Fiesta Ford Fusion Ford Focus Ford Focus CC Ford Mondeo Ford Taurus Ford Five Hundred Ford Freestar Ford Flex Ford Windstar Ford Edge Ford EcoSport Ford Puma Ford C-MAX Ford S-MAX Ford Galaxy Ford Focus RS Ford Focus ST Ford Falcon Ford Falcon Ford Thunderbird Ford Falcon Ford Anglia Ford Crown Victoria Ford Capri Ford Corcel Ford Cortina Ford Cougar Ford Granada Ford GT Ford GT40 Ford Mustang Mach-E Ford Taunus Ford Taurus Ford Tempo Ford Escort Ford Orion Ford Puma Ford Probe Ford Scorpio Spor Araçlar Ford GT40 Ford GT Ford Mustang Ticari Araçlar Ford Transit Ford Transit Connect Ford Transit Courier Ford Tourneo Connect Ford Tourneo Courier Ford Tourneo Custom Ford Ranger Ford Maverick Ford E-Series Ford F-Series Super Duty Ford Excursion Ford B Series Ford Cargo Ford Ka Van Ford Fiesta Van Ford F-MAX Arazi Araçları Ford Kuga Ford Explorer Ford Explorer Sport Trac Ford Escape Ford Expedition Ford Bronco Galeri Kaynakça Dış bağlantılar Ford Resmi Web Sitesi Ford Otosan Kurumsal Web Sitesi Çim ve bahçe traktörleri Formula 1 motor üreticileri Amerika Birleşik Devletleri merkezli otomotiv şirketleri Otomobil markaları Kamyon üreticileri Otomobil üreticileri Otobüs üreticileri Dearborn, Michigan 1900'lerde Michigan'da kurulan oluşumlar 1903'te Amerika Birleşik Devletleri'nde kurulan oluşumlar 1903'te kurulan imalat şirketleri Amerika Birleşik Devletleri'ndeki otomobil üreticileri
1260
https://tr.wikipedia.org/wiki/Enzo%20Ferrari
Enzo Ferrari
Enzo Anselmo Ferrari (20 Şubat 1898, Modena - 14 Ağustos 1988, Maranello), Scuderia Ferrari takımının, aynı zamanda Ferrari otomobil markasının kurucusudur. Erken Hayatı Enzo Ferrari, 20 Şubat 1898’de İtalya’nın Modena kasabasında doğdu. Babası orta çapta bir işletme sahibiydi. Ferrari’nin küçüklüğünde ilerisi için üç hayali vardı. Birincisi opera sanatçısı olmak, ikincisi spor muhabiri olmak ve sonuncusu ise yarış pilotu olmaktı. Birincisi için pek yeteneği yoktu, ikincisi için çaba göstermedi fakat üçüncü tutkusu dünya üzerinde unutulmayacak bir isim yarattı. 1916 yılında İtalya Birinci Dünya Savaşında olduğu için babası ve abisi askere alındı. Savaş sırasındaki İspanyol gribi salgınında abisi ve babasını kaybetti. Savaş başlarında engeli bulunduğu için askerliğe alınmayan Ferrari, daha sonraları orduya kabul edildi. Bir iki ayını cephe arkasında katırları nallayarak geçiren Ferrari, 1918 yılında tekrar baş gösteren grip salgınında hastalandı. Savaştan daha çok ölüme sebep veren bu salgını atlatan Ferrari, ordudan ayrıldı. Yarış Kariyeri Evine geri döndüğünde diğer askerler gibi yeni bir hayata başlayacak olan Ferrari, dul annesine bakmak ve hayalini gerçekleştirmek için Fiat’a başvurdu. Savaş sonrası ekonomik durumu tam bir felaket olan İtalya’da tırmanan işsizlik nedeniyle Fiat’dan red cevabı aldı. Daha sonra Vespa için test sürüşleri yapmaya başlayan Ferrari, buradan katıldığı yarışlarda çektiği dikkat sayesinde 1920 yılında Alfa Romeo için çalışmaya başladı. Mussolini’nin başa geçtiği İtalya’da faşizm hızlı bir yükselişe geçti. İtalya adına edindiği başarılarla Mussolini’nin gözüne giren Ferrari, Cavaliere dell’ordine della Corona d’Italia nişanını aldı. 1920’lerin ortasında geçirdiği bunalımlı bir dönemde yarışmayı bırakan Ferrari, 1927’de tekrar pistlere döndü. Oğlu 1932’de doğana kadar Alfa Romeo için yarışmaya devam etti. Oğlunun doğumunun ardından yarışmayı bırakıp hayalindeki otomobilleri üretme işine odaklanmak için pilotluğu bıraktı ama Alfa Romeo'nun ricasıyla Alfa Romeo için uzun süre direktörlük yaptı. Yarış takımı Scuderia Ferrari, başarı göstererek Alfa Romeo'nun resmi takımı olmayı başardı. Ferrari'nin Kuruluşu Ferrari,1939'da Ferrari markasının atası olacak Auto Avio Costruzioni adlı şirketi kurdu. İkinci Dünya Savaşı sırasında fabrikası bombalandığı için günümüzde de markanın merkezi olan Maranello'ya taşındı. 1946 yılında Ferrari kendi adını taşıyacak ilk arabayı tasarladı, Ferrari 250 ve Ferrari 250GT. Ferrari imparatorluğu İtalyan ekonomisi gibi yükselişe geçmişti. 1950’ler bu ekonomik yükselişin zirvede olduğu bir dönemdi, İtalyan mallarına olan talebin artması bunun en büyük nedeniydi. Bu yükseliş, Dino Ferrari’nin ölümüyle Enzo için son buldu. Eşi Laura’dan boşanarak fabrikada yaşamaya başlayan Ferrari için işler kötüye gitmeye başladı. Test sürücülerinin başına gelen kazalardan dolayı birçok davayla uğraşmak zorunda kalan Ferrari, sıkı güvenlik kuralları getirmek zorunda kaldı. Fiat ile Birleşme 1960’larda İtalya başka bir ekonomik kriz dönemine girdi. Bu yıllarda yükselen enflasyon nedeniyle işçilerin ayaklanması fabrikatörleri ve Ferrari’yi zora soktu. 1965 yılında şirketin hisselerinin bir bölümünü Fiat’a satan Ferrari, 1969 yılında hisselerinin 90%’nı Fiat’a satmak zorunda kaldı fakat ölümüne kadar işinin başında kaldı. 1971’de başkanlıktan ayrılan Ferrari, öldüğü 1988 yılına kadar şirketin işlerinin kontrolünü elinde tutmuştur. Ölümü Ferrari F40 modeli, Enzo Ferrari'nin ölmeden önce görüp takdir ettiği son Ferrari otomobili oldu.14 Ağustos 1988 tarihinde Modena'da vefat etti. Kaynakça 1898 doğumlular Modena doğumlular 20. yüzyıl İtalyan iş insanları Uluslararası Motor Sporları Onur Listesi üyeleri Ferrari kişileri Alfa Romeo kişileri Formula 1 kişileri 1988 yılında ölenler
1261
https://tr.wikipedia.org/wiki/3%20Haziran
3 Haziran
Olaylar 1098 - Birinci Haçlı seferi: 8 ay süren kuşatma sonunda Antakya haçlıların kontrolü altına girdi. 1839 - Çin'in "Humen" limanında İngiliz tacirlerden ele geçirilen 1.2 milyon kg afyon Çinli yetkililerce imha edilince, Birleşik Krallık bunu bir savaş nedeni saydı (casus belli) ve böylelikle "Birinci Afyon Savaşı" başlamış oldu. 1889 - Kanada topraklarını bir okyanustan diğerine kadar kateden "Kanada Pasifik Demiryolu" tamamlandı. 1889 - Dünyanın ilk uzun mesafeye elektrik taşıyan güç hattı tamamlandı. Willamette Falls'daki güç istasyonundan Portland, Oregon'un kent merkezine kadar olan hattın uzunluğu 14 mildi. 1892 - İngiliz futbol takımı olan Liverpool kuruldu. 1925 - Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (Güncel Türkçesi: İlerici Cumhuriyet Partisi), Bakanlar Kurulu kararıyla kapatıldı. 1939 - Dr. Fikri Tüzer CHP Genel Sekreterliğine seçildi; Müstakil Grup üye seçimi yapıldı. 1942 - Midway deniz savaşı başladı. İki gün süren savaşta, Japonlar ağır kayıplar verdiler ve Japonların Pasifikteki ilerleyişi durduruldu. 1955 - İstanbul'da Göksu'nun üzerinde yapılan Elmalı Barajı açıldı. 1955 - Messina Konferansı; Avrupa Ekonomik Topluluğu'nun doğuşu. 1957 - Türkiye Güreş Millî Takımı, serbest stilde dünya güreş şampiyonu oldu. 1964 - Futbolun 'Ordinaryüs'ü Lefter Küçükandonyadis, Fenerbahçe - Beşiktaş arasındaki jübile maçıyla futbola veda etti. 1965 - Edward Higgins White, uzayda yürüyen ilk Amerikan oldu. 1974 - Ressam Fikret Mualla'nın Fransa'dan getirilen kemikleri, İstanbul Karacaahmet Mezarlığı'na gömüldü. 1974 - Yitzhak Rabin, İsrail'in yeni Başbakanı oldu. 1976 - "Avrupa Komünizmi" deyimi, ilk kez İtalyan Komünist Partisi lideri Enrico Berlinguer tarafından kullanıldı. 1983 - Birleşik Krallık'ta Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri'ne ait üsleri protesto eden 752 kişi tutuklandı. 1989 - Pekin'de Tiananmen Meydanı'ndaki büyük gösteriye asker müdahale etti: 2 bin civarında öğrenci öldü. 1996 - Birleşmiş Milletler himayesinde düzenlenen Habitat-II İnsan Yerleşimleri Konferansı'nın resmî açılışı İstanbul'da yapıldı. 2006 - Karadağ kuruldu. 2017 - İngiltere'nin Londra kentindeki Southwark bölgesinde, bir terör saldırısı düzenlendi. Doğumlar 1808 - Jefferson Davis, Amerikalı general ve siyasetçi (ö. 1889) 1822 - Maria Adelaide, Sardinya kraliçesi (ö. 1855) 1865 - V. George, Birleşik Krallık Hükümdarı (ö. 1936) 1870 - Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Türk yazar ve şair (ö. 1927) 1877 - Raoul Dufy, Fransız fovist ressam (ö. 1953) 1885 - Yakov Sverdlov, Yahudi asıllı Rus devrimci (ö. 1919) 1887 - Carlo Michelstaedter, İtalyan yazar (ö. 1910) 1906 - Josephine Baker, Amerikalı dansçı ve şarkıcı (ö. 1975) 1910 - Paulette Goddard, Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu (ö. 1990) 1921 - Yu Lan, Çinli tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (ö. 2020) 1922 - Alain Resnais, Fransız yönetmen (ö. 2014) 1924 - Bernard Glasser, Amerikalı film yapımcısı ve yönetmeni (ö. 2014) 1925 - Tony Curtis, Amerikalı aktör (ö. 2010) 1926 - Allen Ginsberg, Amerikalı yazar (ö. 1997) 1929 - Werner Arber, İsviçreli mikrobiyolog ve genetikçi 1931 - Raúl Castro, Kübalı asker ve siyasetçi 1931 - John Norman, Amerikalı filozof, profesör ve yazar 1933 - İsa bin Selman el-Halife, 1961'den ölümüne kadar hüküm sürmüş Bahreyn'in ilk emiri (ö. 1999) 1936 - Larry McMurtry, Amerikalı yazar ve En İyi Uyarlama Senaryo Akademi Ödülü sahibi (ö. 2021) 1939 - Erdoğan Tokatlı, Türk sinema yönetmeni, yazar ve çevirmen (ö. 2010) 1941 - Suna Kıraç, Türk iş insanı ve Koç Holding Yönetim Kurulu başkan vekili (ö. 2020) 1941 - Monika Maron, Alman yazar 1942 - Curtis Mayfield, Amerikalı soul, R&B ve funk şarkıcısı, besteci ve prodüktör (ö. 1999) 1946 - Penelope Wilton, İngiliz kadın oyuncu 1949 - Philippe Djian, Fransız yazar 1950 - Susi Quatro, Amerikalı şarkıcı 1951 - Jill Biden, Joe Biden'ın eşi 1953 - Martin Bartenstein, Avusturyalı siyâsetçi 1953 - Loalwa Braz, Brezilyalı kadın vokal (ö. 2017) 1954 - Bajram Rexhepi, Kosovalı siyasetçi (ö. 2017) 1956 - Melike Demirağ, Türk şarkıcı ve oyuncu 1961 - Lawrence Lessig, Amerikalı bilim insanı 1963 - Anica Dobra, Sırp aktris 1964 - Kerry King, Amerikalı gitarist 1971 - Luigi Di Biagio, İtalyan futbolcu 1974 - Jonne Järvelä, Fin folk metal grubu Korpiklaani'nin vokalisti ve gitaristi 1976 - Hamza Yerlikaya, Türk güreşçi 1977 - Cristiano Marques Gomes, Brezilyalı futbolcu 1977 - Ünal Yeter, Türk oyuncu 1980 - Amauri, İtalyan futbolcu 1980 - Ibrahim Yattara, Gineli futbolcu 1980 - Lazaros Papadopulos, Yunan basketbolcu 1980 - Temim bin Hamad es-Sani, Katar Emiri 1981 - Ersin Karabulut, Türk karikatürist 1982 - Yelena Isinbayeva, Rus sırıkçı 1985 - Papiss Cissé, Senegalli futbolcu 1985 - Łukasz Piszczek, Polonyalı millî futbolcu 1986 - Rafael Nadal, İspanyol tenisçi 1986 - Tomas Verner, Çek buz patenci 1987 - Lalaine, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı 1987 - PuCCa (Selen Pınar Işık), Türk yazar ve internet fenomeni 1988 - Mariya Stadnik, Azeri güreşçi 1989 - Imogen Poots, İngiliz oyuncu ve manken 1991 - Bruno Uvini, Brezilyalı millî futbolcu 1992 - Mario Götze, Alman millî futbolcu 1993 - Otto Porter Amerikalı profesyonel basketbolcu 1994 Ahmet Özer, Türk futbolcu Dimitris Konstandinidis, Yunan futbolcu Onyekachi Okafor, Nijeryalı futbolcu 1996 - Lukas Klostermann, Alman millî futbolcu 1999 - Dan-Axel Zagadou, Fransız futbolcu Ölümler 1395 - İvan Şişman, Bulgar İmparatorluğu çarı (d. 1350) 1657 - William Harvey, İngiliz hekim (d. 1578) 1778 - Anna Maria Pertl Mozart, Wolfgang Amadeus Mozart'ın ve Maria Anna Mozart'ın annesi (d. 1720) 1844 - XIX. Louis, Fransa kralı X. Charles'in en büyük oğlu (d. 1775) 1875 - Georges Bizet, Fransız besteci (d. 1836) 1877 - Ludwig von Köchel, Avusturyalı müzikolojist (d. 1800) 1889 - Bernhard Förster, Alman öğretmen (d. 1843) 1899 - Johann Strauss II, Avusturyalı besteci (d. 1825) 1922 - Duiliu Zamfirescu, Rumen yazar (d. 1858) 1924 - Franz Kafka, Çek yazar (d. 1883) 1946 - Mihail Kalinin, 1919-1946 yılları arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı olmuş Bolşevik devrimci (d. 1875) 1953 - Philip Graves, Britanyalı gazeteci ve yazar (d. 1876) 1955 - Prenses Kadriye, Mısır Hıdivi Hüseyin Kamil Paşa'nın Kızı (d. 1888) 1963 - Nâzım Hikmet Ran, Türk şair ve oyun yazarı (d. 1902) 1963 - XXIII. Ioannes, Katolik Kilisesi Papası (d. 1881) 1964 - Frans Eemil Sillanpää, Fin yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1883) 1964 - Kazım Orbay, Türk asker, siyasetçi ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin 3. Genelkurmay Başkanı (d. 1886) 1970 - Hjalmar Schacht, Alman bankacı (d. 1877) 1971 - Heinz Hopf, topoloji ve geometri alanlarında çalışan Alman matematikçi (d. 1894) 1975 - Eisaku Sato, Japon siyasetçi (3 kez Japonya Başbakanı) (d. 1901) 1977 - Archibald Hill, İngiliz fizyolog (d. 1886) 1977 - Roberto Rossellini, İtalyan yönetmen (d. 1906) 1979 - Arno Schmidt, Alman mütercim ve yazar (d. 1914) 1989 - Ayetullah Humeyni, İran'ın dini lideri (d. 1902) 1992 - Robert Morley, İngiliz aktör (d. 1908) 2000 - Mehmet Üstünkaya, Türk iş insanı ve Beşiktaş Spor Kulübü yöneticisi (d. 1935) 2000 - Merton Miller, Amerikalı ekonomist ve Nobel Ekonomi Ödülü sahibi (d. 1923) 2001 - Anthony Quinn, Amerikalı sinema oyuncusu (d. 1915) 2001 - Vedat Kosal, Türk piyanist (d. 1957) 2003 - Ercan Arıklı, Türk gazeteci (d. 1940) 2004 - Quorthon, İsveçli müzisyen (d. 1966) 2009 - David Carradine, Amerikalı aktör (d. 1936) 2010 - Vladimir Arnold, Sovyet-Rus matematikçi (d. 1937) 2010 - Rue McClanahan, Amerikalı oyuncu (d. 1934) 2010 - Luigi Padovese, İskenderun'da görev yapmış Anadolu Katolik Kilisesi Episkoposu (d. 1947) 2011 - James Arness, Amerikalı western film oyuncusudur (d. 1923) 2011 - Jack Kevorkian, Amerikalı patolog, ressam, besteci, enstürmanist, ötanazi savunucusu ve uygulayıcısı (d. 1928) 2011 - Sami Ofer, İsrailli iş insanı (d. 1922) 2013 - Jiah Khan, Hint asıllı Britanyalı oyuncu (d. 1988) 2015 - Fikret Tabeyev, Sovyet Tatar politikacı, büyükelçi, parti lideri, Tataristan Cumhuriyeti Komünist Partisi'nin kurucusu (d. 1928) 2016 - Muhammed Ali, Amerikalı profesyonel boksör (d. 1942) 2016 - Vladimir İvanovski, Rus diplomat (d. 1948) 2016 - Luis Salom, İspanyol motosiklet yarışçısı (d. 1991) 2017 - John K. Watts, Avustralyalı eski futbol oyuncusu, iş insanı, radyo ve televizyon yayıncısı (d. 1937) 2018 - Doug Altman, İngiliz istatistikçi ve akademisyen (d. 1948) 2018 - Frank Charles Carlucci III, Amerikalı siyasetçidir (d. 1930) 2018 - Robert Norman "Bob" Forhan, Sağ kanatta oynamış Kanadalı eski buz hokeyi oyuncusu ve siyasetçi (d. 1936) 2018 - Johnnie Keyes, Afro-Amerikalı pornografik film oyuncusu (d. 1940) 2018 - Mario Toros, İtalyan siyasetçi (d. 1922) 2019 - Atsushi Aoki, Japon profesyonel güreşçi (d. 1977) 2019 - David Bergland, Amerikalı siyasetçi (d. 1935) 2019 - Paul Darrow (doğum adı: Paul Valentine Birkby), İngiliz oyuncu (d. 1941) 2019 - Javier Barreda Jara, Perulu siyasetçi ve bakan (d. 1966) 2019 - Stanisław Wróblewski, Polonyalı güreşçi (d. 1959) 2020 - Shaukat Manzoor Cheema, Pakistanlı politikacı (d. 1954) 2020 - Marc de Hond, Hollandalı televizyon sunucusu, radyocu, iş insanı, yazar, tiyatrocu ve paralimpik basketbol oyuncusu (d. 1977) 2020 - Mian Jamshed uddin Kakakhel, Pakistanlı politikacı (d. 1955) 2020 - Johnny Majors, Eski Amerikan futbolu oyuncusu ve antrenörü (d. 1935) 2020 - Adriano Silva, Brezilyalı politikacı ve profesör (d. 1970) Tatiller ve özel günler Dünya Bisiklet Günü Kaynakça 0603 03
1262
https://tr.wikipedia.org/wiki/20%20Kas%C4%B1m
20 Kasım
Olaylar 1863 - Ziraat Bankası'nın kuruluşu. 1881 - Osmanlı Devleti'nde yayımlanan Muharram Kararnamesi ile Düyun-u Umumiye örgütü kuruldu. 1910 - Meksika Devrimi başladı. 1922 - Lozan Konferansı'nın açılış töreni yapıldı. 1923 - Halk Fırkası, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti örgütünü bünyesine aldı. 1936 - İspanya İç Savaşı'nda faşist ayaklanmaya karşı Cumhuriyetçiler safında mücadele eden anarşist önderlerden Buenaventura Durruti öldürüldü. 1939 - BBC Türkçe Servisi, yayınlarına başladı. 1940 - Macaristan, Mihver Devletleri'ne katıldı. 1943 - İstanbul Teknik Üniversitesi kuruldu. 1945 - II. Dünya Savaşı'ndan sonra Nürnberg duruşmaları başladı. 1947 - II. Elizabeth ile Philip Mountbatten Wesminster Katedrali'nde evlendiler. 1959 - Birleşmiş Milletler, Çocuk Hakları Deklarasyonunu yayınladı. 1959 - Birleşik Krallık, Avusturya, Danimarka, Norveç, Portekiz, İsveç ve İsviçre kısa adı EFTA olan Avrupa Serbest Ticaret Birliği anlaşmasını imzaladılar. 1961 - Türkiye'de ilk koalisyon Hükümeti, Başbakan İsmet İnönü tarafından Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne mensup bakanlarla kuruldu. 1962 - Amerika Birleşik Devletleri, Küba ablukasına son verdi. 1975 - İspanya'yı 36 yıl diktatörlükle yöneten, General Franco öldü. 1979 - İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcısı, Prof. Dr. Ümit Doğanay uğradığı saldırıda öldürüldü. 1980 - Askerî Yargıtay Daireler Kurulu, Zekeriya Önge'yi öldürme suçundan idam cezası alan 19 yaşındaki Erdal Eren'in idamını onayladı. 1984 - Evrende dünya dışı canlıların varlığını araştıran SETI kuruldu. 1985 - Microsoft, Windows 1.0 piyasaya verildi. 1989 - Birleşmiş Milletler, Çocuk Hakları Sözleşmesi kabul edildi. 1992 - Namık Tarancı, uğradığı silahlı saldırı sonucu öldü. 1994 - Dünya Halter Şampiyonası'nda Naim Süleymanoğlu, 64 kiloda 5 dünya rekoru kırdı ve 3 altın madalya aldı. 1998 - İtalya, 12 Kasım'da Roma Hava Alanı'nda yakalanan PKK lideri Abdullah Öcalan'ı serbest bıraktı. 2003 - El-Kaide bağlantılı eylemciler; İstanbul, Levent'teki HSBC Bankası Genel Müdürlüğü ve Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık Başkonsolosluğu'na bombalı saldırı düzenledi. 31 kişi öldü, 450'den fazla kişi yaralandı. 2022 - 2022 FIFA Dünya Kupası başladı. Doğumlar 270 - II. Maximinus, Roma ve Bizans imparatoru (ö. 313) 1858 - Selma Lagerlöf, İsveçli yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1940) 1880 - Miheil Cavahişvili, Gürcü yazar (ö. 1937) 1886 - Karl von Frisch, Avusturyalı etolog ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi (ö. 1982) 1889 - Edwin Hubble, Amerikalı astronom (ö. 1953) 1923 - Nadine Gordimer, Güney Afrikalı yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 2014) 1925 - Robert F. Kennedy, Amerikalı siyasetçi (John F. Kennedy'nin ardından, bir suikast sonucu hayatını kaybeden ABD Adalet Bakanı) (ö. 1968) 1927 - Joyce Brothers, Amerikalı psikolog (ö. 2013) 1930 - Christine Arnothy, Macar yazar (ö. 2015) 1936 - Don DeLillo, Amerikalı yazar 1940 - Ediz Hun, Türk sinema oyuncusu ve siyasetçi 1940 - Özkan Sümer, Türk eski futbolcu ve teknik direktör (ö. 2020) 1942 - Bob Einstein, Amerikalı komedyen ve oyuncu (ö. 2019) 1942 - Joe Biden, Amerikalı siyasetçi, ABD'nin 46. başkanı ve ABD'nin 47. başkan yardımcısı 1945 - Emel Sayın, Türk ses sanatçısı 1946 - Ali Uyandıran, Türk sinema, tiyatro ve dizi oyuncusu 1946 - Özer Baykay, Türk öğretim üyesi, ekonomist, siyasetçi ve yazar (ö. 1981) 1956 - Bo Derek, Amerikalı sinema oyuncusu 1956 - Ali Rıza Öztürk, Türk siyasetçi 1961 - Erol Kemah, Türk grekoromen güreşçi 1962 - Kamil Okyay Sındır, Türk ziraat mühendisi ve siyasetçi 1967 - Teoman, Türk rock müzik sanatçısı ve söz yazarı 1970 - Melda Arat, Türk sinema ve dizi oyuncusu 1970 - Phife Dawg, Amerikalı hip hop müzisyeni 1970 - Mansur bin Zaid el-Nehyan, Birleşik Arap Emirlikleri'nde politikacı ve Abu Dabi iktidar ailesinin üyesi 1971 - Joel McHale, Amerikalı komedyen 1972 - Paulo Figueiredo, Angolalı millî futbolcu 1972 - İskender Suveyh, Tunuslu millî futbolcu 1972 - Tatiana Turanskaya, Transdinyesterli politikacı 1973 - Masaya Honda, Japon eski futbolcu 1974 - Claudio Husaín, Arjantinli millî futbolcu 1975 - Joshua Gomez, Amerikalı oyuncu 1976 - Mahmud A. Asrar, Türk çizgi roman sanatçısı 1976 - Muhammed Bereket, Mısırlı millî futbolcu 1976 - Nebojša Stefanović, Sırp siyasetçi 1976 - Atsushi Yoneyama, Japon eski millî futbolcu 1976 - Ji Yun-Nam, Kuzey Koreli eski millî futbolcu 1977 - Daniel Svensson, İsveçli müzisyen 1977 - Josh Turner, county ve gospel şarkıcısı ve aktör 1978 - Elif Sönmez, Türk oyuncu 1978 - Nadine Velazquez, Amerikalı oyuncu ve model 1979 - Dmitri Bulıkin, Rus millî futbolcu 1980 - Dilnaz Ahmediyeva, Uygur kökenli Kazak şarkıcı ve oyuncu 1981 - Carlos Boozer, Amerikalı eski basketbolcu 1981 - Güler, Türk şarkıcı 1981 - Yuko Kawaguchi, Japon-Rus buz patencisi 1981 - Andrea Riseborough, İngiliz oyuncu 1981 - İbrahim Toraman, Türk millî futbolcu 1982 - Shermine Shahrivar, Alman manken ve oyuncu 1982 - Fabián Villaseñor, Meksikalı futbolcu 1983 - Dele Aiyenugba, Nijeryalı futbolcu 1983 - Future, Amerikalı rapçi 1985 - Eric Boateng, Büyük Britanyalı profesyonel basketbolcu 1985 - Selim Gülgören, Türk şarkıcı ve oyuncu 1985 - Maria Mukhortova, Rus buz patenci 1985 - Themistoklis Tzimopoulos, Yunan asıllı Yeni Zelandalı millî futbolcu 1986 - Josh Carter, Amerikalı profesyonel basketbolcu 1986 - Edder Delgado, Honduraslı millî futbolcu 1986 - Özer Hurmacı, Türk millî futbolcu 1986 - Oliver Sykes, İngiliz müzisyen 1986 - William, Brezilyalı futbolcu 1987 - Ben Hamer, İngiliz futbolcu 1987 - Valdet Rama, Arnavut futbolcu 1988 - Roberto Rosales, Venezuelalı millî futbolcu 1989 - Cody Linley, Amerikalı genç oyuncu 1989 - Agon Mehmeti, Arnavut millî futbolcu 1989 - Sergey Polunin, Ukraynalı balet 1989 - Eduardo Vargas, Şilili millî futbolcu 1990 - Toko, Kongolu futbolcu 1991 - Irene Esser, Miss Venezuela 2011 tacını takmış 58. güzellik kraliçesi 1991 - Anthony Knockaert, Fransız futbolcu 1992 - Amit Guluzade, Azeri millî futbolcu 1993 - Miloš Stanojević, Sırp millî futbolcu 1994 - Timothy Kitum, Kenyalı orta mesafeci 1995 - Michael Clifford, Avustralyalı müzisyen 1995 - Kyle Snyder, Amerikalı güreşçi 1996 - Denis Zakaria, İsviçreli futbolcu 1997 - Kostas Adetokunbo, Yunan Basketbolcu Ölümler 284 - Numerianus, Aralık 283 - Kasım 284 tarihleri arasında Roma imparatoru 855 - Theoktistos, Bizans bürokrat 1559 - Frances Brandon, 1. Suffolk Dükü Charles Brandon ile Mary Tudor (Fransa kraliçesi)Mary Tudor'un ikinci çocukları ve ilk kızları (d. 1517) 1624 - İmâm-ı Rabbânî, Hint İslâm âlimi ve tasavvuf önderi (d. 1564) 1651 - Mikołaj Potocki, 1637'den 1646'ya kadar Polonya-Litvanya Birliği'nin üyesi Leh asilzade, 1646'dan 1651'e kadar kraliyet hetmanı, 1636'dan 1646'ya kadar Bracław Voyvodalığı valisi (d. 1595) 1737 - Caroline, Kral II. George’un eşi olarak Büyük Britanya ve İrlanda Kraliçesi (d. 1683) 1764 - Christian Goldbach, Rus matematikçi (d. 1690) 1811 - Sebastiano Giuseppe Danna, İtalyan general (d. 1757) 1894 - Anton Grigoryeviç Rubinstein, Rus bestekâr ve piyanist (d. 1829) 1903 - Gaston de Chasseloup-Laubat, Fransız otomobil yarışçısı (d. 1867) 1910 - Lev Nikolayeviç Tolstoy, Rus romancı (d. 1828) 1918 - John Bauer, İsveçli ressam (d. 1882) 1921 - Henry Hyndman, İngiliz Marksis (d. 1842) 1925 - Danimarkalı Alexandra, Kral VII. Edward'ın eşi olarak Birleşik Krallık ve İngiliz Dominyonları Kraliçesi ve Hindistan İmparatoriçesi (d. 1844) 1936 - Buenaventura Durruti, İspanyol anarşist, devrimci ve sendikalist (d. 1896) 1938 - Galli Maud, Norveç Kraliçesi (d. 1869) 1942 - Jack Greenwell, İngiliz futbolcu ve teknik direktör (d. 1884) 1945 - Francis William Aston, Britanyalı kimyager, fizikçi ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (d. 1877) 1947 - Wolfgang Borchert, Alman yazar (d. 1921) 1949 - Wakatsuki Reijirō, Japonya'nın 15. başbakanı (d. 1866) 1950 - Francesco Cilea, İtalyan besteci ve müzik eğitimcisi (d. 1866) 1952 - Emsalinur Kadınefendi, II. Abdülhamid'in yedinci eşi (d. 1866) 1952 - Benedetto Croce, İtalyan filozof (d. 1866) 1954 - Clyde Vernon Cessna, Amerikalı mucit ve iş insanı (d. 1879) 1975 - Francisco Franco, İspanyol asker ve İspanya Devlet Başkanı (d. 1892) 1979 - Ümit Doğanay, Türk akademisyen ve İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan Yardımcısı (suikast) 1980 - Turhan Kapanlı, Türk siyasetçi (d. 1916) 1989 - Leonardo Sciascia, İtalyan yazar ve siyasetçi (d. 1921) 1992 - Namık Tarancı, Türk gazeteci ve Gerçek dergisi muhabiri (suikast) (d. 1955) 1995 - Sergey Grinkov, Sovyet Rus buz patencisi (d. 1967) 1999 - Amintore Fanfani, İtalyan siyasetçi (d. 1908) 2000 - Barbara Sobotta, Polonyalı kısa mesafe koşucusu (d. 1936) 2003 - David Dacko, Orta Afrikalı öğretim görevlisi ve siyasetçi (d. 1930) 2003 - Roger Short, Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosu (d. 1944) 2003 - Kerem Yılmazer, Türk tiyatro oyuncusu (d. 1945) 2006 - Robert Altman, Amerikalı yönetmen (d. 1925) 2007 - Ian Smith, Rhodesialı çiftçi, savaş pilotu ve politikacı (d. 1919) 2012 - William Grut, İsveçli modern pentatlet (d. 1914) 2012 - Cemil Özeren, Türk müzisyen ve rock şarkıcısı (d. 1966) 2013 - Sylvia Browne, Amerikalı psişik medyum ve yazar (d. 1936) 2013 - Dieter Hildebrandt, Alman kabare ve tiyatro oyuncusu (d. 1927) 2016 - Gabriel Badilla, Kosta Rikalı eski millî futbolcu (d. 1984) 2016 - Konstantinos Stefanopulos, Yunan siyasetçi (d. 1926) 2017 - Janusz Wójcik, Polonyalı millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1953) 2018 - Roy Bailey, İngiliz sosyalist görüşlü halk müziği şarkıcısı, söz yazarı ve gitarist (d. 1935) 2018 - Robert Blythe, Britanyalı-Galli oyuncu ve seslendirme sanatçısı (d. 1947) 2018 - James H. Billington, Amerikalı akademisyen ve kütüphaneci (d. 1929) 2018 - Aaron Klug, Litvanya doğumlu Britanyalı kimyager ve biyofizikçi (d. 1926) 2018 - Eimuntas Nekrošius, Litvanyalı tiyatro yönetmeni (d. 1952) 2019 - Mary L. Good, Amerikalı organik kimyager, eczacı, siyasetçi ve bilim insanı (d. 1931) 2019 - John Mann, Kanadalı halk, rock müziği sanatçısı, söz yazarı ve aktör (d. 1962) 2019 - Michael J. Pollard, Amerikalı karakter oyuncusu, komedyen ve dublaj sanatçısı (d. 1939) 2020 - Ernesto Canto, Meksikalı yol yürüyüşü (d. 1959) 2020 - Marian Cycoń, Polonyalı siyasetçi (d. 1940) 2020 - Jacques Déprez, Fransız engelli koşucu (d. 1938) 2020 - June Furlong, İngiliz model (d. 1930) 2020 - Sırp Patrik Irinej, Sırp Ortodoks Kilisesi'nin 45. patriği (d. 1930) 2020 - Judith Jarvis Thomson, Amerikalı ahlâk filozofu ve metafizikçi (d. 1929) 2020 - Rita Sarkisyan, Eski Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan'ın eşi ve Ermenistan'ın Eski first lady'si (d. 1962) 2022 - Hıncal Uluç, Türk gazeteci ve yazar (d. 1939) Tatiller ve özel günler Dünya Çocuk Hakları Günü Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü 1120 20
1266
https://tr.wikipedia.org/wiki/19%20A%C4%9Fustos
19 Ağustos
Olaylar 1787 - Osmanlı-Rus Savaşı'nın ilanı. 1821 - Navarin Katliamı: Mora İsyanı sırasında Navarin şehrini ele geçiren Yunanlar, 3.000 Türk'ü öldürdü. 1878 - Saraybosna'nın Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nca işgali. 1895 - James Ryan, yüksek atlamada 1.94 m yaparak dünya rekoru kırdı. 1919 - Afganistan, Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını kazandı. 1939 - Boşanma için her iki tarafın da dilekçe vermesine dair Adalet Bakanlığı genelgesi yayımlandı. 1943 - Roosevelt ve Churchill, Quebec Konferansı sırasında Quebec Anlaşması'nı imzaladı. 1945 - Vietnam Savaşı: Ho Chi Minh iktidarda. 1960 - Sovyetler Birliği; iki köpek, kırk fare, iki sıçan ve çeşitli bitkiler taşıyan Sputnik-5'i Ay yörüngesine oturtmayı başardı. 1960 - U-2 Krizi: Sovyetler Birliği üzerinde düşürülen casus uçak U-2'nin Amerikalı pilotu Francis Gary Powers 10 yıl hapse mahkûm edildi. 1981 - ABD savaş uçakları, Sidra Körfezi üzerinde iki Libya savaş uçağını düşürdü. 1990 - Gagavuzlar, güneyde Gagavuzların en yoğun yaşadığı Komrat yöresinde Gagavuzya Cumhuriyeti'ni ilan etti. Bu karar, Moldova Yüksek Sovyeti tarafından iptal edildi. 1991 - Rusya'da komünizm yanlısı KGB ve Ordu generalleri, darbe girişiminde bulundu. 1991 - SSCB'nin dağılma süreci: Devlet Başkanı Mikhail Gorbachev evinde göz hapsinde. 2002 - Askerî birlik taşıyan bir Rus Mil Mi-26 helikopteri, Çeçen Birlikleri'nce Grozni yakınlarında düşürüldü, 118 asker öldü. Doğumlar 232 - Probus, 276 ve 282 yılları arasında Roma imparatoru (ö. 282) 1631 - John Dryden, İngiliz şair, eleştirmen, çevirmen ve oyun yazarı (ö. 1700) 1646 - John Flamsteed, İngiliz gök bilimci (ö. 1719) 1689 - Samuel Richardson, İngiliz yazar ve basımcı (ö. 1761) 1743 - Madam du Barry, Kral XV. Louis'in son metresi ve Fransız Devrimi sırasında gerçekleşen Terör Dönemi'nin kurbanlarından biri (ö. 1793) 1777 - I. Francis, 1825 ile 1830 yılları arasındaki İki Sicilya'nın kralı ve İspanya kraliyet ailesinin üyesi (ö. 1830) 1819 - Julius van Zuylen van Nijevelt, Tutucu Hollandalı politikacı (ö. 1894) 1830 - Julius Lothar Meyer, Alman kimyager (ö. 1895) 1848 - Gustave Caillebotte, Fransız ressam (ö. 1894) 1870 - Bernard Baruch, Amerikalı finansçı, borsa spekülatörü, devlet adamı ve siyasi danışman (ö. 1965) 1871 - Orville Wright, Amerikalı öncü havacı (ö. 1948) 1878 - Manuel L. Quezon, Filipin bağımsızlık hareketinin önderi ve Filipinler'in ilk devlet başkanı (ö. 1944) 1881 - George Enescu, Rumen klasik müzik bestecisi (ö. 1955) 1883 - Coco Chanel, Fransız moda tasarımcısı ve Chanel markasının kurucusu (ö. 1971) 1900 - Gilbert Ryle, çağdaş İngiliz filozofu (ö. 1976) 1903 - James Gould Cozzens, Amerikalı yazar (ö. 1978) 1906 - Philo Farnsworth, Amerikalı mucit (ö. 1971) 1916 - Orhan Hançerlioğlu, Türk yazar ve araştırmacı (ö. 1991) 1921 - Gene Roddenberry, Amerikalı yazar ve senarist (ö. 1991) 1923 - Joan Taylor, Amerikalı oyuncu (ö. 2012) 1924 - Willard Boyle, Kanadalı Fizikçi (ö. 2011) 1926 - Angus Scrimm, Amerikalı oyuncu ve yazar (ö. 2016) 1929 - George Miller, İskoç kriketçi (ö. 2017) 1930 - Frank McCourt, İrlanda asıllı Amerikalı yazar (ö. 2009) 1937 - Richard Møller Nielsen, Danimarkalı futbolcu ve teknik direktör (ö. 2014) 1938 - İzzettin İyigün, Türk asker. Eski Eğitim ve Doktrin Komutanı (ö. 2022) 1940 - Johnny Nash, Amerikalı reggae ve soul müziği sanatçısı (ö. 2020) 1942 - Jorgelina Aranda, Arjantinli oyuncu, model ve şarkıcı (ö. 2015) 1942 - Fred Thompson, Amerikalı siyasetçi, hukukçu ve oyuncu (ö. 2015) 1944 - Jack Canfield, Amerikalı motivasyonel konuşmacı ve yazar 1944 - Bodil Malmsten, İsveçli romancı ve şair (ö. 2016) 1945 - Ian Gillan, İngiliz müzisyen 1946 - Charles Bolden, Eski NASA yöneticisi 1946 - Bill Clinton, Amerikalı politikacı ve iki dönem ABD Başkanı 1946 - Fedon, Rum asıllı Türk şarkıcı 1948 - Christy O'Connor Jnr, İrlandalı golfçü (ö. 2016) 1951 - John Deacon, İngiliz bas gitarist (Queen) 1951 - Gustavo Santaolalla, Arjantinli müzisyen, film müziği bestecisi ve yapımcı 1952 - Jonathan Frakes, Amerikalı oyuncu ve yönetmen 1957 - Martin Donovan, Amerikalı oyuncu 1957 - Cesare Prandelli, İtalyan teknik direktör 1959 - Derya Alabora, Türk oyuncu 1963 - John Stamos, Amerikalı oyuncu ve müzisyen 1965 - Kyra Sedgwick, Amerikalı oyuncu 1967 - Satya Nadella, Hint kökenli Amerikalı işletme yöneticisi (Microsoft'un İcra Kurulu Başkanı) 1968 - Merve Kavakçı, Türk akademisyen, siyasetçi ve diplomat 1969 - Nate Dogg, Grammy'ye aday gösterilmiş Amerikalı R&B/hip hop şarkıcısı (ö. 2011) 1969 - Matthew Perry, Kanadalı-Amerikalı oyuncu 1970 - Fat Joe, Amerikalı rap müzisyeni 1971 - Mary Joe Fernández, Amerikalı profesyonel tenis oyuncusu 1971 - João Vieira Pinto, Portekizli millî futbolcu 1972 - Osamu Adachi, Japon futbolcu 1972 - Roberto Abbondanzieri, Arjantinli millî kaleci 1973 - Marco Materazzi, İtalyan eski futbolcu 1977 - Michal Doležal, Çek futbolcu 1979 - Tuğba Karaca, Türk model, televizyon sunucusu ve sinema oyuncusu 1980 - İsmail Altunsaray, Türk saz ve ses sanatçısı 1984 - Alessandro Matri, İtalyan millî futbolcu 1984 - Ryan Taylor, İngiliz futbolcu 1986 - Saori Kimura, Japon voleybolcu 1986 - Christina Perri, Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı 1987 - Nico Hülkenberg, Yarış pilotu 1989 - Lil' Romeo, Amerikalı şarkıcı rapçi 1991 - Ali Ahamada, Komorlu futbolcu 1991 - Salim ed-Devseri, Suudi millî futbolcudur 1994 - Fernando Gaviria, Kolombiyalı profesyonel yol ve pist yarış bisikletçisi 1994 - Alexis Raynaud, Fransız atıcı 1994 - Mert Hakan Yandaş, Türk futbolcu 1995 Katharina Mazepa, Avusturyalı manken Velveteen Dream, Amerikalı profesyonel güreşçi Friedelinde Petershofen, Alman atlet Ölümler 14 - Caesar Divi Filius Augustus, Roma imparatoru (d. MÖ 63) 947 - Ebû Yezîd Makhlâd Keydâd en-Nukkarî, Fâtımîler'e karşı, günümüz Tunus hudutları içerisinde kalan İfrîkiya'da 928 yılında düzenlenen Nukkarî-İbâzî isyânının önderi (d. 883) 1493 - III. Friedrich, Kutsal Roma İmparatoru (d. 1415) 1506 - Alexander Jagiellon, Litvanya'nın büyük dükü ve daha sonra Polonya kralı (d. 1461) 1580 - Andrea Palladio, İtalyan mimar (d. 1508) 1662 - Blaise Pascal, Fransız matematikçi (d. 1623) 1691 - Köprülü Fazıl Mustafa Paşa, Osmanlı İmparatorluğu Sadrazamı (d. 1689) 1819 - James Watt, İskoç mucit ve mühendis (buhar makinesini geliştirerek sanayi devrimi'nin başlamasında büyük rol oynayan) (d. 1736) 1821 - Deli Ahmet Ağa, Türk asker, ağa ve yerel derebeyidir. 1876 - George Smith, İngiliz Asurolog ve arkeolog (d. 1840) 1887 - Vincenz Franz Kosteletzky, Bohemyalı bitki bilimci ve hekim (d. 1801) 1889 - Mathias Villiers de l'Isle-Adam, Fransız yazar (d. 1838) 1905 - William-Adolphe Bouguereau, Fransız ressam (d. 1825) 1915 - Tevfik Fikret, Türk şair (d. 1867) 1923 - Vilfredo Pareto, İtalyan iktisatçı ve sosyolog (d. 1848) 1928 - Stefanos Skuludis, Yunan banker, diplomat ve siyasetçi (d. 1833) 1932 - Louis Anquetin, Fransız ressam (d. 1861) 1936 - Federico García Lorca, İspanyol yazar (d. 1898) 1944 - Günther von Kluge, Alman asker ve Nazi Almanyası'nın Generalfeldmarschall'i (d. 1882) 1954 - Alcide De Gasperi, İtalyan devlet adamı, siyasetçi ve İtalya Başbakanı (d. 1881) 1959 - Jacob Epstein, Amerikan-Britanyalı heykeltıraş (d. 1880) 1967 - Hugo Gernsback, Lüksemburg kökenli Amerikalı mucit, yazar ve dergi yayımcısı (d. 1884) 1968 - George Gamow, Ukrayna asıllı Amerikalı fizikçi ve kozmolog (d. 1904) 1977 - Groucho Marx, Amerikalı aktör ve komedyen (Marx Kardeşler) (d. 1890) 1986 - Hermoine Baddeley, İngiliz karakter oyuncusu (d. 1906) 1988 - Ariadna Çasovnikova, Kazak Sovyet politikacı (Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Yüksek Sovyeti Başkan Vekilliği yapan) (d. 1918) 1993 - Donald Kerst, Amerikalı fizikçi ve akademisyen (d. 1911) 1994 - Linus Pauling, Amerikalı kimyager ve Nobel Kimya ve Barış Ödülleri sahibi (d. 1901) 2002 - Eduardo Chillida, Bask heykeltıraş ve ressam (d. 1924) 2002 - Halil Tunç, Türk senatör ve Türk-İş Genel Başkanlarından (d. 1928) 2008 - Levy Mwanawasa, 2002 ile 2008 yılları arası Zambiya devlet başkanlığı yapmış politikacı (d. 1948) 2010 - Mehmet Yüceler, Türk siyasetçi (d. 1923) 2011 - Raúl Ruiz, İspanyol-Şilili film yönetmeni ve senarist (d. 1941) 2011 - Beki Luiza Bahar, Yahudi asıllı Türk yazar (d. 1926) 2012 - Tony Scott, İngiliz film yönetmeni (d. 1944) 2013 - Reha Eken, Türk eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1925) 2013 - Donna Hightower, Amerikalı R&B, caz şarkıcısı ve söz yazarı (d. 1926) 2013 - Abdülrahim Hatif, Afgan siyasetçi (d. 1926) 2013 - Stephenie McMillan, İngiliz dekoratör ve sanat yönetmeni (d. 1942) 2013 - Lee Thompson Young, Amerikalı oyuncu (d. 1984) 2014 - Simin Behbehani, İranlı aktivist, şair (d. 1927) 2014 - James Foley, Amerikalı fotomuhabir ve gazeteci (d. 1973) 2015 - Doudou N'diaye Rose, Senegalli müzisyen ve besteci (d. 1930) 2016 - Lou Pearlman, 1990'ların başarılı boyband müzik gruplarından Backstreet Boys ve 'N Sync'nin menajeri (d. 1954) 2017 - Pyotr Deynekin, Rus askeri general (d. 1934) 2017 - Dick Gregory, Amerikalı komedyen, insan hakları aktivisti, sosyal eleştirmen, yazar ve girişimci (d. 1932) 2017 - Concha Valdés Miranda, Kübalı şarkı sözü yazarı, besteci ve Küba Halk müziği sanatçısı (d. 1928) 2018 - Khaira Arby, Malili şarkıcı ve söz yazarı (d. 1959) 2018 - Bazlur Rahman Badal, Bangladeşli dansçı (d. 1921) 2018 - Rafael Calventi, Dominikli mimar, akademisyen ve diplomat (d. 1932) 2018 - Margareta Niculescu, Rumen sanatçı, kuklacı, öğretmen ve tiyatro yönetmeni (d. 1926) 2018 - Güngör Uras, Türk ekonomist ve gazeteci (d. 1933) 2019 - Ahmet Halûk Dursun, Türk akademisyen ve bürokrat (d. 1957) 2019 - Gina López, Filipinli çevreci, siyasetçi ve hayırsever (d. 1953) 2020 - Allan Fotheringham, Kanadalı gazeteci, muhabir, köşe yazarı ve televizyon sunucusu (d. 1932) 2020 - Slade Gorton, Amerikalı siyasetçi ve hukukçu (d. 1928) 2020 - Nadir Salifov, Azerbaycan'ın önde gelen suç patronu (d. 1972) 2020 - Agnes Simon, Macar eski profesyonel masa tenisi oyuncusu (d. 1935) 2021 - Cüneyd Babunagari, Bangladeşli Deobandi İslam alimi, eğitimci, yazar, araştırmacı, vaiz ve manevi figür (d. 1953) 2021 - Raoul Cauvin, Belçikalı çizgi romancı ve yazar (d. 1938) 2021 - Sonny Chiba, Japon oyuncu (d. 1939) 2021 - Chuck Close, Amerikalı fotorealist ressam (d. 1940) 2022 - Egon Pajenk, Avusturyalı profesyonel futbolcudur (d. 1950) 2023 - Ron Cephas Jones, Amerikalı aktör ve Emmy Ödülü sahibi (d. 1957) Tatiller ve özel günler Dünya İnsani Yardım Günü Afgan Bağımsızlık Günü 0819 19
1273
https://tr.wikipedia.org/wiki/20%20Nisan
20 Nisan
Olaylar 1792 - Birinci Fransa Cumhuriyeti yönetimi, Avusturya Habsburg Monarşisi'ne savaş ilan etti. Fransız Devrim Savaşları başladı. 1841 - İlk dedektif romanı, Morg Sokağı Cinayeti yayımlandı. 1862 - İlk pastörizasyon deneyi, Louis Pasteur ve Claude Bernard tarafından gerçekleştirildi. 1902 - Marie Curie ve Pierre Curie, Paris'teki laboratuvarlarında radyoaktif radyum klorürü rafine etmeyi başardılar. 1924 - Türkiye'de 1924 Anayasası yürürlüğe girdi. 1924 - Bilecik il oldu. 1926 - Western Electric ve Warner Bros. şirketleri, filme ses eklemeyi mümkün kılan Vitaphone cihazını tanıttılar. 1933 - Bulgaristan'ın Razgrad şehrindeki Türk mezarlığının bir grup Bulgar tarafından yerle bir edilmesiyle, İstanbul'da Razgrad Olayları başladı. 1939 - Tahran'daki yeni kışlık Türkiye büyükelçiliği binası törenle açıldı. 1940 - İlk elektronlu mikroskop, Philadelphia'da tanıtıldı. 1942 - İzmir Ticaret Gazetesi kuruldu. 1962 - Ünlü dolandırıcı Sülün Osman hapisteyken "Alınteri ile Yaşamak" konulu konferans verdi. 1967 - Swiss Britannia şirketine ait bir yolcu uçağı, Toronto'da düştü: 126 kişi öldü. 1968 - Güney Afrika Havayolları'na ait Boeing 707 tipi bir yolcu uçağı, Windhoek şehrinden kalkışı esnasında düştü: 122 kişi öldü. 1970 - Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Richard Nixon, Vietnam'dan 150 bin kişilik bir Amerika Birleşik Devletleri gücünün daha geri çekileceğini açıkladı. 1972 - Apollo 16, Ay'a iniş yaptı. 1975 - Türkiye'nin Beyrut Basın Danışmanı'nın otomobili, ASALA militanlarınca havaya uçuruldu. 1978 - Kızıl Tugaylar örgütü, 16 Mart'ta kaçırdıkları İtalya'nın eski Başbakanı Aldo Moro'yu, tutuklu arkadaşlarının serbest bırakılmaması halinde öldüreceklerini bildirdi. 1978 - Güney Kore Havayollarına ait Boeing 707 tipi bir yolcu uçağı, Sovyet savaş uçakları tarafından Murmansk yakınlarındaki donmuş bir göle inmeye zorlandı. İki yolcu öldü, 107 yolcu ise sağ kurtuldu. 1981 - 17/18 Ocak 1981'de mensubu oldukları komünist örgüte para bulmak için giriştikleri kuyumcu soygununda kuyumcunun oğlu Hasan Kahveci'yi ve polis memuru Mustafa Kılıç'ı öldüren, emniyet kuvvetlerine ve halka ateş açan, polis otosunu tarayan sol görüşlü militanlar Ramazan Yukarıgöz, Ömer Yazgan, Erdoğan Yazgan ve Mehmet Kambur, ölüm cezasına çarptırıldı. 1983 - 12 Eylül Darbesi'nin 44. idamı: 1978 yılında Fethiye'ye tatile gelen Avusturya Büyükelçisi'nin kızına tecavüz etmek isteyen, karşı çıkan kızı ve annesini öldüren Şener Yiğit, idam edildi. 1983 - 12 Eylül Darbesi'nin 45. idamı: Kan davasından 2 Nisan 1977'de tarlada çalışmakta olan bir kişiyi tabancayla öldüren, kaçmakta olan diğer bir kişiyi av tüfeğiyle uzaktan ateş açıp yaraladıktan sonra yanına gidip tabancayla onu da öldüren Cafer Aksu (Altuntaş), idam edildi. 1986 - 1925 yılında Sovyetler Birliği'nden çıkan ve geri dönmeyen piyanist Vladimir Horowitz, 61 yıl sonra Sovyetler Birliği'nde tekrar konser verdi. 1994 - Türkiye'de Radyo-Televizyon Üst Kurulu kuruldu. 1998 - Air France şirketine ait Boeing 727-200 tipi bir yolcu uçağı, Bogota'dan (Kolombiya) kalktıktan sonra Cerro El Cable dağlarına çarparak düştü: 53 kişi öldü. 1996 - Dünyanın üçüncü, Avrupa'nın birinci büyük eğlence merkezi Tatilya, İstanbul'da açıldı. 1999 - Columbine Lisesi katliamı: Lisenin Eric Harris ve Dylan Klebold isimli öğrencileri, 13 kişiyi öldürdü, 24 kişiyi yaraladı ve sonra da intihar ettiler. 2005 - Turgut Özakman'ın, Türk Kurtuluş Savaşı'nı bir roman kurgusu içinde anlatan Şu Çılgın Türkler kitabı yayımlandı. 2006 - Han Myeong-sook, Güney Kore'nin ilk kadın Başbakanı olarak göreve başladı. 2010 - Deepwater Horizon Sondaj kulesi Meksika Körfezi'nde patladı. 2020 - Tarihte ilk kez, 2020 Rusya-Suudi Arabistan petrol fiyat savaşının bir etkisi olarak petrol fiyatları sıfırın altına düştü. Doğumlar 702 - Cafer-i Sadık, İslam fıkhî mezhebi Caferiliğe ismini veren Şii imam (ö. 765) 1761 - Şah Sultan, III. Mustafa'nın kızı (ö. 1803) 1808 - III. Napolyon, Fransız siyasetçi ve II. İmparatorluk İmparatoru (ö. 1873) 1840 - Odilon Redon, Fransız ressam (ö. 1916) 1889 - Adolf Hitler, Avusturya doğumlu Alman siyasetçi ve yazar, Nazi Almanyası'nın Führer'i (ö. 1945) 1893 - Harold Lloyd, Amerikalı komedyen (ö. 1971) 1893 - James Bedford, Amerikalı bilim insanı (ö. 1967) 1893 - Joan Miro, Katalan sürrealist ressam (ö. 1983) 1910 - Fatin Rüştü Zorlu, Türk siyasetçi ve bürokrat (ö. 1961) 1916 - Nesibe Zeynalova, Azerbaycanlı oyuncu (ö. 2004) 1918 - Kai Siegbahn, Nobel Fizik Ödülü kazanmış İsveçli fizikçi (ö. 2007) 1920 - John Paul Stevens, Amerikalı bir avukat ve hukukçu. (ö. 2019) 1923 - Oktay Akbal, Türk gazeteci ve yazar (ö. 2015) 1923 - Mother Angelica, Amerikalı Katolik rahibe (ö. 2016) 1923 - Tito Puente, Porto Riko asıllı Amerikalı Latin caz müzisyeni (ö. 2000) 1924 - Leslie Phillips, İngiliz oyuncu,yazar ve yönetmen (ö. 2022) 1924 - Nina Foch, Hollanda doğumlu Amerikalı aktris, eğitimci ve film yönetmeni (ö. 2008) 1925 - Elena Verdugo, Amerikalı oyuncu (ö. 2017) 1927 - Ömer Aggad, Filistin asıllı Suudi Arap hayırsever ve iş insanı (ö. 2018) 1927 - Phil Hill, Amerikalı eski Formula 1 pilotu (ö. 2008) 1927 - Alex Müller, İsviçreli fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (ö. 2023) 1929 - Domenico Corcione, İtalyan asker ve siyasetçi (ö. 2020) 1929 - Ringaudas Songaila, Litvan komünist politikacı, veteriner hekim (ö. 2019) 1933 - Kristaq Dhamo, bir Arnavut aktör ve film yönetmeni 1937 - Yılmaz Onay, Türk yazar, yönetmen ve çevirmen (ö. 2018) 1937 - George Takei, Amerikalı oyuncu, yönetmen, yazar ve aktivist 1938 - Betty Cuthbert, Avustralyalı eski kadın atlet (ö. 2017) 1939 - Gro Harlem Brundtland, Norveçli siyasetçi 1941 - Ryan O'Neal, Amerikalı sinema oyuncusu 1942 - Arto Paasilinna, Fin romancı (ö. 2018) 1943 - Abdullah Kiğılı, Türk iş insanı ve Kiğılı giyim mağazalarının kurucusu 1943 - Edie Sedgwick, Amerikalı aktris (ö. 1971) 1945 - Michael Brandon, Amerikalı oyuncu 1945 - Thein Sein, Birmanyalı politikacı 1947 - Viktor Suvorov, Sovyet askeri istihbarat subayı 1949 - Veronica Cartwright, Amerikalı oyuncu 1949 - Massimo D'Alema, İtalyan politikacı 1949 - Jessica Lange, Amerikalı sinema oyuncusu ve En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü, En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü sahibi 1949 - Mahmut Cevher, Türk oyuncu 1950 - Steve Erickson, Amerikalı yazar 1950 - Aleksander Lebed, Rus asker ve siyasetçi (ö. 2002) 1951 - Luther Vandross, Amerikalı şarkıcı, şarkı sözü yazarı ve prodüktör (ö. 2005) 1951 - Haluk İmga, Türk bürokrat ve siyasetçi 1955 - Svante Pääbo, İsveçli biyolog, genetikçi ve Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi 1956 - Peter Chelsom, İngiliz yönetmen ve aktör 1958 - Galip Tekin, Türk çizgi romancı (ö. 2017) 1963 - Rachel Whiteread, İngiliz sanatçı 1964 - Andy Serkis, İngiliz aktör 1964 - Rosalynn Sumners, Amerikalı buz patenci 1966 - David Chalmer, Avustralyalı filozof ve bilişsel bilimci 1966 - David Filo, ABD'li bilgisayar mühendis 1967 - Mike Portnoy, Amerikalı baterist 1970 - Shemar Moore, Amerikalı oyuncu, model, sunucu 1971 - Hilal Özdemir, Türk müzisyen ve Türk halk müziği sanatçısı 1972 - Carmen Electra, Amerikalı model, aktris ve şarkıcı 1972 - Željko Joksimović, Sırp şarkıcı ve besteci 1975 - Esra Dalfidan, Türk asıllı Alman caz şarkıcısı 1975 - Michael Render, sahne adıyla Killer Mike, Amerikalı hip hop sanatçısı ve oyuncu 1976 - Aldo Bobadilla, Paraguaylı futbolcu 1976 - Ali Atay, Türk oyuncu ve müzisyen 1979 - Bedük, Türk müzisyen 1980 - Jasmin Wagner, Alman kadın şarkıcı, aktris ve TV sunucusu 1983 - Miranda Kerr, Avustralyalı manken 1984 - Bárbara Lennie Holguín, İspanyol oyuncu 1985 - Brian Joseph Myers, Amerikalı profesyonel güreşçi 1987 - Chun Woo-hee, Güney Koreli aktris 1987 - Anna Rossinelli, İsviçreli şarkıcı ve söz yazarı 1989 - Carlos Valdes, Amerikan aktör, müzisyen ve şarkıcı 1990 - Lu Han, Çinli şarkıcı ve oyuncu 1993 - Petrus Boumal, Kamerunlu milli futbolcu 1993 - Takuma Arano, Japon futbolcu 1995 - Charline Mignot, İsviçreli fotoğrafçı ve şarkıcı 1997 - Alexander Zverev Jr., Alman tenisçi 2001 - Reyhan Asena Keskinci, Türk oyuncu Ölümler 1248 - Güyük Han, Cengiz Han'ın torunu, Moğolların büyük kağanı Ögeday'in büyük oğlu ve ardılı (d. 1206) 1284 - Hōjō Tokimune, Kamakura şogunluğunun sekizinci shikkeni (d. 1251) 1314 - Papa V. Clemens; gerçek adı ile Bertrand de Goth, Roma Katolik Kilisesi'nde papalık yapmıştır (d. 1264) 1521 - İmparator Zhengde, Çin'in Ming Hanedanı'nın 10. imparatoru (d. 1491) 1707 - Johann Christoph Denner, Alman mucit ve çalgı yapımcısı (klarneti icat eden) (d. 1655) 1750 - Jean Louis Petit, Fransız cerrah ve vidalı turnikenin mucidi (d. 1674) 1769 - Pontiac, Otava yerlilerinin reisi (d. 1720) 1836 - I. Johann, Lihtenştayn prensi (d. 1760) 1887 - Muhammed Şerif Paşa, Türk asıllı Mısırlı devlet adamı (d. 1826) 1909 - Abdul Kerim, Hint hizmetkâr ve sekreter (d. 1863) 1912 - Bram Stoker, İrlandalı yazar (d. 1847) 1918 - Karl Ferdinand Braun, Alman fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (d. 1850) 1927 - Enrique Simonet, İspanyol ressam (d. 1866) 1932 - Giuseppe Peano, İtalyan matematikçi (d. 1858) 1939 - William Mitchell Ramsay, İskoç arkeolog ve Yeni Ahit uzmanı (d. 1851) 1947 - X. Christian, Danimarka ve İzlanda kralı (d. 1870) 1948 - Mitsumasa Yonai, Japonya'nın 26. başbakanı (d. 1880) 1951 - Ivanoe Bonomi, İtalya Başbakanı (d. 1873) 1977 - Sepp Herberger, Alman futbolcu ve antrenör (d. 1897) 1990 - Şefik Bursalı, Türk ressam (d. 1903) 1991 - Don Siegel, Amerikalı film yönetmeni (d. 1912) 1992 - Benny Hill, İngiliz komedyen, aktör ve şarkıcı (d. 1924) 1993 - Cantinflas, Meksikalı komedyen ve aktör (d. 1911) 1995 - Milovan Djilas, Karadağ asıllı Yugoslav siyasetçi (d. 1911) 1999 - Erol Akyavaş, Türk ressam (d. 1932) 1999 - Tekin Aral, Türk karikatürist (d. 1941) 1999 - Rick Rude, Amerikalı profesyonel güreşçi (d. 1958) 2002 - Pierre Rapsat, Belçikalı şarkıcı (d. 1948) 2003 - Daijiro Kato, Japon profesyonel motosiklet yarışçısı (d. 1976) 2006 - Kathleen Antonelli, İrlandalı-Amerikalı bilgisayar bilimci (d. 1921) 2008 - Gazanfer Bilge, Türk güreşçi ve Dünya ve Olimpiyat şampiyonu (d. 1924) 2011 - Tim Hetherington, Büyük Britanyalı-Amerikalı gazeteci ve foto muhabiri (d. 1970) 2012 - Ayten Alpman, Türk ses sanatçısı (d. 1929) 2012 - Sadettin Bilgiç, Türk siyasetçi (d. 1920) 2013 - Günseli Başar, Türk manken (d. 1932) 2013 - Yakup Tahincioğlu, Süryani asıllı Türk sanayici ve iş insanı (d. 1933) 2014 - Mithat Bayrak, Türk millî güreşçi (d. 1929) 2014 - Rubin Hurricane Carter, Hurricane lakaplı orta siklet boksör (d. 1937) 2016 - Guy Hamilton, İngiliz film yönetmeni ve senarist (d. 1922) 2016 - Chyna, Amerikalı profesyonel güreşçi (d. 1970) 2016 - Atilla Özdemiroğlu, Türk besteci, söz yazarı ve müzisyen (d. 1943) 2016 - Victoria Wood, İngiliz oyuncu, komedyen, şarkıcı, senarist, şarkı sözü yazarı ve yönetmen (d. 2016) 2017 - Marta Magdalena Abakanowicz, Polonyalı dokumacı ve heykeltıraş (d. 1930) 2017 - Roberto Ferreiro, Arjantinli futbolcu ve teknik direktör (d.1935) 2017 - Cuba Gooding Sr., Amerikalı şarkıcı ve aktör (d. 1944) 2017 - Germaine Mason, Jamaikalı-Britanyalı yüksek atlamacı (d. 1983) 2017 - Kristine Jepson, Amerikalı mezzo soprano ve opera şarkıcısı 2018 - Avicii, İsveçli DJ, Müzik prodüktörü (d. 1989) 2018 - Roy Thomas Frank Bentley, İngiliz eski futbolcu ve teknik direktör (d. 1924) 2018 - Pavel Šrut, Çek şair, çevirmen ve çocuk öyküleri yazarı (d. 1940) 2019 - Joe Armstrong, İngiliz bilgisayar mühendisi, bilim insanı ve akademisyen (d. 1950) 2019 - Jarosław Biernat, Polonyalı eski futbolcu (d. 1960) 2019 - Luděk Bukač, Çek buz hokeyi oyuncusu ve antrenör (d. 1935) 2019 - Reggie Cobb, Amerikan Futbolu oyuncusu (d. 1968) 2019 - Monir Shahroudy Farmanfarmaian, İranlı kadın ressam ve sanat koleksiyoncusu (d. 1922) 2020 - Heherson Alvarez, Filipinli politikacı (d. 1939) 2020 - Herman Glenn Carroll, Amerikalı yazar (d. 1960) 2020 - Claude Evrard, Fransız aktör (d. 1933) 2020 - Tom Lester, Amerikalı aktör (d. 1938) 2020 - Tom Mulholland, Gal futbolu oyuncusu (d. 1936) 2020 - Gabriel Retes, Meksikalı film yönetmeni, yazar, yapımcı ve aktör (d. 1947) 2020 - Manjeet Singh Riyat, Birleşik Krallık'ta acil bakım danışmanı (d. 1967/68) 2020 - Jiří Toman, Çek doğumlu İsviçreli hukukçu ve profesör (d. 1938) 2020 - Arsen Yegiazarian, Ermeni satranç oyuncusu (d. 1970) 2021 - Idriss Déby, Çadlı siyasetçi ve asker (d. 1952) 2021 - Wiesława Mazurkiewicz-Lutkiewicz, Polonyalı tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1926) 2021 - Les McKeown, İskoç pop şarkıcısı (d. 1955) 2021 - Listianto Raharjo, Endonezyalı millî futbolcu (d. 1970) 2022 - Hilda Bernard, Arjantinli aktristir (d. 1920) 2022 - Olle Goop, İsveçli atlı araba yarışçısı ve antrenörü (d. 1943) 2022 - Antonín Kachlík, Çek film yönetmeni, senarist ve siyasetçi (d. 1923) 2023 - Josep Maria Fusté, İspanyol eski futbolcu (d. 1941) 2023 - Rana Cabbar, Türkiye ermenisi oyuncu (d .1945) Tatiller ve özel günler 0420 20
1276
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mozaik
Mozaik
Sanatta mozaik; bir yüzeyin, farklı renklerdeki küçük parçacıkların yan yana getirilmesi yöntemiyle süslenmesi ve bu şekilde üretilmiş eserdir. Taş, cam, tuğla, metal veya deniz kabuğu gibi çok çeşitli malzemelerden mozaik yapılabilir. Kakmacılıktan farklı olarak, mozaik sanatında parçacıklar yüzeydeki çukurcuklara yerleştirilmez, yüzeye yapıştırıcı ile tutturulur. Etimoloji Türkçeye Fransızca "mosaïque"ten geçen mozaik sözcüğünün kökeni Latince musaicum (mozaik, Müzlerin eseri) kavramıdır. Bunun nedeni Orta Çağ mozaiklerinde çoğunlukla sanat perisi Müzlerin resmedilmiş olmasıdır. Tarihçe Mozaiğin tarihi antik çağlara uzanır. Sümer kenti Uruk'ta MÖ 3. binyıla ait, mozaiğe benzer duvar kaplamaları bulunmuştur. Koni şeklindeki terakota kaplamaların kenarları kırmızı, siyah ve beyaz renktedir. Bu kaplama malzemeleriyle zikzak hatlar ve yamuk gibi çeşitli geometrik şekiller oluşturulmuştur. Bu kaplamalar estetik görünümünün yanı sıra güneşte kurutulmuş tuğlaları yağmur ve rüzgârdan koruyordu. Ancak bu teknik zamanla yok olmuştur ve sonraki dönemlerdeki mozaiğin gelişimi ile alakası yoktur. Roma İmparatorluğu zamanında daha çok şehir kaldırımlarında, meydanlarda, ev avlularında kullanılan, sırlı seramikten yapılmış mozaiklerin parçaları birkaç milimetre kadar küçük olabilmektedir. Gaziantep Arkeoloji Müzesinde bulunan ve Zeugma antik şehrindeki villalardan çıkarılan mozaikler bu dönem eserlerinin en güzel örnekleri arasındadır. Hatay'ın Antakya ilçesi de Roma dönemine ait seçkin bir mozaik koleksiyonunu barındırır. Mozaiğe çok farklı zamanlarda ve çok farklı kültürlerde rastlanmasına rağmen, altın devrini 4.-14. yüzyıllarda Bizans'ta yaşadığı söylenebilir. Bu dönemde Bizans'ta başlıca resim sanatı mozaik olmuştur. Duvar ve tavan mozaikleri konusunda uzmanlaşan Bizanslılar ise parçacık olarak İtalya'da üretilen ve kalın, renkli camdan oluşan plakalar (smalti) kullanmakla ünlüdürler. Bu dönemde, camlar, ışığı daha iyi yönlendirebilmek için farklı açılarda, ve sıvasız olarak yerleştirildi. Bazı desenlerde, camların arkasına gümüş ya da altın yapraklar yapıştırıldı. Daha çok dini görüntüler betimleyen Roma mozaiklerinin aksine Bizanslılar aristokrasinin de mozaiklerini yarattılar. İslam kültürü ise mozaik desenlerine getirdiği matematiksel zenginlikle ünlüdür. Yer yer cam küpler ve taşlar kullanılmış olsa da, İslami eserlerde, genelde, desen için özellikle üretilmiş, daha sonra, kenarları elde zimparalanarak boşluksuz yan yana oturacak şekle sokulmuş çini plakalar kullanılmıştır (zillij). Antoni Gaudi, Guell Parkındaki koltukları mozaikle kaplayarak tekniğe yeni bir uygulama kanalı açmıştır. Bu mozaikler, farklı amaçlarla yaratılmış seramik ürünlerin yeniden düzenlenmesiyle meydana geldikleri için kolaj tekniginin ilk örneği olarak da gösterilebilir. Gaudi'nin uyguladığı seramik kaplama tekniğinin özgün adı "trencadis" tir ve Katalanca bir sözcüktür. Kullanılmayacağı, bir işe yaramayacağı varsayılan seramik ve cam parçalarıyla bir binanın giydirilmesidir. Aralarında Chagall ve Picasso'nun bulunduğu birçok modern sanatçı da eserlerini mozaik şeklinde ortaya koymuş, mozaik eserlerin konularına zenginlik katmışlardır. Günümüzde mozaikler mobilya dekorasyonundan yer kaplamalarına, bina kaplamalarından oda bölmelerine kadar birçok farklı yerde kullanılmaktadır. Konular soyut kavramlardan hiperrealist portrelere kadar çeşitlilik kazanmıştır. Yöntemler Mozaik, başlıca olarak şu iki yöntemler üretilir: Genelde çimentodan oluşan zemin malzeme üzerine parçacıkları batırmak Tutkalla yapıştırılmış parçaların aralarına sıva döşemek. Kaynakça Dış bağlantılar Hatay Sanal Arkeoloji Müzesi Türkiye'de bulunan tarihi mozaik eserler Mozaik Voyages Vietnam Zeugma'da bulunan mozaik motifleri hakkında detaylı bilgi Guell Parkı Döşemeler
1284
https://tr.wikipedia.org/wiki/Charlie%20Chaplin
Charlie Chaplin
Sir Charles Spencer Chaplin (16 Nisan 1889; Londra, Birleşik Krallık - 25 Aralık 1977; Vaud, İsviçre); İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu, yazar, film müziği bestecisi, kurgucu ve komedyen. Yarattığı "Şarlo" () karakteri ile özdeşleşmiştir. Londra'nın fakir bölgelerinden birinde doğup büyüyen Chaplin, 1913'te gittiği ABD'de sinemaya başlamıştı. 1914'teki ilk filmi Making A Living'in ardından çekilen Kid Auto Races in Venice filminde bol pantolonlu, melon şapkalı, büyük ayakkabılı, sürekli bastonunu çeviren ve sakar hareketleri ile gülünç mizansenler oluşturan "Şarlo" tiplemesini yarattı. Takip eden yıllar içinde aralarında 1917 yapımlı The Immigrant ve The Adventurer gibi filmlerinin de bulunduğu altmıştan fazla kısa filmde oynayarak yeni gelişmekte olan sinemanın da etkisiyle dünya çapında görülmemiş bir üne kavuştu. 1918 yılında çektiği A Dog's Life filmi ile uzun metrajlı filmlere de başlayan Chaplin; Mary Pickford, Douglas Fairbanks ve D. W. Griffith ile birlikte kurdukları United Artists film şirketinin ortağı olduktan sonra Altına Hücum, Şehir Işıkları, Büyük Diktatör, Asri Zamanlar, Sirk ve Sahne Işıkları gibi başyapıtlara imza attı. Filmlerinde dönem koşulları için imkânsız görülebilen mizansenlere, koreografilere ve akrobatik hareketlere yer veren Chaplin; komedi sinemasının bütün örneklerini sonuna kadar korumakla birlikte, heyecanın ve hareketin asgari düzeye çekildiği sahnelerinde ise dramatik yapısını sergileyebilmiştir. Popülist yaklaşımlara, hiçbir zaman benimsemediği bazı yönetim biçimlerine ve teknolojiye yönelik ağır eleştirilerini ise yine bu komedi tarzının içinde eritmiş ve sessizce seyirciye ulaştırmayı bilmiştir. Yarattığı "modern palyaço" Şarlo ile dünya üzerinde filmlerinin gösterildiği her ülkede insanların hayranlığını toplamasına rağmen, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığını reddetmesi sebebiyle bu ülkede kendisine yönelik olarak başlatılan karalama kampanyası; kendisinden bir hayli genç olan kadınlarla yaptığı dört ayrı evlilik, bir dönem kendisine açılan babalık davası, The Immigrant filminde bir ABD memurunu tekmelediği sahne ve son olarak Altına Hücum filmindeki bazı sahnelerin komünizm propagandası olarak yorumlanması gibi olayların etkisiyle Chaplin'in ABD'ye girmesi yasaklandı. Bunun üzerine karısı ve çocuklarıyla birlikte hayatının sonuna kadar yaşayacağı İsviçre'ye yerleşen Chaplin ancak 1972 yılında Oscar Özel Ödülü'nü almak için yıllar sonra ABD'ye geri döndü. Takip eden yılda Sahne Işıkları adlı filmle bir kez daha Oscar ödülünü kazanmıştır. 1975 yılında 86 yaşında iken İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth tarafından şövalye unvanına layık görülmüştür. Hayatı Charlie Chaplin (Şarlo), 16 Nisan 1889'da Londra'nın fakir semtlerinden biri olan East Lane, Walworth'ta doğdu. Charlie'nin henüz o üç yaşına bile gelmeden ayrılan annesi ve babası müzikhollerde ve çeşitli tiyatrolarda çalışan profesyonel sanatçılardı. Sahne adı Lily Harley olan annesi Hannah Chaplin (1865-1928) profesyonel olarak sahneye ilk kez 19 yaşında çıkmıştı. Annesi ve -başka babadan olma- kardeşi Sydney Chaplin ile birlikte Londra'nın fakir semtlerinde çeşitli evlerde büyüyen Chaplin'in yaşamı ruhsal dengesizlikler yaşayan annesinin durumunun kötüye gitmesi ile zorlaştı. Anne Hannah, 1894'teki bir sahne performansı sırasında sesini kaybetmiş ve hemen ardından yaşadığı ekonomik zorlukların da etkisiyle psikolojik sorunları artmıştı. Onun bir rehabilitasyon merkezine yatırılmasının ardından çocukları Charlie ve Sydney, metresiyle birlikte yaşayan babaları Charles Chaplin Sr.'nin yanına yollandı. Charlie ve Sydney bu dönemde Kennington Road School'a gönderildiler. Charles Chaplin Sr, henüz 37 yaşındayken üstesinden gelemediği alkolizm nedeniyle, oğlu Charlie henüz on iki yaşındayken, hayatını kaybedecekti. Rehabilitasyon merkezinden çıktıktan kısa bir süre sonra Hannah'nın hastalığı yeniden nüksedince çocuklar bu sefer genel olarak workhouse olarak adlandırılan ve oldukça kötü koşulları ile bilinen bakımevlerinden birine yollandılar. Londra'nın doğusundaki Lambert adlı bölgede bulunan bu bakımevindeki günler annesi ve kardeşinden ayrı kalan ve yaşı bir hayli küçük olan Charlie için hayli güç geçmişti. Chaplin'in Walworth ve Lambert'te geçirdiği bu yoksulluk günleri onda derin izler bırakacak ve ileriki yıllarda filmlerinde seçtiği mekân ve konularda sık sık kendini gösterecekti. Sydney ve Charlie daha sonra aileden gelme yetenek ve alışkanlığın da etkisiyle tiyatrolarda ve müzikhollerde çalışmaya başladılar. Chaplin ciddi anlamdaki ilk sahne tecrübesini "The Eight Lancashire Lads" adlı grupta çalışırken yaşadı. Hannah çocukları tarafından ABD'ye getirildikten yedi yıl sonra 1928'de Hollywood'da yaşamını yitirdi. Babaları farklı olan Charlie ve Sydney'in, anneleri Hannah üzerinden 1901 doğumlu Wheeler Dryden adlı bir kardeşleri daha vardı. Dryden, annesinin ruhsal rahatsızlıkları nedeniyle babası tarafından Hannah'dan uzak tutulmuş ve Kanada'da yetiştirilmişti. 1920 ortalarında annesini görmek için ABD'ye giden Dryden, daha sonraları kardeşleri ile film projelerinde çalışmış ve Chaplin'in asistanlığını yapmıştır. Amerika Sydney Chaplin'in 1906'da dönemin ünlü Fred Karno kumpanyasına katılmasının ardından Chaplin de, 1908'de onu izleyerek bu topluluğa katılmayı başardı. Chaplin gezici Karno kumpanyası ile 1910 - 1912 arasında ABD'ye turneye çıktı. İngiltere'ye dönüşünden sadece beş ay sonra yine Karno ile birlikte 2 Ekim 1912'de yeniden ABD'ye gitti. Bu seferki turda, daha sonra Laurel ve Hardy ikilisinden Stan Laurel'i canlandıracak olan Arthur Stanley Jefferson ile birlikte çalıştı ve aynı odayı paylaştı. Bir süre sonra Stan Laurel İngiltere'ye dönerken, Chaplin ABD'de kaldı ve Karno ile turneye devam etti. 1913'teki bir gösteri sırasında Mack Sennett'ın dikkatini çekince onun sahibi olduğu Keystone Stüdyoları ile bir anlaşma yaparak onun ekibine katıldı. Böylece 2 Şubat 1914'te Henry Lehrman yönetmenliğinde sessiz bir film olan Making a Living adlı tek makaralık filmde rol alarak yeteneğini tam anlamıyla gösterebileceği sinemaya adım atmış oluyordu. Chaplin; iddialı tavırları ve bir İngiliz olmasından kaynaklanan "yabancılığı" ve bağımsız karakteri nedeniyle başta Mack Sennett tarafından şüpheyle karşılansa da kısa süre içinde yeteneğini kanıtlayıp yerini sağlamlaştırdı. Keystone ile birlikte çalıştığı bir yıl boyunca 35 filmde rol alan Chaplin hızla ünlü oldu. Öncülüğü Chaplin 1916'da Mutual Film Corporation film şirketiyle bir seri komedi yapımı için anlaştı. On sekiz aylık süreçte on iki film ürettiği bu dönemde yaptığı filmler, sinemanın en etkili komedi filmleri arasında yerini almıştır. Chaplin daha sonra Mutual ile geçirdiği dönemin kariyerindeki en mutlu dönem olduğunu söylemiştir. 1918'de Mutual ile anlaşmalarının sona ermesi üzerine Chaplin kendi film şirketini kurdu. Sesli film döneminden sonra kendisinin en büyük filmi kabul edilen 1931 yılı yapımlı City Lights () filmini yaptı. Politik düşüncesi Chaplin, filmlerinde her zaman sol görüşe sempati duyduğunu hissettirmiştir. Sessiz filmlerinde "Büyük Depresyon"'a yer vererek The Tramp (serseri) karakteri aracılığıyla, yoksullukla mücadeledeki kötü yönetim politikalarına göndermeler yapmıştır. Modern Times () filminde işçilerin ve fakir halkın kötü durumlarına dikkat çekmiştir. Büyük Diktatör filmiyle Nazi Almanyasını çok sert biçimde eleştirmiştir ve o dönem ABD resmi olarak Almanya ile hâlâ barış içinde olması filmin ABD'de Chaplin'e karşı karalama kampanyası başlatılmasına neden olmuştur. Filmlerinde kullandığı teknikler Chaplin, hayallerinin ve yaratıcılığının sezgisel boyutta düşünüp de oluşturduğu tüm filmlerin sinema dünyasına yeni heyecanlar katmıştır. Hiçbir zaman ekranın tamamen kapanmasına bir anda izin vermemeyi geliştirdi. Filmlerinde diyalogları yazılı olarak farklı bir ekrana geçiş yaparak gösteriyordu ancak teknolojik gelişmelerden yararlanıp bu işin de üstesinden gelmeyi başardı. Ölümü Chaplin'in sağlam duruşu 1960'lardan sonra yavaş yavaş bozulmaya başlamıştı, onunla iletişim kurmak güçleşmeye başlamıştı. 1977'de tekerlekli sandalye ile hayatını devam ettiriyordu. Chaplin 1977'nin Noel'inde İsviçre'de uykusunda öldü. 1 Mart 1978'de naaşı, Polonya göçmeni Roman Wardas ve Bulgar göçmeni Gantscho Ganev adlı iki otomobil tamircisi tarafından fidye istenmek üzere kaçırıldı. İsviçre polisi 11 hafta süren yoğun bir çalışma sonucunda nebbaşları yakalayarak Chaplin'in tabutuna ulaştı. Naaş, tekrar aynı mezara defnedildi ve benzer bir olayın yaşanmaması için üzerine kalın bir beton katman döküldü. Charlie Chaplin Filmleri Making A Living (2 Şubat 1914) Kid Auto Races At Venice (7 Şubat 1914) Mabel's Strange Predicament (9 Şubat 1914) A Thief Catcher (19 Şubat 1914) Between Showers (28 Şubat 1914) A Film Johnnie (2 Mart 1914) Tango Tangles (9 Mart 1914) His Favourite Pastime (16 Mart 1914) Cruel, Cruel Love (26 Mart 1914) The Star Boarder (4 Nisan 1914) Mabel At The Wheel (18 Nisan 1914) Twenty Minutes Of Love (20 Nisan 1914) Caught in a Cabaret (27 Nisan 1914) Caught in the Rain (4 Mayıs 1914) A Busy Day (7 Mayıs 1914) The Fatal Mallet (1 Haziran 1914) Her Friend The Bandit (4 Haziran 1914) The Knockout (11 Haziran 1914) Mabel's Busy Day (13 Haziran 1914) Mabel's Married Life (20 Haziran 1914) Laughing Gas (9 Temmuz 1914) The Property Man (1 Ağustos 1914) The Face on the Bar Room Floor (10 Ağustos 1914) Recreation (13 Ağustos 1914) The Masquerader (27 Ağustos 1914) His New Profession (31 Ağustos 1914) The Rounders (7 Eylül 1914) The New Janitor (14 Eylül 1914) Those Love Pangs (10 Ekim 1914) Dough and Dynamite (26 Ekim 1914) Gentlemen of Nerve (31 Ekim 1914) His Musical Career (7 Kasım 1914) His Trysting Place (9 kasım 1914) Tillie's Punctured Romance (14 Kasım 1914) Getting Acquainted (5 Aralık 1914) His Prehistoric Past (7 Aralık 1914) His New Job (1 Şubat 1915) A Night Out (15 Şubat 1915) The Champion (11 Mart 1915) In the Park (18 Mart 1915) A Jitney Elopement (1 Eylül 1915) The Tramp (11 Eylül 1915) By the Sea (29 Eylül 1915) Work (29 Haziran 1915) A Woman (21 Temmuz 1915) The Bank (9 Ağustos 1915) Shanghaied (4 Ekim 1915) A Night in the Show (20 Kasım 1915) Burlesque on Carmen (18 Aralık 1915) Shoulder Arms (20 Ekim 1918) The Kid (1921) A Woman of Paris (1923) The Gold Rush (1925) The Circus (1928) City Lights (1931) Modern Times (1936) The Great Dictator (1940) Monsieur Verdoux (1947) Limelight (1952) A King in New York (1957) A Countess from Hong Kong (1967) Kitapları My Life in Pictures (1974) My Autobiography (1964) Kaynakça Genel Özel Dış bağlantılar Resmi sitesi SinemaTürk sayfası 1889 doğumlular 1977 yılında ölenler 20. yüzyılda erkek oyuncular İngiliz yazarlar İngiliz sinema oyuncuları İngiliz film yönetmenleri İngiliz senaristler İngiliz komedyenler İngiliz sessiz film oyuncuları İngiliz agnostikler Amerikalı komedyenler Amerikalı sessiz film oyuncuları Erasmus Ödülü sahipleri Sinemanın öncüleri Slapstick komedyenleri Sessiz film yönetmenleri Londra doğumlu erkek oyuncular Erkek sessiz film oyuncuları En İyi Özgün Müzik Akademi Ödülü sahipleri İngiliz erkek çocuk oyuncular Akademi Onur Ödülü sahipleri BAFTA Ödülü sahipleri New York Film Eleştirmenleri Birliği Ödülü sahipleri New York Film Eleştirmenleri Birliği En İyi Erkek Oyuncu Ödülü sahipleri İsviçre'deki İngiliz gurbetçiler En İyi Özgün Müzik Akademi Ödülü sahibi şarkı yazarları BAFTA Akademi Bağlılık Ödülü sahipleri Yaşam Boyu Başarı Altın Aslan Ödülü sahipleri
1286
https://tr.wikipedia.org/wiki/25%20Aral%C4%B1k
25 Aralık
Olaylar 336 - İlk Noel kutlaması, Roma'da yapıldı. 1522 - Rodos, Osmanlı egemenliğine girdi. 1638 - Osmanlı Ordusu, Bağdat'a girdi. 1683 - II. Viyana Kuşatmasının başarısızlıkla sonuçlanması üzerine, Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, boğularak idam edildi. 1809 - Amerikalı doktor Ephraim McDowell, kliniğine hamileyim diyerek gelen Jane Todd Crawford'un, yumurtalığından 10 kiloluk tümor aldı. Bu, ilk başarılı alt karın ameliyatı olarak tarihe geçti. Crawford, 21 yıl daha yaşadı. 1921 - Gaziantep'in Fransız işgalinden kurtuluşu 1922 - TBMM’nin gizli oturumunda, Başbakan H. Rauf Orbay’ın Lozan Konferansı hakkındaki açıklamaları ve görüşmeleri yapıldı. 1926 - Japon İmparatoru Taişo'nun ölümü üzerine, oğlu Hirohito İmparator oldu. 1932 - Çin'in Guangzhou bölgesinde 7,6 şiddetinde deprem: 70.000 kişi öldü. 1936 - Şark demiryolları, Türkiye Hükümeti tarafından satın alındı. 1952 - Said-i Nursi'nin yargılanmasına başlandı. 1963 - Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı kuruldu. 1963 - Kıbrıs'ta Kıbrıs Mücadelesi Ulusal Örgütü EOKA, Ada'nın her yanında Türklere karşı saldırılar düzenledi. Çok sayıda Kıbrıslı Türk öldü. Türkiye savaş uçakları, Kıbrıs üzerinde uçuşlar yaptı. 1972 - Nikaragua'daki depremde 10 bin kişi öldü. 1976 - Hac'dan dönerken gemilerinin batması sonucu 100 kişi öldü. 1989 - Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Çavuşesku idam edildi. Çavuşesku çifti olağanüstü bir mahkemede yargılanmışlardı. 1990 - Tim Berners-Lee; HTML ve World Wide Web'in temellerini attı. İlk defa iki bilgisayar arasında hypertext teknolojisi kullanılarak sunucu bağlantısı gerçekleştirildi. 1991 - Mihail Gorbaçov, Sovyetler Birliği başkanlığı görevinden istifa etti. Ülke ertesi gün resmen dağıldı. 1991 - PKK militanları, İstanbul Bakırköy'de Çetinkaya Mağazalarına molotofkokteyli attı. Çıkan yangında 11 kişi öldü. 2000 - Rusya Başkanı Vladimir Putin, Sovyetler Birliği Marşı'nın üzerine Aleksandr Aleksandrov tarafından yeni yazılan sözlerle hazırlanan yeni Rusya Ulusal Marşı'nın kabulü üzerine yasayı imzaladı. 2021 - James Webb Uzay Teleskopu, Ariane 5 roketiyle kalkış yaptı. Doğumlar 1250 - IV. İoannis, İznik İmparatoru (ö. 1305) 1617 - Jean de Coligny-Saligny, Fransız soylu ve ordu komutanı (ö. 1686) 1717 - VI. Pius, Papa (ö. 1799) 1720 - Anna Maria Pertl Mozart, Wolfgang Amadeus Mozart'ın ve Maria Anna Mozart'ın annesi (ö. 1778) 1724 - John Michell, İngiliz doğa filozofu ve papaz (ö. 1793) 1730 - Noël Martin Joseph de Necker, Belçikalı doktor ve botanikçi (ö. 1793) 1763 - Claude Chappe, Fransız bilim insanı (ö. 1805) 1787 - Akif Paşa, Osmanlı devlet adamı, şair ve yazar (ö. 1845) 1837 - Cosima Wagner, Alman piyanist ve besteci (ö. 1930) 1849 - Nogi Maresuke, Japon İmparatorluk Ordusunda general (ö. 1912) 1852 - Lionel Royer, Fransız ressam (ö. 1926) 1859 - Colin H. Campbell, Kanadalı politikacı (ö. 1914) 1869 - Emir Şekib Arslan, Lübnanlı yazar, politikacı ve fikir adamı (ö. 1946) 1870 - Helena Rubinstein, Polonyalı-Yahudi asıllı Amerikalı iş insanı (ö. 1965) 1876 - Muhammed Ali Cinnah, Pakistan'ın kurucusu (ö. 1948) 1876 - Adolf Windaus, Alman kimyager (ö. 1959) 1878 - Louis Chevrolet, İsviçreli Amerikan yarış arabası sürücüsü ve İş insanı (ö. 1941) 1878 - Joseph M. Schenck, Rus asıllı Amerikalı film stüdyosu yöneticisi (ö. 1961) 1883 - Hugo Bergmann, İsrailli filozof (ö. 1975) 1885 - James Ewing, Amerikalı patolog (ö. 1943) 1886 - Kid Ory, Amerikalı Caz Tromboncusu ve grup lideri (ö. 1973) 1887 - Conrad Hilton, Amerikalı iş insanı (ö. 1979) 1890 - Mustafa Çokay, Türkistan Alaş Orda hükûmetinin üyesi, gazeteci ve yazar (ö. 1941) 1893 - Harry Stenqvist, İsveçli bisikletçi (ö. 1968) 1896 - Hermann Jónasson, İzlanda Başbakanı (ö. 1976) 1899 - Humphrey Bogart, Amerikalı oyuncu ve En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (ö. 1957) 1901 - Hans Rehberg, Amerikalı milyarder iş insanı, yatırımcı, sivil lider ve hayırsever (ö. 1963) 1904 - Gerhard Herzberg, Alman asıllı Kanadalı fizikçi ve fiziksel kimyager (ö. 1999) 1904 - Étienne Mattler, Fransız eski millî futbolcu (ö. 1986) 1905 - Selahattin Batu, Türk veteriner hekim, akademisyen, siyasetçi ve edebiyatçı (ö. 1973) 1905 - Muzaffer Kuşakçıoğlu, Türk siyasetçi (ö. 1978) 1906 - Ernst Ruska, Alman fizikçi (ö. 1988) 1908 - Quentin Crisp, Britanyalı yazar, hikâyeci ve aktör (ö. 1999) 1908 - Yaşar Nabi Nayır, Türk yazar (ö. 1981) 1910 - Elevter Andronikaşvili, Gürcü fizikçi (ö. 1989) 1911 - Louise Bourgeois, Fransız heykeltıraş (ö. 2010) 1911 - Emil Konopinski, Amerikalı çekirdek bilimci (ö. 1990) 1913 - Tony Martin, Amerikalı şarkıcı ve sinema oyuncusu (ö. 2012) 1913 - George Koval, Amerikalı casus, bilim insanı, kandidat (ö. 2006) 1916 - Ahmed Bin Bella, Cezayir'in ilk Devlet Başkanı (ö. 2012) 1917 - Nermin Erdentuğ, Türk antropolog (ö. 2000) 1918 - Enver Sedat, Mısır Cumhurbaşkanı ve Nobel Barış Ödülü sahibi (ö. 1981) 1918 - Henry Hillman, Amerikalı milyarder iş insanı, yatırımcı, sivil lider ve hayırsever (ö. 2017) 1919 - Fikret Kırcan, Türk eski futbolcu ve yönetici (ö. 2014) 1923 - Yusuf Nalkesen, Türk bestekâr (ö. 2003) 1925 - Carlos Castaneda, Peru doğumlu Amerikalı yazar (ö. 1998) 1925 - Pembe Marmara, Kıbrıs Türkü şair (ö. 1984) 1927 - Ram Narayan, Hint müzisyen 1927 - Nijat Özön, Türk dilci, sinema tarihçisi ve çevirmen (ö. 2010) 1932 - Mustafa Sağyaşar, Türk sanat müziği sanatçısı ve koro şefi 1933 - Joachim Meisner, Alman kardinal Roma Katolik Kilisesi'ne bağlı piskopos 1938 - Emil Brumaru, Rumen şair ve yazar (ö. 2019) 1943 - Hanna Schygulla, Alman oyuncu 1949 - Mustafa Cengiz, Türk iş insanı, spor yöneticisi, eski bürokrat ve 37. Galatasaray Başkanı (ö. 2021) 1950 - Alaattin Yüksel, Türk girişimci ve siyasetçi 1951 - Aleksandr Şohin, Rus iş insanı 1952 - Desirelessi Fransız şarkıcı ve müzisyen 1954 - Annie Lennox, İskoç şarkıcı 1958 - Alannah Myles, Kanadalı şarkıcı 1959 - Michael P. Anderson, ABD Hava Kuvvetleri memuru ve NASA astronotu (ö. 2003) 1960 - Ebubekir Sifil, Türk akademisyen, ilahiyatçı ve yazar 1961 - Ales Debeljak, Sloven yazar (ö. 2016) 1971 - Dido, Britanyalı pop şarkıcısı 1971 - Justin Trudeau, Kanadalı siyasetçi ve Kanada'nın 23. Başbakanı 1974 - Rober Hatemo, Türk şarkıcı 1976 - Armin van Buuren, Hollandalı DJ 1976 - Tuomas Holopainen, Finlandiyalı müzisyen 1977 - Ayşegül Baklacı, Türk atlet 1977 - Ali Tandoğan, Türk futbolcu 1977 - Priya Rai, Hint kökenli Amerikalı pornografik film oyuncusu 1979 - Ferman Akgül, Türk söz yazarı, besteci, müzisyen ve rock grubu maNga'nın solisti 1979 - Sinan Kaynakçı, Türk şarkıcı, besteci ve söz yazarı 1987 - Ceyhun Gülselam, Türk millî futbolcu 1993 - Hamide Kurt, kısa mesafe koşucusu Türk paralimpik atlet 1994 - Orlando Mosquera, Panamalı milli futbolcu 1996 - Emiliano Buendía, Arjantinli futbolcu Ölümler 795 - I. Hadrianus, 1 Şubat 772'den 25 Aralık 795 tarihindeki ölümüne dek papalık yaptı (d. 772) 1554 - Pedro de Valdivia, İspanyol konkistador ve Şili'nin ilk valisi (d. 1500) 1605 - Marino Grimani, Venedik Cumhuriyetinin 89'uncu dükası (d. 1532) 1652 - Alonso de Sandoval, Kolombiya'da bir İspanyol Cizvit rahip ve misyonerdi (d. 1576) 1683 - Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Osmanlı Sadrazamı (idam edildi) (d. 1634/1635) 1824 - Barbara von Krüdener, Rus okültisti (d. 1764) 1853 - Joseph von Radowitz, Prusyalı muhafazakâr devlet adamı, diplomat ve general (d. 1797) 1878 - Anna Claypoole Peale, Amerikalı ressam (d. 1791) 1909 - Richard Bowdler Sharpe, İngiliz zoolog ve ornitolog (d. 1847) 1921 - Vladimir Korolenko, Rus ve Ukraynalı kısa öykü yazarı, gazeteci, insan hakları savunucusu (d. 1853) 1925 - Karl Abraham, Alman psikanalist (d. 1877) 1926 - Taişo, Japon imparatoru (d. 1879) 1933 - Refet Topçuoğlu, Türk siyasetçi (d. 1872) 1933 - Ahmet Hamdi Altıok, Türk siyasetçi (d. 1878) 1938 - Karel Čapek, Çekoslovak yazar (d. 1890) 1939 - Turhan Tan, Türk gazeteci (d. 1886) 1942 - Adolf Mayer, Alman ziraat kimyageri (d. 1843) 1946 - W. C. Fields, Amerikalı komedyen (d. 1880) 1948 - Pompeu Fabra, İspanyol mühendis ve gramerçi (d. 1868) 1949 - Leon Schlesinger, Amerikalı film yapımcısı (d. 1884) 1950 - İsmail Şükrü Çelikalay, Türk din adamı ve siyasetçi (d. 1876) 1956 - Robert Walser, Alman asıllı İsviçreli yazar (d. 1878) 1957 - Charles Pathé, Fransız film ve ses endüstrisi öncüsü (d. 1863) 1961 - Otto Loewi, Almanya doğumlu farmakolog (d. 1873) 1963 - Tristan Tzara, Rumen asıllı Fransız şair ve yazar (d. 1896) 1973 - İsmet İnönü, Türkiye'nin 2. Cumhurbaşkanı (d. 1884) 1977 - Charlie Chaplin (Şarlo), İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu, yazar ve komedyen (d. 1889) 1979 - Joan Blondell, Amerikalı oyuncu (d. 1906) 1983 - Joan Miró, Katalan ressam (d. 1893) 1988 - Shōhei Ōoka, Japon romancı, edebiyat eleştirmeni ve Fransız Edebiyatı çevirmeni (d. 1909) 1989 - Nikolay Çavuşesku, Romanya Devlet Başkanı (idam edildi) (d. 1918) 1989 - Elena Çavuşesku, Romanya Başbakan Yardımcısı (idam edildi) (d. 1916) 1995 - Emmanuel Levinas, Litvanya kökenli Fransız filozof (d. 1906) 1995 - Dean Martin, Amerikalı şarkıcı ve sinema oyuncusu (d. 1917) 1997 - Denver Pyle, Amerikalı aktör, iş insanı ve yönetmen (d. 1920) 2000 - Willard Van Orman Quine, Amerikalı filozof ve mantıkçı (d. 1908) 2005 - Birgit Nilsson, İsveçli dramatik soprano (d. 1918) 2006 - James Brown, Amerikalı şarkıcı (d. 1933) 2008 - Eartha Kitt, Amerikalı şarkıcı ve oyuncu (d. 1927) 2010 - Carlos Andres Perez, Venezuelalı siyasetçi (d. 1922) 2012 - Şerafettin Elçi, Türk siyasetçi (d. 1938) 2013 - Adnan Şenses, Türk besteci, söz yazarı oyuncu ve Türk Sanat Müziği şarkıcısı (d. 1935) 2014 - Alberta Adams, Amerikalı caz ve blues şarkıcısı (d. 1917) 2015 - Zehran Alluş, Suriyeli muhalif asker ve siyasetçi (d. 1971) 2015 - Karen Friesicke, Alman oyuncu ve komedyen (d. 1962) 2016 - Yelizaveta Glinka, Rus kadın doktor ve insan hakları aktivisti (d. 1962) 2016 - Anton Gubankov, Rus gazeteci, sivil hakları savunucusu ve TV programcısı (d. 1965) 2016 - Valeri Halilov, Rus askeri orkestra şefi ve bestecisi (d. 1952) 2016 - George Michael, İngiliz şarkıcı ve söz yazarı (d. 1963) 2016 - Vera Rubin, Amerikalı astronom (d. 1928) 2017 - Larry Libertore, Eski Amerikan futbolcusu ve siyasetçi (d. 1939) 2017 - Carlos Stohr, Çek Cumhuriyeti doğumlu Venezuelalı ressam (d. 1931) 2018 - Álex Figueroa, Şilili siyasetçi ve fizikçi (d. 1961) 2018 - Nancy Roman, Amerikalı astronom ve bilim insanı (d. 1925) 2018 - Sigi Schmid, Alman-Amerikalı antrenör ve teknik direktör (d. 1953) 2019 - Ari Behn, Danimarka doğumlu Norveçli yazar (d. 1972) 2019 - Táňa Fischerová, Çek oyuncu, yazar, televizyon sunucusu, siyasetçi ve insan hakları aktivisti (d. 1947) 2019 - Mahmut Gareyev, Sovyet-Rus Ordusu askeri generali, tarihçi ve bilim insanı (d. 1923) 2020 - İvan Bogdan, Sovyet-Ukraynalı güreşçi (d. 1928) 2020 - Soumaïla Cissé, Malili siyasetçi (d. 1949) 2020 - Anil Nedumangad, Hint oyuncu ve televizyon sunucusu (d. 1972) 2020 - Engin Nurşani, Türk Sanat Müziği şarkıcısı (d. 1984) 2020 - Barbara Ellen Rose, Amerikalı sanat tarihçisi, eleştirmen, akademisyen ve film yapımcısı (d. 1936) 2020 - Maksim Tsıhalka, Beyaz Rus millî futbolcu (d. 1983) 2021 - Jean-Marc Vallée, Kanadalı film yönetmeni, senarist ve yapımcı (d. 1963) Tatiller ve özel günler Noel (Doğuş Bayramı) 1225 25
1287
https://tr.wikipedia.org/wiki/16%20Nisan
16 Nisan
Olaylar 1071 - Güney İtalya'da Bizans kontrolünde olan son şehir olan Bari, Norman, Robert Guiscard tarafından ele geçirildi. 1912 - Amerikalı havacı Harriet Quimby, Manş Denizi'ni uçarak aşan ilk kadın oldu. Quimby, 3 ay sonra yaptığı gösteri sırasında uçağın yere çakılmasıyla öldü. 1917 - Bolşevik lider Lenin, sürgünde bulunduğu İsviçre'den Rusya'ya döndü ve Sosyalist Devrim'in başlatılması çağrısında bulundu. 1920 - İkinci Anzavur isyanı bastırıldı. 1925 - Tanin gazetesi süresiz kapatıldı. 1928 - Yüce Divan Cumhuriyet döneminin ilk mahkûmiyet kararını, Yavuz Zırhlısı'nın tamiratında yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle İhsan Eryavuz'a verdi. 1939 - Saldıray Denizaltısı Kiel'den İstanbul'a geldi. 1939 - İran Veliahtı Rıza Pehlevi'nin düğün töreni için İran'a giden Türk heyeti Tahran'a vardı. 1941 - II. Dünya Savaşı: 500 Alman uçağı Londra'yı bütün gece bombaladı. 1943 - Dr. Albert Hofmann, LSD'nin psychedelic (sanrı yaratan, hayal gördüren) etkilerini keşfetti. 1945 - Kızıl Ordu Berlin'e girdi ve Berlin Muharebesi başladı. 1947 - Bir yük gemisinde meydana gelen patlama sonucu Texas City'de başlayan yangın neredeyse 600 kişinin ölümüne sebep oldu. 1948 - Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü kuruldu. 1959 - Ankara Üniversitesi'nde okuyan bir grup genç, Said-i Nursi'ye "Ankara Üniversitesi Nur Talebeleri" imzasıyla Şeker Bayramı tebriği gönderdiler. 1968 - Türkiye İşçi Partisi (TİP) yöneticileri Rıza Kuas ve Prof. Sadun Aren hakkında, "Akdeniz Ülkeleri İlerici ve Anti Emperyalist Partiler Konferansı"na katıldıkları için soruşturma açıldı. 1971 - Türkiye İşçi Partisi yönetimine "Kürtçülük" iddiasıyla dava açıldı. 1972 - İnsanoğlunun 5. Ay yolculuğu 'Apollo 16' uzay aracı ile başladı. 1973 - Türkiye Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi (THKP-C) davası başladı. 256 sanıktan 10'u için idam istendi. 1974 - Eski Demokrat Partililere siyasal hakları geri verildi. 1975 - Başkent Phnom Penh'in düşüşüyle, Kamboçya Kızıl Kmerler'in kontrolüne girdi. 1980 - Türkiye'de 12 Eylül 1980 Darbesi'ne Giden Süreç (1979- 12 Eylül 1980): İstanbul'da Amerikalı bir astsubay ile bir Türk arkadaşı, Ahmet Saner ve Kadir Tandoğan adlı sol görüşlü militanlar tarafından öldürüldü. Gaziantep'te bir polis, Mardin'de 2 öğrenci, Aydın'da bir öğretmen, Ankara ve İstanbul'da 2 işçi öldürüldü. 1982 - Eski CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Sıkıyönetim Askeri Mahkemesince tutuklandı. 1984 - Kültür ve Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu, "Çıplak denize girmek isteyen turist Türkiye'ye gelmesin" dedi. 1984 - Orhan Pamuk, "Sessiz Ev" adlı eseriyle Madaralı Roman Ödülü'nü aldı. 1988 - FKÖ İkinci Komutanı Ebu-Cihad, İsrail askerleri tarafından öldürüldü. 1995 - Güney Afrika Cumhuriyeti ağır insan hakları ihlalleri olduğu gerekçesiyle Türkiye'ye silah ambargosu koydu. Ambargo, 16 Nisan 1997'de kaldırıldı. 1996 - Emir Hattab komutasındaki 50 kişilik Çeçen grubu 223 Rus askerini öldürdü ve 50 araçlık konvoyu imha etti. Bu olay tarihte Şatoy Pususu olarak bilinir. 1999 - Harvard Üniversitesi, Tansu Çiller'e fahri doktorluk verilmediğini açıkladı. 2001 - Eski Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan suikastı zanlılarından olduğu belirtilen Mehmet Fidancı, İstanbul'da yakalandı. 2007 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Virginia Teknik Üniversitesi'nde Cho Seung-Hui adlı öğrencinin gerçekleştirdiği silahlı saldırıda, kendisi de dahil 33 kişi öldü, 29 kişi de yaralandı. 2017 - Türkiye'de yönetim biçimini, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" olarak değiştirmek için halk oylaması yapıldı. Doğumlar 1619 - Jan van Riebeeck, Hollandalı doktor, tüccarı ve Cape Kolonisi'nin kurucusu ve ilk yöneticisi (ö. 1677) 1646 - Jules Hardouin-Mansart, Fransız Barok mimarı (ö. 1708) 1728 - Joseph Black, İskoç fizikçi ve kimyacı (ö. 1799) 1755 - Élisabeth Vigée Le Brun, Fransız portre ressamı (ö. 1842) 1786 - John Franklin, Britanyalı gezgin, kâşif (ö. 1847) 1821 - Ford Madox Brown, İngiliz ressam (ö. 1893) 1825 - Jacob Brønnum Scavenius Estrup, Danimarkalı politikacı (ö. 1913) 1844 - Anatole France, Fransız yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1924) 1861 - Fridtjof Nansen, Norveçli gezgin, bilim insanı, diplomat ve Nobel Barış Ödülü sahibi (ö. 1930) 1865 - Harry Chauvel, Avustralyalı general (ö. 1945) 1865 - Mehmet Esat Işık, Türk askeri hekim (ö. 1936) 1867 - Wilbur Wright, ilk motorlu uçağı yapan Amerikalı ünlü Wright Kardeşler'den (ö. 1912) 1871 - John Millington Synge, İrlandalı oyun yazarı, şair ve folklor kolleksiyoncusu (ö. 1909) 1885 - Arnold Petersen, Amerika Sosyalist İşçi Partisi Ulusal Sekreteri (ö. 1976) 1886 - Ernst Thaelmann, Alman siyasetçi ve Almanya Komünist Partisi önderi (ö. 1944) 1889 - Charlie Chaplin, İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu ve yazar (ö. 1977) 1896 - Tristan Tzara, Rumen asıllı Fransız şair ve yazar (ö. 1963) 1916 - Behçet Necatigil, Türk şair ve yazar (ö. 1979) 1918 - Spike Milligan, İrlanda asıllı İngiliz aktör ve komedyen (ö.2002) 1919 - Merce Cunningham, Amerikalı koreograf ve dansçı (ö. 2009) 1919 - Nilla Pizzi, İtalyan şarkıcı (ö. 2011) 1921 - Peter Ustinov, İngiliz oyuncu, yönetmen, yazar ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (ö. 2004) 1922 - Afif Yesari, Türk yazar (ö. 1989) 1922 - Kingsley Amis, İngiliz yazar (ö. 1995) 1922 - Leo Tindemans, Belçika Başbakanı (ö. 2014) 1924 - Henry Mancini, Amerikalı besteci, aranjör ve En İyi Özgün Müzik Akademi Ödülü sahibi (ö. 1994) 1925 - Sabri Altınel, Türk şair (ö. 1985) 1927 - XVI. Benedictus, Katolik Kilisesinin 265. Papa (ö. 2022) 1933 - Erol Günaydın, Türk sinema ve tiyatro sanatçısı (ö. 2012) 1934 - Robert Stigwood, Avustralyalı film yapımcısı (ö. 2016) 1936 - Ayla Arslancan, Türk oyuncu (ö. 2015) 1936 - Şaban Bayramoviç, Sırp müzisyen (ö. 2008) 1937 - George Steele, Amerikalı Güreşçi (ö. 2017) 1939 - Dusty Springfield, İngiliz pop müzik şarkıcısı (ö. 1999) 1940 - II. Margrethe, Danimarka kraliçesi 1942 - Frank Williams, İngiliz Formula 1 yarış takımının kurucusu ve patronu (ö. 2021) 1946 - Margot Adler, Amerikalı yazar, gazeteci, radyocu ve yayıncı (ö. 2014) 1947 - Kerim Abdülcabbar, Amerikalı basketbolcu 1947 - Erol Evgin, Türk şarkıcı, besteci ve oyuncu 1947 - Gerry Rafferty, İskoç besteci ve şarkıcı (ö. 2011) 1949 - Şükrü Karatepe, Türk hukukçu ve akademisyen 1950 - David Graf, Amerikalı oyuncudur (ö. 2001) 1952 - Yve-Alain Bois, Cezayirli tarihçi, modern sanat eleştirmeni ve akademisyen 1954 - Ellen Barkin, Emmy ödüllü, Altın Küre'ye aday gösterilmiş Amerikalı oyuncu 1955 - Henri, 7 Ekim 2000'den beri hüküm süren Lüksemburg Büyük Dükü 1956 - Aleksey Pajitnov, Rus bilgisayar mühendisi,Tetris oyununun geliştiricisi 1956 - Necla Nazır, Türk sinema oyuncusu ve şarkıcı 1960 - Rafael Benítez, İspanyol teknik direktör 1960 - Pierre Littbarski, Alman eski millî futbolcu ve teknik direktör 1964 - David Kohan, Amerikalı televizyon yapımcısı ve yazarı 1965 - Jon Cryer, Amerikalı oyuncu, yönetmen, senarist ve yapımcı 1965 - Martin Lawrence, Amerikalı aktör, yönetmen ve yapımcı 1966 - Jasna Đuričić, Sırp oyuncu 1968 - Vickie Guerrero, Amerikalı eski profesyonel güreş menajeri ve nadir güreşen eski profesyonel güreşçi 1968 - Barbara Sarafian, Belçikalı oyuncu 1971 - Emre Tilev, Türk spor spikeri 1971 - Selena, Amerikalı şarkıcı ve söz yazarı (ö 1995) 1972 - Conchita Martínez, İspanyol profesyonel tenis oyuncusu 1973 - Akon, Senegal asıllı Amerikalı Hip-Hop, R&B ve Soul müzik sanatçısı 1974 - Toygar Işıklı, Türk müzisyen ve besteci 1976 - Lukas Haas, Amerikalı aktör 1977 - Ceyda Düvenci, Türk oyuncu 1977 - Fredrik Ljungberg, İsveçli futbolcu 1979 - Christijan Albers, Hollandalı Formula 1 pilotu 1982 - Gina Carano, Amerikalı oyuncu ve televizyon sunucusu 1982 - Boris Diaw, Fransız basketbol oyuncusu 1982 - Robert Popov, Makedon futbolcu 1983 - Marié Digby, Amerikalı pop müzik şarkıcısı 1984 - Claire Foy, İngiliz aktris 1984 - Pawel Kieszek, Polonyalı futbolcu 1984 - Mourad Meghni, Cezayirli futbolcu 1984 - Kerron Stewart, Jamaikalı atlet 1985 - Luol Deng, Güney Sudan asıllı Britanyalı profesyonel basketbolcu 1985 - Benjamín Rojas, Arjantinli oyuncu 1985 - Taye Taïwo, Nijeryalı futbolcu 1985 - Sam Hyde, Amerikalı komedyen, yazar ve aktör 1986 - Shinji Okazaki, Japon millî futbolcu 1986 - Epke Zonderland, Hollandalı jimnastikçi 1987 - Cenk Akyol, Türk basketbolcu 1987 - Aaron Lennon, İngiliz futbolcu 1990 - Reggie Jackson, Amerikalı profesyonel basketbolcu 1990 - Vangelis Mantzaris, Yunan basketbolcu 1991 - Kim Kyung-jung, Güney Koreli futbolcu 1992 - Hiroki Higuchi, Japon futbolcu 1993 - Mirai Nagasu, Amerikalı buz patenci 1993 - Chance the Rapper, Amerikalı hip hop sanatçısı 1994 - Onur Bulut, Türk-Alman futbolcu 1996 - Anya Taylor-Joy, ABD doğumlu Arjantinli-İngiliz sinema ve dizi oyuncusu 2002 - Sadie Sink, Amerikalı aktris Ölümler 69 - Otho, Roma İmparatoru (d. 32) 1090 - Sikelgaita, Lombard prenses (d. 1040) 1686 - Jean de Coligny-Saligny, Fransız soylu ve ordu komutanı (d. 1617) 1788 - Georges-Louis Leclerc, Fransız natüralist, matematikçi, kozmolog ve ansiklopedi yazarı (d. 1707) 1828 - Francisco Goya, İspanyol ressam (d. 1746) 1846 - Domenico Dragonetti, İtalyan besteci (d. 1763) 1850 - Marie Tussaud, Madame Tussauds balmumu heykel müzesinin kurucusu (d. 1761) 1879 - Bernadette Soubirous, Roma Katolik Kilisesi azizi (d. 1844) 1888 - Zygmunt Florenty Wróblewski, Polonyalı kimyager ve fizikçi (d. 1845) 1838 - George William Hill, Amerikalı Astronom ve Matematikçi (d. 1838) 1930 - José Carlos Mariátegui, Perulu siyasal önder ve yazar (Marksist tarihsel maddeciliği Peru'nun toplumsal çözümlemesine uygulayan ilk aydın) (d. 1895) 1935 - Panait Istrati, Rumen Yazar (d. 1884) 1938 - Steve Bloomer, İngiliz millî futbolcu (d. 1874) 1947 - Rudolf Höß, Nazi Almanyası'nda asker ve Auschwitz Toplama Kampı'nın Komutanı (d. 1900) 1958 - Rosalind Franklin, İngiliz biyofizikçi ve kristallografçısı (d. 1920) 1958 - Archibald Cochrane, İskoç siyasetçi ve deniz subayı (d. 1885) 1968 - Edna Ferber, Amerikalı yazar (d. 1885) 1972 - Yasunari Kavabata, Japon romancı ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (d. 1888) 1989 - Hakkı Yeten, Türk futbolcu, teknik direktör ve Beşiktaş Jimnastik Kulübü'nün 18. Başkanı (d. 1910) 1991 - David Lean, İngiliz yönetmen (d. 1908) 1992 - Sinan Kukul, Türk devrimci (d. 1956) 1994 - Ralph Ellison, Afrikalı-Amerikalı yazar (d. 1913) 1995 - İkbal Mesih, Pakistanlı çocuk işçi (gelişmekte olan ülkelerde çocuk emeği istismarı sembolü olan) (d. 1982) 1997 - Roland Topor, Fransız oyun yazarı (d. 1938) 2002 - Robert Urich, Amerikalı aktör (d. 1946) 2005 - Kay Walsh, İngiliz oyuncu ve dansçı (d. 1911) 2008 - Edward Lorenz, Amerikalı matematikçi ve meteorolog (d. 1917) 2010 - Rasim Deliç, Boşnak asker (d. 1949) 2010 - Carlos Franqui, Kübalı yazar, şair, gazeteci, devrimci ve siyasetçi (d. 1921) 2015 - İdris Bamus, Faslı futbolcu (d. 1942) 2016 - Jeanette Bonnier, İsveçli gazeteci, yazar ve medya yöneticisi (d. 1934) 2016 - Louis Pilot, Lüksemburglu millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1940) 2017 - Giandomenico Boncompagni, İtalyan radyo ve TV sunucusu, yönetmen, senarist ve söz yazarı (d. 1932) 2018 - Harry Laverne Anderson, Amerikalı oyuncu ve sihibaz (d. 1952) 2018 - Choi Eun-hee, Koreli oyuncu (d. 1926) 2018 - Pamela Catherine Gidley, Amerikalı oyuncu (d. 1965) 2018 - Harold Everett Greer, Amerikalı eski profesyonel basketbol oyuncusu (d. 1936) 2018 - Ivan Mauger, Yeni Zelandalı motosiklet yarışçısı (d. 1939) 2018 - Katharina Reiss, Alman çevirmen ve çeviribilimci (d. 1923) 2019 - Hansjörg Auer, Avusturyalı dağcı ve kaya tırmanıcısı (d. 1984) 2019 - Jörg Demus, Avusturyalı besteci ve piyanist (d. 1928) 2019 - Ahmed İktidari, İranlı eğitimci, hukukçu, yazar, tarihçi ve coğrafyacı (d. 1925) 2019 - David Lama, Avusturyalı dağcı ve serbest kaya tırmanıcısı (d. 1990) 2019 - Fay McKenzie, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı (d. 1918) 2019 - Yaşar Özel, Türk ses sanatçısı (d. 1934) 2019 - Jess Roskelley, Amerikalı dağcı (d. 1982) 2020 - Daniel Bevilacqua, sahne adıyla Christophe, Fransız şarkıcı, söz yazarı, klavyeci ve müzik yapımcısı (d. 1945) 2020 - Gene Deitch, Amerikalı ressam, animatör ve film yönetmeni (d. 1924) 2020 - Francesco Di Carlo, İtalyan mafya üyesi (d. 1941) 2020 - Howard Finkel, Amerikalı profesyonel güreş ring spikeri (d. 1950) 2020 - Santiago Lanzuela Marina, İspanyol siyasetçi (d. 1948) 2020 - Henry Miller, Amerikalı avukat ve hukukçu (d. 1931) 2020 - Danièle Hoffman-Rispal, Fransız siyasetçi (d. 1951) 2020 - Luis Sepulveda, Şilili yazar (d. 1949) 2021 - Heinze Bakker, Hollandalı spor gazetecisi ve muhabiri (d. 1942) 2021 - Nader Dastneshan, İranlı profesyonel futbolcu ve teknik direktör (d. 1960) 2021 - Ludmila Guzun, Moldovalı kadın siyasetçi (d. 1961) 2021 - Helen McCrory, İngiliz oyuncu (d. 1968) 2021 - Éric Raoult, Fransız siyasetçi ve eski bakan (d. 1955) 2021 - Yessengaly Abdijapbarovich Raushanov, Kazak şairi (d. 1957) 2021 - Felix Silla, İtalya doğumlu Amerikalı eski aktör ve dublör (d. 1937) 2021 - Mari Törőcsik, Macar oyuncu (d. 1935) 2022 - Rhoda Kadalie, Güney Afrikalı akademisyen (d. 1953) 2022 - Gloria Sevilla, Filipinli aktris (d. 1932) 2022 - Joachim Streich, Doğu Almanya uyruklu eski futbolcudur (d. 1951) Tatiller ve özel günler Dünya Ses Günü Biyologlar Günü Fırtına : Kuğu Fırtınası (3 Gün) Ağrı'nın Eleşkirt ilçesinden Rus ve Ermeni birliklerinin geri çekilişi (1918) 0416 16
1292
https://tr.wikipedia.org/wiki/Karadeniz
Karadeniz
Karadeniz (Bulgarca: Черно море (Çerno more); Rumence: Marea Neagră; Rusça: Чёрное море (Çyornoye more); Ukraynaca: Чорне море (Çorne more); Gürcüce: შავი ზღვა (Şavi Zğva); Abhazca: Амшын Еиқәа (Amşın Eyk'wa); Lazca/Megrelce: უჩა ზუღა (Uça Zuğa); Çerkesçe: Хы ФӀыцӀэ, Ахын), güneydoğu Avrupa ile Anadolu yarımadası arasında yer alan kuzeyinde Ukrayna, kuzeydoğusunda Rusya, doğuda Gürcistan; güneyde Türkiye , batıda Romanya ve Bulgaristanla çevrili, Atlas Okyanusu'na Akdeniz, Ege Denizi ve Marmara Denizi aracılığıyla bağlanan bir iç denizdir. İstanbul Boğazı vasıtasıyla Marmara, Kerç Boğazı vasıtasıyla Azak Denizi'ne bağlanmaktadır. Karadeniz, 8.350 kilometre kıyı şeridine sahip, 461.000 km² alan kaplayan (Azak Denizi dahil, Marmara Denizi hariç), en geniş yeri doğudan batıya 1.175 km, en derin noktası 2.210 m olan, Marmara Denizi vasıtasıyla Ege Denizi’ne bağlanan, batıdan doğuya böbrek formunda bir denizdir. Karadeniz üzerinde bulunan önemli liman kentleri Köstence, Mankalya, Burgaz, Varna, Odessa, Sivastopol, Yalta, Kerç, Novorossiysk, Soçi, Sohum, Poti, Batum, Hopa, İstanbul, Trabzon, Samsun, Ordu, Giresun, Sinop ve Zonguldak'tır. Adı Karadeniz'in yazılı kaynaklarda geçen ilk adı "Ahşena" olmakla birlikte sonradan Yunanlarca "Pelagos o Pontikon", "Pontus Euxinus" veya Yunan mitolojisinde Gaia’nın oğlu, Nereus’un babası olan deniz tanrısı Pontus'un adıyla anılmıştır. Romalılarca Latince "Mare Euxinum", "Mare Sarmaticum" ve "Pontus Tauricus", Orta Çağ Arap kaynaklarında "Bizans Denizi", "Trabzon Denizi", "Slav Denizi", "Pontus Denizi", Marco Polo haritasında "Yunan Denizi" olarak anılmıştır. Karadeniz kelimesi ancak 14. yüzyıldan sonra aynı anlamıyla Batı dillerine kabul edilmeye başlanmıştır. Türk araştırmacı Özhan Öztürk, Karadeniz olarak adlandırılan denizin adının Uzak Asya hatta Orta Amerika Uygarlıklarında kullanılan kadim renk-yön ilişkisine bağlayarak gerçekte "Kuzey Denizi" anlamına geldiğini, İskitler'in tıpkı Azak Denizinde olduğu gibi Karadeniz'in de ilk ad vericileri olduğunu iddia etmiştir. Yazara göre Türkler, Moğollar ve Çinliler gibi Asyalı kavimler kuzeyi "kara", batıyı "beyaz", güneyi "kırmızı", doğuyu "yeşil veya mavi", merkezi ise "sarı" renkle ilişkilendirilmiş, Kara Bulgarlar, Ak ve Kara Hunlar, Kara Macarlar, Kara Hıtay, Çin’in kuzeydoğusunda yer alan Heilongjiang "Kara Ejderha Nehri", Çin’in merkezinde yer alan Huangshan "Sarı Dağ", Anadolu'nun batısındaki Akdeniz'in adları bu isim geleneğine dayanmaktadır. Genel özellikler Karadeniz tuzluluk oranı %1,8 dolayındadır. MÖ 6. bin yıla dek bir tatlı su gölü olan Karadeniz, bu tarihten sonra tuzlu bir denize dönüşmüştür. Amerikalı deniz jeologları William Ryan ve Walter Pitman Buz Çağı'nın ertesinde Akdeniz'in sularının 150 metre daha alçak olan Karadeniz'e boğaziçi setini yıkarak birdenbire dolarak Karadeniz Tufanı adı verilen sel baskınına sebep olduğunu bu olayın Nuh Tufanı efsanesinin de kaynağı olduğunu iddia etmiştir. Okyanus bilimci Robert Ballard'ın Sinop açıklarında yaptığı çalışmalarda bulunanlar bu tezi doğrulamışsa da çeşitli bilim adamları alternatif görüşler öne sürmüştür. Karadeniz sürekli bir su buharı ve ısı kaynağıdır, suları fazla donmaz. Karadeniz kıyılarının toplam uzunluğu 4869 km civarındadır. Dağlar kıyıya paralel uzandığından fazla girintili çıkıntılı değildir. Büyük beş ırmak Karadeniz'e dökülür: Dinyeper, Dinyester, Don Nehri, Kuban Nehri, bütün doğu ve orta Avrupa’yı kapsayan Tuna. Tuna tek başına her yıl 203 kilometre küp tatlı suyu Karadeniz’e taşır . Bu miktar Kuzey Denizi’ne akan bütün tatlı sulardan fazladır. Türkiye'den ise belli başlı dört ırmak Karadeniz'de sonlanır: Sakarya Nehri, Kızılırmak, Yeşilırmak ve Çoruh (sonuncusunun büyük bölümü Türkiye'de olmasına karşın Gürcistan'da Batum'dan denize dökülür). Bu denize dökülen Avrupa ve Asya akarsularıyla birlikte Karadeniz havzasının alanı denizin kendisinden 5 kat daha geniştir ve yaklaşık 2,2 milyon km²'dir. Karadeniz ve Çevre tuzluluk oranı oldukça fazladır. Karadeniz'in flora ve faunası evsel ve endüstriyel kirlenme nedeniyle her geçen gün fakirleşmektedir. Irmaklardan gelen organik madde miktarı deniz suyundaki bakterilerin normalde ayrışabileceğinden daha fazla olduğundan, bakteriler deniz suyunda normalde bulunan çözünmüş oksijen yerine deniz suyunun bir bileşeni olan sülfür iyonlarından oksijeni temin ederler. Bu işlemin sonucunda ortaya son derece zehirli hidrojen sülfür (H2S) gazı çıkar ve 200 metrenin altında yaşamı engeller. Karadeniz dünyanın en büyük hidrojen sülfür rezervidir. 150-200 metre arasında değişen derinliklerin altında yaşam yoktur. Suda oksijen bulunmaz ve H2S yüklüdür. Hidrojen Sülfür bulunduğu yerdeki tüm ekosistemi öldürür, sahil balıkçılığını yok eder ve eğer yüzeye çıkarsa gemilerin altını yarattığı kimyasal bileşimle siyah renge boyar. Özellikle Tuna Nehri tüm Orta ve Doğu Avrupa ile Balkanlar'ın endüstri ve evsel atık sularının boşaltıldığı bir yüzeysel su olup, doğal yaşam için ölümcül miktarda organik ve inorganik maddeyi Karadeniz'e getirmekte ve kirlilik oradan Boğazlar yoluyla da Marmara Denizi'ne taşınmaktadır. 1980'lerin ortasında bir geminin balast suyu ile Karadeniz'e gelen ve orijini Doğu Amerika kıyıları olan Mnemiopsis leiydi (Taraklı deniz anası) adlı canlı türünün doğal düşmanı olmadığı için Karadeniz'i istila etmiş, balık larvalarının temel besinleri olan zooplanktonları ve bizzat balık larvalarını yiyerek balık sayısında önemli oranda düşme yaşanmasına sebep olmuştur. Samsun-Sarp Sınır Kapısı arasında 542 kilometrelik mesafede inşa edilen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yatırımlarından birisi olarak gösterilen Karadeniz Sahil Yolu inşası sırasında sahil boyunca yapılan dolguların deniz canlılarına zarar verdiği çok sayıda bilim insanınca iddia edilmiş ve yolun yapımı bitmiş olmasına karşın, inşası ve sonuçları kamuoyunda hararetli tartışmalara sebep olmuştur. Doğal yaşam Et çeşitliliği açısından zengin olmayan denizde açık sularda, yunus ve hamsi kolonilerinin yanı sıra kıyılara dek vuran palamut ve domuz balığı sürülerine rastlanmaktadır. Bununla birlikte ekolojik sorunlar yüzünden günümüzde uskumru balığı kaybolmuş, palamut ve lüfer miktarı azalmış hamsi ise soyunu korumuştur. Pisi, dere pisisi, kalkan balıklarının ve çaça azalmış, kofana, torik, çinekop cinsleri tükenmiştir. Hamsinin stoku, boyu ve ağırlığı azalmış, havyarı için avlanan ve nehir ağızlarında yaşayan mersin balığının, kirlilik ve aşırı avlanma sonucu nesli tükenmiştir. Karadeniz'e kıyısı olan şehirler Ahtopol (Bulgaristan) Akçakoca (Türkiye) Albena (Bulgaristan) Alupka (Ukrayna) Aluşta (Ukrayna) Anapa (Rusya) Artvin (Türkiye) Balçık (Bulgaristan) Batum (Gürcistan) Burgaz (Bulgaristan) Çakvi (Gürcistan) Costineşti (Romanya) Düzce (Türkiye) Emona (Bulgaristan) Eupatoria (Ukrayna) Feodosya (Ukrayna) Gagra (Abhazya, Gürcistan) Giresun (Türkiye) Golden Sands (Bulgaristan) Gonio (Gürcistan) Gurzuf (Ukrayna) İstanbul (Türkiye) Jupiter (Romanya) Karasu (Türkiye) Kastamonu (Türkiye) Kerç (Ukrayna) Kırklareli (Türkiye) Kiten (Bulgaristan) Kobuleti (Gürcistan) Kocaeli (Türkiye) Koktebel (Ukrayna) Köstence (Romanya) Kvariati (Gürcistan) Mamaia (Romanya) Mangalia (Romanya) Neptun (Romanya) Nesebar (Bulgaristan) Novorossiysk (Rusya) Obzor (Bulgaristan) Odessa (Ukrayna) Olimp (Romanya) Ordu (Türkiye) Pitsunda (Abhazya, Gürcistan) Pomorie (Bulgaristan) Poti (Gürcistan) Primorsko (Bulgaristan) Rize (Türkiye) Rusalka (Bulgaristan) Sakarya (Türkiye) Samsun (Türkiye) Saturn (Romanya) Sinop (Türkiye) Sivastopol (Ukrayna) Soçi (Rusya) Sohum (Abhazya, Gürcistan) Sudak (Ukrayna) Sunny Beach (Bulgaristan) Süzebolu (Bulgaristan) Sveti Vlas (Bulgaristan) Şile (Türkiye) Tasilşasi (Romanya) Tekirdağ (Türkiye) Trabzon (Türkiye) Tuapse (Rusya) Ureki (Gürcistan) Vama Veche (Romanya) Venus (Romanya) Yalta (Ukrayna) Zonguldak (Türkiye) Dökülen nehirler Sakarya Nehri Melen Çayı Filyos Çayı Bartın Çayı Kızılırmak Terme Çayı Yeşilırmak Harşit Çayı Yağlıdere Çoruh Dinyeper Dinyester Don Nehri Tuna Enguri Nehri Kamçiya Nehri Rioni Nehri Ropotamo Güney Bug Nehri Galeri Ayrıca bakınız Karadeniz Ekonomik İşbirliği Karadeniz Tufanı Kafkas Rivierası Karadeniz deniz altı nehri Kaynakça Dış bağlantılar Deniz yüzeyinin sıcaklık haritası Karadeniz arkeolojik bulgular - İngilizce Türk Deniz Araştırmaları Vakfı Karadeniz Kültür Envanteri - Karadeniz'de Zamanın İzleri
1304
https://tr.wikipedia.org/wiki/Plummer%20modeli
Plummer modeli
Plummer modeli, dinamik sistemlerde parçacıkların hız ve konumlarının dağılımını tanımlamakta kullanılan bir modeldir. İlk defa H. C. Plummer (1911) tarafından küresel kümelerin gözlemlerini açıklamak için kullanılmıştır. Bu nedenle onun ismiyle anılmaktadır. Tanım Plummer modeli, yoğunluk ve potansiyeli ile tanımlanabilir. Burada M toplam kütleyi, b Plummer yarıçapını, G ise Newton'un yerçekimi sabitini göstermektedir. Modeli ayrıca parçacıkların bağlanma enerjisinin dağılım fonksiyonunu kullanarak da tanımlayabiliriz Plummer modeli izotropik bir dağılıma karşılık geldiğinden her iki tanım da açısal momentumu içermemektedir. Astrofizik
1309
https://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCba
Küba
Küba, resmî olarak Küba Cumhuriyeti (/ˈkjuːbə/; , ) Karayiplerde bir ada ülkesi. Küba, Isla de la Juventud ve birçok takımadaların yanı sıra, başlıca Küba adasından oluşur. Havana, Küba'nın en büyük şehri ve ülkenin başkentidir. Santiago de Cuba ikinci en büyük şehirdir. Küba'nın kuzeyinde Birleşik Devletler (150 km uzaklıkta) ve Bahamalar, batısında Meksika, güneyinde Cayman Adaları ve Jamaika ve güneydoğusundaki Haiti ve Dominik Cumhuriyetine kadar uzanır. 28 Ekim 1492'de, Kristof Kolomb karaya çıktı ve şu an Küba'ya ait olan adada İspanya Krallığı için hak iddia etti. Küba, 1898'de biten İspanya-Amerika Savaşına kadar İspanya'nın bir toprağı olarak kaldı ve 1902'de Birleşik Devletler'den resmi bağımsızlık kazandı. Küba 11 milyonu aşkın insanın yurdudur ve Karayipler'de en geniş yüzölçümüne sahip olmanın yanı sıra en kalabalık ada milletidir. Ada, etrafındaki sular tarafından ılıklaştırılmış bir tropikal iklime sahiptir. Aynı zamanda Karayip Denizi'nin sıcak suları ve adanın Meksika Körfezi'nin karşısında olması adayı kasırgalara açık hale getirmiştir. 1232.5 km uzunluğundaki Küba Adası yeryüzündeki en büyük 13. adadır. Tarihçe Kolomb öncesi Küba yerlileri; Küba'nın ilk sakinleri Güney Amerika'dan adaya gelen Guanahatabey ve Kiboni Yerlileriydi. Adaya daha sonra yerleşen Taynolar (Antil Aravakları) çömlek ve alet yapımında belirli bir düzeye ulaşmış tarımcı ve barışçıl bir halktı. İspanyolların adada ilk koloniyi kurduğu sırada çoğunluğunu Taynoların oluşturduğu yerlilerin sayısı 80-100 bin dolayındaydı. Sömürge dönemi Kristof Kolomb'un birinci yolculuğunda keşfederek (28 Ekim 1492) İspanyol toprağı ilan ettiği Küba'da ilk kalıcı yerleşim 1511'de kuruldu. Sömürgecilerin baskı ve sömürüsü, salgın hastalıklar, açlık ve göçler yerli nüfusunu 5 bine kadar düşürdü. 18. yüzyıla girilirken bölgede sağlanan barış ve düzenle birlikte sömürgenin nüfusu 50 bine ulaştı. İspanya'dan düzenli gemi seferlerinin başlaması Havana'nın ticari ve stratejik önemini artırdı. Bu arada hayvancılığın, tütün ve şeker kamışı üretiminin artırılması ve iş gücü için Afrika'dan çok sayıda köle getirilmesi adada köklü bir değişim yarattı. 1865'te köle ticaretinin sona ermesiyle ortaya çıkan işgücü açığını kapatmak için adaya sözleşmeli işçi olarak Meksika yerlileri ve Çinliler getirilmeye başladı. Bağımsızlık ve sonrası 1901-1958 19. yüzyılın sonlarından itibaren İspanya'nın şeker üretimi ve ihracatı için gerekli iş gücü, sermaye, makine, teknik beceri ve pazarları sağlamada yetersiz kalması Küba'yla olan siyasi ve iktisadi bağlarının giderek zayıflamasına yol açtı. Bu ortamda Amerikalı iş insanları şeker üretiminde ve ticaretinde güç kazanmaya başladı. İspanyolların adada gelişen özerklik talebine ödün vermemesi ve vergileri daha da artırması, On Yıl Savaşı'nın (1868 - 1878) başlamasına neden oldu. Sonunda İspanya Zanjon Sözleşmesi'yle (1878) siyasal ve ekonomik reformlar yapmaya söz verdi. Adada sağlanan barış ortamı ekonomik bunalımın derinleşmesi yüzünden uzun süreli olamadı. 1895'te sürgündeki Kübalı şair ve gazeteci Jose Marti'nin sürgündeki siyasi örgütleri bir araya getirmesiyle gerilla taktiklerine dayanan bir bağımsızlık savaşı başladı. Buna karşı İspanya adaya 200 bin asker çıkardı. Savaş ortamının adadaki şeker üretimini durma noktasına getirmesi üzerine ada ekonomisinde etkin durumda olan Amerika Birleşik Devletleri'nin Havana limanında demirli Maine Gemisi'nin batırılmasını bahane ederek İspanya'ya savaş açmasına neden oldu. İspanya'nın İspanyol - Amerikan Savaşı (1898) sonunda yenilmesinin ardından imzalanan Paris Antlaşması çerçevesinde öngörülen Küba'nın bağımsızlığı 1 Ocak 1899'da Amerika Birleşik Devletleri işgali altında yürürlüğe girdi. Küba Devleti'nin siyasal ve ekonomik çerçevesini belirleyici önlemler alan Amerika Birleşik Devletleri, Küba'nın iç ve dış ilişkilerinde söz sahibi olma ve Guantanamo Koyu'nda bir deniz üssü kurma hakkını aldıktan sonra birliklerini adadan çekti. (1901) İkinci Amerika Birleşik Devletleri müdahalesinden (1909) sonra seçimleri kazanan liberallerin adayı Jose Miguel Gomez döneminde rüşvet, yolsuzluk ve sosyal adaletsizlik üzerine kurulu bir yönetim biçiminin yolunu açtı. Özellikle Afrika kökenli kübalıların siyasal haklar ve daha iyi iş olanakları için giriştiği eylemler sert biçimde bastırıldı. Gomez'le birlikte örtülü bir diktatörlüğe dönüşen cumhurbaşkanlığı çoğu kez hileli seçimler ve askeri baskı yoluyla ele geçirilen bir makam durumuna geldi. 1933'te Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğiyle Gerardo Machado'yu deviren Fulgencio Batista, en ünlü diktatör olarak uzun yıllar Küba yönetimine damgasını vurdu. Batista zamanında tarım ve hayvancılığın yanı sıra turizm ve kumarhane işletmeciliği de önemli bir gelir kaynağı haline geldi. Buna karşı işsizlik oranın yükselmesi, nüfusun büyük çoğunluğunun yoksulluk içinde kalması ve ekonominin giderek daha da dışa bağlanması Batista yönetimine karşı etkin bir muhalefetin doğmasına yol açtı. Devrim ve sonrası 1950'lerde komünist rejimi ele alan gruplardan birine liderlik eden Fidel Castro, Moncada Kışlası'na düzenlediği başarısız bir baskından (1953) dolayı bir süre hapis yattı. Daha sonra Meksika'ya giden Castro 1955'te 26 Temmuz Hareketi'ni başlattı. Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı örgütün Aralık 1956'da Küba'da başlattığı gerilla hareketi, zamanla öteki gruplardan da destek alarak Batista'ya bağlı birliklere önemli darbeler indirdi. 1 Ocak 1959'da diktatör Fulgencio Batista'nın Küba'yı terk etmesinin ardından Fidel Castro'ya bağlı bin kişilik bir kuvvetin Havana'ya girmesiyle yeni bir yönetim başladı. Sosyalist Küba İktidara geldikten sonra köklü toprak reformu gibi adımlarla geniş bir kesimin desteğini kazanan Fidel Castro, ittifak kurduğu Küba sosyalist Halk Partisi ile birlikte yönetime ağırlığını koydu. Toprak kamulaştırmalarından zarar gören Amerika Birleşik Devletleri şirketlerinin baskısıyla Amerika Birleşik Devletleri yönetiminin uygulamaya başladığı iktisadi ambargo ve bunu izleyen Domuzlar Körfezi Çıkarması, Castro'nun SSCB ile yakın bir ilişkiye girerek sosyalist bir çizgiye yönelmesini hızlandırdı. Ertesi yıl Küba'ya yerleştirilen Sovyet füzeleri yüzünden patlak veren Ekim Füzeleri Bunalımı'nda Sovyet lideri Nikita Kruşçev'in geri adım atması Küba'nın SSCB ile olan ilişkilerini bir ölçüde bozdu.1960'larda Amerika Birleşik Devletleri baskısı yüzünden artan askeri harcamalar ekonomide sarsıntıya yol açtı. Aynı dönemde Küba, Latin Amerika'daki devrimci hareketlere verdiği destekten dolayı diplomatik yalnızlığa itildi. 1970'lerde ekonomide başlayan düzelme ile birlikte parti ve devlet istikrarlı bir yapıya kavuşturuldu. Bu arada Castro'nun yönetimdeki etkinliği de pekiştirildi. 1979 - 1982 arasında Bağlantısızlar Hareketi'nın dönem başkanlığını yürüten Küba'nın SSCB ile olan ilişkileri doğrultusunda Angola ve Etiyopya'ya asker göndermesi, bağlantısız bir ülke olan Afganistan'ın SSCB tarafından işgal edilmesine tepkisiz kalması Üçüncü Dünya'da bazı tepkilerle karşılaşmasına yol açtı. 1980'de Kübalı rejim muhaliflerine Amerika Birleşik Devletleri'ne gitme izninin verilmesinden sonra göç eden 120 bin Kübalı arasında adi suçluların ve akıl hastalarının bulunması ve Amerika Birleşik Devletleri'nin Grenada'ya müdahalesi iki ülke arasındaki ilişkileri daha da gerginleştirdi. 1990'da Doğu Bloku'nu saran değişim dalgası siyasi olarak Küba'yı etkilemedi. Soğuk Savaş sonrası Soğuk Savaş sonrasında kesilen Sovyet yardımı yüzünden iktisadi bir açmaza sürüklenen Küba, turizm yatırımlarına yöneldi ve kısıtlı da olsa özel yatırımlara izin verildi. Yine bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri ile olan ilişkilerde kısıtlı bir iyileşme görüldü. 1990'ların sonlarından itibaren Çin Halk Cumhuriyeti ve Avrupa Birliği'ne yakınlaşan Küba, Latin Amerika'da da (özellikle Venezuela ve Bolivya) yeni müttefikler buldu. 31 Temmuz 2006'da Fidel Castro başkanlık görevlerini kardeşi Raul Castro'ya devretti ve 19 Aralık 2007'de koltuğunu bıraktı. Küba, devrim sonrasında hızlı bir yapılanma dönemi geçirmiştir. Coğrafya Yengeç Dönencesi'nin hemen başında ve Meksika Körfezi'nin girişinde yer alır. Aynı adı taşıyan asıl büyük adanın yanı sıra 3.715'ten fazla ada ve adacığı kapsar. Önce doğuya, daha sonra güneye yönelerek bir yay biçiminde Antil Denizi'ni çevreleyen Antiller ada zincirinin önemli bir parçasını oluşturur. En yakın komşusu olan Haiti'ye 77, Bahamalar'a 140, Jamaika'ya 146, Amerika Birleşik Devletleri'ne 180, Meksika'ya 210 ve Cayman Adaları'na 240 km uzaklıktadır. Ülkenin ikinci büyük adası Juventud adasıdır. En yüksek noktası Turquino Doruğu'dur (2005 m). Toplam kara yüzölçümü 110.861 km²'dir. Yıllık ortalama sıcaklık 26 °C'dir. İki mevsimle belirlenen yarı tropikal bir iklime sahiptir. Eylül - Ekim ayları arasında görülen kasırgalar bazen büyük yıkımlara yol açmaktadır. Kıyılarının toplam uzunluğu 3735 km olup, Guantanamo Koyu'ndaki Amerika Birleşik Devletleri deniz üssüyle 29 km'lik kara sınırı vardır. Yönetim birimleri On dört il ve iki özel belediyesi vardır. Bu illerden eskiden 6 geniş eyaletin parçalarıydı: Pinar del Río, Habana, Matanzas, Las Villas, Camagüey ve Oriente. İki özel belediyeden biri adadır, biri de ABD tarafından işgal edilen ABD Guantanamo Temel Deniz Körfezi'dir. Bu belediye haritada gösterilememektedir, Guantanamo'da (15 numara) yer alır. Yönetim Küba'nın tek parti egemenliğine dayalı sosyalist bir devlet yapısı vardır. Küba Komünist Partisi'nin (PCC) devlet yönetimindeki ağırlığı 1976 Anayasası'nda açıkça belli edilmiştir. 1965'te hazırlanmaya başlanan ve 1976'da halkoyuna sunularak yürürlüğe giren anayasaya göre yasama yetkisini Halk İktidarı Ulusal Meclisi (Asamblea Nacional de Poder Popular) kullanır. Devlet ve hükûmet başkanı konumunda olan Devlet Konseyi başkanı, Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder. Demografi Küba'nın oldukça karmaşık bir yapı gösteren nüfusu, geçmiş yüzyıllarda adaya değişik etnik toplulukların yerleşmesinin ürünüdür. Kolomb öncesi dönemde sayıları 80-100 bin arası olan ada yerlilerinden günümüzde yalnızca adanın doğu ucunda yaşayan birkaç aile kalmıştır. Küba nüfusunun % 51'i mulattolar (Avrupalı ve Afrikalıların karışımı), % 37'si beyazlar, % 11'i siyahlar ve % 1'i de Çinlilerden oluşur. Çinli nüfus 19. yüzyılda demiryolu ve maden işleri için adaya getirilen Çinlilerin torunlarıdır. Doğum oranı 11.6/1000'dir. Ekonomi Küba ekonomisi sosyalist ilkelere dayanan devlet kontrollü bir planlı ekonomidir. Son yıllarda özel sektör yatırımları artmakla beraber üretim araçlarının büyük bir kısmı devlet tarafından işletilir. 1992'de dış ticaretinin % 80'ini gerçekleştirdiği ve tarım üretimi için gereken sübvansiyonların sağlandığı SSCB'nin çöküşünden sonra oluşan depresif dönemden sonra tarımdan sanayiye geçmiştir. Aynı zamanda (özellikle Pinar del Rio'dan) iç göçler başlamıştır. İş gücünün % 21'inin çalıştığı tarım sektöründe şekerkamışı, tütün, turunçgil, kahve ve pirinç önemli üretim ve ihracat kalemlerindendir. Sosyalist rejimde özellikle önem verilen balıkçılık ve hayvancılık yine önemli üretim kalemlerinden biridir. Turizm son yıllarda yeniden eski canlılığını kazanmıştır. Özellikle Kanada ve Avrupa Birliği'nden gelen turistler sayesinde turizm Küba ekonomisinin itici gücü haline gelmiştir. Çin, Kanada, İspanya ve Hollanda Küba'nın en büyük dış ticaret partnerleridir. Madencliliğin temelini ihracat kalemleri içinde önemli bir payı olan nikel oluşturur. (Dünya üretiminin % 6.4'ü). Kişi başına düşen GSMH yaklaşık 9.900 $'dır ve yaşam standardı hâlâ 1990 öncesindeki seviyeye getirilememiştir. Bunun en büyük nedeni, Sovyetler Birliği tarafından yapılan hibe ve yardımların, Sovyetlerin 1991'de yıkılmasıyla birlikte kesilmesidir. Petrol konusunda en büyük destekçisi Çin'dir. Mühendis ve makine yardımı yapmaktadırlar. Ayrıca Venezuela'da Hugo Chávez'in iktidara gelmesiyle birlikte, bu ülkeyle yapılan ekonomi anlaşmaları da Küba'nın zor koşullara karşın yeni bir müttefik bulmasını ve bir ölçüde rahatlamasını sağlamıştır. Son yapılan değişiklikler ile beraber ülkede küçük işletmelere izin verilmiştir. Bununla beraber kişilere özel mülkiyet hakkı tanınmıştır. Kültür Küba'nın başkenti Havana'da kolonyal dönemden kalma birçok eser bulunmaktadır. Bu sebeple 1982 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir. Küba kültürü köken bakımından İspanyol ve Afrika etkisinin belirgin izlerini taşır. Amerika Birleşik Devletleri ile olan tarihi bağları nedeniyle Kuzey Amerika sporları halk arasında yoğun ilgi görmektedir. Başta beyzbol olmak üzere basketbol, voleybol, atletizm ve boks; Küba'da yaygın olarak oynanan ve uluslararası müsabakalarda başarılı olunan sporlardandır. Devrim sonrasında hızla gelişen ve refah düzeyinin yükseldiği Küba'da halkın tamamına yakını okur yazardır. Her köşe başında amatör müzik grupları boy gösterir. Uzun bir geçmişe sahip olan Küba müziği, coşkulu ve hareketli eserlerden oluşup geniş bir yelpazeye sahiptir. Mutfak Küba mutfağı, İspanyol ve Karayip mutfağı'nın birleşimidir. Küba tarifleri baharat ve lezzette biraz Karayip etkisiyle baharat ve teknikleri İspanyol mutfağıyla paylaşır. Son kırk yıldır Küba'da norm haline gelen karneyle yemek, bu yemeklerin yaygın olarak bulunmasını kısıtlar. Kurslarda geleneksel Küba yemeği servis edilmez; tüm yiyecekler aynı anda servis edilir. Tipik yemek, muz, siyah fasulye ve pirinç, ropa vieja (kıyılmış sığır eti), Küba ekmeği, soğanlı domuz eti ve tropikal meyvelerden oluşur. moros y cristianos (veya kısaca moros) olarak anılan siyah fasulye ve pirinç ve muz Küba diyetinin temel öğeleridir. Et yemeklerinin çoğu hafif soslarla ağır ağır pişirilir. Sarımsak, kimyon, kekik ve defne yaprağı baskın baharatlardır. Domuz eti, deniz mahsulleri, mısır ve siyah fasulye çok tüketilir. Müzik Ünlü şarkı Guantanamera, Küba'nın devrimci kahramanı Jose Marti'nin eseridir. Aynı zamanda Bolivya ordusuna ve Che'ye yazılan ünlü Soldadito Boliviano (Bolivyalı Küçük asker) şarkısı da Nicholas Guillen'indir. Edebiyat Küba edebiyatının özellikle şiir alanında zengin ve nitelikli bir mirası vardır. 19. yüzyılda yaşamış şair Jose Marti ile 20. yüzyılda yaşamış olan Nicolás Guillén önemli Kübalı edebiyatçılardandır. Küba edebiyatı kendi yerini 19. yüzyılın başlarında bulmaya başladı. Hakim bağımsızlık ve özgürlük temaları Küba edebiyatında Modernist hareketi yöneten José Martí tarafından örneklendirildi. Nicolás Guillén ve José Z. Tallet gibi yazarlar sosyal protesto olarak edebiyata odaklandılar. Dulce María Loynaz ve José Lezama Lima'nın şiirleri ve romanları etkili olmuştur. Küba Hayalindeki Herkes'i yazan romancı Miguel Barnet, daha melankolik bir Küba'yı yansıtıyor. Alejo Carpentier, Sihirli gerçekçilik hareketinde önemliydi. Reinaldo Arenas, Guillermo Cabrera Infante ve daha yakın zamanda Daína Chaviano, Pedro Juan Gutiérrez, Zoé Valdés, Guillermo Rosales ve Leonardo Padura gibi yazarlar devrim sonrası dönemde uluslararası tanınırlık kazanmış olsalar da, bu yazarların çoğu Küba yetkilileri tarafından medyanın ideolojik kontrolü nedeniyle sürgünde çalışmaktadırlar. İnanç Ülke nüfusunun %58’ı Katolik %26'sı Ateist, %5’i Protestandır. Halkın geri kalanı ise bir kabile dini ile Hristiyanlık karışımı olan Santeria inancına sahiptir. Ayrıca bakınız Küba Bağımsızlık Savaşı Küba Devrimci Silahlı Kuvvetleri Kaynakça Dış bağlantılar Türkiye'deki Küba Büyükelçiliği İspanyolca konuşan ülkeler Tek parti rejimleri
1320
https://tr.wikipedia.org/wiki/Tux
Tux
Tux, Linux'un resmî maskotu olan, karnı balıklarla dolmuş, yeni geğirmiş, mutlu, tombul bir penguendir. Larry Ewing tarafından 1996 yılında yaratılmıştır. Linux'un maskotu olan penguen fikri Linux çekirdeği'nin yaratıcısı olan Linus Torvalds'dan gelmiştir. Penguenler takım elbise (İngilizce'de tuxedo) giydikleri gibi göründükleri için maskota Tux ismi verilmiştir. Bazıları bu açıklamaların aksine, bu ismin Torvalds UniX'den türetildiğini iddia etmektedirler. Tux, bir Linux amblem yarışmasında tasarlanmıştır. Diğer yarışmacıların resimleri Linux'ün amblem yarışma sitesi'nden bulunabilir. Kazanan amblem Larry Ewing tarafından GIMP kullanılarak yaratılmıştır ve kendisi tarafından aşağıdaki koşullar altında sunulmuştur: Bu resmi kullanma ve değiştirme izni için beni lewing@isc.tamu.edu ve sorulması durumunda GIMP'i haberdar edin. Jeff Ayers'e göre, Linus Torvalds uçamayan şişman su kuşlarına ilgi duymaktadır ve Torvalds ziyaret sebebiyle gittiği Canberra'da küçük bir penguen tarafından ısırılmıştır. Torvalds, Linux ile bağdaşan eğlenceli ve sempatik bir şeye bakıyordu ve güzel bir yemek yedikten sonra oturmuş olan hafif şişman bir penguen uygun bir maskottu. Tux, Linux ve Açık kaynak toplulukları için bir simge haline gelmiştir. Bir İngiliz Linux kullanıcıları grubu Bristol Hayvanat Bahçesi'ne bir penguen edindirmişlerdir. O, büyük arkadaşı Güney Afrika Antilobu'ndan (İngilizce: GNU) daha meşhur bir hayvan haline gelmiştir, barışçıl ve utangaç güney afrika antilobu GNU Projesi'ni simgelemektedir. Dış bağlantılar A complete history of Tux Wired News story on Tux Linux 2.0 Penguins (Larry Ewing) Tux Flash E-Cards Linux Linux çekirdeği Bilgisayar kültürü Maskotlar Kurgusal penguenler Linus Torvalds Özgür yazılım
1321
https://tr.wikipedia.org/wiki/Maskot
Maskot
Maskot; okul, askeri birlik, marka, takım veya şirket gibi genel kimliği olan bir topluluğu simgelemek için kullanılan Hayvan, çizgi film karakteri gibi varlıkların çizimleri ve 3 boyutlu modelleri. Genellikle tanıtım ve seyircileri coşturmak amacıyla kullanılır ve uğur getirdiğine inanılır. Maskot şeklindeki anahtarlıklara binaen Türkçede zaman zaman "anahtarlık" anlamında da kullanılır. Maskotlar sıklıkla spor kulüplerinin lakaplarıyla karıştırılır. Örneğin, Tennessee Üniversitesi'nin lakabı "volunteers" (gönüllüler) olmakla beraber maskotu "Smokey" adındaki bir köpektir. Kaynakça Ayrıca bakınız Ponpon kız FIFA Dünya Kupası maskotları Totem Dış bağlantılar Mascot oluşturma yöntemleri List of Free and Open Source software mascots 500'den fazla spor maskotunun listesi Şans Fransızcadan Türkçeye geçen sözcükler
1324
https://tr.wikipedia.org/wiki/Andrzej%20Zaucha%20%28gazeteci%29
Andrzej Zaucha (gazeteci)
Andrzej Zaucha (d. 1967), Rusya’da yaşayan Polonyalı yazar ve radyo gazetecisidir. 1967 yılında Polonya’nın Tarnów şehri yakınlarındaki Zakliczyn kasabasında doğdu. Krakov Üniversitesi Gazetecilik ve Siyasal Bilimler Fakültesinden mezun oldu. 1997’den beri Polonya’nın en büyük gazetesi Gazeta Wyborczanın, sonra da RMF FM radyosunun Rusya özel muhabirliğini yaptı. TVN televizyon ağında çalıştı. Moskwa. Nord-Ost kitabı, Dubrovka’daki tiyatro merkezinin işgali hakkında dünyada yazılmış kitaplardan en tanınanıdır. Kaynakça 1967 doğumlular Polonyalı yazarlar Polonyalı gazeteciler Yaşayan insanlar Bilgi kutusu bulunmayan kişiler
1330
https://tr.wikipedia.org/wiki/HTTP
HTTP
HTTP (İngilizce: Hyper-Text Transfer Protocol, Türkçe: Hiper-Metin Transfer Protokolü) bir kaynaktan dağıtılan ve ortak kullanıma açık olan hiperortam bilgi sistemleri için uygulama seviyesinde bir iletişim protokolüdür. HTTP, World Wide Web için veri iletişiminin temelidir; burada köprü metni belgeleri, örneğin bir fare tıklamasıyla veya bir web tarayıcısında ekrana dokunarak kullanıcının kolayca erişebileceği diğer kaynaklara köprüler içerir. HTTP, 1989'da CERN'de Tim Berners-Lee tarafından geliştirilmeye başlandı. Yorumlara yönelik erken HTTP taleplerinin (RFC'ler) geliştirilmesi, İnternet Mühendisliği Görev Gücü (IETF) ve World Wide Web Consortium (W3C) tarafından koordine edilmiş bir çalışmadır. Daha sonra IETF'e taşınmıştır. HTTP/1.1 ilk olarak 1997'de RFC 2068'de belgelendi. Bu şartname 1999'da RFC 2616'nın gelmesiyle iptal edildi ve aynı şekilde 2014'te, RFC 7230 ile değiştirildi. HTTP/2, HTTP'nin "kablolu" semantiğinin daha verimli bir ifadesidir. 2015'te yayınlanmıştır; artık hemen hemen tüm web tarayıcıları ve TLS 1.2 veya daha yenisinin gerekli olduğu bir Uygulama Katmanı Protokol Anlaşması (ALPN) uzantısı kullanan Taşıma Katmanı Güvenliği (TLS) üzerinden büyük web sunucuları tarafından desteklenmektedir. HTTP/3, HTTP/2'nin halihazırda web'de kullanımda olan ve temeldeki aktarım protokolü için TCP yerine UDP kullanan ardılıdır. HTTP/3, Eylül 2019'da Cloudflare ve Google Chrome tarafından desteklenmeye başladı (Chrome ve Firefox'un kararlı sürümlerinde etkinleştirilebilir). Teknik genel bakış HTTP, istemci-sunucu bilgi işlem modelinde bir istek-yanıt protokolü olarak işlev görür. Örneğin, bir web tarayıcısı istemci olabilir, veya bir web sitesini barındıran bir barındırma hizmetinde çalışan bir uygulama sunucu olabilir. İstemci, sunucuya bir HTTP istek mesajı gönderir. HTML dosyaları ve diğer içerik gibi kaynakları sağlayan, veya istemci adına diğer işlevleri gerçekleştiren sunucu, istemciye bir yanıt mesajı verir. Yanıt, istekle ilgili tamamlanma durumu bilgilerini içerir, ayrıca mesaj gövdesinde istenen içeriği gösterebilir. HTTP, ara ağ ögelerinin istemciler ve sunucular arasındaki iletişimi iyileştirmesine veya etkinleştirmesine izin vermek için tasarlanmıştır. Yüksek trafikli web siteleri, genellikle yanıt süresini iyileştirmek için yukarı akış sunucuları adına içerik sağlayan web önbellek sunucularından yararlanır. Web tarayıcıları, önceden erişilen web kaynaklarını önbelleğe alır ve ağ trafiğini azaltmak için mümkün olduğunca bunları yeniden kullanır. Özel ağ sınırlarındaki HTTP vekil sunucuları, mesajları harici sunucularla aktararak, genel olarak yönlendirilebilir bir adrese sahip olmayan istemciler için iletişimi kolaylaştırabilir. HTTP, İnternet iletişim kuralları dizisi paketi çerçevesinde tasarlanmış bir uygulama katmanı protokolüdür. İletim Kontrol Protokolü (TCP) yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak HTTP, Kullanıcı Datagram Protokolü (UDP) gibi güvenilmez protokolleri, örneğin HTTPU ve Basit Hizmet Keşif Protokolü (SSDP) gibi kullanacak şekilde uyarlanabilir. HTTP kaynakları, Tekdüzen Kaynak Tanımlayıcıları (URL'ler) şemaları http ve https kullanılarak, Tekdüzen Kaynak Konum Belirleyicileri (URL'ler) tarafından tanımlanır. RFC 3986'da tanımlandığı gibi, URL'ler HTML belgelerinde köprüler olarak kodlanır, böylece birbirine bağlı köprü belgeleri oluşturulur. HTTP/1.1, orijinal HTTP'nin (HTTP/1.0) bir revizyonudur. HTTP/1.0'da her istek için sunucuya ayrı bir bağlantı yapılması gerekir. HTTP/1.1'de ise tek bir bağlantı ile birden fazla istek yapılabilir. Bu nedenle HTTP/1.1 iletişimleri daha az gecikme yaşar. HTTP/2.0 protokol perfonmansını iyileştirmek için ortaya çıktı. Çünkü HTTP/1.1 sıralı bir protokol olup her seferinde tek bir istek gönderilebilir. HTTP/2.0'de ise zaman uyumsuz olarak istek göndermeye ve yanıt almaya izin verir. HTTP/3.0'nin HTTP/2.0'dan farkı kullanılan taşıma katmanı protokolüdür. HTTP/2.0 TLS içeren veya içermeyen TCP bağlantıları varken HTTP/3.0'da QUIC(Hızlı UDP İnternet Bağlantıları) üzerine tasarlanmıştır. HTTP/3.0'ın avantajları daha iyi iletim hızı , daha kısa yükleme süreleri ve daha kararlı bir bağlantı sağlar. Tarihçe Hiper metin terimi ilk kez, Ted Nelson tarafından 1965'te Xanadu Projesi'nde ortaya atıldı. Bu da Vannevar Bush'un 1930'lardaki mikrofilm temelli bilgi erişim ve yönetim sistemi "memex"in vizyonundan esinlenerek 1945 tarihli "Düşündüğümüz Gibi" adlı makalesinde anlatıldı. Tim Berners-Lee ve CERN'deki ekibi, orijinal HTTP'yi, HTML'i ve bir web sunucusu ve metin tabanlı bir web tarayıcı için ilgili teknolojiyi icat etmekle tanınır. Ayrıca Berners-Lee, ilk olarak 1989 yılında "WorldWideWeb" projesini önerdi - günümüzde World Wide Web olarak bilinmektedir. Protokolün ilk sürümünde, bir sunucudan bir sayfa talep edecek GET adında tek bir yöntem bulunuyordu. HTTP'nin belgelenen ilk sürümü 1991'de yayınlanan HTTP V0.9'du. Dave Raggett, 1995 yılında HTTP Çalışma Grubunu (HTTP WG) yönetti ve protokolü, ek yöntemler ve başlık alanları ekleyerek daha verimli hale gelen bir güvenlik protokolüne bağlı genişletilmiş işlemler, genişletilmiş görüşme, daha zengin meta bilgilerle genişletmek istedi. RFC 1945 ise, 1996'da resmi olarak HTTP V1.0'ı tanıttı. HTTP WG, Aralık 1995'te yeni standartlar yayınlamayı planladı ve daha sonra gelişmekte olan RFC 2068'e (HTTP-NG olarak adlandırılır) dayanan ön standart HTTP/1.1 desteği, 1996'nın başlarında büyük tarayıcı geliştiricileri tarafından hızla benimsendi. Yeni tarayıcıların son kullanıcılar tarafından benimsenmesi hızlı oldu. Mart 1996'da, bir web barındırma şirketi, internette kullanılan tarayıcıların %40'ından fazlasının HTTP 1.1 uyumlu olduğunu bildirdi. Aynı web barındırma şirketi, Haziran 1996 itibarıyla, sunucularına erişen tüm tarayıcıların %65'inin HTTP/1.1 uyumlu olduğunu bildirdi. RFC 2068'de tanımlanan HTTP/1.1 standardı resmi olarak Ocak 1997'de yayınlandı. Daha sonra yapılan iyileştirmeler ve güncellemeler, Haziran 1999'da RFC 2616 kapsamında yayınlandı. 2007'de, HTTP/1.1 spesifikasyonunu revize etmek ve açıklığa kavuşturmak için kısmen HTTP Çalışma Grubu oluşturuldu. Haziran 2014'te WG, RFC 2616'yı geçersiz kılan güncellenmiş altı bölümlü bir spesifikasyon yayınladı: RFC 7230, HTTP/1.1: Mesaj Sözdizimi ve Yönlendirme RFC 7231, HTTP/1.1: Anlambilim ve İçerik RFC 7232, HTTP/1.1: Koşullu İstekler RFC 7233, HTTP/1.1: Aralık İstekleri RFC 7234, HTTP/1.1: Önbellek RFC 7235, HTTP/1.1: Kimlik Doğrulama HTTP/2 ise, Mayıs 2015'te RFC 7540 olarak yayınlandı. HTTP oturumu Bir HTTP oturumu, bir ağ istek-yanıt işlemleri dizisidir. HTTP istemcisi, bir sunucudaki belirli bir bağlantı noktasına (tipik olarak 80 numaralı bağlantı noktası, bazen 8080 numaralı bağlantı noktası) bir İletim Kontrol Protokolü (TCP) bağlantısı kurarak bir istek başlatır. (TCP ve UDP port numaraları listesine bakınız). Bu port üzerinde dinleyen bir HTTP sunucusu, bir istemcinin istek mesajını bekler. İsteği aldıktan sonra sunucu, "HTTP / 1.1 200 OK" gibi bir durum satırı ve kendisine ait bir mesaj gönderir. Bu mesajın gövdesi tipik olarak talep edilen kaynaktır, ancak bir hata mesajı veya başka bilgiler de döndürülebilir. Kalıcı bağlantılar HTTP/0.9 ve 1.0'da, bağlantı tek bir istek/yanıt çiftinden sonra kapatılır. HTTP/1.1'de, bir bağlantının birden fazla istek için yeniden kullanılabileceği bir canlı tutma mekanizması tanıtıldı. Bu tür kalıcı bağlantılar, istemcinin ilk istek gönderildikten sonra TCP 3 Yollu El Sıkışma bağlantısını yeniden iletmesi gerekmediğinden istek gecikmesini hissedilir şekilde azaltır. Diğer bir olumlu yan etki, genel olarak, TCP'nin yavaş başlatma mekanizması nedeniyle bağlantının zamanla daha hızlı hale gelmesidir. Protokolün 1.1 sürümü ayrıca HTTP/1.0 için bant genişliği optimizasyonu iyileştirmeleri yaptı. Örneğin, HTTP/1.1, kalıcı bağlantılardaki içeriğin ara belleğe alınmak yerine akışa alınmasına izin vermek için parçalı aktarım kodlaması getirmiştir. HTTP ardışık düzeni, gecikme süresini daha da azaltarak istemcilerin her yanıtı beklemeden önce birden çok istek göndermesine olanak tanır. Protokole bir başka ek, bir sunucunun bir istemci tarafından açıkça talep edilen bir kaynağın sadece bir kısmını ilettiği bayt hizmetiydi. Oturum durumu HTTP, durum bilgisiz bir protokoldür. Durum bilgisi olmayan bir protokol, HTTP sunucusunun birden çok istek süresi boyunca her bir kullanıcı hakkındaki bilgileri veya durumu saklamasını gerektirmez. Ancak, bazı web uygulamaları, örneğin HTTP tanımlama bilgilerini veya web formları içindeki gizli değişkenleri kullanarak durumlar veya sunucu tarafı oturumları uygular. HTTP kimlik doğrulaması HTTP, temel erişim kimlik doğrulaması ve özet erişim kimlik doğrulaması gibi, sunucunun istenen içeriği sunmadan önce bir sınamayı tanımlayıp yayınladığı bir sınama-yanıt mekanizması aracılığıyla çalışan çoklu kimlik doğrulama şemaları sağlar. HTTP, bir sunucu tarafından bir istemci isteğini sorgulamak için ve bir istemci tarafından kimlik doğrulama bilgilerini sağlamak için kullanılabilen, genişletilebilir bir dizi sınama-yanıt kimlik doğrulama şemaları aracılığıyla erişim kontrolü ve kimlik doğrulaması için genel bir çerçeve sağlar. Kimlik doğrulama HTTP Kimlik Doğrulaması belirtimi ayrıca belirli bir kök URL'de ortak olan kaynakları daha fazla bölmek için rastgele, uygulamaya özgü bir yapı sağlar. Bölge değeri dizesi, varsa, meydan okumanın koruma alanı bileşenini oluşturmak için kurallı kök URL ile birleştirilir. Bu, sunucunun tek bir kök URL altında ayrı kimlik doğrulama kapsamları tanımlamasına izin verir. Mesaj biçimi İstemci sunucuya istek gönderir ve sunucu yanıtlar gönderir. Mesaj isteği İstek mesajı aşağıdakilerden oluşur: Bir istek satırı (örneğin, sunucudan /images/logo.png adlı bir kaynak isteyen GET /images/logo.png HTTP/1.1) Başlık alanları (örneğin, Accept-Language: en) Boş satır İsteğe bağlı mesaj bölümü İstek satırı ve diğer başlık alanlarının her biri <CR> <LF> ile bitmelidir. (Bir satır başı karakteri ve ardından bir satır besleme karakteri). Boş satır yalnızca <CR> <LF> içermeli ve başka bir boşluk olmamalıdır. HTTP/1.1 protokolünde, ana bilgisayar dışındaki tüm başlık alanları isteğe bağlıdır. Yalnızca yol adını içeren bir istek satırı, RFC 1945'teki HTTP/1.0 belirtiminden önce, HTTP istemcileriyle uyumluluğu korumak için sunucular tarafından kabul edilir. İstek yöntemleri HTTP, tanımlanan kaynakta gerçekleştirilmesi istenen eylemi belirtmek için yöntemleri tanımlar (bazen fiil olarak adlandırılır, ancak spesifikasyonun hiçbir yerinde fiilden bahsedilmez ve OPTIONS veya HEAD bir fiil değildir). Önceden var olan veriler veya dinamik olarak oluşturulan veriler olsun, bu kaynağın neyi temsil ettiği, sunucunun uygulanmasına bağlıdır. Çoğu zaman kaynak, bir dosyaya veya sunucuda bulunan bir yürütülebilir dosyanın çıktısına karşılık gelir. HTTP/1.0 spesifikasyonu GET, HEAD ve POST yöntemlerini tanımladı ve HTTP/1.1 spesifikasyonu beş yeni yöntem ekledi: OPTIONS, PUT, DELETE, TRACE ve CONNECT. Bu belgelerde belirtilerek, anlambilimleri iyi bilinir ve bunlara güvenilebilir. Herhangi bir istemci herhangi bir yöntemi kullanabilir ve sunucu herhangi bir yöntem kombinasyonunu destekleyecek şekilde yapılandırılabilir. Bir yöntem bir ara madde tarafından bilinmiyorsa, güvenli olmayan ve etkisiz olmayan bir yöntem olarak ele alınacaktır. Tanımlanabilecek yöntem sayısında herhangi bir sınırlama yoktur ve bu, mevcut altyapıyı bozmadan gelecekteki yöntemlerin belirlenmesine olanak tanır. Örneğin, WebDAV yedi yeni yöntem tanımladı ve RFC 5789 PATCH yöntemini belirledi. Yöntem adları büyük/küçük harfe duyarlıdır. Bu, büyük/küçük harfe duyarlı olmayan HTTP başlık alanı adlarının tersidir. GET GET yöntemi, belirtilen kaynağın bir temsilini ister. GET kullanan istekler yalnızca verileri almalı ve başka bir etkisi olmamalıdır. (Bu, diğer bazı HTTP yöntemleri için de geçerlidir.) W3C, bu ayrımla ilgili kılavuz ilkeler yayınladı ve "Web uygulaması tasarımı yukarıdaki ilkelerle ve aynı zamanda ilgili sınırlamalarla bilgilendirilmelidir." şeklinde açıklama yaptı. HEAD HEAD yöntemi, GET isteğiyle aynı olan ancak yanıt gövdesi olmayan bir yanıt ister. Bu, tüm içeriği taşımak zorunda kalmadan yanıt başlıklarında yazılan meta bilgileri almak için kullanışlıdır. POST POST yöntemi, sunucunun, talepte yer alan varlığı URL tarafından tanımlanan web kaynağının yeni bir alt ögesi olarak kabul etmesini ister. POST edilen veriler, örneğin, mevcut kaynaklar için bir açıklama olabilir; bir bülten panosu, haber grubu, posta listesi veya yorum dizisi için bir mesaj; bir web formunun bir veri işleme sürecine gönderilmesinin sonucu olan bir veri bloğu; veya veritabanına eklenecek bir ögedir. PUT PUT yöntemi, kapalı varlığın sağlanan URL altında depolanmasını ister. URL zaten var olan bir kaynağa başvuruyorsa, değiştirilir; URL mevcut bir kaynağa işaret etmiyorsa, sunucu bu URL ile kaynağı oluşturabilir. DELETE DELETE yöntemi, belirtilen kaynağı siler. TRACE TRACE yöntemi, alınan isteği yansıtır, böylece bir istemci, ara sunucular tarafından (varsa) hangi değişikliklerin veya eklemelerin yapıldığını görebilir. OPTIONS OPTIONS yöntemi, sunucunun belirtilen URL için desteklediği HTTP yöntemlerini döndürür. Bu, belirli bir kaynak yerine '*' isteyerek bir web sunucusunun işlevselliğini kontrol etmek için kullanılabilir. CONNECT CONNECT yöntemi, istek bağlantısını şeffaf bir TCP/IP tüneline dönüştürür, genellikle şifrelenmemiş bir HTTP proxy'si aracılığıyla SSL şifreli iletişimi (HTTPS) kolaylaştırır. PATCH PATCH yöntemi, bir kaynağa kısmi değişiklikler uygular. Tüm genel amaçlı HTTP sunucularının en azından GET ve HEAD yöntemlerini uygulaması gerekir ve diğer tüm yöntemler şartnameye göre isteğe bağlı kabul edilir. Güvenli yöntemler Yöntemlerden bazıları (örneğin, GET, HEAD, OPTIONS ve TRACE), geleneksel olarak güvenli olarak tanımlanır, yani bunlar yalnızca bilgi alma amaçlıdır ve sunucunun durumunu değiştirmemelidir. Başka bir deyişle, günlük tutma, web önbelleğe alma, banner sunulması veya bir web sayacı artırma gibi nispeten zararsız etkilerin ötesinde yan etkileri olmamalıdır. Uygulamanın durumuna bakılmaksızın keyfi GET taleplerinde bulunmak bu nedenle güvenli kabul edilmelidir. Ancak, bu standart tarafından zorunlu kılınmamıştır ve garanti edilemeyeceği açıkça kabul edilmiştir. Buna karşılık, POST, PUT, DELETE ve PATCH gibi yöntemler, sunucu üzerinde yan etkilere veya Elektronik ticaret veya e-posta iletimi gibi harici yan etkilere neden olabilecek eylemler için tasarlanmıştır. Bu nedenle, bu tür yöntemler genellikle uyumlu Arama robotları veya web tarayıcıları tarafından kullanılmaz; uymayanlar bağlam veya sonuçlara bakılmaksızın istekte bulunma eğilimindedir. GET isteklerinin öngörülen güvenliğine rağmen, uygulamada bunların sunucu tarafından işlenmesi teknik olarak hiçbir şekilde sınırlı değildir. Bu nedenle, dikkatsiz veya kasıtlı programlama, sunucuda önemsiz olmayan değişikliklere neden olabilir. Bu tavsiye edilmez, çünkü web önbelleğine alma, arama motoru ve diğer otomatik aracılar için sorunlara neden olabilir ve bu da sunucuda istenmeyen değişiklikler yapabilir. Örneğin, bir web sitesi http://example.com/article/1234/delete gibi bir URL aracılığıyla bir kaynağın silinmesine izin verebilir; bu, GET kullanılarak bile keyfi olarak getirilirse, yalnızca makaleyi siler. Pratikte bunun bir örneği, bir kullanıcının görüntülediği sayfadaki rastgele URL'leri önceden getirerek kayıtların toplu olarak otomatik olarak değiştirilmesine veya silinmesine neden olan kısa ömürlü Google Web Accelerator'ın beta sürümünde meydana geldi. Beta, yaygın eleştirilerin ardından ilk sürümünden sadece haftalar sonra askıya alındı. Etkisiz yöntemler ve web uygulamaları PUT ve DELETE yöntemleri etkisiz olarak tanımlanır, yani birden çok özdeş isteğin tek bir istekle aynı etkiye sahip olması gerekir. GET, HEAD, OPTIONS ve TRACE yöntemleri, güvenli olarak tanımlanır ve HTTP durumsuz bir protokol olduğundan etkisiz olmalıdır. Bunun tersine, POST yöntemi etkisiz değildir ve bu nedenle, aynı POST isteğinin birden çok kez gönderilmesi durumu daha fazla etkileyebilir veya başka yan etkilere (e-ticaret gibi) neden olabilir. Bazı durumlarda bu arzu edilebilir, ancak diğer durumlarda bu, bir kullanıcının eyleminin başka bir istek göndermesiyle sonuçlanacağını fark etmemesi veya ilk talebinin yapıldığına dair yeterli geri bildirim almaması gibi bir kazadan kaynaklanıyor olabilir. Web tarayıcıları, bir sayfanın yeniden yüklenmesinin POST isteğini yeniden gönderebileceği bazı durumlarda kullanıcıları uyarmak için uyarı iletişim kutuları gösterebilirken, POST isteğinin birden fazla kez gönderilmemesi gereken durumları ele almak genellikle web uygulamasına bağlıdır. Bir yöntemin etkisiz olup olmadığının protokol veya web sunucusu tarafından zorlanmadığını unutulmamalıdır. Örneğin, bir veritabanı girişinin veya etkisiz olmayan başka bir eylemin bir GET veya başka bir talep tarafından tetiklendiği bir web uygulaması yazmak tamamen mümkündür. Ancak, bir kullanıcı aracısı aynı isteği tekrar etmenin güvenli olmadığına karar verirse, bu tavsiyenin göz ardı edilmesi istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Güvenlik TRACE yöntemi, siteler arası izleme olarak bilinen bir saldırı sınıfının parçası olarak kullanılabilir; bu nedenle, genel güvenlik tavsiyesi, sunucu yapılandırmasında devre dışı bırakılmasıdır. Microsoft IIS, benzer şekilde davranan ve aynı şekilde devre dışı bırakılması önerilen tescilli bir "TRACK" yöntemini destekler. Yanıt mesajı Yanıt mesajı aşağıdakilerden oluşur: Durum kodunu ve neden mesajını içeren bir durum satırı (örneğin, istemcinin isteğinin başarılı olduğunu belirten HTTP/1.1 200 OK) Yanıt başlığı alanları (örneğin, İçerik Türü: metin/html) Boş satır İsteğe bağlı mesaj bölümü Durum satırı ve diğer başlık alanlarının tümü <CR> <LF> ile bitmelidir. Boş satır yalnızca <CR> <LF> içermeli ve başka bir boşluk olmamalıdır. <CR> <LF> için bu katı gereksinim, yalnızca <CR> veya <LF> gibi diğer sistem satır kesmelerinin tutarlı kullanımı için ileti gövdeleri içinde biraz gevşetilir. Durum kodları İstemci, bir web sayfası görüntülemek için bir tarayıcı ile bu siteyi oluşturmak için sunucudan web site dosyalarını istemektedir. Sunucu bu istek sonucunda bir HTTP durum kodu kullanarak yanıt oluşturmaktadır. Bu kodları HTTP durum kodu veya yanıt kodu olarak adlandırmaktayız. Her bir durum kodu farklı anlamlara gelmektedir ve bu kodlar sayfanın düzgün çalışıp çalışmadığı hakkında bilgi vermektedir. 60'dan fazla HTTP durum kodu bulunmakta. Bu durum kodlarının bazıları kullanılmamakta bazıları ile de sıkça karşılaşmamaktayız bu kodların bazıları ise gelecekte kullanılmak için hazırlanmış kodlardır. SEO çalışmalarında veya site tarama analizlerinde karşılaşılan en yangın durum kodları 5 başlık altında incelenmektedir. 1xx Bilgilendirme 2xx Başarılı 3xx Yönlendirme 4xx İstemci Hatası 5xx Sunucu Hatası 1xx Durum kodları 1xx HTTP durum kodları bilgilendirme kodları olarak tanımlanmakta. İstemcinin isteği sunucu ulaşıldığı ve işlemin başladığına dair bilgilendirme kodlarını ifade eden durum kodlarıdır. Sunucu tarafından cevap oluştuktan sonra kaldırılırlar. Bu kodlarının bazıları ile daha sık karşılaşılmaktadır. 100: İstemci tarafından gönderilen isteğin başlığı sunucu tarafından alındığı ve gövdesinin de alınmaya hazır olduğunu ifade etmektedir. 101: İstemcinin Sunucudan protokol değiştirmesini talep ettiği ve sunucun talebi kabul ettiğini ifade etmektedir. 2xx Durum Kodları İstemcinin isteklerine sunucunun başarılı verdiğini ifade eden durum kodlarıdır. SEO denetimleri için bu sayfaların sorunsuz çalıştığını ifade etmektedir. Genellikle sayfaların 2xx kodları döndürmesini bekleriz. 2xx içerisinde farklı anlamlara gelen sıkça karşılaşılan 2xx durum kodları bulunmakta. 200: OK yanıt kodu olarak tanımlanmakta ideal durum kodudur. Sayfaların sorunsuz bir şekilde çalıştığını ifade eder. 201: Oluşturuldu durum olarak tanımlanmakta. Sunucu yapılan isteği kabul eder ve işleme süreci başlar bunun sonucunda istek yerine getirilebilir ya da getirilemez. 204: İçerik yok yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Sunucu isteği başarılı bir şekilde işleme koydu ve istemciye geri gönderilecek veri bulunmadığı ifade etmektedir. 205: İçeriği sıfırla yanıt olarak tanımlanmakta. Sunucu işleme başarılı bir şekilde işleme koydu fakat istek gönderenden belge görünümü sıfırlanmasını istemekte ve herhangi bir içerik döndürmemektedir. 206: Kısmi içerik yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Sunucu istemci tarafından gönderilen bir aralık bağlılığı nedeniyle kaynağın yalnızca bir kısmını göndermekte. Aralık başlığı HTTP istemcileri tarafından kesintiye uğramış ve indirmelerin devam ettirilmesini sağlamak veya bir indirmeyi birden çok eş zamanlı akışa bölmek için kullanılır. 207: Çoklu durum yanıt kodu olarak ifade edilmekte. Takip eden mesaj gövdesi bir XML masajıdır ve kaç tane alt istekle bulunduğuna bağlı olarak bir dizi ayrı yanıt kodu oluşturabilmekte. Bu durum kodu birden çok durum kodunun doğru olabildiği durumlarda kullanılmakta. 3xx Durum Kodları Geçici veya kalıcı yönlendirme kodlarıdır. Bu kodlar sayfaların SOE değerini korumak için önemlidir. 3xx durum kodları kendi içerisinde farklı anlamlara gelen farklı durum kodlarından oluşmaktadır. 301: Kalıcı yönlendirme durum kodu olarak ifade edilmekte .Bir web sayfasının kalıcı olarak bir başka web sayfasına yönlendirildiği ve sayfayı ziyaret eden kullanıcının da otomatik olarak yönlenmesini sağlayan durum kodudur. 302:Geçici yönlendirme durum kodu olarak ifade edilmekte. Bir web sayfasının geçici olarak bir başka web sayfasına yönlendirildiğini ifade eden durum kodudur. 301 yönlendirme kodundan farkı ilgili sayfanın test aşamasında olması, bakıma alınması ya da bir e-ticaret sitesi için ilgili ürünün stoklarının geçici olarak tükenmesi gibi ilgili sayfanın tekrar aktif edileceği durumlarda kullanılmasıdır. Fakat kullanıcılar 301 yönlendirmesi ile 302 yönlendirmesi arasındaki farkı anlamayacaktır. İlgili sayfaya giriş yapan kullanıcılar direkt olarak diğer sayfaya yönlendirilmektedir. 307: Geçici Yeniden Yönlendirme kodu olarak ifade edilmektedir. 302 gibi bir bir kaynağa geçici olarak yönlendirmeyi ifade eder. 308: Bir kaynağın kalıcı olarak farklı bir kaynağa taşındığını ifade eden durum kodudur. 301 durum kodundan farklı olarak HTTP yönetiminin değişmesine izin vermez. 4xx Durum kodları İstemci hata kodları olarak ifade edilmektedir. SEO denetimleri yapılırken en çok dikkat edilen durum kodlarıdır. Bu durum kodlarından bazıları ile daha sık karşılaşılır. 400: hatalı istek durum kodu olarak ifade edilir. Sunucunun istemciden kaynaklanan hatadan dolayı isteği yerine getirememesidir. 403:Yasaklanmış içerik. Sunucu Yapılan isteği anlar fakat reddettiği durumlarda bu durum kodunu döndürmekte. 404: Sayfa bulunamadı olarak ifade edilir. En çok karşılaşılan HTTP durum kodudur. İstenilen kaynağın bulunamadığı fakat gelecekte bulanabileceği anlamına gelir bu yüzden bu hatayı düzeltmek için genellikle 3xx yönlendirme kodları kullanılmakta ya da özel 404 sayfaları oluşturulmakta. 5xx Durum Kodları Sunucu hataları ifade eden durum kodlarıdır. Sunucular istekleri işleyemediklerinde bu durum kodlarını döndürmekte. Kullanıcılar tarafında sayfa görüntülenemez. 500:Sunucu hatası olarak ifade edilir. Beklenmeyen bir durumla karşılaşıldığında Sunucular bu kodları döndürmekte. 502:Sunucunun başka bir sunucuya istek gönderdikten sonra geçersiz yanıt aldığı anlamına gelen durum kodudur. 504:Bir isteği işlerken bir sunucunun diğer sunucudan yanıt beklerken isteğin zaman aşımına uğraması durumunda görülen durum kodudur. 505:HTTP protokol sürümünün desteklenemediği anlamında gelen durum kodudur. 511:Kullanılmak istenen ağın isteği sunucuya iletmeden önce kimlik doğrulaması yapması gerektiği durumlarda görülen durum kodudur. Şifrelenmiş bağlantı Şifreli bir HTTP bağlantısı kurmanın en popüler yolu HTTPS'dir. Şifreli bir HTTP bağlantısı kurmak için iki başka yöntem de mevcuttur: Güvenli Köprü Metni Aktarım Protokolü ve TLS'ye yükseltme belirtmek için HTTP/1.1 Yükseltme başlığını kullanma. Ancak bu ikisi için tarayıcı desteği neredeyse yoktur. Örnek oturum Aşağıda, bir HTTP istemcisi ile www.example.com, bağlantı noktası 80 üzerinde çalışan bir HTTP sunucusu arasındaki örnek bir konuşma bulunmaktadır. İstemci isteği GET / HTTP/1.1 Host: www.example.comBir istemci isteğini (bu durumda istek satırı ve yalnızca bir başlık alanından oluşur) boş bir satır izler, böylece istek, her biri satır başı şeklinde olan çift satır sonu ile biter. "Ana Bilgisayar" alanı, tek bir IP adresini paylaşan çeşitli DNS adları arasında ayrım yaparak isme dayalı sanal barındırmaya izin verir. HTTP / 1.0'da isteğe bağlı olsa da, HTTP / 1.1'de zorunludur. ("/", Varsa /index.html anlamına gelir.) Sunucu yanıtı HTTP/1.1 200 OK Date: Mon, 23 May 2005 22:38:34 GMT Content-Type: text/html; charset=UTF-8 Content-Length: 155 Last-Modified: Wed, 08 Jan 2003 23:11:55 GMT Server: Apache/1.3.3.7 (Unix) (Red-Hat/Linux) ETag: "3f80f-1b6-3e1cb03b" Accept-Ranges: bytes Connection: close <html> <head> <title>An Example Page</title> </head> <body> <p>Hello World, this is a very simple HTML document.</p> </body> </html>ETag (varlık etiketi) başlık alanı, istenen kaynağın önbelleğe alınmış bir sürümünün sunucudaki kaynağın geçerli sürümüyle aynı olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Content-Type, HTTP mesajı tarafından taşınan verinin İnternet ortam tipini belirtirken Content-Length, uzunluğunu bayt cinsinden belirtir. HTTP/1.1 web sunucusu, Accept-Ranges: bayt alanını ayarlayarak belgenin belirli bayt aralıklarına yönelik isteklere yanıt verme yeteneğini yayınlar. Bu, istemcinin, bayt hizmeti olarak adlandırılan, sunucu tarafından gönderilen bir kaynağın yalnızca belirli kısımlarına sahip olması gerekiyorsa yararlıdır. Connection: close gönderildiğinde, web sunucusunun bu yanıtın aktarılmasından hemen sonra TCP bağlantısını kapatacağı anlamına gelir. Başlık satırlarının çoğu isteğe bağlıdır. İçerik Uzunluğu eksik olduğunda, uzunluk başka yollarla belirlenir. Parçalı aktarım kodlaması, içeriğin sonunu işaretlemek için yığın boyutu 0 kullanır. İçerik Uzunluğu olmadan kimlik kodlaması, soket kapanana kadar içeriği okur. Gzip gibi bir sıkıştırma programı, iletilen verileri sıkıştırmak için kullanılabilir. Benzer protokoller Gopher protokolü, 1990'ların başlarında HTTP tarafından değiştirilen bir içerik teslim protokolüdür. SPDY protokolü, Google'da geliştirilen ve HTTP/2'nin yerini alan HTTP'ye bir alternatiftir. Gemini protokolü, gizlilikle ilgili özellikleri zorunlu kılan, Gopher'dan ilham alan bir protokoldür. Ayrıca bakınız HTTPS Kaynakça World-Wide Web Consortium ana sayfası RFC2616 HTTP/1.1 iletişim kuralının tanımlandığı RFC (FTP erişimi) Hacker terimleri İnternet protokolleri
1334
https://tr.wikipedia.org/wiki/Zeugma
Zeugma
Zeugma, Gaziantep'in Nizip ilçesine bağlı Belkıs köyünde bulunan antik yerleşim. Asur Ticaret Kolonileri Çağından beri Fırat nehrini geçmek isteyen ticaret kervanlarının ve orduların kullandığı önemli noktalardan birisidir. Büyük İskender'in generallerinden I. Seleukos'un kurduğu kentten beri kesintisiz bir yerleşime sahne olmuş; antik kentin büyük kısmı, yapımı 2000'de tamamlanan Birecik Barajı suları altında kalmıştır. Zeugma'da Roma İmparatorluğu döneminden kalma evlerin ve villaların tabanlarını süsleyen mozaikleri, kent baraj suları altında kalmadan önce başlatılan kurtarma kazıları sonucunda ortaya çıkartılmıştır. Kazılarda ortaya çıkartılan, toplamda 2 bin 500 metrekarelik bir alan kaplayan ünlü mozaikler Gaziantep şehrindeki Zeugma Mozaik Müzesi'nde sergilenir. Tarihçe Helenistik dönem öncesi Zeugma antik kentinin bulunduğu yer, Mittani, Geç Hitit ve Geç Asur Krallıkları gibi Anadolu ve Mezopotamya kültürlerini benimsemiş Aramca gibi Sami dilleri konuşan topluluklar tarafından M.Ö. 3 binden itibaren iskan edilmiştir. Yerleşim, o devirde farklı medeniyetlerin mallarını taşıyan kervan ticaret yollarının ortasında yer almaktaydı. Kentin en yüksek tepesi olan Belkıs Tepe’nin M.Ö. 2 binin sonlarından itibaren önemli bir Geç Hitit Kutsal Alanı olduğu düşünülür. Helenistik dönem Fırat kıyısında eski yerleşimin bulunduğu yer, M.Ö. 300’lerde Makedon Kral Büyük İskender'in Doğu Seferi sırasında fethedilmiş ve fethedilen topraklarda yaşayan yerel halkları Helenleştirme politikası gereği, İskender'in generallerinden I. Seleukos yeni bir şehir inşa etmiştir. Fırat'ın karşılıklı iki yakasında yaklaşık olarak 20 bin dönümlük bir arazide kurulan şehir, büyük olasılıkla bir Makedon askeri kent kolonisi modelinde idi. Batı yakası Seleukos'un adıyla "Seleukos Euphrates" (Fırat Silifkesi) olarak, doğu yakası ise Seleulos'un eşi Apama'nın adına "Apamae" olarak adlandırılmıştır. Doğu ve batı yakası arasında taştan bir köprü bulunmakta idi. Bu iki şehir için M.Ö. 1. yüzyıldan itibaren "köprü", "geçit", "yolların kesiştiği yer" anlamını taşıyan Zeugma ismi kullanılmıştır. Kommagene dönemi M.Ö. 63 yılında Romalı komutan Pompeius Seleukos Zeugma kentini, Roma toprakları ile düşman bölgeler arasında bir tampon görevi gören Kommegene Krallığı'nın yönetimine verdi. Zeugma, hem yüzölçümü hem de barındırdığı nüfus (80.000 kişi) sayesinde Kommagene Krallığı'nın en büyük 4 şehrinden birisiydi Kommagene döneminden iki bütünleştirilmiş tapınak günümzüe kadar geldi. Bu tapınaklarda hem Helenistik hem de Kommagene krallığında hâkim olan inanışların tapınma alanları bulunmaktadır. Roma dönemi MS I. yy.'da Roma Devleti, tampon krallıklara son vermiş ve geçmişte tampon krallıkların bulunduğu alanlara lejyonlar yerleştirmiştir. Kommagene Krallığı da M.S 17 yılında ölümünden sonra Roma yönetimine girdi ve Romalılaşmaya başladı. Zeugma, Roma Devleti'nin doğu sınırı olan Fırat Nehri üzerindeki konumu ile stratejik bir öneme sahip bir kent idi. Kente M.S 18'de X. Roma Lejyonu Fretensis yerleştirildi. Bu lejyonun Yahudi İsyanlarını bastırmak için Kudüs'e gitmesi ardından MS 66 yılında IV. Roma Lejyonu Scythica kente konuşlandırıldı. Kent genişleyerek Helenistik dönemdeki sınırlarının dışına taştı. Roma döneminde Zeugma, sadece bir ordu karargahı olmakla kalmadı; Romalıların Fırat'ın öte tarafındaki düşmanı ve ezeli rakibi olan Part Kralları ve komutanlarıyla diplomatik görüşmelerini yaptığı bir merkez görevi de üstlendi. Öyle ki Zeugma'dan Statius’un Silvae adlı eserinde Zeugma’dan "'Zeugma, Romalılar'ın barış yolu" sözleriyle bahsedilmiştir. Bu buluşmaların en önemlilerinden birisi Roma İmparatoru Gaius Caesar’ın Fırat üzerinde bir adada Part Kralı V. Phraates ile yaptığı buluşmadır. Zeugma, ev sahipliği ettiği bu diplomatik görüşmeler nedeniyle Roma'yı mimari anlamda fiziksel ve görsel olarak da temsil eden bir prestij ve propaganda kenti olmuştur. İmparator Septimius Severus döneminde yapılan seferler sonucunda Fırat Nehri, Roma İmparatorluğu'nun doğu sınırı olma özelliğini Dicle nehrine bıraktı ve böylece Zeugma bir sınır karakolu olma özelliğini yitirdi. M.S. 200'lü yıllarda Zeugma antik kenti, Roma İmparatorluğu'nun en görkemli şehirlerinden biri haline geldi. Fırat kıyısından tepelere doğru inşa edilmiş kıymetli mozaik ve fresklerle süslenmiş bitişik nizam yamaç evleri günümüze kadar gelerek dönemin zenginiğini yansıtmıştır. Kent, büyük ordusuyla Roma İmparatorluğu üzerine sefere çıkan Sasani Kralı I. Şâpur tarafından 253 yılında yakılıp yıkıldı. Arkeolojik çalışmalar Zeugma kentinin adı, antik kaynaklarda adı geçmekle birlikte yakın döneme kadar nerede olduğu bilinmemekte idi. Kentin kalıntıları ilk defa 1738 yılında Richard Pococke adlı seyyah tarafından bulunup yayımlanmış; bu kalıntıların Zeugma antik kenti olabileceği ilk defa 1917 yılında Fransız gezgin F. Cumont tarafından ileri sürülmüştü. 1970'lerde Alman araştırmacı Jörg Wagner'in Belkıs köyü yakınındaki kalıntıların IV. Roma Lejyonu Scythica damgaları taşıyan çatı tuğlaları bulmasından sonra bu kalıntıların Zeugma antik kentine ait olduğu genel kabul görmüştür. Zeugma çevresindeki 20. yüzyılın başlarında bölgeye gelen yabancı tarihi eser kaçakçılarının teşvikiyle köylüler antik kenti kazarak çıkarılan eserleri yabancılara satmakta ve yurtdışına gitmesine sebep olmakta idi. Bölgede ilk kez 1987 yılında kaçakçıların yarım bıraktığı iki mezar odasında Gaziantep ve Malatya Müze Müdürlüklerinin birlikte yürüttüğü kazıda mezar heykeltıraşlığına ait eserler ele geçti. Kültür Bakanlığı, 1989 yılında Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında baraj çalışmalarında su altında kalacak alanları saptayarak; bölgedeki beş barajın oluşturduğu göl altında kalacak arkeolojik yerleşim yerlerini tespit etti. 1992'de bir müze bekçisinin haber vermesi ile insan figürlü bir mozaik bulundu. Avustralya Ünviersitesi'nden David Kennedy'nin de katılımı ile kurtarma kazıları başladı. 1960’lı yıllarda kaçırılarak ABD'ye götürülen Metioxos-Partenope Mozaiğinden geriye kalanlar bulundu; günümüzde "Dionysus Villası" olarak anılan Roma villası kazılarak ortaya çıkarıldı. Dionysos Villası’nda yapılan 1995 yılı kazılarında Dionysus'un Düğü Mozaiği ele geçirildi ve tanıtıldı. Aynı yıl, kazılara Fransa'nın Nantes Üniversitesinden Catherine Abadie Reynal ve ekibi birlikte katıldı. 1997'de İsviçreli ve Alman ekipler de kazılara katıldı. 1998-1999 yıllarında aralıksız devam eden kazılarda şehrin alt kısmında bulunan villa’da Aktatos ve Çingene Kızı mozaiği ele geçiridi. Bu mozaiklerle beraber şehrin arşiv binası bulundu; on binlerce mühür baskısı ele geçti. Aynı yıl bir villada Dionysos başı ve Okeanos ve Tethys mozaikleri çıkartılarak müzeye taşındı. 2000 yılında kazılar Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakanlığı, Packard Beşeri Bilimler Enstitüsü’nün (Packard Humanities Institute) ve Türkiye İş Bankası’nın destekleriyle yürütüldü; Oxford Arkeoloji şirketi ve İngiliz, İtalyan, Fransız ve Türk arkeologları kazıda yer aldı. 4 Ekim 2000 tarihinde baraj suları yükselip Belkıs Tepesi’nin eteklerindeki antik kenti sular altında bırakmasıyla kazılar son buldu. Zeugma'dan çıkarılan mozaiklerin restorasyon çalışmaları 2004 yılına kadar devam etti. 2005 yılında mozaikler Gaziantep Müzesi'nin sergilenmeye başladı. Zeugma kazıları, Ankara Üniversitesi’nden Kutalmış Görkay’ın bilimsel başkanlığında sürdürüldü ve pek çok yeni mozaik bulundu. Zeugma kentini ve dönemin yaşamını gerçeğe en yakın biçimde tanıması amacıyla 9 Eylül 2010'da açılan Zeugma Mozaik Müzesi açıldı ve Zeugma Mozaikleri orada sergilenmeye başladı. Bullaları Bullalar, eski zamanlarda mühür yerine kullanılan baskılardır. Bu baskılar Zeugma'da yaklaşık olarak 100.000 adet bulunmuştur. Arkeologlar bu sayının “müze kayıtlarında bulunan en fazla bulla" olduğunu söylemiştir; bu sayede Zeugma, sahip olduğu bullalar sayesinde bir dünya rekoruna sahiplik yapmaktadır. Ayrıca bakınız Zeugma Mozaik Müzesi Çingene Kızı Kaynakça Dış bağlantılar Zeugma Müzesi Fotoğrafları Zeugma Araştırmaları 1994-1999 Belkıs/Zeugma Antik Kenti Hakkında Mülâhazalar Zeugma’nın Kronolojik Tarihi Zeugma Gerçeği ve Gaziantep’te Çağdaş Müzecilik Zeugma Müzesi'nden birkaç fotoğraf (Gaziantep, Türkiye) Gaziantep ilindeki görülecek yerler Türkiye'deki eski yerleşim birimleri Gaziantep ilindeki arkeolojik sitler Nizip
1335
https://tr.wikipedia.org/wiki/Sedat%20Kapano%C4%9Flu
Sedat Kapanoğlu
Sedat Kapanoğlu (d. 21 Aralık 1976, Eskişehir), Ekşi Sözlük isimli web sitesinin kurucusu, yazarı ve eski yöneticisidir. 2015 yılında bu görevinden ayrılmıştır. Ekşi Sözlük'teki takma adı SSG (sedat software group)'dir. İlk yılları ve eğitimi Sedat Kapanoğlu, 21 Aralık 1976 tarihinde Eskişehir'de doğmuştur. Boşnaklara olan Sırp baskısının artması nedeniyle 1930'larda Karadağ'dan göç eden bir ailedendir. Beş kardeşin en küçüğüdür. İlkokulda program yazmaya başlayan Kapanoğlu, İzmir-Güzelbahçe 60. Yıl Anadolu Lisesinin 1993 yılı mezunu olup, Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi (1996 yılında) ve Doğuş Üniversitesinin bilgisayar mühendisliği bölümlerine (2000 yılında) başlamış, devamsızlıktan dolayı bitirememiştir. İş yaşamı İlk ticari yazılımı liseden mezun olduktan sonra 1993 yılında çalışmaya başladığı bir firmada yazdığı hastane programıdır. 1994 yılında ise "Hasta 1.0" ismini verdiği hasta takip yazılımı, 1995 yılında Monochrome BBS ve Meteoroloji Genel Müdürlüğüne, yazılımlar hazırladı. 1997 yılında asansör yazılımı, PVC üreticileri için MRP yazılımı hazırladı. 1997 yılında ODTÜ'nün programlama yarışmasında 3. oldu. 1998 yılında Eskişehir'den İstanbul'a taşındı. Türkiye'de internet yaygınlaşmadan önce popüler olan BBS ağlarında, Wolverine adlı DOS programının yazarı olarak tanınmış, 1999 yılında mizahi bir sözlük sitesi olan Ekşi Sözlük sitesini bu ağdaki kullanıcıların katkılarıyla başlatmıştır. "Ekşi Sözlük Kutsal Bilgi Kaynağı" adlı kitabı derlemiştir. 2001 yılında ilk teklifi aldığı Microsoft Seattle Redmond kampüsünde Windows yazılım ekibinde 2004 yılında yazılım-tasarım mühendisi olarak çalışmaya başladı. Ekşi Sözlük sitesiyle 2003 yılında Altın Örümcek En Başarılı Kişisel Web Sitesi ödülünü almıştır. 2007'den itibaren Ekşi Sözlük'te kazandığı para Microsoft'ta kazandığından fazla olmaya başlayınca, 2009 yılının yaz aylarında Microsoft'taki görevinden ayrılarak Türkiye'ye döndü. 2015 Yılında Ekşi Teknoloji ve Bilişim A.Ş.'deki yönetim kurulu başkanlığı dahil olmak üzere, sözlük yönetiminden ayrılmış ve ABD'ye yerleşmiştir. Dış bağlantılar Kaynakça 1976 doğumlular Türk bilişimciler İnternet kişileri Yaşayan insanlar Boşnak asıllı Türkler Eskişehir doğumlular Anadolu Üniversitesinde öğrenim görenler
1337
https://tr.wikipedia.org/wiki/Mozaik%20%28anlam%20ayr%C4%B1m%C4%B1%29
Mozaik (anlam ayrımı)
Mozaik ile şunlar kastedilmiş olabilir: Mozaik pasta Mozaik, bezeme sanatı Mozaik (Grup)
1341
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0zmir%20%C4%B0ktisat%20Kongresi
İzmir İktisat Kongresi
İzmir İktisat Kongresi veya I. İktisat Kongresi (17 Şubat-4 Mart 1923), İzmir'de Banka-Han binasında toplanan 1135 delege ile yeni Türkiye'nin ekonomik sorunlarının tartışıldığı bir kongredir. Dönemin Türkiye yönetici kadrosu Kurtuluş Savaşı ile kazanılan zaferden sonra prensip olarak siyasi ve ekonomik bağımsızlığı öngörmüştü. TBMM'nin bu dönemde başlıca uğraşısı yurdu işgalden kurtarmak olsa da, öngörülen bu ekonomik bağımsızlık hedefinin nasıl gerçekleştirileceğine dair bir kongre yapıldı. Başkanı Kazım Karabekir seçildi. Kongrenin açılışına Sovyetler Birliği'nin temsilcileri İbrahim Abilov ile Semyon Aralov davet edilmiş ve Mustafa Kemal'in isteği ile açılışta konuşma yapmışlardır. İçeriği İtilaf Devletleri tarafından Lozan Antlaşması ile devam etmesi istenilen Osmanlı Devleti'nin ekonomisinde ciddi hasarlara yol açmış kapitülasyonların ve diğer imtiyazların kabul edilemeyeceği kongrede belirtildi. Ekonomik sorunları aşmak, savaştan yeni çıkan halkın kalkındırılması ve onlara yol gösterilmesi gibi konular üzerinde duruldu. İktisat vekili Mahmut Esat (Bozkurt) Bey'in 13 Şubat 1923 tarihinde verdiği beyanata göre Türkiye İktisat Kongresi "Hükûmetin Delaleti" ile toplanmıştır. Anadolu Ajansı 13 Şubat 1923'te Mahmut Esat Bey, aynı beyanatta kongrenin amacını şu şekilde belirtmektedir: "Bu Kongreyi millet ve memleketimizin kabiliyet ihtiyacat-ı iktisadiyesini elbirliği ile tetkik ederek ona göre bir ittila usulü vaz ve tetkik eylemek aynı zamanda memleketimizin muhtelif ve şimdiye kadar yek diğerine yabancı kalmış iktisat amillerinin birbiri ile tanıştırmak için açıyoruz". Kongrede ele alınacak sorunlardan bazılarını kongre heyeti; Türkiye'de kredi meselesi, istihsalin tanzimi, gümrük meselesi, vergiler, vesait-i nakliye başlıkları altında ayrıntılı bir rapor şeklinde işleyerek 23 Şubat 1923'te yayımlamıştır. Türkiye'nin çiftçi, tüccar, sanayi ve işçi zümrelerinden seçilen 1135 üyenin katıldığı bu kongrede bu grupların hazırladığı "Misak-ı İktisadî Esasları" tartışıldı ve kabul edildi. İzmir'in Kurtuluşundan 5 ay sonra ve Lozan Antlaşması'nın imzalanmasından 4 ay önce toplanan Türkiye İktisat Kongresi Anadolu kurtuluş hareketinin iktisadi yönünü göstermesi bakımından son derece önemlidir. Anadolu Ajansının 5 Mart 1923 tarihli bir haberinde, "Tab ve neşredilecek bilumum kitapların ilk sahifelerinde Misak-ı İktisadi esasları gayet okunaklı bir surette yazılacaktır. Kongre Divanınca bu bapta alakadarına tebligat icrasına karar verilmiştir" denilmesine rağmen iktisat kongresi ile ilgili tebliğler sadece Osmanlıca "İktisat Esaslarımız" adlı bir kitapçıkta yayımlanmıştır. Kongreye her kazadan gönderilen sekiz kişi Atatürk'ün açılış nutkunda belirttiği üzere milleti temsil ediyor ve delegelerin söyleyeceklerine itibar edeceklerini bildiriyordu. Tüm bunlara rağmen toprağa sahip olmadan çalışan ortakçı ve yarıcının kongrede tam olarak temsil edilemediği de aşikârdır. Öte yandan, işçi grubunun iktisat esaslarının 34. maddesi tarım işçilerinin ve toprağa sahip olmayan köylünün kongrede temsil olunmadığı kanısını doğrulayacak niteliktedir. Bu maddeye göre "Ziraat işlerinde kullanılan işçiler yukarıdaki (işçi grubunun iktisat esaslarını içeren) maddelerin ahkâmından müstesnadır." Bir başka deyimle, kongrede sanayi ve işçilerini temsil edenler, tarım işlerinde çalışıp kongrede temsil edilemeyen işçilerin çıkarlarını savunmayı düşünmemişlerdir. Eldeki belgelerden anlaşıldığına göre Kurtuluş Savaşı'nın sürüp gittiği yıllarda bile Ankara Hükûmeti imkanlar ölçüsünde sosyo-ekonomik konularla ilgilenir ve uğraşırken, bu arada madencilik konusuyla da ilgilenmiş, özellikle Zonguldak Kömür Havzası'ndaki durum gözden kaçmamıştır. Kongrede bu duruma da değinilmiştir. Bu kongrede alınan kararların çoğu zamanla tatbik edilmişse de özellikle tarımla ilgili maddeler günümüzde dahi tam anlamıyla amacına ulaştırılamamıştır. Netice itibarıyla, İzmir İktisat Kongresi ile başlayan bir fikri gelişmenin oluşması, ekonomik envanterlerin belirlenmesi, model arayışları ve belli ölçüde uygulamaya başlama dönemidir. Bu dönemde ekonominin sahip oldukları ve olmadıkları belirlenmiş, ekonomik hedefler tayin edilmiş, karma ekonomi modelinin temelleri hazırlanmıştır. Alınan kararlar 17 Şubat - 4 Mart 1923 tarihlerinde İzmir'de toplanan Türkiye İktisat Kongresinin en önemli kararlarını şöyle sıralamak mümkündür. Hammaddesi yurt içinde yetişen veya yetiştirilebilen sanayi dalları kurulması gerekmektedir. El işçiliğinden ve küçük imalattan süratle fabrikaya veya büyük işletmeye geçilmelidir. Devlet yavaş yavaş iktisadi görüşleri de olan bir organ haline gelmeli ve özel sektörler tarafından kurulamayan teşebbüsler devletçe ele alınmalıdır. Özel teşebbüslere kredi sağlayacak bir Devlet Bankası kurulmalıdır. Dış rekabete dayanabilmek için sanayinin toplu ve bütün olarak kurulması gerekir. Yabancıların kurdukları tekellerden kaçınılmalıdır. Sanayinin teşviki ve milli bankaların kurulması sağlanmalıdır. Demiryolu inşaat programına bağlanmalıdır. İş erbabına amele değil, işçi denmelidir. Sendika hakkı tanınmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923-1929 dönemi ekonomi politikasına damgasını vuran İzmir İktisat Kongresi'nin oy birliği ile alınmış kararlarından biri de 1925'te aşarın kaldırılmasıdır. Aşar, bütçenin gelir kaleminde önemli bir yer tutmaktaydı. Fakat İzmir İktisat Kongresi'yle liberal bir ekonomi tasarlandığı ve liberalizmin temeli özel mülkiyete dayandığından, aşarın varlığı bir çelişki haline gelmiştir. Yani Cumhuriyet idaresi, Sultan’ın mülkünün sahiplik sıfatını halka intikal ettirince aşarın alınmasının mantığı da sona ermiştir. İlk oturum kararları Saat 10'da başlayıp, 11.15'te kapanan ilk oturumda alınan aşağıdaki genel kararlar, şöyledir; Madde-1: Türkiye, milli hudutları dahilinde, lekesiz bir istiklal ile, dünyanın sulh ve terakki unsurlarından biridir. Madde-2: Türkiye halkı hakimiyetine, kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiçbir şeye feda etmez;ve milli hakimiyete müstenit olan meclis ve hükûmetine daima zahirdir. Madde-3: Türkiye halkı, tahribat yapmaz; imar eder. Bütün mesai iktisaden memleketi yükseltmek gayesine matuftur. Madde-4: Türkiye halkı, sarf ettiği eşyayı mümkün mertebe kendi yetiştirir. Çok çalışır, vakitte, servette ve ithalatta israftan kaçar. Milli istihsali temin için icabında geceli gündüzlü çalışmak şiardır. Madde-5: Türkiye halkı, servet itibarı ile bir altın hazinesi üzerinde oturduğuna vakıftır. Ormanlarını evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir. Madenleri kendi milli, istihsali için işletir ve servetlerini herkesten fazla tanımaya çalışır. Madde-6: Hırsızlık, yalancılık, riya ve tembellik en büyük düşmanımız; taasubdan uzak dindarene bir selabet her şeyde esasımızdır. Her zaman fa ideli yenilikleri severek alırız. Türkiye halkı mukaddesatına, topraklarına, şahıslarına ve mallarına karşı yapılan düşman fesat propagandalarından nefret eder ve daima bunlarla mücadeleyi bir vazife bilir. Madde-7: Türkler, irfan ve marifet aşığıdır. Türk, her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir; fakat her şeyden evvel memleketinin malıdır. Maarife verdiği kutsiyet dolayısıyla (Mevlûdu şerif) Kandil günü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak tes'id eder. Madde-8: Birçok harpler ve zaruretten dolayı eksilen nüfusumuzun fazlalaşması ile beraber sıhhatlerimizin, hayatlarımızın korunması en birinci emelimizdir. Türk mikroptan, pis havadan, salgından ve pislikten çekinir, bol ve saf hava, bol güneş ve temizliği sever. Ecdat mirası olan binicilik, nişancılık, avcılık, denizcilik gibi bedeni terbiyenin yayılmasına çalışır. Hayvanlarına da aynı dikkat ve himmeti göstermekle beraber cinslerini düzeltir ve miktarlarını çoğaltır. Madde-9: Türk, dinine, milliyetine, toprağına, hayatına ve müessesatına düşman olamayan milletlere daima dosttur; ecnebi sermayesine aleyhtar değildir. Ancak kendi yurduna kendi lisanına ve kanununa uymayan müesseselerle münasebette bulunmaz. Türk, ilim ve sanat yeniliklerini nerede olursa olsun doğrudan doğruya alır ve her türlü münasebette fazla mutavassıt istemez. Madde-10: Türk, açık alın ile serbestçe çalışmayı sever; işlerde inhisar istemez. Madde-11: Türkler, hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan çalışırlar. Madde-12: Türk kadını ve kocası, çocuklarını iktisadi misaka göre yetiştirir. Kaynakça Ekonomi Türkiye Cumhuriyeti tarihi Ekonomi tarihi Kongreler İzmir'deki olaylar İktisat Kongresi
1354
https://tr.wikipedia.org/wiki/Resim
Resim
Resim, herhangi bir yüzey üzerine çizgi ve renklerle yapılan, günümüzde kavramsal bir boyutta ele alınması açısından hemen her tür malzemenin kullanılabildiği bir anlatım tekniğidir. Resim yapma sanatıyla meşgul kişiler, ressam olarak adlandırılırlar. Keten tohumu yağı, haşhaş tohumu yağı, ceviz yağı ve aspir yağı yaygın kullanılan kurutucu yağlardır. Yağ seçimi, sararma miktarı veya kuruma süresi gibi yağlı boya tabloya bir dizi özellik kazandırır. Yağa bağlı olarak bazı farklılıklar da boyanın parlaklığında görülür. Bir sanatçı istenen belirli pigmentlere ve efektlere bağlı olarak aynı tabloda birkaç farklı yağ kullanabilir. Boyanın kendisi de ortama bağlı olarak belirli bir tutarlılık geliştirir. Yağ, gövdesi ve parlaklığı için değerli bir vernik oluşturmak için çam reçinesi veya buhur gibi bir reçine ile kaynatılabilir. Bilinen en eski yağlı boya tablolar Budist Afganistan 'daki sanatçılar tarafından yapılmıştır ve MS 7. yüzyıla kadar uzanır. Pigmentleri yağda bağlama tekniği Avrupa'da en azından 12. yüzyılda biliniyordu. Avrupalılar tarafından yağlı boyanın benimsenmesi, Kuzey Avrupa'da Erken Hollanda resmi ile başladı ve Rönesans 'ın başlamasıyla yağlı boya teknikleri neredeyse Avrupa'nın çoğunluğunda tempera boya kullanımının yerini geçti. Son yıllarda su bazlı yağlı boya kullanılmaya başlandı. Suda çözünen boyalar ya mühendislik ürünüdür ya da boya inceltici yerine su ile inceltilmelerine imkan veren bir emülgatör eklenir ve yeterince seyreltildiğinde geleneksel yağlarda 1-3 hafta olan boya kuruma süresi 1-3 güne iner. Tarihçe Tarihte keşfedilen ilk resimler; kesin bir bilgi içermemekle birlikte, ortalama 30 bin yıllık oldukları varsayılan, 1994 yılında, Fransa'nın Vallon-Pont-d'Arc bölgesinde yer alan ve adını, mağarayı keşfeden Jean-Marie Chauvet'den alan, Chauvet Mağarası'nda keşfedilmişlerdir. Tarih öncesi resimler, kimileri açıkta yer alan, pek çoğu ise mağaralarda olmak üzere, kaya duvarlarına çizilmiş hayvan, av sahneleri ve boyalı ellerle oluşturulmuş izlerden meydana gelirler. Bu resimler, tarihi önemleri dışında, insanoğlunun soyut düşünme yeteneğinin o dönemlerde de gelişmiş olduğunu kanıtlamaları bakımından ayrıca değer taşırlar. İlk resimlerin yapılış amaçları arasında, dönem insanının, kendilerini kuşatan doğa karşısında oluşturdukları mistik eğilimler doğrultusunda, kabileye kötülük getirdiğine inanılan olguları uzak tutmak, örneğin, ava dair bereketin arttırılması, topluluğun gelişimi ve güvenliği bakımından genç avcı adaylarına dönük eğitim, doğaya duyulan hayranlık ve keşfetme ihtiyacının yer aldığı kabul edilir. Resim yapmakta kullanılan teknikler; malzemelerin gelişimini de etkilemiş, örneğin, bitki kökü gibi doğal yollarla elde edilen boyaların yerini, endüstriyel, sağlığa daha az zararlı, kalıcı ve kullanımı daha kolay boyalar almıştır. Hristiyanlıkta Batı resmi, milattan sonra dini konuları sembolik bir şekilde resmetmeye odaklanmıştır. Ancak figürler hareketsiz, kompozisyonlar ise kuralcıdır. İslam dininde ve medeniyetinde iki boyutlu ve üç boyutlu (ve benzeri araçlar); Allah'ın, yarattıklarını taklit etmeyi insanoğluna yasakladığı için İslami resimler 18. yüzyılın ortalarına kadar daha çok soyut desenler ve yazının şekillendirilmesi hat sanatı, ebru ve minyatür ile sınırlı kalmıştır. Rönesans'tan sonra dini konuların dışına çıkılmaya başlanmış, ressamlar eserlerine vermek istedikleri anlamlara göre nüanslar katmaya başlamışlardır. Rönesans ile canlanan ve doğayı inceleyerek, detaylı şekilde, olduğu gibi resmetme arzusu perspektif tekniğinin geliştirilmesine yol açmıştır. Leonardo da Vinci'nin anatomi analizleri eşsiz kabul edilir. Osmanlı'da resim sanatının yerleşmesi: 1860-1869 döneminde, Paris’te Gérôme’un öğrencisi olan Osman Hamdi Bey, ülkesine döndükten sonra gerçekleştirdiği yapıtlar ve Sanayii Nefise Mektebi'ni kurmasıyla birlikte, resim sanatı Doğu toplumlarında yaygınlaşmaya başlamıştır. Günümüzde, dünya resim tarihinin önemli bir parçası olarak kabul edilen pek çok Türk ressam bulunmaktadır. Modern resim sanatı: 1880'lerde, kimine göre Tonalizm, kimine göre Sembolizm akımlarıyla başlayan modern resim konusunu, genel olarak avam tabakasında, başka bir deyişle, sıradan insanda, onun gündelik yaşamında, psikolojisinde bulur. Dönemin resminde, kompozisyon, ışık, renk, kontur, perspektif konularında konmuş kuralları yıkma, sanatsal ifadeyi özgürleştirme arzusu öne çıkar. 1945'lerde ortaya çıkan Soyut Ekspresyonizm akımı ile resim sanatı, tamamen insanın iç dünyasına inerek somut dünyadan, kurallardan ve kalıplardan uzaklaşır; mutlak gerçeği arar, böyle bir şey olmadığına karar verir ve Fluxus akımından sonra kendini kavramsal sanata bırakır. Artık resim, sadece bir soru haline gelmiştir ve daha büyük bir bütünün ufak bir parçasını oluşturmaktadır (bkz. Enstalasyon). Resim sanatının etkisi: Resim, bilinen en eski ve köklü sanat dallarından biridir. Bu sebeple diğer bazı sanatların odak noktasında bulunmaktadır. Diğer sanatlar fikir üslup vb. açılardan genellikle resim sanatına benzerlik gösterirler. Bunun sebebi, resim sanatının erken dönemlerde gelişmeye başlaması ve ileri seviyeye ulaşmasıdır. Resim sanatının günümüzdeki yeri: Bugün, resmin (ve sanatın) öldüğü iddialarına rağmen günümüz yaşam şekline uygun, birçok çeşitli geleneğin egemenliği sürmektedir. Resim ve fotoğraf: Resim bir isimdir, ancak sanatçılar resim kelimesini kavramsal olarak kullandığı için fotoğrafla resim aynı değil diye benimsenir, işin doğrusu farklı aletler kullanılmasının dışında ortaya çıkan aynı gerçektir. Fırça ve kalemle yapılan resimse, bir makinenin işlemiş olduğu görüntü de resimdir, ancak sanatsal bakımdan değerlendirip resim kelimesi sanat anlayışı üslubuyla kavramsallaştırılırsa bu durum ortaya çıkar ve fotoğraf resim değildir denir. Teknikler Geleneksel yağlı boya resim tekniği genellikle sanatçının karakalem veya inceltilmiş boya ile konuyu tuvale çizmesiyle başlar. Yağlı boya, boyayı daha ince, daha çabuk veya daha yavaş kuruması için genellikle keten tohumu yağı, ressam Beyaz ispirto’su veya diğer çözücülerle karıştırılır. Çözücüler boyadaki yağı incelttikleri için boya fırçalarını temizlemek için de kullanılır. Yağlı boya uygulamasının temel bir kuralı 'fat over lean' (Türkçe:'yağsız') dır yani her ek boya tabakası daha çok kurumaya imkan vermek için alttaki tabakadan daha çok yağ içermelidir. Her ilave kat daha az yağ içeriyorsa son kat boya çatlar ve soyulur. Bu kural kalıcılığı sağlamaz; güçlü ve sabit boya eden olan yağın kalitesi ve türüdür. Yağla kullanılabilen soğuk mum, reçine ve vernik gibi başka malzemeler de vardır. Bu ek malzemeler ressama boyanın yarı saydamlığını, boyanın parlaklığını, yoğunluğunu ve boyanın fırça darbesini tutma veya gizleme yeteneğini ayarlamasına yardımcı olur. Boyanın bu yönleri yağlı boyanın ifade kapasitesi ile yakından ilgilidir. Geleneksel olarak boya, boyama yüzeyine genellikle resim fırçası kullanılarak aktarılırdı ancak palet bıçakları ve paçavra kullanmak gibi başka yöntemler de vardır. Yağlı boya diğer birçok ressam malzemesinden daha uzun süre ıslak kalır ve ressamın figürün rengini, dokusunu veya biçimini değiştirmesini sağlar. Zaman zaman ressam tüm boya katmanını kaldırıp yeniden resme başlayabilir. Bu, boya ıslakken bir süre için bir bez ve biraz terebentin ile yapılır ancak bir süre sonra sertleşen boya tabakası kazınmalıdır. Yağlı boya buharlaşma değil oksidasyon ile kurur ve genellikle iki hafta içinde dokunulduğunda kuru hale gelir (bazı renkler günler içinde kurur). Genelde vernik uygulanacak kadar kuruması altı aydan bir yıla kadar zaman alır. Malzemeler Keten tohumu yağı yaygın bir lif ürünü olan keten tohumundan gelir. Yağlı boya resme "yüzey" olan Keten de keten bitkisinden gelir. Aspir yağı veya ceviz veya haşhaş yağı bazen kurutmada keten tohumu yağından daha az "sarı" oldukları için beyaz gibi daha açık renklerin oluşturulmasında kullanılır ancak daha fazla kuruma gibi hafif dezavantajları vardır yavaş yavaş ve en güçlü boya filmini sağlamayabilir. Keten tohumu yağı sararma eğilimindedir ve renk tonunu değiştirebilir. Kimya’ daki gelişmelerle suyla kullanılabilen ve temizlenebilen modern suyla karışabilen yağlı boyalar üretildi. Yağın molekül yapısındaki küçük değişiklikler bu suyla karışabilir özelliğini oluşturur. Yağlı boya tablo yüzeyleri En eski yağlı boya tabloların neredeyse tamamı ahşap üzerine yapılmış pano resimleriydi. Bu tür bir yüzeyin çarpılma eğilimi olmasına rağmen, birkaç ahşap parçasından yapılan pano karmaşık ve oldukça pahalı bir işlemle terbiye edilir ve hazırlanırdı. Panolar, ahşap üzerine büyük resimler yapan Rubens de dahil olmak üzere 17. yüzyılda kullanılmaya devam edildi. İtalyan sanatçıları 16. yüzyılın başlarında kısmen panolar kadar ağır olan daha büyük resimler yapma isteğiyle yelken bezi kullanmaya başladılar. Yelken bezi Venedik'te yapıldı ve bu nedenle kolayca bulunur ve tahtadan daha ucuzdur. Çok ince ayrıntılı küçük resimleri sert yüzeye yapması daha kolaydı ve baskı resim 'den yeniden kullanılan ahşap pano veya bakır plaka 19. yüzyılda bile küçük kabin resim yapımında kullanıldı. Portre minyatürü normalde fildişi veya sert kağıt kart dahil çok sağlam yüzeyler kullanılır. Geleneksel sanatçıların tuvalleri keten'den yapılır ancak daha ucuz pamuk kumaşı kullanılır. Ressam önce "gergi, ingilizce:stretcher" veya "süzgeç, ingilizce:strainer" denilen ahşap bir çerçeve hazırlar. İki isim arasındaki fark "gergilerin" biraz ayarlanabilir olması "süzgeçlerin" sert olması ve ayarlanabilir köşe çentiklerinin olmamasıdır. Sonra Kanvas ahşap çerçeve boyunca çekilir ve arka kenara sabitlenir veya zımbalanır. Daha sonra sanatçı tuvali boyanın asidik özelliklerinden ayırmak için tuvale astar sürer. Geleneksel olarak tuval astarlamada hayvan tutkalı, (modern ressamlar tavşan derisi tutkalı kullanır) tabakasıyla kaplanır, bazen tuval tebeşir eklenmiş kurşun beyaz boyayla astarlandı. Panolar gesso, tutkal ve tebeşir karışımı ile hazırlanır. Modern akrilik "gesso" akrilik bağlayıcı ile titanyum dioksit'den yapılır. Sıklıkla tuval üzerine kullanılırken gerçek gesso tuvale uygun değildir. Sanatçı, kuruduktan sonra her birini düzleştirerek birkaç kat gesso sürebilir. Akrilik gesso'nun zımparalanması çok zordur. Bir üretici "zımparalanabilir" bir akrilik gesso yapar ancak bu kanvas için değil yalnızca panolar için tasarlanmıştır. Gesso'yu belirli bir renk yapmak mümkündür ancak çoğu mağazadan satın alınan gesso beyazdır. Gesso tabakası kalınlığına bağlı olarak yağlı boyayı gözenekli yüzeye çekme eğilimindedir. Aşırı veya düzensiz gesso katmanları bazen boyadan farklı bir değişiklik olarak bitmiş resimlerin yüzeyinde görülebilir. 19. yüzyılda Fransa'da yağlı boya tablo için standart ölçüler belirlendi. Standartlar sadece Fransızlar değil çoğu sanatçı tarafından olduğu gibi kullanıldı ve hâlâ da kullanılır ve ana tedarikçiler tarafından desteklenir. Boyut 0 (toile de 0) dan boyut 120 (toile de 120) ye kadar figürler (şekil), manzaralar (peyzaj) ve denizler (marin) ile köşegeni aşağı yukarı koruyan ayrı "gösterimlere" bölünmüştür. Dolayısıyla 0 figürü bir peyzaj 1 ve bir deniz 2 ile bir yüksekliğe karşılık gelir. Linolyum, ahşap pano, kağıt, kayrak, preslenmiş ahşap, Masonit ve karton kullanılmış, 16. yüzyıldan beri en popüler yüzey tuval olmuştur ancak birçok sanatçı 17. yüzyıl ve sonrasında pano kullanmıştır. Pano daha pahalı, daha ağır, taşınması daha zor ve kötü koşullarda eğrilmeye veya parçalanmaya eğilimlidir. Ancak ince ayrıntılar için ahşap pano sağlamdır. Proses Yağlı boya tablo, pigment renklerin bir yağ ortamı ile karıştırılmasıyla yapılır. 19. yüzyıldan beri farklı ana renkler boyama başlamadan önce önceden hazırlanmış yağlı boya tüpü’nden satın alınır daha fazla renk tonları genellikle boyama devam ederken küçük boya miktarlarının birbirine karıştırılmasıyla elde edilir. Boyaları tutmak ve karıştırmak için geleneksel olarak elde tutulan plastikten veya ince ahşap tahtadan yapılmış ressam paleti kullanılır. Pigmentler sarı için sülfit veya mavi için kobalt tuzları gibi renkli herhangi bir sayıda doğal veya sentetik maddeler olabilir. Geleneksel pigmentler minerallerden veya bitkilerden yapılırdı ancak bunların çoğunun uzun sürede kararsız olduğu kanıtlandı. Modern pigmentlerde genellikle sentetik kimyasallar kullanır. Pigment genellikle keten tohumu yağı ile karıştırılır ancak diğer yağlar da kullanılabilir. Çeşitli yağlar farklı şekilde kurur ve bu da çeşitli etkiler yaratır. Sanatçı tarafından fırça konunun kabataslak taslağına boyayı sürmede kullanılır. Fırçalar farklı etkiler yaratmak için çeşitli liflerden yapılır. Örneğin domuz kılından (İngilizce:hog bristle) yapılan fırçalar daha kalın vuruşlar ve koyu renkli dokular (İngilizce:impasto textures) için kullanılabilir. Kokarca kılı ve firavun faresi kıl fırçaları ince ve pürüzsüzdürler ve bu nedenle portre ve detay çalışmalarında kullanılır. Daha da pahalı olanı kırmızı samur (gelincik kıl) fırçasıdır. En kaliteli fırçalara "Kolinsky samur fırça" denir; bu fırça lifleri Sibirya gelinciğinin kuyruğundan alınır. Bu kılın çok ince bir noktası vardır, pürüzsüz tutuşlu ve iyi hafızalıdır (yani tuvalden kaldırıldığında ilk noktasına geri döner) bu ressamlar tarafından fırça "çırpınması" olarak bilinir. Sincap kılı gibi kopmayan yumuşak lifler genellikle yağlı boya ressamları tarafından kullanılmaz. Geçtiğimiz birkaç on yılda birçok sentetik fırça pazarlandı. Bunlar çok dayanıklı, oldukça iyi ve ucuzdur. Fırçalar birden fazla ölçüdedir ve farklı amaçlar için kullanılır. Fırçanın tipi de bir fark yaratır. Örneğin "yuvarlak" detay çalışması için kullanılan fırça sivri uçlu bir fırçadır. "Düz" fırçalar geniş renk alanlarını boyamak için kullanılır. "Parlak" "fırçalamak" için kullanılan fırça daha kısa fırça kıllı düz fırçadır. "Fındık" yuvarlatılmış köşeleri olan düz fırçadır. "Egbert" çok uzun ve nadir görülen bir fındık fırçadır. Sanatçı düz metal bıçak olan palet bıçağı ile de boyayı sürebilir. Gerektiğinde boyayı tuvalden çıkarmak için palet bıçağı da kullanılabilir. Boyayı sürmek veya çıkarmak için paçavra, süngerler ve pamuklu çubuklar gibi çeşitli alışılmadık araçlar kullanılabilir. Hatta bazı sanatçılar parmakları ile resim yapar. Eski ustalar boyayı genellikle "sır, ingilizce:glazes" olarak bilinen katmanlar halinde uygularlardı bu da basitçe "dolaylı boyama" denilen bir yöntemdir. Bu yöntem ilk olarak yumurta tempera boyama tekniğinin uyarlanmasıyla mükemmelleştirildi ve Kuzey Avrupa'daki İlk dönem Flaman ressamları tarafından genellikle keten tohumu yağı içinde öğütülmüş pigmentlerle sürüldü. Bu yaklaşıma modern zamanlarda "karma teknik" veya "karma yöntem" denildi. İlk kat (alt boya) sürülür ve genellikle yumurta tempera veya terebentin ile inceltilmiş boya ile boyanır. Bu katman tuvali "tonlamaya" ve gesso'nun beyazını kaplamaya yardımcı olur. Birçok sanatçı kompozisyonu çizmek için bu katmanı kullanır. Fresk tekniğinde kullanılan "karikatürize etme" yöntemine göre avantajlı olan bu ilk katman daha fazla ilerlemeden önce ayarlanabilir. Bu kat kuruduktan sonra sanatçı en karanlıktan en açık renge doğru çalışarak renk örneklerinden oluşan bir "mozaik" resim yaparak ilerler. Renklerin sınırları "mozaik" tamamlandığında birbirine karıştırılır ve detaylar uygulanmadan önce kurumaya bırakılır. Empresyonist dönemi (19. yüzyılın sonları) gibi daha sonraki dönemlerdeki sanatçılar genellikle katmanlama ve sırlama yaklaşımı olan Rönesans dönemini takip etmeden bu ıslak üzerine ıslak yöntemini kullanarak tuval üzerine ıslak boyayı harmanladılar. Bu yönteme "Alla prima" da denir. Bu yöntem stüdyo içinde değil dışarıda boyamanın gelişmesi nedeniyle oluşturuldu çünkü dışarıdayken sanatçının yeni bir kat eklemeden önce her bir boya katını kurutacak zamanı yoktu. Pek çok çağdaş sanatçı koyu renk (ıslak üzerine ıslak) eklemek ve sırlama yoluyla katmanların derinliğini elde etmek için her iki tekniğin bileşimini kullanır. Resim bittiğinde ve bir yıl kadar kuruduğunda sanatçı genellikle eserini terebentinde çözülmüş dammar sakızının kristallerinden yapılan vernik tabakasıyla kapatır. Bu tür vernikler resmin temizliği ve korunması için yağlı boya verniği bozmadan çıkarılabilir. Bazı çağdaş sanatçılar verniksiz yüzeyi tercih eder ve resimlerini cilalamazlar. Resim yapmakta kullanılan malzemeler Akrilik Fresk Guaj Mürekkep Yağlıboya Pastel boya Sprey boya (Grafiti) Suluboya Bilgisayar yazılımı Resim sanatı akımları Resim yapma kavramı içinde kullanılan ortak deyimler Resim yapma kavramı içinde geçen ve diğer kavramlarla ortak kullanılan deyimler şunlardır: Resim yapma kavramında kullanılan diğer ortak deyimlerden bazıları: Altarpiece, Broken Color, Karikatür, Chiaroscuro, Kompozisyon, Drybrush, Easel Picture, Foreshortening, Genre, Halo, Highlights, Resim Tarihi, Imprimatura, Peyzaj, Madonna, Maulstick, Portre Minyatürü, Mural Painting, Palet, Panel Painting, Perspektif, Pietá, Plein Air, Portre, Sfumato, Stippling, Teknik, Trompe l'oeil, Underpainting, Varnish, Wet-on-wet ve Dört Boyutlu Resim. Resim oluşturmakta kullanılan teknikler Biçimsel: Kompozisyon, Doluluk-Boşluk oranı, Renk, Ritim, Denge. Grafik yöntemler: İzleyicinin gözünü resim yüzeyinde dolaştırmak, Kompozisyon ve elemanlarda denge sağlamak, Pozitif-Negatif; tüm boşluğu gözönünde bulundurma. Grafik araçlar: Formların Geometrisi (küp-üçgen-kare-dikey çizgi-yatay çizgi vb.), Bakış açısı (Lineer Perspektif, Espas, iki boyutluluk), Düz çizgiler/Eğriler, Proporsiyon/diziliş ve plan. Ünlü eserlere örnekler Kaynakça Tablolar
1359
https://tr.wikipedia.org/wiki/Luc%20Besson
Luc Besson
Luc Paul Maurice Besson, (d. 18 Mart 1959), Fransız sinemacı ve film yapımcısı. Özgeçmişi Luc Besson, 18 Mart 1959 tarihinde Paris'te dünyaya geldi. Çocukluğunun bir kısmını, dalgıç eğitmeni olan ailesiyle dünyanın çeşitli yerlerini dolaşarak geçirdi. Okul yıllarında yaşından beklenmedik şekilde ileride çekeceği Derinlik Sarhoşluğu (1988) ve Beşinci Element (1997) filmlerinin taslaklarını hazırlayarak bu konudaki yeteneğini göstermiş oldu. On yedi yaşında geçirdiği ve dalgıçlık yapmasına engel olan bir dalış kazası sonucu yunuslar üzerinde uzman bir deniz biyoloğu olma hayallerine veda etti. Paris'e geri döndü ve sinema ile ilgilenmeye başladı. Filmlerin, ilgi alanlarını diğer sanatlar ile birleştirip sunmasına imkân veren bir yönü olduğunu keşfetti. Bunun üzerine çeşitli yapımlarda küçük görevler almaya başladı. Amerika Birleşik Devletleri'ne yerleşti ve üç sene sonra Fransa'ya geri dönerek kendi yapım şirketi olan Les Films de Loups (daha sonraları şirketin ismini Les Films de Dauphins olarak değiştirdi) şirketini kurdu. İlk olarak çektiği L'Avant Dernier'yi ödüllü Le Dernier Combat izledi. Bu filmle ismini duyuran Besson, kısa aralarla çektiği filmleriyle ünlendi. Çektiği filmlerde hayatın farklı yönlerinde yaşayan insanları, aşklarını, mücadelelerini ve her şeye rağmen yalnızlıklarını resmeden Besson, hikâyelerini sıra dışı öğeler, çeşitli karakterler ve kendine has bir mizah ile anlatmaktadır. Fransız sinemasının dışına çıkan, popülerlik kazanan ancak bağımsız kalmayı başarabilen bir sinemacı olan Besson, 1999 yılında çektiği The Messenger: The Story of Joan of Arc filminden sonra, genç ancak yetenekli sinemacılara imkân sağlayabilmek için şirketi aracılığıyla yapımcılığa soyundu. Birçok başarılı filme imza atan Besson bu filmleriyle yeni tartışmalara da sebep oldu. Kimilerince yeni nesil Fransız sinemacılar arasında en iyilerden biri olarak görüldüyse de, birçok kişi Fransız sinema tarihinde Luc Besson'a yer olmadığını savundu. Filmleri Yönetmenliğini yaptığı filmler şunlardır: Ölümsüz /2010) yapımcı Valerian Ve Bin Gezegen İmparatorluğu (2017-EuropaCorp Filmi) Les adventures extraordinares d'Adele Blanc-Sec (2010) Adale'nin Olağanüstü Maceraları (2010) Taksi 4 (senaryo-2007) Arthur and the Invisibles (2006) Angel-A (2005) The Transporter 2 (Taşıyıcı 2:özgün adı Transporteur II;Le ((2005)) The Transporter Türkçe adı: Taşıyıcı (2002) filminde senaryo yazarı The Messenger: The Story of Joan of Arc (1999) 5. Element (1997) Léon (1994) Atlantis (1991) La Femme Nikita (1990) Derinlik Sarhoşluğu (1988) Subway (1985) Le Dernier Combat (The Last Battle) (1983) Lucy (2014) Ayrıca bakınız Luc Beson filmografisi Kaynakça Dış bağlantılar Resmi Luc Besson sitesi IMDb - Luc Besson 1959 doğumlular Fransız film yönetmenleri BAFTA Ödülü sahipleri Yaşayan insanlar Fransız film yapımcıları En İyi Yönetmen César Ödülü sahipleri En İyi Yönetmen Lumières Ödülü sahipleri Fransız senaristler Lumières Ödülü sahipleri César Ödülü sahipleri
1365
https://tr.wikipedia.org/wiki/N%C3%BC
Nü, çıplak anlamına gelen, Fransızca, 'nu' kelimesinden kaynaklanır. İnsan bedeninin çıplak olarak resmedildiği eserlere verilen isimdir. Nü resim Ressamlar nü resimlere özellikle önem vermişlerdir, çünkü insan bedeni resim teknikleri açısından resmedilmesi zor ve öğreticidir. İnsan hem yüz, hem de bedensel açıdan birçok anlamı, güzelliği içinde barındırabiliyor. Doğayı inceledikten sonra bunu anlamış olan ressamlar tarih boyunca çıplak insan bedenine yönelmişlerdir. Nü resim sadece çıplaklıkta değil, insanın bedensel hareketlerini ve sosyal yaşantısını resmederken de ressama büyük nitelikler kazandırmıştır. Ünlü nü resim eserlerinden bazıları (Eserler yapılış tarihlerine göre sıralanmıştır) Cerne Abbas devi (Cerne Abbas Giant) Polyphemus ve Galetia (Pompeii'de bulunan Casa della Caccia Antica'dan bir fresk) Âdem'in Yaratılışı (Michelangelo Buonarroti, Sistin Kilisesi-Vatikan, 1510 yılında yapılmış fresk) Divanda Oturan Kadın (Woman sitting on a Divan, Henri de Toulouse-Lautrec, 1883 yılında yapılmış yaglıboya resim) Büyük Buda (The Great Buddha, Paul Gauguin, 1899 yılında yapılmış yağlı boya resim) Mademoiselle D'Avignon (Pablo Ruiz Picasso,1906-7 yılında yapılmış yağlı boya resim) Danae (Gustav Klimt, 1907-8 yılında yapılmış yağlı boya resim) Kadınlar (Women, Georges Rouault, 1907) Yarım Beden Erkek Nüsü (Half Body of Male Nude, Egon Schiele, 1910, Siyah tebeşir ve suluboya resim) Oturan Çıplak (Seated Nude, Amedeo Modigliani, 1916, yaglıboya resim) Çömelmiş İnsan Bedeni Üzerine bir Çalışma (Francis Bacon, 1952 yağlı boya resim Kaynakça Görsel sanatlar Resim aranan siyasetçiler
1373
https://tr.wikipedia.org/wiki/Leon%20Walras
Leon Walras
Leon Walras (1834-1910), Lozan Okulu'nun temsilcilerinden olan bir iktisatçıdır. Marjinalizmin birinci kuşağını temsil eder. Faydanın õlçülebileceğini savunan kardinalist görüşe sahiptir. Fransız ekonomistler 1834 doğumlular 1910 yılında ölenler
1383
https://tr.wikipedia.org/wiki/Karde%C5%9F%20T%C3%BCrk%C3%BCler
Kardeş Türküler
Kardeş Türküler, 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından kurulan ve çağdaş halk müziği türünde eserler üreten müzik grubudur. Koral formda dünya halk şarkıları seslendiren Kardeş Türkülerin repertuvarında Türkçe, Kürtçe, Azerice, Ermenice, Gürcüce, Lazca, Çerkezce, Romeaika Pontusça, Farsça şarkılar bulunur. Tarihçe Kardeş Türküler projesi, 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi Folklor Kulübü'nün hazırladığı, Türk, Kürt, Azeri ve Ermeni şarkılarından oluşan bir konser çalışması olarak gündeme geldi. Kulübün yıllık gösterilerinden biri olan bu proje, Ömer Faruk Kurhan'ın önerisiyle "Kardeş Türküler" adını aldı. Projenin katılımcıları çalışmalarına Laz, Gürcü, Çerkez, Çingene, Makedon, Alevi gibi kültürlerin şarkı ve danslarını da ekleyerek devam etti. Kardeş Türküler Projesi'nde icracı olan müzisyen ve dansçılar, 1995'te Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nun (BGST) kuruluşunda yer aldılar ve faaliyetlerini BGST altında sürdürdüler. Kardeş Türküler dört yıl boyunca verdiği konserlerden icra ettikleri eserlerden bir seçkiyi içeren "Kardeş Türküler" adlı albümü 1997 yılında çıkardı. Anadolu'nun doğusu ve Mezopotamya'dan şarkılara yer veren "Doğu" albümü 1999'da çıktı. Doğu'da Kardeş Türküler'in bir bestesi de yer aldı. Kardeş Türküler, adını ikinci albümü olan Doğu ile duyurdu. Bu albümün ardından 2000 yılında Cemil Topuzlu Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda verdikleri konser dinleyiciden büyük ilgi gördü ve gelenekselleşti. Albüm, yurtdışında da ilgi gördü. İngiltere'de yayın yapan Radio Not-Wonderful'un listesinde 4. sırada yer aldı. 2000 yılında Fransa'da yayınlanan, araştırmacı Jérôme Cler'in hazırladığı 'Musiques de Turquie' adlı kitabın ekinde, albümden iki şarkıya yer verildi. İngiltere'de yayımlanan Songlines dergisinin Ekim 2000 sayısının eki olan albümde ve Folk Roots müzik dergisinin Ocak-Şubat 2001 sayısındaki karma albümde Doğu albümünden bir şarkı yayımlandı. Kardeş Türküler kadrosu Şivan Perwer'in 'Roj û Heyv' (2000) adlı albümünün müzik yönetmenliğini ve düzenlemelerini üstlendi, 'Vizontele' (2000) ve ‘Vizontele Tuuba (2003)' filmlerinin müziklerini hazırladı. Vizontele film müziği ile 38. Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Film Müziği dalında Altın Portakal kazandı. 2005 yapımı Cennetin Krallığı adlı Hollywood filminin Kürtçe ezgiler ve Arapça ilahiler seslendirdi. Rum ve Çingene şarkılarının da yer aldığı Hemâvaz (2002), Bahar (2005), Çocuk (H)aklı (2011), Yol (2017) albümlerini çıkaran Kardeş Türküler, Türkiye'de ve Avrupa'da çok sayıda festival ve etkinliklere katılmış ve turneler düzenlemiştir. Kısmi diskografi Kardeş Türküler - 1997 - Kalan Müzik Doğu - 1999 - Kalan Müzik Vizontele - 2001 - Kalan Müzik Hemâvâz - 2002 - Kalan Müzik Vizontele Tuuba - 2004 - Kalan Müzik Bahar - 2005 - Kalan Müzik Çocuk (H)aklı - 2011 - Kalan Müzik Yol - 2017 - Kalan Müzik Ayrıca bakınız Bajar Konuyla ilgili yayınlar Kardeş Türküler (15 Yılın Öyküsü) - ISBN 9756165232 Kaynakça Dış bağlantılar İstanbul kökenli müzik grupları Altın Portakal En iyi Müzik Ödülü sahipleri Kalan Müzik sanatçıları
1387
https://tr.wikipedia.org/wiki/Francis%20Bacon%20%28ressam%29
Francis Bacon (ressam)
Francis Bacon (d. 28 Ekim 1909 – ö. 28 Nisan 1992), İngiliz ekspresyonist ressam. 1909 yılında Dublin'de (İrlanda), İngiliz bir anne-babanın çocuğu olarak doğdu. 1925 yılında Londra'ya taşındı ve oradan Berlin'e, daha sonra ise Paris'e taşındı. 1928/29 yılında Londra'ya temelli taşınarak mobilya tasarımcısı ve iç mimar olarak kendini kabul ettirdi. 1930'da akademik bir resim eğitimi olmaksızın, resim yapmaya başladı. İlk başta fazla başarı kazanamadı ve ilk kişisel sergisinden sonra resme ara verdi. Fritz Lang'ın Metropolis ve Sergey Ayzenştayn'ın Potemkin Zırhlısı Filmlerinden oldukça etkilendi. 1940'larda yeniden resim yapmaya başladı. 1944 yılında yarattığı 'Çarmıha Gerili Figürler Üzerine Üç Çalışma/Three Studies for Figures at the Crucifixion' adlı eserle kendini resim dünyasına kabul ettirdi. 20. yüzyılın en büyük İngiliz ressamı olarak kabul edilir. Dünya sanatında figüratif ekspresyonizm akımının en önemli isimlerindendir. Eserleri, varoluşçuluk düşünce sisteminin derin izlerini taşır; çok nadir istisnalar haricinde, varolmanın ısdırabını, ümitsizliği ve 'insanoğlunun kötü ruhluluğu'nu resmeder. Eserlerinde biraz da Picasso'nun etkileri görülür. Bacon, bir röportajda insanoğlunu doğası henüz gelişememiş hayvan''' olarak nitelemiştir. Eserlerinde genelde bir figür, kapatılmış/kafeslenmiş olarak bir iç mekanda resmedilir. İnsan tenini derisi soyulmuş, kasap penceresinde asılı hayvan eti ile ilişkilendirerek betimler. Figürler çarpılmış, güçlü bir devinim içinde hapsolmuş, bir girdaba ya da fırtınaya kapılmış gibilerdir. Tuvaller, genelde dini konuları resmeden Orta Çağ resimleri gibi triptik olarak tasarlanır ancak işlenen konu olarak insanoğlunun yozluğu, kötülüğü ve karanlığı mevcuttur. Konularda, Eadweard Muybridge'in zaman içindeki hareketleri inceleyen fotoğraflarından, Rembrandt, Diego Velázquez, Goya, Van Gogh, Alberto Giacometti ve Nicolas Poussin gibi ressamların eserlerinden etkilenmiştir. Papayı resmeden eserleri hâlâ kilise çevrelerinde olaylar çıkarılmasına sebep olmaktadır. Konu açısından olduğu kadar teknik olarak da perfeksiyon ile rastlantısallığı birleştirmedeki üstünlüğü ile tanınan ressam, 1992 yılında Madrid'de öldü. 27 Nisan 1992'de hayatı boyunca kendisini rahatsız eden kronik astımı daha şiddetli bir solunum durumuna dönüştü ve çok iyi konuşamamaya nefes alamamaya başladı. Özel bir kliniğe yatırıldı. Bir gün sonra kalp krizi sonucu öldü. Mülkünü (11 milyon sterlin değerinde) varisi ve tek mirası John Edwards'a bıraktı. Eserlerini çizdiği ilham kaynağı olan stüdyosu revizyona uğradı ve galeride yeniden inşa edildi. Bugün eserlerin çoğu Dublin'deki Hugh Lane Galerisi'ndedir. Ayrıca bakınız Gilles Deleuze, Francis Bacon. Duyumsamanın Mantığı''', Can Batukan & Ece Erbay (çev.), Norgunk Yayıncılık, 2009. Dış bağlantılar Francis Bacon (ressam)Hakkında Tez 1909 doğumlular 1992 yılında ölenler Dublin doğumlu sanatçılar İngiliz ressamlar İrlandalı ressamlar LGBT ressamlar Modern ressamlar İngiliz ateistler İrlandalı ateistler Kalp krizinden ölenler Birleşik Krallık'ta LGBT kişiler İrlanda'da LGBT kişiler Madrid'de ölenler
1392
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kars%20%28il%29
Kars (il)
Kars, Doğu Anadolu Bölgesi'nin kuzeydoğusunda yer alır. İl nüfusu 281.077'dir. Bu nüfusun %51,5'i şehirlerde yaşamaktadır (2021 sonu). İlin yüzölçümü 10.193 km2'dir. İlde  km2'ye 28 kişi düşmektedir. İlde 8 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 57 mahalle, ayrıca 381 köy bulunmaktadır. İl sınırları içerisinde 1 üniversite bulunmaktadır: Kafkas Üniversitesi. Doğusunda Ermenistan ile sınırı bulunmaktadır. Tarih Paleolitik Dönemden Selçuklulara Kars ili topraklarının tarihinin, yapılan birçok arkeolojik kazı çalışması sonucunda yaklaşık iki milyon yıl öncesinde yaşanan Yontma Taş Devri'ne uzandığı görünmektedir. Bu devirdeki dönemlerden kalma şölyen-aşölyen tipte işlenmiş el baltalarına Susuz ilçesinde, Cilavuz Deresi düzlüklerinde rastlanmıştır. Ağzıaçık Suyu'nun batısında kalan düzlüklerde ve Ani şehrinde el baltaları ve büyük yongalar bulunmuştur. Özellikle, Yazılıkaya mağaralarında bulunan duvar resimleri insanların yörede avcılık ve toplayıcılıkla uğraştıklarını ortaya koymaktadır. Bu resimlerde dağ keçileri, geyik ve eşek figürleri çizilmiştir. MÖ 9. yüzyılda Urartu Krallığı'nın sınırları dahilinde olan il, MÖ 7. yüzyılda Kimmerler ve İskitler'in istilalarına uğradı. Bu asrın ardından önce Medler'in daha sonra da Persler'in egemenliğine geçen topraklarda, MÖ 1. yüzyılda Ermeni Tigranlar´ın hakimiyeti sürdü. Daha sonra Roma İmparatorluğu´nun yönetimine giren yöre sonra sırasıyla; Partlar, Arakslılar, Sasaniler, Bizanslılar ve Araplar'ın eline geçti. Bu topraklar 11. yüzyılda tekrar Bizanslılar daha sonra Selçuklu Hanedanı ve Gürcüler'in yönetimine geçti. Anadolu Selçukluları ve Gürcüler arasında el değiştiren yöre, 1239'da Moğollar'ın, daha sonra sırayla İlhanlılar, Altın Orda Devleti, Karakoyunlu, Timur ve yine Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safevi yönetiminde kaldı. Osmanlı Devleti dönemi Kars toprakları 1534 yılında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Osmanlı Devleti´ne katıldı. Kars, 19. yüzyıla kadar birçok kez Ruslar ve İranlılar'ın saldırısına uğradı. Bu yüzyılda Ruslar ve Osmanlılar arasında el değiştiren yöre, 1877 yılında Ruslar tarafından alındı. 1917'de Bolşevik İhtilali'nin ardından önce Ermenilerin eline geçen ve 7 Nisan 1918'de kurtarılan Kars, Brest-Litovsk Antlaşması ile Osmanlılara bırakıldı. Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra Güneybatı Kafkas Geçici Hükûmeti'nin merkezi olan Kars'ı İngilizler ele geçirdi. Kars'ı daha sonra Ermeniler'e ve Gürcüler'e bırakan İngilizler buradan çekildi. Türkiye Millî Mücadelesi esnasında Kars İngilizlerin çekilmesiyle Ermenistan'ın eline geçen Kars, Türk Kurtuluş Savaşı'yla 30 Ekim 1920'de Türklerin eline geçmiştir. 1921 yılında yapılan Moskova ve Kars Antlaşması ile yeni sınırlarına kavuşan Kars, Cumhuriyet'in ilanından sonra il yapıldı. Coğrafya Coğrafi konumu Kars ili, Doğu Anadolu Bölgesi'nin, Erzurum - Kars Bölümü'nde yer alır. Kuzeyinde; Ardahan, doğusunda; Ermenistan'la, güneyinde; Iğdır ve Ağrıyla, batısında ise Erzurum'la çevrilidir. Coğrafi şekilleri Rakımı ortalama 2000 m'yi bulan Kars ili topraklarının büyük bölümü yaylalardan oluşur. Akarsu vadileriyle yer yer parçalanan ilde yaylalar dalgalı düzlüklerden oluşur. Kars ilinde yer alan önemli yükseltiler; Allahuekber Dağları, Kısır Dağı, Akbaba, Aladağ ve Aşağıdağ'dır. Aras Nehri ve Kura Nehri şehir topraklarından geçerek Hazar Denizi´ne dökülmektedir. İklimi ve bitki örtüsü Kars ilinde karasal iklim hakimdir. Yazları kurak, kışları ise yağışlı geçen ilde kışın sıcaklıklar -39 °C'ye kadar düşer. Karla kaplı gün sayısı 120'den fazladır. Bu ildeki iklim tipi diğer doğu illerine göre farklılıklar göstermektedir. Örnek olarak en çok yağışın yaz mevsiminde yağdığı gösterilebilir. Kars ili dahilinde yaz aylarında ilçeden ilçeye sıcaklık farklılıkları gözlemlenmektedir. Örneğin Akyaka, Arpaçay, Digor ve Kağızman ilçeleri, Merkez ilçe başta olmak üzere Sarıkamış, Selim ve Susuz'dan daha sıcak olur. Yaşanan sert iklim koşullarından ötürü il genelinin doğal bitki örtüsü bozkırdır. Ormanlar, dağların yüksek kesimlerine kadar çıkar. 'Sarıkamış Ormanları' buna bir örnektir. İl genelindeki yayla ve platoların çayırlarla kaplanması sayesinde yayla hayvancılığı büyük önem taşımaktadır. Yörede Dünya'nın başka hiçbir yerinde yetişmeyen nadir bitki türleri bulunmaktadır. Ekonomi Tarım ve hayvancılık Kars ili ekonomisi büyük bir oranda tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Kars ili arazisinin %34,7'si tarım arazisidir. İl genelinde başta hububat (buğday, arpa) üretimi olmak üzere yem bitkileri ve endüstri bitkileri yetiştirilmektedir. En çok üretilen ürün buğdaydır. Yıllık üretim 234.631 tonun üzerindedir. Bunu 170.984 tonla arpa ve 74.400 tonla şeker pancarı izlemektedir. İl genelinde en çok üretilen ürünlerden olan tahıllardır. Bunda ilin iklim yapısı, yer şekilleri ve coğrafi konumunun büyük etkisi vardır. Bu ürünlerin dışında başta Digor ve Kağızman ilçeleri olmak üzere meyve ve sebze üretimi de yapılmaktadır. Meyve üretiminde başı kayısı, elma ve ceviz çekmektedir. İl genelinde en çok yetişen sebzeler ise sırasıyla beyaz lahana, soğan ve taze fasulyedir. Kars ili kırsalındaki en temel ekonomik sektör hayvancılıktır. Çayır ve mera arazileri %39,2 ile tarımsal araziden daha geniştir. Bu oranın büyük oluşu ilde özellikle küçük ve büyükbaş hayvancılığının gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. 2005 yılı itibarıyla il genelinde 350.969 koyun, 332.071 sığır, 28.751 keçi, 19.107 tek tırnaklılar ve 202 manda bulunmaktadır. Bunun dışında özellikle arıcılık başta olmak üzere kümes hayvancılığı ve bu hayvanların sayısı ve ürettikleri bal ve yumurta sayıları da il halkının geçimine katkı sağlamaktadır.. Kaşar ve bal haricinde üretilen hayvansal ürünler pazarlanmamaktadır. Bu ürünler sadece aile ihtiyaçlarını karşılamaktadır Sanayi Kars ili, yatırım azlığı sebebiyle 1968 tarihinde Birinci Derecede Kalkınmada Öncelikli Yöre olarak ilan edilerek bundan sonraki on yıl içerisinde sanayi tesislerinin açılması gerçekleşmiştir. Bugün il genelinde altı büyük sanayi tesisi mevcuttur. Bu tesisler şunlardır: Kağızman Kristal Tuz Rafinerisi Kars Şeker Fabrikası A.Ş. Kars Yem Fabrikası A.Ş. Kars Et Kombinası Kars Çimento Sanayi Ticaret A.Ş. Üçyıldız Değirmen Taşı Fabrikası Bunun dışında Kars Organize Sanayi Bölgesi'nde ve Küçük Sanayi Sitesi'nde irili-ufaklı işletmeler vardır. Elde edilen sütten yapılan süt ürünlerinden en önemlisi olan kaşar Zavod adı verilen mandıralarda işlenir. Kars Kaşarı adı verilen bu ürün İzmir Enternasyonal Fuarı'nda 1937 yılından 1950'ye kadar gravyer ve beyaz peynir ile birlikte Türkiye Birincilik Ödülü'nü almıştır. Ticaret Kars halkının büyük bir kısmı geçimini tahıl tarımı ve geleneksel mera hayvancılığı ile sağlamaktadır. Hayvancılık genellikle küçük aile işletmeciliği şeklinde ve aile ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapılmaktadır. Bu üretimden doğan ürünlerin büyük kısmı bu aileler tarafından tüketilmektedir. Kars ili genelinde 2005 yılı itibarı ile yüzbinlerce büyük ve küçükbaş ve binlerce tek tırnaklı hayvan bulunmaktadır. Bunun dışında 44.296 arı kovanı olup yıllık ortalama 1058,63 ton bal üretilmektedir. 3000 ton beyaz peynir, 5000 ton kaşar peyniri ile 112.000 ton süt üretilmektedir. Bitkisel üretimde ise tahıl ürünleri başta gelmektedir. Kars'ta sanayi kesimi Gayri Safi Yurt içi Hasılasından yaklaşık binde 6 pay almaktadır. İl genelindeki sanayi tesisleri ağırlıklı olarak hayvansal ve tarımsal ürünleri işletmektedir. İl geneli mevcut sanayi kuruluşları; şeker, ayakkabı, yem, çimento, et, değirmen taşı, süt ürünleri, mobilya, tuz, bordür ve parke gibi alanlarda faaliyet göstermektedir. Son zamanlarda ildeki turizm sektörü de gelişmektedir. Nüfus Güncel Nüfus Değerleri (TÜİK 6 Şubat 2023 verileri) Kars ili nüfusu: 274.829'dur. Bu nüfusun % 52,84'ü şehirlerde yaşamaktadır (2022 sonu). İlin yüzölçümü 10.193km²'dir. İldekm²'ye 27 kişi düşmektedir. (Bu sayı Merkezde  57’dir.) İlin tüm ilçeleriyle birlikte toplam nüfusu %2,22 oranında azalmıştır. Nüfusun en fazla azaldığı ilçe Digor /%- 5,94). 06 Şubat 2023 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 8 İlçe, 9 belediye, bu belediyelerde 57 mahalle ve ayrıca 381 köy vardır. {| class="wikitable" |-bgcolor="#33FFCC" | colspan="12" |2022 yılı sonunda Kars ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri |- |-bgcolor="#CCFFCC" |İlçe |Nüfus 2021 |Nüfus 2022 |Nüfus Artışı % |Belediye Sayısı |Mahalle Sayısı |Köy Sayısı |Köy Nüfusu |Şehir nüfusu |Şehirde oturan % |Alanı  km2| km2'ye düşen kişi|- |Akyaka |10.353 |9.977 | -3,70 |1 |3 |27 |7.951 |2.026 |20,31 |417 |24 |- |Arpaçay |15.922 |15.075 | -5,47 |1 |4 |48 |12.731 |2.344 |15,55 |1165 |13 |- |Digor |21.088 |19.872 |-5,94|2 |2 |37 |14.474 |5.398 |27,16 |1092 |18 |- |Kağızman |45.079 |44.178 | -2,02 |1 |9 |62 |23.048 |21.130 |47,83 |1871 |24 |- |Merkez|117.312 |117.235| -0,07 |1 |23 |72 |25.785 |91.450 |78,01 |2048 |57|- |Sarıkamış |39.486 |37.744 | -4,51 |1 |9 |55 |22.484 |15.260 |40,43 |2038 |19 |- |Selim |22.267 |21.488 | -3,56 |1 |3 |53 |15.925 |5.563 |25,89 |982 |22 |- |Susuz |9.570 |9.260 | -3,29 |1 |4 |27 |7.216 |2.044 |22,07 |578 |16 |- |-bgcolor="#AFEEEE" |Kars|281.077|274.829|-2,22|9|57|381|129.614|145.215|52,84|10.191|27|} İlin yıllara göre nüfusları Altyapı Eğitim Kafkas Üniversitesi Ulaşım Kars, Kuzeydoğu Anadolu'da ulaşım ağının kesiştiği noktada yer almaktadır. İle kara, demir ve havayolu ile ulaşmak mümkündür. Kars ilinin merkez ilçesinde uluslararası statüye sahip bir de havaalanı vardır (IATA: KSY). 1988 yılında açılan havalimanı, 2007 yılında büyük onarımdan geçmiştir. Yeniden uçuşlara açılan havalimanına İstanbul'daki Sabiha Gökçen Havalimanı ve Atatürk Havalimanı'ndan günde iki uçuş ve Ankara Esenboğa Havalimanı'ndan bir uçuş yapılır. Ayrıca Aralık 2007'den itibaren SunExpress'in karşılıklı Kars-İzmir seferleri de başlamıştır. Temmuz 2008'de Kars'tan Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye karşılıklı seferler düzenlenmeye başlandı. 10 Haziran 2009 tarihinden itibaren Çarşamba günleri haftada bir olmak üzere karşılıklı Köln-Kars uçuşları Öger Tours-Hamburg International ortaklığı ile başlatıldı ve bu uçuşlar iki yıl devam etti (Sadece yaz mevsiminde). Konum Spor 2018-2019 Sezonunda, Kars’ın tüm liglerdeki tek takımı Sarıkamış Gençlerbirliği, futbol Bölgesel Amatör Lig (BAL)'da sezon sonunda küme düşmüştür. Ziraat Türkiye Kupası 'nda Sarıkamış Gençlerbirliği, 2.turda Van BŞB Spor 'a elenmiştir. Kars kulüplerinin Türkiye liglerindeki maçları Kafkas Üniversitesi spor tesislerimde yapılmaktadır. İlin en önemli spor tesisi Sarıkamış Cıbıltepe Kayak Merkezi'dir Medya Kars ili genelinde sadece Serhat TV adlı bir tane yerel televizyon yayın yapmaktadır. Bunun dışında ulusal bazda hizmet veren bazı haber ajanslarınında -İhlas Haber Ajansı, Cihan Haber Ajansı ve Demirören Haber Ajansı- il temsilcilikleri bulunmaktadır. Ayrıca, il genelinde yayımlanıp basılan birçok gazete ve radyo hizmeti veren istasyonlar bulunmaktadır. Yerel gazeteler Kardelen Haber Serhat Kars Hüryurt Denge Ölçek Bora Önder Çağdaş Kars Kars Postası Siyasal Birikim Radyo istasyonları Serhat FM Kafkas FM Radyo Kars Kralım FM Kaya FM(Kapandı) Seviye FM(Kapandı) Yönetim İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23) İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer. Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur. Kars Valisi, 1973-İzmit doğumlu Ziya POLAT’dır. Ağustos 2023 tarihinde Yozgat Valisi iken atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonunda Kars Belediye Başkanlığını kazanan Ayhan Bilgen (HDP), 25 Eylül 2020 tarihinde görevden alınmış, yerine Kars Valisi Türker Öksüz kayyum olarak atanmıştır. 2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Kars İl Genel Meclisi üye sayısı, 11 HDP, 3 MHP, 3 CHP ve 3 HDP olmak üzere 21’dir. Kars Belediye meclisi ise 16 AK PARTİ, 7 MHP, 5 CHP ve 2 DSP olmak üzere 25''' üyeden oluşur. 2018 Genel seçimleri sonucu, Kars'ı temsilen TBMM'e AKP'den 2 milletvekili (Ahmet Arslan ve Yunus Kılıç), HDP'den 1 milletvekili (Ayhan Bilgen) seçilmiştir. (Belediye başkanı seçilince, milletvekilliği düşmüştür.) Kültür Gelenekler Kars ili gelenekleri il merkezindeki geleneklerle büyük benzerliğe sahiptir. Halk oyunları Aşıklar geleneği Dengbejler geleneği Festivaller İl genelinde düzenlenen bazı festivaller aşağıda listelenmiştir. Kars Kafkas Kültürleri Festivali Uluslararası Altın Kaz Film Festivali Avrupa Filmleri Festivali-Gezici Festival Murat Çobanoğlu Aşıklar Bayramı Kaşar Festivali Ayrıca bakınız Kars'ın ilçeleri Kars ilindeki yerleşim yerleri listesi Kaynakça Dış bağlantılar Kars Valiliği Kars Belediyesi
1394
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ahlat%2C%20Bitlis
Ahlat, Bitlis
Ahlat, Van Gölü'nün kuzeybatısında Bitlis iline bağlı bir ilçedir. Etimoloji Şehrin en eski sakinleri olan Urartular buraya "Halads" derken, Türkler ve İranlılar "Ahlat", Kürtler "Xelat", Ermeniler "Şaleat", Süryaniler "Kelath" ve Araplar "Hil’at" demişlerdir. Tarihçe Ahlat, Selçuklular çağında Ahlatşâhlar Beyliği’ne başkentlik yapmış, politik ve kültürel sahalarda önemli rol oynamış bir Oğuz/Türkmen şehridir. Türk istila yolları üzerinde yer alan bu şehir, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü ve aynı zamanda Oğuz boylarına mensup kitlelerin yerleştiği bir Orta Çağ Selçuklu şehridir. Nitekim bu Oğuz boylarına mensup kitleler arasında Osmanlıların mensup olduğu Kayı Boyu da vardır. Bundan ötürü Ahlat, Osmanlılar açısından da hatırı sayılır öneme sahip ata yadigarı bir Osmanlı şehridir. Türkler Anadolu’ya geldikleri esnada, Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısında yer alan Ahlat hariç olmak üzere, Malazgirt, Erciş, Bargiri (bugünkü Muradiye), Van ve Vestan (Gevaş) gibi şehirler Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaydı. Bu sebeple 1054 yılında harekete geçen Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Türkmenlere yol açmak amacıyla Van Gölü’nün kuzey doğusunda yer alan Bargiri ve daha sonra da Erciş’i kısa bir kuşatmadan sonra ele geçirdi. Ahlat üzerinden ilerleyişine devam ederek Malazgirt’i kuşattı. Ancak şehir iyi tahkim edilmiş olduğundan fethedilemedi. Bununla birlikte Süphan ve Nemrut dağları arasında Van Gölü’ne nazır eğilimli platolar üzerinde kurulmuş olan ve Türk istila yolları üzerinde bulunmasından dolayı stratejik bir konuma sahip olan Ahlat, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü haline getirildi. Nitekim Malazgirt Zaferi’nden hemen önce, Alparslan’ın emriyle Ahlat’ta hazırlıklarını tamamlayan Selçuklu ve Türkmen beyleri ile emirleri Doğu ve Orta Anadolu’da fetihlere giriştiler. Bunlardan Hâcib Gümüş Tegin (1066) beraberinde Afşin, Ahmed Şâh ve diğer Türkmen boy ve beyleri olduğu halde, Murat ve Dicle nehri havzalarından ilerleyerek el - Cezire bölgesinde yer alan Nizip, Nusaybin ve Adıyaman (Hısn Mansur)’da mücadele verirken, Ahlat’ı hareket üssü edinen Er - Basgan ve Sanduk gibi beyler de Anadolu’ya düzenli seferler gerçekleştirmekteydiler. İşte bu sıralarda Sultan Alparslan, Ahlat’ı Mervânîler’in idaresinden alarak, Anadolu gazalarında şöhret kazanmış olan meşhur kumandanlarından Sanduk’un idaresine verdi. Zira Emir Sanduk, Alparslan’ın komutanları içinde birinci derece cesarete sahip olup, Malazgirt Savaşı öncesinde Ahlat’ı Türklerin cihat ve gaza üssü haline getirerek Anadolu’ya düzenli akınlarda bulunmuştu. Hatta Sanduk Bey, Bizans İmparatoru’nun Ahlat üzerine gönderdiği yirmi bin kişilik öncü kuvveti yenerek (3 Agustos 1071) güçlü bir kumandan oldugunu göstermişti. Ne var ki, Alparslan Malazgirt Savaşı'ndan biraz sonra Ahlat'ı tekrar eski sahibi olan Mervânîlere geri verdi. ibnü'l - Ezrak, Alparslan'ın Malazgirt Savaşı'ndan sonra Ahlat'a ve Malazgirt'e valiler tayin ettiğini ve ondan sonra gelen sultanların da ayn şekilde hareket ettiğini yazar. Ancak Ahlat'ın Malazgirt Savaşı'ndan önce Selçuklular idaresine geçtiği kesindir. Diğer taraftan Büyük Selçuklu Sultan Meliksâh, 1085'te Mervânì Devleti'ni ortadan kaldırmış olmasına rağmen, Ahlat halen bir Mervânì emirinin elindeydi. Ancak Mervânì emirinin zulüm ve iskencesinden bıkmış olan halk, adalet ve iyiliği ile şöhret kazanmış Türk emirlerinden Sökmen el. - Kutbi'ye haber göndererek onu Ahlat'a davet etti. Bu davete icabet eden Sökmen el - Kutbì de kuvvetleriyle birlikte Ahlat'a gelerek güç kullanmaksızın şehri teslim aldı. Bunun üzerine Mervânîler Ahlat'tan uzaklaştı. Muhammed Tapar da taht mücadeleleri sırasında daima kendisini destekleyen ve başarılı hizmetler veren Ahlat ve Van Gölü havzasını Sökmen el- Kutbi'ye ikta etti. Böylece Ahlat, Sökmen el- Kutbì tarafından kurulan Ahlatşahlar Beyliği' nin başkenti ve o devrin en başta gelen siyasi ve kültürel merkezlerinden biri oldu. Nitekim Selçuklu sultanı Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki taht mücadelesi esnasında, Hoy' da yapılan savaşı kaybeden (1103) Muhammed Tapar, Türklerin güç merkezi olan Ahlat'a geldi. Burada Doğu Anadolu Türk beylerinden Ahlatşâh'ı Sökmen el - Kutbi, Erzurum Saltuklu Beyi Ali ve Ani emiri Menuçehr'i hizmetine alarak Berkyaruk'a karşı yeniden mücadeleye hazırlandı. 1 Haziran 1929 tarih ve 1509 numaralı kanun ile Bitlis ilçe haline getirilerek il merkezi durumuna getirilen Muş'a bağlanırken Bitlis'e bağlı olan Ahlat, Van iline bağlanmış ve Tatvan da Ahlat'a bağlı bir nahiye statüsüne getirilmiştir. Muş ilinin Bitlis ile Mutki ve Van ilinin Ahlat ilçesiyle, Hizan ve Kotum (Tatvan) ilçelerinden oluşmak üzere merkezi Bitlis olmak üzere Bitlis ilinin yeniden tesis edilmesine 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 nolu kanun ile karar verilmiştir. Coğrafya 1044 km²’lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri, gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri bakımından farklılıklar gösterir. Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut, Ahlat'ın batısında; Süphan ise doğusunda yer almaktadır. İlçenin; kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri, batısında Güroymak ve Muş ili, güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır. İlçe Van Gölü’nün kuzey kıyısında yer almış olmakla beraber iklimi kara iklimi özelliği taşır. Yörede kış oldukça erken başlar ve uzun sürer. Havanın ısınmaya başlaması ancak Nisan ayının ortalarında olur. Yörenin yaz mevsiminin Ağustos ayının sonuna kadar sürmekte olması yanında kısmen bazı yıllar Eylül ayını da kapsar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000–1500 mm dir. Gerek Van Gölü’nün kıyısında olmasının gerekse yıllık yağışın bolluğu sebebiyle Ahlat, bölgenin genel bitki örtüsü olan bozkır bitki örtüsünün dışında daha yeşil ve gür bir bitki örtüsüne sahiptir. Nüfus İlçe; 1 belde, 26 köy ve 12 mahalleden oluşmaktadır. Kültür Ahlat şehri, tarihi mezarlıklarıyla ön plana çıkan bir ilçedir. Selçuklu döneminden kalan mezar taşları Türk tarihi açısından önemli bir değere sahiptir. Bunların yanı sıra yine Selçuklular dönemine ait, lahit mezar özelliği taşıyan kümbet mezarlar bulunmaktadır ki bu mezarlar yörede sıkça kullanılan Ahlat'a özgü taşlarla yapılmıştır. İlçede taş işlemeciliğinin ön planda olduğunun bir göstergesi olan bu kümbetlerde, dönemin saygın kişilerinin mezarları bulunmaktadır. Halkın uğraş alanlarından biri olan bastonculuk geleneği günümüzde de önemli bir kültür-sanat faaliyeti olarak yer almaktadır. Özel teknikler kullanılarak yapılan bu bastonların her biri, büyük emekler ve özveriler neticesinde oluşturulmaktadır. Ağaca ilginç ve bir o kadar da yaratıcı figürler aktararak bu konudaki ustalıklarını gösteren ilçe halkı, bu yeteneğini önemli bir kültür turizmi aracı olarak kullanmakta ve başarılı olmaktadır. Kaynakça Dış bağlantılar Ahlat Belediyesi Ahlat Kaymakamlığı Ahlat tarihçesi Cittaslow
1398
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kristof%20Kolomb
Kristof Kolomb
Kristof Kolomb (31 Ekim 1451 – 20 Mayıs 1506), Atlantik Okyanusuna yaptığı toplam dört seferi tamamlayarak coğrafî keşifleri başlatan ve Amerika'nın kolonizasyonunun yolunu açan Cenevizli kaptan ve kâşiftir. Katolik hükümdarlar tarafından desteklenen keşifleri; Karayipler, Orta Amerika ve Güney Amerika ile Avrupalıların ilk temâsı oldu. Genç yaşta denize açıldı ve kuzeyde Britanya Adaları'na, güneyde ise Gana'ya kadar seyahat etti. Büyük ölçüde kendi kendini eğitmiş birisi olarak, coğrafya, astronomi ve tarih ile ilgili geniş çapta kitaplar okudu. Kazançlı baharat ticaretinden kâr elde etmeyi umarak Doğu Hint Adaları'na batı üzerinden bir yol aramak için plan hazırladı. Portekizli bir soylu kadın olan Filipa Moniz Perestrelo ile evlendi ve birkaç yıl Lizbon'da yaşadı, evlilikleri sırasında büyük oğlu Diego Kolomb dünyaya geldi. Eşinin ölümünün ardından Kastilyalı Beatriz Enríquez de Arana'yı metresi olarak yanına aldı. Bu birliktelikten ise, daha sonra meşru oğlu olarak kabul edeceği, Ferdinand Kolomb doğdu. Birden fazla krallığa yönelik ısrarlı lobi faaliyetinin ardından, Kastilya hükümdarı I. Isabella batıya açılacağı bir yolculuğu finanse olmayı kabul etti. Kolomb, Ağustos 1492'de Kastilya'dan üç gemiyle ayrıldı ve 12 Ekim'de Amerika'ya iniş yaptı (Böylece bugün Kolomb öncesi Amerika olarak adlandırılan dönem sona erdi). Ayak bastığı ilk yer sakinleri tarafından Guanahani olarak adlandırılan, günümüzde yeri tam olarak bilinmeyen, Bahamalar'daki bir adaydı. Daha sonra Küba ve Hispanyola adalarını ziyaret ederek, Haiti'de bir koloni kurdu. 1493'ün başlarında Kastilya'ya geri döndü ve beraberinde bir dizi tutsak yerli getirdi. Yolculuklarının haberi kısa sürede tüm Avrupa'ya yayıldı. Kolomb, 1493'te Küçük Antiller'i, 1498'de Trinidad'ı ve Güney Amerika'nın kuzey kıyılarını ve 1502'de Orta Amerika'nın doğu kıyılarını keşfederek Amerika'ya üç sefer daha yaptı. Karşılaştığı yerli halklara indios ("Hindistanlılar") adını verdi. Ayrıca başta adalar olmak üzere coğrafi bölgelere verdiği isimlerin çoğu günümüzde halen kullanılmaktadır. Amerika'nın tamamen ayrı bir kara parçası olduğunun ne ölçüde farkında olduğu belirsizdir ancak Uzak Doğu'ya ulaştığına dair inancından açıkça hiçbir zaman vazgeçmedi. Kolomb vali olarak görev aldığı süreçte çağdaşları tarafından vahşetle suçlandı ve kısa süre sonra görevden alındı. Kolomb'un Kastilya ve onun Amerika'daki atanmış sömürge yöneticileriyle olan gergin ilişkisi, 1500 yılında tutuklanıp Hispanyola'dan çıkarılmasına ve ardından uzun süren karşılıklı davalara yol açtı. Kolomb'un keşifleri, modern Batı medeniyetinin inşaatına yardımcı olan fetih ve kolonizasyon dönemini başlattı. İlk yolculuğunu takip eden Eski Dünya ile Yeni Dünya arasında başlattığı değişimlerin bütününe, Kolomb takası adı verilir. Kristof Kolomb, ölümünden sonraki yüzyıllarda geniş çapta saygı gördü, ancak bilim adamları, başta Hispanyola'nın yerli halkı olan Tainolar'a karşı yapılan soykırım ve kölelik ile neredeyse yok edilmesi gibi, onun yönetimi altında verilen zararlara ve işlenen suçlara daha fazla dikkat gösterdikçe, kamuoyu algısı son yıllarda oldukça değişti. Günümüzde Batı Yarımküre'deki birçok yer, Kolombiya, Kolumbiya Bölgesi ve Kanada'nın Britanya Kolumbiyası eyaleti de dahil olmak üzere onun adını taşımaktadır. Hayatı Kristof Kolomb'un doğduğu yer tam olarak bilinmese de 31 Ekim 1451'den önce Cenova'da doğmuştur. Babası, hem Cenova hem de Savona'da çalışmış olan, aynı zamanda genç Kristof'un da yardımcı olarak çalıştığı bir peynir standına sahip olan, yün dokumacı Domenica Kolomb'du. Annesi ise Korsika'lı varlıklı bir ailede doğmuş olan Susanna Fontanarossa'dır. Bartolomeo, Giovanni Pellegrino ve Giacomo olmak üzere üç erkek ve Bianchinetta adında bir kız kardeşi vardı. 1473'te Kolomb, Cenova'da bulunan Centurione, Di Negro ve Spinola aileleri için iş acentesi olarak çıraklığa başladı.1476 Mayıs'ında Cenova tarafından Kuzey Avrupa'ya değerli yük taşımak için gönderilen silahlı bir konvoyda yer aldı. İngiltere'nin Bristol ve İrlanda'nın Galway kentlerinde demirledi. Aynı zamanda 1477'de İzlanda'da olduğu da düşünülmektedir. 1477 Sonbaharında bir Portekiz gemisi ile Galway'dan Lizbon'a gittiği, burada kardeşi Bartolomeo'yu bulduğu ve Centurione ailesi adına ticaret yapmaya devam ettikleri bilinmektedir. Ardından Kristof 1477'den 1485'e kadar Lizbon'a yerleşti ve Porto Santo valisinin kızı ve Lombard kökenli bir asilzade olan Filipa Moniz Perestrelo ile evlendi. 1479 veya 1480'de oğlu Diego Columbus dünyaya geldi. 1482 ve 1485 yılları arasında Batı Afrika sahilleri boyunca ticaret yaptı. Gine'de bulunan bir Portekiz ticaret merkezi olan Elmina'ya ulaştı. Bazı kayıtlar Kristof seyahat veya iş için İspanya dışında iken eşi Filipa'nın 1485 yılı civarlarında öldüğünü yazmaktadır (Filipa'nın ölüm tarihi 1478-1485 yılları arasında olduğu düşünülse de hâlâ belirsizdir.). Bunun üzerine Kolomb Portekiz'e geri döndü. Oğlunu ve orada bulunan mal varlığını alarak Portekiz'den ayrıldı ve 1485 yılında İspanya'ya yerleşti. 1487 yılında, 20 yaşında bir yetim olan Beatriz Enriquez de Arana ile tanıştı. Beatriz'in Kolomb ile ilk Cordoba'da karşılaşmış olması muhtemeldir. Bu birliktelikleri sonucu, evlilik dışı olarak 1488 Ağustos'unda Fernando (Ferdinand) Kolomb dünyaya geldi. Ardından büyük ve meşru oğlu olan Diego'yu Beatriz ile ilgilenmesi için bıraktı ancak Diego görevlerinde ihmalkardı. Dipnotlar ve kaynakça Notlar Özel 1451 doğumlular Cenova doğumlular 1506 yılında ölenler 15. yüzyıl kâşifleri İtalyan denizciler İtalyan kâşifler Amerika'nın kolonileştirilmesi Deniz tarihi Coğrafi keşifler Orta Amerika kâşifleri 1490'larda Küba 15. yüzyılda Karayipler İspanya'da defnedilenler Kolomb ailesi Ceneviz Cumhuriyeti'nde kişiler
1405
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0spanya
İspanya
İspanya (İspanyolca: , ) ya da resmî adıyla İspanya Krallığı (İspanyolca: Reino de España), Avrupa'nın güneybatısında, İber Yarımadası'nda yer alan ülkedir. Güneyde ve doğuda Akdeniz'e, kuzeyde ise Atlantik Okyanusu'na kıyısı vardır. Batıda Portekiz, kuzeyde Fransa, Andorra ve güneyde Birleşik Krallık (Cebelitarık) ile komşudur. İspanya toprakları ayrıca Akdeniz'de Balear Adaları, Atlantik Okyanusu'nda Kanarya Adaları'nı ve Kuzey Afrika'da Ceuta ve Melilla adlı iki özerk şehri de kapsar. 505.992 kmlik alanıyla İspanya, Fransa'dan sonra Batı Avrupa'daki ikinci büyük ülkedir. 650 metrelik ortalama yüksekliği ile de İsviçre'den sonra Avrupa'daki ikinci yüksek ülkedir. İspanya parlamenter demokrasi şeklinde örgütlenmiş bir anayasal monarşi rejimi ile yönetilir. 1 Ocak 1986'dan beri Avrupa Birliği'nin, 30 Mayıs 1982'den beri NATO'nun bir üyesidir. Tarihçe MÖ 1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşim merkezlerini kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlar takip etti. İspanya daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. MÖ 202 yılında Romalılar Kartacalıları İber Yarımadası'ndan attılar. Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hristiyanlığı burada kabul ettirdi. Milattan Sonra 5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hâkim oldu. Vizigotların hâkimiyeti uzun sürdü ve Hristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'da Hristiyanlığın yayılmasını sağladı. Endülüs dönemi 711'de Afrika'dan gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hâkim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular. On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladı. 1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Granada kalmıştı. Aragon kralı II. Fernando ile Kastilya kraliçesi I. İsabel'in evlenmesi ve ordularını birleştirmesi ile Hristiyanlar daha da güçlenmiş ve Yahudilerle Müslümanları Endülüs'ten çıkarmışlardır. Kemal Reis komutasında bir donanma ile kurtulan Yahudilerle Müslümanlar gemilerle doğuya getirilmişlerdir. Geride Avrupalıların da yararlandığı birçok bilim ve fen kitabı bıraktılar. Aydınlanma Çağı dönemi 1492'de Müslümanların son kalesi Granada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi desteğiyle Amerika'yı keşfettiği ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk, İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge imparatorluklarından birini kurmasına yol açtı. İspanyol askerler, onları hediyelerle karşılayan yerlilere köleleştirme, işkence, soykırım yaşattılar. Kristof Kolomb'un yakın bir arkadaşının çocuğu olan ve yerlilere yapılan zulümlere tanık olan Bartolomé de las Casas, 1542 tarihli Kızılderililer Nasıl Yok Edildi? isimli kitabında şunları yazmaktadır: "Amerika yerlilerinin Hristiyanlara karşı giriştikleri savaşta haklı olduklarına yüzde yüz eminim. Öte yandan Hristiyanlar onlarla tek bir haklı savaş yapmadı. Tam tersine savaşları dünyadaki hiçbir zorbanın olamadığı kadar şeytansı ve haksızdı." 1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı. 1640'ta Portekiz'i, 1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandı. I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet Dönemi I. Dünya Savaşı'nda İspanya bütün davetlere rağmen tarafsız olarak kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa, İspanya'nın bazı topraklarına saldırıp işgal etti. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu. 1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri cumhuriyetçilerin kazanması sonucu Kral VIII. Alfonso ülkeyi terk etti. 1936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine General Franco seçilmiş hükûmete darbe yapmak istedi ve ülkede iç savaş baş gösterdi. Franco Dönemi 1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco devlet Başkanı oldu. II. Dünya Savaşı'na da katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu. 1975 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine I. Juan Carlos geçti. 1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Alfonso Sourez'i başbakanlığa atadı. Demokrasiye Geçiş Dönemi 15 Haziran 1977'de, 41 yıl sonra İspanya'da ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti. 1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı. 1982 seçimlerinde ise Sosyalist Parti seçimi büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı. Politika Anayasa İspanya anayasası 1978'de kabul edilen anayasadır. İspanya'nın anayasası 1812'de kabul edilen anayasaya dayanır. 1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra 1977'de yapılan seçimlerle Constituent Cortes adında anayasal bir kurum olarak görev yapan meclis, anayasayı değiştirmek üzere toplandı ve 1978 anayasasını çıkarttı. Sonucunda da İspanya 17 özerk devlet ve 2 özerk şehre ayrıldı. Dış ilişkiler 1975'te Francisco Franco'nun ölümünden sonra, Franco rejiminin dış ilişkileri engellediği İspanya, dış ilişkilerini geliştirmeye karar verdi. 1982'de NATO, 1986'da ise Avrupa Birliği üyesi oldu. 2001'de Kuzey Kore ile ilişkilerin normalleştirilmesi ile de İspanya tüm dünya ile ilişkilerini düzeltmiş oldu. Sorunlar Birleşik Krallık: İspanya ile Birleşik Krallık arasında 6 km² alan kaplayan Cebelitarık sorunu bulunmaktadır. İber Yarımadası'nın en güneyinde bulunan Cebelitarık 1704'te İngilizler tarafından İspanya Veraset Savaşları sırasında fethedilmişti. Sorun yasal olarak Utrecht Barışı ile çözüme kavuşmuştu. Bu barışa göre Birleşik Krallık, Cebelitarık'ı sonsuza kadar alıyordu. Sorun şu anda Birleşmiş Milletler ile çözümlenmeye çalışılmaktadır. Fas: Fas, İspanya'dan Afrika kıyılarında bulunan Ceuta ve Melilla şehirlerini istemektedir. Portekiz: Portekiz ise İspanya'nın Olivenza bölgesindeki egemenliğini tanımamaktadır. İspanya yönetim birimleri İspanya 17 özerk bölgeye (comunidades autónomas) ve 2 özerk şehre (ciudades autónomas) ayrılmıştır. Ayrıca İspanya'da elli il bulunmaktadır. Yedi özerk bölgenin her biri (Asturias, Balear Adaları, Cantabria, La Rioja, Madrid, Murcia ve Navarre) aynı zamanda bir ildir. Tarihî sebeplerden ötürü, bazı iller ayrıca comarcas denilen ilçelere ayrılmıştır. İspanya'daki en küçük yönetim birimi belediyelerdir (municipio). Coğrafya İspanya (Batıdaki) Portekiz ve Birleşik Krallık'a ait olan (Güneydeki) Cebelitarık ile birlikte İber Yarımadası'nda, 36° ve 43,5° kuzey enlemleri ve (Balear Adaları, Kanarya Adaları, Septe ve Melilla'yı saymazsak) 9° batı ve 3° doğu boylamları arasında bulunur. İspanya İber Yarımadası'nın yedide altısını kaplar. Kuzeydoğusunda Pireneler boyunca Fransa ve Andorra ile İspanya arasındaki sınır uzanır. Bununla birlikte Akdeniz'de bulunan Balear Adaları, Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları ve Kuzey Afrika kıyılarında bulunan Septe ve Melilla eyaletleri de İspanya sınırları dâhilindedir. Fransa sınırlarındaki Llívia şehri de İspanya'ya aittir. Bununla birlikte Fas kıyılarında bulunan Chafarinas Adaları, Peñón de Vélez de la Gomera, Alhucemas, Alborán ve Columbretes Adaları ile Perejil Adası da İspanya'ya aittir. Toplam sınır uzunluğu 1917,8 km'dir. Andorra ile 63,7 km, Fransa ile 623 km, Cebelitarık ile 1,2 km, Portekiz ile 1214 km, Fas ile (Ceuta şehri) 15,9 km uzunluğunda sınırı vardır. 4964 km uzunluğunda kıyı şeridi vardır. Septe ve Melilla şehirleri Kuzey Afrika'da bulunur ve Fas gibi Akdeniz kıyısındadırlar. İspanya'nın yüzölçümü 505.988 km karedir. İspanya, dağlık bir ülke olup ortalama yüksekliği 600 m olan dağlarıyla yükseklik açısından Avrupa'da İsviçre'den sonra ikinci sırada yer alır. Plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır. Yarımadanın belli başlı nehirleri doğudan batıya doğru bir yol izleyerek Atlantik Okyanusu'na akar. Ebro Nehri, Akdeniz'e dökülür. Denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir ise Sevilla şehrinden geçer. İspanya'nın en kuzeydeki noktası Esteca de Vares, en batıda Toriñana Burnu'dur, bunların ikisi de Galisya Bölgesi'ndedir. En güneydeki noktası Tarifa'daki Punta Marroquí, en doğudaki noktası ise Creus Burnu'dur. Kuzeyden güneye doğru uzanan en geniş alan 856 km, doğudan batıya uzanan en geniş alan ise 1.020 km'dir. İspanya'nın en büyük ve tek gölü 368 hektarlık bir alana yayılan ve 55 metre derinliğinde olan Lago de Sanabria'dır. Yüzey şekilleri İspanya'daki en yüksek dağ Kanarya Adaları'na ait olan Tenerife Adası'ndaki Pico del Teide (3718 m)'dir. Anakaradaki en yüksek dağ ise Granada Eyaleti'ndeki Sierra Nevada'da bulunan Mulhacén (3482 m) dağıdır. İspanya'nın kuzey kıyısı sadece Gijón ve Avilés ve Ribadeo ve La Coruña'nın arasında önemli çıkıntılar gösterirken, diğer yerlerde neredeyse düz bir hat şeklinde ilerler. Ülkenin diğer kıyılarına nazaran bu kıyı şeritleri dik ve aşılması zor kıyılar olarak tanımlanabilirler. Bunun nedeni burada bulunan dağların hemen hemen her yerde denizin içine kadar girmesidir. Bu kıyı şeridine ancak nehirlerin ağzından ve denizin kıyının iç taraflarına kadar girdiği, özellikle Galisya bölgesinde sıkça bulunan kollardan (Ríalardan) mümkündür. İspanya'nın batısı da tamamen bu kıyı özelliklerini gösterir, ama buradaki dağlar sadece burunlarda denizin içine kadar girdiklerinden ve Ría'ların arka kısımlarında genellikle düzlük alanlar bulunduğundan kuzey kadar aşılması güç bir kıyı şeridi değildir. Güney ve doğu kıyılarının karakteristik özelliği ise düz haliçler ve bu haliçlerin aralarında bulunan ve tepelik alanlarla sona eren çıkıntılardır. Bu şeritler kuzey ve batı kıyılarına oranla çok daha kolay aşılabilen kıyılardır. Güney kıyısındaki en önemli körfezler batıdan doğuya doğru Cádiz, Málaga, Almería ve Cartagena Körfezleri; doğu kıyısındakiler ise Bahía Alicante ve Valensiya Körfezi'dir. İspanya'nın en uzun nehirleri Douro, Tejo ve Ebro'dur. İklimi Atlantik İklim: Atlantik Okyanusu kıyısındaki bölgelerde görülür: Galisya, Asturya, Kantabria, Bask Ülkesi, Navarra. Özellikle kış aylarında yağış görülür, kış ve yaz oldukça ılıman geçer. Okyanus-Kıtasal İklim: İber Yarımadası'nın ortasında görülür: Kastilya Leon, Madrid, La Rioja, Kastilya-La Mancha, Ekstremadura ve Endülüs. Kışlar oldukça soğuk geçer ve özellikle kuzeyde kar yağışları görülür, yazlar ise sıcaktır. Kıtasal Akdeniz İklimi: Aragona, Katalonya, Valensiya (iç kısımlarında), Murcia, Kastilya-La Mancha ve Endülüs'te görülür. Yağışlar ilkbahar ve sonbahar aylarında görülürken, yazlar sıcak, kışlar ise soğuk geçer. Akdeniz iklimi: Katalonya'da, Balear Adaları'nda, Valensiya'da, Murcia'da ve Endülüs'te görülür. Çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında yağış görülür. Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalan bir seyirdedir (Barselona 640 mm, Tortosa 524 mm, Valencia 454 mm, Alicante 336 mm, Almería 196 mm). Kış aylarındaki hava sıcaklıkları çok düşük olmamakla birlikte yazın sıcak bir hava hâkimdir. Subtropikal İklim: Kanarya Adaları'nda görülür. Neredeyse bütün yıl boyunca ılıman bir iklim hâkimdir (18 ile 24 °C arası). Kış mevsimi yok denecek kadar hafif geçer. Santa Cruz de Tenerife'deki ortalama hava sıcaklıkları ocak ayında 17,9 °C, ağustos ayında ise 25,1 °C'dir. Kanarya Adaları'nın yağış oranı bölgeden bölgeye büyük farklılıklar göstermektedir. Dağ İklimi: Pireneler'in yüksek kesimlerinde ve Kastilya dağlarının yüksek yerlerinde görülen bir iklimdir. Kışlar uzun geçer, yazlar ise kısa ve ılımandır. özellikle kış ayları bölgede yoğun don olayları görülür bu sebeple yaz aylarının gelmesi uzar yazlar kısa ve ılıman geçer temmuz ayının ortalarına doğru bölgede şiddetli yağmurlar başlar ve su baskınları meydana gelir. Askeriye İspanya ordusunu (İspanyolca: Fuerzas Armadas Españolas) kral yönetir. Ordu dörde ayrılır. Kara Kuvvetleri (Ejército de Tierra) Deniz Kuvvetleri (Armada) Hava Kuvvetleri (Ejército del Aire) Askeri Polis Kuvvetleri (Guardia Civil) Ekonomi Dünya Bankası verilerine göre İspanya dünyanın en büyük sekizinci ekonomisine sahiptir. CIA verilerine göre İspanya'nın Gayri safi millî hasılası 1,362 trilyon dolardır. Kişi başına düşen GSMH ise yaklaşık 33.700 dolardır. İspanya ekonomisi 2007 yılında tüm G7 ülkelerini geride bırakarak %3,8 büyümüştür. İspanya 1999 yılında kendi para birimi pesetayı bırakarak diğer Avrupa Birliği üyeleriyle birlikte Euro para birimine geçmiştir. İspanya'da 22,19 milyon çalışan bulunurken bunların %3,5'i tarımda %29,8'i sanayide, kalan %66,6'lık kesimi de hizmet sektöründe çalışmaktadır. Ancak bununla birlikte %22,3'lük işsizlik oranıyla Avrupa ortalamasının üstündedir. Otomotiv endüstrisi Otomotiv endüstrisi, ülkedeki en büyük işverenlerden biridir. 2015 yılında İspanya, Almanya'dan sonra dünyanın en büyük 8. otomobil üreticisi ve Avrupa'nın en büyük 2. otomobil üreticisi ülkesiydi. 2016 itibarıyla, otomotiv endüstrisi İspanya'nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 8,7'sini üretiyordu ve imalat sanayinin yaklaşık yüzde dokuzunu istihdam ediyordu. 2008'de otomobil endüstrisi en çok ihraç edilen 2. endüstri iken 2015'te toplam üretimin yaklaşık %80'i ihracat içindi. Alman şirketleri 2015'te İspanya'ya 4,8 milyar Euro akıtarak ülkeyi doğrudan Alman yabancı yatırımı için yalnızca ABD'nin ardından ikinci en büyük hedef haline getirdi. Bu yatırımın aslan payı olan 4 milyar Euro, ülkenin otomobil endüstrisine gitti. Enerji 2010 yılında İspanya, Alvarado, Badajoz yakınlarındaki La Florida adlı devasa bir elektrik santrali tesisiyle Amerika Birleşik Devletleri'ni geride bırakarak güneş enerjisi dünya lideri oldu. İspanya aynı zamanda Avrupa'nın ana rüzgar enerjisi üreticisidir. 2010 yılında rüzgar türbinleri, İspanya'da üretilen tüm elektrik enerjisinin %16,4'ünü oluşturan 42.976 GWh üretti. 9 Kasım 2010'da rüzgar enerjisi, anakara elektrik talebinin %53'ünü kapsayan ve 14 nükleer reaktörünkine eşdeğer miktarda enerji üreten ani bir tarihi zirveye ulaştı. İspanya'da kullanılan diğer yenilenebilir enerjiler hidroelektrik, biyokütle ve denizciliktir (inşa halindeki 2 enerji santrali). İspanya'da kullanılan yenilenemeyen enerji kaynakları nükleer (8 faal reaktör), gaz, kömür ve petroldür. Fosil yakıtlar birlikte, 2009'da İspanya'nın elektriğinin %58'ini üreterek OECD ortalaması olan %61'in biraz altında kaldı. Bilim ve Teknoloji Consejo Superior de Investigaciones Científicas (CSIC), ülkede bilimsel araştırmalara adanmış önde gelen kamu kurumudur. 2018 SCImago Kurumları Sıralamasında dünya çapında 5. en iyi devlet bilim kurumu (ve genel olarak 32.) olarak yer aldı. İspanya, Küresel İnovasyon Endeksi'nde 2019'da 29. iken 2021'de 30. sırada yer aldı. Yüksek öğretim kurumları (bölgesel, NUTS2 düzeyinde yönetilen) ülkedeki temel araştırmaların yaklaşık %60'ını gerçekleştirmektedir. Aynı şekilde, özel sektörün Ar-Ge harcamalarına katkısı diğer AB ve OECD ülkelerine göre çok daha düşüktür. Kültür Turizm Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü'nün verilerine göre 2019 yılındaki verilerine göre Dünya'da 89 milyon turistli Fransa'dan sonra 83 milyon turistle İspanya en çok ziyaret edilen 2. ülke konumundadır. Eğitim İspanya'da devlet okullarında eğitim ücretsiz ve 6 ila 16 yaş arasındaki çocuklar için zorunludur. Ülkede özel ve yarı özel okullar da bulunmaktadır. Çocuklar, altıncı sınıfa kadar ilkokula, daha sonra ortaöğretim birinci sınıfa başlarlar. Nüfus 1 Ocak 2020 yılı itibarıyla İspanya Ulusal İstatistik Enstitüsü'ne göre, İspanya'nın nüfusu 47.329.981 kişidir. Ülkedeki erkek nüfusu 23.197.625 kişi, kadın nüfusu ise 24.132.356 kişidir. Bunun yanı sıra ülkede yabancı kökenli olarak 5.235.375 kişi yaşamaktadır. Nüfus yılda %0,096 oranında artmaktadır. Kilometrekare başına 89,6 kişi düşmektedir. En yoğun il ise Madrid'dir. Ülke genelinde tahminî ömür 79,92 yılken, erkeklerde bu rakam 76,6 yıl kadınlarda ise 83,45 yıldır. Ülke nüfusu yüksek sanayileşme ve göçlerden dolayı 20. yüzyılda iki katına çıktı. Bunun ardından, 1980'lerden sonra doğum oranı azaldı ve elli ilden on birinde ciddi nüfus düşüşleri meydana geldi. Bundan sonra Latin Amerika, Doğu Avrupa, Afrika gibi yerlerden göç edenlerin sayısı arttı. İspanya'da eşcinsel çiftler evlenme hakkına sahiptirler. Diller İspanya'da konuşulan diller ağırlıklı olarak şunlardır: İspanyolca İspanya'nın tek resmi dili olarak kabul edilir, diğer diller ise sadece özerk bölgelerde günlük hayatta kullanılan ana dildir. Bununla birlikte Valensiya Bölgesi'nde Katalancanın bir bask lehçesi olan Valensiyaca konuşulurken, Balear Adaları'nda da Katalancanın bir başka lehçesi olan Mayorka Lehçesi konuşulur. Bunların dışında küçük gruplar tarafından konuşulan azınlık dilleri de bulunur. Bunlardn birkaç tanesi Asturyasca, Aragonca ve Aranese'dir. Bununla birlikte Melilla'da yaşayan Masiriler Tamazight dili konuşurken, Olivenza'da (Ekstremadura) hâlâ Portekizce konuşan gruplar bulunmaktadır. Tatil sezonu başladığında Almanya'dan, Polonya'dan ve birçok Güney Amerika ülkesinden özellikle tatil yörelerine çalışmaya gelen birçok kişi bulunur. Costa Blanca ya da Costa del Sol gibi bazı turistik bölgelere yerleşmiş olan birçok Alman ve İngiliz de mevcuttur. Yabancı dil olarak İngilizce ve Fransızca konuşulur. Genç İspanyollar yabancı dil olarak daha çok İngilizceyi öğrenirken, yaşı büyük olan İspanyollar daha ziyade Fransızca bilmektedirler. Dinler ve dünya görüşleri 2022 Centro de Investigaciones Sociológicas(http://cis.es/ ) verilerine göre İspanya halkının %56'sı Katolik (%38 inanan ama düzenli ibadet etmeyen %18'sı düzenli ibadet eden) %38 Dinsiz (%14 Ateist, %12 Agnostik %12 Tanımsız) %3 Diğer dinlere bağlıdır %3 ankete cevap vermemiştir. Katolik Kilisesi Papalıkla yapılan bir anlaşmadan dolayı İspanya hükûmeti tarafından desteklenen bir kilisedir. İspanya'da Katolik Kilisesi inananlardan toplanan yardımlar sonucu ayakta kaldığından, resmi olarak yardım toplamasına da gerek yoktur. Hıristiyanların en çok ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri olan Santiago de Compostela da İspanya'da bulunmaktadır. Kaynakça Dış bağlantılar Hükûmetin resmî web sitesi. İspanya'dan fotoğraflar İspanya'daki Ünlü Müzeler Avrupa ülkeleri Liberal demokrasiler İber Yarımadası NATO ülkeleri Avrupa Konseyi ülkeleri Avrupa Birliği ülkeleri Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler İspanyolca konuşan ülkeler Güney Avrupa Batı Avrupa Akdeniz İçin Birlik ülkeleri Güney Avrupa ülkeleri
1407
https://tr.wikipedia.org/wiki/Van
Van
Van (, Kürtçe: Wan, Fân), Van, Türkiye'nin Van ilinin merkezi olan şehirdir. Anadolu'nun en büyük kapalı havzası olan Van Gölü kıyısında toprakları verimli, akarsuları bol, iklim koşulları oldukça elverişli bir yerleşim merkezidir. Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biridir. Etimoloji Van isminin nereden geldiğine dair belli bir kaynak yoktur ancak kabul edilen iki ayrı görüş bulunmaktadır. Bunlardan birincisi şehir kurulduktan sonra Van adında bir valinin gelip şehri bayındır hale getirmesinden dolayı isminin verildiğidir. İkinci görüş ise Urartular'ın şehir için kullandıkları "Viane" ve "Biane" kelimelerinden türemiş olduğudur. Bölgenin hakim dillerinde yapılan bütün karşılaştırmalarda her iki kelime yakın anlamda görünmektedir. Her iki kelime de şehir ve yerleşime ilişkindir. Dolayısıyla Van yerleşim yeri, şehir, memleket yöre benzeri anlamdadır. Bunlardan en yüksek ihtimal ise şehir görünmektedir. Tarihçe Van'da insan yerleşiminin tarihi MÖ 7000 yıllarına kadar uzanır. Van Kalesi'nin 6 km güneyinde bulunan Tilkitepe ve Van Gölü'nün kuzeyindeki Ernis Mezarlıklarında yapılan kazılarda Kalkolitik, Tunç, Demir çağlarına ait yerleşimler bulunmuştur. Van'da 20. yüzyıla kadar Ermeni, Türk, Kürt, Arap, Zaza nüfus yaşamıştır. Gelenekleri Osmanlı ve İran etkisinde gelişmiştir. Van farklı kültürlerin ve toplulukların bir arada yaşayabildiği güzide bir coğrafyadır. Erken tarih Hurriler, MÖ 2000'lerden itibaren Van Gölü'nden başlayarak Kızılırmak ve Yeşilırmak'ın Karadeniz'e döküldüğü yerlere kadar uzanan bir bölgeye hâkim olmuştur. MÖ 13. yüzyılda Hurri-Mitanni siyasi teşekkülün merkezi otoritesi zayıflamış ve beyliklere bölünmüştür. Asur Kralları bu küçük beyliklerini hakimiyetleri altına almaya çalışmış ve bu sırada Van Gölü çevresinde Batı İran'a kadar olan bölgede Urartular ile Asurlular arasında mücadeleler başlamıştır. Urartu-Asur mücadelesi MÖ.VI. yüzyılın ortalarına kadar sürmüş, Urartular bu dağlık ve zor arazi şartlarına sahip bölgeyi egemenlik altında tutmuştur Şehri ilk kuran Asur Kraliçesi Semiramis'tir. Urartular zamanında şehir bir imparatorluk merkezi haline gelmiş ve Urartuların başkenti o zaman Van'a verdikleri isim ile Tuşpa olmuştur. Urartular'dan kalma Van Kalesi, 3000 yıldır hâlâ ayaktadır. Van Kalesi'nde Urartular'dan kalan kaya ve oda mezarları, tapınaklar, yazıtlar ve bazı yapılar bulunur. Urartu kralı I. Sarduri'nin kurduğu ve başkent yaptığı Tuşpa, Urartu krallarının mezralarını, uzun yazıtları içinde barındırır. Horhor Yazıtı, kaledeki en uzun yazıttır ve kral Argişti'ye ait mezar odasının girişinde bulunur. Analı kız kutsal alanında büyük bloklara yazılmış yazılar vardır ve burası bir sunak alanıdır. İç Kale'de Urartulara ait bir tapınağın temelleri bulunur. Kalenin batısında Madır Burcu isimli görkemli yapının ne amaçla yapıldığı tam olarak bilinmemektedir, fakat bir liman olduğu tahmin edilmektedir.Kalenin kuzeyinde yer alan Van Kalesi Höyüğü'nde kazılar da yapılmıştır. Van'ın medeni tarihi Urartular ile başlar. Van, bugünkü Doğu Anadolu Bölgesi ve Ermenistan ile civarındaki toprakları kapsayan Urartu Devleti'nin merkeziydi. İskit istilasının ardından zayıflayan Urartular, İran'dan gelen Medler tarafından yıkıldı. Daha sonra bölgeye Ahamenişlerler, Büyük İskender, Selevkoslar, Ermeniler, Partlar, Romalılar, Sasaniler ve Doğu Romalılar (Rumlar) hâkim olmuştur. 644 yılında Müslüman Araplar bu bölgeyi fethetmiş, daha sonra bölge yine Rumlara geçmiştir. Yöre, uzun süre Abbasilere veya Rumlara bağlı yerel Ermeni beyleriyle yönetilmiştir. Selçuklu ve Osmanlı Dönemi 11. yüzyıldan itibaren Türkmenlerin yerleşmeye başladığı Van Gölü havzası, önce Selçuklulara, sonra da İlhanlılara, Celayirîlere, Karakoyunlulara ve Akkoyunlulara yurt olmuştur. 1500 yılından itibaren şehir büyük ölçüde Osmanlı-Safevi kapışmasına sahne olmuştur. İlk başta 1534-35 Irak Seferi ile Osmanlı boyunduruğuna girmiştir. Sonrasında Osmanlılar'ın Batıya yönelmesi sonucu tekrar Safevi hükmü yaşamıştır. 1548'de Van bir daha el değişmemek üzere Osmanlı egemenliğine girmiştir. Osmanlı egemenliğinden sonra "eyalet" haline gelmiş ve Van Gölü havzasının merkezi olmuştur. 1500'lü yıllardan itibaren Türkler ve Ermeniler'in sükûnet içinde yaşadığı bir yer olmuştur. Ancak 1850'den sonra şehir içinden tehlike çanları çalar. Van'da barış ortamı bozulmaya başlar ve şehir uzun süreli bir kabus içine girer. Gayrimüslim ahali tarafından İlk isyan 2 Haziran 1896'da başlar. Yaz boyu süren isyan yüzünden iki tarafta yüzlerce kayıp verir. Yaz mevsiminin bitmesiyle isyan bastırılır fakat bu kalıcı çözüm sağlayamaz. Van'a vali olarak atanan Ali Paşa kısa sürede şehirde sükuneti sağlar ve isyana katılmayan kesimin beğenisini kazanır. Ancak Paşa'nın görevden alınması işleri tekrar sarpa sarar. Müslüman ve gayrimüslim ahali arası yaşanan çatışmalar I.Dünya Savaşı ile birlikte şehri bir yıkıma götürür. 2 Nisan 1918'de Ali İhsan Paşa komutasındaki Osmanlı Ordusu, Rusların harabeye çevirdiği Van'ı tekrar alır. Bu dönemden sonra Van şehri Erek Dağı'nın eteğinde yeniden kurulur. Eski Van ise 1-2 cami hariç kullanılamaz hale gelmiştir ve günümüze gelinceye kadar ayakta kalan yapılar dayanamayarak yıkılmıştır. Cumhuriyet dönemi Cumhuriyet ilanı ile birlikte Van, Türkiye'nin bir ili olmuştur. Yenişehir Toprakkale eteklerinde yeniden kurulmuştur. Bu dönemden itibaren şehir düşük bir hızda gelişmeye devam etmiştir. 1943 yılında havalimanına kavuşmuştur. 1976 yılında ise Muradiye-Çaldıran'da yaşanan bir depremle sarsılmıştır. 1980 yılından sonra bölgede yaşanan güvenlik olaylarından dolayı bölge halkının ilk adreslerinden biri olmuştur. Bu dönemden itibaren şehir nüfusu ani hızla büyümeye başlamıştır. 2008 yılında nüfusu 1 milyonu geçmiştir. Van'ın merkezinde Ekim ve Kasım 2011'de iki yıkıcı deprem meydana gelmiştir. Bu depremler Van için bir dönüm noktası olmuştur ve şehir büyük ölçüde değişime uğramıştır. Deprem öncesi 353.000 olan merkez nüfus deprem sonrası 500.000'i geçmiştir. 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile Van'da sınırları il mülki sınırları olan büyükşehir belediyesi kurulmuş ve 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesi çalışmalarına başlamıştır. İklim Nüfus Kültür Van kültürü; Van kedisi, Van otlu peyniri ve Van kahvaltısına dayanır. Van otlu peyniri yörede önemli bir şekilde yayılmıştır. Dağlardan toplanan otlardan yapılır. Şehrin sahip olduğu kültürel yapılar, turizme katkı sağlamaktadır. Şehre özellikle İran'dan turist gelmektedir. Eski Van Şehri Eski Van şehri birçok yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu şehrin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. Surlara ait bazı kalıntılar vardır ve sağlam olan tek kapı güneye bakan Orta Kapı'dır. Mimar Sinan'ın eseri olan Hüsrevpaşa Külliyesi han, hamam, türbe, imaret, çeşme ve medreseden oluşmaktadır. Bölgede sağlam kalan tek hamam bu külliyenin bir elemanı olan Çifte Hamam'dır. Eski Van'da günümüzde kullanılan tek eser Kaya Çelebi Cami'dir. Eskiden çok görkemli bir mekân olan Van Ulu Camisi ne yazık ki günümüzde yıkılmıştır ve sadece minaresi sağlam kalabilmiştir. Kızıl Cami'ninde aynı şekilde minaresi günümüze ulaşmış ve diğer bölümleri yıkılmıştır. Kentte ayrıca günümüze ulaşan S. Dsirvanor, S. Stephan, S. Vardan, s. Neshan, şehrin en eski kilisesi olan ve Çifte Kilise olarak da anılan S. Paulos ve S. Petros Kiliseleri bulunur. Ayrıca eskiden İsa'nın çarmıhına ait bir parçanın saklandığı Meryem ana (S. haç, Tiramary) kilisesi ve Madır burcunun üstüne yapılmış Vaftizci Yahya (S. Hovhannes) kiliseleri yıkılmıştır. Hüsrev Paşa hanının temelleri Kaya Çelebi ve Hüsrev Paşa Camileri arasında görülebilmektedir. Şehrin batısında bulunana Horhor bahçeleri şehrin surlar içerisindeki bahçeleri durumundaydı ve İskele Kapı'nın hemen önündeydi. Ayrıca bahçelerin yakınında hâlen kalıntıları olan Horhor Cami ve Medresesi bulunuyor Tarihî yapılar Van Kalesi: Van şehir merkezinin batı kesiminde, Eski Van şehrinin tam yanı başında, yüksek ve geniş bir kaya parçasının üstüne inşa edilmiştir. Urartu kralı I. Sarduri tarafından inşa edilmiştir. Urartular'ın siyasi merkezidir. Yıllar boyu şehrin en önemli simgelerinden biri olmuştur. Kuzey kesiminde bir türbe, batı kesiminde Horhor Bahçeleri, güney kesiminde ise eski Van şehrinin enkazı bulunur. Hoşap Kalesi: Van-Hâkkari kara yolu üzerinde bulunan, Urartular tarafından inşa edilen bir diğer kaledir. Bulunduğu konum itibarıyla, ticaret yollarının üzerinde bulunması dolayısıyla önem arz etmiştir. Dik bir yamaç üzerinde inşa edilmiştir. Günümüzde kullanım dışı olan kale, içinde birçok yapıya ev sahipliği yapar. Çavuştepe Kalesi: Van'ın Gürpınar ilçesinde, Urartu kralı II. Sarduri tarafından inşa edilen bir diğer kaledir. Van-Hakkari kara yolu üzerinde bulunur. Yedi Kilise: Van şehir merkezinin güneydoğu kesiminde, Erek Dağı eteklerinde bulunan bir kilisedir. Eski zamanlarda bölgede yaşayan Ermeniler için manevi değeri çok yüksek olan bir yapıdır. 'Warak Wank' olarak da bilinir. 5 kilise, 1 jamaton, 1 kütüphane ve 1 çan kulesi bulunur. Kilisenin bazı yapılar günümüze ulaşsa da Ermeni Kıyımı'ndan sonra bazı yapıları yıkılmıştır. Halime Hatun Kümbeti: Gevaş ilçe merkezinde bulunan bir kümbettir. 1335 yılında Melik İzzettin tarafından kızı için yapılmıştır. İki katlı bir yapısı vardır ve usutu külâh bir mimari ile kaplanmıştır. Yanı başında bir Selçuklu mezarlığı bulunur. Akdamar Kilisesi: 7. yüzyıl zamanlarında, Van'a getirilen önemli bir tarihi parçanın saklanması amacıyla bir kral tarafından inşa ettirilmiş bir Ermeni kilisesidir. Surp Haç Kilisesi olarak da bilinir. Van ilinin özdeşleşmiş simgelerinden biridir. Ayanıs Kalesi: Urartu kralı Rusa tarafından yapılmıştır. Surlarla çevrili bir haldedir. İçinde tapınak ve benzeri yapılar bulunmaktadır. Amik Kalesi: Van'ın Tuşba ilçesi sınırlarında, Van Gölü'ne yakın bir mesafede Yeşilsu köyünde bulunan bir kayalık alandır. Van kent merkezinin 20 km kadar kuzey batısında yer alır. 11. yüzyılda Bizans'a bağlı piskoposluk merkezlerinden biri olarak kayıtlara geçmiştir. Ermeni isyanı sırasında bölge halkının sığındığı bir yerdir. Buraya sığınan bölge halkı, Ermenilerin kendilerini kandırması sonucu kaleden çıkmış, Ermeniler tarafından öldürülmüşlerdir. Doğal ve Kültürel Yapılar Muradiye Şelalesi: Muradiye ilçesinde bulunan, Bend-i Mahi çayı üzerinden dökülen şelaledir. İlçe merkezinin kuzeybatı kesiminde bulunur.Coğrafi yapısıyla dikkat çeker.Yüksekliği 18 metredir. Van Kedi Evi: Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde bulunan bir evdir.Nesilleri tehlikede olan Van Kedileri'ni korumak ve neslin devamını sağlamak için çalışan bir yapıdır. Van Kedilerinin üç ayrı türü burada koruma altındadır. Van Urartu Müzesi: 2019 yılında tamamlanmıştır. Van Kalesi'nin kuzeyinde bulunur. Geniş ve modern mimarisiyle şehrin tarihi özelliklerini sunan büyük bir müzedir. Van Hışet kalesi: Van'ın Gevaş ilçesinde bulunan Urartular zamanında yapılan Hişet kalesi zamanın önemli bir tarihi eseri olarak çoğu yıkılmış bugün içinde sadece bir duvarı ve kalıntıları mevcuttur. Mutfak Van'ın kültürel zenginliği ve aktivitesi mutfağına da yansımıştır. Keledoş, helise, murtuğa, tırşik, inci kefali, otlu peynir, ayran aşı ve Van kahvaltısı şehrin yöresel yemeklerindendir. Keledoş, hayvansal et, bulgur, nohut, tereyağı, yoğurt gibi gıdalardan yapılmaktadır. Bölge halkının en çok tercih ettiği yemeklerdendir. Ayran aşı, Buğday, yoğurt ve nohutla yapılan bir diğer yemektir. Yöre insanı için vazgeçilmez bir değerdir. İnci kefali, Van Gölü'nde yaşayan tek endemik türdür. Av yasağı zamanları dışında Van halkı tarafından bolca tüketilmektedir. Van otlu peyniri, şehir ile özdeşleşmiş bir gıdadır.Ehli hayvanlardan sağılan ve bölge coğrafyasından toplanan ot ve bitkilerden elde edilir. Şehir merkezinde yaşı 50'yi geçen bir peynir çarşısı bulunur. Bölge halkı tarafından çok tercih edilmektedir. Van kahvaltısı, içinde birçok çeşit gıda barındıran ve şehre gelen insanların dikkatini çeken bir kahvaltıdır. Helise, tavuk eti ve tereyağından yapılan bir yöre yemeğidir. Yapısı biraz Keledoş yemeğini anımsatmaktadır. Murtuğa ise tereyağı ve yumurta ile yapılan bir yöre yemeğidir. Galeri Kaynakça Dış bağlantılar Van Büyükşehir Belediyesi
1410
https://tr.wikipedia.org/wiki/Alevilik
Alevilik
Alevilik, Ali ve On İki İmam'ın öğretilerini öğretmiş olduğu varsayılan Hacı Bektaş-ı Veli'nin mistik Alevi İslami öğretilerini takip eden yerel bir İslami gelenektir. Alevi öğretileri dede adı verilen din adamları tarafından aktarılır. İslam'ın altı iman esası kabul edilir, ancak yorumlamada diğer mezheplerle farklılıklar bulundurur. Alevi öğretileri, yerel bir Türk dünya görüşüyle harmanlandı ve İslam'ın heterodoks bir yorumuna yol açtı. Alevilerin dinî itikadı Temel inanç Alevilik, Hâkk-Muhammed-Ali üçlemesiyle Ehl-i Beyt ve On İki İmamları önemseyen Câferiyye Şiiliği ile ortak noktalara sahip olan bir yoldur. Alevilikte varlık birliği önemli yer tutmaktadır. Dört kapı kırk makam inancı Dört Kapı Kırk Makam şeklindeki kâmil insan olma ilkelerini Hacı Bektaş-ı Velî’nin tespit ettiğine inanılır. Hacı Bektaş, "Kul Tanrı’ya kırk makâmda erer, ulaşır, dost olur" demiştir. Aleviler kendi içlerinde bir çeşit hiyerarşi oluşturmuştur. Örneğin yol’a gönül vermiş olana tâlip denir. Kişi, yolun kurallarını yerine getirip bilgi düzeyini arttırdıkça yükselir. Alevilikte yol denen deyimin temelini Dört Kapı Kırk Makam anlayışı oluşturmaktadır. Dört Kapı ve Mertebeleri şunlardır: Şeriat (Bel Kapısı / Mü’minlik Mertebesi) Tarikat Kapısı (Yol Kapısı / Zâhidlik Mertebesi) Marifet Kapısı (İl Kapısı / Âriflik Mertebesi) Hakikat Kapısı (Gök Aman – Yer Ana / Mûhiplik Mertebesi) Her kapının on makâmı vardır. Dinî törenler ve günler Aleviler, Muhammed’in son peygamber olduğuna, Ali bin Ebu Talib'in ise veliliğine (ya da imamlığına) inanırlar. Aleviler, ibadetlerini cemevinde yaparlar. Günlük ibadetleri Sabah, Akşam ve Gece Gülbeng'idir. Kadir Gecesi’yle bağlantılı olarak üç gün ve Muharrem ayında ise on iki gün oruç tutarlar. Muharrem’den sonra da üç gün Hızır Orucu tutarlar. Muharrem orucundan evvel üç gün Masum-u Paklar orucunu tutarlar. Nüfus dağılımı Üçte biri İstanbul bölgesinde yaşayan Alevilerin daha sonra en yoğun olarak bulundukları yöreler arasında Ankara, Adana, Balıkesir, Eskişehir, Bursa, Antalya, Aydın ve Damal, Ardahan şehirleriyle, İç ve Doğu Anadolu'da yer alan Erzincan, Sivas, Tunceli, Tokat ve Kahramanmaraş’ın ilçelerinde gelmektedir. Türkiye’de en çok Alevi köyü ise 57'si karışık olmak üzere toplam yaklaşık 548 adet köy olup Sivas ilinde yer almaktadır. Bunların ardından sırasıyla,Tunceli, Erzincan, Tokat, Çorum, Kahramanmaraş,Malatya, Amasya, Hatay, Yozgat, Adıyaman, Bingöl, Erzurum, Balıkesir, Kars, Manisa, Aydın, Adana, Mersin, Muğla ve Ordu illeri gelmektedir. Anadolu dışında ise Rumeli, Balkanlar ve Arnavutluk'ta yaşayan Bektaşiler'in yanı sıra, Batı İran, Luristan ve Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde ise Yâresânîlik (Ehl-i Hak), Kakai ve Ali İlâhîlik gibi isimlerle anılan ve kendilerini "Alevi-Kürtler" veya Alevi-Zazalar olarak tanımlayan gruplar da bulunmaktadır. Bugün İran'ın doğusunda Horasan'da da küçük bir Alevi topluluğu vardır. Aleviler daha ziyâde dağlık olan merkezî otoritenin baskısının ulaşamadığı bölgelerde yaşamlarını sürdürmektelerdir. Bir kaynağa göre 2022 Yılında Türkiye'de 25-30 milyon arası alevi bulunduğu iddia edilmektedir. Dünyada Alevi hakları Türkiye Cumhuriyeti, cemevlerine ibadethane statüsü verilmesine, Alevi dedelerinin devlet memuru olabilmesine ve Alevilere özel kamu fonu aktarılmasına olanak sağlamamaktadır. Devlet, Aleviliğin "ne tam olarak bir din ne de İslam’ın bir dalı olarak" görülemeyeceği, "Sufi tarikatı olarak" ele alınması gerektiğini, Diyanet'in İslam’ın "Sufi yorumuna" hizmet vermediğini ve cemevlerinin cami, mescid, kilise ve sinagogların aksine ibadethane (mabed) kategorisine girmediğini savunmaktadır. Cemevleri aldıkları bağışlar ile ayakta durmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2016 yılında karara bağladığı davada Türkiye’de devletin Alevileri resmen tanımaması ve hukuksal statü sağlamamasıyla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin din ve vicdan özgürlükleriyle ilgili 9’uncu maddesinin ihlal ettiği sonucuna vardı ve Alevilerin hiçbir kamusal hizmetten faydalanamamalarını dinî ayrımcılık olarak tanımladı. Bugüne kadar AİHM'in kimliklerde din hanesi, cemevlerinin ibadet yeri statüsü, vicdani ret hakkının tanınması ve zorunlu din kültürü ahlak bilgisi derslerine ilişkin kararlarının hiçbiri Türk devleti tarafından uygulanmadı. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıkladığı Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’nun 2015 yılı raporunda cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmemesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına rağmen Alevi öğrencilerin zorunlu din derslerinden muaf olma hakkının reddedilmesi ve Alevilere yönelik diğer ayrımcı uygulamalara yer verildi. İsviçre’nin Basel kantonunda Alevi derneklerinin başvurusu üzerine yerel parlamento 2012 yılında Aleviliği ayrı bir inanç olarak kabul etti. Kaynakça Dış bağlantılar Alevi takvimi (Alevi inanç ve anma günleri)
1417
https://tr.wikipedia.org/wiki/Uzunluk%20birimi
Uzunluk birimi
Uluslararası Ölçüm Sisteminin uzunluk birimi metredir ve kısaca "m" ile gösterilir. Günümüzde "1 metre", ışığın boşlukta 1/299.792.458 saniyede aldığı yol olarak tanımlanmıştır. Bu çağdaş tanım günümüzde dünyanın çeşitli laboratuvarlarında yapılabilen hassas ölçümlerin birbirleriyle karşılaştırılabilmesi amacıyla kabul edilmiştir. Standart birimler <table align="right" cellpadding="3" cellspacing="3" border="1"> ''adı Kısaltma Büyüklükronna (ronna)Rm1 000 000 000 000 000 000 000 000 000 myotta (yotta) Ym 1 000 000 000 000 000 000 000 000 m </tr> zetta (zetta) Zm 1 000 000 000 000 000 000 000 m eksa (exa) Em 1 000 000 000 000 000 000 m peta (peta) Pm 1 000 000 000 000 000 m tera (tera) Tm 1 000 000 000 000 m giga (giga) Gm 1 000 000 000 m mega (mega) Mm 1 000 000 m kilo (kilo) km 1 000 m hekto (hecto) hm 100 m deka (deca) Dam 10 m metre (meter) m 1 m desi (deci) dm 1/10 m santi (centi) cm 1/100 m mili (milli) mm 1/1 000 m mikro (micro) μm 1/1 000 000 m nano (nano) nm 1/1 000 000 000 m piko (pico) pm 1/1 000 000 000 000 m femto (femto) fm 1/1 000 000 000 000 000 m atto (atto) am 1/1 000 000 000 000 000 000 m zepto (zepto) zm 1/1 000 000 000 000 000 000 000 m <tr> yokto (yocto) ym <td bgcolor="#ffffff">1/1 000 000 000 000 000 000 000 000 mrontorm1/1 000 000 000 000 000 000 000 000 000 m</table> Diğer birimler Gerek bir metrenin çeşitli uzaklık ve büyüklükleri ölçmekte çok büyük ya da çok küçük gelmesi, gerekse tarihsel ve geleneksel nedenlerle kullanılan birçok başka uzunluk birimi de vardır. Bu birimlerin bazıları ve metre olarak karşılıkları aşağıda verilmiştir. Kimya ve atom fiziğinde kullanılan birimler (Parantez içinde birimlerin sıkça kullanılan kısaltmaları verilmiştir) Gökbilim ve gökfiziğinde kullanılan birimler (Parantez içinde birimlerin sıkça kullanılan kısaltmaları verilmiştir)br /> Osmanlı dönemi birimleri Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri'nde kullanılan birimler (Parantez içinde birimlerin İngilizce isimleri ve sıkça kullanılan kısaltmaları verilmiştir)<table border="0" cellspacing="2" cellpadding="2">1 parmak (inch; in)= 0,025 4 m= 2.54 cm<tr>1 ayak (foot; ft)= 12 in = 30.48 cm</td></tr>1 yarda (yard; yd)= 3 ft= 0.9144 m1 mil (mile; mi)= 1 760 yd= 1 609.344 m1 deniz mili (nautical mile; nm)= 1 852 m</table> Basım işlerinde kullanılan birimler (TeX programının ölçüleri esas alınmıştır. Parantez içinde birimlerin İngilizce isimleri ve kısaltmaları verilmiştir) Diğer kullanılan temel birimler 1 m³ (metreküp) = 1000 l (litre) 1 ha (hektar) = 10000 m² (metrekare) 1 da (dekar) = 1000 m² (metrekare) 1 km² (kilometrekare) = 100 ha (hektar) Dış bağlantılar Birim çevirme sayfası (İngilizce) A Dictionary of Units of Measurement
1419
https://tr.wikipedia.org/wiki/7%20May%C4%B1s
7 Mayıs
Olaylar 558 - Ayasofya'nın kubbesi çöktü. I. Justinianus, kubbenin onarılma emrini verdi. 1429 - Jeanne d'Arc İngilizler’den Orléans’ı alır; bu, Yüz Yıl Savaşları’nın seyrinde bir dönüş işaretidir. 1682 - Deli Petro, Rus Çarı oldu. 1824 - İşitme duyusunu yitiren Beethoven, Viyana'da 9. senfoniyi ilk kez sundu. 1830 - Osmanlı-Amerikan Ticaret ve Dostluk Antlaşması imzalandı. 1832 - Yunanistan Krallığı kuruldu. 1867 - Alfred Nobel, dinamitin patentini aldı. 1901 - Sankt-Peterburg'da işçiler ile Çarlık Polisi ve askeri birlikleri arasında çatışma başladı. Bu olay Obukhov Savunması olarak anılmaktadır. 1915 - İngiliz transatlantiği Lusitania, I. Dünya Savaşı sürerken Atlas Okyanusu'nda bir Alman denizaltısı tarafından batırıldı. 20 dakikada batan gemideki, 1959 yolcudan 1198'i öldü. Bu olay, ABD'yi Almanya aleyhine çevirdi. 1921 - Türkiye Muallimler ve Muallim Cemiyetleri Birliği kuruldu. 1924 - İstanbul'da Cumhuriyet gazetesi yayımlanmaya başladı. 1925 - Hüseyin Cahit Yalçın, Ankara İstiklal Mahkemesince Çorum'da müebbet sürgüne mahkûm edildi. 1945 - II. Dünya Savaşı: Alman General Alfred Jodl, Reims’de Almanya'nın Müttefik Devletler'e kayıtsız teslim olma şartlarını imzaladı. Belge ertesi gün yürürlüğe girdi. 1954 - Vietnam'da, Viet Minh kuvvetleri, Dien Bien Phu'da Fransızları yenilgiye uğrattı. 1958 - Ulus gazetesi yazarı Şinasi Nahit Berker, 8 ay yatmak üzere cezaevine girdi. 1973 - Muş Milletvekili Nermin Çiftçi, ilk kadın Meclis Başkanvekili seçildi. 1978 - Çevreciler, İskoçya'da bir nükleer santral inşaat alanını işgal ettiler. 1979 - İran'ın yeni lideri Humeyni, evlenme yaşını kızlarda 13'e, erkeklerde ise 15'e indirdi. 1981 - 1980 yılında müteahhit Nuri Yapıcı'yı ve MHP İzmir il sekreteri eczacı Turan İbrahim'i öldüren sol görüşlü militanlar Seyit Konuk, İbrahim Ethem Coşkun ve Necati Vardar, ölüm cezasına çarptırıldı. 1983 - İstanbul Laleli'deki Washington Oteli'nin çay ocağında, tüpgaz patlaması sonucu yangın çıktı. Çoğu, Yunan ve Avustralyalı 37 kişi öldü. 1988 - Abdi İpekçi cinayeti ile Papa Suikastında adı geçen Oral Çelik, Fransa'da yakalandı. 1990 - İlk özel televizyon kanalı olan Magic Box şirketinin Star 1 televizyonu, test yayına başladı. 1995 - Fransa'da sağın adayı Jacques Chirac, Cumhurbaşkanı seçildi. 1997 - İstanbul'da Yenikapı Mevlevihanesi yandı. 1998 - Apple, IMac'i piyasaya sundu. 1998 - Mercedes-Benz, 40 milyar dolara Chrysler'ı satın aldı ve DaimlerChrysler ortaya çıktı. Doğumlar 165 - Julia Maesa, Roma eyaleti Suriye'deki Emesa kentinin (günümüzde Humus) baş tanrısı ve güneş tanrısı Heliogabalus'un rahibi Julius Bassianus'un kızı ve Roma İmparatoru Elagabalus'un büyük annesi (ö. 224) 1553 - Albrecht Friedrich, 1568'den ölümüne kadar Prusya Dükü (ö. 1618) 1711 - David Hume, İskoç filozof, ekonomist ve tarihçi (ö. 1776) 1745 - Carl Stamitz, Alman besteci (ö. 1801) 1748 - Olympe de Gouges, Fransız feminist yazar (ö. 1793) 1833 - Johannes Brahms, Alman besteci (ö. 1897) 1840 - Pyotr İlyiç Çaykovski, Rus müzisyen (ö. 1893) 1861 - Rabindranath Tagore, Hint yazar ve Nobel Edebiyat Ödülü sahibi (ö. 1941) 1892 - Josip Broz Tito, Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti Devlet Başkanı ve Mareşal (ö. 1980) 1901 - Gary Cooper, Amerikalı sinema oyuncusu ve En İyi Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (ö. 1961) 1911 - Rıfat Ilgaz, Türk yazar (Hababam Sınıfı eserinin yazarı) (ö. 1993) 1919 - Eva Perón, Arjantinli siyasetçi ve Arjantin Devlet Başkanı Juan Domingo Perón'un eşi (ö. 1952) 1923 - Abdurrahman Palay, Türk tiyatro ve sinema oyuncusu, seslendirme sanatçısı, yönetmen ve senarist (ö. 2002) 1923 - Anne Baxter, Amerikalı aktris ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (ö. 1985) 1927 - Ruth Prawer Jhabvala, Alman senarist ve roman yazarı (ö. 2013) 1939 - Sidney Altman, Kanadalı-Amerikalı biyokimyacı ve Nobel Kimya Ödülü sahibi (ö. 2022) 1939 - Ruggero Deodato, İtalyan film yönetmeni, senarist ve aktör (ö. 2022) 1939 - Ruud Lubbers, Hollandalı siyasetçi (ö. 2018) 1943 - Peter Carey, 2001 Man Booker Ödülü'nü kazanan Avustralyalı yazar 1946 - Michael Rosen, İngiliz çocuk romancısı, şair ve 140 kitabın yazarı 1951 - Sevim Çizer, Türk seramik sanatçısı 1953 - Müslüm Gürses, Türk şarkıcı ve oyuncu (ö. 2013) 1956 - Jan Peter Balkenende, Hollandalı politikacı 1956 - Parla Şenol, Türk sinema ve tiyatro sanatçısı 1965 - Owen Hart, Kanadalı profesyonel Amerikan güreşçisi (ö. 1999) 1965 - Norman Whiteside, Kuzey İrlandalı eski futbolcu 1966 - Jes Høgh, Danimarkalı futbolcu 1967 - Martin Bryant, Avustralyalı katil 1968 - Traci Lords, Amerikalı oyuncu, yapımcı, porno yıldızı, yazar, yönetmen ve müzisyen 1971 - Cemil Demirbakan, Türk müzisyen ve Yüksek Sadakat grubunun eski solisti 1971 - Thomas Piketty, Fransız ekonomist 1972 - Peter Dubovský, Slovak eski futbolcu (ö. 2000) 1973 - Paolo Savoldelli, İtalyan eski yol bisikleti yarışçısı 1974 - Ian Pearce, İngiliz eski millî futbolcu 1974 - Dave Steele, Amerikalı yarışçı (ö. 2017) 1976 - Berke Hatipoğlu, Türk müzisyen, besteci, söz yazarı ve mimar (Redd grubunun gitaristi) 1976 - Dave van den Bergh, Hollandalı futbolcu 1976 - Ayelet Şaked, İsrailli bilgisayar mühendisi, siyasetçi ve bakan 1977 - Marko Miliç, Sloven basketbolcu 1978 - Shawn Marion, Amerikalı basketbolcu 1980 - Noriaki Sanenobu, Japon eski futbolcu 1981 - Musa el-Ömer, Suriyeli gazeteci 1984 - Kevin Steen, Kanadalı profesyonel güreşçi 1987 - Jeremy Menez, Fransız futbolcu 1993 - Stefano Denswil, Surinam asıllı Hollandalı futbolcu 1995 - Seko Fofana, Fransız futbolcu 1998 - MrBeast, Amerikalı YouTuber, iş insanı ve hayırsever 1999 - Simay Barlas, Türk oyuncu Ölümler 833 - İbn-i Hişam, Arap tarihçi, dil ve neseb bilgini 973 - I. Otto, Kutsal Roma imparatoru (d. 912) 1014 - III. Bagrat, Bagrationi hanedanınından Gürcü kral (d. 960) 1166 - I. Guglielmo, Sicilya kralı (d. 1120) 1539 - Guru Nanak Dev, Sihlerin ilk gurusu (d. 1469) 1617 - David Fabricius, Friz Amatör astronom, kartograf ve teolog (d. 1564) 1682 - III. Fyodor Rusya Çarı (d. 1661) 1718 - Mary, II ve VII. James’in (1633-1701) ikinci eşi olarak İngiltere, İskoçya ve İrlanda kraliçesi (d. 1658) 1800 - Niccolo Piccinni, İtalyan besteci (d. 1728) 1804 - Cezzar Ahmed Paşa, Osmanlı Beylerbeyi (d. 1708) 1825 - Antonio Salieri, İtalyan besteci (d. 1750) 1840 - Caspar David Friedrich, Alman ressam (d. 1774) 1851 - Johann Benckiser, Alman iş insanı (d. 1782) 1899 - Esma Sultan, Abdülaziz'in kızı (d. 1873) 1925 - William Lever, İngiliz sanayici, hayırsever ve politikacı (d. 1851) 1940 - Louis Allyn, Amerikalı kimyager (d. 1874) 1940 - George Lansbury, İngiliz İşçi Partisi lideri (1931-1935) (d. 1859) 1941 - James George Frazer, İskoç insan bilimci, yazar ve halk bilimci (d. 1854) 1943 - Ali Fethi Okyar, Türk asker ve siyaset adamı (d. 1880) 1951 - Warner Baxter, Amerikalı oyuncu (d. 1889) 1975 - Johannes Krüger, Alman mimar (d. 1890) 1978 - Mort Weisinger, Amerikalı dergi ve çizgi roman editörü (d. 1915) 1986 - Gaston Defferre, Fransız siyasetçi (d. 1910) 1986 - Haldun Taner, Türk yazar (d. 1915) 1990 - Mustafa Hazım Dağlı, Türk siyasetçi (d. 1906) 1998 - Allan MacLeod Cormack, Güney Afrika Cumhuriyeti doğumlu Amerikalı fizikçi (d. 1924) 2000 - Douglas Fairbanks, Jr., Amerikalı aktör (d. 1909) 2010 - Adele Mara, Amerikalı oyuncu, şarkıcı ve dansçı (d. 1923) 2011 - Seve Ballesteros, İspanyol golfçü (d. 1957) 2011 - Willard Boyle, Kanadalı Fizikçi (d. 1924) 2011 - Gunter Sachs, Alman fotoğrafçı ve yazar (d. 1932) 2012 - Jules Bocandé, Senegalli eski millî futbolcu ve teknik direktör (d. 1958) 2012 - Eva Louise Rausing, Amerikalı fizyoterapist ve iş insanı (d. 1964) 2013 - Ray Harryhausen, Amerikalı özel efekt sanatçısı ve film yapımcısı (d. 1920) 2013 - Yalçın Kayışçı, Türk ressam ve iş insanı (d. 1932) 2013 - Teri Moïse, Amerikalı kadın şarkıcı (d. 1970) 2013 - Peter Rauhofer, Avusturya asıllı Amerikalı DJ, rapçi ve müzisyen (d. 1965) 2013 - Gül Yalaz, Türk sinema ve dizi oyuncusu (d. 1939) 2013 - İbrahim Yazıcı, Türk siyasetçi ve Bursaspor Kulübü'nün 13. Başkanı (d. 1948) 2014 - Anthony Genaro, Amerikalı dizi, sinema ve karakter oyuncusu (d. 1942) 2014 - Nazım Kıbrısî, Türk mutasavvıf ve Nakşibendi Tarikatı şeyhi (d. 1922) 2017 - Levon Panos Dabağyan, Ermeni asıllı Türk araştırmacı-yazar (d. 1933) 2017 - Gulam Rıza Pehlevi, İran'da hüküm süren Pehlevî Hanedanı'nın bir üyesidir. Rıza Şah'ın oğlu ve Muhammed Rıza Şah'ın kardeşidir (d. 1923) 2017 - Hugh Thomas, İngiliz tarihçi ve akademisyen (d. 1931) 2017 - Hubertus Antonius van der Aa, Hollandalı mikolog ve botanikçi (d. 1935) 2018 - Cevat Ayhan, Türk makine mühendisi ve siyasetçi (d. 1938) 2018 - Ermanno Olmi, İtalyan yönetmen (d. 1931) 2018 - Maurane (doğum adı: Claudine Luypaerts), Frankofon Belçikalı şarkıcı ve oyuncu (d. 1960) 2018 - Salih Mirzabeyoğlu, Kürt asıllı Türk şair ve yazar (İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA/C) örgütü lideri) (d. 1950) 2018 - Jesús Kumate Rodríguez, Meksikalı hekim ve siyasetçi (d. 1924) 2019 - Vicente Yap Emano, Filipinli siyasetçi (d. 1943) 2019 - Te Wharehuia Milroy, Yeni Zelandalı akademisyen ve eğitimci (d. 1937) 2019 - Adam Svoboda, Çek buz hokeyi oyuncusu ve antrenör (d. 1978) 2019 - Jean Vanier, Kanadalı Katolik düşünür (d. 1928) 2019 - Michael Wessing, Alman cirit atma sporcusu (d. 1952) 2020 - Bourbon-Parma Prensesi Diana Margherita, Fransız-İspanyol Kraliyet Ailesi üyesi olan prenses ve aristokrat (d. 1932) 2020 - Daniel Cauchy, Fransız sinema oyuncusu ve yapımcı (d. 1930) 2020 - Joyce Davidson, Kanada ve ABD'de TV sunucusu ve yapımcı (d. 1931) 2020 - İbrahim Gökçek, Türk müzisyen (d. 1980) 2020 - Daisy Lúcidi, Brezilyalı aktris, dublaj sanatçısı ve siyasetçi (d. 1929) 2020 - Richard Sala, Amerikalı çizgi roman sanatçısı, yazar ve animatör (d. 1955) 2021 - Tawny Kitaen, Amerikalı aktris, model, komedyen ve sosyal medya fenomeni (d. 1961) 2022 - Canan Arıtman, Türk doktor ve siyasetçi (d. 1950) Tatiller ve özel günler Dünya Şifre Günü 0507 07
1420
https://tr.wikipedia.org/wiki/Egon%20Schiele
Egon Schiele
Egon Leo Adolf Ludwig Schiele (12 Haziran 1890 – 31 Ekim 1918), Avusturyalı dışavurumcu ressam. Grafit, kurşun kalem ve suluboyayı kâğıt üzerine kullandığı çalışmalarında, genelde portreler üzerine çalışır. Figürler kırılgan, çoğu zaman hastalıklı, çoğu zaman fakir ve hüzünlüdürler. Buna rağmen çizgilerinde yüzen güçlü bir enerji, yer yer erotizme dönüşerek, yer yer yaşama sevgisi olarak karşımıza çıkar. Figürlerini gerek teknik sebeplerle, gerek sembolik olarak fondan, beyaz, suluboya bir çizgiyle ayırır. Gustav Klimt'ten yoğun olarak etkilenmiştir. 31 Ekim 1918 tarihinde Viyana'da İspanyol gribinden hayatını kaybetmiştir. Hayatı 12 Haziran 1890'da Viyana, Avusturya'da doğdu. Annesi zengin bir banker ailenin kızı, babası ise bir demiryolu istasyonunun yöneticisiydi. Çizime olan ilgisi demiryolu istasyonunda lokomotifleri çizmesiyle başladı. Yaşadıkları küçük kasabada (Tulin) ilkokul bulunmadığı için, ilkokulu dayısının ve teyzelerinin yanında; önce Krems, sonra Klosterneuburg kentlerinde okudu. Yazları ziyaret ettiği ailesi arasında kız kardeşi Gertrude Schiele ile, çıplak resmetmesinden dolayı bazı biyografilerde ensest ilişki olarak yorumlanan, büyük bir yakınlık bulunmaktaydı. Egon 14 yaşındayken babası akli dengesini kaybetti ve ertesi yıl öldü. Ekonomik bir kriz yaşayan annesi, oğlunu Viyana'da yaşayan ağabeyinin yanına, bankerlik öğrenmesi için gönderdi. Yeni velisi olan amcası sanat kariyerini desteklemiyordu. Yıllardır annesinin desteği ile resim yapmaya alışmış ve bunu seven Egon, dayısının tüm itirazlarına rağmen Gustav Klimt'in devam etmiş olduğu Vienna Güzel Sanatlar ve Zanaat Okuluna başvurdu. Buradan reddedilerek, daha geleneksel bir sanat eğitimi veren Güzel Sanatlar Akademisine refere edildi. Akademinin giriş sınavlarını başarıyla kazandı ve 1906 yılında, 16 yaşında, akademi öğrencisi oldu. Hemen ertesi yıl hayranı olduğu Klimt'i ziyaret ederek yaptığı eserleri gösterdi. Klimt, genç sanatçıdaki yeteneği görerek onu desteklemeye başladı. Desenlerini satın aldı, sponsorlarla tanıştırdı, evindeki toplantılara davet etti ve Sezession grubuna bağlı sanat atölyesi olan Wiener Werkstätte ile tanıştırdı. Schiele, kıyafet ve ayakkabı tasarımından kartpostala kadar çok çeşitte ürün çıkardıktan sonra 1908 yılında; Klosterneuberg'de ilk grup sergisini açtı. 1909 yılında 3. sınıfı bitirdikten sonra Akademi'yi bıraktı ve kendi stüdyosunu açtı. Bazı biyografilere göre bu dönemde pornografi kolleksiyoncuları için ürünler yaratarak geçimini sağladı. Atölyesine sık sık gelen küçük çocukların erotik olan ve olmayan resimlerini yaptı. Aile baskısı nedeniyle atölyesine sığınan bir genç kızı kaçırdığı iddiasıyla mahkemeye çıkarıldı.1912 yılında tutuklandı ve 24 gün hapis yattı. Çizdiği resimler mahkeme tarafından "saldırgan" bulundu. Resimleri mahkemede yakılarak yok edildikten sonra serbest bırakıldı. 1915 yılında Viyana'nın Galerie Arnot galerisinde açtığı ilk kişisel sergisi için hazırladığı posterde kendini Aziz Sebastian olarak resmetmiş olması ve resmediş şekli, narsizm, teşhircilik ve kınanma duygularıyla savaştığının, bu savaşı kaybetmeye başladığının işareti olarak gösterilir. 1915 yılında stüdyosunun karşısındaki evde oturan Edith ve Adele isimli iki kardeşle tanıştı. İkisi ile de yaşanan bir flört döneminden sonra, Edith ile, ailelerinin itirazına rağmen, evlendi. Evlendikten 4 gün sonra askere çağrıldı. Askerde iken esir düşen düşman askerlerini resmetti. [[Dosya:Egon Schiele 061.jpg|küçükresim|sağ|upright=0.91|Eduard Kosmack'''ın portresi, Egon Schiele]] Savaş alanından ve savaşın yarattığı yokluklardan uzak geçen bir askerlik dönemi yaşayan sanatçı, savaşa rağmen, Avusturya'nın önemli ressamlarından biri olarak ün yapmaya devam etti. Avusturya'nın, savaştaki tarafsızlıklarını koruyan İskandinav ülkeleri önündeki imajını geliştirmek için devlet tarafından düzenlenen resim sergisinde eserlerini sergilemesi istendi. 1918 yılında gerçekleşen Sezession'un 49. sergisinde baş ressam olması önerildi. Duyuru posterinde kendisini son akşam yemeğini yiyen İsa olarak resmettiği sergi, savaşa rağmen büyük başarı kazandı. Schiele'nin desenlerinin fiyatı kat kat arttı ve sayısız portre komisyonu aldı. Edith ile birlikte daha lüks bir atölyeye taşındılar, ancak mutluluk kısa sürdü. 1918 sonbaharında İspanyol grip salgını Viyana'ya ulaştı. Altı aylık hamile olan karısı Edith, 28 Ekim 1918'de hastalığa yenik düştü. Egon Schiele de karısından sadece üç gün sonra öldü. Ölümleri arasındaki üç gün boyunca Egon karısı Edith'in birkaç çizimini yaptı. Birçok eleştirmene göre kendi özgün stilini tam olarak geliştiremeden, henüz 28 yaşındayken öldü. Resimler galerisi Otoportreler Figuratif eserler Manzaralar Kaynakça Kallir, Jane (1990) Egon Schiele: The Complete Works New York, Harry N. Abrams, ISBN 0-8109-3802-2. Tüm eskiz, çizgi ve resim eserlerinin açıklamalı katalogu Gaillemin, Jean-Louis (Fransizca'dan çeviri: Liz Nash) (2006) Egon Schiele: The Egoist (Egon Schiele: Narcisse échorché)'' ISBN 978-0-500-30121-0 ve ISBN 0-500-30121-2. Dış bağlantılar "Live Flesh" thenation.com neuegalerie.org http://perso.orange.fr/chabrieres/paintings/schiele_hermits.jpg gemaelde-archiv Sanatçının işleri 1890 doğumlular Aşağı Avusturya doğumlular 1918 yılında ölenler 19. yüzyıl Avusturyalı ressamları Modern ressamlar Avusturyalı dışavurumcu ressamlar Edward devri Viyana'da ölenler Viyana Güzel Sanatlar Akademisinde öğrenim görenler Art Nouveau ressamları I. Dünya Savaşı'nda Avusturya-Macaristan askerleri Çek asıllı Avusturyalılar İspanyol gribinden ölenler Avusturya'da enfeksiyon hastalıklarından ölenler
1422
https://tr.wikipedia.org/wiki/GNU
GNU
GNU; çekirdeği, sistem araçlarını, açıcılarını, kütüphanelerini ve son kullanıcı yazılımlarını içeren, GNU Tasarısı kapsamında geliştirilen bir işletim sistemidir. İsminin açılımı "GNU's Not Unix" (GNU Unix değildir) dir. Bu ismi almasındaki sebep de tasarımının Unix'e benzerken kendisinin özgür yazılım olması ve herhangi bir UNIX kodunu içermemesidir. GNU işletim sistemi planı 1983 Eylül'ünde Richard Stallman tarafından duyurulmuş, 1984 Ocak ayında işleyişe başlamıştır. 2021 itibarıyla GNU hâlâ etkin olarak gelişmektedir. GNU'nun geliştirilmesi GNU Tasarısı tarafından gerçekleştirilmektedir ve bu tasarı altında birçok GNU belgeleri ve yazılımları bulunur. Günümüzde Linux dağıtımı olarak bilinen işletim sistemlerinin neredeyse hepsi aslında GNU İşletim Sistemidir. Resmî çekirdeği GNU Hurd'dür ancak Hurd henüz bitmemiştir zira geliştirilmesi aşamasında bazı lisans sorunları yaşanmış ve yapısal değişikliğe gidilmiştir. Linux'un da devreye girmesiyle birçok GNU kullanıcısı Linux çekirdeğine geçiş yapmış böylece Linux, Hurd'ün yerini doldurmuştur. GNU resmî olarak başka yazılımları da desteklemektedir (Xorg ve TeX gibi). Sistemin başlıca içeriği GNU Compiler Collection (GCC), GNU Binary Utilities (binutils), bash kabuğu, GNU C kütüphanesi (glibc) ve coreutils'den oluşur. Görsellik açısından X.Org'u; belgelendirme yazılımı olarak da TeX yazılımlarını kullanır. Tüm GNU yazılımları hâlen GNU Hurd çekirdeğiyle uyumlu değildir. Linux çekirdeğini kullanan kullanıcılar sistemlerine genel olarak "Linux" demektedir ancak GNU Projesi "Linux" yerine "GNU/Linux" denmesini önerir. Çünkü Linux, bünyeside GNU araçlarını barındırmaktadır. Bu konudaki tartışma uzun süredir devam etmektedir. Birçok GNU yazılımları diğer işletim sistemlerinde de kullanılmıştır (Windows, BSD, Solaris ve Mac OS gibi). GNU Genel kamu lisansı (GPL), GNU Lesser General Public License (LPGL) ve GNU Free Documentation License (GFDL) GNU tarafından yazılmıştır ancak bambaşka birçok diğer konuda da kullanılmaktadır. GNU kamu malı olarak görülmektedir ve başarısının arkasında, herkese olan açıklığı vardır. Her kullanıcı GNU'yu geliştirebilir. Ayrıca bakınız GNU Tasarısı (GNU Projesi) GNU Özgür Belgeleme Lisansı Richard Stallman Free Software Foundation GNU/Linux GNU/Hurd Kaynakça Dış bağlantılar Resmî Türkçe GNU web sitesi GNU Projesi'nin felsefesi GNU Manifestosu'nun Orijinali (1983) Mikro çekirdek tabanlı işletim sistemleri Mach (çekirdek) Akronimler Özgür işletim sistemleri GNU Projesi GNU Projesi yazılımları Unix türevleri
1431
https://tr.wikipedia.org/wiki/Batlamyus
Batlamyus
Klaudyos Batlamyus ( Klaudios Ptolemaios), İskenderiyeli Yunan matematikçi, coğrafyacı, astronom ve müzik teorisyeniydi ve üçü daha sonra Bizans, İslam ve Batı Avrupa bilimi için önemli olan yaklaşık bir düzine bilimsel tez yazmıştır. MS 100–170 yılları arasında yaşadığı tahmin edilmektedir. Geç İskenderiye Dönemi'nde yaşamış (MS 2. yüzyılın ilk yarısı) ünlü bilim adamlarındandır. Hayatı hakkında hemen hemen hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Müslüman astronomlar 78 yaşına kadar yaşadığını söylemektedir. Yunan asıllı bir Mısırlı veya Mısır asıllı bir Yunan olduğu iddia edilmektedir. Kitapları Batlamyus, iki önemli yapıtın yazarıdır: Büyük Bileşim ve Coğrafya. Bu yapıtlar Avrupa'daki Orta Çağ'ın bitişinde önemli yere sahiptir. Kitapların Latinceye çevrilişi ancak 12. yüzyılda yapılmıştır. Büyük Bileşim (Arapça: Kitab el Macisti, Latince: Almagest, Yunanca: Mathematike Syntatksis), Yunan ve Babil uygarlıklarının gökbilim bilgilerinin bir derlemesidir. Derlemenin çoğu kendisinden üç yüzyıl önce yaşamış olan Hiparkus'a dayanır. Yapıtta Dünya merkezli bir Güneş Sistemi modeli önerilir. Bu model, Kopernik'in güneş merkezli modeline dek Batı ve İslam dünyalarında geçerli model olarak kabul edilmiştir. Kitapta ayrıca düzlem ve küresel trigonometri hakkında bir inceleme bulunmaktadır. Batlamyus'un diğer önemli yapıtı Coğrafya da bir derlemedir. Çağının Roma İmparatorluğu'nda bilinen coğrafya bilgileri bu kitapta toplanmıştır. Batlamyus astronomi, matematik, coğrafya ve optik alanlarına katkılar yapmıştır; ancak en çok astronomi çalışmalarıyla tanınır. Zamanına kadar ulaşan astronomi bilgisinin sentezini yapmış ve bunları Mathematike Syntaxis (Matematik Sentezi) adlı yapıtında toplamıştır. Bu eser daha sonra Megale Syntaxis (Büyük Derleme) olarak anılmış ve Arapçaya çevrilirken başına harf-i tarif takısı olan el- getirildiği için, ismi el-Mecistî biçimine dönüşmüştür; daha sonra Arapçadan Latinceye çevrilirken Almagest olarak adlandırıldığından, bugün Batı dünyasında bu eser Almagest adıyla tanınmaktadır. Almagest, on üç kitaptan oluşur; Birinci Kitap, kanıtlarıyla birlikte yermerkezli dizge'''nin ana çizgilerini verir; İkinci Kitap, Menelaus'un teoremiyle, küresel trigonometri bilgilerini ve bir kirişler tablosunu içerir; burada örnek problemler de çözülmüştür; Üçüncü Kitap, Güneş'in hareketini ve yıllık süreyi anlatır; Dördüncü Kitap, Ay'ın hareketini ve aylık süreyi konu edinir; Beşinci Kitap, aynı konularla ilgilidir. Ay'ın ve Güneş'in mesafelerini tartıştığı gibi, bir usturlabın yapılışı ve kullanılışı hakkında da ayrıntılı bilgiler sunar; Altıncı Kitap, gezegenlerin kavuşumları ve karşılaşımlarını, Güneş ve Ay tutulmalarını inceler; Yedinci ve Sekizinci Kitap, durağan yıldızlarla ilgilidir; meşhur devinme tartışmasını, Batlamyus'un durağan yıldızlar kataloğunu ve gök küresi aleti yapabilmek için gerekli yöntem bilgisini içerir; Geriye kalan beş kitap ise devingen yıldızların, yani gezegenlerin hareketlerine ayrılmıştır ve yapıtın en özgün kısmıdır. Batlamyus bu eserde, ana çizgileriyle göksel olguları anlamlandırmak üzere kurmuş olduğu geometrik kuramı tanıtmaktadır; Aristoteles fiziğini temel alan bu kuramda, evren küreseldir ve Yer bu evrenin merkezinde hareketsiz olarak durmaktadır. Şayet günlük veya yıllık görünümler Yer'in hareketleri sonucunda meydana gelseydi, her şey uzaya saçılır ve Yer parçalanırdı. Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn ve sabit yıldızlar Yer'in çevresinde, muntazam hızlarla, dairesel hareketler yaparlar. Sabit yıldızlar küresi evrenin sonudur. Ancak, Yer'in merkezde olduğu ve gök cisimlerinin de onun çevresinde düzenli olarak dolandıkları kabul edildiğinde, bazı gözlemleri, örneğin Ay ve Güneş'in Yer'e yaklaşıp uzaklaşmalarını, bazen hızlı ve en kapsamlı bilgiler vermiştir; çünkü küresel astronominin sınırları içinde kalan klasik astronomiye ait hesaplamalar, küresel geometriye dayanmaktadır. Batlamyus'tan yaklaşık üç asır önce yaşamış olan Hipparkhos (MÖ 150) açıların kirişlerle ölçülebileceğini bildirmiş ve bir kirişler cetveli hazırlamıştı; ancak konuya ilişkin yapıtı kaybolduğundan, bu cetveli nasıl düzenlediği bilinmemektedir. Bazı yayların kirişlerinin bulunması çok kolaydı ve bu kirişlere ana kirişler adı verilmişti; ama bunların dışındaki yayların kirişlerinin bulunması uzun işlemleri gerektiriyordu. Bu nedenle Batlamyus kirişler cetvelini hazırlarken bir dairenin içine çizilmiş dörtgenlere ilişkin Batlamyus Teoremi'ni (AB. CD + AD. BC = AC. BD) kullanmak suretiyle, açılar toplamı ve farkının kirişlerini (kiriş (A-B), kiriş (A+B), kiriş A/2, kiriş 2A gibi) bulma yoluna gitmişti. Coğrafya araştırmaları Batlamyus, coğrafya araştırmalarına da öncülük etmiş ve Coğrafya adlı yapıtıyla matematiksel coğrafya alanını kurmuştur. Bu kitap Kristof Kolomb'a kadar bütün coğrafyacılar tarafından başvuru kitabı olarak kullanılmıştır. Almagest'ten sonra yazılan Coğrafya, sekiz kitaba bölünmüştür ve matematiksel coğrafya ile haritaların çizilebilmesi için gerekli bilgilere tahsis edilmiştir; Almagest gibi Coğrafya da derleme bir eserdir; Batlamyus bu kitabı hazırlarken Eratosthenes, Hipparkhos, Strabon ve özellikle de Surlu Marinos'tan büyük ölçüde yararlanmıştır. Coğrafya'nın Birinci Kitabı, Dünya'nın -ya da doğrusunu söylemek gerekirse Yunanlar tarafından bilinen Dünya'nın- büyüklüğü ve kartografik izdüşüm yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgiler verir. İkinci Kitap'la Yedinci Kitap arasında, tanınmış memleketlerdeki önemli yerlerin, yani önemli kentlerin, dağların ve nehirlerin enlem ve boylamları verilerek Dünya'nın düzenli bir tasviri yapılır. Enlem ve boylamlardan, yani bir başlangıç dairesine olan uzaklıklardan söz eden ilk bilgin olan Batlamyus'un enlem ve boylam tablolarıyla betimlemeye çalıştığı Dünya, kabaca 20° güneyden, 65° kuzeye; batıdaki Kanarya Adaları'ndan, bunların yaklaşık olarak 180° doğusundaki bölgelere kadar uzanmaktadır. Bunun dışında kalan bölgeler ise Yunanlar ve dolayısıyla Batlamyus tarafından tanınmamaktadır. Batlamyus'un tahminlerinin başarısının şaşırtıcı bir başka nedeni daha vardı. Haritalı Coğrafya'nın hayatta kalan en eski el yazmaları, 12. yüzyılın sonlarında Bizans'tan gelmektedir. Batlamyus'un kendi haritalarını çizdiğine dair somut bir kanıt yoktur. Bunun yerine, coğrafi verileri daha sonraki harita yapımcılarının uyarlamasına izin veren bir dizi sayı ve diyagram kullanarak dijital biçimde iletti. Belki de bu nedenle Batlamyus'u ilk dijital coğrafyacı olarak kabul etmeliyiz. Söz konusu tablolar, haritaların çizilmesini olanaklı kılmaktadır ve belki? de bu haritalar eserin eski nüshalarında mevcuttur. Astronomi bilgilerini kapsayan Sekizinci Kitap'ta bunlara atıflar yapılmıştır. Ancak Batlamyus'un coğrafya anlayışı yeterince geniş değildir. İklim, doğal ürünler ve fiziki coğrafyaya giren konularla hiç ilgilenmemiştir. Başlangıç meridyenini sağlam bir şekilde belirleyemediği için, vermiş olduğu koordinatlar hatalıdır. Ayrıca, Yer'in büyüklüğü hakkındaki tahmini de doğru değildir. Ancak Kristof Kolomb bu yanlış tahminden cesaret alarak Batı'ya doğru gitmiş ve Kuzey Amerika'ya ulaşmıştır. Optik araştırmaları Aynı zamanda döneminin önde gelen optik araştırmacılarından olan Batlamyus, daha önceki optikçilerin çoğu gibi, görmenin gözden çıkan görsel ışınlar yoluyla oluştuğu görüşünü benimsemiştir. Ancak, görsel yayılımın fiziksel yorumunu da vermiş ve bu yayılımın, kesikli ve aralıklı koni biçiminde değil de, kesiksiz ve sürekliliği olan piramit biçiminde olduğunu belirtmiştir. Şayet böyle olmasaydı, yani ışınlar gözden sürekli olarak çıkmasaydı, nesneler bütün olarak görülemezlerdi. Buna rağmen, Batlamyus'un görsel piramit fikri, optikçiler arasında rağbet görmemiş ve görme söz konusu olduğunda daha çok koni biçimi göz önüne alınmıştır. Daha sonra da İslam dünyasında bilginlerin görsel koni fikrine dayandıkları ve görme geometrisini bunun üzerine kurdukları görülmektedir. Batlamyus, katoptrik (yansıma) konusuyla da ilgilenmiş ve ayrıntılı deneyler sonucunda üç prensip ileri sürmüştür: Aynada görünen nesne, gözün konumuna bağlı olarak aynadan nesneye yansıyan görsel ışın yönünde görünür. Aynadaki görüntü, nesneden ayna yüzeyine çizilen dikme yönünde ortaya çıkar. Geliş ve yansıma açıları eşittir. Bu üç prensipten ilk ikisini kuramsal, üçüncüsünü ise deneysel olarak kanıtlayan Batlamyus, ayna yüzeyine gelen ışının eşit açıyla yansıdığını gösterebilmek için, derecelenmiş ve tabanına ayna yerleştirilmiş olan bakır bir levha kullanmıştır. Bir ışın hüzmesini levhaya teğet biçimde ayna yüzeyine gönderip, gelme ve yansıma açılarının büyüklüklerini belirlemiş ve bunların eşit olduğunu görmüştür. Batlamyus bu deneyini küresel ve parabolik bütün aynalar için tekrarlayarak, sonucun doğruluğunu kanıtlamıştır. Batlamyus, dioptrik (kırılma) konusuyla da ilgilenmiş ve ışığın bir ortamdan diğerine geçerken yoğunluk farkından dolayı yön değiştirmesinin nedenini araştırmıştır. Bu araştırmanın sonucunda, az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçen ışının, normale yaklaşarak ve çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçen ışının ise normalden uzaklaşarak kırıldığını ve kırılma miktarının yoğunluk farkına bağlı olduğunu ileri sürmüştür. Konuyu ele alırken benimsediği bazı prensiplerde bunu açıkça görmek olanaklıdır: Görsel ışın az yoğundan çok yoğuna veya çok yoğundan az yoğuna geçtiğinde kırılır. Görsel ışın doğrusal olarak yayılır ve farklı yoğunluktaki iki ortamı birbirinden ayıran sınırda yön değiştirir. Gelme ve kırılma açıları eşit değildir, fakat aralarında niceliksel bir ilişki vardır. Görüntü, gözden çıkan ışının devamında ortaya çıkar. Batlamyus ortam farklılıklarından dolayı ışığın uğradığı değişimleri, aynı zamanda kırılma kanununu da içerecek şekilde deneysel olarak göstermeye çalışmış ve çeşitli ortamlardaki (havadan cama, havadan suya ve sudan cama) kırılma derecelerini gösteren cetveller hazırlamıştır. Ancak verdiği değerler küçük açılar dışında tutarlı olmadığı için kırılma kanununu elde edememiştir. Astrolojik çalışmaları Batlamyus, daha önce Babil ve Yunan astronomları ve astrologları tarafından derlenmiş bilgi birikiminden yararlanarak astrolojiyi de sistematize etmiştir. Dört bölümden oluştuğu için Tetrabiblos'' (Dört Kitap) olarak adlandırdığı yapıtında, gezegenlerin nitelik ve etkileri, burçların özellikleri, uğurlu ve uğursuz günlerin belirlenmesi gibi astroloji kapsamındaki konular hakkında ayrıntılı bilgiler vermiştir. Orta Çağ ve Yeni Çağ astrolojisi bu kitabın sunmuş olduğu birikime dayanacaktır. Astroloji bir bilim değildir, ama astronomi ile birlikte doğmuş ve yaklaşık olarak 18. yüzyıl'a kadar bu bilimin gelişimini, kısmen olumlu kısmen de olumsuz yönde etkilemiştir; bu nedenle astronomi tarihi araştırmalarında astrolojiye ilişkin gelişmelerden de bahsetmek gerekir. Ayrıca bakınız Makoraba Kaynakça 100 doğumlular 170 yılında ölenler 2. yüzyılda Yunanlar 2. yüzyıl filozofları Antik Yunan matematikçiler Antik Yunan coğrafyacılar Antik Yunan astronomlar Müzik teorisi Antik astrologlar Jeodezi
1433
https://tr.wikipedia.org/wiki/21%20Nisan
21 Nisan
Olaylar MÖ 753 - Romulus ve Remus, Roma'yı kurdular. 1821 - Sadrazam Benderli Ali Paşa görevinden ayrıldı ve 30 Nisan'da idam edildi. Benderli Ali Paşa, Padişah emri ile idam edildiği bilinen son Sadrazamdı. 1920 - Mustafa Kemal Paşa, Meclis'in 23 Nisan 1920 günü açılacağını bildiren bir genelge yayımladı. 1930 - Columbus, Ohio'daki bir hapishanede çıkan yangında 320 kişi öldü. 1939 - Hatay, Türk Gümrük Tarifesi'ne dahil oldu. 1939 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Teksas eyaletinde dünyanın en uzun beton anıtsal sütunu olan San Jacinto Anıtı'nın açılışı yapıldı. 1944 - Fransa'da kadınlar oy kullanma hakkını elde etti. 1952 - Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan anlaşmayla vize formaliteleri kaldırıldı. 1956 - Elvis Presley'nin Heartbreak Hotel isimli şarkısı, Billboard dergisinde 1 numaraya ulaşan ilk eseri oldu. 1957 - Muhsin Ertuğrul, İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'nın başına getirildi. 1960 - Brasília resmen Brezilya'nın başkenti oldu. Eski başkent Rio de Janeiro'ydu. 1964 - Rum Patriği Vekili Emilyanos ile Metropolit Canavaris, Türkiye aleyhine faaliyet gösterdikleri gerekçesiyle sınır dışı edildi. 1964 - Yunanistan, Kıbrıs'taki askeri birliğini, Birleşmiş Milletler Barış Gücü emrine vermeyi kabul etti. 1967 - Yunanistan'da darbe yapıldı. Yorgo Papadopulos liderliğindeki "Albaylar Cuntası" yönetime el koydu, yedi yıl sürecek olan askeri rejim başladı. 1968 - Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Rusya, zor durumda kalan astronotları kurtarmak için bir antlaşma imzaladı. 1970 - Hutt River Vilayeti Prensliği, Avustralya'dan bağımsızlığını ilan etti. 1975 - Vietnam Savaşı: Güney Vietnam Devlet Başkanı Nguyen Van Thieu, Saygon'u terk etti. 1979 - İstanbul Boğazı'nda Rumen bandıralı Karpati şilebi ile demir yüklü Kemal Kefeli kosteri çarpıştı. Türk gemisi 17 mürettebatı ile battı, iki denizcinin cesedi bulundu, beş kişi kayboldu. Rumen şilebi kaçarken polis motoru tarafından yakalandı. 1987 - Sri Lanka'nın başkenti Colombo'da bomba yüklü bir araç infilak etti. 113 kişi öldü. 1994 - İlk Güneş dışı gezegenler, Polonyalı gökbilimci Alexander Wolszczan tarafından keşfedildi. 2003 - Irak'taki Saddam Hüseyin iktidarının yıkılmasından sonra Geçici Koalisyon Yönetimi 28 Haziran 2004'e kadar ülkeyi yönetti. 2004 - İsrail'de Mordehay Vanunu, 18 yıl sonra hapisten çıktı. 20 Kasım 2005'te yasa dışı olarak Filistin topraklarına girdiği ve tahliye koşullarını ihlal ettiği iddiasıyla yeniden tutuklandı. Fas kökenli fizikçi Vanunu, 1986'da İsrail'in gizli nükleer çalışmalarını belge ve fotoğraflarla ifşa etmişti. 2005 - TBMM Başkanlık Divanı, TBMM 85. Yıl Milli Egemenlik Onur Ödülü'nün Prof. Dr. Gazi Yaşargil'e verilmesini kararlaştırdı. 2008 - Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri, "Gece Şahini" olarak da anılan ve radara yakalanmayan uçak F-117 Nighthawk'ları hizmetten çıkardı. 2011 - Belarus'un başkenti Minsk'te, metro sistemindeki Oktyabrskaya istasyonunda gerçekleştirilen saldırıda 15 kişi yaşamını yitirdi. 2014 - Amerika Birleşik Devletleri'nin Michigan eyaletine bağlı Flint kenti içme suyu kaynağını Flint Nehri olarak değiştirdi ve suda bulunan yüksek seviyedeki kurşun nedeniyle Flint su krizi başladı. Doğumlar 1488 - Ulrich von Hutten, Alman düşünür ve şair (ö. 1523) 1652 - Michel Rolle, Fransız matematikçidir (ö. 1719) 1671 - John Law, İskoç ekonomist ve yazar (ö. 1729) 1774 - Jean-Baptiste Biot, Fransız fizikçi (ö. 1862) 1790 - Manuel Blanco Encalada, Şili'nin ilk Devlet Başkanı (ö. 1876) 1816 - Charlotte Brontë, İngiliz edebiyatçı (Jane Eyre adlı yapıtıyla ünlü) (ö. 1855) 1828 - Hippolyte Taine, Fransız tarihçi (ö. 1893) 1837 - Fredrik Bajer, Danimarkalı yazar, öğretmen, pasifist siyasetçi ve Nobel Barış Ödülü sahibi (ö. 1922) 1838 - John Muir, Etkili bir İskoç-Amerikalı, doğa bilimci, yazar, çevre filozofu, botanikçi, zoolog, buzulbilimci (ö. 1914) 1864 - Max Weber, Alman toplum bilimci (ö. 1920) 1882 - Percy Williams Bridgman, Amerikalı fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (ö. 1961) 1889 - Paul Karrer, İsviçreli organik kimyacı (ö. 1971) 1889 - Efrem Zimbalist, Rus keman virtüözü, besteci ve orkestra yönetmeni (ö. 1985) 1904 - Odilo Globocnik, Avusturyalı bir Nazi ve sonrasında bir SS lideri (ö. 1945) 1911 - Kemal Satır, Türk hekim ve siyasetçi (CHP'nin eski Genel Sekreterlerinden) (ö. 1991) 1913 - Sami Ayanoğlu, Türk tiyatro, sinema oyuncusu, yönetmen, senarist ve yapımcı (ö. 1971) 1913 - Şevket Rado, Türk gazeteci ve yazar (ö. 1988) 1915 - Anthony Quinn, Amerikalı sinema oyuncusu ve En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü sahibi (ö. 2001) 1919 - Licio Gelli, İtalyan finansçı, mason ve suç örgütü lideri (ö. 2015) 1922 - Nazım Kıbrısî, Türk mutasavvıf ve Nakşibendi Tarikatı şeyhi (ö. 2014) 1923 - Bahaeddin Ögel, Türk tarih profesörü (ö. 1989) 1926 - II. Elizabeth, İngiliz Milletler Topluluğu Başkanı ve İngiltere Kraliçesi (ö. 2022) 1928 - Andrew Walls, Britanyalı misyolog (ö. 2021) 1930 - Silvana Mangano, İtalyan kadın film oyuncusu ve manken (ö. 1989) 1930 - Jack Taylor, İngiliz futbol hakemi (ö. 2012) 1932 - Elaine May, Amerikalı komedyen, film yönetmeni, senarist, oyun yazarı ve oyuncu 1932 - Angela Mortimer, İngiliz tenisçi 1935 - Charles Grodin, Amerikalı aktör, komedyen, yazar ve eski televizyon sunucusu (ö. 2021) 1941 - Ryan O'Neal, Amerikalı sinema oyuncusu 1943 - Philippe Séguin, Fransız siyasetçi (ö. 2010) 1947 - Barbara Park, Amerikalı yazar (ö. 2013) 1947 - Iggy Pop, Amerikalı müzisyen, şarkıcı, söz yazarı, baterist ve aktör 1949 - Patti LuPone, Amerikalı oyuncu ve şarkıcı 1951 - Tony Danza, Amerikalı sinema oyuncusu 1952 - Cheryl Gillan, Britanyalı siyasetçi (ö. 2021) 1954 - James Morrison, Amerikalı oyuncu 1955 - Murathan Mungan, Türk oyun yazarı ve şair 1955 - Kris Kelmi, Sovyet-Rus müzisyen ve besteci (ö. 2019) 1957 - Hervé Le Tellier, Fransız yazar 1958 - Andie MacDowell, Amerikalı oyuncudur 1959 - Robert Smith, İngiliz gitarist ve vokalisttir 1959 - Ayşe Sucu, Türk gazeteci ve yazar 1961 - Ulvi Arı, Türk pantomim (mim) sanatçısı, oyuncu ve yazar 1963 - Behzat Uygur, Türk tiyatro, dizi ve sinema oyuncusu 1969 - Toby Stephens, İngiliz tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu 1971 - Nebil Sayın, Türk oyuncu 1975 - Olivia Magnani, İtalyan oyuncu ve şarkıcı 1979 - James McAvoy, İskoç aktör 1979 - Tobias Linderoth, İsveçli futbolcu 1983 - Marco Donadel, İtalyan futbolcu 1988 - Robert Patrick "Robbie" Amell, Kanadalı aktör 1989 - Nikki Cross, İskoç profesyonel güreşçi 1990 - Tunay Torun, Alman-Türk futbolcu 1992 - Botond Baráth, Macar futbolcu 1992 - Deng Linlin, Çinli jimnastikçi 1992 - Francisco Román Alarcón Suárez ya da kısaca Isco, İspanyol millî futbolcu 1993 - Bruno Gaspar, Portekizli futbolcu 1994 - Erten Ersu, Türk futbolcu Ölümler MÖ 43 - Aulus Hirtius, Jül Sezar'ın hemen ardından Roma konsülü (MÖ 90) 599 - Antakyalı I. Anastasius, Antakya Patriği 866 - Bardas, Bizans soylusu ve yüksek dereceli bakan 1109 - Canterbury'li Anselmus, Tanrı'nın varlığına ilişkin ontolojik kanıtıyla tanınan Benedikten keşişi, filozof ve ilahiyatçı (d. 1033) 1142 - Pierre Abélard, Fransız yazar ve filozof (d. 1079) 1509 - VII. Henry, İngiltere Kralı (d. 1457) 1574 - I. Cosimo, Medici Hanedanının Floransa Dükalığın II. Dükü ve Toskana Büyük Dükalığının ise I. Büyük Dükü (d. 1519) 1591 - Sen no Rikyū, bir Japon çay ustası (d. 1522) 1699 - Jean Racine, Fransız şair ve oyun yazarı (d. 1639) 1736 - Savoy Prensi Eugen, Avusturyalı general (d. 1663) 1793 - John Michell, İngiliz doğa filozofu ve papaz (d. 1724) 1825 - Johann Friedrich Pfaff, Alman matematikçi (d. 1765) 1866 - Jane Welsh Carlyle, İskoç yazar (d. 1801) 1910 - Mark Twain, Amerikalı roman ve mizah yazarı (d. 1835) 1918 - Manfred von Richthofen (Kızıl Baron), Alman pilot (d. 1892) 1938 - Muhammed İkbal, Pakistanlı şair (d. 1877) 1945 - Walter Model, Alman mareşal (d. 1891) 1946 - John Maynard Keynes, İngiliz ekonomist (d. 1883) 1952 - Stafford Cripps, İngiliz İşçi Partisi politikacısı, avukatı ve diplomatı (d. 1889) 1965 - Edward Victor Appleton, İngiliz fizikçi ve Nobel Fizik Ödülü sahibi (d. 1892) 1966 - Josef Dietrich, Alman Waffen-SS generali (d. 1892) 1971 - François Duvalier, Haiti Devlet Başkanı (d. 1907) 1973 - Kemal Tahir, Türk yazar (d. 1910) 1980 - Aleksandr Oparin, Sovyet biyokimyacı (d. 1894) 1980 - Sohrab Sepehri, İranlı modern şair ve ressam (d. 1928) 1985 - Tancredo de Almeida Neves, Brezilyalı siyasetçi (d. 1910) 1996 - Cahar Dudayev, Çeçen komutan (d. 1944) 1998 - Jean-François Lyotard, Fransız filozof (d. 1924) 2003 - Nina Simone, Amerikalı şarkıcı, piyanist ve insan hakları savunucusu (d. 1933) 2006 - Telê Santana, Brezilyalı futbolcu ve teknik direktör (d. 1931) 2010 - Juan Antonio Samaranch, İspanyol spor adamı (d. 1920) 2011 - Harold Garfinkel, Amerikalı sosyolog ve filozof (d. 1917) 2011 - Sofía Silva Inserri, Venezuelalı manken (d. 1929) 2013 - Chrissy Amphlett, Avustralyalı şarkıcı (d. 1959) 2015 - John Moshoeu, Güney Afrikalı futbolcu (d. 1965) 2016 - Prince, Amerikalı müzisyen (d. 1958) 2017 - Enrico Medioli, İtalyan senarist (d. 1925) 2018 - Verne Troyer, Amerikalı oyuncu, komedyen ve dublör sanatçısı (d. 1969) 2019 - Hannelore Elsner, Alman oyuncu ve moda tasarımcısı (d. 1942) 2019 - Steven Golin, Amerikalı film ve televizyon yapımcısı (d. 1955) 2019 - Ken Kercheval, Amerikalı oyuncu (d. 1935) 2020 - Abdürrahim El-Keib, Libyalı politikacı (d. 1950) 2020 - Donald Kennedy, Amerikalı bilim insanı, gazeteci, bürokrat ve akademisyen (d. 1931) 2020 - Teruyuki Okazaki, Japon karateci (d. 1931) 2020 - Jacques Pellen, Fransız caz gitaristi (d. 1957) 2020 - Laisenia Qarase, Fijili siyasetçi (d. 1941) 2020 - Florian Schneider-Esleben, Alman elektronik dans müziği sanatçısı ve pop şarkıcısı (d. 1947) 2021 - Mercedes Colás de Meroño, Arjantinli isnan hakları aktivisti (d. 1925) 2021 - Myriam Colombi, Fransız tiyatro, sinema ve dizi oyuncusu (d. 1940) 2021 - Thomas Fritsch, Almana aktör ve seslendirme sanatçısı (d. 1944) 2021 - Marian Kosiński, Polonyalı profesyonel futbolcu ve teknik direktör (d. 1945) 2021 - Lea Dali Lion, Eston şarkıcı, müzisyen ve söz yazarı (d. 1974) 2021 - Joe Long, Amerikalı müzisyen (d. 1932) 2021 - Annie Steiner, Cezayirli kadın aktivist (d. 1928) 2022 - Renate Holm, Alman-Avusturyalı aktris ve opera sanatçısı (d. 1931) 2022 - Aydın İlter, Türk asker (d. 1930) 2022 - Mwai Kibaki, Kenya Cumhuriyeti'nin üçüncü devlet başkanı (d. 1931) 2022 - Jacques Perrin, Fransız aktör, film yapımcısı ve yönetmeni (d. 1941) 2022 - Cynthia Plaster Caster, Amerikalı heykeltıraş (d. 1947) 2023 - Trilochan Kanungo, Hint siyasetçi (d. 1940) Tatiller ve özel günler Bahailik - Rıdvan festivalinin ilk günü Fırtına : Sitte-i Sevr'in Başlangıcı 0421 21
1435
https://tr.wikipedia.org/wiki/Lamborghini
Lamborghini
Lamborghini, bir İtalyan süperspor otomobil, spor otomobil, SUV ve traktör markasıdır. Ferruccio Lamborghini (1916-1993) tarafından kurulmuştur. Bologna ile Modena arasındaki küçük bir köy olan Sant'Agata Bolognese'da firmanın merkezi ve fabrikası bulunmaktadır. Şirket Audi aracılığıyla Volkswagen AG'ye aittir. Feruccio Lamborghini dönemi Giotto Bizzarrini, Gian Paolo Dallara, Franco Scaglione ve Bob Wallace gibi yeteneklerle çalışarak ilk prototipini üretirler. GTV'den hemen sonra Lamborghini 350 GT'yi satışa sunulur. 350 GT'yi 400 GT takip eder. 400 GT ve ondan önceki modelden elde edilen gelir şirkete ilk spor otomobili üretir. Lamborghini Miura Konsept Kasım 1965'te Ferruccio tarafından Torino Otomobil Fuarı'nda tanıtılır. Motoru ortada ve enine olarak yerleştirilmiştir. Konsept bir yıldan kısa bir sürede Marcello Gandini tarafından üretim aşamasına getirilir. Otomobil adını ünlü boğa yetiştiricisi Don Eduardo Miura almıştır. Toplam 761 adet Miura üretilmiştir. Miura Lamborghini markasını dünyanın sayılı spor araba üreticisi arasına dahil etmiştir. Miura'yı Espada takip eder. Espada tasarımını 4 koltuklu Marzal konseptinden almıştır ve Miura ile beraber geliştirilmiştir. Espada İspanyolca matadorların boğa güreşlerinde kullandığı kılıç adıdır. Motoru 4 litre V12 olup önden geleneksel yerleştirilmiştir. Üretimde olduğu 10 yıl boyunca 3 farklı seri halinde satılmıştır. 1217 adet üretilen Espada Lamborghini'nin başarılı modellerinden biridir. 1971 yılında Lamborghini LP500 Countach konseptini üretir. Countach kelimesinin tam anlamı yoktur. Piyemontece'de güzel bir bayan görüldüğünde söylenir. İlk konseptin çıkışından 3 yıl sonra 1974'te LP400 Countach'ın üretimine başlanmıştır. Countach bir Lamborghini geleneği olan yukarı açılan kapılara sahip olan ilk otomobildir. Miura'da bulunan 4 litre V12'yi ve bu V12'nin hacmi artırılarak 5 litrelik bir versiyonunu (LP500S Countach 1982) kullanmıştır. Aracın geri görüşünün olmayışı onu geri viteste iken sürücüsünün kapı eşiğine oturup kullanmasını gerektiriyordu. Şirket 1972 yılında Güney Amerika'ya yapacağı büyük çaplı bir traktör satışının iptali ile büyük bir sıkıntıya girmiştir. Traktör siparişlerin hazırlanması için yapılan geliştirmeler sonucu giderler arttırmış ve bunun sonucu olarak Ferruccio beraber üretim yaptıkları traktör fabrikasındaki hisselerini Fiat'a satmıştır. Günümüzde Same Deutz-Fahr grup bünyesinde Lamborghini marka traktörlerin üretimi devam etmektedir. Sonunda otomobil departmanı kendi kendine yetebilen ve kar edebilen bir kuruluş olmuştur. Fakat Lamborghini şirketini İsviçreli yatırımcılara satarak otomotiv sektöründen çekilmiştir. İflas, Mimran ve Chrysler Dönemi 1970'lerdeki petrol krizi spor otomobil satışlarını etkilemiştir. 1978'de Lamborghini şirket olarak iflası açıklar. İtalya icra mahkemesi şirketin satışını ister. Bunun üzerine İsviçre merkezli Mimran kardeşler şirketi satın alırlar. Bu dönemde şirket Countach, Jalpa ve LM002 modellerini satmaya devam eder. Şirket sürpriz bir şekilde 1987 yılında Lee Iacocca yönetimindeki Chrysler tarafından satın alınır. Sonrasında Lamborghini Countach'ın selefi olacak Diablo modeli için çalışmalara başlar. Diablo'nun tasarımını daha önce Miura ve Countach'ın tasarımını yapmış olan Marcello Gandini yapar. Tasarım Chrysler tarafından geliştirilerek satışa sunulur. Chrysler sonrası: Megatech Ocak 1994'te kötü ekonomik koşullar ve politik şartlar Chrysler'in Lamborghini'yi Megatech'e satmaya zorladı. Megatech Endonezya Başkanı Suharto'nun oğlu Tommy Suharto yönetimindeki Endonezyalı yatırım grubudur. Yeni yönetim altında pazarlama uygulamalarındaki değişim ve yeniden yapılandırılan satış bayileri ile Lamborghini'de rönesans başlamıştır. Satışlar 1993'te 101,1994'te 301 ve 1995'te 414'e yükselmiştir. Lamborghini Miura SV'den ilham alınarak yapılan Diablo SV (Sport Veloce) 1995'te satışa sunuldu. Lamborghini tarafından geliştirilen en güçlü V12'ye (525 bg) sahiptir. Diğer Diablo modelleri arasında Diablo SV en çok satılan model olacaktır. Megatech 1997 yılında Endonezya'daki değişen koşullar sebebiyle şirketi Audi'ye satmıştır. Audi dönemi Audi'nin Lamborghini'yi almasıyla beraber Diablo'nun yerine gelecek modelin çalışmalarına devam edilmiştir. Luc Donckerwolke tarafından tasarlanan Lamborghini Murcielago belki de son geleneksel Lamborghini modeli olacaktır. Yukarı açılan kapıları ve V12 motor kullanan güncel son modeldir. 6.2 litre hacmindeki motor 575 bg üretirken, 2006 yılında Murcielgo'nun geliştirilmiş versiyonu LP640'ta ise 6.5 lt hacminde 640 bg güç üreten bir V12 bulunmaktadır. Murcielago'nun anlamı İspanyolca yarasa demektir. 1879'da Cordoba arenasında 24 kılıç darbesi almasına rağmen sağ kalan boğanın adı Murcielago'dur. Daha sonra Murcielago bir başka Lamborghini modelini adını veren Don Antonio Miura'ya hediye edilmiştir. Luc Donckerwolke'a Red Dot tasarım ödülünü kazandırmıştır. 2007 yılında ise Lamborghini 1 milyon Euro değeri ile en pahalı, en hızlı (360 km/h)ve en güçlü (670 bg) Murcielago modelini satışa sundu. Reventón 6.5 litre V12 motorunun ürettiği 670 bg güç ile 0–100 km/h hızlanması sadece 3.4 saniyede gerçekleştirir. Araçtan sadece 20 tane üretilmiştir. 2009 yılında ise Murcielago LP670/4 SV (Super Veloce) tanıtılmıştır. 6.5 litrelik V12'si 670 bg güç üretmektedir. Ayrıca kullanılan karbonfiber malzemeler ve şaside kullanılan çelik güncel LP640 modelinden 102 kg daha hafif olmasını sağlamıştır. 335 km/h maksimum hıza çıkabilen araçtan sadece 350 adet üretilecektir. LP 670/4 Murcielago'nun son versiyonu olacaktır. LP670/4 modeliyle beraber Murcielago modeli üretimden kalkacaktır. 102 kilogramlık diyeti için Murcielago'nun müzik sisteminden dahi feragat edilmiştir. SV sadece beyaz, gri, sarı, turuncu ya da siyah renklerle sunulacak olsa da Lamborghini mat siyah ve mat beyaz renkleri opsiyonel olarak alınabilecek. 2003 yılında Audi çatısı altında yapılan ilk model olan Gallardo üretime geçmiştir. Otomobil ismini ünlü bir boğadan almaktadır. Gallardo İspanyolca bir sözcük olup cesur anlamına gelmektedir. Lamborghini'nin en çok satan modelidir. Luc Donckerwolke tarafından tasarlanmış ve 2003 senesine Red Dot Tasarım Ödülünü 2. defa kazanmıştır. Üretime başlandığı 3 yıl içerisinde 5000 üzerinde satılmıştır. 5 litre V10 ortadan motorlu araç Gallardo 550-2 Valentino Balboni modeli hariç 4 tekerden çekişlidir. İlk modelleri 500 bg iken 2006 yılında Gallardo Spyder modeli ile birlikte güç 520 bg çıkmıştır. 2007 yılında ise Cenevre otomotiv fuarında Superleggera modeli tanıtılmıştır. Güncel versiyonundan 70 kg daha hafif ve 10 bg daha güçlü olan model, Ferrari 430 Scuderia'nın rakibi olmuştur. 2008 senesinde ise Gallardo versiyonları arasında en güçlüsü LP560/4 satışa sunulmuştur. V10 motoru 560 bg üretecek şekilde geliştirilmiştir. Ayrıca genel kapsamlı yapılan değişiklikler arasında aracın önünde yenilen hava girişleri Reventon'dan alınmıştır. Ayrıca farlar eski versiyona göre biraz daha aşağı çekilerek aracın ön görünüşü daha agresif hale getirilmiştir. Arka tarafta yapılan değişiklikler ise tamamıyla yeniden şekillendirilen stop lambaları ve çift olan egzoz çıkışlarının 4'e çıkarılmasıdır. Stop lambalarının değişimi şirket tarafından, aracı daha yüksek gösteriyordu şeklinde açıklanmıştır Yarış modelleri Ferruccio Lamborghini şirketinin yarışlara girmesini istemedi. O bunun çok pahalı ve şirketi maddi yönden zorlayacağını düşünmüştür. Bu sebeple onun yönetiminde şirket hiç yarış arabası üretmedi. Şirket sadece ama sadece test pilotu Bob Wallace için var olan modellerin yüksek performanslı prototiplerini üretmiştir. Bunlardan göze çarpanlar Miura SV baz alınarak yapılan Jota ve Jarama S'ten yapılan Bob Wallace Special'dir. Rosetti yönetiminde, Lamborghini BMW ile bir anlaşma dahilinde homologe edilmesi için yeterli sayıda yarış arabası üretimi yapmıştır. Bununla beraber Lamborghini anlaşmadaki şartları yerine getirememiştir. Araç neticede BMW motorsporları bölümü tarafından geliştirilmiş ve BMW M1 olarak üretilerek satılmıştır. Yine Lamborghini C klasmanında yarışmak için QVX'yi geliştirmiştir. Bir araç yapılmıştır fakat sponsor bulunamayışından sezonu bitirememiştir. Sadece bir yarışa katılmıştır. 1986 yılında şampiyona dışında Southern Suns 500 km yarışında Güney Afrika'da bulunan Kyalami pistinde Tiff Needell tarafından sürülmüştür. Aracın yarışı başlangıca göre iyi bir yerde bitirmesine rağmen sponsor bulunamadı ve yarış programı iptal edildi. Lamborghini 1989 ve 1993 yılları arasında Formula 1 yarışlarına motor tedarikçisi olmuştur. Müşterileri arasında Larrousse, Ligier, Lotus ve kendi takımıdır. Her ne kadar takımın ismi Lamborghini olsa da fabrika takımı olarak görülmemiştir. 1992'de Larrousse/Lamborghini takımı rekabetçi olmasa da dikkate değer biçimde egzozlarından yağ fışkırtıyordu. Larrousse takımının yarış arabalarını yakından takip eden öteki arabalar çoğunlukla yarışın bitiminde sarımsı-kahverengi renklere bürünüyorlardı. 1991'in ilerleyen günlerinde Lamborghini'nin Formula 1 için ürettiği motorlar Konrad KM-011 Grup C araçlarında kullanılmıştır. Fakat birkaç yarış kalmışken proje iptal edildi. Aynı motor kardeş firma Chrysler markası ile 1993 sezonunun sonuna yaklaşırken McLaren tarafından 1994 sezonunda kullanılması için test edilmiştir. Her ne kadar takımın sürücüsü Ayrton Senna tarafından motorun performansı olumlu not almışsa da, McLaren görüşmeleri askıya almış ve Peugeot motorunu tercih etmiştir. Böylece Chrysler bu projeyi de bitirmiştir. Diablo Supertrophy için iki Diablo modeli üretilmiştir. Tek model yarış serisi 1996 ile 1999 yılları arasında yapılarak devam etmiştir. İlk yıl kullanılan araçlar Diablo SVR iken, kalan üç yılda ise Diablo GTR kullanılmıştır. Lamborghini 2004 yılında FIA GT Şampiyonası'nda, Super GT ve Amerika Le Mans Seri'sinde yarıştırmak için Murcielago R-GT modelini geliştirmiştir. Ulaşılan en yüksek derece FIA GT Şampiyonası'nın Valensiya'daki açılış yarışında elde ettiği üçüncülüktür. Yarışa Reiter Mühendislik adına katılan araç beşinci sıradan başladığı aracı podyumda bitirmiştir. Super Gt Şampiyonası'nın açılış yarışı olan Suzuka'da Japon Lamborghini sahipleri tarafından kullanılan araç ilk zaferini kazanmıştır (kendi sınıfında) R-GT ile. Gallardo'nun GT3 versiyonu Reiter Mühendislik tarafından geliştirilmiştir. All-Inkl.com yarış takımı tarafından FIA GT Şampiyonası'na katılan Murcielago R-GT, Christophe Bouchut ve Stefan Mücke tarafından kullanılarak sezonun açılış yarışı olan Zhuhai Uluslararası Pisti'nde kazanarak Lamborghini'ye uluslararası yarış alanında ilk büyük başarısını getirmiştir. Lamborghini 2009 yılında yeni bir yarış serisine başlayacaktır. Blacpain Super Trofeo adındaki yarış serisinde Lamborghini Gallardo LP 560/4 araçların yarış versiyonları kullanılacaktır. Araç standart Gallardo LP560/4'e göre daha hafif ve biraz daha güçlüdür (570 bg). İlk yarış 2 Mayıs'ta İngiltere'nin Silverstone pistinde yapılacaktır. Daha sonraki etaplar ise sırası ile İtalya'da Adria Raceway, Almanya'da Norisring,Belçika'da ünlü Spa pisti, İspanya'da Barcelona ve Fransa'da Paul Ricard pistinde koşulacaktır. Toplam 30 araç takımlar için üretilmiş olup bir tanesi Lamborghini adına seride yarışacaktır. Şimdi yarış arabası olarak Lamborghini Gallardo kullanılmaktadır. Tekne Motorları Lamborghini Dünya Offshore Serisi yarışlarının Class 1 kategorisinde kullanılması için bazı yıllar büyük V12 motorları üretmiştir. Bu motor 8.2 litre olup gücü 940 bg'dir. Modelleri Lamborghini'nin şu ana kadar sunduğu modeller sırasıyla; Ve en yeni modelleri olarak da Veneno LP 750-4 ve Asterion LP 910-4 sıralamada yerini almıştır. Ayrıca bakınız Lamborghini Trattori Kaynakça Dış bağlantılar Lamborghini Blog Lambo Cars fan kulübü Volkswagen grubu Formula 1 motor üreticileri Lüks markalar İtalya merkezli otomotiv şirketleri Otomobil markaları İtalyan markaları 1963'te kurulan şirketler İtalya merkezli motor üreticileri Deniz motoru üreticileri
1441
https://tr.wikipedia.org/wiki/Dans
Dans
Dans (Fransızca: Danse) ya da Raks (Arapça: رقص), tüm vücudun bir müzik ritmi eşliğinde estetikle birlikte çalıştırılabildiği bir gelenek, sanat, bir tedavi şekli veya sadece bir ifade şekli olabilir. Dans, koreografisine, hareket repertuarına, dans tarihi veya menşe yerine göre kategorize edilebilir ve tanımlanabilir. Dans genellikle müzik eşliğinde ve bazen dansçının kendisi ile aynı anda bir müzik enstrümanı kullanılarak gerçekleştirilir. Dövüş sanatları, jimnastik, amigoluk, artistik buz pateni, artistik yüzme, bandolar ve diğer birçok atletizm türü dahil olmak üzere diğer insan hareketi biçimlerinin bazen dansa benzer bir kaliteye sahip olduğu söylenir. Dans yalnızca performansla sınırlı değildir, çünkü dans bir egzersiz biçimi olarak diğer spor ve aktiviteler için eğitim olarak kullanılır. Dans, dünya çapında çeşitli farklı tarz ve standartların sergilendiği dans yarışmalarıyla bazıları için bir spor haline geldi. Dansın birçok insan için estetik bir çekiciliği bulunur. Dünya dans günü 29 nisandır. Dans türleri Solo dans Partner dansı Rock Broadway Bale Ça-ça Disko Foxtrot Salsa Breakdance Türk halk oyunları Hip hop dansı Jive Sosyal dans Tap dansı Caz dansı Halk dansı Erotik dans Masa dansı Direk dansı Kucak dansı Sokak dansı Balo dansı Buz dansı Zorunlu dans Yorumlayıcı dans Kalipso Alternatif dans Lirik dans Mambo Modern Dans Postmodern dans Çağdaş dans Pasodoble Latin dansları Pop Punk Rumba Salsa Samba Swing Tango Vals Zeybek Zumba Tap dansı Oryantal dans Sirtaki Roman Kaynakça Ayrıca bakınız Danslar listesi Ulusal danslar listesi Modern Dans Topluluğu Dans çılgınlığı Yok Böyle Dans Dans salonu Dans müziği Müzikalite Dansöz Eğlence meslekleri Tiyatro meslekleri Fransızcadan Türkçeye geçen sözcükler Gösteri sanatları
1442
https://tr.wikipedia.org/wiki/Isaac%20Asimov
Isaac Asimov
Isaac Asimov (2 Ocak 1920 – 6 Nisan 1992), Boston Üniversitesi'nde biyokimya profesörlüğü yapmış Amerikalı yazar ve biyokimyager. Daha çok bilimkurgu ve popüler bilim yazarlığı yapması ile tanındı. Hayatı boyunca 500'den fazla kitap 90.000 kartpostal yazdı ve üretkenliği ile bilinirdi. Pek çok konuda yapıtları olmasına karşın, bilimkurgu eserleri ve popüler bilim kitapları ile tanınmıştır. Kurgu olmayan çok sayıda eserinin yanı sıra fantezi dalında da yazmıştır. Dewey Onlu Sınıflama Sistemi'ndeki felsefe hariç tüm ana dallarda eserleri vardır. Asimov, ortak görüşle bilimkurgu dalının ustasıdır. Robert A. Heinlein ve Arthur C. Clarke ile birlikte yaşadığı dönemde "üç büyük" bilimkurgu yazarından biri olarak kabul edilmiştir. Çocukluğu ve ailesi Kesin doğum tarihi bilinmeyen Asimov'un doğum tarihi resmi kayıtlarda 2 Ocak 1920'dir. Rusya'da Smolensk yakınlarındaki bir kasabada Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Asimov, ailesi ile birlikte üç yaşındayken Amerika Birleşik Devletleri'ne göç etti. New York kentinde büyüdü. 20 yaşından önce bilimkurgu öyküleri yazmaya başladı. Columbia Üniversitesi'nden 1939'da mezun oldu ve kimya dalında doktorasını aynı üniversiteden aldı. Daha sonra Boston Üniversitesi'ne geçti. Burada 1979'da profesör oldu. 26 Temmuz 1942'de Gertrude Blugerman ile evlendi. Bu evliliğinden iki çocuğu oldu. 1973'te ilk eşinden boşanan Asimov, aynı yıl Janet Jeppson ile evlendi. 1983'te olduğu by-pass ameliyatındaki kan naklinde kendisine verilen enfekte kan nedeniyle AIDS'e yakalandı ve 6 Nisan 1992'de bu hastalık yüzünden öldü. AIDS'ten öldüğü gerçeği ölümünden 10 yıl sonra kamuoyuna açıklandı. Yazarlık kariyeri Yazarlık kariyerine bilimkurgu ile başlayan Asimov, popüler bilim kitapları ve şiir kitapları da yayımladı. 1941'de yayımlanan Galaksi Şeytanları (Nightfall) adlı kısa bilimkurgu öyküsü, en ünlü bilimkurgu öykülerden biri oldu. Bu öykü 1968'de Amerikan Bilimkurgu Yazarları adlı kuruluş tarafından o zamana dek yazılmış en iyi kısa bilimkurgu öyküsü seçildi. Asimov, Vakıf, Robot ve Galaktik İmparatorluk serileri ile büyük ün kazanmıştır. Kazandığı Ödüller Nebula Best Short story (aday) (1965): Founding Father Nebula Best Short story (aday) (1965): Eyes Do More Than See Nebula Best Novel (kazandı) (1972): The Gods Themselves Hugo Best Novel (kazandı) (1973): The Gods Themselves Hugo Best Novellette (aday) (1975): That Thou Art Mindful of Him Nebula Best Novellette (aday) (1976): The Bicentennial Man Hugo Best Novellette (kazandı) (1977): The Bicentennial Man Nebula Best Novel (aday) (1982): Vakıf'ın Sınırı Hugo Best Novel (kazandı) (1983): Vakıf'ın Sınırı Hugo Best Novel (aday) (1984): The Robots of Dawn Nebula Best Short story (aday) (1986): Robot Dreams Hugo Best Short story (aday) (1987): Robot Dreams Hugo Best Novellette (kazandı) (1992): Gold Yapıtları Not: Asimov kitaplarının Türkçe çevirilerinde, (özellikle eski basım kitaplarda) orijinal isimlere sadık kalınmamış olduğu için, bazı baskılar bilgilendirme amaçlı olarak parantez içinde verilmiştir. Bilimkurgu Kitapları Robot Serisi: Çelik Mağaralar (Ölü Gezegen) - The Caves of Steel Güneşin Tanrıları - The Naked Sun Şafağın Robotları - The Robots of Dawn Kurtarıcı - Robots and Empire Galaktik İmparatorluk Hikâyeleri: Tanrılar ve İmparatorlar - The Currents of Space Sonsuzun Tohumları (Asi Gezegen Tyrran) - The Stars, Like Dust Zamandan Kaçış (Uğursuz Gezegen Galactica) - Pebble in the Sky Vakıf Öncesi: Vakıf Kurulurken (İmparatorluk Kurulurken) - Prelude to Foundation Vakıf İleri (Erişilmez İmparatorluk) - Forward the Foundation Vakıf Üçlemesi: Vakıf (İmparatorluk) - Foundation Vakıf ve İmparatorluk (Altın Galaksi) - Foundation and Empire İkinci Vakıf (Gizli Tanrılar) - Second Foundation Vakıf Sonrası: Vakıf'ın Sınırı (Galaksi Çöküyor) - Foundation's Edge Vakıf ve Dünya - Foundation and Earth Seri Harici Hikâyeleri Asterisk * işaretli hikâyeler Vakıf ve Robot serileri ile küçük bağlantılar taşır. Sonsuzluğun Sonu* (Evrenin Çanları) - The End of Eternity Kan Damarlarında Yolculuk - Fantastic Voyage Hedef Beyin* - Fantastic Voyage II: Destination Brain İntikam Tanrıçası* - Nemesis Galaksi Şeytanları - Nightfall İşte Tanrılar - The Gods Themselves Kısa Hikâye Kitapları Üç Robot Yasası Robot Öyküleri Antolojisi Ben Robot - I, Robot Dünya Hepimize Yeter - Earth Is Room Enough Marslılar (Uzayın Bekçileri) - The Martian Way and Other Stories Karadul Bulmacaları - (Puzzles of the Black Widowers) Melezler Venüste Güle Güle Dünya Son Öyküler - Gold Popüler Bilim Kitapları Dolu Dolu Yaşadım Bilim ve Buluşlar Tarihi Dün Bugün Yarın Patlayan Güneşler Üstnovaların Taşıdığı Gizler Yeryüzü ve Uzay Uzayın Sınırları Bilinmeyen Tehlike İnsanlığın Geleceği Dünyamızı Tehdit Eden Felaketler Dünya Dışı Uygarlıklar Dış bağlantılar Asimov, Vakıf Serisi Robot Yasaları ve Röportajlar 1965'te Horizon ile Robotlar üzerine bir söyleşisi 1920 doğumlular Smolensk Oblastı doğumlular 1992 yılında ölenler Rusya Yahudileri Amerikalı bilimkurgu yazarları Kurgusal olmayan eserler veren Amerikalı yazarlar Amerikalı ateistler Rusya Yahudisi asıllı Amerikalılar Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Sovyet göçmenler Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlığına kabul edilenler Columbia Üniversitesinde öğrenim görenler Hugo Ödülü alan yazarlar Nebula Ödülü alan yazarlar Mizah yazarları Bilim tarihçileri HIV/AIDS'li kişiler New York eyaletinde enfeksiyon hastalıklarından ölenler New York'ta ölenler AIDS'e bağlı hastalıklardan ölenler Cenazesi yakılarak icra olunan kişiler Ateist yazarlar Yahudi ateistler Rus ateistler Amerika Birleşik Devletleri'nde AIDS'e bağlı hastalıklardan ölenler‎ 20. yüzyıl Amerikalı erkek yazarları
1446
https://tr.wikipedia.org/wiki/Muazzez%20%C4%B0lmiye%20%C3%87%C4%B1%C4%9F
Muazzez İlmiye Çığ
Muazzez İlmiye Çığ (20 Haziran 1914, Bursa), Türk sümerolog. Biyografi Ailesi köken olarak Kırımlı göçmenlerden olup babası Kırım'dan Amasya, Merzifon'a, annesi ise Kırım'dan Bursa'ya göçmüştür. Ailesi İzmir'de yaşamaktayken, 15 Mayıs 1919 tarihinde meydana gelen İzmir'in işgali ardından daha güvenli bir yer olan Çorum'a yerleşti. Eğitim ve kariyer İlkokula Çorum'da başladı. Daha sonra ailece Bursa'ya taşındılar. Bursa'da özel bir okul olan Bizim Mektep'te Fransızca ve keman dersleri aldı. 1926'da sınavla Bursa Kız Muallim Mektebine (Bursa Kız Öğretmen Okulu) girdi. 1931 yılında mezun oldu ve babasının da öğretmenlik yapmakta olduğu Eskişehir'e tayin oldu. Eskişehir'de öğretmenlik mesleğini 4.5 yıl yaptı. Bu sırada kardeşi Turan İtil (1924-2014) beyin cerrahı olmak için Amerika'ya gitti. 15 Şubat 1936 tarihinde Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Hititoloji bölümüne kaydoldu. Nazi Almanyası'ndan Türkiye'ye iltica etmiş olan ve Ankara Üniversitesinde dersler veren Prof. Dr. Hans Gustav Guterbock'dan Hitit Dili ve Kültürü derslerini, Prof. Dr. Benno Landsberger'den Sümer ve Akad Dilleri ve Mezopotamya Kültürü derslerini aldı. 1940 yılında Ankara Üniversitesinden mezun olduktan sonra İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler Arşivine uzman olarak atandı. Aynı yıl Kemal Çığ ile evlenmişti. Müzede çalıştığı 31 yıl boyunca meslektaşı Hatice Kızılyay ve Dr. F. R. Kraus ile birlikte müzenin deposunda bulunan Sümer, Akad ve Hitit dillerinde yazılmış on binlerce tableti temizleyip, sınıflandırıp numaralandırdı, 74 bin tabletten oluşan çivi yazılı belgeler arşivini oluşturdu, 3 bin tabletin kopyasını yapıp katalog halinde yayımladı. 1957'de Münih'teki Oryantalistler Kongresi'ne katıldı. 1960'ta Heidelberg Üniversitesinde 6 aylık bir çalışma yaptı. 1965'te Roma'da sergilenen Hitit sergisini bu şehirden alarak Londra'ya götürdü. 1972'de emekliye ayrıldı. Emeklilikten sonra bir süre yurtdışında yaşayan Muazzez İlmiye Çığ, 1988'de Philadelphia'daki Asuroloji kongresine katıldı. Prof. Kramer'in History Begins at Sumer adlı kitabını Türkçeye çevirdi ve kitap 1990'da “Tarih Sümerle Başlar” adıyla Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlandı. Kitabın çok ilgi görmesi üzerine 1993'te çocuklara yönelik Zaman Tüneliyle Sümerlere Yolculuk da dahil Sümer ve Hitit kültürlerini tanıtan 13 kitap yazdı. Muazzez İlmiye Çığ'ın özel arşivi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı'ndadır. Ödüller Adana Tepebağ Rotary Kulübü, Meslek Hizmet Ödülü İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından Fahri Doktora unvanı, 4 Mayıs 2000 Osmaniye'nin Çardak köyü'ndeki Anadolu Halk Bilimleri ve Kültür Derneği tarafından "Özgür İnsan Ödülü", 2005 Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitabı, Galatasaray Rotary Kulübü tarafından İngilizceye çevrilerek Avrupa ve Amerika'daki üniversite kütüphanelerine dağıtılmıştır. Uluslararası Lions Kulüpleri Derneği tarafından "Melvin Jones Dostluk Ödülü", 2014 Dava Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği ve Vatandaşlık Tepkilerim isimli kitaplarında kadınlarda başörtüsünün köklerinin Akadlara dayandığını yazmıştı. Bu kitapları 2007 yılında kamuoyunda yankı uyandırdı. 2007 yılında "Vatandaşlık Tepkilerim" adlı kitabında "halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek" suçuyla yargılandı ve ilk celsede beraat etti. Kitapları "Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sümer'deki Kökeni", 1995, Kaynak Yayınları "Sümerli Ludingirra - "Zaman Tüneliyle Yolculuk", 1996, Kaynak Yayınları "İbrahim Peygamber - Sümer Yazılarına ve Arkeolojik Buluntulara Göre", 1997, Kaynak Yayınları "İnanna'nın Aşkı - Sümer'de İnanç ve Kutsal Evlenme", 1998, Kaynak Yayınları "Zaman Tüneliyle Sümer'e Yolculuk", 1998, Kaynak Yayınları (Genişletilmiş ikinci basım; ilk basım 1993, Kültür Bakanlığı Yayınları) "Hititler ve Hattuşa - İştar'ın Kaleminden", 2000, Kaynak Yayınları "Gilgameş - Tarihte İlk Kral Kahraman", 2000, Kaynak Yayınları "Ortadoğu Uygarlık Mirası", 2002, Kaynak Yayınları "Ortadoğu Uygarlık Mirası 2", 2003, Kaynak Yayınları "Sümer Hayvan Masalları", 2003, Kaynak Yayınları "Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği", 2004, Kaynak Yayınları "Vatandaşlık Tepkilerim", 2004, Kaynak Yayınları "Atatürk Düşünüyor", 2005, Kaynak Yayınları "Bereket Kültü ve Mabet Fahişeliği", 2005, Kaynak Yayınları "Çivi Çiviyi Söker - Muazzez İlmiye Çığ Kitabı", Serhat Öztürk, 2002, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları "Sümerlilerde Tufan - Tufan'da Türkler", 2008, "Kaynak Yayınları" Kaynakça 1914 doğumlular Bursa doğumlu bilim insanları Bursa doğumlu yazarlar Kırım Tatarı asıllı Türkler Sümerologlar Türk arkeologlar Türk sekülaristler 20. yüzyıl Türk tarihçileri 21. yüzyıl Türk tarihçileri 100 yaş üstü Türkler Kurgusal olmayan eserler veren Türk yazarlar Yaşayan insanlar Türk eski Müslümanlar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinde öğrenim görenler 100 yaş üstü kadınlar İngilizceden Türkçeye çeviri yapanlar Türk ateistler Asurologlar Ankara Üniversitesinde öğrenim görenler İstanbul Üniversitesi öğretim üyeleri
1461
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0nsomnia
İnsomnia
İnsomnia ya da uyuyamama hastalığı, bir uyku sorunudur. Uykuya dalamama ya da gece boyunca sürekli uyuyamama sorunlarını barındırır. Hastalar genel olarak, gözlerini birkaç dakikadan fazla kapalı tutamamaktan ya da yatakta bir o yana bir bu yana dönerek uyuyamamaktan yakınırlar. İnsomnia birkaç gece sürerse geçici, 1 hafta ile 3 hafta arasında sürerse kısa süreli, 3 haftadan fazla sürerse kronik insomnia olur. Kronik bir hastalığa dönüşerek uyuma eksikliği doğrultusunda oldukça zararlı olabilir. İnsomnia doğal uyuma dengesini bozar ve tedavisi oldukça zor olabilir. İnsomnia hastaları genel olarak öğleden sonra ya da akşama doğru kısa süreli uyudukları için, geceleri de uyumakta zorluk çekerler. Bazıları da vücutlarını sınırlarında kullanmaya çalışırlar. Bu da çok mühim fiziksel ve zihinsel sorunlara yol açar. İnsomnia ayrıca birçok ilacın yan etkisi olarak, stres sebebiyle ya da duygusal, fiziksel ve zihinsel sorunlar doğrultusunda da oluşabilir. Önleme ve tedavi Hayat stilinin değiştirilmesi uykusuzluk tedavisinde ve önlenmesinde önemlidir. Uyarıcı kullanımından kaçınmak, uykusuzluğa karşı alınabilecek bir önlemdir. Kahve, çay, guarana, kakao, kola, enerji içecekleri, çikolata gibi kafein içeren gıda maddeleri ile ritalin ve adderall gibi uyarıcı ilaçların kullanımından kaçınmak bu yönteme örneklerdir. Düzenli uyuma, gün içi uyumaktan kaçınma ve yatak odasında uykuya elverişli düzenlemeler yapma (sessiz, karanlık) da hayat stilinin değiştirilmesi çerçevesinde yöntemlerdir. Bilişsel davranışçı terapi de uyku bozukluğu tedavisinde kullanılabilir. Bu metotlar arasında uyarıcı kontrol terapisi, rahatlama teknikleri, uyku kısıtlama ve ışık terapisi yer alır. İlaç tedavisinde, reçeteye tabi Eszopiclone (Lunesta), Ramelteon (Rozerem), Zaleplon (Sonata) ve Zolpidem (Ambien, Edluar, Intermezzo, Zolpimist) kullanılabilir. İlaç tedavisinin birkaç haftadan uzun süreli kullanımı önerilmemektedir. Alternatif tıp Geleneksel yöntemlerin başında, uyumadan önce sıcak süt içmek; uyanır uyanmaz sıcak bir duş almak, öğlen egzersiz yapmak, öğlen yemeğinde bol yemek yemek ve akşam yemeğinde az yemek yemek ve erken yatmaya çalışmak gelir. Geleneksel Çin tıbbında genelde akupunktur, diyet ve yaşam analizi ile şifalı bitkiler ana önlemleri oluşturur. Kaynakça Dış bağlantılar Psikolojik durumlar Uyku bozuklukları